Diplomat -Dünya

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’da toplu açılış törenine katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, diğer pek çok alandaki hizmetlerimiz gibi afetlerde de dünyanın en hızlı ve etkin müdahale sistemine sahip ülkesi durumundayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kepez’deki Turgut Özal Spor Salonu önünde düzenlenen Antalya Toplu Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında, Kepez’den başlayarak bir taraftan Kumluca’ya diğer taraftan Manavgat’a kadar her köşesi ile Antalya ile hasret gidermeye geldiklerini belirtti.

Aşırı yağışlar sebebiyle geçen ay sel felaketine maruz kalan Kumluca, Finike ve Demre ilçelerindeki vatandaşlara bir kez daha geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, felaketin ilk anından itibaren devlet olarak tüm imkânlarla olaya müdahale ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yaraları saracak adımları süratle attıklarını, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin anında bölgeye ulaştıklarını, AFAD, Kızılay ve bütün imkânlarla orada devletin varlığını ifade ettiklerini söyledi.

“HER HÂL VE ŞART ALTINDA VATANDAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMIYORUZ”

İnsanları felaketin içinde yalnız bırakmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz devletiz. ‘Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu’ diyerek oralarda görevimizin başında yerimizi aldık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kumluca’da binin üzerinde, Finike’de 226, Demre’de ise 7 haneye eşya desteği verdiklerini, 883 iş yerine de nakdi destek sağladıklarını aktardı.

Zarar gören bin 615 araç için de sahiplerine maddi yardım yaptıklarını, sel felaketinde zarar gören 11 bin 755 dekar tarım alanı için 2 bin 769 çiftçiye 40 milyon liraya yakın nakdi yardım ödemesinde bulunduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarım sigortası olanlar da zararlarını buradan karşılayacak. Toplamda 6 bin 534 vatandaşımıza 137 milyon lira nakdi yardım yapıldı. Bugün Kumluca’ya gidip çalışmaları yerinde göreceğiz. Her afeti aynı zamanda gelecekte karşılaşılabilecek sorunları ve kaynaklarını gösteren birer ibret vesilesi olarak değerlendiriyoruz. Dere yataklarına yapılan müdahalelerle, izinsiz inşa edilen köprü ve menfezlerin, buralardan geçirilen boruların, seraların, dökülen sera atıklarının yol açtığı sıkıntıları son afette bir kez daha gördük. Hatta Kumluca şehir merkezindeki selin en önemli sebebinin, dere yatağı üzerine inşa edilen pazar yeri ve park alanı olduğunu tespit ettik. Derenin, üzeri kapatılan 558 metrelik bölümünün yarıya yakınını hemen açtık, kalanlarını da üzerindeki yapıların kaldırılmasıyla birkaç ay içinde açacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel bölgesinde bugüne kadar Devlet Su İşleri tarafından yapılan 1,3 milyar liralık yatırımın daha büyük felaketlerin önüne geçtiğini ifade etti.

“Meseleyi kökünden çözmek için 9 taşkın koruma tesisi, 4 gölet ve 3 mendirekten oluşan 16 kalem yatırımı, 4,3 milyar liralık bedelle hayata geçirmek üzere çalışmalara hemen başladığımızın müjdesini vermek istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamulaştırmaları kısa sürede tamamlayarak bu yıl içinde yatırımların inşasına geçeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl temmuz ayında, Antalya’nın doğu tarafındaki ilçelerinin yangın afetine maruz kaldığını anımsatarak, şunları söyledi: “Manavgat, Gündoğmuş, Alanya ve Akseki ilçelerimizde yangında zarar gören evlerin yerine inşa ettiğimiz yaklaşık 900 konuttan 427’sinin anahtarlarını hak sahiplerine teslim ediyoruz. Kalanları da yakında teslim edeceğiz. Yanan bölgelerimizde 143 bin kilo tohumu toprakta buluşturarak ağaçlandırma çalışmalarını sürdürüyoruz. Ayrıca yangına dayanıklı ağaç türlerini yaygınlaştırıyoruz. Bu kapsamda 2,5 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Görüldüğü gibi her hâl ve şart altında vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz, mağduriyet yaşayan herkesin maddi, manevi her türlü destekle yanlarında yer alıyoruz. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, diğer pek çok alandaki hizmetlerimiz gibi afetlerde de dünyanın en hızlı ve etkin müdahale sistemine sahip ülkesi durumundayız.”

“ATIK SU ARITMA TESİSLERİNİ HÜKÛMET OLARAK BİZ YAPIYORUZ”

“İstihdam demek esnafa ve çiftçiye bereket demek. Ülkemize ve milletimize kazanç demek olan turizmde yaptıklarımızı söylemeye bile gerek duymuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı’nı daha önce büyüttüklerini ve modern hale getirdiklerini anımsattı.

Havalimanını 2 kat daha büyüterek Antalya’nın turizm gelirini katlayacak yeni bir adım attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplamda 8,5 milyar avroyu bulan kiralama bedeli ile hem devletimizin kazandığı hem yatırım ve işletme katkısıyla Antalya’mızın kazandığı bir modeli başarıyla uygulamayı sürdürüyoruz. Turizm şehri Antalya’nın, belediyelerin görevi olduğu hâlde yapmadıkları atık su arıtma tesislerini de hükûmet olarak biz yapıyoruz” diye konuştu.

Bugün karşısında gördüğü muhteşem katılımın Antalya’nın nereye doğru yürüdüğünü gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fazla değil 5 ayımız var. 5 ay durmak yok” dedi. Alandakilere, “Sandıkları gümbür gümbür patlatmaya hazır mıyız?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların coşkusu üzerine, “Maşallah” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serik bölgesine hizmet verecek atık su arıtma tesisiyle ilgili sorunu 1,5 milyar liralık, Kemer ve Çamyuva bölgesine hizmet verecek atık su arıtma tesisleriyle ilgili sorunu da 1 milyar liralık yatırımla çözüme kavuşturduklarını söyledi.

“ÜLKEMİZİ HER ALANDA YENİ YATIRIMLARLA YENİ PROJELERLE TÜRKİYE YÜZYILI’NA HAZIRLIYORUZ”

Sahil bölgelerindeki plajların 5 yıldızlı otel standardıyla bölge halkının ve misafirlerin ücretsiz olarak hizmetine sunacak projeyi de hızla sürdürdüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Antalya sınırları içerisindeki 15 bin şezlong kapasiteli 7 plajı bu şekilde hazırlayarak hizmete açtı. Bu yıl bir kısmı da yine Antalya sınırları içinde olan toplamda 7 yeni plajı da aynı şekilde devreye alıyoruz. Eser ve hizmet siyasetiyle 20 yılımızı geride bırakırken, ülkemizi her alanda yeni yatırımlarla yeni projelerle Türkiye Yüzyılı’na hazırlıyoruz. 2023’deki Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı coşkusunu, milletimize yine eser ve hizmet şöleni ile yaşatacağız. Antalya’mız da bu şölenin ilk saflarında yer almayı sürdürecektir. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım. Yeter ki tercihimizi eser ve hizmet siyasetinden yana yapmaya devam edelim.”

“Antalya’dan öyle bir ses verin ki. Akdeniz’in dört bir yanında duymayan kalmasın” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023’te güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye’nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız? Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa etmeye hazır mıyız? Dışarıda Türkiye düşmanlarının, içeride onların maşalarının heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya hazır mıyız? Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak. 2023’te Cumhuriyet’imizin yeni asrını karşılamaya hazır mıyız?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘AK Parti’de gençlik yok’ diyorlar. Bizim gençliğimiz gümbür gümbür Kepez’in bu alanını işte bugün doldurmuş vaziyette. Bugün sizlerle bir araya gelmişken, her şehir ziyaretimizde olduğu gibi yapımı tamamlanan eser ve hizmetlerin resmî açılışını da yapalım dedik” ifadelerini kullandı.

“SON 20 YILDA ŞEHRİMİZE 72 MİLYAR LİRA TUTARINDA KAMU YATIRIMI YAPTIK”

Eğitimde ana sınıfından liseye kadar her kademede 41 ayrı okulun, Akdeniz Üniversitesinin yenilenen hastane binalarının, Alaaddin Keykubat Üniversitesinin yatırımlarının resmî açılışlarını bugün yapacaklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlik ve sporda çeşitli ilçelerimizde inşa edilen spor salonlarını, Kepez’deki 750 yataklı, Serik’teki 500 yataklı, Alanya’daki bin yataklı öğrenci yurtlarını, gençlik merkezini ve diğer yatırımları resmen hizmete açıyoruz. Çevre şehircilikte, yangın, afet evlerinin yanı sıra Çeltik’teki 222 sosyal konutun ve Serik Millet Bahçesi’nin, ulaştırmada Konaklı-Güzelbağ yolunun, enerjide Kemer ve Akseki trafo merkezlerinin, tarımda 37 projeye verilen kırsal kalkınma desteklerinin resmî açılışlarını bugün buradan gerçekleştiriyoruz. Vakıf eserlerini korumak için çeşitli ilçelerimizde gerçekleştirdiğimiz 8 caminin restorasyonunu, yaşlılarımıza hizmet için inşa ettiğimiz Muratpaşa Huzurevi’nin, çeşitli kurumlarımıza ait hizmet binalarının açılışını yapıyoruz. Evet, böylece Antalya’mıza kazandırdığımız yatırım bedeli 3,2 milyar lira, güncel bedeli 8,1 milyar lira olan 89 ayrı projenin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımlarda emeği ve katkısı olan bakanlıkları ve yüklenicileri tebrik ederek, “Tabii Antalya’ya yaptıklarımız bunlardan ibaret değil, son 20 yılda şehrimize 72 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” dedi.

Eğitimde 10 bin 138 adet yeni derslik inşa ettiklerini, 3 vakıf, bir devlet olmak üzere 4 yeni üniversite kurarak, kentteki üniversite sayısını 5’e yükselttiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençlik ve sporda 19 bin 106 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 33 bin seyirci kapasiteli bir stadyum dâhil toplam 114 adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda Antalyalı ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 6 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta toplamda 2 bin 447 yataklı 22 hastane dâhil 63 sağlık tesisi yaptık. Antalya Şehir Hastanemizin inşası, yüzde 70 seviyesine geldi. Yatak kapasitesi bin 750 olan şehir hastanemiz, 285 bin metrekareyi bulan kapalı alanı ve son teknolojiye sahip altyapısıyla Antalya’ya yakışır bir eser olacaktır. Çevre şehircilikte, TOKİ vasıtasıyla Antalya’da 4 bin 490 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Son olarak 500 bin sosyal konut hamlesi kampanyamız çerçevesinde şehrimize 7 bin 157 konut daha inşa edecek, 23 bin altyapısı hazır müstakil ve müşterek arsayı Antalyalı vatandaşlarımıza vereceğiz.”

Antalya’da riskli yapı olarak tespit edilen 23 bin 358 konut ve iş yerinin dönüştürüldüğünü belirtti.

Millet bahçesi projeleri kapsamında Manavgat Türkbeleni Millet Bahçesi’nin daha önce açıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Serik Millet Bahçesi’nin de bugün açıldığını, Aksu, Muratpaşa ve Kaş millet bahçelerinin de yıl içinde tamamlanacağını duyurdu.

“ANTALYA HAVALİMANI’NIN KAPASİTESİNİ 80 MİLYONA ÇIKARIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’da 195 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 693 kilometreye çıkardıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çeşitli istikametlerde yapımı süren yol projelerimizin bir kısmını bu yıl, bir kısmını da önümüzdeki yıl kullanıma hazır hâle getiriyoruz. Bölgenin önemli ihtiyacı olan Antalya-Alanya Otoyolu’nu yatırım programına aldık. Antalya şehir meydanı, havalimanı, EXPO, tramvay hattını hizmete aldık. Antalya Havalimanı’nın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyona çıkardık. Gazipaşa-Alanya Havalimanı’nı hizmete açtık. Geçtiğimiz yıl 25 milyonu yabancı olmak üzere toplam 31 milyona yakın yolcunun kullandığı Antalya Havalimanı’nın kapasitesini 80 milyona çıkarıyoruz. Antalya Havalimanı’nın ne hâle geleceğini görün. Kaş ve Alanya yat limanlarını kazandırdık. Manavgat ırmak ağızı düzenlemesini ve yat yanaşma yerini tamamladık. Gazipaşa ve Demre yat limanlarının yapımıyla ilgili çalışmalar sürüyor.”

“ANTALYALI ÇİFTÇİLERİMİZE 2 MİLYAR LİRA TUTARINDA TARIMSAL DESTEK VERDİK”

Tarım ve orman yatırımlarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Antalya’ya 21 baraj, 2 içme suyu tesisi, 62 sulama tesisi, 1 arazi toplulaştırma projesi, 102 taşkın koruma tesisi, 3 gölet, 1 yer altı depolama tesisi ve 20 hidroelektrik santrali inşa ettik. Durmak yok yola devam. Yapacağımız çok iş var” dedi.

Antalya’da toplam 71 bin dekar arazinin sulanmasına hizmet edecek 6 barajın yapımının da devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 20 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Antalya’da 518 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. İnşaat safhasında yer alan 8 sulama tesisimiz ile toplam 121 bin dekar araziyi daha sulayacağız. Antalyalı çiftçilerimize toplam 2 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik” diye konuştu.

“20 YILDIR YATIRIMLARIMIZLA KARŞINIZA ÇIKIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknoloji atılımları kapsamında Antalya’da, 2 yeni organize sanayi bölgesi, 2 teknopark, 18 araştırma geliştirme merkezi ve 1 tasarım merkezi kurduklarına dikkati çekerek, şehirdeki işverenlere toplam 12 milyar lira tutarında prim teşviki verdiklerini, böylece Antalya’da 388 bin olan aktif sigortalı sayısının 1 milyon 51 bini geçtiğini dile getirdi.

Antalya, Aksu, Döşemealtı, Kepez, Konyaaltı, Korkuteli, Muratpaşa ve Serik’e doğal gaz arzını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer ilçelere de doğal gaz arzı sağlayacak projeleri hazırladıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” beytine atıfta bulunarak, şu değerlendirmede bulundu: “Biz de 20 yıldır eserlerimizle, hizmetlerimizle konuşuyor, yatırımlarımızla sizlerin karşınıza çıkıyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini bu anlayışla tamamladık. Bugün bölgesinde ve dünyada söz sahibi, iddia sahibi, güç sahibi vizyon ve proje sahibi bir Türkiye var. Salgından savaşa, krizlerin kol gezdiği, enerjiden gıdaya her alanda dünyanın sıkıntı yaşadığı bir dönemde dahi ülkemizi hedeflerinin menzilinde tutmayı başardık. Daha önemlisi bu mücadeleyi ve elde ettiğimiz kazanımları, içerideki tek parti devri artığı kifayetsizlere rağmen yürüttük.”

Attıkları her adımda ve başlattıkları her reformda karşılarında ilkel ve sapkın bir zihniyet bulduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin karşısına hangi projeyle çıktıysak ne dediler? ‘Yaptırmayız.’ Ülkemizi hangi hedefe yönelttiysek, ne dediler? ‘Yaptırmayız.’ Şehirlerimize hangi yatırımları götürdüysek ne dediler? ‘Yaptırmayız.’ Niye diye sorduğumuzda da arsızca, ‘Bizim işimiz bu’ diye cevap verdiler. Bunlar karşımıza ‘Yapamazsınız’ diye her dikildiklerinde, ‘Yaparsak biz yaparız’ diyerek, azimle, kararlılıkla, gayretle yolumuza devam ettik” diye konuştu.

“ÜLKEMİZİ SİYASİ VE SOSYAL KAOS İKLİMİNDEN ÇIKARMAKLA GURUR DUYUYORUZ”

“Türkiye, kendine biçtiği tek misyonu ‘yaptırmamak, ettirmemek’ olan bir muhalefete rağmen bugünlere geldi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemiz yeni bir seçimin arifesinde. Karşımıza yine bir ‘yaptırmayız ittifakı’ ile çıktılar. Üstelik bu sefer sadece bize yaptırmayacaklarını söylemekle yetinmiyor, kendi aralarında da aynı taktiği izleyeceklerini ilan ediyorlar. Geçmişte on yıllarını kısır siyasi çekişmelerin, çok başlılığın, koalisyonların, siyasi dağınıklığın yol açtığı kayıplarıyla heba eden Türkiye’ye tek vaatleri yine aynı düzeni geri getirmek. Ama yapamayacaksınız. Türkiye bunu size yaptırmayacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milleti, vesayetin cenderesinden kurtarmış olmak ile övündüklerini dile getirerek, “Bunlar kendi vesayetlerini inşa etmeye çalışıyor. Bu defaki vesayetin adı ne biliyor musunuz? Altılı masadaki vesayetin adı siyasi vesayet. Biz ülkemizi siyasi ve sosyal kaos ikliminden çıkarmakla gurur duyuyoruz. Bunlar kendi kaoslarını oluşturmaya çalışıyor” diye konuştu.

Cumhuriyetin yeni asrına Türkiye Yüzyılı vizyonu damgasını vurmak için çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunlar ülkeyi tekrar kendi içine kapatmaya çalışıyor. Velhasıl nereden tutsanız elinizde kalan bir anlayışla karşı karşıyayız. Üstelik millete söyledikleri sözleri uygulayabilecekleri hiçbir hukuki zemin mevcut değil. Seçimden sonra böyle bir hazırlıkları ve niyetleri olduğuna dair işaret de yok. Türkiye eskiden yürütmede iki başlılığı kaldıramadığı için ağır bedeller ödediği, siyasi, sosyal, ekonomik krizler yaşamıştı. Bunlar iki de değil, altı başlı bir yürütme peşinde koşuyor. Allah akıl, fikir, izan versin. Ortada vizyon namına, program namına, proje namına hiçbir şey olmadığı için ‘istemezükçülük’ dışında bir şey de söylemiyorlar.”

“TÜRKİYE’NİN HER MESELESİNİ ÇÖZDÜK”

Antalya’ya geçen yıl yurt dışından 25 milyon turist geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Bunlara göre hepsi de kapıları suratlarına kapatmamız gereken yabancılarmış. Kafaya bak. Sadece Rusya ve Ukrayna’dan yüz bin kişi, aradıkları huzuru ve refahı burada buldukları için Antalya’ya geldi. Aynı şekilde Avrupa ülkelerinden, Orta Doğu ülkelerinden, dünyanın dört bir yanından insan dinlenmek, eğlenmek, kaliteli vakit geçirmek için Antalya’yı tercih ediyor. Peki, bu kadar insan Antalya’ya gelince biz ne kazanıyoruz? Milyonlarca vatandaşımız iş sahibi oluyor mu? Oluyor. Yüz binlerce üreticimiz, çiftçimiz, mülk sahibimiz, malını değerinden pazarlayabiliyor mu? Pazarlayabiliyor. İnşaattan ulaşıma, sanayiden enerjiye, tüm sektörler canlanıyor mu? Canlanıyor. Öyleyse yurt dışındaki yatırımcılara, ‘Türkiye’ye gelmeyin.’ demenin manası nedir? Kim diyor bunu? Bay Kemal. Ya bunlarda utanma, sıkılma yok.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin, ülke içerisindeki yatırımcılara, ‘size bunların hesabını soracağız’ sözlerini kullandığını dile getirerek, “Kafaya bak. Kime neyin hesabını soruyorsun? Eğitimde her türlü adımı bunlar attı. Sağlıkta her türlü adımı bunlar attı. Ulaşımda 6 bin 100 kilometreden alıp 20 bin 800 kilometreye yollarımızı bunlar ulaştırdı. Viyadüklerimizi bunlar yaptı. Köprülerimizi bunlar yaptı. Neymiş? Onlara şimdi hesap soracakmış. Sıkar sıkar, neyin hesabını soruyorsun. Bu millet, size bunun fırsatını vermez. Sandıklarda da size bunun fırsatını vermeyecek. Onun için çok çalışacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Huzurumuza kasteden terör örgütü yandaşlarına bunlar yüz vermedi mi? Bay Kemal, bu teröristlerle kol kola dolaşmadı mı? Hala bunların önünü açmaya gayret etmiyorlar mı? Ama Cudi’de bunların hesabını biz sorduk. Gabar’da bunların hesabını biz sorduk. Tendürek’te bunların hesabını biz sorduk. Bestler Deresi’nde bunların hesabını biz sorduk. Şimdi bu teröristler nerede? Güneye gittiler ve yine devam ediyoruz, edeceğiz.”

“Emperyalistlerin değirmenine su taşıyacak eyyamcılığın anlamı nedir?” sorusunu soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi ülkesine ve milletine düşmanlık eden böyle bir siyaset anlayışının, dünyanın başka bir yerinde görülemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ülkede siyasetçinin, yediği ekmeği, içtiği suyu, soluduğu havayı zehirlemeyi aklından bile geçirmeyeceğini, tam tersine millî meselelerde her türlü farklılığı bir kenara bırakıp kendi devletinin ve hükümetinin etrafında sımsıkı kenetleneceğini belirterek, “Türkiye’nin her meselesini çözdük. Sadece işte bu muhalefet sorununu halledemedik” dedi.

“KARARLI BİR ŞEKİLDE YOLA DEVAM EDİYORUZ”

Konuşmasında savunma sanayisi çerçevesinde üretilen İHA, SİHA, Akıncı ve Kızılelma projelerine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Herkes şimdi bunları kıskanıyor. Bay Kemal, sen nerede dolaşıyorsun ya? Senin yavruların nerelerde dolaşıyor? Biz Tayfun’u şu anda ateşledik. Menzili ne kadar Tayfun’un? 561 kilometre. Yunanlılar ne yaptı? Telaşa kapıldı. Hemen gazeteler başlıkları attı. ‘Ya bunlar Atina’yı vuracaklar.’ Ya bizim öyle bir derdimiz yok. Yeter ki siz Ege’de bizimle uğraşmayın. Ege’de bizimle uğraşmadığınız müddetçe biz sizlerle uğraşmayız. Bizim yapacak daha çok işimiz var” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Günümüz mübarek, geleceğimiz aydınlık olsun. Cumhur İttifakı olarak kararlı bir şekilde yola devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, KUMLUCA İLÇESİNİ ZİYARET ETTİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’daki toplu açılış töreninin ardından aralık ayında sel felaketi yaşanan Kumluca ilçesine gitti. Selin etkili olduğu bölgede incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede yapılan çalışmalara ilişkin ilgili bakan ve yetkililerden bilgi aldı.

Kumluca buğday pazarında otobüs üzerinden vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel felaketinden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.

Dört ayda düşen yağışın bir günde yağmasıyla oluşan sel afetinin yolların kapanmasına, ev, iş yeri, araç ve seraların su altında kalmasına sebep olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten muhafaza eylesin” ifadelerini kullandı.

Afetin başladığı andan itibaren ellerindeki tüm imkânlarla sahaya indiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanları hemen bölgeye göndererek çalışmaların koordinasyonunu sağladıklarını dile getirdi.

“VATANDAŞLARIMIZI YALNIZ BIRAKMADIK”

Çeşitli kurumlara ait 2 bin 385 personel ve 454 aracın, selin yaşandığı ilçelerde müdahale ve iyileştirme faaliyetleri yürüttüğünü, sel sularının bastığı 624 ev ve iş yerinin temizlendiğini, 14 konutun tahliye edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Heyelan tehdidi altındaki 8 konut tamamen boşaltılarak içinde yaşayan vatandaşlarımıza konteyner verildi. Acil ihtiyaçlar için toplam 171 milyon lira ile barınma ve gıda malzemeleri kurumlarımızca bölgeye gönderildi. Önceki yıl yaşanan yangın afetinde, doğudaki ilçelerimizde yaşayan vatandaşlarımızı yalnız bırakmadık. Maddi, manevi her türlü desteği verdiğimiz gibi sel afetinde de sizlerin yanında yer aldık. Sizleri yalnız bırakamazdık. Bir musibet var, felaket var. Bu felaketin olduğu yerde devlet olarak halkımızı, vatandaşımızı yalnız bırakamayız. Bu deprem, sel, yangın afeti olabilir. Elimiz bağlı duramayız. Siz, bize bir görev verdiniz. ‘Emaneti biz size teslim ediyoruz, başımıza bir musibet geldiği zaman siz bizim yanımızda olacaksınız.’ dediniz. Biz bunu Manavgat’ta, Muğla’da ve Antalya’nın diğer ilçelerinde yaptık mı? Yaptık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilçede yapılan çalışmaların ardından televizyonlarda gördüğü felaketin artık kalmadığını, her tarafın elden geçirildiğini, çalışmaların da devam ettiğini dile getirdi.

“DEVLET SU İŞLERİ YOĞUN BİR ŞEKİLDE ÇALIŞIYOR”

Devlet Su İşlerinin bölgede yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Burada derenin üzerinde 558 metre uzunluğunda baks (betonarme kutu menfez) vardı. Bu baksı tamamen yıkarak kaldırıyoruz. Artık açık sisteme geçerek burayı bu tür felaketlerden koruyalım diyoruz. Sel afetinin bu kadar ağır hasara yol açmasında dere yataklarına yapılan izinsiz ve yanlış müdahalelerin de etkisi var. Hep söylediğimiz gibi tabiatın düzenine saygı göstermek mecburiyetindeyiz. Büyüklerimiz bize ‘Dere yatağında akar.’ der. Dereyi yatağından çıkartmamak lazım. Bırak yatağında aksın. Bir yerde ciddi miktarlara ulaşan yağış varsa, orada mutlaka suların kendi mecrasında tahliyesine imkân verecek dere yatakları da var. Bu dere yataklarının önünü kesersek, akıp gidemeyen su, gün gelir sel olup üzerimize biner. Devlet Su İşlerimizin son yıllarda bölgede yaptığı 1,3 milyar liralık yatırım, sel felaketinin daha ağır sonuçlara yol açmasını engellemiştir. Ancak ortaya çıkan tablo bundan sonra benzer yıkımlara maruz kalmamamız için yeni tedbirler almamız gerektiğini de gösteriyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, acilen yapılması gereken yeni yatırımların tespitini tamamladıklarını, hazırlıklarını bitirdiklerini, inşasına başlama aşamasına geldiklerini anlattı.

Akmaz, Üleşik, Yapraklı, Göksu, Beysi, Salur, Başgöz, Karaçay derelerinde taşkın koruma tesisleri, Gavur, Göksu ve Akmaz’da mendirek inşa edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sulama yanında taşkın koruma için de önemli olan Erentepe, Kömürocağı, Ortaköy ve Kanlıböngeç göletlerinin yapımına bu yıl başlayacaklarını vurguladı.

Kamulaştırma işlemlerinin ardından sel afetinden koruyacak bu projeleri 4,3 milyar liralık yatırımla süratle tamamlayacaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca ağır hasarlı 23 binayı da bu yıl içinde inşa edip sahiplerine teslim edeceklerini bildirdi.

“SON YATIRIMLARIN ARDINDAN, BÖLGEMİZDE SEL FELAKETİ TEHDİDİNİ ASGARİYE İNDİRMİŞ OLACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bak, laf ola beri gele yok. Şimdi biz buradan Manavgat’a gidiyoruz. Manavgat’ta yangın afetinde vatandaşlarımın binaları yanmış mıydı? Onlara, ‘Hemen gayet güzel modern evler yapıp, bunları size en kısa zamanda teslim edeceğiz.’ dedim. Şimdi bugün bunların 450 kadarını teslim ediyoruz. Televizyonlarda izlemişsiniz. Geri kalanlarını da en kısa zamanda teslim edeceğiz. Sizlerden, konut, iş yeri, sera ve diğer tüm bina ve altyapıların inşasında dere yataklarının önünü kapatmama hususunda hassasiyet bekliyorum. Basit koruma önlemleriyle küçük hasarlarla atlatabileceğimiz sel felaketlerinde büyük kayıplar yaşamamak için buna mecburuz. Bu tedbirlerin ihmali sebebiyle Allah göstermesin hiçbir vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, uğrayacağı maddi zarar yüzünden üzülmesine rıza gösteremeyiz. İnşallah bu son yatırımların ardından hep beraber sergileyeceğimiz dirayetli yaklaşımla, bölgemizde sel felaketi tehdidini asgariye indirmiş olacağız.”

Türkiye’yi 20 yılda asırlık eser ve hizmetlere kavuşturmuş olmakla gurur duyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıklarını, bundan sonra yapacaklarının hem teminatı hem de ilk adımı olarak görerek çok daha büyük bir azim ve kararlılıkla 2023’e girdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin en üst seviyedeki demokrasi ve kalkınma altyapısını, asıl hedeflerinin sadece başlangıcı, sadece dibacesi olarak kabul ettiklerini her fırsatta tekrarladıklarını dile getirdi.

“FARKLILIKLARIMIZIN HEPSİNİ ZENGİNLİĞİMİZ OLARAK KABUL EDEREK ÜLKEMİZİ BÜYÜTME YOLUNDA İLERLEYECEĞİZ”

Konuşmasında, “Bu yeni dönemin adına da ne diyoruz?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla birlikte “Türkiye Yüzyılı diyoruz” dedi.

Kumluca’nın Türkiye Yüzyılı’nın önemli bir adımı olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynı şekilde Finike öyle olacak, Manavgat öyle olacak. 19 ilçesiyle Antalya öyle olacak. Cumhuriyetimizin kuruluşunun ilk asrını geride bırakırken, karşımızda kendimiz ve evlatlarımız için geleceğimize umutla bakabileceğimiz bir Türkiye tablosu olduğuna inanıyorum. Dünyanın sağlıktan güvenliğe, gıdadan enerjiye pek çok başlıkta ciddi krizlerle sarsıldığı bir dönemde, biz Türkiye Yüzyılı’nı eğer sizlerle konuşabiliyorsak işte bu tablo sayesindedir. Hiç şüphesiz bu 20 yılda gösterdiğimiz tüm gayrete ve verdiğimiz tüm mücadeleye rağmen hâlâ eksik kalan, aksayan, düzeltilmesi gereken hususlar olabilir. Ama Antalya’yı, gördüğünüz hale getiren AK Parti iktidarı, Allah’ın izniyle bunları da yapacak.”

Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken bu restorasyonları da gerçekleştireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimizin gönlünü kazanmadık, derdine derman olmadık, beklentisini karşılamadık hiçbir kesimini, hiçbir ferdini bırakmamak azmiyle gece gündüz çalışmayı sürdüreceğiz. Siyasi veya sosyal hiçbir ayrım gözetmeden farklılıklarımızın hepsini zenginliğimiz olarak kabul ederek, ülkemizi büyütme, geliştirme, güçlendirme yolunda ilerleyeceğiz. Çünkü bu millete, bu yakışır. Yatırım yapan, istihdam oluşturan, üreten, ihraç eden herkesi başımızın tacı olarak biliyoruz. Çalışanlarımızdan girişimcilerimize tüm kesimleri destekleyeceğiz.”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, “Sayın Putin bak, bizim bir Kumluca’mız var. Bu Kumluca’mızın bir özelliği var, burası âdeta bir domates memleketi gibidir. Beni Kumlucalılara mahcup etme” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağ olsun, o da hakikaten bu ricalarımızı kırmadı ve zaman zaman hani bir kesilmeler oluyordu ya ondan sonra tekrar önü açılan o domateslerimizin ihracatında bunları gördük” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların domates ikramında bulunduklarını belirterek, şunları söyledi: “Hakikaten bu domateslerimiz her şeye değer. Kumluca’nın en güzel örneklerinden biri olduğu, hazine değerindeki tarihî, tabii, ticari imkânlarımızın değerini bulmasını sağlayacak her çabanın yanında olacağız. Dün yoklukların, yoksullukların, zulümlerin Türkiye’sinden, huzurun, güvenin, istikrarın Türkiye’sine yelken açmıştık. Yarın ise güneşin, her alanda dünyanın en ileri 10 ülkesi arasında yer almış Türkiye’nin üzerinde doğacağı günleri görmek için sabırsızlanıyoruz. Kadınıyla genciyle çiftçisiyle turizmcisiyle sanayicisiyle inşallah bu sevinci hep beraber yaşayacağız.”

Sel afetine maruz kalan vatandaşlara geçmiş olsun dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’da açılışı yapılan eser ve hizmetlerin şehre hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra sel felaketinden etkilenen Zülfiye Ceylan’ı iş yerinde ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu da eşlik etti.

DÜNYA

Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Nikaragua büyükelçisinden güven mektubu

Avatar

Published

on

Nikaragua büyükelçisinden güven mektubu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Silva, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.

Okumaya Devam edin

DÜNYA

Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Ruanda büyükelçisinden güven mektubu

Avatar

Published

on

Ruanda büyükelçisinden güven mektubu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Kayonga, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.

Okumaya Devam edin

DÜNYA

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.

“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”

Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.

AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”

“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.

“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.

YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.

“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”

Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”

“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.

Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.

Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”

“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.

“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.

Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.

“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.

“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”

“SANDIKTAN ÇIKAN MESAJLAR VE YAPTIĞIMIZ DEĞERLENDİRMELER IŞIĞINDA GEREKLİ ADIMLARI ATMAYA BAŞLIYORUZ”

Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.

“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”

“BÖLGEMİZİN, DÜNYANIN BARIŞI İÇİN KATKI SUNMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.

Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.

Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.

“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”

“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”

Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.

“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”

“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.

Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bir Ramazan-ı Şerifi, bayramı geride bıraktık. Rahmet, bereket ve yardımlaşma ayı olan Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini en güzel şekilde teneffüs etmek için hep birlikte gayret gösterdik. Ramazan Bayramı’nı da ruhuna uygun şekilde kırgınlıkları giderdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bir kardeşlik şölenine dönüştürdük.

Rabbimden bizleri sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazan-ı Şeriflere ve bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum.

İdari izinle birlikte dokuz güne çıkardığımız bayram tatili boyunca tüm Türkiye genelinde ciddi bir insan ve araç trafiği yaşandı, kara, hava ve demir yollarımızı kullanan kişi sayısı 120 milyonu geçti. Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimizin aldığı tedbirler sayesinde bu yoğun süreci geçmiş yıllara göre az bir kayıpla atlattık. Muhalefetten gelen eleştirilere rağmen hizmete aldığımız köprülerin ve otoyollarımızın trafiği ne kadar rahatlattığını bir kez daha görmüş olduk. Sadece Osman Gazi Köprümüzden 5 Nisan-14 Nisan arasında geçen araç sayısı 941 bini aştı. İstanbul Havalimanı’nda 2 milyon 213 bin yolcuya hizmet verildi. Antalya Havalimanımız 14 Nisan Pazar günü 11 bin 260 yolcuyla 2024’ün en yüksek rakamına ulaştı. Yüksek hızlı trenlerle 1 milyon insanımız seyahat etti. Benzer rakamlar diğer ulaştırma projelerimiz için de geçerlidir.

Kamu-özel iş birliğiyle devletin kasasından tek kuruş çıkmadan hayata geçirdiğimiz projelerimizin milletimizin hayatını kolaylaştırma yanında ülkemiz ekonomisine de katkı sağlamasından memnuniyet duyuyoruz.

ANTALYA’DAKİ TELEFERİK FACİASI

Bayramın üçüncü günü Antalya’da meydana gelen teleferik faciasıyla hepimizin yürekleri dağlanmıştır. Bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 17 vatandaşımızın yaralandığı bu elim kazada 174 insanımız da kabinlerde saatlerce mahsur kaldı. AFAD ve Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere devletimizin birimlerinin yoğun gayretleri neticesinde 23 saat süren bir tahliye operasyonuyla 174 vatandaşımızın tamamını burunları kanamadan kurtardık.

Kurtarma çalışmalarını gece-gündüz demeden büyük bir titizlikle sürdüren 2 bin 200’den fazla personelimizin her birine buradan teşekkür ediyorum.

Kurtarılan vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum.

“ANTALYA VE BEŞİKTAŞ’TAKİ CİNAYETLERİN FAİLLERİNİN YARGIYA HESAP VERMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Yaşanan olayla ilgili ihmali, kusuru ve sorumluluğu olanlara dair yargımız süratle harekete geçmiş, bilirkişi oluşturarak bir ön rapor hazırlanmıştır. Soruşturma kapsamında özellikle bu hattı işleten firma ile bakımdan sorumlu firma yetkililerinin aralarında yer aldığı beş kişi tutuklanmış, sekiz şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük. İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar. Bunun adı sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda ikiyüzlülüktür. Hiç kimse siyasi kimliğini öne sürerek sorumluları adaletten kaçıramaz. Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini özellikle istiyorum.

Birilerinin ihmali veya sorumluluğu dolayısıyla benzer acıların tekrar yaşanmaması için Çalışma, Turizm ve İçişleri bakanlıklarımız vasıtasıyla tedbirlerimizi ve denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız.

Bu vesileyle, trafik kazalarında ve her iki faciada hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

“TÜRKİYE, BİR SEÇİMİ DAHA ANLININ AKIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR OLGUNLUKLA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ocak tarihli açıklamasıyla başlayan 31 Mart mahallî idareler seçim maratonunu hamdolsun suhuletle tamamladık. Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi, demokrasimizin kazanç hanesine yazılmıştır.

Bu başarı tablosunun oluşmasında hizmeti geçen her kademedeki kamu görevlilerini ve siyasi partilerimizi tekrar tebrik ediyorum.

Milletin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve muhtarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladığımızı ifade etmek isterim. Yarınki grup toplantımızda seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz.

Burada bir hususa değinmekte fayda görüyorum. Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan son seçim propagandasının 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Türkiye, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha anlının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştirmiştir. 31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir. 31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum.

“14-28 MAYIS SEÇİMLERİYLE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ TARTIŞMALARI KAPATILMIŞTIR”

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Bu irademizin yakın zamandaki en net tezahürü bugün yedinci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur. 16 Nisan halk oylaması modern dönem siyasi tarihimizin en büyük millî irade devrimlerinden biri olarak demokrasi mücadelemizde yerini almıştır.

14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, mevcut sistemin daha da iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Böyle bir adım atılması halinde uygulamadaki altı yıllık tecrübeler ışığında biz de bu sürece gerekli katkıyı sunmaktan memnuniyet duyarız.

“EKONOMİ, DEPREM, TERÖRLE MÜCADELE BAŞTA OLMAK ÜZERE ACİL SORUNLARIMIZA ODAKLANDIK”

Ülkemizin son 10 ayına damga vuran seçim gündeminin geride kalmasıyla birlikte tüm -özellikle bunu söylüyorum- seçim tarihi boyunca gidiş-gelişler artık asıl meselelere son verilme dönemidir. Ekonomi, güvenlik, deprem, hak ve özgürlükler ile terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklanmış bulunuyoruz. Kovid-19 salgınıyla başlayan, sonrasındaki gelişmelerle derinleşen küresel ekonomik kriz özellikle enflasyon boyutuyla halen devam ediyor. Üretim, istihdam, yatırım ve enflasyonu kontrol altına alma konusunda gelişmiş ekonomiler dâhil hemen herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak yakın çevremizdeki gerilimlerin ve çatışmaların da etkisiyle bu olumsuzlukların yansımalarını maalesef biz de hissediyoruz. Bir taraftan her gün bir yenisi patlak veren bölgesel krizleri yönetirken, diğer taraftan da ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Geçen sene uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Programın müspet sonuçlarını görmeye başladık. 2023 yılını yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla kapattık. Tarihimize ilk kez millî gelirde 1,1 trilyon doları, kişi başına düşen gelirse ise 13 bin doları aşmış olduk. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisiyiz. 2024’ün ilk çeyreğine ait veriler net ihracatın büyümemize önemli katkı sağladığını ortaya koyuyor. 2024 yılının Ocak-Mart arasında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı ihracatımız ise 22 milyar 578 milyon doları buldu. Bu rakamla en yüksek üçüncü Mart ayı ihracat değerine ulaştık. İthalatta Ağustos ayından bu yana aylık azalış trendi devam ediyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,3 puan artışla yüzde 75’i yakaladı. İhracatın da pozitif etkisiyle büyüme oranımızın yılsonunda yüzde dörde yaklaşacağına inanıyoruz. Özellikle istihdam piyasamız güçlü bir ivme gösteriyor. Dün açıklanan Şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında yıllık bazda 1 milyon 156 bin artışla 32,4 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise, yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de temel sorunumuz, hayat pahalılığıyla katmerleşen enflasyon baskısıdır.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek, kalıcı refah artışını sağlamaktır. Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız. Abuk sabuk vaatlerin adeta havada uçuştuğu 31 Mart seçim sürecinde maruz kaldığımız onca baskıya rağmen, seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu inşallah zamanla hep birlikte daha da iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren piyasa beklentileriyle de uyumlu bir şekilde düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık geçen seneye kıyasla 15 milyar dolar azalarak 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti. Olağanüstü bir durum olmaması halinde sene sonunda cari açığın millî gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça inşallah bu oranlar daha da iyileşecek.

Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizle uzun yıllar sonra bu sektörde ilk defa özgüven kazandık. Bayramın ikinci günü Gabar’daki petrol üretiminde günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. 2024 sonu hedefimiz günlük 100 bin varile ulaşmak, bunun için de gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkâri’deki yeni kuyularımızda yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarılara taşıyacağız. Yeni dönemde Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı, inşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Orta Vadeli Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz bulunuyor. Bunlar kamuda tasarrufları arttırmak, yatırımların öncelik haline getirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Türkiye’nin geleceği hep vurguladığım gibi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Büyüme potansiyelimizi güçlendirmenin yolu verimliliği ve rekabeti arttırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde yakaladığımız ivmeyi diğer alanlara da teşmil ederek inşallah hedeflerimize ulaşacağız.

Dünya savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken hamdolsun Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde ise dış politikada takip ettiğimiz dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayii alanında elde ettiğimiz tarihî başarılar vardır. Gazze krizinin ilk gününden itibaren ateşin bölgeye yayılma riskine dikkat ettik. Bir taraftan akan kanın durması, diğer taraftan bölgeye insani yardımların ulaştırılması için çabalarken gerilimin daha fazla tırmanmaması için de her seviyede yoğun gayret gösterdik. Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk dokuzuncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim’den sonra İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye’dir. Bu hakikate rağmen hükûmetimiz maalesef çok haksız, insafsız, buram-buram fırsatçılık kokan ithamlara maruz kalmıştır. Özellikle böyle olmadığını bal gibi bildikleri halde jet yakıtı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları asla ve asla unutmayacağız. Türkiye, katliamların çok öncesinde İsrail’e askerî amaçla kullanılabilecek hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir. Zaman geçtikçe bu ahlaksız kampanyaların arkasında hangi hesapların ve odakların bulunduğu elbette ortaya çıkacaktır. Biz doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz, ülkemiz ve bölgemiz için en hayırlı olan yolda yürümekten geri durmayacağız. 13 sene önce çatışmalar ilk başladığında Suriyeli komşularımıza nasıl kucak açtıysak, Ukrayna’daki savaştan kaçanlara nasıl sırtımızı dönmediysek, Irak’ta DEAŞ terörü estirdiğinde nasıl imkânlarımızı seferber ettiysek, Sudan’daki kardeş kavgasını bitirmek için nasıl kendimizi paraladıysak, Gazze krizinde de kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.

“İRAN’LA YAŞANAN GERİLİMİN MÜSEBBİBİ NETANYAHU VE GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ YÖNETİMİDİR”

Son yedi aydır önüne geçmek için uğraştığımız tehlikelerin peyderpey gerçekleşmeye başladığını görüyoruz. Hafta sonu yaşanan hadiseler hem Batının çifte standartlı tutumunu, hem de tüm bölgeyi sarabilecek bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını göstermiştir. Son olayda problemin kaynağı doğru tespit edilmelidir. Sadece 13 Nisan gecesine bakarak bir değerlendirmede bulunmak hakkaniyetli, adaleti ve ilkeli bir tavır olmayacaktır. 7 Ekim’den bu yana İsrail Hükûmeti ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni çiğneyerek Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni hedef alması bardağı taşıran son damla oldu. İsrail yönetiminin uluslararası teamülleri ayaklar altına alan hoyratlığına birkaç ülke dışında tepki veren çıkmadı. Aylardır İsrail’in saldırgan tutumuna ses çıkartmayanlar, İran’ın cevabı karşısında hemen kınama yarışına girdiler. Oysa burada öncelikle kınanması, telin edilmesi gereken Netanyahu’nun ta kendisidir. Gazze’de kadın, çocuk, bebek, sivil demeden 34 binden fazla masumu katleden, haber yapma dışında hiçbir gayesi olmayan basın mensuplarını öldüren, okulları, kiliseleri, camileri, mülteci kamplarını hatta yardım malzemesi almak için sıra bekleyen insanları bombalayan tam 193 gündür tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uygulayan tüm bunlarla birlikte kamuoyu baskısını azaltmak için her türlü şımarıklığı sergileyen Netanyahu’dan başkası değildir. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak adına hem kendi vatandaşlarının hem de tüm bölge halklarının canını tehlikeye atmaktadır. Şurası tartışmasız bir gerçektir: 13 Nisan gecesi yüreklerimizi ağzımıza getiren gerilimin birinci müsebbibi Netanyahu ve gözünü kan bürümüş yönetimidir. Bu gerçeği kabullenmeden yapılan açıklamaların tansiyonu düşürmek adına hiçbir fayda geçirmeyeceği kanaatindeyiz. Türkiye olarak özellikle son iki gündür Gazze’deki katliamların geri plana itilmemesi için temaslarımızı daha da artırdık.

Dışişleri Bakanımız Amerikalı, İranlı, İngiliz, Ürdünlü muhataplarıyla ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle görüştü. Bizim de dün Katar Emiri Şeyh Temim’le bir telefon görüşmemiz oldu. İnşallah telefon diplomasimize bu hafta boyunca devam edeceğiz. Tüm tarafların şu hakikatin idrakinde olması gerekiyor: Gerilimde sürekli el yükselterek hiçbir yere varılmaz. Ateşe körükle gitmenin de, Netanyahu yönetimini sürekli şımartmanın da hiç kimseye hayrı dokunmaz. Tüm aktörleri artık saldırılara son vermeye ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Gazze’de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. 193 gündür ortada tek bir mağdur vardır o da mazlum Gazze halkıdır. İslam âlemi ve Arap Ligi başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes artık seslerini daha fazla yükseltmelidir. Biz bu amaçla tüm kapıları zorlamaya, elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

“SAVUNMA SANAYİNDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR DURMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son hadiselerde insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii alanındaki atılımlarımızın önemini bir kez daha gördük. Göreve geldiğimizde yüzde 80’ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 20’lere indirmiş bulunuyoruz. Bundan yaklaşık 16-17 sene önce İsrail’den hangi zor şartlarda insansız hava araçları temin ettiğimizi o günleri hatırlayanlar çok iyi biliyor. Ciddi rakamlar ödeyerek bin bir nazla ülkemize satılan heronlar sürekli arızalanmaları sebebiyle tam manasıyla bize bir fayda sağlamadı. Sadece insansız hava araçlarında değil, tabanca dâhil her türlü silah ve mühimmatta başkalarına bağımlı olmanın sıkıntısını çok çektik. Öyle günler oldu ki ücretini peşin ödediğimiz silahlar bile teslim edilmedi. Suriye’ye yönelik harekâtlarımızda müttefiklerimizin ambargosuna maruz kaldık.

Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim: Şayet biz kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesi göstermeseydik bugün aynı sorunları hâlen yaşıyor olurduk. 850’i aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık. TB-2 AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında beşinci nesil savaş uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. KIZILELMA ve ANKA-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. Bundan on sene, on beş sene, yirmi sene önce tohumlarını serptiğimiz projelerin hamdolsun bugün meyvelerini toplamaya başladık. Türkiye’nin gurur kaynağı olan savunma şirketlerini ahlaksızca hedef alınmasının gerisinde işte bu eşsiz başarı hikâyesi vardır. Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor. Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor. Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

İyi ki Varsın

Avatar

Published

on

Hep söylenildiği gibi ona aşık olmak zor mudur sorusunun cevabının orada yaşayanlara sorulsa da, insanlık tarihinde 5000 yıllık geçmişinde, medeniyetlere beşiklik etmiş, sayısız müzesi, arkeolojik alan ve tarihi kalıntıları ,opera ,bale salonları, kendisine has mutfağı, şenlik ve festivalleri, Atatürk Orman Çiftliği, kaplıcaları ile dünyada 40 kardeş şehir unvanı ile 1920 yılından bu yana modern Türkiye’nin Başkenti Ankara

“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısı ödüllerle taçlandırılan Diplomat Gürsel Demirok’ a yer verdik. Yukarıda bahse konu ettiğim Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Ankara’ da 1945’de dünyaya geldi.
“İnsanların isimlerinin önündeki sıfatlardan ziyade geride bıraktıkları ile eserlerle, çalışmalar ile anılmalılar” der. Fenerbahçelidir. Denize , doğaya aşıktır. Yazmayı sever. Şu sıralarda da en büyük tutkusu yazmak. geriye bir şeyler bırakmak….adına tek kelime ile Yazmak olan ,Gürsel Demirok ;
Küçük yaşta babasını kaybetti. Darüşşafaka Lisesi’ni 1964 yılında bitirdi. Yaşamının en önemli noktalarından birisi Darüşşafaka’ yı anlatırken ;
İstanbul Fatih’te 120 yıl boyunca eğitim verdiği tarihî binasından 1994’te Maslak’a taşınan, on yaşında ailelerinden emanet aldığı çocukları; Atatürk ilkeleri doğrultusunda, yaşam boyu öğrenen, evrensel değerleri benimsemiş, özgüvenli, ülkesine ve topluma karşı sorumlu liderler olarak yetiştiren, günümüzde kız çocuklarının yetişmesi noktasında kapılarını açan. Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşlarından birisi diyerek ifade ediyor.
Eğitim yıllarında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin ehemmiyetini ,1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduğunda daha da iyi anladı. Çünkü; Mülkiyeli olmaktan her zaman gurur duyuyor.
Pakistan’ın başkenti İslamabad Büyükelçiliğimizde görevli iken (1974) İslamabad da evlendi, BM Daimî Temsilciliğimizde görevli iken bir kızı, Atina Büyükelçilimizde görevli iken de bir oğlu oldu.

Osmanlı İmparatorluğu’ nda, dış işleri Reis-ül Küttap diye konu olan, ve günümüz de TC Dış İşleri Bakanlığı diye bahsedilen kuruma 1969’ da İşe başladı. Dışişleri Bakanlığı da hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kendilerinin Diplomat olması onun her daim gurur kaynağı olmuştur.
BM Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurul u 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt ”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müstaşarı idi.
1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917 de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel ‘de 23 Nisan 1977 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü.

1977 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. 1999 yılında bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar da referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı.
2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte.2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’ın başdanışmanı oldu,
Mainz ve Zürih ‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmağa, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmağa, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmağa vs. büyük önem vermiştir. Hayatının en değerli anılarından biridir Başkonsolosluk yılları.

2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı.
MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Halen gazeteler ve internet sitelerinde iç ve dış siyasi gelişmeler, insan hakları, milli güvenlik vs. konularda yazılar kaleme almakta.
Diplomat olmasını kaleme aldığında şu ifadeleri bizlerin görmemesi içten bile değil ;
“Dışişleri Bakanlığı, çırağından ustasına, küçüğünden büyüğüne Meslek Memurlarının oluşturduğu büyük bir ailedir. Ailenin her ferdi birbirini çok iyi tanır, eksiğini, fazlasını bilir. Bu yüzden, diplomatlar için kurumsal kimliğin önemi çok büyüktür.

Dünya tarihini ve ülkesinin tarihini çok iyi bilmelidir. Dünyadaki ve ülkesindeki gelişmeleri sürekli olarak ve yakından takip etmelidir. Her konuda söyleyecek birkaç sözü, bu çerçevede entellektüel derinliği bulunmalıdır. Sosyal ilişkilere önem veren, her düzeyde ve her kesimden insanla ilişki kurabilen bir kişiliğe sahip olmalıdır.
Gürsel Demirok; gizli hazinem diye bahsettiği anekdotunda;
Atatürkçü düşünceye, İnsan haklarına ve milli güvenliğe çok önem verir. “İnsan hakları ve milli güvenlik bir paranın iki yüzü gibidir. “Birbirini tamamlayan, birlikte bir anlam bir değer ifade eden”
“Milli Güvenlik , insan hakları, diplomasi gibi konularla ilgilenenlerin dağın ardını görebilmeliler” sözleri var
Ülkesine olan sevdası, tabiata olan sevgisi, muhteşem dehası, yardımsever ve hoşgörüye her daim iyimser bakışı, başarı,çalışma azmi, kararlılık ve ortak akılla iş görme gibi
vasıfları üzerinde toplayan, uluslararası ve yurt içi faaliyet alanlarında ülkemizi en üst düzeyde temsil eden ,baş konsolosluk ,daire başkanlıkları ,sekretarya başkanlığı gibi üst düzey çalışma faaliyetleri ile 21. asrın ekolü, sektörünün duayeni ve tartışılmaz Mülkiyeli Diplomatımız’ a

İyi ki Varsın Gürsel Demirok diyoruz .

Levent Kandemir

Okumaya Devam edin

DÜNYA

Yürüyen Evler | Setencioğlu Tiny House

Doğayla İç İçe, Evinizin Konforunda, Özgürlüğün Keyfini Yaşayın. | Setencioğlu Tiny House

Avatar

Published

on

Doğayla İç İçe, Evinizin Konforunda, Özgürlüğün Keyfini Yaşayın. | Setencioğlu Tiny House

İletişim | +90 0 532 4026422

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Avatar

Published

on

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedî azaptan kurtuluş olan bir ramazan ayını daha geride bırakarak hep birlikte bayrama vasıl olduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için barışa, huzura ve esenliğe vesile olmasını diliyorum. Bizleri sevdiklerimizle beraber, sağlık ve afiyet içerisinde bir bayrama daha kavuşturduğu için Rabbime hamdediyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif’i Gazze’nin yanı sıra gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan acılar ve zulümler sebebiyle buruk karşıladık, buruk geçirdik.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”

“Gazze, 7 Ekim’den beri sadece bizim değil, tüm insanlığın kalbinde, tüm insanlığın vicdanında kanayan bir yara oldu” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin bilerek bombalandığı bir vahşet sahnesiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.

İsrail’in saldırıları sonucu 33 bin Filistinli şehit düşerken, 75 binden fazla Filistinlinin de yaralandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar niyaz ediyoruz. Türkiye olarak bugüne kadar bölgeye sevk ettiğimiz toplam 45 bin tonu aşan yardım malzemesiyle, bu zor günlerinde Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İnşallah bundan sonra da Gazze’de akan kan duruncaya ve Filistinli kardeşlerimiz, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin devletine kavuşuncaya kadar desteğimizi sürdüreceğiz” dedi.

“ASRIN FELAKETİNİN YARALARINI ASRIN BİRLİKTELİĞİNİ SERGİLEYEREK HIZLA SARIYORUZ”

Dış siyasette bu adımları atarken, gündemin ilk sırasında yer alan deprem bölgesini asla ihmal etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Asrın felaketinin yaralarını asrın birlikteliğini sergileyerek hızla sarıyoruz. Şimdiye kadar 80 bine yakın afet konutunu ve köy evini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 15-20 bin konut inşa etmek suretiyle yıl sonunda bu sayıyı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte ayrıca riskli yapı stoku yüksek şehirlerimizin depreme karşı daha dayanıklı hâle getirilmesi için de çalışıyoruz.”

PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a vatanın birliğine, insanların huzuruna kasteden terör örgütlerine nefes aldırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör bataklığını kaynağında kurutma stratejimizi kararlılıkla uyguluyoruz” diye ekledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZU HAYATA GEÇİRİNCEYE KADAR BİZE DURMAK YOK”

Ekonomi cephesinde hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelenin en hassas oldukları konu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tüm dünyayla birlikte millet olarak bizim de canımızı yakan bu meseleyi, Allah’ın izniyle, çözmekte kararlıyız. Uyguladığımız ekonomi programının olumlu etkilerini yılın ikinci yarısından itibaren daha net bir şekilde görebileceğiz. 31 Mart seçimlerinin suhuletle tamamlanmasıyla ortaya çıkan 4 yıllık seçimsiz dönemi, bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için kullanacağız.”

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu vesileyle bir kez daha 31 Mart seçimlerinde sandığa giderek iradesine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Rekabet seviyesi çok yüksek bir seçimden yeni çıkmış aziz milletimizden, bayramın manevi iklimini kırgınlıkları gidermek için fırsata çevirmelerini özellikle istirham ediyorum. Bayram ziyareti veya tatil amacıyla yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum. Rabbimden Ramazan Bayramı’nın gönüllerimize huzur, ülkemize esenlik, dünyamıza ve mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyor, sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

Altın Lale’nin Onursal Başkanı ,Bülent Türker

Avatar

Published

on

Hollanda’nın Rotterdam kentinde yaşayan,1993 yılında Hürriyet Gazetesi ve Jeeyses Gençİş Adamlarının düzenlediği Türkiye’nin en başarılı gençleri yarışmasında insanlara ve Gönüllü Kuruluşlara Yardım dalında Türkiye’nin en başarılı genci ödülüne layık görülen
Hollanda da ve Kırklareli Vize de yaşayan Trakya’mızın altın çocuğu Bülent Türker
Hollanda Altın Lale ve arkadaşlarının da desteği ile tüm deprem bölgelerinde,
bayram öncesi binlerce çocuğa, ayakabı göndererek depremzede çocukları ve
ailelerini mutlu ettiler.
Bülent Türker yaptığı açıklamalarda ;
Afet iletişimi toplumların genelini etkileyen, bir gereklilikten ziyade zorunluluk olarak sosyal, politik ve etik yönleriyle ele alınması gereken bir kavramdır diyor ve ekliyor
Son zamanlarda yaşanan büyük krizlerin (yangın, deprem, salgın vb.) ardından insani yardım lojistiğinin önemi daha çok anlaşılmıştır. İnsani yardım lojistiğinin başarılı olabilmesi, mağdurların acil ihtiyaçlarının en kısa sürede ve en az kaynakla karşılanabilmesi ile bağlantılıdır. İnsani yardım lojistiğini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve etkilerinin anlaşılması sürecin başarısı açısından önemlidir. Çalışmanın amacı Türkiye’de yaşanan afetlerde kayıpları en aza indirmek için gerçekleştirilen kurtarma müdahalelerinde ve yardım malzemelerin dağıtılmasında yardım operasyonları maliyetlerinin büyük bir kısmını oluşturan insani yardım lojistiğinin performansını etkileyen kritik başarı faktörlerinin belirlenmesidir. Diyor.
Altın Lale’nin Onursal Başkanı ,Bülent Türker’ yıllardır,tüm deprem
Bölgelerine gerçekleştirdiği seyahat ve yardım kampanyaları ile, afetzedelerin yaralarını sarmak adına, özelikle çocukların ihtiyacı olan ; tablet, leptop , mont , bot ve ayakkabı ile hijyen ve okul malzemelerinin dağıtımı ile onların gönüllerini fetih etmiştir.
Bülent Türker ;Biz ilk günden beri bölgeden ayrılmadık, kış aylarında yüzlerce soba ve battaniye, ayrıca bölgeye su desteğini verdik.
Milli Bayramlar başta olmak üzere, Özelikle içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayı ve sonrasında idrak edeceğimiz Ramazan Bayramında, ailelerimizin yanında olamaya devam ediyoruz .
Deprem bölgelerine desteğimiz devam ediyor. Her şehirde ekibimiz var.Minibüslerimiz Hatay ve Gaziantep’te her zaman servise hazır.
Bize büyük destek veren Altın Lale ekibi, Vedat Kement , İdris ve Hatice Bilginsoy
Aytekin Güç, Ahmet ve Hülya Kaya ,Abdullah Polat,Osman Çelik, ve hayırsever
dostlara teşekkür ederiz.

Deprem den bu yana 100. binden fazla insana desteğimiz oldu. Hatay ve diğer bölgeleri
Unutmadık, unutmayacağız.

Levent KANDEMİR

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRGEV İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, “İşimizi, görevimizi, sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize ve umudunu bizlere bağlamış ailelerimize karşı vazifelerimizi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi’nde düzenlenen Geleneksel Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) İftar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, vakfa ve yöneticilerine, Ramazanda kendisini gençlerle buluşturdukları için teşekkür etti.

Katılımcıların Ramazan-ı Şerifini ve Kadir Gecesi’ni tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık 11 ayın sultanı olan mübarek Ramazanı uğurlamaya hazırlanıyoruz. Bir tarafta rahmet, şefkat ve bereket ayına veda etmenin hüznünü, diğer tarafta ise bayrama kavuşacak olmanın sevincini yaşıyoruz. Rabbimden bizleri daha nice ramazanlara, nice Kadir Gecelerine, nice bayramlara hayırla, sağlıkla, huzurla, esenlikle eriştirmesini diliyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRGEV BAŞARILI ÇALIŞMALARIYLA KENDİNDEN SÖZ ETTİRİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEGEV (İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) olarak 1996’da kurulan TÜRGEV’in 28 yıldır ülkeye, millete ve gençlere sahip çıktığını belirterek, “Her yıl binlerce evladımızın eğitimine katkı veren, onlara sıcak bir yuva imkânı sunan TÜRGEV, başarılı çalışmalarıyla kendinden söz ettiriyor. Toplam sayısı 40 bin 500’e ulaşan mezunlarımız, bugün hem ülkemizde hem de dünyanın dört bir yanında insanlığa hizmet ediyor. Bu müstesna çatının kurucuları arasında bulunmaktan daima bahtiyarlık duyduğumu ifade etmek isterim. Ülkesine ve milletine sayısız eserler kazandırmış bir siyasetçi olarak TÜRGEV, gönlümüzde her zaman farklı bir yere sahip oldu. İnşallah bundan sonra da sizlere destek vermekten geri durmayacağız. ‘Sizin en hayırlınız insanlara faydalı olanınızdır’ emrine ram olarak bir gönüle daha girmek, bir gencimize daha ulaşmak, bir evladımızın daha elinden tutmak için canla başla çalışan vakfımızı tebrik ediyorum” diye konuştu.

Vakfın faaliyetlerinde emeği geçenlere, maddi manevi katkısı bulunanlara teşekkür eden, hayatını kaybedenleri rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “TÜRGEV’in en önemli temsilcilerinden olduğu gönüllü kuruluşlarımız ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin öncüleridir. İstikbalimizin teminatı olan gençlerimizin vatana, millete, ailelerine hayırlı birer evlat olarak yetişmelerinde sizlerin yeri doldurulamaz. Bizim her fırsatta dile getirdiğimiz TEKNOFEST gençliği inşallah sizlerin arasından çıkacak, Türkiye Yüzyılı sizlerin omuzlarında yükselecektir. Ben burada yeni Türkiye’nin, büyük ve güçlü Türkiye’nin, engelleri aşarak hedeflerine yürüyen kararlı Türkiye’nin mimarlarını görüyorum. Burada sizlerin arasında yarının başarılı bilim kadınlarını, siyasetçilerini, eğitimcilerini, mühendislerini, iş insanlarını, doktorlarını, milletimize hayırlı kuşaklar yetiştiren örnek annelerini görüyorum. Rabbim her birinizin yolunu ve bahtını açık etsin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, meyve veren ağacın taşlandığını, TÜRGEV gibi vakıfların da hem hizmetleriyle hem varlıklarıyla hem de yerli, millî duruşlarıyla Türkiye’deki belli çevreleri her zaman rahatsız ettiğini belirtti.

“Kim var?” diye seslenilince, sağına soluna bakmadan fert fert “Ben varım.” diyen özgür zihinler yetiştiren TÜRGEV’in, bu kesimler tarafından özellikle hedef tahtasına konulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İftira ve yalan furyasının hedefi oldunuz. Haysiyet cellatları tarafından yıpratılmak istendiniz. Sizleri yıldırmayı amaçlayan daha nice saldırıya maruz kaldınız. Birileri ellerine geçirdikleri her fırsatı, iyi ve faydalı işleri desteklemek için değil, TÜRGEV gibi gençliğe hizmet çatılarını yıkmak için kullandı. Ne siz ne de biz bunların hiçbirine aldırmadık. Hukuktan, meşruiyetten, Hakk’a ve halka hizmet yolundan ayrılmadık. Yüksek bir ruh haliyle mücadelemizi kararlılıkla devam ettirdik. Bugün de aynı vakarla hareket ediyoruz. ‘Sen doğru olursan, sen dürüst olursan, sen samimi olursan eğri er ya da geç mutlaka belasını bulur’ diyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağızlarını her açtıklarında hak, hukuk, adalet kavramları üzerinde gönüllü kuruluşlara dil uzatanların ikiyüzlülüklerini çok iyi bildiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Sürekli ahlak tüccarlığı yapan, sürekli işçinin, emekçinin hakkından bahseden bu çevreler, önceki gün Beşiktaş’taki yangında hayatını kaybeden 29 emekçi kardeşimizle ilgili çıkıp tek cümle kurmadılar. Ekranları başında izleyenlere ve buradaki kardeşlerime sesleniyorum. Bu binaya inşaat ruhsatını veren, imar ruhsatını veren ve binanın en alt bodrum katlarını gazino hâline getirmeye müsaade edenler kim? Şimdi tabii ki biz de savcılarımızla bunu takip ediyoruz, bunu kovalıyoruz, kovalamaya devam edeceğiz. Kimler bunlar? 29 tane orada vatandaşımızın ölümüne göz yumanlar kimler? Biz de kovalayacağız. Zerre kadar vicdanı olan herkesin tepkisini çekmesi gereken skandallar zinciri karşısında başlarını kuma gömmeyi tercih ettiler ama birileri hemen anında koşup gittiler. Niye? Çünkü kendi günahlarını nasıl örteriz, bunun peşinde koştular. Bölücü terör örgütünün sokakları yakıp yıkan vandallarıyla sergiledikleri dayanışmayı, rızkının peşindeki insanların ailelerine çok gördüler. Daha önce aynı vicdansızlığı, evlatlarını bölücü alçakların pençesinden kurtarmak için çırpınan cesur Diyarbakır annelerine de bunlar göstermişlerdi. Yasak savma kabilinden yaptıkları bir şov dışında sırf ittifak ortaklarını kızdırmamak için yüreği kan ağlayan bu anneleri yalnız bırakmışlardı.”

“BİZİ KENDİ KALIPLARINA HAPSETMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”

Kendilerinin yaklaşık yarım asırdır, vakfın ise 28 yıldır çetin bir mücadele verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zorlu süreçte gençlere hizmet etmekten, onları en iyi, en donanımlı şekilde hayata hazırlamaktan başka gayeleri olmadıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin başarısını gördükçe hep daha fazla çalıştıklarını, daha fazla koştuklarını aktararak, “Ne yaptıysak milletimiz için, siz gençlerimiz için yaptık. Allah’a hamdolsun bugün milletimizin ve sizlerin huzuruna alnı ak, başı dik, gönlü mutmain olarak çıkmanın gururunu yaşıyoruz. Ülkemizi bugün geldiği noktadan çok daha ileriye götürebilmek için sizin enerjinize, sizin yeteneklerinize, sizin heyecanınıza ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yüceltecek, bu çağa mührünü vuracak olan sizlersiniz. Bunun için kendimizi başkalarına göre tanımlamayacak, başkalarının bizi kendi kalıplarına hapsetmelerine izin vermeyeceğiz. İşimizi, görevimizi, sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize ve umudunu bizlere bağlamış ailelerimize karşı vazifelerimizi en güzel şekilde yerine getirmeye çalışacağız. Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.

Kendilerinin sadece 100 yıllık bir devletin mensupları olmadığını, aynı zamanda bu coğrafyada 1000 yıllık bir cihan imparatorluğunun, 1400 yıllık köklü bir medeniyetin de takipçileri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca bizler, bir misyonu, gayesi, ideali ve elbette davası olan insanlarız. Başkaları gibi önünü sonunu düşünmeden fevri hareket edemeyiz. Tefekkürü hayatının her alanına uygulayan bir gençlik, Türkiye ile birlikte İslam âleminin hatta tüm insanlığın umududur” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden kendi şahsi gelecekleri yanında, ülkelerinin istikbaliyle ilgili de hayaller kurmalarını, hedefler belirlemelerini istediğini vurgulayarak, hayatı anlamlandıran, insanı dünyaya bağlayan, kişiye değer katan şeyin üretmek olduğunu ifade etti.

Yaptıklarının üzerine koymanın kendini aşmak olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsan ürettikçe mutlu ve motive olur. İnsan düşünüp, tefekkür edip, çalışıp, çabalayıp ortaya iş koyduğunda mutlu, huzurlu, kendisiyle barışık olur. Her ne yapıyorsanız, hangi okulu okuyor, hangi işte çalışıyorsanız, yaptıklarınızın üzerine koymaya, kendinizi aşmaya özellikle gayret edin. İmkân bulmak, aslında imkânı oluşturmaktır. Unutmayın, imkân size gelmez, siz imkânlara gideceksiniz. Projeleriniz, planlarınız, tezlerinizle beraber, mücadele azminiz de varsa hiçbir güç sizi yolunuzdan geri döndüremez. İlmin ve başarının anahtarı çalışmak, disiplinli çalışmak ve sabretmektir. Azminizi, kararlılığınızı, inancınızı asla ama asla kaybetmeyin. Sizlerden yarını değil, daha ötesini görerek çalışmanızı, kendinizi geliştirmenizi bekliyoruz. Bunları başardığınızda Allah’ın izniyle sizlerin önünde durabilecek hiçbir engel tanımıyoruz” diye konuştu.

TÜRGEV’in dijital kültür alanında gençlere yönelik çalışmalarını da takdirle karşıladığını ayrıca belirtmek istediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerden beklentimiz, her alanda olduğu gibi dijital kültürde de sadece takipçi değil asıl içerik üreticisi olmanızdır. Medeniyetimizin, tarihimizin, değerlerimizin ışığında içerikler geliştirerek, bunları gençlerimize ve dünyaya açmanız son derece kıymetli çabalardır. Mevcut çalışmalarınıza yeni projeleri, girişimleri ekleyerek dijital dünyayı boş bırakmayacağınıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Eski başbakanlardan Adnan Menderes’ten bu yana canlarıyla, kanlarıyla, emekleriyle büyüterek bugünlere getirdikleri çok partili demokrasinin 31 Mart Pazar günü yapılan Mahallî İdareler Seçimleri’nden başarıyla çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçimlere gölge düşürme, seçmenin iradesini rehin alma girişimleri bir kez daha sandıkta hüsrana uğradı. Bizler kadere ve takdire inanan insanlarız. Sandık sonuçlarının da davamız, hareketimiz, mücadelemiz açısından Allah’ın izniyle hayra tebdil olacağına yürekten inanıyoruz. Bu tarz neticeler insanlık tarihi boyunca kiminin şımarıklığını, kiminin pervasızlığını, kiminin de sabrını, metanetini, dayanışmasını, birlikteliğini ve mücadele azmini artırmıştır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’ın sadece yeni bir dönüm noktası değil, aynı zamanda daha büyük zaferlerin müjdecisi, muştusu ve habercisi olacağını vurgulayarak, “Yolumuza yenilenmiş, tazelenmiş, çok daha güçlenmiş, üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle ‘pekleşmiş’ bir şekilde devam edeceğiz. Siyasette yarım asra yaklaşan mücadelemizin zafer sancağını burca dikecek ve ardından gönül huzuruyla nöbeti sizlere devredeceğiz. Bakınız, ben bugüne kadar gençlerle yürümüş, gençlerin yoldaşlığından güç ve cesaret almış bir büyüğünüzüm” dedi.

Mensubu ve hizmetkârı olmaktan şeref duydukları millet için nice saldırıları göğüslediklerini, nice badireleri aştıklarını, nice ihanetleri püskürttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim karşılaştığımız sıkıntıları gençlerimiz yaşamasın diye emek verdik. Gerektiğinde ölümü göze alarak vesayet odaklarına meydan okuduk. Şahsen bedel ödesek bile ülkemize, insanımıza, özellikle geleceğimiz olan siz gençlerimize bedel ödettirmemeye çalıştık. İmkânlarımızı zorlayarak üzerimize düşeni yapmanın gayretindeyiz. Gençlerimiz olarak sizler de sorumluluklarınızı yerine getireceksiniz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık gençlerin zamanının misafiri olduklarını kaydederek, şunları söyledi: “Bizden önceki aksiyon, fikir ve gönül adamlarının namusumuza emanet ettiği, bizim de canımız pahasına sahip çıktığımız davamızı inşallah yakında sizler omuzlayacaksınız. Bu emaneti sizler taşıyacak, sizler yükseltecek ve yücelteceksiniz. Sizlerin şu vakur duruşunu, şu azmini, öz güvenini gördükçe verdiğimiz mücadelenin boşa gitmediğini de görmenin bahtiyarlığını yaşıyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi yol ve mücadele arkadaşları bahşettiği için hamdediyorum. Yüreğimi ısıtan şu gözlerinize baktıkça, Allah’ın izniyle yarınlarımızın bugünümüzden çok daha aydınlık olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Her birinizi ayrı ayrı alkışlıyorum.”

TÜRGEV çatısı altında yürütülen hizmetlerde emeği geçen tüm dostlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ramazan ayının sizlerle birlikte başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere tüm Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim, bu mübarek günler hürmetine tüm mazlum ve mağdurların yardımcısı olsun” dedi.

İNANOĞLU’NUN AİLESİNE VE SİNEMA CAMİASINA BAŞSAĞLIĞI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yönetmen ve yapımcı Türker İnanoğlu’nun vefatıyla ilgili, “Sizlere veda etmeden önce, dün sevenlerinin son yolculuğuna uğurladığı, Türk sinemasının usta ismi yapımcı ve yönetmen, 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Türker İnanoğlu’nu burada rahmetle anıyorum. Kültür sanat dünyamızın ‘Bay Sineması’nın acılı ailesine, yakınlarına ve sinema camiamıza başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Ocak 2023
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DÜNYA10 saat önce

Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA10 saat önce

Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA10 saat önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

DİPLOMAT1 gün önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

DİPLOMAT3 gün önce

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

DÜNYA4 gün önce

Yürüyen Evler | Setencioğlu Tiny House

GÜNDEM5 gün önce

Endonezya Büyükelçiliği’nden Ramazan Bayramı kutlaması.

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

DİPLOMAT1 hafta önce

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

DÜNYA3 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Nedim Delibaş

DÜNYA3 hafta önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DİPLOMAT3 hafta önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

GÜNDEM4 hafta önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

DÜNYA4 hafta önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT1 ay önce

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen

DİPLOMAT1 ay önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

DİPLOMAT1 ay önce

“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi Jeong Yeondoo’yu kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burundi Büyükelçisi Didace NTureka’yı kabul etti

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Büyükelçisi Theodoros Bizakis’i kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filipinler Büyükelçisi Henry S. Bensurto’yu kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Kadzadej’i kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

“Kültürümüzün köklerine inmeyi gaye edinen her çabayı destekleyeceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit aileleri ile iftarda bir araya geldi

DİPLOMAT1 ay önce

“İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifleteceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

“İzmir’in yatırım eksiklerini tamamlayarak, şehrimizin kayıp yıllarını hep birlikte telafi edeceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız”

DİPLOMAT1 ay önce

“Depremle sarsılan şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz”

DİPLOMAT3 gün önce

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

DÜNYA3 hafta önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DÜNYA3 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Nedim Delibaş

DİPLOMAT4 hafta önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

DÜNYA4 hafta önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

GÜNDEM4 hafta önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

DİPLOMAT1 gün önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

GÜNDEM5 gün önce

Endonezya Büyükelçiliği’nden Ramazan Bayramı kutlaması.

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

DÜNYA4 gün önce

Yürüyen Evler | Setencioğlu Tiny House

DÜNYA10 saat önce

Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA10 saat önce

Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA10 saat önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge