Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti şartlar ne olursa olsun her bir vatandaşının can ve mal güvenliğini temin gibi sağlık, gıda, temizlik malzemesi ihtiyacını da karşılayabilecek güce sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından Huber Köşkü’nde basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konular ve Koronavirüs ile mücadeleye dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Biraz önce Kabinemizin 27. toplantısını tamamladık. Bu toplantımızda Koronavirüs salgını başta olmak üzere gündemimizdeki konuları enine boyuna değerlendirdik.
Türkiye, Koronavirüs salgınıyla mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Dünyayı âdeta pençesine alan bu salgının sağlık, gıda ve güvenlik başta olmak üzere pek çok farklı alandaki etkilerini yakından takip ediyoruz. Ülkemiz bu süreçte uluslararası alanda da takdir edilen olumlu yönde bir ayrışma içindedir. Hastaların tespitinden tedavisine kadar her konuda iyi durumdayız. Hastane, yoğun bakım yatağı, doktor ve yardımcı personel, malzeme, araç gereç, ilaç gibi hususlarda hiçbir eksiğimiz yoktur. Vatandaşlarımızın bireysel sağlık ve temizlik malzemesi tedarikinde de sıkıntı yaşamıyoruz. Ücretsiz maske dağıtımını çeşitli kanallardan sürdürüyoruz. Elbette Türkiye gibi 83 milyonluk bir ülkede böylesine büyük hizmetleri yürütmek kolay değildir, mutlaka aksaklıklar oluyordur. Burada önemli olan, aksaklığın yokluktan kaynaklanmamasıdır. Var olanı bölüşmek, var olanı dağıtmak küçük gecikmelerle de olsa mümkündür.
Pek çok ülkede maske gibi en sabit ürünlerin bırakınız tüm vatandaşlara dağıtımını, sağlık personeli için dahi temininde zorluk çekiliyor. Bu bakımdan gerçekten hamt edilecek bir konumda bulunuyoruz. Her vatandaşımıza ücretsiz maske dağıtımı uygulamamız sürüyor. Eczanelerden alınabilecek maskeler için bugüne kadar 32 milyon vatandaşımıza Sağlık Bakanlığının doğrulama kodunun yer aldığı mesaj gitmiştir. Bu Perşembe gününe kadar inşallah 39 milyona çıkacak. Özel sektörün yanı sıra, Millî Eğitim Bakanlığımızdan Millî Savunma Bakanlığımıza kadar kapasitesi olan tüm kamu kurumlarımız maske üretimine hız veriyor. Hastalığın seyrinde tedavi için kullanılan kimi ilaçların hem ham maddesi alınarak ülkemizde üretimi hem de tablet olarak temini hususunda da sıkıntı yaşamıyoruz.
“SALGININ KONTROL ALTINA ALINMASI KONUSUNDA ÖNEMLİ İLERLEMELER KAYDEDİYORUZ”
Sağlık kurumlarımız hem teşhis hem tedavi hem de yoğun bakım üniteleri olarak salgınla başa çıkabilecek kapasitedir. 81 ilimize yayılmış olan bin 518 hastanemizde 100 bini tek kişilik olmak üzere 240 bin yatağa sahibiz, yoğun bakım yatağı sayımız da 40 bini buluyor. Örneğin Avrupa’da her 100 bin nüfusa düşen yoğun bakım yatağı sayısı 12’nin altındayken, ülkemizde bu rakam 50’ye yakındır. Avrupa’nın en fazla yoğun bakım yatağına sahip ülkesi Almanya’da bile bu rakam 30’u bulmuyor.
Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta 45 gün içinde Yeşilköy ve Sancaktepe’de biner yataklı iki hastane kuracağımızı ifade etmiştim, bunların çalışmalarına başladık. Ayrıca, Hadımköy’de de 100, Derince’de 250 yataklı yeni hastaneler kuruyoruz. İnşası tamamlanan ve toplam yatak kapasitesi 2 bin 862 olan Başakşehir Şehir Hastanemizin ilk kısmını 20 Nisan’da, ikinci kısmını 15 Mayıs’ta hizmete açıyoruz. Sadece bu hastanemizin yoğun bakım yatağı sayısı 456’dır. Marmara Üniversitemize bağlı Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi de 536 yatağı ile hasta kabulüne başlamıştır.
Salgının kontrol altına alınması konusunda da önemli ilerlemeler kaydediyoruz. Günlük ve toplam test sayısında dünya sıralamasında en başlardaki grupta yer alıyoruz. Testte günlük olarak 34 bin 456’ya ulaşırken, toplamda ise 410 binin üzerine çıktık. Test oranımız, vaka oranımız hamt olsun aşağı yönlüdür. Hasta sayısına göre ölüm oranının düşüklüğü bakımından da ilk sıralardayız. Şu ana kadar taburcu olan hasta sayımız da 5 bine yaklaştı. Türkiye, aldığı tedbirlerle salgını en hızlı şekilde kontrol altına alan ülkelerin başında geliyor.
Nitekim Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar ülkemizi Koronavirüs salgınıyla mücadelede örnek gösteriyorlar. Sadece kendi vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, bizden destek isteyen her ülkenin çağrısına imkânlarımız nispetinde cevap vermeye çalışıyoruz. Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insansın, bu söze uygun şekilde elimizdekini tüm dostlarımızla paylaşıyoruz. Bugüne kadar 34 ülkeye malzeme ulaştırdık, önümüzdeki günlerde de bu desteği devam ettireceğiz. İlaç, ilaç ham maddesi ve tıbbi cihaz konusunda ülkemize katkı veren dostlarımıza da huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum.
“KARŞIMIZDAKİ TEHLİKE DİNAMİK BİR SÜREÇ YÖNETMEMİZİ GEREKTİRİYOR”
Aziz milletim, karşımızdaki tehlike dinamik bir süreç yönetmemizi gerektiriyor. Bunun için bilim insanlarımızın ve ilgili kurumlarımızın değerlendirmeleri ışığında aldığımız tedbirleri sürekli güncelliyor, geliştiriyoruz. Hafta sonu için alınan 30 büyük şehrimiz ile Zonguldak ilimizdeki sokağa çıkma yasağı da bu tedbirlerden biridir. Yasağın açıkladığı ilk saatlerde kimi yerlerde yaşanan gereksiz kargaşanın bir daha tekrar etmemesi için gereken tedbirleri alacağız. Amacımız, hafta sonu güzel havanın cazibesine kapılıp sokakları, parkları, piknik alanlarını, sahilleri dolduracak milyonlarca vatandaşımızı virüs tehlikesinden korumaktı. Cuma gecesi sokağa çıkma yasağının sadece Cumartesi ve Pazar günleriyle sınırlı olduğu açıkça belirtilmesine rağmen yaşanan olumsuzluklar bu gerçeği ortadan kaldırmıyor.
İçişleri Bakanımızın bu konudaki sorumluluğu üstlenerek gösterdiği hassasiyeti takdirle karşıladık, ancak istifasını kabul etmeyerek kendisinden görevini sürdürmesini istedim. Terörle mücadele, tabii afetler sonrası yürütülen çalışmalar ve son olarak Koronavirüs salgınında kamu güvenliğini sağlamadaki başarılarına yakinen şahit olduğum Sayın Bakanımız görevine devam ediyor.
Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik dönemde verdiği destek için Cumhur İttifakı’nın tarafı olarak Sayın Bahçeli’ye bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
“HAFTA SONLARI SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DE SÜRDÜRME KARARI ALDIK”
Kabine toplantımızda salgınla mücadele kapsamında hafta sonları sokağa çıkma yasağını önümüzdeki dönemde de ihtiyaç duyuldukça sürdürme kararı aldık. 17 Nisan Cuma gecesi Saat 24.00’den 19 Nisan Pazar gecesi saat 24.00’e kadar sokağa çıkma yasağı uygulanacağını şimdiden tüm vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum.
Bu hadiseyi ve genel olarak salgın önlemlerini bahane eden kimi medya kuruluşları haberleri ve köşe yazarlarıyla hep yaptıkları gibi kendi ülkelerine karşı âdeta savaş açmışlardır. Ülkemizin bu kritik dönemdeki mücadelesine katkı sağlamak yerine hepsi de yalan veya yanlış bilgilerle sürekli kin kusmak virüsten daha tehlikeli bir hastalığın işaretidir. Dünyada hem salgının düzeyi hem de alınan tedbirler konusunda Türkiye kadar şeffaf davranan pek az ülke vardır. Kararlar yetkisiz kurullarda mı alınıyor gibi sorularla bu şeffaflığı bozmaya çalışanların amacı, özellikle de bu amacın gerçeği aramak değil bozgunculuk yapmaktır. Her gün karanlık ve kirli zihniyetlerinin ürünü yayınlarla milletimizin kafasını bulandırmaya, gönlünü karartmaya çalışan bu tür hezeyanlara emin olunuz başka ülkelerde bir gün bile izin vermezler.
Türkiye’de demokrasi, çoğulculuk ve çok seslilik sıkıntı değil demokrasinin istismarı, ideolojik bağnazlığın gözleri kör etmesi ve bet seslerin önünün sınırsızca açık olması sorunu vardır. Milletimizin moralini bozmak için gece gündüz çalışanlar terör örgütleriyle, medyasıyla, siyasi teşekkülleriyle gün gelecek kendi fitne ve nefret çukurlarında boğulup gideceklerdir.
Bir dönem kendilerini ülkenin tek sahibi sanan, hâlâ da aynı kibirli tavırla hareket eden bu hastalıklı zihniyet sahiplerine diyorum ki; düşün artık milletin yakasından. Her darbenin, her vesayetin arkasında siz vardınız, her kaosun, her kargaşanın arkasında siz vardınız. Milletin değerlerine, mukaddesatına, onuruna yapılan her saldırının tetikçisi sizdiniz. Yıllardır yaptığınız işin adı gazetecilik değil şeamet tellallığıdır. Ama artık bu devir sona erdi. Ülkemiz sadece Koronavirüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden de inşallah kurtulacaktır.
CHP Genel Başkanının dün bir televizyon kanalında ne dünyadan ne Türkiye’den ne kendi belediyelerinden bihaber olduğunu gösteren sözlerinin takdirini de ben milletimize bırakıyorum. Milletin gözünün içine bakarak bu kadar yalanı arka arkaya söylemek mitomani hastalığıdır. Bunu bir araştırsın, öğrensin nedir bu hastalık. Umarım hekimlerimiz bu hastalığa da tez zamanda, kurduğu bir bilim kurulu da var zaten, herhalde o bilim kuruluyla karşılığını bulur.
“BUGÜNE KADAR TOPLAMDA 4,5 MİLYONA YAKIN VATANDAŞIMIZA DOĞRUDAN NAKİT DESTEĞİ SAĞLADIK”
Aziz milletim, buradan bir kez daha belirtmekte fayda görüyorum; Türkiye Cumhuriyeti Devleti şartlar ne olursa olsun her bir vatandaşının can ve mal güvenliğini temin gibi sağlık, gıda, temizlik malzemesi ihtiyacını da karşılayabilecek güce sahiptir. İstihdamı korumak, gelirini kaybeden vatandaşlarımıza sahip çıkmak, emeklilerimize destek vermek, esnafı ve sanatkârı ayakta tutmak, üretimi desteklemek için her önlemi alıyoruz. İşte Cuma gecesi atılan adımdan sonra Cumartesi-Pazar günü vefa sosyal dayanışma gruplarının İstanbul’da, Türkiye’nin değişik yerlerinde nasıl ev ev dolaştıklarını gördünüz. Fırınlarımızın kamyonetleriyle nasıl vatandaşlara ulaştığını gördünüz. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Ve İstanbul gibi yerde 350 civarında araç ve bu çalışmalarıyla halka ulaştı.
Bugüne kadar toplamda 4,5 milyona yakın vatandaşımıza doğrudan nakit desteği sağladık, sağlıyoruz. İstihdamın sürmesi için üç ay boyunca işten çıkarmaların önüne geçiyoruz. Faaliyetlerini azaltan veya ara veren işletmelerimizin istihdamı devam ettirmelerini sağlamak amacıyla kısa çalışma ödeneğini devreye soktuk. Kısa çalışma ödeneğine yapılan 2 milyon başvurunun 700 bini sonuçlandırıldı. Bundan faydalanamayan veya ücretsiz izne çıkartılmış olan çalışmalarımıza da aylık 1170 lira maaş desteği vereceğiz. Esnaf sanatkârlarımıza ve KOBİ’lerimize yönelik 25 bin liralık finansman desteğine başvurular 290 bini buldu. Bunun 164 bini ile ilgili süreç tamamlanarak 4 milyar 100 milyon liraya yakın kaynak tahsisi yapıldı.
Yine esnafımız için önemli olan 25 bin lira limitli Paraf Ticari Kart vasıtasıyla 1,5 milyar liralık ilave bir kaynak da 67 bin esnafımızın hizmetine sunuldu. Kredi Garanti Fonu destekli işe devam finansmanı için yapılan başvurular da 66 bini aştı. Süreci tamamlanan 35 bin firmaya 30 milyar liraya yakın finansman tahsisi yapıldı. Bireysel destek paketine yapılan başvuru ise 4 milyon 200 bini geçti. Geçtiğimiz Cuma günü itibariyle bu pakete yapılan başvuruların tahsisleri de başladı. Özellikle kamu bankaları, kurumsal ve ticari işletmelerin yaklaşık 21 milyar liralık borcunu öteleyerek piyasayı önemli ölçüde rahatlattı. Aynı şekilde 800 bine yakın vatandaşımızın 41 milyar lirayı bulan konut, ihtiyaç, araç kredisi ile kredi kartı borcu da talepleri üzerine kamu bankaları tarafından ötelendi. Halkbank 375 bin esnafımızın önümüzdeki üç ayda vadesi gelecek 3,5 milyar liralık taksit ödemesini herhangi bir ilave yük bindirmeden erteledi.
Çiftçilerimizi, hayvan yetiştiricilerimizi, gıda sektöründe faaliyet yürüten firmalarımızı desteklemek için tüm imkânları kullanıyoruz. Hazine arazilerinden ekilebilir olanları tarıma kazandırmak için ilgili kuruluşlarımız hazırlıklara başladı. Salgın sebebiyle dünyada yaşanabilecek tarım ve gıda ürünleri sıkıntısından Türkiye’nin etkilenmemesi için tüm tedbirleri alıyoruz. Kamu olarak tüm sektörleri desteklemek için, tüm imkânlarımızı seferber ederken maalesef özel bankalar bu süreçte hiç de iyi bir imtihan vermiyorlar. Ülkemizin ve milletimizin içinden geçtiği bu zor dönemde özel bankaların da üzerlerine düşenleri yapmasını bekliyoruz. Hamdolsun bu sancılı dönemi başarıyla geride bırakacak ekonomik altyapıya sahip bir ülkeyiz.
IMF programı başta olmak üzere, ülkemizi mihnet altına sokacak hiçbir dayatmaya boğun eğmeyeceğiz. Türkiye’yi yeniden bu cendereye sokmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Attığımız ve atacağımız adımlarla hiçbir kesimi sahipsiz bırakmamakta, ortaya çıkan yükü adil bir şekilde paylaşmakta kararlıyız. Milletimiz Gazi Mustafa Kemal’in İstiklal Harbimiz sırasında çıkardığı Tekâlif-i Milliye emirlerine sahip çıkarak vatanının kurtuluşu için fedakârlık yapmıştı. Bugün de milletimiz aldığımız tedbirlere riayet ederek başlattığımız ‘Biz Bize Yeteriz’ yardım kampanyasına katkıda bulunarak aynı asıl tavrı gösteriyor. Bunlar gönüllü kampanya. Kampanyamıza şu ana kadar yapılan bağış tutarı 1 milyar 612 milyon lira olmuştur. Buradan milletimin her bir ferdine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Aziz milletim, Türkiye ilhamını medeniyetinden alan bir hamiyet, bir vefa, bir adalet, bir vakar devletidir. Bizim medeniyetimizde insana hizmet için çalışmak, insan hayatı için mücadele etmek mukaddes bir görevdir. Bugün bu mücadeleyi 83 milyon milletimizle birlikte veriyoruz, salgının üstesinden de aynı anlayışla geleceğimizden şüphe duymuyorum. Yeter ki kurallara uyarak bu dönemi en az kayıpla ve en kısa sürede geride bırakabilelim, bir süre daha sabredeceğiz, ondan sonra inşallah hep birlikte felaha kavuşacağız. Gün, birlik olma, dayanışma, yardımlaşma, kardeş olduğumuzu dünyaya gösterme günüdür. Gün, bu salgınla mücadele ederken dağlara yaslanırcasına ümidimize ve sabrımıza yaslanma, vakur ve onurlu duruşumuzdan taviz vermeme günüdür. Acımızı birlikte kalbimize gömüyor, ümidimizi birlikte taze tutuyoruz, sabrımızı da birlikte zafere dönüştürmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Sizlere evde kalın, sabredin, kurullara uyun derken nasıl zorluklarla karşı karşıya bulunduğunuzu elbette biliyoruz. Evinden çıkamayan, büyüklerinin elinden tutup parka gidemeyen yavrularımızın gözlerindeki üzüntü yüreğimizi burkuyor. Okulunu, arkadaşlarını, öğretmenlerini özleyen, teneffüslerde arkadaşlarıyla bahçede oynama hayali kuran evlatlarımızın ıstırabı bizim de ıstırabımızdır. Dostlarıyla, akrabalarıyla kucaklaşamayan, namazını camide cemaatle kılamayan, kahvehanede arkadaşlarıyla sohbet edemeyen vatandaşımızın sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. Hastalanana geçmişe, özellikle doğum yapana hayırlı olsuna, ölenin cenazesine ve taziyesine gidemeyen kardeşlerimizin hüznü bizim de hüznümüzdür. Şu güzel bahar günlerinde sabah yürüyüşüne çıkamayan, parklarda, millet bahçelerinde hoşça vakit geçiremeyen emeklilerimizin burukluğu bizim de burukluğumuzdur. Okulundan, işinden, arkadaşlarından, spor salonlarından, arkadaşlarıyla buluşma mekânlarından uzak kalan gençlerimizin yaşadığı zorluğu çok iyi biliyoruz. Ailesinin geleceği için endişe duyan her vatandaşımızın sıkıntısı bizim de sıkıntımızdır. İnşallah az kaldı, atalarımızın dediği gibi, kara gün kararıp kalmaz. Bu kara günler sadece milletimizin değil bütün dünyanın kara günleridir. Sıradan gördüğümüz gündelik hayatımızın nasıl bir nimet olduğunu hep birlikte müşahede ediyoruz. İnşallah bugünler geçtikten sonra hayatımızı daha anlamlı, daha bereketli, daha verimli geçireceğiz.
Bu vesileyle, salgın hastalık veya diğer kronik rahatsızlıkları sebebiyle hayatını kaybeden tüm vatandaşlarıma Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Hastanelerde tedavi gören, evlerinde karantinada olan vatandaşlarıma Rabbimden acil şifalar temenni ediyorum. Sağlık personelimiz başta olmak üzere, güvenlik, gıda tedariki, ulaşım, iletişim, enerji gibi günlük hayatımızı kolaylaştıran alanlarda fedakârlıkla çalışan herkese şahsım, ailem, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Fabrikalarda çarkları çevirmeye devam eden, ekilmedik tek karış toprak bırakmama azmiyle tarlasında alın teri döken, üretimin ve istihdamın sürmesi için çalışan herkese teşekkür ediyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum; kalın sağlıcakla.”
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) 13. Türkiye Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Amerika’yla ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmemiz gerekiyor. İki ülke arasında, yeni ve çığır açan teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük bir potansiyel bulunduğunu görüyoruz” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyince (TAİK) düzenlenen yemekte iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında, iş dünyası temsilcileriyle yeniden bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD’nin, NATO çerçevesinde uzun yıllara dayanan müttefiklik ilişkileri bulunduğuna işaret etti.
“2022 YILI SONU İTİBARIYLA İKİLİ TİCARET HACMİMİZ YÜZDE 15’İN ÜZERİNDE ARTIŞLA 32 MİLYAR DOLARI GEÇTİ”
Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenlik, barış ve istikrarına önemli katkılarda bulunan bu ortaklığı güçlendirerek sürdürmeyi arzu ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika ile ekonomik ve ticari faaliyetlerimiz, ikili ilişkilerimizin önemli bir boyutudur. İkili ticaret hacmimiz son 10 yılda 1,5 katına çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, geçtiğimiz yıl en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. 2022 yılı sonu itibarıyla ikili ticaret hacmimiz yüzde 15’in üzerinde artışla 32 milyar doları geçti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ticaret hacminde yakalanan bu artış eğiliminin memnuniyet verici olduğunu belirterek, “Ancak hedefimiz 100 milyar doları yakalamaktır. Bunun için karşılıklı olarak gayretlerimizi artırmamız gerekiyor. Bu bağlamda sizlerden beklentimiz yüksektir. Amerika ile ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve ABD arasında yeni teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük potansiyel bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji sektörünün de iş birliğinin ilerletilebileceği bir başka kritik alan olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye olarak Karadeniz’deki tarihî keşfimizin ardından doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Biliyorsunuz, kısa süre önce İstanbul Finans Merkezimizi hizmete açtık. İstanbul Finans Merkezi ile ülkemizi finans ve katılım finans alanında global bir merkeze dönüştürmek istiyoruz. Merkez içinde doğal gazdan madenlere birçok ürünün pazarlamasının, değerlendirmesinin yapılacağı yeni bir yapı tesis edeceğiz. İstanbul Finans Merkezini aynı zamanda ‘enerji hub’ımız hâline getirmeyi arzu ediyoruz.”
“TÜRKİYE, AMERİKAN ŞİRKETLERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR BÖLGESEL ÜRETİM VE HİZMET ÜSSÜ KONUMUNDADIR”
Türk Hava Yollarının 121 ülkeden 342 destinasyona uçuş gerçekleştirdiğini, ABD’de 12 noktaya İstanbul’dan doğrudan uçuş yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “13’üncü uçuş noktasını teşkil edecek Detroit uçuşlarının 15 Kasım’da başlaması planlanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile turizm alanındaki ilişkilerin seyrinden de memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, salgının etkisinin azalmasıyla 2022’de 1 milyonun üzerinde ABD’li turistin Türkiye’de ağırlandığını, gelecek dönemde bu sayının daha da artmasını ümit ettiklerini söyledi.
Türkiye’nin son 21 yılda ekonomiden ticarete, savunma sanayisinden altyapı yatırımlarına büyük bir başarı hikâyesi yazdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığımız reformlar sayesinde ülkemiz son 20 yılda, 252 milyar doların üzerinde uluslararası doğrudan yatırım çekti. Türkiye’nin küresel yatırımlardaki payı 2022’de yüzde 1,03. Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye yaklaşık 14,4 milyar dolar doğrudan yatırım girişi oldu. Ülkemize yatırım yapan 2 bin 88 Amerikan firmasına ve Amerikalı girişimcilere Türk ekonomisine duydukları güven için özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye, Amerikan şirketleri için önemli bir bölgesel üretim ve hizmet üssü konumundadır. Halihazırda Amerikalılar dahil birçok uluslararası şirket, Türkiye’yi bölgesel bir imalat, ihracat, yönetim, lojistik, mühendislik ve araştırma geliştirme merkezi olarak tercih ediyor. Salgın sonrası dönemde ülkemizin bu konumu daha fazla öne çıkmıştır.”
“ÜLKEMİZDEKİ SEÇİMLERİN TAMAMLANMASIYLA BİRLİKTE OLUMLU BİR ATMOSFER YAKALADIĞIMIZI GÖRÜYORUZ”
Türk iş çevrelerinin Amerikan ekonomisine yaptığı katkıların da azımsanmayacak seviyeye ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının ABD’deki doğrudan yatırımlarının son 10 yılda yaklaşık 8,6 milyar doları bulduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyası temsilcilerinin gayretleriyle bu yatırım rakamlarını karşılıklı olarak yükselteceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Ülkemizdeki seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte olumlu bir atmosfer yakaladığımızı görüyoruz. Yüzde 90’lara ulaşan rekor katılımla ve demokrasi şöleni içinde gerçekleşen 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde milletimizin teveccühüne mazhar olduk. Cumhur İttifakı olarak Meclis çoğunluğunu elde ederken Cumhurbaşkanlığında yüzde 52,18 oy oranıyla 5 sene daha milletimize hizmet etme imkânına kavuştuk. Seçimlerin üzerinden bir hafta bile geçmeden hükûmetimizi kurduk. Kalkınma yolculuğumuza kaldığımız yerden başladık. Ekonomi yönetimini, uluslararası ekonomi çevrelerinin de çok yakından tanıdığı ehil isimlerden seçtik. Seçimler sonrasında ülkemizin ekonomik istikrarına olan güvenin pekiştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.”
“TÜRKİYE, OECD ÜYELERİ ARASINDA EN YÜKSEK ORANDA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE”
Türkiye’nin bir yandan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sararken diğer yandan ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme kaydettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin böylelikle OECD üyeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında ise üçüncü ülke olmayı başardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihracatta 8 aylık dönemde 165 milyar doları, yıllık bazda ise 253,5 milyar doları yakaladığını belirterek, turizmde de önceki seneye göre çok daha yoğun bir sezon geçirildiğine işaret etti.
İstihdamda ise herhangi bir düşüşün söz konusu olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ilk altı ayında depreme rağmen net 220 bin istihdam artışının sağlandığını kaydetti.
“ENFLASYONU ARTIRAN YAPISAL UNSURLARIN ORTADAN KALDIRILMASINI HEDEFLİYORUZ”
Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda geçen hafta üç yılın yol haritası mahiyetindeki Orta Vadeli Program’ı kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.
Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Para, maliye ve gelirler politikalarının tüm araçlarını uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurların ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. Temel odağımız, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı önceleyen politikalarımız sayesinde sürdürülebilir bir büyüme ikliminin tesisidir. Yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’nin satın alma gücüne göre dünyanın 11’inci, nominal olarak ise 17’nci büyük ekonomisi olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2026 sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 850 dolara çıkan fert başına millî gelire ulaşacağız. 2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat ve 70 milyar doların üzerinde turizm gelirine ulaşacağız. Program döneminde 2,7 milyon istihdam artışı, yıllık ortalamada da 900 bin istihdam artışı hedefliyoruz” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİN STRATEJİK KONUMUNUN SAĞLADIĞI TÜM AVANTAJLARI EN ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Atılan adımlara bağlı olarak döviz kurunun dengeye kavuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye, siyasi istikrarı, eğitimli iş gücü, genç nüfusu, geniş iç pazarı ve bölgesel pazarlara erişimiyle, stratejik konumu ve modern lojistik altyapısıyla uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olmayı sürdürüyor. Bölge ülkeleriyle tesis ettiğimiz yakın diyalog sayesinde bu konumumuzu daha da perçinliyoruz. Geçen ay Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ziyarette toplam değeri 50 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladık. Rusya-Ukrayna Savaşı’na çözüm arayışlarımızı ilk günden itibaren sürdürüyoruz. İsrail ve Yunanistan ile aramızdaki meseleleri hal yoluna koyma yönünde güçlü bir irade sergiledik. Bu ziyaretimizde her iki ülkenin başbakanıyla bir araya gelerek, gündemimizdeki konuları ele aldık. Mısır ile yeniden güçlenen diyaloğumuza büyük önem atfediyoruz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimizi önümüze çıkarılan engellere ve 60 yıldır maruz kaldığımız haksızlıklara rağmen hâlen koruyoruz.”
“NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna sahip müttefikiyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyasıyla iş birliğimiz hamdolsun giderek güçleniyor. Afrika kıtasındaki mevcudiyetimiz kendini daha fazla hissettiriyor. Dış politikaya geniş bir perspektiften yaklaşarak ülkemizin stratejik konumunun sağladığı tüm avantajları en etkili şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Diyalog ve diplomasiye imkân tanındığında tüm ülkelerle ortak bir zeminde bulaşabileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ ENGELLERİN ORTADAN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ”
ABD ile çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri gibi tek taraflı uygulamalardan kaynaklanan sorunları aşmayı ümit ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Aynı şekilde savunma sanayii alanındaki iş birliğimizin geliştirilmesinin önüne çıkarılan engellerin de bir an evvel ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bölgesinin istikrar abidesi olan Türkiye’nin jeopolitik öneminin ve ekonomide sunduğu fırsatların buralarda tanıtılmasında sizlere de önemli görevler düşüyor. Türkiye-Amerika ilişkilerinin ilerletilmesi için özel sektörün, siz değerli iş dünyasının ve iş konseylerinin çabalarını her zaman takdirle karşılıyoruz. Bu alandaki gayretlerinizin artarak sürmesini temenni ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizin yanı sıra büyükelçiliklerimizin, konsolosluklarımızın, ticaret müşavirliklerimizin ve devletimizin tüm kurumlarının sizlere her türlü desteği vermeye hazır olduğunu tekrar ifade ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile Türkevi’nde görüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini Türkevi’nde kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikili temasları kapsamında Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.