A Haber-ATV-A Para-ANews ortak yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye’de yaşanan sel ve orman yangınlarına ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı diledi.
Selin ardından Rize’ye ve Artvin’in Arhavi ilçesine gittiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada vatandaşlarla bir araya geldiklerini ifade etti.
Bölgedeki durumu yerinde gördüklerini ve valilere zarar tespiti noktasında gerekli talimatları verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Süratle zarar tespitlerini yapalım ki hem ayni hem nakdi ne yapacağımızı bilelim. Bunun için de kendilerinden şöyle birkaç gün içinde neticeyi almayı istedik. Valilerimizin çok daha seri hareket etmelerini, gerek Rize’de gerek Artvin’de bunu istedik” diye konuştu.
“DÜNYANIN BİRÇOK YERİNDE OLDUĞU GİBİ ÜLKEMİZDE DE ORMAN YANGINLARINDA BÜYÜK ARTIŞ YAŞANDI”
Bölgedeki incelemeleri sırasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da yanında bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tespitler yapıldı, yapılıyor ama bir taraftan da hemen ödemelere başlanması talimatını verdik. Ödemelere de bir diğer taraftan başlanmış oldu. Tabii anında konut yapım işine de başlayalım istedik, bir yıl içerisinde de TOKİ olarak bu konutları bitirip Rize ve Artvin’de, Artvin’den kastım Arhavi, buradaki konutların sahiplerine inşallah konutlarını da teslim edeceğiz. Burada da yoğun bir çalışma var” değerlendirmesinde bulundu.
Orman yangınlarının sekizinci gününde bulunulduğunu ve bütün şiddetiyle devam ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu vilayetlerdeki yangının bu şekilde devam edişi ve yangından birçok otellerde kalanlar var, bu otellerde kalanların tahliye edilmesi çalışmalarımız oldu, bu çalışmaları gerçekleştirdik ve burada Silahlı Kuvvetlerimiz, Kıyı Emniyeti hepsi devreye girdiler. Denizden olsun, karadan olsun bu boşaltma çalışmalarını yaptık, gerçekleştirdik. Tabii dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu yıl orman yangınlarında gerçekten büyük artış yaşandı ve burada siyasete yer olmamalı. Yani düşünün ki sekiz gün içinde 187 yangın çıktı. Bu 187 yangından şu anda 15 yangın devam ediyor ve bunların bir kısmı kontrol altında. Bütün bunlarla beraber 15 noktada devam eden yangınları kontrol altına alma çalışmaları da sürüyor.”
Bölgedeki bir termik santralin de yanma tehdidi ile karşı karşıya olduğunu, gün boyu uçak ve helikopterlerin söndürme çalışması yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz bu mücadeleyi sürdürürken bir taraftan da tabii rüzgâr tehdidiyle karşı karşıyasınız” dedi.
Rüzgârın kozalaklarla beraber tehdidini genişleterek, yayarak devam ettirdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz sadece bunlarla savaşmıyoruz, sadece bunlarla mücadele etmiyoruz. Ama bakıyorsunuz ki bu ülkede muhalefet ayrı türlü bir sizinle beraber mücadelenin içerisinde. İşte ‘burada niye uçak yok, niye helikopterler yok’ filan gibi böyle bir yalan terörü estiriliyor. Şu anda burada 16 uçak var, bugün gelenlerle bu 20’ye çıktı. Bunun yanında 51 helikopter var, hep bunlar devrede, çalışıyor. Dokuz insansız hava aracı var, bunlar devrede, çalışıyor. Bir diğer tarafta yine 850 arazöz var, bunlar da çalışıyor” bilgisini paylaştı.
“Burada bir şeyi açıklamak istiyorum. Devlet olarak bizim görevimiz nedir?” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet olarak bizim görevimiz, birinci derecede tarım, orman, hayvancılık, yani bütün bu ormanların bakımı, ormanların bu noktadaki ıslahı ve Allah göstermesin işte bu tür yangınlar olduğu zaman ormanların bu noktada söndürülmesi vesaire bunlar birinci derecede bizim sorumluluğumuz. Ama yerleşim bölgelerine geldiğimiz zaman yerleşim bölgelerindeki bu tür yangın vesairelerin sorumluluğu kimin? O da oradaki büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır” görüşünü dile getirdi.
Kendisinin de belediye başkanlığı yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yangın vesaire olduğu zaman bunun sorumluluğu benim başkanlığımda olan itfaiye müdürlüğünde. En geniş çapta itfaiye teşkilatımız vardı. Şimdi burada da bakıyorsunuz bir tarafta Antalya, Antalya Büyükşehir Belediyesi Antalya’daki birinci derecede şehir merkezinde bu işin sorumlusudur. Muğla, Muğla Büyükşehir Belediyesi birinci derecede, Muğla şehri, büyükşehir olarak söylüyorum, onun sorumluluğundadır, yani ‘ben buradan sorumlu değilim’ diyemez. İzmir, aynı şekilde sorumluluğundadır. Aydın, aynı şekilde Aydın Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Denizli, Denizli Belediyesi’nin sorumluluğundadır. Bunlar ‘hayır, bizim burada sorumluluğumuz yok’ diyemezler. Açsınlar yerel yönetimlerle ilgili yasayı iyice incelesinler ve onlar burada acaba ne tür bir imkân seferber ettiler, ne yaptılar, şu an itibarıyla ne yapıyorlar?”
Devlet olarak ormanda mücadelelerini sürdürdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sekiz şehidimiz var ve bu sekiz şehidimiz bu orman teşkilatımızda olan şehitlerimizdir. Ama hiçbir yerden biz kaçma noktasına gitmedik, gerçek neyse bu gerçeği söyledik. Bakın ‘arazöz’ diyoruz, arazöz noktasında devletin elindeki arazöz sayısı 2002 yılında 637 adetti, 2021’de biz bu sayıyı 1078’e çıkardık. Geliyoruz, devam ediyoruz, yine aynı şekilde su ikmal aracı 2002’de hiç yoktu, 2021’e geliyoruz 2 bin 81 adet aynı şekilde su ikmal aracı var” açıklamasında bulundu.
Yangına müdahalede kullanılan diğer araçlarla ilgili rakamlardaki değişimi de paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber bu yangınla mücadeleyi sürdürüyoruz, kaçamak yapmak yok ve üzerine üzerine de gidiyoruz” ifadesini kullandı.
“DÜNYA YANGIN TEHDİDİ ALTINDA”
Dünyanın yangın tehdidi altında olduğunu ve bazı ülkelerde yangınların devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın Kaliforniya’sı yanıyor, Los Angeles’i yanıyor, her taraf yanıyor, Kanada yanıyor, Rusya hakeza öyle, yanıyor… Yani kimse kalkıp da ‘Rusya niye yanıyor’ demiyor, diyemez. Mesela Rusya yanarken ben Sayın Putin’le görüştüm, sağ olsun üç tane uçak bize o hâldeyken gönderdi ve dört tane de helikopter bu noktada yine gönderdi ve onlar da bizim şu andaki bu çalışmaların içerisinde yer alıyor. Bu bir dayanışmadır ve bu dayanışmayı en güzel şekilde ortaya koyuyor” dedi.
Dünyadaki orman yangınlarına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Afrika’nın yarısı yanıyor, böyle bir durum var dünyada. Yani iklim koşullarının tahrik ettiği, ortaya koyduğu böyle bir durum söz konusu. Temenni ederim ki bundan tüm insanlık bir an önce kurtulmuş olsun. Bakın Kanada’da 4 bin 579 adet yangın çıkmış, böyle bir durum var. Tabii yanan ormanlara baktığımız zaman özellikle Kanada’da 750 bin hektar alan yanmış. Çok çok ilginç bir şey. İspanya’da 448 orman yangını çıkmış ve orada da yine 57 bin 600 hektar alan zarar görmüş, İtalya’da 1085 yangın çıkmış, 42 bin hektar alan bundan etkilenmiş vaziyette. Bunların hepsini görüp ona göre de Türk siyasetinin bunu değerlendirmesi lazım.”
Van, Elazığ ve Malatya depremlerinin ardından yapılan çalışmalar ve Manavgat ile Marmaris’teki yangınlar sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgedeki ziyaretine ilişkin video gösterildi.
Afet bölgesindeki vatandaşların ihtiyaçlarının acilen giderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “(Manavgat’taki afetzedeler) Oturanlardan biri bana dedi ki ‘Benim varım yoğum bir traktör, bana onu verin yeter. Benim ekmeğim o’ dedi. Başka bir vatandaş daha gelerek ‘Başkanım benim varım yoğum da o traktör’ dedi. ‘Tamam’ dedim. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Bey’e talimatı verdim. ‘Bunu hiç uzatmayacaksın. Çarşamba-perşembe bu traktörleri kendilerine ulaştıracaksın çünkü o traktörle tarlayı sürüyor ama onun hem ineği hem danası hem koyunu her şeyi o. Çok mutlu oldum, mesele bu. Lafla iş yürümüyor, icraat” diye konuştu.
“SON 19 YILDA AFETLERLE MÜCADELEDE PROFESYONEL BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİK”
Afetzedeler için neler yapıldığı ve nelerin yapılacağı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan; Van, Elazığ, Bingöl ve yıkılan yerleri adeta sıfırladıklarını ve onların yerine TOKİ ile yepyeni konutlar yaparak hak sahiplerine sahiplerini hatırlattı.
Hiçbir zaman afetzedeleri kimsesiz bırakmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu bir güven getiriyor. ‘Benim devletim var ve devletim beni asla açıkta bırakmaz’ diyor. Son 19 yılda afetlerle mücadelede profesyonel bir yaklaşım sergiledik. Bu güven, yangın ortamında bile bakıyorum, ‘Biz başkanımıza güveniyoruz’ diyorlar. Yalanlara inanmıyorlar, başkaları da oralara gidiyor, bir şeyler söylüyorlar. Depremden sele, yangından maden kazalarına kadar pek çok hadisede olanları tecrübe ettik. Bu tecrübenin sonucu olarak da afet bölgelerimizde çok yönlü çalışmaları hızlı şekilde yürütüyoruz ve bundan sonra da bunu yürüteceğiz” ifadelerini kullandı.
Sahada yangın söndürme faaliyetleri devam ederken bir taraftan da ilgili birimlerin hasar tespit çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çünkü zaman kaybına tahammülümüz yok. Vatandaş bunu görecek ki rahatlayacak. Çünkü bu arada bir şey daha yapıyoruz. Ne bu? Hemen evini bul, o eve yerleş, kiranı da biz ödeyeceğiz. Bunu yaparken de 50 bin liralık evin içinin donanımı için destek vereceğiz. Muhalefet konuşuyor da muhalefetin acaba belediyeleri buralarda böyle bir derdi var mı, böyle bir şey yapıyor mu? Hemen anında bu hafta içinde gerek talimatları verdim, evin içini bir defa donatacaksınız, bu ayni de olur nakdi de olur. Vatandaş, evinin içinin donandığını gördüğü zaman ‘Evim yandı gitti ama devlet benim yanımda yerin aldı ve bana hiç eskiyi aratmayacak ev donattı.’ ‘Ve 50 bin liraya kadar bu konuda her türlü desteği vereceğiz’ dedik. Şu anda valilerimiz, kaymakamlarımızı çalışmalarını yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler.”
Dünyanın değişik bölgelerindeki yangınların, siyasette yer verilmeyen bir şekilde ele alındığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim bir talihsizliğimiz var. Türk siyaseti maalesef muhalefetsiz bir siyasettir. Yani Türkiye’de muhalefetin terörü esiyor. Bunu bir kenara koymak mümkün değil. Amerika’da bu kadar yer yanar, Kanada’da bu kadar yer yanar, Rusya’da yanar. Onlarda inanın böyle bir şey olmaz tam aksine, ‘bize de ne düşer’ diye iktidarın yanında yer alır, böyle bir durumları var. Bizde ise maalesef bu yok, bizde tam aksine. Biz şu anda iktidar mıyız? İktidarız. Elimizden geleni ardına komadan yapmaya devam edeceğiz.”
Bugün gerçekleştirilen Yüksek Askerî Şûra Toplantısı’nda üye olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yangın bölgesinde bulundukları için toplantıya katılmamalarını istediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dedim, ‘Siz gelmeyin Yüksek Askerî Şûra’ya diğer arkadaşlar devam ederiz. Yarın Millî Güvenlik var, gelmeyin, Bölgede kalın, oradaki çalışmalara devam edin.’ Bu arkadaşlarım sekiz gündür tamamen bölgedeler. Orada yattılar, orada kalktılar” diye konuştu.
“ORMAN YANGINLARI KONUSUNDA ELİMİZDEN NE GELİYORSA SONUNA KADAR YAPACAĞIZ”
Milletvekillerinin de bölgede olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar kalkıp da ‘eğlenelim, şunu yapalım, bunu yapalım’ derdinde değiller. Çünkü biz dertliyiz, bizim bir derdimiz var. Bu yerler yanıyorsa, ciğerimiz de yanıyor” dedi.
Orman yangınları konusunda ellerinden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yerler yanıyorsa bizim ciğerimiz de yanıyor. Elimizden ne geliyorsa bunu sonuna kadar yapacağız. Amerika ne yapmış, Yunanistan ne yapmış, orada nasıl tedbirler almışlar, İspanya’da nasıl tedbirler almış. Bunu bir iktidar olarak ben bilmeyeceksem kim bilecek? 19 yılda belli bir tecrübe edindik. Bizden öncekilerden edindiğimiz tecrübeler de var. Onların neler yaptığını da gördük. Bunların hepsini biliyoruz. Dolayısıyla yani kalkıp dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bilim bizim kılavuzumuzdur ve bu konu ile ilgili dünyada neler oluyor neler bitiyor bunları da yakından takip ediyoruz.
Siyasetin içinde sadece benim 40 yıl tecrübelerim var, arkadaşlarımın içerisinde bunula yoğrulan nice yetişmiş kişiler var. Hep birlikte bu çalışmayı yürüttük, yürütüyoruz. İşte orman yangınları da şu an tüm dünyanın mücadele ettiği adeta Kovid-19 salgını gibi uluslararası bir tehdittir. Hatta bir de terör tehdididir. Bir şey daha söyledim, ‘yalan terörü’ dedim. Şimdi Türkiye’de yalan terörü var mı? Var. Kim yapıyor bu işi? Muhalefet yapıyor, acayip bir şekilde. Adına bir de ‘algı operasyonu’ diyorlar. Bunun adı aslında yalan tehdididir ve yalan terördür. Dürüst ol, samimi ol. Bir tespitin varsa bunu dürüst yap, dürüst yap da adam sansınlar. Biz de oradan bir şeyler kapalım ama böyle bir şey maalesef yok.”
“Diğer ülkelerde çıkan yangınların siyasete yer verilmeyen bir şekilde tartışıldığı ancak Türkiye’de siyasete malzeme edildiği”ne ilişkin değerlendirmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim de ciğerimiz yanıyor. Şimdi televizyonlarda konuşuyorlar, dinliyorum. ‘Canlılar şöyle yandı böyle yandı.’ Eyvallah, ormanda yangın olur da canlılar yanmaz mı? Tamam da ondan sonra ne yapacağız? Hemen tedbirlerimizi aldık, dedik, ‘Bütün bu canlıların hemen defnini yapın ardından da bütün bu canlıların sahiplerine bu canlılar kadar hemen ödemelerini yapacağız” dedi.
Telef olan canlılar konusunda valilere talimat verildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hepsinin ödemelerini yapacağız. Bunun çalışmaları konusunda talimatını valilerimize verdik, anında bu işi de bitireceğiz. Çünkü Yörük kardeşlerimizin o yaylalarda geçim kaynağı ne? O olmadığı zaman peynirini, çökeleğini nereden yapacak? O olacak ki bu yapsın. İşte bunun için de onlara dedim ki hiç üzülmeyeceksiniz. Manavgat’ın Kalemli köyüne gittik, orada vatandaşlarla konuşurken dedik ki ‘Hiç üzülmeyin, kısa zaman içerisinde bu hayvanlarınıza, nasıl ki traktörler sahiplerine gelecekse sizin hayvanlarınız da size gelecek. Bakan arkadaşlarım da milletvekili arkadaşlarım da hepsi şu anda bunun çalışması içerisindeler. Süratle de kendilerini bu hayvanların, traktörlerine ve diğer araçlarına inşallah kavuşturacağız.”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabından, yanan alanların imara açılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanı’na yetki verildiğine ilişkin iddialarının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikli Bay Kemal’e benim vereceğim bir cümlelik cevap var. O da şu, benim Kültür ve Turizm Bakanıma vermiş olduğum böyle bir yetki yok. Bu bir. Kesinlikle yok. Eğer bunda kendisi müddei olarak dürüstse bunu ispat etmesi lazım” dedi.
Hukuktaki “müddei iddiasını ispatla mükelleftir” kaidesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne Başbakanlığım döneminde böyle bir yetkiyi o dönem Kültür Bakanlığıma verdim ne de Cumhurbaşkanlığım döneminde böyle bir yetkiyi şimdiki Kültür Turizm Bakanıma verdim. Böyle bir şey yok. Bir diğer konu ‘Ormanlar yansın, buralarda biz beton yığını binalar inşa edelim’… Haşa. Benim her zaman belediye başkanlığımdan bu yana biliyorsunuz ben dikey mimariye karşı olduğunu söyleyen, bunu savunan bir insanım. Betona nasıl olur da ben sahip çıkarım? Böyle bir şey kesinlikle bir defa söz konusu değil. Yine bunlar ispatı gerektiren bir şey, ispat etsin, söylesin. Nerede, nasıl?” diye konuştu.
İddia konusu yerlerde CHP’li belediyeler olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP’li belediyeler olarak, eğer buralarda imar planlamalarını yaparken bunlar, buraları ormandan, maki gruplarından yerler vermek suretiyle eğer buralarda inşaatlar yapılmışsa, bunun sorumlusu zaten sensin, senin belediyelerin. Bu konuyla ilgili olarak da biz AK Parti olarak her türlü müdahaleye varız” ifadelerini kullandı.
Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın, CHP’li belediyelerin bulunduğu Marmaris ve Bodrum gibi birçok yerde orman alanlarındaki kaçak yapıları yıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal, bu yıkılan yerlerden senin haberin yok mu?” diye sordu. “Bunlar maki” denilerek bahane uydurulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buraların “yeşil” olduğunu ve buralarda yapılaşmaya müsaade etmediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 yıl içerisinde beş milyar ağaç diktiklerini, hâlâ dikmeye devam ettiklerini kaydetti. “Şimdi bu yanan yerler böyle kel mi kalacak?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Şimdi bu noktada tabii belli bir süre var. Yani o süre dolmadan bu dikimi yapamıyorsunuz” diye konuştu.
Birçok yerde fidan ve ağaç dikildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben birçok yerde de daha çok ağaç dikimini teşvik ediyorum. Niye? Bir an önce oralar yetişmiş ağaçlarla şöyle hakikaten görülmeye değer hâle gelsin” ifadelerini kullandı.
Bazen de öğrencilerle seferberlik ilan edip fidan dikimi yapıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşimiz gücümüz bizim bu ve bundan sonra bunu yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yangınla mücadele konusunda yeni bir organizasyon düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruyu da “Arkadaşlarımızla, tüm heyetimizle bütün ziraat mühendisi arkadaşlarımızla vesaire yeni bir değerlendirme yapmak suretiyle ‘daha ne gibi bir çalışmaya gireriz, ne gibi bir çalışma yapabiliriz de bu tür şeylerde mücadelede daha başarılı oluruz’, bunları da tabii konuşmanın faydasına inanıyorum. İnşallah şu belayı defettikten sonra tabii atacağımız adımlar daha çok bunun üzerine olacaktır. Gerek Tarım Komisyonu olsun gerek Orman bu konularda çalışmamızı yapıp inşallah bunun adımlarını da atacağız” şeklinde yanıtladı.
“SÜRMEKTE OLAN SORUŞTURMALARIN NETİCELERİNİ KAMUOYUYLA DA PAYLAŞACAĞIZ”
Yangınlarla ilgili “sabotaj ihtimali ve terör saldırısı”ndan söz edildiği belirtilerek bu konuda yeni bir bilginin olup olmadığına ilişkin soruya ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi: “Burada böyle bir endişe, başından itibaren hep taşıdık ve bu endişenin arkasından da tabii bir şeyler çıktı. Şu anda önce gözaltına alınanlar vardı, sonra tutuklananlar oldu ve bu tutuklananların da ailesinde PKK’ya iltisaklı olanların olduğunu da tespit ettik. Bunlar da önümüze geldi. Biliyorsunuz geçen yıl Hatay’daki orman yangınlarında bu işi çok açık, net yaşadık. Şimdi bunları geçen yıl böyle yaşadıktan sonra, ‘bu yıl yaşamadık’ dememizin anlamı yok. Yani Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Yani bu gerçekleri de bileceğiz. Dolayısıyla da yani böyle bir şey var mı, yok mu bütün polis teşkilatımız, istihbarat örgütümüz bunun incelemesini yapıyor. Varsa tabii ki üzerine üzerine gideceğiz. Ciğerlerimiz yanıyor, ciğerimizi yakanın tabii ki ciğerini yakacağız. Böyle bedavaya bakış yok. Çünkü bütün buralarda bu kadar canlı yandı. Bu canlı telefatı biz, bir yere mi atacağız, onu hiç değerlendirmeyecek miyiz?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, arıların ve arı kovanlarının da yandığına işaret ederek “Bunları görmeyecek miyiz? ‘Arıdır bırak gitsin’, öyle mi diyeceğiz. O birçok insanın, vatandaşlarımızın ekmek teknesiydi, bunlar gitti. Şimdi biz bunlara yönelik de çalışmalarımızı yapacağız. Biz bütün o vatandaşlarımızın arı kovanlarını, her şeylerini alıp kendilerine teslim edeceğiz, onları biz yolda bırakmayız. Bunların hepsini yapacağız ama ortada bir cinayet var. Bir taraftan telefat var, bir taraftan işte arılarımızdaki o olan olaylar var” ifadelerini kullandı.
Ormanların arılar için önemine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Marmaris, oradaki çamlar bu konularıyla meşhurdur. Bunları bir kenara koymamız mümkün değil. Onun için de tabii bu yılki yangınlarla ilgili her türlü ihbar, belge, bilgi, bunlar savcılıklarımız, emniyet ve jandarma teşkilatlarımız, istihbaratımız tarafından çok etraflıca takip ediliyor. Bunları kovalıyoruz. Terör örgütünün, ülkemizin ve milletimizin tüm değerleri gibi özellikle ormanlarımıza yönelik alçakça saldırı planlarını, eskiden olduğu gibi şu anda da yakından takip ediyoruz. Tabii geçtiğimiz yıl PKK yöneticilerinin talimatı üzerine artan hadiseler, orman yangınlarında ortalamanın neredeyse üç katı üzerinde zarar görmemize maalesef yol açmıştır, bunları da bilmemiz lazım. Yani Marmaris’te de ifade ettiğim gibi ciğerlerimizi yakanlarını ciğerlerini de sökmek boynumuzun borcudur. Hâlen sürmekte olan soruşturmaların neticelerini kamuoyuyla da paylaşacağız.”
Muhalefetin söylemlerine ilişkin videonun gösterilmesinin ardından, sosyal medyada yangınlara ilişkin FETÖ, PKK’ya müzahir ve sahte hesaplar üzerinden yürütülen kampanya olduğuna ve muhalefet partilerinin söylemleri üzerinden kamuoyunda algı oluşturulduğuna dair soruya ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En sağlamını ekranda gördük, değil mi? Ne diyor ‘Bir helikopter gördüysem, bir uçak gördüysem namerdim’ diyor. Hiç şüphen olmasın, öylesin zaten. Niye? Sen bunları konuşurken arkandan uçak geçiyor, helikopter geçiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20’ye yakın uçak ve 50’ye yakın helikopterin bölgede çalıştığını anlatarak uçak ve helikopterin sadece gece saatlerinde, hava karardığında çalışamadığını dile getirdi.
Uçakların özelliklerine ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Azami 10 saniyede depoyu dolduruyor, ondan sonra nereye dökecekse suyunu oraya geçiyor, hemen suyunu oraya döküyor ve tekrar gidip depoyu doldurup geliyor. Bunlar amfibik uçaklardır. Hakikaten çok çok da tesirli” dedi.
Bir de tanker uçaklar bulunduğunu, bunların da depolarının çok daha büyük olduğunu, ancak havalimanında depoyu doldurup ondan sonra yangına müdahale ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunların hepsi ayrı ayrı bir çalışmanın içerisinde. Helikopterlerin içerisinde yine farklı helikopterlerimiz var. Mesela bu farklı helikopterler de özellikle bizim yangın göletleri diye hazırladığımız göller var, oradan rahatlıkla o suyu alabiliyor. Uçağın mesela oradan böyle bir suyu alması mümkün değil. Bunları durup dururken bu hâle getirmedik. Bu iş bir CHP zihniyetinin işi değildir. Bunlar bizim şu 19-20 yıllık sürecin içerisinde inşa ettiğimiz bir süreçtir. Bu inşa süreci içerisinde de bunlar başarıldı ve buralara, bugünlere gelindi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl yaşanan yangının tarihte yaşanmadığını ve en büyük olduğunun bilinmesi gerektiğini dile getirerek şunları söyledi: “Hatay geçen yıl böyle olmadı, çok daha kısa zamanda bu işi bitirdik ama biz şu anda sekizinci gündeyiz. Amerika’da iki ay sürüyor. Kanada’da, Rusya’da hakeza böyle. Bu kadar uzun süre süren yangınlar var ve biz şu anda sekizinci günde bu çalışmaları sürdürürken bugün işte mesela bir termik santral yangınıyla karşı karşıyayız. İnşallah oraya tam manasıyla sirayet etmeden bu işi de atlatırız. Şu anda bu toplantıya girerken dediler ki ‘neredeyse santrale girmek üzere’. Bizi bunlar ciddi manada… Bir Yatağan Termik Santrali sıradan bir yer değil, Kemerköy öyle. Burada bunların birisi bakıyorsun yani 400 megavat birisi 600 megavat. Bunlar bütün o bölgenin enerji ihtiyacını karşılıyor, rastgele değil ama burada bizler ‘Bırakın muhalefet ne yapacaksa yapsın.’ veyahut da muhalefet ‘iktidar söyle başını bir duvara vursun.’ bunun arayışı içerisindeler. Böyle bir şey olabilir mi?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde çıkan yangınları tabloda gösterip, Kanada’da 2 milyon 750 bin hektarın, ABD’de neredeyse 1,5 milyon hektarın yandığına işaret ederek, “Bütün bunlar bu denli ortadayken bunların bu kadar böyle neşelenmesini anlamak mümkün değil ama biz bu işi başaracağız inşallah” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yangın söndürme uçağı olmadığı ama devletin envanterinde resmî kullanıma tahsis edilen uçaklar olduğu” yönünde bir algı yönetildiğinin belirtilmesi üzerine, Türk Hava Kurumu’nun, 1985’ten itibaren orman idaresine bedeli karşılığında uçakla havadan yangın söndürme hizmeti verdiğini söyledi.
Yine orman idaresi ile yapılan sözleşmelere göre bedeli karşılığında bu uçakların kullanıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Peki, bu uçakların şu anda durumu nedir? Kurum, 2014-2018 yılından itibaren değerlendirmesini yaparsak, bu arada yapılan sözleşmeyle altı uçakla oradan hizmet alımı yapıyor. Mesela üç tane uçak daha var ki tamamen adeta pert olmuş vaziyette. 2019 yılında orman idaresiyle bu anlaşma artık sağlanamıyor. Zira uçakların durumu iş görür olmaktan çıkmış vaziyette ve teknik şartnameye uymadığından kurum tarafından da teklif verilmiyor. Böyle bir durum söz konusu. Bu yıl THK helikopterle yangın söndürme ihalesine katılır inşallah. Ancak ihaleyi daha uygun fiyat teklif eden özel bir şirket almış vaziyette. 2021 yılı orman yangın söndürme ihalesinde 13 adet helikopterlik kısmı THK tarafından o zaman kazanılmış. Böyle bir durum da söz konusu.”
Bu sene daha farklı bir adım atarak, Rusya’dan üç tane BE-200 tipi uçak kiralandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda o uçaklarla bu hizmeti sürdürüyoruz ve bu sayıyı tabii belki daha da artırma durumumuz olacak” diye konuştu.
Çok amaçlı uçaklardan alma durumunun da söz konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizde Sikorsky, Cougar var. Bunların tabii gece görüşü olanları yoksa onlara da gece görüşü imkânını getirme çalışmalarımız var. Onlara da sepet takmak suretiyle Sikorsky ve Cougarları bu söndürme işleminde kullanma düşüncemiz de var” ifadesini kullandı.
Sosyal medya kanalıyla Türkiye’nin artan özgüvenini yıpratacak birtakım dezenformasyon girişimlerinin ve “Help Turkey” gibi kampanyaların yapıldığı anımsatılarak, “Bunu neye bağlıyorsunuz?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü olduğumuza bağlıyorum. Demek ki bu kadar rahatsız oluyorlar. O zaman güçlüyüz. Onun karşılığında da ne yaptılar? ‘Güçlü Türkiye’ olarak hesap açtılar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Bu yatsıya kadar bile yanmadı, hemen sönüverdi. Öbürü ‘güçlü Türkiye’ çok daha fazlasıyla karşılık buldu. Şimdi biz bunlardan öte bir adım atalım diyoruz” yanıtını verdi.
“DİMDİK AYAKTA DURUYORUZ, YOLUMUZA DA DEVAM EDİYORUZ”
Türkiye’nin özellikle savunma sanayisinde çok farklı bir yere geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha Başbakan olmamıştım, seçim kazanmıştık. Oğul Bush, Amerika’da işbaşındaydı. Amerika ziyaretinde kendisine ‘Biz ortağız ama bize terörle mücadelede bir İHA bile vermiyorsunuz’ dedim. Dışişleri Bakanını çağırdı, ’48 saat içerisinde İHA’lardan Türkiye’ye vereceksiniz’ dedi. Bize geçici bir süre de olsa İHA’lardan verdiler. Bu bize daha sonra Baykar’ın Türkiye’de İHA’yı yapmasını getirdi. Onunla da kalmadılar, Baykar ardından SİHA’yı yaptı. Onunla da kalmadılar üçüncü bir hamle. Bu hamleyle de şu anda dünyada en üst segmentte olanlarla yarışır hâle geldiler. Yakında onu göreceğiz.
Şimdi kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Bu böyle gidiyor, gidecek. Bunlara da kafayı pek takmanıza gerek yok. Biz bu sahtekârlarla savaşa savaşa buraya geldik. Ne olacak? Hashtag atacakmış, bilmem ne yapacakmış. Ne yaparsanız yapın. Biz dimdik ayakta duruyoruz. Yolumuza da devam ediyoruz. Yani bu konuda yalanla bizi yıkacaklarını mı zannediyorlar. Türkiye şu anda imkânsız Türkiye değil, artık güçlü bir Türkiye var. Nitekim o güvendikleri dağlara da kar yağdı. Çünkü birçok sanatçı bakıyorum ‘Ben katılmıyorum’ diyor. Hakikati görenler de hemen elinin tersiyle atıyor. Niye? Ortada güçlü bir Türkiye var.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde üç ayda İstanbul’da biri Avrupa diğeri Anadolu yakasında olmak üzere 18’er ameliyathanesi olan iki hastane yaptıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların planlamasını, projelendirmesini öyle yaptık ki Atatürk Havalimanı’na dışarıdan bir hasta geldiği zaman hemen beş dakikada hastaneye ulaşabilsin. Anadolu yakasında yine aynı şekilde 5-10 dakikada hemen hastaneye ulaşabilsin. Şimdi bütün bunlar bir kabiliyettir ve bir azmin, enerjinin neticesidir. Bunları gerçekleştirdiğimize göre onlar ne derse desin biz yolumuza emin adımlarla yürüyeceğiz. Türkiye artık öyle sıradan, rastgele değil. Güçlü bir Türkiye var” değerlendirmesinde bulundu.
ORMAN YANGINLARINA MÜDAHALEDE YARDIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadelede hangi ülkelerden ve organizasyonlardan ne kadar yardım geldiğine yönelik soruyu ise şöyle yanıtladı: “50’nin üzerinde. Birçok yerden 73’ü filan zaten buldu. Gerek devlet gerek kuruluş hepsi bu desteklerini bize bildirdiler. Hepsine bir kez daha şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Burada en önemlisi Azerbaycan. Azerbaycan şu anda 200’e yakın itfaiyecisini bize gönderdi. Onlar da yangın söndürme faaliyetlerinde bulunuyorlar. Bir yangın söndürme helikopteri ve çok sayıda askeriyle burada mücadele ediyorlar.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, bakımdan çıkacak bir amfibi uçağı göndereceğini söylediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun da gelmesiyle beraber uçak noktasındaki durumumuz çok daha farklı konuma gelmiş olacak. Rusya’dan beş uçak ve üç helikopterle yangın söndürme çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ın bir uçak ve iki helikopter, Ukrayna’nın üç, İspanya’nın iki, Hırvatistan’ın da bir uçak gönderdiğini ifade ederek, bu şekilde çalışmaların devam ettiğini bildirdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretine ilişkin bir soru üzerine, KKTC’yi ziyaretinde sinyali verdiklerini ve ondan sonra da malum ülkelerin, kuruluşların tehditlere başladığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu arada da bir Cenevre buluşması oldu. Bu buluşmada da sağ olsun Ersin Bey dik durdu, sağlam durdu ve orada mesajımızı aynen oradaki ilgililere iletti. Nedir? İki eşit egemen devlet. Buradan taviz artık yok, bitti. Biz bir 50 yıl daha bekleyemeyiz, o da bitti. Ne yapılacaksa artık yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Burgenstock sürecini ve ardından KKTC ve Güney Kıbrıs’ta yapılan referandumu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “O günden bugüne kuzeyi Avrupa Birliği hep maalesef yalanla oyalamıştır, yalanla… Taahhütlerini yerine getirmemiştir. Ne oldu? İdari ve mali birçok destekler vermesi gerekiyordu. Hiçbirini vermedi. Bakın şu anda hâlâ Kıbrıs’ı oyalıyorlar. Kıbrıs’ı şu anda tanıyan kim var? Sadece biz varız. Niye tanımıyorsunuz? Avrupa Birliği’nden ilgililer güneye geldiğiniz zaman niye kuzeye de çıkmıyorsunuz? Çıksanıza. Kimler korkutuyor sizi? Ama biz rahatlıkla, huzur içinde gittik. Bundan sonraki süreçte ne olur? Onu da zaman içerisinde göstereceğiz ama şu anda Kapalı Maraş açıldı mı? Açıldı. Şimdi orayla ilgili de ne gibi adımlar atılacağını, uluslararası hukuk neyi gerektiriyorsa biz o hukuka göre o adımlarımızı da atarız. Buradan da herhangi bir çekincemiz yoktur. Bu konuda da yetişmiş çok güçlü insanlarımız var. Sonbahar gibi bir uluslararası toplantıyı düşünüyoruz. Bunu da bir üniversitemiz vasıtasıyla, bu uluslararası toplantıyı yapacağız, orayı da kapsayacak şekilde. Bu uluslararası toplantıyla beraber inşallah işin performansını daha da artırmayı düşünüyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının kapsamının Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve ağırlıklı olarak Kapalı Maraş’la ilgili olacağını aktardı.
“AŞILAMA, SALGINA KARŞI EN ETKİLİ VE YAYGIN KORUMA YÖNTEMİ”
Artan Kovid-19 vakalarına karşı izlenecek yol, aşı olmayanlara karşı kısıtlama getirilmesi ve yerli aşıda son duruma ilişkin soruları da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kontrollü normalleşme sürecinde vaka sayılarında bir artış olduğunu, virüsün yeni varyantlarının tüm dünya için bir tehdit oluşturduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tehdide karşı, bazı ülkelerin zorlaştırma yoluna giderek tedbirler aldığını, bazı ülkelerin ise akışına bıraktığını belirtti.
Türkiye’nin sağlık sisteminin gücü ve aşılamada iyi bir noktaya geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam yapılan aşı sayımız şu an itibariyle 75 milyonu bulmuş vaziyette. Aşılama, salgına karşı en etkili ve yaygın koruma yöntemi. Elimizdeki bu imkânı çok daha etkin kullanmamız gerekiyor. Buradan tüm vatandaşlarıma kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığı için aşı olmaları çağrımı tekrar ediyorum. Tedbirlere aynı hassasiyet ve dikkatle devam edelim. Bunun yanında temizlik, maske ve mesafe kuralına tavizsiz şekilde uyalım” diye konuştu.
“TURKOVAC’IN FAZ 1 VE FAZ 2 AŞAMALARI BAŞARIYLA TAMAMLANDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BioNTech aşısıyla ilgili bir sıkıntının olmadığını da bildirdi.
Yerli aşı çalışmalarına ilişkin ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerli aşımız TURKOVAC’ın faz 1 ve faz 2 aşamaları başarıyla tamamlandı. Şimdi haziranda da son aşama olan klinik, araştırma aşamasına geçildi. Bu da hızla devam ediyor. Bu safha da dünyada ve ülkemizde aşı çalışmaları için belirlenmiş evrensel standartlarda yürütülüyor” dedi.
Vatandaşların, TURKOVAC faz 3 çalışmasına e-Nabız uygulaması aracılığıyla gönüllü olarak katılım sağlamaya devam ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşımızın seri üretime yönelik hazırlıkları da eş zamanlı olarak sürüyor. En kısa sürede TURKOVAC aşımız için acil kullanım onayı almayı ve yurt çapında bununla yaygın aşılamaya geçmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aşı olmak istemeyenlere karşı bir kısıtlama getirilip getirilmeyeceği sorusu üzerine, “Zorlamadan yana değilim. Burada Bilim Kurulu herhâlde bunlarla ilgili onlar da bir çalışma yapacaktır. Gönüllülük esasına dayalı olarak bu süreci işletmek en isabetli olanıdır. Gönüllülük esasına göre bunu yaparsak inanıyorum ki neticesi de hayır olacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiye ilişkin sorulara karşılık da zamanında aldıkları tedbirlerle Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 1,8 oranında büyüdüğünü söyledi.
“AĞUSTOS AYI İLE BERABER DÜŞÜK ENFLASYONA GEÇECEĞİZ”
Bu büyüme ile Türkiye’nin G-20 ülkeleri arasında Çin ile birlikte pozitif büyüme kaydeden iki ülkeden biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2021 yılının ilk çeyreğinde güçlü yatırımlar, özel tüketim ve dış talebin desteğiyle büyüme yıllık yüzde 7 seviyesine ulaştı. Böyle bir şeyi de yakaladık. Salgın döneminde imalat sanayimizi ayakta tutmak için verdiğimiz destekler şu anda neticelerini veriyor. Sanayimiz, ihracatta bizi rekorlarla özellikle koşarak daha da büyümeye teşvik ediyor. Beklenenin çok daha üstünde bir büyümeyi yakalayacağımızı görüyoruz.”
Türkiye’nin ihracatının 200 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyen ekonomimize net dış talebin katkısı 2019 yılı üçüncü çeyreğinden bu yana ilk defa pozitif döndü ve bu katkı 1,1 puan olarak gerçekleşti. Ekonomideki öncü göstergelere baktığımızda büyüme eğiliminin sürdüğünü görüyoruz ve ben şu anda çok açık ve net söylüyorum, yüzde 7’nin üzerinde bir büyümeyi yakalayacağız, şu anda bu kendini gösteriyor.
Enflasyon noktasında da Ağustos ayını geride bıraktığımızda, biz Ağustos ile birlikte enflasyonda da düşüşü göreceğiz ama bunun oranı ne olur? Şu anda bulunduğumuzun bir defa çok çok altında olur. Bunun sinyalini ben de belli yerlere herhâlde vermiş oluyorum. Çünkü bundan böyle enflasyonun daha yukarı çıkması mümkün değil. Zira faiz oranlarında da bir defa düşüşe geçiyoruz ve yüksek faiz yok. Çünkü yüksek faiz bize yüksek enflasyonu getirecektir ama düşük faiz de düşük enflasyonu getirecektir. Ağustos ayı kırılma noktasıdır ve Ağustos ayı ile beraber de artık düşük enflasyona inşallah geçeceğiz.”
Doğal gaz alanındaki keşiflere ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl ağustos ayında Sakarya sahasındaki doğal gaz keşfinin ilk müjdesinin verildiğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi’nin 320 milyar metreküplük keşfinin, ülkede ve dünyada büyük yankı uyandırdığını, bunu geçen yıl ekim ayındaki 85 milyar metreküplük keşfin izlediğini söyledi.
Bu yıl Haziranda 135 milyar metreküplük üçüncü keşfin duyurulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplamda 540 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfine ulaşılmış olunduğunu kaydetti.
Son bir yılda Karadeniz’de 6 kuyu açıldığını, bunların Tuna-1, Türkali-1, Türkali-2, Türkali-3, Türkali-4 ve Amasra-1 olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yeni doğal gaz keşifleri için arama çalışmalarımız devam edecek. Bu arama faaliyetlerini kendi gemilerimiz ve kendi insan kaynağımızı kullanarak yapıyor olmamız bizim için en büyük avantaj.
Keşfedilen doğal gaz karaya inşallah üç aşamada çıkarılacak. Bir, deniz tabanı doğal gaz üretim sistemleri kurulacak. İki, karadaki doğal gaz işleme tesisi inşa edilecek. Üç, iki üniteyi birbirine bağlayacak boru hattının inşası yapılacak. Deniz tabanı, üretim sistemleri ve kara gaz işleme tesislerinin süreçleri şu anda eş zamanlı olarak yürütülüyor. Haziran ayında karadaki doğal gaz işleme tesisinin temelini attık. Deniz tabanı doğal gaz üretim sistemlerinin tasarımı da tamamlandı. İlk etapta, 10 kuyu için hazırlıklara başlandı. 2022 yılında 169 kilometre boru deniz yüzeyine serilecek. Bu dünyanın en uzun derin deniz bağlantısı olacak. Deniz tabanında kullanılacak boruların imalatına da başlandı. 2023 yılına gazın ilk faz üretimi gerçekleştirilecek. Yerli sanayi sürecin önemli bir parçası olacak. Amasra-1 kuyusundaki keşif, Batı Sakarya sahasında yeni keşiflerin olabileceğinin de habercisi olmuş vaziyette.”
Burada edinilen tecrübelerle ilerleyen dönemlerde Türkiye’nin arama, sondaj ve üretim konularında yurt dışına hizmet veren bir ülke konumuna da geleceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışmaların heyecanla ve gayretle bölgede devam ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu imkânı yakaladığımız andan itibaren benim vatandaşım şu andaki fiyatla doğal gazı kullanmayacak. İnşallah daha düşük fiyatlarla doğal gazını kullanır hâle gelecek” dedi.
DİYARBAKIR ANNELERİ
Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılan evlatlarına kavuşmak için başlattığı oturma eylemine ilişkin bir soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, annelerin başlattığı sürecin çok anlamlı olduğunu belirtti.
Diyarbakır annelerinden Ayşegül Biçer ve Hacire Akar’ın evladıyla kavuştuğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazanda beraber iftar yaptık. O iftarda da duruşlarını gördüm. Beni en çok duygulandıran şuydu; bir defa bunların gözünde ümitsizlik yok. Hep ‘geldi, geliyor’ böyle bakıyorlardı. Orada, o çadırın içerisinde yaz, kış demeden durdular ve o bekleyişlerini kararlı şekilde sürdürdüler” diye konuştu.
Annelerin bekleyişleri sırasında yapılan bazı gösterilere karşı dimdik durduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim de teker teker kapıları açtı ve şimdi taşlar yerinden oynadı, söküldü ve artık evlatlarına kavuşmaya başladılar. Diğer evlatlarını bekleyen annelere de kavuşmalarını nasip etsin, sabırlarını artırsın. Onlarda sabır da ileri seviyede. Sabreden zafere ulaşır” değerlendirmesini yaptı.
“FİLENİN SULTANLARI BİZE BÜYÜK GURUR YAŞATTI”
2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’ye ilk altın madalyayı kazandıran millî okçu Mete Gazoz ile yaptığı telefon konuşması hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Mete’ninki şu yönüyle bizi çok duygulandırdı. Biz bir tarihi akışın içerisinde geliyoruz, Osmanlı. Yüz yıl şöyle geriye gittiğiniz zaman, Osmanlının bütün o savaşlarında tabii yay ve ok çok anlamlı. Mete bununla dünyada 1 numara oldu. Bu, tabii bizi ciddi manada hakikaten duygulandırdı. Bu başarısının devamını özellikle temenni ediyorum. Şuraya baksana 10 çekiyor. Çok da sempatik. Öyle de özelliği var maşallah. Allah annesine babasına bağışlasın.”
Oğlu Bilal Erdoğan’ın da okçuluk alanında çok gayreti ve emeği bulunduğunu, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendisine (Mete) ayrı muhabbeti onun da var. Ailece bu bizi çok mutlu etti. Mete’yi gözlerinden öpüyorum, tebrik ediyorum. Bir Mete değil, inşallah birçok Meteler olsun. Bu altınların sayısı daha da artsın” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, boksta Buse Naz Çakıroğlu ve Busenaz Sürmeneli’nin finale çıkmasının çok anlamlı olduğunu, altın madalyayı getirmeleri hâlinde Türkiye’nin klasmanda iyi bir yere geleceğini söyledi.
Güreşte beklentinin daha farklı olduğunu ve üzüntü yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, cimnastikte de beklentinin dışında gelişme olduğunu, gelecek süreçte bunun aşılması temennisinde bulundu.
Cimnastikte istenilen ve beklenilen neticelerin alınamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Ferhat Arıcan’ın bronz madalya aldığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filenin Sultanları bize büyük gurur yaşattı. Ancak son anda bitirdik, düşürdük, öyle bir nokta oldu. Biraz da Güney Kore’yi acaba diyorum küçümsedik mi? Ne oldu? Çünkü öndeydik, başa baş oldu falan. Son anda elimizden kapıp götürdüler ama yine de Filenin Sultanları gerçekten sultanlık yaptılar. Başardılar. İnanıyorum ki bundan sonra başta hoca da olmak üzere, bu hocayı inşallah bırakmayacağız, damat da olduğu için herhâlde kızımızı bırakıp bir yerlere gitmez” diye konuştu.
Türkiye’nin spor ülkesi olma yolunda ilerlediğine yönelik yorum üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, olimpiyatların, bireysel spor dallarının öne çıktığı bir buluşma olması dolayısıyla Türkiye’nin bu alana büyük önem vermesi gerektiğini belirtti.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ve antrenörlerle konuyla ilgili görüşmelerin yapılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir de bir şey dikkatimi çekti, çok devşirme var. Fransa’sında, İngiltere’sinde, Hollanda’sında var. Hepsinde bakıyorsun dünya kadar devşirme var. Onlarla hava atıyorlar. Biraz çalışmamız lazım” diye konuştu.
Gençlerle ilgili “Z” kuşağı tanımlaması yapıldığı ve yangın söndürme ekiplerine su taşırken hayatını kaybeden Şahin Akdemir’in de “Z” kuşağı olduğu hatırlatılarak, gelecek döneme ilişkin gençlere yönelik mesajları sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahin, bizim bir diğer Eren’imiz oldu. Şahin’in geride bıraktığı bir yavrusu var, o da ayrı bir üzücü durum” dedi.
Türkiye’de seçilme yaşının kendi iktidarları döneminde 18’e indiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yani aslında ‘Z’ kuşağını tepeden tırnağa ören AK Parti iktidarı olmuştur. 18’e kadar indirmek… Bunu hiçbir siyasi parti yapmadı, yapamadı, biz yaptık bunu. Çünkü biz gençliğimize güvendik, inandık. Dedik ki ‘bu gençlik bu işi yapar’. Örneğin benim partimden milletvekilleri içerisinde bu grubun içerisinde olanlar var. Mesela bizim bir Rümeysa’mız var. Yaşı itibarıyla filan öyle ve maşallah çok cevval, çok üretken. Aynen onun gibi Parti Grubu içerisinde kızlarda da erkeklerde de bu türleri var. Niye? Güveniyoruz, inanıyoruz. Eğer biz ‘Z’ kuşağına güvenmezsek zaten bu beklenen neticeleri alamayız. Hem onlara güveneceğiz, bir de onlara iş yükleyeceğiz. Yani sadece güvenmek yetmez. Ne yükledin ona? Ne işi verdin? Hadi şu neticeyi al gel. Bunu veriyor musun? Yok. Vermeden bu iş olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl yapılan Yükseköğretim Kurumları Sınavı ile ilgili bazı sıkıntıların yaşandığını ifade ederek, “170-180 filan gibi böyle bir durum. YÖK Başkanımız ile de konuyu görüştüm. Onlar da bir çalışma yaptılar ve şimdi olayı çok daha fazla sayıda gencin mağdur olmayacağı bir duruma getirdiler. Ben de açıklamamı yaptım. Özellikle bu Koronavirüs salgını sebebiyle biz bu süreci uzatmayı karar altına aldık. Şu anda işin detaylarını YÖK hâlledecek ve bu işi inşallah gençlerimizin lehine bitirmiş olacağız. Gençlerimizi mümkün olduğunca sahiplenerek, bu kuşağı diri tutmamız lazım. Bu kuşağı çok daha istifade edilir hâle getirmemiz lazım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soruların ardından, ülke genelindeki orman yangınlarına yeniden değinerek, şu ifadeleri kullandı: “Ağaç işi bizim işimiz. Şu ana kadar yaklaşık beş buçuk milyar ağacı diken bir iktidarız. Şimdi beş buçuk milyar ağacı diken bir iktidar kalkıp da bu yangınlara ‘eyvallah’ der mi? Yok. Biz bundan sonra da aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz. İnşallah yanan bütün yerleri yemyeşil hâle getireceğiz ama fidanlarla getireceğiz, ama ağaçlarla getireceğiz. Yani bu konuda bir defa kararlıyız. Nasıl ki beş buçuk milyar ağaç dikildi, vatandaşlarımız müsterih olsun, yanan ormanlarımız inşallah hani diyoruz ya ‘küllerinden yeniden doğmak’, onların da inşallah yeniden doğduğu günleri hep beraber göreceğiz. Yeter ki vatandaşlarımız da bir ağaç veya bir fidan dikmek noktasında kararlı olsunlar. Hep beraberce bu alanları inşallah ayağa kaldıralım.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Endonezya’nın Bogor şehrinde, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile baş başa, heyetler arası görüşmeleri ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Endonezya’yı G20 Liderler Zirvesi vesilesiyle 2022’de ziyaret ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 1’inci Toplantısı vesilesiyle ülkede bulunduğunu belirtti.
“ENDONEZYA’YLA TARİHÎ VE BEŞERÎ BAĞLARIMIZ BUNDAN 400 YIL ÖNCESİNE KADAR UZANIYOR”
Subianto ve Endonezya makamlarına samimi misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’inci yıl dönümünü idrak ediyoruz. Ancak, Endonezya’yla tarihî ve beşerî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine kadar uzanıyor. İşte bu güçlü yakınlıktan ilham alan ilişkilerimizi, 2011’de ilan ettiğimiz Stratejik Ortaklığımızla taçlandırmıştık. Bugünkü konsey toplantımızla münasebetlerimizi daha da kurumsallaştırmış olduk” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile görüşmelerinde ve heyetler arası istişarelerde, iki ülke ilişkilerini kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca, Filistin ve Suriye başta olmak üzere güncel bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede enerji, tarım, ticaret, savunma sanayisi, iletişim, eğitim gibi çeşitli alanlarda 13 mutabakat metni imzalandığını ifade etti.
“EKONOMİK İLİŞKİLERİMİZİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİNE ÖNEM VERİYORUZ”
İki ülke ilişkilerinin geleceğine yön veren kapsamlı bir ortak bildiriyi Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile kabul ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde mevcut projeleri ve ilave iş birliği imkânlarını gözden geçirdik. Görüşmelerimizde ticaretimizin 10 milyar dolar seviyesine yükseltilmesine ve dengeli hâle getirilmesine yönelik yapabileceğimiz çalışmaları ele aldık. Ekonomik ilişkilerimizin sağlık, inşaat, enerji, gıda ve helal ürünler alanlarında çeşitlendirilmesine önem veriyoruz. Bilhassa, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde, dünya çapında başarılı projelere imza atmış inşaat firmalarımızın yer almasını arzu ediyoruz.”
İki turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşerî temasların sıklaştırılmasının önemine de değindiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması gereğine vurgu yaptık. Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemizi 203 bin, ülkemizden Endonezya’yı ise yaklaşık 50 bin turist ziyaret etti. Bu rakamlar sevindirici olmakla birlikte potansiyelimizin altındadır” ifadelerini kullandı.
Endonezyalı gençlerin Türkiye burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz. Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı ve TİKA bu alanlardaki iş birliğimize katkıda bulunmaya devam edecektir” dedi.
ASEAN ve üyeleriyle münasebetleri geliştirmekte kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN Sekretaryasına ev sahipliği yapan Endonezya’nın, Türkiye’nin ASEAN’la iş birliğinin güçlenmesinde vereceği desteğe güvendiklerini ifade etti.
Görüşmelerinde ayrıca, Birleşmiş Milletler, G20, MIKTA, D-8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi çok taraflı platformlardaki münasebetleri artırma hususunda mutabık kaldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Endonezya’nın Filistin meselesindeki duruşunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen, toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması daha fazla geciktirilemez. Bunu aşındıracak her türlü adım, her türlü teklif ve proje bizim nazarımızda gayrimeşrudur, daha fazla çatışma, daha fazla kan ve istikrarsızlık demektir. Gazze huzura ermeden, Filistinliler huzura kavuşmadan bölgedeki diğer ülkelerin de istikrara kavuşması mümkün değildir. İsrail’in 15 ay süren saldırıları neticesinde oluşan zararın toplamı 100 milyar dolara yaklaşıyor. Şunu unutmayalım, hukukta prensip, zararın müsebbibinden tahsil edilmesidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinin ve aldıkları kararların hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “ENDONEZYA VE TÜRKİYE ARASINDA ORTAKLIĞI GÜÇLENDİRME KONUSUNDA KARARLIYIZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto da konuşmasında, “Endonezya ve Türkiye’nin yüzyıllardır ilişkileri var ve Osmanlı’dan beri bağımız çok güçlü şekilde devam ediyor” diyerek Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın düzenlendiğini hatırlattı.
“Endonezya ve Türkiye arasında ortaklığı güçlendirme konusunda kararlıyız” ifadesini kullanan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülke halkının refahı ve düzenleri için birçok konunun ele alındığını söyledi.
İki ülkenin ticaret ve ekonomi sektöründe belirlenen hedefe ulaşmak için kararlı olduğunu belirten Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Türkiye ve Endonezya’nın dengeli bir ilişkiye sahip olduğunu söyleyerek, “Endonezya ve Türkiye arasında savunma sanayisi iş birliği çabalarına daha çok destek vermek istiyoruz” diye konuştu.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Filistin konusunda da iş birliğinin devam edeceğini ve iki devletli çözümün desteklendiğini vurguladı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto huzurunda, iki ülke arasında ortak anlaşmalar imzalandı.
Bu kapsamda, iki ülke arasındaki “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliği Anlaşması”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Endonezya Dışişleri Bakanı Sugiono imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Mutabakat Zaptı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Endonezya Enerji ve Maden Kaynakları Bakanı Bahlil Lahadalia tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Hükûmeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına Dair Niyet Mektubu”na, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Endonezya Yatırım ve Ham Madde İşleme Bakanı Rosan Perkasa Roeslani imza attı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır ile Endonezya Sanayi Bakanı Agus Gumiwang Kartasasmita, “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Endonezya Sanayi Bakanlığı Arasında Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Endonezya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptı”, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Endonezya Tarım Bakanı Andi Amran Sulaiman tarafından imza altına alındı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat ve Endonezya Ticaret Bakanı Budi Santoso, “Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Ticaret Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı”na imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Öğretim Kurulu ile Endonezya Cumhuriyeti Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yüksek Öğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve Endonezya Yüksek Öğretim, Bilim ve Teknoloji Bakanı Satryo Soemantri Brodjonegoro tarafından imzalandı.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Endonezya Din İşleri Bakanı Nasaruddin Umar, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Endonezya Cumhuriyeti Din İşleri Bakanlığı Arasında Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Alanlarında İşbirliği Mutabakat Zaptı”nı imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ile Endonezya Savunma Bakanlığı Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşması”na, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Shamsuddin imza attı.
BAYKAR Genel Müdürü Haluk Bayraktar ile Republikorp Kurucusu Norman Joesoef arasında “Bayraktar TB3 ve Bayraktar AKINCI İhracatına Yönelik Ortak Üretim Anlaşması” imzalandı.
Ayrıca “Anadolu Ajansı (AA) ve Endonezya Haber Ajansı (ANTARA) Arasında İşbirliği Anlaşması”nı, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile ANTARA Başkanı Akhmad Munir imzaladı.
“Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Endonezya Cumhuriyeti Kamu Hizmeti Yayıncılığı Radyosu (LPP RRI) Arasında Radyo Alanında Mutabakat Zaptı”, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ile LPP RRI Yönetim Kurulu Başkanı I Hendrasmo tarafından imza altına alındı.
TRT Genel Müdürü Sobacı ve Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (TVRI) Yönetim Kurulu Başkanı Iman Brotoseno, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İle Endonezya Kamusal Televizyon Ağı (tvrı) Arasında İşbirliği Protokolü”ne imza attı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya “Pamukkale beyazı” renginde Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg armağan etti. İki lider, Togg’un önünde fotoğraf çektirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto tarafından Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda onuruna verilen resmî öğle yemeğine iştirak etti.
Yemekte yaptığı konuşmada, sıcak ve nazik ev sahipliği için Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile bu yıl çeşitli vesilelerle birçok kez bir araya geldiklerini, gerek ikili gerekse dünyayı ilgilendiren birçok konuda iki dost ve kardeş olarak görüş alışverişlerinde bulunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “G20 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere son olarak 2022’nin kasım ayında ziyaret ettiğim Endonezya’nın her defasında gelişip, büyüdüğünü görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.
ANTALYA DİPLOMASI FORUMU’NA DAVET Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto liderliğinde 10 yıl içinde dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına gireceğine inandığını vurgulayarak, “Az önce Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizin ilk toplantısını tamamlamış bulunuyoruz. İnşallah sizleri de 11-13 Nisan’da düzenleyeceğimiz 4. Antalya Diploması Forumu’na bekliyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sanayisinin ulaştığı seviyeyi temsil eden yerli elektrikli otomobil Togg’u Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’ya hediye etmesine ilişkin de, “Togg’u ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının nişanesi olarak kabul etmeniz bizleri sevindirecektir. Rabb’im aramızdaki dayanışmayı ve muhabbeti daim eylesin diyorum, 1 Mart’ta kavuşacağımız özellikle Ramazan-ı Şerifinizi şimdiden tebrik ediyorum” dedi.
Resmî temaslarda bulunmak üzere Endonezya’nın başkenti Cakarta’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) ziyarette bulundu.
Emine Erdoğan’ı enstitüye gelişinde, YEE Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Aliy ve YEE Endonezya Müdürü Cemal Şahin ile ellerinde Türk ve Endonezya bayrakları taşıyan çok sayıda öğrenci karşıladı.
Öğrencilerle yakından ilgilenen Emine Erdoğan, enstitüyü gezerek, Aliy ve Şahin’den yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Emine Erdoğan, 1567-1920 yıllarına ait Osmanlı-Endonezya ilişkilerini gözler önüne seren Arşiv Belgeleri Sergisi’ni gezdi.
Sergideki belgeler arasında, “Endonezyalı Müslümanların hac yaparken masrafların azaltılması noktasında Osmanlı’dan yardım istemesine ilişkin yazı”, “Osmanlı’nın, İngilizlerin Uzak Doğu Asya’ya yönelik kirli planlarını bozması ve buna mukabil Endonezya’dan teşekkür mektubu”, “Açe’de bulunan Müslüman topluluğuna yönelik Hollandalıların zulümlerine karşı Osmanlı’nın yardımları neticesinde gösterilen başarıya ilişkin rapor”, “Cava bölgesinin bütünüyle düşmanlardan kurtarılması noktasında Osmanlı’nın yardımları ve rolü noktasında Cava Padişahı Şerif Ali tarafından Sultan Abdülhamit’e gönderilen teşekkür mektubu” yer aldı.
Serginin ardından Türkçe dersinin verildiği sınıfları ve kütüphaneyi ziyaret eden Emine Erdoğan, Endonezyalı öğrencilerle sohbet etti. “Türkiye’deki Hayalim” konusunun işlendiği derste öğrenciler, Türkiye’ye dair hayallerini kaleme aldıkları metinleri okudu. Öğrencilerden biri, daha önce iki kez gittiği Türkiye’nin çok sayıda tarihî güzelliklere sahip olduğunu belirterek, Türkiye’den doktora derecesi almak istediğini ve Türk yemeklerini çok özlediğini söyledi. Emine Erdoğan, enstitüde eğitim gören öğrencilerin Türkiye’ye dair çizdikleri resimleri de inceledi, öğrencilerle yaptıkları resimlere ve Türkiye’ye ilişkin sohbet etti.
“TÜRKİYE VE ENDONEZYA KARDEŞLİĞİ, BUGÜNKÜ GİBİ NİCE YILLAR BOYU SÜRSÜN”
Emine Erdoğan, YEE’yi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadeleri kullandı: “Resmî ziyaretimiz kapsamında Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsünü ziyaret ettim. Bu yıl Türkiye ve Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 75. yılını kutlarken, aslında 16. yüzyıldan günümüze uzanan bir dostluğun mirasına tanıklık ediyoruz. Bu mirası geleceğe taşıyan en önemli köprülerden biri olan Yunus Emre Enstitüsünde Türkçe eğitimi alan gençlerle buluşmaktan mutluluk duydum. Öğrenme heyecanları ve Türkiye’ye duydukları sevgi, halklarımız arasındaki güçlü bağın en güzel yansıması. Osmanlı-Endonezya İlişkileri Arşiv Belgeleri Sergisi’nde ise iki ülkenin köklü dostluğunun ne denli kuvvetli olduğunu hatırlatan belgeleri inceledim. Dilerim ki Türkiye ve Endonezya kardeşliği, bugünkü gibi yıllar boyu sürsün.”
Resmî ziyaretini gerçekleştirmek üzere Endonezya’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto ile Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayında bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya’nın Bogor şehrinde Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracını, Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı girişinde karşılayan süvariler, bina girişine kadar araca eşlik etti. Endonezyalı çocuklar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı makam aracından indiğinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla selamladı.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun tören alanındaki yerlerini almasının ardından, askerî bando iki ülkenin millî marşlarını çaldı ve top atışı yapıldı.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndaki karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, heyetlerini birbirlerine takdim etti, bina girişinde Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde tokalaşarak basın mensuplarına poz verdi.
Bogor Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda şeref defterini de imzalayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile baş başa görüşmeye geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Halim Perdanakusuma Askerî Havalimanı’nda, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Türkiye’nin Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan ve diğer yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Endonezya ziyaretinde, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, konaklayacakları otele gelişlerinde, ellerinde Türk ve Endonezya bayraklarıyla kendilerini karşılayan Endonezyalı çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve çocuklarla sohbet etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Malezya İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye ekonomisi, bölgemizdeki çatışmalara, savaşlara ve 2023 yılında yaşadığımız asrın felaketi olan büyük depreme rağmen büyümesini sürdürüyor. Son 20 senede yıllık ortalama yüzde 5 dolaylarındaki büyüme oranını yakalayabilen az sayıda ülkelerden biriyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki programı kapsamında, Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen, Türkiye-Malezya İş Forumu kapanış oturumuna katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda yaptığı konuşmada, geçen yıl Malezya ile Türkiye’nin diplomatik ilişkilerinin 60. yıl dönümünün idrak edildiğini anımsatarak, iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının 500 yıllık köklü tarihinin bulunduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdattan yadigâr bu sağlam temel üzerinde bugün iki ülkenin her alanda mükemmel ilişkiler tesis ettiğini, iş birliğini kapsamlı stratejik ortaklık düzeyine çıkardığını belirterek, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile ülkeler arasında yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi kurulmasını kararlaştırdıklarını bildirdi.
İş dünyasının bu güçlü ortaklığın lokomotifi konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç kıtanın kesiştiği noktada yer alan Türkiye olarak, bölgede ve dünyada etkili iktisadi ve ticari ortaklıklar kurmaya büyük önem atfettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ekonomisi, bölgemizdeki çatışmalara, savaşlara ve 2023 yılında yaşadığımız ‘asrın felaketi’ olan büyük depreme rağmen büyümesini sürdürüyor. Son 20 senede yıllık ortalama yüzde 5 dolaylarındaki büyüme oranını yakalayabilen az sayıda ülkelerden biriyiz. Son 20 yılda altyapıya 300 milyar dolara yakın yatırım yaptık. İhracatımız 20 yılda 20 kattan fazla arttı. Dünya ihracatından aldığımız payı ikiye katladık. Şeffaf, öngörülebilir ve yatırımcı dostu politikalarımız sayesinde son 20 yılda 270 milyar dolara yakın uluslararası doğrudan yatırım çektik” diye konuştu.
Türkiye’deki yabancı sermayeli şirket sayısının 6 binden 80 binin üzerine çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü şekilde destekledikleri ve son 1,5 yıldır uygulanan ekonomi programının meyvelerini toplamaya başladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi küresel güç merkezi yapana ve Türkiye Yüzyılı’nı inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden sabırla çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti.
Bölgedeki merkezi konumu, 25 yılı aşkın süredir kaydettiği dış ticaret fazlası ve özellikle son dönemde artan doğrudan yabancı yatırımlarıyla Malezya’nın tüm dünyanın dikkatini çektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin bu geniş potansiyelinden istifade etmek amacıyla ticaret ve yatırım alanlarında son yıllarda önemli yol kat ettiklerini söyledi.
Malezya ile 2015’te yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasının tüm ASEAN bölgesinde bu türden ilk anlaşma olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlaşmanın kapsamının hizmetler, yatırımlar ve elektronik ticaret sektörlerini içerecek şekilde genişletildiğini, Malezya’nın ASEAN üyesi ülkeler arasında Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı hâline geldiğini ifade etti.
“MALEZYA, 2023 YILINDA ASEAN ÜLKELERİ ARASINDA TÜRKİYE’YE EN FAZLA YATIRIM YAPAN İKİNCİ ÜLKE OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015’te 1,7 milyar dolar olan ikili ticaret hacmini 2024’te 5 milyar doların üzerine çıkardıklarına işaret ederek, şöyle konuştu: “Yeni hedefimizi bu ziyaretimizde ticaret dengesini de dikkate almak suretiyle 10 milyar dolar olarak tespit ettik. İkili iktisadi ve ticari ilişkilerin bir diğer önemli boyutu, şüphesiz karşılıklı yatırımlardır. Şunu memnuniyetle ifade etmek isterim; Malezya, 2023 yılında ASEAN ülkeleri arasında Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ikinci ülke olmuştur. Malezya’nın ülkemizdeki yatırımlarının önemli kısmını, Khazanah Nasional bünyesindeki firmaların sağlık, ulaştırma ve enerji sektörlerimizdeki girişimleri teşkil ediyor. Ayrıca, gıda ve perakende sektörlerinde de çeşitli yatırımlar yapıldı. Müteahhitlik, otomotiv, gıda, elektrik ve elektronik ürünler ve helal sektörleri başta olmak üzere birçok alanda iş birliği potansiyelimizin geniş olduğuna inanıyorum. Büyük atılım içine giren yerli ve millî savunma sanayimiz, bugün ihtiyacımızın önemli kısmını karşılar hâle geldi. Bu kapasiteyi teknoloji transferi ve ortak üretim dâhil dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaktan geri durmuyoruz.”
Malezya’nın, Türkiye’nin özel önem ve öncelik verdiği ülkeler arasında olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sektöründe iş birliğinin meyvelerini toplamaya başladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün ASELSAN, HAVELSAN ve 100’ü aşkın personeli ile TUSAŞ başta olmak üzere savunma sanayi firmalarımız, Malezya’da başarılı işlere imza atıyor. Özellikle STM firmamızın Malezya Kraliyet Donanması için üç korvet gemisi inşasını üstlenmesi, denizcilik alanındaki iş birliğimizin parlak geleceğini müjdeliyor” dedi.
İki ülke arasındaki iktisadi ve ticari iş birliğinin gelişmesinde doğrudan iletişim ve karşılıklı seyahatlerin çok etkili olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş konseyleri mekanizmasından azami fayda sağlanması gerektiğini söyledi.
Geçen yıl 62 milyonun üzerinde turistin ziyaret ettiği Türkiye’ye Malezyalıların artan ilgisinin daha da teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl 100 bine yakın Malezyalı kardeşimizi ülkemizde ağırlamamıza imkân veren Türk Hava Yolları ve Malezya Hava Yolları’nın katkılarına özellikle değinmek isterim. Önümüzdeki dönemde karşılıklı uçuş sayılarının artırılmasının, beşeri ilişkilerde çarpan etkisi yapacağına eminim. Burada şunu özellikle vurgulamak durumundayım; Türkiye, stratejik coğrafi konumu, elverişli demografisi, dinamik ekonomisi, güçlü altyapısı, destekleyici iş ortamı ve avantajlı teşvik uygulamalarıyla Malezyalı yatırımcılar için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bilhassa komşumuz Suriye’de 13,5 yıldır süren istikrarsızlığın ve çatışmaların son bulmasıyla burada da ciddi yatırım fırsatları bulunduğunu görüyoruz. İki ülke el ele vererek inşallah bu fırsatları değerlendireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezyalı iş insanlarını Avrupa, Orta Doğu ve Afrika pazarlarına erişimde Türkiye’yi bir üretim merkezi olarak değerlendirmeleri için ülkesine davet ederek, “Türkiye’ye güvenen, inanan, ülkemizin potansiyeline yatırım yapan girişimciler, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da pişman olmayacaklardır” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle yenilenebilir enerji, katılım finans ve helal turizm sektörlerinin Malezya iş dünyasının dikkatini çekeceğini düşündüğünü söyledi.
İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde İslami finansın gelişiminde iki ülkenin öncü rol oynayabileceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya finans sektörü kuruluşlarının, 2023’te açılışı yapılan İstanbul Finans Merkezi’nde yerlerini almaları temennisinde bulundu.
İkili ticarette millî para birimlerinin kullanılmasının, üzerinde önemle durulması gereken bir başka konu olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kapsamlı stratejik ortağımız Malezya’yı, Asya Pasifik Bölgesi’ne yönelik açılımımızın anahtar ülkeler arasında gördüğümüzü özellikle vurgulamak isterim. Malezya’nın 2025 ASEAN dönem başkanlığı sırasında ASEAN ile ilişkilerimizin daha üst seviyelere taşınacağına inancım tamdır. İş Forumu’muzun iki kardeş ülke iş dünyalarının birbirlerini daha yakından tanımalarına ve yeni ortaklıklar geliştirmelerine vesile olmasını ümit ediyorum. Aziz kardeşim, Başbakan Enver İbrahim’e samimi ev sahipliği için tekrar en kalbi şükranlarımı sunuyorum. İnşallah 1 Mart’ta müşerref olacağımız mübarek Ramazan-ı Şerif’inizi şimdiden tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Malezya İş Forumu’nun gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere, iş insanlarına ve Malezya makamlarına teşekkürlerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur’da Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmini hedefliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile baş başa, heyetler arası görüşme ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık Ofisi’nde, Malezya Başbakanı İbrahim ile düzenlediği ortak basın toplantısında, en son 2019 yılında ziyaret ettiği Malezya’da tekrar bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi, şahsına ve heyetine gösterilen hüsnü kabulden dolayı Malezya Başbakanı İbrahim’e teşekkür etti.
Geçen yıl Türkiye ve Malezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümünü idrak ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve Malay halkları arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının asırlar öncesine dayandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapsamlı stratejik ortaklık tesis eden iki ülke olarak kadim ortak tarihten güç aldıklarını, ecdadın ayak izlerini takip ettiklerini ifade etti.
“TİCARET VE YATIRIM ALANLARINDAKİ HAREKETLİLİĞİ ARTIRMA KONUSUNDA FİKİR BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
Gelecek dönem, kapsamlı stratejik ortaklığın ruhuna uygun olarak iki ülke arasındaki münasebetleri yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyi tesis etmek suretiyle ilerletmeye devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yaptığımız görüşmelerde, aziz kardeşimle, münasebetlerimizi perçinleyecek adımları değerlendirdik. Farklı alanlarda, sizlerin huzurunda 11 anlaşmayı imzaladık. Ayrıca irademizi ortaya koyan ortak açıklama da kabul edildi. Türkiye ve Malezya olarak ticaret ve yatırım alanlarındaki hareketlilik ve çeşitliliği, kazan-kazan anlayışıyla artırma konusunda fikir birliği içindeyiz. Evvelce 5 milyar dolar olarak belirlediğimiz ikili ticaret hacmini şimdi 10 milyar dolara çıkarma kararını verdik. ASEAN bölgesindeki en büyük ticaret ortağımız olan Malezya ile artık 10 milyar dolarlık sürdürülebilir ve dengeli bir ticaret hacmi hedefliyoruz. Bugün düzenlenecek iş forumunun yeni iş birliği modellerine ve yatırım projelerine vesile olmasını diliyorum.”
“TURİZM ALANINDAKİ GİRİŞİMLERİ TEŞVİK HUSUSUNDA ORTAK İRADEMİZİ TEYİT ETTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayii alanında yakaladıkları ivmeyi, teknoloji transferi ve ortak üretim öngören projelerde sürdüreceklerini dile getirdi.
Firmaların, tecrübelerini ve ürünlerini her iki ülkenin de faydasına olacak şekilde Malezya ile paylaşmaya hazır olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Biraz önce tamamladığımız görüşmelerde sanayi ve teknoloji, enerji, turizm, kültür ve eğitim gibi çeşitli alanlardaki ilişkilerimizi de etraflıca ele alıp, somut iş birliği imkânlarını değerlendirdik. Turizm alanındaki girişimleri teşvik etme hususunda ortak irademizi teyit ettik. Malezya’nın ülkemize yönelik artan ilgisini memnuniyetle karşılıyor, daha fazla kardeşimizi Türkiye’de ağırlamak istiyoruz. Ayrıca beşerî bağlarımızın ilerletilmesinde de bayrak taşıyıcısı hava yollarımızın oynadığı kritik role dikkat çektik. Sabiha Gökçen Havalimanı ile ilgili yaptığımız dar kapsamlı görüşmede, malum pist sayımızı ikiye çıkardık ama şimdi terminali de süratle yapmak suretiyle Sabiha Gökçen’in aynen İGA gibi çok daha fazla uçak sayısıyla inşallah farklı bir zemini oluşturmasını istiyoruz. Bu sektörde de özellikle iş birliği imkânlarını oluşturmanın gayreti içerisindeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde YÖK ile Malezya Yükseköğretim Bakanlığı arasında kurulmaya çalışılan ortak komitenin en kısa sürede faal hâle getirilmesi konusunda fikir birliğine vardıklarını belirtti.
Bölgedeki en büyük Yunus Emre Türk Kültür Merkezi ve Türkiye Maarif Vakfı vasıtasıyla Malezyalılarla bağları güçlendirmekte kararlı olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2019 yılında ilan ettiğimiz Yeniden Asya Girişimi’nde ASEAN merkezi konuma sahip. Malezya’nın 2025 yılı ASEAN dönem başkanlığını da tebrik ediyor, bu görevi en iyi şekilde yürüteceğine inanıyorum. Bu dönem zarfında ülkemizin ASEAN ile mevcut iş birliğinin daha üst seviyelere taşınmasını arzu ediyor, Malezya’nın bu yöndeki desteğine güveniyorum” diye konuştu.
“GAZZE VE FİLİSTİN KONUSUNDA MALEZYA’NIN DURUŞUNU TAKDİRLE TAKİP EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerinde Filistin davası başta olmak üzere uluslararası meseleleri de etraflıca mütalaa ettiklerini söyledi.
Ayni yardımlar konusunda, Türkiye’nin şu ana kadar 100 gemiyi aşkın ayni yardımı Filistin’e gönderdiğini ve bu çalışmaların aynen devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ayni yardımlarımızı göndermeye devam ediyoruz. Gazze ve Filistin konusunda Malezya’nın duruşunu takdirle takip ediyoruz. Sorunun özünde, İsrail’in işgal, istila ve katliam politikasında ısrar etmesi var. Daha öncekiler gibi son ateşkes mutabakatında da İsrail’in verdiği sözleri yine tutmadığını gördük. İsrail, Filistin topraklarında sürdürdüğü işgale son vermeli ve sebep olduğu zararları da tazmin etmelidir. Bu itibarla, 1967 sınırları esas alınarak, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması şarttır. Türkiye ve Malezya bu noktadaki çabalarını hız kesmeden sürdürecektir. Bu düşüncelerle Enver kardeşime biraz evvel teslim ettiğimiz Togg’un Türkiye ve Malezya ortaklığının nişanelerinden biri olmasını ümit ediyorum. Sayın Başbakan’a ve kıymetli Malezyalı kardeşlerime içten misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının basın mensuplarının sorularını cevapladı.
GAZZE’YE YARDIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ülkeleri ile ilişkilerini güçlendirmesi noktasında ne gibi bir rolü olacağına yönündeki soru üzerine, “ASEAN üyesi ülkelerle birlikte bizler Filistin noktasında oradaki mağduriyeti hep beraber nasıl giderebiliriz? Ayni, nakdi ne gibi desteklerde bulunabiliriz? Bu sadece ne Malezya’nın ne de Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey değil ama ASEAN üyeleri hep birlikte el ele verirsek, bunun altından kalkarız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ASEAN’la ilişkilerin gelişimi noktasında ne gibi adımlar atılacağına yönelik sorusu üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu işin iki boyutu var. Hem ayni hem nakdi. Burada her iki ülkede ayni ve nakdi olarak her türlü desteği verebileceğimize inanıyorum. Bu konuda, bunları aramızda görüştük. Özellikle tabii bugün sadece Filistin ve yine bir diğer tarafta Suriye’de alt yapı, üst yapı diye bir şey kalmadı. Her taraf yerle yeksan oldu. Burada atacağımız adımlarla gerek üst yapıda gerek alt yapıda neler yapabiliriz, bunu ilgili arkadaşlarımız beraber çalışacaklar. Buna göre de bu adımları atmanın kararını vereceğiz.”
MALEZYA BAŞBAKANI İBRAHİM: “GAZZE’NİN YENİDEN İNŞA ÇALIŞMALARINA GEREKEN DESTEĞİ SAĞLAYABİLİRİZ”
Malezya Başbakanı İbrahim, basın toplantısında yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok zenginleştirici ve anlamlı bir ziyaret olması nedeniyle teşekkür ederek, “Aile olarak da dostumuzsunuz ve pek çok Malezyalı biliyorum ki sizi tanıyor, biliyor. Ve sizin yaptıklarınızı, sizin hikâyenizi de izliyoruz. Söylediklerinizi de ciddiye alıyoruz. Son derece kararlısınız, güçlüsünüz. Bunu görüyoruz. Kendinizi net ifade ediyorsunuz. Dünyada adalet ve barış istediğiniz mesajınızı çok net veren bir lidersiniz” ifadelerini kullandı.
Malezya Başbakanı İbrahim, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği’nin (ASEAN) Gazze’de ateşkesi öncelediğini ve Gazze’de ateşkes ilan edildikten sonra yeniden inşa çalışmaları başladığında yeterli yardımın sağlanacağından emin olmak istediklerini kaydetti.
Geçen ay düzenlenen ASEAN dışişleri bakanları toplantısında pozisyonlarını yeniden teyit ettiklerini belirten Malezya Başbakanı İbrahim, “Biz bütün liderlerle angajmanımızı sürdüreceğiz. Böylelikle Gazze’nin yeniden inşa çalışmalarına gereken desteği sağlayabiliriz. Malezya’nın dönem başkanlığında ASEAN ülkelerini bu noktada seferber edeceğimizden emin olabilirsiniz” dedi.
Malezya Başbakanı İbrahim, ASEAN-Türkiye ilişkileri noktasında iş birliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesinin hedeflendiğine işaret ederek, “Asya’nın dışında da Kanada gibi, Avrupa Birliği gibi ortaklarımız var. Dolayısıyla bu diyalog ortaklıklarını geliştirme noktasında ASEAN’ın beklentileri karşılayacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE VE MALEZYA ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı İbrahim’in huzurunda iki ülke arasında 11 anlaşma imzalandı. İmzalanan anlaşmalar şunlar:
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında enerji dönüşümü alanında iş birliğine ilişkin mektup teatisi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Malezya Başbakan Yardımcısı, Enerji ve Su Dönüşümü Bakanı Fadillah Yusuf tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ile Malezya arasında afet ve acil durum yönetimi alanında mutabakat zaptı ile Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya diplomasi akademileri arasında iş birliğine ilişkin nota teatisine Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan imza attı.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Marmara Araştırma Merkezi ile Sultan Mizan Antarctic Research Foundation arasında, deniz ve kutup alanında iş birliği mutabakat zaptı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Malezya Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Malezya arasında savunma ürünleri tedariki ortak komitesi uygulama kurallarını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Savunma Bakanı Mohamed Khaled Nordin imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi arasında iletişim sistemleri alanında stratejik iş birliğine ilişkin nota teatisi, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Malezya Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Müdürü Raja Nushirwan Zainal Abidin tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayii Başkanlığı ve Selangor Havacılık ve Teknoloji İnovasyon Sdn Bhd arasında akıllı şehir, trafik ve güvenlik sistemi çözümleri alanında iş birliği mutabakat zaptını, Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ile Selangor Eyalet Hükûmeti Başbakanı Amirudin Bin Shari imza altına aldı.
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanlığı arasında tüketicinin korunması, piyasa gözetimi ve denetimi alanlarında iş birliğine ilişkin mutabakat muhtırası, Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Malezya İç Ticaret ve Geçim Bakanı Armizan Bin Mohd Ali tarafından imzalandı.
Desan Tersanesi ile Malezya İçişleri Bakanlığı arasında çok amaçlı görev gemisi tedariği için ön kabul mektubunu, Desan Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu ile Malezya İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Awang Alik Bin Jeman imzaladı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Malezya İletişim ve Multimedya Komisyonu arasında görsel-işitsel medya hizmetleri alanındaki niyet mektubu, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile MCMC Başkanı Tan Sri Mohamad Salim Bin Fateh Din tarafından imza altına alındı.
Anadolu Ajansı (AA) ile Malezya Ulusal Haber Ajansı arasındaki mutabakat zaptını da AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz ile Malezya Ulusal Haber Ajansı İcra Kurulu Başkanı Nur-ul Afida Kamaludin imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak basın toplantısı öncesi Malezya Başbakanı İbrahim’e, Türkiye’nin yerli elektrikli otomobili Togg’u hediye etti.
Başbakanlık Ofisi bahçesinde bir süre “Pamukkale beyazı” rengindeki otomobili inceleyen ve sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Malezya Başbakanı İbrahim, Togg önünde fotoğraf çektirdi.
Resmî temaslarda bulunmak üzere Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a eşlik eden eşi Emine Erdoğan, Kuala Lumpur Perdana Botanik Bahçesi’ni ziyaret etti.
Emine Erdoğan’ı bahçeye gelişinde Malezya Başbakanı Enver İbrahim’in eşi Dr. Wan Azizah İsmail, Devlet Bakanı Zaliha binti Mustafa ve Kuala Lumpur Belediye Başkanı Maimunah Mohd Sharif samimiyetle karşıladı.
Kuala Lumpur Belediyesi ve Malezya Yeşil Teknoloji ve İklim Değişikliği Kurumunun da aralarında olduğu çeşitli kamu kurumlarının stantlarını ziyaret eden Emine Erdoğan, atık malzemenin geri dönüştürülme süreçleri hakkında yetkililerden bilgi aldı.
Perdana Botanik Bahçesi anı defterini imzalayan Emine Erdoğan ve Dr. Wan Azizah İsmail, ziyaret anısına bahçeye, gücü ve dayanıklılığı temsil etmesi ve derin kültürel öneme sahip olmasından dolayı “Malezya’nın Ulusal Ağacı” olarak nitelendirilen “merbau” ağacını dikti.
Kuala Lumpur Belediye Başkanı Maimunah Mohd Sharif, Emine Erdoğan’a sıfır atık konusundaki vizyoner liderliği için teşekkür etti. Ziyaret kapsamında, Sıfır Atık Vakfı ve Kuala Lumpur Belediyesi arasında, “Stratejik İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Anlaşmayı, Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş ile Kuala Lumpur Belediye Başkanı Maimunah Mohd Sharif imzaladı.
Sıfır atık uygulamalarının güçlendirilmesi amacıyla imzalanan anlaşmayla, iki tarafın sürdürülebilir şehir yönetimi, atık azaltımı ve geri dönüşüm konularında ortak projeler geliştirmesi hedefleniyor.
Ayrıca Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş ile Malezya Yeşil Teknoloji ve İklim Değişikliği Kurumu Başkanı Shareen Shariza Dato’ Abdul Ghani tarafından da “Değişim Mektubu” imzalandı.
Çevresel sürdürülebilirliği desteklemek ve sıfır atık uygulamalarını teşvik etmek amacıyla imzalanan “Değişim Mektubu”, tarafların sıfır atık politikaları, atık azaltımı, geri dönüşüm ve kapasite geliştirme alanlarında karşılıklı bilgi paylaşımını içeriyor.
Emine Erdoğan, bahçeyi ziyaretine ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Dünyamız, üzerimize emanet edilen en kıymetli miras. Onu korumak, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek ancak bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak, ortak akılla hareket ederek mümkün. Bugün Malezya’da, dostluğun ve iş birliğinin gücüne inancımızla, sıfır atık bilincinin küresel ölçekte yaygınlaşması için iki önemli adım attık. Perdana Botanik Bahçesi’ni Malezya Başbakanı’nın değerli eşi Wan Azizah Wan İsmail ve Kuala Lumpur Belediye Başkanı, kıymetli dostum Maimunah Mohd Sharif ile ziyaret ettik. Kuala Lumpur Belediyesinin ilham verici sıfır atık çalışmalarını inceleme fırsatı buldum. Bu anlamlı buluşma vesilesiyle Sıfır Atık Vakfımız ve Kuala Lumpur Belediyesi ile Malezya Yeşil Teknoloji ve İklim Değişikliği Kurumu arasında imzalanan iş birliği anlaşmalarının hayırlı olmasını diliyorum. Ortak evimiz dünya için önemli bir dönüşümün habercisi olan anlaşmaların, bugün toprağa bıraktığımız fidan gibi geleceğe kök salmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî temaslarda bulunmak üzere ziyaret ettiği Malezya’da Başbakan Enver İbrahim tarafından resmî törenle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Başbakanlık Ofisi’ne gelişinde Malezya Başbakanı İbrahim resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı İbrahim’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından bando, iki ülkenin millî marşlarını çaldı. Tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı.
Ülke heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malezya Başbakanı İbrahim, ikili ve heyetler arası görüşmeye geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen, “Yeni Yüzyılda Türkiye-Malezya Stratejik İşbirliği Toplantısı”nda yaptığı konuşmada, “Ekonomiden diplomasiye, ticaretten güvenliğe, sorunların çözümü için yeni bir anlayışa, yeni bir küresel düzene ihtiyacımız var. Herkesi kucaklayan adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir sistemin inşası tercihten öte zorunluluktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Malezya Putrajaya Uluslararası Kongre Merkezi’nde düzenlenen, “Yeni Yüzyılda Türkiye-Malezya Stratejik İşbirliği Toplantısı”na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı kapsamında kamu çalışanları ve üniversite öğrencilerine hitap etti.
Konuşmasında, Türkiye’deki 85 milyonun en içten selam ve sevgilerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dost ve kardeş Malezya’yı her ziyaretinde ayrı bir heyecan ve bahtiyarlık duyduğunu belirtti.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim’e ve tüm Malezya halkına sıcak misafirperverlikleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk ve Malay halkları arasındaki münasebetlerin köklerinin 16’ncı yüzyıla kadar uzandığını gerek tarihî gerekse kültürel anlamda müşterek bir değerler manzumesinin paylaşıldığını söyledi.
Türkiye ile Malezya’nın geçen yıl diplomatik ilişkilerin tesisinin 60’ıncı yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeler arasındaki bu yakın ve dostane ilişkilerin gelecekte de her alanda ivme kazanarak çok daha güçlü bir şekilde sürmesini temenni etti.
Malezya ziyaretini bölgesel ve küresel gelişmeler bağlamında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemde gerçekleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, üretim-tüketim-dağıtım alışkanlıkları kökten değişirken, eş zamanlı olarak dünyanın yeni bir paylaşım kavgasına doğru sürüklendiğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu değişimin fırtınasının, küresel ölçekte siyasi, sosyal ve ekonomik birtakım kırılmaları da beraberinde getirdiğini vurguladı.
Bu süreçte ülkeler arasındaki rekabetin daha yıkıcı hâle geldiğini, kutuplaşmanın daha da arttığını, korumacı ve tek taraflı yaklaşımların rutinleştiğini müşahede ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hususun tespitinin iyi yapılması gerektiğini belirtti.
Küresel sistemin banilerinin İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beynelmilel münasebetlerden ekonomi, finans ve ticarete kadar birçok alanda oyunun kurallarını belirleyenlerin de aynı ülkeler olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 80 yıldır doğudan batıya aktarılan yer altı ve yer üstü kaynaklarının önemli bir kısmı yine bu ülkelerin ekonomik, siyasi ve askerî gücünü desteklemek, halklarının refahını finanse etmek için kullanılmıştır. Elimizi vicdanımıza koyup lütfen şu sorulara cevap verelim. 1960’larda başlayan bağımsızlık hareketlerinin önünün bir müddet sonra askerî darbelerle kesilmesi tesadüf müdür? Soğuk Savaş’ın iki ana aktörü arasındaki bilek güreşinin kurbanlarının genellikle mazlum milletler olması sadece rastlantı mıdır? Büyük güçlerle ticari ilişkilerini daha dengeli, daha adil bir noktaya çekmek isteyen liderlerin alaşağı edilmesini masum görebilir miyiz? Bugün dünya nüfusunun yüzde 55’inin toplam gelirden aldığı pay yalnızca yüzde 1,3 ise bunda sistemden kaynaklanan bir sorun yok mudur? Hasbelkader Kuzey Amerika’da doğan bir çocuğun, Afrika’da yaşayan 70 çocuktan daha fazla imkâna sahip olmasını normal karşılayabilir miyiz? Karşılaştırmaları ve örnekleri çoğaltabiliriz. Haklıyı, mazlumu, zayıfı değil, güçlüyü, zorbayı, seçkini, zengini koruyan bu yapının aynı şekilde devam etmesi doğru da mümkün de değildir. Çünkü adaletin olmadığı, adaletin vahşi çıkarlar uğruna rafa kaldırıldığı bir yerde insanlık adına barış, huzur ve kalkınma olmaz.”
“ADALETSİZ DÜZENE İTİRAZIMIZI HER ZEMİNDE AÇIKÇA DİLE GETİRİYORUZ”
Bundan 80 yıl öncesinin olağanüstü şartlarında insanlığa biçilen bu elbisenin, dünyaya artık çok dar geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da işaretlerini geniş bir yelpazede herkesin gördüğünü kaydetti.
Son dönemde giderek artan dayatmaları, imtiyazlarını kaybetmek istemeyenlerin çırpınışları olarak değerlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haklı olanın güçlü değil, gücü elinde bulunduranın her zaman haklı çıktığı bu adaletsiz düzene itirazımızı her zeminde açıkça dile getiriyoruz. Türkiye olarak biz şuna inanıyoruz, her şeyden önce nüfusu yaklaşık 2 milyarı aşan İslam aleminin temsil edilmediği bir yapının kendisi adil olmadığı için adalet de dağıtamaz. Dünya nüfusunun dörtte birinin dışlandığı bir yapının güvenlik dağıtması, küresel istikrar ve barışa hizmet etmesi elbette beklenemez” diye konuştu.
Aynı durumun küresel yönetim sisteminde temsil imkânı bulamayan diğer gruplar için de geçerli olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dolayısıyla ekonomiden diplomasiye, ticaretten güvenliğe sorunların çözümü için yeni bir anlayışa, yeni bir küresel düzene ihtiyacımız var. Herkesi kucaklayan, adil, paylaşımcı, farklılıkları zenginlik olarak gören ve güven esasına dayalı bir sistemin inşası tercihten öte zorunluluktur” dedi.
“EKONOMİK, SOSYAL VE ULUSLARARASI TEMSİL BAKIMINDAN DAHA ADİL BİR DÜNYA MÜMKÜN”
“Dünya beşten büyüktür” şiarının, işte bu yeni düzen arayışlarının sembollerinden biri hâline geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu idealin kuvveden fiile çıkmasının öncelikle zihinlere vurulan prangaların parçalanmasıyla olacağına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çatışmaların değil barışın, korkunun değil güvenin, terör ve şiddetin değil huzurun, yokluğun değil refahın egemen olduğu bir dünyanın inşa edilebilirliğine evvelemirde bizim inanmamız gerekiyor. ‘Daha adil bir dünya mümkün’ derken esas itibarıyla buna dikkat çekiyoruz. Mevcut sistemden çıkar sağlayan ‘imtiyazlılar kulübü’ bunu istemese de ekonomik, ticari, sosyal ve uluslararası temsil bakımından daha adil bir dünya mümkündür. Gerçek manada bir değişimin yaşanabilmesi için sadece kendi maruz kaldığımız adaletsizliklere itiraz etmemiz yetmez. Kendi hakkımızı savunurken başkalarının yaşadığı haksızlık ve acılara da gönlümüzü açma cesaretini gösterebilmeliyiz. Unutmayalım ki, altta kalanın canının çıktığı bir yerde yalnızca keder olur, gözyaşı ve acı olur. Biz Türkiye olarak işte böyle bir bakış açısıyla hareket ediyoruz. Üzerimizdeki sorumluluğun farkındayız ve bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmenin mücadelesini veriyoruz.”
Yeni ortaklıklar tesis etmenin, dış ilişkiler ve iş birliği ağını zenginleştirmenin çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’nın artan öneminin de bilinciyle 2019’da ilan ettikleri “Yeniden Asya” vizyonu kapsamında kıtayla bağları ve iş birliğini kuvvetlendirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Aradan geçen 5 yılda bu manada önemli gelişmeler kaydettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu açılımımızda Malezya’nın her zaman müstesna bir yeri oldu. Malezya ile ilişkilerimizi 2014 yılında Stratejik Ortaklık seviyesine, 2022 yılında da Kapsamlı Stratejik Ortaklık düzeyine yükselttik. Halklarımız arasındaki köklü ve yakın ilişkilere yakışır şekilde iş birliğimizi somut adımlarla tahkim etmeye başladık. Bizim için Malezya 35 milyona yaklaşan nüfusu, dinamik ekonomisi ve yetişmiş insan kaynağıyla bölgesindeki öncü ülkelerin en başında yer alıyor. Münasebetlerimizi, teknolojik iş birliği ve ortak üretim vizyonuna dayalı bir yaklaşımla geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu vizyonumuzun meyvelerini toplama aşamasına geldik. TUSAŞ Malezya, 100’den fazla Malezyalı genç mühendise çalışma imkânı sunan etkin bir tesis hâline dönüştü. Savunma sanayi firmalarımızın iş birliğiyle ikinci parti kıyı görev gemileri inşa edilmeye başlandı. ANKA İHA’lar konusunda önemli iş birliğimiz var.”
“TİCARETİ 10 MİLYAR DOLARA TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ”
Türkiye ile Malezya arasındaki ticaret hacminin de belirlenen hedeflere uygun şekilde 2024’te 5 milyar doları aştığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticareti dengeli şekilde 10 milyar dolara taşımayı hedefliyoruz. Yarı iletken teknolojilerinden otomotive, uçak teknolojilerinden sivil amaçlı simülatöre her sektörde iş birliğimizi artırmak, farklı alanlarda Malezya ile yol almak istiyoruz. Ülkelerimizin, Asya ve Avrupa’ya açılan kapılar olma gibi müstesna bir özelliği var. Bu bakımdan, aramızdaki hava yolu bağlantılarının daha da güçlenmesini arzu ediyoruz. İkinci en büyük havalimanımız Malezya Havalimanları İdaresi tarafından işletiliyor” bilgisini verdi.
İki ülke arasında beşerî alanda atılacak adımları çok kıymetli gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgedeki en büyük Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin katkılarıyla burada da kayda değer yol alıyoruz. Türkiye Maarif Vakfımızın okul kurma çalışmaları devam ediyor. İki ülkenin birbirine duyduğu bu derin muhabbeti yeni nesillere aktarmayı bir görev biliyor, bunun için gerekli altyapıyı ve imkânları oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir dönem ülkemizdeki yasakçı ve baskıcı uygulamalardan mustarip olan gençlerimiz Malezya’ya gelmiş, buralarda yüksek tahsil görmüşlerdi.”
Hükûmetleri döneminde eğitime çok büyük yatırımlar yaptıklarını, Türkiye’de özellikle eğitim alanında ciddi imkânlar geliştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın uluslararası öğrenciyi, sayısı 208’e ulaşan Türk üniversitelerinde misafir ediyoruz. Burada genç öğrenci kardeşlerimi de ülkemizdeki bu eğitim imkânlarından yararlanmaya davet ediyorum” ifadesini kullandı.
“GAZZELİ VE FİLİSTİNLİ MAZLUMLARI SAHİPSİZ BIRAKMADIK”
Malezya’nın, diplomasiden üretim, finans ve ticarete yayılan başarılarıyla gururlandıklarını ve Malezya’ya ASEAN Dönem Başkanlığı’nda başarılar dilediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malezya liderliğindeki bu yeni dönemin, ülkemiz ve ASEAN arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesine vesile olmasını yürekten temenni ediyorum. Malezya ile Müslüman dünyasını ilgilendiren konular başta olmak üzere birçok noktada tam bir dayanışma içinde hareket ediyoruz. Malezya’nın özellikle Gazze’ye ve Filistin davasına verdiği desteği takdirle takip ediyorum. Malezya’nın İslam düşmanlığıyla mücadelede sergilediği dirayetli tutumunu memnuniyetle karşılıyorum. Malezya ile D-8 kapsamındaki ilişkilerimizi ilerletme ve ekonomik kalkınma iş birliğini artırma konusunda da kararlıyız” diye konuştu.
İsrail’in soykırım uyguladığı Gazze’de, katliamların başladığı ilk günden itibaren çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “BM Genel Kurulu dahil tüm platformlarda, İsrail’in devlet terörüne dikkat çektik, zulmü lanetledik, Filistin’in haykıran sesi olduk. Gazze’ye gönderdiğimiz 100 bin tonu aşan insani yardımın yanı sıra İsrail ile ticari ilişkileri tamamen durdurarak tepkimizi çok net ortaya koyduk. Saldırıların sona ermesi ve sorumluların uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için de her türlü gayreti gösterdik. Elbette, 15 ay boyunca aralıksız süren bu çabalarımızdan dolayı çok baskı gördük, tehdit edildik, Siyonist lobinin itibar suikastlarına maruz kaldık. Ama hiçbir zaman zulme ve zalime boyun eğmedik. Gazzeli ve Filistinli mazlumları bir an olsun sahipsiz bırakmadık. Bu süreç, bizlere uluslararası sistemin acizliğini de gösterdi. İsrail’in Gazze’de, çoğu çocuk ve kadın 61 bini aşkın Filistinlinin hayatına mal olan katliamlarına BM Güvenlik Konseyi, biraz önce dile getirdiğim sebeplerden ötürü, maalesef, ‘dur’ diyemedi. Bilhassa Batı dünyası, 471 gün süresinde çok kötü bir imtihan vermiştir. Yüzlerce gazetecinin katledilişini seyreden uluslararası basın kuruluşları ile insan hakları örgütleri de aynı şekilde Gazze sınavında sınıfta kalmıştır.”
“İSRAİL’DEN SEBEP OLDUĞU YIKIMIN BEDELİ TAHSİL EDİLMELİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın 471 gün boyunca insani değerler ve uluslararası hukuk adına büyük bir çöküşe şahitlik ettiğini vurgulayarak, şu görüşleri paylaştı: “360 kilometrekareye sıkıştırılan 2 milyon insan, son asrın en vahşi, en barbar soykırımlarından birini iliklerine kadar yaşadı. Buna rağmen, ‘izzet’ kelimesinin gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına her birinde ete kemiğe büründüğü Gazzeli kardeşlerimiz teslim olmadı, zalimler karşısında diz çökmedi, vatanlarını terk etmedi. Direniş güçlerinin kahramanca mücadelesi sayesinde, İsrail stratejik hedeflerine ulaşamadı. Neticede, bizim de katkı verdiğimiz bir süreç sonunda, 19 Ocak’ta Filistin Direniş Hareketi Hamas ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varıldı. Ancak, İsrail’in hukuk tanımaz ve şımarık tavrını sürdürdüğünü görüyoruz. Filistinlileri, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün etmeye yönelik tekliflerin, bizce ciddiye alınır bir tarafı yoktur. Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya, Allah’ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Burada asıl konuşulması gereken şudur, bakınız Gazze’de 61 binden fazla masum şehit oldu. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. 50 milyon tonu aşkın devasa bir enkazdan bahsediliyor. Gazze’deki yıkımın mali faturasının 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu ağır faturanın müsebbibi de İsrail ve Netanyahu hükûmetidir. İsrail, kendi başına bu faturayı mutlaka ödemelidir. İsrail yönetiminden, öncelikle sebep oldukları yıkımın bedeli tahsil edilmeli, bununla da Gazze’deki yeniden inşa süreçleri başlatılmalıdır. Tazmin edilmeyen her zarar, faili daha da azgınlaştıracaktır. İsrail’in onca yıkıma, onca acıya, katliama sebep olduktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmesine izin verilemez. Dolayısıyla Netanyahu, 15 ay süren katliamlarına rağmen topraklarından kopartamadığı Gazzelilere yer arayacağına, Gazze’de yol açtığı 100 milyar dolarlık zararı tedarik edeceği kaynak aramalıdır.”
“ÇOK KISA SÜREDE GAZZE’Yİ YENİDEN AYAĞA KALDIRABİLİRİZ”
Türkiye’nin 6 Şubat 2023 depremlerinde büyük bir yıkım yaşadığını, 53 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 311 bini aşkın binanın kullanılamaz hâle geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu vahim tabloya rağmen depremin üzerinden 2 yıl bile geçmeden enkazı kaldırdık, inşaatlara başladık ve şimdiye kadar 201 bin konutu teslim ettik. Bu yıl bitmeden 453 bin konut ve iş yerini teslim edeceğiz. Aynı inşa ve ihya başarısını Gazze’de de İslam dünyası olarak sergileyebiliriz. Evelallah çok kısa sürede Gazze’yi yeniden ayağa kaldırabiliriz. Yeter ki Gazzelilerin zaten hakkı olan bu para, İsrail’den tahsil edilsin. Aynı şekilde İsrail devleti ve haydut yerleşimciler tarafından gasbedilen evleri, arazileri, iş yerleri de hak sahibi Filistinlilere iade edilmelidir. Gazze’nin yeniden imarının yanı sıra, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti kurulması için de çabalarımızı artırmamız büyük önem arz ediyor. Tüm bunların, mazlum Filistin halkına hem bir kardeşlik vazifemiz hem de vicdan borcumuz olduğuna inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Malezya dayanışmasını her alanda daha da güçlendirmenin, kendilerine miras kalan önemli bir görev olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ziyaretimizi, işte bu istikamette atılmış önemli bir adım ve kıymetli bir eşik olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle kıymetli kardeşim Sayın Enver İbrahim’e göstermiş oldukları misafirperverlikten dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizleri samimiyetle bağrına basan tüm Malezyalı kardeşlerime selam ve muhabbetlerimi iletiyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.