Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye içinden geçmekte olduğu süreci tamamladığında 21’inci yüzyılın lider ülkesi olarak küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temsilci Genç Buluşması ve TRT Spor Yıldız Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, “Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak kabul edilen Türkiye hâlen içinden geçmekte olduğu kritik süreci başarıyla tamamladığında inşallah 21. yüzyılın lider ülkesi olarak küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Temsilci Genç Buluşması ve TRT Spor Yıldız Tanıtım Programı’na katıldı.
Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençler nezdinde Türk Milleti’nin her bir ferdinin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik etti.
Gazi Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ile yakılan istiklal meşalesinin dalga dalga tüm Anadolu’yu sardığını ve Cumhuriyet’in kuruluşuyla nihai hedefine ulaştığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Samsun’a 102 yıl önce ayak basan öncü kadronun Ankara’daki Büyük Millet Meclisi’ne kadar uzanan kutlu yürüyüşüne verilen her mesajın “ya istiklal ya ölüm” kararlılığının ifadesi olduğunu söyledi.
“GERİ KALMIŞLIĞI BİZE DAYATANLAR VESAYETTEN DARBELERE KADAR HER YOLU VE YÖNTEMİ DENEMİŞLERDİR”
“Böylesine önemli bir sembolün gençlerimize emanet edilmesi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını sizlerle birlikte yürütme kararımızın isabetini gösteriyor” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bin yıldır her karış toprağını alın terimizle ve gerektiğinde kanımızda sulayarak vatanımız hâline getirdiğimiz bu topraklardaki mücadelemizin ilanihaye devam edeceği anlaşılıyor. Bundan bir asır önce sınırları Balkanlar’dan Kafkaslar’a ve Kuzey Afrika’ya kadar uzanan Osmanlı’yı yıkmakla yetinmeyenlerin Anadolu’yu da milletimize mezar etme heveslerini kursaklarında bırakmıştık. Cumhuriyetimizin kuruluşunun ardından da ülkemizin bütünlüğüne, milletimizin birliğine, kardeşliğimize, geleceğimize yönelik saldırılar çeşitli kisveler altında hep sürmüştür. Ülkemize yönelik tehditler kimi zaman milletimizi medeniyetinden, tarihinden, kültüründen değerlerinden koparma gayretleri, kimi zaman terör örgütleri eliyle doğrudan varlığımıza saldırılar şeklinde ortaya çıkmıştır. Demokraside ve ekonomide geri kalmışlığı bize dayatanlar bu uğurda vesayetten darbelere köken ve mezhep gerilimlerinden provokasyonlara kadar her yolu ve yöntemi denemişlerdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 19 yıldır sağlanan istikrar ve güven iklimi sayesinde Türkiye’nin her alanda kendi gerçek potansiyelini hayata geçirme imkânına kavuştuğunu belirterek, “Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı olarak –kabul ederler veya etmezler- kabul edilen Türkiye hâlen içinden geçmekte olduğu kritik süreci başarıyla tamamladığında inşallah 21. Yüzyılın lider ülkesi olarak küresel sistemde hak ettiği yeri alacaktır. Bundan hiç endişeniz olmasın” değerlendirmesinde bulundu.
Yürüttükleri tarihi mücadeleyi zafere ulaştırmanın kolay olmayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz Anadolu’da özgürlük mücadelesi verirken, aynı günlerde birileri de ülkeyi yabancı güçlere teslim etme hesapları yapıyordu. Bugün de sınırlarımızı terör koridoruyla kuşatma, ekonomimizi sinsi tuzaklarla çökertme, kirli yöntemlerle millî iradenin arkasından dolaşma hesabı yapanlar bulunuyor” ifadelerini kullandı.
“İÇİMİZDEKİ GAFLET VE DALALET EHLİNE RAĞMEN MÜCADELEMİZİ BAŞARIYA ULAŞTIRMIŞSAK, BUGÜN DE AYNI AZME VE KARARLILIĞA SAHİBİZ”
“Dün nasıl silahını bize doğrultan düşmanlarla birlikte içimizdeki gaflet ve dalalet ehline rağmen mücadelemizi başarıya ulaştırmışsak, bugün de aynı azme ve kararlılığa hep birlikte sahibiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “19 Mayıs’ı işte bu güçlü duruşun sembollerinden biri olarak görüyoruz. Salgın şartları sebebiyle diğer pek çok önemli günümüz gibi 19 Mayıs’ı da arzu ettiğimiz coşkuyla geçirememenin üzüntüsü içindeyiz. Buna rağmen mevcut şartlar çerçevesinde 19 Mayıs heyecanını yaşamak için her türlü gayreti göstermekten geri durmayacağız. İnşallah bu akşam saat tam 19:19’da Türkiye’nin her yerinde vatandaşlarımızla birlikte balkonlarımıza, –başta şahsım olmak üzere- kapı önlerine çıkıp yürekten gelen bir sesle İstiklal Marşımızı okuyacağız. Bugüne gelene kadar nice tehditlere, saldırılara, tuzaklara göğüs geren, nice karanlık senaryoları yırtıp atan milletimiz, 19 Mayıs vesilesiyle istiklaline, istikbaline, millî iradeye, demokrasiye, her alandaki hakkına ve hukukuna sahip çıkma azmini tüm dünyaya bir kez daha haykıracaktır. Bir milletin esaret zincirlerini parçalama kararlılığının ilk adımı olan 19 Mayıs’ın gerçek anlamını kavrayabilen, ruhuna nüfus edebilen, mesajını çözebilen herkesin 2023 hedeflerimize emanetimiz olan 2053 vizyonumuza dört elle sahip çıktığına inanıyorum.”
Ecdadın adalet ve güvenlik şemsiyesi altında huzurla hayat sürdürülen yerlerin çoğunda bugün zulüm, çatışma, kin ve nefretin kol gezdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üstelik saçtıkları fitne tohumlarıyla bu kötü manzaranın ortaya çıkmasına sebep olanlar kurtarıcı edasıyla çok daha büyük yıkımlara yol açmaktan da geri durmuyorlar” dedi.
“ZULMÜ GÖRDÜĞÜMÜZ YERDE EN YÜKSEK EDA İLE HAYKIRACAĞIZ”
Balkanlarda, Kafkaslarda Irak ve Suriye’de yaşananların unutulamayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Filistin topraklarında başlayan katliamlar, sürgünler, baskınlar haydutluklar, son haftalarda yeniden zirve yapmıştır. Herkesin gözü önünde çoğu çocuk ve kadın yüzlerce masum insan teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürülüyor. On binlerce insanın evleri başlarına yıkılıyor. Dünyaya demokrasi, insan hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik vaazı veren uluslararası kurumlar ve devletler ise bu zulmü sessizce seyrediyor. Öbür taraftan bize de ne diyorlar? ‘Erdoğan bu şekilde konuşmamalı.’ Ne yapmalı? Alkış mı tutmalı? Biz zulmü gördüğümüz yerde en yüksek eda ile haykıracağız. Zira biz zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem diyerek yola çıktık. Çünkü biz kanayan bir yara gördük mü ciğerimiz yanar. Hanzele’yi şehit edenleri biz alkışlayamayız ve işte Filistin’de gördüğünüz gibi 8 yaşında, 10 yaşındaki çocuk babası şehit ediliyor, annesi şehit ediliyor, kardeşleri şehit ediliyor, o çırpınarak, ağlayarak onların arkasından gidiyor ve şu ifadeye bakın: ‘Baba yolun açık olsun.’ Ve biz de babası için şehadete kavuştuğu bu yolculukta yolun açık olsun diyecek kadar bizim şuurumuz var. Bizde o yavruyla beraber bu şahadet yoluna çıkanlara yolunuz ve yolumuz açık olsun diyoruz.”
“HAKLININ GÜÇLÜ OLDUĞUNA İNANDIĞIMIZ BİR DÜNYAYI KURMAK İÇİN TÜRKİYE VAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hak, adalet, demokrasi için gereğini yapacaklarını vurgulayarak, “Güçlüyüm öyleyse haklıyım hayır hayır. Güçlü her zaman haklı diye bir şey yok. Haklının güçlü olduğuna inandığımız bir dünyayı kurmak için Türkiye var” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Son nefesini veren her masum çocuğun feryadı, evi başına yıkılan her masum insanın çığlığı, dünyadaki tüm siyasi, ideolojik, ekonomik çıkar hesaplarını kökünden sarsmaya yeterli olmalıdır. Kudüs’te, Gazze’de ve diğer tüm Filistin şehirlerinde ölen çocuklar değil, insanlığın bizatihi kendisidir. Yıkılan evler Filistinlilerin değil, insanlığın başına çökmektedir. Bugün İsrail’in zulmü altında inleyen masumların feryatlarına kulak tıkayanlar hakları alçakla çiğnenen mazlumları görmezden gelenler aslında kendi felaketlerinin zeminini hazırlamaktadır. Medeniyetimizin ve ecdadımızın bize emri zalime karşı çıkmak, mazluma kol kanat germektir. Gençlerimizle birlikte dünyanın her yerinde olduğu gibi Filistin’de yaşanan zulme var gücümüzle karşı çıkmayı sürdüreceğiz. Gençlerimizle birlikte kapımıza sığınanlara veya elimizin ulaştığı tüm mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. Şayet zulme direnmek ve mazluma sahip çıkmak için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bunu da ödemekten asla çekinmeyeceğiz. Uğrunda gözümüzü kırpmadan ölümün üzerine gitmekte bir an bile tereddüt etmediğimiz, bayrağımızda ve ezanımızda sembolleştirdiğimiz değerlerimiz bunu gerektiriyor. Eğer bugün Kudüs’te yaşananlara sessiz kalırsak, yarın sıranın diğer mukaddes şehirlerimize de geleceğini biliyoruz. Eğer bugün Filistin’deki, Suriye’deki, Irak’taki, Libya’daki, Karabağ’daki, Türkistan’daki kardeşlerimizin başlarına gelene sessiz kalırsak, yarın aynı zalimlerin bizim kapımıza da dayanacağını çok iyi biliyoruz.”
“PKK’SINDAN FETÖ’SÜNE VE DEAŞ’INA KADAR TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi hedef alan PKK’sından FETÖ’süne ve DEAŞ’ına kadar terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceklerini kaydederek, “Bugün nasıl demokrasimize, ekonomimize, hedeflerimize saldıranlara eyvallah etmiyorsak, kardeşlerimizi hedef alan zulme de aynı şekilde karşı çıkmayı sürdüreceğiz. Hiç şüphesiz bu tarihî mücadelede en büyük güç kaynağımız gençlerimizdir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun iş birliğiyle kurulmuş olan yeni bir spor kanalının tanıtımını da gerçekleştirdiklerini belirterek, test yayınlarını tamamlayan TRT Spor2 kanalının bundan sonra yayın hayatına TRT Spor Yıldız olarak devam edeceğini açıkladı.
Televizyon kanalının adıyla beraber kurumsal kimliği ve ekran görsellerinin de yenilendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rengini ve ruhunu olimpiyatlardan alan, sporun her rengini 7’den 70’e sporseverlerimizle buluşturacak olan TRT Spor Yıldız kanalımızın ülkemize, milletimize, özellikle gençliğimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni televizyon kanalının basketboldan voleybola, güreşten boksa kadar pek çok branşta spor müsabakalarını izleyicisiyle buluşturacağını, engellilerini spor müsabakalarına ayrıca yer vereceğini açıkladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetleri döneminde futbolun yanında diğer tüm spor branşlarını da cazip hâle getirecek altyapıyı kurmak için özel gayret gösterdiklerini anlatarak, “Mahallelerimize ve köylerimize kadar uzanan tesisleşme hamlesinin neticesini yeni yetenekler keşfederek alıyoruz. Altyapının da güçlenmesiyle ülkemizdeki profesyonel sporcu sayısı sürekli artıyor, artık lisansiyer sporcu sayımıza baktığınız zaman binlerce lisansiyer sporcumuz var, bu noktaya geldik. Açılışını yaptığımız kanalın bu bakımdan gençlerimizin motivasyonlarını yükseltecek yeni bir mecra olacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan,vatandaşların 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı tekrar tebrik ederek, TRT Spor Yıldız kanalının da hayırlı olması temennisiyle konuşmasını tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından 81 ilden ve KKTC’den gelen şehit kanlarıyla sulanmış vatan toprağı ve Türk bayrağı ile Filistin’e giden gençlerin duygularını kâğıda döktüğü, çerçeveletilmiş mektup takdim edildi.
“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır diliyorum. Tedavisi devam eden askerlerimize acil şifa temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” MEKANLARI CENNET OLSUN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılandı.
Aile fotoğrafı çekiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı bir Gelecek için Yeni Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Vizyonu” temalı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Fuzuli Havalimanı’nda, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Amrullayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Agdam, Fuzuli ve Hocavend Özel Temsilcisi Emin Hüseyinov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün ve büyükelçilik personeli karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım eşlik ediyor.
Havalimanındaki karşılamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi’nin gerçekleştirileceği Hankendi şehrine hareket etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak üzere bulunduğu Vatikan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü.
Vatikan Apostolik Sarayı’nda gerçekleştirilen görüşmede, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, iklim değişikliğine karşı mücadele çabaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı mücadele ile ailenin toplumdaki varlığının önemi konuları ele alındı.
Kısa süre önce göreve seçilen Papa 14. Leo’yu tebrik eden Emine Erdoğan, bunun Hristiyan âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
GAZZE’DEKİ İNSANLIK DRAMI
Görüşmede, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan insanlık dramının üzerinde durulurken, Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısı yaptı.
Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini aktardı.
Emine Erdoğan, söz konusu bölgede yaşayan, kiliseleri ve cemaatleri sürekli tehdit altında bulunan Hristiyanların da artık huzur bulması gerektiğini de Papa’ya iletti.
Papa 14. Leo’nun ise Emine Erdoğan’a, Vatikan’ın uzun yıllardır Ortadoğu’daki çözümün bir parçası olma ilkesine göre hareket ettiğini söylerken ve Vatikan’ın da Filistin’de iki devletli çözümü ve barışı desteklediğini belirtti.
PAPA’YA “SIFIR ATIK” HAREKETİNE DESTEK DAVETİ
Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti.
Emine Erdoğan, kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden de Papa’ya bahsetti.
İklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Vatikan’la Türkiye arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını aktaran Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, bugün Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi.
İSLAM DÜŞMANLIĞI, IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI ÇABALARIN ORTAK İRADE ETRAFINDA BİRLEŞTİRİLMESİ ÇAĞRISI
İslam düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün endişe verici derecede artış gösterdiğine de dikkati çeken Emine Erdoğan, bu eğilimlerin sadece yöneldikleri hedef grup bakımından değil, toplumun tüm kesimleri için tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, bu konudaki çabaların ortak irade etrafında birleştirilmesi gerektiğini de ifade etti.
Türkiye’nin farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı coğrafya olduğuna değinen Emine Erdoğan, Hristiyan toplulukların Türkiye’nin zengin mozaiğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini azınlık gruplarının sorunlarına özel hassasiyetle yaklaştığını da aktaran Emine Erdoğan, azınlık vakıflarının taşınmaz mülkleri konusunda yaşanan sorunların, mevzuat değişikliği yapılarak azınlıkların lehine çözüme kavuşturulduğunu belirtti.
Papa 14. Leo ise Emine Erdoğan’a, Orta Doğu’da çok fazla grubun Hristiyanların haklarına saygı duymadığını, Türkiye’de Hristiyanların ve başka azınlıkların haklarının korunmasının bir model oluşturduğunu belirtti. “Türkiye, bu açıdan Orta Doğu’da barış için önemli ses” ifadesini kullanan Papa, ilk yurt dışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye gerçekleştirmek isteğini aktarırken, Türkiye ile Vatikan’dan yetkililerin bunun üzerine çalıştığını ve kasım sonu için planlama yapıldığını söyledi.
Papa, bu yılın İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye, Hristiyanlar için önemli bir ülke ama aynı zamanda barışı inşa etme açısından önemli bir özgün köprü vazifesi görüyor ve önemli rol oynuyor” ifadelerini de kullandı.
Görüşmede ayrıca, Emine Erdoğan ve Papa, aile konularının da önemini ele aldı. Ailenin toplumsal huzurun anahtarı olduğu ve aslında bugün öne çıkan bireycilik, yalnızlık gibi birçok sorunda çözüm olabileceği üzerinde duruldu. İki inançta da ailenin önemli bir değer ve yere sahip olduğunun altı çizilirken, aile değerlerini ifsat etmek isteyen küresel tehditlere karşı tüm semavi dinlerin ortak duruş sergilemesi gerektiği vurgulandı.
Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüşmesine ilişkin sosyal medya platformlarındaki hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek ‘Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık’ programına katılmak üzere ziyaret ettiğim Vatikan’da, Katolik Dünyasının Ruhani Lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Paylaşımda, görüşmede gündeme gelen konulara da değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Görüşmemizde önceliğimiz, Gazze’de süregelen insanlık dramı oldu. Kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve insani yardımların eksiksiz ulaştırılabilmesi adına, Hristiyan dünyasının daha güçlü bir duruş sergilemesinin taşıdığı hayati öneme dair görüş paylaşımında bulunduk. Vatikan’ın, Filistin’de adil ve sürdürülebilir barışın temeli olan iki devletli çözümü desteklemesini memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Sayın Papa 14. Leo ile ayrıca küresel çevre hareketimizin temel taşlarından biri olan ‘Sıfır Atık’ yaklaşımını ele aldık. İklim krizinin, inanç ve coğrafya fark etmeksizin tüm insanlığın ortak meselesi olduğunda hemfikiriz. Bu çerçevede Türkiye ve Vatikan arasında iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu belirttim. Ortak çalışma alanlarımızı değerlendirdik. Nazik ev sahipliği için saygıdeğer Papa 14. Leo’ya şükranlarımı sunuyor, üstlendiği bu tarihi sorumluluğun Katolik âlemi ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.”
“Kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor” – “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Rusya’nın Türkiye için ticaret ve enerjide kilit öneme sahip olduğunu belirterek, “Damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” dedi.
Bakan Bolat, başkent Moskova’da düzenlenen Türk-Rus Ticari ve Ekonomik İşbirliğine Dair Hükümetlerarası Karma Komisyonu (KEK) 19. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.
Dünyanın pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizleri, gıda fiyatlarındaki artışlar, yüksek enflasyon ve Türkiye’de yaşanan iki yıkıcı depremle birlikte zorlu bir dönemden geçtiğini anlatan Bolat, “Bölgemizde de İsrail’in Filistin’e yönelik soykırımı, Hindistan-Pakistan savaşı ve ardından İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığı yaşandı.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, tam merkezinde yer aldığı söz konusu krizlerden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle istikrarı korumayı başardığını belirten Bakan Bolat, “Böyle bir ortamda, Türkiye-Rusya ilişkileri de ilerlemeye devam etmekte.” dedi.
Ticaret Bakanı Bolat, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle ağır bir ticari ve mali ambargo altında bulunduğunu vurgulayarak, “Bizim açımızdan, kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor.” diye konuştu.
KEK toplantılarının ve bu toplantıların ardından varılan anlaşmaların, iki ülke ekonomik ilişkileri açısından temel oluşturduğunu anlatan Bakan Bolat, Moskova’da gerçekleştirilen KEK toplantısının ardından bir mutabakat zaptının da karşılıklı olarak imzalandığını kaydetti.
Mutabakat zaptının, ticaret, sanayi, tarım, hizmet sektörü, turizm, inşaat ve ulaşım gibi çok sayıda alanda önemli hükümler içerdiğini vurgulayan Ticaret Bakanı Bolat, “Artık biz hükümetlere ve çalışma ekiplerimize düşen görev de iş dünyası ile birlikte, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinde yeni ufuklar açmak ve mevcut sorunlar konusunda çözümler bulmaktır.” mesajını verdi.
Bakan Bolat, Türkiye’nin ihracat ve ithalat toplamında Rusya’nın ana ticaret ortağı konumunda bulunduğunu belirterek, “Enerjide toplam ithalatımızın yüzde 49’unu Rusya’dan yapıyoruz. Rusya’nın da Türkiye’ye yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 73’ünü enerji ürünleri oluşturuyor. Bu nedenle, damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Mavi Akım ve TürkAkım boru hatları ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) gibi projelerin enerji alanındaki işbirliğinin en önemli unsurları olduğunu anlatan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Akkuyu NGS’de ilk ünitenin bir yıl içinde tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Akkuyu NGS’deki dört ünite tamamlandığında, Türkiye’nin enerji üretiminin yüzde 14’ünü karşılayacağına dikkati çeken Bakan Bolat, Rusya’nın projenin tamamlanması için gerekli çalışmaları yaptığını söyledi.
Türkiye’nin müteahhitlik alanında dünyadaki en büyük ortağının Rusya olduğunu vurgulayan Bakan Bolat, “Türk müteahhitler, dünyada yaptığı müteahhitlik işlerinin 103 milyar dolar ve 2 bin 200 projeyle beşte birini Rusya’da yaptı. Yine ortak yatırımlar ve karşılıklı yatırımlar söz konusu. Türk iş insanlarının Rusya’da 3,5 milyar dolarlık, Rus iş insanlarının Türkiye’de 7 milyar dolarlık yatırımları var.” bilgisini paylaştı.
Akkuyu NGS tamamlandığında, Rus yatırımlarının 37 milyar dolara ulaşacağının altını çizen Ticaret Bakanı Bolat, “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir.” diye konuştu.
Ulaştırma ve Türkiye’nin sebze ile meyve ihracatı alanlarında geçmişe kıyasla çok sayıda sorunun çözüldüğünü vurgulayan Bakan Bolat, şunları kaydetti:
“İki tarafın ticaret, gümrükler konusunda bazı istekleri oldu. Biz bu konuları zaten karşılıklı olarak çalışacağız. Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinin daha da gelişmesi için iki ülke de ve hükümetler de kararlı tutumunu devam ettirmektedir. Bu konuda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de bizlere ısrarla talimat verdiği gibi ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefine azim ve kararlılıkla çalışacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda yaptığı konuşmada, “Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ticaretin yönünün yeniden şekillendiği kritik bir dönemde tarihî bir organizasyona ev sahipliği yaptıklarını ve forum kapsamında 70 ülkeden temsilciyi Türkiye’de misafir etmenin bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
İki gün boyunca yapacakları istişarelerin, alacakları kararların ve kuracakları dostlukların şimdiden hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah forum kapsamında sınır ötesi iş birliği imkânları, dijitalleşme adımları, altyapı yatırımları ve transit taşınma süreçlerinin uyumlaştırılması gibi pek çok konuyu görüşme fırsatı bulacaksınız. Şu anda yalnızca 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkeye ve yaklaşık 1,5 milyar insana doğrudan erişim sağlayan bir ülkenin misafirisiniz. Ekonomik bakımdan toplam 51 trilyon doları aşan gayrisafi yurt içi hasılaya sahip bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyorsunuz” diye konuştu.
Forumun, uluslararası toplantıdan öte Türkiye’nin ulaştırma vizyonunu ve liderlik kapasitesini tüm dünyaya gösteren önemli bir platform olacağına yürekten inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaştırma Bakanlığımız başta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere dünyanın dört bir yanından gelerek foruma katkı verecek siz değerli dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.
“ULAŞTIRMA YATIRIMLARI EKONOMİMİZİN İTİCİ GÜCÜ HÂLİNE GELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistik hatların öneminin her geçen gün daha da arttığına vurgu yaparak, “Bunun en açık örneğini Kovid salgını döneminde hep beraber yaşadık. Bölgemizde son dönemde yaşanan gerilimler, Hürmüz Boğazı’nda, hava sahalarında ortaya çıkan belirsizlikler, yeni ve güvenli ulaştırma güzergâhlarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı” ifadesini kullandı.
Tarihte olduğu gibi günümüzde de ulaşım imkânlarını geliştiren ülkelerin sadece refahına katkıda bulunmadığını, aynı zamanda kültürel ve bilimsel gelişimlerini de ilerlettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin özellikle son 22 yıldır kara, hava ve deniz yollarına ilave olarak iletişim ve enerji hatlarına yaptığı büyük yatırımların gerisindeki en temel motivasyon işte bu yaklaşımdır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol medeniyettir” diyerek bu alanda gerçekten büyük bir yatırım seferberliğini başlattıklarına dikkati çekerek, “İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı kara yollarına, 64 milyar doları demir yollarına, 25 milyar doları hava yollarına, 4 milyar doları denizciliğe, 25 milyar doları ise haberleşme altyapısına harcandı. Bu yatırımların üretime etkisi ise 1 trilyon 65 milyar dolara tekabül ediyor. Ulaştırma yatırımlarımız sayesinde istihdamda da ciddi artışlar sağladık. Sanayiden ihracata, turizmden lojistik hizmetlerine kadar birçok sektör bu yatırımlardan olumlu etkilendi. Ulaştırma yatırımları âdeta ekonomimizin itici gücü hâline geldi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı rakamlar paylaşmak istediğini belirterek, “6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz, 29 bin 742 kilometreye çıktı. Sadece altı ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün bu sayı 77’ye yükseldi. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz, 3 bin 796 kilometreyi buldu. Kara yolu tünel sayımız 83’ten 513’e, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 790 kilometreye ulaştı” diye konuştu.
Köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 799 kilometreye yükselttiklerini ve Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman Nissibi, Elazığ Ağın, Tohma, Hasankeyf-2, 1915 Çanakkale köprülerini ülkeye kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bolu Dağı, Avrasya, Ilgaz, 15 Temmuz, İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Sahara, Pirinkayalar, Hasankeyf, Madal, Zigana tünellerini aziz milletimizin hizmetine verdik. İstanbul-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu gibi devasa yol projelerini hayata geçirdik. Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2 bin 251 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 2002 yılında 10 bin 948 kilometre olan demir yolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8 bin 46 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu ise 7 bin 274 kilometreye çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 bin 668 kilometre uzunluğundaki demir yollarını tamamen yenilediklerini belirtti.
“ULAŞTIRMAYA DAİR HER BAŞLIKTA DESTAN YAZDIK”
Hava yolunu halkın yolu hâline dönüştürdüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26’dan devraldıkları havalimanı sayısını 58’e, yurt dışı uçuş noktalarını ise 60’tan 353’e getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Havalimanımız, Türkiye’nin vizyon projesi olarak göz dolduruyor. Yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı. Bir diğer çarpıcı rakam şudur. 2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı 8,5 milyon civarındayken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi. Bugün ülkemizdeki araç sayısı 32 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda yani ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık” diye konuştu.
Acı bir gerçeği vurgulamak mecburiyetinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak bu yatırımları yaparken muhalefetin ve marjinal örgütlerin engelleme çabalarıyla da mücadele ettiklerini dile getirdi.
“ENGELLERE TAKILMADAN PROJELERİMİZİ KARARLILIKLA HAYATA GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Boğazı’na üçüncü bir gerdanlık olarak taktıkları Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü sabote etmek için sokak olayları dâhil her yolun denendiğini söyleyerek, “İstanbul Havalimanı’yla ilgili akla ziyan bir sürü iftira attılar. Gün oldu, ‘Yol mu yiyeceğiz?’ dediler, gün oldu ‘Bunlar külliyen israf’ dediler, ‘Yeni yol yaparak trafik sorunu çözülmez’ dediler. Gün oldu, projeleri durdurmak için mahkeme kapılarında nöbet tuttular” diye konuştu.
Hızlı tren projelerinin de “göçü hızlandıracağı” iddiasıyla eleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Daha burada sayamayacağımız bir sürü iddia, iftira ve eleştiri ile ulaştırma yatırımlarımıza kara çaldılar. Hizmetlerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Aslında ne iş yaptılar ne hizmet ürettiler ne de bizim iş yapmamızı, hizmet üretmemizi, vatandaşımızı hak ettiği eserlerle buluşturmamızı istediler. İdeolojik konfor alanlarının dışına çıkmaya hiçbir zaman yanaşmadılar ama biz bunlara aldırmadık. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Engellere takılmadan projelerimizi kararlılıkla hayata geçirdik. Hemen hepsi kıvanç kaynağımız pek çok eseri, yatırımı, vizyon projesini hamdolsun ülkemizin kazanç hanesine başarıyla yazdırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla birlikte, ülke ve komşuları, bölgeleri birbirine bağlayacak barış ve iş birliği yolları, koridorları, rotaları tesis ettiklerini kaydetti.
Bu noktada iki büyük projenin stratejik anlam kazandığını gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki Orta Koridor’dur. Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ve 21 ülkeyi demir yolu ağıyla birbirine bağlayan Orta Koridor, deniz yoluna kıyasla 2 kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık 4 kat daha ekonomik taşıma imkânı sunuyor. Âdeta tarihî İpek Yolu’nu yeniden hizmete alıyoruz. Orta Koridor’un bel kemiğini teşkil eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı da faaliyete geçirdik. Bu muazzam projenin daha da geliştirilmesini, gerek ikili, gerek Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda ele almaya devam ediyoruz. Tüm bu girişimlerimizin yanı sıra Orta Koridor’u Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuşak ve yol girişimiyle uyumlaştırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzergâhın Avrupa ve Asya’yı güvenli bir şekilde birbirine bağlayacağını dile getirerek, “Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu’ndan yapılan taşımalar yaklaşık 45 gün sürerken Orta Koridor’da yatırımlarımız tamamlandığında bu süre 15 günün altına inecek. Orta Koridor’un demiryolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizdeki yıllık taşıma kapasitesi ise 6,5 milyon ton civarında. Mevcut yatırımlarımızla yıllık 6,5 milyon ton taşıma hacmi hedefliyoruz. Orta Koridor için yapımına devam ettiğimiz ve planladığımız projelerimizi hayata geçirdiğimizde toplam 114 milyar dolarlık üretim etkisi ve yıllık ortalama 144 bin kişiye istihdam sağlayacağımızı öngörüyoruz” diye konuştu.
“KALKINMA YOLU, BÖLGESEL İSTİKRAR VE REFAHIN ANAHTARIDIR”
Bir başka önem verdikleri projenin de “Kalkınma Yolu” olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ticari bir tasavvur olmanın ötesinde, bir barış projesi olan Kalkınma Yolu, kuzey-güney ekseninde coğrafyaları birbirine bağlarken, komşumuz Irak’ı merkez alan konumuyla bölgesel istikrar ve refahın anahtarıdır. Kalkınma Yolu, Basra Körfezi’nden başlayıp Ovaköy üzerinden ülkemize ve oradan Avrupa’ya uzanan çok modlu yapısıyla öne çıkıyor. Proje sayesinde Irak’ın Faw Limanı’na gelen yüklerin ülkemiz üzerinden Avrupa’ya açılması hedefleniyor. Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz. Projenin en büyük kazananı bizimle ve komşumuz Irak’la birlikte bölgemizdeki bütün kardeş ülkeler olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevredeki tüm ülkelerle ilişkileri kazan-kazan anlayışı temelinde ilerletirken, arada gönül köprüleri kurmaya da önem verdiklerini belirtti.
Barış ve huzurun tüm dünyaya egemen olmasının ancak insanlığın bir bütün hâlinde kalkınmasıyla mümkün olacağına inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu nedenle artık Türkiye’nin sadece jeopolitik konumundan değil, jeostratejik güven adası olma özelliğinden de söz ediyoruz. Bu iddiamızın altını ise ulaştırma yatırımlarımızla, insani yardımlarımızla, girişimci dış politikamızla dünyada takdir toplayan vicdanlı duruşumuzla ve bölge halklarının refahına yaptığımız katkılarla dolduruyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı, açık etsin diyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda katılımcılarla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek forumun ulaştırma sektöründe yeni ufukların açılmasına, yeni iş birliklerinin kurulmasına vesile olmasını dilediğini söyledi.
8,500 yıllık geçmişiyle tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış,tarihi, coğrafyası, kültürü, tüm folklorik özellikleri yanı sıra,verimli toprakları, sürekli gelişen sanayi bölgesi, 2008 yılında iç hat sivil hava trafiğine açılan havaalanı ve kültür merkezi olarak modernliği yakalayan özellikleriyle, Evliya Çelebi’ nin meşhur Seyahatname’sinde güzel sabah rüzgârının yansıması olan güzel insanlarından, tarihi eserlerinden övgüyle bahsettiği ,”Yolların ve Kültürlerin Kesiştiği Şehir” Merzifon
Ülkemizin,sanayi,bilişim,eğitim, moda, sağlık, iletişim, enerji, turizm, tarım, otomotiv ve enerji piyasalarında yer alan iş insanları, ülkemizde ve yurt dışında başarılı işlere imza atmış iş kadınları, akademisyen, rektör ve hocalarımız, yazarlarımız ve sivil toplum kuruluş başkanları ile birlikte platform başkan larımız ve yazarlarımızın bir arada yer aldıkları yazı dizimizde, TÜRSİP Türkiye Sanayici İş İnsanları Genel Başkanı ,Kamu Maliyesi Uzmanı Evli 2 Çocuk Babası İsmail Aktaş’ a yer verdim
01.05.1966 yılında Amasya’nın Merzifon ilçesinde dünyaya geldi. Madenci bir Baba, Yardımsever bir Cumhuriyet kadını olan Fatma Hanım’’ın iki çocuğundan birisi.
İsmail Aktaş,
Babam bir madenci idi; yerin altına girip emeğiyle çalışan bir insandı. Sokağı, çevresini ve havayı seven, bunlardan huzur bulan biriydi. Ağzından kötü bir kelime çıkmaz, aklında yanlış bir cümle barındırmazdı. Benim gözümde o bir kahramandı. Onun maden çıkaran elleri sayesinde okuyabildim. Babaların tecrübelerinden ve bilgeliğinden faydalanmayı bilmeliyiz. Onlara sevgimizi ve saygımızı fazlasıyla göstermeliyiz. Ne ekerseniz, onu biçersiniz. Bana dünyada en büyük yarın nedir deseler, “Babam” der ve susarım. “Babam giderse dağım gider. Atam gider, sırtım gider. Yolum gider, öpülecek elim gider. Canım gider, çocukluk yanım gider, bayram gider.” Sözleri adeta aile olmanın önemine vurgu yapıyor.
İlkokulu ve ortaokulu Merzifon Kayadüzü Köyü’nde tamamlamasının ardından, Lise eğitimini Ankara Maliye Meslek Lisesi’nde tamamladı. Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümünden mezun oldu.
İş nedeniyle İstanbul’a taşınan Merzifonlu bir aileden geliyor olması çokta göreceli olsa gerek. İlk iş deneyimine Bursa Defterdarlığı Uludağ Vergi Dairesinde göreve başladı . daha sonra İstanbul’da bir medikal firmada mali müşavir ve finans müdürü olarak devam etti.
6 ay, Almanya da Finans Kredi alanında Araştırma yapan İsmail Aktaş; Mercedes 404 Otobüslerin Türkiye’ye İthali konusunda çalışmalarını Metro Turizm’e aktardı. Sonrasında Metro Turizm Firmasında işe başladı.
Gençlik yıllarında ezilenlerin yanında oldum , haksızlıklara karşı durdum diyen İsmail Aktaş’ın insanları dinlemek, sorunlarına çözüm üretme çabaları yıllar buyunca süre geldi.
Bizim de bir sözümüz var: “Su akar, yolunu bulur.” Bizim suyumuz da İstanbul’a aktı ve burada çalışırken çevremize de ışık tutmamız gerektiğine inanarak sürekli proje üreten, teknolojiyi takip eden, okuyan ve araştıran birisi olarak, Bir çok Dernek ve siyasi aktiviteleri ile kendisi hep yol gösteren oldu.
İşte tamda bu noktada, TÜRSİP –Türkiye Sanayici İş İnsanları Platformu ön plana çıkıyor.
TÜRSİP Türkiye Sanayici İş İnsanları Platformu, Ulusal ve uluslararası platformlarda Türk sanayicisinin ve işadamlarının etkin rol üstlenebilmelerini ve örgütlülüklerini sağlayabilmek, Türk sanayisinin gelişmişlik düzeyini arttırmak adına kurulmuş bir platformdur.
TÜRSİP, kurulduğu tarihten bu güne sivil toplumun bileştirici gücü olma hedefini sağlayarak etkin ve geniş kapsamlı temsil yeteneği ve söz söyleme gücü elde etmiştir.Sahip olduğu bu güçle Türk Sanayisinin ve İşadamlarının, ülkemiz ile birlikte kalkınmasını sağlamak, sorunlarına çözüm üretmek, bilim ve teknolojinin ışığında gelişimini tesis etmek, verimliliklerini sağlamak, inovasyona özendirmek amacıyla araştırma, görüş ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmaktadır.
İsmail Aktaş sayısız projelerin de Mimarı …Çünkü Başarı Onu O Başarmayı Seviyor.
İlk olarak ,Türkiye’nin 1941’den bu yana faaliyet gösterdiği enerji alanında Türkiye’nin en geniş akaryakıt istasyon ağına sahip olup, aynı zamanda on binlerce kişiye istihdam sağlayan ve bölgesel bir güç olarak hareket eden dev bir enerji altyapı grubu Petrol Ofisi Filo Yönetimini gerçekleştirdi.
Kart kullanımının yaygın olmadığı bir dönemde, Petrol Ofisi Taşıt Tanıma Kartı projesini 2010 yılında hayata geçirdi. Bu kart, Türkiye genelindeki 1.950 istasyonda aynı anda %10 indirim sağlıyordu. Oldukça başarılı bir çalışma olan projesi ile bir çok araç sahibi bu kartı sahiplendi.
Yine Enerji Sektöründe 2 . projesi olarak bilinen, Shell ile TÖFED Kulüp Smart Çalışması ile İlklere imza attı.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu’na (TÖFED), Shell istasyonlarında %8 indirim sağlayan bir proje geliştirdi. 6 yıllık bir çalışmanın sonunda, 11 Temmuz 2008’de bu projeyi hayata geçirdi. Türkiye’nin sektörel anlamda ilk projesi olarak otobüs şoförlerini memnun etti. Bir depo yakıt kazancı sağladı, bu da şoförlerin bütçelerine ciddi bir katkı yaptı.
Ulaşım Sektöründe, övgüler ile söz edilen hayata geçirdiği diğer kapsamlı Projesi -Metro Turizm Esbank Çalışması
Metro Turizm için co-branded (ortak markalı) bir kredi kartı çalışması gerçekleştirdi. Bir yıllık bu çalışma sırasında kart yeni olmasına rağmen yoğun bir ilgi gördü. Kısa sürede birçok kişi kart sahibi oldu ve gündemde büyük bir yankı uyandırdı.
Kıymetli İsmail Aktaş’ ın şu sözleri yazı Dizimize katkı sağlamaktan öte değer katıyor.
“Şimdilerde, hızla ilerleyen teknolojik imkânların da etkisiyle iletişim çağını yaşarken dünyanın âdeta küçüldüğü başka bir tablo ile karşı karşıyayız.
Küreselleşmenin sonucu olarak, alışılmışın ötesinde çalkantılı bir geçiş döneminde, neredeyse ülkelerin sınırları ortadan kalkarken, bölgesel güç birliklerini ve global ekonominin kıyasıya rekabetini yaşıyoruz.
Tam da bu noktada , Kazakistan’dan Gürcistana , Sudan’dan Nijerya’ya . Fas’tan Mısır’a Almanya’dan Bulgaristan’a Yunanistan’dan Hollanda’ya Yerli Sanayicilerimizin Ürettiği ürünleri tanıtım amaçlı BTOBİ karşılıklı toplantılar gerçekleştirdi. Amacımız;
Ülkemizin Döviz açığını İhracat ile tamamlamaktır. Dedi. Bunu için Parolamız “5I” Kuralı ..
1-İstihsal
2-İstihdam
3-İhracaat
4- İthal İkamesi
5- İktisadi tam Bağımsızlık diyor.
Elbette değerlerimizden ödün vermeden, kazanımlarımızı yitirmeden, birlik ve beraberliğimizle yarınlar için çalışmamız gerektiğini biliyoruz diyor.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetimizin 102. yılına erişmiş olmanın mutluluğunu yaşarken üzerimizdeki sorumlulukların da farkındayız.
Gelecek Yarınlar için Birlik ve Beraberliğimizi Asla Bozmayacağız“
“İyi ki Varsın” yazı dizimde belirli aralıklarla, belirli zaman dilimlerinde karşılaştığımız, diyalog kurduğumuz, hayatımızın olmazsa olmazı değerlere yer verdim. Ama içlerinde öyle biri vardı ki işte kendisinin ne saati vardı ne de vakti.
Herhangi biri yeter ki bir sıkıntı düşmesin, içerisinde yardımsever kişiliği ağır basan, yeri asla doldurulamayan, hayata anlam katmasını bilen bildiren, girişimci ruhu, bilge kişiliği ve toplumun sevgisini tak dirini almış kimliği ile gelecek için daha birçok projenin hayata kazandırılmasına liderlik yapacak olan İsmail Aktaş’ a başarılı çalışmalarından dolayı kendilerine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu Hollanda’nın Lahey kentinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi.
Görüşmede Türkiye ile ABD ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, enerji ve yatırım başta olmak üzere farklı alanlarda iki ülkenin büyük potansiyele sahip olduğunu, özellikle savunma sanayii alanındaki iş birliğinin ilerletilmesinin toplam 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefine ulaşılmasını kolaylaştıracağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’ın gayretleriyle İsrail-İran arasında sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını, bunun kalıcı olmasını temenni ettiğini, Gazze’deki insani trajedinin bir an önce sonlandırılmasında ve Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın barışçıl çözümünde yakın diyaloğun önemini vurguladı.
İki lider, NATO’nun önde gelen müttefikleri olarak, İttifakın caydırıcı gücünün pekiştirilmesi için atılacak adımların ehemmiyetine dikkat çekti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.