Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2023 hedefleriyle, 2053 vizyonuyla, 19 yıllık emeğimizin ürünü güçlü altyapısıyla, bölgesel ve küresel liderlik konumuyla son bir asırdaki en güçlü yürüyüşünü gerçekleştirmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
Konuşmasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 9 Temmuz 2018’de yemin ederek yeni yönetim sisteminin ilk Cumhurbaşkanlığı görevine başladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü yılı geride bıraktığını, önümüzdeki ay sonunda da doğrudan milletin oyuyla cumhurbaşkanı seçilişinin yedinci yılını tamamlayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağustos ayının da AK Parti’nin kuruluşunun 20’nci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Buradan bir kez daha 24 Haziran 2018 seçimlerinde yurt içinde ve yurt dışında sandıkta şahsıma teveccüh gösteren 26 milyon 325 bin vatandaşımın her birine şükranlarımı sunuyorum” ifadesini kullandı.
Aynı seçimlerde sandığa giderek oyunu kullanan 59 milyon 355 bin vatandaşın her birine de demokrasiye ve millî iradenin üstünlüğüne olan bağlılıkları sebebiyle teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin, vesayetin ve darbecilerin üstünü örtmek için gösterdiği tüm çabalarına rağmen gücü ve büyüklüğü işte buradadır. Şartlar ne olursa olsun demokrasiyi işletme, ülkesine, özgürlüğüne ve geleceğine sahip çıkma iradesini ortaya koyan milletimiz, seçimleri bir murakabe ve muhasebe vesilesi olarak değerlendirmektedir. Rahmetli Menderes’ten beri kendi değerlerine saygılı, hayallerini gerçekleştirmek için çalışan herkesin yanında yer alan milletimiz, bize de yeri geldiğinde canı pahasına sahip çıkmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
“GİRDİĞİMİZ HER SEÇİMDE MİLLETİMİZE GÜVENDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’yi kurarken “Bu parti milletin partisidir”, iktidara geldiklerinde de “Milletimiz ne istiyorsa, ne bekliyorsa onu yapacağız” dediklerini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Girdiğimiz her seçimde sadece ve sadece milletimize güvendik, milletimizden destek bekledik. Sırtını karanlık mahfillere dayayarak efelenenler, sandıkta dersini alırken, milletimiz bizi hep iktidarda tutarak, itimadını gösterdi. Özellikle son sekiz yıldır ülkemizle birlikte partimizin ve şahsımızın da yaşadığı kesintisiz saldırı sürecinden, milletimizden aldığımız güç ve destek sayesinde dimdik çıkmayı başardık. Hatırlarsanız, fitili ilk Gezi olaylarıyla ateşlediler. Batılı medya kuruluşlarının gece gündüz canlı yayın yaptığı, ayaküstü bin yalanın aynı anda söylendiği olayları hatırlıyorsunuz değil mi? Güya ‘ağaç’ diyerek, güya ‘çevre’ diyerek yola çıktılar, sonra işi ülkemizin tüm kalkınma projelerinin durdurulması, istiklalini ve istikbalini temsil eden millî politikalarından vazgeçilmesi talebine kadar götürdüler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki oyunu gördüklerini ve kararlı bir duruş sergileyerek tuzağı bozduklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ardından FETÖ’nün emniyet ve yargı içindeki militanları üzerinden 17/25 Aralık kumpasını devreye soktular. Montajların, iftiraların, yalanların havada uçuştuğu bu kumpası da milletimizle birlikte hamdolsun boşa çıkardık. CHP’nin borazanlığını yaptığı bu süreci, mahallî seçimleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini gölgelemek için kullanmaya çalıştılar. Bunun için çevirmedikleri fırıldak kalmadı ama milletimizin dirayeti ve kararlılığı sayesinde her iki seçimde de hüsrana uğradılar. Sonra PKK sahne aldı. Bazı il ve ilçelerimizde çukurlar kazarak, masum insanları canlı kalkan olarak kullanarak, kendilerince bir senaryoyu uygulamaya koydular. Yine milletimizle omuz omuza vererek, kahraman polislerimizin, jandarmalarımızın ve askerlerimizin fedakârca mücadelesiyle teröristleri açtıkları kuyulara gömdük.”
“15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ TARİHİMİZİN EN BÜYÜK İHANET KALKIŞMALARINDAN BİRİDİR”
“Sınırlarımız içinde başaramadıkları tezgâhı bu defa sınırlarımızın ötesinden kurmaya kalktılar” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ardı ardına gerçekleştirdiğimiz harekâtlarımızla DEAŞ’ından PKK/PYD’sine kadar tüm teröristlerin tepesine bulundukları yerlerde bindik ve sınırlarımızı güvenli hâle getirdik. Önümüzdeki hafta beşinci yıl dönümüne ulaşacağımız 15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ eliyle gerçekleştirilen ama arkasında çok daha geniş bir şebekenin bulunduğu, tarihimizin en büyük ihanet kalkışmalarından biridir. Milletimizle beraber darbecilere göğsümüzü siper ederek bu alçak kalkışmayı sabahın ilk ışıklarıyla birlikte akamete uğrattık. Bu vesileyle çukur eylemlerinde, sınır ötesi harekâtlarımızda, sınır içindeki operasyonlarda, 15 Temmuz’da şehit olan güvenlik güçlerimize, askerlerimize, vatandaşlarımıza, dostlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
“Şehitler tepesi boş değil, toprağını kahramanlar bekliyor. Ve bir bayrak dalgalanmak için rüzgâr bekliyor” dizelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz, son sekiz yıldır yaşadığımız her hadisede 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak bayrağımızı dalgalandıran işte o beklenen rüzgârı estirmiştir. Hep söylediğim gibi; Rabbime beni böyle bir milletin mensubu olarak dünyaya getirdiği, böyle bir dönemde ülkemin başında olma şerefi bahşettiği için ne kadar hamdetsem azdır” dedi.
Türkiye’ye diz çöktürme, milleti pes ettirme ve karanlık senaryoları hayata geçirme gayretlerinin bu kutlu mücadelelere rağmen sona ermediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: “Terör örgütlerini kullanarak kan dökmek suretiyle Türkiye’yi rayından çıkartmayı başaramayanlar, bu defa daha sinsi yol ve yöntemlere yöneldiler. Yeni hedef ekonomimizdi. Gece yarısı operasyonlarıyla döviz kurunu harekete geçirerek kur üzerinden faizleri ve enflasyonu yükselterek, ülkemizi ekonomik krizlerin altında ezmek için defalarca atağa kalktılar. Biz, yurt dışındaki altınlarımızın tamamını ülkemize getirmek ve döviz rezervlerimizi güçlendirmek suretiyle bu saldırılara karşı hazırlığımızı önceden yapmıştık. Aldığımız ilave tedbirler, kurduğumuz dengeleyici mekanizmalar ve uyguladığımız güçlü ekonomi politikası sayesinde hamdolsun bu süreci de en az hasarla atlattık. Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama hedeflenen sonuçlarla bu sıkıntılar arasında dağlar kadar fark vardır. Buradan bir kez daha ifade ediyorum Gezi olaylarındaki amaç neyse ekonomimize yönelik saldırılarda ki amaç da odur. Çukur eylemlerindeki niyet neyse kur, faiz, enflasyon üçgeni üzerinden kurulan oyun da aynıdır. 15 Temmuz darbe girişiminin gerisindeki sinsi gayeyle ekonomimizi krize sokma planlarındaki hedef aynıdır. Biz de diğer saldırılara ve tuzaklara hangi karşılığı vermişsek ekonomide de aynı mukabeleyi ortaya koyduk. Salgın dönemi, bize bu tuzakları kuranların, aslında ne kadar kırılgan ekonomik, siyasi, sosyal bir yapıya sahip olduklarını açıkça göstermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde gelişmiş ülkeler dahi bocalarken, Türkiye’nin uygulanan doğru, kararlı, hızlı, etkin sağlık, gıda ve kamu güvenliği yönetimiyle herkesten ayrıştığını söyledi.
Devletin tüm imkânlarını milletin emrine vererek en az mağduriyet ve en çok kazançla bu sürecin geride kalmasını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide de yatırım, üretim, istihdam, ihracat, büyüme odaklı destek ve teşvik politikalarıyla herkesten daha ileri bir seviyeye ulaşıldığını kaydetti.
Kabine toplantısının ardından yapılan kapsamlı ekonomi değerlendirmesinde bu hususa ilişkin tüm verileri milletle paylaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İktidarımızı ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı üzerine bina etmiş bir parti olarak elbette önce vatandaşlarımızın huzurunu, güvenliğini, refahını sağlamak mecburiyetindeyiz. Bunun için önümüzdeki dönemde salgının küresel düzeydeki seyrine, ekonomideki gelişmelere ve diğer hususlara bakarak, milletimiz için ilave destek adımları da atabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
Fevkalade dönemlerin fevkalade tedbirler gerektirdiği hakikatini akıllarından çıkarmadıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla ülkeyi hedeflerinden koparmayacak ve halkın geleceğine umutla bakmasını sağlayacak yeni politikalar geliştirmeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz özellikle de gençlerimize sesleniyorum müsterih olun, bu ülkedeki hiçbir birey, hiçbir insanımız sahipsiz değildir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2023 hedefleri, 2053 vizyonu ve 19 yıllık emeğin ürünü güçlü altyapısı, bölgesel ve küresel liderlik konumuyla son bir asırdaki en güçlü yürüyüşünü gerçekleştirdiğini belirtti.
Allah’ın yardımı ve milletin desteğiyle bu yürüyüşü mutlaka zaferle neticelendireceklerine inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın siyasi, diplomatik, ekonomik ve askeri olarak en güçlü ülkeleri arasına girmek için önümüzdeki 2023 virajını kazasız, belasız dönmemiz gerekiyor. Bu bakımdan 2023 seçimleri çok önemli hâle gelmiştir. Nitekim karşımızdakiler de bu durumun farkındalar ve tüm güçleriyle 2023 için hazırlanıyorlar. Bunca zamandır Türkiye’ye diz çöktürememenin öfkesi içinde olanlar, önümüzdeki seçimlerle ilgili niyetlerini gizleme gereği dahi duymuyorlar. Terör örgütlerinden asırlık acılara, ekonomik tetikçilikten gizli ambargolara kadar her konuyu kullananlar, seçimler için muhalefete de açık çek vermiş gözüküyorlar. Muhalefetin giderek pervasızlaşan, çirkinleşen, özellikle arsızlaşan, buram buram kin ve nefret kokan üslubu, aslında 2023 ile ilgili telaşlarını da ele veriyor. Milletimizin geçmişini çok iyi bildiği için ülke yönetiminden ısrarla uzak tuttuğu bu faşist zihniyet, bu karanlık projenin sözcülüğüne soyunmuştur.”
“BİZİM GÜÇ VE DESTEK KAYNAĞIMIZ DA ESER VE HİZMET SİYASETİMİZİN MUHATABI DA MİLLETİMİZDİR”
Bu kesimin aktörlerinin, PKK’dan FETÖ’ye tüm terör örgütlerinin, Avrupa’dan Amerika’ya kadar her yerdeki yeminli Türkiye düşmanlarının desteğine layık olmak için canhıraş bir uğraş içinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Kurdukları yalan ve iftira dünyasını tek hakikat gibi herkese dayatmaya çalışıyorlar. Yalanı ne kadar büyük söylerlerse inandırmasının da o kadar kolay olacağı telkinine öylesine iman etmiş durumdalar ki freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyorlar. Varsın gitsinler, eninde sonunda hak ve hakikat duvarına çarparak, kendilerine gelecekler. Bizim güç ve destek kaynağımız da eser ve hizmet siyasetimizin muhatabı da milletimizdir. AK Parti teşkilatları olarak milletimizle gönül bağımızı güçlü tuttuğumuz müddetçe bunların yalan, iftira, inkâr, çarpıtma siyaseti ülkemizde kök salamaz, karşılık bulamaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin kaderiyle AK Parti’nin kaderinin bütünleştiği” ifadesinin sıradan bir siyasi argüman değil, hakiki bir tespit olduğunu söyledi.
Çok partili siyasi hayata geçişle birlikte geriye doğru bir asırlık kayıplarını telafi etme fırsatı yakalayan Türkiye’nin, bu tarihi hamlesinin ardı ardına gelen darbelerle durdurulduğunu, yeniden demokratik ve ekonomik geri kalmışlığa mahkûm edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, ülkeye çağ atlattırmak için başlattığı büyük atılımın önünün de ardından gelen koalisyonlu yıllar, terör ve darbe tehditleriyle bir kez daha kesildiğini, AK Parti’nin bu tarihi görevi tamamlamanın sorumluluğunu üstlendiğini vurguladı.
“ÇALIŞMAK, DAHA ÇOK ÇALIŞMAK VE SONUNDA BAŞARMAK DIŞINDA ALTERNATİFİMİZ YOK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “2023 seçimleri de bu büyük medeniyet ve tarih mücadelesinin çağımızdaki zirvesinden önceki son durağıdır. Seçimlere kadar önümüzde yaklaşık iki yıllık bir vakit var. Sizlerden bu vaktin her gününü, her anını en verimli, en etkili, en dolu şekilde değerlendirmenizi istiyorum. Büyük kongresini yapmış, il, ilçe, belde teşkilatlarını genel merkez yönetimine oturtmuş bir parti olarak artık önümüzde beklemeyi gerektirecek hiçbir ajanda kalmadı. Milletimize ve özellikle de gelecek nesillere yoğun bir vebalin altındayız. Burada hassasiyetimiz çok önemli. Çalışmak, daha çok çalışmak ve sonunda başarmak dışında bir alternatifimiz yoktur. AK Parti teşkilatları yanında Meclis’te Cumhur İttifakı, hükûmette Cumhurbaşkanı Kabinesi olarak bu imtihandan da alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum.”
Bugün il başkanları, ilçe başkanları, kadın kolları ve gençlik kolları başkanlarının bir arada olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir şey hatırlatacağım, burada kabine üyelerimiz var, yardımcıları var, milletvekillerimiz var. Meclis ara veriyor. Meclis’in ara vermesiyle birlikte hepimiz arazide olacağız, meydanlarda olacağız. Şunu özellikle hatırlatacağım, arazide yapacağımız çalışmaların raporlarını genel merkeze kesinlikle raporlayacağız. Grup başkanvekilliğine, vekillerine raporlayacağız. Hangi arkadaşlarımız ne kadar çalışma yaptı, nasıl çalışma yaptı, hangi ilimizin durumu nedir, ne değildir bunları sizlerden alacağız. Yoksa bir turistik seyahat olarak illerimize gideceksek nafile. 2023’e eğer kararlı bir şekilde hazırlanacaksak, bizim için şurada son iki durak var, çok önemli. Bu 2021’dir, 2022’dir. 2023 tamamen seçim yılıdır. Bu çalışmayla birlikte biz, istikametini kaybetmiş, avara kasnak gibi dolaşanlara bu memleketi teslim edemeyiz. Bir de neler söylediğini görüyorsunuz. Neymiş, gelince uçakları satacakmış. Yahu senden öncekiler de bunları söyledi. Bir defa devlet yönetmenin ne anlama geldiğinden senin haberin yok. Yani uçakları sattığın zaman devleti yönetmiş mi oluyorsun? Dünyayı dolaşacaksın, neyle? Tarifeli uçaklarla mı? Yarış edeceksin, neyle? Tarifeli uçaklarla mı? Trene binersin, otobüslerle beraber seyahat edersin ve ondan sonra da ‘Ben muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkacağım’ dersin. Atatürkçüsün ya. Anlamaz, ama iyi bir vergi memuru olduğunu söylüyor. Oradan topladığı paralarla tarifeli uçağa binecekmiş. Hayırlısı olsun. Sen bu kafayla daha çok gidersin.”
Millet İttifakı’nın diğer üyelerinin de farklı olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan bir şey olmaz. Biz, şimdi bir şey getiren var filan demiyoruz ama eşeği sağlam kazığa bağla ki ondan sonra Allah’a emanet edelim. Onun için de tedbirleri almamız lazım. Şimdi Meclis ara veriyor. Dolayısıyla kapı kapı dolaşmak mecburiyetindeyiz. Ana kademe, kadın kolları, gençlik kolları hep birlikte. Kabine üyelerimiz, milletvekili arkadaşlarımız, bakan yardımcılarımız hep birlikte çalışacağız. Durmak yok, yola devam” dedi.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde, Japonya Başbakanı Kishida Fumio ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Sera gazı emisyonunda tarihî sorumluluğumuz yüzde 1’in altında olmasına rağmen, kendi imkânlarımızı kullanarak çok önemli adımlar atıyoruz. 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nde bir konuşma gerçekleştirdi.
Zirvenin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gösterdiği samimi misafirperverlikleri için Emirlik makamlarına teşekkür etti.
Dünyanın, koronavirüs salgını ve Ukrayna-Rusya savaşının ardından şimdi de Gazze’deki katliamların acı sonuçlarıyla karşı karşıya olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, tüm bu krizlerde barışın yanında olmuş, adalet ve hakkaniyet temelinde çözüm için çalışmıştır” diye konuştu.
“JEOTERMAL KURULU GÜCÜNDE AVRUPA’DA 1’İNCİ, DÜNYADA 4’ÜNCÜYÜZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iklim değişikliğine de bu perspektiften yaklaştığını anlatarak, şunları söyledi: “Sera gazı emisyonunda tarihî sorumluluğumuz yüzde 1’in altında olmasına rağmen, kendi imkânlarımızı kullanarak çok önemli adımlar atıyoruz. 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefini gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. 2030 senesine kadar emisyon azaltımı hedefimizi iki katına çıkardık. Bu kapsamda, yıl sonu itibarıyla 66,6 milyon ton karbondioksit emisyon azaltımı bekliyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını yüzde 55’e yükselttik. Bu oranla Avrupa’da 5’inci, dünyada ise 12’nci sırada yer alıyoruz. Jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncüyüz. Hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa’da 2’nci, dünyada 9’uncu sıradayız. Hidrojen Teknolojileri Stratejimizi uygulamaya aldık. Ayrıca net sıfır emisyon hedefi bağlamında çelik, alüminyum, çimento ve gübre sektörleri karbonsuzlaşma yol haritalarımızı tamamladık. 2053’te yenilenebilir enerjinin payını yüzde 69’a çıkarmayı planlıyoruz. Eşimin himayesinde başlatılan ‘Sıfır Atık’ projesiyle atıkların geri kazanım oranını 2035 yılında yüzde 60’a taşıyacağız.”
Tüm bu çalışmaların maliyetinin yüksekliğinin herkesin malumu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İklim finansmanı kaynaklarına ve teknoloji transferi imkânlarına daha adil şekilde erişebilmemiz, bu bakımdan büyük önem arz ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli deprem felaketine rağmen Türkiye’nin ne ekonomideki ne de iklim değişikliğiyle mücadeledeki hedeflerinden koptuğunu belirterek, “14 milyon insanımızı ve 11 ilimizi olumsuz etkileyen depremlerin yol açtığı yaraları hamdolsun hızla sarıyoruz. Şehirlerimizin yeniden inşasında da çevreyi korumak, iklim ve çevre dostu yapılar inşa etmek, önceliklerimizin başında yer almaktadır” dedi.
“GAZZE’DE YAŞANANLAR İNSANLIK SUÇUDUR, SAVAŞ SUÇUDUR”
Filistin topraklarında yaşanan insani krize değinmeden geçemeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “İsrail saldırıları sonucu, çoğunluğu çocuk ve kadın 16 bini aşkın Filistinli masum sivilin hayatını kaybetmesi, hiçbir şekilde meşru gösterilemez. Gazze’de yaşananlar insanlık suçudur, savaş suçudur ve bu suçu işleyenlerden uluslararası hukuk önünde mutlaka hesap sorulmalıdır. Son gelişmelerle birlikte 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulmasının ehemmiyetini hep birlikte tekrar gördük. Türkiye olarak bunun tesis ve temini noktasında her türlü sorumluluğu almaya hazırız. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ve ‘Daha adil bir dünya mümkündür’ şiarımızı burada tekrar vurgulamak istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Devlet Başkanı Yardımcısı, Dubai Emiri Muhammed Al Maktum başta olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin 60’ıncı Oturumu’nun ocak ayında İstanbul’da gerçekleştireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ayrıca 2026’da düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 31’inci Taraflar Konferansı’na ev sahipliği için adaylığını açıkladığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz değerli dostlarımın bu kapsamda gereken desteği vereceğinden şüphe duymuyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev ile görüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) için bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi için bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf’u kabul etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.
Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenecek Dünya İklim Eylemi Zirvesi nedeniyle gittiği Birleşik Arap Emirlikleri’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; Dubai El-Maktum Uluslararası Havalimanı’nda, BAE Devlet Başkan Yardımcısı Şeyh Mansur bin Zayid Al Nahyan, Abu Dabi Büyükelçisi Tugay Tunçer, Dubai Başkonsolosu Onur Şaylan ve ilgililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da Birleşik Arap Emirlikleri’ne ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.
AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”
“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.
Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”
“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”
Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”
“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”
“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”
“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”
“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.
Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.
Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.
AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”
“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”
Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”
AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.
“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”
Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”
Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”
“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.
Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.
“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.
“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”
“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.
Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.
Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.
Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.