TVNET yayınına konuk olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen canlı yayında, Türkiye ve dünya gündemine dair gelişmeleri değerlendirdi.
14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’ne 9 gün kaldığı anımsatılarak tabloyu nasıl gördüğünün sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta içi Karadeniz’de olduğunu belirterek, meydanlarda muazzam bir coşku olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu coşku bugün âdeta pik yaptı. Van öyleydi, hele hele Erzurum benim siyasi hayatımda görmediğim bir coşkuyla bizi karşıladı. Sadece meydan değil havalimanından meydana gidene kadar yolun sağı, solu, her yönüyle otobüs yol almakta zorlanıyordu” diye konuştu.
Rize, Trabzon, Ordu ve Samsun’da da vatandaşların coşkusunun tavan yaptığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Emniyetin verdiği rakam, Samsun’da 120 binin üzerindeydi, bugün Erzurum 130 bin civarındaydı. Böyle bir aşk, böyle bir heyecan var. Pazar günü de inşallah İstanbul mitingimizi yapacağız. Yarın Kayseri, Mersin mitinglerimiz var. Oralardaki vatandaşlarımla kucaklaşacağız. Seçime kadar da yoğun bir tempoyla mitinglerimize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“BU ÜLKEYİ SİYASİ VE EKONOMİK PRANGALARINDAN KURTARMAK İÇİN BUGÜNE KADAR ÇOK MÜCADELE VERDİK”
Gittikleri her yerde kendilerini büyük bir teveccühle karşılayan vatandaşlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların 14 Mayıs’ı dört gözle beklediklerini söyleyerek, şöyle devam etti: “14 Mayıs seçimi, tarihî bir dönüm noktası olacak. 14 Mayıs’ı yeni atılımlar yapacağımız Türkiye Yüzyılı’nın bir miladı olarak görüyoruz. Bu seçimlere sadece biz değil tüm dünya ayrı bir önem veriyor. Türkiye ile hesabını kapatamayanlar da 14 Mayıs’a gözünü dikmiş vaziyette. PKK’sından FETÖ’süne terör örgütleri, bay bay Kemal ve avanesinin 14 Mayıs için kendilerine verdiği umuda bel bağlamış durumdalar. Ne diyorlardı? ‘Seçimi kazanacak bir adayla çıkmak lazım.’ Şu anda tabii onu bir kenara koydular. Seçimi kazanıp kazanmaması artık önemli değil, önemli olan kiminle seçime gireceğiz? PKK’sından FETÖ’süne derken bakıyorsunuz Kandil destek veriyor. Kandil’in dışındaki bütün terör örgütünün başları destek veriyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bunlar benim milletimin bir kenara koyacağı durum değil. 14 Mayıs’ta da gereken cevabı verecek. Bu bitmedi, Batılı medyada işi gücü bırakmış Türkiye’deki seçimleri ana gündem maddesi hâline getirmiş durumda. Sürekli bay bay Kemal’i pohpohluyorlar. Niye? Sebebi ne? Türkiye’yi Batı’ya teslim etmeye söz verdiler. Batı’dan aferin almak için BBC’ye, ‘Batı’yla ilişkileri öncelik hâline getireceğiz.’ diye demeç vermiş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu çok açık bir şekilde Türkiye’nin değil, Batı’nın çıkarlarını öncelikli hale getireceğiz mesajıdır. Biz bu ülkeyi siyasi ve ekonomik prangalarından kurtarmak için bugüne kadar çok mücadele verdik ve hamdolsun netice de aldık. Şimdi bu bay bay Kemal birilerine ‘Biz Türkiye’yi yine size bağımlı hale getireceğiz.’ diyerek kendi aklınca göz kırpıyor” diye konuştu.
İngiliz The Economist dergisinin “Erdoğan gitmeli” diye haber yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan gitsin diye uğraşanlar kimler? Terör örgütleri, tefeciler, emperyalistler, bu milleti namerde biz muhtaç etmediğimiz için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Maşa olarak kullandıkları terör örgütlerine nefes aldırmadığımız için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Bu teröristlerden şu anda Avrupa’da olanlar var mı? Bunlar oralara barındılar mı? Oralarda saklanıyorlar mı? Saklanıyorlar. IMF üzerinden bu ülkeye vurdukları prangaları söküp attığımız için ‘Erdoğan gitmeli.’ diyorlar. Peki, kim gelsin istiyorlar? Tam da bunların tersini vadeden bay bay Kemal gelsin istiyorlar. Milletim bunların hesabını inşallah 14 Mayıs’ta çok güzel bir şekilde soracak.”
Muhalefetin ülkeye, millete değil de iktidara gelmesi için kendisine destek vadeden güçlere hizmet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep söylüyorum; 14 Mayıs seçimleri yerli ve millî Cumhur İttifakı ile koalisyon ve kaos masası arasında geçecektir. 14 Mayıs, büyük ve güçlü Türkiye hayali kuranlar ile birilerinden ‘aferin’ almak için takla üstüne takla atanlar arasında geçecektir. 14 Mayıs teröristleri inlerinde yok edenler ile teröristlerle kol kola yol yürüyenler arasında geçecektir. Ve yine 14 Mayıs, Ayasofya’yı özgürlüğüne kavuşturanlar ile kutsallarımıza hakaret edenler arasında geçecektir. Ben milletime güveniyorum. Vatandaşım kutsalına el sürdürmeyecek, terörist sevicilere bu ülkeyi emanet etmeyecektir” diye konuştu.
“İSTANBUL’U SUSUZLUKTAN KURTARDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü yapacağı İstanbul mitingine ilişkin soru üzerine şunları kaydetti: “Malum hep söylerim İstanbul benim aşkımdır. Siyasete İstanbul’da başladım ve yine İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptım. İstanbul’u biz susuzluktan kurtardık. Çöp, çukur, çamur belalarından kurtardık. Peki, İstanbul’u kimden aldık? CHP’den aldık. Benden önce orada CHP vardı. İstanbul’u milletimiz bize teslim etti ve İstanbul ondan sonra farklı bir İstanbul hâline geldi. Basit bir örnek vereyim. Haliç’in hâlini bilirsiniz. Haliç, kokudan geçilmezdi. Ama biz o Haliç’i temizledik ve Alibeyköy’deki devasa bir taş ocağına Haliç’ten bütün dip çamurlarını pompayla aktardık. Yaklaşık 9,5 kilometre bir mesafeydi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda orası yaklaşık 500 bin metrekarelik alan hâline geldi ve şimdi çocuk oyun parkları var. O duruma getirdik. Haliç’teki koku gitti. Şimdi mevcut CHP’li Belediye Başkanı göreve geldi, maalesef Haliç tekrar kokmaya başladı. Çünkü bizim yaptığımız o operasyonu bu geri döndürdü. Tabii bizim bu operasyonumuz sıradan değildi. Biz aynı zamanda Boğaz’ın suyunu da Haliç’e aktardık. Haliç’e o suyu aktarmakla oradaki o dönüşümü sağladık. Dolayısıyla da Haliç’in suyunu temize döndürmek suretiyle Haliç çok daha farklı bir hâle geldi. Yine İstanbul’da göreve geldiğimizde doğal gaz kullanım miktarı 50 bin civarındaydı ama biz bunu 1 milyon 200 bine getirdik” diye konuştu.
Yapılan çalışmaların İstanbullulara huzurlu bir yaşam getirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Istranca Dağları’ndan, yaklaşık 120 kilometre uzaklıktan su getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “İstanbul’a getirdiğimiz bu içme suyuyla da İstanbul su konusunda bir huzura kavuştu. Çöp noktasında en ufak bir şey kalmadı. O da hâlloldu. Çukur gibi şeyler kalmadı, bunları hâllettik. İstanbul, Habitat’ın ifadesiyle temizlikte dünyada sayılı ülkeler arasına girdi. Allah rahmet etsin Kadir Bey’le iyi bir süreç devam etti ama şu anda mevcut olan CHP’li Belediye Başkanı, İstanbul’u sel alıp götürüyor, o Bodrum’dan çıkıyor. Bodrum’da yaşamak pek huzur vermez.”
“ÇALIŞMAYA, ÇABALAMAYA DEVAM EDİYORUZ”
AK Parti Büyük İstanbul Mitingi’nin Yenikapı Miting Alanı yerine ilk defa farklı bir yerde yapılacağının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Atatürk Havalimanı’nda yaptığımız operasyonların biri, Kovid döneminde, bin 6 odalı Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’ni 3 ayda yaptık. Bu bizi çok rahatlattı. Bunun dışında ne dedik? ‘Millet bahçesi hâline getireceğiz.’ dedik. Bir taraftan da sağ olsun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’mız bunun çalışmalarını sürdürüyor. Ama bunun dışında da burayı bilişim merkezi hâline getirmek gibi bir hedefimiz var. Bunun dışında da uygun olan, müsait alanda da bu mitingi yapıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü beyefendiler Yenikapı alanını özellikle Cumhur İttifakı’na, AK Parti’ye verme noktasında rahat değiller. Onlar da zannediyorum Maltepe’de yapacaklarmış, hayırlı olsun. Biz Atatürk Havalimanı’nda pazar günü dev mitingimizi yapacağız. Tabii Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde de inşallah yüzyılın mitingini yapacağız. 14 Mayıs’ta İstanbul’da alacağımız sonuç İstanbullular için de geleceğin müjdesi olacak” dedi.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’ni gençler için bilimin, teknolojinin ve geleceğin sembolü hâline getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Bay bay Kemal ne yapıyor? O da Atatürk Havalimanı’nı Amerikalılara verme vaadinde bulunuyor. Hatırlarsanız ekonomi için de Amerikalı bir isim bulmuşlardı. Belki birkaç tane bilemiyorum. Gerçi adam gelmeye bile tenezzül etmemişti. Bunların toplantısına video konferansla bağlanmıştı. Bay bay Kemal bunu da büyük bir teknoloji diye anlatmıştı. Her geçen gün bu zatın başka hangi mahfillere ne sözler verdiğiyle ilgili bilgiler ortaya dökülmeye başladı. Sadece tefecilerle değil, terör örgütleriyle de pazarlığa oturmuşlar. Tüm bunlar, bu zatın SSK’yi nasıl batırdıysa devleti de batıracağının işaretidir. Maalesef karşımızdaki koalisyon masasının birilerinden aferin almak için yapmayacakları hiçbir şey yok. Buna ülkeyi, devleti terör örgütlerine teslim etmek de dahildir. Varsın onlar bildikleri yolda ilerlesinler. Biz milletimizden duyacağımız, ‘Allah razı olsun’ duası için çalışmaya, çabalamaya devam ediyoruz. İnanıyorum ki milletim bunlara fırsat vermeyecektir ve gerekli cevap 14 Mayıs’ta sandıklardan çıkacaktır.”
“MİLLÎ GÜVENLİĞİMİZİ TEHDİT EDEN TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE TARİHİMİZİN EN BÜYÜK VE ETKİLİ MÜCADELELERİNİ VERDİK”
“Terör örgütleri varlık, yokluk mücadelesi veriyorlar. Bu örgütlerin seçimden önce veya sonra bir provokasyona kalkışabileceklerini düşünüyor musunuz? 14 Mayıs’tan sonra terörle mücadelede bizi ne bekliyor?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar zaman zaman Güneydoğu Anadolu’da, doğuda artık bazı yeni gelişmelerin olduğunu… Bir de bay bay Kemal bir şeyler fısıldıyor, ‘daha güzel, daha iyi olacak’ gibi. Bizse, millî güvenliğimizi tehdit eden tüm terör örgütleriyle tarihimizin en büyük ve etkili mücadelelerini verdik” cevabını verdi.
Vesayetin, darbecilerin, emperyalistlerin Türkiye’nin ayaklarına vurdukları prangaları birer birer kırdıkça, yeni ufukların açıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede terörle mücadele stratejisinde köklü bir değişikliğe gittiklerini söyledi.
Önce çözüm süreci ile bu meselenin suhuletle sona erdirilmesi ihtimalini sonuna kadar zorladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Baktık ki bunlar uzattığımız eli ısırıyor. Bu sefer terörü kaynağında bitirme stratejisini devreye alarak, onların anlayacağı dilden konuştuk. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde bunları yok ettik. Eğer bunları biz, inlerinde vurmamış olsaydık, bugün söylüyor ya ‘bahar gelecek…’ Baharı biz getirdik zaten” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu ve doğuda baharı kendilerinin getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Bütün o inlerine girerek getirdik. Eğer o inlerine girmemiş olsaydık, bugün teröristler oralarda yine cirit atacaklardı. Ama şu anda bunların sesleri duyuluyor mu? Hepsi Kandil’e şu anda yığıldılar, varsa yoksa Kandil. Oradan sesleniyorlar. Fakat Kandil’i de bunların başına geçireceğiz, o günler de yakın. Ne diyor? ‘Selo’yu çıkaracağız, Selo ne yaptı?’ diyor. Daha ne yapacak? Diyarbakır’da benim 51 Kürt vatandaşımı katledenler, öldürenler bunlar değil mi? Şimdi onu çıkaracakmış, bay bay Kemal’e bak. Nasıl sen böyle bir şey söylersin? Eğer Türkiye bir hukuk devleti ise bu hukuk devletinin içinde sen kalkıp da istediğin gibi atıp tutamazsın. Ve benim milletim sana zaten bu fırsatı da vermeyecek. Erzurum, Van bugün bunu söyledi. Yarın Kayseri’deyim, ben biliyorum ki Kayseri de aynı şeyleri söyleyecek. Kimden hangi desteği alırlarsa alsınlar, artık ülkemize zarar veremeyecekler.”
Terörle, darbeyle kendilerini yıkamayacaklarını anlayan güçlerin, şimdi strateji değiştirdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun bunun somut örneği olduğunu kaydetti.
“SINIR ÖTESİ HAREKÂTLARIMIZ BİTMİŞ DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sınır ötesi harekâtlarla bu kuşatmayı 3-4 yerinden kırdığını hatırlatarak, şunları ifade etti: “İnşallah kalan kısımlarını da etap etap güvenli hâle getireceğiz. Dolayısıyla sınır ötesi harekâtlarımız bitmiş değildir. Sadece doğru zamanı bekliyoruz. Orada umduklarını bulamayanlar, bu defa senaryolarını, karşımıza çıkarttıkları bir masa aracılığıyla gerçekleştirmeye çalıştılar. PKK’sından FETÖ’süne tüm terör örgütlerinin heyecanlanmasının, 14 Mayıs için kendilerini ortaya atmalarının sebebi budur. Dikkat ederseniz, Kandil ne söylüyorsa, Pensilvanya ne söylüyorsa, siyasetçi görünümlü ele başları ne söylüyorsa, bay bay Kemal de aynısını söylüyor. Neredeyse her gün kendilerine bu tabloyu sorduk, bugüne kadar ‘PKK terör örgütüdür’ sözünü ağızlarından duymadık. Bay bay Kemal, hadi çık ‘PKK terör örgütüdür’ de, niye diyemiyorsun? Söyleyemiyor. Bir gün çıkıyor ‘cezaevindeki teröristleri salacağım’ diyor, ertesi gün ‘yurt dışındakiler özgürce Türkiye’ye dönecek’ diyor. Son günlerdeki telaşları, pazarlıklarının ortaya çıkmasından kaynaklı. Ama terör örgütlerine yakayı kaptırdıkları için de geri dönemiyorlar. Ülkemizin üzerindeki planlarını terör örgütleri üzerinden hayata geçirmek isteyenler, bu treni de kaçırmak istemiyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda Kılıçdaroğlu ve ortakları üzerinde oynanan oyunu biz çok iyi biliyoruz. Ama bir kez daha söylüyorum, başaramayacaklar. Kimse boş hayallere kapılmasın. Ne Türk milleti teröristlerin salınmasına izin verir ne de güvenlik güçlerimiz terör örgütlerine nefes alacak imkân tanır. Bizim için terörle mücadelenin 14 Mayıs öncesi, sonrası yok. Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün önündeki tüm engelleri aşana kadar, bu mücadele Allah’ın izniyle sürecek. Seçim öncesi ve sonrasında terör eylemi ya da provokatif bir hadisenin yaşanmaması için güvenlik güçlerimiz şu anda canla başla çalışıyor” şeklinde konuştu.
“BİZİM MİLLETİMİZ BUNLARIN PEŞİNDEN GİTMEZ”
“Terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP hem mitinglerde hem canlı yayınlarda Kemal Kılıçdaroğlu’na oy istiyor. ‘İmralı tecridinin kapısını parçalayacağız’ diyenler, ‘Afrin’i geri alacağız’ sözü verenler, özerklik vadedenler var. Diğer taraftan Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ‘YPG ile PKK aynı şey değil.’ dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şeyden önce bay bay Kemal terör örgütünü ve siyasi uzantısını öyle bir cesaretlendirdi ki herkes kalbindeki ve aklındakini söylemekten artık çekinmiyor. Öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki koalisyon masası seçim kampanyası değil, sanki teröristlere özgürlük kampanyası yapıyor. Dikkat edilirse ‘yüzyılın hesabını soracağız’ diyor” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’lilerin, Kılıçdaroğlu’nun kapalı kapılar arkasında kendilerine birtakım sözler verdiğini açıkça ifade ettiğini kaydederek, “O sözlerin ne olduğu, yapılan açıklamalarla bir bir ortaya çıkıyor. Uzunca bir süre ortaklığı gizlemeye çalışsalar da HDP’nin başından beri bu masanın kurucusu olduğu ortadaydı. Bu kaos masasının müdavimleri, cumhurbaşkanlığı pazarlığı, koltuk pazarlığı, bakanlık pazarlığı yapıyorlar. Bay bay Kemal herkese bir şeyler dağıtırken, terör örgütü mensuplarını da ihmal etmiyor” diye konuştu.
“Parlamentoda bunlarla bir saat ne görüştüler? Açıkla. Ama açıklayamadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Cezaevlerini boşaltmaktan, kamudan attığımız terör örgütü yandaşlarını yeniden devlete doldurmaktan söz ediyor. Londra’daki tefeciler de yeniden ülkemizi avuçlarının içine almanın hesabını yapıyor. Bu hesabın içinde herkes var, bir tek milletimiz yok. Bay bay Kemal ve terör örgütü yöneticilerinin söylem birliği içinde olmaları gerçekten vahim bir tablodur. Terör örgütünün sözcüleri ‘100 yıllık Cumhuriyeti yıkacağız, değiştireceğiz’ diyor ama CHP’den bir kişi de çıkıp buna itiraz etmiyor. Masanın etrafında olanlardan itiraz eden yok. HDP’liler CHP’ye ağza alınmayacak sözler sarf ediyor ama bay bay Kemal o hakaretleri sineye çekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu değil, yanlarındakiler de terör örgütlerinin ve HDP’nin hakaretleri karşısında sessizliğe gömülmüş durumdalar. Belli ki bu işin gizlisi, saklısı kalmadı. Aradaki anlaşmalardan herkes haberdar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “’Ülkeye şu yeniliği getireceğiz, yatırım yapacağız’ dediklerini duyan var mı? Sadece şunları diyorlar, ‘Borç alacağız, eskiye döneceğiz, teröristleri salacağız, Erdoğan’dan kurtulacağız.’ Başka vaatleri yok. Bizim milletimiz bunların peşinden gitmez. Teröristlerle beraber hareket edenlere de ben inanıyorum ki yetki vermez. Sen, teröristlere kucak açarsan, yol yürürsen eninde sonunda o teröristler gelir, boynuna kemendi vurur. Bunların dertleri millete hizmet değil, hatta Erdoğan’dan kurtulmak da değil. Bunların tek derdi, ülkeyi siyasetiyle, ekonomisiyle, güvenliğiyle projelerine teslim etmek. Ama bunu da başaramayacaklar” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Van mitingindeki görüntüler ile burada atılan sloganların anımsatılmasının ardından değerlendirmesi sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah kimseyi partisinin bayrağıyla terör örgütünün paçavralarını yan yana getirecek zillete düşürmesin” dedi.
“MİLLETİMİZ HER ŞEYİN FARKINDA”
Van’daki söz konusu mitingde terörist başı Öcalan ve terör suçlusu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş lehine sloganlar atıldığını, hatta terör örgütü PKK’ya destek veren “Dişe diş, kana kan” diye sloganlar yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Neresi burası? Türkiye. Neresi? Van. Peki burada kimler var? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı burada konuşma yapıyor. Güya siyasi parti yöneticileri burada konuşma yapıyor. Nasıl olur da ‘Dişe diş kana kan…’ böyle bir sloganının atılmasına müsaade edilir. Elbette emniyet birimlerimiz bu durum karşısında gereğini yaptı, yapıyor. Peki bu görüntülere CHP’den, bay bay Kemal’den bir itiraz geldi mi? Hayır. CHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımı da rahatsız eden bu görüntü, bilakis Kılıçdaroğlu ve avanesini ziyadesiyle mutlu etmişe benziyor. Öyle mutlu olmuşlar ki terör örgütünün paçavralarını sallayanlara terör örgütünün işaretiyle karşılık veriyorlar. Böylece kapalı kapılar ardında yaptıkları pazarlığa, anlaşmaya sadık olduklarını da gösteriyorlar.”
Seçim günü yaklaştıkça bütün boyaların döküldüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Terör örgütüyle ortak olursan, pazarlık yaparsan, onların işaretine sahip çıkar emellerini de paylaşıyorsun demektir. Terör örgütü bunları, âdeta kendisine benzetti. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Bu kadar basit. Hepsi terör örgütünün jargonuyla şu anda konuşmaya başladılar. Öyle bir durum ortaya çıktı ki, akıl alır gibi değil. Biri terör örgütünün işaretini yapıyor, bir diğeri kürsüden mermi saçıyor, boş kovanları sallıyor. Neresi burası? Parlamento. Hangi terör örgütüne, masada kime ne söz verdiklerini unuttukları için her şeyi birbirine karıştırıyorlar. Elleriyle kalp işareti mi yapacaklar, terör örgütünün işaretini mi yapacaklar bilemez duruma düştüler. Ülkemizin batısında ayrı, doğusunda ayrı konuşuyorlar. Kılıçdaroğlu, Diyarbakır Anneleri’ne gitsin de ‘Demirtaş’ı serbest bırakacağım’ desin. Diyemez. Hamdolsun milletimiz her şeyin farkında ve sandıkta bunlara dersini vereceği günü bekliyor. Bundan da hiç endişem yok.”
Seçim sürecindeki anketlerle ilgili bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, tekniğine uygun yapılan her anketin kendilerinin önde olduğuna zaten işaret ettiğini söyledi.
“Hem cumhurbaşkanlığı hem de Meclis seçimlerinde tereddüde yer vermeyecek şekilde öndeyiz” diyen Erdoğan, milletin, hizmet ve eser siyasetinin hakemliğini 21 yıldır çok iyi yaptığını, yine yapacağını vurguladı.
“VATANDAŞIM, KİMİN YAPICI VE YENİLİKÇİ, KİMİN YIKICI VE ESKİCİ OLDUĞUNU ÇOK İYİ GÖRÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşım, kimin yapıcı ve yenilikçi, kimin yıkıcı ve eskici olduğunu çok iyi görüyor” dedi.
Bu seçimlerin bir özelliğinin olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya kalındığını, 11 vilayetin bu depremi yaşadığını ve deprem bölgesinin insanlarının, İstanbul, Ankara ve buna benzer birçok yerlere ister istemez göç etmek durumunda kaldığını anımsattı.
Bunun bir yerde de âdeta şehirlerin boşalması demek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konteyner kentlerle de bunları mümkün olduğunca telafi etmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Şehirlere tekrar geri dönenlerin olduğunu, kendi evinde oyunu kullanma gayreti içinde olanların bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul, Ankara, buna benzer diğer vilayetlere giden vatandaşların da oralarda kayıtlarını yapmak suretiyle oylarını kullanma gayreti içinde olacaklarını söyledi.
Kamuoyu yoklamasını meydanlarda yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meydanlar, Cumhur İttifakı ve AK Parti’nin üstünlüğünü âdeta haykırıyor” diye konuştu.
AK Parti’nin İzmir mitingine katılan vatandaşların sayısına da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’in, Kılıçdaroğlu’nun milletvekili olduğu il olduğunu anımsattı.
İzmir’de CHP’li belediyenin yaptığı bir hizmetin olup olmadığını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İzmir’de de çöp, çukur, çamur, susuzluk… Körfez, şu anda rezillik, kokuyor. Kim yapacak bunu? Belediyenin yapması lazım. Peki belediye böyle bir adım attı mı? Yok. Yine İzmir dendiği zaman akla İstanbul geliyor. Niye? İstanbul-İzmir arası 7,5 saatti. Ama biz attığımız adımlarla İstanbul-İzmir arasını 3 saat 15 dakikaya indirdik. Manisa-İzmir arasında meşhur Sabuncubeli Tüneli var. Bu tüneli yaptık. Bütün bunlar benim milletimin gözünden kaçmıyor. Bindirilmiş kıtalarla yapılan mitingler değil. Tam aksine İzmir’in kendi özbeöz halkı AK Parti mitinginde her şeyini ortaya koydu. Görünen bu, tablo bu. Onlar da malum kendi ittifaklarıyla oraya toplandılar, bir araya geldiler. Fakat bu onlar için inşallah çok çok yanıltıcı bir cevap olacak.”
“SEÇİM, SANDIKTA MİLLETLE KAZANILIR”
Masabaşı anketlerle, sosyal medya kampanyalarıyla seçim kazanılmayacağını Kılıçdaroğlu ve avanesinin bir kez daha anlayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her işi yalan dolan olan ana muhalefetin açıkladığı anketlerin de yalan olduğunu 14 Mayıs’ta halkımız görecek. Bunlar 21 yıldır her seçim öncesi kendi masabaşı anketlerinde hep birinci çıkıyorlardı. Ama hiçbir seçim sonucu öyle olmadı. Biz kendi yaptırdığımız bilimsel anketlerin sonuçlarını bildiğimiz için bu yalanların hiçbirini umursamadık. Milletimiz sandıkta hep AK Parti’ye, şahsıma teveccühle zafer kazandırdı. AK Parti çünkü gönüllerin partisi. CHP ise yalan anketlerin, algı operasyonlarının partisi. Sosyal medyada bir video, bilmem kaç defa izlendi, diye mutlu oluyorlar. Gerçi orada da foyaları ortaya çıktı. Sahte hesaplarla sosyal medyada at koşturdukları havasını yayıyorlardı. Hesaplarını ele geçirdikleri insanların nasıl dolandırıldıkları da ayrıca utanç hanelerine yazıldı. Kurdukları düzen ortaya çıkınca tabii o rakamların hepsi çöp oldu. Tıpkı bunun gibi anket firmaları da para karşılığı bunlara mutlu olacakları sonuç veriyor.”
Dijital medya üzerinden yaptırılan sahte anketlerin de bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orada da yine trol hesaplar üzerinden kendi lehlerine sonuç çıkartıp algı yapmaya çalışıyorlar. İşin komik yanı, sonra da o sosyal medya anketlerindeki yapay sonuçlara kendileri de inanıp atıp tutuyorlar. Biraz daha sabırlı olsunlar diyorum. Bu millet esas anket sonucunu 14 Mayıs’ta verecek” dedi.
Bir gazetecinin, “Sonra da sandıktan çıkan sonuca inanmakta zorluk çekiyorlar” ifadesine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle, buna da şimdiden başladılar zaten. Yüksek Seçim Kurulu’nun güvenilirliğinden bahsediyorlar. Böyle saçma sapan yaklaşım olur mu?” diye konuştu.
“SİYASETİ, GÖNÜLLERE GİRMEK, İNSANIMIZIN KALBİNDE VE MANTIĞINDA DOĞRU ŞEKİLDE YER ALMAK İÇİN YAPIYORUZ”
Yeni Şafak gazetesinde yer alan, CHP’nin sosyal medyadaki trol ağlarıyla seçime yönelik dezenformasyon çalışması yürüttüğü yönündeki haberin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bunların anlamadıkları şu. Seçim, sosyal medyada trol ordularıyla değil, sandıkta milletle kazanılır. Sandıkta yenileceklerini anlayınca sosyal medya manipülasyonlarına sarıldılar. Özellikle de gazetenizde bu yalan tezgâhını nasıl döndürdüklerini ben de bugün okudum. Bu düzenbazlığı ortaya döktüğünüz için ben sizi tebrik ediyorum. Ne yapıyorlar? Sandık güvenliğine gölge düşürmek için organizasyon kurmuşlar. Âdeta yalan haber makinesi gibi üretim yapıyorlar. Sahte isimler ve fotoğraflarla hesaplar açarak sosyal medyada 40 milyon kişiye ulaşan bir şebeke kurmuşlar. Bir defa bu da yalan. Yani 40 milyon kişiye nasıl ulaşıyorsun? Bu ne demek? Anne kucağındaki çocuklar da herhalde bu 40 milyonun içindedir. Böyle bir saçmalık olur mu?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ortada milyonlarca insan varmış gibi gözüküyor. Ancak bu hesapları sadece birkaç kişi kullanıyor. Bunlar provokasyona yol açacak her türlü fitneyi, dezenformasyonu, yalanı bu hesaplardan yapıyorlar. Hesabın fotoğrafına bakıyorsunuz bir kadın görünüyor ama gerçekte hesabı kullanan kişi erkek çıkıyor. Aynı anda bir sürü hesabı kullanıyorlar. İşleri tamamen bu. Tam bir şebeke yani. İşte sizin de haberinizde anlattığınız gibi bu trol ordusu, bay bay Kemal’e çalışıyor. Bayağı da para veriyorlar. Bunlarla güya milletin aklını karıştırmaya çalışıyorlar” diye ekledi.
Orman yangınlarında, depremlerde ve diğer bazı hassas dönemlerde de bu hesapların her türlü fitneyi, fesadı ortaya koyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hesapların, depremzede gibi davranıp insanları kandıran binlerce tweet attıklarına da işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adına “köleleştirilmiş hesaplar” denilen hesapların da yine devreye sokulduğunu söyledi.
Sosyal medyada gerçek insanların hesaplarını bir şekilde çalıp sonra da buralarda kendi propagandalarıyla ilgili paylaşımlar yapıp hesap sahibi fark etmeden onları da geri sildiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya kullanıcılarının bundan haberinin bile olmadığını anlattı.
“Şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemleri görüyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunun adı sahtekârlık değil mi? Bunun adı hırsızlık değil mi? Bay bay Kemal bırak bu işleri de mücadeleni delikanlıca ver. Bunların ağababaları farklı ülkelerde seçimleri etkilemek için hep böyle sahte, algı operasyonları yaptılar. Yani bizim muhalefete bu aklı da dışarıdan veriyorlar. Tabii suçüstü yakalanınca bunu örtmek için kalkıyor bize kara çalıyor, benim çalışma arkadaşlarıma tehditler savuruyorlar. Hâlbuki hile sizde, hurda sizde, yalan, dezenformasyon sizde, algı operasyonları sizde. ‘Kişi kendinden bilir işi.’ derler. Bunlar, kendi kirlerini, paslarını etrafa bulaştırmaya çalışıyorlar. Ama emin olun bunu bile beceremiyorlar. Baksanıza ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Siyaseti kirlettikleri gibi sosyal medyayı da kirletiyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarla devam etti: “Biz siyasetimizi tıklanma sayıları için, sanal âlemdeki etkileşim için yapmıyoruz. Biz siyaseti, gönüllere girmek, insanımızın kalbinde ve mantığında doğru şekilde yer almak için yapıyoruz. Biz büyük ve güçlü bir ülke yönettiğinin bilincinde bir siyasi partiyiz. Sosyal medyada elbette biz de varız ama CHP gibi yalanın yuva yaptığı sosyal medya hesaplarını yöneten ‘bot partisi’ değiliz. Burayı sadece yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlattığımız bir mecra olarak görüyor, öyle de kullanıyoruz.”
Yurt dışı seçmenlerin seçimlere katılımlarının yüksek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa, geçen yıla göre şu anda çok farklı. Ciddi manada bir katılım şu anda yurt dışında söz konusu. Ben inanıyorum ki yurt dışındaki oy kullanımında inşallah özellikle Cumhur İttifakı’na verilecek oy, Cumhur İttifakı’na verilecek destek, bundan öncekilerle mukayese edilemeyecek derecede fazla olacak” dedi.
“TEKNOFEST’TE TOPLAM ZİYARETÇİ SAYISI 2,5 MİLYONDU”
Muhalefetin savunma sanayiinde atılan adımlara yönelik eleştirilerinin arkasında hangi gerekçelerin bulunduğu sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TEKNOFEST’te toplam ziyaretçi sayısı 2,5 milyondu. Bu tabii bunları çılgına döndürüyor. Çünkü gelenlerin kahir ekseriyeti genç. Bir taraftan da diyorlar ki ‘Gençler bize destek verecek’. Nerede size destek verecek? Gençler ortada. 2,5 milyon genç. Bunun nereden bakarsan bak, en az 1,5 milyonu hatta daha fazlası TEKNOFEST’e geldi” ifadesini kullandı.
Muhalefetin savunma sanayiine çılgınca saldırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İHA’ların, SİHA’ların, Akıncı’nın ve Kızılelma’nın, muhalefeti rahatsız ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diyorlar ki ‘Erdoğan bunun kayınpederi. Erdoğan bunlara destek veriyor’. Ben o zaman diyorum ki eğer samimiyseniz, dürüstseniz çıkın şu anda devletten Baykar grubuna verilen destek nedir bunu açıklayın. Bunu açıklayamıyorsunuz. Bu namus meselesi. Allah rahmet etsin, dünürüm bu işlerde bırakın kredi almayı, arsa noktasında dahi devletin arsalarından veya arazilerinden kesinlikle kabullenmezdi. ‘Paramı veririm, ben öyle arsa sahibi olurum’ derdi. Hep böyle gitmiştir. Şu anda çocuklar da öyle. Aynen babanın gittiği izden gidiyorlar.”
Muhalefetin, Atatürk Havalimanı ile ilgili attıkları adımdan da rahatsızlık duyduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orada dünyaya bir görüntü veriyoruz. Nedir bu? Savunma sanayiinde biz nereden nereye geldik, bunu gösteriyoruz. Bunun yanında bir de gençliğimiz, halkımız ‘Ya ben neymişim? Ya bizde bunlar da mı var’. Bunu görüyor. Bakıyorsunuz işte orada İHA, SİHA, Akıncı ve bütün bunlarla beraber şimdi zirve yapan Kaan. Şimdi onu da çıkardık. Bu da tabii TUSAŞ’ın önemli bir adımı. Bunlar niye rahatsız ediyor? Bunlar rahatsız olsa da olmasa da mesele, bir öz güven meselesidir. Bunların rahatsızlığı, yapılan işlerden değil, bu işlerin ülkemize ve milletimize kazandırdığı öz güvenden dolayıdır. Aynı işleri küresel firmalar yapsa ve bize parasıyla satsaydı emin olun hiçbirinin sesi çıkmazdı. Burada mesele, Türkiye’nin kendi iradesi ve gücüyle bu başarıları kazanıyor olmasıdır” diye konuştu.
Bu araçların artık tüm mühimmatlarının da yerli ve millî olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıldır sürdürdüğü Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bütün bu kazanımların elde edildiğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Havelsan, Aselsan ve Roketsan’ın ciddi manada üretimler yaptığına işaret ederek, şu görüşleri paylaştı: “Şimdi çıkmış masanın etrafındakilerden bir tanesi, ‘Ben bunlara işte destek verdim’ diyor. Ne verdin? Sen ne yaptın da verdin? Çık açıkla, ‘Şunu verdim’ de. Baykar’a ne verdin? Havelsan, TUSAŞ bunlarla ilgili, Roketsan’la ilgili ne yaptın? Açıkla. Senin ne yaptığını bu millet çok iyi bilir. Hele hele ben çok daha iyi bilirim. Çünkü senin dün söylediğini, bugün inkâr ettiğini biz iyi biliyoruz. Biz savunma sanayiinde bugüne kadar elde ettiğimiz başarıları CHP zihniyetinin ve FETÖ’nün engellemelerine rağmen elde ettik. Onların ne dediklerine bakmadık. Sadece yaptığımız iş milletin hayrına mı, faydasına mı olacak ona baktık. Savunma sanayii atılımlarımızın sağladığı faydaları da terörle mücadelede görüyoruz. Ama tabii savunma sanayinde attığımız her adım zor oldu. Bugün niçin çıldırıyorlar? Sen Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Dereler’de gireceksin bunların inlerine, bunlar sana ‘Hoş geldin’ derler mi? Onun için de ne diyorlar? Bay bay Kemal açıklama yapıyor, ‘S-400’ü biz gelince depoya kaldıracağız’. Kafaya bak. Bu S-400’ler nedir? Savunma sistemleri. Nasıl depoya kaldırırsın? Sana bu yetkiyi kim veriyor? Zannediyor ki bu işler böyle yolda geçerken buldum. Hayır. Zaten böyle bir imkânı benim milletim sana vermeyeceği gibi kalkıp bu tür çok çok stratejik ürünlerin elden çıkmasına da fırsat vermeyecektir.”
İktidara geldiklerinde, savunma sanayiindeki yerlilik ve millilik oranının yüzde 20 seviyesinde olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu yüzde 80’e çıkardıklarını, bu oranı daha da artıracaklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de savunma sanayiinde 62 proje yürütülürken, bugün bu sayının 750’yi geçtiğini ve bu projelerin 5,5 milyar dolar olan bütçesinin de bugün 75 milyar dolar seviyesine çıktığını vurguladı.
Bunları, AK Parti hükûmetlerinin gerçekleştirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son hayata geçirdikleri projelerden Hürjet’in ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiğini, insansız savaş uçağı Kızılelma’nın irtifa testlerinin sürdüğünü, dünyanın ilk SİHA gemisi vasfını taşıyan TCG Anadolu’nun, Denize Kuvvetleri’ne teslim edildiğini kaydetti.
“BAĞIMSIZ EKONOMİK ADIMLAR ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin ekonomi vaatleri ve Batı’nın 14 Mayıs seçimlerine verdiği öneme ilişkin soru üzerine, Türkiye’nin cari açık vermesinin, daha çok enerjiden kaynaklandığını ve borçlanmanın yarısının enerjiyle ilgili olduğunu ifade etti.
Bu konuyla ilgili Rusya ile farklı adımlar atıldığına ve doğal gazın Türkiye’nin en önemli borçlanma ürünü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii bu Karadeniz doğal gazı, Gabar (petrolü); bu iki önemli adım, bizi ciddi manada rahatlatacak” sözlerini sarf etti.
Türkiye’yi, ilk imzasını CHP’nin attığı IMF tuzağından kendilerinin kurtardığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başbakanlığım döneminde Davos’tayız. Davos’ta bu Bebecan, o da benimle beraber o zaman ve IMF Başkanıyla konuşuyoruz. Dedim ki ‘Siz alacaklarınızı tahsil ediyor musunuz? ‘Ediyoruz’ dedi. ‘Fakat siz benim görevimi de üstleniyorsunuz. Türkiye’nin başbakanı benim. Türkiye’yi ben yöneteceğim. Siz değil. Siz alacağınızı tahsil ediyorsunuz. Dolayısıyla buna devam. Ama ülkemin yönetimine, siyasi kararları almasına asla müdahale edemezsiniz’ dedim” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2013’te IMF’ye olan 23,5 milyar dolar borcunu sıfırladıklarını anımsatarak, o dönem 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervinin bugün 115 milyar dolara ulaştığını aktardı.
Merkez Bankasının dolar rezervinin artacağına inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kendilerine “IMF’den borç alın” tavsiyesinde bulunduğunu, ancak buna başvurmadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şu an IMF’ye borcunun olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’ye önce borç sonra buyruk vermeye alışanlar, mayıs 2013’ten sonra saldırılarını artırdı. Gezi olayı, Çukur eylemleri, terör saldırıları, kur döviz saldırıları, darbe teşebbüsleri… Tüm bunlara milletimizin desteğiyle biz karşı koyduk. Bağımsız ekonomik adımlar attık. Finans sistemimizi güçlendirdik. Merkez Bankamız rekorlar kırdı. Bankacılık sistemimizin sermayesini tahkim ettik. Küresel ekonomik krize rağmen ekonomisi büyüyen birkaç ülkeden biri olduk. Tüm bunlara karşılık bay bay Kemal ne yaptı? Tekrar ekonomisi kırılgan, savunması dışa bağımlı bir ülke hâline gelmemiz için kapı kapı dolaştı. İnanın bunlar boş. Kimse bay bay Kemal’e değer vermez. Neyi verecek? Adam diyor ki ‘300 milyar dolar getireceğim’. Ne karşılığında getiriyorsun? Tefeciler buna güya söz vermişler. Tefecilerin verdiği sözle para getirecekmiş. Bu zat biliyorsunuz, başarısızlığının kitabını yazmış birisidir. Kitap değil, broşür. SGK’nın başındayken böyle bir broşür yazdı. Yarım asra yaklaşan siyasi hayatımda ülkesini borçlandırma vaadiyle ortada dolaşan başka bir siyasetçi görmedim. Batı’nın 14 Mayıs seçimlerine ilgisi de buradan kaynaklanıyor. Önce borç sonra emir verecekleri aparat olarak bay bay Kemal’i seçtiler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Makam, koltuk hırsları da koalisyon masasını birilerinin oyuncağı hâline getirdi. Biz enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için attığımız adımlarda karşımızda bunları bulduk. Allah’a hamdolsun, milletimiz tüm bu adımlarımızın faydalarını görüyor, hissediyor, yaşıyor. Mesela Karadeniz gazı. Bu kaynak bizi sadece enerjide dışa bağımlılıktan kurtarmayacak, enerjide üretici ülke konumuna girmemizle oluşacak refah artışı hayatın tüm alanlarına yansıyacak. Her bir vatandaşımız cebinde, mutfağında bunun faydalarını görecek. Şimdiden zaten görmeye başladı” dedi.
“AİLE BİZİM KUTSALIMIZDIR”
“Aileyi korumak, gençleri korumak için bir yasal düzenleme olacak mı?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için anayasa değişikliğini teklif olarak getirdiklerini, çünkü ailenin kendileri için olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.
Milletin bunu çok iyi değerlendirmesi gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin, İYİ Parti’nin, HDP’nin, LGBT’ci olduğunu söyleyerek, “Bunun yanında bazı küçük partiler de var. Onlar da LGBT’ci. Eğer değillerse çıksınlar açıklasınlar. Ama AK Parti, asla LGBT’yi semtine uğratmaz, Milliyetçi Hareket Partisi uğratmaz. Cumhur İttifakı böyle bir şeyi asla semtine uğratmaz” diye konuştu.
“Çünkü aile bizim kutsalımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü milletlerin, güçlü ailelerden oluştuğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğer güçlü aileniz yoksa güçlü bir millet kuramazsınız. Toplumumuzun bel kemiği aileyi, gözümüzün nuru evlatlarımızı LGBT gibi sapkınlıklardan korumak bizim için esastır. Aynı zamanda aileyi güçlendirmeyi de kendimize sorumluluk addediyoruz. Türkiye’de aile ismiyle bir bakanlığı biz kurduk. Sosyal yardım programlarımızın ana gayesi hep aile kurumunu ayakta tutmak olmuştur. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz, bu doğrultuda yapılacak çalışmaların finansmanı için Aile ve Gençlik Bankası kuruyoruz. ‘Sayın Başkan, bu nereden çıktı’. Yıllarca önce Başbakanlığım döneminde bir Norveç seyahatinde Norveç Başbakanıyla, onların biliyorsunuz petrol rezervleri falan çok çok güçlü… ‘Yüzde itibarıyla buranın gelirinin yüzde 25’ini biz gençliğin geleceğine yönelik rezerv olarak kullanıyoruz. Bu başka bir yerde kullanılmazdı’. Şimdi biz de Aile ve Gençlik Bankası’nı bunun için kuruyoruz. İşte diyelim ki Gabar’da çıkan petrol. Öbür tarafta doğal gaz. Bütün buranın gelirinin belli bir bölümünü biz bu bankada rezerv edeceğiz. Buradan ailelere, buradan gençlere, bu banka üzerinden ev hanımlarına ve gençlerimize destekler vereceğiz. Ev hanımlarımızı, sigorta primlerinin 3’te 1’ini ödeyerek emekli edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ailede gençler başta olmak üzere en az bir çalışanın olmasını sağlayacaklarını belirterek, kadın ve genç istihdamına özel önem vermeyi sürdüreceklerini söyledi.
Hayata geçirecekleri gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimizin evlenmelerini, yuva kurmalarını kolaylaştıracağız. Yeni evlenen çiftlere 2 yılı geri ödemesiz, 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz evlilik kredisi vereceğiz” bilgisini paylaştı.
Hayata geçirecekleri Aile Koruma Kalkanı Programı’nın da son derece önemli olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençliğimiz üzerinde emelleri olanlara, aile yapımızı bozarak Türkiye’yi çökertmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
“ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARINDA ARTIK SONA GELİYORUZ”
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin etkilediği 11 ildeki inşa ve ihya çalışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin öncelikli gündemleri olmaya devam ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu arada enkaz kaldırma çalışmalarında diyebilirim ki artık sona geliyoruz. Ama kalıcı konutların yapımında da işte şu yoğun konut yapımları da devam ediyor. Şu anda TOKİ’nin yapmakta olduğu konutları da görüyoruz. Şimdi TOKİ’ye de kafayı takmış bay bay Kemal. İşte başındakini alacakmış, TOKİ’yi kapatacakmış, işte bizden önce TOKİ çok daha fazlasıyla konutlar yapmış. Biz geldiğimizde 30 bin şimdi ise bu konut sayısı 1 milyon 300 bine ulaştı. Kılıçdaroğlu sen kendinde misin? Nereden nerelere geldik. İstanbul’a Belediye Başkanı oldum, KİPTAŞ’ı biz sıçrattık. Şu anda sen KİPTAŞ’la İstanbul’da acaba ne yapıyorsun? Nerede ne yaptın? Kaç konut yaptın? Bunu söyle. Yok.”
“ÇOK KAPSAMLI BİR ŞEHİRCİLİK HAMLESİNİ HAYATA GEÇİRİYORUZ”
6 Şubat depremlerini yaşayan illeri ayağa kaldırma çalışmalarının sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Buralarda insanımız için 650 bin konut ve köy evi yapacağız. Bunların 319 binini bir yıl içinde inşallah bitireceğiz. Ama o kadar hızlı çalışıyoruz ki 2 ay içinde tamamladığımız köy evleri oldu. Gittim, teslimatlar yaptım. Bunların vatandaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Çalışmalar hızlı bir şekilde devam ediyor. Bugün itibarıyla inşa sürecine başladığımız konut sayısı 125 bini, bilfiil temeli atılan konut sayısı da 59 bini buldu. Aynı şekilde iş yerlerinin ve sosyal alanların yapımlarını da sürdürüyoruz. Sadece konut yapmıyoruz, çok kapsamlı bir şehircilik hamlesini hayata geçiriyoruz. Bu çalışmalarımız elbette tüm ülkemizi de kapsıyor.”
Ülkenin hiçbir yerinde depreme dayanıksız bina bırakmamakta kararlı olduklarını ve bunun için de yoğun bir şekilde zemin etütlerini yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zemin etütleriyle beraber inşallah İstanbul’da 5 yılda 1,5 milyon konutu dönüştüreceğimiz büyük bir adım attık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda Yarısı Bizden Kampanyası’nı başlattıklarını anımsatarak, İstanbul’dan başlayarak risk içindeki evini kentsel dönüşümle güçlendirenlerin maliyetinin yarısını, devlet olarak kendilerinin karşıladığını anlattı.
Kentsel dönüşümde kira yardımını da 5 bin 250 liraya yükselttiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca 10 bin 500 lira da taşınma yardımı yaptıklarını ifade etti.
“ŞEHİRLERİMİZİ AFETLERE HAZIRLAMAK POPÜLİZM YAPILACAK BİR MESELE DEĞİL”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Yarısı Bizden Kampanyası’nda şimdiye kadar 533 bin bağımsız birim için 104 bine yakın başvuru yapıldı. Tabi bizim önceliğimiz, yerinde dönüşümü sağlamak. Ama diyelim ki hak sahibi vatandaşımız rezerv alanındaki konutlardan faydalanmak istiyor, bu sefer de mevcut binasının değerini rezerv alanından tercih ettiği konutun değerinden düşeceğiz. Devletimiz hem maliyetinin yarısını karşılayacak hem de uygun oranlarda kredi desteği verecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün bu adımları atarken, tabi muhalefet hep karşı çıkıyor. Nerede bir kentsel dönüşüm yapacak olduk, hemen engelleme girişimleri başlattılar. Öyle veya böyle biz yolumuza devam edeceğiz. 21 yılda ilan ettiğimiz 279 riskli alan kararına 800’ü aşkın dava açtılar. Popülizm yapmaya gelince onlardan iyisi yok. Ama iş icraata gelince de ortada yoklar. Şehirlerimizi afetlere hazırlamak popülizm yapılacak bir mesele değil. Deprem, siyaset üstü bir meseledir. Biz buna böyle bakıyoruz, adımlarımızı buna göre atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 12-13 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilmesi planlanan Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu’na ilişkin hazırlıkları değerlendirmek amacıyla Afrika ülkelerinin Ankara’daki büyükelçileriyle görüştü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifiyle gerçekleştirilmesi planlanan Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu’na ilişkin hazırlıkları gözden geçirdiklerini belirten Bolat, şunları kaydetti:
“Derin ortaklık ilişkilerimiz, köklü bağlarımızla Afrika ülkeleriyle her düzeyde mükemmel seyreden ilişkilerimiz çerçevesinde, Afrika’nın her bölgesiyle ekonomik ve ticari ilişkilerimizi karşılıklı olarak daha da geliştirmek için önümüzdeki dönemde çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bu vesileyle Afrika ülkelerinin bakanlarının ve 3 binden fazla iş adamının katılacağı, 12-13 Ekim 2023 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek Türkiye-Afrika Ekonomi ve İş Forumu da Afrika kıtasıyla ilişkilerimizi daha ileri seviyelere taşımak için tarihi bir fırsat olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk. Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Bu yılki ihracat hedefimiz ise 6 milyar doları aşmaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Çiğli Havalimanı’nda düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 2023’ü ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Neşet Ertaş’ın ‘İzmir’ şiirinden mısralar okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Hindistan’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ettikten sonra İzmir’e geldik. İzmirli gençlerimizle kucaklaşmaya geldik. Millî teknolojimizin hamlesi, sembolü TEKNOFEST 2023 vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Her birinize sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivaline hepiniz hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.
Aydınlık yarınların teminatı gençlerle kendilerini buluşturan tüm kurumlara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorları ve iştirakçileri, güvenlik görevlisinden gönüllülere, programın icrasına katkı veren herkesi tebrik etti.
“CUMHURİYETİMİZİN BİR ASIRLIK SERENCAMINI GENÇLERİMİZLE BULUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cumhuriyet’in 100. yılına ulaşmanın heyecanı içinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizin bu dönüm noktasını, anlamına ve önemine uygun bir şekilde kutlamanın gayretindeyiz. Geniş bir alana yayılan, çeşitli etkinliklerle Cumhuriyetimizin bir asırlık serencamını gençlerimizle buluşturmaya çalışıyoruz” dedi.
TEKNOFEST’in de bunlardan biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “TEKNOFEST coşkusundan, TEKNOFEST’in şu muhteşem atmosferinden mümkün olduğu kadar fazla sayıda gencimizi istifade ettirelim istiyoruz. Bu amaçla tek bir il yerine TEKNOFEST’i üç ilimizde tertipleyelim dedik. 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen TEKNOFEST İstanbul 2 milyon 247 bin ziyaretçiyle kendi rekorunu kırdı. Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerinin siyasi sebeplerle hedef alındığı bir dönemde 2 milyonu aşkın gencimiz TEKNOFEST’e sahip çıktı. Festivalimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Ankara’nın misafiri oldu. TEKNOFEST Ankara’da çoğu genç, 943 bin ziyaretçiyi ağırladık. Tam dört gün boyunca Ankaralı gençlerimiz gerçek manada bir teknoloji şöleni yaşadı. Bugün de TEKNOFEST 2023’ün son durağı olan güzel İzmir’deyiz.”
TEKNOFEST’in şehre, ülkeye, millete bilhassa gençlere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirlilere festivale ev sahipliği yaptıkları için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer tüm illerimiz gibi maşallah İzmirli gençlerimiz de TEKNOFEST’e çok yoğun ilgi gösteriyor. Her yaş grubundan, her kesimden insanımızın Çiğli Hava Üssü’ne gelerek şu gurur tablosuna şahitlik ettiğini memnuniyetle görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA LAYIK BİR ETKİNLİK OLACAĞINA İNANIYORUM”
Teknolojiye meraklı gençlerin mutluluğunu, sevincini, coşkusunu gördükçe ülke adına umutlarının da katlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar 330 bin ziyaretçiyi ağırlayan festivalin her açıdan İzmir’e ve Cumhuriyetimizin 100. yılına layık bir etkinlik olacağına inanıyorum” diye konuştu.
İzmirli gençlerle birlikte çevre şehirlerde yaşayan gençleri de TEKNOFEST İzmir’e davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalini tecrübe etme fırsatını kaçırmayın. Arkadaşlarınızla organize olun. Çocuklarınızın, torunlarınızın elinden tutun. Teknolojiye ilgi duyan tanıdıklarınızı teşvik edin. İmkânı olmayana gerekirse yardım edin, destek olun ama bir yolunu bulup bir fırsat oluşturup Çiğli Hava Üssü’ne gelerek buradaki vizyonu, ufku, gayreti ve başarıyı mutlaka yerinde görün” çağrısı yaptı.
İzmirlileri davet ederken şehrin yeni veya eski milletvekillerini de unutmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İleri teknolojiyi ülkemiz yerine 10 bin kilometre uzakta arayanları da buraya davet ediyoruz. Bitip tükenmeyen koltuk kavgalarına yalnızca bir günlük TEKNOFEST molası vermeleri kendileri adına büyük kazanç olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Bugün burada sadece millî teknoloji hamlesinin hepsi gurur kaynağı olan ürünlerinin görülmediğini, aynı zamanda büyüyen, güçlenen sınırları aşan, özgüven ve iddia sahibi Türkiye’nin yükselişine de şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çiğli Hava Üssü’nde Kızılelma, Akıncı, ANKA, Hürjet, TB2, TB3, Gökbey, Atak’la birlikte mücadele var, gayret var, sabır, azim, cesaret var. Burada zorluklar karşısında yıkılmayan güçlü bir irade var. Burada her türlü engele rağmen başarmaya sevdalı yürekler var. Burada hayallerine giden yolda hiçbir engel tanımayan, işte karşımda görüyorum gençler var. Burada ayağına vurulan asırlık zincirleri parçalayan Türk Milleti var. Burada Türkiye Yüzyılı’nın mahzun ve mazlum gönülleri aydınlatan ışığı var. Merhum Abdurrahim Karakoç ne güzel söylemiş, ‘İzmir’in sağından Van’ın solundan; Erzurum, Edirne, Hatay yolundan; Kapı kapı tekmil, Anadolu’mdan; Bir sabah gelecek kardan aydınlık’ Evet, burada on yıllardır hasretle beklediğimiz kardan aydınlığın muştusu var. Rabb’ime bizlere bu günleri görmeyi nasip ettiği için hamdediyorum.”
“TEKNOFEST GENÇLERİ TÜRKİYE’NİN MÜREFFEH VE PARLAK GELECEĞİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yapamazsınız” diyenlere inat “biz yaparız” diyen, imkânsız görülen nice hayali kısa sürede gerçeğe dönüştüren, bu milletin inandığında ve çalıştığında neleri başarabileceğini gösteren, fikir, yürek ve alın teriyle büyük bir başarı hikâyesi yazan TEKNOFEST gençliğine teşekkür etti.
TEKNOFEST gençlerinin Türkiye’nin müreffeh ve parlak geleceği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sizler, canları pahasına bu toprakları bizlere vatan olarak bırakan aziz şehitlerimizin kabul olmuş duasısınız. Sizler asrımızın Cezeri’si, Harezmî’si, İbni Sina’sı, Mimar Sinan’ı, Ali Kuşçu’su, Hezarfen Çelebi’si, Kâtip Çelebi’sisiniz. Sizler Nuri Demirağ’ların, Vecihi Hürkuş’ların, Şakir Zümre’lerin, Nuri Killigiller’in ideallerini gerçekleştirecek nesilsiniz. Millete sevdalı bu vizyonerlerin engellere rağmen başlattıkları hamleyi inşallah sizler omuzlayacak, hak ettiği yere siz taşıyacaksınız. Kendi öz yurdunda parya muamelesi gören milletimizi elinden tutup ayağa kaldıracak kuşak, yine sizlersiniz. Ömrünü ülkesi ve milletine hizmete adamış bir siyasetçi olarak sizin parıldayan gözlerinizde, yarının güçlü Türkiye’sini görüyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Şurada bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes / Ey kahpe rüzgâr, artık ne yandan esersen es” dizelerini okuyarak, “Açtığımız gedikten gümbür gümbür gelen TEKNOFEST gençliğinin ayak seslerini içimizdeki gafiller duymasa da tüm dünya duyuyor, biliyor. Sizlerin başarıları, milletimizle birlikte Asya’dan Afrika’ya, Balkanlardan Türkistan’a gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize de cesaret aşılıyor. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Karabağ’da, 30 sene sonra evlerine dönen muhacirler, sizin için dua ediyor. Rabb’im hiç birinizin ayağına taş değdirmesin, diyorum” ifadelerini kullandı.
“BU ÜLKENİN GENÇLERİYLE HER ZAMAN İFTİHAR ETTİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yılı aşkın süredir siyasetin içinde olduklarını, hayatı boyunca Türkiye’ye hizmet etmenin, eser kazandırmanın Türkiye’nin önündeki taşları, mayınları temizlemenin mücadelesini verdiklerini anlattı.
Siyaset yolculuğunun tüm safhalarında gençlerle beraber yürüdüklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlerin yoldaşı, yol arkadaşı olmaktan daima bahtiyarlık duydum. Hangi görüşe, kökene, hayat tarzına sahip olursa olsun bu ülkenin gençleriyle her zaman iftihar ettim. Hiç kimseyi yaşam biçimi, kılık kıyafeti, inancı, kimliği dolayısıyla ötekileştirmedik. Sizi harf oyunlarıyla, ideolojik at gözlükleriyle tanımlamaya çalışanlara asla prim vermedik. Dayatmacı, baskıcı, yasakçı değil tüm vatandaşlarımızla birlikte gençlerimizin özgürlükçü alanlarını genişletenlerden olduk. Bugün de aynı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Ne yapıyorsak sizin için, sizin istikbaliniz için yapıyoruz. İçerde ve dışarıda bitirdiğimiz ve verdiğimiz bütün mücadelelerin amacı size daha güçlü, daha itibarlı, daha yaşanabilir bir Türkiye teslim etmektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bu zamanın misafirleri olduğunu belirterek, “Bizden öncekilerin bedel ödeyerek bizlere bıraktığı emaneti Allah’a hamdolsun 40 yıldır onurla, vakarla taşıdık ve bugünlere getirdik” dedi.
“81 İLİMİZDE TOPLAM 100 DENEYAP TEKNOLOJİ ATÖLYESİ KURDUK”
Türkiye’yi savunma sanayi başta olmak üzere her alanda başarıdan başarıya koşturduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısını 343 binden 620 bine, üniversite sayısını 76’dan 208’e, yurt kapasitesini 182 binden 950 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 464’e, araştırma geliştirme merkezi sayısını sıfırdan 1.289’a, tasarım merkezi sayısını sıfırdan 324’e teknopark sayısını da 2’den 98’e çıkardıklarını aktardı.
Sadece İzmir’de inşa edilen derslik sayısının 11 bin 687 olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimizde 26 bin kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. İlimizde üçü devlet olmak üzere toplam dört yeni üniversite kurduk. İzmir’e dört teknopark kazandırdık” bilgisini verdi.
Güncel rakamlarla İzmir’e yaptıkları kamu yatırımlarının tutarının 225 milyar lira olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz genelinde teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde toplam 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek gayesiyle 12 bin öğrencimizi lisansüstü eğitim yapmaları için burslu olarak yurt dışına gönderdik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayması saatler sürecek nice işe, yatırıma, reforma ve projeye imza attıklarının altını çizerek, bunlarla yetinmediklerini, hizmet çıtasını sürekli yukarı taşıdıklarını anlattı.
Bir taraftan asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken diğer taraftan gençlere verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin ekonomimize yüklediği 105 milyar dolarlık faturaya rağmen size mahcup olmamak adına gereken fedakârlığı sergiledik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısında gençlere yeni müjdeler verdiklerini anımsattı.
Örgün eğitimdeki üniversiteli gençlere seçim döneminde vadedilen cep telefonu ve bilgisayar ile ücretsiz 10 GB internet sözünü tutacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile ve Gençlik Bankası ile ilgili kanun teklifini de Cumhur İttifakı olarak yakında Meclise sunuyoruz. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte ilk etapta deprem bölgesinde pilot projeleri hayata geçireceğiz. Deprem mağduru gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız” diye konuştu.
“Seçim döneminde gençlerin demokrat dedesi maskesi takanların, söz konusu koltukları olunca nasıl faşizan hâle geldiklerini hepimiz görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar dürüstlükten, şeffaflıktan bahsedenlerin iktidar uğruna birbirlerine nasıl yalan söylediklerini de hep beraber takip ediyoruz. Gençlerimizde hayal kırıklığına yol açan bu utanç sahnelerine rağmen biz siyasette güvenin zedelenmemesi için duruşumuzu asla bozmayacağız. Özellikle siz gençlerimize karşı daima harbi ve hasbi davranacak, aramızdaki gönül bağının sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DİJİTAL TEKNOLOJİ ARAÇLARINI YAYGINLAŞTIRIYORUZ”
Dünyanın merkezinde inovasyon, yapay zekâ ve robotik teknolojilerin bulunduğu çok farklı bir yere doğru gidildiğini, Türkiye’nin bu yarışta geri kalmamaya çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ulusal yapay zekâ stratejimizi 2021 yılında yayınladık. Dijital Türkiye vizyonumuz doğrultusunda kamu hizmetlerinde dijital teknoloji araçlarını yaygınlaştırıyoruz. Elektronik Devlet uygulamamızda 7 bin 300 hizmet sunuluyor. Şu an yaklaşık 64 milyon insanımız e-Devlet kapısını kullanıyor. Gerek etkinliği ve yaygınlığı gerekse sunulan hizmetler bakımından Avrupa’da örnek gösterilen bir sistem kurduk. Şu an dünyanın gelişmiş denilen ülkelerinde bile sıraya girerek yapılabilen işlerin çoğunu bizim insanımız telefonu veya bilgisayarından Elektronik Devlet kapısını kullanarak saniyeler içinde hâlledebiliyor.”
İlk yerli elektrikli araç olan Togg’un üretiminin artarak devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçen haftaki Amerika Birleşik Devletleri ziyaretimizde ‘rekabet iyidir’ diyerek Tesla’yı da ülkemizde yatırım yapmaya davet ettik. Hava gücümüzde çarpan etkisi oluşturacak Kızılelma ile ilgili testleri hızla tamamlıyoruz. Kızılelma’nın da envantere girmesiyle bu alanda yeni bir çığır açıyoruz. KAAN ismini verdiğimiz beşinci nesil millî muharip uçağımızın tanıtımını yaptık. Üretim süreçlerini adım adım gerçekleştiriyoruz. Akıncı TİHA, Aksungur SİHA’larla silahlı insansız hava araçlarındaki hâkimiyetimizi pekiştirdik. Bunların haricinde savunma sanayii alanında hepsi birbirinden kritik 850 farklı projeyi titizlikle hayata geçiriyoruz.”
Dünyadaki ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu’nun denizlerde Türk bayrağını gururla dalgalandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Savunma ihracatında bu yılki hedefimiz altı milyar doları aşmaktır. Nasıl bu alandaki ihracatımızı 248 milyon dolardan geçen sene 4,5 milyar dolara çıkardıysak inşallah bu rakamların üstünü de yakalayacağız. Diğer alanlarda olduğu gibi savunmada da tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar gece gündüz demeden çalışacağız” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜLKEMİZİN ÖNÜNDE YEPYENİ PENCERELER AÇTIK”
Son seçimlerde güven tazelemesiyle Türkiye’nin savunma atılımlarına dokunmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İktidara giden yolu milletin iradesi yerine FETÖ’den PKK’ya terör örgütleriyle iş birliğinde arayanlara asla unutamayacakları bir ders verdik. Tavrımızı özellikte daima doğrudan, hizmetten, eser siyasetinden yana kullanarak ülkemizin önünde yepyeni pencereler açtık. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde bu kazanımları daha da ileri taşıyacağız. İzmir başta olmak üzere fetret devri yaşayan şehirlerimizin tekrar hak ettikleri hizmetlerle buluşmasını sağlayacağız. İzmirlinin iradesini çantada keklik görenlerin işi bundan sonra daha zor. İstismar siyasetiyle gemisini yürütenlere hep birlikte ‘Yeter’ diyeceğiz. İzmir’i gerçek belediyecilikle tanıştırmakta kararlıyız. Bu şehrin yatırım ve eser hizmet siyasetine ihtiyacı var. Bunu ancak biz yaparız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.
TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile simge hâline gelmiş TEKNOFEST pozunu vererek fotoğraf çektirdi.
Programa, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu de katıldı.
Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nden Milli Gün kutlaması.
Suudi Arabistan’ın Milli Günü’nün 93’üncü yıl dönümü dolayısıyla Ankara’da Sheraton Otelinde bir resepsiyon düzenlendi.
Suudi Arabistan’ın yeni Ankara Büyükelçisi Ekselansları Fahad Bin Assaad Abualnasr’ın ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyonda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hazır bulundu.
Resepsiyona, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan elçiliklerden Büyükelçiler, Askeri Ataşeler ve seçkin bir davetli topluluğu katıldı.
Bilkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet HABERAL ve eski rektörlerinden Ali HABERAL da resepsiyona katılanlar arasındaydı.
Resepsiyonun başlangıcında Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Milli Marşları seslendirildi.
Resepsiyonda, daha sonra Suudi Arabistan’ın yeni Ankara Büyükelçisi Ekselansları Fahad bin Assaad Abualnasr’ın resepsiyon için hazırladığı konuşma metni okundu.
Ankara’ya Suudi Arabistan’ın yeni atanan Büyükelçisi Ekselansları Fahad Bin Assaad Abualnasr’ın resepsiyon için hazırladığı konuşma metni Büyükelçi Müsteşarı Muhammed Alharbi tarafından okundu.
Suudi Arabistan Krallığı’nın yeni Ankara Büyükelçisi Ekselansları Abualnasr, konuşma metnindeki mesajının başında ülkesinin 93’üncü yıldönümü kutlamalarına katılımlarından dolayı davetlilere en içten minnet ve şükranlarını sundu.
Büyükelçi Ekselansları Fahad bin Abualnasr’ın medajında öncelikle Suudi Arabistan’ın kuruluşu olan tarihi günde Kurucu Kral Abdülaziz bin Abdurrahman’ın TEVHİD SANCAĞI altındaki büyük oluşumu bütünleştirici rolüne vurgu yapıldı; “Ardından O’nun evlatları, ülkenin dış siyasetinde İslam’a ve Müslümanlara hizmeti, Harameyn’i Şerif’e yönelik ilgi ve önemi, uluslararası barış ve güvenliğin güçlendirilmesi ve Dünya dayanışmasının sağlamlaştırımasnı ana amaç edinen bu kıymetli yaklaşımı devam ettirmişlerdir. Bu yaklaşımda hoşgörü, barışın yaygınlaşması ve şiddetten arındırılması. Suudi Arabistan bir İslam Krallığıdır. Her gün yaklaşık 2 milyar Müslüman Mekke’ye yönelmektedir. Ayrıca dünyanın dört bir yanından Müslümanlar Hac ve Umre ibadetlerini yerine getirmek ve Mescid-ş Nebevi’yi ziyaret etmek için Suudi Arabistan’a gelmektedir. Krallık aynı zamanda “HAYAL EDİP GERÇEKLEŞTİRİYORUZ” sloganıyla iddialı bir ümmetin vizyonu olan “2030” vizyonu” ışığında seçkin bir stratejik konum, öncü bir yatırım gücü ve Arap ve İslami derinlik gibi Allah’ın kendisine bahşettiği güç ve imkanları değerlendirerek programlar hazırlamak ve girişimler başlatmak için çalışmalar yürütmüştür. Bu programlardan belki de en öne çıkanları; Altes Prens Muhammed bin SELMAN’ın büyük yatırım fırsatları sağlayacak bölge ve dünyada olumlu etki bırakacak “YEŞİL SUUDİ ARABİSTAN” ve “ YEŞİL ORTADOĞU” girişimleridir. Yenilenebilir enerjinin doğuşuyla birlikte Türkiye’nin de memnuniyetle karşıladığı bu iki girişim, Krallığın küresel ölçekte sürdürülebilirlik alanında lider olma arzusunu destekleyecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 100 yıl sonra önümüzdeki Ekim ayında Türkiye’nin yeni yüzüncü yılına başlarken, Krallık ortak vizyonları gerçekleştirmek, iki ülke arasında daha fazla işbirliği sağlamak için birlikte çalışmayı beklemektedir.
Büyükelçi Ekselansları Fahad Bin Abualnasır, Konuşma metnindeki mesajında şunları dile getirdi; Buradan Suudi Arabistan Krallığı’nın 2030 Uluslararası Expo Fuarına ev sahipliği yapması için adaylığı hususunda verdiği destekten dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarımı sunuyorum. Gençliğinin enerjisi ve arzusunu arkasına alan dünya şehirlerinden biri olmak ve bu uluslararası fuara ev sahipliği yapmak için en iyi seviyeyi yakalamak üzere Suudi Arabistan Krallığı’nın başkenti Riyad şehrinden başlayan bu yolculuğu takdir ediyorum. Ayrıca Suudi Arabistan Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki tarihi ilişkileri övgüyle anıyorum. Bu İlişkiler Veliaht Prens, Bakanlar Kurulu Başkanı Muhammed Bin SALMAN’ın arzusunu arkasına alan dünya şehirlerinden biri olmak ve bu uluslararası fuara ev sahipliği yapmak için en iyi seviyeyi yakalamak üzere Suudi Arabistan Krallığı’nın başkenti Riyad’ta anlaşmanın imzalanmasına tanıklık edilmiştir. İki ülke arasında gerçekleştirilen tarihi üst düzey ziyaretler, Suudi Arabistan Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti arasında çeşitli alanlardaki iş birliğinin kapsamının genişletilmesine katkı sağlayan yakın ikili ilişkileri güçlendiren olumlu sonuçlar ortaya koymuştur ve yine Suudi Türk koordinasyon konseyi çerçevesinde ortak proje ve girişimler geliştirerek bunları uygulamanın önemini teyit etmiştir. Suudi Arabistan Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgede ve dünyadaki ağırlığı süregelen bölgesel krizlerin çözülmesindeki yapıcı sonuçlar ortaya koymuştur ve yine Suudi Türk koordinasyon Konseyi çerçevesinde ortak proje ve girişimler geliştirerek bunları uygulamanın önemini teyit etmiştir.
Büyükelçi Abualnasr, mesajında, daha sonra şu konulardan bahsetti; Suudi Arabistan Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgede ve dünyadaki ağırlığı süregelen bölgesel krizlerin çözülmesindeki yapıcı rolleri, G-20 grubunun üyeleri olarak kardeş iki ülkenin büyük ekonomik potansiyellere sahip oldukları herkes tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla iki ülkenin işbirliği kesinlikle halklarımızın ve tüm dünyanın çıkarınadır.
Daha sonra konuşma metnindeki Büyükelçi’nin mesajında, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı olduğuna vurgu yapılarak Suudi Arabistan’ın da ortak vizyonlar gerçekleştirmek iki ülke arasında daha fazla işbirliği yapmak için Ankara’yla birlikte çalışmanın beklendiği kaydedildi.
Büyükelçi Ekselansları Abualnasr, bu cümleden hareketle mesajına şu şekilde devam ett. Gençliğinin enerji ve arzusunu arkasına alan dünya şehirlerinden biri olmak ve bu uluslararası fuara ev sahipliği yapmak için en iyi seviyeyi yakalamak üzere Suudi Arabistan Krallığı’nın başkenti Riyad şehrinden başlayan bu yolculuğa ev sahipliği yapması için adaylığı hususunda verdiği destekten dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne şükranlarımı sunuyorum.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da konuşmasında Türkiye ve Suudi Arabistan’ın tarihi ve kültürel olarak güçlü bağlara sahip iki dost ve kardeş ülke olduğunu dile getirdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı GÖKTAŞ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens bin Selman arasındaki görüşmelerin etkisiyle ilişkilerde ivme kazanıldığını memnuniyetle gördüklerini vurguladı.
Bakan Göktaş, Türkiye’nin stratejik konumunun Suudi Arabistan’ın Körfez bölgesi ve Arap coğrafyası için önemi bölgesel huzur ve istikrar için belirleyici rol oynadığını kaydetti.
İki ülke arasında Stratejik ortaklık temelinde yürütülen ilişkilerin hem iki ülkenin geleceği hem de bölge istikrarı için çok önemli olduğunu söyleyen Bakan GÖKTAŞ, İçinde bulunulan dönemde dünyanın karşı karşıya kaldığı krizler karşısında ülkeler arasındaki stratejik işbirliğinin giderek daha fazla önem arzettiğini vurguladı.
Göktaş, iki ülkenin ekonomik ve ticari olarak güçlü ilişkilere sahip bulunduğuna dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen temmuzda Cidde’ye ziyarette bulunduğuna işaret eden Bakan GÖKTAŞ, ziyaret dolayısıyla başarıyla düzenlenen Türkiye-Suudi Arabistan İş Forumu ile ticari açıdan birçok işbirliğine zemin oluşmasının sağlandığını belirtti.
Suudi Arabistan’ın Kahramanmaraş merkezli iki deprem felaketi sonrasında gösterdiği dayanışma ve yardım için teşekkür eden Bakan GÖKTAŞ, Suudi Arabistan’ın zor günlerde sergilediği dayanışmanın kendileri için son derece anlamlı olduğunun altını çizdi.
GÖKTAŞ, konuşmasını Suudi Arabistan Milli Günü’nü kutlayarak ve Suudi Arabistan halkına tebriklerini ve iyi niyet dileklerini sunarak sonlandırdı.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanvekili Binali Yıldırım da konuşmasını. başlangıcında Suudi Arabistan’ın Türkiye’nin kardeş ülkesi olduğunu ve iki ülke arasında derin tarihi ve kültürel bağlar olduğunu dile getirdi.
Günümüzde, Türk ve Suudi Arabistan halkı arasındaki etkileşimin her zamankinden daha yoğun olduğunu ifadelendiren Binali Yıldırım, “Türk vatandaşları Suudi Arabistan’ı, Suudi vatandaşları da Türkiye’yi daha çok ziyaret ettikçe birbirimizi daha iyi tanıyor ve daha iyi anlıyoruz. Bu iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştırıyor.” şeklinde konuştu.
Yıldırım, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin liderlerinin iki ülke arasındaki ilişkilerde her zaman öncü rol oynadığını ve iki ülke başkentleri Ankara ile Riyad ilişkilerini daha da güçlendirdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 ay önce Cidde’ye başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Yıldırım, bu ay Hindistan’da gerçekleştirilen G20 zirvesinde de Suudi Arabistan Veliaht Prensi bin Selman ile Yeni Delhi’de bir araya geldiğini bildirdi.
Türk şirketlerinin Suudi Arabistan’daki yatırım araçlarına ilgisinin olduğunu ifade eden Binali YILDIRIM, Suudi Arabistan’ın özellikle müteahhitlik firmaları için bir çekim merkezi haline geldiğine vurgu yaptı.
Yıldırım, Suudi Arabistan’ın gelecek için büyük bir vizyonu olduğunu ve Türk şirketlerin bu zorlu mücadeleye hazır olduğunu ve Türkiye ile Suudi Arabistan arasında lokomotif görevi görebilecek, daha güçlü sinerjiler yaratılarak bölgeyi daha iyi ve daha güvenli hale getirebileceklerini sözlerine ekledi.
Konuşmalardan sonra, davetlilere Suudi Arabistan ve Türk mutfağından lezzetli yiyecekler ikram edildi.
Suudi Arabistan Milli Gün resepsiyonu Arap müziğinin ezgilerinden seçme eserlerin yer aldığı mini konserle sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Büyükelçisi Fahad Bin Assaad Bin A. Abualnasr’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Abualnasr, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Büyükelçisi Amr Soliman Abdelmeguid el-Hamamy’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi el-Hamamy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Norveç Büyükelçisi Andreas Gaarder’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Gaarder, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Büyükelçisi Isabelle Dumont’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Dumont, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.