Diplomat -Dünya

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 Necip Fazıl Ödülleri törenine katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2019 Necip Fazıl Ödülleri törenine katıldı.

2019 Necip Fazıl Saygı Ödülü’nü alan Prof. Uğur Derman’a ödülü takdim eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ilim, sanat ve kültür hayatına istikamet verenlerle bir arada bulunmaktan duyduğu bahtiyarlığı dile getirdi.

Ödül alanları tebrik ederek, “büyük şair, büyük mütefekkir, büyük dava adamı, büyük üstat” olarak nitelendirdiği Necip Fazıl Kısakürek’i rahmet, minnet ve hasretle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Ödülleri’nin bir Türkiye klasiğine dönüştüğünü, ödül jürisine şükranlarını sunduğunu kaydetti.

“Bu bereketli topraklar sayısız kültür ve sanat erbabını yetiştirmiş ve insanlığın istifadesine sunmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl ödüle layık görülen; şair İbrahim Tenekeci’yi, yazar Cemal Şakar’ı, şair Meryem Kılıç’ı, hikâye yazarı Emin Gürdamur’u, 2019 Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü’nü alan Pakistanlı şair Emced İslâm Emced’i, fikir-araştırma ödülünün sahipleri Prof. Dr. Mehmet Akif Aydın ve Dr. Coşkun Yılmaz’ı ve Necip Fazıl Saygı Ödülü’ne layık görülen Prof. Uğur Derman’ı tebrik etti.

“NECİP FAZIL’IN HEM HAYATININ HEM DE ESERLERİNİN GÖZE ÇARPAN İLK ÖZELLİĞİ DİRENİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şairler ve mütefekkirler arasında öldükten sonra eserleriyle yaşayanlar olduğu gibi, öldükten sonra gençleşenler de bulunduğunu belirterek Necip Fazıl Kısakürek’in ölümünden sonra gençleşen bir isim olduğunu kaydetti.

“Üstat, ömrü boyunca sanat ve kültür hayatına musallat olan statükoyla mücadele ederken; aynı zamanda eserleriyle de bu mücadelesini taçlandırmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Necip Fazıl, her şeyin künhüne vakıf olma sevdasını sadece edebiyatla sınırlı tutmamış, tarih alanında yazdığı eserlerle de statükoya başkaldırmıştır. Onun hem hayatının hem de eserlerinin ilk göze çarpan özelliği reddiyedir, direniştir. O her zaman kolaycılığa karşı zorluğu, rahatlığa, konfora karşı meşakkati ve çileyi seçmiştir. Üstat; kitapları, makaleleri, piyesleri, hitabe tarzında kaleme aldığı eserleriyle hakikate ulaşmanın mücadelesini vermiştir. Özellikle tarih alanında verdiği eserleri geç kalmış bir hesaplaşmanın vasatına dönüştürmüştür.”

“NECİP FAZIL’A GÖRE TARİHE BİR KIYMET KATMAYAN HER YAKLAŞIM, SADECE KURU BİR GÖZLEMCİLİKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in tarihi; akademik bir uzmanlık alanından ziyade; çarpıtılmış, silinmiş, unutturulmuş hakikatleri gün yüzüne çıkarma mücadelesi olarak gördüğünü dile getirerek, “Çünkü o, bu memleketin resmî tarihinin, ülkenin asıl sahipleri tarafından değil, dışarıdan birileri ve onların içimizdeki uzantıları tarafından yazıldığına inanıyordu. Necip Fazıl’a göre tarih, geçmişte olup bitenlerin defter edildiği bir masal albümü değildir. Ona göre tarihe bir kıymet katmayan her yaklaşım, sadece kuru bir gözlemciliktir” değerlendirmesinde bulundu.

Necip Fazıl Kısakürek’in “Ulu Hakan İkinci Abdülhamid Han” isimli eserini yazarken bu anlayışla hareket ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Üstat, Abdülhamit Han’ı, Batı karşısında kale gibi duran ve Türk’ün ruh kökünü kurutmaya çalışanlarla amansız mücadele veren muazzam bir şahsiyet olarak tanıtmıştır. ‘Son Devrin Din Mazlumları’ kitabında ise yakın tarihimizin bilerek çarpıtılan karanlık bir dönemine ışık tutma cesaretini göstermiştir. Üstat bunu da entelektüel düzeyde bile olsa, alternatif tarih okumasının yapılamadığı günlerde gerçekleştirmiştir. Bu aynı zamanda din, ahlak, iman diyenlerin kültür ve sanat çevrelerince aforoz edildiği, âdeme mahkûm edildiği bir dönemdir. Son nefesine kadar da baskı ve yıldırma çabalarından kendisini kurtaramamıştır. 1947 yılından 1983 yılına kadar tam sekiz kez hapse giren üstat, ebedi âleme yine boynunda taşıdığı mahkûmiyet kararıyla irtihal etmiştir.”

“TARİHİMİZ DOĞRUSUYLA VE YANLIŞIYLA, EKSİĞİYLE VE FAZLASIYLA BİZİM TARİHİMİZDİR”

“Tarihimiz, doğrusuyla ve yanlışıyla, eksiğiyle ve fazlasıyla, sevinciyle ve üzüntüsüyle bizim tarihimizdir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişimizle yüzleşmek bizi küçültmez, tam tersine büyütür. Bilhassa, hakikatlere ulaşma şansımızın oldukça yüksek bulunduğu yakın tarihimizle ilgili, bu yaklaşıma daha çok ihtiyacımız var. Mesela tek parti CHP’sine ait dönemde, objektif bir şekilde tüm boyutlarıyla araştırılması gereken karanlık noktalar bulunuyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP’nin kendi tarihiyle ilgili kapsamlı ve samimi bir öz eleştiri yapmasının şart olduğunu belirterek, “İskilipli Atıf Hoca’nın idamından Dersim olaylarına, Türkçe Ezan zulmünden 27 Mayıs darbesindeki rolüne kadar pek çok üzücü hadisede CHP, kendi tarihiyle yüzleşme cesareti gösterememiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “CHP’nin bir an önce milletin karşısına çıkıp bu ülkeye yaşattıkları için ya özür dilemesi ya da üzücü olaylardaki rolleri için pişmanlık duyduğunu millete söylemesi gerekiyor. Türkiye’nin geleceği için, milletimizin kalbinde kabuk bağlayan yaraların tekrar tekrar kanatılmaması için biz bu tavrı elzem görüyoruz. Yoksa ülkemiz, belli art niyetli çevrelerin sosyal mühendislik projelerinden kendini kurtaramayacaktır” sözlerine yer verdi.

Bu konunun takipçisi olacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP yönetimi; geçmişleriyle yüzleşene; darbeler, katliamlar, yasaklar, idamlar ve kanlı sokak olaylarındaki rollerini cesaretle açıklayana kadar peşlerini bırakmayacağız. Böylece sadece ülkemizin sancılı bir dönemine ayna tutmakla kalmayacak, aynı zamanda Üstat Necip Fazıl’ın uğrunda bedel ödediği emanetine de sahip çıkacağız” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ödül alanlarla fotoğraf çektirdi.

DÜNYA

İyi ki Varsın Bülent Türker

İyi ki Varsın

Avatar

Published

on

Türkiye’de uluslararası düzeyde ülke refah ve düzenine hizmet vermiş ve hizmet vermeye devam eden iş insanlarının “İyi ki Varsın” başlıklı yazı dizisi ile dikkat çeken ünlü isimlerin bir arada bulunduğu bir platformdur. Türkiye’nin sanayi, bilişim, eğitim, moda, sağlık, iletişim, enerji, turizm, tarım, otomotiv ve enerji piyasalarında yer alan iş insanları, ülkemizde ve yurt dışında başarılı işlere imza atmış iş kadınları, akademisyen, rektör ve hocalarımız, yazarlarımız ve sivil toplum kuruluş başkanları ile birlikte platform başkanlarımız ve yazarlarımızın bir arada yer aldıkları yazı dizisinde çok özel bir insana başarıdan başarıya koşan, her başarısı ödüllerle taçlandırılan bir iş insanı Bülent Türker’ e yer verdim .

Geçmiş tarihinde sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış, UNESCO mirasına girmiş ve biri de girmeye hazırlanan iki eski başkentin İstanbul ve Edirne’nin arasında yer almayı başarmış zengin bir tarihi mirasa sahip,henüz keşfedilmemiş bir coğrafyada Tarihi Kentler Birliği’nin üyesi olan ve Istranca Dağları eteklerinde “Ihlamur kokulu ilçe” olarak anılan Vize

01.01.1956 tarihinde Kırklareli’nin Vize ilçesinde dünyaya gelen Bülent Türker . İlk ve Orta okulu Vize’de, Liseyi Edirne Ticaret Lisesinde tamamlamasının ardından , A.İ.T.İ. Akademisi İşletme Fakültesi ve Anadolu Üniversitesi iş idaresi bölümünden iyi derece ile mezun oldu. Bülent Türker bekar olup, Buğra Türker adında bir oğlu bulunmaktadır.

Eski bir milli sporcu olan Bülent Türker 1993 yılında Hürriyet Gazetesi ve Jeeyses Gençİş Adamlarının düzenlediği Türkiye’nin en başarılı gençleri yarışmasında insanlara ve Gönüllü Kuruluşlara Yardım dalında Türkiye’nin en başarılı genci ödülüne layık görüldü.

Hollanda ya otostopla giderek yarışmalarda birinci oldu ve temizlikçi olarak girdiği bankaya memuriyet döneminin ardından ,Hollanda da 3 değişik bankalarda müdürlük yaparak 28 yıllık bankacılık hayatından, 2007 yılında kendi isteği ile ayrılarak kendini dünyayı gezmeye ve yardım çalışmalarına adadı.

1992 yılından beri de TSK Mehmetçik Vakfı’na her konuda maddi ve ayni olmak üzere yardımlarda bulundu. 1994-1999 yıllarında “Altın Plaket” ve 2002 yılında “Altın Madalya” ile ödüllendirilen tek kişidir.

1992 yılında Hollanda tarihinde ilk kez 15 yıldır hiç bir Türk öğrenciyi okula almayan Rotterdam ın en iyi kolejine kendi oğlu 4 yaşındaki Buğrayı kayıt ettirmeye kalkmış 559 günlük mücadele sonrası oğlu ile kendini okulun kapısına zincirleyerek bağlayarak Tüm Hollanda ve dünya basınında olay yaratmış,okul müdürü kalp krizi geçirip okuldan alınmış, Milli Eğitim müşaviri görevden aldırtarak oğlunun okula alınmasını sağlamış , aynı okula oğlunu vermeyerek başka okula vermiştir. Oğlu daha sonra başka okullarda başarı ile okumuş Amerika’da 4 yılda 2 üniversite bitirerek, Hollanda’ya dönmüştür. Aynı kolej o günden sonra okula Türk kökenli öğrenci almayı kabul etmiştir. Bu da Hollanda tarihinde ilk olmuştur
2004 yılında TSK Rehabilitasyon Merkezince Altın Madalya ve yine aynı yıl TSK ELELE VAKFI tarafından, gazilerimize yaptığı engelli arabası ,ambulans ve desteklerden dolayı ödüllendirildi.

Denizyıldızları projesi ile 1999 Marmara depreminde Deprem bölgesi Derince -İzmit ‘de Anaokulu yaptırmış ve T.C. MEB Bülent TÜRKER Anaokulu adı ile Türk eğitimine bağışlayarak armağan etmiştir.
Yıllarca da aynı okulun sponsorluğunu üstlenmiş. Okul 3 kez ödül alarak Beyaz Bayrak ünvanlını alan İzmit in en iyi devlet Ana okullarından biri olma özelliğine sahip olmuştur.
Yıllarca okulunda ve değişik yerlerde yüzlerce çocuğa eğitim bursu ve desteği vermiştir. 2005 yılında doğduğu ilçe Vize de Tekel binasını restore ederek ANADOLU LİSESİ açılmasına vesile olmuş ve büyük maddi destek vermiştir.

2008 yılında Bankadan aldığı tazminatı ile yine Derince İzmit te rahmetle babası ve annesi adını taşıyan T.C MEB RIZA -ZEHRA TÜRKER Engelliler okulunu hizmete sokmuştur.
Amatör bir fotoğrafçı olan Türker, gezdiği 70 dolayında ülkede çektiği on binlerce resimleri sergileyerek ülke tanıtımına katkıda bulunmuştur. Fotoğrafları Hollanda ve Türkiye de dergilerde kapak olmuş ,”Ütü ile tost yapan” fotoğrafı da Holllanda’ da , 3 milyonluk Turizm dergisinde ayın fotoğrafı seçilerek ödüller kazanmış aynı fotoğraf Japonya da ödül almış ve Türkiye de de günlük en büyük bir gazetede tam sayfa yayımlanarak gündem yaratmıştır.
Doğduğu ilçede ilçeye bağışladığı Ambulans ve yardımlardan dolayı doğduğu caddeye Bülent TÜRKER Caddesi meclis kararı ile verilmiştir. Hayatta iken genç yaşta böyle bir güzel olayı yaşaması büyük mutluluktur.

1993 yılında Trabzon ,1994 yılında Manisa İli Salihli ilçesi , 1995 yılında Tekirdağ Malkara ,1999 yılında Erzurum ve Sivas illerinin yaptığı yardımlardan dolayı Fahri Hemşerilik Belgesi ve Trabzon’un da Anahtarını alarak ödüllendirilmiştir.
Hollanda ve Türkiye arasında yaptığı dostluk çalışmaları, yaptığı balolar, dostluk geceleri yardım çalışmaları ,girişimciliği ve gönüllü çalışmaların dan dolayı “Erasmus Ünversitesi”nde bir Türk kız öğrenci tarafından hayatı tez konusu olmuş ve en yüksek notu almıştır. Bu okul tarafından Belediyeye oradan Bakanlığa ve sonra Kraliçeye kadar ulaşmıştır.
Yapılan araştırma ve incelemelerden sonra 2001 yılında Kraliyet gününde Hollanda da en genç yaşta en üstün “HOLLANDA KRALİYET ŞOVALYE’ liği ünvanlını, Rotterdam da alan tek Türk olma özelliğine sahiptir.
2002 yılında da Hollanda’daki Türk güzeli Azra Akın a maddi ve manevi destek vererek birlikte “Dünya Güzellik Yarışması”na gitmiş ve Dünya Güzeli olmasında büyük çaba ve destek vermiştir.
Çanakkale nin Bilinmiyenleri , Unutulmaz Anılarda Çanakkale (Ahmet Gürel ile) Kaçırıldığı günden beri arkadaşı olan rahmetli Naim Süleymanoğlu nun hayatı Cep herkülü , Hollandaca Türkçe Yol Kılavuzu , Seyahat Rehberi, Karadeniz Fıkraları , BitmeyenSevda ve Çanakkale Kahramanları (Türkçe İngilizce) Atatürk ve Unutulmaz Anıları olmak üzere 9 kitabı Hollanda da yayımlanmış, Çanakkale Kahramanları kitabı 50 baskı yaparak rekor kırmıştır.

Bülent Türker 2005 yılında Hollanda da yapılan Halk Oylaması ile 40 YILIN EN İYİ KALPLİ İNSANI SEÇİLEREK bir çok ödüller almıştır.

Çok büyük Çanakkale ve Atatürk koleksiyoncusu olan Bülent Türker Çanakkale’nin 100 yılı nedeni ile 2015 yılında kimseden destek almadan kendi evini ÇANAKKALE MÜZESİ ne çevirerek 9 yıl süreyle 60 binden fazla ziyaretçiyi ücretsiz olarak ağırlamış, annesi ZEHRA TÜRKER ile birlikte savaşta verilen tayın ve şekersiz üzüm hoşafını gelen konuklara ikram etmiştir.
Bu güne kadar gönüllü çalışma arkadaşları ile birlikte, Türkiye ve diğer ülkelere 3000 motorlu 4500 motorsuz olmak üzere,7.500 den fazla engelli arabası ucretsiz ihtiyaç sahiplerine dağıtarak dünyada bir ilke daha hizmet etmiş bulunmaktadır.

Bunun yanında Türkiye’mize 6 ambulans , 33 diyaliz makinası, kalp makinaları, kuvezler ve binlerce hastane malzemesi bağışlayarak hizmetlerde bulunmuştur. . Hala her ay Türkiye ,Hollanda ve değişik ülkelerde 50 yıldır maraton koşarak spor hayatına devam etmektedir.
Hollanda da Bülent TÜRKER-Rotterdam -HOLLANDA yazılarak adressiz mektup gelen tek kişidir. Böyle kendisinde çuvallarla mektup bulunmaktadır. 1994 li yıllarda günde 80’den fazla yardım talebi mektubu alan tek kişidir.

Amatör gazeteci de olan Bülent Türker, bir çok dergi ve gazetelere köşe yazısı yazmaktadır. Araştırmayı ve gezmeyi çok seven Bülent Türker birçok okulda ilginç hayat hikayesi ve Bilinmeyen Çanakkale konferansları vermektedir.
Bülent Türker 2012 yılında İngiltere’nin “Criestes müzayede salonu”nda yapılan açık artırmada Atatürk e Arjantin Cumhurbaşkanı Turkuaza de Avea tarafından hediye edilen Altın işlemeli silahı Türkiye’deki evini satarak 50 bin euroya satın almıştır. Silah şu an İngiltere’de kasada olup Türkiye veya Hollanda ya getirmek için uğraşmaktadır.

Bülent Türker Hollanda da ALTIN LALE nin kurucusu ve sahibidir. Altın Lale 8 yıldır Hollanda da ve Türkiye de başarılı kişi ve kuruluşlara büyük jüri ile ödül vermekte ve Cumhuriyet Bayramını en güzel şekilde kutlayan bir kurumdur. Altın Lale de bu yıla kadar ödül alanlar “Naim Süleymanoğlu, Türkan Şoray, Fatma Girik, Ediz Hun,Nükhet Duru, Yonca Evcimik ve Perran Kutman dır.
Bülent Türker’e; “ ÇILGIN TÜRK” ünvanlını rahmetli Fatma Girik ve Tayfun Talipoğlu vermiştir.
Cumhuriyetimizin 100 yılında Bülent Türker Atatürk e ait 100 orijinal belge, obje mektuptan oluşun koleksiyonu ile evini ATATÜRK MÜZESİNE çevirmiş tir. Müzenin tüm masraflarını kendi karşılamakta ve bu güne kadar hiçbir kişi ve kuruluşdan maddi destek alamamıştır.
2019 yılında Türk Dünyası tarafından müzesi “Dünya Kültür Ödülüne “ layık görülmüş olup 28 Nisan 2019 tarihinde annesi ile birlikte ödülü Ankara da büyük bir tören ile almışlardır. Müzesi açık olup 7 gün ücretsiz hizmet vermektedir.

Bülent Türker in hedeflerinin en başında Türkiye’deki koleksiyonla, Türkiye’de en az 3 adet Çanakkale ve Atatürk Müzesi kurmaktır. Bu konuda Belediye ve kuruluşlarla iş birliğine hazırdır. Ayrıca Deprem Bölgesine 1 yıldır destekleri devam etmektedir.
10 dan fazla deprem bölgelerini gezmiş olan Türker, aylarca deprem bölgesinde kalmakla birlikte , 11 il ve tüm ilçeleri defalarca dolaşarak yardımlarda bulunmuştur.
Depremin 1.ci yılında, Malatya halkı tarafından depremde en çok yardım eden kişi ve Altın Lalesi de yılın en iyisi ödülüne layık görülerek ödüllendirilmiştir.
Deremde 100 binden fazla insana dokunarak destek vererek özveride bulunmuştur ve hala deprem bölgelerinde çalışmaları devam etmektedir.

İşte biz Enerji Petrol Medya Grup olarak, Ülkesine olan sevdası, girişimci ruhu, yardımsever kişiliği, teknoloji alanında yaratıcılık özelliği ve bilge kişiliği ile toplumun sevgisini ve takdirini almış vasıfları üzerinde bulundurması, gelecekte de insanlık adına faydalı ve çok kapsamlı projelerin hayata kazandıracağını biliyor ve kendilerine,

“İyi ki Varsın Bülent Türker diyorum.

Levent Kandemir

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

“İSTANBUL’DA YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATACAĞIZ”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul mitinginde yaptığı konuşmada, “2002’de Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlenirken hangi gayeyle hareket ediyorsak, bugün de aynı prensiplere bağlıyız. Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla, güzellikleriyle Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen Yeniden Büyük İstanbul Mitingi’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un fethi ile ilgili hadisi Arapça seslendirerek, müjdelenen bu fetih için sekiz asır boyunca milletlerin, fatihlerin, kumandanların rüyasına giren şehrin İstanbul olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son hafta durmayacaklarını, gece gündüz demeden çalışacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Anadolu’da gittiğim her yerde söylüyorum. ‘İstanbul’daki hemşehrilerinizi lütfen arayın, telefonlarınız dinmesin.’ İnşallah 1 Nisan’da İstanbul yeniden sahiplerine kavuşsun. Bu İstanbul ki Mihmandar-ı Nebevi Eyüp Sultan hazretlerinin uğrunda surları dibinde son nefesini verdiği yerdir. Bu İstanbul ki Osman Gazi’nin evlatlarına “İstanbul’u aç, gülzar yap’ diye vasiyette bulunduğu Kızılelma’dır. Bu İstanbul ki Fatih Sultan Mehmet Han’ı 21 yaşında Fatih olarak dünyanın gördüğü en büyük hakanlardan biri yapmıştır. Bu İstanbul ki asırlar boyunca kendi vatandaşlarına yurt, mazlumlara umut, mağdurlara gönül köprüsü olan anne şehirdir. Bu İstanbul ki Roma’dan Bizans’a Osmanlı’dan Cumhuriyet’e adeta gergef gibi işlenerek sanat eserine dönüştürülmüş bir hazinedir. Bu İstanbul ki, şairlerin bir taşına dünyaları değişmediği, sadece bir semtini sevmeye ömrünün yetmeyeceğinden korktuğu şehirdir. Bu İstanbul ki ressamların asırlardır çizdikleri, seyyahların asırlardır gezdikleri hâlde, her defasında yeni güzelliklerini keşfettikleri şehirdir.”

“İSTANBUL’DA YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de doğduğu, büyüdüğü, her nefesini hamd ederek içine çektiği, her karışına aşkla bağlı olduğu İstanbul’un bugün bir başka güzel olduğunu kaydetti.

Bugün coşkun akan ırmak misali yatağına sığmayan bir İstanbul gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugün burada 31 Mart’ta şehrine sahip çıkmaya hazırlanan İstanbullu kardeşlerimi görüyorum. Her anı, başlı başına bir şiir olan bu güzel şehirde bugün bir kez daha sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Öncelikle İstanbul’a ve İstanbullulara teşekkür borcumu ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz yıl yapılan 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde yüzde 46 buçuğa yakın, Cumhurbaşkanlığında yüzde 48’i aşkın destek verdiğiniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. İstanbul’un kadirşinaslığının örneği olan bu desteğinden memnun kaldık. Ama gönlümüz aramızdaki muhabbetin seyrine uygun şekilde daha yüksek oranlardan yana. İnşallah 31 Mart’ta İstanbul’u Murad’ına kavuşturarak bu hedefimize de ulaşacağız. Ne yapacağız? Sağlam aday, sağlam adam Murat Kurum’la İstanbul’da yeni bir dönemi başlatacağız. Tabii bunun için bir hafta çok çalışacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul, iki kıtanın, iki denizin, iki cihanın şehri İstanbul. Milletimizin ziyneti, serveti, gözbebeği İstanbul. Güzellikte insan muhayyilesinin zirvesi İstanbul. Göreni hayran, yaşayanı meftun, hayal edeni bile mutlu İstanbul. Senin için ne söylesek, ne desek eksik kalır. Biz de sözün bittiği yerde, altyapısıyla üstyapısıyla insana dair tüm unsurlarıyla sana hizmete talibiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’la birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” sorusuna da kalabalığın evet yanıtını vermesi üzerine, şöyle devam etti: “İşte benim sevdam İstanbul budur. İşte benim son nefesime kadar ömrümü vakfettiğim İstanbul budur. Aşkım İstanbul budur, sevdam İstanbul budur. İnşallah sizlerle birlikte ramazanın bayramı gelmeden 31 Mart’ı millî irade bayramı hâline getireceğiz. Büyükşehriyle ilçeleriyle İstanbul’un belediyecilik hizmetlerinde yeni bir dönemin kapılarını beraberce açacağız. İstanbul’un 5 yıllık fetret devrine son vererek, şehrimizde eser ve hizmet siyasetini inşallah tekrar başlatacağız. 31 Mart seçimlerinin aziz İstanbul’la birlikte tüm vilayetlerimiz, tüm vatandaşlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim hepinizden razı olsun diyorum ama şu bir haftayı çok iyi geçirmemiz lazım.”

“İSTANBUL’A ANCAK HİZMET EDEREK LAYIK OLUNMAYA ÇALIŞILIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde İstanbul’un kötü hâlini anımsatarak, “Çöp, çukur ve çamur. CHP demek bu. Ekrem denilen arkadaş burada göreve başladıktan sonra ne değişti? Yine çöp, çukur, yarı zamanlı mesai. Bunu yaptı. Şimdi de bakıyorsunuz, israftan bahsediyor. Yav israf sende. Sen her şeyi israf olarak zaten yaptın ve akıllı belediyecilik diyor. Nerede akıllı belediyecilik? Akılsız belediyecilik. Şu İstanbul’da neler çekmedik ya, neler. Şimdi bütün bu dönüşümü, devranı Allah’ın izniyle değişmeye var mıyız? Şu bir hafta gece gündüz demeden çalışıyor muyuz? Ana kademe, durmuyoruz. Yakın markajla çalışacağız. Çok koşacağız, çok çalışacağız ve Yeniden İstanbul muradını gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

Haliç’in rezillik olduğunu ve Haliç’i çamur deryasından ekibiyle kurtardığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9,5 kilometre Alibeyköy’deki taş ocağına çamuru, pisliği kendilerinin aktardıklarını ve şimdi orada oyun parkları olduğunu anlattı.

İstanbul’a ancak hizmet ederek layık olunmaya çalışılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi Haliç’te balık tutulduğunu ve yüzüldüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durup dururken olmadı, kardeşinizle oldu. Oradan beni Başbakanlığa gönderdiniz, oradan Cumhurbaşkanlığına gönderdiniz. Bu kardeşiniz de sizlere hâkim olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldi. Kendini İstanbul’un sahibi zanneden ne bu şehri, ne bu şehrin insanlarını hiç anlamamış olanlarla bir yere varılmaz” yeklinde konuştu.

“İSTANBUL’UN SORUNU, İMKÂN VE KAYNAK KITLIĞI DEĞİL, VİZYON VE BECERİ EKSİKLİĞİDİR”

Belediye Başkanlığıyla Başbakanlığıyla ve Cumhurbaşkanlığıyla 30 yıldır bu şehrin emrinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yarım asrı bulan siyasi hayatımızda bu şehri düşünmediğimiz, onun için ne yapabileceğimizin sancısını çekmediğimiz tek bir günümüz yoktur. Bu sayede ulaşımıyla suyuyla Haliç’iyle yeşil alanlarıyla çevresiyle temizliğiyle konutuyla İstanbul’u yeni bir lige çıkardık. Sıkılmadan, utanmadan ‘Metro yaptım’ diyor. İstanbul’daki mevcut metroların tamamı bize aittir, bize. Bunları biz yaptık. Bizden sonra gelen arkadaşlarımız da aynı vizyonla aynı heyecanla eser ve hizmet siyasetini sürdürdü.” dedi.

Kendilerinden devraldıkları hizmet bayrağını yüceltmek için çalışan belediye başkanı arkadaşlarının tamamını şükranla anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 yıl önce ebediyete irtihal eden merhum Kadir Topbaş’a ve geçen ay trafik kazasında hayatını kaybeden AK Parti İstanbul Kadın Kolları İl Başkan Yardımcısı Fatma Sevim Baltacı’yı da rahmetle yâd etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm bu emeklerin ardından İstanbul son 5 senedir yeniden 1989-1994 dönemine dönme emareleri göstermeye başladı. Eser ve hizmet namına zaten ortada elle tutulur hiçbir eser yok. Üzerinde emekleri olmayan işleri sahiplenme cinliklerini bir kenara bırakırsak geriye koskoca kayıp 5 yıl kalıyor. Eskilerin deyimiyle ıslığı dağı tutup güttüğü bir keçi olanların elinde İstanbul adeta eziyet çekti. Gerçi İstanbul’a bir şey yapmak için önce hem kafanızın hem kalbinizin hem mesainizin tamamını bu şehre vermeniz gerekiyor. Yarısı kayakta, yarısı tatilde, yarısı seçim kampanyalarında genel başkanını devirmek için geçen bir dönemden geriye elbette bir şey kalmaz, kalmıyor. İstanbul’un temel sorunu, imkân ve kaynak kıtlığı değil, vizyon ve beceri eksikliğidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un temel sorununun imkân ve kaynak kıtlığı değil, vizyon ve beceri eksikliği olduğunu söyledi.

Bununla yüzleşmek yerine kabahatlerini örtmek için bir de “engelleniyoruz” yalanına sarıldıklarına dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsi belgelidir. Engellenme diye bir şey yok, tüm belediyeler ne alıyorsa İstanbul fazlasıyla bunu almıştır. Hâlbuki rahmetli Barış Manço’nun dediği gibi, ‘Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker.’ Son 5 yılda beş katına çıkartılan belediye borçlarıyla gelen kaynak, şahsi ihtiraslara hizmet edecek işlere harcanırsa elbette oradan eser çıkmaz. Yaşanan diğer rezillikler bakımından da bu şehir 30 yıl geriye gitti” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün olanları İstanbulluların da gördüğünün altını çizerek, şöyle devam etti: “Balya balya, bavul bavul paralar bir yerlerden geliyor, bir yerlere gidiyor. ‘Hatırlamıyorum, unuttum’ diyerek, şu ana kadar kimse bu görüntülerin makul, mantıklı, tutarlı bir izahını yapamadı. Partiye bina alınmasından vergi kaçırmaya pek çok şey söylendi. Ama hâlâ maşeri vicdanı tatmin eden bir açıklama duyamadık. Tam tersine her konuşanla iş biraz daha karmaşık hâle geliyor, çirkinleşiyor, biraz daha dal budak sarıyor. Tüm bu rezilliklerle siyaset kirlendi. Namuslarına emanet edilen oyları kirlettiler. Şehr-i İstanbul’u kirlettiler. İstanbul’u bunların eline bırakmamak, hem bu şehre hem bu şehirde yaşayanlara inanın vicdan borcumuzdur. Bakınız bugün İstanbul bir yol ayrımında bulunuyor. Bir tarafta ‘Sadece ben’ diyenler var, diğer tarafta ‘Sadece İstanbul’ diyenler var. ‘Sadece İstanbul’ diyenler olarak bu işi hafta sonunda hâllediyor muyuz? ‘İstanbul’u nimet’ olarak görenlere, gereken dersi 31 Mart günü veriyor muyuz? İstanbul’a hizmet için gereken adımı haftaya bugün atıyor muyuz? Kardeşlerim, bunun için bir hafta çok çalışacağız ve gayret edeceğiz. Adımı da inşallah en güzel şekliyle atıp, 1 Nisan’dan itibaren ‘Yeniden İstanbul’ diyerek yola devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Ana Kademe, Gençlik Kolları ve Kadın Kolları teşkilatına seslenerek, “Bu adımı atmaya var mıyız? Bir tarafta yaklaşan deprem tehlikesini umursamayanlar var, diğer tarafta İstanbul’u depreme hazırlamak için programı, projesi hazır olanlar var. Bir tarafta şehrin trafiğini rahatlatmak için kılını kımıldatmayanlar var, diğer tarafta metrosundan tüneline tüm ulaşım projelerini seferber edenler var. Allah’ın izniyle 31 Mart’ta bu düğümü çözecek ve İstanbul’un ‘Türkiye Yüzyılı’ yürüyüşünü biz başlatacağız” ifadelerini kullandı.

“DÜNYADAKİ TÜM MAZLUMLARIN UMUDU HÂLİNE GELEN BİR TÜRKİYE BİZİM REFERANSIMIZDIR”

“Türkiye Yüzyılı” için söz istediğini kaydeden Erdoğan, “Ev ev, dükkan dükkan, sokak sokak, semt semt, ilçe ilçe İstanbul’u, düğüne, şölene, toya hazırlar gibi 31 Mart’a hazırlamaya söz veriyor musunuz? Erkeği ve kadınıyla, genci ve yaşlısıyla, çalışanı ve işvereniyle, ülkemizin neresinden gelirse gelsin, geleceğini bu şehirde kuran her bir ferdiyle, İstanbul’a sahip çıkmaya söz veriyor musunuz? Seçim günü hem sandığa gitmeye hem sandığı namusumuz gibi korumaya söz veriyor musunuz?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un mert olduğunu ve sözünü tuttuğunu, bugüne kadar ne kendilerinin İstanbul’a ne de İstanbul’un kendilerine mahcup olduğunu söyledi.

Muhalefet gibi yanlışı, kusuru ve kabahati millette arayanlardan olmadıklarının altını çizen Erdoğan, şunları belirtti: “Biz, eksiğini ve hatasını asla inkâr etmeyen bir ekibiz. Milletimize kulak veriyoruz, sizden gelen geri dönüşlere göre kendimizi sürekli yeniliyor, ufkumuzu genişletiyoruz. Bugün de hem İstanbul’da hem tüm Türkiye sathında bizden daha dinamik, bizden daha enerjik, bizden daha vizyon sahibi bir kadro göremezsiniz. Varsın onlar karınlarında kırk tilki dolaştırıp kırkının da kuyruğunu birbirine değdirmeyecek ihtiraslar ve cinlikler peşinde koşsunlar. Biz hasbi ve harbi duruşumuzla, tevazumuzla, hüsnüniyetimizle daima milletimizin emrinde, hizmetinde, huzurunda olacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, referansın nereden verildiğinin bir kişinin nereden beslendiğini gösterdiğini aktararak, milletin bizatihi kendisinin referansları olduğunu, millete inandığını, onların da kendisine inandığını bildiğini ifade etti.

İstanbul’la birlikte diğer 80 vilayette kazandırdıkları eserlerin kendilerinin referansı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hak ve özgürlükler alanında hayata geçirdiğimiz tarihi reformlar, bizim referansımızdır. Demokrasimizi vesayetin sultasından kurtararak güçlendirmemiz, bizim referansımızdır. Millî iradenin önündeki engelleri kaldırarak ülkemizde hâkim kılmamız bizim referansımızdır. Dünyadaki tüm mazlumların umudu hâline gelen bir Türkiye gerçeği, bizim referansımızdır. Girdiğimiz 17 seçimin hepsinden zaferle çıkmamızı da aynı şekilde bu referanslarımıza borçluyuz.” değerlendirmesinde bulundu.

“AYRIMCILIĞIN HER ÇEŞİDİNİ ELİMİZİN TERSİYLE İTTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her seçim öncesinde insanları korkutmak için kendileriyle ilgili ortaya bir sürü yalan ve iftira atıldığını fakat iftira atanların bir kez olsun haklı çıkmadıklarını, onların hiçbir zaman akıllanmadığını ve kendilerini düzeltmediğini dile getirdi.

“Onlar ne derse desin biz asla istismar siyaseti yapmadık. Kimlik siyaseti gütmedik. Kimsenin meşrebiyle, kökeniyle, hayat tarzıyla ilgilenmedik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kişilerin sandıkta hangi partiye oy verdiğine bakmadıklarını, bunun çetelesini tutmadıklarını vurguladı.

Ayrımcılığın her çeşidini ellerinin tersiyle ittiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belediyelerimizin ve kamu kurumlarının kapılarını, Türkiye’ye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese açık tuttuk. Siyasi rekabetin, siyasi husumete dönüştürülerek, insanlarımız arasında bir fitne unsuru hâline getirilmesine müsaade etmedik. Hele hele kazanma değil, sadece kaybettirme şantajıyla siyaset yapma fırsatçılığına hiç dönüp bakmadık” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık ve net ifade etmek istediğini anlatarak, “Biz, 1994’te bu şehrin emanetini devralırken neredeysek, 2002’de Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu üstlenirken hangi gayeyle hareket ediyorsak, bugün de aynı prensiplere bağlıyız. Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla, güzellikleriyle Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla, güzellikleriyle Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ettiklerini söyledi.

Bundan sonra da aynı şekilde yola devam edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin adeta bir özeti, bir modeli olan İstanbul, tüm bu yaklaşımlarımızın ve onlara dayanan icraatlarımızın en yakın şahididir. Tabii bizim İstanbul’da da referanslarımız var” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her seçim kampanyasında olduğu gibi 31 Mart sürecinde de gittiği her şehirdeki miting konuşmasını, oraya yaptıkları yatırımları özetleyerek bitirdiğini hatırlatarak, “Şu anda diğer genel başkanlar evlerinde, ofislerinde yatarken ben 25 vilayete gittim. Çalışacağız, koşacağız ve İstanbul olunca konu, bu yatırım listesi öylesine uzun, öylesine ayrıntılı, öylesine ışıltılı ki tek tek anlatmaya kalksak günler yetmez. Şu anda karşımda 650 bin kişi var. Biz bu meydanda 1,5 milyona alıştık. Bugün ise 650 bin kişi. Ama durmuyoruz ve sadece birkaç ana başlıkla İstanbul yatırımlarımızı sizlere hatırlatmak istiyorum” diye konuştu.

“21 YILDA İSTANBUL’A 1 TRİLYON 650 MİLYAR LİRA TUTARINDA KAMU YATIRIMI YAPTIK”

İstanbul yatırımlarına ilişkin bazı bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz 21 yılda İstanbul’a 1 trilyon 650 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Böyle bir yatırımı kimse yapmadı ama biz yaptık. Her bakanlığımızın kendi sorumluluk alanındaki projeleriyle, bu dünya şehrini konumuna ve iddiasına uygun altyapılara, üstyapılara kavuşturduk. Dedim ya, biz göreve geldiğimizde İstanbul çöp-çukur-çamur deryasıydı. İstanbul’u bunlardan biz kurtardık. Ama bizden sonra bu Bay Ekrem göreve geldi, ortalık rezalet. Yine aynı durum. Yine çöp, yine çukur, yine çamur. Geçen dönem hariç, büyükşehir belediyesi ve aynı vizyona sahip ilçe belediyeleri de bu yatırım seferberliğine katkı verdi, destek verdi.”

Eğitimde okullarıyla, üniversiteleriyle, yurtlarıyla, pek çok alternatif müessesesiyle İstanbul’un tarihi ilim-irfan merkezi konumunu güçlendirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta, 18 bin 417 yatak kapasiteli hastaneleriyle birlikte 178 adet sağlık tesisini şehrimize ve dünyaya kazandırdık” bilgisini paylaştı.

İstanbul’un artık dünya sağlık turizminin en önde gelen merkezlerinden biri hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kısmını Kovid-19 salgını döneminde faaliyete geçirdikleri modern ve yüksek kapasiteli hastaneler sayesinde, küresel sağlık krizini en az sıkıntıyla atlatmayı başardıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehircilikte, TOKİ vasıtasıyla 228 bin konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik, 23 bin 866 konutun yapımına devam ediyoruz” sözlerini sarf etti.

İstanbul’daki 7,5 milyon bağımsız bölümün 1,5 milyonunun riskli olarak kabul edildiğini, bunlardan 600 bininin de acilen dönüştürülmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek başına bu rakamlar bile, karşımızdaki tehlikenin büyüklüğünü anlatmaya yeterlidir. Bunun için önümüzdeki dönemde İstanbul’un önceliklerinin en başında depreme hazırlık olduğunu görüyoruz. Hükûmet olarak zaten bunu yapıyoruz. Büyükşehir Belediyesi’nde de Murat kardeşimizle birlikte aynı anlayışın yönetime gelmesiyle, inşallah işin eksik kalan ayağı da tamamlanacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

ULAŞIMDAKİ YATIRIMLAR

“Ulaştırmada, İstanbul’da 350 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini 794 kilometreye çıkardık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu’yla İstanbul-İzmir yolculuğunu 3,5 saate, Bursa’yı bir saate düşürdüklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Marmara Otoyolu’yla Avrupa Yakası’ndan Anadolu Yakası’na transit geçişi sağladıklarını belirterek, “Kuzey Marmara’nın eksik kalan kısımlarını etap etap tamamlayarak hizmete veriyoruz. Bu çerçevede Silivri Geçişi Viyadüğü’nü önümüzdeki ay trafiğe açıyoruz. Otoyollar ve bağlantı yollarındaki deprem güçlendirmelerini 2026 yılında tamamlıyoruz. Büyük İstanbul Tüneli Projemizin ihale hazırlıkları sürüyor. Günde 6,5 milyon vatandaşımızın kullanacağı, 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayacak bu tünel, İstanbul’un ulaşımında ciddi rahatlama sağlayacaktır” dedi.

“Marmaray’ı, Avrasya’yı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapan kim” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’a 1994’te belediye başkanı olduğunda sadece 17 kilometre hafif raylı sistem bulunduğunu, hiç metro olmadığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti belediyeciliği ve iktidarları dönemlerinde İstanbul’a 230 kilometre hafif raylı sistem ve metro hattı kazandırdıklarının altını çizerek, şöyle devam etti: “Amacımız, İstanbul için hazırladığımız 1100 kilometrelik raylı sistem projelerinin tamamını hayata geçirmektir. 2019 seçimleri yapıldığında yaklaşık 135 kilometre raylı sistem hattının inşaatını da başlatmıştık. Bunlardan bazılarında yüzde 95’leri bulan fiziki ilerleme de kaydetmiştik. Seçimlerden sonraki büyükşehir yönetimi, planlamasını yaptığımız 1100 kilometrelik raylı sistem projelerinden tek bir tanesinin dahi inşasına başlamadı. Metro için yeni bir çivi dahi çakmayanlar, inşaat safhasında devraldıkları hatların çoğunu da hâlâ bitiremediler. Sancaktepe’de metro olarak açılan yeri, o devasa kuyu hâlindeki yeri bunlar gitti doldurdular. Biz ise İstanbul’a hizmet etmeye devam ettik.”

METRO VE HIZLI TREN PROJELERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevut İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetiminin, kendi sorumluluğundaki Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi metrosunu da yapmadığını, burayı Bakanlığa verdiği talimatla devralıp yaptıklarını ve hizmete açtıklarını vurguladı.

Sabiha Gökçen Havalimanı-Pendik metrosunu 2022’de hizmete sunduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı-Gayrettepe metrosunun Kâğıthane kesimini 2023’te, Gayrettepe kesimini 2024’te tamamladıklarını, Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Metro Hattı’nı ise 2024’te bitirdiklerini kaydetti.

Sirkeci-Kazlıçeşme Kentsel Ulaşım ve Rekreasyon Odaklı Dönüşüm Projesi’ni de 2024’te hizmete verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, salı günü açılışını yaptıkları Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nı da bunlara ilave ettiklerini, Altunizade-Bosna Bulvarı hattını ise 2026 yılında tamamlamayı hedeflediklerini söyledi.

İstanbul genelinde 80 kilometreye yakın raylı sistem hattı inşaatının devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmaları şu şekilde aktardı: “Allah’ın izniyle, seçimlerden sonra büyükşehir sorumluluğundaki metro projelerini Cumhurbaşkanınız olarak şahsım, kabine, Murat kardeşim ve ekibi, hep beraber bu projeleri hızlandıracağız. Hızlı tren çalışmalarında da önemli bir safhadayız. Uzunluğu 120 kilometreyi bulan Gebze-Sabiha Gökçen Havalimanı-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-İstanbul Havalimanı Hızlı Tren Hattı’nın ihalesine bu yıl çıkıyoruz. İstanbul, Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ illerini birbirine bağlayacak, hem yük hem de yolcu taşımacılığı yapılacak olan Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projemizin inşası etaplar hâlinde sürüyor. Seyahat hızı 350 kilometreyi bulacak, süresi 80 dakika olacak Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Projesi’nin ihalesine bu yıl çıkıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllık 90 milyon yolcu kapasitesi olan İstanbul Havalimanı’nın geçen yıl 76 milyon yolcu trafiğine ulaştığını, kalan etapların da tamamlanmasıyla İstanbul’un ve havalimanının, yolcu ve yük taşımacılığında dünyada rakipsiz bir konuma geleceğini söyledi.

İstanbul için önemli bir prestij projesi olan Haliç Yat Limanı Kompleksi’nin ilk etabının gelecek aylarda hizmete gireceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çamlıca Televizyon ve Radyo Kulesi, İstanbul’un sembol eserlerinden biri hâline geldi. İnşa ettiğimiz tesislerle İstanbul’a yıllık 640 milyon metreküp içme suyu temin ediyoruz” dedi.

Süleymaniye, Fatih, Mihrimah Sultan, Yavuz Sultan Selim ve Piyale Paşa camilerinin de aralarında olduğu ecdat yadigârı eserlerin restorasyonunu yapıp ihya ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimizin 80 yıllık hayalini gerçekleştirip Ayasofya’yı, Allah’a hamdolsun yeniden ibadete açtık. Sultan Fatih’in vasiyetine uygun şekilde bugün Ayasofya-i Kebir Camii’nin minarelerinden günde beş kez ezanı Muhammedi yükseliyor, kubbelerini aşrı şerifler, tekbirler, salavatlar, Kur’an tilavetleri süslüyor. Yeni Atatürk Kültür Merkezi binasını inşa ederek, İstanbul’a iftihar vesilesi bir eser daha kazandırdık. Bitmedi, Rami Kışlası’nı restore edip, kütüphane yanında pek çok faaliyetin de yapılabileceği bir kültür merkezine dönüştürdük.”

Mitingde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’a yaptığı hizmetlerin yer aldığı video izletildi. Video gösteriminin ardından konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle, 31 Mart’tan sonra bunlara, büyükşehir ve ilçe belediyelerimizle işbirliği içinde çok daha fazlasını ekleyeceğiz” ifadesini

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Hâlâ kafası karışık, kararını verememiş eşimiz, dostumuz, komşumuz varsa eve gidince onları mutlaka arayacağız. Kırgınlık varsa gidereceğiz, kafasında soru işaretleri varsa hepsine tek tek cevap vereceğiz. Önceki seçimlerde başka partilere veya adaylara oy vermiş, ama mevcut yönetimden rahatsız olan kardeşlerimize de ulaşacağız. Trafikten depreme, şehircilikten ulaşıma kadar şehrimizin son 5 senede yaşadığı irtifa kaybını anlatacağız. İstanbul’un, bir 5 sene daha kaybetmeye tahammülünün olmadığını bu kardeşlerimize izah edeceğiz. Böylece kalbi ve oyu kazanılmadık hiçbir İstanbullu kardeşimizi bırakmayacağız.”

“31 MART’TA İSTANBUL’UN BİZİ MAHCUP ETMEYECEĞİNE İNANIYORUM”

Sandığa gitmenin, sandıklara sahip çıkmanın fevkalade mühim olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kullanacağınız her bir oy hazine değerindedir, kritik öneme sahiptir. Gerçeklere gözünü kapatıp kendini dev aynasında görenlerin söylemlerine itibar etmemenizi bekliyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na kaybettirmek için uğraşanlara karşı uyanık olunmasını isteyerek, şunları kaydetti: “Oyunuzun boşa gitmesine, ziyan olmasına, heba ve heder olmasına izin vermeyeceğinize inanıyorum. İstanbul, bir dönem Cumhur İttifakı’nın gölgesinde gezen, fakat şimdi tüm enerjisini ittifakın yara alması için harcayanların oyunlarına gelmez. Çünkü benim İstanbullu hemşehrilerim basiret ve feraset sahibidir. Benim İstanbullu kardeşim kendisi ve şehri için en doğru kararı verecektir. İnşallah bu kararı da gerçek belediyecilikten yana olacaktır. Hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, İstanbullu vatandaşlarımın sağduyusuna güveniyorum. 31 Mart’ta İstanbul’un bizi mahcup etmeyeceğine yürekten inanıyorum.”

Ramazan gününde, İstanbul’un dört bir yanından sel olup mitinge gelenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedi azaptan kurtuluş ayı olan ramazanını tebrik edip, “Rabb’im hepimizi sağlık ve afiyet içinde bayrama da kavuştursun diyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazzeli kardeşlerimiz başta olmak üzere şu an zulüm gören, katliama uğrayan, eziyet çeken, feryatları göğü çınlatan tüm mazlumların Allahutaala yar ve yardımcısı olsun. Rabbim bizlere ve tüm Müslümanlara huzurla, mutlulukla idrak edeceğimiz ramazanlar nasip eylesin. Bu duygularla, büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum” diye konuştu.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

“ANKARA, TÜRKİYE YÜZYILI’NIN İNŞASINA HAZIR”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyük Ankara Mitingi’nde yaptığı konuşmada, “Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla, en önemlisi insanıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Millet Bahçesi’nde düzenlenen Büyük Ankara Mitingi’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Ankaralıları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Rusya’nın başkenti Moskova’da dün gerçekleştirilen terör saldırısını kınadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün Moskova’daki bir konser salonuna yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı dolayısıyla, ülkem ve milletim adına, Rusya hükûmetine taziyelerimizi iletiyoruz. Masum sivilleri hedef alan bu menfur terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Terör, kimden gelirse gelsin, faili kim olursa olsun, kabul edilemez. Terörün kanlı ve kalleş yüzünü çok iyi bilen bir ülke olarak Rus halkının acısını milletçe, devletçe paylaşıyoruz. İnsanlığın ortak düşmanı olan teröre karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.

“TARİHİNİN HER DÖNEMİNDE ANKARA ŞEHİR KİMLİĞİNİ MUHAFAZA ETMİŞ BİR YERDİR”

Başkentlilerin ramazanını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Selçuklu’nun paylaşılamayan şehri, Osmanlı’nın emaneti” olarak nitelediği, Cumhuriyet’in başkenti Ankara’nın bugün bir başka güzel olduğunu söyledi.

Ankara’ya ve Ankaralılara 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı’na verdikleri destek için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletvekilliğinde yüzde 47 ve cumhurbaşkanlığındaki yüzde 49’luk oy oranlarıyla, millî irade bayrağını başkentin burcuna bir kez daha diktiniz. Esasen, bizim Ankara’yla aramızdaki gönül bağına baktığımızda, bu oranların çok daha ilerisinde olduğunu görüyoruz. İnşallah, 31 Mart’ta Ankara’yla aramızdaki muhabbetin derinliğine uygun bir sonuçla, bunu telafi edeceğiz. Başkentimize de böylesi yakışır” diye konuştu.

Ankara’nın Millî Mücadele’nin ardından başkent ilan edilmesinin, birilerinin iddia ettiği gibi tesadüf eseri olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihinin her döneminde Ankara’nın, şehir kimliğini muhafaza etmiş bir yer olduğunu hatırlattı.

“Ankara bir bozkır kasabasıydı” diyerek bu şehri küçümseyenlerin, onun gerisindeki parıltılı geçmişten habersiz olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet kuracak organizasyon kabiliyetine ulaşan Ankara Ahilerinin mücadelesi bile tek başına, bu şehri tarihte seçkin bir yere taşımaya yeter” değerlendirmesinde bulundu.

Ankara Marşı’nın “Ankara Ankara güzel Ankara, seni görmek ister her bahtı kara, senden yardım umar her düşen dara” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın izniyle Ankara kıyamete kadar mazlumların ümidi olmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.

Dünya şehri Ankara’ya layık olmaya çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’nın, sadece devletin merkezi sıfatıyla sahip olduğu kamu gücünden ibaret olmadığını dile getirdi.

Bunun yanında Ankara’nın, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla, en önemlisi insanıyla Türkiye’nin parlayan yıldızı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada, Başkent Millet Bahçesi’nde bir araya gelen sizler, sadece Ankara’ya, sadece ülkemize değil, tüm dünyaya mesaj veriyorsunuz. Burayı, bu millet bahçesini kim yaptı? Murat Kurum kardeşimiz bakanken o burayı yaptı. Şimdi Murat Kurum nerede? İstanbul’da. Şimdi İstanbul’u kazanmak, Murat kardeşimize de yakışır” dedi.

Keçiören’de de Turgut Altınok’un birçok eserleriyle oraya damgasını vurduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son Keçiören’de Atatürk Cumhuriyet Kulesi’nin açılışını yaptıklarını anımsattı.

“ANKARA, TÜRKİYE YÜZYILI’NIN İNŞASINA HAZIR”

Kalabalıkla birlikte “Tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan, bir olacağız, iri olacağız, buradaki gibi kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” sözlerini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bir asır önce düşman, Ankara’nın kapısına kadar dayanmıştı. Top seslerinin Ulus’taki Meclisten duyulduğu o zor günlerde ortaya konan güçlü iradenin yankıları hâlâ sürüyor. Aynı irade, 15 Temmuz gecesi darbecileri sokaklara, meydanlara çıktıklarına pişman eden ruhun adıdır. Bu ruh, hem Millî Mücadele’yi zafere ulaştırdı hem Cumhuriyetimizi kurdu hem tüm demokrasi ve kalkınma atılımlarımıza ilham oldu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çok partili siyasi hayata geçtiğimizden beri demokrasimizin başına kara bulutlar her toplandığında, baharı önce Ankara başlattı. Ülkenin her karışını ilmik ilmik ördüğümüz yatırımlarımızın hazırlıklarını Ankara’da yaptık. Milletimizin her bir ferdinin hayatına dokunan hak ve özgürlük reformlarımızı burada gerçekleştirdik. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına atıfla hazırladığımız 2023 hedeflerimizi Ankara’yla birlikte fiiliyata geçirdik. Şimdi burada bu meydanda, aynı hissiyatı, aynı heyecanı, ben şu katılımla aynı azmi görüyorum. Allah’ın izniyle, Ankara, Türkiye Yüzyılı’nın inşasına hazır. Türkiye Yüzyılı’yla, ülkemizi dünyanın devler ligine yükseltme mücadelemizde bizimle yol yürüyeceğinize inanıyorum.”

Bunun için alandakilerden söz isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara yanımızda olduğu müddetçe, yedi düvel karşımıza çıksa, evelallah yıkar geçeriz” diye konuştu.

“ESER VE HİZMET ÇAĞINI, ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YENİDEN BAŞLATMAK İSTİYORUZ”

Ankara’yı bilmenin, anlamanın, sevmenin elbette önemli olduğunu ancak asıl Ankara’yı tüm bu vasıflarına uygun eser ve hizmetlerle donatmanın önem taşıdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şurada mevcut Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, şu 5 yılda siz Ankaralılara Allah aşkına ne yaptı? Yollarımızın hâli ortada. Çöp, çukur, çamur. Bu, CHP’nin pratiğidir. Bundan başkasını bunlar yapamaz. İstanbul’da da böyleydi, çöp, çukur, çamur. Onlardan devraldık. Ankara da öyle, çöp, çukur, çamur. Bunlardan artık kurtulalım. 5 yıl boşuna geçti. Onun için 31 Mart çok önemli, Ankara’yı, başkentlik sıfatına uygun hizmet veremeyenlerden kurtarmanın vakti çoktan gelmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında şunları kaydetti: “Öyleyse 31 Mart akşamı bu işin hakkını verelim. Burası, hiçbir şey yapmayarak, üstüne bir de bununla övünerek idare edilebilecek bir şehir değildir. Bunca yılın Ankaralısı olarak şehrin nereden nereye geldiğini de nerede durduğunu ve hatta gerilediğini de bizzat görüyoruz, biliyoruz. Hele hele ana kademe, kadın kolları, gençler sizler bunu çok iyi biliyorsunuz. Ankara, daha fazla yavaşlamayı, daha fazla ataleti kaldıramaz. Nedir bu yavaşlardan çektiğimiz? Ankara’yı içine düştüğü bu sıkışmışlık, çaresizlik, dayatma hâlinden bir an önce kurtarmak gerekiyor. Ulaşımda çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Trafikte çektiğimiz sıkıntı hepinizin malumu. Öyleyse dokuz gün sonra bu işin hakkını verelim, sandıkları patlatalım. Turgut Altınok kardeşimizle büyükşehirde, diğer adaylarımızla ilçelerde, bu şehirde eser ve hizmet çağını, çok daha güçlü bir şekilde yeniden başlatmak istiyoruz.”

Kimsenin şahsıyla alıp veremediklerinin bulunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim tek derdimiz bin yıllık kadim yurdumuzu ve başkentimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır” görüşünü paylaştı.

Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklar olarak zaten üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerel yönetimlerle el ele vererek inşallah 1 Nisan’dan itibaren çok daha farklı bir hizmeti ortaya koyacağız” ifadesini kullandı.

Metrolardan otoyollara, millet bahçelerinden kentsel dönüşüm projelerine kadar pek çok eseri hizmete açtıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işin mahalli idareler ayağını da sağlam tutalım ki verdiğimiz emek, tahsis ettiğimiz kaynak boşa gitmesin. Ankara’yı, taşlarına, dar sokaklarına bakıp gözyaşlarımızı silerek başkent yapmış olabiliriz ama Ankara’yı aynı standartlara mahkûm etmeye çalışanların vizyonsuzluğuna rıza göstermek zorunda değiliz” değerlendirmesinde bulundu.

“ANKARA, GÖREN HERKESİN HAYRANLIK DUYACAĞI BİR ŞEHİR OLMALIDIR”

Nüfusu pek çok ülkeden fazla olan Ankara’nın, her şeyin en iyisine, en güzeline, en modernine layık olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz Ankara’yı, altyapısıyla, üstyapısıyla, şehir içindeki ve kırsaldaki mahalleleriyle, Türkiye Yüzyılı’na hazırlamayı vadediyoruz. Başkentimizi, içinde oturanlarının ve çalışanlarının huzurla ‘işte benim şehrim’ diyeceği konuma getirmek arzusundayız. Sadece bu değil, Ankara, buraya gelen ve gören herkesin hayranlık duyacağı bir şehir olmalıdır, bu potansiyele de ziyadesiyle sahiptir. Caddeleriyle, parklarıyla, ulaşımıyla, altyapısıyla, sosyal ve kültürel donatılarıyla hep birlikte gurur duyacağımız bir Ankara’nın peşindeyiz. Çok mu şey istiyoruz? Hayır, hepsi mümkün. Bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı Türkiye’ye yakışır bir başkent için 31 Mart’ta her şey ayağımıza geliyor.”

Demokrasi ve kalkınma yolculuğunun, hem uzun hem de meşakkatli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu bakımdan talihsiz kesintiler yaşadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet dönemi boyunca kaybedilen hazine değerindeki yılların telafisinin, ancak son 21 yılda mümkün olabildiğine dikkati çekerek, Ankara’nın, tüm bu süreçlerin en yakın şahidi olduğunu söyledi.

Türkiye’yi büyütmek ve güçlendirmek, milletin hak ve özgürlüklerini genişletmek, insanların refahını artırmak için attıkları her adımda, gizli açık birçok engellemeyle karşılaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların bir kısmını dal budak salmadan bertaraf ettik, bir kısmının üstesinden bedel ödeyerek geldik. Emperyalistlerin ülkemizi dizleri üzerine çökerterek kendilerine tabii kılmak için sahneledikleri oyunlara, maalesef, içeriden destek veren figüranlar da çıktı. Bu aparatlar, kimi zaman vesayet, kimi zaman terör örgütü, kimi zaman darbeci, kimi zaman siyasi, sosyal veya ekonomik tetikçi kisvesiyle arzı endam etti” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Meşhur hikâyedir; gövdesine ardı ardına balta darbeleri inen ağaç, duruma şöyle bir bakıp ‘sapı bendendir’ diye hayıflanmış. Ülkemizin demokrasi ve kalkınma hamlelerine çelme takanların çoğu işte aynı hissiyatı taşıyor. En azından kâğıt üzerinde bu ülkenin siyasetçisi, sivil toplum temsilcisi, medya mensubu, sosyal medya kullanıcısı olduğu hâlde, gece gündüz Türkiye aleyhinde çalışanlar var. Kimi zaman üzüldüğümüz, kimi zaman öfkelendiğimiz bu tiplerle uğraşmak, bizi bir hayli yorsa da yolumuzdan alıkoymadı. En çok da ana muhalefet partisi CHP’nin takındığı tutum, ülkemiz adına endişe vericidir. Bu partinin tek parti faşizmi döneminde işlediği ve milletimizin kalbinde derin yaralar açan günahlarını bir kenara koyuyorum. Sadece son 21 yılda, bu parti, bir dönem vesayetin sözcülüğünü yürüttü. Bu parti, bir dönem FETÖ ihanet çetesinin taşeronluğunu üstlendi. Bu parti, bir dönem PKK’nın ve Suriye’deki uzantılarının savunuculuğuna soyundu. Bu parti, her dönem Amerika’nın, Avrupa’nın, Türkiye husumetiyle maruf uluslararası kuruluşların sesi oldu.”

“MİLLETİMİZ TERCİHİNİ ESER VE HİZMET SİYASETİNDEN YANA KULLANACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki seçimlerde kurulan Millet İttifakı’na atıfta bulunarak, “Altılı Masa hatırlıyorsunuz değil mi? Altında da ne vardı? HDP. Ne oldu? Hepsi dağıldı mı? Bu dersi kim verdi? Siz verdiniz, siz. Benim milletim istemezse hiç bir şey olmaz. Birbirlerini yolda görseler selam vermeyecek olanları, cumhurbaşkanı yardımcılığı vaadiyle, milletvekilliği kontenjanı dağıtarak güya aynı masa etrafında bir araya getirdiler. Bay bay Kemal ne oldu; Ama Ankara’da bir apartman dairesi bulmuş, şimdi orada kalıyormuş. Bunların hepsinin akıbeti aynı olacak. Ülke ve millet hayrına herhangi bir ortak payda olmadığı için, seçim bitince hepsi de darmadağın oldu. Hâlbuki Cumhur İttifakı, dimdik ayakta, yoluna devam ediyor” ifadelerini kullandı.

CHP’nin geçen seçimlerde o zamanki ismiyle HDP’yle gizli ve saklı iş birliği yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu seçimlerde yine utana sıkıla, adını koyamadıkları, ama altta belediye başkanlıklarını, belediye meclis üyeliklerini, belediye bürokrasisini paylaştıkları kirli bir pazarlığa giriştiler. Ortada, kapağını kaldırdıkça sürekli yeni şeyler çıkan bir matruşka ittifakı var ve bundan seçmeninin de haberi yok. Onlar da ne olup bittiğini anlamaya çalışıyor. Yeni adıyla DEM’e oy veren vatandaşlarımız da CHP’ye gönül veren vatandaşlarımız da bu karanlık ve kirli ilişkiyi içlerine sindiremiyor. ‘Bir varmış bir yokmuş’ muamelesi yapılan bu ittifaktan, toplumumuzun her kesimi gibi, bu partilere oy veren vatandaşlarımız da rahatsız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin İstanbul İl binasındaki para sayma görüntülerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

CHP’den hiç kimsenin çıkıp bu “para kulelerinin” doğru düzgün izahını yapamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesela, banka uygulamasıyla 30 saniyede yapabilecekleri basit işlem için, neden kendilerine bu kadar eziyet ettiklerinin cevabını veremediler. Öyle ya birine para gönderecekseniz, internet bankacılığı duruyorken, valize, çantaya ve bunları taşımak için altı, yedi kişiye ne gerek var? Son derece makul bu soruları cevaplamak yerine, suçu AK Parti’ye yüklemeye kalktılar” dedi.

Parayı getirenin CHP belediyesinin bürokratı, toplayanın CHP belediye başkanının müdürü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Parayı aldığı söylenen kişinin beyan ettiği rakamlarla, ortadaki meblağın ilgisi yok. Ama suçlu AK Parti. Türk siyaseti çok yüzsüzlük, çok utanmazlık, çok pişkinlik gördü, fakat böylesiyle ilk defa karşılaşıyoruz. Genel başkanları darbe çığırtkanlığı yapar. Adaylarının biri kirli ilişkileri, kibri ve yalanlarıyla ortada gezer. Bir diğeri terör örgütünü över. Bir başkası millete hakaret eder. Ötekisi tembelliğine methiye düzer. Böyle ana muhalefet partisi mi olur? Bu partiye umut bağlayanlara yazık değil mi? Geçmişleri ne olursa olsun CHP amblemi altında seçime girenler, kendilerini tüm bunların vebalinden kurtarabilir mi? Milletimiz 31 Mart’ta CHP’ye de DEM’lendiği ortaklarına da kazanmak değil sadece AK Parti’ye ve Cumhur İttifakına kaybettirmek için ortada dolananlara da hak ettikleri cevabı sandıkta verecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar millete güvendikleri, inandıkları, sırtlarını daima millete yasladıkları hiçbir konuda hayal kırıklığına uğramadıklarını ve kaybetmediklerini belirterek, “İnşallah, bu sefer de milletimiz tercihini istismar ve istiskal siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana kullanacaktır” açıklamasını yaptı.

“ANKARA’YA SON 21 YILDA 1 TRİLYON 91 MİLYAR LİRA TUTARINDA YATIRIM YAPTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, il mitinglerini genellikle, o şehre yapılan yatırımların özetini anlatarak bitirdiklerini anımsattı.

Konu Ankara olunca, bu yatırımların listesinin öylesine uzun olduğunu ve ne kadar özetlerlerse özetlesinler, bitecek gibi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ankara’ya son 21 yılda 1 trilyon 91 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Faaliyete geçirdiğimiz 12 yeni üniversiteyle, toplamda 21 yükseköğretim kurumuna ulaşıp Ankara’nın eğitim şehri unvanını güçlendirdik. Hizmete açtığımız yaklaşık 30 bin kişilik yurtlar ve 133 spor tesisiyle, gençlerimize sahip çıktık. Sağlıkta, diğer yatırımların yanı sıra, her biri dünya çapında birer eser olan Bilkent Şehir Hastanesi’ni, Etlik Şehir Hastanesi’ni biz yaptık. Bunlar dünyada eşi benzeri olmayan eserler. Ankara’yı sağlığın da başkenti hâline getirdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ kanalıyla yapılıp teslim edilen 87 bin 513 konuta, 6 bin 523 konutun daha ekleneceğine dikkati çekerek, “Yaptığımız 32 yeni atık su arıtma tesisiyle, belediye nüfusunun yüzde 99,5’ine hizmet veriyoruz. Ankara’da 23 millet bahçesi projemizden 13’ünü tamamladık, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor” dedi.

Ulaştırmada şehir sınırları içindeki bölünmüş yol mesafesini 730 kilometre ilaveyle yaklaşık bin 200 kilometreye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara-Niğde Otoyolu’nu tamamlayıp hizmete sunduklarını, Ankara-Akyazı Otoyolu’nun proje çalışmalarına başladıklarını, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu’nun da ihalesini yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demiryollarında, Ankara’yı Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, Kocaeli, İstanbul, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas’la hızlı tren hatlarıyla birleştirdik. Afyonkarahisar, Uşak ve Manisa’yı da kapsayan Ankara-İzmir hızlı tren hattının inşası sürüyor. Ankara’yı, Bursa-Osmaneli Hızlı tren hattıyla Bursa’yla, Yerköy-Kayseri Hızlı Tren hattıyla Kayseri’yle birleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

“ESENBOĞA HAVALİMANI İLE KIZILAY’I BİRBİRİNE BAĞLAYACAK OLAN METRO HATTINI, 2028 YILINDA TAMAMLAMAYI HEDEFLİYORUZ”

Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nın, şehrin sembol eserlerinden biri hâline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başkentray’ın yanı sıra Batıkent-Sincan, Kızılay-Çayyolu, Keçiören-AKM-Gar-Kızılay Metro hatlarını hizmete aldık. Şimdi de Başkentray’ı Yenikent’e kadar uzatıyoruz. Toplam yedi istasyonlu Keçiören Kuyubaşı-Esenboğa Havalimanı-Yıldırım Beyazıt Üniversitesi metro hattını yatırım programına aldık, yakında ihalesine çıkacağız. Esenboğa Havalimanı ile Kızılay’ı birbirine bağlayacak olan bu metro hattını, inşallah 2028 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Ankara YHT Garı-Etlik Şehir Hastanesi-Ovacık metro hattının etüt projesini hazırlamaya başlıyoruz. Sincan metrosuyla Çayyolu metrosunu birleştirmeyi planlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve sporda bu şehri modern spor tesisleriyle stadyumlarla yükseköğretim yurtlarıyla kültür merkezleriyle donattıklarını belirtti.

Tarım ve ormanda Ankara’ya, 28 baraj, iki içme suyu tesisi, 35 sulama tesisi, 11 arazi toplulaştırma, 77 taşkın koruma tesisi, 10 gölet ve iki hidroelektrik santral tesisi inşa ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan yatırımlarla şehrin içme suyunu garanti altına aldıklarını söyledi.

“GEÇTİĞİMİZ YIL 5,5 MİLYAR DOLARA ULAŞAN SAVUNMA SANAYİ İHRACATIMIZIN YAKLAŞIK YARISINI ANKARA YAPTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve teknolojide dört yeni organize sanayi bölgesi, iki endüstri bölgesi kurduklarını belirterek son 21 yılda hayata geçirilen yatırımlarla, başkenti savunma sanayinin merkezi konumuna getirdiklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl 5,5 milyar dolara ulaşan savunma sanayi ihracatımızın yaklaşık yarısını Ankara yaptı. İstihdamı desteklemek için şehrimizde iş yerlerine 37 milyar lirayı aşkın prim teşviki verdik. Enerjide, nüfusunun yüzde 97’sinin doğal gaz imkânından faydalandığı Ankara’da, bütün ilçelere doğal gaz arzı sağladık. Kültür ve sanatta, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nu hizmete açtık. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, bünyesindeki Millet Camii, Kültür ve Kongre Merkezi, Sergi Merkezi ve Millet Kütüphanesi ile Ankara’nın gurur verici eserlerinden biri oldu. Biz buyuz. Sayın Başkan (ABB Başkanı Mansur Yavaş), belediye başkanı olarak yahu sen ne yaptın? Bir de bunu senden duyalım. “Şu metroyu ben yaptım” de be. Melih Bey’in döneminde havalimanından Ankara merkeze yapılan yatırımların dışında sen belediye başkanı olarak ne yaptın; Hiç. Çöp, çukur, çamur, Ankara’nın hâli bu.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

“ÇALIŞANLARIMIZIN, EMEKLİLERİMİZİN GELİRLERİNİ YÜKSEK ENFLASYON KARŞISINDA KORUMAKTA KARARLIYIZ”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık. Bir yandan asırlık ihmallerle biriken altyapı eksikliklerimizi tamamladık, diğer yandan milletimizi hak ve özgürlük özlemleriyle buluşturduk” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Kayseri mitingine katılarak bir konuşma yaptı.

21 Mart Nevruz Bayramı’nı kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nevruz sevincini yaşayan coğrafyamızdaki kardeşlerimizin Nevruz Bayramı’nı tebrik ediyorum. Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar çok geniş bir bölgede yeni umutlarla kutlanan Nevruz’un hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

Kayseri’nin 14 ve 28 Mayıs 2023’teki cumhurbaşkanı seçimlerinde ahde vefasını bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu seçimde Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 65’i aşkın, Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 68’i bulan destek için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Mayıs seçimleri, ülkemizde fırsatını bulduğunda ülkeyi karıştırmaya, milleti ötekileştirmeye hazır bir zihniyetin pusuda beklediğini gösterdi. İnşallah 31 Mart’ta bu millî irade destanını çok daha ileriye taşıyarak, demokrasi safımızı biraz daha sıklaştıracağız.”

Kayseri’nin, vesayetten kumpasçılara, terör örgütlerinden darbecilere kadar verdikleri her mücadelede yanlarında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayseri ile Cumhuriyet tarihimizin en iddialı kalkınma programlarından biri olan 2023 hedeflerini de birlikte hayata geçirdik. Şimdi de Türkiye Yüzyılı’nın inşasını birlikte gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.

“TARİHİ DEĞİŞTİRECEK İŞLER YAPTIK, YAPMAYI SÜRDÜRÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’nin çalışmanın, üretmenin, kazanmanın ve bölüşmenin manasını iyi bildiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Anadolu’nun ortasında bir sanayi, ticaret, tarım vahası kurmayı başaran Kayserili kardeşlerim pek çok şehrimize de ilham kaynağı oldu. Bugün Türkiye’nin 81 vilayetinin tamamı üretip, ihraç edebiliyorsa bunda Kayseri’nin yaptığı öncülüğün çok büyük payı var. Bugün insanlarımız ticaret yapmak için ülkemizin ve dünyanın dört bir yanını arşınlıyorsa bunda Kayserilinin büyük payı var.

Biz de Kayseri’den aldığımız ilhamla her alanda tarihi değiştirecek işler yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık. Bir yandan asırlık ihmallerle biriken altyapı eksikliklerimizi tamamladık, diğer yandan milletimizi hak ve özgürlük özlemleriyle buluşturduk. Ülke ve milletçe biz çalıştıkça Rabbimiz de bereketini verdi. Sonuçta, Türkiye’yi 21 yılda üç kat büyütmeyi başardık. Şimdi amacımız, önümüzdeki dönemde ülkemizi iki kat daha büyüterek, dünyanın en güçlü ekonomileri arasında hak ettiği yere çıkarmaktır. Allah’ın izniyle bunu yapacak birikime, dirayete, azme sahibiz. Sadece hep birlikte biraz daha çok çalışarak sabırlı olmamız gerekiyor.”

Hayatın dikensiz gül bahçesi olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın olduğu gibi milletlerin de önüne inişler ve çıkışlar, fırsatlar ve tehditler, imkânlar ve hesapta olmayan felaketlerin çıkabildiğini ifade etti.

Son dönemde milletçe başa gelen felaketlerden en büyüğünün 6 Şubat depremleri olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu depremlerin Kayseri’nin de bir bölümünü etkilediğini, can kaybı olmadığını ama hasar gören yıkılan binaların bulunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023’teki depremde hayatını kaybeden 53 bin vatandaşı rahmetle yâd etti.

Depremle yıkılan şehirleri ayağa kaldırmak için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşası tamamlanıp hak sahiplerine teslim edilen konut sayısının, 80 bine yaklaştığını, yılsonuna kadar bu rakamın 200 bine tamamlanacağını bildirdi.

“ÇALIŞANLARIMIZIN, EMEKLİLERİMİZİN GELİRLERİNİ YÜKSEK ENFLASYON KARŞISINDA KORUMAKTA KARARLIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, caddeleriyle, meydanlarıyla, tarihî ve kültürel mekânlarıyla üretimi ve istihdamı destekleyecek altyapılarıyla deprem şehirlerini Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak şekilde ihya ettiklerini dile getirdi.

En büyük mücadeleyi enflasyona ve hayat pahalılığını köpürten anlayışa karşı verdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Çalışanlarımızın, emeklilerimizin ve küçük esnafımızın gelirlerini, yüksek enflasyon karşısında korumakta kararlıyız. Ama bu mücadeleyi mutlaka başarıya ulaştıracağız. Bunu da öyle yalan yanlış rakamlarla kimseyi kandırarak değil çalışarak, üreterek pastayı daha da büyüterek yapacağız. İnşallah yılın ikinci yarısından itibaren enflasyon hızlı bir düşe geçecek. Depreme ayrılan kaynakların ve enflasyonun bütçe üzerindeki yükü hafifledikçe insanımızın refah seviyesini eskisinin de üzerine çıkartacağız.

Bu vesileyle emeklilerimize güzel bir haber vermek istiyorum. İlk kez 2017’de emeklilerimize banka promosyonu ödenmesi uygulamasını başlatmıştık. Kamu bankalarımız bu yılki promosyon ödemesi miktarlarını alınan aylığa göre 8 bin lira ile 12 bin lira arasında belirledi. Diğer bankaların da bu rakamların altında kalmayacak şekilde promosyon ödemeleri yapacağına inanıyorum. Banka protokolleri yürürlüğe girdikten sonra emeklilerimiz maaşlarını aldıkları yerlerden bu ödemeleri alabilecekler. Yeni banka promosyon rakamlarının emeklilerimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Her imkânı değerlendirerek çalışanların ve emeklilerin gelirlerini artırarak refah seviyelerini yükseltmenin gayreti içinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede Cumhur İttifakı’ndan başka bunu yapabilecek bir başka siyasi iradenin bulunmadığını söyledi.

“MİLLETİMİZLE BİRLİKTE KENDİLERİNİ DESTEKLEYEN VATANDAŞLARIMIZI DA DEFALARCA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Memleket muhalefetin eline kalsa bırakınız maaşların yükselmesini, mevcut maaşları bile geçmişte olduğu gibi ödeyemezler. Muhalefetin hâlini görüyorsunuz. Ne diyor o güzel Kayseri türküsünde? ‘Sabah olur potinini giyemez. Öğle olur ekmeğini yiyemez. İki sözü bir arada diyemez.’ CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin durumu işte tam böyle. Milletimizle birlikte kendilerini destekleyen vatandaşlarımızı da defalarca hayal kırıklığına uğrattılar” diye konuştu.

Milyonlarca insanın yıllardır gidip bir umutla CHP’ye oy verdiğini sadece seçimleri değil umutlarını da kaybettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşın şehirlerinde yeni yatırımlar görmediğini, mevcut hizmetlerin sorunsuz işlemesine hasret kaldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü CHP yönetimi sadece beceriksizlerden, sadece kifayetsizlerden değil, aynı zamanda kendini geliştirme yönünde hiçbir çabası olmayan tembellerden oluşuyor. Onların gündemi başka. Parti içi iktidar kavgaları kendilerini ilgilendirir. Ama deste deste para sayma görüntülerinin izahını hâlâ yapamadılar. Çıkıp olayı dürüstçe açıklamak yerine sağa sola saldırarak, çirkinleşerek, kabalaşarak, skandalı örtbas edebileceklerini zannediyorlar. Seçim kazanmak için kendi akıllarınca birileriyle demleniyorlar.

Ama orada da durum pek parlak gözükmüyor. Bu partinin tamamı iradelerinin işportada pazarlanır gibi hangi bedeller karşılığı olduğu bilinmeden CHP’ye peşkeş çekilmesinden rahatsız. CHP’li yöneticiler tarafından tercihlerinden dolayı sürekli hakaret edilmeyi, ayrımcılığa, ırkçılığa maruz kalmayı da içlerine sindiremiyorlar. Belediyelerini yönettikleri şehirleri yakın zamanda bekleyen en büyük tehlike deprem olmasına rağmen bunlar ellerindeki kaynakları bambaşka yerlerde kullanıyorlar. Karşımızda projesi olmamakla yol yapamamakla tünel kazmamakla, köprü inşa etmemekle, yeşili artırmamakla övünen bir zihniyet var. Türkiye eser ve hizmet siyasetinden sonra yeni bir siyaset anlayışıyla karşı karşıyadır. Bunun adı, zübük siyasetidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkese duymak istediğini söyleyen ama kendi ihtirasları dışında hiç bir şeyle ilgilenmeyen bu zihniyetin ülkenin en büyük talihsizliği olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Bay Kemal’in vizyonsuzluğuna tahammül edemezken başımıza daha beterleri daha çapsızları daha ilkesizleri musallat oldu. Hani beterin beteri vardır derler ya, muhalefetin çapı ve kalitesi konusunda ülkemiz tam da böyle bir kısır döngüye girmiştir. Daha şimdiden seçimlerin ardından muhalefet tarafından ufaktan değişim arayışları başladı. Böyle giderse 31 Mart’tan sonra muhalefet cenahında yeni bir meydan muharebesi yaşanacağı anlaşılıyor. İnşallah bu sefer gelenin gideni aratmadığı bir tabloyla karşılaşırız” diye konuştu.

“Biz, muhalefetin köklü değişimlerle kendini yenileyerek ülkemiz adına umut verici yeni bir dönemin kapılarının aralanmasını temenni ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için 31 Mart’taki dersi sağlam tutmak gerektiğinin altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta bunlara gittikleri yolun yol olmadığını göstermemiz lazım. Kayseri’nin bu konuda öncülüğü kimseye bırakmayacağına inanıyorum” dedi.

Ramazan Bayramı gelmeden 31 Mart’ı “millî irade bayramı” olarak görmek istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Artık yavaş yavaş ortasına doğru yaklaştığımız Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum. Şu mübarek günlerde Gazze’de ve dünyanın başka yerlerinde zulüm altında iftarını ve sahurunu yapmaya çalışan kardeşlerimizin Allah yardımcısı olsun. Netanyahu denilen malum kişiyi, Kahhar ismi şerifiyle Rabbimize havale ediyoruz. Rabbimiz kahru perişan eylesin. Bize düşen hem bu kardeşlerimize var gücümüzle yardımcı olmak hem de sahip olduğumuz güvenliğin, huzurun, nimetlerin kıymetini bilmektir.”

“KAYSERİ’YE 21 YILDA 171 MİLYAR LİRAYI AŞKIN KAMU YATIRIMI YAPTIK”

Kayseri’ye 21 yılda 171 milyar lirayı aşkın kamu yatırımı yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 5 bin 343 yeni derslik kazandırdıklarını, ikisi devlet olmak üzere üç yeni üniversite kurduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlik ve sporda 10 bin 992 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Stadyumla birlikte 49 spor tesisi inşa ettik. Kayserili ihtiyaç sahiplerine 7 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Şehrimize 2 bin 407 yataklı 21 hastane dâhil 60 sağlık tesisi açtık. Hizmete açtığımız 1607 yataklı Kayseri Şehir Hastanemiz sadece ilimiz için değil bölgemiz için de önemli bir şifa kaynağı oldu. TOKİ vasıtasıyla 19 bin 845 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 2 bin 300 konutun yapımına devam ediyoruz. Riskli yapı olan 20 bin 912 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Kayseri’deki dört millet bahçesi projemizden ikisini bitirdik. Birinin yapımına, birinin proje çalışmasına devam ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’ye ulaştırmada yapılan yatırımları anlatarak, “Kayseri-Felahiye yolunu, Kayseri-Niğde yolunu, Nevşehir-Ürgüp-Kayseri yolunu ise 2026’da bitireceğiz. Kapadokya turizmine katkı sağlayacak, Ürgüp-Soğanlı-Yeşilhisar yolunu, yatırım programına aldık. Proje çalışmaları devam ediyor. Demir yollarında, Kayseri il sınırlarındaki mevcut konvansiyonel hattı tamamen yeniledik” dedi.

Kayseri’ye yapılan içme ve sulama suyu yatırımlarını da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda inşa ettikleri tesislerle Kayseri’de 570 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını ve çiftçilere yıllık 3 milyar lira zirai gelir artışı sağladıklarını dile getirdi.

Yapımı devam eden 10 sulama tesisiyle 144 bin dekar zirai araziyi daha sulamaya açacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Develi Ovası, Bünyan, Sarıoğlan, Bünyan-Elbaşı, Karadayı sulama projelerinin yapımına devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kayseri’de nüfusun yaklaşık yüzde 90’ını doğal gaz imkânına kavuşturduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Pınarbaşı ve Sarız’a da doğal gaz arzı sağlamayı planladıklarını söyledi.

Okumaya Devam edin

DÜNYA

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

“AMACIMIZ, KALICI REFAH ARTIŞINI SAĞLAMAK”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burdur mitinginde yaptığı konuşmada, “Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız. Ama asıl amacımız, kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Burdur mitingine katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında “İstiklal Şairi” merhum Mehmet Akif’in mebusluğunu yaptığı Burdur’da bulunmanın bahtiyarlığı içinde olduğunu belirtti.

Yörük hocalarının ismini verdiği Burdur’a kendilerinin de kalplerini verdiği dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ahde vefanızdan, coşkunuzdan, her zaman yanımızda hissettiğimiz hayır dualarınızdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Isparta’da da çok büyük sevgi seliyle karşılandıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de ‘Meydanda ne kadar kardeşimiz var?’ diye sordum. Verdikleri rakam 40 bin. Maşallah, bu ne coşku, bu ne aşk? Aşkınız daim olsun, coşkunuz sandıklara dolsun. Rabb’im aramızdaki muhabbeti daim eylesin” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burdur’a ve Burdurlulara şükran borçlarının olduğunu, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde Burdur’un kendilerini yalnız bırakmadığını söyledi.

Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde yüzde 52,6, cumhurbaşkanlığında yüzde 56 oyla destek veren Burdurlulara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokrasiye, özgürlüklere, millî iradeye sahip çıktığınız için sizlere hassaten teşekkür ediyorum. Şimdi önümüzde yeni bir sınav daha var. 31 Mart’ta inşallah yerel yöneticilerimizi belirleyeceğiz. Seçimlere 10 gün kaldı. Bundan 10 gün sonra sandık bir kez daha önümüze gelecek. Bu sefer, yerelde kimler ve hangi zihniyet tarafından idare edileceğinizin tercihini yapacaksınız. İnanıyorum ki 31 Mart’ta Burdur gerçek belediyecilikten, eser ve hizmet siyasetinden yana tavır alacak.”

“GÖNÜL COĞRAFYAMIZA BAKTIĞIMIZDA YÜREKLERİMİZ DAĞLANIYOR”

“On bir ayın sultanı” ramazanın gelmesiyle hanelerin şenlendiğine, sofraların bereketlendiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedî azaptan kurtuluş olan bu mübarek ayın manevi havasını doya doya teneffüs ediyoruz. Ailelerimizle, sevdiklerimizle, çoluk çocuğumuzla birlikte Ramazan-ı Şerif’i huzurla idrak ediyoruz. Bundan dolayı Rabb’imize ne kadar hamdetsek azdır. Gönül coğrafyamıza baktığımızda ise yüreklerimiz dağlanıyor. Gazze’den Suriye, Yemen’den Afganistan’a kadar kardeşlerimiz bu ramazanı kan içinde, ateş içinde, maalesef acı içinde geçiriyor. Karadeniz’den komşularımız olan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2 yılı aşkın süredir devam ediyor.”

“SINIRLARIMIZIN HEMEN ÖTESİNDEKİ KAYGILARIN HİÇBİRİNİ BİZLER YAŞAMIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kendilerine sıçrama tehlikesinden dolayı Avrupa’nın birçok ülkesinde endişenin hâkim olduğunu belirtti.

Yarın ne olacağını, krizin nerede patlak vereceğini kimsenin bilmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tüm bu çatışmaların ortasında, Türkiye, hamdolsun istikrar adası olarak yükselmektedir. Esnafımız her sabah dükkânını gönül huzuruyla açıyor. Çiftçimiz tarlasını rahatça sürüyor. Sanayicimiz, tüccarımız, iş dünyamız, turizmcimiz geleceğine umutla bakıyor, fabrikalarımızda üretim, okullarımızda eğitim hiçbir aksaklık olmadan devam ediyor. Sınırlarımızın hemen ötesindeki kaygıların hiçbirini bizler yaşamıyoruz. Bunların ne kadar büyük bir nimet olduğunu etrafımıza baktığımızda çok daha iyi anlıyoruz. Tabii ki bunları söylerken ülkemizde her şey süt liman demiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her ülkesi gibi Türkiye’nin de sıkıntılarının ve çözmek için uğraştıkları problemleri olduğunu belirterek, bölgede yaşanan çatışmalardan Türkiye’nin de etkilendiğini dile getirdi.

Avrupa ve ABD dâhil pek çok yerde son 70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranlarının herkes gibi Türkiye’yi de zorladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bunlara ilave olarak 6 Şubat depremlerinin yol açtığı güçlüklerle de mücadele ettiklerini anımsattı.

“DEPREMİN VURDUĞU İLLERİMİZİ TEKRAR İNŞA ETMEMİZ ŞART”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 53 binden fazla vatandaşın vefat ettiği depremlerin yaralarını sarmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Ekonomik maliyeti 104 milyar dolar olan depremin ülkemiz ekonomisinde oluşturduğu baskı hâlâ devam ediyor. Her hesabımızı buna göre yapıyoruz. Bu yılın bütçesinde deprem çalışmaları için 1 trilyon liranın üzerinde kaynak tahsis ettik. Geçen yıl da bütçede aşağı yukarı aynı tutarda harcamamız oldu. Bu rakama belediyelerimizin, vakıflarımızın ve iş dünyamızın harcamaları dâhil değil. Üzerinden zaman geçtikçe bazı şeyler unutulsa da ülke ve millet olarak büyük bir imtihanla sınandığımız bir gerçektir” diye konuştu.

Deprem bölgesini ayağa kaldırmadan hiç kimsenin gönlünün rahat olmayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, evi yıkılan, düzeni bozulan, eşini, çocuğunu, anne, babasını, yakınlarını depremde kaybeden vatandaşlara sırtlarını dönemeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri yeni yuvalarına süratle kavuşturmaları gerektiğini dile getirerek, dün 30 bin 723 deprem konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettiklerini, böylece 76 binden fazla kişiyi yeni yuvalarıyla buluşturduklarını kaydetti.

Bu rakamı yıl sonuna kadar 200 bine tamamlayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde depremin vurduğu illerimizi tekrar inşa etmemiz şart. Bizim de devlet olarak önceliğimiz deprem bölgesidir, depremzede vatandaşlarımızı konteynerden kurtarıp evlerine yerleştirmektir” dedi.

“AMACIMIZ, KALICI REFAH ARTIŞINI SAĞLAMAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesine yoğunlaşırken diğer şehirleri ve buralarda yaşayan vatandaşları asla ihmal etmediklerine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Özellikle emeklilerimizden gelen serzenişlere kulaklarımızı tıkamıyoruz. Gerek tek sefere mahsus yaptığımız 5 bin liralık ödemeyle, gerekse yüzde 50’yi bulan maaş ve ikramiye artışlarıyla emeklilerimizin yükünü hafifletmeye çalıştık. Sadece bu ek ödemeler için 300 milyar lira civarında kaynak kullandık. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini nisanın ilk haftasında hesaplarına yatırıyoruz. Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız ama asıl amacımız kalıcı refah artışını sağlamaktır. Bunun için de enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmemiz gerekiyor. Daha önce bunu nasıl yaptıysak inşallah yine başaracağız. Devletimizin imkânları büyüdükçe, geliri arttıkça, omuzlarındaki yük biraz daha azaldıkça ortaya çıkan kaynağı herkese adil şekilde dağıtacağız. Sizlerden biraz daha sabır, biraz daha dayanışma bekliyorum.”

“BİZ ŞEHİRLERİMİZİ BÜYÜTMENİN, KALKINDIRMANIN DERDİNDEYİZ”

Burdurluların, muhalefetin “laf olsun, torba dolsun” kabilinden sözlerine itibar etmeyeceğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burdur bunlara aldanmasın, boş vaatlerine kanmasın. Bunların derdinin ne emeklilerimiz ne emekçilerimiz ne de çiftçilerimiz olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunların tek bir derdi var, o da menfaatlerini korumaktır. Deste deste para balyalarından yapılan kuleleri siz de televizyonlarda izlediniz. Ortada nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan milyonlarca lira ve döviz var. Her televizyona çıkan farklı bir açıklama yapıyor. Acemi Genel Başkan dâhil parti yöneticilerinin hepsi ayrı telden çalıyor. Hiç merak etmeyin dik duracağız, eğilmeyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Hiç kimsenin şüphe bulutlarını giderecek makul, mantıklı ve tutarlı bir cümle kuramadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Meselenin daha vahim tarafı, tüm bu tartışmalar sürerken meşhur hesap uzmanının ortalıkta esamesi yok. Kim olduğunu biliyorsunuz. Ortalıkta hiç gözükmüyor kayıp. Ankara’da bir apartman dairesi tutmuşlar, vaktini orada geçiriyor. Ben ne demiştim, ‘bay bay Kemal’ demiştim. Dediğim çıktı mı, çıktı. Hiç kimse böyle bir skandalı üç maymunu oynayarak geçiştiremez. Hiç kimse sağa, sola saldırarak, hakaret ederek, bu yetmeyince de milleti kendi suçuna ortak ederek bu rezaletten kendini kurtaramaz. Çantalar dolusu bu paraların kimden alındığı, nereye harcandığı belgeleriyle, kayıtlarıyla şeffaf bir şekilde açıklanmak zorundadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece bu kadar da değil. CHP’nin DEM’den transfer ettiği adaylarından biri çıkıyor İstanbul’un bir ilçesiyle ilgili akla ziyan sözler ediyor. Bir başka adaylarıyla ilgili şantaj dâhil her türlü iddia ortada kol geziyor. Özgür Efendinin bizzat kendisi ise akılla, mantıkla bağdaşmayacak garip darbe açıklamaları yapıyor. CHP genel başkanlarının telefon merakı ona da sirayet etmiş. Darbecilerden kendisine, millî iradenin yerle yeksan edildiğine dair telefon gelecekmiş, o da ‘bunu gençler yapıyor’ diye sevinecekmiş. Gerçi bunların devrik Genel Başkanları da darbecilerin tanklarının arasından kaçmış, kahvesini Bakırköy Belediyesinde yudumlayarak işin sonucunu beklemişti. Özgür Efendi bıraksın bu darbe şakşakçılığını da çıksın önce içlerine kurt düşürdüğü CHP’li vatandaşlarımıza karşı görevini yerine getirsin. Özgür Efendi yanına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını da alsın Türk siyasetine bulaştırdıkları bu lekeden dolayı milletten özür dilesin. Gerçekten özgürce siyaset yapmak, siyasi rüştünü ispat etmek istiyorsa Özgür Efendiden beklenen tavır budur. Bunun dışında söylediklerinin milletimizin nazarında hiçbir hükmü yoktur.”

Sadece bu olaylara bakmanın bile kendileri ile muhalefet arasındaki gündem ve vizyon farkını ortaya koymaya kafi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz şehirlerimizi büyütmenin, kalkındırmanın, insanımıza aşkla hizmet etmenin derdindeyiz. Onlar ise ceplerini doldurmanın, koltuklarını sağlama almanın peşindeler. Mevcut CHP yönetiminden ülkemize ve milletimize fayda gelmeyeceğini hep beraber görüyoruz. Bunun için biz sadece işimize bakıyoruz, işimize odaklanıyoruz. Hizmet ve eser siyasetimizi devam ettirmenin yollarını arıyoruz” ifadelerini kullandı.

“BURDUR’A SON 21 YILDA 60 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM YAPTIK”

Burdur’a son 21 yılda 60 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitimde, bin 362 adet yeni derslik inşa ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesini şehrimize kazandırdık. Gençlik ve sporda, 9 bin 172 kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 31 spor tesisi yaptık. Burdurlu ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, şehit yakınlarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize 1,5 milyar liralık kaynak aktardık. Sağlıkta, 475 yataklı Burdur Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda bin 150 yataklı, 10 hastane dâhil, 37 sağlık tesisini hizmete açtık. 4 sağlık tesisinin yapımı sürüyor” bilgilerini verdi.

TOKİ vasıtasıyla 4 bin 691 konutun inşasının tamamlanıp hak sahiplerine teslim edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 276 konutun ise yapımına devam edildiğini aktardı. Riskli 8 bin 175 yapıyı dönüştürdüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilde yapılan yeni atık su tesisleriyle belediye nüfusunun yüzde 90’ına hizmet verildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burdur’daki 3 millet bahçesi projesinden birinin tamamlandığını, birinin yapımına, diğerinin de proje çalışmasına devam ettiklerini anlattı. Ulaştırmada, 45 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 267 kilometreye çıkardıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapımı devam eden yollar hakkında bilgi verdi.

Hızlı tren hattı projesi tamamlandığında Burdur’un, ülkenin hızlı tren ağına bağlanacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sulama ve içme suyu yatırımları hakkında da bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çeltikçi’ye de doğal gaz arzını sağlayacaklarını belirtti. Burdur’a yapılan yatırımlar ve açılan eserlere ilişkin video da miting alanında yayımlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Meydanı’ndaki mitinginin ardından Burdur Valiliğini ziyaret ederek Vali Türker Öksüz’den çalışmalara ilişkin bilgi aldı.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

“ÇANAKKALE BİR MİLLETİN KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUŞUNU MÜJDELEYEN DİRENİŞ RUHUDUR”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerler ile iftar programında yaptığı konuşmada, “Şehit kanlarıyla sulanmış kendi öz yurdumuzda hür, başı dik, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak; oyunları bozmaya, hain emelleri kursaklarda bırakmaya devam etmekten başka çaremiz yoktur. Bu bakımdan, ‘güçlü bir orduya’ sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, 4. Kolordu Komutanlığı’nda düzenlenen iftar programında Mehmetçiklerle bir araya geldi.

Buradaki konuşmasına Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarını selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 ayın sultanı Ramazan’ı tebrik etti. Rahmet kapılarının sonuna kadar açıldığı bu mübarek ayda askerlerle beraber olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin bekası ve milletin güvenliği için canı pahasına görev yapan askerlere başarılar diledi.

“ÇANAKKALE BİR MİLLETİN KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞUŞUNU MÜJDELEYEN DİRENİŞ RUHUDUR”

“Rabbim, askeri, polisi, jandarması, güvenlik korucusu ve istihbaratçısıyla tüm güvenlik güçlerimizin yardımcısı olsun. Onları her türlü kazadan, beladan, saldırıdan, ihanetten muhafaza eylesin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bugün Çanakkale Deniz Zaferimizin 109’uncu yıl dönümünü idrak ediyoruz. Sabah ilk olarak Çanakkale’de aziz şehitlerimizi ziyaret ettik. Dünyanın en modern ordularına karşı ‘Çanakkale geçilmez’ dedirten o büyük kahramanları rahmetle, tazimle yâd ettik. Çanakkale Savaşları ile birlikte İstiklal Harbimizde, Kıbrıs Barış Harekâtında, terörle mücadelede, 15 Temmuz’da vatanı için, bayrağı için, hürriyeti için, onuru için toprağa düşen şehitlerimize de bu vesileyle Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Burada şu hususun altını çizmek istiyorum, Çanakkale sadece bizler için bir deniz zaferi değil. Bir milletin küllerinden yeniden doğuşunu müjdeleyen direniş ruhudur. Çanakkale, bir iman okyanusudur ve o iman okyanusunda 20’nci Yüzyılın Haçlı Ordusu Çanakkale’ye gömülmüştür. Çanakkale, tarihin en büyük deniz zaferlerinden birisi olduğu kadar, aynı zamanda parçalanmak istenen bir devletin, yok edilmek istenen bir milletin yeniden ayağa kalktığı, imanını ve inancını tazelediği büyük bir kıyamdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin, geçen sene 100’üncü yılı gururla kutlanan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni doğuran ana, büyüten beşik olduğuna işaret ederek, “Milletçe hep beraber Çanakkale ruhuna ne kadar sıkı sahip çıkarsak, geleceğimize o derece güvenle bakacağımıza inanıyorum” dedi.

“ŞEHADET ŞUURUNUN ZAYIFLAMASINA İZİN VEREMEYİZ”

Kahraman Mehmetçiklerin yanı sıra istikbalin güvencesi olan gençlerin de şehitlik ve şehadet bilincine sahip olmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Asker millet olarak nam salmış, bu vasfıyla dünyada temayüz etmiş bir milletin mensupları olarak, bizi biz yapan temel değerlerden şehadet şuurunun zayıflamasına asla izin veremeyiz. Her karışında bir aslanın yattığı vatan topraklarını başka türlü muhafaza etmemiz mümkün olmaz. Bu gerçeğe yakın tarihimizde defalarca şahitlik ettik. Kıbrıs Türkleri daha bundan yarım asır önce soykırımın eşiğinden döndü. 1974 Barış Harekâtında ülkemizin dört bir köşesinden subayı, astsubayı, eriyle tam 498 Mehmedimiz şehit oldu. Tüm baskılara rağmen, şayet Türkiye’nin müdahalesi olmasaydı, bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu ne de Kıbrıs Türkleri kalırdı. Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney-kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yıllık bölücü terörle mücadelede vatan topraklarının müdafaası için henüz hayatlarının baharında binlerce şehidin verildiğini anımsatarak, son olarak 15 Temmuz’da 253 vatandaşın istiklal ve istikballeri uğrunda kahramanca toprağa düştüğünü kaydetti.

DEAŞ’ından DHKP-C’sine kadar envaiçeşit terör örgütlerinin eylemlerinde ve sınır ötesi operasyonlarda vatan uğrunda hiç düşünmeden canlarını feda edenlerin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani 1071’den beri hem bu toprakları vatan yapmak hem de ebedi ve ezeli vatanımız olarak muhafaza etmek için can verdik, kanımızı döktük, mücadele ettik ve bedel ödedik. İnşallah bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla vatanımıza, ezanımıza, bayrağımıza sahip çıkmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

“BİZ, CAYDIRICILIĞINI HER ZAMAN EN ÜST SEVİYEDE TUTMASI GEREKEN BİR ÜLKEYİZ”

“Sevgili Mehmetçiklerimiz, şu gerçeği asla unutmamalıyız. Kimsesizlerin kimsesi olan Türkiye Cumhuriyeti var olduğu, köklerine sahip çıktığı, mazluma kol kanat gerdiği müddetçe emin olun bize yönelik saldırıların da ardı arkası hiç kesilmeyecektir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler, millet olarak ilayı kelimetullah davamızı yücelttiğimiz sürece, bizi bu topraklardan kazıma planları hiçbir zaman son bulmayacak. Şehit kanlarıyla sulanmış kendi öz yurdumuzda hür, başı dik, onurlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, oyunları bozmaya, hain emelleri kursaklarda bırakmaya devam etmekten başka çaremiz yoktur. Bu bakımdan güçlü bir orduya sahip olmak bizim için tercihten öte bir mecburiyettir. Biz, caydırıcılığını her zaman en üst seviyede tutması gereken bir ülkeyiz, bir milletiz, bir orduyuz. Türk Milleti olarak bizi hasımlarımıza karşı ancak kendi bileğimiz, kendi kuvvetimiz, kendi geliştirdiğimiz imkân ve kabiliyetlerimiz koruyabilir. 20 sene önce biz yüzde 20’lerdeydik ama şimdi yüzde 80’lerdeyiz. Yüzde 20 yerli millîye sahipken, şimdi hamdolsun yüzde 80 yerli millî olarak silahımıza, araç gereç, mühimmatımıza sahibiz. Ve bunlarla da asla yetinmiyoruz. Bunu çok daha ilerilere taşımak zorundayız.”

“ŞİMDİ İKİNCİ UÇAK GEMİSİNİ YAPMA KARARLILIĞIMIZ VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin uçak gemisi yaptığını hatırlatarak, “Ne diyoruz? Yetmez. Şimdi ikinci uçak gemisini, daha da büyüğünü yapma kararlılığımız var. Paşam bu işin başında, Deniz Kuvvetleri Komutanımız ekibiyle şu anda çalışıyorlar. Şu anda arayışlarımızı da devam ettiriyoruz. İnsansız uçaklarımız ortada. Tek koldan çalışmıyoruz” diye konuştu.

Denizin altında da insansız denizaltıları yapmanın gayreti içerisinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bunu da başaracağız, bu işi de hâlledeceğiz. Yani elin oğlu yapar da biz niye yapmayalım? Biz niye yapamayalım? Bizde bu kabiliyet, beyin var. Evelallah bunları da başaracağız” ifadelerini kullandı.

“HER ALANDA TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İş başa düştüğünde, ne üyesi olduğumuz ittifakların ne de görevi küresel barışı korumak olan uluslararası yapıların hiçbir işe yaramadığını yakın dönemdeki acı tecrübelerden biliyoruz. Biz, işte bunun için sürekli yerli ve millî savunma sanayi diyor, her alanda tam bağımsız Türkiye için çalışıyoruz. Onun için dikkat ederseniz, birçok yerde konuşmalarımızda artık kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz dedik ve kestik. Bunu Cudi’de yaptık, Gabar’da yaptık, Tendürek’te yaptık, Bestler Deresi’nde yaptık. Yaptık da yaptık. Bundan sonra da yapacağız. Sınır ötesi de yapacağız. Yani ‘sınır ötesi, ne işiniz var orada’ diyenlere karşı, kimler olduğunu biliyorsunuz, cevabımız oralara yaptığımız operasyonlardır. Biz işte bunun için güçlü Türkiye, güçlü ordu diyor, milletimizin birliğinin ve kardeşliğinin en büyük dayanağımız olduğunu ifade ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kahraman ordunun vatan müdafaası görevini en güzel şekilde yerine getirmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadıklarını vurguladı.

Yirmi, otuz sene öncesinde Türkiye’nin toplu iğne yapamayacak durumda olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Komutanlarım da o süreçleri gayet iyi bilir. Amerika’sı, Batı’sı bize normal tabanca vermiyordu. Kesti attı. Biz seninle müttefikiz. Vermiyordu ama şimdi onlara biz yerli tabanca satıyoruz. Onlar sıraya giriyor. İş bu noktaya geldi. Eğer çalışırsan senin de olur ama çalışmazsan onların kapısında kul köle olursun. Artık bunları aştık. Şimdi biz de tabancanın yanında orta menzilli tüfeklerimizin daniskasını üretiyoruz. Bunda da sıraya giriyorlar. Hele hele şimdi mühimmatta çok çok öndeyiz. 155’liklerde sıraya girenler var, isteyenler var. Onlar sıraya giriyor, istiyorlar, biz de yetiştiremiyoruz. Ama bu noktaya geldik. Çalışırsan senin de oluyor.”

“AMACIMIZ, EVLATLARIMIZA YOLU DA BAHTI DA AYDINLIK BİR TÜRKİYE TESLİM ETMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eli kanlı terör örgütlerine karşı yürüttükleri zorlu mücadelenin başarıya ulaşması için askerlere her türlü desteği verdiklerini, vereceklerini dile getirdi.

Bir süredir sabırla uyguladıkları terörü kaynağında kurutma stratejilerinin müspet neticelerini sınırlar içinde ve dışında görmeye başladıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Silahlı insansız hava araçlarımızla, kendi ürettiğimiz mühimmatlarla, yerli millî silahlarımızla nerede bir terörist varsa buluyor ve başını kopartıyoruz. Operasyonlarımız neticesinde, artık can çekişen, iyice köşeye sıkışan ve bitme noktasına gelen bu kiralık katil sürülerinin yeniden palazlanmasına, milletimizin başına tekrar bela olmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kimin projesi olduğuna bakmadan güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Irak hududumuzun güvenliğini bu yaz itibarıyla komple garanti altına alacak, Suriye’de yarım kalan işimizi de mutlaka tamamlayacağız. Amacımız, evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinden tamamen kurtulmuş, yolu da bahtı da aydınlık bir Türkiye teslim etmektir. Bölgemizde terörün olmadığı bir iklimi tesis etmeyi sadece şehitlerimize değil aynı zamanda gelecek nesillere yönelik bir borç olarak görüyoruz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun. Askerlik mesleğini seçerek bu kutlu yola yöneldiğiniz için sizleri tebrik ediyorum. Bir cennet bahçesine girercesine toprağa giren aziz şehitlerimizi şu mübarek Ramazan akşamında rahmetle yâd ediyor, gazilerimize sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum. Şahsım, ailem, tüm milletim adına hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

Şehitler Abidesi’nde düzenlenen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. Yıl Dönümü Töreni

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şehitler Abidesi’nde düzenlenen 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada katılımcıları selamlayarak, dünya tarihinde eşine nadir rastlanır bir destanla Çanakkale’yi geçilmez kılan kahramanları rahmetle, şükranla yâd ettiklerini kaydetti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere kahraman orduya önderlik etme şerefine nail olan komutanları saygıyla anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bin yıllık vatanımız Anadolu’nun müdafaası için, ülkemizin ve gönül coğrafyamızın dört bir yanından gelerek gözlerini kırpmadan canlarını veren yiğitlerin her bir ferdine Allah’tan rahmet diliyoruz. Bugün de vatan topraklarında, sınırlarımızda ve sınırlarımız ötesinde ülkemizin güvenliği, milletimizin huzuru, devletimizin bekası için gece gündüz faaliyet hâlinde olan askerlerimize Mevla’dan kolaylıklar diliyoruz. Türkiye ve Türk milleti olarak, Çanakkale’de hangi mücadeleyi verdiysek bugün de farklı görünümler ve araçlar altındaki sinsi saldırılara karşı benzer bir duruş sergiliyoruz” diye konuştu.

Millî şair Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şehitlerini destanlaştıran şiirinde yer alan “Eski dünya, yenidünya, bütün akvam-ı beşer/ Kaynıyor kum gibi mahşer mi hakikat mahşer/ Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sadece bir hadise var ortada, vahşetler denk” dizelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizin bilhassa geçtiğimiz 10 yılda maruz kaldığı her hadisenin gerisine bakıp maskeleri kaldırdığımızda aynı yüzleri görüyoruz. Terör örgütlerini sınırlarımıza yığıp, bizi istiklalimizle sınayanlar bunlardır. Çeşit çeşit yöntemlerle egemenliğimize göz diken darbecileri üzerimize salanlar bunlardır. Her biri, milletimizin zenginliği olan farklılıklarını kırılmaya yatkın fay hatları hâline dönüştürmeye çalışanlar yine bunlardı. Kalkınma hamlelerimizi boşa çıkarmak için üretimimizi ve istikrarımızı sabote edenler bunlardı. Demokrasi atılımlarımızı, vesayetin çarkları arasında parçalayarak milletimize zulmedenler bunlardı.”

“GELECEĞİMİZE GÜVENLE YÜRÜMEMİZİ SAĞLAYACAK İRADEYE SAHİBİZ”

Çanakkale’de bu milletin erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, öğrencisiyle, hocasıyla, çalışanıyla, işvereniyle, tek vücut olup düşmana geçit vermediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimiz son dönemde yaşadığımız sınamaların her birinde de bedeni ve kalbiyle aynı vakur iradeyi ortaya koymuştur. Asırlarca yürüttükleri maddi ve manevi yıkım çabaları sonunda Türkün fıtratının değişeceğini sananlar, ruhun aynı ruh olduğunu gördüler, anladılar. Dün, Çanakkale’de yakılan ateş millî mücadeleyle ve Cumhuriyetimizin ilanıyla neticelenmişti. Şimdi de eser ve hizmetlerimizle, 2023 hedefleriyle, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonuyla yaktığımız ateş, inşallah ülkemizi dünyada hak ettiği yere çıkarmamızla gayesine ulaşacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale Zaferi’ni ve ardından gelen başarıları tarihlerinin en büyük yokluklarını, kuşatmalarını, ihanetlerini yaşadıkları bir dönemde elde ettiklerini, bugünkü Türkiye’nin altyapısıyla, siyasi ve teknolojik gücüyle, ekonomisiyle, hedeflerini hayata geçirme konusunda çok daha büyük imkânları olduğunu söyledi.

“ÇANAKKALE’DE YAZILAN DESTANDAN ALACAĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ DERSLER VAR”

Çanakkale’den ve sonrasında yaşanılan hadiselerin her birinden alınan dersler ışığında geleceğe güvenle yürümelerini sağlayacak iradeye sahip olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl 53 bin vatandaşın şehit olmasına, 11 şehirde yüz binlerce binanın yıkılmasına yol açan 6 Şubat depremlerinin ardından yaşananların bunun ispatı olduğunu kaydetti.

Gelişmiş ülkelerin bile yıllarca baş edemeyeceği enkaz yığınlarını kısa sürede kaldırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni konutları inşa edip teslimine başladıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın Felaketi”nin ardından milletin gösterdiği örnek dayanışmanın ayrıca takdire şayan olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye Yüzyılı’nın inşasında Çanakkale’de yazılan destandan alacağımız çok önemli dersler olduğuna inanıyoruz. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, sıkı sıkıya sahip çıktığımızda yedi düvel üzerimize gelse yıkılmayacağımızın ispatı olan Çanakkale ruhu, yolumuzu aydınlatmaya hep devam edecek. Rabbimden ülkemizi ve milletimizi gizli ve aşikâr her türlü beladan, afetten, tehditten muhafaza etmesini diliyorum” ifadelerini kullandı.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümünü bir kez daha tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü’nde, Çanakkale Destanı’nda imzası olan erinden komutanına, kahraman Mehmetçiklerden her birini, şehit ve gazilerin tamamını rahmetle yâd ettiğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören programı kapsamında Çanakkale Savaşları kahramanlarının rölyefinin yer aldığı Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı. Saygı duruşunda bulunulan, saygı atışının yapıldığı ve İstiklal Marşı’nın okunduğu törende, Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şehitlik Anı Defteri’ni imzaladıktan sonra beraberindekilerle şehitliklere karanfil bıraktı. Şehit yakınlarını selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre onlarla sohbet etti.

SOLOTÜRK’ün gösteri uçuşunun yer aldığı törende, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından denizden gemi geçişi yapıldı.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen

İyi ki Varsın

Avatar

Published

on

Tarihte medeniyetlerin buluşmasına tanıklık ederken, 6.000 yıldan beri varlığını korumuş, ismi değişmeden bugüne kadar gelmiş, sahip olduğu köklü geçmişi sayesinde , Hitit,Asur,pers,Bizans ,Selçuklu ve Osmanlı ‘ nın himayesi altında kalan medeniyetlerin bilinmeyen ve görülmesi gereken en eski yerleşim merkezlerinden ,muhteşem manzarası ve ferah havası, Şelalesi, Sokakları hep tarihin sonsuzluğuna açılan, attığınız her adımda yaşanmışlıkların izini barındıran kadim kent.. Tarsus

“İyi ki Varsın yazı dizimde Anadolu coğrafyasında yukarıda bahse konu anlattığım tarihin derin izlerinin destanlaşan ışığında, bu bölge kültüründe yoğrulup, kendi ekinini, girişimcilik
felsefesi ile oluşturan Milletler Konfederasyonu disiplin kurulu başkanı, Barış ve Kalkınma Enstitüsü (INSPAD’da yerini alan iş insanı ’ Fazilet Dikmen’e yer verdim.

Fazilet Dikmen , 10.02.1981 yılında, mütevazi bir ailenin Büyük kızı( ablası) ve bir Erkek kardeş çocuğu olarak Tarsus ’da dünyaya geldi. Eğitim yıllarının Lise ‘ ye kadar olan bölümünü doğup büyüdüğü şehirde Bursa da tamamladı. Vizyonu açık, okumayı seven bir yönü ile gözler onun üzerinde olmuştu. Onun esas hedefi ise başta memleketi Tarsus olmak üzere, bölge insanın kalkınmasına öncelik veren planlar yapmaktı.

Babam ;bir tekstil firmasının sahibi olmakla birlikte aynı zamanda, İstanbul’ da mağazaları bulunan bir tüccardı. O her daim benim , bir erkek kardeşimin olmaması sebebi ile, kendi yanında iş dünyasına atılmamı hedefledi ve bunu da gerçekleştirdi. diyor

Yıllar geçtikçe tecrübeleri yanında kaynağında insan olan felsefesinde , memuriyet dönemi ile Adana Devlet Hastanesinde iş yaşamı yanında ; Tüm sağlık iş sendikasında Adana il başkanlığı görevi bulunmakta ve halen devam ettirmektedir. 2020 yılında Türk Sağlık Sendikasında Adana İl Koordinasyon Başkanlığı görevini , 2024 yılının ilk aylarında bıraktı. Ancak şu an Türk Sağlık İş Sendikasında Adana İl başkanı olarak halen görev yapmakta.
18 ve 14 yaşlarında 2 Erkek çocuğu Annesi olan Dikmen , yaşam standartlarına, planlamalarına çok önem veriyor. O hem bir iş kadını hem de iyi bir anne olmanın gururunu yaşıyor. Haftalık planlamalarına, iş saatlerine, randevularına oldukça özen gösteriyor.

Bizler Enerji Medyası olarak, “İyi ki Varsın” yazı dizisini hazırlarken, sağlık, eğitim, Sivil Toplum Kuruluşları, finans ve daha birçok kurum ve kuruluşlarda özellikle kadınlarımıza yönelik eğilimimizi ön plana çıkartmayı hedefledik ve bunu da başardık. Kadınların çalışma hayatında var olmalarının toplumsal gelişmenin olmazsa olmazı olduğunun altını çiziyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı, kendi sosyo-ekonomik durumlarını, ailelerini ve çevrelerini geliştirecek ve tüm toplumda etki yaratacak önemli bir değişim ve gelişimin öncüsü olacağın bilincini savunuyoruz. Türkiye’de kadın istihdamının dilimde iş gücüne katılım oranın, kadınların hak ettikleri seviyede olmadıklarını, kadınların iş gücüne katılımının önündeki engellerin kaldırılmasının gerekliliğini ifade ediyoruz.

İşte tamda bu noktada Fazilet Dikmen hakkında ki görüşlerimizi sunuma hazırlarken, Uluslararası bir Yardım Kuruluşu olan International Human Rights Commission (IHRC) ‘ de Türkiye Temsilcisi olarak yer almasındaki temel özelliğinin, İş dünyasının sebep olduğu insan hakları faciaları neticesinde başlatılan hükümetler arası örgütlerin faaliyetleri ve sivil toplum kampanyaları, iş dünyası ve insan hakları ilişkisi konusundaki farkındalıkları savunması olurken bu bizlere gurur kaynağı oldu.

Aynı zamanda İnternational Diplomatic Alliance’ de Türkiye Başkanı olarak 2021 den beri görev alan Fazilet Dikmen’in Türkiye Uluslararası Milletler Konfederasyonu disiplin kurulu Başkanlık görevler bulunmakta.
Bu görevleri haricinde, Barış ve Kalkınma Enstitüsü (INSPAD), EVRENSEL ahlaki değerleri, dinler arası uyumu birleşmiş milletlerin yenilenmesi ve Barış kültürü adına Muhammad Tahir tarafından AMBASSADOR “Büyükelçi” unvanına layık görülmenin gururunu yaşıyor.
İnternational Diplomatic Alliance “Uluslararası diplomatik ittifak” olarak, Türkiye’de B.D.U DİPLOMATLAR birliği arasında kardeş köprü kurdu.

Vatan ve millet sevdalısı, sosyal sorumluluk platformunda kazandırdığı değerleri Birçok Sivil
Toplum Kuruluşların da yer alarak, yeni jenerasyonlara sağladığı ve sağlayacağı katkıları ile Bilişimci olmasının yanı sıra, Eğitim, bilişim ve Hukuk platformunda da hem ülkemiz insanları hem de meslektaşları hem de Kurumlarda gösterdiği dayanışma ve birliktelik anlayışından, Uluslararası platformun dayanışmanın ,ilk temel amacı olan insanlara güçlü ve vicdanlı olması hususlarından, gelecekte’ de hem yurtiçi hem de yurtdışında kaynağı insan olan, faydalı çoğu kapsamlı projeleri yaşama kazandıracağını biliyor ve kendilerine

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen diyoruz.

Levent KANDEMİR

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

“BİZ SADECE ESER VE HİZMET SİYASETİ YAPTIK”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır. Artık sadece daha kararlı değil, aynı zamanda daha güçlüyüz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adliye Meydanı’nda düzenlenen Şırnak mitingine katılarak bir konuşma yaptı.

Buradaki konuşmasına, Şırnak’ta bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak’ın dağlarıyla, nehirleriyle, vadileriyle, insanıyla yine bir başka güzel olduğunu söyledi.

Şırnak’ın, dünyanın en güzel sevda hikâyelerinden biri olan Mem-u Zin’e ev sahipliği yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yavuz’un emaneti Şırnak’ın, dağlarıyla, nehirleriyle, vadileriyle, insanıyla bir başka güzel olduğunu ifade etti.

Bin yılı aşkındır, medeniyetin, kardeşliğin, inancın, birlik ve beraberlik ruhunun nabzının attığı Şırnak’ı, Allah için sevdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yaşadığı acıları ve sevinçleri dengbejleriyle, türküleriyle destana dönüştüren Şırnak’ın bize olan muhabbetini biliyoruz. İnşallah başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedî azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif bu muhabbetin güçlenmesine vesile teşkil edecektir. Rabb’im, bu kutlu ayda tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri katında kabul eylesin. Bu mübarek günler yüzü suyu hürmetine Rabb’im dünyadaki tüm mazlumlara, mağdurlara, gariplere huzur, esenlik, selamet ihsan eylesin. Bizler kendi evlerimizde, yuvalarımızda oruçlarımızı tutar, ibadetlerimizi eda ederken, yakın uzak coğrafyamızda durum hiç iç açıcı değil. Her an başlarına bir şey gelme endişesiyle yaşamak, iftarını açacak bir lokma bulabilme umuduyla koşturmak zorunda kalan insanların Allah yardımcısı olsun diyoruz. Sahip olduğumuz huzurun, güvenin, sağlığın, nimetin şükrünü ifa etmek için ramazan ayı önemli bir fırsat. Kendimizi gelip geçici sıkıntıların girdabına kaptırıp elimizdekilerin değerini bilmezsek, Hakk’ın huzuruna vardığımızda mahcup oluruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu yalan, yanlış haberlerle milleti karamsarlığa sürüklemek isteyenlerin amacının, eleştirdiklerinin yerine daha iyisini koymak olmadığının altını çizerek, “Bunların gayesi, ülkeyi tekrar eski istikrarsızlık, kavga, terör günlerine döndürmektir. Türkiye’nin geleceği için en küçük bir hayalleri, vizyonları, programları olmayanların heybesindeki tek malzeme budur” değerlendirmesinde bulundu.

“BİZ SADECE ESER VE HİZMET SİYASETİ YAPTIK”

Bu ülke ve millet için çok büyük hayallerinin olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce 2023 hedefleri ile Türkiye’yi bugünlere hazırladıklarını, şimdi de Türkiye Yüzyılı ile ülkenin geleceğini inşa etmenin mücadelesini verdiklerini dile getirdi.

Sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Geçtiğimiz 21 yılda vatan topraklarının her karışına terimizi akıttık. Ülkenin her bireyinin hayatına olumlu yönde dokunduk. Yaptığımız hizmetlerin en yakın şahitlerinden biri de Şırnak’tır. Gerçi Şırnak ile aramıza girmek için her yolu deneyenler de oldu. Sadece Şırnak’la değil, bu bölgenin tamamıyla bizim ve ülkemizin bağını koparmaya çalıştılar. Hâlbuki kalpsiz bir vücut olur mu? Şırnaksız, Mardinsiz, Diyarbakırsız bir Türkiye de olmaz. Geçmişte yaşanan kimi olumsuzluklar bu gerçeği asla değiştiremez. Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemizin pek çok yerinde insanlarımız farklı sebeplerle sıkıntı, eziyet çekti, yokluk yaşadı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geri kalmışlık sadece bu bölgenin değil, küçük bir kesim dışında milletimizin tamamının, ülkedeki her şehrin kaderi yapılmak istendi. Tek parti faşizmi hem maddi mahrumiyetleriyle hem manevi eziyetleriyle bu anlayışın en başta gelen temsilcisiydi. Rahmetli Menderes bu gidişe ‘dur’ diyen ilk lider olarak milletimizin önüne yeni bir ufuk açtı. Darbeler, cuntalar ve vesayetler devriyle bu ufuk sürekli karartılmak istenmişse de milletimiz kazanımlarına hep sahip çıktı. Millet bununla kalmadı, yakaladığı her fırsatta tercihini millî iradenin güçlenmesinden yana yaparak, kazanımlarını adım adım ileriye taşıdı. Dolayısıyla bir döneme damgasını vuran faşizan uygulamalar, sizlerle birlikte bu ülkenin inancına, kültürüne, değerlerine sahip çıkmak isteyen tüm insanların başına musallat olmuştur.”

“21 YILDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ DEMOKRASİ VE KALKINMA DEVRİMİYLE İÇERİDEKİ VE DIŞARIDAKİ TÜM UNSURLARIYLA SİNSİ OYUNU BOZDUK”

“Bölücü terör örgütü, tek parti faşizmiyle bu topraklarda kurulmaya çalışılan zulüm düzeninin sürmesi için ülkemizin başına bela edilen bir araçtır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devletin hataları elbette olmuştur, ama bölücü örgüt aleni bir ihanetin, hepimizi birden hedef alan karanlık bir senaryonun maşalığını yapmıştır. Son 21 yılda gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma devrimiyle içerideki ve dışarıdaki tüm unsurlarıyla biz işte bu sinsi oyunu bozduk. Şimdi de güney sınırlarımız boyunca oluşturmaya başladığımız güvenlik koridoruyla etrafımızdaki ateşin ülkemize sıçramasının önüne tamamen geçiyoruz. Türkiye’yi bu ateşin içine çekmek için kullanılan terör örgütleriyle sınırlarımız arasına set çekerek hem emperyalistlere hem maşalarına mesafe koyuyoruz. Elbette bu noktaya kolay gelmedik. Kendi mücadelemizi, kendi imkânlarımızla yürütecek seviyeye gelmek kolay olmadı. Çok fedakârlık yaptık. Hamdolsun emeklerimizin karşılığını alıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar bu ülkenin kaynaklarını sömürmek için bize uçağından tankına, helikopterinden radarına envaiçeşit savunma sanayi ürünü pazarlayanlar, şimdi bizim ürünlerimize talip olmaya başladılar. Yıllarca ülkemizi pazar, insanımızı ucuz insan gücü, topraklarımızı ucuz ham madde kaynağı olarak görenler, şimdi bizim pazarımız hâline dönüştü. Yani oyunu tersine çevirdik. Şayet istikrar ve güven iklimimizin zarar görmesine engel olursak, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarsak, aramıza fitne sokmak isteyen muhterislere fırsat vermezsek, sahip olduğumuz imkânları çok çalışarak fırsata dönüştürürsek, emin olun Allah’ın izniyle daha fazlasını gerçekleştireceğiz. Siz bakmayın felaket tellallığı yapanlara” diye ekledi.

“ÜLKEMİZİ DEMOKRASİSİYLE, ALTYAPISIYLA, EKONOMİSİYLE, SOSYAL DESTEKLERİYLE DÜNYANIN İLK 10 ÜLKESİ ARASINA DÂHİL ETMEYE AZ KALDI”

Türkiye’nin önünün, ufkunun ve bahtının açık olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimsenin mani olamayacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık sadece daha kararlı değil, aynı zamanda daha güçlüyüz. Yıllarca vaktimizi ve enerjimizi heba eden yüklerden kurtuldukça ülkemizi geliştirme, milletimizi zenginleştirme yolunda daha hızlı ilerliyoruz. Ülkemizi demokrasisiyle, altyapısıyla, ekonomisiyle, sosyal destekleriyle dünyanın ilk 10 ülkesi arasına dâhil etmeye az kaldı” diye konuştu.

Türkiye’nin satın alma paritesine göre millî gelirde dünyada 11’inci sırada olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biraz daha gayretle, çalışmayla, üretmeyle inşallah bu işi başaracağız. Herkesi iş sahibi yaparak, millî gelirimizi artırarak, kişi başına gelirimizi çoğaltarak, garip gurebaya kol kanat gererek, hedeflerimize mutlaka ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

Mahalli idareler seçimlerinde desteği, bu mücadeleyi tüm şehirlerle vermek için istediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak’ın desteğinin ayrı bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

ŞIRNAK’A YAPILAN YATIRIMLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eser ve hizmet siyasetinin en somut örneklerinin şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunun altını çizerek, bu anlayışla Şırnak’a 100 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını söyledi.

Eğitimde 4 bin 244 adet yeni derslik inşa ettiklerini ve Şırnak Üniversitesini kente kazandırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik ve sporda 2 bin 476 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurtları açtıklarını, dört gençlik merkezi, Şırnak Şehir Stadyumu ile 38 spor tesisi yaptıklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 bin kişilik Cizre Stadyumu’nun yapımı için şu anda ihale aşamasında oldukları bilgisini vererek ihtiyaç sahibi vatandaşlara da toplam 10 milyar lira kaynak aktardıklarını belirtti.

Sağlıkta 545 yataklı, sekizi hastaneden oluşan toplam 64 sağlık tesisini şehre kazandırdıklarını da vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 517 yataklı Şırnak Merkez Devlet Hastanesi ile Silopi Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ek binasının inşaatının devam ettiğini aktardı.

TOKİ aracılığıyla Şırnak’ta bugüne kadar 11 bin 111 konut yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kentsel dönüşümde şehrimizde 16 bin 219 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Şırnak’taki iki millet bahçemizden birinin yapımı sürüyor, diğeri proje aşamasında. Şehrimizde 25 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini 197 kilometreye çıkardık. Silopi-Habur yolunu, Cizre ve Silopi çevre yollarını yaptık. Tır Parkı Köprülü Kavşağı, Cizre Köprülü Kavşağı ve Silopi Çevreyolu köprülü kavşaklarını tamamladık. Saklan, Zencur, Telkabin ve Habur 3 köprülerini hizmete verdik. Ayrıca Çizre-Şırnak yolundaki Şehit Dündar Page Tüneli’ni, Şehit Mustafa Erdal Tüneli’ni ve Cudi viyadüğünü tamamladık. Şırnak Ortabağ-Çığlı yolunda, Ballı Tüneli, İnceler Tüneli, Ortabağ1 ve 3 tünelleri hizmete girdi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeleri kapsamında çok sayıda tünelin de yer aldığı çeşitli yol-inşa çalışmalarının sürdürüldüğüne işaret ederek, Şırnak, şehir içi yolları ile Silopi, Cizre, İdil, Kumçatı ve Kasrik geçiş yollarındaki üstyapı çalışmalarını da büyük ölçüde tamamladıklarını bildirdi.

Uzunluğu 179 kilometreyi bulan Nusaybin, Cizre, Silopi, Ovaköy demir yolunu elektrikli, sinyalli ve çift hatlı olarak yapmayı planladıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehrimize kazandırdığımız Şerafettin Elçi Havalimanımızın yolcu trafiği açıldığı günden bugüne 10 katına çıktı. Şırnak’a son 21 yılda yedi baraj, bir sulama tesisi, 40 taşkın koruma tesisi ve altı hidroelektrik santral inşa ettik. Tamamladığımız tesislerle Şırnak Silopi, Cizre ve İdil’e içme suyu temin ettik. Yapımına başlayacağımız Cizre Barajı ile Cizre İdil ovalarının toplamda 640 bin dekar zirai arazisini suyla buluşturacağız.”

Planlama çalışmaları süren Nerdüş ve Şenoba Barajları ile Bazamir Göleti’ni inşa edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tesislerle Silopi Ovası sulaması projesi dâhilinde 307 bin dönüm zirai araziyi daha su ile buluşturacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnaklı çiftçilere yaklaşık 15 milyar lira tarımsal hibe desteği verdiklerini dile getirerek, Siirt fıstığını atıl durumdaki arazilerde yeni aşılarla hızla yaygınlaştırdıklarını anlattı.

“GABAR’DA GÜNLÜK PETROL ÜRETİMİNDE HEDEF 100 BİN VARİL”

Bölgenin en önemli geçim kaynakları arasında yer alan hayvancılığı geliştirmek için çok sayıda proje uyguladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İstihdamı desteklemek için Şırnaklı işverenlerimize 1,5 milyar lira tutarında prim teşviki verdik. Enerjide Şırnak’a, İdil’e ve Silopi’ye doğal gaz arzını sağladık. Beytüşşebap, Güçlükonak, Karalar ve Uludere’ye de inşallah 2026’da doğal gaz arzını sağlayacağız. Şu anda Gabar’da günlük petrol üretiminde nereye vardık biliyor musunuz? 37 bin varili geçmiş durumdayız. Hedef 100 bin varil. Buralar uçacak, uçacak. Bu ay sonuna kadar günlük 40 bin varili geçmek, yıl sonunda da 100 bin varil üretime ulaşmayı hedefliyoruz. Kato Dağı ve Faraşin Yaylası da yeni petrol arama alanlarımız arasına girdi. Boş durmuyoruz, çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz yatırımlarla Şırnak’ı madenleriyle, jeotermaliyle, güneşiyle, rüzgârıyla ülkemizin önde gelen enerji üslerinden biri yapmakta kararlıyız. Daha düne kadar terör yüzünden kimsenin giremediği yerlerde bugün insanlarımız huzur içinde yaşıyor, geziyor, dolaşıyor. Hatta Gabar’daki Süryani vatandaşlarımızdan, Beytüşşebap’taki Keldani vatandaşlarımızdan köylerine geri dönenler oldu.”

Vatandaşların rahatı için yaylalara, mesire alanlarına içinde her türlü ihtiyacı karşılayacak tesislerin yer aldığı dinlenme alanları inşa ettiklerini, yollarını yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem adı korkuyla anılan Cehennem Deresi’nde cam ve ahşap seyir terasları, yürüyüş parkurları kurulduğunu kaydetti.

“ŞIRNAK’I BÖLGEMİZİN VE ÜLKEMİZİN ÖNDE GELEN ÜRETİM VE İSTİHDAM MERKEZLERİNDEN BİRİ HÂLİNE GETİRMEK İSTİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanında 25 bin vatandaşın olduğunu bildirerek, Şırnaklıların yol boyunca kendisini karşıladığını söyledi.

31 Mart’tan sonra yerel yönetimlerle iş birliği içinde bu yatırımlara çok daha fazlasını ekleyeceklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle ele ele vererek Şırnak’ı bölgemizin ve ülkemizin önde gelen üretim ve istihdam merkezlerinden biri hâline getirmek istiyoruz. Bunun için şu üç hususta sizlerin desteğine ve katkısına ihtiyacımız var. Öncelikle terörün bir daha bu topraklarda tutunamamasını sağlayacağız. Sizler de gördünüz. Terör varsa ne yatırım ne iş ne huzur ne muhabbet oluyor. İkinci olarak şehrimizin imkânlarıyla ülkemizin hedeflerini örtüştürüp doğru ve gerçekçi adımlarla Şırnak’ı kalkındıracağız. Üçüncü olarak sizlerin ve evlatlarınızın güvenli ve müreffeh geleceği için zihinlerinde hiçbir program, yüreklerinde hiçbir heyecan olmayanlara iradenizi teslim etmeyin. Onları kendi ağababalarıyla baş başa bırakın ki gerçek çapları ve yüzleri ortaya çıksın. Belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitingin ardından Şırnak Valiliğine geçerek Vali Cevdet Atay’dan çalışmalara ilişkin bilgi aldı.

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Aralık 2019
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DÜNYA2 gün önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DİPLOMAT3 gün önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

DİPLOMAT4 gün önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

GÜNDEM5 gün önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

DİPLOMAT6 gün önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

DÜNYA7 gün önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT1 hafta önce

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi Jeong Yeondoo’yu kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burundi Büyükelçisi Didace NTureka’yı kabul etti

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Büyükelçisi Theodoros Bizakis’i kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filipinler Büyükelçisi Henry S. Bensurto’yu kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Kadzadej’i kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kültürümüzün köklerine inmeyi gaye edinen her çabayı destekleyeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit aileleri ile iftarda bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

“İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifleteceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

“İzmir’in yatırım eksiklerini tamamlayarak, şehrimizin kayıp yıllarını hep birlikte telafi edeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Depremle sarsılan şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz”

DİPLOMAT3 hafta önce

“Hak ve özgürlüklerden yatırımlara, savunma sanayinden dış politikaya kadar her alanda tarih yazdık”

DİPLOMAT3 hafta önce

EPDK Başkanlığı’na yeniden Mustafa Yılmaz atandı

DİPLOMAT3 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe, Platinyum Holding

DİPLOMAT4 hafta önce

Antalya | “Şehir hastanelerini, eşi-benzeri olmayan birer şifa merkezi olarak milletimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz”

DÜNYA4 hafta önce

“Antalya, diplomasinin de küresel yıldızlarından biri hâline dönüşüyor”

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek Sırp Kesimi Başkanı Dodik ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cibuti Cumhurbaşkanı Guelleh ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Emine Erdoğan, 3. Antalya Diplomasi Forumu’na katılan liderler ve lider eşleriyle bir araya geldi

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Berdimuhamedov ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çevre ve şehircilikte hayata geçireceğimiz yeni projelerle İstanbul’u daha da güzelleştireceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

“Türkiye, küresel bir güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor”

DİPLOMAT4 hafta önce

Emine Erdoğan, 3. Antalya Diplomasi Forumu’na katılan liderler ve lider eşleriyle bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe, Platinyum Holding

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna-Hersek Sırp Kesimi Başkanı Dodik ile görüştü

DÜNYA4 hafta önce

“Antalya, diplomasinin de küresel yıldızlarından biri hâline dönüşüyor”

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Berdimuhamedov ile görüştü

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Kadzadej’i kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filipinler Büyükelçisi Henry S. Bensurto’yu kabul etti.

DİPLOMAT3 hafta önce

EPDK Başkanlığı’na yeniden Mustafa Yılmaz atandı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Radev ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cibuti Cumhurbaşkanı Guelleh ile görüştü

DİPLOMAT4 hafta önce

Antalya | “Şehir hastanelerini, eşi-benzeri olmayan birer şifa merkezi olarak milletimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz”

DÜNYA2 gün önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DİPLOMAT4 hafta önce

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi Jeong Yeondoo’yu kabul etti.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Büyükelçisi Theodoros Bizakis’i kabul etti.

DİPLOMAT3 hafta önce

“Depremle sarsılan şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz”

DİPLOMAT1 hafta önce

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burundi Büyükelçisi Didace NTureka’yı kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

“Hak ve özgürlüklerden yatırımlara, savunma sanayinden dış politikaya kadar her alanda tarih yazdık”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

“İstanbul’un giderek ağırlaşan trafik ve ulaşım sorununu hafifleteceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kültürümüzün köklerine inmeyi gaye edinen her çabayı destekleyeceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehit aileleri ile iftarda bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

“İzmir’in yatırım eksiklerini tamamlayarak, şehrimizin kayıp yıllarını hep birlikte telafi edeceğiz”

DİPLOMAT6 gün önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

DÜNYA7 gün önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

GÜNDEM5 gün önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

DİPLOMAT4 gün önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

DİPLOMAT3 gün önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge