Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.
Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.
İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”
Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.
“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.
Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.
Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”
“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”
Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.
Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.
Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.
“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”
Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.
Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.
Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”
Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.
Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”
“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”
Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Metin Kıratlı’nın yemin törenine katıldı.
Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene gelişinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra törenin düzenlendiği salona geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Kıratlı’nın üyelik yeminini ve kisvesinin giydirilmesi töreni ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Özkaya’nın konuşmasını takip etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Türkiye ve Mısır, Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir. 11 aydır devam eden soykırımın sona ermesi, kalıcı ateşkesin bir an evvel tesisi, insani yardımların engelsiz akışı önceliğimiz olmaya devam ediyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa görüşmeleri, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı ve anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’yi Türkiye’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’nin, şubat ayındaki Kahire ziyaretlerinde büyük bir teveccüh gösterip, kendilerini çok sıcak ağırladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahire ziyaretinin iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olduğunu söyledi.
“MISIR İLE ASIRLARI AŞAN ORTAK GEÇMİŞE VE YAKIN DOSTLUK BAĞLARINA SAHİBİZ”
O günden bugüne diyaloğu ve iş birliğini en üst seviyede tuttuklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bölgemize dair meselelerde daima yakın istişare hâlinde olduk. Her alanda gelişmekte olan iş birliğimizi değerli kardeşimin iadeiziyaretiyle daha da ileriye taşıyoruz. Mısır ile asırları aşan ortak geçmişe ve yakın dostluk bağlarına sahibiz. Önümüzdeki sene diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağız. İnsanlık tarihine yön veren medeniyetlere beşiklik yapmış iki kadim ülkeyiz. Ülkelerimiz arasındaki köklü ve çok boyutlu ilişkileri müşterek çabalarımızla sürekli güçlendiriyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışmalarımızın semerelerini görmekten ayrıca memnuniyet duyuyorum. Sayın Sisi ile Kahire’deki görüşmemizde Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyimizi yeniden yapılandırma kararı almıştık. Bu mekanizmanın ilk toplantısını da bugün gerçekleştirdik. Ortak bildirimizle iş birliğimizi sanayi, ticaret, savunma, sağlık, çevre, enerji dâhil her alanda ilerletme irademizi teyit ettik” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret ve ekonominin iki ülke arasındaki iş birliğinin en güçlü boyutunu oluşturduğuna işaret ederek, “Son 10 yılda Mısır’ın ilk 5 ticaret ortağı arasında yer almaya devam ettik. Ticaret hacmimizi önümüzdeki 5 yıl içinde 15 milyar dolara çıkarma hedefimize doğru kararlı bir şekilde ilerliyoruz” diye konuştu.
Türk iş adamlarının 3 milyar dolara yaklaşan yatırımlarıyla Mısır ekonomisine önemli katkı sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk girişimcileri yatırımlarını daha da artırma noktasında teşvik ettiklerini, Mısırlı yatırımcıları da Türkiye’ye beklediklerini ifade etti.
“TÜRKİYE VE MISIR’IN BÖLGESEL BARIŞ VE İSTİKRARA KATKILARI HAYATİ ÖNEMDEDİR”
Doğal gaz ve nükleer enerji başta olmak üzere Mısır ile enerji alanındaki iş birliğini geliştirmek arzusunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kardeş Mısır halkı Türk kültürü ve Türkçeye yoğun ilgi gösteriyor. Kültürel ve beşeri köprülerimizi daha da kuvvetlendirmek üzere gayretlerimizi sürdürüyoruz. İlişkilerimizdeki olumlu ivmenin turizm alanına da yansıyacağına inanıyorum. Türkiye ve Mısır’ın bölgesel barış ve istikrara katkıları hayati önemdedir. Toplantılarımızda Gazze başta olmak üzere bölgesel meselelerin çözümüne yönelik düzenli istişareler tesis etme hususunda mutabık kaldık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’deki son durumun görüşmelerinin odağında yer aldığını belirterek, “Türkiye ve Mısır, Filistin meselesinde ortak bir duruşa sahiptir. 11 aydır devam eden soykırımın sona ermesi kalıcı ateşkesin bir an evvel tesisi, insani yardımların engelsiz akışı önceliğimiz olmaya devam ediyor” dedi.
“AÇLIK, SUSUZLUK VEYA İLAÇ BULAMADIĞI İÇİN ÖLEN HER MASUMUN SORUMLUSU İSRAİL VE DESTEKÇİLERİDİR”
Bugüne kadar Gazze’ye iletilen toplam yardımın yüzde 32’sinin Türkiye’den gittiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yardımların ulaştırılmasında Türk Kızılayı ve AFAD ile iş birliği içinde hareket eden başta Mısır Kızılayı olmak üzere Mısır makamlarına teşekkür etti.
İsrail’in insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelleyerek işlediği suçlara bir yenisini daha eklediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail yönetimi binlerce ton bomba yağdırarak kıramadığı direniş azmini, Filistin halkını açlığa, susuzluğa mahkûm ederek kırmaya çalışmaktadır. Açlık, susuzluk veya ilaç bulamadığı için ölen her masumun sorumlusu İsrail ve destekçileridir” dedi.
Mısır’ın Katar ve Amerika ile müzakerelere ara buluculuk yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de bu sürece Dışişleri Bakanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı vasıtasıyla destek verdiğini söyledi.
Ancak İsrail tarafının uzlaşmaz ve engelleyici tutumunun hâlen sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak İsrail, müzakere yürüttüğü muhatabını şehit ederek nasıl bir zihniyete sahip olduğunu göstermiştir. Netanyahu’nun Mısır’a yönelik ithamlarını reddettiğimizi burada çok net söylemek isterim. Tüm bunlar karşısında İsrail hükûmeti üzerindeki baskıların artırılması noktasında da elimizden geleni yaptık, yapıyoruz.”
“MAALESEF BAZI ÜLKELER HÂLEN İSRAİL’E KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEK SAĞLAYARAK İŞLENEN SUÇLARA ORTAK OLUYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanında açtığı soykırım davasına Türkiye’nin müdahillik başvurusunu da resmen ilettiklerine vurgu yaparak, “Gazze’de suç işleyen İsrailli yetkililerin uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için de çalışmalarımızı yoğun şekilde sürdürüyoruz. Daha önce de söyledim 41 bin masum insanın katillerinin yeri meclis kürsüleri değil, işledikleri suçların hesabını verdikleri mahkeme salonlarıdır” ifadesini kullandı.
Uluslararası topluma düşen sorumluluğu hatırlatmaya devam ettiklerinin de altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Maalesef bazı ülkeler hâlen İsrail’e kayıtsız şartsız destek sağlayarak işlenen suçlara ortak oluyorlar. Netanyahu hükûmetinin tüm bölgeyi, hatta tüm dünyayı tehlikeye atan katliam politikasını durdurma noktasında caydırıcı adımlar atılmıyor. Vicdanları yaralayan böyle bir tablonun kabul edilmezliğini artık herkes anlamalıdır. İsrail’in bölgemizi daha fazla gerilime sürüklemesinin önüne geçmek ancak ikircikli politikaların terk edilmesiyle mümkün olacaktır. Yanlıştan bir an önce dönülmesi ve tarihin doğru sayfasında yer alınması noktasındaki çağrımızı burada bir kez daha tekrarlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istişarelerinde Gazze’nin yanı sıra başta Doğu Akdeniz, Suriye, Libya, Sudan ve Afrika Boynuzu olmak üzere bölgesel konuları da ele aldıklarını belirterek, “Birçok meselede benzer tutum ve hedeflere sahip olduğumuz Mısır ile istişarelerimizi güçlendirme noktasında kararlıyız. İnşallah bundan sonra daha yakın iş birliği içinde olacağız. Kazan-kazan anlayışıyla çok boyutlu münasebetlerimizi ileriye taşıyacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan anlaşmaların hayırlara vesile olmasını dileyerek, Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’ye ve heyetine ziyaretleri için teşekkür etti, Mısır halkına selamlarını iletti.
MISIR CUMHURBAŞKANI ES-SİSİ: “ZİYARETİM İKİ ÜLKE ARASINDAKİ KÖKLÜ İLİŞKİLERİN ÇOK DAHA GELİŞECEĞİNİN GÖSTERGESİDİR”
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi de konuşmasında, “(Türkiye’ye) Bu ziyaretim iki ülke arasındaki köklü ilişkilerin çok daha gelişeceğinin göstergesidir” ifadesini kullanarak, Türkiye ile Mısır’ı bir araya getiren ortak bir tarih ve birçok ortak paydanın bulunduğunu kaydetti.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, turizm alanında, Türk halkı ve Mısır arasında daha fazla etkileşimin olduğunu belirterek, ticaret alanında da iş birliğinin arttığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler bağlamında beraber koordinasyonun çok önemli olduğunun altını çizdiğini söyleyen Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, “(Türkiye’yle) Özellikle bölgesel konuları beraber ele alarak insani krizlerin önüne geçme konusunda beraber çalışmalıyız diye karar aldık” dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, “Başta Gazze ve Filistin’deki kardeşlerimiz olmak üzere daha yoğun çalışmalıyız” ifadesini kullanarak, şunları kaydetti: “Türkiye ve Mısır olarak bir an önce, acilen ateşkesin sağlanması, Batı Şeria’daki İsrail ihlallerinin son bulması ve Filistin’in 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletini kurma haklarının bir an önce hayata geçirilmesini vurguladık.”
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Ortak basın toplantısının öncesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi’nin huzurunda iki ülke arasında 17 anlaşma imzalandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi huzurunda imzalanan 17 anlaşma: “Yeni İdari Başkent Endüstri Parkının Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı
Yeni Ekim Şehrinde Endüstri Parkının Geliştirilmesi İçin Arazi Tahsis Sözleşmesi
Türkiye Cumhuriyeti Rekabet Kurumu ile Mısır Arap Cumhuriyeti Rekabet Kurumu Arasında Rekabet Politikası Alanında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu ile Mısır Arap Cumhuriyeti Yükseköğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları ve Mısır Ulusal Demiryolları Arasında Demiryolu Sektöründe İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Mutabakat Zaptı
Sivil Havacılık İdareleri Arasında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri Alanında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Bilimsel, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Sağlık ve Nüfus Bakanlığı Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Mikro, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme Ajansı Arasında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Planlama, Ekonomik Kalkınma ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı Arasında İşbirliği ve Kapasite Geliştirmeye İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Arasında Mali ve Ekonomik Konularda İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Enerji Alanında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma ve İstihdam Alanında Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Mısır Arap Cumhuriyeti Çevre Bakanlığı Arasında Çevre Koruma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Mısır Arap Cumhuriyeti Çevre Bakanlığı Arasında Şehircilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Mısır Arap Cumhuriyeti Dışişleri, Göç ve Mısırlı Gurbetçiler Bakanlığı Arasında Mutabakat Muhtırası”
Anlaşmaların imzalanmasının ardından, Türkiye Cumhuriyeti ile Mısır Arap Cumhuriyeti Arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi 1. Toplantısı Ortak Bildirisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve es-Sisi tarafından imza altına alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.
Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, tören kıtasını selamladı.
Türkiye ve Mısır bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı es-Sisi, daha sonra baş başa görüşmelerini gerçekleştirmek ve Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı’na başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan, tarihte birçok medeniyete beşiklik yapmış eşsiz bir şehir… Tüm ziyaretçileri kendisine aşık eden biyografisi ile, bir kere gelindi mi tarihi eserlerini, coğrafyasını, kültürünü ve eşsiz doğal güzelliklerini insana hiçbir karşılık beklemeden sunan, ülkemizin ekonomi, sanayi, turizm ve medeniyetler şehri İstanbul…
Esin Şengil, 1976 yılında Üzerine şarkılar, şiirler, nice hikâyeler yazıldığı İstanbul’da doğdu. Eğitim yıllarının büyük bir bölümünü bu şehir de tamamlayarak, kariyerinin ilerleyen dönemlerinde; iş yaşamında katılımlar ve geçişler nedeni ile Ankara’ya yerleşti. Kendi ifadesinde belirttiği gibi ; Ankara, Türkiye’nin siyasi ve idari başkenti olmasının yanı sıra eğitim, sağlık ve savunma sanayi gibi birçok alanda önemli bir merkezi konumunda ,Bu şehre yatırım yapacaklar için konut projeleri, hala en güvenilir yatırım araçlarından biri. Özellikle şehir merkezine yakın, ancak gelişmeye açık bölgelerdeki projeler cazip fırsatlar sunuyor. Burada şunu ifade etmeden geçemiyoruz ki, eğitim dünyasından iş hayatına uzanan yolculuğunda birçok farklı alanlarda da başarıyla görev aldı.
Özel hayatında, evli ve iki çocuk annesi olan Esin Şengil, ailesiyle birlikte doğayla iç içe olmayı seven bir yaşam tarzını benimsemiştir. Karavanla kamp yapma ve motosikletle seyahat etme tutkusu, ona doğanın ve yolculuğun verdiği özgürlüğü sunuyor. Bu aktiviteler, hem kendisi hem de eşi için hayatın monotonluğundan uzaklaşmak ve yenilenmek adına önemli birer kaçış noktası.
Eğitim sektöründe uzun yıllar aktif olarak yer alan Şengil’in ; mental aritmetik, satranç ve akıl oyunları eğitmenliği yaparak birçok öğrenci yetiştirdi. Satranç tutkusunu daha ileriye taşıyan Esin Şengil, bu alanda sertifikalı bir eğitmen olmasının yanı sıra, satranç hakemi belgesine de sahip. Eğitim dünyasındaki bu başarıları, onu disiplinli ve analitik düşünme becerileriyle ön plana çıkardı.
2016 yılında bir hobi olarak başladığı alevde cam şekillendirme sanatı, zamanla büyük bir tutkuya dönüştü. Sanatsal yaratıcılığını profesyonel bir iş alanına taşıyarak, bu alanda çeşitli eserler üretti. Cam sanatı, Esin Hanım’ın hayatında yaratıcılığın, sabrın ve estetiğin bir araya geldiği önemli bir uğraş haline geldi. Ancak Esin Şengil, sadece sanatsal alanda değil, iş dünyasında da kendini kanıtladı. Son üç yıldır gayrimenkul danışmanlığı yapıyor ve bu alanda kendini sürekli geliştiriyor. Global Luxury ve ticari gayrimenkul konularında aldığı eğitimlerle uzmanlık kazanarak, gayrimenkul sektöründe fark yaratıyor. Gelişen gayrimenkul pazarını yakından takip ederek, müşterilerine en iyi hizmeti sunmak adına çaba sarf ediyor.
Esin ŞENGİL , güçlü ve sağlam duruşunun yanında sahip olduğu özgüven, edindiği saygın konumu perçinleyerek, yakalamış olduğu başarıyı şahsıyla bütünleştiriyor. Çünkü o başarıyı, başarı da onu seviyor.
Esin Şengil, gayrimenkul sektöründe sadece bilgi ve deneyimiyle değil, aynı zamanda geniş bir network ağıyla da dikkat çekiyor. Bu amaçla, sektördeki bilgi birikimini artırmak ve bağlantılarını genişletmek için Tügem (Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği) ve Kamu-Der (Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği) gibi önemli sivil toplum kuruluşlarında yönetim kademelerinde görev alarak sektördeki konumunu güçlendirdi.
Emlak sektöründe , sürekli büyüyen, dinamik ve insan odaklı bir sektör olması sebebi ile İnsanların hayatlarına dokunmak, onlara yaşam alanları veya kazanç sağlayacak yatırımlar sunmak adına bu benim adına motivasyon kaynağı oldu. Başarıyı sadece finansal kazanç olarak değil, insanların yaşamlarına değer katmak ve onların mutluluğunu sağlamak olarak gören bir stratejisi var. 17 yıllık eğitmenlik hayatında kendisine en yakın meslek dalı olarak gayrimenkul danışmanlığını oldu. Coldwell Banker çatısı altında Coldwell Banker Neos ailesinin üyesi ve Yenice Team takım oyuncusu olarak mesleğe başladı ve halen sektör bileşenlerinden birisi Network özellikle emlak sektörü için oldukça önemli. Peki network için emlak sektörünün olmazsa olmazı diyebilir miyiz sorusuna verdiği cevapla adeta Sektör Bileşenlerine özel bir mesaj veriyor
Gayrimenkul Sektöründe “ Network” adeta bu sektörün bel kemiği konumunda . Emlak sektörü, büyük ölçüde insanlar arası ilişkiler üzerine kurulu bir iş. Doğru insanlarla bağlantı kurmak, yeni iş fırsatlarına ve müşteri portföyünün genişlemesine olanak tanır. Ayrıca, emlak sektöründe başarılı olmanın yollarından biri de tavsiyelerle gelen müşteri akışıdır. Bu nedenle güçlü bir network kurmak, sektörde uzun vadede sürdürülebilir bir başarı sağlamanın anahtarıdır. Yenice Team takımında sistem olarak yani (networking) konusunda iyi bir danışmanın sürekli temas halinde olması gerekiyor. Temas ettiği kişileri ve ortaya çıkan işleri takip etmesi gerekiyor. Kişilere temas eden ve süreci dikkatlice takip eden bir danışmanın, doğru rakamlı pazarlama yetki talebi alması ve akabinde de ürünlerine kısa sürede yazılı teklif alarak portföyü işleme çevirmesi kaçılmazdır.
Esin Şengil, hem iş hem de özel hayatında sürekli gelişimi ve dengeyi hedefleyen, aynı zamanda doğayla iç içe, sanat ve ticareti başarıyla birleştiren çok yönlü bir birey olarak yaşamını sürdürüyor. Hangi Sektörde olursanız olun başarılı olmak için sürekli olarak kendinizi güncellemenin öneminin yanı sıra ; Eğitimler almak, piyasayı yakından takip etmek ve trendleri anlamak çok önemli diyerek ekliyor . Ayrıca, sabırlı ve azimli olmanız gerekiyor; bu sektörde başarı bir gecede gelmez, zaman ve emek ister. Müşteri ilişkilerinde ise dürüst ve şeffaf olmak, güven inşa etmek en önemli unsurlardan biri. Yeni başlayanlara önerim, iyi bir mentor bulmaları ve tecrübeli kişilerden öğrenecekleri çok şey olduğunu unutmamalarıdır.
İş yaşamımda İdol olarak kabul ettiğim Ülkemizin Saygın İş İnsanı Merhum Vehbi KOÇ’ un şu sözlerini her daim kendime indirgeyerek rehber edindim diyor ve ekliyor. “Daima doğru olanı yapmaya gayret gösterdim. Aileme, memleketime ve yaşadığım çağa hizmet ettiğim inancıyla büyük bir huzur duyuyorum.
Hayatta başarılı olmanın sırları arasında belki de en önemlisinin, başkalarının tecrübelerinden yararlanmak, verilen öğütleri can kulağı ile dinlemek, ilgili yayınları dikkatle okumak ve kazanılan bilgileri değerlendirmek olduğuna inanıyorum.”
Ülkemizde Esin Şengil’in Gayrimenkul Sektöründeki Danışmanlık Hizmetleri alanlarında ki “Başarı Onu O başarmayı Seviyor” sloganı altındaki varlığı ve Başarıları ile son 3 yıldır Mastertürk çatışı altında Coldwell Banker NEOS Gayrimenkul ofisin de toplumsal, etnik ve kaynağı insan olan gelişmeler yanında…. mental aritmetik, satranç ve akıl oyunları eğitmenliği, Sanatsal yaratıcılığı yanı sıra, ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu sosyal sorumluluk projeleri, konferanslar, paneller ve yayınlar gibi etkinlikler ile sektöründe istihdamın, kaynakların, iş gücü kaynaklarının da önünü açıyor.
Ülkesine olan sevdası, girişimci ruhu, Sektöründeki yaratıcılık özelliği ve bilge kişiliği ile toplumun sevgisini ve takdirini almış vasıfları üzerinde bulundurması ve ayrıca, ülkesine kazandırdığı değerlerden dolayı,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Atatürk’ün mozolesine ay yıldız motifli çelenk bırakmasının ardından, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve törende hazır bulunan devlet erkânı, daha sonra Misak-ı Millî Kulesi’ne geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel deftere şunları yazdı:
“Aziz Atatürk, bugün ezeli ve ebedi vatanımız olan Anadolu’daki varlığımızı perçinleyen, millet olarak bağımsızlığımızı sağlayan Büyük Zaferin 102. yıl dönümünü heyecanla ve iftiharla kutluyoruz.
Her türlü imkânsızlığa rağmen, kazandığımız bu zaferle şanlı tarihimizin zaferler silsilesine yeni bir halka daha eklemenin yanı sıra, Cumhuriyetin ilanına giden yolu da ardına kadar açtık. Büyük bir inancın, sarsılmaz bir imanın ve zorlu mücadelelerin esiri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma hedefimize adım adım yürüyoruz. Milletimizin Kızılelma’sına dönüşen Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar azim ve kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Bu gurur günümüzde zatıalinizi, silah arkadaşlarınızı ve gül bahçesine girercesine toprağa düşen aziz şehitlerimizi tekrar rahmetle yâd ediyoruz. Ruhun şad olsun”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Sorg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Letonya Büyükelçisi Bahtijor Hasanss’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Hasanss, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gana Büyükelçisi Nicholas Peter Andoh’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Andoh, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danimarka Büyükelçisi Ole Toft’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Toft, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.