Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemizi bugüne kadar nasıl sizlerle birlikte büyüttüysek, güçlendirdiysek, zenginleştirdiysek, inşallah Türkiye Yüzyılı’nı da beraberce inşa edeceğiz. Biz eser ve hizmet siyasetiyle bugünlere getirdiğimiz Türkiye’yi, daha ileriye taşımak için ter döküyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kepez Turgut Özal Spor Salonu önünde düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti.
“Deniz kenarında kar mı olurmuş? Meydana çıkmayan er mi olurmuş? Deli gönül başka güzel arama, Antalya’dan güzel yar mı olurmuş? Bize, Antalya’dan güzel yar olmayacağını bilerek, bu şehri hep gönülden sevdik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’yı turizmiyle, tarımıyla, ticaretiyle geliştirmek, zenginleştirmek için gece gündüz çalıştıklarını söyledi.
Antalya’nın da girdikleri her mücadelede, attıkları her adımda yanlarında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nın inşası için hazırlandıkları dönemde bir kez daha Antalya’ya olan sevgilerini ifade etmek, Antalya’nın desteğine talip olmak için Antalya’da bulunduklarını dile getirdi.
Antalya’nın, elindeki değerleri kazanca dönüştürmeyi, çalışmanın ve üretmenin değerini çok iyi bildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu şehir, ayrımcılığın hiçbir çeşidine itibar etmez. Denizini, toprağını, dağını kendisi ve vatanı için berekete dönüştürür. Ülkemizin ve dünyanın neresinden gelirse gelsin, huzur arayan herkese kucağını açar. Sermayesini ve alın terini akıtarak, burada yeni bir hayata başlamak isteyen herkesi kucaklar. Ama aynı zamanda bu şehir, mesele ülkesinin bütünlüğü, milletinin birliği, evlatlarının geleceği olduğunda kimsenin gözünün yaşına da bakmaz. Biz, bunun için Antalya’yı ayrı bir seviyoruz. Bunun için Türkiye Yüzyılı hayalimizi en iyi sizlerin anlayacağına inanıyoruz.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi bugüne kadar nasıl büyütüp, güçlendirip, zenginleştirdilerse, Türkiye Yüzyılı’nı da beraber inşa edeceklerini anlattı.
Eser ve hizmet siyasetiyle bugünlere getirdikleri Türkiye’yi daha ileriye taşımak için ter döktüklerini, şu anda karşısında 100 bini aşkın Antalyalı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Birileri ise ülkenin birikimlerini önce altılı olarak başlayan masada paylaşmaya niyetlendi, sonra pazarlığın kızıştığı bir anda ortaklardan biri yerinden kalkıp, sonra geri otururken, masanın altındaki gizli ortak HDP de bu cümbüşteki yerini aldı. Baktılar yedi ortakla da bu iş olmayacak, iki büyükşehir belediye başkanını da dâhil edip, ortak sayısını dokuza çıkardılar. Masada kendileri için de yer olduğunu gören ülkenin ve milletin yeminli düşmanları PKK ve FETÖ durur mu? Onlar da hemen seslerini yükselttiler. Oldu mu size 11 ortak. Daha DHKP-C’sini, Avrupa ve Amerika’da masanın akıl hocalığına soyunan tefecileri, simsarları, STK görünümlü istihbarat aygıtlarını saymıyorum bile. Aslında ağlanacak halimize gülüyoruz. Türkiye, siyasetine ve yönetimine dönük böyle bir oyunu asla hak etmiyor.
Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Bu mekanizma, CHP tabanının da ittifaktaki diğer partilerin tabanlarının da hassasiyetlerini zerre kadar umursamıyor. Ne diyordu bay bay Kemal? ‘Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz’ denilerek, bu nobranlık açıkça da ifade ediliyor. Çünkü bunların derdi, seçimlerde yönetimi değiştirirken, sonra Türkiye’nin kaldığı yerden yoluna devam etmesi değildir. Bunların derdi, Türkiye’yi siyasetiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasiyle en az yarım asır daha kendine gelemeyeceği bir çukura itmek, bir bataklığa saplamaktır. Ama inşallah başaramayacaklar.”
Seçimlere iki haftadan daha az vakit kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere yönelttiği, “Antalya, 14 Mayıs’ta çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz?”, “21 yıllık kazanımlarımızı daha da ileriye taşıyor muyuz?”, “Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ‘Bismillah’ diyor muyuz?”, “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam ediyor muyuz?” sorularına “evet” yanıtını aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydandaki ekranlardan izletilen bir videoda yer alan, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 6-8 Ekim olaylarındaki açıklamalarına da işaret ederek, şunları söyledi: “İzlediniz. Her şeyiyle terörist Selo Diyarbakır’da 51 kardeşimizin ölümüne neden oldu. Şimdi bu Selo, cezaevinde. Şimdi ne diyorlar, ‘Selo’yu çıkaracağız.’ Ondan sonra da Selo’yu Öcalan’ın yerine getireceklermiş. Buradan şu anlaşılıyor, bay bay Kemal’in demek ki parlamentoda yaptığı görüşme işte buydu. Açıklayabildi mi? ‘Açıkla’ dedik kaç kere, açıklayamaz. Çünkü her şey fırıldak, düzgün bir şey yok. Eğer gerçek siyasetçiysen çıkarsın açıklarsın. Ama açıklayamaz. Hayatı yalan, hep fırıldaklarla dolaşıyor.”
Bu nedenle 14 Mayıs’ta, milletin bu yalana, talana, dolana “evet” demeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için şu 10 günde durmak yok yola devam. Cumhur İttifakı olarak sandıkları patlatmaya var mıyız?” diye konuştu.
“DEFALARCA SEYRETTİĞİMİZ BU FİLMİN SENARİSTLERİNİ DE OYUNCULARINI DA İYİ TANIRIZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden ülkeye dayatılan bu filmle ilk defa karşılaşılmadığını, milletçe bu filmin daha önce defalarca seyredildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tek parti döneminde insanlarımızın hak ve özgürlükleri çiğnenirken, sanayi kuruluşlarının kapısına kilit vurulurken de seyrettik. Her on yılda bir maruz kaldığımız darbe ve muhtıralarla, siyasi ve ekonomik bedeller öderken seyrettik. Ömürleri bir yılı bulmayan koalisyon hükûmetlerinin yönetiminde, güven ve istikrar iklimini kaybederken seyrettik. Kardeşi kardeşe düşman eden ideolojik kavgalarda, köken ve mezhep kışkırtmalarında seyrettik. Bizimle aynı şartlarda yola çıkan ülkeler küresel ligin zirvesine tırmanırken sürekli yerimizde sayarak, hatta gerileyerek seyrettik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, defalarca seyrettikleri bu filmin senaristlerini de oyuncularını da iyi tanıdıklarını, finalini de çok iyi bildiklerini anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkeyi bir avuç sapkın ideoloji mensubunun, evlatlarımızın maddi ve manevi varlığına göz diken ihtiraslarına teslim etmek istiyorlar. Ülkeyi, köken ve mezhep ayrışmasını derinleştirerek, yeniden kamplara bölmek, kardeşi kardeşe düşman etmek istiyorlar. Ülkeyi, tasmaları emperyalistlerin elinde olan terör örgütlerinin cirit alanına çevirmek istiyorlar. Velhasıl bunların derdi bizimle değil, Türkiye’yledir, Türk milletiyledir, Türkiye’nin kazanımlarıyladır.
Sizlerle bir şeyi paylaşmak istiyorum, Kandil’den, ne diyordu birisi. Bunların bayrağı var mı, bunların ezanı var mı, bunların dini var mı? Ne diyor, ‘Bizim desteğimiz Kılıçdaroğlu’yladır.’ Şimdi dini olmayan, diyaneti olmayan, bayrağı olmayan, ezanı olmayan kimler destekliyor bay bay Kemal’i, bu teröristler. İşte, ‘Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu.’ Bay bay Kemal, senin arkadaşın Kandil ve onlarla beraber bu yoldasın. Ama bay bay Kemal, 14 Mayıs’ta bu aziz millet, benim bu sevgili vatandaşlarım sana sandıkları mezar edecek. Buna hazır mıyız?”
“TÜRKİYE’Yİ DEVLER LİGİNE TAŞIDIK”
Türkiye’yi 21 yıldır eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, enerjiden tarıma, sanayiden turizme, her alanda kalkındırdıklarını, dünyayı hayran bıraktıklarını ve Türkiye’yi dünyanın devler ligine taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine olan husumetlerin sebebinin de bu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer bizden öncekiler gibi vesayete ‘eyvallah’ etseydik, darbecilere teslim olsaydık, terör örgütlerinin başını ezmeseydik… Cudi’yi bu teröristlere mezar ettik mi? Gabar’ı bu teröristlere mezar ettik mi? Tendürek’i bunlara mezar ettik mi? Bestler Dereler’i bunlara mezar ettik mi? İşte şimdi bu terör örgütünün parlamentodaki uzantıları AK Parti’yi kabul edebilirler mi? Kandil’den ne diyor? ‘AK Parti’yi, bunları destekleyemeyiz, biz Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğiz.’ Şimdi bu güzel bir ifade, onların bay bay Kemal’i desteklemeleri bizim doğru yolda olduğumuzun ifadesidir” diye konuştu.
Antalya’nın her geçen gün altyapısıyla üstyapısıyla güçlendiğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bu, ‘iş bilenin, kılıç kuşananın’ anlayışıdır. Çünkü bize bu yakışırdı, Antalya’ya bu yakışırdı ve bunu da yaptık. Türkiye’yi bugünkü seviyesine getirmeseydik emin olun bize kimse ilişmezdi. Ne terör örgütlerinin saldırılarına uğrardık ne de darbecilerin silahları üzerimize çevrilirdi. Ne ekonomik tuzaklara maruz kalırdık ne aleyhimizde yürütülen küresel kampanyaların muhatabı olurduk. Ama o zaman da milletimizin karşısına böyle başımız dik, alnı açık, sesi gür bir şekilde çıkamazdık. Biz teslim olmayı değil, mücadele etmeyi seçtiğimiz için hedefteyiz. Biz emperyalistlerin suyuna gitmeyi değil, Türkiye’nin gücünü tarihinden alan duruşuna layık olmayı seçtiğimiz için hedefteyiz.
Kılıçdaroğlu’nun verdiği sözlere bakın, destek istediği yerlere bakın, onu destekleyenlere bakın… Tamamı da işte bu duruşun tam tersidir. Tipik bir teslimiyetçi, eski Türkiye politikacısıyla karşı karşıyayız. Eskiden adeta cennet vaadiyle gelip size cehennemi yaşatanlar vardı değil mi? İşte Kılıçdaroğlu tam da böyle bir tiptir. Ağzından çıkanı kulağı duymaz, vaat diye söylediği şeylerin bir kısmı ülkeyi tanımadığı için zaten yapılmış olan işlerdir. Söylediği şeylerin bazılarının ucunun nereye gideceğini kendi de bilmez veya bilir ama diyet borcu gereği onu söylemek zorundadır.”
“MİLLETİMİZE ŞÜKRAN BORCUMUZU DA YAPTIĞIMIZ ESERLERLE, VERDİĞİMİZ HİZMETLERLE ÖDEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları her şeyi yıkacağını, kurumları kapatacağını, bürokratından iş insanına, polisinden öğretmenine, doktoruna, hepsini tasfiye edeceğini ifade ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha doğrusu, bay bay Kemal, HDP ve PKK ne diyorsa kendisi de onu söylüyor. FETÖ ve gizli-açık tetikçileri ne diyorsa Kılıçdaroğlu onu söylüyor. Amerika’daki, Avrupa’daki mahfillerde kulağına neler üflenmişse Kılıçdaroğlu onu söylüyor. Arada bir kendi fikrini söylediği oluyor elbette. Onları da hep beraber mizah niyetine izliyor, gülüp geçiyoruz. Elbette bu zatın kendisini ciddiye almıyoruz. Bizim ilgilendiğimiz bu zatın, hangi hesabın temsilcisi olarak karşımıza dikildiğidir” diye konuştu.
Bunu anlamak için çok derin analizlere gerek olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: Masanın etrafında oturanlara ve çevresinde dönenlere bakınca her şey ayan beyan ortaya çıkıyor. Buna rağmen şunu düşünmeden de edemiyoruz. Hangi insan kendi ülkesine, kendi devletine, kendi milletine bu kadar büyük kin duyabilir. Bay bay Kemal, Amerika’da bir benzin istasyonunda, bakıyorsunuz bir restorana giriyor. Orada neler çevirdi, o da belli değil. Açıkla… Açıklayamıyor, çünkü Pensilvanya’nın uzantılarıyla orada sohbetini bayağı koyulaştırıyor. Hangi insan ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını soluduğu vatanına böylesine büyük nefret besleyebilir. Bu duygunun gerisindeki sebepleri biz bilemiyoruz. Bize düşen bunun kasıtlı bir niyetin ürünü olmadığını, sadece gafletten kaynaklandığını ümit etmektir, bu iyi niyetimizdir. Tam 15 seçimdir biz, önce Allah’ımıza, sonra milletimize güvenerek girdiğimiz hiçbir mücadeleden boynu bükük ayrılmadık. Milletimize şükran borcumuzu da yaptığımız eserlerle, verdiğimiz hizmetlerle ödedik.”
“14 MAYIS’TA ANTALYA’DAN REKOR BİR DESTEK BEKLİYORUZ”
Türkiye’ye bugüne kadar yaptıkları yatırımlara ilişkin meydandaki ekranlardan izletilen video gösteriminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta aynı eser ve hizmet aşkı, hissiyat, azim ve kararlılıkla milletin huzuruna çıkacaklarını söyledi.
Antalya’dan da kendisine yakışanı beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bay bay Kemal’in bir referansı var mı? Yani ‘Ben şunu yaptım’ diyebileceği bir eser var mı? On tane Büyükşehir Belediye Başkanı var CHP’li, Allah aşkına bir de onlara bakın. Başta Antalya’dan bakın. Şu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı veya başkanlığı Antalya’mıza ne kazandırdı, bir sorun. İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla ne kazandırdı, sorun. Velhasıl hiç birisinde bir şey yok. Çünkü bunların derdi başka. İstanbul’u sel alır götürür. Bay bay Kemal’in adamı nerede? Bodrum’da. Bodrum’dan çıkmazlar. Aynı şekilde diğerleri de öyle ama biz hizmet ehliyiz” ifadelerini kullandı.
Ziya Paşa’nın “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” sözlerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “Antalya’ya, cumhuriyetimizin bir asırlık kazanımlarına sahip çıkmak yakışır mı? Antalya’ya son 21 yılda kurduğumuz güçlü altyapının üzerinde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek yakışır mı? Antalya’ya yarım kalan işleri tamamlamak için yola çıkanlara yoldaş olmak yakışır mı? Antalya’ya milletimizi hayallerine kavuşturacak şahlanış döneminin öncülüğünü yapmak yakışır mı? Antalya’ya Cumhur İttifakı’yla birlikte olmak, cumhurbaşkanlığında bu kardeşinin yanında yer almak yakışır mı?” sorularını yöneltti.
Alandakilerin “evet” yanıtını vermesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyleyse 14 Mayıs’ta Antalya’dan rekor bir destek bekliyoruz. Söz mü? Ben size inanıyorum. Sizleri Allah için seviyorum. Hiç yalnız bırakmadınız. İnanıyorum ki 14 Mayıs’ta da yalnız bırakmayacaksınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını ifade ederek, “Ülkenin her karış toprağını yatırımlarla donatırken kimsenin kökenini, meşrebini, mezhebini sormadık. Ne diyor bay bay Kemal? ‘Ben Aleviyim’ diyor. Ya eyvallah. Yani biz sana Alevi misin, değil misin, bunu sormadık ki. Ve bugüne kadar bunu niye söylemedin de şimdi söylüyorsun? Demek ki oradan bir şey bekliyor. Bu ülkeyi Alevi-Sünni diye ayrıma tabi tutanlara lanet olsun” diye konuştu.
Sadece asırlık ihmalleri telafi edip, ülkeyi büyütmenin, sıkıntılarını çözerek milleti mutlu etmenin çaresine baktıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eksikler olabileceğini ancak kimsenin bu ülke için samimiyetle çalıştıklarını inkâr edemeyeceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim alanında yaptıkları hizmetleri anımsatarak, “İlkokuldan üniversiteye kadar sıraların üzerine kitapları koyduk mu? Şimdi benim yaşıtım olanlar bilirler. Biz bu kitapları göremedik. Biz teksir kâğıtlarıyla yapılan o kitaplarla okuduk, öyle mi? Ya kırtasiyeci dükkanında sıraya girerdik, bize bir hafta, 10, 15 gün sonraya gün verirlerdi. Böyle okuduk, böyle yaşadık ama dedik ki ‘Bizim çektiğimizi yavrularımız çekmesin.’ Ve bu yavrularımız şu anda kitaplarını kuşe kâğıtla sıralarının üzerinde buluyor mu?” diye konuştu.
Türkiye’de 76 olan üniversite sayısını 208’e yükselttiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 vilayetin tamamında üniversiteler var mı? Artık Muş’tan, Iğdır’dan, Hakkâri’den yavrularımız İstanbul’a, Ankara’ya gelmiyor, oraya profesörler gidiyor, doçentler aynı şekilde, oraya gidiyor. Niye? Artık hocalarımızın, öğrencilerinin ayağına gitmek suretiyle bir eğitim sistemi, bunu getirdik. Ve artık eğitim bu noktada yerinde yapılıyor, 81 vilayetin tamamında yapılıyor, modern üniversitelerimizde yapılıyor. Batı’yla, Avrupa’sı, Amerika’sı, hepsiyle yarıştayız” ifadelerini kullandı.
“ 1 MİLYON 300 BİN KONUT YAPTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara ve İstanbul’daki şehir hastanelerinin modern hastaneler olduğunu ve kısa zamanda yapılarak vatandaşın hizmetine sunulduğunu ifade etti.
İnsandan daha değerlisinin olmadığını, halkın bu değerine Kanuni’nin devleti feda ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla yola devam ettiklerini, millete kazandırılan bu eser ve hizmetler için sadece gönülden kopup gelen “Allah razı olsun” duasından başka bir şey beklemediklerini söyledi.
Geçen 21 yılda Antalya’ya 145 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seviyoruz Antalya’yı, bu yatırıma layık. Sormak lazım bay bay Kemal, senin Büyükşehir Belediye Başkanın acaba Antalya’ya ne yaptı? Olay bu kadar açık” dedi.
Eğitimde 10 bin 138 yeni derslik inşa edildiğini, üçü vakıf biri devlet olmak üzere dört yeni üniversite kurulduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 bin 106 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurtları açıldığını, 33 bin seyirci kapasiteli bir stadyum dâhil 116 spor tesisi inşa edildiğini belirtti.
Antalyalı ihtiyaç sahiplerine yaklaşık 7 milyar lira sosyal yardım aktarıldığını, 2 bin 447 yataklı 22 hastane dâhil 63 sağlık tesisi yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında 1000 yataklı şehir hastanesinin de olduğu 2 bin 100 yataklı sekiz hastanenin yapımının sürdüğünü, şehir hastanesinin de yakında hizmete açılacağını bildirdi.
TOKİ vasıtasıyla 4 bin 690 konutun tamamlanıp hak sahiplerine teslim edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 bin 88 konutun yapımının sürdüğünü kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bay bay Kemal yeni bir şey daha söylemiş, TOKİ’yi kapatacakmış. Neyi kapatıyorsun? Benden önce TOKİ çok daha fazla üretmiş. Ben göreve gelmeden önce TOKİ’deki üretim sayısı 40 bin konuttu, şimdi ise 1 milyon 300 bin konutu biz yaptık. 40 nere 1 milyon 300 bin nere? Bay bay Kemal TOKİ’yi sana bu millet yedirtmez. İşte depremde TOKİ’nin neler yaptığını gördük. Antalya’da yangın ve sel felaketlerinde hep buradaki insanlarımızın yanında olduk. Manavgat’ta evi yanana, Kumluca’da evi selde yıkılana yenisini yapıp verdik. Eşyası, dükkânı, serası, ahırı zarar görenlere destek sağladık. Antalyalı kardeşlerimizin en zor günlerinde gösterdiği kadirşinaslık örneklerini hayatımız boyunca unutmayacağız. Bu ülkenin, bu milletin mayasının sağlam olduğunu felaket anlarında ispatlayarak hepimizin, bilhassa da gençlerimizin geleceklerine güvenle bakabilmelerini sağladınız. Sizlerin 6 Şubat depremlerinde evlerini kaybeden vatandaşlarımıza nasıl kucak açtığınızı gördük.”
“ANTALYA HAVALİMANIMIZIN KAPASİTESİNİ YILLIK 80 MİLYONA ÇIKARTIYORUZ”
Antalya’da konut sıkıntısı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için Antalya’ya “İlk Evim” ile 7 bin 150 konut inşa edileceğini, “İlk Arsam” ile 23 bin konutluk altyapılı arsa verileceğini belirtti.
Antalya’daki 24 bin 258 bağımsız bölümde kentsel dönüşüm gerçekleştirildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni konut projeleriyle, hukuki yaptırımlarla kiralarda yaşanan fahiş artışların yol açtığı sıkıntıyı da yine biz çözeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, atık su arıtma tesislerinin sayısının iki katına çıkarılarak belediye nüfusunun tamamına hizmet verir hâle getirildiğini, şehirdeki altı millet bahçesinden ikisinin tamamlandığını, diğerlerinin çalışmalarının sürdüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 195 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunun 700 kilometreye çıkarıldığını belirterek, şehir meydanı, havalimanı, EXPO tramvay hattının hizmete alındığını söyledi.
Antalya Havalimanının iç ve dış hatlar terminalleriyle büyütülerek yıllık 35 milyon yolcu kapasitesine ulaştırıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazipaşa Alanya Havalimanının da açıldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Antalya Havalimanımızın kapasitesini yıllık 80 milyona çıkartıyoruz. Ayrıca Konya-Antalya güzergâhını bir saat kısaltacak 5 bin 68 metrelik Demirkapı Tüneli ve 34 kilometrelik yolunu tamamladık hizmete açıyoruz” şeklinde konuştu.
“ATTIĞIM İMZA İLE DOĞAL GAZ BU AY BEDAVA”
Antalya’ya 21 baraj, 62 sulama tesisi, 104 taşkın koruma tesisi, üç gölet, bir yer altı depolama tesisi ve 20 hidroelektrik santrali inşa edildiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tamamlanan projelerle Antalya’da 534 bin dekar zirai arazinin sulamaya açıldığını, çiftçilere 2 milyar lira tarımsal destek verildiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki yeni organize sanayi bölgesi, iki teknopark, 17 araştırma geliştirme merkezi ve bir tasarım merkezi kurulduğunu ifade etti.
Aksu, Döşemealtı, Kepez, Konyaaltı, Muratpaşa, Korkuteli ve Serik’e doğal gaz arzı sağlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde Alanya, Demre, Elmalı, Finike, Gazipaşa, Kemer, Kumluca ve Manavgat’a da doğal gaz arzı sağlamayı planladıklarını bildirdi.
Karadeniz doğal gazının çıkarıldığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çıkarırız dedik. Yaptık mı? Şu anda attığım imza ile doğal gaz bu ay bedava, ücretsiz” dedi.
“YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN REFERANSI”
AK Parti’nin iktidarındaki icraatların yer aldığı videonun izletilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapacaklarımız bunlar, yaptıklarımız da zaten bunun referansı. Biz hem devam eden yatırımlarımız yarım kalmasın hem de Antalya ile birlikte ülkemizin kalkınma atılımı hedefine ulaşsın diye 14 Mayıs’ta sizden güçlü bir destek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki karşımızdakilerin hiçbirinin de eserle, hizmetle, yatırımla uzaktan yakından ilgisi yok. Onların derdi başka” diye konuştu.
En çok da CHP’ye, CHP ile birlikte hareket eden diğer partilere gönül vermiş insanlara seslenmek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal CHP’yi öyle bir yere getirdi ki, bu parti kurucusu olduğu cumhuriyete ve kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal’e hakaret edenlerin yuvasına dönüştü. Kılıçdaroğlu’nun yönetimi altında CHP, marjinal örgütlerin, LGBT savunucularının, küreselcilerin, mezhepçilik fitnesi çıkarmaya çalışanların koçbaşı haline geldi. Ne diyor? ‘Yüz yıllık cumhuriyeti değiştireceğiz.’ diyor. Diyen kim? HDP’li. Bu masada bu da var. Yüz yıllık cumhuriyetimizi değiştireceklermiş… Bay bay Kemal sana bu yolu açmaz benim milletim. 14 Mayıs’ta bu hesabı benim milletim sana soracak. Sormaya hazır mıyız?”
“14 MAYIS’TA TERCİH DOĞRUDAN YANA YAPILMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhuriyeti değiştirmekten, Ankara’yı yenilgiye uğratmaktan, vatan topraklarını bölmekten, milleti birbirine düşürmekten söz edenlerin hepsinin cumhurbaşkanlığı için Kılıçdaroğlu’ndan bahsettiğini söyledi.
Bunun kendilerini rahatsız ettiği gibi milleti de rahatsız ettiğini bildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacağız’ diyenlerin her gün millete, vatana, bayrağa, kısaca can feda edilecek değerlerimize yaptıkları hakaretleri daha ne kadar sineye çekeceksiniz? Hadi şimdi sineye çektiniz, yarın öbür gün devletin tüm kurumları bunlara teslim edildiğinde ortaya çıkacak vahim tabloyu nasıl kaldıracaksınız? Bu vebale ortak olduğunuz için size dönüp ‘Niçin?’ diye soran, ‘Değer miydi?’ diye soran evlatlarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız?
Kendinizin ve evladınızın geleceğini bu kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz? Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini bu terör örgütleri destekli taviz masasına emanet eder misiniz? Hanımlar bakkala süt almaya bile göndermeyeceğiniz birine ülkeyi emanet eder misiniz? Beyler dükkânınızı, atölyenizi, tezgâhınızı beş dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna inanmayacağınız birine, kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Çiftçi kardeşlerim önüne beş keçi katsanız akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misin? İşveren kardeşlerim kendi müessesenizde, vasıfsız eleman olarak dahi çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşlerim oturduğunuz apartmana yönetici olarak seçmeyeceğiniz birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz?”
14 Mayıs’ta tercihin doğrudan yana yapılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisini, milletvekili seçimlerinde Cumhur İttifakı’nı destekleyenlerden, seçim gününe kadar dostlarını, arkadaşlarını, komşularını ikna etmelerini beklediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) 13. Türkiye Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Amerika’yla ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmemiz gerekiyor. İki ülke arasında, yeni ve çığır açan teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük bir potansiyel bulunduğunu görüyoruz” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyince (TAİK) düzenlenen yemekte iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında, iş dünyası temsilcileriyle yeniden bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD’nin, NATO çerçevesinde uzun yıllara dayanan müttefiklik ilişkileri bulunduğuna işaret etti.
“2022 YILI SONU İTİBARIYLA İKİLİ TİCARET HACMİMİZ YÜZDE 15’İN ÜZERİNDE ARTIŞLA 32 MİLYAR DOLARI GEÇTİ”
Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenlik, barış ve istikrarına önemli katkılarda bulunan bu ortaklığı güçlendirerek sürdürmeyi arzu ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika ile ekonomik ve ticari faaliyetlerimiz, ikili ilişkilerimizin önemli bir boyutudur. İkili ticaret hacmimiz son 10 yılda 1,5 katına çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, geçtiğimiz yıl en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. 2022 yılı sonu itibarıyla ikili ticaret hacmimiz yüzde 15’in üzerinde artışla 32 milyar doları geçti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ticaret hacminde yakalanan bu artış eğiliminin memnuniyet verici olduğunu belirterek, “Ancak hedefimiz 100 milyar doları yakalamaktır. Bunun için karşılıklı olarak gayretlerimizi artırmamız gerekiyor. Bu bağlamda sizlerden beklentimiz yüksektir. Amerika ile ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve ABD arasında yeni teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük potansiyel bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji sektörünün de iş birliğinin ilerletilebileceği bir başka kritik alan olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye olarak Karadeniz’deki tarihî keşfimizin ardından doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Biliyorsunuz, kısa süre önce İstanbul Finans Merkezimizi hizmete açtık. İstanbul Finans Merkezi ile ülkemizi finans ve katılım finans alanında global bir merkeze dönüştürmek istiyoruz. Merkez içinde doğal gazdan madenlere birçok ürünün pazarlamasının, değerlendirmesinin yapılacağı yeni bir yapı tesis edeceğiz. İstanbul Finans Merkezini aynı zamanda ‘enerji hub’ımız hâline getirmeyi arzu ediyoruz.”
“TÜRKİYE, AMERİKAN ŞİRKETLERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR BÖLGESEL ÜRETİM VE HİZMET ÜSSÜ KONUMUNDADIR”
Türk Hava Yollarının 121 ülkeden 342 destinasyona uçuş gerçekleştirdiğini, ABD’de 12 noktaya İstanbul’dan doğrudan uçuş yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “13’üncü uçuş noktasını teşkil edecek Detroit uçuşlarının 15 Kasım’da başlaması planlanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile turizm alanındaki ilişkilerin seyrinden de memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, salgının etkisinin azalmasıyla 2022’de 1 milyonun üzerinde ABD’li turistin Türkiye’de ağırlandığını, gelecek dönemde bu sayının daha da artmasını ümit ettiklerini söyledi.
Türkiye’nin son 21 yılda ekonomiden ticarete, savunma sanayisinden altyapı yatırımlarına büyük bir başarı hikâyesi yazdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığımız reformlar sayesinde ülkemiz son 20 yılda, 252 milyar doların üzerinde uluslararası doğrudan yatırım çekti. Türkiye’nin küresel yatırımlardaki payı 2022’de yüzde 1,03. Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye yaklaşık 14,4 milyar dolar doğrudan yatırım girişi oldu. Ülkemize yatırım yapan 2 bin 88 Amerikan firmasına ve Amerikalı girişimcilere Türk ekonomisine duydukları güven için özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye, Amerikan şirketleri için önemli bir bölgesel üretim ve hizmet üssü konumundadır. Halihazırda Amerikalılar dahil birçok uluslararası şirket, Türkiye’yi bölgesel bir imalat, ihracat, yönetim, lojistik, mühendislik ve araştırma geliştirme merkezi olarak tercih ediyor. Salgın sonrası dönemde ülkemizin bu konumu daha fazla öne çıkmıştır.”
“ÜLKEMİZDEKİ SEÇİMLERİN TAMAMLANMASIYLA BİRLİKTE OLUMLU BİR ATMOSFER YAKALADIĞIMIZI GÖRÜYORUZ”
Türk iş çevrelerinin Amerikan ekonomisine yaptığı katkıların da azımsanmayacak seviyeye ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının ABD’deki doğrudan yatırımlarının son 10 yılda yaklaşık 8,6 milyar doları bulduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyası temsilcilerinin gayretleriyle bu yatırım rakamlarını karşılıklı olarak yükselteceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Ülkemizdeki seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte olumlu bir atmosfer yakaladığımızı görüyoruz. Yüzde 90’lara ulaşan rekor katılımla ve demokrasi şöleni içinde gerçekleşen 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde milletimizin teveccühüne mazhar olduk. Cumhur İttifakı olarak Meclis çoğunluğunu elde ederken Cumhurbaşkanlığında yüzde 52,18 oy oranıyla 5 sene daha milletimize hizmet etme imkânına kavuştuk. Seçimlerin üzerinden bir hafta bile geçmeden hükûmetimizi kurduk. Kalkınma yolculuğumuza kaldığımız yerden başladık. Ekonomi yönetimini, uluslararası ekonomi çevrelerinin de çok yakından tanıdığı ehil isimlerden seçtik. Seçimler sonrasında ülkemizin ekonomik istikrarına olan güvenin pekiştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.”
“TÜRKİYE, OECD ÜYELERİ ARASINDA EN YÜKSEK ORANDA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE”
Türkiye’nin bir yandan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sararken diğer yandan ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme kaydettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin böylelikle OECD üyeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında ise üçüncü ülke olmayı başardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihracatta 8 aylık dönemde 165 milyar doları, yıllık bazda ise 253,5 milyar doları yakaladığını belirterek, turizmde de önceki seneye göre çok daha yoğun bir sezon geçirildiğine işaret etti.
İstihdamda ise herhangi bir düşüşün söz konusu olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ilk altı ayında depreme rağmen net 220 bin istihdam artışının sağlandığını kaydetti.
“ENFLASYONU ARTIRAN YAPISAL UNSURLARIN ORTADAN KALDIRILMASINI HEDEFLİYORUZ”
Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda geçen hafta üç yılın yol haritası mahiyetindeki Orta Vadeli Program’ı kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.
Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Para, maliye ve gelirler politikalarının tüm araçlarını uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurların ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. Temel odağımız, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı önceleyen politikalarımız sayesinde sürdürülebilir bir büyüme ikliminin tesisidir. Yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’nin satın alma gücüne göre dünyanın 11’inci, nominal olarak ise 17’nci büyük ekonomisi olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2026 sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 850 dolara çıkan fert başına millî gelire ulaşacağız. 2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat ve 70 milyar doların üzerinde turizm gelirine ulaşacağız. Program döneminde 2,7 milyon istihdam artışı, yıllık ortalamada da 900 bin istihdam artışı hedefliyoruz” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİN STRATEJİK KONUMUNUN SAĞLADIĞI TÜM AVANTAJLARI EN ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Atılan adımlara bağlı olarak döviz kurunun dengeye kavuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye, siyasi istikrarı, eğitimli iş gücü, genç nüfusu, geniş iç pazarı ve bölgesel pazarlara erişimiyle, stratejik konumu ve modern lojistik altyapısıyla uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olmayı sürdürüyor. Bölge ülkeleriyle tesis ettiğimiz yakın diyalog sayesinde bu konumumuzu daha da perçinliyoruz. Geçen ay Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ziyarette toplam değeri 50 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladık. Rusya-Ukrayna Savaşı’na çözüm arayışlarımızı ilk günden itibaren sürdürüyoruz. İsrail ve Yunanistan ile aramızdaki meseleleri hal yoluna koyma yönünde güçlü bir irade sergiledik. Bu ziyaretimizde her iki ülkenin başbakanıyla bir araya gelerek, gündemimizdeki konuları ele aldık. Mısır ile yeniden güçlenen diyaloğumuza büyük önem atfediyoruz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimizi önümüze çıkarılan engellere ve 60 yıldır maruz kaldığımız haksızlıklara rağmen hâlen koruyoruz.”
“NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna sahip müttefikiyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyasıyla iş birliğimiz hamdolsun giderek güçleniyor. Afrika kıtasındaki mevcudiyetimiz kendini daha fazla hissettiriyor. Dış politikaya geniş bir perspektiften yaklaşarak ülkemizin stratejik konumunun sağladığı tüm avantajları en etkili şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Diyalog ve diplomasiye imkân tanındığında tüm ülkelerle ortak bir zeminde bulaşabileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ ENGELLERİN ORTADAN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ”
ABD ile çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri gibi tek taraflı uygulamalardan kaynaklanan sorunları aşmayı ümit ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Aynı şekilde savunma sanayii alanındaki iş birliğimizin geliştirilmesinin önüne çıkarılan engellerin de bir an evvel ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bölgesinin istikrar abidesi olan Türkiye’nin jeopolitik öneminin ve ekonomide sunduğu fırsatların buralarda tanıtılmasında sizlere de önemli görevler düşüyor. Türkiye-Amerika ilişkilerinin ilerletilmesi için özel sektörün, siz değerli iş dünyasının ve iş konseylerinin çabalarını her zaman takdirle karşılıyoruz. Bu alandaki gayretlerinizin artarak sürmesini temenni ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizin yanı sıra büyükelçiliklerimizin, konsolosluklarımızın, ticaret müşavirliklerimizin ve devletimizin tüm kurumlarının sizlere her türlü desteği vermeye hazır olduğunu tekrar ifade ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile Türkevi’nde görüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini Türkevi’nde kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikili temasları kapsamında Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.