Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van mitinginde yaptığı konuşmada, “Biz ülkemizi 81 vilayetiyle, kadınından gencine tüm insanlarıyla geleceğe hazırlamanın peşindeyiz. Bunu da eserle, hizmetle, yatırımla yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Van mitingine katılarak bir konuşma yaptı.
Eşi Emine Erdoğan ile kürsüye gelerek meydanı dolduran vatandaşları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine, “Biz Van’ı çok seviyoruz. Vanlı kardeşlerimizi çok seviyoruz. 14 Mayıs akşamı inşallah hep birlikte balkondan sesleniyor muyuz? Buna hazır mıyız? 14 Mayıs’a gümbür gümbür yürüyor muyuz?” diyerek başladı.
Yaklaşık bir yıllık aradan sonra yine Van’a geldiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişimizde ‘Gönül dünyadan geçer amma ki Van’dan geçmez’ diyerek sizinle kucaklaşmıştık. Bugün yine aynı hissiyatla bir aradayız” ifadesini kullandı.
Van’ın, sadece Türkiye’nin yükselen yıldızı değil, aynı zamanda bölgesinde ve dünyada gıptayla takip edilen bir şehir hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Van, eskiden de buradaydı. Ama böylesine bir cazibe merkezi hâline gelememişti. Biz her şeyden önce Van’ı terör örgütünün tasallutundan kurtardık. Hem bu şehirde yaşayan insanların hem buraya gelen ziyaretçilerin güven içinde, huzur içinde hayatını sürdürebileceği bir iklim tesis ettik. Terör örgütünün başını sadece burada değil, sınırlarımızın dışındaki inlerinde de ezdik. Kardeşlerim, devletinize güvenin, bize güvenin. Huzurunuza ve hatta namusunuza göz diken terör örgütü bir daha sizin kılınıza bile ilişemeyecek.”
“GABAR, AYRI BİR PETROL ZENGİNLİĞİYLE ANILACAK”
Van depremini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o dönemki HDP’li belediye başkanının Van’ı susuzluğa mahkûm ettiğini, Van depreminden sonra da adım atmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir suyunun büyükşehir belediye başkanının sorunu olduğunu, HDP’li belediyenin bunu çözmediğini ve “Gelsin devlet yapsın” dediğini dile getirdi.
Van’ın susuzluğunu AK Parti iktidarının giderdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Edremit’i ‘Edremit’, biz yaptık. Erciş’i ‘Erciş’, biz yaptık. Tuşba’yı ‘Tuşba’, biz yaptık. Nerede belediye? Belediye başkanı niye görevini yapmadı? Hani bunlar benim Kürt kardeşlerimi seviyordu. Bunlara inanıyor musunuz? Türk’üyle, Kürt’üyle biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim dinimizde Türk, Kürt, Arap, şu, bu ayrımı yok. Biz sadece Allah için seviyoruz. Kürt kardeşlerimi de aynı anlayışla seviyoruz” şeklinde konuştu.
Alandaki bir vatandaşın elinde tuttuğu, “Artık Gabar terörle değil, petrol rezerviyle anılacak” yazılı pankartı okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu kim yaptı? Yine biz yaptık. Bundan sonra Gabar, terörle anılmayacak. Bundan sonra Gabar, inşallah o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle anılacak” dedi.
Karadeniz doğal gazının şu anda evlere ücretsiz verildiğini, yılsonuna kadar da 25 metreküpe kadar olan kısmının ücretsiz olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bunları yaparsa AK Parti yapar. Ama bizi bu yolda yalnız bırakmayacaksınız değil mi? 14 Mayıs akşamı inşallah hep birlikte bir başka güleceğiz” dedi.
“BENİM KÜRT KARDEŞLERİME LEKE SÜRMEYİN”
Terör örgütünün siyasi uzantıları eski kara ve kanlı günlerin hayaliyle yaşamaya devam etse de bunun sona erdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yıllarca sizin ve evlatlarınızın canı ve geleceğini karartarak istismar siyaseti yapanların dönüp dolaşıp kimin arkasına takıldığını gördünüz değil mi? Diyarbakır Anneleri’nin acısını biliyorsunuz değil mi? Bunları Kandil’e kimler kaçırdı? 10 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşındaki o kızlarımızı, o çocuklarımızı Kandil’e kimler kaçırdı. Bunlar ne diyorlar? ‘Biz Kürt’üz’ Benim Kürt kardeşlerime leke sürmeyin. Bunların Kürtlükle alakası yok. Bunlar sadece vahşet kusuyor, vahşet. İnşallah 14 Mayıs’ta bunların hesabını sormaya var mıyız? Ben sizlere inanıyorum. Sizi Allah için seviyorum. Gidip, Van’dakiler dâhil Kürt kardeşlerimize her türlü zulmü yapan, her türlü insanlık suçunu işleyen CHP’ye şimdi payanda oldu. Düşünün, CHP gelip de burada miting yapabilir miydi? Kimle yaptılar? Şimdi bu hesabı sormak lazım. CHP’ye desteklerini hem de utanmadan, sıkılmadan, ahlaksızca ‘Dişe diş kana kan’ diyerek ifade edenlerin derdi Van olabilir mi? Vanlının huzuru ve refahı olabilir mi? Bu ülkenin başına bir CHP’li getirmek için sizin karşınıza geldiklerinde onlara bunun hesabını sormayacak mısınız? Ülkemizdeki herkes gibi Kürt kardeşlerin de hakkını, hukukunu, özgürlüğünü en geniş manada kullanabileceği demokrasi zeminini biz kurduk mu? Kurduk. Aynı şekilde, tüm şehirlerimiz gibi Van’ın da kalkınma eksiklerini yine biz tamamladık mı? Tamamladık.”
“VAN’I YENİ BAŞTAN İNŞA ETTİK”
Van’ı 2011 depreminin ardından adeta yeni baştan inşa ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Van’da TOKİ kanalıyla 24 bin konutu bitirip sahiplerine verdiklerini belirtti.
“Şimdi de 3 bin 200 yeni konut, 250 yeni işyeri, 27 bine yakın altyapılı arsa vererek, Van’ı daha da güzelleştirecek bir hazırlığın içindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bay bay Kemal ne söz verdi? Bu CHP’lilere, HDP’lilere sormak lazım, siz Van’a ne kazandırdınız, bir de onu söyleyin. Daha okulunu, hastanesini, sosyal yardımlarını, millet bahçelerini, bölünmüş yollarını, havalimanımızı, barajları, sulama tesislerini, organize sanayi bölgesini, doğal gazı saymıyorum bile… Çevre yolunun inşası sürüyor mu? İnşallah onu da seneye bitiriyoruz. Karadeniz limanlarını İran’a, Asya’ya, Orta Doğu’ya Van üzerinden bağlayan altyapı çalışmalarını süratle tamamlamakta kararlıyız. Van’a 21 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Bunu özellikle bir kardeşiniz olarak, Türk’ü, Kürt’ü hepsini koyun bir kenara. Dedim ya yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz… 96 milyar liralık kamu yatırımını Van’a yaptık. Şimdi bunu katlayarak artıracağız.”
Van’ı sevdikleri ve Vanlılara gönülden âşık oldukları için önlerine çıkartılan hiçbir engele itibar etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece işlerine baktıklarını söyledi.
Alandaki, “Van, memleketin sınır çizgisidir, Reis” pankartını okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van’a olan sevgisini şairin, “Âşık der ki serde ahuzarım var / Bahçesinde ayva ile narım var / İçinde bekleyen nazlı yârim var / Durmam buralarda, Van’a giderim Van’a” dizeleriyle anlattı.
Kendilerinin de her fırsatta Van’a geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep eserlerimizle, hizmetlerimizle, yüreğimizdeki muhabbetle, heybemizdeki projelerle geldik. Bir de onlara sorun, ‘Siz neyle geldiniz buraya, ne getirdiniz’ diye bir sorun, CHP’sine sorun, HDP’sine sorun. Sorun bunlara. Hiç getirdikleri bir şey yok, hiçbir zaman da bir şey getirmeyecekler bunu bilin. Çünkü biz, birileri gibi köken ve mezhep ayrımcılığı değil eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz. Çünkü biz birileri gibi evlatlarımızı PKK veya FETÖ terör örgütlerine, LGBT denen sapkınlara teslim etmenin hesabını değil, aile yapımızı güçlendirmenin siyasetini yapıyoruz” dedi.
CHP, İYİ Parti ve HDP’nin LGBT’yi desteklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O yanlarında da yavrucuklar var. Onlar ‘Biz LGBT’ci değiliz’, diyebiliyorlar mı? Fakat AK Parti’nin kitabında LGBT yok, MHP’de yok, Cumhur İttifakı’nda asla böyle bir şey yok. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailelerimize leke sürülmesini asla kabul etmiyoruz. Biz, bunların mücadelesini verirken, bölücü örgütün güdümündeki partinin mensupları da onların Cumhurbaşkanı yapmak için uğraştıkları kişi de ne yapıyordu biliyor musunuz; attığımız her adıma karşı çıkıyorlardı, yaptığımız her işi engellemeye çalışıyorlardı, başladığımız her projeyi durdurmak için çırpınıyorlardı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alana kurulan ekranlardan Millet İttifakı’nın bazı açıklamalarına ilişkin videoyu izletti.
“BU İŞ TÜRK- KÜRT, ALEVİ-SÜNNİ MESELESİ DEĞİL, İNSANLIK MESELESİ”
Videodaki Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları üzerine konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu gördüğünüz Selo, benim Kürt kardeşlerimin, 51 Kürt kardeşimin Diyarbakır’da ölümüne neden oldu. Şimdi ne diyor bay bay Kemal; ‘Gelince onu çıkartacağız’ diyor. Bu iş Türk- Kürt meselesi değil, Alevi-Sünni meselesi değil, insanlık meselesi, insanlık. Ancak biz iktidarda olduğumuz sürece adalet yerini bulacaktır. Biz iktidarda olduğumuz sürece benim o 51 Kürt kardeşimin canına kıyanlara biz ‘Cezaevinden çık’ demeyiz. Hepsi hesabını ödeyecek. İşte masa bu, masanın etrafındakilerin çapı, niyeti, söylemi işte bu. Gerçi bu masa, siyasetin en meşru hakkı olan iş birliği masası, müzakere masası olmaktan çıkalı çok oldu. Bu bay bay Kemal. Bu var ya bu, Savaş Ay sağ olsa da onun bu yaptıklarını, SGK’nın başında olduğu zamanı anlatsa.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanelerin şimdi “pırıl pırıl” olduğuna işaret ederek, Van’a bir hastane daha yapılacağını ifade etti.
Altılı masayı, yürümeye yeni başlayan çocukların kullandığı örümceğe benzeten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Herhangi bir istikameti, rotası, menzili olmadığı için ne tarafa iterseniz o tarafa gidiyor. Direksiyonda Kılıçdaroğlu gözüküyor ama öyle değil. Onun görevi sadece mutfakta video çekmek, sahnede kalp yapmak, sağa sola gülücük dağıtmak. Masanın etrafındakilerden hangisi sabah erken kalkıp ayaklanırsa, örümcek o tarafa doğru yöneliyor. Sonra masanın bir başka ortağı sesini yükseltiyor, bu defa istikamet oraya dönüyor. Ardından bir başka ortak gürlüyor, hop bu defa da ayaklar o tarafa doğru çekiyor. Hani ‘Baş belirsiz, meydan ıssız’ diye bir söz var ya, işte tam da öyle bir durum var. İpin ucu başkalarının elinde olunca bunlar kendilerine tanınan hareket alanında sürekli bir tarafa savruluyor.”
“ATTIĞIMIZ ADIMLARA ÇELME TAKMANIN KİME NE FAYDASI VAR?”
Alandaki bir vatandaşın, “6+1, reis etmiyor” sözlerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Elbette masada ne yaptığını bilenler de yok değil. Mesela bölücü örgütün elebaşları ve onların siyasi uzantıları, hatırlayınız çözüm sürecinde her türlü riski alarak ülkemizin 40 yıllık terör sorununu bitirmek istediğimizde, uzattığımız eli ısıran bunlar değil miydi? Suriye’deki iç karışıklıklar sırasında provokasyonlarla sokaklarda benim Kürt kardeşlerimin kanlarını oluk oluk akıtan bunlar değil miydi? Bugün de ülkemizi Suriyelileştirmek için can atan bunlar değil mi? Soruyorum size, tüm bu ihanetlerin neresinde Van var? Tüm bu acıların neresinde benim Kürt kardeşlerim var? Tüm bu istismarların neresinde ülkenin ve milletin menfaati var? Bu ülkenin 85 milyon vatandaşının her biri tarihinin en güvenli, huzurlu, rahat, müreffeh dönemini yaşarken Türkiye’yi yeniden eski karanlık günlerine geri döndürmenin kime ne faydası var? Türkiye’yi her alanda gelişmiş ve müreffeh bir ülke hâline getirmek için attığımız adımlara çelme takmanın kime ne faydası var; Size bir faydası yok, milletimize bir faydası yok, ülkemize bir faydası yok. Ama birileri kandan, kavgadan, kaostan, cehalet ve sefaletten beslendiği için onların bu tabloya çok ihtiyacı var. Daha geçen gün Çanakkale’de kahvehane basıp adam döverek, yurt dışında oy kullanmaya giden vatandaşlarımıza saldırarak, asıl niyetlerini hemen gösterdiler.”
Masanın bir diğer bilinçli ve ortada pek gözükmeyen ortağı FETÖ’nün de ne yaptığını çok iyi bildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ötekilerin durumu ise hak getire, tam bir trajedi. Geçmişlerini ve kendilerini inkâr pahasına düşmüşler Kılıçdaroğlu’nun peşine, nereye doğru gittiklerini bile bilmiyorlar. 14 Mayıs’ta işte bu iki tablodan hangi istediğinize karar vereceksiniz. Tercihinizi, Türkiye’nin güven, huzur, refah içinde güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini isteyen bizimle, yeniden koalisyon, kavga, baskı zulüm peşinde koşanlar arasında yapacaksınız. Van’ın tercihinin Türkiye Yüzyılı olacağından yana hiçbir şüphem yok” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, “Van, 14 Mayıs’ta çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? Van, 14 Mayıs’ta 21 yıllık kazanımlarımızı daha da ileriye taşıyor muyuz? Van, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ‘Bismillah’ diyor muyuz? Van, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüz Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam diyor muyuz?” sorularına “Evet” yanıtına alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah sizlerden razı olsun. Van’a da bu yakışır” dedi.
Cumhuriyetin ilk asrının, Türkiye’nin kuruluşu yanında pek çok siyasi, ekonomik ve sosyal çalkantıyla geçtiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün dönüp baktığımızda bu istikrarsızlıkların hiçbirinin de tesadüf olmadığını, kendi kendine yaşanmadığını görüyoruz. Ülkemizi iç mücadeleleriyle oyalayanlar, kendi güvenlik ve refahları için tüm dünyanın kaynaklarını sömürdüler. Ne zaman ki biz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla aradaki farkı kapattık, işte o zaman bunları bir telaş sardı. Gezi’yle sokakları, Çukur eylemleriyle mahalleleri, terör saldırılarıyla güvenliğimizi, darbe girişimleriyle millî iradeyi, finansal tuzaklarla ekonomimizi hedef aldılar. Allah’ın yardımı ve milletimizin, Vanlı kardeşlerimizin desteğiyle tüm bu saldırıları göğüsledik, akamete uğrattık. Bununla yetinmedik, sınır ötesi harekâtlarla, yeni ekonomi programlarıyla, savunma sanayi ve enerji yatırımlarıyla Türkiye Yüzyılı’na hazırlık yaptık.”
Alandakilere 21 yılda yaptıkları icraatların yer aldığı videoyu izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanında 50 bin kişinin bulunduğunu söyledi.
İktidarları dönemindeki başarılarının birilerinin kâbusu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Okul yaparız, üniversite açarız, ‘Eğitimi ayağa düşürdünüz’ derler. Hastane yaparız. Kaliteli sağlık hizmeti veririz. Kovid salgını gibi bir krizin üstesinden geliriz. ‘Milleti hasta ettiniz’ derler. Yol yaparız, köprü, tünel, havalimanı, hızlı tren hattı yaparız. ‘Millet bunları mı yiyecek?’ derler. Ya köprü yenir mi, havalimanı yenir mi? Ama biz onları bay bay Kemal’e bırakıyoruz. Afiyet olsun. Karadeniz’de gaz, Gabar’da petrol buluruz. ‘Milleti kandırıyorsunuz’ derler” diye konuştu.
Doğal gazın vatandaşa bir ay, bir yıl boyunca da 25 metreküpünün ücretsiz verileceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gabar’daki petrolü de inşallah vatandaşımıza en uygun şartlarda vereceğiz. Ülkemizin ilk yerli ve millî otomobilini yaparız. Gözlerinin önündeki ürüne ‘Hani nerede?’ derler. Bay bay Kemal, Gemlik’te fabrika. Hadi git. Niye gitmiyorsun? Meral Hanım sen niye gitmiyorsun? Gidemezler. Gittikleri anda maskeleri düşecek. Çünkü bunların bu ülkede dikili bir taşı yok. Uçak yaparız, helikopter yaparız yüksek teknoloji ürünü nice projeyi gerçekleştiririz ‘Ne gerek vardı?’ derler. Konut yaparız, baraj yaparız sulama tesisi yaparız, her birine takmadık kulp bırakmazlar. İstihdamda, üretimde, ihracatta rekorlar kırarız, sevinecekleri yerde karalamaya çalışırlar. Sosyal yardımlarla devletimizi kimsesizlerin kimsesi hâline getiririz, yardım alan insanları ‘makarnacı, kömürcü’ diye aşağılarlar. Dış politikada onurlu bir duruşla ülkemize güç, milletimize gurur kazandırırız, gidip bizi yabancılara şikâyet ederler. Şayet 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı hayalimize sahip çıkmazsak daha onlarca, yüzlerce örneğini verebileceğimiz işte bu zihniyet, ülke tepesine bir kara bulut gibi çökecek.”
Türkiye’nin kendi iktidarlarından önceki 70 yıl boyunca bunların hepsini CHP ile yaşadığını, geçmişleri bu olduğu hâlde bugün başka şeyler söylediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her seçim dönemi olduğu gibi 14 Mayıs öncesi de değer istismarcıları, vaat bohçacıları, kifayetsiz muhterisler ortalığın tozunu dumana katıyor. Aman Allah’ım atıyorlar, tutuyorlar, kırıyorlar, kapatıyorlar. Tehdit ediyorlar. Dillerinin ucuna ne gelirse söylüyorlar. Mazilerindeki utanç tabloları gerçek ama seçim dönemlerinde verdikleri vaatlerin hepsi yalan” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanında gösterilen “Denizlerde TCG, yeryüzünde Togg, gökyüzünde KAAN, sandıkta Erdoğan”, “Gurur tablomuz Kızılelma, Togg, TCG Anadolu, Hürjet, Karadeniz doğal gazımız, Şehit Aybüke Yalçın-1 petrol sahamız” yazılı pankartları okudu.
“HEPSİNİN DE ORTAK ÖZELLİĞİ BAŞARISIZLIKTIR, BATIRMAKTIR”
Muhalefetin son mahalli seçimlerde ekmekten süte, sudan ulaşıma, internetten traktöre her şeyi bedava yapacakları üzerine namus sözü verdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na da İstanbul’dan daha çok başka şehirlere gittiği eleştirisinde bulundu.
Yeni projeler başlatamayan muhalefet belediyelerinin teslim aldıkları yarım kalan işleri bile sürdüremediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şey gibi bu ülkeye, bu millete, bu şehirlere hizmet etmenin bir nasip meselesi olduğunu, “nasipsiz ve tembel” olan muhalefetin beş keçiyi kaybedecek kadar “beceriksiz” olduğunu söyledi.
“Hepsinin de ortak özelliği başarısızlıktır, batırmaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Allah göstermesin ülkenin başına gelseler yarın öbür gün işçi, memur, emekli, ay sonunda maaşını alıp almayacağını bilemeyecek. Geçmişte CHP, memurlar maaş alamadılar. Sanayici, tüccar, esnaf önünü göremeyecek, elindekinden olacak. Yeni bir şeyi yapamayacakları gibi bizim kendilerine bıraktıklarımıza da sahip çıkamayacaklar. Zaten bunlara verilen görev de bu. Karadeniz gazının vanasını kapatmak. Gabar petrolünün üzerine beton dökmek. Togg’u rafa kaldırmak. Yahu çıkmış utanmadan sıkılmadan ne diyor biliyor musun? Hani bizim S400 vardı ya Amerika’nın ‘Kaldırın bunu’ dediği. Şimdi bu ne diyor? ‘S400’leri biz depoya alacağız’ Kim diyor bunu? Bay bay Kemal. Ya bay bay Kemal, en güçlü savunma silahının depolara kaldırılmasına asla bu millet müsaade etmeyecektir. Köprüleri, tünelleri, hızlı tren hatlarını, otoyolları işlemez hâle getireceklermiş. Teknoloji projelerimizin kapısına kilit vuracaklarmış. İHA’yı, SİHA’yı, Akıncı’yı, Kızılelma’yı, onların da önünü keseceklermiş. Ülkemizi yeniden üç, beş dolar için birilerine el açar duruma getirecekler. Evet, bunların yapacağı sadece budur.”
“PROJE DİYE MİLLETE YUTTURMAYA KALKIYORLAR”
Arada bir somut proje söylediklerini, altını kazınca hepsinin çalıntı çıktığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bizim yıllar boyunca hazırlığını yaptığımız, son aşamasına getirdiğimiz işleri bir yerlerden duyup, ‘proje’ diye millete yutturmaya kalkıyorlar. Mesela en son çıkıp Adana’da Petrokimya Özel Ekonomi Bölgesi kuracağından söz ediyor. Ya biz orayı yıllar öncesinden enerji ihtisas bölgesi ilan ettik, bay bay Kemal. Kurduğumuz boru hatlarıyla Ceyhan’ı dünyanın önde gelen enerji hatlarından biri hâline getirdik. Yumurtalık’ta 12 milyar dolarlık bir petrokimya yatırımıyla ilgili süreç tamamlanmak üzere. Ayrıca her biri milyar dolarla ifade edilen başka yatırımlar da var. Biz, bunlar gibi ülkemizin değerlerini, yabancılara peşkeş çekmenin değil, kendi insanımıza kazanca dönüştürmenin sözünü veriyoruz. Biz, Atatürk Havalimanı’nı TEKNOFEST’le, Millet Bahçesi’yle, teknoloji geliştirme merkezleriyle, ülkemizin gururu hâline getiriyoruz. Onlar burayı karanlık ilişkili şirketlere peşkeş çekeceklermiş. Bunlarda yalan bitmez. ‘Takdirden öte murat olmaz’ derler. Herkes gönlündekini ister. Sonunda takdir neyse o olur. Biz, Rabbimizin takdirine, milletimizin ferasetine ve desteğine güveniyoruz.”
Yeni dönemde mevcut kazanımların üzerine oturup kalmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı için hazırladıkları seçim beyannamesinde yüzlerce, binlerce yeni proje bulunduğunu aktararak, bu projelerden bazılarının anlatıldığı videoyu izletti.
“ÜLKEYİ YOKLUK VE ZULÜM GÜNLERİNE DÖNDÜRMEK İSTEYENLERE MEYDAN VERMEYECEĞİZ”
Ülkeyi, eserle ve hizmetle geleceğe hazırlamanın peşinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi yeniden eski yokluk ve zulüm günlerine döndürmek isteyenlere meydan vermeyeceklerini söyledi.
Teröründen LGBT’sine kadar nice sinsi niyetlerle gençlerin geleceğine göz dikenlere fırsat vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Benim Vanlı Kürt kardeşlerimden LGBT’ci olur mu? Soruyorum olur mu? Çünkü benim Vanlı Kürt kardeşim ailenin kutsiyetine ne yapar, inanır. Bizde aile kutsaldır, ailenin kutsiyetine el dokundurtmayız. Kandil’dekiler, Diyarbakır annelerinin yavrularını kaçırabilirler ama benim Kürt kardeşlerim buna müsaade etmez. Türkiye Yüzyılı’nın ışığını söndürmek isteyenlere eyvallah etmeyeceğiz. Van’dan aldığımız şu güç ve destekle Allah’ın izniyle 14 Mayıs’ı yeni bir demokrasi şölenine, yeni bir kalkınma atılımına döndürmekte kararlı mıyız? Bir sonraki buluşmamızı, inşallah seçim zaferimizin sevincini paylaşmak için yapacağız. Ama bunun için çok çalışmamız lazım. Biliyorsunuz benim her zaman bir sözüm var. Kale içeriden fethedilir. Ne demek bu? Yani kaleyi kadınlar fetheder kadınlar. Buna hazır mıyız, ana kademe buna hazır mıyız? Gençler buna hazır mıyız? Bu meydanda bulunan ve bizleri çeşitli mecralardan dinleyen, takip eden tüm kardeşlerime sesleniyorum. Her birinizden seçim gününe kadar hâlâ tereddütte olan veya sandıkta başka tercihlere meyleden bir akrabanıza, komşunuza, dostunuza ulaşmanızı istiyorum. Türkiye’nin geleceği için bu seçimin ne kadar önemli olduğunu onlara anlatmanızı ve mutlaka gönlünü kazanarak sandıkta desteğini almanızı bekliyorum. Bunu başardığımızda emin olun o sandıklar gerçekten patlayacak. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.”
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile Türkevi’nde görüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini Türkevi’nde kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikili temasları kapsamında Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Anadolu’nun en eski dokuma ürünlerini misafir ettiği devlet başkanları eşlerine tanıttı.
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, Millî Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitülerinde üretilen el emeği tekstil ürünlerinin sergilendiği programda, diğer ülkelerin lider eşlerine ve seçkin yabancı davetlilere hitap etti.
“Türkiye’nin Dokuma Atlası” etkinliğinin, “Anadolu’nun eşsiz kültür hazinelerini, insanlığın evrensel mirasına katmak amacıyla” düzenlendiğini belirten Emine Erdoğan, dünyada ulaşılan en eski dokumanın Anadolu’da bulunduğu ve günümüzden 9 bin yıl öncesine tarihlendiği bilgisini paylaştı.
En eski dokuma örneğinin Çatalhöyük’teki kazılarda bulunduğunu kaydeden Emine Erdoğan, “Bir zamanlar evlerdeki tezgâhlarda dokunan sanat, bugün dünya müzelerinde, Rönesans tablolarında görsel bir şölen sunmaya devam ediyor” dedi.
Anadolu’nun çeşitli yörelerine özel “paha biçilemeyen” Türk kumaşlarının beğeniye sunulduğu sergide el yapımı tekstil ürünlerini misafirlerine tek tek tanıtan Emine Erdoğan, Batılıların brokar dedikleri, kemha dokumanın “en nadide örneklerinin” çok daha erken tarihlerde Bursa ve Amasra’da dokunmaya başlandığını ifade etti.
Emine Erdoğan, Osmanlı döneminde, kaliteli kumaşların renk ve desenlerinin peşine düşen ajanların olduğunu, dünyanın ilk tüketici kanunlarının İstanbul’da çıkarıldığını söyleyerek “Keten, ipek, yün, pamuklu ipliklerden, doğal boyalarla renklendirilerek dokunan kumaşlarımız, yalnız dayanıklılığıyla değil, sağlığı korumasıyla da değer kazanmıştır” dedi.
“Endüstriyel kumaşlar, kullan at toplumuna hitap ettikleri için kalıcı olmak gibi bir kaygıları bulunmuyor” diyen Emine Erdoğan, Türklerin tarihte, “nanoteknolojinin icadından binlerce yıl önce”, hiçbir sentetik içerik kullanmadan, su geçirmeyen kıl çadırlar dokuyabildiğini belirtti.
Emine Erdoğan, “Türkistan’dan Akdeniz’e kadar, farklı iklimlere uyumlu dokumalarımız, muhteşem bir çeşitlilik gösterirken, zaman içinde, maalesef, bu güzelliklerden de mahrum kaldık. Günümüzde kullanılan kimyasal boyalarla birlikte; bitki köklerinden, denizlerden, minerallerden elde edilen renklerin ölümsüzlüğünü de kaybettik” diye konuştu.
Emine Erdoğan, geleneksel malzeme ve üretim yöntemleriyle kadim boyama tekniklerini günümüze uyarlamanın, çevre kirliliğini azaltmak anlamına geleceğini vurguladı.
“TEKSTİL SEKTÖRÜMÜZ DÜNYA PAZARLARINDA ÖNEMLİ BİR AKTÖR DURUMUNDADIR”
Türk tekstil sektörünün başarılarına işaret eden Emine Erdoğan, “Tekstil sektörümüz hâlihazırda dünya pazarlarında önemli bir aktör durumundadır. Türkiye Yüzyılı’nda, küresel pazarlara sunduğumuz geleneksel dokumalarımızın, tekstil sektörümüzü daha da güçlendirmesini hedefliyoruz” dedi.
Emine Erdoğan, Türk tekstil ustalarının, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında, Yaşayan İnsan Hazineleri Envanterine kayıtlı olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, davetlilerin hayranlıkla incelediği Türkiye Dokuma Atlası Projesi için, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Olgunlaşma Enstitülerine, proje paydaşı İstanbul Tekstil Hammaddeleri İhracatçılar Birliğine, destekleri dolayısıyla Ticaret Bakanlığına ve Türk Hava Yolları’na teşekkür etti.
ABD moda dünyasının seçkin isimlerinin katıldığı etkinlikte, Kenya, Sırbistan, Arnavutluk, Hırvatistan, Kuzey Makedonya liderlerinin eşleri de hazır bulundu.
Sergilenen ürünlerden etkilenen lider eşleri, Türk tekstil sektörüne övgülerini dile getirirken Emine Erdoğan’a Türkiye Dokuma Atlası Projesi’ne katkılarından dolayı teşekkürlerini sundu.
Programa ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.