Diplomat -Dünya

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, A Haber-ATV özel yayınına katıldı

Avatar

Published

on

A Haber-ATV-A Para-ANews ortak yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.

Türkiye’de yaşanan sel ve orman yangınlarına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi.

Selin ardından Rize’ye ve Artvin’in Arhavi ilçesine gittiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada vatandaşlarla bir araya geldiklerini ifade etti.

Bölgedeki durumu yerinde gördüklerini ve valilere zarar tespiti noktasında gerekli talimatları verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Süratle zarar tespitlerini yapalım ki hem ayni hem nakdi ne yapacağımızı bilelim. Bunun için de kendilerinden şöyle birkaç gün içinde neticeyi almayı istedik. Valilerimizin çok daha seri hareket etmelerini, gerek Rize’de gerek Artvin’de bunu istedik” diye konuştu.

“DÜNYANIN BİRÇOK YERİNDE OLDUĞU GİBİ ÜLKEMİZDE DE ORMAN YANGINLARINDA BÜYÜK ARTIŞ YAŞANDI”

Bölgedeki incelemeleri sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da yanında bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tespitler yapıldı, yapılıyor ama bir taraftan da hemen ödemelere başlanması talimatını verdik. Ödemelere de bir diğer taraftan başlanmış oldu. Tabii anında konut yapım işine de başlayalım istedik, bir yıl içerisinde de TOKİ olarak bu konutları bitirip Rize ve Artvin’de, Artvin’den kastım Arhavi, buradaki konutların sahiplerine inşallah konutlarını da teslim edeceğiz. Burada da yoğun bir çalışma var” değerlendirmesinde bulundu.

Orman yangınlarının sekizinci gününde bulunulduğunu ve bütün şiddetiyle devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu vilayetlerdeki yangının bu şekilde devam edişi ve yangından birçok otellerde kalanlar var, bu otellerde kalanların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu, bu çalışmaları gerçekleştirdik ve burada Silahlı Kuvvetlerimiz, Kıyı Emniyeti hepsi devreye girdiler. Denizden olsun, karadan olsun bu boşaltma çalışmalarını yaptık, gerçekleştirdik. Tabii dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl orman yangınlarında gerçekten büyük artış yaşandı ve burada siyasete yer olmamalı. Yani düşünün ki sekiz gün içinde 187 yangın çıktı. Bu 187 yangından şu anda 15 yangın devam ediyor ve bunların bir kısmı kontrol altında. Bütün bunlarla beraber 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları da sürüyor.”

Bölgedeki bir termik santralin de yanma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu, gün boyu uçak ve helikopterlerin söndürme çalışması yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bu mücadeleyi sürdürürken bir taraftan da tabii rüzgâr tehdidiyle karşı karşıyasınız” dedi.

Rüzgârın kozalaklarla beraber tehdidini genişleterek, yayarak devam ettirdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz sadece bunlarla savaşmıyoruz, sadece bunlarla mücadele etmiyoruz. Ama bakıyorsunuz ki bu ülkede muhalefet ayrı türlü bir sizinle beraber mücadelenin içerisinde. İşte ‘burada niye uçak yok, niye helikopterler yok’ filan gibi böyle bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda burada 16 uçak var, bugün gelenlerle bu 20’ye çıktı. Bunun yanında 51 helikopter var, hep bunlar devrede, çalışıyor. Dokuz insansız hava aracı var, bunlar devrede, çalışıyor. Bir diğer tarafta yine 850 arazöz var, bunlar da çalışıyor” bilgisini paylaştı.

“Burada bir şeyi açıklamak istiyorum. Devlet olarak bizim görevimiz nedir?” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet olarak bizim görevimiz, birinci derecede tarım, orman, hayvancılık, yani bütün bu ormanların bakımı, ormanların bu noktadaki ıslahı ve Allah göstermesin işte bu tür yangınlar olduğu zaman ormanların bu noktada söndürülmesi vesaire bunlar birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Ama yerleşim bölgelerine geldiğimiz zaman yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu kimin? O da oradaki büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır” görüşünü dile getirdi.

Kendisinin de belediye başkanlığı yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yangın vesaire olduğu zaman bunun sorumluluğu benim başkanlığımda olan itfaiye müdürlüğünde. En geniş çapta itfaiye teşkilatımız vardı. Şimdi burada da bakıyorsunuz bir tarafta Antalya, Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya’daki birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla, Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede, Muğla şehri, büyükşehir olarak söylüyorum, onun sorumluluğundadır, yani ‘ben buradan sorumlu değilim’ diyemez. İzmir, aynı şekilde sorumluluğundadır. Aydın, aynı şekilde Aydın Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Denizli, Denizli Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Bunlar ‘hayır, bizim burada sorumluluğumuz yok’ diyemezler. Açsınlar yerel yönetimlerle ilgili yasayı iyice incelesinler ve onlar burada acaba ne tür bir imkân seferber ettiler, ne yaptılar, şu an itibarıyla ne yapıyorlar?”

Devlet olarak ormanda mücadelelerini sürdürdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sekiz şehidimiz var ve bu sekiz şehidimiz bu orman teşkilatımızda olan şehitlerimizdir. Ama hiçbir yerden biz kaçma noktasına gitmedik, gerçek neyse bu gerçeği söyledik. Bakın ‘arazöz’ diyoruz, arazöz noktasında devletin elindeki arazöz sayısı 2002 yılında 637 adetti, 2021’de biz bu sayıyı 1078’e çıkardık. Geliyoruz, devam ediyoruz, yine aynı şekilde su ikmal aracı 2002’de hiç yoktu, 2021’e geliyoruz 2 bin 81 adet aynı şekilde su ikmal aracı var” açıklamasında bulundu.

Yangına müdahalede kullanılan diğer araçlarla ilgili rakamlardaki değişimi de paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber bu yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz, kaçamak yapmak yok ve üzerine üzerine de gidiyoruz” ifadesini kullandı.

“DÜNYA YANGIN TEHDİDİ ALTINDA”

Dünyanın yangın tehdidi altında olduğunu ve bazı ülkelerde yangınların devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın Kaliforniya’sı yanıyor, Los Angeles’i yanıyor, her taraf yanıyor, Kanada yanıyor, Rusya hakeza öyle, yanıyor… Yani kimse kalkıp da ‘Rusya niye yanıyor’ demiyor, diyemez. Mesela Rusya yanarken ben Sayın Putin’le görüştüm, sağ olsun üç tane uçak bize o hâldeyken gönderdi ve dört tane de helikopter bu noktada yine gönderdi ve onlar da bizim şu andaki bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Bu bir dayanışmadır ve bu dayanışmayı en güzel şekilde ortaya koyuyor” dedi.

Dünyadaki orman yangınlarına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Afrika’nın yarısı yanıyor, böyle bir durum var dünyada. Yani iklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Temenni ederim ki bundan tüm insanlık bir an önce kurtulmuş olsun. Bakın Kanada’da 4 bin 579 adet yangın çıkmış, böyle bir durum var. Tabii yanan ormanlara baktığımız zaman özellikle Kanada’da 750 bin hektar alan yanmış. Çok çok ilginç bir şey. İspanya’da 448 orman yangını çıkmış ve orada da yine 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş, İtalya’da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş vaziyette. Bunların hepsini görüp ona göre de Türk siyasetinin bunu değerlendirmesi lazım.”

Van, Elazığ ve Malatya depremlerinin ardından yapılan çalışmalar ve Manavgat ile Marmaris’teki yangınlar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgedeki ziyaretine ilişkin video gösterildi.

Afet bölgesindeki vatandaşların ihtiyaçlarının acilen giderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(Manavgat’taki afetzedeler) Oturanlardan biri bana dedi ki ‘Benim varım yoğum bir traktör, bana onu verin yeter. Benim ekmeğim o’ dedi. Başka bir vatandaş daha gelerek ‘Başkanım benim varım yoğum da o traktör’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Bey’e talimatı verdim. ‘Bunu hiç uzatmayacaksın. Çarşamba-perşembe bu traktörleri kendilerine ulaştıracaksın çünkü o traktörle tarlayı sürüyor ama onun hem ineği hem danası hem koyunu her şeyi o. Çok mutlu oldum, mesele bu. Lafla iş yürümüyor, icraat” diye konuştu.

“SON 19 YILDA AFETLERLE MÜCADELEDE PROFESYONEL BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİK”

Afetzedeler için neler yapıldığı ve nelerin yapılacağı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan; Van, Elazığ, Bingöl ve yıkılan yerleri adeta sıfırladıklarını ve onların yerine TOKİ ile yepyeni konutlar yaparak hak sahiplerine sahiplerini hatırlattı.

Hiçbir zaman afetzedeleri kimsesiz bırakmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu bir güven getiriyor. ‘Benim devletim var ve devletim beni asla açıkta bırakmaz’ diyor. Son 19 yılda afetlerle mücadelede profesyonel bir yaklaşım sergiledik. Bu güven, yangın ortamında bile bakıyorum, ‘Biz başkanımıza güveniyoruz’ diyorlar. Yalanlara inanmıyorlar, başkaları da oralara gidiyor, bir şeyler söylüyorlar. Depremden sele, yangından maden kazalarına kadar pek çok hadisede olanları tecrübe ettik. Bu tecrübenin sonucu olarak da afet bölgelerimizde çok yönlü çalışmaları hızlı şekilde yürütüyoruz ve bundan sonra da bunu yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.

Sahada yangın söndürme faaliyetleri devam ederken bir taraftan da ilgili birimlerin hasar tespit çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çünkü zaman kaybına tahammülümüz yok. Vatandaş bunu görecek ki rahatlayacak. Çünkü bu arada bir şey daha yapıyoruz. Ne bu? Hemen evini bul, o eve yerleş, kiranı da biz ödeyeceğiz. Bunu yaparken de 50 bin liralık evin içinin donanımı için destek vereceğiz. Muhalefet konuşuyor da muhalefetin acaba belediyeleri buralarda böyle bir derdi var mı, böyle bir şey yapıyor mu? Hemen anında bu hafta içinde gerek talimatları verdim, evin içini bir defa donatacaksınız, bu ayni de olur nakdi de olur. Vatandaş, evinin içinin donandığını gördüğü zaman ‘Evim yandı gitti ama devlet benim yanımda yerin aldı ve bana hiç eskiyi aratmayacak ev donattı.’ ‘Ve 50 bin liraya kadar bu konuda her türlü desteği vereceğiz’ dedik. Şu anda valilerimiz, kaymakamlarımızı çalışmalarını yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler.”

Dünyanın değişik bölgelerindeki yangınların, siyasette yer verilmeyen bir şekilde ele alındığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim bir talihsizliğimiz var. Türk siyaseti maalesef muhalefetsiz bir siyasettir. Yani Türkiye’de muhalefetin terörü esiyor. Bunu bir kenara koymak mümkün değil. Amerika’da bu kadar yer yanar, Kanada’da bu kadar yer yanar, Rusya’da yanar. Onlarda inanın böyle bir şey olmaz tam aksine, ‘bize de ne düşer’ diye iktidarın yanında yer alır, böyle bir durumları var. Bizde ise maalesef bu yok, bizde tam aksine. Biz şu anda iktidar mıyız? İktidarız. Elimizden geleni ardına komadan yapmaya devam edeceğiz.”

Bugün gerçekleştirilen Yüksek Askerî Şûra Toplantısı’nda üye olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yangın bölgesinde bulundukları için toplantıya katılmamalarını istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dedim, ‘Siz gelmeyin Yüksek Askerî Şûra’ya diğer arkadaşlar devam ederiz. Yarın Millî Güvenlik var, gelmeyin, Bölgede kalın, oradaki çalışmalara devam edin.’ Bu arkadaşlarım sekiz gündür tamamen bölgedeler. Orada yattılar, orada kalktılar” diye konuştu.

“ORMAN YANGINLARI KONUSUNDA ELİMİZDEN NE GELİYORSA SONUNA KADAR YAPACAĞIZ”

Milletvekillerinin de bölgede olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar kalkıp da ‘eğlenelim, şunu yapalım, bunu yapalım’ derdinde değiller. Çünkü biz dertliyiz, bizim bir derdimiz var. Bu yerler yanıyorsa, ciğerimiz de yanıyor” dedi.

Orman yangınları konusunda ellerinden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız. Amerika ne yapmış, Yunanistan ne yapmış, orada nasıl tedbirler almışlar, İspanya’da nasıl tedbirler almış. Bunu bir iktidar olarak ben bilmeyeceksem kim bilecek? 19 yılda belli bir tecrübe edindik. Bizden öncekilerden edindiğimiz tecrübeler de var. Onların neler yaptığını da gördük. Bunların hepsini biliyoruz. Dolayısıyla yani kalkıp dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bilim bizim kılavuzumuzdur ve bu konu ile ilgili dünyada neler oluyor neler bitiyor bunları da yakından takip ediyoruz.

Siyasetin içinde sadece benim 40 yıl tecrübelerim var, arkadaşlarımın içerisinde bunula yoğrulan nice yetişmiş kişiler var. Hep birlikte bu çalışmayı yürüttük, yürütüyoruz. İşte orman yangınları da şu an tüm dünyanın mücadele ettiği adeta Kovid-19 salgını gibi uluslararası bir tehdittir. Hatta bir de terör tehdididir. Bir şey daha söyledim, ‘yalan terörü’ dedim. Şimdi Türkiye’de yalan terörü var mı? Var. Kim yapıyor bu işi? Muhalefet yapıyor, acayip bir şekilde. Adına bir de ‘algı operasyonu’ diyorlar. Bunun adı aslında yalan tehdididir ve yalan terördür. Dürüst ol, samimi ol. Bir tespitin varsa bunu dürüst yap, dürüst yap da adam sansınlar. Biz de oradan bir şeyler kapalım ama böyle bir şey maalesef yok.”

“Diğer ülkelerde çıkan yangınların siyasete yer verilmeyen bir şekilde tartışıldığı ancak Türkiye’de siyasete malzeme edildiği”ne ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim de ciğerimiz yanıyor. Şimdi televizyonlarda konuşuyorlar, dinliyorum. ‘Canlılar şöyle yandı böyle yandı.’ Eyvallah, ormanda yangın olur da canlılar yanmaz mı? Tamam da ondan sonra ne yapacağız? Hemen tedbirlerimizi aldık, dedik, ‘Bütün bu canlıların hemen defnini yapın ardından da bütün bu canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemelerini yapacağız” dedi.

Telef olan canlılar konusunda valilere talimat verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hepsinin ödemelerini yapacağız. Bunun çalışmaları konusunda talimatını valilerimize verdik, anında bu işi de bitireceğiz. Çünkü Yörük kardeşlerimizin o yaylalarda geçim kaynağı ne? O olmadığı zaman peynirini, çökeleğini nereden yapacak? O olacak ki bu yapsın. İşte bunun için de onlara dedim ki hiç üzülmeyeceksiniz. Manavgat’ın Kalemli köyüne gittik, orada vatandaşlarla konuşurken dedik ki ‘Hiç üzülmeyin, kısa zaman içerisinde bu hayvanlarınıza, nasıl ki traktörler sahiplerine gelecekse sizin hayvanlarınız da size gelecek. Bakan arkadaşlarım da milletvekili arkadaşlarım da hepsi şu anda bunun çalışması içerisindeler. Süratle de kendilerini bu hayvanların, traktörlerine ve diğer araçlarına inşallah kavuşturacağız.”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından, yanan alanların imara açılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanı’na yetki verildiğine ilişkin iddialarının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikli Bay Kemal’e benim vereceğim bir cümlelik cevap var. O da şu, benim Kültür ve Turizm Bakanıma vermiş olduğum böyle bir yetki yok. Bu bir. Kesinlikle yok. Eğer bunda kendisi müddei olarak dürüstse bunu ispat etmesi lazım” dedi.

Hukuktaki “müddei iddiasını ispatla mükelleftir” kaidesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne Başbakanlığım döneminde böyle bir yetkiyi o dönem Kültür Bakanlığıma verdim ne de Cumhurbaşkanlığım döneminde böyle bir yetkiyi şimdiki Kültür Turizm Bakanıma verdim. Böyle bir şey yok. Bir diğer konu ‘Ormanlar yansın, buralarda biz beton yığını binalar inşa edelim’… Haşa. Benim her zaman belediye başkanlığımdan bu yana biliyorsunuz ben dikey mimariye karşı olduğunu söyleyen, bunu savunan bir insanım. Betona nasıl olur da ben sahip çıkarım? Böyle bir şey kesinlikle bir defa söz konusu değil. Yine bunlar ispatı gerektiren bir şey, ispat etsin, söylesin. Nerede, nasıl?” diye konuştu.

İddia konusu yerlerde CHP’li belediyeler olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’li belediyeler olarak, eğer buralarda imar planlamalarını yaparken bunlar, buraları ormandan, maki gruplarından yerler vermek suretiyle eğer buralarda inşaatlar yapılmışsa, bunun sorumlusu zaten sensin, senin belediyelerin. Bu konuyla ilgili olarak da biz AK Parti olarak her türlü müdahaleye varız” ifadelerini kullandı.

Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın, CHP’li belediyelerin bulunduğu Marmaris ve Bodrum gibi birçok yerde orman alanlarındaki kaçak yapıları yıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, bu yıkılan yerlerden senin haberin yok mu?” diye sordu. “Bunlar maki” denilerek bahane uydurulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buraların “yeşil” olduğunu ve buralarda yapılaşmaya müsaade etmediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 yıl içerisinde beş milyar ağaç diktiklerini, hâlâ dikmeye devam ettiklerini kaydetti. “Şimdi bu yanan yerler böyle kel mi kalacak?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Şimdi bu noktada tabii belli bir süre var. Yani o süre dolmadan bu dikimi yapamıyorsunuz” diye konuştu.

Birçok yerde fidan ve ağaç dikildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben birçok yerde de daha çok ağaç dikimini teşvik ediyorum. Niye? Bir an önce oralar yetişmiş ağaçlarla şöyle hakikaten görülmeye değer hâle gelsin” ifadelerini kullandı.

Bazen de öğrencilerle seferberlik ilan edip fidan dikimi yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşimiz gücümüz bizim bu ve bundan sonra bunu yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yangınla mücadele konusunda yeni bir organizasyon düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruyu da “Arkadaşlarımızla, tüm heyetimizle bütün ziraat mühendisi arkadaşlarımızla vesaire yeni bir değerlendirme yapmak suretiyle ‘daha ne gibi bir çalışmaya gireriz, ne gibi bir çalışma yapabiliriz de bu tür şeylerde mücadelede daha başarılı oluruz’, bunları da tabii konuşmanın faydasına inanıyorum. İnşallah şu belayı defettikten sonra tabii atacağımız adımlar daha çok bunun üzerine olacaktır. Gerek Tarım Komisyonu olsun gerek Orman bu konularda çalışmamızı yapıp inşallah bunun adımlarını da atacağız” şeklinde yanıtladı.

“SÜRMEKTE OLAN SORUŞTURMALARIN NETİCELERİNİ KAMUOYUYLA DA PAYLAŞACAĞIZ”

Yangınlarla ilgili “sabotaj ihtimali ve terör saldırısı”ndan söz edildiği belirtilerek bu konuda yeni bir bilginin olup olmadığına ilişkin soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Burada böyle bir endişe, başından itibaren hep taşıdık ve bu endişenin arkasından da tabii bir şeyler çıktı. Şu anda önce gözaltına alınanlar vardı, sonra tutuklananlar oldu ve bu tutuklananların da ailesinde PKK’ya iltisaklı olanların olduğunu da tespit ettik. Bunlar da önümüze geldi. Biliyorsunuz geçen yıl Hatay’daki orman yangınlarında bu işi çok açık, net yaşadık. Şimdi bunları geçen yıl böyle yaşadıktan sonra, ‘bu yıl yaşamadık’ dememizin anlamı yok. Yani Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Yani bu gerçekleri de bileceğiz. Dolayısıyla da yani böyle bir şey var mı, yok mu bütün polis teşkilatımız, istihbarat örgütümüz bunun incelemesini yapıyor. Varsa tabii ki üzerine üzerine gideceğiz. Ciğerlerimiz yanıyor, ciğerimizi yakanın tabii ki ciğerini yakacağız. Böyle bedavaya bakış yok. Çünkü bütün buralarda bu kadar canlı yandı. Bu canlı telefatı biz, bir yere mi atacağız, onu hiç değerlendirmeyecek miyiz?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, arıların ve arı kovanlarının da yandığına işaret ederek “Bunları görmeyecek miyiz? ‘Arıdır bırak gitsin’, öyle mi diyeceğiz. O birçok insanın, vatandaşlarımızın ekmek teknesiydi, bunlar gitti. Şimdi biz bunlara yönelik de çalışmalarımızı yapacağız. Biz bütün o vatandaşlarımızın arı kovanlarını, her şeylerini alıp kendilerine teslim edeceğiz, onları biz yolda bırakmayız. Bunların hepsini yapacağız ama ortada bir cinayet var. Bir taraftan telefat var, bir taraftan işte arılarımızdaki o olan olaylar var” ifadelerini kullandı.

Ormanların arılar için önemine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Marmaris, oradaki çamlar bu konularıyla meşhurdur. Bunları bir kenara koymamız mümkün değil. Onun için de tabii bu yılki yangınlarla ilgili her türlü ihbar, belge, bilgi, bunlar savcılıklarımız, emniyet ve jandarma teşkilatlarımız, istihbaratımız tarafından çok etraflıca takip ediliyor. Bunları kovalıyoruz. Terör örgütünün, ülkemizin ve milletimizin tüm değerleri gibi özellikle ormanlarımıza yönelik alçakça saldırı planlarını, eskiden olduğu gibi şu anda da yakından takip ediyoruz. Tabii geçtiğimiz yıl PKK yöneticilerinin talimatı üzerine artan hadiseler, orman yangınlarında ortalamanın neredeyse üç katı üzerinde zarar görmemize maalesef yol açmıştır, bunları da bilmemiz lazım. Yani Marmaris’te de ifade ettiğim gibi ciğerlerimizi yakanlarını ciğerlerini de sökmek boynumuzun borcudur. Hâlen sürmekte olan soruşturmaların neticelerini kamuoyuyla da paylaşacağız.”

Muhalefetin söylemlerine ilişkin videonun gösterilmesinin ardından, sosyal medyada yangınlara ilişkin FETÖ, PKK’ya müzahir ve sahte hesaplar üzerinden yürütülen kampanya olduğuna ve muhalefet partilerinin söylemleri üzerinden kamuoyunda algı oluşturulduğuna dair soruya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En sağlamını ekranda gördük, değil mi? Ne diyor ‘Bir helikopter gördüysem, bir uçak gördüysem namerdim’ diyor. Hiç şüphen olmasın, öylesin zaten. Niye? Sen bunları konuşurken arkandan uçak geçiyor, helikopter geçiyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20’ye yakın uçak ve 50’ye yakın helikopterin bölgede çalıştığını anlatarak uçak ve helikopterin sadece gece saatlerinde, hava karardığında çalışamadığını dile getirdi.

Uçakların özelliklerine ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azami 10 saniyede depoyu dolduruyor, ondan sonra nereye dökecekse suyunu oraya geçiyor, hemen suyunu oraya döküyor ve tekrar gidip depoyu doldurup geliyor. Bunlar amfibik uçaklardır. Hakikaten çok çok da tesirli” dedi.

Bir de tanker uçaklar bulunduğunu, bunların da depolarının çok daha büyük olduğunu, ancak havalimanında depoyu doldurup ondan sonra yangına müdahale ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunların hepsi ayrı ayrı bir çalışmanın içerisinde. Helikopterlerin içerisinde yine farklı helikopterlerimiz var. Mesela bu farklı helikopterler de özellikle bizim yangın göletleri diye hazırladığımız göller var, oradan rahatlıkla o suyu alabiliyor. Uçağın mesela oradan böyle bir suyu alması mümkün değil. Bunları durup dururken bu hâle getirmedik. Bu iş bir CHP zihniyetinin işi değildir. Bunlar bizim şu 19-20 yıllık sürecin içerisinde inşa ettiğimiz bir süreçtir. Bu inşa süreci içerisinde de bunlar başarıldı ve buralara, bugünlere gelindi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl yaşanan yangının tarihte yaşanmadığını ve en büyük olduğunun bilinmesi gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: “Hatay geçen yıl böyle olmadı, çok daha kısa zamanda bu işi bitirdik ama biz şu anda sekizinci gündeyiz. Amerika’da iki ay sürüyor. Kanada’da, Rusya’da hakeza böyle. Bu kadar uzun süre süren yangınlar var ve biz şu anda sekizinci günde bu çalışmaları sürdürürken bugün işte mesela bir termik santral yangınıyla karşı karşıyayız. İnşallah oraya tam manasıyla sirayet etmeden bu işi de atlatırız. Şu anda bu toplantıya girerken dediler ki ‘neredeyse santrale girmek üzere’. Bizi bunlar ciddi manada… Bir Yatağan Termik Santrali sıradan bir yer değil, Kemerköy öyle. Burada bunların birisi bakıyorsun yani 400 megavat birisi 600 megavat. Bunlar bütün o bölgenin enerji ihtiyacını karşılıyor, rastgele değil ama burada bizler ‘Bırakın muhalefet ne yapacaksa yapsın.’ veyahut da muhalefet ‘iktidar söyle başını bir duvara vursun.’ bunun arayışı içerisindeler. Böyle bir şey olabilir mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde çıkan yangınları tabloda gösterip, Kanada’da 2 milyon 750 bin hektarın, ABD’de neredeyse 1,5 milyon hektarın yandığına işaret ederek, “Bütün bunlar bu denli ortadayken bunların bu kadar böyle neşelenmesini anlamak mümkün değil ama biz bu işi başaracağız inşallah” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yangın söndürme uçağı olmadığı ama devletin envanterinde resmî kullanıma tahsis edilen uçaklar olduğu” yönünde bir algı yönetildiğinin belirtilmesi üzerine, Türk Hava Kurumu’nun, 1985’ten itibaren orman idaresine bedeli karşılığında uçakla havadan yangın söndürme hizmeti verdiğini söyledi.

Yine orman idaresi ile yapılan sözleşmelere göre bedeli karşılığında bu uçakların kullanıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Peki, bu uçakların şu anda durumu nedir? Kurum, 2014-2018 yılından itibaren değerlendirmesini yaparsak, bu arada yapılan sözleşmeyle altı uçakla oradan hizmet alımı yapıyor. Mesela üç tane uçak daha var ki tamamen adeta pert olmuş vaziyette. 2019 yılında orman idaresiyle bu anlaşma artık sağlanamıyor. Zira uçakların durumu iş görür olmaktan çıkmış vaziyette ve teknik şartnameye uymadığından kurum tarafından da teklif verilmiyor. Böyle bir durum söz konusu. Bu yıl THK helikopterle yangın söndürme ihalesine katılır inşallah. Ancak ihaleyi daha uygun fiyat teklif eden özel bir şirket almış vaziyette. 2021 yılı orman yangın söndürme ihalesinde 13 adet helikopterlik kısmı THK tarafından o zaman kazanılmış. Böyle bir durum da söz konusu.”

Bu sene daha farklı bir adım atarak, Rusya’dan üç tane BE-200 tipi uçak kiralandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda o uçaklarla bu hizmeti sürdürüyoruz ve bu sayıyı tabii belki daha da artırma durumumuz olacak” diye konuştu.

Çok amaçlı uçaklardan alma durumunun da söz konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizde Sikorsky, Cougar var. Bunların tabii gece görüşü olanları yoksa onlara da gece görüşü imkânını getirme çalışmalarımız var. Onlara da sepet takmak suretiyle Sikorsky ve Cougarları bu söndürme işleminde kullanma düşüncemiz de var” ifadesini kullandı.

Sosyal medya kanalıyla Türkiye’nin artan özgüvenini yıpratacak birtakım dezenformasyon girişimlerinin ve “Help Turkey” gibi kampanyaların yapıldığı anımsatılarak, “Bunu neye bağlıyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü olduğumuza bağlıyorum. Demek ki bu kadar rahatsız oluyorlar. O zaman güçlüyüz. Onun karşılığında da ne yaptılar? ‘Güçlü Türkiye’ olarak hesap açtılar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Bu yatsıya kadar bile yanmadı, hemen sönüverdi. Öbürü ‘güçlü Türkiye’ çok daha fazlasıyla karşılık buldu. Şimdi biz bunlardan öte bir adım atalım diyoruz” yanıtını verdi.

“DİMDİK AYAKTA DURUYORUZ, YOLUMUZA DA DEVAM EDİYORUZ”

Türkiye’nin özellikle savunma sanayisinde çok farklı bir yere geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha Başbakan olmamıştım, seçim kazanmıştık. Oğul Bush, Amerika’da işbaşındaydı. Amerika ziyaretinde kendisine ‘Biz ortağız ama bize terörle mücadelede bir İHA bile vermiyorsunuz’ dedim. Dışişleri Bakanını çağırdı, ’48 saat içerisinde İHA’lardan Türkiye’ye vereceksiniz’ dedi. Bize geçici bir süre de olsa İHA’lardan verdiler. Bu bize daha sonra Baykar’ın Türkiye’de İHA’yı yapmasını getirdi. Onunla da kalmadılar, Baykar ardından SİHA’yı yaptı. Onunla da kalmadılar üçüncü bir hamle. Bu hamleyle de şu anda dünyada en üst segmentte olanlarla yarışır hâle geldiler. Yakında onu göreceğiz.

Şimdi kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Bu böyle gidiyor, gidecek. Bunlara da kafayı pek takmanıza gerek yok. Biz bu sahtekârlarla savaşa savaşa buraya geldik. Ne olacak? Hashtag atacakmış, bilmem ne yapacakmış. Ne yaparsanız yapın. Biz dimdik ayakta duruyoruz. Yolumuza da devam ediyoruz. Yani bu konuda yalanla bizi yıkacaklarını mı zannediyorlar. Türkiye şu anda imkânsız Türkiye değil, artık güçlü bir Türkiye var. Nitekim o güvendikleri dağlara da kar yağdı. Çünkü birçok sanatçı bakıyorum ‘Ben katılmıyorum’ diyor. Hakikati görenler de hemen elinin tersiyle atıyor. Niye? Ortada güçlü bir Türkiye var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde üç ayda İstanbul’da biri Avrupa diğeri Anadolu yakasında olmak üzere 18’er ameliyathanesi olan iki hastane yaptıklarını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların planlamasını, projelendirmesini öyle yaptık ki Atatürk Havalimanı’na dışarıdan bir hasta geldiği zaman hemen beş dakikada hastaneye ulaşabilsin. Anadolu yakasında yine aynı şekilde 5-10 dakikada hemen hastaneye ulaşabilsin. Şimdi bütün bunlar bir kabiliyettir ve bir azmin, enerjinin neticesidir. Bunları gerçekleştirdiğimize göre onlar ne derse desin biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Türkiye artık öyle sıradan, rastgele değil. Güçlü bir Türkiye var” değerlendirmesinde bulundu.

ORMAN YANGINLARINA MÜDAHALEDE YARDIMLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadelede hangi ülkelerden ve organizasyonlardan ne kadar yardım geldiğine yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı: “50’nin üzerinde. Birçok yerden 73’ü filan zaten buldu. Gerek devlet gerek kuruluş hepsi bu desteklerini bize bildirdiler. Hepsine bir kez daha şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Burada en önemlisi Azerbaycan. Azerbaycan şu anda 200’e yakın itfaiyecisini bize gönderdi. Onlar da yangın söndürme faaliyetlerinde bulunuyorlar. Bir yangın söndürme helikopteri ve çok sayıda askeriyle burada mücadele ediyorlar.”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, bakımdan çıkacak bir amfibi uçağı göndereceğini söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun da gelmesiyle beraber uçak noktasındaki durumumuz çok daha farklı konuma gelmiş olacak. Rusya’dan beş uçak ve üç helikopterle yangın söndürme çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ın bir uçak ve iki helikopter, Ukrayna’nın üç, İspanya’nın iki, Hırvatistan’ın da bir uçak gönderdiğini ifade ederek, bu şekilde çalışmaların devam ettiğini bildirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretine ilişkin bir soru üzerine, KKTC’yi ziyaretinde sinyali verdiklerini ve ondan sonra da malum ülkelerin, kuruluşların tehditlere başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu arada da bir Cenevre buluşması oldu. Bu buluşmada da sağ olsun Ersin Bey dik durdu, sağlam durdu ve orada mesajımızı aynen oradaki ilgililere iletti. Nedir? İki eşit egemen devlet. Buradan taviz artık yok, bitti. Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz, o da bitti. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Burgenstock sürecini ve ardından KKTC ve Güney Kıbrıs’ta yapılan referandumu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O günden bugüne kuzeyi Avrupa Birliği hep maalesef yalanla oyalamıştır, yalanla… Taahhütlerini yerine getirmemiştir. Ne oldu? İdari ve mali birçok destekler vermesi gerekiyordu. Hiçbirini vermedi. Bakın şu anda hâlâ Kıbrıs’ı oyalıyorlar. Kıbrıs’ı şu anda tanıyan kim var? Sadece biz varız. Niye tanımıyorsunuz? Avrupa Birliği’nden ilgililer güneye geldiğiniz zaman niye kuzeye de çıkmıyorsunuz? Çıksanıza. Kimler korkutuyor sizi? Ama biz rahatlıkla, huzur içinde gittik. Bundan sonraki süreçte ne olur? Onu da zaman içerisinde göstereceğiz ama şu anda Kapalı Maraş açıldı mı? Açıldı. Şimdi orayla ilgili de ne gibi adımlar atılacağını, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o hukuka göre o adımlarımızı da atarız. Buradan da herhangi bir çekincemiz yoktur. Bu konuda da yetişmiş çok güçlü insanlarımız var. Sonbahar gibi bir uluslararası toplantıyı düşünüyoruz. Bunu da bir üniversitemiz vasıtasıyla, bu uluslararası toplantıyı yapacağız, orayı da kapsayacak şekilde. Bu uluslararası toplantıyla beraber inşallah işin performansını daha da artırmayı düşünüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının kapsamının Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve ağırlıklı olarak Kapalı Maraş’la ilgili olacağını aktardı.

“AŞILAMA, SALGINA KARŞI EN ETKİLİ VE YAYGIN KORUMA YÖNTEMİ”

Artan Kovid-19 vakalarına karşı izlenecek yol, aşı olmayanlara karşı kısıtlama getirilmesi ve yerli aşıda son duruma ilişkin soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kontrollü normalleşme sürecinde vaka sayılarında bir artış olduğunu, virüsün yeni varyantlarının tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tehdide karşı, bazı ülkelerin zorlaştırma yoluna giderek tedbirler aldığını, bazı ülkelerin ise akışına bıraktığını belirtti.

Türkiye’nin sağlık sisteminin gücü ve aşılamada iyi bir noktaya geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam yapılan aşı sayımız şu an itibariyle 75 milyonu bulmuş vaziyette. Aşılama, salgına karşı en etkili ve yaygın koruma yöntemi. Elimizdeki bu imkânı çok daha etkin kullanmamız gerekiyor. Buradan tüm vatandaşlarıma kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığı için aşı olmaları çağrımı tekrar ediyorum. Tedbirlere aynı hassasiyet ve dikkatle devam edelim. Bunun yanında temizlik, maske ve mesafe kuralına tavizsiz şekilde uyalım” diye konuştu.

“TURKOVAC’IN FAZ 1 VE FAZ 2 AŞAMALARI BAŞARIYLA TAMAMLANDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BioNTech aşısıyla ilgili bir sıkıntının olmadığını da bildirdi.

Yerli aşı çalışmalarına ilişkin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerli aşımız TURKOVAC’ın faz 1 ve faz 2 aşamaları başarıyla tamamlandı. Şimdi haziranda da son aşama olan klinik, araştırma aşamasına geçildi. Bu da hızla devam ediyor. Bu safha da dünyada ve ülkemizde aşı çalışmaları için belirlenmiş evrensel standartlarda yürütülüyor” dedi.

Vatandaşların, TURKOVAC faz 3 çalışmasına e-Nabız uygulaması aracılığıyla gönüllü olarak katılım sağlamaya devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşımızın seri üretime yönelik hazırlıkları da eş zamanlı olarak sürüyor. En kısa sürede TURKOVAC aşımız için acil kullanım onayı almayı ve yurt çapında bununla yaygın aşılamaya geçmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşı olmak istemeyenlere karşı bir kısıtlama getirilip getirilmeyeceği sorusu üzerine, “Zorlamadan yana değilim. Burada Bilim Kurulu herhâlde bunlarla ilgili onlar da bir çalışma yapacaktır. Gönüllülük esasına dayalı olarak bu süreci işletmek en isabetli olanıdır. Gönüllülük esasına göre bunu yaparsak inanıyorum ki neticesi de hayır olacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiye ilişkin sorulara karşılık da zamanında aldıkları tedbirlerle Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 1,8 oranında büyüdüğünü söyledi.

“AĞUSTOS AYI İLE BERABER DÜŞÜK ENFLASYONA GEÇECEĞİZ”

Bu büyüme ile Türkiye’nin G-20 ülkeleri arasında Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2021 yılının ilk çeyreğinde güçlü yatırımlar, özel tüketim ve dış talebin desteğiyle büyüme yıllık yüzde 7 seviyesine ulaştı. Böyle bir şeyi de yakaladık. Salgın döneminde imalat sanayimizi ayakta tutmak için verdiğimiz destekler şu anda neticelerini veriyor. Sanayimiz, ihracatta bizi rekorlarla özellikle koşarak daha da büyümeye teşvik ediyor. Beklenenin çok daha üstünde bir büyümeyi yakalayacağımızı görüyoruz.”

Türkiye’nin ihracatının 200 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyen ekonomimize net dış talebin katkısı 2019 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana ilk defa pozitif döndü ve bu katkı 1,1 puan olarak gerçekleşti. Ekonomideki öncü göstergelere baktığımızda büyüme eğiliminin sürdüğünü görüyoruz ve ben şu anda çok açık ve net söylüyorum, yüzde 7’nin üzerinde bir büyümeyi yakalayacağız, şu anda bu kendini gösteriyor.

Enflasyon noktasında da Ağustos ayını geride bıraktığımızda, biz Ağustos ile birlikte enflasyonda da düşüşü göreceğiz ama bunun oranı ne olur? Şu anda bulunduğumuzun bir defa çok çok altında olur. Bunun sinyalini ben de belli yerlere herhâlde vermiş oluyorum. Çünkü bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira faiz oranlarında da bir defa düşüşe geçiyoruz ve yüksek faiz yok. Çünkü yüksek faiz bize yüksek enflasyonu getirecektir ama düşük faiz de düşük enflasyonu getirecektir. Ağustos ayı kırılma noktasıdır ve Ağustos ayı ile beraber de artık düşük enflasyona inşallah geçeceğiz.”

Doğal gaz alanındaki keşiflere ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ağustos ayında Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfinin ilk müjdesinin verildiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi’nin 320 milyar metreküplük keşfinin, ülkede ve dünyada büyük yankı uyandırdığını, bunu geçen yıl ekim ayındaki 85 milyar metreküplük keşfin izlediğini söyledi.

Bu yıl Haziranda 135 milyar metreküplük üçüncü keşfin duyurulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplamda 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfine ulaşılmış olunduğunu kaydetti.

Son bir yılda Karadeniz’de 6 kuyu açıldığını, bunların Tuna-1, Türkali-1, Türkali-2, Türkali-3, Türkali-4 ve Amasra-1 olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yeni doğal gaz keşifleri için arama çalışmalarımız devam edecek. Bu arama faaliyetlerini kendi gemilerimiz ve kendi insan kaynağımızı kullanarak yapıyor olmamız bizim için en büyük avantaj.

Keşfedilen doğal gaz karaya inşallah üç aşamada çıkarılacak. Bir, deniz tabanı doğal gaz üretim sistemleri kurulacak. İki, karadaki doğal gaz işleme tesisi inşa edilecek. Üç, iki üniteyi birbirine bağlayacak boru hattının inşası yapılacak. Deniz tabanı, üretim sistemleri ve kara gaz işleme tesislerinin süreçleri şu anda eş zamanlı olarak yürütülüyor. Haziran ayında karadaki doğal gaz işleme tesisinin temelini attık. Deniz tabanı doğal gaz üretim sistemlerinin tasarımı da tamamlandı. İlk etapta, 10 kuyu için hazırlıklara başlandı. 2022 yılında 169 kilometre boru deniz yüzeyine serilecek. Bu dünyanın en uzun derin deniz bağlantısı olacak. Deniz tabanında kullanılacak boruların imalatına da başlandı. 2023 yılına gazın ilk faz üretimi gerçekleştirilecek. Yerli sanayi sürecin önemli bir parçası olacak. Amasra-1 kuyusundaki keşif, Batı Sakarya sahasında yeni keşiflerin olabileceğinin de habercisi olmuş vaziyette.”

Burada edinilen tecrübelerle ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin arama, sondaj ve üretim konularında yurt dışına hizmet veren bir ülke konumuna da geleceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmaların heyecanla ve gayretle bölgede devam ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu imkânı yakaladığımız andan itibaren benim vatandaşım şu andaki fiyatla doğal gazı kullanmayacak. İnşallah daha düşük fiyatlarla doğal gazını kullanır hâle gelecek” dedi.

DİYARBAKIR ANNELERİ

Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan evlatlarına kavuşmak için başlattığı oturma eylemine ilişkin bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, annelerin başlattığı sürecin çok anlamlı olduğunu belirtti.

Diyarbakır annelerinden Ayşegül Biçer ve Hacire Akar’ın evladıyla kavuştuğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazanda beraber iftar yaptık. O iftarda da duruşlarını gördüm. Beni en çok duygulandıran şuydu; bir defa bunların gözünde ümitsizlik yok. Hep ‘geldi, geliyor’ böyle bakıyorlardı. Orada, o çadırın içerisinde yaz, kış demeden durdular ve o bekleyişlerini kararlı şekilde sürdürdüler” diye konuştu.

Annelerin bekleyişleri sırasında yapılan bazı gösterilere karşı dimdik durduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim de teker teker kapıları açtı ve şimdi taşlar yerinden oynadı, söküldü ve artık evlatlarına kavuşmaya başladılar. Diğer evlatlarını bekleyen annelere de kavuşmalarını nasip etsin, sabırlarını artırsın. Onlarda sabır da ileri seviyede. Sabreden zafere ulaşır” değerlendirmesini yaptı.

“FİLENİN SULTANLARI BİZE BÜYÜK GURUR YAŞATTI”

2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’ye ilk altın madalyayı kazandıran millî okçu Mete Gazoz ile yaptığı telefon konuşması hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Mete’ninki şu yönüyle bizi çok duygulandırdı. Biz bir tarihi akışın içerisinde geliyoruz, Osmanlı. Yüz yıl şöyle geriye gittiğiniz zaman, Osmanlının bütün o savaşlarında tabii yay ve ok çok anlamlı. Mete bununla dünyada 1 numara oldu. Bu, tabii bizi ciddi manada hakikaten duygulandırdı. Bu başarısının devamını özellikle temenni ediyorum. Şuraya baksana 10 çekiyor. Çok da sempatik. Öyle de özelliği var maşallah. Allah annesine babasına bağışlasın.”

Oğlu Bilal Erdoğan’ın da okçuluk alanında çok gayreti ve emeği bulunduğunu, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendisine (Mete) ayrı muhabbeti onun da var. Ailece bu bizi çok mutlu etti. Mete’yi gözlerinden öpüyorum, tebrik ediyorum. Bir Mete değil, inşallah birçok Meteler olsun. Bu altınların sayısı daha da artsın” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, boksta Buse Naz Çakıroğlu ve Busenaz Sürmeneli’nin finale çıkmasının çok anlamlı olduğunu, altın madalyayı getirmeleri hâlinde Türkiye’nin klasmanda iyi bir yere geleceğini söyledi.

Güreşte beklentinin daha farklı olduğunu ve üzüntü yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, cimnastikte de beklentinin dışında gelişme olduğunu, gelecek süreçte bunun aşılması temennisinde bulundu.

Cimnastikte istenilen ve beklenilen neticelerin alınamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Ferhat Arıcan’ın bronz madalya aldığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filenin Sultanları bize büyük gurur yaşattı. Ancak son anda bitirdik, düşürdük, öyle bir nokta oldu. Biraz da Güney Kore’yi acaba diyorum küçümsedik mi? Ne oldu? Çünkü öndeydik, başa baş oldu falan. Son anda elimizden kapıp götürdüler ama yine de Filenin Sultanları gerçekten sultanlık yaptılar. Başardılar. İnanıyorum ki bundan sonra başta hoca da olmak üzere, bu hocayı inşallah bırakmayacağız, damat da olduğu için herhâlde kızımızı bırakıp bir yerlere gitmez” diye konuştu.

Türkiye’nin spor ülkesi olma yolunda ilerlediğine yönelik yorum üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, olimpiyatların, bireysel spor dallarının öne çıktığı bir buluşma olması dolayısıyla Türkiye’nin bu alana büyük önem vermesi gerektiğini belirtti.

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ve antrenörlerle konuyla ilgili görüşmelerin yapılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir de bir şey dikkatimi çekti, çok devşirme var. Fransa’sında, İngiltere’sinde, Hollanda’sında var. Hepsinde bakıyorsun dünya kadar devşirme var. Onlarla hava atıyorlar. Biraz çalışmamız lazım” diye konuştu.

Gençlerle ilgili “Z” kuşağı tanımlaması yapıldığı ve yangın söndürme ekiplerine su taşırken hayatını kaybeden Şahin Akdemir’in de “Z” kuşağı olduğu hatırlatılarak, gelecek döneme ilişkin gençlere yönelik mesajları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahin, bizim bir diğer Eren’imiz oldu. Şahin’in geride bıraktığı bir yavrusu var, o da ayrı bir üzücü durum” dedi.

Türkiye’de seçilme yaşının kendi iktidarları döneminde 18’e indiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yani aslında ‘Z’ kuşağını tepeden tırnağa ören AK Parti iktidarı olmuştur. 18’e kadar indirmek… Bunu hiçbir siyasi parti yapmadı, yapamadı, biz yaptık bunu. Çünkü biz gençliğimize güvendik, inandık. Dedik ki ‘bu gençlik bu işi yapar’. Örneğin benim partimden milletvekilleri içerisinde bu grubun içerisinde olanlar var. Mesela bizim bir Rümeysa’mız var. Yaşı itibarıyla filan öyle ve maşallah çok cevval, çok üretken. Aynen onun gibi Parti Grubu içerisinde kızlarda da erkeklerde de bu türleri var. Niye? Güveniyoruz, inanıyoruz. Eğer biz ‘Z’ kuşağına güvenmezsek zaten bu beklenen neticeleri alamayız. Hem onlara güveneceğiz, bir de onlara iş yükleyeceğiz. Yani sadece güvenmek yetmez. Ne yükledin ona? Ne işi verdin? Hadi şu neticeyi al gel. Bunu veriyor musun? Yok. Vermeden bu iş olmaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı ile ilgili bazı sıkıntıların yaşandığını ifade ederek, “170-180 filan gibi böyle bir durum. YÖK Başkanımız ile de konuyu görüştüm. Onlar da bir çalışma yaptılar ve şimdi olayı çok daha fazla sayıda gencin mağdur olmayacağı bir duruma getirdiler. Ben de açıklamamı yaptım. Özellikle bu Koronavirüs salgını sebebiyle biz bu süreci uzatmayı karar altına aldık. Şu anda işin detaylarını YÖK hâlledecek ve bu işi inşallah gençlerimizin lehine bitirmiş olacağız. Gençlerimizi mümkün olduğunca sahiplenerek, bu kuşağı diri tutmamız lazım. Bu kuşağı çok daha istifade edilir hâle getirmemiz lazım” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruların ardından, ülke genelindeki orman yangınlarına yeniden değinerek, şu ifadeleri kullandı: “Ağaç işi bizim işimiz. Şu ana kadar yaklaşık beş buçuk milyar ağacı diken bir iktidarız. Şimdi beş buçuk milyar ağacı diken bir iktidar kalkıp da bu yangınlara ‘eyvallah’ der mi? Yok. Biz bundan sonra da aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz. İnşallah yanan bütün yerleri yemyeşil hâle getireceğiz ama fidanlarla getireceğiz, ama ağaçlarla getireceğiz. Yani bu konuda bir defa kararlıyız. Nasıl ki beş buçuk milyar ağaç dikildi, vatandaşlarımız müsterih olsun, yanan ormanlarımız inşallah hani diyoruz ya ‘küllerinden yeniden doğmak’, onların da inşallah yeniden doğduğu günleri hep beraber göreceğiz. Yeter ki vatandaşlarımız da bir ağaç veya bir fidan dikmek noktasında kararlı olsunlar. Hep beraberce bu alanları inşallah ayağa kaldıralım.”

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu huzurunda iki ülke arasında anlaşmalar imzalandı. Türkiye adına anlaşmaya Ticaret Bakanı Ömer Bolat imza attı.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Emine Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu’nun eşi Sajidha Mohamed ile bir araya geldi

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’ye ziyarette bulunan Maldivler Cumhurbaşkanı Muhammed Muizzu’nun eşi Sajidha Mohamed ile Devlet Konukevi’nde görüştü.

Görüşmede Emine Erdoğan, Sajidha Mohamed’e, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu’nun 17 Kasım’da göreve başlamasından dolayı tebriklerini iletti.

Sajidha Mohamed de Emine Erdoğan’a sıcak misafirperverliği için teşekkür etti. Emine Erdoğan’ın kadınların güçlendirilmesi konusunda ilham verici çalışmalarının olduğunu belirten Sajidha Mohamed, bu konuda birlikte çalışılabileceklerini ifade etti.

Emine Erdoğan ve Sajidha Mohamed, Filistin’e yönelik insanlık dışı saldırılar konusunda ortak üzüntülerini dile getirdi. Görüşmede, bu çerçevede gerek rehinelerin serbest bırakılması ve saldırıların sona ermesi gerek Gazze’deki yaralıların transferi konusunda Türkiye’nin çabalarının çok kıymetli olduğu vurgulandı.

Emine Erdoğan ve Sajidha Mohamed ayrıca, iklim değişikliği sorununun bilhassa ada ülkelerini orantısız biçimde etkilediğini, bu konuda ortak çalışma yapılması gerektiğini kaydetti.

Görüşme sonunda Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı imzalandı.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Başbakanı Mikati ile görüştü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan Başbakanı Necip Mikati’yi Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kabul etti.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik”

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik. Bu amaçla, 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını yakından takip ederek, destekleyerek, samimiyetle sahiplenerek hatta gerektiğinde mücadeleye bilfiil katılarak kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Birleşmiş Milletler tarafından 24 yıl önce kabul edilen, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde gerçekleştirdikleri programın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de de her 25 Kasım gününün bu çerçevede düzenlenen çok sayıda etkinlikle idrak edildiğini kaydetti.

“Amacımız, erkeği ve kadınıyla milletimizin her bir ferdinin, kendi hayatında ve toplumda kadına yönelik şiddet konusunda bilinç sahibi olmasıdır” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, Türkiye bu hususta eskisiyle mukayese edilemeyecek derecede ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Her ne kadar, yaygınlaşan medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da bilhassa hanım kardeşlerimiz hakikati gayet iyi biliyor” diye ekledi.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEYİ, AİLEYİ GÜÇLENDİRME MÜCADELEMİZİN AYRILMAZ BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ne kadar medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da bilhassa kadınların hakikati gayet iyi bildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik. Bu amaçla 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını yakından takip ederek, destekleyerek, samimiyetle sahiplenerek, hatta gerektiğinde mücadeleye bilfiil katılarak kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik. Bazıları bakanlığımızın adındaki aile kavramını öne sürerek, kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya ve gölgelemeye çalışıyor.”

Ailenin kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, toplumu oluşturan o devasa yapının kilit taşı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır. Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların, kadınların haklarını savunmakla hiçbir ilgisinin olmadığının hepimiz farkındayız. Bu tür saldırıların gerisinde aileden başlayarak millî bünyemizi çökerterek, milletimizi var eden hasletleri ortadan kaldırma gayesi vardır. Huzurlu, güvenli, üyelerinin birbirine saygı duyduğu bir aile aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına veya çocuğa yönelik şiddetin olduğu bir birlikteliğin her şeyden önce aile kavramının ruhuna ve özüne ters olduğunun ortada olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere; kadının şiddet gördüğü bir beraberliği temelinde karşılıklı şefkatin, merhametin ve hürmetin olduğu aile kavramıyla tanımlayabilir miyiz? Çocuğun fiziki veya psikolojik şiddete maruz kaldığı bir yapının sağlıklı bir aile olduğunu kim iddia edebilir? Bunu kim söyleyebilir? Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi aileyi yüceltme ve güçlendirme mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yani aileye sahip çıkarak şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların tüm haklarının da korunmasını sağlamayı amaçlıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan başlayarak, Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemindeki icraatlarımızla bu doğrultuda önemli bir dönüşümü gerçekleştirdiğimize inanıyorum.”

Bugünkü toplantının konusu olan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2024 Yılı Faaliyet Planı’nın bu dönüşümlerin sadece bir örneği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yıl içinde sayması saatler alacak nice reformu ve düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrimi 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’yla yaptıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, marjinal grupların ve sapkın akımların istismar malzemesi hâline gelen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin, kadınların hakları ve onlara yönelik şiddetle mücadeleye en küçük bir olumsuz etkisinin olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda belli çevreler tarafından yürütülen tezviratın hiçbir temelinin ve dayanağının olmadığını vurgulayarak, “Çünkü mücadelenin asıl somut araçları, 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere hukukumuza derç ettiğimiz mevzuat ile zihinlerde gerçekleştirdiğimiz dönüşümdür. Bu kanun, kadın hakları ve ailenin korunması açısından spekülasyonlara kurban edilemeyecek kadar mühim bir kazanımdır. Bu kazanımların örselenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz” ifadesini kullandı.

Kanunun mahiyetinde ve uygulanmasında sorunlar varsa çözecek, eksikler varsa giderecek, daha da güçlendirilmesi gereken unsurlar varsa gereğini mutlaka yapacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla mevzuatı sürekli geliştirip yenilediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede 2006 yılında yayımladığımız çocuk ve kadınlara yönelik şiddete ve cinayetlere karşı alınacak tedbirlerle ilgili genelgeyi, bugün yayımladığımız yeni bir genelgeyle güncelledik. Yeni genelgemizle kurduğumuz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun, Türkiye Yüzyılı’na yakışır faaliyetler yürüteceğine inanıyoruz” diye konuştu.

“2024 YILI FAALİYET PLANI, KADINA YÖNELİK ŞİDDET KONUSUNDAKİ GÜÇLÜ İRADEMİZİN SOMUT BİR İFADESİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün kamuoyuyla paylaştıkları 2024 Yılı Faaliyet Planı’nın, ilgili bakanlıkların ve kurumların katkılarıyla hazırlandığını aktardı.

Son faaliyet planının, adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarında beş ana hedef üzerine inşa edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu plan, 66 alt hedefi ve 218 faaliyet başlığıyla kadına yönelik şiddet konusundaki güçlü irademizin somut bir ifadesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, planın detayları ve yapılacak faaliyetler hakkında salonda izlenen videoyu anımsatarak, “İnşallah planda belirlenen hususların etkin ve kuşatıcı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağız. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında faaliyet gösteren kadın konukevleri, ŞÖNİM’ler ve Sosyal Hizmet Merkezleriyle, şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz” bilgisini paylaştı.

Kamu görevlileri ve vatandaşlardan oluşan 4 milyonun üzerinde kişiye verilen eğitimler ve seminerlerle “kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans” ilkesinin altyapısını oluşturduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı için yürüttükleri çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdürdüklerini kaydetti.

“ÜLKEMİZİN HAYRINA HANGİ MÜCADELEYE GİRDİYSEK KADINLARIN DESTEĞİNİ DAİMA YANIMIZDA BULDUK”

Siyaset yolculuğunun her safhasını kadınlarla birlikte yürüyen bir kardeşleri olarak bugünlere siyaset mühendislikleriyle değil, onların hayır dualarıyla geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ve milletimizin hayrına hangi mücadeleye girdiysek kadınların desteğini daima yanımızda bulduk. Hayatımıza kastetmeye varan hain saldırıları siz kadınların desteğiyle püskürttük. Biliyorsunuz, 15 Temmuz menfur darbe girişiminde hayatları pahasına darbecilere direnen, tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okuyan milyonların en ön safında kadınlar vardı” sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından çıkartıp, önce 2023 hedefleri, şimdi de Türkiye Yüzyılı aydınlığına çıkartanlar yine kadınlardır, Aybüke öğretmenlerdir” dedi.

“DİYARBAKIR ANNELERİ’Nİ YÜREKTEN SELAMLIYORUM”

Kıyafetleri yüzünden okul kapılarından, üniversite amfilerinden, iş hayatından, kamudan dışlanmaya çalışılan kadınların mücadelesinin, Türk demokrasi tarihinin en önemli sayfalarından biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’da tuttukları evlat nöbetiyle terör örgütüne kâbuslar yaşatan kadınların hakkını asla ödeyemeyiz. Buradan bir kez daha bölücü terör örgütünün kanlı, kirli ve kalleş yüzünü direnişleriyle deşifre eden Diyarbakır Anneleri’ni yürekten selamlıyorum” diye konuştu.

Evinde, fabrikada, tarlada, kendi işinin başında, alın teriyle, emeğiyle fedakârca destan yazan kadınların başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maruz kaldıkları tüm ayrımcılıkların üstesinden gelerek hayatın her alanında isimlerini tarihe altın harflerle yazdıran kadınların her birini huzurlarınızda tebrik ediyorum” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların bireysel özgürlüklerinden siyasi ve sosyal alandaki varlıklarına kadar her konuda gösterdikleri gayreti, bir lütuf veya imtiyaz değil, “hak mücadelesi” olarak gördüklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bizim gönül ve fikir dünyamızda kadın ve erkek, Allah’ın kulu olmakla da vatandaş olmakla da eşittir, biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük gayrettedir, üretkenliktedir, ilimdedir, ahlaktadır, takvadadır, merhamettedir, erdemli olmaktadır. Bu anlayışla cinsiyetinin ötesinde insan sıfatıyla sahip olduğu hakları için çile çeken, mücadele veren, adeta canını dişine takan kadınların hep yanında yer aldık, almayı da sürdürüyoruz.”

Her konuda olduğu gibi bu hususta da eksiklikler ve aksaklıklar olabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsi zaman içinde çözülebilir, düzeltilebilir, telafi edilebilir meselelerdir. Önemli olan hak mücadelesindeki samimiyettir. Kadınların hak taleplerinde onlara verdiğimiz destekte samimi olduğumuz için bugünlere geldik” düşüncesini dile getirdi.

“ANADOLU İHTİLALİNİ KADINLARLA BİRLİKTE BAŞLATTIK”

3 Kasım seçimleriyle “Anadolu ihtilalini” kadınlarla birlikte başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınlara hitaben sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk demokrasisini vesayetin karanlığından sizlerle birlikte çıkardık. Milletimizin iradesine vurulan prangaları sizlerle birlikte parçaladık. Terör örgütlerinin hain emellerini birlikte hüsrana uğrattık. Önümüze konan irili ufaklı bütün engelleri sizlerle birlikte aştık. Ne kadar çetin olursa olsun tüm zorlukların üstesinden sizlerle birlikte geldik. Hak ve hürriyetlerimize yönelik saldırıları birlikte savuşturduk. Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda yürümesini sizlerle birlikte sağladık. Türkiye’nin son 21 yılda her alanda yazdığı başarı hikâyesinin kahramanı, toplumumuzun diğer kesimleriyle birlikte hiç şüphesiz kadınlardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin başarılarının üzerini örtmek, insanların umutlarını söndürmek, gençlerin hayallerine ket vurmak isteyen ve siyasetteki tek gayesi bu olan kötümser bir zihniyet olduğunu söyledi.

“Bu kafanın her konu gibi kadınların kazanımları hususunda da gerçeği ters yüz etmenin, pireyi deve yapmanın” peşinde olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğini kabul etmek istemeyenlerin iflahının mümkün olmadığını, pek çok hadisede yakinen tecrübe ettik. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan bu kesimin amacı, demokratik yarışla ülke yönetimine gelmek değil, darbe ve vesayet yoluyla sorumsuz yetkili olarak keyiflerince hareket etmektir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu uğurda şimdiye kadar her şeyi yaptılar, her yolu denediler, her türlü omurgasızlığı, ilkesizliği sergilediler. Hatta ellerinde, yine söylüyorum, şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın, merhum Ayşenur Kalkan’ın, evlatlarını korumak için bombaların üzerine atlayan Hatice Belgin’in ve daha nice kadın kahramanımızın kanı onların ellerinde, ciğerlerinde kalmıştır. Oysa bu ülkede eli öpülecek kadın aranıyorsa, böyle bir saygıya layık olanlar herkesten önce vatanımız için canlarını ortaya koyan şehitlerimizin yiğit analarıdır, eşleridir, başımızın tacı öğretmenlerimizdir. 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarıyla darbecilere direnen demokrasi neferleridir.”

“KADINLAR DA HAKİKATLERİN FARKINDA OLDUĞU İÇİN YÜRÜTÜLEN İSTİSMAR FAALİYETLERİ ARTIK TABAN TUTAMIYOR”

“Bizim insanımız, basiret ve ferasetiyle temayüz etmiş bir millettir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kimin samimi olduğunu, kimin de meseleleri istismar ettiğini çok iyi gördüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin vicdan ve fikir terazisinde bunun değerlendirmesini çok iyi yaptığını belirterek, “Hamdolsun, milletimizin her bir ferdi gibi kadınlar da hakikatlerin farkında olduğu için yürütülen istismar faaliyetleri artık taban tutamıyor. Tüm hayatları kendileri gibi düşünmeyenleri ve davranmayanları yaşam biçimleri üzerinden tahkir etmekle geçenlerin yaşam tarzı yaygaraları komiktir. Hatta daha ötesi trajikomiktir” dedi.

Hiç uzağa gitmeden, Gazze’deki insani dramın bunun en çarpıcı örneği olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı siyasi görüşten, inançtan, kökenden vatandaşlarımızın neredeyse tamamının ortaklaştığı bir meselede dahi bunlar sınıfta kaldılar. İstisnaları bir tarafa bırakırsak, bu çevrelerin haftalardır Gazze’de alçakça katledilen binlerce çocuk ve kadın için tek kelime ettikleri vaki değildir. Buna karşılık doğruluğu şüpheli kimi örnekler üzerinden zalimleri ve onların aparatlarını desteklemeyi maharet sayıyorlar” ifadelerini kullandı.

“HER ALANDA ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ YERE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisine, hukukuna, kalkınmasına, istiklal ve istikbal mücadelesine bu kadar büyük darbeler vuran bu zihniyetin yol açtığı ağır maliyeti senelerce geri kalmışlık, faşist baskılar, zulüm olarak ödediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: “Kalkınma ve demokrasi yolculuğuna beraber başladığımız ülkeler ilerlerken, sırf birilerinin ideolojik bağnazlıklarından dolayı Türkiye on yıllar boyunca kılık kıyafetle, okumak isteyen kadınların başörtüsüyle uğraştı. Lafa gelince kültürden, sanattan, ilerlemeden, bilimden bahsedenler, kızlarımızı kazandıkları üniversitelerin kapısından içeriye dahi sokmadılar. Kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için Anayasa Mahkemesine koşanlar, başörtüsüne ‘bir metrekarelik bez parçası’ diyerek hareket edenler yine bu faşist zihniyetin mensuplarıydı.”

“KADINLARI EZEN, ONLARI HOR HAKİR GÖREN TAASSUPLA KARARLI BİR MÜCADELE YÜRÜTTÜK”

İleri demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini, her alanda güçlü ekonomiyi millete ve Türkiye’ye çok gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Üreten, ihracat yapan, her alanda tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye gerçeğinden rahatsız oldular. Ülkemizin bir daha böyle felaketlerle karşılaşmaması için yönetim sistemi değişikliği dâhil demokratik bir sistem içinde yapılabilecek her şeyi yaptık. Aynı şekilde gelenek göreneklerimizin arkasına saklanarak kadınları ezen, onları hor hakir gören taassupla da kararlı bir mücadele yürüttük. Önümüzdeki dönemde de reformlarımızı sürdürerek, ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizi hak ettiği yere getirmeye devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede kadınların taleplerine de önceliklerinin en başında yer verdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti: “Kadını dışlayan bir ülke de bir siyaset de bir program da sahip olduğu insan zenginliğinin yarısından vazgeçmiş demektir. Ne tarihimiz, ne medeniyetimiz, ne kültürümüz, ne gelenek göreneklerimiz böyle bir savrukluğa ve adaletsizliğe cevap verir. Biz bu anlayışla ne diyoruz Türkiye Yüzyılı, kadınların yüzyılı olacaktır. İnşallah 21 yılda verdiğimiz her imtihan gibi ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzu da hayata geçirecek, bu zaferin sevincini kadınlarla birlikte kutlayacağız. Kadını, erkeği, genci ve yaşlısıyla tam bir dayanışma içinde mücadele ederek, Allah’ın izniyle şiddetsiz bir Türkiye’yi sizlerle birlikte inşa edeceğiz.”

“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2024 Yılı Faaliyet Planı”nı, bu doğrultuda atılmış çok kıymetli bir adım olarak gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Planın titizlikle uygulanması noktasında, devletimizin tüm kurumlarıyla birlikte sivil toplum kuruluşlarımızın ve milletimizin her bir ferdinin gerekli hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak biz de planın başarısı için her türlü desteği vermekten geri durmayacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınların hak ve hukuk mücadelesinde yanlarında yer alacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kalkınmasında, güçlenmesinde, aydınlık yarınların müjdecisi olan Türkiye Yüzyılı’nın inşasına yaptıkları katkılar için kadınlara teşekkür ederek, faaliyet planının hayırlı olmasını diledi.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim-öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim-öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik. Hükûmetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim-öğretimine ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim-öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün bu miktar 652 milyar liraya çıkmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler” başlıklı 24 Kasım Öğretmenler Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün tüm öğretmenlere hayırlı olması temennisini dile getirerek, “Yurt içinde ve yurt dışında görev yapan öğretmenlerimize şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyor, minnet duygularımı ifade ediyorum. Görevi esnasında şehit edilenler başta olmak üzere, ebedi âleme irtihal etmiş tüm öğretmenlerimize Cenab-ı Mevla’dan rahmet niyaz ediyor, bu güzel buluşma münasebetiyle her birini şükranla yâd ediyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK tarafından altı yıl önce Batman’da şehit edilen öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’a ithafen hazırlanan sinema filminin gala gösterimini şehit öğretmenin ailesiyle gözyaşları içerisinde seyrettiklerini kaydederek, “TRT’nin emeği ve gayretiyle hayat bulan ‘Aybüke; Öğretmen Oldum Ben’ filmi, şehidimizin aziz hatırasına hürmeten bugün ülkemiz genelinde gösterime girdi. Henüz 22 yaşındayken öğrencilerinden alçakça kopartılan şehit Aybüke öğretmenin hayatını, umutlarını, mücadelesini sinemaya taşıyan bu özel filmi öğretmenlerimizle birlikte tüm gençlerimizin izlemesini tavsiye ediyorum. Uzun yıllar ülkeye hizmet edip milletimize karşı vazifelerini başarıyla yerine getirdikten sonra bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

“4 MİLYON 689 BİN EMEKLİMİZ DE 5 BİN TL İMKÂNINDAN FAYDALANACAK”

Emeklilerin yükünün hafifletilmesine yönelik geçen ay bir defaya mahsus beş bin lira ödeme kararı aldıklarını ve bu kapsamda Meclis’ten geçen kanun teklifiyle 10 milyon 430 bin çalışmayan emeklinin hesabına ödemelerinin yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Açıkçası emeklilerimizin bir kısmının dışarıda bırakılması şahsen bizim de içimize sinmeyen, bizim de hakkaniyetli bulmadığımız bir durumdu. Dahası bunun çiftçi ve esnaf emeklilerimizin içinde yer aldığı diğer emeklilerimizde bir gönül kırgınlığına sebep olduğunu üzüntüyle müşahede ettik. Pazartesi günkü kabine toplantımızda Çalışma ve Maliye Bakanlarımıza gerekli düzenleme ve düzeltmelerin süratle yapılması talimatını verdim. Bakanlarımız hazırlıklarını bugün itibarıyla tamamladılar. İnşallah önümüzdeki hafta ilgili kanun teklifini Meclisimize sunacağız. İlk düzenlemeden yararlanamayan çiftçi ve Bağkur’lu esnaf emeklilerimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklimizin de tek seferlik beş bin lira ödeme imkânından faydalanmalarını sağlayacağız. Böylece 15 milyon 120 bin emeklimizin tamamına bir defaya mahsus beş bin liralık ödeme gerçekleştirmiş olacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararın tüm emekliler için hayırlı olması temennisini dile getirerek, emeklilerin yanında olmayı sürdüreceklerini söyledi.

“CUMHURİYETİN 100. YIL DÖNÜMÜNÜ MUHTEŞEM BİR COŞKU VE GURURLA KUTLADIK”

Bu sene millet olarak tarihlerinin en önemli eşiklerinden birini daha aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilanının 100. yıl dönümünü hep birlikte muhteşem bir coşku, gurur ve heyecanla kutladıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de “100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler” teması altında 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü idrak ettiklerini anımsatarak, ülke genelinde bu tema çerçevesinde gerçekleştirilen çeşitli etkinlikleri maziyi hatırlama, istikbale yön verme açısından çok anlamlı bulduklarını belirtti.

“Nasıl bir ağaç toprağın derinliklerine uzanan kökleriyle yaşarsa, unutmayalım ki bir toplum da geçmişiyle kurduğu köprülerle ayakta kalır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemil Meriç’in bu gerçeği “Ağaç kökleriyle yaşar. İnsanlar da” ifadesiyle dile getirdiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çağın getirdiği sıkıntıları, problemleri, meydan okumaları ve yozlaşma tehditlerini milletlerin ancak kökleriyle bağlarını sağlam tutarak aşabileceklerini, diğer türlü rüzgârın önündeki kuru yaprak misali sağa sola savrulmaktan kurtulamayacaklarını ifade etti.

“Bir toplumu köklerine bağlayan ana damar, hiç şüphesiz eğitim öğretimdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Maarif davamızın öncülerinden rahmetli Nurettin Topçu, milletimizin beka mücadelesinde eğitimin oynadığı rolü bakınız nasıl anlatıyor; Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş, millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu hâlde millet, maarif demektir.”

“BÜTÇEDE ASLAN PAYINI DAİMA EĞİTİM ÖĞRETİME AYIRDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla 21 sene önce aziz milletin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde önceliklerinin en başına eğitim öğretimi koyduklarını aktardı.

Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Hükûmetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim öğretime ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün ne oldu biliyor musunuz? Bugün bu miktar, 652 milyar liraya çıkmıştır. Şu an Meclis’te görüşmeleri devam eden 2024 yılı bütçemizde, eğitim öğretime tahsis edilen tutar ise 1 trilyon 620 milyar liradır. Derslik sayımız, 343 binden aldık, 619 bine, okul sayımızı 50 binden 95 bine yükselttik. Öğretmen kadromuzu, yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. 2023-2024 eğitim öğretim yılında, resmî-özel toplam 1 milyon 203 bin öğretmenimizle 19 milyon öğrencimize şu anda eğitim öğretim hizmeti sağlıyoruz.”

“OKULLAŞMA ORANLARIMIZ, TÜM KADEMELERDE CUMHURİYET TARİHİNİN ZİRVESİNE ULAŞTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin altyapısına yaptıkları devasa yatırımların olumlu sonuçlarını çok geniş bir yelpazede gördüklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de derslik başına ilköğretimde 36, ortaöğretimde ise 30 öğrencinin düştüğüne dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim öğrencilik yıllarımda bizim sınıflardaki öğrenci sayısı 75’ti. Hele hele Anadolu’da bu rakam 100’lere ulaşıyordu. 80, 90,100, böyleydi. Ama şimdi biz bunu ne yaptık, işte görüldüğü gibi 30, 25, hele hele bazı yerlerde 15’e düşürdük. Çünkü kaliteli bir eğitim öğretimi başarmak kararındayız. Hamdolsun şu anda bunu da başardık, başarıyoruz. Bunu ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde 22’ye indirdik. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız da aynı şekilde ilköğretimde 28’den 18’e, ortaöğretimde 28’den 12’ye geriledi. Bu oranlarla derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ortalamasına yaklaştık. Bu Türkiye’nin geldiği konumu göstermesi bakımından çok önemli.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, okullaşma oranlarıyla ilgili verdiği bilgide, “Yine bu dönemde okullaşma oranlarımız eğitimin tüm kademelerinde Cumhuriyet tarihinin zirvesine ulaşmıştır. Farklı sebeplerle okula gidemeyen kız çocuklarımızın önündeki engelleri kaldıran biz olduk. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılmasına kadar birçok adım attık” diye konuştu.

“EĞİTİMDE DEMOKRATİK DÖNÜŞÜME İMZA ATTIK”

“Gençlerimiz hatırlamaz, öğretmenlerimizin ciddi bir kısmı biliyorum ki hatırlar. Yaşı 35 ve üstü olan kardeşlerimiz çok iyi hatırlayacaktır” diyerek, 20 sene önce okullar açılınca ailelerin en büyük sıkıntı kaynağının ders kitaplarını temin etmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kırtasiye kırtasiye dolaşır, okul kitaplarını tedarik etmeye çalışırdık. Bazı kırtasiyeciler de bir hafta 10 gün sonraya bize randevu verirlerdi. Bunları yaşadık. Göreve geldiğimizin ilk senesinde biz dedik ki ‘Bu eziyete son vereceğiz’ Ders kitaplarını ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladık. Bugüne kadar yaklaşık 4 milyar ders kitabının dağıtımını gerçekleştirdik. 2023-24 eğitim öğretim yılında 171 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak ulaştırdık. Bitmedi, okullarımızda 560 bin etkileşimli tahta kurduk. 2023 yılı sonuna kadar bu sayı inşallah 620 bine ulaşacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlarla birlikte katsayı adaletsizliğini kaldırarak, kesintisiz eğitim dayatmasını sonlandırarak, meslek liselerinin önünü açarak, imam hatip okullarının kapısına vurulan zincirleri kırarak, kılık kıyafetle ilgili yasaklara son vererek, Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini yaygınlaştırarak, yaşayan diller ve lehçeler dersleriyle beşeri zenginliğimizin farkına vararak eğitimde çok kapsamlı bir demokratik dönüşüme imza attık.”

“HER YIL ORTALAMA 40 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI GERÇEKLEŞTİRDİK”

Bilhassa 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde muhalefet tarafından sürekli istismar edilen bir hususu açıklığa kavuşturmak istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak sadece bütçede değil, atamalarda da önceliği hep eğitim öğretime verdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an kamuda görev yapan öğretmenlerin yüzde 80’i bizim iktidarlarımız döneminde atanmıştır. Her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Mayıs ayında 45 bin öğretmenimizi daha öğrencileriyle buluşturduk. Bundan sonra da ihtiyaçlar ve imkânlar dâhilinde gerekeni yapacağız” diye konuştu.

Çocukların eğitiminden hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz eğitim öğretim konusunu doğrudan bekamızı ilgilendiren millî bir mesele olarak görüyor, her türlü siyasi hesabın üstünde tutuyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda her türlü ufuk açıcı tenkide ve yol gösterici teklife de açık olduklarının altını çizerek, atamalar yanında üzerinde hassasiyetle durdukları bir diğer hususun öğretmenlerin maaşları ve özlük haklarıyla ilgili iyileştirmeler olduğunu belirtti.

Bu konuda da zaman zaman gerçek olmayan çeşitli iddialara ve ithamlara rastladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oysaki hükûmetlerimizin üstün niyeti ve karnesi apaçık ortadadır. 2002 yılında en düşük öğretmen maaşı ek dersler hariç 470 lirayken, bugün bu rakam 23 bin 900 liraya çıktı. Nereden nereye… Dolar bazında 2002 yılında kasım ayı itibarıyla bir öğretmen ek ders hariç 290 dolar kazanırken, bugün dolar bazında bunun yaklaşık üç katı maaş alıyor. Yani hem Türk Lirası hem de dolar olarak reel artış söz konusu” diye konuştu.

“HAYAT PAHALILIĞININ FARKINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları söylerken her şeyin mükemmel olduğu iddiasında olmadığını ifade ederek, “Tüm dünyada enflasyonun son 70 yılın zirvelerini zorladığı bir ekonomik atmosferden bizim etkilenmememiz düşünülemez. Hayat pahalılığı ve büyük şehirlerimizdeki fahiş kira artışlarının ücretli çalışanlarımız üzerinde oluşturduğu baskının farkındayız” dedi.

Ev sahiplerinin insaf dışı uygulamalarını bir kenara koyamayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bir vatandaşla olan diyaloğunu “Dedi ki ‘Kiracıyım’ ‘Ne ödüyorsun?’ dedim ‘Başkanım’ dedi, ‘Şu anda ev sahibi beni ciddi manada sıkıştırıyor. 2 bin 500 lira veriyordum. Şimdi kiramı 7 bin 500 liraya çıkardı. Ya verirsin ya evden çıkarsın’ diyor” sözleriyle anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, evin kirasını 2 bin 500’den 7 bin 500’e çıkarmanın insafa sığmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Mecburen o ilçedeki belediye başkanımızı aradım. Ondan ricada bulunduk. Dedim ki ‘Ya uygun bir kiralık yer bul. Veyahut da bizim TOKİ’nin evleri varsa oradan kendisine bir imkân sağla’ Bu vicdan… Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey değil. El ele vereceğiz, dayanışma hâlinde olacağız. Ama ben o ev sahibine, herhalde o da şimdi dinliyordur beni, ‘Sende vicdan var mı?’ diye sormak durumundayım. Bu kadar biz konut yapıyoruz. Bu yaptığımız konutlarla çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Ama insaf ya 2 bin 500’den 7 bin 500’e. Bu ne vicdandır?”

Fahiş fiyat balonunu söndürecek tedbirleri artık hayata geçireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomobil piyasasında alınan önlemlerin sonuçlarını gördük. Konut fiyatları ve kiralarda da dengelenme başladı. Yakında her ikisinin de piyasa gerçekleriyle uyumlu rakamlara geleceğine inanıyorum” diye konuştu.

“ÖĞRETMENLERİMİZE NE YAPSAK YETERSİZ KALACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öte yandan evlatlarımızı, dolayısıyla parlak yarınlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimize ne yapsak yetersiz kalacaktır. Bunu laf olsun diye değil, tüm kalbimle ifade ediyorum” dedi.

Öğretmenlere haklarının verilmesi noktasında hassasiyetlerinin en üst seviyede olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar öğretmenlerimizle aramıza kimseyi sokmadık. İnşallah bundan sonra da muhabbetimizin sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

60 yıllık bir hayalin ürünü olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla ilgili, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı da göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleğin niteliğini ve toplumsal statüsünü güçlendirecek şekilde kanun tekliflerini yakında tüm paydaşların dikkatine sunacaklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerin daha mutlu, huzurlu ve başarılı olmaları için mesleki gelişimlerinde ve özlük haklarında gerekli destekleri sağlayacaklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Lisans programlarından mesleki gelişime kadar tüm aşamaları Türkiye Yüzyılı’na uygun şekilde gözden geçirip yeni istihdam sistemini hayata geçireceğiz. Bu doğrultuda yükseköğretim programlarında öğrencilerin yetiştirilmesi, mesleğe kabul, adaylık, kariyer gelişimi ve mesleki gelişim ile öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri ilişkisini tesis edeceğiz.”

“ÖĞRETMENLERİMİZE YÖNELİK ŞİDDETİ ASLA MAZUR GÖREMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, en hassas oldukları konunun şiddet meselesi olduğunu vurgulayarak, “Bizim kültürümüzde öğretmene el kalkmaz. Öğretmenin eli öpülür” dedi.

Öğretmenlere yönelik şiddet eylemlerini asla mazur göremeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şayet bu konuda mevzuatla ilgili sıkıntı varsa çözecek, eğitimle ilgili bir sorun varsa üzerine kararlılıkla gideceğiz. Hükûmet olarak yapılması gereken her şeyi yapmak suretiyle zaman zaman medyaya da yansıyan üzüntü verici görüntülerin önüne geçeceğiz.”

6 Şubat’taki depremlere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybettiklerimizin acısı kor bir ateş gibi içimizde yanmaya devam ediyor. Daha 8 ay önce 50 bini aşkın canını toprağa vermiş bir millet olarak depremzede kardeşlerimiz bizimle aynı standarda kavuşmadan hiçbirimiz kendimizi huzurlu hissedemeyiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılmasının hükûmetlerinin birinci önceliği olduğunu vurguladı. Dün Malatya’da meydana gelen 5,2 ve 4,7 büyüklüğündeki depremlerin herkese deprem gerçeğini tekrar hatırlattığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm Malatyalı kardeşlerimize ‘geçmiş olsun’ dileklerimi iletiyorum. Rabbim ülkemizi her türlü afetten muhafaza buyursun diyorum” dedi.

“2024-2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA 19 BİN 468 DERSLİĞİ DAHA HİZMETE AÇACAĞIZ”

Depremin şehirlerde açtığı yaraları sarmak amacıyla ilk günden beri yoğun çaba harcadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem öncesi 10 bin 977 okul, 119 bin 200 derslikle eğitim hizmetlerimizi sürdürdüğümüz bölgede depremde 969 okul, 12 bin 120 dersliğimiz hasar alarak kullanılamaz hâle geldi” bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim kurumlarının fiziki altyapısını iyileştirmek için planladıkları okul ve derslik sayısına ilaveten deprem sonrası acil ihtiyaç duyulan yeni 2 bin 571 derslik açtıklarını kaydederek, “6 Şubat’tan bugüne bölgedeki 45 bin dersliğimizin bakım, onarım çalışmalarını tamamlayarak yavrularımızın hizmetine sunduk. 2024-2025 eğitim öğretim yılı başında inşallah 19 bin 468 dersliği daha hizmete açacağız” dedi.

Deprem konutları ve köy evlerinin yapımına devam ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşası tamamlanan toplam 46 bin konut ve köy evini yılbaşından önce hak sahiplerine teslim edeceklerini duyurdu.

Deprem bölgesinde öğrencilerin eğitimleri eksik kalmasın diye fedakârca çalışan öğretmenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah omuz omuza, gönül gönüle vererek bu zor günlerin üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyorum. Sizlerden, istikbalimizin teminatı olan evlatlarımıza en güzel şekilde sahip çıkmanızı özellikle istirham ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere çağrısını şu sözlerle sürdürdü: “Anaokulundan itibaren her bir öğrencimizin tarihiyle, medeniyetiyle, ecdadıyla, ezanı, vatanı, bayrağıyla barışık olarak yetişmesi, ebeveynlerle birlikte sizlerin de sorumluluğudur. Öğrencilerimize öz güven aşılayan, kendi kültürlerinin, kimliklerinin, kadim değerlerinin farkına varmalarını sağlayacak olan siz saygıdeğer hocalarımızsınız. Siz kıymetli öğretmenlerimizden, gençlerimize tarihiyle, vicdanıyla, mazlum ve mağdurlara kucak açmasıyla, mücadelesi ve zaferleriyle gerçekten büyük bir milletin mensupları olduklarını anlatmanızı bekliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittiği okullarda öğrencilere hep “Oku, düşün, uygula, neticelendir” tavsiyesinde bulunduğunu ifade ederek, “Bununla geleceği kucaklayacaksınız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere, “Bu düşüncelerle, nesillerimizi bugünlere taşıyan rehberliğiniz, müreffeh bir gelecek için gösterdiğiniz gayretiniz, milletimizi büyüten ve geliştiren o yılmaz azminiz, yurdumuzu sevgiyle sarıp sarmalayan şefkat dolu kalbiniz için her birinize şahsım, evlatlarım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum” sözleriyle tekrar teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Üzerimde emeği olan kendi öğretmenlerimi de ebediyete irtihal etmiş olanları rahmetle, hayatta olanları saygıyla anıyor, ellerinden öpüyor ve şükranla yâd ediyorum. Sizlerin aracılığıyla yurt dışında gerek Millî Eğitim Bakanlığımızda gerek özel okullarımızda gerekse Türkiye Maarif Vakfımıza bağlı okullarda görev yapan öğretmenlerimize selamlarımı gönderiyorum. Millî Eğitim Bakanımıza ve ekibine bu güzel buluşmaya vesile oldukları için ayrıca şahsım, ailem, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu duygularla bir kez daha 24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü tebrik ediyorum. ‘Türkiye Yüzyılı’nın inşasında görev alan siz kıymetli öğretmenlerimizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum.”

PROGRAMA 81 İLDEN ÖĞRETMENLER KATILDI

Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile 81 ilden gelen öğretmenler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Yücel Arzen Hacıoğulları yönetiminde 100 öğretmenden oluşan koro müzik dinletisi sunuldu.

Babasıyla koroyu yöneten 2. sınıf öğrencisi Ocak Hacıoğulları’nı Cumhurbaşkanı Erdoğan tebrik etti.

Programda “Türkiye’de Millî Eğitim’in dünü, bugünü ve yarını” konulu belgesel de izletildi.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız 254,8 milyar doları buldu”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Küresel ölçekte yaşanan tüm zorluklara ve sorunlara rağmen ihracatımız, yükseliş trendini hâlen devam ettiriyor. Son olarak ekim ayında yeni bir rekora daha imza attık. Ekim ayı ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 oranında artarak 22,9 milyar dolara çıktı. Böylece en yüksek ekim ayı ihracat değerine ulaşmanın sevincini yaşadık. Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız ise 254,8 milyar doları buldu” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında hafta kapsamındaki etkinliklerin ülke, millet ve iş dünyası için hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilkini 2014 yılında takdim ettikleri İnovaLİG ödüllerini kazanan kişileri, kuruluşları ve firmaları canıgönülden tebrik ettiğini, İnovaLİG şampiyonları başta olmak üzere Türkiye’nin üretimine istihdamına ve ihracatına katkı yapan tüm şirketlerle gurur duyduğunu dile getirdi.

“İNOVALİG’DE 64 FARKLI ŞEHİRDEN İKİ BİN ÜÇ FİRMA SAYISINA ULAŞTIK”

İnovasyon geliştirme programına başvuran firmaların sayısının her yıl düzenli olarak artmasının İnovasyon kültürünün, iş dünyasında kök salmaya başladığını gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2014 yılında 460 başvuruyla başladığımız İnovaLİG’de bu sene 64 farklı şehirden 2 bin 3 firma sayısına ulaştık. Bugüne kadar 89 farklı firmamıza ödül verdik. Geçen yıl ödül alan firmalarımızın toplam ihracatı 19 milyar dolara yaklaştı. Bu rakamın daha da artacağına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günden beri sahip çıktıkları Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerine ve İnovaLİG projesine bundan sonra da gereken desteği vereceklerini belirterek, “Her zaman söyledim, bugün tekrar vurgulamak istiyorum. Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam oluşturun, yeter ki siz bu ülkenin ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırın, yeter ki siz Türkiye’nin potansiyeline güvenmeye, inanmaya devam edin. Allah’ın izniyle sizi asla yalnız bırakmayız. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. Bu sene 30. yaşını kutlayan Türkiye İhracatçılar Meclisimizin çalışmalarına ve projelerine her zaman destek sağladık” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012’den beri salgın dönemi hariç Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerine bizzat katıldığını belirterek, fikirlere kulak verdiklerini, sorunlara çözüm aradıklarını, sevinçleri paylaştıklarını, başarılarla gurur duyduklarını kaydetti.

“İHRACATÇILARIMIZIN BEKLENTİLERİNİ İMKÂNLAR DÂHİLİNDE KARŞILADIK”

İhracatçıların neye ihtiyacı varsa gidermenin, beklentileri imkânlar dâhilinde karşılamanın, yurt içinde ve yurt dışında önünü açmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek ülkeye gelen devlet ve hükûmet başkanlarıyla yaptıkları görüşmelerde, gerekse yurt dışına gerçekleştirdikleri seyahatlerde öncelikli gündemin ihracatçıların meselesi olduğunu vurguladı.

Geçen haftaki Almanya ziyaretinde olduğu gibi salı günü Cezayir seyahatinde de ihracatçıların kendilerine ilettiği konuların ele alındığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, serbest ticaret anlaşmalarından tercihli ticaret anlaşmalarına, yatırımların karşılıklı teşvikinden çifte vergilendirmenin önlenmesine kadar teşvik edici her türlü hukuki altyapıyı kurduklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gümrük işlemlerinin süratli, etkin, sorunsuz ve en az maliyetle yapılması noktasında sürekli gelişim sağlandığını, bu alanda teknik kapasite bakımından dünyanın sayılı gümrük idareleri arasında yer alındığını söyledi.

İhracatçılara sağladıkları kolaylıkların başında hususi damgalı pasaport imkânının geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizlerin vize beklemeden müşterilerinizle hızlı şekilde irtibat kurabilmeniz için 2017 yılında bu düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda şimdiye kadar gerekli şartlara haiz 35 bin ihracatçımıza hususi damgalı pasaport verdik. Türk Eximbank’ın kayıtlı sermayesini 50 milyar liraya çıkartarak sizlere mali açıdan destek olduk. Eximbank 2022 sonu itibarıyla 19,6 milyar dolar kredi, 25,4 milyar dolar alacak sigortası olmak üzere toplam 45 milyar dolarlık destek sağladı. Ekim ayı sonu itibarıyla mal ve hizmet ihracatçısı firmalarımıza yaptığımız devlet yardımlarının toplam tutarı 8 milyar lirayı buldu.”

“ÇABALARIMIZIN MEYVESİNİ, REKOR İHRACAT RAKAMLARINA ULAŞARAK TOPLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların da aralarında olduğu ihracatçıların kendilerine sunulan tüm bu desteklerin hakkını verdiğini görmekten memnuniyet duyduklarını belirtti.

Özellikle ihracat hacminde, hep birlikte tarihî bir başarı hikâyesi yazdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimizde yılda sadece 36,1 milyar dolar ihracatı olan ülkemiz, geçen sene 254,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye bu artış oranıyla OECD ülkeleri arasında ihracatını en hızlı arttıran üçüncü ülke oldu. Küresel ölçekte yaşanan tüm zorluklara ve sorunlara rağmen ihracatımız yükseliş trendini hâlâ devam ettiriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak ekim ayında yeni bir rekora daha imza atıldığını ifade ederek, “Ekim ayı ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 oranında artarak 22,9 milyar dolara çıktı. Böylece en yüksek ekim ayı ihracat değerine ulaşmanın sevincini yaşadık. Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız ise 254,8 milyar doları buldu. Ayrıca yıllık cari dengede son iki ayda 7,3 milyar dolar iyileşme sağlandı” diye konuştu.

”Bittik, battık, mahvolduk” diyenlere aldırmadan çalıştıklarını, ter döktüklerini ve gayret ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun çabalarımızın meyvesini de rekor ihracat rakamlarına ulaşarak topladık. Bu başarıda emeği, alın teri ve katkısı olan siz ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. Bunlar sadece birer başlangıç. İnşallah çok daha fazlasını başaracağız. Orta Vadeli Program’da ve On İkinci Kalkınma Planı’nda belirlediğimiz ihracat hedeflerini mutlaka gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

“YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜN İHRACATINA ODAKLANMALIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada bir hususa dikkatleri özellikle tekrar çekmek istediğini vurgulayarak, “İhracatın rakam olarak artışı şüphesiz önemlidir. Ancak bizim Türkiye olarak bundan sonra üzerinde asıl yoğunlaşmamız gereken ihracattaki nitelik artışıdır. Rakamsal artışla birlikte bunun da ötesine geçerek yüksek katma değerli ürün ihracatına odaklanmamız şart. Esasında burada da son 21 yılda ciddi mesafe aldık. 2022’de yüzde 37 olan orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı bu yılın ilk 10 ayında yüzde 40,3’e yükseldi. Artış eğiliminin devam etmesini son derece değerli buluyorum. Ama buna rağmen ortalama 1,2 veya 1,3 dolar civarında seyreden kilogram başına ihracatı açıkçası Türk ekonomisine yakıştıramıyorum” dedi.

Sadece yükte değil, pahada da ağır ürünlerle yelpazenin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun yolu da kuşkusuz ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payını arttırmaktan geçmektedir. Savunma sanayi alanında hamdolsun bunu başardık. Kilogram başına ortalama 57,5 doların üstünü yakaladık. İHA’larda bu rakam yaklaşık bin dolardır. İHA ve SİHA’larda elde ettiğimiz başarıları şimdi füze, gemi, zırhlı araç, kamera, hava savunma sistemleri ve elektronik harp sistemlerine teşmil etmek istiyoruz” diye konuştu.

“YENİ PROJELERLE İHRACATIMIZI ARTTIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, meramını daha iyi anlatmak için çarpıcı örnekler paylaşmak istediğini belirterek, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz, insansız hava araçlarında kullandığımız optik kameraları Kanada’dan tedarik ediyorduk. Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekâtlarımız sebebiyle Kanadalı firma ayak diremeye, çeşitli bahanelerle teslimatlarını yapmamaya başladı. Ardından Kanada hükûmetinin ambargo kararı geldi. Güya NATO’da beraber olduğumuz, terörle mücadelede köstek değil destek olmasını beklediğimiz müttefikimizin bu yaklaşımı karşısında biz de hemen ASELSAN’ı talimatlandırdık. ASELSAN o dönemde CATS kamerasından ayda 2-3 tane üretebiliyordu. Arkadaşlarımız tam bir seferberlik ruhuyla gece gündüz çalıştılar. Ayda 15-20 adet CATS kamerası üretip yerli İHA’larımıza sunmayı başardılar. Üretimiyle, tasarımıyla, yazılımıyla, sistem ve program mühendisliğiyle yerli ve millî kamera sistemini böylece ülkemize kazandırdık.”

Bugüne kadar 160 adet CATS sisteminden 60 tanesini yerli SİHA platformları ile birlikte yurt dışına ihraç ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi bununla kalmıyor, kameraların bir üst versiyonunu geliştiriyoruz. 80 kilometre mesafeden tank tespiti yapabilen bu kameramız şu an teknik özellikleri açısından dünyanın en iyi performansına sahip. ASELFLIR-500 adını verdiğimiz bu kamera sistemimizin Şubat 2024’ten itibaren seri üretimine geçmeyi planlıyoruz. Burada sadece kendi ihtiyacımızı karşılamakla kalmadık, aynı zamanda kilogram başına ihracat değeri 20 bin doları bulan bir ürüne sahip olduk. Şimdi geliyorum bir söze, ‘Kötü komşu hacet sahibi eder’ İşte bu hikmeti bir kez daha yaşayarak gördük.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk elektrikli aracı TOGG’un da benzer bir başarı hikâyesi olduğunu kaydederek, “TOGG’un fikir aşamasından üretimine ve satışına kadar tüm safhalarında bu sefer dışarıdan değil, içimizdeki muhalefetin çelmeleriyle karşılaştık. 60 yıl önce ‘Devrim Otomobili’ projesini boğmak için ne dedilerse, hangi bahaneleri uydurdularsa aynı sözler, aynı tezler, aynı yalanlarla TOGG’u hedef tahtasına koydular. ‘Türkler otomobil yapamaz’ dediler. ‘Bunun fabrikası yok’ iftirası attılar. Hatta işçilerimizin, mühendislerimizin, girişimcilerimizin emeğinin ürünü olan otomobillerin yurt dışından getirildiğini iddia edecek kadar kontrolü kaybettiler. Amerika’sından Avrupa’sına güya ileri teknoloji için ülke ülke dolaşırken zahmet edip, şöyle bir günlerini ayırıp hemen yanı başlarındaki TOGG Üretim Tesisini ziyaret dahi etmediler. Yollarımızı süsleyen 12 binden fazla araca rağmen TOGG’la ilgili yalanlarını ısrarla devam ettiriyorlar” dedi.

“Şimdi aynı hezeyanları beşinci nesil muharip savaş uçağımız Kaan için de dillendiriyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Varsın onlar kendi kin ve haset çukurlarında debelenmeyi sürdürsün. Biz bunların hiçbirini nazarıdikkate almıyoruz. Biz işimize odaklanıyor, yeni projelerle ihracatımızı arttırmaya hem de ülkemizdeki inovasyon kültürünü güçlendirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE YERİNDE SAYMAKLA YETİNECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR VE OLAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kilogram başına ihracat ortalamasında savunmayla birlikte hazır giyim, deri ve makine gibi sektörlerde de fena gitmediğini belirterek, şöyle devam etti: “Ama önümüzde hâlen yürümemiz gereken uzun bir yol, aşmamız gereken engeller olduğunun da farkındayız. Çünkü Türkiye yerinde saymakla yetinecek bir ülke değildir ve olamaz. Bizim gibi varlığını mücadeleye borçlu bir ülke için yerinde saymak demek, geriye gitmek, kan kaybetmek demektir. Biz kan kaybeder miyiz? Ekonomide sürekli hedef büyütmemizin, savunmada sürekli çıtayı yükseltmemizin, ihracatta başkalarıyla değil kendimizle yarışmamızın, turizmde daha büyük hedeflere yelken açmamızın, diplomaside etkinliğimizi arttırmanın yollarını aramamızın, ezcümle her alanda hep daha güçlü, daha iyi, daha gelişmiş, daha bağımsız olma idealiyle hareket etmemizin yegâne sebebi işte budur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi alanlarda kendilerini henüz yeterli görmeseler de ihracatta elde ettikleri bu başarıların hiçbirinin tesadüf olmadığını söyledi.

“İNOVASYON MESELESİNE ÖNEM VERDİK”

2002’den beri her adımı belli bir plan ve vizyon doğrultusunda attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmet olarak ilk günden itibaren inovasyon meselesine çok büyük önem verdik. Zira inovasyon olmadan, özgün, kendi alanında çığır açan ürünler geliştirmeden ne yaparsak yapalım, hangi desteği verirsek verelim hedeflerimize tam manasıyla ulaşamayacağımızı biliyoruz” dedi.

Bu anlayışla teknoparkları yaygınlaştırdıklarını, üniversite-sanayi iş birliğini desteklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, araştırma-geliştirme çalışmalarını, bilimsel faaliyetleri, genç girişimcileri teşvik ederek Türkiye’de güçlü bir yenilikçilik ekosistemi kurduklarının altını çizdi.

Araştırma-geliştirme merkezi sayısını sıfırdan bin 298’e, tasarım merkezi sayısını yine sıfırdan 326’ya, Teknopark sayısını da ikiden 100’e çıkartarak yenilikçilik iddialarının temelsiz olmadığını gösterdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yenilikçiliğin mimarı ve taşıyıcısı olan TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için tüm imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. Artık nitelikli, başarılı ve donanımlı gençlerimiz geleceklerini yurt dışında değil bu topraklarda görüyor, Türkiye’de arıyor” diye konuştu.

Küresel ölçekte faaliyet gösteren şirketlerin sayısı arttıkça Türkiye’nin, dünyanın birçok bölgesinden nitelikli insan kaynağını da cezbettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret ettikleri birçok firmada personel çeşitliliğine şahit olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönül ve kültür coğrafyamızdan gelen bilim adamlarını, araştırmacıları, iyi yetişmiş mühendisleri gördükçe ülkemizin inovasyon ekosistemi adına memnuniyet duyuyoruz” dedi.

“TÜRKİYE’Yİ İÇİNE KAPATMAYI AMAÇLAYAN SÖYLEMLERİ İYİ NİYETLİ BULMUYORUZ”

Bu durumun ne kendileri ne de gelişmiş ülkeler için yeni olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilimde, kültürde, sanatta, ticarette, eğitimde, hâsılı hayatın her alanında ilerlemek ancak beşeri zenginlik ve çeşitlilikle mümkündür” ifadesini kullandı.

Tarih boyunca İstanbul’dan Bağdat’a, Kahire’den Şam’a, Buhara’dan Kurtuba’ya kadar İslam medeniyetinin gözde şehirlerinin hep bu şekilde geliştiğini ve kalkındığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı’daki bilim merkezleri, kendi sakinlerinin yanı sıra dünyadan bilim ve sanat insanlarını cezbederek büyümüşlerdir. Dünyanın en başarılı üniversiteleri, en başarılı AR-GE merkezleri, üretim ve araştırma merkezleri, küresel ağa sahip uluslararası şirketleri, yerel insan kaynağı yanında başka membalardan beslenmektedir” dedi.

Bunun en somut örneğinin Silikon Vadisi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Silikon Vadisi’nde Amerikalılarla birlikte dünyanın yüzlerce ülkesinden başarılı araştırmacılar, girişimciler, bilim insanları çalışıyor. Kullandığımız telefonların kim bilir kaç milletten insanın emeğinin ürünü olduğunu tahmin bile edemeyiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun arabadan bilgisayara, telefon uygulamalarından kol saatlerine kadar hemen her şey için geçerli olduğunu vurguladı.

Şirketlerin, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin dışa açılmaktan ve uluslararası bir zemin oluşturmaktan asla korkmaması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi içine kapatmayı, sınırlarına hapsetmeyi amaçlayan söylemleri kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz. Son dönemde beşinci kol elemanları tarafından körüklenen lümpen faşizm, büyük ve güçlü Türkiye yolundaki en büyük engellerden biridir çünkü faşizm sadece insanın ve insani hasletlerin değil aynı zamanda bilimin, sanatın, yenilikçiliğin, özgün ve özgür düşüncenin de hasmıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dışında herkesi düşman gören bu hastalıklı zihniyetin toplumu ifsat etmesine, özellikle gençleri zehirlemesine fırsat vermeyeceklerinin altını çizerek, Türkiye’ye yatırım yapan, istihdam sağlayan, Türk ekonomisinin gelişmesi, güçlenmesi, hak ettiği düzeye gelmesi için katma değer üreten herkesi bağırlarına basmaya devam edeceklerini vurguladı.

Tıpkı tarihte ve bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi renkliliği, farklılığı, çeşitliliği, kaliteyi, dünyanın neresinde olursa olsun bilgiyi bir zenginlik olarak görmenin ve bunu ekonomik anlamda kazanca dönüştürmenin kendileri için zorunluluk olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diğer türlü yerimizde sayar, rakiplerimiz ileri giderken biz irtifa kaybederiz. Türkiye’de bilim insanı, yatırımcı, turist ve öğrenci hareketliliğinin artması, ülkemizin ihracatı açısından da olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ülkemizin son yıllarda yurt dışında üstlendiği projelerin hem değer hem de miktar olarak yükselmesinin altında yatan sebeplerden biri de budur. Buna zarar verecek, ülkemizin imajını, yurt dışındaki algısını zedeleyecek provokasyonlara sizlerin de müsaade etmeyeceğine inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu milletin en büyük ilham ve güç kaynağının birliği, beraberliği ve kardeşliği olduğunu ifade ederek, “Türkiye Yüzyılı hedefiyle çıktığımız bu kutlu yolculukta menzile ulaşmak için daha fazla çalışmaktan başka bir seçeneğimiz bulunmuyor. Bugüne kadar ‘İman vardır, iman varsa imkân da vardır’ dedik” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nicelerinin üstesinden bu anlayışla geldik, nice badireler atlattık, nice saldırıyı püskürttük. Nice bize ‘Yapamazsınız’ diyenleri, bize sürekli karamsarlık aşılayanları, ‘Bu ülkeden bir şey olmaz’ diyenleri başarılarımızla sürekli hüsrana uğrattık. Ülkemizi yurt dışında kötüleyerek siyasi rant peşinde koşan muhterislerin heveslerini vatanımıza sahip çıkarak kursaklarında bıraktık. Bundan sonra da aynısını yapacağız” diye konuştu.

“MAZLUM VE MAĞDUR COĞRAFYALARA SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ”

6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin yaralarını süratle sararken hedeflerinden de asla kopmadıklarını ve kopmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bu dönemde millet olarak mazlum ve mağdur coğrafyalara sırtımızı dönmeyeceğiz. Balkanlar’a, Kafkaslar’a, Türk dünyasındaki soydaşlarımıza sahip çıkıyorsak 7 Ekim’den bu yana İsrail’in vahşi saldırıları altında can veren Gazzeli kardeşlerimizin derdiyle de aynı şekilde dertleneceğiz” dedi.

Tarihin hiçbir döneminde zulme rıza göstermediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün İsrail’in vahşetine ses çıkarmayanlar gibi soykırıma ve sömürüye bulaşmadık. İnsanımızın başını öne eğecek, utanacak, çekinecek, birileri tarafından önümüze konacak hiçbir bagajımız olmadı. Biz, bunların hiçbirine borçlu değiliz. Tam aksine alacaklıyız ve alnımız ak, başımız dik yürüdük. Gittiğimiz her ülkede şu hakikate her defasında şahit oluyoruz: Türkiye, zor zamanlarda sığınılacak güvenli yuva demektir. Türk ise özlenen, yolu gözlenendir. Ayak izinin olduğu her yerde hayırla, hasretle yâd edilendir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin kendilerine yüklediği sorumluluk bilinciyle ya bir yol bulacaklarını ya da bir yol açacaklarını belirterek, “Ama ne suretle olursa olsun yolda kalanlardan olmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Görüşleriyle, değerlendirmeleriyle, teklifleriyle, tenkitleriyle ve tecrübeleriyle Türkiye İnovasyon Haftası’nı zenginleştiren, bu etkinliğe katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Ödül verdiğimiz ve vereceğimiz firmaları tebrik ediyor, Ticaret Bakanlığımızı ve Türkiye İhracatçılar Meclisini kutluyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galasına katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Batman’ın Kozluk ilçesinde 2017’de teröristlerin saldırısı sonucu 22 yaşında şehit olan öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın hayatını ve öğretmenlik azmini beyazperdeye taşıyan, “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galasına katıldı.

24 Kasım Öğretmenler Günü’nde sinemaseverlerle buluşacak “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galası, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, filmi, eşi Emine Erdoğan, şehit öğretmen Aybüke Yalçın’ın annesi Zehra, babası Sadık, kardeşi Aybars Yalçın ve filmin oyuncularıyla birlikte izledi.

Filmin bitiminde eşi Emine Erdoğan ile sahneye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, şehit öğretmenin ailesi tarafından Aybüke Yalçın’ın kullandığı bağlama hediye edildi.

TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da Emine Erdoğan’a Aybüke Yalçın’ın simge fotoğrafında kullandığı sembolik kırmızı yazmayı ve minyatür bağlamayı takdim etti.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Birleşik Arap Emirlikleri Milli Günü Ankara’da Kutlandı

Birleşik Arap Emirlikleri’nin “52’inci BİRLİK GÜNÜ” yıl dönümü Resepsiyonu, iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesi ile başladı.

Avatar

Published

on

Ankara’da Marriott Oteldeki Resepsiyona Türkiye’yi temsilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK katıldı.

Birleşik Arap Emirlikleri Ankara Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al Dhaheri ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen resepsiyonda Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin “52’inci BİRLİK GÜNÜ” yıl dönümü Resepsiyonu, iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesi ile başladı.

Resepsiyonda, ilk konuşmacı olarak kürsüye Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI geldi.

Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI konuşmasında,
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine yönelik,
“Birleşik Arap Emirlikleri, dünyamızın karşı karşıya olduğu riskleri kontrol altına almak amacıyla dünya liderlerini ve uzmanlarını bir araya getirecek olan COP 28’inci oturumuna ev sahipliği yapmakta. Bu küresel konferans aracılığıyla Bİrleşik Arap Emşrlikleri, anlaşmaları somut gerçekliğe ve başarılara dönüştürerek sadece taahhütler değil, bu küresel etkinliğin sonucunun uygulanabilir mekanizmalar olmasına odaklanarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hızlandırmaya ve enerji alanındaki dönüşümlerin kapsamını genişletmeye öncelik vermekte. Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye aralarındaki toplam petrol dışı ticaret, 2021’e göre yüzde 40 artışla 2022’de yaklaşık 19 milyar dolara ulaşmış ve Türkiye Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük 10 ticaret ortağı arasında en hızlı büyüyen partneri haline gelmiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği son ziyarette, “Birleşik Arap Emirlikleti ile dost Türkiye arasında Yüksek Stratejik Komite’nin kurulmasının yanı sıra, 50 virgül 7 milyar dolar değerinde bir dizi mutabakat zaptı ve anlaşma da imzalanmıştır. Birleşik Arap Emirlikleri olarak biz, iki ülkenin liderliğinin istekleri doğrultusunda ikili ilişkileri geliştirmek ve iki dost halkın çıkarlarına hizmet etmek için çalışan tüm sektörlerde Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliğini geliştirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı dört gözle bekliyoruz.”şeklinde konuştu.

Birleşik Arap Emirlikleri Ankara Büyükelçisi Saeed Thani Hareb Al DHAHERI’nin konuşmasından sonra kürsüye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK geldi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkilerle ilgili şunları söyledi; “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde temmuzdaki ziyaretimizde Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi oluşturuldu. Çeşitli sektörlerde imzaladığımız 13 anlaşma ile yaklaşık 51 milyar dolarlık etkileyici bir işbirliği vizyonunu hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde enerji, savunma, yeşil ve dijital dönüşüm projeleri ile birlikte ortak geleceğimizi güçlü bir şekilde inşa edeceğimiz Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması ile de ticaret hacmimizi 5 yılda 25 milyar doların üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’nin “2050 NET SIFIR EMİSYON GİRİŞİMİNİ” ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın (COP) 28’incisine ev sahipliği yapma kararını geleceğe yönelik vizyoner adımlar olarak takdirle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerjiye geçiş, karbon emisyonunun azaltımı, enerji kaynaklarını arttırma hedeflerimize ulaşmak için kararlılık göstermeliyiz. Bu bağlamda müteahhitlerimizin yenilenebilir enerji projelerinde iş birliği isteğini ortak hedeflerimizi desteklemede kritik bir adım olarak görüyoruz.”

Bakan Şimşek konuşmasında, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 günlük insani ara verilme kararına da değinerek “Bu insani aranın çatışmaların sona ermesi, adil kalıcı bir barış için, iki devletli çözüm sürecinin başlamasına katkıda bulunmasını umuyoruz” şeklinde konuştu.

Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in konuşmalarının hemen akabinde, Birleşik Arap Emirlikleri Folklor ekibi bir gösteri sundu.

Folklor ekibinin gösterisini takiben resepsiyonda KUM SANATI gösterisi vardı.

Folklor ekibi ve KUM SANATI gösterisinin akabinde Birleşik Arap Emirlikleri resepsiyonu için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.

Resepsiyonda BİRLİK GÜNÜ pastasını Ekselansları Saeed Thani Hateb Al DHAHERI İle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK birlikte kesti.

Pasta kesiminden sonra davetlilere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türk mutfağından yemeklerin ikramı yapıldı.

Birleşik Arab Emirlikleri Abu Dabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 6 Emirliğin bir araya gelmesiyle 1971 yılında kurulmuştur.

Metin ASLIM

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Tanzanya büyükelçisinden güven mektubu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya Büyükelçisi Iddi Seif Bakari’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Bakari, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.

Okumaya Devam edin
REKLAMLAR
Ağustos 2021
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT10 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu ile görüştü

DİPLOMAT11 saat önce

Emine Erdoğan, Maldivler Cumhurbaşkanı Muizzu’nun eşi Sajidha Mohamed ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan Başbakanı Mikati ile görüştü

DİPLOMAT3 gün önce

“Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik”

DİPLOMAT3 gün önce

“Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim-öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik”

DİPLOMAT3 gün önce

“Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız 254,8 milyar doları buldu”

DİPLOMAT3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galasına katıldı

DİPLOMAT4 gün önce

Birleşik Arap Emirlikleri Milli Günü Ankara’da Kutlandı

DİPLOMAT5 gün önce

Tanzanya büyükelçisinden güven mektubu

DİPLOMAT5 gün önce

Kamboçya büyükelçisinden güven mektubu

DİPLOMAT6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu

DİPLOMAT6 gün önce

“Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Türkiye ve Cezayir asırlara sâri dostluk ve kardeşlik bağlarına sahiptir”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile bir araya geldi

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cezayir’de

DİPLOMAT1 hafta önce

Tiny House, Türkiye Tekerlekli Ev Üreticisi

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultan II. Abdülhamid Han’ın türbesini ziyaret etti.

DİPLOMAT1 hafta önce

“Millî Türk Talebe Birliği, ülkemiz gençliğinin önünde maziden atiye kurulan bir köprü olmayı sürdürmektedir”

GÜNDEM2 hafta önce

“Orta Doğu’da adil ve kalıcı barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerekir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile görüştü

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’da

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze’den getirilen hastaları ziyaret etti

DİPLOMAT2 hafta önce

“İsrail’in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar, en az failler kadar, bu suçlara ortaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan ile “first lady”lerden Filistin için dünyaya ortak çağrı

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan, Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi’ne katıldı

DÜNYA2 hafta önce

Setencioğlu Tiny House, Türkiye Tekerlekli Ev Üreticisi

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’nin Açılış Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

“Batılı ülkelerin Filistin’de süregelen katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan’da

DİPLOMAT3 hafta önce

Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85. yıl dönümü

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 16. Liderler Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile görüştü

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Özbekistan’da

DİPLOMAT4 gün önce

Birleşik Arap Emirlikleri Milli Günü Ankara’da Kutlandı

DİPLOMAT3 hafta önce

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan Ford Otosan Yeniköy Fabrikası‘nın açılış töreninde konuştu

DÜNYA3 hafta önce

Dünden bugüne Yarından Geleceğe Serhat KABAN

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan Başbakanı Orban ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Emine Erdoğan, lider eşleri ve BM Habitat İcra Direktörü Sharif ile görüştü

GENÇ4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı 10. Zirvesi’ne katıldı

DÜNYA2 hafta önce

Setencioğlu Tiny House, Türkiye Tekerlekli Ev Üreticisi

DİPLOMAT3 hafta önce

Emine Erdoğan, Yüzyıllık Emanet Kızılay Esir Mektupları Sergisi açılışına katıldı

GÜNDEM4 hafta önce

Avusturya Milli Günü Ankara’da Kutlandı

DİPLOMAT3 hafta önce

“Artık Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir avuç siyasi ve ekonomik seçkinin değil, bizatihi milletin devletidir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri’nin Açılış Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT3 hafta önce

Panama Milli Günü Ankara’da kutlandı

DİPLOMAT4 hafta önce

Lüksemburg büyükelçisinden güven mektubu

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan, Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kazakistan’da

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Caparov ile bir araya geldi

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan ile “first lady”lerden Filistin için dünyaya ortak çağrı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile bir araya geldi

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türkiye Cumhuriyeti; binlerce yıldır elden ele, gönülden gönüle ve nesilden nesile aktarılan muazzez bir hazinedir”

DİPLOMAT4 hafta önce

Finlandiya büyükelçisinden güven mektubu

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85. yıl dönümü

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’da

DİPLOMAT4 hafta önce

Slovenya büyükelçisinden güven mektubu

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türk dünyasının barışı, refahı ve güvenliği yönünde adımlar atmayı sürdüreceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Türkiye’yi çok daha farklı bir yere taşıyacağız”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan’da

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sultan II. Abdülhamid Han’ın türbesini ziyaret etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier ile görüştü

DİPLOMAT5 gün önce

Kamboçya büyükelçisinden güven mektubu

GÜNDEM2 hafta önce

“Orta Doğu’da adil ve kalıcı barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerekir”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev ile görüştü

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 16. Liderler Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Özbekistan’da

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge