DİPLOMAT
“Dünya hızla değişirken, devletler arası ilişkilere bakışımızı ve diplomasimizi de buna uyarlamak mecburiyetindeyiz”



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Hazreti Mevlana’dan ilhamla forumun temasını ‘Yenilikçi Diplomasi: Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar’ olarak belirledik. Dünya hızla değişirken, devletlerarası ilişkilere bakışımızı ve diplomasimizi de buna uyarlamak mecburiyetindeyiz. ‘Girişimci ve İnsani Dış Politika’ anlayışımızın gerisinde de, bu yenileşme ve dönüşüm ihtiyacı bulunuyor. Asırlara sâri tecrübe ve engin birikimi yansıtan Türk diplomasisi, gücünü değişen şartlara ayak uydurma kabiliyetinden alıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Antalya Diplomasi Forumu’nun bu buluşmasında devlet ve hükûmet başkanlarıyla bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk turizminin başkenti, Akdeniz’in incisi bu güzel şehrimize, Antalya’ya hoş geldiniz” dedi.
Foruma katılan davetlilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihî, kültürel zenginlikleri ile dünyaca ünlü Antalya’mızda sizleri geleneksel Türk misafirperverliği ile ağırlamanın bahtiyarlığı içindeydim” ifadelerini kullandı.
Bölgenin ve dünyanın meselelerini konuşmak, tartışmak ve bunlara çözüm yolları üretmek için bu forumun düzenlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, foruma Antalya’nın ev sahipliği yapmasının tesadüf olmadığını, Antalya’nın tarih boyunca medeniyetlere beşiklik yapmış, insanlık tarihine yön vermiş, kıtaların kavşak noktası Akdeniz’in en güzel şehirlerinden biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı Akdeniz gibi Antalya’nın da farklı kültürlerin ortak yuvası ve yurdu olduğunu belirterek “Asırlardır her kökenden, her inançtan insanı barış içinde bir arada yaşatan Antalyamız, diplomasinin de merkezinde yer almıştır” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yoğun gayretleriyle bugün ilki icra edilen forum ile şehrin bu özelliğine yeni bir boyut daha kazandırıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Antalya Diploması Forumu’nun inşallah zamanla küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşeceğine inanıyorum. Buradan vereceğimiz dostluk, diyalog ve iş birliği mesajları, bölgemizle birlikte tüm dünyaya dalga dalga yayılacaktır. Forum vesilesiyle ayrıca hem Antalya’nın güzelliklerini görme hem de Güvenli Turizm Sertifikası programının uygulamalarına bizzat şahitlik etme imkânı bulacaksınız. Geçen sene başlattığımız bu program sayesinde 2020 yılında 16 milyon turisti sorunsuz, sıkıntısız bir şekilde ülkemizde ağırladık. 2021 senesinde sistemin kapsamını daha da genişleterek misafirlerimizin, ülkemizin her köşesinde huzuru kalp ile tatil yapabilmelerini mümkün kıldık. Hepinizden, her zaman aileniz ve sevdiklerinizle birlikte sizi ağırlamaktan şeref duyacak Antalya’nın keyfini çıkarmanızı özellikle istiyorum.”
“SIKILI YUMRUKLARI GEVŞETECEK DİPLOMASİDİR”
Diplomasinin insanlığın toplu hâlde yaşamaya başladığı tarihlerden beri var olan, kullanılan, üzerinde kafa yorulan bir alan olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha yakın bir tarihteki tanımıyla savaş ve barış güçleri arasındaki dengeyi oluşturan diplomasinin, önleyicilik vasfıyla önemini sürekli artırdığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iletişim teknolojileri, internet, sosyal medya ve artan küreselleşme ile diplomasinin alanının da genişlediğini belirterek, bugün diplomasi denilince sadece devlet ve hükûmet yetkilileri arasında kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerden bahsedilmediğini, bu kavramla aynı zamanda kamu diplomasisinden kültür diplomasisine, turizm diplomasisinden ticaret diplomasine kadar çok geniş bir yelpazede yürütülen çalışmaların da kastedildiğini aktardı.
Politika aktörleri kadar, diplomasinin icra edildiği platformların da değişip çeşitlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Artık siyasetçiler ve diplomatlarla birlikte sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, medya ve üniversiteler arasındaki temaslar da dış politikayı şekillendiriyor. Giderek daha fazla gündeme gelen dijital diplomasi de yine bu dönemin kazanımlarından biridir. Diplomasinin alanının bu kadar genişlemesi, gerilimlerin azaltılmasında insanlığa şüphesiz büyük fırsatlar sunuyor. Sıcak çatışmaların yıllarca devam ettiği günümüzde diplomasi sanatının önümüze açtığı yeni kulvarlara olan ihtiyacımız da artıyor. Dönem sorunların suhuletle çözümünde diplomasinin inceliklerini dışlama değil, daha fazla devreye alma dönemidir. Hep söylediğimiz gibi sıkılı yumruklarla müsafaha olmaz. İşte bu sıkılı yumrukları gevşetecek en etkili yol hâlâ diplomasidir.”
“DÜNYADAKİ DEĞİŞİMİ DOĞRU OKUYAN, VİZYONER BİR DİPLOMASİ PRATİĞİNİ HÂKİM KILMAMIZ GEREKİYOR”
“Dünyadaki değişimi doğru okuyan, gelecek nesilleri için çözümler üreten, maziden süzülüp gelen birikimi yeniden yoğurarak istikbale taşıyan, vizyoner bir diplomasi pratiğini hâkim kılmamız gerekiyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşı karşıya olunan tehditlerin büyüklüğünün uluslararası planda dayanışmayı ve iş birliğini zaruri kıldığını vurguladı.
Küresel Koronavirüs salgınında, bu ihtiyacı herkesin bir kez daha hissettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası toplum elindeki tüm araçlara rağmen salgının yıkıcı etkilerini yönetmede maalesef iyi bir imtihan veremedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, tarihin en büyük sağlık krizini ancak 100 gün sonra gündemine alabildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tropik adalardan Sibirya’ya kadar dünyanın en ücra yerlerini dahi etkileyen salgın karşısında iş birliği, yerini korumacı ve rekabetçi politikalara bıraktı. Milyarlarca insanın yükü sadece dayanışmayla hafifleyecekken, Afrikalı kardeşlerimiz, Asyalı, Latin Amerikalı dostlarımız, kaderlerine terk edildi. Salgının dünya ölçeğinde adaletsizlikleri keskinleştirdiğini, zenginle fakir arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini görüyoruz. Birçok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, düzensiz göç yollarının tekrar hareketlenmesi, Akdeniz’de ölümlerin artması bunun en çarpıcı örneklerindendir. Bu süreçte Türkiye olarak ‘dost kötü günde çağrılmadan gidendir’ inancıyla dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın imdadına koşmaya çalıştık.”
“YERLİ AŞIMIZI TÜM İNSANLIKLA PAYLAŞACAĞIZ”
Türkiye’den talepte bulunan 158 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa sağlık malzemesi gönderdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de misafir edilen sığınmacıların Türk vatandaşlarından ayrı tutulmadığını, sağlık hizmetlerine erişimlerinin sağlandığını söyledi.
“Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşının şantaj, baskı veya politika dikte aracı olarak kullanılmasının yanlış olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılsonundan önce bitirmeyi planladıkları yerli aşı çalışmalarını, insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürüttüklerine dikkati çekerek “Kullanıma hazır hâle gelince yerli aşımızı inşallah tüm insanlıkla paylaşacağız” dedi.
Hazreti Mevlana’nın “Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel. Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş. Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sözlerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece siyasetçiler, diplomatlar olarak değil akademisyenler, öğrenciler, iş adamları, sivil toplum kuruluşları olarak topyekûn yeni şeyler söylememiz gereken bir dönemdeyiz. Eskinin alışkanlıklarıyla, geçmişin dar kalıplarıyla günümüzün sorunlarına çözüm bulamayacağımız açıktır” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapıların mevcut hâlleriyle çözümün değil sorunun bir parçası olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki kutuplu dünya tasavvurunun bize dayattığı bu kurumsal yapılarla 21. yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. Türkiye olarak ‘Dünya beşten büyüktür’ sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır” dedi.
Yaklaşık 8 milyar insanın kaderinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin insafına bırakılamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren ancak kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistemin adalet üretemeyeceğini söyledi. Adaletin bulunmadığı yerde çatışma ve gerilimin eksik olmayacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yeni dönemde diplomasimizi yoğunlaştırmamız gereken alanların başında Güvenlik Konseyi’nin daha kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması geliyor. Statükodan çıkar sağlayanlar elbette kendilerine asimetrik güç veren bu imkânı paylaşmak istemeyeceklerdir. Hatta reform taleplerini dile getiren ülkeleri dışlamaya, susturmaya yönelik gizli-açık baskılar da olur. Türkiye ile ilgili son dönemde sık sık tedavüle konulan eksen tartışmaları, bu hazımsızlığın işaretidir. Bu art niyetli suni, hakikatlerle bağdaşmayan tartışmaların bizim cesaretimizin kırmasına müsaade etmiyoruz. Hem vatandaşlarımızın hem evlatlarımızın hem de tüm insanlığın geleceği adına hakkı ve adaleti savunmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bunun uzun, yorucu ve çetin bir süreç olduğunun şüphesiz bilincindeyiz. Sabrın acı, meyvesinin ise tatlı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Siz dostlarımızın bu konuda bizimle aynı hissiyatı taşıdığınıza inanıyor, desteğinize güveniyoruz.”
“TÜRK DİPLOMASİSİ GÜCÜNÜ DEĞİŞEN ŞARTLARA AYAK UYDURMA KABİLİYETİNDEN ALIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlana’dan ilhamla Antalya Diplomasi Forumu’nun temasını “Yenilikçi Diplomasi, Yeni Dönem, Yeni Yaklaşımlar” olarak belirlediklerini bildirerek “Dünya hızla değişirken devletler arası ilişkilere bakışımızı ve diplomasimizi de buna uyarlamak mecburiyetindeyiz. ‘Girişimci ve İnsani Dış Politika’ anlayışımızın gerisinde de bu yenileşme ve dönüşüm ihtiyacı bulunuyor. Asırlara sâri tecrübe ve engin birikimi yansıtan Türk diplomasisi gücünü değişen şartlara ayak uydurma kabiliyetinden alıyor” dedi.
Bugünün dünyasında etkin diplomasinin, olaylara geniş açı ile bakmaktan ve sahadaki gelişmeleri yakından takip etmekten geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Diplomatik başarı ise gelişmeleri hızlı ve ön alıcı müdahalelerde bulunabildiğiniz takdirde yakalanıyor. Türkiye 252 dış temsilciliği ile dünyanın en geniş beşinci diplomatik ağına sahip ülkesi konumundadır. Sadece genişleyen diplomatik ağımızla değil TİKA, AFAD, YTB, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Maarif Vakfı, Kızılay ve Türk Hava Yolları gibi kurumlarımızla da dünyanın dört bir köşesinde varlık gösteriyoruz. Nitelikli, alanında yetkin diplomatlarımızla ülkemizin çıkarlarını savunurken dünyanın neresinde olursa olsun barışa, istikrara, kalkınmaya ve refaha katkı sağlamak için çaba harcıyoruz. Bu anlayışla attığımız adımların meyvelerini birçok bölgede aldık, alıyoruz. Komşumuz Suriye’de halkın iradesini yansıtacak bir siyasi çözümün bulunması için var gücümüzle çalıştık. Yaklaşık 10 yıldır 4 milyona yakın Suriyeli kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Sınırımızın hemen ötesinde, zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan 5 milyonu aşkın mazluma da yardım elini uzatıyoruz. Suriye’de faaliyet gösteren PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. Suriye’nin yabancı terörist savaşçılar için bir eğitim ve barınma kampına dönüşmesine müsaade etmedik. DEAŞ’ın Suriye’deki varlığına büyük ölçüde son vererek ülkemizde birlikte Avrupa ve dünyanın güvenliğine de katkı sağladık. Şu an itibarıyla DEAŞ’ın 4 bin 500 mensubunu etkisiz hâle getirdik.”
“ULUSLARARASI TOPLUMDAN BEKLEDİĞİMİZ DESTEĞİ ALAMADIK”
Türkiye’nin bugüne kadar 430 bin Suriyelinin güvenli ve gönüllü şekilde topraklarına dönüşünü temin ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İdlib’deki yerlerinden edilmiş kişilere de briket ev inşası gibi projelerimizle destek veriyoruz. Onları çadırlardan kurtarıyoruz, fedakârca ve samimiyetle yürüttüğümüz tüm çalışmalarda karşılaştığımız sıkıntıları, buradaki pek çok dostumuz yakinen biliyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek terör örgütleriyle mücadelede gerekse Suriye’yi istikrara kavuşturma çabalarında uluslararası toplumdan bekledikleri desteği alamadıklarını söyledi.
Türkiye’de sivilleri katleden canilerin, siyasi sığınmacı statüsü verilerek yıllarca korunup kollanıp himaye edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ ile mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK’nın her yıl on milyonlarca avro haraç toplamasını engelleyecek birkaç göstermelik operasyon dışında hiçbir kararlı adım ne yazık ki atılmadı. Oysa terörün her türlüsüyle mücadele, dünyaya demokrasi ve hukuk dersi verenler başta olmak üzere herkesin görevidir. Suriye’de barış ve istikrarın sağlanması sadece Türkiye’nin değil hepimizin sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.
“AKDENİZ’İN BARIŞ, REFAH VE İŞ BİRLİĞİ ALANI OLMASINI ARZU EDİYORUZ”
Libya halkının da benzer şekilde yıllar süren acılı bir dönemden geçtiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birleşmiş Milletler’ce tanınan meşru Libya hükûmeti ile dayanışmamız, ülkede ateşkese, birliğe ve yeni bir başlangıca giden yolu açtı. Libya’da yaraların sarılmasına, yeniden imara, kalkınmaya yönelik desteğin bilhassa bu kritik süreçte artırılması önem arz ediyor. Çözümsüzlüğün yaşattığı sıkıntıları bugün aramızda bulunan Azerbaycan, Gürcistan ve Ukraynalı dostlarımız da tecrübe ettiler, hâlen de ediyorlar. Bu yükü Kıbrıs meselesi bağlamında biz zaten yıllardır taşıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cenevre’de sunduğu egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Akdeniz’in bir barış, refah ve iş birliği alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz hâlen masadadır. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının cepheleşme yerine iş birliğine vesile olması bizlerin elindedir. Komşumuz Yunanistan’la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile de olumlu çerçevesinde iş birliğimizi güçlendirmek istiyoruz.”
Eski devlet geleneğinin aynı zamanda “eski diplomasi kültürü” demek olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Coğrafi bakımdan Afro Avrasya ülkesi olan Türkiye’nin diplomasisi de bu üç kıtayı kuşatan geniş bir vizyonla yürütülmektedir. Avrupa ile ilişkilerimizi geliştirirken, Latin Amerika’yı Türk Dünyası ile iş birliğimizi güçlendirirken Balkanlar’ı asla ihmal etmiyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlarla birlikte Musevi ve Hristiyanların da kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün asli kimliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak “Tarihte olduğu gibi bugün de selam yurdu olması için gayret gösteriyoruz” dedi.
“TÜRKİYE, İSLAM DÜŞMANLIĞI, YABANCI KARŞITLIĞI VE KÜLTÜREL IRKÇILIKLA MÜCADELEDE EN ÖN SAFLARDA YER ALIYOR”
Türkiye’nin salgınla beraber vahim bir hâl alan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede en ön saflarda yer aldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Yeniden Asya Girişimi’mizle Türk diplomasisinin ufkunu genişletirken kadim bağlarımızın olduğu Afrika ile iş birliğimizi her alanda ileriye taşıyoruz. Bu çerçevede, önce 2008 yılında İstanbul’da, ardından 2014 yılında Malabo’da olmak üzere, iki kez Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi düzenledik. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde, bazılarını birkaç kez olmak üzere 28 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Tarihinin en büyük devlet krizini yaşayan Somali’yi bundan tam 10 yıl önce, 2011 yılında eşimle beraber ziyaret eden ilk dünya lideri oldum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişinde sömürgecilik utancı bulunmayan Türkiye’nin, Afrika’nın zengin kültüründen ve birikimden istifade etmek istediğini belirterek “Salgın sebebiyle ertelemek zorunda kaldığımız 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne inşallah eylül ayında Türkiye’de ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, pergelin bir ayağını Türkiye’ye sabitleyip diğeri ile Afrika’dan Latin Amerika’ya Pasifik’ten Asya’ya kadar tüm coğrafyalara uzanarak iş birliğimizi her alanda daha da artırmayı ümit ediyoruz” diye konuştu.
Geniş bir katılımla düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nun Türkiye’nin bu ufkunu, amacını ve samimiyetini ortaya koyan en önemli girişimlerden biri olduğunun altını çizerek “Forumda siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra geleceğin liderleri olacak gençlerimizin de yer alması ayrıca anlamlıdır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başta olmak üzere, forumun yapılmasında emeği geçen herkese ve foruma katkı yapacaklara teşekkür etti.













DİPLOMAT
“Millet bahçeleriyle; sosyal, kültürel ve ekonomik değer katan cazibe merkezleri oluşturuyoruz”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dokuz Millet Bahçesi Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Şehirlerimize kazandırdığımız her millet bahçesiyle; sosyal, kültürel ve ekonomik değer katan cazibe merkezleri oluşturuyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Çevre Haftası dolayısıyla düzenlenen dokuz millet bahçesinin açılış törenine Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden canlı bağlantıyla katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, hizmete girecek Adıyaman Millet Bahçesi’nin 505 bin, Giresun Bulancak Millet Bahçesi’nin 28 bin, Düzce Cumayeri Millet Bahçesi’nin 72 bin, Bursa Harmancık Millet Bahçesi’nin 40 bin, Bolu Gerede Millet Bahçesi’nin 295 bin, Afyonkarahisar Şuhut Millet Bahçesi’nin 125 bin, Adana Aladağ Millet Bahçesi’nin 200 bin, Sivas Şarkışla Millet Bahçesi’nin 150 bin, Erzincan Tercan ilçesi Camiişerif Millet Bahçesi’nin 52 bin metrekare olduğunu bildirdi.
Açılışı yapılacak millet bahçelerinin toplam büyüklüğünün 1 milyon 466 bin metrekare olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin güzelliğine güzellik katacak millet bahçelerinin ülke ve millete hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millet bahçelerinin her birinin yeşil alanları, tesisleri, yürüyüş ve bisiklet yolları, spor sahaları ve sundukları diğer imkânlarla göz kamaştıran projeler olduğunu anlattı.
“MİLLET BAHÇELERİMİZİN TAMAMI AFETLERDE TOPLANMA ALANI OLARAK DA HİZMET VERMEKTEDİR”
Millet bahçeleriyle şehirlere insanların nefes alabileceği yeşil alanlar kazandırmakla kalmadıklarını aynı zamanda çocuklardan yaşlılara, gençlerden çalışanlara kadar farklı toplum kesimlerinin sosyal ihtiyaçlarını da karşıladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehir hayatının kargaşasından yorulan vatandaşlarımız ruhlarını burada dinlendiriyor, evlatlarımız burada sosyalleşiyor, gençler burada buluşuyor. Her yaş grubundan insanımız burada spor ve egzersiz yaparak sağlıklı bir hayat sürme imkânına kavuşuyor. Pek çok kültür sanat etkinliğinin de düzenlendiği millet bahçelerimiz bu yönleriyle büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Şehirlerimize kazandırdığımız her millet bahçesiyle sosyal, kültürel ve ekonomik değer katan cazibe merkezleri oluşturuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu millet bahçelerimizin tamamı afetlerde toplanma alanı olarak da hizmet vermektedir. Özellikle asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde bu tarz toplanma alanlarının önemini daha iyi kavradık. Çevre ve şehircilikte attığımız her adımın, hayata geçirdiğimiz her projenin bu süreçte çok ciddi faydasını gördük. Cumhuriyetimizin 100. yılında, 81 ilimizde, 81 milyon metrekare millet bahçesi kazandırma hedefimizin ehemmiyeti de anlaşılmış oldu” diye ekledi.
“ŞİMDİYE KADAR TOPLAM 21,5 MİLYON METREKARE BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ 189 MİLLET BAHÇEMİZİ HİZMETE ALDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete olan sözlerini tutmak için çalışmaları sürdürdüklerini, her işte olduğu gibi millet bahçelerinde de kendileriyle yarıştıklarını belirterek, şöyle devam etti: “Hedefimizi, 81 milyon metrekareden 100 milyon metrekareye çıkardık. Millet bahçesi sayımızı da 500 olarak güncelledik. Şimdiye kadar toplam 21,5 milyon metrekare büyüklüğündeki 189 millet bahçemizi hizmete aldık. Hâlihazırda 27,5 milyon metrekare büyüklüğündeki 137 millet bahçemizin yapımı devam ediyor. Bu alandaki vizyon projemiz Atatürk Havalimanı’na yapmakta olduğumuz 7,7 milyon metrekare büyüklüğe sahip millet bahçemizdir. İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi tüm etaplarıyla hizmete girdiğinde dünyanın en gözde şehir parkları arasında yerini alacaktır. Bu vesileyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’mız Murat Kurum Bey’e şu ana kadar yaptığı gayretleri sebebiyle özellikle teşekkür ediyorum. Halef selef olarak şimdi de Mehmet Bey ile bu süreci inşallah en güçlü şekilde devam ettireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen ay düzenlenen TEKNOFEST’i 2,5 milyonu aşkın ziyaretçinin katılımıyla Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde gerçekleştirdiklerini, 1,7 milyon insanın iştirak ettiği Büyük İstanbul Mitingi’ni yine burada yaptıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Her ne kadar, birileri seçim sürecinde burayı yabancı şirketlere peşkeş çekme niyetlerini ifade etseler de milletimiz 14 ve 28 Mayıs’ta sandığa yansıttığı iradesiyle tüm bu niyetleri kursaklarda bırakmıştır. Şimdi biz de sandıkta tecelli eden bu güçlü iradeden aldığımız cesaretle çalışmalarımızı daha da hızlandırıyoruz. İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ile ülkemiz genelindeki 500 millet bahçemizin tamamını bitirdiğimizde 81 vilayetimizin çehresinin de değişeceğine inanıyorum. Türkiye’nin bu muhteşem eserlerle buluşmasını sağlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza, TOKİ’mize, yüklenici firmalara, mühendisinden mimarına işçisine, herkese şükranlarımı sunuyorum.”
“TABİATA EN GÜZEL ŞEKİLDE SAHİP ÇIKMANIN GAYRETİNDEYİZ”
“Dünya görüşümüzün özünde tabiatı ve kâinatı bir emanet olarak görmek vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçsuz bucaksız güzellikleriyle gökyüzünün, içinde milyarlarca canlıyı yaşatan denizlerin, yetiştirdiği türlü nebatatla toprağın, hayatı idame ettiren havanın ve gözün gördüğü veya görmediği her şeyin kendilerine emanet olduğunu dile getirdi.
Emanetin sahibinin de önce Allah, sonra da gelecek nesiller olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu hassasiyetle tabiata en güzel şekilde sahip çıkmanın gayretindeyiz. Çevre bilincinin özellikle toplumumuzda kök salması için gerçekten yoğun çaba harcıyoruz” diye konuştu.
Çevreye kontrolsüz şekilde atılan plastiklerin bilhassa denizlerdeki hayatı tehdit ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 sene önce başlattıkları “Sıfır Atık Hareketi”nin temel hedeflerinden birinin plastik kirliliğinin önüne geçmek olduğunu söyledi.
Bu amaçla 81 il için “Sıfır Atık Yönetim Planları” oluşturduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye genelinde 166 bin bina ve yerleşkeye “Sıfır Atık Sistemi” kurduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece 2017’de yüzde 13 olan geri kazanım oranını, 2022’de yüzde 30’un üzerine çıkardıklarını dile getirerek, Birleşmiş Milletler tarafından 30 Mart’ın “Uluslararası Sıfır Atık Günü” olarak tüm dünyada kutlanmasını sağladıklarını anımsattı.
“ÇEVREYİ KORUMAKLA KALMAYIP BİZDEN SONRAKİ NESİLLERE DAHA DA GÜZELLEŞTİREREK TESLİM EDECEĞİZ”
Atık ve geri dönüşüm farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmaların bundan sonra da süreceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Rabbimizin ve evlatlarımızın emaneti olan çevreyi korumakla kalmayıp bizden sonraki nesillere daha da güzelleştirerek teslim edeceğiz. ‘Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz’ buyuran sevgililer sevgilisi Peygamber’imizin ümmeti olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Zaten başka bir tavrımız da olamaz. Bize düşen çevrecilik adına siyasi ajandalarını dayatmaya çalışanların baskılarına boyun eğmeden emanete hakkıyla sahip çıkmaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim görevimiz, orman varlığımızı daha artırarak geleceğe nefes olmaktır. Millet bahçeleriyle şehirlerimizde yeşil vahalar oluşturmaktır, başarılı atık yönetimiyle toprağımızı, denizlerimizi, nehirlerimizi korumaktır. Çevreci binalar yaparak yaşadığımız yerleri fıtrata uygun şekilde mamur etmektir. Yarın kıyametin kopacağını bilsek dahi elimizdeki fidanı toprağa dikerek mesuliyetimizi yerine getirmektir. Bu anlayışla bizden önceki 60 yılda yapılan ağaçlandırmanın 1,5 katını biz sadece 21 yıla sığdırmayı başardık. Bugüne kadar 6,5 milyar fidanı vatan toprağıyla buluşturduk. Bugün de 9 milyon fidanın dikimini gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 81 ilinin her birini yemyeşil hâle getirene kadar durmadan, dinlenmeden çalışacaklarının altını çizdi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM MESELESİNDE DAHA KARARLI, DAHA DİRAYETLİ ADIMLAR ATACAĞIZ”
Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin hatırlattığı hususlardan birinin de sağlam, dayanıklı ve güvenli binalar inşa etmenin gerekliliği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ tarafından deprem mevzuatına uygun yapılan konutlarda hiçbir sorunla karşılaşılmadığına dikkati çekti.
Son yıllarda inşa edilen hastaneler, kamu binaları, spor tesislerinin de bu süreçte başarılı bir sınav verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz” dedi.
Kentsel dönüşüm projelerinin ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunun depremle birlikte daha yakından görüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Marjinal kesimlerin engelleme çabalarına rağmen dönüşüm yapabildiğimiz yerlerde yıkılan bina sayımız, dolayısıyla can kaybımız da az oldu ama kentsel dönüşüm projelerinin önünün kesildiği bölgelerde maalesef üzüntümüz katlanarak arttı. Bu tecrübeler ışığında artık kentsel dönüşüm meselesinde daha kararlı, daha dirayetli adımlar atacağız.”
“AFETLE KARŞILAŞMADAN, DEPREM KAPIMIZI ÇALMADAN ÖNCE TEDBİRİNİZİ ALIN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğrudan insanımızın hayatına dair böylesi bir konuda tamahkârlığa izin vermeyeceğiz. İdeolojik saplantılarla hareket edenlerin de gözünü para hırsı bürümüş olan muhterislerin de kaprislerine boyun eğmeyeceğiz. Kanuni, idari ve mali açıdan ne gerekiyorsa onu yapmak suretiyle bu meseleyi çözüme kavuşturacağız. Vatandaşlarımızın ‘Yarısı Bizden Kampanyası’na yönelik ilgisini memnuniyetle karşılıyoruz. Buradan tüm vatandaşlarıma bir kez daha seslenmek istiyorum: Eğer binanız depreme dayanıklı değilse, sel veya heyelan tehdidi altındaysa hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini başlatın. Afetle karşılaşmadan, deprem kapımızı çalmadan önce siz tedbirinizi alın. Mülk sahiplerinin desteğiyle şehirlerimizi afetlere karşı daha dirençli hâle getireceğimize inanıyorum.”
Açılışını yaptıkları millet bahçelerinin tüm şehirlere, millete hayırlı olmasını dileyen, emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman’a 14 ve 28 Mayıs’ta şahsına ve Cumhur İttifakı’na gösterdiği büyük teveccüh için şükranlarını sundu.
“DEPREM İLLERİNİ YENİDEN DOLAŞACAĞIM”
En yakın zamanda deprem illerini yeniden dolaşacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer illerdeki vatandaşlara da destekleri için teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet dileyerek, “Rabbim, ülkemizi her türlü afetten korusun diye dua ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından millet bahçelerinin açılışını canlı bağlantıyla gerçekleştirdi.
Adıyaman’daki millet bahçesinde bulunan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, buradaki açılışın, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde kurulan kabinenin ilk açılışını olduğunu, bunu özellikle deprem bölgelerinden Adıyaman’da yaptıklarını söyledi. Konuşmaların ardından millet bahçelerinin açılış kurdelesi kesildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile 5 Haziran haftasının Türkiye Çevre Haftası olarak kutlanmasını kararlaştırdıklarını anımsatarak, bu seneki Çevre Haftası’nın temasını “Temiz Dünya, Temiz Deniz” olarak belirlediklerini bildirdi.

DİPLOMAT
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Kurtulmuş’u kabul etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı seçilen Numan Kurtulmuş’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

DİPLOMAT
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Anıtkabir’de


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri ile birlikte Anıtkabir’i ziyaret ederek, Atatürk’ün mozolesine çelenk bıraktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine üyeleri ile birlikte Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, üzerinde ay yıldız bulunan çelengi bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri ile birlikte Anıtkabir’in merdivenlerinde basın mensuplarına görüntü veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Atatürk,
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin ikinci döneminde yeni kabine üyelerimizle birlikte huzurunuzdayız. Bugün kabinemizin ilk toplantısını yaparak, Türkiye Yüzyılı’nın inşası hedefiyle süratle yola çıkıyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak kabinemizle birlikte tüm Türkiye’ye, 85 milyonun tamamına aşkla hizmet edeceğiz. Bizlere emanetiniz olan Cumhuriyetimizin 100. Yılına ulaşmanın heyecanını ve haklı gururunu yaşadığımız bu seneyi inşallah şahlanış dönemimizin başlangıç noktası hâline getireceğiz. Rabbim bizleri milletimize karşı mahcup etmesin.
Ruhun şad olsun.”











-
DİPLOMAT2 hafta önce
“Bugün kimse kaybetmemiştir, 85 milyonun tamamı kazanmıştır”
-
DİPLOMAT1 hafta önce
“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır”
-
DİPLOMAT2 hafta önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyunu Saffet Çebi Ortaokulu’nda kullandı
-
DİPLOMAT7 gün önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı
-
DİPLOMAT5 gün önce
“Milletimiz, Cumhuriyet’in ikinci asrını Türkiye Yüzyılı ile taçlandıracaktır”
-
DİPLOMAT2 hafta önce
“Bugün kazanan sadece Türkiye’dir”
-
DİPLOMAT3 gün önce
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Anıtkabir’de
-
DİPLOMAT5 gün önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan Anıtkabir’de