Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Kültüre, sanata, edebiyata yapılan yatırım geleceğe yapılan yatırım demektir. Bu anlayışla büyüyen, gelişen Türkiye’nin büyük iddialarına ve ideallerine yakışır bir kültür-sanat ikliminin tesisine katkıda bulunabilmek için çalışıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’ne katıldı.
Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri’ni kazanan isimlerin, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu tarafından belirlendiğini ifade ederek ödül kazananları tebrik etti.
“ÜLKEMİZ, HER BİRİ DEFALARCA ÖDÜLLENDİRİLMEYE LAYIK SAYISIZ KÜLTÜR VE SANAT İNSANINA SAHİPTİR”
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün 1979 yılından bu yana kültür ve sanat camiasının yıldızlarına, kıymetlilerine, çınarlarına takdim edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Necip Fazıl Kısakürek, Sedat Hakkı Eldem, Süheyl Ünver, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yaşar Kemal, Çelik Gülersoy, Metin Erksan, Halil İnalcık, Sezai Karakoç, Metin Sözen, Niyazi Sayın ve burada sayamadığım daha pek çok değerli kültür sanat erbabımız bu ödüle layık görülmüştür. Bugün de listeye bu toprakların yetiştirdiği değerlerden yeni isimleri ekliyoruz. Ödül takdim edeceğimiz isimlerin her birini kültürümüz ve irfanımız için birer abide olarak görüyoruz” dedi.
Türkiye’de her biri defalarca ödüllendirilmeye layık sayısız kültür ve sanat insanı bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl burada özellikle yaptığımız iş, bu büyük havuzdan âdeta bir avuç su alarak gönlümüzü ve ruhumuzu teskin etmektir” ifadesini kullandı.
“KÜLTÜR VE SANAT TIPKI BAYRAK GİBİ BAĞIMSIZLIĞIN ALAMETİFARİKALARINDAN BİRİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl edebiyat alanındaki ödülü Nuri Pakdil’e takdim etmeyi kararlaştırdıklarını dile getirerek, “Nuri Pakdil denince gözümüzün önüne, inancının ve mukaddes bildiği değerlerin onurunu yiğitçe taşıyabilmiş, kalem ve kelam ustası bir şahsiyet gelir. Onun bu coğrafyanın insanlarına miras bıraktığı en büyük değer, dilinden hiç düşürmediği, gönlünden hiç çıkarmadığı Kudüs sevdası olmuştur. 18 Ekim’de ebedi âleme yolcu ettiğimiz Nuri Pakdil üstadımızın bu kutlu davasına ömrümüz yettiğince sahip çıkmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Sinema alanındaki ödülün Mesut Uçakan’a, müzik ödülünün ise Mazhar Fuat Özkan üçlüsüne takdim edileceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “resmin şairi” olarak anılan sanatçı Devrim Erbil’e de resim alanındaki ödülün verileceğini, geleneksel sanatlar alanındaki ödülün de hattat ve ebru ustası sanatkâr Fuat Başar’a takdim edileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mimarlık alanındaki ödüle Doğan Kuban’ın layık görüldüğünü ifade ederken, sosyal bilimler alanındaki ödülün bu yılki sahibinin de Ahmet Yaşar Ocak olduğunu açıkladı.
Bu yılki vefa ödülünü ise Osmanlı coğrafyasında yer alan toplumların Türkiye ile gönül birliği sağlaması için üstün bir gayret sarf eden merhum Profesör Doktor Ahmet Haluk Dursun’a verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çalışma arkadaşımız merhum Haluk Dursun Hocamız, coğrafyanın genişliği ile gönlün, muhabbetin ve ufkun genişliği arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylüyor. Bunun için gençlere hep meraklı olmayı, duyarsızlıktan, ilgisizlikten, heyecansızlıktan kaçınmayı, Allah’a şükrü ve insanlara teşekkürü asla ihmal etmemeyi tavsiye etmiştir. Bu vesileyle kendisini bir kez daha rahmetle yâd ediyorum” şeklinde konuştu.
Ödül alan kültür ve sanat insanlarına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültür ve sanatın tıpkı toprak, tıpkı bayrak gibi bağımsızlığın alametifarikalarından biri olduğunu her fırsatta tekrarlıyoruz. Kendine ait kültür ve sanat üretimi, birikimi, politikası olmayan toplumlar bu bakından güçlü toplumların gizli veya açık hegemonyası altında ezilmeye mahkûmdur” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜLKELERİN GELECEĞE GÜVENLE BAKABİLMELERİNİ SAĞLAYAN MEDENİYET BİRİKİMLERİNİN GÜCÜDÜR”
Ülkelerin ve toplumların geleceğe güvene bakabilmelerini sağlayan unsurun maddi güçlerinden ziyade, medeniyet birikimlerinin gücü olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Yusuf Has Hacib, yurdu kılıçla alırsınız, kalemle tutarsınız derken, işte bu gerçeği işaret ediyor. Nizamülmülk de, mızrağı bir yere kadar atarsınız, kelimelerin ve düşüncenin menzilinin ise sınırı yoktur derken sanki günümüz kültür sanat iklimini anlatıyor. Hazreti Ömer bir gün Herim Bin Sinan’ın kızına rastlar, Kaside-i Bürde sahibi Ka’b Bin Zübeyir’in babası için yazdığı şiiri kastederek ‘O şah esere övgüler için baban ne verdi?’ diye sorar. Herim Bin Sinan’ın kızı, ‘Babam ona arık bir at, cılız bir deve, solmuş bir elbise ve çokça da para verdi.’ diye cevaplar. Bunun üzerine Hazreti Ömer Radıyallahu Anh, ‘Unutma kızım, sizin ona verdikleriniz yok oldu, ancak onun size verdiğini ne zaman eskitebilir ne de asırlar yok edebilir.’ diye mukabelede bulunur.”
“BUGÜN ÂDETA BİNLERCE YILIN İNTİKAMINI ALMA İSTEĞİYLE GİRİŞİLEN BİR SALDIRIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Türkiye’nin sahip olduğu güzelliklerle dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak, lafa gelince kültürel bakımdan çeşitlilik içinde birliği savunanların kendilerininki dışında tüm renklerin yok edilişine seyirci kaldığını görüyoruz. Bağdat, Şam, Halep gibi coğrafyamızın kadim medeniyet merkezleri yerle bir edilirken, Paris’te, Londra’da, Roma’da, Berlin’de oturanlar ses çıkarmıyordu. Birinci ve İkinci Körfez Savaşı’nda Irak’ın tarihî ve kültürel mirası ya yağmalanmış ya tahrip edilmişti. Benzer vandallıklar Afganistan’da da sergilendi. Esasen bunların hepsi de bizim medeniyetimizin, hatta çoğu doğrudan bizim kültürümüzün eserleridir” ifadelerini kullandı.
Bugün Suriye’de de benzer bir vahşetin yaşandığını, sadece insanların değil, binlerce yıllık bir tarih ve kültürün de yok edilmeye çalışıldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu coğrafyada yaşamış tüm medeniyetlerin ortak özelliği, Batı’ya karşı üstünlük sağlamış olmalarıdır. Bugün âdeta binlerce yılın intikamını alma isteğiyle girişilen bir saldırıyla karşı karşıyayız. Müslüman Boşnakları alçakça katledenlere göklere çıkartan, kaleminden kan ve nefret damlayan birine Nobel ebediyet ödülü verildi ve maalesef bir avuç insan dışında kimse buna ses çıkarmadı. Acaba aynı sessiz tasdik mesela 100 bin İngiliz’i, Almanı, Fransız’ı, İtalyan’ı, Norveçliyi katleden birini öven kişiye Nobel verilse yine tekrarlanır mıydı? Hiç sanmıyorum. Bu gerçekler bize kültür sanat alanında dünya çapında söz sahibi olmadan hayat hakkımızı bile savunabilmemizin mümkün olmadığını gösteriyor.”
“KÜLTÜR VE SANAT HAYATIMIZA ÖNEMLİ KATKILARDA BULUNAN DEĞERLERİMİZ İÇİN NE YAPSAK AZDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yeni bir şahlanışın, yeni bir hamlenin eşiğinde olduğuna dikkati çekerek, “Yeni yönetim sistemimiz içinde yer alan Kültür Sanat Politikaları Kurulumuz, inşa ettiğimiz kütüphaneler ve opera binaları, destek verdiğimiz projeler bunun işaretidir. Önümüzdeki yılları eğitim öğretimdeki ve kültürdeki eksiklerimizi tamamlama dönemi olarak ilan ettik. Hep birlikte daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok mücadele ederek bu konudaki hedeflerimize de ulaşacağız” diye konuştu.
“Sanat marifettir, marifet iltifata tabidir ve müşterisiz meta zayidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Münevverlerimiz, sanatçılarımız, yazarlarımız, şairlerimiz her türlü iltifatı fazlasıyla hak ediyor. Kültür ve sanat hayatımıza çok önemli katkılarda bulunan, özgün eserleri veya hizmetleriyle öne çıkan değerlerimiz için ne yapsak azdır. Kültüre, sanata, edebiyata yapılan yatırım, geleceğe yapılan yatırım demektir. Biz de bu anlayışla büyüyen, gelişen Türkiye’nin büyük iddialarına ve ideallerine yakışır bir kültür-sanat ikliminin tesisine katkıda bulunabilmek için çalışıyoruz” sözlerine yer verdi.
Siyaseti aynı zamanda bir sanat olarak gördüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bize göre gönülle üretilen, sabırla üretilen her şey sanattır. Sanat, tutkunun, aşkın, sevdanın, adanmışlığın, sabır ve estetik imbiğinden süzülmesidir. İnsanlara hizmet için yüreğini ortaya koymuş, ömrünü adamış, aşkla ve sevdayla çalışmış herkesin ortaya bir sanat eseri koyduğuna, sanatçı ruhunu teneffüs ettiğine inanıyorum” dedi.
“KÜLTÜR VE SANAT İNSANLARI GENÇLER TARAFINDAN ÖRNEK ALINMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her biri kendi alanlarının üstatları olan kültür ve sanat insanlarının gençler tarafından örnek alınması gerektiğini tavsiye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından; “Sosyal Bilimler” alanında Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’a, “Sinema” alanında Mesut Uçakan’a, “Müzik” alanında Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur’a (MFÖ), “Sanat” alanında Devrim Erbil’e ve “Geleneksel Sanatlar” alanında Fuat Başar’a ödüllerini takdim etti.
“Mimarlık” alanında ödüle layık görülen Prof. Dr. Doğan Kuban’ın ödülü, Prof. Dr. Murat Gül’e verilirken, “Edebiyat” dalında ödüle layık görülen ancak eylül ayında hayatını kaybeden Nuri Pakdil’in ödülü, öğrencisi yazar Necip Evlice’ye verildi.
Ağustosta Van’ın Erciş ilçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Haluk Dursun’un “Vefa” alanındaki ödülünü ise kızı Nilay Dursun aldı.
Ödül takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan ödül alanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Törenin ardından MFÖ konser verdi. Konseri Cumhurbaşkanı Erdoğan da dinledi.
Törene; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve çok sayıda sanatçı katıldı.
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) 13. Türkiye Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Amerika’yla ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmemiz gerekiyor. İki ülke arasında, yeni ve çığır açan teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük bir potansiyel bulunduğunu görüyoruz” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk-Amerikan İş Konseyince (TAİK) düzenlenen yemekte iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Buradaki konuşmasında, iş dünyası temsilcileriyle yeniden bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve ABD’nin, NATO çerçevesinde uzun yıllara dayanan müttefiklik ilişkileri bulunduğuna işaret etti.
“2022 YILI SONU İTİBARIYLA İKİLİ TİCARET HACMİMİZ YÜZDE 15’İN ÜZERİNDE ARTIŞLA 32 MİLYAR DOLARI GEÇTİ”
Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenlik, barış ve istikrarına önemli katkılarda bulunan bu ortaklığı güçlendirerek sürdürmeyi arzu ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika ile ekonomik ve ticari faaliyetlerimiz, ikili ilişkilerimizin önemli bir boyutudur. İkili ticaret hacmimiz son 10 yılda 1,5 katına çıktı. Amerika Birleşik Devletleri, geçtiğimiz yıl en fazla ihracat yaptığımız ikinci, en fazla ithalat yaptığımız beşinci ülke oldu. 2022 yılı sonu itibarıyla ikili ticaret hacmimiz yüzde 15’in üzerinde artışla 32 milyar doları geçti” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile ticaret hacminde yakalanan bu artış eğiliminin memnuniyet verici olduğunu belirterek, “Ancak hedefimiz 100 milyar doları yakalamaktır. Bunun için karşılıklı olarak gayretlerimizi artırmamız gerekiyor. Bu bağlamda sizlerden beklentimiz yüksektir. Amerika ile ilişkilerimizi siyasi düzlemde ilerletirken, ekonomik alandaki iş birliğimizi de çeşitlendirmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve ABD arasında yeni teknolojilerden kritik sektörlere, inovasyondan imalata, yapay zekâdan siber güvenliğe büyük potansiyel bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji sektörünün de iş birliğinin ilerletilebileceği bir başka kritik alan olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye olarak Karadeniz’deki tarihî keşfimizin ardından doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik çalışmalarımızı hızlandırdık. Biliyorsunuz, kısa süre önce İstanbul Finans Merkezimizi hizmete açtık. İstanbul Finans Merkezi ile ülkemizi finans ve katılım finans alanında global bir merkeze dönüştürmek istiyoruz. Merkez içinde doğal gazdan madenlere birçok ürünün pazarlamasının, değerlendirmesinin yapılacağı yeni bir yapı tesis edeceğiz. İstanbul Finans Merkezini aynı zamanda ‘enerji hub’ımız hâline getirmeyi arzu ediyoruz.”
“TÜRKİYE, AMERİKAN ŞİRKETLERİ İÇİN ÖNEMLİ BİR BÖLGESEL ÜRETİM VE HİZMET ÜSSÜ KONUMUNDADIR”
Türk Hava Yollarının 121 ülkeden 342 destinasyona uçuş gerçekleştirdiğini, ABD’de 12 noktaya İstanbul’dan doğrudan uçuş yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “13’üncü uçuş noktasını teşkil edecek Detroit uçuşlarının 15 Kasım’da başlaması planlanıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ile turizm alanındaki ilişkilerin seyrinden de memnuniyet duyduklarını vurgulayarak, salgının etkisinin azalmasıyla 2022’de 1 milyonun üzerinde ABD’li turistin Türkiye’de ağırlandığını, gelecek dönemde bu sayının daha da artmasını ümit ettiklerini söyledi.
Türkiye’nin son 21 yılda ekonomiden ticarete, savunma sanayisinden altyapı yatırımlarına büyük bir başarı hikâyesi yazdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaptığımız reformlar sayesinde ülkemiz son 20 yılda, 252 milyar doların üzerinde uluslararası doğrudan yatırım çekti. Türkiye’nin küresel yatırımlardaki payı 2022’de yüzde 1,03. Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye yaklaşık 14,4 milyar dolar doğrudan yatırım girişi oldu. Ülkemize yatırım yapan 2 bin 88 Amerikan firmasına ve Amerikalı girişimcilere Türk ekonomisine duydukları güven için özellikle teşekkür ediyorum. Türkiye, Amerikan şirketleri için önemli bir bölgesel üretim ve hizmet üssü konumundadır. Halihazırda Amerikalılar dahil birçok uluslararası şirket, Türkiye’yi bölgesel bir imalat, ihracat, yönetim, lojistik, mühendislik ve araştırma geliştirme merkezi olarak tercih ediyor. Salgın sonrası dönemde ülkemizin bu konumu daha fazla öne çıkmıştır.”
“ÜLKEMİZDEKİ SEÇİMLERİN TAMAMLANMASIYLA BİRLİKTE OLUMLU BİR ATMOSFER YAKALADIĞIMIZI GÖRÜYORUZ”
Türk iş çevrelerinin Amerikan ekonomisine yaptığı katkıların da azımsanmayacak seviyeye ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının ABD’deki doğrudan yatırımlarının son 10 yılda yaklaşık 8,6 milyar doları bulduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyası temsilcilerinin gayretleriyle bu yatırım rakamlarını karşılıklı olarak yükselteceklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Ülkemizdeki seçimlerin tamamlanmasıyla birlikte olumlu bir atmosfer yakaladığımızı görüyoruz. Yüzde 90’lara ulaşan rekor katılımla ve demokrasi şöleni içinde gerçekleşen 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde milletimizin teveccühüne mazhar olduk. Cumhur İttifakı olarak Meclis çoğunluğunu elde ederken Cumhurbaşkanlığında yüzde 52,18 oy oranıyla 5 sene daha milletimize hizmet etme imkânına kavuştuk. Seçimlerin üzerinden bir hafta bile geçmeden hükûmetimizi kurduk. Kalkınma yolculuğumuza kaldığımız yerden başladık. Ekonomi yönetimini, uluslararası ekonomi çevrelerinin de çok yakından tanıdığı ehil isimlerden seçtik. Seçimler sonrasında ülkemizin ekonomik istikrarına olan güvenin pekiştiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.”
“TÜRKİYE, OECD ÜYELERİ ARASINDA EN YÜKSEK ORANDA BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE”
Türkiye’nin bir yandan 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sararken diğer yandan ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüme kaydettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin böylelikle OECD üyeleri arasında en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında ise üçüncü ülke olmayı başardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihracatta 8 aylık dönemde 165 milyar doları, yıllık bazda ise 253,5 milyar doları yakaladığını belirterek, turizmde de önceki seneye göre çok daha yoğun bir sezon geçirildiğine işaret etti.
İstihdamda ise herhangi bir düşüşün söz konusu olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın ilk altı ayında depreme rağmen net 220 bin istihdam artışının sağlandığını kaydetti.
“ENFLASYONU ARTIRAN YAPISAL UNSURLARIN ORTADAN KALDIRILMASINI HEDEFLİYORUZ”
Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda geçen hafta üç yılın yol haritası mahiyetindeki Orta Vadeli Program’ı kamuoyuyla paylaştıklarını anımsattı.
Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Para, maliye ve gelirler politikalarının tüm araçlarını uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurların ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. Temel odağımız, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı önceleyen politikalarımız sayesinde sürdürülebilir bir büyüme ikliminin tesisidir. Yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”
Türkiye’nin satın alma gücüne göre dünyanın 11’inci, nominal olarak ise 17’nci büyük ekonomisi olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2026 sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 850 dolara çıkan fert başına millî gelire ulaşacağız. 2026 yılında 300 milyar doları aşan ihracat ve 70 milyar doların üzerinde turizm gelirine ulaşacağız. Program döneminde 2,7 milyon istihdam artışı, yıllık ortalamada da 900 bin istihdam artışı hedefliyoruz” diye konuştu.
“ÜLKEMİZİN STRATEJİK KONUMUNUN SAĞLADIĞI TÜM AVANTAJLARI EN ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Atılan adımlara bağlı olarak döviz kurunun dengeye kavuştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye, siyasi istikrarı, eğitimli iş gücü, genç nüfusu, geniş iç pazarı ve bölgesel pazarlara erişimiyle, stratejik konumu ve modern lojistik altyapısıyla uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olmayı sürdürüyor. Bölge ülkeleriyle tesis ettiğimiz yakın diyalog sayesinde bu konumumuzu daha da perçinliyoruz. Geçen ay Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığımız ziyarette toplam değeri 50 milyar doları aşan anlaşmalar imzaladık. Rusya-Ukrayna Savaşı’na çözüm arayışlarımızı ilk günden itibaren sürdürüyoruz. İsrail ve Yunanistan ile aramızdaki meseleleri hal yoluna koyma yönünde güçlü bir irade sergiledik. Bu ziyaretimizde her iki ülkenin başbakanıyla bir araya gelerek, gündemimizdeki konuları ele aldık. Mısır ile yeniden güçlenen diyaloğumuza büyük önem atfediyoruz. Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimizi önümüze çıkarılan engellere ve 60 yıldır maruz kaldığımız haksızlıklara rağmen hâlen koruyoruz.”
“NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna sahip müttefikiyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk dünyasıyla iş birliğimiz hamdolsun giderek güçleniyor. Afrika kıtasındaki mevcudiyetimiz kendini daha fazla hissettiriyor. Dış politikaya geniş bir perspektiften yaklaşarak ülkemizin stratejik konumunun sağladığı tüm avantajları en etkili şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Diyalog ve diplomasiye imkân tanındığında tüm ülkelerle ortak bir zeminde bulaşabileceğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ ENGELLERİN ORTADAN KALDIRILMASINI BEKLİYORUZ”
ABD ile çelik ve alüminyum sektöründeki ilave gümrük vergileri gibi tek taraflı uygulamalardan kaynaklanan sorunları aşmayı ümit ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Aynı şekilde savunma sanayii alanındaki iş birliğimizin geliştirilmesinin önüne çıkarılan engellerin de bir an evvel ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Bölgesinin istikrar abidesi olan Türkiye’nin jeopolitik öneminin ve ekonomide sunduğu fırsatların buralarda tanıtılmasında sizlere de önemli görevler düşüyor. Türkiye-Amerika ilişkilerinin ilerletilmesi için özel sektörün, siz değerli iş dünyasının ve iş konseylerinin çabalarını her zaman takdirle karşılıyoruz. Bu alandaki gayretlerinizin artarak sürmesini temenni ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisimizin yanı sıra büyükelçiliklerimizin, konsolosluklarımızın, ticaret müşavirliklerimizin ve devletimizin tüm kurumlarının sizlere her türlü desteği vermeye hazır olduğunu tekrar ifade ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile Türkevi’nde görüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini Türkevi’nde kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikili temasları kapsamında Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.