Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’nda yaptığı konuşmada, “Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı Ahilik Teşkilatı, asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler, Anadolu’nun Ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırşehir’de Ahilik Haftası Kardeşlik ve Dayanışma Programı’na katılarak, bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, Neşet Ertaş’a ve nice gönül erine ev sahipliği yapmış Kırşehir’de olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek başladı. Güzel buluşmaya vesile olan Pir Ahi Evran Veli başta olmak üzere ebediyete irtihal eden ahileri, esnaf ve sanatkârları rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı’nın kutlu, kardeşliklerinin daim olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın hiçbir yerinde esnaf ve sanatkârın Türkiye’deki gibi ilim, ahlak ve sanatı birleştiren köklü bir geleneğe, tarihî bir role sahip olmadığını söyledi.
“AHİLİK KIYMETLİ HAZİNELERİMİZDEN BİRİDİR”
Ecdadın miras bıraktığı bu köklü kurumla iftihar ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahilik, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak düsturlarıyla en kıymetli hazinelerimizden biridir. Ahi Evran’ın 850. doğum yılının UNESCO tarafından 2021 yılı programına alınması bu bakımdan çok isabetli olmuştur. Bugünkü İran topraklarında bulunan Hoy şehrinde doğan, çocukluğu Azerbaycan’da geçen, Hoca Ahmet Yesevi dergâhında yetişen Ahi Evran ardından Anadolu’ya gelmiştir. Bir müddet Kayseri, Konya ve Denizli’de kalan Ahi Evran daha sonra Kırşehir’e yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Bu sebeple UNESCO’ya verdiğimiz teklif dosyamızı Azerbaycan ve İran’la birlikte hazırladık. Gönül hazinelerimizin, insanlığın manevi şifası için dünyanın dört bir yanında tanınması, günümüz fertleriyle buluşması için 2021 senesini Ahi Evran Yılı olarak ilan ettik. Bu sene aynı zamanda Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esnaf Bayramı’nı, ilmin irfanla, ticaretin ahlakla bütünleştiği ahilik müessesini tüm dünyaya ve genç nesillere en güzel şekilde tanıtmanın vesilesi hâline getirmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Ahi Evran’ı Anma ve Ahilik Yılı’nı bu anlayışla değerlendirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ecdadımız dünyada fetih kabiliyeti yanında devlet kurma maharetiyle da maruftur. Bu devletler, sadece kılıçla kurulmadı. Asıl büyük ve kalıcı fetih gönüllerde gerçekleşti. Er meydanlarında şehit ve gazilerimizin fedakârlıklarıyla kazandığımız zaferleri, Yunuslarla, Ahi Evranlarla Hacı Bektaş’larla ve daha nice evliyanın sözleri, davetleri ve amelleriyle tahkim ederek kalıcı hâle getirdik. Ahi Evran’ın 32 başlık altında sınıflandırdığı ahilik teşkilatı asırlarca bu topraklarda ticaretin ve dayanışmanın bel kemiği olmuştur. Dönemin şahidi tarihçiler özellikle Anadolu’nun ahiler sayesinde sosyal ve iktisadi bakımdan düzenli, mamur bir yer hâline geldiğini kaydeder. Kadıları, müderrisleri, ustaları, kalfaları, çıraklarıyla, devlet erkânını ve hatta padişahları da kuşatan bu itibarlı kurumlarımız işte böyle teşekkül etmiştir. Ekonominin, ticaretin, sosyal hayatın, maddi boyutuyla yaşamanın ötesine geçen bir hareket olarak ahiliğin unsurlarını her çağda ve şartta geçerli kılan, onu özü ve fıtratıyla insanı merkeze almasıdır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahiliğin gücünün bilim, sanat ve ahlakı birleştirip ekonomik ve sosyal hayatta kalitenin ve güvenilirliğin garantisi olan kuralları taviz vermeden uygulamasından kaynaklandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün adına toplam kalite yönetimi denen, tüketici haklarının korunması denen yaklaşımların ahiler tarafından asırlardır uygulandığının altını çizerek, ahiliğin sosyal rolünün üreticiyle tüketici arasında olduğu kadar zengin ile fakir, emek ile sermaye arasında kurduğu dengeden geldiğini vurguladı.
Günümüzün en büyük ihtiyacı olan sosyal adalet ve istikrarın reçetesinin işte bu denge olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Modern dünyanın son yüzyılda keşfettiği çareler, bizim ahi ocaklarının nizamnamelerinde ayrıntısıyla yazılıdır. İnsanlığın bugün geldiği nokta teknolojide ve bilimde kat edilen mesafe, asırlara sâri böyle bir birikimin neticesidir. Bugünkü teknolojiye, bilime, ekonomik ve sosyal düzene asırlar öncesinden zemin hazırlayanlar olmasaydı kendimizi şu an çok farklı ve dramatik bir yerde bulabilirdik. Öyle ki İbn-i Sina’yı anmadan bugünkü tıbbı kavrayamayız. El-Cezeri’yi bilmeden bugünkü teknolojinin köküne ulaşamayız. Farabi’yi, Biruni’yi, Harezmi’yi, Kindi’yi tanımadan matematik konuşamayız. Yusuf Has Hacip’i, İbn-i Haldun’u öğrenmeden siyaset bilimini, sosyolojiyi anlayamayız. Yahya Kemal’in deyimiyle ‘kökleri mazide olan ati’ olarak bizlere düşen görev tarihimizin iz bırakan olaylarını önce kendimiz hatırlamak, sonra da tüm dünyaya hatırlatmaktır. Millet olma bilincini bu şekilde canlı tutacağız. Biz yollarımızı bu şekilde genişleteceğiz, hedeflerimizi bu şekilde büyüteceğiz. Biz kendi siyaset hayatımızda da devlet yöneticiliği hayatımızda da hep bu anlayışla hareket ettik, ediyoruz. İşte bunun için 2023 hedefleri diyoruz, 2053 vizyonu, 2071 vizyonu diyoruz.”
“ESNAFIMIZI, MİLLETİMİZİN EMANETİ, BUGÜNÜMÜZÜN VE YARINIMIZIN MANEVİ TEMİNATI OLARAK GÖRÜYORUZ”
Ahi Evran’ın Hacı Bektaş ve Mevlana döneminde yaşadığını belirterek “ahi” olabilmek için öncelikle çalışmak, bir meslek sahibi olmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran’ın “debbağ”, yani deri ustası olduğunun rivayet edildiğini aktararak, “Debbağ kime deniyor? Deriyi gayet iyi dövene denir. Bir ahinin tezgâhı halka olduğu kadar Hakk’a hizmet yeridir. Dolayısıyla onun ibadet mekânıdır” dedi.
Yapılan her işe bir hikmetin eşlik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demiri döven bir zanaatkârın o demirle nefsini de terbiye ettiğini, deriyi, kumaşı, ağacı işleyen bir zanaatkârın o malzemelere Rabbine olan şükrünü de nakşettiğini anlattı.
“Esnaf sadece alan, satan, ticaret yapan, varlığı icra ettiği meslekten ibaret biri değildir. Esnaf aynı zamanda o muhitin gözü, kulağı, sesi, vicdanı, hamisi, yol göstericisidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de esnafın araştırma şirketlerine, sosyologlara, siyaset bilimcilerine “taş çıkartacak” sağlam tahminler yapmasının gerisinde bu kadim kültürün olduğunu dile getirdi. Türkiye’de ailesinde esnaf olmayan neredeyse kimsenin bulunmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugünkü büyük şirketlerimizin, sanayicimizin hemen hepsinin de hikâyesi küçük bir dükkândan, atölyeden başlar. Ülkemizin gelişmesinin, büyümesinin, hedeflerine doğru adım adım yol almasının kökleri esnaf çalışkanlığına ve ahlakına uzanır. Bu nedenle esnafımızı, milletimizin emaneti, bu günümüzün ve yarınımızın manevi teminatı olarak görüyoruz. Kapısı 72 millete açık esnafın olduğu yerde din, dil, ırk ayrımı olmaz. ‘Rızık Allah’tandır’ diyerek dükkânını, atölyesini, ekmek teknesini açan esnaf ve sanatkâr rızkın kimin eliyle geleceğini seçmez. Usta-çırak ilişkisi ile kazanılan kabiliyetler gençleri sadece meslek sahibi yapmakla kalmaz, aynı zamanda onlara vatan ve millet sevgisini, edebi, adabı, saygıyı, dürüstlüğü, tevazuu, kanaati de öğretir. Nitekim bugün de küçükten büyüğe her işletme sahibinin elde ettiği hasılayı, karını çoğaltmanın değil sağladığı istihdam artırmanın vesilesi olarak görmesiyle iftihar ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devirler geçse, dünya değişse de birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmalarının değişmeyeceğini vurgulayarak, “Bu millet ne badireler atlattı, ne imtihanlardan geçti. Sadece son sekiz yılda yaşadıklarımız bile başlı başına bir ibret vesikasıdır. Bizi çimento gibi birbirimize kenetleyen kardeşliğimiz sayesinde, Allah’ın yardımı, milletimizin desteği, bütün bunlarla beraber hepsinin üstesinden geldik. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını birlikte gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yıldır dünyayı sarsan ve her ülkeye ekonomik bakımdan ağır darbeler vuran bir salgınla mücadele edildiğine işaret ederek “Bu salgın elbette tüm dünya ile birlikte bizi de etkiledi. Salgınla mücadelenin maliyetleri bir yana, kaybettiğimiz her vatandaşımızla birlikte yüreğimize ateş düşüyor, canımız yanıyor. Tabii bu süreçten en çok etkilenenlerin başında esnafımız, sanatkârımız ve ticaret erbabımız geliyor” dedi.
Türkiye’de vakaların görülmeye başladığı günlerden itibaren salgının esnaf üzerindeki yükünü hafifletmek için çeşitli tedbirler aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Önce Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’ni uygulamaya geçirdik. Esnaf ve sanatkârımızın kooperatif kefaletiyle veya doğrudan Halkbank’tan kullandığı kredilerin geri ödemelerini üç defa erteledik. Kredi ve Kefalet Kooperatifi ortağı esnafımızın borçlarını iki yıl art arda yapılandırdık. Halkbank vasıtasıyla işletme kredisi ve ticari kredi kartı desteklerini hayata geçirdik. Bu çerçevede 16 Mart 2020-5 Şubat 2021 tarihleri arasında 760 bin esnafımız, yaklaşık 19 milyar lira faiz indirimi kredisi kullandı. Bankanın verdiği diğer işletme ve yatırım kredileriyle birlikte 2020 yılı içinde toplam kullanılan kredi miktarı ne biliyor musunuz? 43 milyar liraya, faiz indirimli kredilerden faydalanan esnaf ve sanatkâr sayısı 985 bine ulaştı. Ağustos ayı sonu itibarıyla 2021 yılı içerisinde ise 140 bin esnaf ve sanatkâra yaklaşık 17 milyar lira faiz indirimli kredi temin ettik. Esnaf ve sanatkârlarımızın KOSGEB’ten kullandıkları kredilerin geri ödemeleri de yine aynı şekilde faizsiz olarak erteledik. Kamu bankaları yanında esnafımızın özel sermayeli bankalara olan borçlarına da erteleme imkânı getirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın nedeniyle iş yapamayan ve temerrüde düşen esnafın kredi sicillerine “mücbir sebep” kaydı düşülmesine imkân sağladıklarını da vurgulayarak kredilerden yararlanma şartlarını kolaylaştırdıklarını anımsattı.
Esnaf ve sanatkâr ile tacirlere “gelir kaybı desteği” ve “kira desteği” başlıkları altında dört ay süreyle yaklaşık 5 milyar liranın üzerinde hibe desteği verdiklerini de hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kapanma tedbirleri sürecinde yaşanan ekonomik kayıpları telafi amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 3 bin ve 5 bin liralık dilimler hâlinde toplamda 4,3 milyar liranın üzerinde ödeme yaptık. İcra ve iflas takiplerini durdurduk. Hazine ve vakıf taşınmazları üzerinde tahsisli olan işletmelerden kira bedeli alınmaması, ertelenmesi veya açık olan işletmelere kira bedelinde indirim sağlanması yoluna gittik. Bu acil tedbirlerin dışında yıllık gelir vergisi beyanname verilme ve ödeme süresini uzatıp, SGK prim ödemelerini erteledik. Kollarına göre KDV oranlarını, konuları sebebiyle asgari düzeye indirdik.”
Salgın döneminin yol açtığı sıkıntıların üstesinden gelerek, esnafın tezgâhlarını açık tutmasını, hatta geliştirmesini sağlamak için devletin tüm imkânlarını seferber ettiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar ülkemizde kökünü bir türlü kurutamadığımız kadrolu felaket tellalları endişe ve karamsarlık havası yaymak için uğraşsa da sizler bu samimi gayretlerimizi biliyorsunuz. Şeamet tellallarına kalsa, Türkiye’nin bugüne kadar defalarca battığını, bittiğini ve yerle yeksan olduğunu” söyledi.
“HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ UYGULAMALAR SAYESİNDE DÜNYANIN EN YÜKSEK BÜYÜME RAKAMLARINA ULAŞTIK”
Gelişmiş ülkelerin bile ciddi sarsıntılar yaşadıkları dönemde, Türkiye’nin kayıplarını kısa sürede telafi ederek, yoluna devam ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Neşet Usta, mekânı cennet olsun, diyor ki: ‘Kendi kendisinden utanmayan, yeryüzünde hiç kimseden utanmaz.’ Türkiye’nin ve milletinin felaketinden kendine iktidar çıkarmaya çalışanların da utanması olmadığını hep birlikte görüyoruz. Sıkıntılarımız, sorunlarımız, dertlerimiz yok mu? Elbette var ama hiçbiri el ele, gönül gönüle vererek çok çalıştığımızda üstesinden gelemeyeceğimiz hususlar değildir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki son gelişmelere değinerek, şunları kaydetti: “Aldığımız tedbirler ve hayata geçirdiğimiz uygulamalar sayesinde, dünyanın en yüksek büyüme rakamlarına biz ulaştık. İhracatta, rekor üstüne rekor kırıyoruz. İstihdam, salgın dönemi öncesinin dahi üstüne çıktı. Yatırımcılarımız, üretimi artırmak için makine bulmakta, hammadde temininde, lojistik kanallarını genişletmekte zorlanıyor. Kimi ülkeler gibi hazırda paramız veya zahmetsiz para getiren kaynaklarımız olmadığı hâlde, bu başarıları yakaladığımıza özellikle dikkat çekmek istiyorum.”
Enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıları da gayet iyi bildiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maliyetleri düşürmek ve fırsatçılarla mücadele etmek suretiyle en kısa sürede enflasyonu da kontrol altına alarak, raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada hiçbir şey bizim değil, bizim olan verdiğimiz emektir” diyen Neşet Usta’nın gönül diliyle ifade ettiği gerçek, hayatın her alanında hâkim kılındığında, her sorunun kendiliğinden çözüm yoluna gireceğini vurguladı.
ŞEKER PANCARI 2021 YILI ALIM FİYATLARI
Türkiye’nin önemli şeker pancarı üretim merkezlerinden biri olan Kırşehir’den, 2021 yılı alım fiyatlarını da açıklamak istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl şeker pancarı üretiminde 23 milyon tonla Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştık. İnşallah bu yıl da bereketli bir sezon geçireceğimize inanıyorum. Şeker pancarının alım fiyatını, geçtiğimiz yıl ton başına 336 lira olarak belirlemiştik, bu yılki şeker pancarı alım fiyatımız ton başına 420 liradır. Yüzde 25’lik bir artışı ifade eden şeker pancarı alım fiyatımızın ülkemize ve çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, şanlı tarihiyle bağlarının kesilmeye çalışıldığı bir dönemin yaşandığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Ahi Evran başta olmak üzere bizi biz yapan, bu toprakları vatanımız hâline getiren, medeniyetimize rengini veren değerlerimizi, milletimize unutturmak isteyenler var. Eğitim sistemimizden kültür politikalarımıza ve medyamıza kadar tüm taşıyıcı kanallarımız bu doğrultuda düzenlendi ama milletimiz, değerlerini tüm kalbiyle ve ruhuyla sahiplenerek, bu gayretleri boşa çıkarmıştır. Hamdolsun, artık milletimizi tarihiyle ve medeniyetiyle en güçlü şekilde tekrar buluşturmak için imkânlarımızı seferber ettiğimiz bir dönemdeyiz. Eğitim ve kültür politikalarımızdan mimarimize kadar her alanda bu anlayışın tezahürlerini görmek mümkündür. UNESCO takvimine, bu yıl dâhil edilmesini sağladığımız yıl dönümleri bile, tek başına, bu yaklaşımın nasıl derinleştiğini anlatmaya yeterlidir. Ahi Evran Yılı kapsamında düzenlenen etkinlikleri bu şekilde görüyorum.”
Ahilik Haftası çerçevesinde, lise öğrencileri arasında yapılan “Yardımlaşma ve Adil Paylaşım” konulu resim yarışmasında dereceye girenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine, yılın çırağı, kalfası ve ahisi ödülleriyle ahilik hizmet ödülünün takdim edileceği arkadaşlarımızı da tebrik ediyorum. Bizi, Ahilik Onur Ödülü’ne layık gören ahilerimize şükranlarımızı sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hitabının ardından Ahi Evran Yılı Resim Yarışması’nda dereceye girenlere ödüllerini verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34. Ahilik Haftası Ödül Töreni kapsamında, Trabzon’dan Yaprak Meral’a “yılın çırağı”, Antalya’dan Ali Korkmaz’a “yılın kalfası”, Hatay’dan Behzat Böke’ye “yılın ahisi” ödülünü verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahi Evran Veli’nin türbesini ziyaret ederek dua etti. Daha sonra AK Parti Kırşehir İl Başkanlığı yeni il binasının açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırşehir’de farklı bir gün yaşadıklarını, Ahi Evran ile yeni bir döneme girdiklerini söyledi.
Ahi Evran’ın tüm ahlak anlayışını, özellikle esnaflıktaki anlayışını andıklarını, ödül törenleri düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir katılımla bu toplantıyı gerçekleştirmenin kendilerine ayrı bir şevk ve onur verdiğini söyledi.
2021’in Ahi Evran Hazretleri’nin doğumunun 850. yıl dönümü münasebetiyle UNESCO tarafından Ahi Evran Yılı ilan edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu senenin aynı zamanda vefatlarının 700. ve 750. seneyi devriyesi olması hasebiyle Yunus Emre ve Hacı Bektaş yılı olduğunu hatırlattı.
Sene başından beri düzenledikleri programlarla ülke, millet ve bu topraklardaki medeniyet birikimi açısından büyük önem ve mana taşıyan yıl dönümlerini hakkıyla değerlendirmeye çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin, Anadolu’nun manevi mimarlarını tanımasını, anlamasını arzu ediyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İl Başkanlığının yeni binasıyla bundan böyle Kırşehir’de çok daha farklı bir AK Parti etkinliği yaşanacağına, yeni il başkanı ve yeni yönetimle de Kırşehir’de AK Parti’nin bu döneminin çok daha farklı olacağına inandığını dile getirdi.
Her alanda olduğu gibi, siyasi faaliyetlerde de modern ve geniş binalara sahip olmak gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atalarımız bunun için ‘Şerefül mekân bil mekin’ demişlerdir. Yani bir mekâna şeref katan oradaki insanlardır. Şimdi de yeni yönetim, inanıyorum ki bu binaya yeni bir zenginlik, yeni bir güç katacaktır. Kapı kapı dolaşmak suretiyle girilmedik mekân, çalınmadık kapı bırakılmayacak ve böylece 2023 Kırşehir’de gerek cumhurbaşkanlığı gerekse milletvekilliği seçimleri için yeni bir dönemin adresi olacak. Günümüz kutlu, geleceğimiz hayırlı olsun. Yeni hizmet binamız Kırşehir’e, Kırşehir siyasetine hayırlı olsun” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindekilerle kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.
Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.
Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.
Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.
Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”
Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”
“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.
Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.
Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, “İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgemizin bu köklü tarihine uygun olarak, medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istiyoruz. Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın; kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” ana temasıyla NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında bir konuşma yaptı. Açılış programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başladı. Antalya Diplomasi Forumu’nun 4’üncü buluşmasında devlet ve hükûmet başkanlarıyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine buradan savaşların, çatışmaların, ölümlerin acısını yüreklerinde taşıyan tüm mazlumları, ülkem ve milletim adına selamlıyor, kendilerine dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum” ifadesini kullandı.
Dünyanın dört bir yanından foruma teşrif eden, her bir misafire teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 gün sürecek programların, dünya ve insanlık için, özellikle coğrafyadaki mazlum ve mağdurlar için hayırlara vesile olmasını diledi.
“GÜÇ YARIŞININ YERİNE KÜRESEL VİCDANI TERCİH ETTİĞİMİZİ HEP BİRLİKTE DÜNYAYA BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomasinin nabzının attığı, global bir markaya dönüşen forumun 4’üncüsünü başarıyla tertip eden Dışişleri Bakanlığı ve Bakan Hakan Fidan ile mesai arkadaşlarını, organizasyona destek veren tüm kuruluşları tebrik etti, bakanlığı döneminde forumun hayata geçirilmesine öncülük eden Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nu da kutladı.
“Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek” temasıyla düzenlenen forum kapsamında icra edilecek panellerin ve görüşmelerin katılımcılara verimli bir ufuk turu yaptırmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yerini alan foruma yönelik yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Bugün burada çatışmaların yerine diyaloğu, kutuplaşmanın yerine ortak aklı, güç yarışının yerine küresel vicdanı tercih ettiğimizi hep birlikte dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Antalya’dan tüm dünyaya verdiğimiz bu barış ve dostluk mesajları, Antalya Diplomasi Forumu’nu muadillerine göre farklı bir yerde konumlandırıyor. Her yıl olduğu gibi 3 gün boyunca binlerce katılımcı, kritik bölgesel ve küresel konularda fikir alışverişinde bulunup çözüm önerilerini ele alacaklar. Küresel diplomasinin kalbi, 3 gün boyunca yine Antalya’da atacak” dedi.
“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, ÇÜNKÜ İNSANLIK BEŞTEN BÜYÜKTÜR”
Foruma yapacakları değerli katkılar için katılımcılara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanlık, arka arkaya yeni teknolojik hamleler gerçekleştirirken uluslararası sistem çağa ayak uydurabilmesi noktasında aynı başarıyı sergileyemiyor. Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde uluslararası toplumun daha adil, daha vicdanlı politikalar geliştirmede maalesef yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu eksikliği, başta bölgemizde yaşanan çatışmalar ve gerilimler olmak üzere çok geniş bir alanda her gün hissediyoruz. Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız, böyle bir anlayışın hâkim kılınmasıdır. Türkiye, sahip olduğu tecrübe, tarihî, beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerdendir. Burada öncelikle bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayım. Biz sorunların uzağında, konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Stratejik önemi yüksek olduğu kadar, krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal girişimleri, Haçlı Seferleri, emperyalist oyunlar, karışıklık çıkarma, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizde hiç eksik olmadı. 1. Dünya Savaşı’ndan, Soğuk Savaş’a kadar büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı, en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yine burasıydı.”
“BİZ BU COĞRAFYANIN SADECE SAKİNLERİ DEĞİL AYNI ZAMANDA SAHİPLERİYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun, savaş, kriz ve gerilimin yine Türkiye’nin yakın çevresinde cereyan ettiğini vurgulayarak, “Şunu da iftiharla söylemek durumundayım; biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz, aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asırlar boyunca yine burada olacağız” diye konuştu.
İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgenin, bu köklü tarihine uygun olarak medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın, kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Elbette bunun kolay olmadığını biliyoruz” ifadesini kullandı.
“İSRAİL, FİLİSTİN HALKINA KARŞI APAÇIK BİR SOYKIRIM UYGULUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışın, savaştan daha fazla emek istediğinin farkında olduklarını belirterek, kolayı değil her zaman zoru seçtiklerini, bugün de zor olanın tarafında bulunduklarını vurguladı.
Bu anlayışla Ukrayna, Sudan, Libya, Somali gibi yakın dostluk içinde olunan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için mücadele ediyorlarsa, Afrika ve Asya’da da ara buluculuk ve kolaylaştırıcılık gibi inisiyatiflerle sorumluluk üstlendiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Komşularımızla iyi ilişkiler tesis ederek, işbirliği imkânlarını, ticaret imkânlarını genişleterek, ayrıca çatışan taraflar arasında diyalog köprüleri kurarak ülkemizin etrafında bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmak çabasındayız. Şunu tüm samimiyetle bugün bir kez daha belirtmek isterim; bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yoktur. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle, yani insanlarla, yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım, ‘zulüm ile abad olunmaz’ diyoruz. ‘Sömürü ve çatışma üzerine müreffeh bir gelecek inşa edilmez’ diyoruz.
Küresel vicdan ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında malumunuz Filistin’deki, özellikle de Gazze’deki zulüm geliyor. İsrail, 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna karşı sesimizi yükseltmek, bu zulme itiraz etmek, buna olabilecek en güçlü tepkiyi vermek bizim sadece kardeşlik değil aynı zamanda insanlık vazifemizdir, insanlığımızın bir gereğidir. Çünkü hepimiz bir kalp taşıyoruz. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır.”
İsrail ordusunun birkaç gün önce Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde gazetecilerin kaldığı bir çadırı bombaladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu saldırıda 3 gazeteci hayatını kaybetti, yine 9’u medya mensubu 10 kişi ağır şekilde yaralandı. Şehit edilenlerin de biri Ahmet Mansur adında bir gazeteci. Saldırının ardından çadırın içinde diri diri yanan Ahmet Mansur’un görüntüleri bir yandan hepimizi dehşete düşürürken diğer taraftan İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarını da bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail yönetimi bugüne kadar 211 gazeteciyi katletti, öldürdü. Sadece bu sabah Han Yunus’ta aynı aileden 7’si çocuk, 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse, soruyorum nedir?” ifadesini kullandı.
İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail tarafından ambulansın içinde yaralılara yardıma giden sağlık personelinin infaz edildiğini, masum bebeklerin, çocukların, yıkıntılar arasında hayata tutunmaya çalışan kadınların acımasızca katledildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu lütfen kendimize soralım. Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için, İsrail terör devletidir. Başka bir ismi olamaz” diye konuştu.
İsrail hükûmetinin, Filistin halkını topraklarından söküp atmaya, ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya çalıştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan işlediği her suç hukuk önünde cevapsız kalan İsrail’in her seferinde daha kanlı, daha vicdansız saldırılara kalkıştığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in işgali karşısında meşru direniş haklarını kullanan Filistinlilere “terörist” diyerek katliamlarını meşrulaştırma peşinde olduklarını ifade ederek, “Filistin halkının işgal karşısındaki kahramanca mücadelesini kimse ‘terörizm’ yaftası vurarak karalayamaz” ifadesini kullandı.
Filistinlilerin 7 Ekim 2023’ten beri topraklarını savunduğunu ve insanlığın iftihar vesilesi olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tarih boyunca olduğu gibi bugün de Filistinlilerle tam bir dayanışma içinde hareket ettiğini vurguladı.
“ORTA DOĞUDA BARIŞ ANCAK, İSRAİL-FİLİSTİN MESELESİNİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ TEMELİNDE MÜMKÜNDÜR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “500 sene önce topraklarından kovulan tüm o İsrail halkını, Yahudileri, kapımızı açarak biz bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye de aynısıdır. Saldırıların başladığı günden bu yana 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye gönderdik. İnşallah bundan sonra da Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. İsrail’in Gazze’deki devlet terörü devam ettikçe, ateşkes çabaları sabote edildikçe, masumların üzerine bomba yağdıkça bölgemize kalıcı barışın gelmesi oldukça zordur. Tekrar vurguluyorum. Orta doğu’da barış ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümü temelinde mümkündür. Bu da 1967 sınırları dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne haiz bir Filistin devletinin kurulmasına bağlıdır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha sorumluluk üstlenmeye, akan kanı durdurmaya, Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum.”
“SURİYENİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KONUSUNDA, BÖLGEDE TÜM AKTÖRLERLE ANLAYIŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”
İsrail’in özellikle Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını doğrudan tehdit eden sorunlu bir ülkeye dönüşmekte olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarının terör örgütü DEAŞ’la mücadele çabalarını da sekteye uğrattığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye’de etnik ve dini aidiyetleri kaşıyarak, ülkedeki azınlıkları hükûmete karşı kışkırtarak 8 Aralık devrimini dinamitlemeye çalışıyor. Bakın, Türkiye’nin bu konudaki tutumu gayet nettir. Biz komşumuz Suriye’de 14 yıl süren çatışma ve istikrarsızlığın yükünü en fazla çeken, bunun bedelini ödeyen ülkelerden biriyiz. 8 Aralık devrimiyle sadece Suriye’de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrarın tesisine yönelik yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz. Suriye’nin yeni bir istikrarsızlık girdabına sürüklenmesine göz yummayız. Toplam 911 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve güvenliğini kendimizden ayrı görmediğimizi, burada özellikle dile getirmek istiyorum. Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyeti olanlar hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğukkanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı, sükûnetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir.”
Türkiye’nin dış politikada gizli niyetlerle, gizli ajandalarla değil, ilkelerle hareket eden bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bölge halkları için barış, istikrar, refah ve güven istediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarının muhafazası noktasında Sayın Trump ve Putin başta olmak üzere bölgede nüfuz sahibi tüm aktörlerle anlayış birliği içindeyiz, çok yakın diyalog hâlindeyiz. Gerek bu anlayış birliği, gerek ülkemizin güvenlik planlamaları, gerekse Suriye hükûmetiyle aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.
Yeniden Asya Açılımı ile Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün arttırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ortaklık politikasıyla da kazan-kazan yaklaşımıyla iş birliklerinin geliştiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney Kafkasya’da kalıcı istikrarın sağlanması için çabalarımız sürüyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor, komşumuz Yunanistan’la olumlu atmosferlerin muhafazası için çalışıyoruz. Balkanlar’daki gelişmeleri çok yakından takip ediyor ve bölge ülkeleriyle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Orta Asya’daki kardeş cumhuriyetler dış politikamızdaki özel yerlerini her geçen gün daha da pekiştiriyor” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE OLMADAN AVRUPA GÜVENLİĞİNİN DÜŞÜNÜLEMEYECEĞİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin yoğun çabalarıyla son yıllarda entegrasyon noktasında önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı bu işbirliğimizin güçlendirilmesine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı son dönemde arttırdık. Adada, adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz. Avrupa Atlantik güvenliğinin temeli olan NATO, Türk dış politikasının ve ülkemizin güvenliğinin yapı taşlarından biridir. NATO’nun geleceği ve Avrupa güvenlik mimarisine dair tartışmaların gündemde olduğu bugünlerde, Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna komuta eden Türkiye, özellikle son yıllarda büyük atılım yaptığı savunma sanayisiyle Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır.”
“AVRUPA BİRLİĞİ TAM ÜYELİĞİ, ÜLKEMİZİN STRATEJİK HEDEFİDİR”
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bir geçerliliğinin olmadığını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB tam üyeliğinin hâlen Türkiye’nin stratejik hedefi olduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ancak kimi zaman korkulardan, kimi zaman ön yargılardan, kimi zaman da Birliği içeriden esir almış aktörlerden dolayı Avrupa Birliği, üyelik sürecimizin ilerletilmesi hususunda gereken iradeyi sergileyemiyor. Daha doğru bir ifadeyle bugün kimi Avrupa ülkeleri bundan üç çeyrek asır önce Avrupa Birliği’ne hayat veren ufku, cesareti ve stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Diyoruz ki, eğer Avrupa Birliği mevcut sınamaların üstesinden gelmek, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek istiyorsa buna göre davranmalı, bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye, tam üye olarak Birlik’teki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecimizi ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. Avrupa Birliği’nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir savunma sanayisi olmadan güçlü bir dış politikanın uygulanamayacağını belirterek, Türkiye’nin bugünkü özgüvenini diğer adımlarıyla birlikte savunma sanayisi alanındaki atılımlarına borçlu olduğunu kaydetti.
“Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin silahlı, silahsız insansız hava araçları, gemiler, helikopterler, tanklar, roket ve füzelerin yanı sıra daha pek çok yetenekle kendi ihtiyaçlarını karşılamanın çok ötesine geçtiğini dile getirdi.
“ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİMİZE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”
Savunma sanayisinde yıllık 10 milyar dolar ihracat hedefine her geçen yıl emin adımlarla yaklaşıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dost ve kardeş ülkelerle savunma işbirliğimizi de giderek güçlendiriyoruz. Müttefikimiz ve stratejik ortağımız Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisiyle olan yakın dostluğumuzun da katkısıyla Amerika’yla ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum. Köklü bir geçmişe sahip olduğumuz Rusya Federasyonu ile ilişkilerimiz, çok boyutlu bir zeminde günden güne gelişiyor. Ortak coğrafyayı paylaştığımız Rusya’yla işbirliğimizi karşılıklı menfaat ve saygı temelinde ilerletmekte kararlıyız. Dördüncü yılına gelen Rusya-Ukrayna Savaşı’nın adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasıyla sona erdirilmesi önceliğimiz olmaya devam ediyor. Karadeniz girişimi, esir takası ve İstanbul Süreci başta olmak üzere birçok adım attık. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli ve proaktif tutumumuzu inşallah aynı şekilde sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile de ilişkileri geliştirmenin gayretinde olacaklarını belirterek, “Gümrük tarifeleri üzerinden kızışan ticari rekabetin yıkıcı hâle gelmemesi için elimizden geleni yapmaktayız. Şoklara karşı dirençli ekonomisiyle Türkiye, bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, Allah’ın izniyle yeni dönemin kazananlarından da biri olacaktır” dedi.
Türkiye’nin terörden kurtulduğunda ekonomide farklı bir ivme kazanacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizin 40 yılına, binlerce vatandaşının canına ve milyarlarca dolar kaynağına mal olan terör belasından da kurtulduğumuzda inşallah ekonomide çok farklı bir ivme yakalayacağız. Türkiye Yüzyılı ifadesinde anlamını bulan ülkümüze inşallah sizlerin de desteğiyle ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyoruz. Antalya Diplomasi Forumu’nun da bu vizyonumuzun gelecek nesillere ve tüm dost ülkelere anlatılmasına vesile olacağına inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayiinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, baş başa ve heyetler arası görüşmeleri ile anlaşmaların imza töreninin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.
Dost ve kardeş Endonezya’yı son olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı vesilesiyle şubat ayında ziyaret ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, misafirperverliklerinden dolayı Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ve Endonezya makamlarına şükranlarını sundu.
Karşılıklı temasların iki ülke arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin ulaştığı müstesna düzeyi ortaya koyduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Değerli kardeşim Subianto’nun Türkiye Büyük Millet Meclisimizde bugün yaptıkları tarihî nitelikteki hitabı ülkelerimiz arasındaki kadim kardeşliğin en güzel tezahürüdür. Endonezya ile bu sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Tabii tarihî bağlarımız bundan 400 yıl öncesine dayanıyor. Az önce kültür, afet ve acil durum yönetimi ile iletişim alanlarında belgeleri imzaladık. Ticaret hacmimizi karşılıklı fayda temelinde ve dengeli şekilde 10 milyar dolar hedefine yükseltmek için atılabilecek adımları değerlendirdik. Savunma sanayinden müteahhitliğe, sağlık ve enerjiden gıda sektörüne kadar iş birliğimizde yeni açılımlar yapma hususunda mutabık kaldık. Savunma sanayi bağlamında ortak üretim dâhil olmak üzere mevcut projelerimizi ve yeni iş birliği imkânlarını değerlendirdik.”
“HALKLARIMIZ ARASINDAKİ BAĞLARI DAHA DA GÜÇLENDİRMEYİ HEDEFLİYORUZ”
İki önemli turizm ülkesi olan Türkiye ve Endonezya arasındaki beşeri hamleler ile temasların geliştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Geçtiğimiz yıl Endonezya’dan ülkemize 203 bin, ülkemizden Endonezya’ya ise yaklaşık 50 bin turistin ziyaretinden memnuniyet duyuyoruz. Bayrak taşıyıcı hava yollarımızın sefer sayılarının artırılması suretiyle bu rakamların katlanacağına inanıyorum. Halklarımız arasındaki bağları, kültür ve eğitim alanlarındaki iş birliğimizi ilerleterek daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Endonezyalı gençlerin Türkiye Burslarına artan ilgisini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ülkemizde eğitim almış yaklaşık 5 bin Endonezyalı kardeşimizin her birini kültür elçileri olarak görüyoruz.”
“FİLİSTİN DAVASININ SAVUNULMASINDA ENDONEZYA İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Türkiye’nin Endonezya ile Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, G20, D8 ve MIKTA dâhil tüm uluslararası platformlardaki iş birliğini sürdürdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Endonezya’nın Filistin meselesine ilişkin tutumunu takdirle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemde Gazze’nin yeniden inşasında ve Filistin davasının savunulmasında Endonezya ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun, Antalya Diplomasi Forumu’na da katılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “‘Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek’ temasıyla yapılacak bu önemli etkinliğe gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyuyorum. Şüphesiz bu yoğun ilgi ülkemizin küresel diplomasideki artan ağırlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Biz de ayrıca, forum marjında çok sayıda görüşme gerçekleştireceğiz. Bu düşüncelerle Cumhurbaşkanı Sayın Subianto’nun ziyaretinin ikili ve çok taraflı iş birliğimize katkıda bulunacağına gönülden inanıyorum. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.”
Ortak basın toplantısında konuşan Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye sıcak karşılamaları ve iki ülke arasındaki iş birliğini desteklemesi yönündeki gayretleri için teşekkür ederek, Türkiye-Endonezya arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yılında olduklarını ve daha güçlü bir iş birliği istediklerini belirtti.
ENDONEZYA CUMHURBAŞKANI SUBİANTO: “HER İKİ ÜLKE OLARAK İSLAM DÜNYASINDA POZİTİF BİR GÜÇ OLMAK İSTİYORUZ”
Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, iki ülkenin benzer tarihe ve vizyona sahip olduğunu ifade ederek, “Her iki ülke olarak İslam dünyasında pozitif bir güç olmak istiyoruz. Bu anlamda bu sorumluluğu da üstlenmemiz gerek. Küresel güneyin liderleri olarak, stratejik ortaklar olarak yeni bir küresel düzen yaratma sorumluluğunu üstlenmemiz gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’nun huzurunda iki ülke arasında üç anlaşma imzalandı.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
“AFAD ile Endonezya Ulusal Afet Yönetimi Kuruluşu arasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Endonezya Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi arasında Medya, Halkla İlişkiler ve İletişim Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”
“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Endonezya Kültür Bakanlığı arasında Kültürel İşbirliği Anlaşması”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Türkiye ve Endonezya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren ve heyetlerini takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı’nın 180. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Türk Polis Teşkilatı heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Kabuldeki konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı’nın kuruluşunun 180. yıl dönümü münasebetiyle Emniyet Teşkilatı ile bir araya gelmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu dile getirdi.
Türk Polis Teşkilatı’nın gayretlerini görmemezlikten gelmenin mümkün olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün sizlerle bir araya gelerek bu anlamlı programı gerçekleştirmek bizleri gerçekten mutlu etmiştir. Polis Teşkilatımızın 180. kuruluş yıl dönümünü özellikle canıgönülden tebrik ediyorum. Yarından itibaren kutlamaya başlayacağımız Polis Haftası’nın da Emniyet teşkilatımız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Hafta boyunca yapılacak etkinliklerin aramızdaki birlik ve beraberliği güçlendirmesini temenni ediyorum. Ülkemizin emniyeti, milletimizin geleceği için tereddüt etmeden canlarını feda eden tüm şehit polislerimizi, askerlerimizi, jandarmalarımızı, güvenlik korucularımızı rahmetle yâd ediyorum. Hayatta olan gazilerimize hayırlı ve bereketli ömürler diliyor, her birine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”
“MİLLETİMİZİN GÜVEN VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMASI İÇİN GECE GÜNDÜZ DEMEDEN FEDAKÂRCA GAYRET SARF EDİYORSUNUZ”
“Emniyet Teşkilatı olarak sizler son derece önemli, önemli olduğu kadar da bizleri geleceğe taşıyan hem de canlarınız pahasına bir icra kabiliyeti taşıyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bir yandan ülkemiz satında huzur ve asayişi sağlarken, diğer yandan suçun ve suçlunun her türlüsüyle cansiparane mücadele ediyorsunuz. Milletimizin güven ve huzur içinde yaşaması için gece gündüz demeden fedakârca gayret sarf ediyorsunuz. Askerimiz, jandarmamız, güvenlik korucularımız, bekçilerimiz ve istihbarat mensuplarımızla birlikte çetelere, şehir eşkıyalarına, teröristlere, zehir tacirlerine, kaçakçılara, kısacası suçluların hiçbirine göz açtırmıyorsunuz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik güçlerinin hangi zorlu şartlar altında çalıştığını, milletin huzur ve emniyeti için nelerden feragat etmek zorunda kaldığını gayet iyi bildiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Kimi zaman sokakların terörize edildiği, sizlere taşla, sopayla hatta baltayla, asitle saldıran azgın azınlığın tedhişiyle, kimi zaman zehir tacirlerinin, suç şebekelerinin, eli kanlı çetelerin sinsi oyunlarıyla, kimi zaman trafik magandalarıyla, tarihî eser ve insan kaçakçılarıyla, kimi zaman da 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi milletimizin geleceğine kasteden hainlerle nasıl mücadele ettiğinizi elbette çok iyi biliyorum. Sizlerle birlikte büyük bir özveriyle çalışan polislerimizin her birini yürekten tebrik ediyorum. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin, sizleri her türlü beladan, musibetten, kötülükten muhafaza eylesin diyorum. Hükûmet olarak bizler de gerek insan kaynağı, gerek teknoloji ve teçhizat noktasında polisimizin güçlendirilmesi için devletimizin tüm imkânlarını seferber ediyoruz.”
Emniyet teşkilatının aileleriyle birlikte milletin de gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizler huzurumuzun, esenliğimizin, emniyetimizin teminatısınız. Hangi hesapla olursa olsun size saldırılmasına, sizin ahlaksız ve alçak iftiralarla töhmet altında bırakılmanıza müsaade edemeyiz. Kendini bilmez tiplerin son haftalarda polisimizi hedef alan saldırılarının sebebi sizlerin görevinizi layıkıyla yapmanızdır. Emniyet birimlerimiz, İstanbul merkezli yolsuzluk soruşturması üzerinden sokaklarımızda estirilmek istenen eşkıyalığa fırsat vermemiştir. Çapulcuların her türlü hakaretlerine, saldırı ve kışkırtmalarına rağmen hukuk kuralları içinde vazifelerini bihakkın yerine getirmişlerdir. Gezi olayları vari provokasyon girişimleri sahiplerinin ellerinde patlamıştır. Sizlerin şahsında tüm polislerimizi tebrik ediyor, emekleri, gayretleri, sabırları dolayısıyla kendilerini ayrı ayrı kutluyorum. Rabbim hepinizin yar ve yardımcısı olsun. Bu düşüncelerle Polis Teşkilatımızın 180. kuruluş yıl dönümünü ve Polis Haftanızı bir kez daha tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize tekrar şükranlarımı sunuyorum. Her birinize görevlerinizde Rabbimden üstün başarılar niyaz ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nın ardından makam aracıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Türk Polis Teşkilatı’nın 180. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla özel bir karşılama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın makam aracının Külliyeye girişi sırasında polis sirenleri çalındı.
Cumhurbaşkanlığı Koruma Hizmetleri Genel Müdürlüğü personelinin çiçek takdim ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan, nöbet tutan personeli selamladı.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Mart 2025’te 23,4 milyar dolarla tarihin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamını elde ettiklerini belirterek, “Mayıs ortasında ABD’ye yapacağımız ziyarette, ilave gümrük vergilerini konuşacağız. İhracatımızı artırmak için hazırlığımızı yaptık.” dedi.
Bakan Bolat, Bakanlıkta Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ile düzenlediği basın toplantısında, mart ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Kararlılıkla uyguladıkları ekonomik programın, olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini bildiren Bolat, pandemi döneminde dahi büyüme performansını sürdürmeyi başaran Türkiye ekonomisinin, 2020’de yüzde 1,9, 2021’de yüzde 11,4, 2022’de yüzde 5,5, 2023’te yüzde 5,1, 2024’te ise yüzde 3,2 oranında büyüdüğünü hatırlattı.
Ticaret Bakanı Bolat, Türkiye’nin Dünya Bankasının tanımlarına göre üst gelirli ülkeler ligine yükseldiğine işaret ederek, “Bunun yanında şubat istihdam verileri de bir başka sevindirici gösterge. İşsizlik oranı yüzde 8,2’ye geriledi. Bu son 10 yılın en düşük rakamı olarak kayda geçti ve tam 13 yıl sonra 3 milyon işsiz sayısının altına düşerek, 2 milyon 850 bin civarında rakama geriletmiş durumdayız. Dün açıklanan enflasyon oranı da yine başka bir sevindirici gösterge. Tam 39 ay sonra enflasyon yüzde 38,1’e indi. Özellikle vurgulamak isterim ki geçen yılın mayıstan bu yana enflasyon oranında 37,5 puan gerileme sağlanmış durumdadır.” diye konuştu.
“Mayıs ortasında ABD’yi ziyaret edeceğiz” Yaza doğru tarımsal ürünlerin bollaşması ve fiyatlarının satın alınabilir makul seviyelere gerilemesiyle, enflasyondaki düşüşün bir miktar daha hızlanacağına dikkati çeken Bolat, hizmetler sektöründe özellikle bazı katılıkların da gevşemesiyle beraber enflasyondaki hedeflere yönelik çalışmaların başarılı olacağını söyledi.
Bakan Bolat, küresel çaptaki bazı gelişmelerin de ticareti etkilediğine vurgu yaparak, “Trump yönetimi, bütün dünya ülkelerine ilave gümrük vergisi uygulama kararı aldı. Türkiye de yüzde 10 ilave gümrük vergisi uygulanan ülkeler arasında yer aldı. Ancak başta Uzakdoğu olmak üzere, Türkiye ile rekabet eden ülkeler konumunda olan ülkelere çok daha yüksek oranlarda ilave gümrük vergileri getirildi. Türkiye için uygulanan ilave gümrük vergisi konusunda mayıs ortasında ABD’ye yapacağımız ziyarette bu konuları konuşacağız. ABD ile karşılıklı ticaret ve ihracatı arttırmak üzere, çalışmalarımızı hızlandırma kararı aldık, hazırlıklarımızı yaptık.” değerlendirmesinde bulundu.
Söz konusu yeni dönemi, avantajlı duruma çevirmek için gayret edeceklerini dile getiren Bolat, aynı zamanda diğer ülkelerin ihraç pazarlarında ve Türkiye pazarında zorlamaları karşısında da tedbirler alacaklarını bunu da iş dünyası ve ihracatçılarla planlayacaklarını vurguladı.
“Tarihimizin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamını elde ettik” Ticaret Bakanı Bolat, mart ayı dış ticaret verilerinin müjde niteliğinde olduğunun altını çizerek, “Tarihimizin en yüksek ikinci mart ayı ihracat rakamını elde ettik, yüzde 3,2’lik artışla 23.4 milyar dolara ulaştık. İki takvim gününün kaybedilmesine rağmen, bu başarıyı ihracatçılarımızla birlikte elde ettik. Tüm ihracatçılar ailesine çok teşekkürler ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Mart 2025’te elde edilen 23,4 milyar doların aylık bazda cumhuriyet tarihinin en yüksek 5. ihracatı olduğunu dikkati çeken Bolat, takvim etkisi olmasaydı bu rakamın çok daha yüksek seviyelerde olabileceğini belirtti.
Bakan Bolat, son 22 ayın 13’ünde aylık ihracat rekoru kırıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Cumhuriyet tarihimizin, yıllıklandırılmış en yüksek rakamına martta ulaştık. Son 12 ayda, 263,4 milyar dolar mal ihracatı gerçekleştirdik, bu da yıllıkta yüzde 2,1 artış demektir, toplamda 5,5 milyar dolar ilave artış anlamına gelmektedir. 28 Mart’ta 2 milyar 65 milyon dolar günlük ihracatla, Cumhuriyet tarihimizin en yüksek ikinci günlük ihracat rakamını elde ettik. 35 milyon dolar daha olsaydı en yüksek günlük ihracat rakamına da ulaşmış olacaktık. Martta ithalatımız ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,3 artarak, 30,7 milyar dolar oldu. Bu durum, uluslararası doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle enerji ithalatında yaşanan artışın etkisiyle oldu. Altın ve enerji hariç tutulduğunda, ithalatımız Mart ayında yüzde 0,9 oranında sınırlı olarak artmıştır.” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, mayısın ilk haftasında İngiltere’ye gideceklerini belirterek, “Serbest Ticaret Anlaşmamızı hizmetler sektörüne ve bazı tarım ürünlerine genişletme konusunda yeni Ticaret Bakanı’yla görüşmelerimizi yapacağız.” dedi.
Marttaki dış ticaret açığının 7,3 milyar dolar olduğunu dile getiren Bolat, geçen yıl da 7 milyar 303 milyon olduğunu ve yüzde 0,5’lik azalış yaşandığını bildirdi.
Ticaret Bakanı Bolat, altın ve enerji hariç tutulduğunda dış ticaret açığının yüzde 23 gerilediğine dikkati çekerek, bu tutarın da 1,5 milyar dolar olduğuna işaret etti.
Geçen ay ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 76,3 olarak gerçekleştiğini anlatan Bolat, bu konuda Mart 2024’e kıyasla 0,7 puanlık artış yaşandığını söyledi.
İlk çeyrek ihracat ve ithalat verileri Bakan Bolat, bu yılın ilk çeyreğinin verilerine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı:
“Yılın üç ayı itibarıyla ihracatımız yıllık bazda yüzde 2,5 artarak 65,3 milyar dolara yükseldi. Burada yaklaşık 1 milyar 650 milyon dolar artış sağladık. İthalatımızda 3,9 milyar dolar artış var. Oradaki artış oranı yüzde 4,6 oldu. Bunun en önemli sebebi doğal gaz ithalatı. Uluslararası pazarlarda fiyatta büyük artış olduğu için ve bizim altın ithalatımızda bir miktar artış olduğu için bu artış ortaya çıkıyor. Dış ticaret dengemizde bu dönemde 22,6 milyar dolarlık açık var. Geçen yıl 20,3 milyar dolardı. Yani 2,3 milyar dolar dış ticaret açığımızda bir artış var. İhracatın ithalatı karşılama oranı da bu dönemde yüzde 74,3, burada da 1,6 puanlık gerileme var.”
“İhracatımızda son 1 yılda yüzde 2,1 artış, ithalatımızda yüzde 0,5 azalış söz konusu” Son 12 ayda ihracatın 263,4 milyar dolar olduğunu bildiren Bolat, “Bunun yanında ithalatımız da bu dönemde 348 milyar dolar oluyor. İhracatımızda son 1 yılda yüzde 2,1 artış, ithalatımızda yüzde 0,5 azalış söz konusu.” diye konuştu.
Ticaret Bakanı Bolat bu dönemde dış ticaret açığının 84,5 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, “2024’ü 82,2 milyar dolarla kapatmıştık. Yani dış ticaret açığımızda bir yıllıkta 2,3 milyar dolar artış var. Son derece makul, tolere edilebilir artıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı da son bir yılda yüzde 75,7’dir. Aralık 2024’te son 1 yıl yüzde 75,9’du. Orada da çok iyi durumdayız.” ifadelerini kullandı.
Yılın ilk çeyreğinde ihracatta en çok artan ve azalan ilk 5 fasıla da değinen Bolat, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kıymetli taş ve metallerde 1,4 milyar dolar, bunun yanında 474 milyon dolarla savunma sanayisindeki artışımız var. Motorlu kara taşıtlarında 249 milyon dolar, hava ve uzay taşıtlarında 205 milyon dolar ve demir ve çelikte 203 milyon dolar artış görüldü. İhracatımızda en çok azalış gösteren 5 fasılda da ilk sırada 376 milyon dolarla mineral yakıt. Niye biliyor musunuz? Petrol fiyatları düştüğü için. Geçen yılın ortalamalarına göre ham petrol ve rafine petrol ürünleri düşünce, hem ham petrol alıcısıyız hem de işlenmiş petrol satıcısıyız. Demir çelikten eşyada 239 milyon dolar, örülmemiş giyim eşyasında da 232 milyon dolar, kazan ve makinede de 200 milyon dolarlık bir azalışımız var.”
Bakan Bolat, söz konusu dönemde ithalatta en çok azalış 678 milyon dolarla demir ve çelik faslında yaşandığına işaret ederek, bunu, 294 milyon dolarla kazan ve makine, 289 milyon dolarla hububat, 206 milyon dolarla hava ve uzay taşıtları ve 118 milyon dolarla metal cevherleri fasıllarının takip ettiğini bildirdi.
Ticaret Bakanı Bolat, ithalatta artış gösteren kalemlerde de 1 milyar dolarla kıymetli taş ve metaller, 713 milyon dolarla mineral yakıt, 387 milyon dolarla kakao, 371 milyon dolarla canlı hayvan ve 355 milyon dolarla bakır eşyanın yer aldığına dikkati çekti.
“Mayısın birinci haftasında İngiltere’ye gideceğiz” Bölgeler bazında bakıldığında Avrupa Birliği’nin (AB) yılın ilk çeyreğinde birinci ihraç pazarı olduğuna vurgu yapan Bolat, “AB’ye 28,3 milyar dolar ihracatımız var. Bunun dışında Türk Devletler Teşkilatı’na yüzde 8,5’lik artışımız var. İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri’yle, Körfez ülkelerine, İslam ülkelerine ihracatımızda artışımız var.” ifadesini kullandı.
Bakan Bolat, ihracatta Almanya’nın bu dönemde de birinci sırada olduğunu belirterek, ABD’nin ikinci sırada geldiğini ve İngiltere’nin 3,9 milyar dolarla ikinciliği zorladığını söyledi.
Yılın üç ayında İtalya’ya 3,3 milyar dolar, Irak’a 2,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirildiğinin altını çizen Bolat, “İnşallah mayısın birinci haftasında İngiltere’ye gideceğiz. Serbest Ticaret Anlaşmamızı hizmetler sektörüne ve bazı tarım ürünlerine genişletme konusunda yeni Ticaret Bakanı’yla görüşmelerimizi yapacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
“AB’den iyimserlik işaretleri gelmeye başladı” Bakan Bolat, bölgeler bazında ilk sırada AB’nin geldiğini bildirerek, “AB’den iyimserlik işaretleri gelmeye başladı. Ocakta AB ülkelerinin ithalatında yüzde 10,5’luk bir artış oldu. Bu bizim için iyi bir haber.” dedi.
İthalatta da en çok azalış gösteren ülkelere ilişkin bilgileri paylaşan Bolat, şunları kaydetti:
“İthalatımızda en çok azalış gösteren ülkeler İtalya, İsrail, Rusya, Ukrayna, Kolombiya. İthalatımızda en çok artış gösteren ülkeler Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre, ABD, Güney Kore. Bunlar 3 aylık veriler. Biz İsrail ile 2 Mayıs 2024’te ticaret yapmama kararı aldığımız için nisandan sonra mayıs ayı itibarıyla zaten İsrail’den ithalatımız, ihracatımız, gümrüklerimiz, istatistiklerimizde olduğu gibi sıfır görünecek.”
Ticaret Bakanı Bolat, hizmetler ihracatının da kendileri için iftihar kaynağı olduğunu ifade ederek, bu alandaki ihracata bu yıl iyi başladıklarına vurgu yaptı.
Hizmetler ticaretine ilişkin kendi tahminlerini de paylaşan Bolat, Bakanlığın hizmetler ticareti ve cari işlemler açığı öngörülerini aktardı.
“Türkiye Yüzyılı’nı hep birlikte ticaret yüzyılı yapacağız” Bakan Bolat, ihracatçılara bu yıl 33 milyar liralık destek paketi tahsis edildiğini anımsatarak, Türk Eximbank’ın sermayesinin 22 ayda 4,5 kat artırıldığını dile getirdi.
İhracatçılar için kazandıkları dövizi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında (TCMB) bozdurma zorunluluk oranını yüzde 25’e düşürdüklerine dikkati çeken Bolat, sözlerini şöyle tamamladı:
“İhracatı Geliştirme AŞ’nin (İGE) kefalet verdiği miktar 106 milyar liraya çıkarıldı. Geçtiğimiz ay İGE 36 milyar lira daha ihracatçılar için kefalet paketi tahsis etti. Bütün bunlarla, inşallah, ihracatta Ticaret Bakanlığı olarak, hükümetimiz olarak, Merkez Bankamız, Hazine ve Maliye Bakanlığımız, TİM, DEİK, TOBB, bütün STK’lerimizle Türkiye Yüzyılı’nı hep birlikte ihracat yüzyılı, ticaret yüzyılı yapacağız.”
Ramazan Bayramı huzur demektir, ana baba sıcağı demektir. Bir masanın başında toplanmış gurbetler demektir. Çocuk sesleridir. Anne elinden börektir. Kardeş sevgisidir. Bayramlıktır en güzelinden. Bayram namazıdır; kapıda beklenilen babadır, atadır. Harçlıktır. Hatıralardır yad edilen. Unutulan yakınlar, uzun zamandır aranmamış akrabalardır. Evi saran kahkahalardır. Paylaşmaktır ekmeği, neşeyi, sevgiyi. Mutluluktur kısacası. Güzeldir bayram sabahları. Vefayı hatırlatır. Belki de insanlığımızı…
Heyecan ve özlemle beklenen kutsal Ramazan Bayramı geldi, hoş geldi… Bu mübarek bayramın Ülkemiz Milletimize sağlık, huzur, mutluluk, bolluk ve bereket getirmesini temenni ediyoruz. Hayırlı bayramlar diliyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Cumhurbaşkanı ve hükûmet olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda ülkemizi her alanda hak ettiği seviyelere çıkarmak için kararlılıkla çalışmayı ve mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.
“BU RAMAZANI DA GÖNÜL COĞRAFYAMIZDA YAŞANAN ZULÜMLER SEBEBİYLE BURUK GEÇİRDİK”
“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da azaptan kurtuluş olan bir ramazan ayını daha tamamlayarak kavuştuğumuz mübarek Ramazan Bayramınızı canıgönülden tebrik ediyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ramazan Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için huzura, felaha, esenliğe, kardeşliğe vesile olmasını diliyorum. Rabbime, bizleri sağlık ve afiyet içerisinde bir Ramazan Bayramı’na daha eriştirdiği için hamdü senalar ediyorum. Maalesef, bu ramazan ayını da gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan zulümler, katliamlar, acılar sebebiyle yine buruk geçirdik. Bilhassa Gazze’de yaşanan soykırım, bir parça vicdanı, ahlakı, izanı olan herkesin yüreğini parçalayacak görüntülerle, sürekli daha vahim bir boyuta ulaşıyor. Türkiye olarak, bu vahşete karşı duruşumuzu net bir şekilde ifade ediyor, yardımlarımızla kardeşlerimizin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ancak, Batılı ülkeler başta olmak üzere, dünya bu zulme karşı fiilen harekete geçmedikçe, zalimlerin cesareti ve cüreti artmakta, mazlumların feryatları arşa ulaşmaktadır. İnşallah önümüzdeki dönem, bu konuda tüm dünyada bir uyanışa vesile olur.”
“Diğer yandan komşumuz Suriye’de yaşanan bizi de yakından ilgilendiren gelişmeleri anbean takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve millî birliği çerçevesinde atılan adımları sabote ederek, güney sınırlarımızdaki istikrarsızlığı sürdürmek isteyenlerin farkındayız ve inşallah hiçbirine müsaade etmeyeceğiz” dedi.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZ DOĞRULTUSUNDA BAŞLATTIĞIMIZ ÇALIŞMALARI SÜRDÜRÜYORUZ”
“Terörsüz Türkiye” hedefleri doğrultusunda başlattıkları çalışmaları, yol haritalarına uygun şekilde sürdürdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimiz, çağrı yapılmasını sağlayarak üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi sıra örgütün çağrıya amasız, fakatsız uymasına gelmiştir. Bu konuda da sınırsız bir vakte ve tahammüle sahip değiliz. Daha fazla oyalanılmadan, örgütün kendini feshetmesini ve silahlarını tamamen bırakmasını bekliyoruz. Küresel, bölgesel ve iç dinamiklerimiz bize, böyle bir sürecin başarıyla neticelenmesine, hiç olmadığı kadar uygun bir zemin sunmaktadır. Bunu hep birlikte başardığımızda, ülkemizi 40 yıllık kanlı ve zorlu bir musibetten, inşallah tamamen kurtarmış olacağız” dedi.
“201 BİN KONUTUMUZUN ANAHTARLARINI HAK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİK”
Son iki yıldır gündemlerinin ilk sırasından asla düşürmedikleri bir diğer meselenin de deprem bölgesinin ayağa kaldırılması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle, 201 bin konutumuzun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettik. Yılsonuna kadar bu rakamı, konut ve iş yeri olarak 453 bine çıkartmayı hedefliyoruz. Böylece, milletimize verdiğimiz sözleri harfiyen yerine getirerek, depremin fiziki yıkımını tümüyle telafi ediyoruz. Her birini rahmetle yâd ettiğimiz kayıplarımızın hatırası, elbette ebediyen yüreklerimizde yaşayacaktır. Şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırarak bu büyük felaketle hayatları alt üst olan vatandaşlarımıza yeni bir ufuk, yeni bir fırsat sunacağız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden muhafaza eylesin, diyoruz. Tabii deprem tehdidi, Marmara bölgemiz başta olmak üzere, ülkemizin pek çok yerinde hâlâ en önemli meselemiz olmaya devam ediyor. Hükûmet olarak biz tüm planlamalarımızı ve hazırlıklarımızı yaptığımız hâlde, belediyelerin umursamazlığı sebebiyle arzu ettiğimiz hızda bir dönüşüm gerçekleştiremiyoruz. Önümüzdeki dönemde, gerekirse bu sorunu aşacak ilave tedbirlerle, İstanbul’u depreme hazırlama hususunda daha etkin adımlar atacağız” diye ekledi.
“AZİZ MİLLETİMİZİN FERASETİNE HAVALE EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Emniyet ve yargı güçlerimiz tarafından son dönemde yapılan operasyonlar, belediyelerden kaynaklanan gecikmelerin sebebini daha iyi anlamamıza vesile olmuştur. Altyapısı ve üstyapısıyla İstanbul’a hizmet için tahsis edilen kaynakların şahsi ikbal hırsları ve kişisel ticari çıkarlar uğruna yağmalanması, bu şehrin halkına yapılmış en büyük ihanettir. Elbette her İstanbullunun kendisinin ve evlatlarının geleceğini, hayatını, güvenliğini, huzurunu çalanlardan hesap sorma hakkı vardır. Batı ülkelerinde ortaya çıktığında ‘demokrasinin, hukuk devletinin, ahlaklı siyasetin ve ilkeli yönetimin gereği’ olarak alkışlanan yargı süreçlerinin, ülkemizde politize edilerek sulandırılmasına kimse itibar etmemelidir. Yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerini örtmek için, kamu güvenliğini ve ekonomimizi hedef alacak kadar şuurunu kaybedenleri; ‘Türkiye’yi çökertirsek, iktidarı da çökertmiş oluruz’ anlayışıyla hareket edenleri, aziz milletimizin ferasetine havale ediyoruz. Yargı sürecinde ortaya çıkacak yeni gelişmeleri de dikkate alarak, bu hususta gerçekçi, adil ve vicdanlı bir tavırla hayatına ve şehrine sahip çıkacak her bir İstanbullu kardeşime şükranlarımı sunuyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı ve hükûmet olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda ülkemizi her alanda hak ettiği seviyelere çıkarmak için kararlılıkla çalışmayı ve mücadele etmeyi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Bu vesileyle, idari izinle 9 güne çıkardığımız bayram tatilinde yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum. Bir kez daha Ramazan Bayramı’nın gönüllerimize sekinet, kalplerimize sevgi, ülkemize huzur, mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyorum. Vatandaşlarımın her birini tekrar muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.