DÜNYA
İyi ki varsın Ali Nihat GÖKYİĞİT


Çoruh Havzasında; M.Ö 2000 li yıllara kadar uzanan tarihinde, köklü ve zengin uygarlıkların yaşadığı bir bölgede, tarihi mekanlarının yanı sıra , adeta yeşilin anavatanı olan yörede , göz dolduran renkleriyle turizm alanında müthiş bir doğa ziyafeti sunan, doğa ve tarihi güzellikleriyle, turizme katkı sunduğu kadar Kış Turizmi alanında da, önde gelen kentler arasında yer alan , tarihinde yetiştirdiği ÜN kazanmış şahsiyetlerle adını altın harflerle yazdıran doğu Karadeniz Bölgesinde Ardahan, Erzurum, Rize ve Gürcistan ile komşu ilimiz ARTVİN
İyi ki varsın yazı dizimde, hem Dünyada, hem de Ülkemizin bir çok Sivil Toplum Kuruluşlarında,adından sıkça bahsettiren, Tekfen Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Sayın Ali Nihat GÖKYİĞİT ‘ e yer verdim
Ali Nihat GÖKYİĞİT, 23 Şubat 1925’te Artvin’de dünyaya geldi. Yöresinin Gögitoğulları adıyla anılan köklü sülalelerinden gelmekte olup, Babası Ahmet Hamdi Beydir. O yıllarda Artvin’ de kardeşi ile birlikte Babasından devir aldığı manifatura işletmesini yürüten tüccardı. Dedesi ; zamanında İstanbul da adını sıkça söz ettirmiş bir girişimci, Tacir olmasından , getirdikleri malları hep onun vasıtası ile alıyorlardı. Dedelerinin, muazzam bir kültür abidesi olmasını, her vakit söylemekten çekinmiyorlardı.
Eğitim yıllarının ilk ve Orta eğitim bölümünü , doğup büyüdüğü şehir Artvin’ de tamamladı. O yıllarda, Artvin’de iki ilkokul ve bir ortaokul dışında başka bir okul bulunmaması sebebi ile Babası da kendisini hem dil öğrenmesi hem de iyi bir eğitim alabilmesi adına İstanbul’a Robert Kolej’e göndermeye karar verdi.
Ali Nihat GÖKYİĞİT; çocukluk yıllarını anlatırken, Artvin’i “geniş arsalı, yeşillikler içindeki evlerin bahçelerinde çiçekler arasında kelebeklerin uçtuğu, geceleri çocukların ateşböceklerini kovaladığı bir masal kenti” olarak tanımlıyor. Robert Kolej’de geçirdiği 6 yıllık eğitim sürecinde ; kazanılması gereken tüm bilgi,beceri ve sosyal sorumluluk gibi edinimleri çok kısa zamanda edindi. Gruplara iştigal ederek ,okul içinde pek çok sosyal ve kültürel aktiviteye katılan Ali Nihat Gökyiğit, belki iki amcasının da mühendis olması nedeniyle, okula girdiği ilk günden itibaren mühendis olmayı aklına koymuştu. İnşaat mühendisi olmayı isteyen Ali Nihat Gökyiğit, Feyyaz Berker’le birlikte daha birinci sınıftan itibaren bu alana yöneldi.
Ali Nihat GÖKYİĞİT ‘de Robert Kolej’den mezun olduktan sonra, Feyyaz Berker gibi yükseköğrenimini Amerika’da Michigan Üniversitesi’nde yapmaya karar verdi. Uzun bir gemi yolculuğundan sonra vardığı New York’ta Nihat Gökyiğit’i ilk etkileyen şeyler, gecenin içinde gözlerini kamaştıran aydınlık ve mühendislik harikası dev binalardı.
Ali Nihat GÖKYİĞİT buradaki eğitimi burslu almıyordu. Bu yüzden öğrencilik hayatı boyunca pek çok işte çalıştı. Amerika’ya ayak bastığı günden beri iki şey Nihat Gökyiğit’in dikkatini çekmişti:
Amerika Birleşik Devletlerinde ,iş yaşamında ,verimli üretim yapmanın altında yatan gerçeği araştırma imkanı buldu. İş birliği yani Organizasyon ve ekipman ..bu iki ilkenin ,önemli olduğunu ifade ederken çok etkilendiğini her fırsatta ifade etti.
Ali Nihat GÖKYİĞİT 1948’de, Michigan Üniversitesi’ni bitirdikten sonra, tıpkı Feyyaz Berker gibi, bir sene daha kalıp Amerika’daki iş hayatını tanımak istedi. Pennsylvania’da, Gannet Fleming Corddry and Carpenter, Inc. adlı firmada işe başladı Bir yılın ardından, Türkiye’ye döner dönmez, beklemeden askerliğe başvurdu. Burada tercümanlık ve askerlik hizmetinin bitmesine yakın bir süre istihkam okulunda inşaat malzemeleri konusunda eğitmen olarak görev yaptı.
Askerliğini bitiren Ali Nihat Gökyiğit, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde askeri havaalanları inşa eden Metcalfe-Hamilton and Grove adlı Amerikan konsorsiyumunda göreve başladı. Gökyiğit, buradaki başarılı çalışmaları nedeniyle bir süre sonra Hava Meydanlığı İnşaat Reisliği’nin başındaki Esat Turgut’un dikkatini çekti. Onun önerisiyle Bayındırlık Bakanlığı bünyesine geçen Gökyiğit, burada Feyyaz Berker ve Necati Akçağlılar ile bir araya geldi. Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde çalışırken, yapımına yeni başlanacak olan Konya Hava Meydanı’nın kontrol amirliğini üstlendi.
Türkiye’nin Adnan Menderes önderliğinde liberalleşmeye başladığı ve özel girişimciliğin büyük önem kazandığı yıllarda kariyeriyle ilgili önemli bir dönüm noktasına geldi. 1956 yılında devletteki görevinden ayrılan Ali Nihat Gökyiğit, o günleri anımsadığında “hava meydanları inşasında çalışırken öyle bir noktaya gelmiştik ki, ya politikaya atılacaktık ya da şirket kuracaktık; biz ikincisini tercih ettik.” diyen Feyaz Berker’le bundan böyle kendi çizdikleri yolda yürümeye karar verecekti.
Teknolojinin ve Bilimin İzinde 60 Yıl
TEKFEN HOLDİNG ‘ in temelleri 1956 yılında Feyyaz Berker, Ali Nihat Gökyiğit ve Necati Akçağlılar tarafından atıldı. Ve tam 60 yıldır bu Ülke için hizmetlerine devam etmektedir. Şirket bünyesinde Taahhüt –Tarımsal Faaliyetler ,Limancılık ve Serbest Bölge faaliyetleri -Tayseb ,Tekfen Ventures ,Tekfen servis ve Tekfen Sigorta gibi faaliyet alanlarında ve faaliyet gösterdiği her alanda mükemmelliği yakalamaya çalışan ve bugüne kadar gerçekleştirdiği tüm çalışmalarda etik değerlere bağlılığı ön koşul sayan Tekfen, geçmişinde olduğu gibi, bundan sonra da gurur duyacağı eserlerle yoluna devam etme kararlılığında olan bir Holdingdir.
Ali Nihat GÖKYİĞİT
Tekfen’in 50’yi aşan grup şirketinde Yönetim Kurulu Üyeliği veya Başkanlık görevlerini 1956 yılından beri sürdürmekte olup, Dünyanın en büyük öğrenci teşkilatı AIESEC-Türkiye’nin 35 yıl süreyle Danışmanlar Yüksek Kurulu Başkanlığını yapmıştır. TÜSİAD (Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği) ve DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Kurucu Üyesi olan Gökyiğit, 1988-2005 yılları arasında DEİK ve 1985-1987 yılları arasında TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur. 10 yıl süreyle DEİK bünyesinde Türk-BDT İş Konseyleri Başkanlığı ve Karadeniz İş Konseyi’nde Türkiye Temsilciliği görevlerini ifa eden Gökyiğit, Gürcistan ve Kırgızistan İstanbul Fahri Konsolosu ve Gürcistan onursal vatandaşıdır. Halen DEİK Şeref Üyesi ve TÜSİAD üyesidir. Gökyiğit, ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) ve Tema’nın (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı) Kurucu Onursal Başkanı’dır. TEMA Vakfı’nın çevre, doğal varlıkları koruma ve kırsal kalkınmaya yönelik ilk projelerini ve sponsorluğunu üstlenerek harekete geçirmiştir. Bunlardan Camili Beldesi Sürdürülebilir Kalkınma Projesi, Johannesburg Dünya Zirve Konferansı’nda ödüle layık görülmüştür.
Ali Nihat GÖKYİĞİT, kendi adını taşıyan ANG Vakfı aracılığıyla, eşinin anısına İstanbul’da 50 hektarlık bir alan üzerine Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ni (NGBB) kurmuştur. Aynı zamanda dünya barışına hizmet eden önemli kültür faaliyetlerinden biri olan Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın kurucusudur.
Gökyiğit’e Akdeniz Üniversitesi tarafından Çevre Hizmet Ödülü, Çukurova, Boğaziçi ve Gazi Osman Paşa Üniversiteleri tarafından Fahri Doktora unvanı verilmiştir.
1997 yılında T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet Üstün Hizmet Madalyası ve 2010 yılında T.B.M.M. tarafından Üstün Hizmet Ödülü ile ödüllendirilen A.Nihat Gökyiğit, 2009 yılında Ernst&Young tarafından Schwab Foundation Social Entrepreneur of the Year (yılın Sosyal Girişimcisi) ödülüne layık görülmüştür.
Ülkesine olan sevdası , tabiata olan sevgisi,muhteşem dehası,yardımsever ve hoşgörü ye her daim iyimser bakışı ,yatırım, istihdam, çalışma azmi, kararlılık ve ortak akılla iş görme gibi vasıfları üzerinde toplayan, uluslararası ve yurt içi faaliyet alanlarında Ülkemizi en üst düzeyde temsil edebilen Holding çalışma faaliyetleri ile 21 .asrın ekolü sektörününün duayeni ve tartışılmaz iş İnsanına
İyi ki varsın Ali Nihat GÖKYİĞİT diyorum
Levent KANDEMİR





















DİPLOMAT
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti















Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Türk demokrasisi, bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemişti. Şimdi 63 yıl sonra yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında, darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinin 63. yılında merhum Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın naaşlarının bulunduğu Topkapı’daki anıt mezarı ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anıt mezarı ziyaretinde merhum Menderes’in kabrine çelenk sunarken, merhum bakanların mezarlarına da karanfil bıraktı. Kur’an-Kerim tilaveti yapılan törende, İstanbul İl Müftüsü Safi Arpaguş dua etti.
Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Cumhuriyet tarihinin en kara günlerinden birinin yıl dönümü vesilesiyle bir arada olduklarını belirterek, bundan 63 yıl önce, bir 27 Mayıs günü Türkiye’nin çok partili siyasi hayata geçtikten sonraki ilk askeri darbesine maruz kaldığına işaret etti.
“DÜNYA DURDUKÇA MENDERES, HAYIRLA FATİHA’YLA DUA İLE YÂD EDİLECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grubun gerçekleştirdiği bu darbenin, demokrasi ve kalkınma hamlesini engellemekle kalmadığını, yüreklerde derin yaralar açtığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Demokrat Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakanı olarak ülkemize verdiği hizmetlerle milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Menderes, darbe yönetimi tarafından kurulan uyduruk mahkemenin kararıyla idam edildi. Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı Yassıada uzun yıllar boyunca vatandaşlarımızın dilinde ‘yaslı ada’ olarak telaffuz edilmiştir. Biz burayı aldık, şehitlerimizin anısını ilelebet yaşatacak şekilde Demokrasi ve Özgürlükler Adası hâline getirdik. Bugün de idamlarına giden sürecin başlangıcı olan darbenin yıl dönümünde rahmetli Menderes ve arkadaşlarını hayırla yâd etmek üzere burada anıt mezardayız. Dünya durdukça Menderes, hayırla Fatiha’yla dua ile yâd edilecektir. Menderes’i devirenler, yargılayanlar, idam edenler ve tüm bu süreci doğrudan dolaylı destekleyenler ise milletimiz tarafından hep nefretle anılmıştır, öyle de anılmaya devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Menderes’in “bu milletin adamı” olduğunu belirterek, “Başkalarının adamı olanlar ise ne Menderes ne de onun gibi ülkenin demokrasi ve kalkınma atılımlarının altında imzası bulunanlardan asla haz etmediler. Sadece bununla kalmayıp, her fırsatta onlarla milletin arasını açmak, onu da başaramazlarsa vücutlarını ortadan kaldırmak için uğraştılar, didindiler.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen yakındaki bir diğer anıt mezarda ebedi istirahatgahında olan merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da benzer saldırılara maruz kaldığını, benzer sıkıntılar yaşadığını anlatarak, kendilerinin de belediye başkanlığından itibaren başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinin aynı mücadelelerle geçtiğini vurguladı.
“DARBELER DÖNEMİNİN BİTTİĞİNİN MÜJDESİNİ CÜMLE ÂLEME DUYURMAK İÇİN SABIRSIZLANIYORUZ”
Ancak Türkiye’yle ilgili karanlık heveslerin hiçbir zaman tüm manasıyla başarıya ulaşamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türk demokrasisi bir 27 Mayıs’ta aldığı yarayla sendelemiştir. Şimdi 63 üç yıl sonra, yine bir 27 Mayıs’ta, yarın gideceğimiz sandık başında darbeler, cuntalar, muhtıralar döneminin bittiğinin müjdesini cümle âleme duyurmak için sabırsızlanıyoruz. Milletimiz gerisinde pek çok mücadelenin, acının, fedakârlığın bulunduğu demokrasisinin kıymetini çok iyi bilmektedir. Seçimlerdeki katılım oranları milletimizin demokrasi yoluyla istiklaline ve istikbaline sahip çıkışının ifadesidir. Türkiye, seçimleri dünyada örneği olmayan katılım seviyesi yanında şeffaf ve adil bir şekilde gerçekleştirmesiyle de farkını ortaya koymuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a ve şehitlere Allah’tan rahmet diledi. Vatandaşlara, yarın sabah hassasiyetle sandıklara gitmelerini tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarının özellikle kendileri için özel bir gün olduğunu sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılardan Fatiha okumalarını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ile eski başbakanlardan merhum Necmettin Erbakan’ın kabrini de ziyaret etti.

DÜNYA
“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”





Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay ziyaretinde yaptığı konuşmada, “Ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, hep birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduk. Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenen Hatay’da kurulan konteyner kenti ziyaret etti.
Siyasi tercihi ne olursa olsun tüm Hataylılara 14 Mayıs seçimleri dolayısıyla teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hataylıların, pek çok zorluğa rağmen iradesi ve istikbaline sahip çıktığını, depremin yol açtığı onca yıkıma rağmen hayata yeniden sarıldıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sizler, kendi dipsiz karanlıklarına milletimizi de sürüklemek isteyen koltuk sevdalılarına prim vermediniz. Sizler, insanımızı Kürt, Türk, Nusayri, Sünni diyerek bölmeye çalışan fitne tüccarlarının oyunlarına gelmediniz. Sizler, milletimizin ebedi ezeli kardeşliğine asla leke sürmediniz. Rabbim hepinizden, tüm Hatay halkından razı olsun. 14 Mayıs’ta kararını şahsımızdan ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanan ve diğer siyasi partilere oy veren vatandaşlarıma en kalbi şükranlarımı iletiyorum. Bizim için elbette sizin oyunuzu almak, teveccühünüze mazhar olmak önemlidir. Hatay’ın daha üç ay önce yaşadığı büyük bir afetin ardından sandığa gitmesi, tercihini demokratik yollarla göstermesi çok daha önemlidir. Çok az bir farkla da olsa sandıktan çıkan iradenin başımızın üstünde yeri vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen şu anda alana gelen vatandaşların sayısının 30 bini bulduğunu ifade etti.
Kırk yıllık siyasi hayatlarında milletle inatlaşanlardan asla olmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay’da benim çok mitingim oldu. Bütün bu mitinglerde, zaman oldu 100 bin kişiyle, 80 bin kişiyle miting yaptık. Şimdi bu depreme rağmen benim Hataylı kardeşlerim gümbür gümbür buraya toplandığına göre demek ki kalpten kalbe bir yol var” diye konuştu.
“21 YILLIK İKTİDARLARIMIZ DÖNEMİNDE MİLLETE TEPEDEN BAKANLARDAN OLMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıllık iktidarlarında millete tepeden bakanlardan olmadıklarını, hepsini zaferle kazandıkları 15 seçimin hiçbirinin ardından insanları tehdit ve tahkir etmediklerini, ayıranlardan, ayrıştıranlardan değil, birleştirenlerden, 85 milyonun tamamını kucaklaştıranlardan olduklarını dile getirdi.
Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuklarını, bugün de aynısını yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sandıkta tecelli eden iradeye böyle yaklaşıyoruz. CHP Genel Başkanı ve onun ardından gidenler gibi milleti suçlamıyoruz. CHP zihniyetinin temsilcileri gibi insanımızı ilzam ve itham etmiyoruz. Biz kimseyi tercihlerinden ötürü aşağılamıyor, hor, hakir görmüyoruz. Hele hele depremde yakınlarını kaybetmiş kardeşlerime siyasi tercihlerinden dolayı ayrımcılık yapmak, onları kaldıkları yerlerden kapı dışarı etmek aklımızın köşesinden bile geçmez.
Bugüne kadar olduğu gibi yine aziz milletimizin iradesine saygı göstererek, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza devam ediyoruz. Kabahati seçmende aramak yerine kendimizi sorguluyoruz. Millete parmak sallamak yerine kendi içimize bakıyor, nerede eksiğimiz, hatamız, kusurumuz varsa onu düzeltmeye çalışıyoruz. İnşallah bundan sonra da bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceğiz. Biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz. 28’inde sandıkları patlatmaya var mıyız? Ben size inanıyor, size güveniyorum. Sandıkları patlatacağınızı da inanıyorum. Bu yolda hep beraber nasıl bugüne kadar geldiysek bundan sonra da beraber yürüyeceğimize inanıyorum. Gönüller kazanmak, bir insanımıza daha ulaşıp saflarımıza katmak için koşturacağız. Rabbim hepinizden razı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat’ta ülkeyle birlikte insanlık tarihinin de en yıkıcı felaketlerinden birini yaşadıklarını, bu afette 11 ildeki 14 milyon insanın deprem sebebiyle mağdur olduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “50 bin insanımızı kaybettik. Allah rahmet etsin, mekânları cennet olsun. Yaralılarımız 100 bine yaklaştı. Allah şifalar versin. Birçok vilayetimizde ve ilçemizde neredeyse hasar görmeyen ev yoktu. Yıkıntıların altında kalan 50 bini aşkın canımızı toprağa verdik. Bu vesileyle bir kez daha tüm deprem şehitlerimize Allah’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Depremde evleri, iş yerleri yıkılan veya kullanılamaz hâle gelen vatandaşlarıma tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbimizin depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizi cennetiyle cemaliyle müşerref edeceğine yürekten inanıyorum. Bizler de milletçe onların aziz hatıralarını yaşatmayı sürdüreceğiz.”
Gerek deprem alanının büyüklüğü gerekse çetin hava şartları sebebiyle ilk günlerde bazı zorluklarla karşılaşılsa da kısa sürede toparlanıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ve milletin tüm imkânlarını deprem bölgesi için seferber ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyorlardı televizyonlarda? ‘Bir daha size yardım mı? Size bir daha yardım falan göndermeyeceğiz.’ Kim diyor bunu? CHP’nin trolleri. Ben de diyorum ki bunlar ne derse desin devletiniz burada, AFAD’ımız, Kızılay’ımız burada” ifadelerini kullandı.
“YARALARIMIZI SÜRATLE SARMAYA BAŞLADIK”
Kalıcı konutlardan konteynerlere varıncaya kadar hizmet verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya Büyükşehir Belediyesi’ne “Sizi oraya kardeş yaptık” dediklerini, belediyenin kardeşlerinin yanına geldiğini dile getirdi. Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “AFAD aynı şekilde burada seferberliğini yaptı o da burada aç, açık kimseyi bırakmadı. Arama, kurtarma, yardım, destek, yeniden inşa çalışmalarımızla depremzedelerimizi bir an olsun yalnız bırakmadık. Bakanlarımız haftalar boyunca bu sahadan ayrılmadılar. Milletvekillerimiz, kurum yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız yedi gün 24 saat esasına göre çalıştılar. Sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz ve gönüllülerimiz geniş bir yelpazede yürüttükleri faaliyetiyle depremzedelerimize yardımcı oldular. Asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını sergileyerek hamdolsun yaralarımızı süratle sarmaya başladık.”
Birazdan açılışını yapacakları Defne Hastanesi’nin temelini attıkları zaman muhalefetin “Üç ayda hastane mi yapılırmış?” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid döneminde İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda üç ayda 1.006 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni, Anadolu yakasında da yine 1.006 odalı Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’ni yaptıklarını dile getirdi.
Bu hastanelerde ameliyathane sayısının, Defne’dekinden çok daha fazla olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz işte orada kendimizi ispatladık. Biz arazi adamıyız, arazi. Biz çalışarak geliyoruz, üreterek geliyoruz. Şimdi üç ayda ‘Bu nasıl olur’ diyenler ya sizin hayatınızda bir eser var mı, bir hizmet var mı? Yok. Ziya Paşa ne diyor? Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Sizin ne semeriniz var ne eseriniz var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personelin bölgede bir fiili görev yaptığını aktararak, şunları söyledi: “Defne Hastanesi’nin açılışını yapacağız ve burada bir şeyi çok açık net konuşacağım. Herhangi bir sıkıntım olduğu için değil ama bir gerçeği ortaya koymak için. Şimdi Defne’de Tayyip Erdoğan’a verilen oy yüzde 8,5. Bay bay Kemal’e verilen oy 90,5. 8,5 nere 90,5 nere? Kardeşlerim biz burada mezhebi bir ayrım var diye bu yatırımı yapmıyoruz. Burada bir deprem yaşadık. Dolayısıyla bu ülkenin Cumhurbaşkanı eğer bensem orada yaşayan insan olduğuna göre biz bu yatırımı yapmak zorundayız dedik ve talimatı verdik. Çünkü biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik ve ayrım yapmadık. Bundan sonra da yapmayacağız. Tayyip Erdoğan böyle tanındı, böyle tanınacak. Bunun aksini ispat mümkün değil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da değişimlerle beraber toplam 650 bin görevli ve gönüllünün deprem bölgesinde canla başla hizmet ettiğini vurguladı.
Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetleri’ne gönül coğrafyasındaki 100 milyonlarca kişinin duasını, desteğini hep yanlarında hissettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce hiçbir karşılık beklemeden imdadına koşulan kim varsa 6 Şubat depremlerinden sonra hemen hepsinin Türk milletinin yanında olduğunu söyledi.
“DEPREMZEDELERİ HİÇBİR ZAMAN YALNIZ BIRAKMADIK”
Bu süreçte depremzedeleri hiçbir zaman yalnız bırakmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremden hemen sonra Cumhur İttifakı olarak şehirleri tek tek ziyaret ettiklerini, Ramazan ayı boyunca iftarları deprem bölgesinde ve diğer şehirlerde depremzedelerle yaptıklarını hatırlattı.
Yapımı tamamlanan köy evlerinin bir kısmını Cumhur İttifakı olarak teslim ettiklerini ve depremzedelerin bayram sevincini paylaştıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Kampanya döneminde bir gözümüz ve kulağımız hep buradaydı. Arkadaşlarımızdan bilgi aldık, gerekli talimatları verdik. Atılan her adımı, yapılan her işi, karşılaşılan her sorunu bizzat takip ettik. Depremde en çok yıkıma uğrayan Hatay’ı Konya’ya zimmetlemiştik. Konya Büyükşehir Belediyemiz ve diğer belediyelerimiz burada gerçekten fedakârca çalıştılar. Sağ olsunlar belediyelerimiz altyapıdan üst yapıya, aşevlerinden çadır ve konteyner kent kurulumuna kadar her ihtiyacınızda sizlere destek verdiler. Arkadaşlarımız reklam yapmadılar, şov peşinde koşmadılar, başkaları gibi buralara poz vermeye, yıkıntılar önünde siyasi nutuk atmaya gelmediler. Sadece Hakk’ın ve halkın rızasını gözeterek, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan gece gündüz koşturdular. Rabbim hepsinden razı olsun.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçici barınma alanlarının kurulmasının hayata tutunmaya çalışan depremzedeler için kritik öneme sahip olduğunu, bölgede 905 bini aşkın çadırın ve 112 binden fazla konteynerin kurulumunu yaptıklarını söyledi.
Geçici barınma merkezi ile 13 bine yakın iş yerini de faaliyete geçirdiklerini, afetten sadece 15 gün sonra konutların inşası için ilk kazmayı vurduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda kalıcı konutların inşaatının devam ettiğini, bu konutları eylül, ekim ayına kadar bitirmenin gayreti içinde olduklarını belirtti.
Antakya Küçük Sanayi Sitesi’ni yeniden inşa ederek ayağa kaldıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuda bu beklenti içerisinde olanlar herhangi bir endişe taşımasınlar. Ülkemiz genelinde 130 bin konut, 36 bin köy evi, 5 bin ağır olmak üzere 171 bini aşkın bağımsız bölümün inşa sürecini başlattık. Bu kapsamda, Hatay’da 27 bin konutun, 7 bine yakın köy evinin ve 700’e yakın ahırın yapımına başlandı. Şehrimizde 34 bini köy evi olmak üzere toplam 251 bine yakın afet konutu inşa edeceğiz. Muhalefetin diline doladığı Defne Hastanemizi de bugün inşallah açıyoruz” diye konuştu.
“EVİ ORTA HASARLI OLAN VATANDAŞLARIMIZ İÇİN DE YENİ KONUTLAR YAPACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’daki çalışmalara ilişkin izletilen video sonrasında, “Yaparsa AK Parti yapar. 28 Mayıs’ta da kim yapacak, siz yapacaksınız. Sandıkta bunlara haddini bildirmeye hazır mıyız? Bunları emekli etmeye hazır mıyız?” dedi.
Verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatay ile birlikte diğer deprem illerimize de mahcup olmayacağız. Sadece evi yıkılan, ağır hasarlı yıkılacak vatandaşlarımız için değil, evi orta hasarlı olan vatandaşlarımız için de yeni konutlar yapacağız” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 319 bini ilk bir yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin konutu hak sahiplerine teslim etmeyi amaçladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Destek ve dualarınızla sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturacağız. Depremin bize hatırlattığı gerçeklerden birisi de fani olduğumuzdur. Bugün varız, yarın ne olacağımızı sadece Rabbimiz bilir. Bizim yegâne gayemiz emri hak vaki olmadan sizlere en güzel şekilde hizmet etmek, milletimizin duasını almaktır. Arkamızda hayırla, şükranla, minnetle yâd edilecek eserler bırakmaktır. Milletimize, ‘Bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, çalışkan, mert, yürekli adamdı, Allah ondan razı olsun’ dedirtebilmektir. Bunun dışında da bir hırsımız, şevkimiz, peşinden koştuğumuz hedefimiz yoktur.”
Halka karşı bugüne kadar hep samimi davrandığını, gönlünden ne geçiyorsa dilinin onu söylediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti kandırmaya, gözünü boyamaya tevessül etmediklerini, yalanla yatıp, yalanla kalkanlardan olmadıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, talimatı Kandil’deki teröristlerden almadıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Kardeşlerim bunlar talimatı nereden alıyor, Kandil’den alıyor, teröristlerden alıyor. Teröristlerle el ele, kol kola dolaşan bir bay bay Kemal var mı? Kardeşlerim, bu teröristlerle ele ele, kol kola dolaşanlardan benim ülkeme fayda olur mu? 28 Mayıs’ta bunlara gereken dersi, gereken cevabı vermek için şu bir hafta durmadan, usanmadan çalışıyor muyuz? Hatay’dan bu defa çok farklı bir oy bekliyoruz. Milletimizin karşısına, maskelerle değil, kalbimizde ne varsa yüzümüze yansıyan samimiyetimizle çıktık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Muhalefete diyoruz ki, siz de aynısını yapın.”
“AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampanya döneminde, vatandaşın kendilerine tekrar görev vermesi durumunda gelecek beş sene boyunca yapacaklarını tek tek anlattıklarını hatırlattı.
Aile ve Gençlik Bankası’nın kurulması ile gençlerin evlenmesinin önünü açacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu CHP, LGBT’ci midir? Yanındaki HDP, LGBT’ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT’ci midir? Yanındakiler de öyle mi? Peki AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? Milliyetçi Hareket Partisine sızabilir mi? Aynı şekilde Yeniden Refaha sızabilir mi? Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailenin kutsallığı bizim için çok önemli. Seçimden sonra ilk işlerimizden bir tanesi aile kurumumuzu anayasal bir zemine oturtmak.”
Petrol, doğal gaz ve nükleer başta olmak üzere enerji alanında yapılanları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğal gazın bir yıl boyunca ücretsiz verileceğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gabar’da petrolü bulduk mu? Eğer teröristlerden orayı arındırmasaydık, Gabar’da bu petrolü çıkartabilir miydik? Kardeşlerim işte karşınızda bu vaatleri emin olarak, sağlam zemine basarak yapan bir kardeşiniz var. Onun için sizlerden gayret istiyorum. Bu hafta sonuna kadar gümbür gümbür çalışalım. Pazar akşamını, pazartesiye mutlu bir şekilde bağlayalım. Şimdi buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki, sizin her meseleniz bizim de meselemizdir. Sizin derdiniz, bizim de derdimiz. Sizin sevinciniz, bizim de sevincimizdir. Sizin gündeminizde ne varsa, bizim gündemimizde de aynısı vardır. Hiçbir meseleyi görmezden gelmiyor, çözümü için çaba harcıyoruz. 28 Mayıs’tan sonra Türkiye Yüzyılı’nı sizlerle beraber inşa edeceğiz. Bunun için önce 14 Mayıs’ta yarım kalan işimizi 28 Mayıs’ta tamamlamamız gerekiyor. Milletimiz geçtiğimiz pazar günü meclis çoğunluğunu 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’na vererek aslında iradesini beyan etti. Bu Meclis aritmetiği insanımızın, siyasette istikrar ve güvenden yana olduğunu gösterdi. Milletimiz eski sisteme dönüş istemediğini, böyle bir arayışta olmadığını, açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanlığında da yüzde 49,5 oy oranı ile 27 milyonu aşkın vatandaşımız şahsımıza teveccüh gösterdi.”
Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci oylamasında sandığa tekrar ve güçlü şekilde sahip çıkılacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinleyenlerden, “diğer partilere oy veren vatandaşlara” da ulaşmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri şöyle sürdürdü: “O kardeşlerimizden kendilerine şu soruları sormalarını isteyin; Ne bürokratik ne de siyasi hayatında ülkeye hiçbir hayrı dokunmayan bir şahıstan bu millete fayda gelir mi? 17-25 Aralık darbe girişiminde FETÖ’cülerle iş tuttuğunu bizzat kendi ağzıyla itiraf eden birine güven olur mu? Seçimden önce bedavaya ev vadedip sonrasında insanlarımızı misafir olarak kaldıkları yerlerden atmaya kalkanlara itibar edilir mi? Daha düne kadar meydan meydan dolaşıp teröristleri cezaevinden salma sözü verenlerden, bölücü örgütle mücadele etmesi beklenebilir mi? Ne diyor; ‘Selo’yu bırakacağım’ diyor.
Kardeşlerim, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan bu Selo değil mi? Bu bir terörist, şu anda cezaevinde. Eğer onun çıkmasını istiyorsanız, ne diyor; ‘Bana oy vereceksiniz.’ ‘Cezaevlerinin kapılarını kıracağız ve çocuk katili Öcalan da dâhil olmak üzere bunları serbest bırakacağız.’ Ben de diyorum ki; ‘Benim Hataylı kardeşlerim bu teröristlerle el ele, kol kola gezenlere inşallah haftaya pazar yol vermeyecektir. Rakiplerini tasfiye etmek için şantaj, tehdit, kaset kumpası dâhil, her yolu meşru görenlerin siyasi ahlakına güvenilir mi? Özellikle zihni karışık kardeşlerimizden bu sorulara objektif bir şekilde cevap vermelerini bekliyorum. Bunu yaptıklarında onlar da göreceklerdir ki dün ak dediğine bugün kara diyen, dün söylediğini bugün inkâr eden adı yalancıya, şarkçıya çıkmış birine asla güvenilmez, asla itibar edilmez, ülkenin yönetimi verilmez. Hastanelerin hâlini hatırlayın. Ah Savaş Ay… Şu anda hayatta olsaydı da o bay bay Kemal’le yaptığı çekimi bize tekrar gösterseydi. Sen SSK’nın başında olduğun zaman, SSK hastanelerini batıran insansın. SSK hastanelerinde ölenleri rehin olarak alan insansın. Ama şu anda hastanelerimizde böyle bir durum yok. Daha seçimi bile kazanmadan bu derece azgınlaşanlar Allah korusun göreve gelseler, milletimize nefes dahi aldırmazlar.”
“İRADENİZE VE ÜLKEMİZE SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs’ta hep birlikte iradeye sahip çıkarak, bu habis zihniyetin tekrar hortlamasına “dur” diyeceklerini belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için vatandaşlardan sandığa gitmelerini istedi, kendilerini seven tek bir kişinin bile 28 Mayıs’ta fire vermesine gönüllerinin razı olmadığını dile getirdi.
Yurt dışında yaşayan seçmenlerin, seçimin ilk turunda rekor katılım oranıyla sandıkları patlattığını, bu seçmenlerin ikinci tur için de büyük teveccüh gösterdiğini gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun yolculukların, uzun kuyrukların sizleri yıldırmadığına şahit olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerden bir kez daha iradenize ve ülkemize sahip çıkmanızı istiyorum. Dünyanın farklı ülkelerinde milletimizi temsil eden tüm kardeşlerimden sandıklara mutlaka giderek oylarını kullanmalarını istirham ediyorum. Ben sizlere güveniyorum, sizleri Allah için seviyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’dekilerin bayrakları var mı? Onların paçavraları var. Onun uzantılarının var mı, hayır yok. Bu al bayrağın altında gölgelenen siz kardeşlerimin pazar günü bunlara gereken dersi vereceğine inanıyorum.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 2. Etap Konya Konteyner Kent ziyaretinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da eşlik etti.

DÜNYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşpınar Kültür, Eğitim ve Sosyal Destek Kampı’nda düzenlenen Adıyaman Gençlik Buluşması’na katıldı.











-
DÜNYA1 hafta önce
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” Mesajı
-
DÜNYA7 gün önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’da gençlerle bir araya geldi
-
DİPLOMAT2 hafta önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanalları ortak yayınına katıldı
-
DİPLOMAT7 gün önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle bir araya geldi
-
DÜNYA7 gün önce
“Nefretin, kinin ve öfkenin diliyle değil, daima kardeşliğin diliyle konuştuk”
-
DİPLOMAT2 hafta önce
“Ülkemiz 14 Mayıs seçimleriyle bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır”
-
DİPLOMAT7 gün önce
“Deprem bölgesinin dört bir yanında kalıcı konutların silüetleri yükselmeye başladı”
-
DİPLOMAT1 hafta önce
“Milletimizin her kesiminin sıkıntılarını çözmek için gece-gündüz çalışıyoruz”