Diplomat -Dünya

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece seçimleri kazanarak değil, gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “İktidardaki 22 yılımızda şanla, şerefle, dünya siyaset literatürüne geçen muazzam bir başarıya imzayı attık. Bu eşsiz başarıya öyle çilingir sofralarında kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralardan kuleler yaparak ulaşmadık. Millete hizmet yolculuğuna başlarken, ‘artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dedik ve bunda da muvaffak olduk” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresi’ne katıldı. Ankara Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongre öncesinde, salon önünde kendisini karşılayan vatandaşlara bir selamlama konuşması yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra kongrenin yapıldığı salona geçti.

Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine kongrenin partilerine, ülkeye ve millete hayırlı olmasını dileyerek başladı.

Kuruluşundan bugüne AK Parti teşkilatının her kademesinde mesai harcayan, partiye maddi manevi katkı veren, alın teri döken herkese şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Mehmet Akif İnan’ın ‘Kim demiş her şeyin sonudur ölüm, destanlar yayılır mezarlarımızdan’ ifadesinin şahıslarında vücut bulduğu tüm dava arkadaşlarımıza Allah’tan rahmetler diliyorum. Rabbim ruhlarını şad, mekânlarını inşallah cennet eylesin” ifadesini kullandı.

“BİZİM GÖLGESİNDE GÜVEN BULACAĞIMIZ TEK BAYRAK, AY YILDIZLI AL BAYRAĞIMIZDIR”

Konuşmasında Dede Korkut’tan alıntılar yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bizim ram olacağımız tek merci Türk milletidir. Bizim içinde yaşamaktan şeref duyacağımız tek devlet Türkiye’mizdir. Bizim okuyacağımız tek marş İstiklal Marşı’dır. Bizim gölgesinde güven bulacağımız tek bayrak, rengini şehitlerimizin mübarek kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızdır. Bizim hayattayken üstünde, öldükten sonra altında huzurla yatacağımız tek yer, şehit kanlarıyla yoğrulmuş kutsal vatan topraklarımızdır. Bizim uğruna varlığımızı feda etmekte bir an bile tereddüt etmeyeceğimiz tek değerimiz itikadımızdır, imanımızdır, inancımızdır. Bizim dünyanın her bir köşesine taşımak için koşturacağımız tek ülkümüz adalettir, hakkaniyettir, insanlıktır. Gerisi günlük hayatın gaileleri içinde hepimizin yaşadığı, yaşayacağı teferruattır.”

“Dün rahattık, bugün sıkıntı çekeriz, yarın yeniden rahata kavuşuruz. İman, irade ve azim varsa, Allah’ın izniyle, imkân da hep vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önemli olan istikameti kaybetmemektir, yüreği karartmamaktır, halisane niyetleri bozmamaktır. Tabii bu duaya ‘Âmin’ demek yerine, sırf kendi ihtirasları için Türkiye düşmanlarının senaryolarında figüranlık yapmayı tercih edenler de var. Siz onları çok iyi biliyorsunuz. Hırsın, gafletin, kibrin esiri olan o kifayetsiz muhterisleri ise aziz milletimin basiretine ve ferasetine havale ediyoruz. Biz, ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ sözünün kılavuzluğunda gönül verdiğimiz bu güzel sevda yolunda kararlılıkla yürümeyi sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılı’nın bu ilk kongresini de işte bu uzun yolculuğun yeni bir nefeslenmesi, tazelenmesi, yeni bir kilometre taşı olarak görüyor, kongremizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.”

“AK PARTİ KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEMEYİ BAŞARAN BİR SİYASİ TEŞEKKÜLDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti kurulduğu günden bu yana 24 yıldır, kendini sürekli yenilemeyi, değiştirmeyi, geliştirmeyi, yükseltmeyi başaran bir siyasi teşekküldür” dedi.

Bu kapsamda 8. Olağan Kongre sürecinde il başkanlarının dörtte üçünün, ilçe başkanlarının üçte ikiye yakınının değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Partimizin tüm kademelerinde hem bayrağı devreden hem de bayrağı devralan arkadaşlarımızdan, her zamankinden daha çok, daha azimli, daha gayretli, daha verimli çalışmalar bekliyoruz. Hiç şüphesiz en büyük görev, sorumlusu oldukları birimin yöneticisi sıfatıyla ana kademe kadrolarımıza düşüyor. Partimizin ülkemizde tüm hanelere girebilmesini sağlayan lokomotif teşkilatımız olan Kadın Kollarımızdan daha fazla gayret göstermelerini istiyorum. Türkiye’yi önce 2053, sonra 2071 vizyonlarıyla buluşturacak olan geleceğimizin teminatı sevgili gençlerimizden talebim; gençliğin tüm dinamizmini partimize taşımalarıdır. Gençler bu öyle bir sevdadır ki, burada isimler fanidir, baki olan tek şey davadır. Partimizin politikaları dinamik, kadroları değişken ama ilkeleri sabittir. İşte bu anlayışla AK Parti bayrağını ilk açtığımız günden beri, köklerimize ve kurucu değerlerimize bağlı bir şekilde yükseltmeye devam ediyoruz.”

“BU TARİHÎ BAŞARIYI AZİZ MİLLETİMİZİN UMUTLARINI, HAYALLERİNİ SİYASETE TAŞIYARAK YAKALADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada başka hiçbir topluma nasip olmayan sağlam bir temele sahip olduklarını unutmadan, yönleri hep geleceğe, başları hep yukarıya dönük şekilde yollarında kararlılıkla yürümeye devam edeceklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bakınız burada şu hakikati çok net ifade etmek isterim, biz, Anadolu’ya bin yıl önce yeni değil, yeniden geldik. Gerektiğinde alın terimizle, gerektiğinde al kanımızla, enbiya yurdu olan bu toprakları kendimize vatan eyledik. Alparslan’dan Fatih’e, Yavuz’dan Gazi’ye, Menderes’ten Özal’a kadar bu davanın yol başçılarının hepsi de işte bu şuurla millete hizmet etmiştir. ‘Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır’ diyen şair, işte bu onlarca asra sari hakikate gönderme yapıyor. Eskiler, ‘Köküne küs ağaç yeşermez’ derler. Biz de milletçe köklerimize öyle sarılacağız ki dallarımız şıvgaya dursun, kollarımız göğe doğru uzansın. Kökünden kopan toplumların, rüzgârda savrulan kuru yapraklar gibi nasıl kaybolup gittiğini asla aklımızdan çıkarmayacağız. Önümüzdeki Ağustos’ta 24 yaşını bitirip gürbüz bir delikanlı olarak mücadelesine devam edecek AK Parti’nin gerisindeki gücü, sırrı, hikmeti merak edenlerin bakacağı yer, işte bu köklerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üye sayısıyla, dünyanın en büyük partileri sıralamasında ilk 5’te yer alan bir siyasi kuruluşuz. Bundan 4 ay önce, iktidardaki 22 yılımızı şanla, şerefle, dünya siyaset literatürüne geçen muazzam bir başarıyla tamamladık. Bu eşsiz başarıya, öyle çilingir sofralarında kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralardan kuleler yaparak ulaşmadık. Bu tarihî başarıyı aziz milletimizin umutlarını, beklentilerini, hayallerini siyasete taşıyarak yakaladık” diye ekledi.

“BÖLGESİNDE VE DÜNYADA LİDER BİR TÜRKİYE İNŞA ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete hizmet yolculuğuna başlarken, “Artık Türkiye’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dediklerini ve bunda da muvaffak olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti: “Önce davamızın gücünü ülkemizin gücü hâline getirdik, sonra ülkemizin gücüyle bölgesinde ve dünyada lider bir Türkiye inşa ettik. Yola çıkarken kimse bize gül bahçesi vadetmemişti. Biz o gül bahçesini kendi ellerimizle adım adım kendimiz kurduk. Kapı kapı dolaşarak, köy köy gezerek, gecemizi gündüzümüze katarak, nice tuzağı bozarak, nice engeli, nice bariyeri aşarak, gönül bahçelerine diktiğimiz gülleri tek tek suladık, besledik, büyüttük. Gençlerimizin özellikle şuraya dikkat etmesini istiyorum. Gençler, bakın, biz sadece seçimleri kazanarak değil, asıl gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız. Hanelerden önce gönüllere girdiğimiz, tek tek gönülleri fethettiğimiz için 22 yıldır Türkiye’nin kaptan köşkündeyiz. Bir gönül kazandıysak, bir gönül yaptıysak, bu milletin gönül sarayında kendimize bir yer bulabildiysek bu bize şeref olarak yeter diyoruz. Bu gerçeği hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız.”

“MİLLETİN PARTİSİ OLARAK DOĞDUK, BÜYÜDÜK VE BUGÜNLERE GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında sözüne, ahdine ve kavline sadık bir kadro olarak nereden geldiklerini, kendilerine dua eden ak yüzlü, ak saçlı, ak sakallı büyükleri hiçbir zaman unutmayacaklarını ifade etti.

Milletin çizdiği rotadan çıkmayacaklarını, milletle aynı istikamette omuz omuza yürümeye devam edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz gökten zembille inmedik. Pazarlık masalarında kurulmadık. Siyaset ve toplum mühendisliğinin ürünü olarak sahneye çıkmadık. Milletin partisi olarak doğduk, büyüdük ve bugünlere kadar öyle geldik” diye konuştu.

Samimiyetten, dürüstlükten en küçük bir taviz vermeden, milletin heyecanını, coşkusunu, umutlarını çoğaltmak için siyaset yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi başarısızlıklarının faturasını seçmene kesen kibirli siyaseti, hiçbir zaman kapılarına yaklaştırmadıklarını, eksiklerini, kusurlarını, hatalarını örtmek yerine, bunları giderecek, daha iyisiyle telafi edecek güçlü bir iradeyle milletin karşısına çıktıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de iç muhasebelerini cesaretle ve öz güvenle yaptıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Şurayı da önemle vurgulamak istiyorum. AK Parti’ye düşmanlık edenler başka örneklere bakıp, hep bu hareketin dağılmasını, yıkılmasını, sendelemesini, tökezlemesini beklediler. Zorluklar karşısında yılmamızı, tehditler karşısında sinmemizi beklediler. Milletin namusumuza emanet ettiği iradesine ihanet etmemizi beklediler. Vesayetçilere boyun eğmemizi, para babalarına teslim olmamızı, zulüm karşısında sessiz kalmamızı beklediler. Bütün umutlarını AK Parti’nin zayıflamasına, AK kadroların yorulmasına bağlayanlar, dikkatinizi çekiyorum, 14 Ağustos 2001’den beri bekliyorlar. Daha çok bekleyecekler. Onları bekletmeye devam edeceğiz. Şeytanla nöbetleşe sürdürdükleri bu bekleyiş, inşallah ilanihaye aradığını bulamayacaktır.”

“ATTIĞIMIZ KARARLI ADIMLARLA TÜRKİYE’YE POLİTİK VE EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞINI KAZANDIRDIK”

Türkiye dönüşerek gelişip, gelişerek büyürken zaman zaman durup, ibret nazarıyla eski Türkiye’yi düşünmek ve hatırlamak gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkede sivil siyasetin yıllarca vesayetin gölgesi altında olduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin tepesinde on yıllar boyunca kara bulutların dolaştığını hatırlatarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesinin özellikle belli dönemlerde gasbedildiğini, yok sayıldığını “milletin egemenliği” ilkesinin sadece lafta kaldığını anlattı.

Seçimle gelen hükûmetlerin kimi zaman darbeyle, kimi zaman baskıyla, kimi zaman gazete manşetleriyle görevden uzaklaştırıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a hep bunun yaşandığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin seçilmiş başbakanının, bakanlarının idam edildiği günlerin görüldüğünü, fidan gibi delikanlıların son nefeslerini idam sehpalarında verdiğini, sağ-sol, Alevi-Sünni denilerek sokakların kan gölüne çevrildiği kapkara günlerin görüldüğünü belirtti.

Siyasi istikrarsızlığın beslediği ekonomik krizlerle milletin fakirleştirildiğini, ülkenin zayıflatıldığını, böylece Türkiye’nin küresel rekabetin dışında tutulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her 10 yılda bir işletilen darbe mekaniğiyle millî irade çalınırken Türkiye’nin aynı zamanda altın değerinde yıllarını kaybettiğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi yıllarca üçüncü sınıf demokrasiye, üçüncü sınıf ekonomiye mahkûm ve mecbur ettiler. ‘Yeter, söz de, karar da milletindir’ diyerek, Türkiye’ye ağır bedeller ödeten işte bu sömürü düzenine son verdik. Attığımız kararlı adımlarla, reform çalışmalarımızla, iç ve dış vesayet odaklarına karşı canımız pahasına verdiğimiz mücadeleyle Türkiye’ye politik ve ekonomik bağımsızlığını kazandırdık” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI İNŞA EDERKEN MUHALEFETİ DÖNÜŞTÜRME GÖREVİMİZİ DE YERİNE GETİRMEKTEN KAÇINMAYACAĞIZ”

Türk demokrasisinin çevresindeki kirli ve yoğun kuşatmanın çok partili hayata geçildiği günden beri tam manasıyla kırılmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun da en büyük sebebinin iktidara gelebilmek için her yolu mubah, her yöntemi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde muhalefet, maalesef, sürekli demokrasi krizi çıkartarak, sandıkta alamadığı yetkiyi iç ve dış güçlerden devşirme hevesinden hiç vazgeçmemiştir. Öyle ki bu tavır, demokrasiyle taban tabana zıt şekilde muhalefetin asli ve tam zamanlı mesaisine dönüşmüştür. Muhalefetin seçim kazanmak için terör örgütleriyle, antidemokratik güç merkezleriyle iş birliği yapacak kadar gözünü karartması, ülkemizi ‘toksik demokrasi’ sorunuyla karşı karşıya getirmiştir. Bu sorunla özellikle son iki seçimde ciddi biçimde muhatap olduk” dedi.

Sözde ittifak ve uzlaşı süreçlerinin şeffaf olarak değil, kapalı kapılar ardında kurulan pazarlık masalarında yürütüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin stratejik kurumları, bakanlıkları, belediye başkanlıkları, belediye meclis üyeliklerinin pazar tezgâhındaki bir ürün gibi alınıp satıldığını kaydetti.

Demokrasinin sağladığı imkânların, kariyerist menfaatperestler tarafından demokrasiyi zehirlemek, milletin iradesine pusu kurmak için kullanıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha iki sene öncesinde ülkeyi beraber yönetmeye talip olanların daha sonra gırtlak gırtlağa kavgaya tutuştuğunun hep beraber takip edildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi etiğiyle bağdaşmayan bu düzenbazlıkların siyaset kurumunda yol açtığı güven bunalımının menfi etkilerinin hâlen hissedildiğini belirtti.

Gelinen noktada şunun çok net biçimde görüldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasiyi, üzerine terör ve hırsızlık gölgesi düşürerek zehirleyen, iftirayı ve çarpıtmayı siyasal iletişimin merkezine yerleştiren, hakikatle ilişkisi her geçen gün daha da kopan bir muhalefet sorunumuz vardır. AK Parti’nin olduğu yerde çözümsüzlüğe de umutsuzluğa da millî iradenin üstünlüğüne halel getirecek herhangi bir girişime de yer yoktur. Ülkemizin ve milletimizin her meselesinin çözüm adresi gibi, bu toksik demokrasinin panzehiri de AK Parti ve Cumhur İttifakı’dır. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, hem vesayetin hem siyasi istikrarsızlığın, hem de toksik demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da, hep olduğu gibi siyasetin er meydanında yapacağız.”

“YENİ BİR DÜNYA KURULURKEN TERÖR BELASI BAŞTA OLMAK ÜZERE, TÜRKİYE’NİN SAFRALARINDAN KURTULMASI GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “Terörsüz Türkiye” ideallerinin, her kesimden vatandaşın yürekten desteklediği geniş tabanlı bir millî mutabakatın ifadesi olduğunu söyledi.

Hiçbir demokratik ülkenin, terörün silahına da siyasi örgütlenmesine de sivil toplum görünümlü uzantılarına da tolerans göstermeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Terörle siyaset, terörle demokrasi aynı anda bir arada bulunamaz. Bunun için ‘Ya terör ya demokrasi’ diyoruz, ‘Ya silah ya sivil siyaset’ diyoruz. Şunun bir defa altını kalın çizgilerle tekrar çizmek mecburiyetindeyim; Türk’e de Kürt’e de Sünni’ye de Alevi’ye de hiçbir faydası olmayan dış kaynaklı fitne ürünü bir literatür yığınıyla boğuşmaya vaktimiz yok. Yeni bir dünya kurulurken terör belası başta olmak üzere, Türkiye’nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün, şiddetin, silahın karanlık gölgesinin ülkemizin ve bölgemizin üzerinden tamamen çekileceği günler inşallah çok yakındır. Türkler, Kürtler, Araplar olarak hep beraber kenetlenecek, tam 40 yıldır evlatlarımızın kanı üzerinde yükselen terör duvarını yıkıp atacağız. Terör sorunu ortadan kalktıktan sonra demokrasiden kalkınmaya, kardeşlikten bölgesel entegrasyona yeni bir dönemin kapıları Allah’ın izniyle açılacaktır.”

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, kronik meselelerini ve farklı toplum kesimlerinin taleplerini daha sağlıklı, daha steril bir zeminde tartışma imkânı bulacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu tespitin yapılması da çok ama çok önemlidir; Türkiye’nin ekonomide, dış politikada ve siyasette itici gücü, unutmayın, demokrasidir. ‘İç cephe’ olarak tarif ettiğimiz kardeşlik hattımızı tahkim edecek olan da yine 85 milyonun tamamını saran kuşatıcı bir demokrasidir. Bunun için önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, en iyisini ümit edip en kötüsüne hazır olarak, ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizi gerçekleştireceğiz. Hiç şüphesiz bundan en çok terör örgütünün ideolojik bahçesinde otlanıp, devletimize ve milletimize düşmanlık edenler rahatsız olacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar bunun önüne geçemeyecekler. Türkiye’yi, girdiği aydınlık yoldan geri çeviremeyecekler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bölücü terörün arkasında siper aldığı yaldızlı kavramları değil, FETÖ’yü ve 15 Temmuz gerçeğini anlayamayanlara da hatırlatmada bulunarak, şunları kaydetti: “Pensilvanya’daki hain başının ölümü sonrasında bu örgüt, yurt dışında da çöküş ve dağılma dönemine girmiştir. FETÖ tehdidi bertaraf edilene kadar bu hain yapıyla mücadelemiz içeride ve dışarıda kararlılıkla sürecektir. FETÖ’yü ve 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünü, AK Parti’yi yıpratma aracı hâline dönüştürmek isteyenler de tarih önünde hesap vereceklerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu vesileyle, 15 Temmuz gecesi milletimizin sokaklardaki şanlı direnişiyle kurduğu Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisine ve onun kıymetli Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye hassaten teşekkür ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi ve Sayın Bahçeli, Cumhur İttifakı çatısı altında, ülkemizin kronik tüm sorunlarının çözümünde ön açıcı, kolaylaştırıcı, destekleyici, yapıcı tavırlarıyla Türk siyasi tarihine isimlerini şimdiden yazdırmışlardır. Cumhur İttifakı sapasağlam olduğu sürece, Türkiye güvendedir, ülkemizin bekası, milletimizin kardeşliği güvence altındadır. Şehit kanlarıyla hamuru yoğrulan bu ittifak, inşallah uzun yıllar ülkemize ve milletimize çok daha büyük hizmetler kazandıracaktır.”

“DEMOKRASİYE, HUKUKA DÖNÜK HER TÜRLÜ SALDIRIYA GÖĞSÜMÜZÜ DAİMA SİPER ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de, öteden beri, zahirdeki muhalefet partilerinin yanı sıra bir de görünmeyen muhalefet odakları bulunduğunu belirterek, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bunların, kimi zaman bildiriler yayınlayarak veya yayınlatarak, kimi zaman darbecileri teşvik ve tahrik ederek, kimi zaman siyasetçileri tehditle veya vaatle yoldan çıkartarak, kimi zaman uluslararası güç merkezlerini harekete geçirerek, hatta kimi zaman eli kanlı, taşeron terör örgütleriyle iş tutarak, hep kendi ajandalarını devlete, topluma ve siyaset kurumuna dayatma peşinde koşmuşlardır. Rabbim, milletimizi bu zihniyetin insafına bırakmasın, diyoruz. Biz geçmişte devletin içindeki kirli oluşumlarla nasıl tavizsiz bir mücadele yürüttüysek, parti kimliği taşımayan, siyasi meşruiyete sahip olmayan bu kirli muhalefete de aynı şekilde eyvallah etmedik.”

Milletin kendilerine yüklediği emaneti bugüne kadar yere düşürmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Millete, milletin emanetine, milletin egemenliğine dönük, demokrasiye, hukuka dönük her türlü saldırıya göğsümüzü daima siper ettik. Hangi kökene, meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun devletin nazarında eşitlendiği, eşit görüldüğü, haklarının ve yükümlülüklerinin eşit olduğu bir sistemi ülkemizde inşa ettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki Türkiye’yi ‘ötekisiz’ hâle getiren tek parti AK Parti’dir. Kendini öteki olarak gören veya hisseden kim varsa hepsini ülkenin asli unsuru hâline getirdik. Muhafazakârından Alevi’sine, Kürt’ünden Roman’ına, dünün Türkiye’sinde ne kadar ötelenen ve ötekileştirilen kesim varsa bugün hepsi de büyük ve güçlü Türkiye’nin ayrılmaz bir parçasıdır. Alevi vatandaşlarımızın taleplerinin çok önemli bölümünü karşıladık. Diller, lehçeler, klavyeler, tabelalar üzerindeki yasakları ortadan kaldırdık. Üniversite kapılarında gözyaşı döken kızlarımızın dramına biz son verdik. Kadınların devlet kurumlarında başörtüleriyle özgürce çalışabilmesine imkân sağladık.”

“KONUŞULMASI MÜMKÜN OLMAYAN NİCE REFORMU HAYATA GEÇİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet’in emaneti olan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ni 84 yıllık hasretin ardından açarak, Ezan-ı Muhammediyelerle, tekbirlerle, dualarla buluşturduklarını belirterek, “Hiç kimsenin diline, dinine, mezhebine, etnik kökenine bakmadık. Siyasetin demokratik alanını genişlettik, daha evvel konuşulması mümkün olmayan nice reformu 22 yıl boyunca sabırla hayata geçirdik” dedi.

Aynı bakış açısıyla iş dünyasında da önemli adımlar attıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için katma değer üreten esnafın, sanayicinin yanında olduklarını, sermayeyi Anadolu’ya yayarak, daha önce bir avuç İstanbul seçkininin inhisarında olan yatırımı, üretimi, istihdamı genişlettiklerini ve büyüttüklerini dile getirdi.

“KAYIT DIŞI SİYASET YAPMA DÖNEMİ ARTIK KAPANMIŞTIR”

Son tartışmaların, bazı hastalıkların devam ettiğini gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmtiyazlarını kaybetmek istemeyenler, eski vesayetçi söylemlerle siyasete ve hükûmete ayar vermeye çalışıyor. Batılı güçlerle kurdukları asimetrik ilişkilere güvenenler, Türkiye’nin değiştiğini, eski Türkiye’nin artık olmadığını kabullenemiyorlar. AK Parti döneminde sermayelerine sermaye katan iş dünyasının içindeki bir grup, kirli muhalefet anlayışını yeniden devreye alma çabasındadır. Geçmişte manşetler ve ellerindeki finans-kapital üzerinden siyasetçileri tehdit eden bu ekibin tek derdi, kayıplarını devlet hazinesinden yeniden tazmin etmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gruplara, ülkeyi büyüterek, geliştirerek zincirlerinden kurtulma, küresel düzeyde eşit şartlarda rekabet etme şansı verdiklerini kaydederek, şunları söyledi: “Ama demek ki zihinler temizlenmeden, sadece zincirlerden kurtulmak insanları ve kurumları özgür kılmaya yetmiyor. Kaos baronlarına diyoruz ki, bu devlet ve millet, sizin rüyalarınızı kâbusa dönüştürme iradesine, gücüne, kudretine sahiptir. İşinizi düzgün yaptığınız sürece, ülkemize değer kattığınız, milletimize istihdam sağladığınız müddetçe hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz, biz de size buna göre muamele ederiz.”

“Siyaset yapmak istiyorsanız, işte er meydanı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 170’in üzerinde siyasi parti olduğunu, bunlara bir tane daha eklenirse demokrasinin daha da zenginleşeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ama ‘kayıt dışı siyaset’ yapma dönemi artık kapanmıştır. Yeni Türkiye’de kayıt dışı ekonomiye de kayıt dışı siyasete de yer yoktur. Bu sözlerim sadece siyaset heveslisi sermaye temsilcilerine değil, aynı zamanda ‘komprador burjuvazinin’ gönüllü taşeronluğuna soyunan muhalefet partilerinedir. Unutmayın, Türkiye değişmiştir. Siz de eskiyi hortlatmaya çalışmak yerine, bu yeni Türkiye’ye alışmak, politikalarınızı buna göre belirlemek zorundasınız.”

“MİLLETİMİZE OLAN MİNNET BORCUMUZU DAHA FAZLA ÇALIŞARAK ÖDEMENİN GAYRETİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilhamlarını ve cesaretlerini ülkeye son 22 yılda kazandırdıkları devasa yatırımlardan aldıklarını belirterek, “Biz, muhalefet gibi lafla peynir gemisi yürütmenin çabasında değiliz. Milletimize olan minnet borcumuzu daha fazla çalışarak, daha fazla icraat yaparak, daha çok hizmet ederek ödemenin gayretindeyiz” ifadelerini kullandı.

Son 22 yılda kendilerinden önce yapılanları her alanda 3’e, 5’e, 10’a katladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısını 343 binden 622 bine, üniversite sayısını 76’dan 208’e, yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 182 binden 995 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 469’a, spor tesisi sayısını bin 575’ten 4 bin 469’a çıkardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hastane yatak sayımızı 164 binden 183 bini nitelikli olmak üzere, toplam 271 bine yükselttik. Toplamda 37 bin 332 yataklı 25 şehir hastanemizi hizmete sunduk. İhtiyaç sahiplerine 1 trilyon 455 milyar liralık sosyal yardım ödemesi yaptık. Bölünmüş yol mesafemizi 6 bin 101 kilometreden 29 bin 730 kilometreye çıkardık. Otoyol uzunluğumuzu bin 714 kilometreden 3 bin 796 kilometreye yükselttik. Toplam 2 bin 32 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. Havalimanı sayımızı 26’dan devraldık, 32 ilaveyle 58’e çıkardık” dedi.

TOKİ eliyle toplam 1 milyon 481 bin konutu tamamladıklarını, bunun ne kadar büyük bir hizmet olduğunu 6 Şubat depremlerinde gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa sürede 207 millet bahçesini hizmete açtıklarını, 80’ini açılışa hazır hâle getirdiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çiftçilere güncellenmiş rakamla toplam 2 trilyon 51 milyon liralık destek verdiklerini, sanayide 175 yeni organize sanayi bölgesi, 48 endüstri bölgesi, 105 teknopark, bin 333 AR-GE merkezi ve 336 tasarım merkezi kurduklarını belirtti.

“MİLLETİMİZ DESTEK VERDİKÇE ÇOK DAHA FAZLASINI YAPACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli elektrikli otomobil TOGG’un üretiminde 52 bini aştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerjide kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 115 bin 975 megavata çıkardık. Karadeniz’de 710 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. Gabar’daki petrol üretiminde günlük 76 bin varili geçtik. Tabii bunlar sadece özet rakamlar. Hepsini anlatmaya kalksak değil saatler, günler yetmez. Tek tek şehirlerimize ve ülkemiz geneline hangi hizmetleri ve yatırımları kazandırdığımızı, bunlardan faydalanan kardeşlerim zaten çok iyi biliyor. Allah ömür, milletimiz de destek verdikçe çok daha fazlasını yapacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha fazla yatırım, üretim ve ihracat prensibiyle dolar cinsi millî gelirimizi 6 kat artırdık. Türkiye’yi trilyon dolarlık ekonomiler ligine taşıdık. Dünya ekonomisinden aldığımız pay yüzde 0,7’den yüzde 1,1’e yükseldi. Kişi başı gelirimiz 3 bin 600 dolardan 2023 itibarıyla 13 bin 243 dolara çıktı. Geçen yılın verileri açıklandığında inşallah 15 bin doları aşacağız. Sanayide katma değer üretimimizi 95 milyar dolardan 320 milyar dolara getirdik. Satın alma gücü paritesine göre, 2023 yılında dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın ise 4’üncü büyük ekonomisi olduk” diye ekledi.

Savunma sanayisinden otomotive, tarımdan turizme kadar her sektörde Türkiye’nin gücünü tahkim ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün, insansız hava aracı üretiminde dünyada birinciyiz. Savunma sanayii ihracatında ise dünyada 11’inci sıradayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bir savunma sanayii şirketimiz, çalışan kişi başına 300 bin dolar ihracat yaparak bu alandaki küresel devleri geride bıraktı ve zirveye yerleşti. 2002’de Türkiye’de sadece 4,5 milyon otomobil varken bugün bu rakam 16,5 milyona yaklaştı. Çiftçimizin eli ayağı olan traktör sayımız 1 milyon 600 bini buldu. Yıllık otomobil satışı ise 91 binden 1 milyona yükselerek tam 11 kat arttı. Ticari araçlardan beyaz eşyaya, çelikten güneş panellerine, çimentodan hazır betona kadar birçok sektörde Avrupa’nın lideriyiz. Tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 10 içindeyiz. Turizmde Avrupa’da 4’üncü, dünyada 5’inci sıraya yükseldik. Geçen sene 62 milyondan fazla kişiyi ağırladık, 61 milyar dolardan fazla turizm geliri elde ettik. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 262 milyar dolara getirdik.”

“TÜRKİYE, BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜMÜN VE HEYECAN VERİCİ BİR EKONOMİK ATILIMIN EŞİĞİNDEDİR”

Uluslararası yatırımlarda da tarihî bir atılım gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2002 yılına kadar toplam 15,1 milyar dolar yatırım çekebildiğini, son 22 yılda bu rakamı 18 kat artırarak 272 milyar doların üzerine çıkardıklarını anlattı.

Uluslararası sermayeli firma sayısının 83 bini aştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Deprem ve salgın başta olmak üzere çeşitli sebeplerle maruz kaldığımız konjonktürel sıkıntılar geçicidir. Türkiye, büyük bir dönüşümün ve heyecan verici bir ekonomik atılımın eşiğindedir. Bölgemizdeki gelişmeler, bu süreci kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır. Yaklaşık 2 yıldır uyguladığımız yeni ekonomi politikalarının etkisini görmeye başladık. Merkez Bankamızın rezervleri 173 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Bu rakam, biz göreve geldiğimizde sadece 27,5 milyar dolardı. Üretim ve ihracatla birlikte istihdam oranımız da hızla artıyor. Sadece son bir yılda 1,1 milyonun üzerinde ilave istihdam sağladık. İşsizlik oranımızı yüzde 8,5 seviyesine indirdik. Asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için son 2 yılda yaklaşık 75 milyar dolarlık kaynak kullandık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen haftalarda 201 bininci konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiklerini, kalan 252 bin konutun inşasını da yılbaşına kadar bitireceklerini bildirdi.

Depremin sebep olduğu ağır faturaya rağmen bütçeyi kontrol altında tuttuklarını, mali disiplinden taviz vermediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyondaki düşüş hızlanarak devam edecek. Enflasyon düştükçe alım gücü daha artacak, bunun olumlu etkisini de emeklimizden işçimize, memurumuzdan öğrencimize, 85 milyonun hepsi bizzat hissedecek, görecek, bundan istifade edecek. İnşallah biraz daha sabredecek ve hedeflerimize ulaşacağız” diye konuştu.

“REFORM PROGRAMIMIZI ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN BEKLENTİLERİNE CEVAP VERECEK BİR ANLAYIŞLA HAZIRLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomide ve demokraside elde ettikleri tüm başarıları, reform iradelerinin sürekliliğine borçlu olduklarını söyledi.

Ülkenin ve dünyanın içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun, reform iradelerini daima canlı tuttuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, reform çalışmalarını aynı zamanda kendilerini yenilemenin, millete yeni şeyler söylemenin, ülkenin önüne yeni hedefler koymanın temel zemini olarak gördüklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yılı aşkın süredir iktidarda bulunan kadro olarak en büyük korkularının kendi statükolarına teslim olmak olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlayışla ‘Türkiye Yüzyılı Reform Programı’nı’ hazırladık. Kapsamlı reform planımız sayesinde, ülkemizin büyüme potansiyelini ve verimliliğini artıracağız. Dünya Bankası’nın orta gelir grubunda yer alan Türkiye, böylelikle yüksek gelirli ülkeler ligine yükselecektir. Reform Programı ile ülkemiz için öncelikli olarak belirlediğimiz alanlarda önemli atılımlar yapacağız. Ekonomik Dönüşüm, Yeşil ve Dijital Dönüşüm, Sosyal Politikalar, Yargı ve Temel Haklar, Siyasi ve İdari Düzenlemeler olmak üzere 5 sütun üzerine inşa ettiğimiz reform programımızı ülkemizin ve milletimizin beklentilerine cevap verecek bir anlayışla hazırladık.”

“SÜRDÜRÜLEBİLİR VE KAPSAYICI BÜYÜMENİN TEMELLERİNİ SAĞLAMLAŞTIRACAK YENİ TEDBİRLERİ DEVREYE ALIYORUZ”

“Ekonomik dönüşüm planıyla güçlü, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümenin temellerini sağlamlaştıracak yeni tedbirleri devreye alıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kamu yönetiminde mali kuralları güçlendirecek, kamu harcamalarında disiplini koruyacağız. Vergide adaleti ve etkinliği güçlendirmek amacıyla ‘çok kazanandan çok alma’ prensibiyle kamu gelirlerini artıracağız. Geleneksel banknotlardan dijital paraya geçişi planlayarak, sermaye piyasalarının güncel teknolojiler ışığında derinleşmesini sağlayacağız. Sanayi Master Planı’nı oluşturmak suretiyle mekansal sanayi gelişimine planlı bir şekilde yön vereceğiz. Tersine beyin göçüyle insan kaynağımızın ülkemizde çalışmasını teşvik ederek, Türkiye’nin yüksek teknoloji kabiliyetlerini daha da geliştireceğiz. Kuantum teknolojilerinin ülkemizde geliştirilmesi için gerekli ve uygun ortamı oluşturacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapay zekâ hazırlık endeksinde, iyi bir performans sergilemeye ve çıtayı daha da yukarı taşımaya kararlı olduklarını ifade ederek, Yeni Yatırım Teşvik Sistemi ve Yerel Kalkınma Hamlesi’yle Türkiye’nin her bir köşesinin refah seviyesinin ve üretim gücünün artacağını dile getirdi.

“UCUZ VE SAĞLIKLI GIDAYA ERİŞİMİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRACAĞIZ”

Yatırım süreçlerini hızlandırarak, “Tek Durak Ofis” anlayışıyla Türkiye’yi büyük yatırımların hedef ülkelerinden biri hâline getireceklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarımda planlı istihsalla tarımsal üretimimizi stratejik bir bakışla yeniden ele alıyoruz. Akıllı ulaşım ve akıllı tarım sistemleriyle tarımda ve ulaşımda verimliliği artıracağız. Gıda arz güvenliğini temin ederek, vatandaşlarımızın ucuz ve sağlıklı gıdaya erişiminin önündeki tüm engelleri ortadan kaldıracağız. Yeşil Kalkınma vizyonumuzla, yatırımlarımızı yeşil finansmanı aktif bir şekilde kullanarak büyütecek, rekabetçi üretim yapısını tesis edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sanayimizde Yeşil Dönüşümü sağlayarak yeni dönemin tehditlerini bertaraf edecek potansiyel fırsatları ülkemiz için avantaja çevireceğiz. Sıfır Atık Sistemi’ni ülke çapında yaygınlaştırarak, daha etkin bir yapıya kavuşturacağız. Emisyon Ticaret Sistemi’yle sera gazı emisyonlarını azaltıp, karbon-sıfır ekonomiye geçişi hızlandıracağız. İhracatçılarımızı ‘sınırda karbon’ düzenlemesine hazır hâle getireceğiz. Hidrojen ve jeotermal enerji de dâhil yenilenebilir enerji yatırımlarımızı hızlandırırken, enerjide verimliliği artıracak yeni tedbirler uygulayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, su ve taşkın yönetiminin yanı sıra biyolojik çeşitliliğin korunmasında ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeleri hayata geçireceklerini, Elektronik Devlet sistemini bugünün teknolojik yenilikler ışığında güncelleyerek, Dijital Devlet’e geçişi sağlayacaklarını vurguladı.

“KİRA VE KONUT FİYATLARINI DENGEYE GETİRECEĞİZ”

Kamu İhale Mevzuatı’nı dijitalleşmeyi, yenilikçiliği ve rekabetçiliği temel alan bir yaklaşımla güncelleyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal politikalar alanında engellilerin, yaşlıların ve dezavantajlı grupların hayatın her alanında aktif roller üstlenmelerini temin edeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süredir hazırlıklarını yaptıkları “sosyal konut projesini” hayata geçireceklerini bildirerek, “Böylece hayat pahalılığının sebeplerinin en başında gelen kira ve konut fiyatlarını dengeye getireceğiz. Deprem bölgesinin imarı başta olmak üzere, diğer şehirlerimizdeki kentsel dönüşüm projelerimiz de hızlanarak devam edecek” diye konuştu.

Bir diğer önceliklerinin de istihdam olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş ve çalışma hayatımızı, teknolojide ve yeni sosyolojide meydana gelen değişimlerle uyumlu hâle getireceğiz. Kadınların ve gençlerimizin istihdama daha yoğun katılmalarını temin edeceğiz. Yükseköğretim sisteminde revizyona giderek, üniversitelerimizin şehirlerimizle bütünleştiği ve üretim süreçlerine aktif olarak katıldığı yeni bir model tesis edeceğiz. Nüfus politikalarında yeni bir dönemi başlatıyoruz. Alarm veren nüfus artış hızımızı yükseltecek, demografik bünyemizi güçlendireceğiz. Tamamlayıcı Sigorta Modelleri ile sosyal güvenlik sistemimizde etkinliği ve sürdürülebilirliği tahkim edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile bazlı gelir tamamlayıcı sosyal destek sistemiyle ihtiyaç sahibi vatandaşların daha güçlü bir şekilde yanlarında olacaklarını aktardı.

“DEMOKRASİMİZİ YENİ, SİVİL, KUŞATICI BİR ANAYASAYLA TAÇLANDIRMA HEDEFİMİZİ MUHAFAZA EDİYORUZ”

Erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha da geliştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yenilikçi sağlık endüstrileri ve ilaç sektörünün yerli ve millî imkânlarla geliştirilmesini destekleyeceğiz. Yargıda ihtisaslaşmayı sağlayacak, bilirkişilik müessesesini revize ederek, makul sürede yargılanma hakkını güçlendireceğiz. Ceza İnfaz Sistemi’nde değişikliğe giderek suç-yaptırım-infaz dengesini iyileştireceğiz. Demokrasimizi yeni, sivil, kuşatıcı bir anayasayla taçlandırma hedefimizi muhafaza ediyoruz. Anayasa konusunda, gerek kendi bünyemizde gerekse toplumun çeşitli kesimleriyle yürüttüğümüz çalışmalarda önemli bir eşiği geride bıraktık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salondakilerle birlikte “Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan.”, “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” diyerek sözlerine son verdi.

“TÜM TÜRKİYE’YE HİZMET ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 8. Olağan Büyük Kongresi’nde, bin 547 oyun tamamını alarak, partisinin genel başkanlığına yeniden seçildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, delegelere teşekkür konuşması yaptı.

AK Parti’nin 8. Olağan Büyük Kongresi’ni büyük bir başarıyla tamamladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsımı bir kez daha Genel Başkanlığa layık gördüğünüz için her birinize kalpten teşekkür ediyorum” dedi.

Genel merkezin yönetim organlarının seçiminin de tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Karar ve Yönetim Kuruluna, Merkez Disiplin Kuruluna, Demokrasi Hakem Kuruluna, Siyasi Erdem ve Etik Kuruluna asil ve yedek olarak seçilenleri tebrik etti.

Millete hizmet mücadelesinin bir bayrak yarışı olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjinin yenilendiği, birliğin ve beraberliğin perçinlendiği bir kongre maratonunun da sonuna gelindiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünden itibaren parti çalışmalarımızda, devlet idaresinde, milletimize ve ülkemize hizmet mücadelemizde yeni bir heyecanla çok daha güçlü bir şekilde tekrar yola koyuluyoruz. Hizmet eden izzet bulur. Bu anlayışla tüm Türkiye’ye hizmet etmeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek dönemde herkesin omuzlarındaki yükün daha da ağırlaştığını ifade etti.

“BU KUTLU YOLCULUKTA REHAVETE ASLA YER YOKTUR”

“Vatandaşlarımız muhalefetin içler acısı hâlini gördükçe yönünü bize dönüyor. Sorunlarının çözüm adresi olarak bizleri görüyor. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen milletimiz geleceğini partimizde, bu harekette, Cumhur İttifakı’nda görüyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimizle birlikte kalbi bizimle çarpan yüz milyonlarca kardeşimiz de gözünü ve kulağını bize çevirmiş vaziyettedir. Bu umutları boşa çıkarma gibi bir hakkımızın olmadığını sizler de gayet iyi biliyorsunuz. 23,5 yıldır ne Türkiye’ye ne de milletimize asla hayal kırıklığı yaşatmadık, bundan sonra da yaşatmayacağız. 23,5 yıldır milletimizin bize yüklediği emaneti yere düşürmedik, Allah’ın izniyle bundan sonra da düşürmeyeceğiz. Bize durmak yok, bize duraksamak yok, bize vazgeçmek yok. Bu kutlu yolculukta rehavete asla yer yoktur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millete hizmet sevdamızı, ülkeye hizmet aşkımızı eksiltmeden, azimle, sabırla, kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Yola çıktığımız andaki heyecanla, yola çıktığımız günkü coşkuyla Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için canla başla koşturacağız. Hazreti Mevlana’dan ilhamla bulanmadan, donmadan akmaya devam edeceğiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye destek olmuş, emek vermiş tüm yol ve dava arkadaşlarına şükranlarını sundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: anigif-Cumhurbaskani-erdogan.gif

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı İskender Bey Meydanı’nın girişinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından karşılandı. Arnavutluk Başbakanı Rama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirvenin oturumlarının yapılacağı Opera Binası’na kadar eşlik etti.

Açılış programının ardından liderler, aile fotoğrafının çekileceği alana geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler daha sonra günün anısına Avrupa Siyasi Topluluğu’nun logosunun bulunduğu panoyu imzaladı.

GENÇ GAZETECİLER ARNAVUTLUK TİRAN

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz Türkiye’ girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz: ‘Terörsüz Türkiye’ en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2025 Yılı Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’ne katıldı.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni, aslında bu ülkenin büyümesinin, kalkınmasının gizli kahramanlarına bir vefa borcudur. Bu sene de 73’ü Genel Kurul Delegesi, 25’i Oda ve Borsa Genel Sekreteri olmak üzere 98 kardeşimize plaketlerini takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Delegesi olarak Birlik çatısı altında 10. 20. ve 30. yılını tamamlayan ve bundan dolayı da Şeref Belgesi almaya hak kazanan üyeleri tebrik ederek, “Bugün plaket alacak 98 kardeşimiz sadece TOBB’a hizmet etmedi, bu kardeşlerimiz bu ülkeye de gönül verdiler, vizyon kattılar. Bu milletin refahı, esenliği, huzuru için ter döktüler. Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline inanmaktan hiç vazgeçmediler. Sadakatin yanı sıra gayretin, inancın yanı sıra fedakarlığın simgesi olan bu plaket ve belgelerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Birliğimizin üyelerinin her birine ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yaptıkları katkı için ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.

“YILDA 36 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPABİLEN ÜLKEYİ, 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN ÜLKE SINIFINA ÇIKARDIK”

TOBB camiasının Türkiye’nin son çeyrek asrına bizzat şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk ekonomisinin nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 2002 sonrasında perçinlenen siyasi istikrar, özel sektörümüzün becerisi ve dinamizmiyle birleşince bugün her alanda ileriye giden bir Türkiye ortaya çıktı. Şurası bir gerçek ki 23’üncü yılına giren bu yolculuk süresince daima sizlerle dayanışma içinde olduk. Koordinasyon içinde hareket ettik. İhracat başta olmak üzere Türkiye’nin ekonominin her alanında yazdığı başarı hikayesine birlikte imza attık. Yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeyi 265 milyar dolar ihracat yapan ülke sınıfına biz çıkardık. Turizmde 13 milyon kişiden 61 milyon ziyaretçi sayısına beraber getirdik. İş dünyamızı, girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı dünya pazarlarına sizlerle birlikte açtık. Yine bu dönemde ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi hedef alan nice saldırının, sıkıntının, badirenin üstesinden beraberce geldik. Yani 23 yılda ne yaptıysak birlikte yaptık, birlikte başardık. Bakın bugün TOBB’un 2 milyona yaklaşan üyesi var. Bu üyelerimiz, ülkemiz ihracatının yüzde 99’unu gerçekleştiriyor. Kayıtlı istihdamın yüzde 71’i sizlerin çatısı altında. Bu ülkede üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı sizler temsil ediyorsunuz. Biz de bu gerçekten hareketle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bütün genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye büyük önem verdik. Bakanlarımızla birlikte TOBB Türkiye Ekonomi Şuralarında yine sizlerle beraber olduk.”

“TÜRKİYE OTOMOBİL YAPAMAZ DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI YOLLARIMIZI SÜSLEYEN ON BİNLERCE TOGG İLE VERDİNİZ”

TOBB ve oda-borsalar aracılığı ile iş dünyasınca kendilerinden talep edilen pek çok konuyu hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl biz sizlerin yanında olduysak, TOBB ailesi olarak siz de ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde bizi asla yalnız bırakmadınız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 TOBB Genel Kurulunda yaptığı çağrıya karşılık verildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin otomobili, TOGG’un hayata geçmesini sağladınız. ‘Türkiye otomobil yapamaz’ diyenlere, ‘arabayı burada üretmiyorlar, yurt dışından getiriyorlar’ diyenlere, ‘hani bunun fabrikası’ diyen kifayetsizlere en güzel cevabı yollarımızı süsleyen on binlerce TOGG ile verdiniz. 60 sene önce Devrim Otomobili Projemiz, eften püften sebeplerle sabote edilmişti ama devrin otomobilini hayata geçirmeyi biz başardık” ifadesini kullandı.

TOGG’un şu an yüzde 30 pazar payı ile yurt içinde lider konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “SUV’dan sonra sedan modeli de çıkarılıyor. İnşallah seneye yurt dışına ihracata başlayacak. Artık dünyanın farklı ülkelerindeki yollarda, köklü otomobil markalarıyla yan yana millî markamız TOGG’u da göreceğiz. Savunma sanayinde özellikle insansız hava araçlarında, biliyorsunuz küresel ölçekte ilk üçteyiz. Bir dönem olmadık bahaneler öne sürülerek ülkemize verilmeyen İHA, SİHA teknolojisinde şimdi dünyada parmakla gösterilen konuma geldik. Ürün almak için başkalarının kapısını çalan ülkeyken, hamdolsun artık kapısı çalınan bir ülke olduk. Aynı başarı hikayesini eğitim uçağımız Hürjet’le yakalamak istiyoruz. Dün İspanya’da Hürjet projemiz için önemli bir mutabakat imzaladık. Dikkat edin, İspanya diyorum, Çatladıkapı değil. Mutabakat neticesinde Airbus ve TUSAŞ, Hürjet’in İspanya Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi için ortak çalışma yapacak. Savunma sanayi alanında yakaladığımız ihracat başarısını, TOGG’da da elde etmemiz pekâlâ mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim, özgüven sahibi olalım. Allah’ın izniyle gerisi zamanla gelecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri hâline gelmesinden iftihar ettiğini söyledi.

“DEPREM BÖLGESİNİN İHYASI EN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK”

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında TOBB’un bu milletin bir kurumu olduğunu bir kez daha göstermesinin ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri tekrar yuvalarına kavuşturmak için başlatılan konut kampanyasına özel sektörün en büyük desteğinin TOBB tarafından geldiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyasına verdikleri destek için TOBB’a teşekkür ederek, “Ülkemiz ekonomisine 104 milyar doların üzerinde maliyeti olan bu büyük felaketin altından yüz akıyla kalkıyoruz. Afetin ikinci yıl dönümünde 201 bin konutun anahtarlarını teslim ettik” dedi.

Dünyanın en büyük şantiyesine çevrilen deprem bölgesinde inşaat çalışmalarının 7 gün 24 saat esasına göre yürüdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar kalan 252 bin konutu da tamamlayarak sene başında 453 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Depremzede kardeşlerimiz güvenli, huzurlu ve modern evlerine girmeden hiçbirimiz rahata eremeyiz. Deprem bölgesinin ihyası en öncelikli gündemimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl boyunca çok çalışarak 2023 yılı hedeflerine birlikte ulaştıklarını, şimdi ise gözlerini 2053’e diktiklerini belirterek, “Bunun için heyecanımızı her gün tazeliyor, yeniliyor, her zaman ileriye bakıyoruz. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu ülkeye eser kazandırmanın heyecanını, sevincini ve elbette haklı kıvancını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında TOBB’un bir delegesi, “Sayın Cumhurbaşkanım 40 yıldır akan kardeş kanının durmasına vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Tarih sizi yazacak” diyerek, Yüksekova’nın il olmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de şu anda Yüksekovaların sayısı çok fazla. Hepsi il olmak için sıraya girdiler. Hepsi de ‘biz de il olmamız lazım’ diyorlar. Şu anda Yüksekova Havalimanı’na sahip ya” yanıtını verdi.

Türkiye ekonomisinin omurgasını temsil eden TOBB’u, Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonominin sağlıklı ve güvenli bir ortama kavuşmasında, giderek artan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasında, iş dünyamızın tüm kesimlerinin önünü görebilmesinde, daha önemlisi Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında sizlerin yapıcı, yol gösterici politikalar üretmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bilhassa, Terörsüz Türkiye çabalarımızın menziline kazasız belasız ulaşmasında sizlerin desteği, dayanışması, katkısı kritik öneme sahiptir” dedi.

“TERÖR MESELESİ ÜZERİNDEN SİYASİ İSTİSMAR YAPANLAR OLDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 1984 yılından bugüne 41 yıl boyunca bölücü terörün kanlı eylemlerine sahne olduğunu hatırlatarak, bu süre zarfında terörle mücadelede 10 binden fazla güvenlik görevlisinin şehit verildiğini, 41 yıl boyunca 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.

Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2 trilyon doları bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; terör sadece terör olarak kalmadı. Terör üzerinden maalesef değişik sektörler ortaya çıktı. Hani terör baronları diyoruz ya işte terörün varlığından, terör eylemlerinden örgüt kadar başkaları da şahsi rant elde ettiler” diye konuştu.

Silah tüccarları, zehir tacirleri, insan kaçakçıları, gençlerden beslenen illegal yapıların terörün bölgesinde ve gölgesinde işlerini büyüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Terör meselesi üzerinden siyasi istismar yapanlar oldu. Terör bataklığında kendi kirli fikirlerini, kirli emellerini yaymak isteyenler oldu. Türkiye dışarıdan şiddet eylemlerine maruz kalırken içeride bunu fırsata çevirmeye çalışan işte o terör baronlarının da istismarına maruz kaldı. Geçmişte bu meselenin çözümü için bilhassa merhum Özal döneminde çok cesur adımlar atıldı ama dışarıdan olduğu kadar içeriden yapılan sabotajlarla bu çözüm engellendi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bedeller ödediğini belirterek, binlerce annenin yüreğine kor bir ateşin düştüğünü, Türk-Kürt kardeşliğinin ağır yaralar aldığını söyledi.

“ADINA ‘SESSİZ DEVRİM’ DEDİĞİMİZ TARİHÎ ADIMLAR ATTIK”

Göreve geldikleri andan itibaren hem Türkiye’nin demokrasi açığını özellikle kapatmak hem de terör belasından Türkiye’yi ve Kürtleri kurtarmak için çok büyük emekler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden vesayetle mücadeleye, adına ‘sessiz devrim’ dediğimiz tarihî nitelikte adımlar attık. Terör örgütünün beslenme alanlarını hamdolsun önemli ölçüde kuruttuk. Buradaki birçok kardeşim, ekranları başında bizi izleyen milyonlarca vatandaşımız bu uğurda gösterdiğimiz samimi gayretin en yakın şahididir. Biz bu süreçte şunu da gördük; terör örgütü kanlı eylemler yaparken dönem dönem içeride muhalefet, iktidarı yıpratmak için bu saldırıları acımasızca kullandı. Topluma korku salmak, milletin arasına nifak duvarları örmek, siyaseti terör sopasıyla hizaya sokmak için yıllarca bu eylemler istismar edildi. Terör belasından kurtulma umudu arttığında ise bunlar çözmesin de gerekirse terör devam etsin diyecek kadar vicdanını kaybedenler çıktı. Tıpkı yakın tarihte Edirne’yi düşmana karşı savunmak için yola çıkan merhum Enver Paşa’ya ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ dedikleri gibi açık söylüyorum, bize de ‘terörü bu iktidar bitireceğine hiç bitmesin daha iyi’ diyenler çıktı. Bu tavra, 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını alçakça şehit eden FETÖ ile mücadelemizde de şahit olduk.”

“KANLA YAZILAN BİR İHANET SAYFASININ KAPANMASI NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gittikçe, ana muhalefet partisinin vekilleri, yetkilileri ve yöneticilerinin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini söyledi.

Şehitlerin naaşları dahi soğumadan 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” iftirası atanları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bugün de aynı şebekenin hezeyanlarıyla karşılaşıyoruz. Bölücü örgüt çıkıyor kendini feshettiğini ve silah bırakacağını açıklıyor. Neredeyse yarım asırdır kanla yazılan bir ihanet sayfasının tamamen kapanması noktasında önemli bir fırsat penceresi aralanıyor” diye konuştu.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vatandaşlar, “terör tehdidi altında yaşamaktan inşallah artık kurtuluyoruz” diyerek meydanlarda sevinç halayları çekerken, birilerinin adeta karalar bağladığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerindeki o kanlı sektörü, o istismar tezgahını kaybetmekten korkanlar neredeyse terör örgütüne yalvaracaklar, ‘ne olur bizi bırakıp gitme’ diye ağlayacaklar. İşte böyle derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. ‘Cumhur İttifakı bitireceğine terör hiç bitmesin, devam etsin’ diye yas tutanlar, ağıt tutanlar, ağlaşanlar var” değerlendirmelerinde bulundu.

“DEVLETİMİZ HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEZ”

“Bir defa şunu açık ve net tekrar söylemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir. Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın 40 yıl boyunca ağır bedeller ödenmiştir fakat Türkiye, geldiğimiz noktada bu meseleyi artık bir hal yoluna koymuştur. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmî dilimiz asla tartışma konusu değildir. Ne yapılıyorsa ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz ilkelerimiz çerçevesinde yapılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz. Yapıcı eleştirilere, tenkitlere, tekliflere sonuna kadar açığız. Bakın bundan da büyük memnuniyet duyarız ama Terörsüz Türkiye çabalarının zorlaştırılmasına iyi niyetli bakmayız.”

“ÜLKEMİZİN HUZURUNUN ÖNÜNDEKİ BİR ENGELİ DAHA ÇEKİP ALIYORUZ”

Kimsenin kaygı, endişe ve korku duymasına gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm kurumları, kadroları ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz, Terörsüz Türkiye en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır. Menzile vardığımızda bundan en fazla TOBB camiası istifade edecektir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık yeni bir ligde top koşturmaya başlayacağını belirterek, “Onun için de Terörsüz Türkiye yürüyüşümüzde en çok da sizlere görev düşüyor. Bu salonda Anadolu var. Bu salonda Anadolu’nun emeği, alın teri, birikimi var. Sizler de omuz omuza verdiğinizde inşallah Türkiye bu meseleden çok daha hızlı çıkacaktır. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz, fedakarlıklarınız, Türk ekonomisine kazandırdıklarınız için kalpten teşekkür ediyorum. Şeref belgesi ve plaket alacak tüm dostlarımı tebrik ediyorum” dedi.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından minyatür sanatıyla yapılan bir tablo takdim edildi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.

Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”

“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.

“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”

“HAKLIYA HAKKINI TESLİM EDEMEYEN HİÇBİR OTORİTE VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.

Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”

“YARGININ BAĞIMSIZLIĞINA TARAFSIZLIK İLKESİNİ EKLEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.

Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.

Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”

“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.

Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.

İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.

Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.

“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”

İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”

“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”

Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”

Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”

Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

Avatar

Published

on

Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.

“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.

Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.

Anneler Günü’nüz kutlu olsun.

Annelerimizin duası üzerimizden eksik olmasın.

GENÇ GAZETECİLER

Mehmet Ali Setencioğlu | Enerji Petrol Medya Ceo

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hükûmet olarak fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana, programa, tecrübeye ve iradeye hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Her gün bir yenisi patlak veren krizlere aldırmadan, soğukkanlı ve sabırlı bir şekilde yol alıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 28. Olağan Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Eylül 2021’den itibaren genel başkanlık görevini yürüten Mahmut Asmalı’nın görevini Burhan Özdemir’e devrettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asmalı’ya gayretleri ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti, Özdemir’e yüce Allah’tan muvaffakiyetler diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel kurulun hem MÜSİAD camiasının gücüne güç katması hem de Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasına katkı sağlaması temennisinde bulunarak, “Burada öncelikle şu hususun bilinmesini isterim: 1999 yılında Pınarhisar’a gitmeden önce MÜSİAD’ın beni ilk fahri üye olarak kabul etmesinin anlamını, mesajını ve kıymetini her zaman şükranla hatırladım. 28 Şubat’ın kesif atmosferinin hâlen devam ettiği o günlerde MÜSİAD’ın gösterdiği dayanışmanın kalbimde hep müstesna yeri oldu. Sadece 28 Şubat döneminde değil, öncesinde ve sonrasında da MÜSİAD daima demokrasiden, adaletten, hukuktan ve özgürlüklerden yana güçlü duruş sergiledi” diye konuştu.

“MÜSİAD, ÜRETMEKTEN, İHRACATTAN, TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİ”

Her türlü zorluğa, zorbalığa, baskıya, tehdide ve ayrımcılığa rağmen MÜSİAD mensuplarının hak ve özgürlüklerle birlikte ekonomide, sanayide, ihracatta ve hayır hasenat hizmetlerinde destan yazdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmiş dönemlerde sermayenin dahi renklere ayrıldığı, bazılarına öz, bazılarına üvey evlat muamelesi yapıldığı karanlık günlerde dahi MÜSİAD, üretmekten, ihracattan, bütün Türkiye için çalışmaktan asla vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD’ın 1990 yılından bugüne Türk ekonomisinin ilerlemesine, büyümesine, ihracatın, üretimin, istihdamın her yıl artmasına, Türkiye’nin cazibe merkezi olarak öne çıkmasına çok değerli katkılarda bulunduğunu, 35 yıldır duruşlarını ve samimiyetlerini muhafaza ettiklerini anlattı.

“Kazanırken çalışanlarınızdan başlayarak millete kazandırmayı, kanaat ve bereket kavramlarıyla ticaret yapmayı hiçbir zaman ihmal etmediniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sanayici ve iş adamlarımızı bir araya getirerek güç ve ülkü birliği yaparak sivil toplum alanında tarihî rol üstlendiniz. Her vesileyle söylüyorum. Türkiye’nin demokraside, diplomaside, savunmada, ticarette ve diğer pek çok alanda 23 yılda yazdığı başarı hikâyesinde en çok emeği olanlardan biri de MÜSİAD ailesidir. Bugün 2002 öncesine kıyasla çok daha güçlü, çok daha itibarlı bir Türkiye Cumhuriyeti varsa bunda MÜSİAD’ın 35 yıllık mücadelesinin önemli payı bulunuyor. Son 23 yılda millî iradeyi ve demokrasimizi hedef alan saldırıların boşa çıkartılmasında da MÜSİAD’ın kararlı desteği elbette yadsınamaz.”

MÜSİAD’a ülke ve millet olarak da minnet borçlu olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, derneğe ve üyelerine tam 35 yıldır büyük titizlikle sahip çıktıkları ilkeleri, Türkiye ekonomisine yaptıkları tarihî katkıları dolayısıyla teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece hudutlar içinde değil, dünyanın en ücra köşelerinde de milletin asaletini temsil eden, kardeşlik bayrağını gururla dalgalandıran MÜSİAD’ın ve üyelerinin muhabbetlerini daim eylemesini Allah’tan diledi.

Nice olmaz denileni başardıklarını, hayali gerçekleştirdiklerini, oyunu bozduklarını, kirli senaryoyu yırtıp attıklarını, engelin, badirenin, imkânsızlığın üstesinden geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sabrettik, mücadele ettik. Allah’ın yardımıyla başarıdan başarıya koştuk. Bundan sonra da her oyunu bozacak, her engeli biiznillah aşacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 35 yıldır MÜSİAD’la beraber yol yürümekten kıvanç duyduklarını, MÜSİAD’ın ülke, millet, demokrasi ve insanlık değerleri adına yürüttüğü mücadelesine her zaman destek olduklarını ve gelecekte de bir ve beraber olacaklarını söyledi.

“FIRTINALI SULARDA GEMİYİ LİMANA GÜVENLE ULAŞTIRACAK TECRÜBEYE SAHİBİZ”

Dünyanın sancılı olduğu kadar tarihî niteliği haiz değişimlerin yaşandığı kritik bir süreçten geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hayatımızı birçok alanda alt üst eden Kovid-19 salgınının sağlık boyutunu üç yıl önce hamdolsun geride bıraktık ancak salgının küresel ekonomide sebep olduğu depremin sarsıntıları hâlen devam ediyor. Ticarette artan korumacılık politikaları giderek güçlenmekte. Salgın döneminde son altmış, yetmiş yılın zirvelerine çıkan enflasyondaki direnç henüz kırılamadı. Enflasyon korkusu, gelişmiş ekonomiler dâhil dünyanın birçok ülkesinde ekonomi politikalarının temel belirleyici unsuruna dönüştü. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen restleşmelerin de olumsuz etkisiyle bir müddet daha belirsizlik atmosferinin devam edeceği anlaşılıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece ekonomide değil, uluslararası ilişkilerden siyasete ve toplumsal hareketlere kadar geniş bir yelpazede riskler ve tehditlerin giderek artığını kaydederek, “Görüyoruz ki, küresel ekonomi fırtınalı bir denizde ilerlemeye çalışıyor. Taşların yerine oturması ve suların sakinleşmesi biraz daha vakit alacaktır. Projeksiyonlarımızı buna göre yapmanın yakın gelecek için en akıllı tercih olacağına inanıyoruz. Hükûmet olarak, fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana programa, tecrübeye ve iradeye hamdolsun ziyadesiyle sahibiz” diye konuştu.

“İSTİKRAR VE REFORM PROGRAMI İLE EKONOMİMİZİN TEMELLERİNİ GÜÇLENDİRDİK”

Her gün bir yenisi patlak veren krizlere aldırmadan soğukkanlı ve sabırlı bir şekilde yol aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son derece rasyonel bir zeminde artısı ve eksisini hesap ederek kararlarımızı uyguluyoruz. Bundan iki sene önce hayata geçirdiğimiz istikrar ve reform programı ile ekonomimizin temellerini güçlendirdik. Dış kırılganlığımızı azalttık. Şoklara karşı mukavemetimizi arttırdık. Makro finansal istikrarı sağladık. Böylece kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturduk. Programın en önemli hedeflerinden biri vatandaşımızı hayat pahalılığı derdinden temelli kurtarmaktır. Bu hedefe giden yolda son iki yılda çok ciddi mesafe kat ettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisanda son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştık. İnşallah devamı da gelecek. Bir diğer önceliğimiz olan mali disiplinden de taviz vermiyoruz. Depremin yaralarını hızla sararken geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da aynı kararlılıkla sürdürüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kayıt dışının uzun yıllardır Türkiye’nin kronik problemlerinin en üst sırasında yer aldığını vurgulayarak, “Kayıt dışılık her şeyden evvel haksız rekabettir. Devletin görevi, vergisini düzgün ve düzenli ödeyeni, hesabını, kitabını doğru tutanı, işini kurallara uygun yürüteni korumaktır. Kayıt dışıya göz yummak, bu kardeşlerimizin hakkını yedirmek olacaktır. Dolayısıyla kayıt dışıyla mücadeleden geri adım atamayız. Sizden bu konuda bizlere destek olmanızı bekliyoruz” dedi.

“KAPSAYICI BİR BÜYÜME HEDEFİYLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”

Dış dengede de tablonun olumlu olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Cari açığımız istikrarlı bir şekilde geriliyor, altın hariç tutulduğunda cari fazla veriyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş lehimize işliyor, hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. İstihdamda da tarihî seviyelerdeyiz. İşsizlik oranımız mart ayında yüzde 7,9’a geriledi. Erkeklerde de bu oran yüzde 6,5, kadınlarda ise yüzde 10,6. Bu rakamlar son 20 yılın en düşük seviyesine işaret etmektedir. Şunu da ifade etmekte fayda görüyorum. Gelişmelere bağlı olarak iç ve dış talepte geçici yavaşlamalar olabilir. Bunlar gayet doğaldır. Biz ne bunları göz ardı ediyoruz, ne de bunlara takılıp kalıyoruz. Kısa süreli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 1,5 aydır yaşanan dalgalanmalar karşısında başarılı bir sınav verdik. Programın şoklara, manipülatif saldırılara ve sabotaj girişimlerine ne denli dayanıklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Malum çevrelerin operasyonu ellerinde patladı çünkü bu haftadan itibaren rezervlerimiz yeniden artmaya başladı. Küresel belirsizliklerin azalmasıyla birlikte Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif yönde ayrıştığına hep birlikte şahit olacağız” dedi.

Yatırım, üretim, ihracat, istihdamla birlikte kaliteli büyüme ilkelerine bağlılıklarını koruduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu ilkeler çerçevesinde hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz. Çiftçimizin, esnafımızın, üreticimizin, ihracatçımızın kullandığı kredilerde finansman giderinin büyük kısmını devlet olarak biz üstleniyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerde ortalama her on liralık finansman giderinin 7 lirasını biz ödüyoruz. Esnafımızın ve ihracatçımızın kredilerinde de finansman giderinin yarısını biz karşılıyoruz. KOBİ’lerimiz için 15 farklı hazine destekli kefalet paketi yürürlükte. Burada 111 milyar liralık bir imkân var. Mart ayında bunun 50 milyar lirasını devreye aldık ve öncelikli olarak ihracatçı firmalarımıza yönlendirdik. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nı hayata geçirmiştik. Bu doğrultuda 284 stratejik ürün belirlemiş, toplamda 300 milyar liralık kaynak ayırmıştık. Bu ürünleri üretmek isteyen firmalarımıza, piyasa finansman maliyetinin üçte biri oranında son derece avantajlı yatırım kredisi sunuyoruz. Buradan MÜSİAD camiasına, bundan istifade etmesi çağrısı yapıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek teknolojide atılım yapmak için HIT-30 Yüksek Teknoloji Teşvik Programı’nı başlattıklarını, bu kapsamda sekiz öncelikli alanda yapılacak yatırımlara 2030’a kadar toplam 30 milyar dolarlık destek vereceklerini söyledi.

Şu anda batarya, elektrikli araç ve çip yatırımları için çağrılarının açık olduğunu, yakında biyoteknoloji, veri merkezli endüstriyel robotlar ve yeşil hidrojen alanlarında da yeni çağrılara çıkacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD ailesinin de mutlaka bu alanlarda olması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar için de çok güçlü destekleri olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Bir defa şunun çok iyi anlaşılması lazım. İhracat sadece döviz geliri değildir, ihracat üretimdir, istihdamdır, refahtır. Firmalarımıza verdiğimiz günlük reeskont kredi limitini 13 kat artırdık, 300 milyon liradan 4 milyar liraya çıkardık. Eximbank’ın sermayesini dört kat yükselttik. Reeskont kredilerimizin finansman maliyeti de piyasanın çok altında, burada da finansman maliyetinin yarısını biz sübvanse ediyoruz. Sadece bu avantaj sayesinde 2024’te ihracatçılarımız 171 milyar lira ek maliyet ödemekten kurtuldu. Desteklerimiz mal ihracatıyla da sınırlı değil. Yazılım üreten de turizmde hizmet sunan da arkasında devletin desteğini hissediyor. Eximbank, 2024’te 18 bin ihracatçımıza tam 49 milyar dolarlık finansman sağladı. Bu firmaların yüzde 83’ü KOBİ’lerden oluşuyor. Yılın ilk dört ayında şimdiden 15,7 milyar doları kullandırdık. Şunu ifade etmek isterim ki kim üretmek istiyorsa, kim yatırım yapıyorsa, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Yanında olmaya da devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde olduğu gibi bugün de hem iş yaptıklarını hem hizmet ettiklerini hem de karalama kampanyalarıyla mücadele ettiklerini söyledi.

“SİYASETİ MARJİNALLEŞTİRMEK BU ÜLKEYE YAPILACAK ÇOK BÜYÜK KÖTÜLÜK”

Muhalefet kanadında en azından millî meselelerde değişim görmeyi umdukça her seferinde büyük düş kırıklığı yaşadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin siyaseti centilmence rekabet yerine yıkıcı husumetle yürütme isteğinin aşılmaz bir duvar misali sürekli karşılarına çıktığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aktörler, isimler ve genel başkanlar değişse de bu zihniyette zerre miskal düzelme olmadığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı: “Durum öyle vahim ki bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, kendi ülkesini yabancı basın kuruluşlarına, yabancı aktörlere, dergilere şikâyet ediyor. ‘İktidarı yıpratayım’ derken asıl Türkiye’ye, Türk ekonomisine zarar veriyor. Boykot çağrılarıyla yerli ve millî markalara zarar veriyor. Evine ekmek götüren işçi kardeşlerime zarar veriyor. Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçılarımıza zarar veriyor. Fabrika kurup, istihdam sağlayan sanayicilerimize zarar veriyor. Ülkemizin kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine destek olan iş dünyamıza zarar veriyor. Adı yolsuzlukla, rüşvetle, sahtecilikle anılan bir avuç muhterisi memnun etmek uğruna 85 milyonun tamamını hayal kırıklığına uğratıyor.

Sayın CHP Genel Başkanı kusura bakmasın ama bunun adı muhalefet değil, ekonomik tetikçiliktir, jurnalciliktir, ispiyonculuktur. Bizim CHP’lilerin birbirini jurnallemesiyle hiçbir sıkıntımız olamaz ama yalan ve iftiralarla Türkiye’yi jurnallemesine gözlerimizi kapatamayız. Hiç kimse ‘Muhalefet ediyorum’ bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikâyet edemez, ekonomisini batırmaya çalışamaz, firmalarımızı hedef göstererek onlara zarar verme peşinde koşamaz. Kantarın topuzu kaçmıştır. Düzelme umudu da giderek azalmaktadır.”

Bir gerçeği tüm samimiyetiyle ifade etmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaseti marjinalleştirmenin bu ülkeye yapılacak çok büyük kötülük olduğunu, sivil siyaseti zehirli söylemlerle enfekte etmenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını dile getirdi.

“Hükûmet yara alsın da Türkiye’ye ve Türk ekonomisine ne olursa olsun.’ anlayışı açık söylüyorum, hastalıklı zihniyetin işaretidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın, Türkiye bu toksik siyaset dilini 1960 öncesinden çok iyi bilir. Türkiye bu siyaset tarzını 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat döneminden çok iyi bilir. Türkiye bu sorumsuz ve sorunlu söylemleri, tüketmeyin çağrılarının zirveye çıktığı Gezi kalkışmasından çok iyi bilir. Bu demode üslubun ülkemize de siyaset kurumuna da bunun üzerinden siyasi kazanç elde etmeye çalışanlara da hiçbir faydası yoktur. CHP’nin süratle normalleşmesi şart. CHP’nin, iradesine vurulan vesayet prangalarını kırması gerekiyor. Sayın Genel Başkan’ın artık suç örgütünün boyunduruğundan kurtulup kendisini toparlaması, ülkenin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Buradan herkesi, özellikle de muhalefet aktörlerini aklıselime, sükûnete, sorumlu dille siyaset yapmaya davet ediyorum. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin 86 milyon olarak müştereklerde buluşmaya ihtiyacı var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon bu kadar yükselmişken yangına körükle gitme yanlışından bir an önce dönülmesini temenni ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, yeni görev üstlenen yönetim kuruluna başarılar diledi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Ödül alacak basın mensuplarını ve basın kuruluşlarını ayrı ayrı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizlerle birlikte burada olmasalar da gecesini gündüzüne katarak çalışan, kalemini ve kelamını halkın hizmetine sunan tüm medya mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Rabb’im emeklerinizi zayi etmesin. Son törenimizin ardından Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sadece görevini yaptığı için birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın, ülkemizdeki muhalefetin şikâyet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. Her biri hakikat savunucusu olan bu kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, meslektaşlarına ve ailelerine başsağlığı temenni ediyorum.”

Özgür, sorumlu ve millî basının toplumun doğru bilgilendirilmesinin yanı sıra millî iradenin de en önemli destekçilerinden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu yıl 10’uncusunu düzenlediğimiz ve artık geleneksel hâle gelen bu toplantıları sadece marifet sahiplerini taltif ettiğimiz bir ödül töreni olarak görmüyoruz. Yalanın ve dezenformasyonun etrafı kuşattığı bir dönemde hak ve hakikat mücadelesine gönül vermiş medya mensuplarımızla dayanışmamızın bir simgesi olarak görüyoruz. Bu buluşmalar vesilesiyle aynı zamanda mücadele azmimizi perçinliyor, yol arkadaşlığımızı daha ileri taşıyoruz.”

“ANADOLU MEDYASI, ANADOLU KADAR BU TOPRAKLARA AİTTİR”

Yarım asırdır milletin huzurunda olan bir siyasetçi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “81 vilayetimizi hem de pek çok kez adeta karış karış gezdim. Toplumun tüm kesimleriyle bir araya geldim, hasbihal ettim. Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak şunu çok iyi biliyorum, sadece Ankara ve İstanbul’da değil, ülkemizin dört bir yanında canını dişine takarak çeşitli mecralarda çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Hakkın, hakikatin, adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim. Yalnızca ekonomik imkânsızlıklarla değil, mahalli medyamız çoğu zaman yerel dere beyleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Zaman zaman mahalli basın kuruluşlarının maruz kaldığı saldırılara, tehdit ve baskılara üzülerek tanıklık ediyoruz. Bir defa şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazılı ve görsel medyanın kılcal damarları durumunda olan sizlerin varlığı bilhassa günümüzde çok daha hayati ve değerli hâle gelmiştir. Bu çatı altında güç birliği yapan siz kardeşlerimiz halka ve halkın gerçek gündemine daha yakın vatandaşla etkileşime daha açık bir konumda yer alıyorsunuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasının varlığının ve ayakta kalmasının çok önem verdikleri bir konu olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla Anadolu’nun tertemiz vicdanını temsil eden siz medya mensuplarımızla bugün bir kez daha aynı havayı solumaktan duyduğu memnuniyeti ifade ediyorum” diye konuştu.

“MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Programımız vesilesiyle görüyoruz ki hakikatin peşinde koşanlar, doğrunun izini sürenler, dördüncü kuvvet olmanın ağır yükünü taşımaya çalışanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler aynı zamanda tarihe not düşer, sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgün ve özgür bir duruş sergiler. Anadolu Yayıncılar Derneği toplam 320 mahallî ve bölgesel radyoyu, televizyonu, gazeteyi, dergiyi bir araya getirerek basın sektöründe işte böyle önemli bir boşluğu doldurmaktadır” ifadesini kullandı.

“Anadolu medyası varsa, milletin sesi vardır” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir. Varlığınızı ve yerine getirdiğiniz vazifeyi çok değerli bulduğumu bir kere daha altını çizerek söylemek istiyorum. Rabb’imden her birinize üstün başarılar diliyorum. Değerli dostlar, bütün bunları meselelerin uzağında bir isim olarak söylemiyorum. Tam tersine siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış, vesayetçi ve tek sesli medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükûmete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesayetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz.”

“DEVLET VE MİLLET DÜŞMANLIĞI GAZETECİLİK FAALİYETİ GİBİ GÖSTERİLDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, eski imtiyazlı statülerini kaybedenlerin yine itiraz edeceğini bildiğini, ancak kim ne derse desin Türkiye’nin bugün 2002 öncesine göre daha özgür, zengin, mümbit ve hiç tartışmasız çok daha serbest bir medya ekosistemine sahip olduğunu belirtti.

Bu özgürlük ortamının çoğu zaman sorumsuzluk, kuralsızlık seviyesine kadar gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle milli güvenliğe dair konularda ülkedeki basın kuruluşlarının Batı’daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynattıklarını söyledi.

Batı’da bırakın açık açık yazmayı veya haber yapmayı, düşüncesinin bile imkânsız olduğu hususların gazetelerde kolaylıkla yazılabildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “MİT tırlarının durdurulmasından 17/25 Aralık darbe girişimine, Gezi olaylarından ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesine kadar bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Türkiye hem de çok ahlaksız bir şekilde teröre destek veren bir ülke gibi lanse edildi. FETÖ’nün, gazete ve televizyon kanalı kisvesiyle demokrasimize kastettiği nice operasyona maruz bırakıldık. Sırf hükûmete saldırıyor diye FETÖ tetikçilerinin ülkemizdeki belli çevreler tarafından nasıl korunduğunu, biz FETÖ ile kelle koltukta mücadele ederken muhalefetin örgüte nasıl sahip çıktığını da unutmadık. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler, dikkatinizi çekerim, aynı kesimlerdir. Değişen bir şey yok.”

“MİLLETE SAYGISI OLMAYANIN YAPTIĞI İŞE DE SAYGISI OLMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşadıklarını ifade etti.

“Özellikle ‘sokak röportajı’ adı altında sokaklarda âdeta terör estirilmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sorumlu yayıncılık ilkelerini zaten bir tarafta bıraktık, bunları gözeten ve uygulayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Halkın nabzı ölçülmek, hissiyatına tercüme olmak yerine gerek provokatif sorularla gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastleri ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğinde ise bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Nasıl, bir cübbe giyen hâkim savcı, avukat olmuyorsa nasıl bir üniforma giyen polis ve asker kabul edilmiyorsa, nasıl her steteskop takana doktor demiyorsak eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, üç beş tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz. Gazetecilik mesleğinin itibarına da zarar veren bu sorunun üzerine önce basın mensuplarımız, sonra da ilgili kurumlarımız mutlaka gitmelidir.”

“MEDYA SOPASIYLA SİYASET KURUMUNU VE MİLLETİ HİZAYA SOKMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI DURUŞUMUZ NETTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk medyasındaki artan çeşitlilik ve renkliliğin vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkında olduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 40-50 günde yaşananlar, ellerine fırsat geçtiğinde bunların nasıl bir faşist rüzgâr estireceklerini bir kez daha göstermiştir. Onlara bugün şu atasözümüz tekrar hatırlatmak isterim: ‘Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı.’ Kimse kusura bakmasın. Birileri hâlen kabullenmek istemese de yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bültenini aratmayan gazete çıkarılan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, antidemokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler inşallah bir daha geri gelmemek üzere eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır. Dördüncü kuvvet olarak demokrasimize güç veren medyanın hükûmetimize muhalif de olsa başımızın üstünde yeri vardır. Gerçeklere ayna tutan, bize yol gösteren bir medyayla siyasi hayatımızın hiçbir döneminde sorunumuz olmadı, bugün de olamaz. Yapıcı eleştiri, yapıcı muhalefet bizim her zaman ülkemizde görmeyi arzu ettiğimiz bir durumdur. Ama eskiden olduğu gibi medya sopasıyla siyaset kurumunu ve milleti hizaya sokmaya çalışanlara karşı da duruşumuz gayet nettir. Özellikle yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine heveslenen medyaya ne saygı duyarız ne müsamaha gösteririz. Hukuk ve demokrasi içinde bunlarla mücadelemizi 23 senedir olduğu gibi aynı kararlılıkla sürdürürüz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda gerçekleştirdikleri sessiz devrimler neticesinde ülkedeki medya ekosisteminin zenginleşmesinden son derece memnun olduklarını, bunun korunması ve güçlendirilmesi gerektiğine inandıklarını belirtti.

“MEDYA EKOSİSTEMİNİN KALİTESİNİ ARTIRMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

İtirazlarının basın özgürlüğünün suistimal edilmesine olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’de basın özgürlüğü öne sürülerek yapılan haysiyet cellatlıklarının, yalan haberin, iftiranın, dezenformasyonun Batı dâhil dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu kadar sorumsuzca yapılması mümkün değildir. Hep beraber el ele verip bunu değiştirmek, medya ekosisteminin kalitesini artırmak mecburiyetindeyiz. Diğer türlü hem sosyal barışımız hem demokrasimiz hem de basınımızın itibarı ağır yara almaya devam edecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sessiz yığınların sesi olan Anadolu medyasının bu konuda da elini taşın altına koymasını bekliyorum. Halkın asıl sorunlarını karartıp kendi gündemlerini dayatmayı gazetecilik zannedenlere karşı verdiği, özellikle bu varlığını, ülkemiz için gerçek bir kazanç olarak görüyorum. Çünkü sizler, doğru haberin, ilkeli duruşun, bağımsız, dürüst ve ahlaklı yayıncılığın Anadolu’daki temsilcilerisiniz. Bu millet size güveniyor, size inanıyor, sizleri dikkatle takip ediyor. Kaleminizden çıkan her cümle, mikrofonunuzdan yükselen her söz işte bu güvenin bir nişanesi olarak dalga dalga topluma yayılıyor. Bugüne kadar Anadolu medyası olarak mesleki kaidelere ve etik kurallara uyma noktasında sergilediğiniz sorumlu ve örnek çalışmalarınızdan ötürü hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabb’im kaleminizi güçlü, niyetinizi halis, yolunuzu açık eylesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül kazananları tebrik etti, hakkın ve halkın hizmetinde olan tüm basın emekçilerine şükranlarını sundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“TEKNOFEST gençliğiyle nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TEKNOFEST KKTC Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Geleceğin teknolojilerine yön veren TEKNOFEST gençliğiyle, Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında yükselen eserlerimizle, büyük bir vizyonla hayata geçirdiğimiz stratejik projelerimizle daha nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) düzenlenen; dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST KKTC’nin ödül törenine katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına Kıbrıs Türk halkını selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’in kalbinde, geçmişle geleceğin buluştuğu bu güzel topraklarda sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığı içindeyim. Bugün Akdeniz’in incisi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyiz. Tarihle, bilimle, teknolojiyle yoğrulmuş bir coşkuyu hep beraber yaşıyoruz” ifadesini kullandı.

TEKNOFEST öncesi Cumhuriyet Yerleşkesi, Cumhurbaşkanlığı Binası ile Meclis Binasının açılışını yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi de dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST vesilesiyle sizlerle bir aradayız. Bu alanı hınca hınç dolduran, coşkusuyla, enerjisiyle, sevdasıyla, Kıbrıs’ta muhteşem bir teknoloji rüzgârı estiren siz gençlerimizin her birine ayrı ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu iftihar tablosu için Rabb’ime sonsuz hamdediyorum. Heyecanınız, coşkunuz, tutkunuz daim olsun. Bizleri böylesine güzel bir atmosferde buluşturan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mıza, Türkiye Teknoloji Takımı T3 Vakfımıza, festivale emek veren tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojide bir dünya markası hâline gelen TEKNOFEST’in 11’incisini, Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleştiriyoruz. Her sene yeni rekorlar kıran TEKNOFEST’in Kıbrıs etabına 22 ülkeden 15 bin 750 takım ve 47 bin 865 yarışmacı başvurdu. Farklı kategorilerde düzenlenen bu yarışmalarda 6 ülkeden 268 takım ve bin 83 yarışmacı ise finalist olma başarısı gösterdi. Ödül alan gençlerimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Yarışmaya katılan, fikirleriyle, eserleriyle, projeleriyle TEKNOFEST’e güç katan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Sizlerle gurur duyduğumu özellikle bilmenizi isterim” diye ekledi.

“BU TOPRAKLAR BİZE ŞEHİTLERİMİZİN MİRASI VE EMANETİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Drone Şampiyonası’ndan Uçan Araba Simülasyon Yarışması’na, Sosyal İnovasyondan Turizm Teknolojilerine, Robotik ve Yazılımdan Kontrol Mekanizmalarına sergilenen eserlerin, başarılan işlerin gençlerin teknolojide aldığı mesafeyi net bir şekilde ortaya koyduğunu belirterek, “Her birinin gerisinde büyük emekler, fikir ve alın teri olan bu çalışmaların Kıbrıs’ta sergilenmesi bizler için ayrı bir anlam taşıyor. Çünkü bu sadece bir festival değil aynı zamanda bir milletin, iki devletin, tek yüreğin ortak istikbaline doğru attığı kararlı bir adımdır” dedi.

Türk milleti ve Kıbrıs Türk’ü olarak bu topraklarda ev sahibi olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Her karışında bir Mehmetçik veya Mücahidin naaşı olan bu topraklar bize şehitlerimizin mirası ve emanetidir” diye konuştu.

“BİZ MİLLET OLARAK EN ZOR, EN SANCILI ZAMANLARIMIZDA DAHİ HAYAL KURMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİK”

Ada’nın her metrekaresinde izleri, eseri ve silinmez hatıraları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yüzyıllardır buradaydık, 51 yıl önce buradaydık, yine buradayız. Geleceğin teknolojilerine yön veren TEKNOFEST gençliğiyle, Kuzey Kıbrıs’ın dört bir yanında yükselen eserlerimizle, büyük bir vizyonla hayata geçirdiğimiz stratejik projelerimizle inşallah daha nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle, kanlarıyla destan yazan tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyor, hayatta olan gazilerimize, Mevla’dan hayırlı ve sağlıklı ömürler niyaz ediyorum. Şüheda yurdu bu toprakları, gerekirse canımız pahasına müdafaa ve muhafaza etmeye hazır olduğumuzu bugün tekrar ilan ediyorum. Bir milletin büyüklüğü, kurduğu hayallerle ölçülür. Biz millet olarak en zor, en sancılı zamanlarımızda dahi hayal kurmaktan asla vazgeçmedik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uğurda sayısız bedeller ödedik ama hedeflerimizden kopmadık. Piri Reislerin, Mimar Sinanların, Ali Kuşçuların, Cezerilerin, Ferganilerin, Hezarfen Ahmet Çelebilerin yolundan sapmadık. Uçağını kendi elleriyle yapan Vecihi Hürkuş’un, ‘Milletimiz tayyaresiz yaşayamaz.’ diyerek uçak fabrikası kuran Nuri Demirağ’ın, savunma sanayiine ömrünü adayan Kafkas İslam Ordusu Komutanı Nuri Killigil Paşa’nın yarım kalan hikâyesini tamamlamak için gecemizi gündüzümüze kattık. ‘Tam bağımsız Türkiye’ idealimizi kuvveden fiile çıkarmak için yerli ve millî teknoloji hamlemizi başlattık. Bu zorlu mücadelenin yol başçılarından biri olan merhum dünürüm, Özdemir Bayraktar abimizdi. İnsansız hava araçlarında bugün geldiğimiz noktada en büyük paylardan biri, şüphesiz merhum Özdemir Bayraktar’ındır. Kendisini bir kez daha rahmetle anıyorum, ruhu şad, mekânı inşallah cennet olsun.”

“DÜNYADA SİHA TEKNOLOJİSİNDE EN GELİŞMİŞ İLK 3 ÜLKE ARASINDA YER ALIYORUZ”

“Bu yola revan olduğumuzda bize ‘boşuna heveslenmeyin, yapamazsınız, başaramazsınız’ diyenlere bugün en güzel cevabı sizlerle veriyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî muharip uçak KAAN, insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma, muharip insansız uçak ANKA-3, jet motorlu eğitim ve taarruz uçağı Hürjet, yeni nesil temel eğitim uçağı Hürkuş, ağır sınıf taarruz helikopteri ATAK-2 ve daha nicelerinin Gök Vatan’da, çok maksatlı amfibi gemisi TCG Anadolu’nun ise Mavi Vatan’da bayrağı gururla dalgalandırdığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, SİHA teknolojisinde en gelişmiş ilk 3 ülke arasında yer aldığına işaret ederek, “Bundan sonra da aynı azimle, aynı heyecanla çalışmaya devam edeceğiz. Sizlerden aldığımız ilhamla, sizlere duyduğumuz güvenle, sizlerin ürettiği teknolojilerle çok daha güçlü bir Türkiye, çok daha müreffeh bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni hiç hafife almayın, inşa edeceğiz. İstikbalin taşlarını şimdiden döşüyoruz. Eğitim, teknoloji ve spor alanında sizlerin yanındayız. Yeni okul projelerinin yanı sıra mevcut okulların tamir, tadilatı, ilave derslikleri ve diğer çalışmalarla depreme dayanıklılığını artırıyoruz” diye konuştu.

YÖK ve YÖDAK arasında ilerlettikleri projeyle Ada’yı bir eğitim merkezi hâline getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, belge güvenliği ve dijital altyapı noktasında Türkiye’de hangi imkânlar varsa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de aynısının olacağını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dönemde kamuoyumuzu da rahatsız eden İstanbul’daki diploma sahtekârlığı gibi utanç verici skandalların hiçbiri tekerrür etmeyecek. Gençlerimizin hakkının yenilmesinin önüne kalıcı ve kati biçimde geçmiş oluyoruz. Ülkemizde olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de gençlerin ve her yaştan insanın spor yapmasını arzu ediyoruz. Bu kapsamda halı sahalar, kapalı spor salonları, çok amaçlı spor tesisleri ve öğrenci yurtları inşa ediyoruz. 4 adet spor tesisinin yapımı tamamlandı. Açılışa hazır hâle geldi. Bir diğer önceliğimiz yurtlardır. Hâlihazırda Ada genelinde 5 binada toplamda 7 bin 26 öğrenciye barınma hizmeti veriyoruz. Tüm kamu kurumlarında e-Devlet projelerimiz devam ediyor. Buradan şu müjdeyi de vermek isterim, elektronik Devlet mobil uygulamasının hayata geçirilmesi için çalışmalarda son aşamaya gelindi. Çok kısa sürede uygulamanın lansmanı gerçekleşecek.”

Sanayi ve istihdam alanında çalışmaların sürdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, organize sanayi bölgelerini geliştirerek, yeni sanayi bölgelerinin inşasını planlayarak Kıbrıs Türkü’nün dışa bağımlılığını azalttıklarını vurguladı.

“TEKNOFEST RUHUNDAN, BURADAKİ ŞU MUHTEŞEM VE MUAZZAM TABLODAN VAZGEÇMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sayamadığı nice yatırım, eser, hizmet ve projenin aydınlık yarınlara giden yolda birer kilometre taşı olduğunu belirterek, “Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a denizin altından suyu getirdik mi? Şimdi ikinci etap. İnşallah elektriği de getireceğiz ve bununla su, elektrik konusunda Kuzey Kıbrıs’ın ihtiyaçlarını gidermiş olacağız. Gözleri karanlığa alışmış olanlar elbette aydınlıktan korkacaklardır. Kıbrıs Türkü’nün varlığına tahammül edemeyenlere taşeronluk yapanların TEKNOFEST’ten rahatsız olması doğaldır. Çağdaşlaşmayı, bilimde, teknolojide, kültür ve sanatta ileri gitmekte değil de kılık kıyafet yasaklarında arayan faşizan zihniyetin buradaki teknoloji şöleninden korkuya kapılması gayet tabiidir” değerlendirmesinde bulundu.

Sendikacılık yapmaya kimsenin mani olamayacağına dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yap sendikacılığını. Biz bu işlere alışmışız. Türkiye’de sendikacılığın mazisi çok eskidir. Ama STK’ler, STK’lik nasıl yapılır bunu bilmesi lazım. Burada kalkıp da eğer sen Kuzey Kıbrıs’ta kızlarımızın başörtüsüyle uğraşmaya kalkarsan kusura bakma karşında bizi bulursun. Çünkü biz bunun mücadelesini çok verdik. Bu mücadeleyi vere vere bir yere geldik. Nasıl birilerinin gözleri kamaşacak diye güneş doğmaktan vazgeçmezse 3-5 marjinal rahatsız olacak diye biz de TEKNOFEST ruhundan, buradaki şu muhteşem ve muazzam tablodan vazgeçmeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’nin yıllardır olduğu gibi gelecekte de çok kültürlülüğün, hoşgörünün, barışın merkezi olmaya devam edeceğini, bu güzel iklimi hangi bahaneyle olursa olsun kimsenin dinamitlemesine izin vermeyeceklerini söyledi.

TEKNOFEST’i boykot çağrısı yapan marjinal tiplerin, Türkiye’de olduğu gibi KKTC’de de hayal kırıklığına uğradıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Boykot dediniz, ne oldu, meydan tıklım tıklım dolu. Aynen Türkiye’de olduğu gibi boykot dedikçe satış yaptık. Burada da boykot dedikçe meydanlar doldu. Gençler, gençler olarak başarılarınızla çığır açan projelerinizle onlara hak ettikleri cevabı vermeye devam edeceksiniz. Sizlerden inancınıza, imanınıza, ahlakınıza, tarihten süzülüp gelen kültür ve medeniyet değerlerimize sıkı sıkıya sarılmanızı bekliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “‘Allah’ nidalarıyla şehadete yürüyerek bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizin ruhlarını şad etmenizi, onların hatıralarına sahip çıkmanızı sizlerden rica ediyorum. Ben sizlere güveniyorum” diye konuştu.

TBMM BAŞKANVEKİLİ SIRRI SÜREYYA ÖNDER İÇİN BAŞSAĞLIĞI

“İstanbul milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sayın Sırrı Süreyya Önder’in vefatından duyduğum üzüntüyü burada ifade etmek istiyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malum Sayın Önder’i ve Sayın Buldan’ı geçen ay Külliyemizde kabul etmiş, yürüttükleri temaslarla ilgili verimli bir görüşme yapmıştık. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine, sevenlerine ve DEM Parti camiasına başsağlığı diliyorum. Merhum Önder’in de son dönemde büyük emek verdiği terörsüz Türkiye menziline vasıl olacağımıza yürekten inanıyorum. Rabb’im hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. TEKNOFEST 2025’in bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, ödül kazanan tüm gençlerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum. TEKNOFEST’e emeği geçen herkese, ülkemizin bu yüz akı projesine ilk günden beri katkı sunan her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TEKNOFEST Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a hediye takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Tatar ile TEKNOFEST pozu verdi, ardından T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile fotoğraf çektirdi.

GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“KKTC, garantör ülke Türkiye’nin desteği ile ilelebet payidar olacaktır”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılış programda yaptığı konuşmada, “Şunu kimse unutmasın: Adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca, soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruma noktasında, bizimle birlikte 86 milyonun tamamı da aynı hissiyata, aynı hassasiyete sahiptir. Kıbrıs Türkü’nün kalkınmasının önüne set çekmek için yanıp tutuşanlar, karşılarında Türkiye’nin eşsiz dayanışmasını bulacaklardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’da yapımı tamamlanan ve içinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin de bulunduğu, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi’nin açılışı sonrası düzenlenen programda bir konuşma yaptı.

Konuşmasına salondakileri ve Kıbrıs Türklerini selamlayıp, karşında muhteşem bir katılım gördüğünü söyleyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’im bu ihtişamınızın devamını nasip etsin. Bugün Akdeniz’in incisi, direnişin kalesi, vatan sevdasının ebedi ocağı, Mehmetçik ve Mücahitlerin destan yazdığı topraklardayız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeyiz. ‘Sağlam Devlet, Saygın Gelecek’ şiarıyla bu topraklara kazandırdığımız muazzam eserlerin açılışını gerçekleştiriyoruz” ifadesini kullandı.

“BU ESERLER, KIBRIS TÜRK HALKIYLA KARDEŞLİĞİMİZİN EN YENİ SİMGESİDİR”

Cumhuriyet Yerleşkesi’nin, 25 bin 210 metrekarelik alana sahip olduğunu, Cumhurbaşkanlığı binasının 600 kişilik 2 konferans salonu, 400 kişilik kabul salonu, 52 çalışma ofisi, 10 toplantı salonu, kafeterya ve yemekhaneyle 109 araçlık otoparka sahip olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “20 bin metrekare alanda inşa edilen Meclis binamızda ise Başkanlık ve Başbakanlık makamları, 157 kişilik Genel Kurul Salonu, 25 milletvekili makam odası ve bakanlar için toplantı salonu yer alıyor. Yerleşke içinde 290 bin metrekaresi yeşil alan olarak planlanan toplam 452 bin 428 metrekare büyüklüğündeki Millet Bahçemizin yapımı devam ediyor. 5 bin 661 metrekare alanda ise 2 bin 252 kişilik Millet Camisi inşa ediliyor. Yerleşkemizin son etabı olan Yüksek Mahkeme ve Millet Kütüphanelerinin inşasına da başlandı. Cami ile burası aynı zamanda inşallah bitecek. Cumhurbaşkanlığı Binamız, modern mimarisiyle devletimizin vakarını, Meclis Binamız ise ihtişamıyla Kıbrıs Türk halkının demokrasi sevdasını temsil ediyor. Bu eserlerin, her bir tuğlasında işçilerimizin alın teri, her tasarımında mimarlarımızın vizyonu, her detayında ise mühendislerimizin yeteneği var. Bütün bunlarla birlikte yine her bir detayında, her bir taşında, bu toprakların özgürlük ve mücadele ruhu var. TOKİ’mizin onlarca yıllık tecrübesiyle Kıbrıs Türkü’nün iradesi birleşti ve ortaya böylesine muhteşem bir eser çıktı. Kıbrıs Türk halkının adaletsizliğe karşı mücadelesinin en büyük mükafatı olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin gücüne ve itibarına yaraşır bu yerleşkenin hayırlı olmasını diliyorum. Kıbrıs Türk halkıyla kardeşliğimizin en yeni simgesi olan bu eserlerin hayata geçirilmesine katkıda bulunan mimarından mühendisine, teknikerinden işçisine, yüklenici firmasından kurum ve kuruluşlarımıza tüm emek sahiplerine kalpten teşekkür ediyorum.”

“KIBRIS TÜRK HALKININ BİRLİĞİNİN, KARDEŞLİĞİNİN ZAYIFLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her karışının kahraman şehitlerin kanlarıyla yoğrulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklar, şanlı mazimizin, mücadele ruhumuzun ve köklü mirasımızın çok büyük bir nişanesidir. Kuzey Kıbrıs’ımız Girne Kalesi’nin asırlık surlarında Osmanlı’nın fetih ruhunu, Selimiye Camisi’nin minarelerinde ecdadımızın imanını taşır. Salamis’in taşları medeniyetimizin izlerini fısıldar. Bellapais’in sükûneti tarihimizin derinliğini anlatır” ifadesini kullandı.

Aynı kültürü, aynı inancı, aynı kaderi ve aynı maziyi paylaşan Kıbrıs Türk halkıyla Türkiye’nin istikbalini de bir ve beraber gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunu burada bir kez daha açık açık söylemek istiyorum, 500 yılı aşkın süredir kök saldığı Ada’da dilini, dinini, kültürünü kahramanca muhafaza eden Kıbrıs Türk halkı geleceğe güven ve umutla bakmayı herkesten çok hak etmektedir. Ancak bu davada önümüze taş koymak isteyenler olduğunu biliyoruz. Ellerinden gelse Türkü Ada’dan hatta Anadolu’dan dahi kovacak kadar gözlerini kin ve nefret bürüyenlerin olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunlar hiçbir zaman durmadılar ve durmayacaklar. Kıbrıs Türkü kardeşlerimize eski acıları tekrar yaşatma heveslerinden asla vazgeçmeyecekler. İşte sizler de görüyorsunuz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, gelişen ekonomisini, güçlenen altyapısını, artan huzurunu, uluslararası camiada yükselen görünürlüğünü kıskananlar ellerinden geleni yapıyorlar. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren yatırımcılara gözdağı vermekten, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin arasında nifak duvarları örmeye kadar tüm tuşlara birden basıyorlar. Bu topraklarda asırlardır kök salmış, hoşgörü iklimini zehirlemek amacıyla mukaddes değerlerimiz üzerinden kirli bir oyun oynuyorlar. Biz bu oyunu, ülkemizde özellikle kritik kavşaklarda defalarca gördük. Hayat tarzı, kılık kıyafet, mezhep ve köken üzerinden insanlarımızı kutuplaştırmaya, özellikle de bu siyasette gerilimi tırmandırmaya çalıştılar. Benzer bir senaryonun burada da sahnelenmek istendiği açıktır. Ama Kıbrıs Türkü kardeşlerim o engin basiret ve ferasetleriyle oynanmak istenen kirli oyunun gayet farkındadır. Allah’ın izniyle hiçbirimiz bu tuzağa düşmeyecek, provokasyonlara prim vermeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkının birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin zayıflatılmasına müsaade etmeyecek, sabırlı, serinkanlı ve aklıselim ile hareket edeceğiz.”

“ADLARIMIZ FARKLI OLSA DA SÖZ KONUSU KIBRIS DAVASI OLUNCA SOYADIMIZ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’DİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ömrünün neredeyse 50 yılı siyasette geçen bir devlet adamı olarak hep şunu söyledim, siyasi partilerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz farklı olabilir ama bizleri bir arada tutan ortak paydamız ve hedeflerimiz aynıdır. Şunu kimse unutmasın, adlarımız farklı olsa da söz konusu Kıbrıs davası olunca soyadımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruma noktasında, kendileriyle birlikte 86 milyonun tamamının da aynı hissiyat ve hassasiyete sahip olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs Türkü’nün kalkınmasının önüne set çekmek için yanıp tutuşanlar, karşılarında Türkiye’nin eşsiz dayanışmasını bulacaklardır” ifadelerini kullandı.

Fitnecilerin, bozguncuların, Kıbrıs Türkü’nün düşmanlarına gönüllü aparatlık yapanların kaybedeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ise garantör ülke Türkiye’nin desteğiyle ilelebet payidar olacağını belirtti.

“KIBRIS’TA ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN BEDELİNİ, HİÇ KİMSE KIBRIS TÜRKÜ’NE ÖDETEMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıbrıs Türkü’nün maruz bırakıldığı haksız izolasyon son bulmadıkça Ada’ya adil, kalıcı, sürdürülebilir ve Ada’nın gerçeklerine uygun bir çözüm gelmedikçe, bizim Güney Kıbrıs Rum yönetimini muhatap almamız, ticaret yapmamız, limanlarımızı kullandırmamız mevzubahis dahi olamaz. Yüzyıllardır aynı Ada’yı paylaştığı Kıbrıs Türkü’nü kendisine eşit görmeyen kibirli zihniyetin, kendini garantör Türkiye ile denk görme ve gösterme çabaları beyhudedir. Kıbrıs’ta çözümsüzlüğün bedelini, şımarıkça davranarak çözümü tıkamanın faturasını artık hiç kimse Kıbrıs Türkü’ne ödetemez.”

Kıbrıs Türk halkının bugüne kadar iyi niyetini, kalıcı ve adaletli çözüm isteyen taraf olduğunu defalarca gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rum yönetiminin geçmişte alenen reddettiği federasyon tezini bugün savunmasının tek sebebinin, Türk tarafını masaya hapsetmek ve Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarını gasp etmek olduğunu söyledi.

“YENİ BİR MÜZAKERE SÜRECİ OLACAKSA, EGEMEN EŞİTLİK İÇİNDE İKİ DEVLET ARASINDA YÜRÜTÜLECEKTİR”

İki devletli çözümün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin ortak vizyonu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Yeni bir müzakere süreci olacaksa, bundan böyle iki toplum arasında değil, egemen eşitlik içinde iki devlet arasında yürütülecektir. Biz de Kıbrıs meselesinin çözümünün bu yoldan geçtiğine inanıyor, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizle birlikte bu istikamette gayretlerimizi sürdürüyoruz. Gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve millî davamıza olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel olamayacaktır. Kıbrıs Türk siyaseti de istikrarını korumalı, suni krizlere teslim olmamalı. Türkiye ile Kıbrıs Türkleri arasındaki gönül bağını zedelemeye yönelik tuzaklara düşmemelidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda dayanışma içinde çalışarak, ulaştırmadan sağlığa, teknolojiden eğitime, şehircilikten sulamaya, tarımdan enerjiye her alanda büyük eser, hizmet ve projeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kazandırdıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024 yılı iktisadi ve mali iş birliği anlaşması çerçevesinde 15,9 milyar liralık ödenek tahsis ettiklerini, bu seneki anlaşmayla ise rakamı yaklaşık 21 milyar liraya çıkardıklarını belirtti.

“37 MİLYAR LİRALIK BİR KAYNAKLA KIBRIS TÜRK HALKININ YANINDA OLUYORUZ”

Konuya ilişkin bugünkü Resmî Gazete’de yayınlanan kararın hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İktisadi ve mali iş birliği antlaşmalarıyla geçen yıl ve bu sene toplam 37 milyar liralık bir kaynakla Kıbrıs Türk halkının yanında oluyoruz. Yeni dönemde başta altyapı, sağlık, eğitim ve dijital dönüşüm olmak üzere ekonomik kalkınmayı hızlandıracak, Kıbrıs Türkü’nün refahını artıracak stratejik projeleri inşallah hayata geçireceğiz. Sağlık alanında Yeni Girne Askerî Hastanesini geçtiğimiz Kasım ayında hizmete verdik. Güzelyurt ve Maraş Sağlık Merkezleri, Lapta Sağlık Merkezi, Pamuklu Sağlık Merkezi gibi yatırımlarımızın inşası devam ediyor. Şimdi bütün bu sağlık yatırımlarını farklı bir noktaya taşıyoruz. İki etap hâlinde inşa edeceğimiz 650 yataklı Lefkoşa Devlet Hastanesi ile sağlık alanındaki yatırımlar taçlanmış olacak. Bu tesis, sağlık turizmi açısından da Kuzey Kıbrıs’ın cazibesini artıracak, bölgesel düzeyde stratejik bir rol üstlenecektir. Hastanemizin 320 yataklı ilk etabının inşasına yakında başlıyoruz. Doktor Burhan Nalbantoğlu Sağlık Kampüsü’nün renovasyon çalışmaları da sürüyor. Proje tamamlandığında Kıbrıs Türk halkı, toplam 456 yataklı, özellikli, tüm alanlarda üst düzey hizmet sunan bir tesise daha kavuşacak.”

“SUYU GETİRDİĞİMİZ GİBİ ENERJİ KONUSUNU DA MUTLAKA HALLEDECEĞİZ”

İki ülkenin Sağlık Bakanlıkları arasındaki iş birliğini de güçlendirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının yaşam kalitesini artırmaya yönelik yol projeleri ile ulaşım altyapısını da baştan sona yenileyeceklerini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 322 kilometrelik yol yapımı, bakım ve onarım çalışmalarının yanı sıra Değirmenlik, Çatalköy, Lapta Geçitköy, İskele, Boğaz, Lefkoşa çevre yollarıyla adanın dört bir yanını birbirine bağlayacaklarını söyledi.

Ercan Havalimanı’nın hizmete girmesiyle yolcu sayısında yüzde 40 oranında artış olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2023 yılı genelinde ulaşılan yolcu sayısına havalimanı açıldıktan sonra ilk 4 ayda ulaşıldı. Lefkoşa’yı doğrudan başka yerlere de bağlayacağız. Tarım ve enerji alanlarında da ciddi projeler devrede. Narenciye sektörünün geliştirilmesi için Güzelyurt başta olmak üzere tüm üretici ve ihracatçılara hizmet verecek soğuk hava deposu tesisi yapıyoruz. Tarımsal üretimi artırmak amacıyla ortak Mesarya Ovası sulaması iletim hattı projesi ve depo bağlantı hattı projesi devam ediyor. Kıbrıs Türkü’nün en önemli sorunu olan su meselesini çözdük. İçme suyunda çalışmaları bitirmiştik. Şimdi de sulamalarda önemli hamleler yapıyoruz. Su tedarikinin sorun olmaktan çıkmasıyla birlikte, Kıbrıs Türkü kardeşlerim, adanın diğer tarafına göre çok avantajlı bir konum elde etti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin enerji arz güvenliğinin sağlanmasına ve altyapısının güçlendirilmesine büyük önem veriyoruz. Suyu getirdiğimiz gibi enerji konusunu da mutlaka halledeceğiz.”

“KKTC’NİN ÖZ GÜVENLİ VE MÜREFFEH BİR YAPIYA KAVUŞMASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

KKTC’ye şehircilik alanında da desteklerini arttırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ileriki dönemde TOKİ başkanlığıyla ülkeye yeni sosyal konutlar kazandıracaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çöp sorununu tamamen ortadan kaldıracaklarını ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıyla Kuzey Kıbrıs’a yeni bir atık su arıtma tesisi yapacaklarını söyledi.

Tüm dünyada marka hâline gelen Sıfır Atık hareketinin burada zemin kazanmaya başladığını görmekten memnun olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Taşınmaz Mal Komisyonu çalışmalarını da büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Türkiye olarak Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her alanda güçlü, öz güvenli ve müreffeh bir yapıya kavuşması için çalışmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle bir kez daha Cumhuriyet Yerleşkesi’nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Emeği geçenleri kutluyorum.”

GENÇ GAZETECİLER Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Şubat 2025
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
2425262728  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

DİPLOMAT6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT7 gün önce

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT1 hafta önce

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

“TEKNOFEST gençliğiyle nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“KKTC, garantör ülke Türkiye’nin desteği ile ilelebet payidar olacaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi Açılış Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye, küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Vietnam Büyükelçisi Dang Thi Thu Ha Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Gürcistan Büyükelçisi Archil Kalandia Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA2 hafta önce

Ekvator Büyükelçisi Pedro Vintimilla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Brezilya Büyükelçisi Gilda Motta Santos Neves Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Belarus Büyükelçisi Anatoly Glaz Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

“İtalya ile savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya’da resmî törenle karşılandı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya’da

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT4 hafta önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT4 hafta önce

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

DİPLOMAT1 ay önce

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısı düzenledi

DİPLOMAT1 ay önce

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’yu karşıladı

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı heyetini kabul etti

DİPLOMAT4 hafta önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

Gürcistan Büyükelçisi Archil Kalandia Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT4 hafta önce

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi Açılış Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

Vietnam Büyükelçisi Dang Thi Thu Ha Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

“TEKNOFEST gençliğiyle nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“KKTC, garantör ülke Türkiye’nin desteği ile ilelebet payidar olacaktır”

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya’da

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye, küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Belarus Büyükelçisi Anatoly Glaz Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya’da resmî törenle karşılandı

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti

DİPLOMAT6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

DİPLOMAT2 hafta önce

Brezilya Büyükelçisi Gilda Motta Santos Neves Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT4 hafta önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DÜNYA2 hafta önce

Ekvator Büyükelçisi Pedro Vintimilla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

“İtalya ile savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT7 gün önce

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz”

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge