Diplomat -Dünya

DÜNYA

İstanbul Havalimanı ilk yılında garanti edilen yolcu sayısını geçti

Avatar

Published

on

Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turhan, 2019 yılı değerlendirmesi ve 2020 yılı hedeflerine ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) düzenlediği basın toplantısında, Bakanlık tarafından yapılan yatırımların ülke için büyük önem taşıdığını söyledi.

Yurdun her tarafında aynı seviyede ulaşım ve haberleşme altyapısını sağlamak, zenginlik merkezlerini Türkiye’nin her tarafına yaymak amacıyla entegre ulaşım sistemlerini güçlendirmeye ve yaygınlaştırmaya çalıştıklarını ifade eden Turhan, “Bugüne kadar gerek ulaştırma politikalarında gerekse mevzuatta yapılan çalışmalar, günü kurtarmanın dışında köklü reform niteliği taşıyan çalışmalar oldu. Dün insanımız için hayal olan pek çok ulaşım ve bilişim hizmeti bugün gündelik hayatın vazgeçilmezi haline geldi. Bu bağlamda Türkiye gelişim açısından Avrupa ortalamasının üzerinde bir ivme yakaladı. Bugün, yaratılan krizlerin olumsuz etkilerini minimuma indirebilmemizin temelinde yaptığımız altyapı yatırımları yatmaktadır.” diye konuştu. 

Bu doğrultuda 2003’ten bu yana kamu-özel ortaklığı projeleriyle 776,6 milyar lira yatırım yaparak birçok projeyi hayata geçirdiklerine işaret eden Turhan, harcamalarının önemli bölümünü karayolları yatırımlarının oluşturduğunu bildirdi. 

Turhan, özel sektörün dinamizmiyle yaklaşık 200 milyar liralık kamu-özel iş birliği projesi başlattıklarını aktararak, söz konusu yatırımların yüzde 77’sinin tamamlandığını, yapımı devam eden projelerle 45,5 milyar liralık yatırımı daha ülkeye kazandıracaklarını dile getirdi. 

“77 il bölünmüş yollarla birbirine bağlandı”

Türkiye’de 77 ilin bölünmüş yollarla birbirine bağlandığını anımsatan Turhan, bölünmüş yol uzunluğunun 27 bin 181 kilometreyi bulduğunu kaydetti.

Turhan, yapılan bölünmüş yolların yakıt ve zaman tasarrufuna katkısının yıllık toplam 18,1 milyar liraya ulaştığını, yollardaki zararlı gaz salımının da yaklaşık 3,9 milyon ton azaltıldığını belirtti.

Trafik hacmi artmasına karşın kazalarda hayatını kaybeden kişi sayısında yüzde 71’lik azalma olduğuna dikkati çeken Turhan, BSK (bitümlü sıcak karışım) asfalt yapımını hızlandırarak daha konforlu, güvenli ve ekonomik karayolu ulaşım hizmeti sağladıklarını anlattı.

Turhan, Kuzey Marmara Otoyolu’nun 2’nci ve 3’üncü kesiminde (Kınalı-Odayeri ve Kurtköy-Akyazı) çalışmaların devam ettiğini, kalan kesimin 2020’de bitirileceğini vurgulayarak, “1915 Çanakkale Köprüsü’nün de yer aldığı 101 kilometrelik ‘Malkara-Gelibolu-1915 Çanakkale Köprüsü ve Çanakkale Bağlantısı’ devam ediyor. Bu dev yapının ayakları yükseliyor.” ifadelerini kullandı.

Ankara-Niğde Otoyolu ile Ankara’yı Aksaray, Nevşehir ve Niğde üzerinden Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine bağlayacaklarına işaret eden Turhan, yolu bu yıl hizmete açmayı hedeflediklerini bildirdi.

Turhan, Aydın-Denizli Otoyolu ihalesinin, kazanan ortak girişim grubunun imzadan çekilmesi nedeniyle iptal edildiğini anımsatarak, söz konusu ihalenin yeniden yapılacağını söyledi.

Kuzey Marmara Otoyolu’nun 8’inci kesimini yaptıklarını hatırlatan Turhan, 45 kilometrelik Başakşehir-Nakkaş yolunun ihalesini de bu yıl gerçekleştireceklerini dile getirdi.

“İstanbul Havalimanı 55 milyon yolcuya hizmet verdi”

“Halkın yolu” yapma hedefiyle işe başladıkları havayolu sektöründe de 17 yıldır dünya ortalamasının çok üzerinde büyüme yaşadıklarına dikkati çeken Turhan, “Havacılıkta gösterdiğimiz başarılar nedeniyle 2016-2019 döneminde ICAO Konsey üyesi olarak dünya çapında sivil havacılıkla ilgili kararları alan ve onaylayan ülkelerden biri olduk.” değerlendirmesinde bulundu.

Yurtdışında 2003’te 60 noktaya uçulurken anlaşmalı ülke sayısının 173’e, uçuş yapılan nokta sayısının ise 328’e çıkarıldığını belirten Turhan, faal havalimanı sayısını 26’dan 56’ya yükselttiklerini kaydetti.

Turhan, dünyanın buluşma noktası İstanbul Havalimanı’nda hizmete açıldığı günden 2019 yılı sonuna kadar 330 bin 574 uçak ve yaklaşık 55 milyon yolcu trafiği gerçekleştiği bilgisini vererek, “İstanbul Havalimanı henüz ilk yılında garanti edilen yolcu sayısını geçtiğinden, havalimanı işletmecisi şirket kamuya 22,4 milyon avroluk ek ödeme yapacak.” dedi.

Rize-Artvin Havalimanı’nda yüzde 57 fiziki gerçekleşmeye ulaştıklarını ifade eden Turhan, buradaki üstyapı çalışmalarını başlattıklarını aktardı.

“3 yük, 2 yolcu tren işletmecisi yetki belgesi aldı”

Turhan, demiryollarının serbestleşmesini ve rekabete açılmasını sağladıklarına işaret ederek, 3 demiryolu yük tren işletmecisi, 2 demiryolu yolcu tren işletmecisinin yetki belgelerini aldığını bildirdi.

405 kilometrelik Ankara-Sivas YHT hattının Yerköy-Yıldızeli kesiminde yılın ilk çeyreğinde test sürüşlerine başlayacaklarını vurgulayan Turhan, çalışmaların tamamlanmasıyla YHT’yi Sivas’a ulaştıracaklarını kaydetti.

Turhan, bu yıl TÜVASAŞ’ta ilk prototip Milli Elektrikli Tren setini de raylara indireceklerini ve seri üretimine başlayacaklarını açıkladı.

Yenikapı-Sefaköy hattını Büyük İstanbul Tüneli ile entegre olacak şekilde gerçekleştirmeyi planladıklarını anlatan Turhan, “Yap-işlet-devret (YİD) modeliyle gerçekleştireceğimiz Büyük İstanbul Tüneli Projesi’nin de ihalesini bu yıl yapmayı planlıyoruz.” diye konuştu. 

“Filyos Limanı’nın üstyapı ihalesine bu yıl çıkacağız”

Limanlarda 2019’da 11,6 milyon TEU konteyner, 484 milyon ton yük elleçlendiği bilgisini veren Turhan, yurtdışı düzenli Ro-Ro hatlarında 597 bin aracı taşıdıklarını bildirdi.

Turhan, Filyos Limanı altyapı çalışmalarında yüzde 80 ilerleme sağladıklarını belirterek, bu yıl üstyapı ihalesine de çıkacaklarını dile getirdi.

Tamamlandığında Avrupa’nın en büyük 10 limanından biri olacak Kuzey Ege (Çandarlı) Limanı’nın da altyapısını tamamladıklarına dikkati çeken Turhan, buradaki üstyapı çalışmalarının YİD modeliyle yapılacağını ifade etti.

Kanal İstanbul Projesi’ne de değinen Turhan, şöyle konuştu:

“Boğazlarımızı ve İstanbul’u koruyacak Kanal İstanbul Projesi’nde ihale aşamasına geldik. Bu yıl içinde de kazmayı vuracağız. Kanal İstanbul ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin hükümlerini hiçbir şekilde ihlal etmeden, İstanbul Boğazı deniz ulaştırmasına açık tutularak, alternatif bir kapının açılmasını sağlayacağız. İstanbul Boğazı’nı kazalardan ve tehlikeli yüklerden koruyacağız.” 

“Siber saldırı sayısı 150 bini geçti”

Bakan Turhan, haberleşme sektöründe de çarpıcı gelişmelerin görüldüğüne işaret ederek, kurumsal ve sektörel siber olaylara müdahale ekibi (SOME) sayısını 1289’a çıkardıklarını, elektronik haberleşme işletmecileri tarafından raporlanan siber saldırı sayısının da 2019’da 150 bini geçtiğini söyledi.

Yeni uydu projelerine değinen Turhan, Türksat 5A’nın 2020’nin üçüncü çeyreğinde, Türksat 5B’nin 2021’de fırlatılması takvimine uygun olarak sürecin devam ettiğini bildirdi.

Turhan, Türksat 6A’da mühendislik modeli entegrasyon faaliyetlerine devam ettiklerini, uydunun 2022’de uzayda hizmete başlamasını hedeflediklerini kaydetti.

5G çalışmalarını da başlattıklarını anımsatan Turhan, “5G’yi ilk olarak İstanbul Havalimanı’nda pilot uygulama olarak başlatmayı planlıyoruz.” dedi.

Kanal İstanbul’un proje çalışmaları tamamlandı

Bakan Turhan, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kanal İstanbul’a ilişkin sorular üzerine Turhan, proje çalışmalarının tamamlandığını, bölgenin imar planı çalışmalarının da onaylandığını ve askıda bulunduğunu söyledi.

Turhan, söz konusu süreci takip ettiklerini, bunun da bitmesiyle ihale sürecini başlatacaklarını ifade ederek “Gerek resmi yazı yazarak gerek şifahi olarak projeyle ilgilenen birçok ülke firması ve kredi kuruluşu var. Rusya, Çin, Hollanda, Belçika, ayrıca münferit olarak dünyanın diğer ülkelerinden firmalar bu projemizle ilgileniyor.” dedi.

İmar süreci ve yer tahsisi uygulaması tamamlanınca öncelikli olarak Kanal İstanbul’un yapılacağı mahaldeki altyapıların deplasmanını yapacaklarını anlatan Turhan, “Yolların, köprülerin, isale, enerji ve enerji hatlarının deplasmanını yapacağız ve kanal sahasını diğer hizmetleri aksatmadan sürdürülebilir hale getirdikten sonra inşaata başlayacağız. Mahalli trafikten tamamen arındırılmış bir alan içinde kazı ve inşaat işlerini yapmayı planlıyoruz.” diye konuştu.

Turhan, Çin’de ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün ulaştırma hizmetlerine etkisinin sorulması üzerine, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuyu yakından takip ettiğini dile getirdi. Bakan Turhan, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu kararlarına göre ulaşım hizmetlerine başlayıp devam edeceklerini kaydetti.

Acil haberleşme altyapısı

Başta depremler olmak üzere afetlerde kullanılacak acil haberleşme sistemine yönelik soruları yanıtlayan Turhan, olası depremlere karşı tedbirleri operatörlerle koordineli şekilde aldıklarını söyledi. Turhan, ortak uygulama olarak operatörlerle deprem anında kullanılacak mesajlaşma ve sesli görüşme uygulamasının geliştirilmesi için çalışmalar yaptırdıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Böylece ses trafiğinin ani artışlarla şebekede herhangi bir sorun oluşturmaması amaçlanıyor. Bunun dışında operatörlerle kapasite artış çalışmalarımız devam ediyor. İlk aşamaları tamamlanmış durumda. Önümüzdeki süreçte kademeli artışlar yapılacak. Depremde sesli internet üzerinden haberleşme yapılması önemli. Bununla ilgili girişimlerimiz devam ediyor. İçişleri Bakanlığımız ve AFAD ile bu konuda çalışmaları sürdürmekteyiz.”

Avrasya Tüneli geçiş ücretindeki artış

Cahit Turhan, Avrasya Tüneli geçiş ücretine yapılan yüzde 56’lık zamma ilişkin, tünelin yap-işlet-devret modeliyle yapıldığını anımsattı. Projedeki geçiş ücretlerinin sözleşme kapsamında yılda 2 kere güncellendiğini ifade eden Turhan, “Bu güncellemeler idarenin kontrolünde yapılıyor. En son güncelleme 1 Temmuz 2018’de gerçekleştirilmişti. 2020’nin başındaki güncelleme formülüne göre yapılan hesaplarda 23,30 lira olarak uygulanan geçiş ücreti 36,40 liraya çıktı. Bunu da uyguluyoruz, güncellenmiş olan bir fiyat.” diye konuştu.

Akıllı ulaşım sistemleri uygulama koridoru

Bakan Turhan, yakın dönemde akıllı ulaşım sistemleri uygulama koridoru oluşturacaklarını söyledi. Turhan, bu koridorda operatif akıllı ulaşım sistemleri hizmetlerinin vatandaşlara uygulamalı olarak gösteriminin sağlanmasının yanında, bu sektörde faaliyet gösteren üreticilerin milli kaynaklarla ürettiklerini test etmeleri için gerekli ortamın oluşturulacağını anlattı.

Bu çalışmaların yanında Avrupa’da akıllı ulaşım sistemleri üzerine çalışma yapan en büyük organizasyonlara üye olarak gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Turhan, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün de 15 bin kilometre fiber altyapı imalatına başladığını ve 505 kilometrenin tamamlandığını bildirdi. Turhan, akıllı yolların mimarisinin oluşturulduğunu ve Akdeniz Sahil Yolu’nun bir kısmında bu hizmetin verilmeye başlandığını dile getirdi.

YHT abonman ücretlerindeki artış

Yüksek hızlı tren (YHT) abonman fiyatlarındaki düzenlemelere ilişkin sorular üzerine Bakan Turhan, bu hizmetin devreye alınma sürecinde bir dizi karar alındığını ve uygulama yapıldığını, geçen sürede düzenleme ihtiyaçları ortaya çıktığını bildirdi. Turhan, şunları kaydetti:

“YHT’ye yüksek talebin karşılanamaması, bilet bulunamaması, bunun yanında abonman bilet sahibi olup, yer ayırtılmasından kaynaklı boş koltuk sayısının yüksek olması nedeniyle daha gerçekçi, akılcı ve verimli hizmet verme doğrultusunda değişiklik yapma gereği duyduk. Yüzde 75 olan abonman bilet fiyat indirimini öğrencilerde yüzde 50’ye, diğer vatandaşlarımızda yüzde 25’e indirdik. Bu uygulamayı başlattıktan sonra doluluk oranı yüzde 84’ten yüzde 95’e çıktı. Daha fazla insanımız bundan faydalanmaya başladı.”

“e-SIM teknolojisi yerli ve milli olacak”

Turhan, e-SIM teknolojisine ilişkin gelişmeler konusunda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararlarını hatırlattı. 

Kurulun Mart 2019’da aldığı kararda, uzaktan programlanabilir SIM teknolojilerini destekleyen sistemlerin kurulumu ve cihazlarda kullanımının yüzde 100 yerli ve milli olacağının belirtildiğine işaret eden Turhan, otomotiv endüstrisi de dahil, cihazları söz konusu teknolojiyi destekleyen son kullanıcıların sistemlerden bu yıl yararlanabileceğini söyledi.

Turhan, yapılan düzenlemeyle uluslararası sertifikasyona sahip ekipman kurulumuna yüzde 100 yerlilik şartı getirildiğine dikkati çekerek, böylece Türkiye’ye ait hassas verilerin kendi kontrolünde olacağını bildirdi.

Özellikle makineler arası iletişim (M2M) cihazlarında kullanılacak e-SIM teknolojisinin yerli e-SIM altyapısıyla global firmalara ve iş senaryolarına hizmet vereceğini ifade eden Turhan, söz konusu verinin ülke kontrolünde olması prensibine uygun şekilde bu altyapının kullanılacağını anlattı.

Turhan, e-SIM teknolojisiyle SIM karta bağlı güvenlik altyapısının yeni otomobillerde yazılım tabanlı olarak sunulacağı bilgisini vererek, araç tedarikçilerinin 29 Şubat’tan itibaren bu hizmetten yararlanabileceğini dile getirdi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından takip edilen dijital takograf konusuna ilişkin soru üzerine de Turhan, dijital takograf kullanımının uluslararası faaliyet gösteren firmalar için 1 Ocak 2021, yurtiçinde faaliyet gösteren firmalar içinse 1 Ocak 2024’e ötelendiğini anımsattı.

Bakan Turhan, Tasfiye Kararnamesi’ne ilişkin soruya karşılık şu cevabı verdi:

“Bakanlığımıza Tasfiye Kararnamesi kapsamında 224 tasfiye başvurusu yapıldı. Bunların 183’ü tasfiye edildi, 41’i talebinde haklı olmadığı için tasfiye edilmedi. Burada kamu yararı değil, firmanın yararı söz konusuydu.”

“Büyük projelerde çok sayıda yetkili belediye var”

Turhan, Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin gelişmeler konusundaki soruları da yanıtladı. 

Bu tür büyük projelerin yapıldığı alanda imar planlarına ilişkin çok sayıda yetkili belediye bulunduğunu, gerek büyükşehir gerekse ilçe belediyelerinin söz sahibi olduğunu belirten Turhan, şunları kaydetti:

“Projeye ilişkin 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı askı süreci tamamlandı, 1/25.000 ve 1/5.000 ölçeklilere yönelik plan çalışmaları devam etmektedir. Süreç Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Bizim için önemli olan, projenin inşaatı konusunda bu sahanın imar planlarında işlenmesi gerekiyor. Bunun 6 aylık sürede tamamlanması bekliyoruz.”

Bakan Turhan, BTK bünyesinde bulunan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi, Milli Monitör Sistemi ve BTK Veri Merkezi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 10 Şubat’ta hizmete sunulacağını sözlerine ekledi.

Fiber ortak altyapısı çalışmaları devam ediyor

Fiber ortak altyapıya ilişkin soru üzerine Turhan, 2018’de işletmeciler arasında pasif sabit elektronik haberleşme altyapısının kiralanmasına ilişkin protokol imzaladıklarını, bunun ülke kaynaklarının verimli kullanılması ve altyapıda tek kazıyla işlerin gerçekleştirilmesi için yapıldığını söyledi.

Turhan ortak altyapı konusunda Ankara-Sincan’da pilot proje geliştirdiklerini anımsatarak, “Ortak altyapı tesisi ve bu altyapının ortak kullanılması konusunda işletmeciler arasında çalışmalara devam ediyoruz. Fiber altyapının gelişimini artırmak için kar yolu, demiryolu, tünel, elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz gibi altyapılardan da haberleşme için faydalanılması ve belediyelerle diğer kurum ve kuruluşların altyapı kurulumları sırasında elektronik haberleşme altyapısı kurabilmelerinin önünün açılması için çalışıyoruz.” diye konuştu. 

Kazı izinleri ve baz istasyonlarıyla ilgili altyapı faaliyetlerinin kolaylaştırılması için de yasa taslağı çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Turhan, bu çalışmaların yasalaşması sonucunda fiber ve mobil altyapılarda hızlı adımlar atacaklarını bildirdi.

“5G’ye, 4,5G’deki yerlilik oranıyla geçmeyi hedefliyoruz”

Turhan, 5G’nin yerlilik oranının sorulması üzerine, elektronik haberleşme sektöründe yerli ve milli üretim ekosisteminin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttüklerini hatırlattı. Bu çerçevede üretici firmalarla görüşme yapıldığını vurgulayan Turhan, bu firmaları tek çatı altında toplamak için OSTİM ev sahipliğinde BTK’nin destekleriyle 2017’de Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi kurulduğunu dile getirdi.

Bu kümelenmenin 130’dan fazla firmayı ve 8 binden fazla çalışanı barındıran bir organizasyon haline geldiğine dikkati çeken Turhan, şöyle konuştu:

“4,5G kapsamında getirilen yerlilik yükümlülükleri ilk yıllarda karşılanmamış olmakla birlikte kurumumuz tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde 4’üncü yatırım dönemi itibarıyla mobil sektörde ortalama yüzde 23’ün üzerinde yerlilik oranına ulaşıldı. İlk döneme kıyasla yerlilik oranında 23 kat artış meydana geldi. 5G’de yerli ve milli imkanlarla geçiş için hazırlıklarımız sürüyor. 5G’ye de 4,5G’deki yerlilik oranıyla geçmeyi hedefliyoruz.” 

Turhan, yap-işlet-devret (YİD) modelinin yüksek hızlı tren (YHT) projelerinde uygulanabilirliğinin sorulması üzerine, yatırım ve işletim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle bu konuya firmaların, özel sektörün ve finansman kuruluşlarının ilgili olmadıklarını söyledi. 

Bu konuya yönelik araştırmalarında YHT’lerle ilgili müşteri bulamadıklarını belirten Turhan, buna karşın otoyol projelerine müşteri olduğunu ve bunları YİD modeliyle yapmayı hedeflediklerini bildirdi.

“Antalya Havalimanı ihalesi için finans piyasasının en iyi konumunu bekliyoruz”

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda çalışmaları devam eden pistin yıl sonuna kadar açılmasının hedeflendiğini aktaran Turhan, “Burada bir pistimiz var. Uçuşların olmadığı her gece pistte bakım yapılıyor. İstanbul Havalimanımıza frekans tahsisi istekleri olduğu gibi, buraya da uçuş talepleri var ancak biz bunu yeni pistin yapılmasına kadar şimdilik durduruyoruz. Eski pisti de bakıma alacağız. Onun için şu anda buraya yeni frekans vermeyi durdurduk.” ifadelerini kullandı.

Turhan, Antalya Havalimanı’nı genişletme ihalesinin ertelenmesine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi:

“Bu havalimanı Türkiye’nin turizmine önemli katkı veriyor. Antalya Havalimanı’na ilişkin ihalede, kamu yararına teklif alacağımızı düşünerek, süreci bir miktar öteledik. Finans piyasasının en iyi konumunu ve stabil hale gelmesini bekliyoruz. Bu işe teklif verecek isteklilerin risk oranının en aza indiği bir zamanı bekliyoruz, talepler böyle.”

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ile Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde akşam yemeğinde bir araya geldi.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen Anayasa Mahkemesinin (AYM) 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda düzenlenen TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt dışından gelen misafir çocuklara Türkiye’de bulunmaları ve sevinçlere ortak oldukları için teşekkür etti.

Program öncesi İstanbul’da ve Marmara Bölgesi’nde depremlerin meydana geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kısa bir süre önce İstanbul’da ve Marmara Bölgemizde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbullu kardeşlerim başta olmak üzere depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza buradan geçmiş olsun dileklerimizi gönderiyoruz. AFAD ve Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin tüm birimleri şu an teyakkuz halinde. Arama-tarama çalışmalarımız hassasiyetle devam ediyor. Biz de süreci çok yakından takip ediyoruz. Buraya gelmeden önce bakan arkadaşlarımızın yanı sıra AFAD Başkanımız ve İstanbul Valimizden en güncel bilgileri aldım. Elhamdülillah, şimdilik sıkıntılı bir durum görünmüyor. Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü musibetten, afetten, kazadan, beladan, muhafaza eylesin diyorum.”

Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanındaki tüm çocukların 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu bayramı sizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm devlet büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi şükranla yâd ediyorum” ifadesini kullandı.

TRT’nin bir yandan sorumlu yayın ve habercilik anlayışıyla başarılarına her gün yenisini eklerken, diğer yandan böylesine güzel ve anlamlı etkinliklerle kalpleri buluşturmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1979’dan bu yana her sene düzenlenen uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği, TRT’mizin yüz akı işlerinden bir diğerini teşkil ediyor” dedi.

“KARDEŞLİĞİ NE KADAR YÜCELTİRSENİZ, DÜNYAMIZ O DERECE YAŞANILIR HÂLE GELECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 120 farklı ülkeden 130 binden fazla çocuğun Türkiye’deki bu etkinliklerde misafir edildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

“Şenliklerin 47’ncisini ‘Hayat çocuklar gülünce güzel’ temasıyla gerçekleştiriyoruz. 30 ülkeden 600 gül yüzlü evladımızı külliyemizde ağırlayarak onların coşkusuna, mutluluğuna, enerjisine biz de ortak oluyoruz. Bugün burada yaşadığınız sevincin hiç azalmamasını, hayatınız boyunca yüzünüzden tebessümlerin asla eksik olmamasını temenni ediyorum. İnançlarımız, dillerimiz ve kültürlerimiz farklı olsa da hepimiz büyük insanlık ailesinin fertleriyiz. Hepimiz Hazreti Adem ile Hazreti Havva’nın çocuklarıyız. Siz çocuklar, kardeşliği ne kadar yüceltirseniz, unutmayınız dünyamız o derece yaşanılır hâle gelecektir.

Kalplerinizdeki sevgiyle, yüreklerinizdeki umutla, birbirinize duyduğunuz o tertemiz güvenle barışı ve huzuru sizler tesis edeceksiniz. Kötülere ve kötülüklere rağmen bu dünyayı sizler güzelleştireceksiniz. Kısacası bizim uğruna bedeller ödeyerek çetin mücadeleler neticesinde belli bir aşamaya getirdiğimiz hayallerin geri kalanını gerçeğe sizler dönüştüreceksiniz. Sizlere güveniyoruz, sizlere inanıyoruz. Hayat yolculuğunuzda hepinize şimdiden başarılar diliyor, her birinizi o ışık saçan gözlerinizden öpüyorum.”

Organizasyonun düzenlenmesinde emeği geçen TRT ailesine de teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklardan aileleri ve arkadaşlarına Türkiye’den kucak dolusu selam götürmelerini istedi.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

Avatar

Published

on

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Milletinin egemenliğini ilan ettiği tarihtir.

Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz’ Mustafa Kemal Atatürk.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929 tarihinde Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiş ve bu tarihten itibaren 23 Nisan yurt sathında Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliği taşıyan 23 Nisan, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin onlara güveninin göstergesidir. Atatürk, dünya tarihinde çocuklara bayram armağan eden tek liderdir.

UNESCO’nun 1979 yılını “Dünya Çocuk Yılı” olarak ilan etmesiyle, bu bayram dünya çocuklarıyla bir arada, büyük bir coşku ve heyecanla kutlanmaktadır. Dünya barışı adına, geleceğin büyükleri ve yöneticileri olan çocukların bu gün vesilesiyle bir araya gelmeleri, çocukça bir masumiyetle birbirleriyle kucaklaşmaları bizim için gurur kaynağı olmuştur.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, gelecek nesillere verdiği önemi şu sözleriyle ifade etmektedir; “Küçük hanımlar, Küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Sözleriyle çocuklarımızın geleceğin umudu ve mimarı olduklarını belirtmiştir.

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

Genç Gazeteciler

Enerji petrol medya Ceo – Mehmet Ali setencioğlu

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜRKSAT Gölbaşı Yerleşkesi’nde düzenlenen TÜRKSAT 6A Hizmete Alma Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın, 9 Temmuz 2024’te uzaya fırlatıldığını, ilk test yayınının ise 17 Şubat’ta yapıldığını belirtti.

Tüm süreçlerin sorunsuz ve sıkıntısız bir şekilde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜRKSAT 6A’nın ülke ve millet için hayırlı olmasını diledi.

Tasarımından üretimine, nakliyesinden uzaya fırlatılmasına, yörüngeye oturtulmasından test aşamasına kadar projenin başarıyla ilerletilmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeye destek olan ve uzay sanayisine gönül vermiş tüm personeli tebrik etti.

En az 15 yıl hizmet verecek TÜRKSAT 6A ile birlikte TÜRKSAT’ın işlettiği haberleşme uydularının sayısının altıya, uzaydaki uyduların toplam mevcudunun da 10’a yükseldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yer sabit özelliği taşıyan yeni haberleşme uydusunun televizyon yayıncılığı başta olmak üzere acil durum haberleşmesi hizmetlerini de geniş bir kapsama alanında sunacağını söyledi.

Kesintisiz televizyon yayıncılığı açısından kritik önem taşıyan TÜRKSAT 6A ile televizyon yayını yapılan uyduların artık yedeklenebileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzay iletişim ve haberleşme sektörleri için atılmış çok büyük bir adım olan TÜRKSAT 6A uydusunun ülke ve millet için hayır getirmesini temenni etti.

Özellikle haberleşme uyduları gibi teknolojilerin dışa bağımlı olmadan üretilmesinin millî güvenlik açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla 84 yerli ekipman kullanarak geliştirdiğimiz TÜRKSAT 6A ile birlikte Türkiye kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi. Yeni haberleşme uydumuz, yerli ve millî teknoloji üretme hedefimiz doğrultusunda 20 yıla yayılan titiz, yoğun ve meşakkatli bir çalışmanın ürünüdür.” ifadesini kullandı.

“KARAMSARLIK AŞILAYANLARA, KENDİ ÜLKESİNDEN UMUDUNU KESENLERE KULAK ASMADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını belirterek, hayata geçirilen teknoloji transfer programıyla 3A, 4A ve 4B uydularının üretiminde TÜRKSAT mühendislerinin de yer almasını sağladıklarını anımsattı.

Devamında 5A ve 5B uydularının yapımında 12 mühendisi tasarım, üretim ve test başlıkları süreçlerine doğrudan dâhil ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllara sâri bu çalışmalar ve tecrübelerle uzay teknolojileri alanında pek çok kritik eşiğin aşıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece en yüksek yerlilik oranına sahip TÜRKSAT 6A uydusunu üretme imkân, yetenek ve tecrübesine sahip olunduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapamayız’ diyenlere inat, ‘Biz yaparız, hatta daha iyisini yaparız’ dedik. Karamsarlık aşılayanlara, kendi ülkesinden, kendi milletinden umudunu kesenlere asla kulak asmadık. Yani yılmadan, yorulmadan, inanç, sabır ve azimle çalışarak bugünlere kadar hamdolsun alnımızın akıyla geldik. Bugünkü başarı, lafa her başladıklarında ‘Bizden bir şey olmaz’ diyerek gençlere umutsuzluk aşılayan eşik zihniyete indirilmiş ağır bir darbedir” diye konuştu.

Mühendislere ve Türkiye’nin uzaydaki varlığına güç katanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıldır olduğu gibi önce hayalleri hedeflere sonra da hedefleri gerçeklere dönüştürmeye devam edeceklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve millî haberleşme uydusu ile TÜRKSAT’ın hizmet verdiği alanın, Hindistan, Tayland, Malezya ve Endonezya’yı da kapsayacak şekilde daha da genişleyeceğini belirterek, “Uydularımızın dünya genelinde ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara yükselecek” ifadelerini kullandı.

Teknoloji transferi ve tecrübe kazanımı sayesinde Türkiye’nin artık uydu ve bileşenlerinin tasarım ve üretiminde önemli bir pazar payına sahip olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devrim niteliğindeki bu projeyle, yerli ve millî bir haberleşme uydusu platformuna sahip olunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana paydaşların yanı sıra alt yüklenicilerle birlikte uydu üretim ekosistemi kurarak, birçok kurum ve kuruluşun uzay sanayisine katkı vermesini sağladıklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm aşamalarda aktif roller üstlenen onlarca mühendis ve personelimizle birlikte uydu ve uzay teknolojileri için insan kaynağı yetiştirmiş olduk. Proje paydaşlarının geliştirdiği ekipmanlarla uluslararası ölçekte rekabet edebilme düzeyine eriştik. İhracat kapasitemizi daha da güçlendirdik. SpaceX ile ortak çalışmalar yürütme yanında fırlatma süreci de TÜRKSAT tarafından yönetildi. Dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlasını yani 5 milyarlık bir nüfusu ihtiva eden kapsama alanıyla uzay çalışmaları ve uydu yayıncılığında parmakla gösterilen ülkeler arasına girdik.”

Elde edilen bu kazanım ve etkinliklerle millî uydu markası oluşturma ve millî uzay şirketi kurulması noktasında önemli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelecekteki ay ve derin uzay görevleri, haberleşme uyduları ve takım uydu projelerinin hayata geçirilmesinde de yine bu birikimden istifade edeceğiz” dedi.

Çıtayı sürekli yukarıya çıkartarak hedeflere ulaşacaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki gelişmelere baktığımızda şu gerçeği hepimiz görmekteyiz, Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat penceresi açılmaktadır. Küresel sistemde hak ettiğimiz yere gelmeye çok yakınız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin bu fırsatı heba etmesine izin veremeyeceklerini vurgulayarak, daha önce dünyada benzer değişimler olurken, Türkiye’nin kendi iç çekişmeleriyle meşgul olduğunu anımsattı. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler yaşanırken biz millet olarak enerjimizi gereksiz, faydasız, boş tartışmalarla harcadık. Türkiye’nin dışarıyla ilgilenmemesi için her şey yapıldı, her şey denendi. Mezhep, köken, görüş farklılıkları üzerinden bizi iç meselelerimizle meşgul ederek, Türkiye’yi küresel rekabette minder dışına itmeyi başardılar. Bizimle aynı ligde olan ülkeler, teknolojide birbirleriyle kıran kırana bir yarış içindeyken, hatırlayın bu ülkenin gündemi, başörtüsüydü, sakaldı, sarıktı, çarşaftı, irtica idi, yeşil sermayeydi. Kendilerine bir iç düşman ürettiler ve Türkiye’yi o iç düşmanla oyaladılar. Peki, sonuçta ne oldu? Türkiye kaybetti, millet kaybetti. Eller koşar adım ilerlerken, biz yıllarca yerimizde saydık. Rakiplerimizle aramızdaki mesafenin açılmasına engel olamadık. Ekonomide, demokraside, dış politikada, toplumsal barış ve huzurda çok ağır faturalar ödemek zorunda kaldık.”

“TÜRKİYE’NİN İSMİ, BÖLGESİNİN BİR KUTUP BAŞI OLARAK HER PLATFORMDA DAHA FAZLA ZİKREDİLİYOR”

Bugün de dünyanın büyük bir dönüşümün arifesinde olduğunu, gümrük tarifeleri restleşmeleri ile küresel ticaretin kurallarının kökten değiştiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut krizlerin çözülemediği gibi her gün yeni bir gerilime uyanıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası sistemin, Gazze’deki soykırımla birlikte itibarını iyice kaybettiğine işaret ederek, şunları kaydetti: “Batı dünyası ve kurumları eski etkinliğini tamamen yitirmiş durumda. Yapay zekâ teknolojilerinin nereye varacağını kimse kestiremiyor. Yani eski sistem hızla yıkılırken, yerine ne konacağını tam olarak kimse kestiremiyor. Türkiye’nin ismi, bölgesinin bir kutup başı olarak her platformda daha fazla zikrediliyor. Ama böylesi kritik bir dönemde bakıyorsunuz, ana muhalefet partisi eliyle Türkiye tekrar tartışmaların, eski kavgaların içine çekilmek isteniyor. Ülkemize geçmişte bedel ödetmiş bayat senaryolar yine bu çevrelerin figüranlığında tekrar tedavüle konulmaya çalışılıyor. Sokaklarımızın terörize edilmesinden, Türkiye’nin Batıya ve batılı medya kuruluşlarına pervasızca şikâyet edilmesine, üniversite ve lise gençliğinin kışkırtılmasından, boykot çağrılarıyla ülke ekonomisine zarar verilmesine kadar tüm tuşlara aynı anda basılıyor.

Son olarak gerilim ve istismar siyasetlerine Gazze soykırımını alet ettiler. 50 bin masum katledilirken, ‘bize ne Filistin’den’ diyerek tam 18 aydır sustukları, topraklarını savunan Filistinli direnişçilere ‘terörist’ iftirası attıkları bir insani trajediden siyasi rant sağlamaya çalıştılar. Şunu açık ve net söylemek isterim, oyuncular değişmiş olsa da oynanan oyunun aynı olduğunu biz biliyoruz. Milletimiz de ne yapılmaya çalışıldığının gayet farkında. Dolayısıyla ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, arzu ettikleri kaos ve kargaşa ortamını bir türlü oluşturamıyorlar. Hükûmet olarak biz de hizmet ve eser siyasetimizden kopmayarak onların tuzağına düşmüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Türkiye’nin en stratejik projelerinden biri olan Silvan Sulama Tüneli’nin kazılarına başlayarak neticeyi aldıklarını anımsattı.

“TARİHÎ BİR BAŞARI HİKÂYESİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”

Yine geçen hafta İstanbul Havalimanı’nda eş zamanlı üçlü bağımsız pist dönemini başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Amerika’dan sonra bu uygulamayı hayata geçiren ikinci ülke olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “oraya uçak inmez” dediği havalimanına artık aynı anda üç uçağın inip kalktığına dikkati çekerek, “Bugün de hamdolsun TÜRKSAT 6A’yı devreye alıyoruz. Bundan 31 yıl önce TÜRKSAT 1B uydusu ile başlayan uzay maceramızı çok daha yüksek bir düzeye eriştirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. İnançla, azimle, emekle her cümlesi bilgi, tecrübe ve alın teriyle yazılmış tarihî bir başarı hikâyesine hep birlikte şahitlik ediyoruz.”

Projede yer alan kurumlarla, mühendislerle, çalışanlarla ne kadar iftihar edilse az olacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bütün bunlar, inşa edilmekte olan Türkiye Yüzyılı’nın müjdeleridir. Allah’ın izniyle çok daha iyi yerlerde olacağız. Gençlerimize güçlü, müreffeh ve itibarlı bir Türkiye teslim edeceğiz. Milletimizin desteğiyle çıktığımız bu yolda Rabbim hepimize yardımcı olsun. Bizi daha nice başarılara ulaştırsın diyorum. Bu vesileyle 15 Temmuz hain darbe girişiminde FETÖ’cü teröristler tarafından burada şehit edilen Ahmet Özsoy ve Ali Karslı kardeşlerime Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. İlk yerli ve millî haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’nın bir kez daha ülkemiz ve milletimiz için hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Projede emeği, katkısı, alın teri ve fikir teri olan tüm kardeşlerimi kutluyorum.”

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

Avatar

Published

on

“Toplumun temeli olan aile kurumu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehlike altındadır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Toplumun temeli olan aile kurumu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 5. Olağan Genel Kurulu’na eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nun ülkeye, millete ve kadınlar için hayırlara vesile olmasını diledi.

Kuruluşundan bugüne KADEM çatısı altında kadın haklarının korunması ve demokrasinin güçlendirilmesine emek verenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul’da görevini devreden Saliha Okur Gümrükçüoğlu ve yönetim kurulu üyelerine bugüne kadarki çalışmaları, mücadeleleri ve fedakârlıkları için şükran sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM Başkanlığını devralan Canan Sarı’ya ve yönetim kurulu üyelerine Allah’tan üstün başarılar niyaz ederek, “Hep olduğu gibi bundan sonra da ‘hayra destek, şerre engel olmaya matuf’ tüm çabalarınızda yanınızda olmayı, sizlere her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.

“İNSANI AYRIŞTIRARAK, BİRBİRİYLE ÇATIŞTIRMA ZİHNİYETİ BİZİM MEDENİYETİMİZE AİT DEĞİLDİR”

Vakfın ülkenin iki önemli meselesini aynı çatı altında buluşturarak, konunun aslında insanın bizatihi kendisi olduğunu ortaya koymak suretiyle hayırlı bir görevi yerine getirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve hatta düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti bizim medeniyetimize ait değildir. Kadını ve erkeği karşı karşıya getiren anlayış asırlarca yönünü şaşırmış bir vaziyette insanlığa en karanlık deneyimleri yaşatan Batı’ya aittir. Bu müflis ve müfsit zihniyet daha bir iki asır öncesine, hatta 1960’lı, 1970’li yıllara kadar devam eden utanç tablolarını örtmek için kendine sahte bir tarih inşa etmeyi başarmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak bu sahte ama parıltılı, içinde istismarı barındıran, “hak, özgürlük, eşitlik” ambalajıyla reklamı yapılan çarpık demokrasi anlayışının albenisine uzunca süre kapıldıklarını kaydetti.

Bunun da sıkıntılarını çok farklı alanlarda yaşadıklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “18 aydır Gazze’de devam eden soykırım başta olmak üzere son dönemde yaşanan hadiseler, ‘Batı değerleri’ denilen kavramların aslında içlerinin ne kadar boş olduğunu hepimize göstermiştir. Hunharca katledilen her masum çocukla, kadınla, bebekle birlikte Batı’nın zaten iyice zayıflamış olan ahlaki üstünlüğü de yok olmuştur” ifadelerini kullandı.

“MEDENİYETİMİZ YARATILANI EŞİT VE KUTSAL GÖRÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada demokrasi kavramının Batı’nın boyunduruğundan kurtarılarak, hakiki manada bir hak ve özgürlük meşalesi olarak insanlığa kazandırılmasının şart olduğunu dile getirdi.

Kadın haklarıyla ilgili Batı patentli kampanyalara ve argümanlara da aynı zaviyeden bakmaları gerektiğine inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımızda ve kültürümüzde erkekle kadın arasında ne bir rekabet ne bir üstünlük yarışı ne de insanın eşrefi mahlûkat sıfatına aykırı bir durum söz konusu değildir. Çünkü medeniyetimiz kadın, erkek demeden, yaratılanı eşit görür, hayatı, insanı, canı kutsal görür, dokunulmaz görür” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, inançlarında üstünlüğün asla cinsiyette, kökende, renkte, ırkta değil, ilimde, ahlakta, takvada, merhamette ve erdemde aranması gerektiğinin emredildiğini kaydetti.

Bunları söylerken kimi toplumlara sirayet etmiş yanlış uygulamaları da inkar etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatalı yorumlardan kaynaklanan kötü örnekler ve pratikler esas değil, istisnadır. Bertaraf edilmesi gereken marazlardı. Sui misal emsal olmaz. Bizim ülkemizde kadınlarla ilgili sizlerle beraber omuz omuza verdiğimiz mücadelenin özünde işte bu yaklaşım vardır. Sorunlarımızı halının altına hiçbir zaman süpürmedik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her meseleyle cesaretle yüzleştiklerini, üzerine kararlılıkla gittiklerini dile getirerek, “Kimi zaman töre denilerek, kimi zaman güya dinimize atfedilerek meşrulaştırılmak istenen hatalı uygulamalar yerine doğruyu, iyiyi, güzeli, insani olanı ikame etmeye çalıştık” ifadesini kullandı.

Hangi engellerle karşılaşıldığının en yakın şahidinin kadınlar olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelede çoğu zaman rüzgâra karşı yürüdüklerini kabul ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de özellikle 1960’lı yıllardan itibaren Batı’nın desteği ve teşvikiyle yürütülen siyasi, sosyal ve ekonomik politikaların işlerini zorlaştırdığına dikkati çekerek, bu sinsi politikaların kendi dinamikleriyle çözebilecekleri pek çok konu gibi kadınlarla ilgili sorunları da farklı mecraya taşıdığını belirtti.

“ÜLKEMİZİ NÜFUS KONUSUNDA ENDİŞE VERİCİ BİR GELECEK BEKLİYOR”

“Önceleri televizyon, radyo, gazete, dergi gibi medya araçlarının, son dönemde etrafımızı örümcek ağı gibi saran sosyal medya platformlarının yıkıcı etkileri karşısında direnebilmek gerçekten meşakkatliydi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Aynı zorlukları hâlâ iliklerimize kadar hissediyoruz. Tahribat öyle büyük ki telafisi kolay olmuyor. Sosyal medyanın kaotik atmosferi ise çabalarımızı daha da güçleştiriyor. Açık konuşmak gerekirse kendi insanımızın bir kısmının evlatlarının inancıyla, hayat biçimiyle, siyasi algısıyla, sosyal çevresiyle, bambaşka dünyalara kapılıp gitmesine engel olamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Çocuklarımızın zihinleri ve gönüllerinin kontrolü, tamamen bizim dışımızda olan sanal dünyanın tesiri altındadır. Bu, sadece ülkemize mahsus bir sorun da değildir. Batılı devletler dâhil herkes insanın kendi elleriyle ortaya çıkardığı bu ‘Frankeştayn’la mücadele içindedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, demografik yapıdaki dramatik değişimi de bundan ayrı göremediklerini söyledi. Birilerinin yüzleştikleri tehditlere gözlerini kapatmış durumda olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu konuyu her gündeme getirdiğimizde bizi eleştirmek, bizi yaftalamak, ezberlenmiş cümlelerle bize saldırmak dışında hiçbir şey yapmıyorlar ama en iyimser projeksiyonlar bile Türkiye nüfusunun 10 yıl sonra artıştan azalışa döneceğine işaret ediyor. Mevcut tablonun devam etmesi hâlinde içinde bulunduğumuz asrın sonunda nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Yani ülkemizi ve milletimizi özellikle nüfus konusunda endişe verici bir gelecek bekliyor” bilgisini paylaştı.

“YANLIŞ EĞİTİM VE YANLIŞ NÜFUS KONTROLÜ POLİTİKASIYLA MİLLETİMİZE GÜÇ KAYBETTİRDİLER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir tarihçinin bu durumu nasıl değerlendirdiğini şöyle aktardı: “Türkiye bir kâbusa gidiyor. Anadolu’daki Türk nüfusu hızla yaşlanıyor. Milletimiz kendisini toparlayamazsa, bu topraklardaki yaşama kabiliyetini kaybeder. Bu bir beka sorunudur. Prut Savaşı’nda 1711’de Rusları yendiğimizde bizim nüfusumuz 30 milyon, Rusların nüfusu 16 milyondu. Meşhur 93 Harbi dediğimiz 1877-78 büyük bozgununa gelindiğinde Ruslar 100 milyona ulaşmıştı, Osmanlı 26 milyondu. Birinci Dünya Savaşı’nda Rusya 175 milyona çıkarken, Osmanlı 22 milyona gerilemişti. Cumhuriyet döneminde 1960’larda yanlış bir iş yaparak doğum kontrol sistemiyle Türk nüfusunu azalttılar. Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz içi boş kavramlar uğruna birbirimizle didişirken, kavga ederken vaktimizi ve enerjimizi fütursuzca harcarken, millî bünyemizi işte böyle zayıflattılar, böyle içeriden çökerttiler. Ülkemize açıkça söylemek gerekirse büyük pusu kurdular. Yanlış eğitim politikasıyla, yanlış nüfus kontrolü politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler” değerlendirmesini yaptı.

İhanet kelimesinin tarif edebileceği bu yanlışın bugün de muhalefet ve muhalefet belediyeleri eliyle hâlâ devam ettirilmeye çalışıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Batı’nın bile kurtulmak için yollar aradığı cinsiyetsizleştirme politikalarının ülkemizdeki savunuculuğunu dikkat ederseniz muhalefet yapıyor. Belediyelerde personele maaş dahi ödeyemezken bakıyorsunuz, milletin kaynaklarını sapkın akımlara peşkeş çekmekten utanmıyorlar. LGBT paçavralarıyla donattıkları belediyelerde ortaya çıkan yolsuzlukları ise hepimiz ibretle takip ediyoruz. Elbette mesele sadece muhalefetin ihanetiyle sınırlı değil, neoliberal kültürün özendirdiği hayat tarzının olumsuz etkileriyle de karşı karşıyayız. Toplumun temeli olan aile kurumu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün pek çok ailenin 25, 30 ve 35 yaşına gelmiş çocuklarını evlenip yuva kurmaya, çocuk sahibi olmaya ne yazık ki ikna edemediğini aktardı.

İnşaat sektörünün artık 4+1 veya 3+1 değil, daha ziyade stüdyo tarzı 1+1 konutlar yapmaya yöneldiğinin altını çizen Erdoğan, “Asıl tehlike budur çünkü gençler tek başlarına yaşıyor ve 1+1 ev onlara yetiyor. Avrupa devletleri, kendi nüfusları ülkenin çarklarını çevirmeye yeterli olmadığı için sürekli dışarıdan göçmen alıyor. Bunun için sosyal medya mecraları dâhil her türlü propaganda aracını kullanıyorlar. Türkiye’yi sürekli karalayan, ülkemizi kötüleyen paylaşımların önemli kısmı, bu kara propagandanın ürünüdür. Muhalefet de bu algı operasyonuna taşeronluk yapıyor. Eş zamanlı olarak yabancı düşmanlığı körüklenerek ülkemiz ekonomisine ve insani diplomasiye zarar verilmek isteniyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede birilerinin kin kustuğu Suriye’den, Türk cumhuriyetlerinden ve diğer coğrafyalardan gelen misafirler olmasa, pek çok sektörün ciddi sıkıntıya düşeceğine inandıklarını söyledi.

“İRFANIMIZI KAYBETME TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Bunun tercih ettikleri bir durum olmadığını ancak vakanın böyle olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Daha önemlisi, karşımızdaki tablonun felaketimiz olduğunu anlamak için 10 yıl daha beklemeye gerek yok. Kendi nüfusumuzu, kendi insanımızla artırmak için bir dizi önlem aldık ve uygulamaya başladık. Ancak meselenin maddi teşviklerin ötesinde bir inanç, bir kültür, bir medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız. Zihinleri değiştirmeden, kalpleri mutmain etmeden, bilhassa yanlış algıları yıkmadan hedeflediğimiz noktaya varamayız. Her şeyi pozitivizmi esas alarak izah etmeye ve çözmeye çalışmak bize patinaj yaptırır, vakit kaybettirir, kaynak israf ettirir. Unutmayın, yitik kaybedildiği yerde aranır. Biz irfanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Hatta pek çok noktada irfanımızı kaybettiğimiz de bir hakikattir. Ecdat on yıllar süren savaşlar, yokluklar, yoksulluklar, baskılar, zulümler döneminin taşlı yollarını irfanın rehberliğinde aşmayı başarmıştır. Biz de öyle yapacağız. Önce irfanımıza sahip çıkacağız, önce onu dirilteceğiz ve böylece kendimize geleceğiz.”

Ömer Seyfettin’in yaşadığı ibret dolu bir anekdotu anlatmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ömer Seyfettin, çalıştığı okulda öğretmen arkadaşlarıyla tartışırken, ‘İlim başka, irfan başka. Âlim başka, arif başka’ diyor. Ama arkadaşları bu görüşe katılmıyorlar. Bir gün arkadaşlarına, ‘Avusturya’dan vagonlar dolusu şeker geliyor. Şeker çok ucuzlayacak’ haberini veriyor. Bunu duyan herkes şeker kıtlığı bitecek diye sevinmeye başlıyor. Ömer Seyfettin aynı haberi o sırada öğretmenler odasına temizliğe gelen bir hademeye de söylüyor. Hademe, ‘İnanma beyim. Avusturya bu savaş zamanı şekeri bulsa kendi yer. Bize niye yollasın?’ deyip oradan çıkıyor. Bunun üzerine Ömer Seyfettin arkadaşlarına dönerek şöyle diyor, ‘Gördünüz mü? Siz bütün ilminize rağmen böyle bir habere inandınız ama o irfanı sayesinde bunu yutmadı.’ Demek ki arif başka, âlim başka, irfan başka, ilim başkaymış. Evet, bizim yapmamız gereken de ister bilinçli bir projenin, ister çıkarcı bir popülizmin ürünü olsun, milletimize, özellikle de kadınlara ve çocuklarımıza yapılan dayatmalara itibar etmemektir.”

“ÖZÜMÜZE DÖNECEK, KÖKLERİMİZE YENİDEN SARILACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özümüze dönecek, köklerimize yeniden sarılacağız. Yönümüzü, yolumuzu, istikametimizi, inancımızın aydınlığında, kültürümüzün zenginliğinde, irfanımızın rehberliğinde kendimiz bulacağız. Milletimizin geleceğini, ülkemizin kadınlarının, kızlarının, çocuklarının gönüllerini millî ve manevi hasletlerimizin bereketiyle fethederek biçimlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

KADEM’in bu husustaki liderliğine güvendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınların eğitiminden siyasi temsiline, çalışma hayatına katılımından teşebbüs desteğine kadar sayısız başlık altında hayata geçirdiğimiz uygulamaları en iyi sizler biliyorsunuz. Keza kadına yönelik şiddetle mücadele hususundaki samimiyetimizin, kararlılığımızın, ‘sıfır tolerans’ yaklaşımımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Kadına ve çocuğa karşı şiddetle mücadele, aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan politikalarımızın en önemli unsuru olmayı sürdürüyor. Hükümetlerimiz döneminde yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun’un tavizsiz uygulanmasına verdiğimiz önemi, bugün bir kere daha ifade ediyorum. Sözleşme değil, kanun yaşatır. Bu anlayışla bu konudaki dirayetli tutumumuzu inşallah bundan sonra da devam ettireceğiz” diye konuştu.

“İş dünyası, eğitim ve siyaset başta olmak üzere kadınların kazanımlarında herhangi bir geriye gidişe izin vermeyiz, vermeyeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Unutmayalım, uzatılan her mikrofona, yapılan her paylaşıma, gördükleri her habere kin kusanlar, şunu çok iyi bilsin ve anlasın. Kadınların başörtülerinden, inançlarından, düşüncelerinden dolayı ayrımcılığa uğradığı karanlık günler artık geride kaldı. Kadınlar 23 senede sizin buram buram kibir kokan düzeninizi yerle bir etti. Yıllarca büyük bir titizlikle inşa ettiğiniz o cam tavanlar paramparça oldu. Kadınların başörtüsüne, kılık kıyafetine, inancını kamusal alanda yaşama iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz. Kamunun ve özel sektörün tepe noktalarında daha fazla kadın görmeye alışacaksınız. Kadınların hayatın her alanında özgürce yer aldığı, düşüncelerini özgürce ifade ettiği, inançlarını özgürce yaşadığı yeni Türkiye’ye eninde sonunda uyum sağlayacaksınız. Tekrar söylüyorum. Kadın düşmanı zihniyet, AK Parti iktidarıyla artık tarihe karışmıştır. Biz sorumluluk makamında olduğumuz sürece de orada kalacaktır. Son 23 yılda Türkiye’yi kadınlarla birlikte büyüttük, kalkındırdık, demokrasi ve özgürlüklerde parmakla gösterilen bir konuma getirdik. Türkiye Yüzyılı’nı da inşallah yine siz kadınlarla birlikte omuz omuza inşa edeceğiz.”

“AĞIR BEDELLER ÖDEDİĞİMİZ TERÖR SORUNU EN FAZLA KADINLARA ZARAR VERDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınlarla dayanışma içinde tesis ettikleri güçlü, hukuki ve sosyal altyapı üzerinde KADEM ve benzeri sivil toplum kuruluşlarının çok daha etkin çalışmalar yürüteceğine yürekten inandığını dile getirdi.

“Terörsüz Türkiye” sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlere veda etmeden önce bir hususa dikkati çekmek istiyorum. Cumhur İttifakı olarak az konuşup çok iş yaparak büyük bir hassasiyetle yürüttüğümüz terörsüz Türkiye çalışmalarımıza sizlerden güçlü destek bekliyoruz. 40 yıldır ağır bedeller ödediğimiz terör sorunu en fazla kadınlara zarar verdi. Diyarbakır kadınlarını bir kenara koyamayız, onları yaraladı. Terörün yol açtığı acı ve gözyaşı herkesten fazla kadınların yüreklerini dağladı, annelerin yüreklerini dağladı. Terörün olmadığı bir Türkiye’den de en büyük faydayı Allah’ın izniyle kadınlar görecektir. Türkiye güvenli, huzurlu ve terörsüz bir geleceğe sizlerin sahiplenmesiyle yürüyecektir” dedi.

Kadınlar için verilen anlamlı mücadele dolayısıyla KADEM’i tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, görevi devreden Saliha Okur Gümrükçüoğlu’nu tebrik etti, görevi devralan Canan Sarı’ya da başarılar diledi.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Filistin davasını savunmak, sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin girişimleriyle İstanbul’da düzenlenen “Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu” toplantısına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin’in gönül dostlarını” Türkiye’de ağırlamaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Tarih boyunca nice medeniyetlerin beşiği olmuş, nice peygamberlere ev sahipliği yapmış Filistin’in sesi olmak için bir araya geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün sadece bir beldeyi ve halkı değil, aynı zamanda adaleti, barışı ve direnişi savunmak için buluştuklarını ifade etti.

Meclis Başkanlarını, “Medeniyet, tarih ve kültür şehri İstanbul’a hoş geldiniz” diyerek selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubunun her bir mensubuna yürekten teşekkür ettiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının ve alınacak kararların Filistin için hayırlara vesile olmasını niyaz ederek, Filistin davasını kendi meselesi görüp destek veren tüm parlamenterlere ayrıca teşekkür etti.

“FİLİSTİN DAVASI, KATLİAMA MARUZ KALMIŞ BİR HALKIN HAYSİYET DAVASIDIR”

Toplantının açılış konuşmalarını yakından takip ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Her iki Meclis Başkanımızı, verdikleri çok önemli mesajlar dolayısıyla ayrı ayrı tebrik ediyorum. Burada şu gerçeği tekrar hatırlatmak isterim; Filistin davasını savunmak sadece mazlum bir halkı savunmak değildir. Filistin’i savunmak, insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır. Filistin davası, yaklaşık bir asırdır her türlü zulme, barbarlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın haysiyet davasıdır. Tüm bunlarla birlikte Filistin davası, özü itibarıyla insan olma, insan kalma mücadelesidir. Müslümanların yanı sıra vicdan sahibi her insanın meselesidir. Elbette bu dava bir siyasetin de ötesinde bir vicdan meselesidir. Bugün burada bulunan siz kardeşlerim aslında bunu yapıyorsunuz. Duruşunuzla sadece Filistin’i ve Filistin halkını değil, insanlığı ve insani değerleri de savunuyorsunuz. Zulme karşı susmayarak, baskılara boyun eğmeyerek tüm insanlığa adeta nefes oluyorsunuz. Filistin davasına verdiğiniz güçlü destek için, zor zamanda sergilediğiniz onurlu duruş için, insanlık cephesinde cesaretle yer aldığınız için her birinizi kutluyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıya öncülük ettiği için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a teşekkür ederek, bu dayanışmayı ve birlikteliği ilelebet muhafaza edeceklerini dile getirdi.

“İSRAİL HÜKÛMETİ TAM BİR CİNNET HÂLİNDE FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ KATLEDİYOR”

Gazze ve Filistin halkının 7 Ekim 2023’ten bu yana son asrın en büyük haydutluklarından birine maruz kaldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İsrail hükûmeti çocuk, kadın, bebek, yaşlı demeden tam bir cinnet hâlinde Filistinli kardeşlerimizi katlediyor. İsrail’in vahşice öldürdüğü 60 bine yakın Filistinlinin kahir ekseriyeti kadın ve çocuk. Nüfusun yüzde 7’den fazlası ya katledildi ya da sakat bırakıldı. Sahadaki gerçekleri dünyaya aktarmak için çalışan tam 212 gazeteci infaz edildi. Önceki gün bir kadın gazeteciyi 10 kişilik ailesiyle birlikte şehit ettiler. Yüzlerce doktor, hemşire, sağlık personeli kurşunların hedefi oldu. Yardım görevlileri öldürüldü. İlaç, su, gıda bulamadığı için bebekler göz göre göre hayatını kaybetti. Çocuğunun doğum gününü Gazzeli çocukları öldürerek kutlayacak kadar insanlıktan çıkmış bir güruhla karşı karşıya kaldık. Okullar, kiliseler, camiler, üniversiteler bombalandı. Gazze’deki binaların neredeyse yüzde 80’i yıkıldı. Gazze, taş üstünde taş kalmayacak derecede harap edildi. 50 milyon tondan fazla devasa bir enkaz yığınından söz ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in yeniden başlattığı saldırılarla Gazze’de ayakta kalan son binaları, hastaneleri, sivil yerleşim yerlerini, Gazze’nin hayat damarı olan temiz su kaynaklarını da teker teker imha ettiğini söyledi.

İşgal güçlerinin koruması altındaki yerleşimci vahşetinin Batı Şeria’da tüm hızıyla sürdüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının, bütün bu zulüm ve barbarlıkların tam 18 aydır medeni denilen dünya dâhil tüm insanlığın gözleri önüne serilmesi olduğuna dikkati çekti.

“MAZLUMLARIN YANINDA YER ALMAYAN BİR KÜRESEL DÜZEN, ZALİMLERİN OYUNCAĞI OLMAYA MAHKÛMDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Gazeteciler öldürülüyor, uluslararası basın kuruluşları seyrediyor. Çocuklar öldürülüyor, İnsan hakları savunucuları seyrediyor. Sağlık çalışanları öldürülüyor, Batı dünyası seyrediyor. UNRWA (Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) gibi kritik kurumlar kapatılmak isteniyor, Birleşmiş Milletler süreci sadece seyrediyor. Yıllardır özgürlükten, haktan, hukuktan, basın hürriyetinden bahsedenler, İsrail’in katliam politikası karşısında tam 18 aydır üç maymunu oynuyor. Buradan bir kez daha soruyorum: Nerede uluslararası hukuk, nerede İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, nerede ortalığı ayağa kaldıran, bütçesi milyarlarca doları bulan yapılar, örgütler, kurumlar? En küçük bir hadisede ambargo silahını çeken Batılı devletler, soruyorum İsrail’e karşı neredeler? Nerede BBC, nerede CNN ve diğerleri? Gazze’de insanlık öldürülürken, çocuklar, bebekler, kadınlar yanarak can verirken, gazeteciler infaz edilirken bunları gören dünyada var mı? Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Bugün dünya, zalim karşısında susan hatta zulmü alkışlayan bir düzenin esiri olmuştur. Uluslararası hukuk, adaleti tesis etmenin değil güçlünün gücünü tahkim etmesinin aparatı hâline gelmiştir. Hukukun üstünlüğü yerine kişiye ve devlete göre hukuk düzeni hâkimdir. Gazze’de uluslararası sistem, sınavı kaybetmiştir. Birleşmiş Milletler’den Avrupa Birliği’ne birçok kurum, kuruluş, savundukları ilkeleri çiğneme pahasına Gazze’de kötü bir imtihan vermiştir.”

Elbette başkalarını eleştirirken kendilerini ihmal edemeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzülerek söylüyorum, içim kan ağlayarak söylüyorum, İslam dünyası da kendisinden bekleneni maalesef yerine getirememiştir” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şüphesiz çok gayret sarf edilip zulmü engellemek için pek çok yolun denendiğini, diplomasinin bütün imkânlarının kullanıldığını, toplantılar, zirveler, temaslar gerçekleştirildiğini ama sonuçta Gazze’nin tamamen yıkılmasına, 60 bine yakın Gazzelinin katledilmesine mani olunamadığını ve bunun üzerinde herkesin uzun uzun düşünmesi gerektiğini kaydetti.

“FİLİSTİN HALKI İŞGAL KUVVETLERİNE KARŞI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ VERİYOR”

Müslümanlar olarak kapsamlı muhasebeye ihtiyaçlarının bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii burada şu gerçeği de vurgulamak durumundayım. Filistinliler öldürülürken sesleri çıkmayanların, Gazze halkının işgale karşı verdiği direnişe terörizm yaftası vurarak soykırımı normalleştirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Türkiye olarak bu iftiraları, bu kara propagandayı reddettiğimizi bugün bir kere daha çok net biçimde söylemek isterim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının işgal kuvvetlerine karşı özgürlük mücadelesi verdiğini dile getirerek, “Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesi ile milletimizin bundan bir asır önce müstevlilere karşı verdiği istiklal mücadelesi arasında hiçbir fark yoktur. Filistin Direniş Hareketi, bizim nazarımızda bir Kuvayı millîye hareketidir. Filistinliler, yalnızca son 1,5 yıldır değil aslında son bir asırdır direniyor. Uluslararası hukuku hiçe sayan işgalci ve istilacı bir devlet karşısında bir asırdır direniş destanı yazıyor ama birileri bizim bunları dile getirmemizden rahatsız oluyorlar. Varsın, rahatsız olmaya devam etsinler. Biz hakkı haykırmaktan, gerçekleri söylemekten geri durmayacağız. İzzet kavramının şahsiyetlerinde somutlaştığı Filistin halkını ve Gazzeli kardeşlerimizi ülkem ve milletim adına saygıyla selamlıyorum. Vatanlarını savunurken toprağa düşen Filistin’in kahraman evlatlarını, ortak şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” ifadelerini kullandı.

“FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE YÖNELİK İNSANİ YARDIMLARIMIZI ARALIKSIZ SÜRDÜRDÜK”

Bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinlilere en güçlü ifadelerle destek ve dayanışma mesajlarını gönderdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İslam âlemini ve tüm dünyayı, Filistin halkının tüm insanlık adına yürüttüğü haysiyet mücadelesine destek olmaya davet ediyorum. Sadece vicdan sahiplerini değil İsrail halkını da yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Bundan 75 yıl önce kendileri Holokost yaşamış, kendileri soykırıma uğramış bir toplumun, Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında yaşanan katliamlara, soykırıma, vahşete ve cinayetlere artık ses çıkarması, tepki göstermesi, yöneticilerine artık ‘Dur’ demesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye, ilk günden itibaren bu soykırıma itirazlarını en yüksek seviyede dile getiren, İsrail’e karşı somut tedbirler alan ülkelerden biriydi. Hamdolsun, burada iyi bir sınav verdik, iyi bir sınav veriyoruz. Devletimizin resmî kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşlarımız, hayırseverlerimiz, iş dünyamız, adeta Filistin ve Gazze için seferber oldu. İsrail ile ticari işlemleri tamamen durdurarak bu alanda cesur bir adım attık. Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardımlarımızı aralıksız sürdürdük. Hamdolsun, 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık. Buradan kendilerine tekrar teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da Gazze’ye yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz ancak İsrail, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yardımları engellemek suretiyle çirkin yüzünü bir kez daha gösteriyor. İsrail yönetimi, bombalarla öldüremediği masumları, yardımları durdurarak bir nevi açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla yok etmeye çalışıyor. Sahadaki insanlık trajedisi giderek daha da kötüleşiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail hükûmetinin, işlediği cinayet ve katliamlar yaptırımsız kaldıkça soykırım politikasına hız verdiğini söyledi.

“NETANYAHU’NUN VE CİNAYET ŞEBEKESİNİN ULUSLARARASI MAHKEMELERDE ER VEYA GEÇ YARGILANDIĞINI İNŞALLAH GÖRECEĞİZ”

Bu insanlık düşmanı zihniyetle uluslararası hukuk önünde hesaplaşmanın, hunharca katledilen on binlerce çocuğa karşı en temel görevleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki cezasız kalan her suç, faili daha da şımartır. Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davasına bu açıdan büyük önem veriyoruz. İsrail’in hukuka hesap vermesi için biz de müdahillik başvurumuzu yaptık. Sivil toplum kuruluşlarımız mahkemeye dosya ve delil sağlamaya devam ediyor. Netanyahu’nun ve cinayet şebekesinin uluslararası mahkemelerde er veya geç yargılandığını inşallah göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs-ü Şerif ve ilk kıble Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınların arttığını gördüklerine dikkati çekerek, “Fanatik soykırımcı İsrailliler, silahlı güvenlik görevlileri eşliğinde ve korumasında Mescid-i Aksa’ya girerek Müslümanları tahrik ediyor, kışkırtıyorlar. Şunu bir kez daha açık açık ilan ediyorum, Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın içinde bulunduğu Harem-i Şerif, 144 dönüm alanıyla sadece Müslümanlara aittir ve bir bütündür. Bunu kimsenin zedelemesine izin vermeyiz. Mescid-i Aksa bizim kırmızı çizgimizdir, ebediyete kadar da inşallah böyle kalacaktır” diye konuştu.

İsrail’in, Harem-i Şerif’in kutsiyetini ve bütünlüğünü tehdit eden taciz, baskın ve provokasyonlarına derhal son vermesi gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İsrail saldırganlığı ve hukuk tanımazlığı Filistin’le de sınırlı kalmıyor. Suriye ve Lübnan’a yönelik saldırılar Netanyahu yönetiminin Orta Doğu’da huzur ve barış istemediğini ortaya koyuyor. Etnik köken ve mezhep temelli farklılıkları kaşıyarak, Suriye ve Lübnan’ın istikrara kavuşmasını engellemeye çalışıyor. Bölge dışı aktörleri sürekli kışkırtarak çatışmaları yeni coğrafyalara taşımak istiyor. Terör örgütleriyle iş tutarak, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Meşru bir devlet gibi değil, başıbozuk bir örgüt gibi hareket ediyor. Bakın biz, bunun sürdürülebilir olmadığı kanaatindeyiz. İsrail, komşularını istikrarsızlaştırarak kendi güvenliğini sağlayamaz. ‘Komşuda ateş yanarken dumanı bana gelmesin.’ demek sadece akıl dışı değil, aynı zamanda imkânsızdır. Kendi vatandaşlarıyla birlikte bölgedeki ülkeleri tehdit ve tedirgin eden bu cinnet hâli bir an önce son bulmalıdır. Yoksa o ateş, körükleyenleri de kısa bir zaman sonra yakacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesindeki rolüne işaret ederek, “Türkiye olarak, coğrafyamızdaki hiçbir şımarıklığa, zulme, hiçbir hukuk ve kural tanımazlığa sessiz kalmadık, bundan sonra da kalmayacağız. Bölgemizdeki herkes için barışı, huzuru, istikrarı ve güvenliği savunmaya sabırla devam edeceğiz” dedi.

“FİLİSTİN DEVLETİ KURULUNCAYA DEK YORULMADAN MÜCADELEYİ DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Gelinen aşamada önceliklerini, kalıcı ateşkesin derhal sağlanması, insani yardımların kesintisiz şekilde Gazzelilere ulaştırılması ve işgal güçlerinin Gazze’den tamamen çekilmesinin oluşturduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu minvalde Katar ve Mısır tarafından yürütülen ateşkes müzakerelerinin bir an evvel neticeye varması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin sağlanmasıyla birlikte imar çalışmalarına vakit kaybetmeden yeniden başlanmasının son derece mühim olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Mısır’ın öncülüğünde hazırlanan plana, burada temsil edilen tüm kardeş ülkelerin desteği çok önemlidir. Bu vesileyle şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. İki devletli çözümün alternatifi yoktur. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya dek yılmadan, yorulmadan mücadeleyi devam ettireceğiz. Şunun da bilinmesini isterim. Hangi ambalajlara sarılırsa sarılsın, Filistinlileri binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün edecek hiçbir teklifin bizce kıymetiharbiyesi yoktur. Unutmayın, Gazze Gazzelilerindir. Filistin, Filistin halkınındır. Filistin, Filistinlilerindir. Milyonlarca Filistinli mülteci anahtarlarını sakladıkları evlerine dönmeyi beklerken yeni göçlere, yeni tehcirlere asla tahammülümüz olamaz. Biz Filistinli kardeşlerimizin kendi öz yurtlarında özgürce, diğer inançlarla barış içinde yaşamaları için elimizden gelen desteği vereceğiz. Tek başımıza kalsak da Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Antalya Diplomasi Forumu kapsamında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı’nın tertiplendiğini anımsatarak, “Bizim tabii siyasi düzlemde attığımız bu adımların halkın desteği olmadan başarıya ulaşması mümkün değildir. Bu noktada gerekli toplumsal desteğin temininde, parlamentolara ve siz değerli başkanlarına önemli vazifeler düşüyor. Gazze’deki soykırım karşısında göstermiş olduğunuz dirayetli tutumu bir kez daha takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun diyorum” şeklinde konuştu.

Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılar aracılığıyla devlet ve hükûmet başkanları ile temsil ettikleri dost ve kardeş halklara selamlarını iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan program öncesi meclis başkanlarıyla aile fotoğrafı çektirdi. Toplantıda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin Ulusal Konseyi Başkanı Rawhi Fattouh, Katar Şura Meclisi Başkanı Hassan bin Abdulla Al Ghanim, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Federal Ulusal Konseyi Başkanı Saqr Ghobash, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık, Malezya Temsilciler Meclisi Başkanı Tan Sri Dato Johari bin Abdul, Endonezya Temsilciler Meclisi Başkanı Puan Maharani, Senegal Ulusal Meclisi Başkanı El Hadj Malick Ndiaye, Ürdün Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmad Safadi, Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Ahmed Al Musalam, Cezayir Ulusal Meclis Başkan Vekili Hammad Ayoub, Azerbaycan Meclis Başkan Yardımcısı Ali Ahmadov ve Mısır Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Ahmed Saad El Deen yer aldı.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni Terminal Binaları Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında küresel ölçekte en üst lige yükselttik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Havalimanı Yeni İç ve Dış Hat Terminal Binalarının Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının açılışıyla Antalya’nın değerini bir kat daha artıracağını söyledi.

Projede emeği geçen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile yüklenici firma çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni terminal binalarının başta Antalya olmak üzere havacılık, kültür ve turizm sektörleri için hayırlı olmasını diledi.

“ANTALYA HAVALİMANIMIZ 82 MİLYON MİSAFİRE ‘HOŞ GELDİNİZ’ DİYEBİLECEK KAPASİTEYE KAVUŞTU”

Antalya’da her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turistin ağırlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dünyanın dört bir yanından Antalya’ya gelen turistler bir yandan şehrin kültür ve tabiat zenginliğinden istifade ederken diğer yandan lokomotif sektörlerimizden biri olan turizm gelirlerimize önemli bir katkı sağlıyor. Şehrimize olan ilgi o kadar yüksek ki, Antalya Havalimanımız son 2 yıldır 35 milyonluk mevcut yolcu kapasitesinin üzerindeki kişiye hizmet veriyor. Havalimanımız 2023’te yaklaşık 36 milyon, 2024’te ise direkt transit yolcular da dâhil 39 milyon 230 bini aşkın yolcuya hizmet sundu. Bu sene 40 milyon kişiyi aşacağımız anlaşılıyor. 2029’da ise toplam yolcu sayısının 45 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sayıları dikkate alarak, hâlihazırda mevcut kapasitesinin yüzde 12 üzerinde hizmet veren Antalya Havalimanımızı, yeni terminal binaları ve tamamlayıcı yapılarla büyütmek için güçlü bir adım attık. Kapasite artırımına yönelik ilave yatırımların hayata geçirilmesi için 5 Ocak 2022’de yüklenici firmamıza yer teslimini yaparak, çalışmalara başladık. Proje kapsamında dış hatlar terminalini 90 bin 143 metrekareden 224 bin metrekareye, iç hatlar terminalini ise 36 bin 859 metrekareden 75 bin metrekareye çıkarttık. Böylece havalimanımızın yıllık yolcu kapasitesini 35 milyondan 82 milyona yükseltmiş olduk. Artık Antalya Havalimanımız dünyanın her bir köşesinden 82 milyon misafire ‘hoş geldiniz’ diyebilecek kapasiteye hamdolsun kavuştu” diye ekledi.

Yeni terminal binalarının modern mimarisi, güçlü altyapısı ve artırılmış kapasitesi ile Antalya’nın kapılarını çok daha geniş ufuklara açacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projemiz dahilinde uçak park pozisyon sayısını da 108’den 176’ya getirdik. VIP terminalini 690 metrekareden 2 bin metrekareye, genel havacılık terminalini ise bin 200 metrekareden 2 bin 800 metrekareye yükselttik. Proje dâhilinde yeni inşa edilen 2 bin metrekarelik Devlet Konuk Evini, 5 bin metrekarelik Devlet Hava Meydanları İşletmesi Hizmet Binasını, personel lojmanları ile camimizi daha önce hizmete açmıştık” ifadesini kullandı.

Gurur verici olmasının yanı sıra her açıdan yenilikçi ve vizyoner bir projeyi daha şehrin hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 927 milyon yatırım hacmi gerektiren projeyi kamu-özel iş birliği modeli kapsamında devletin kasasından tek bir kuruş dahi çıkmadan gerçekleştirdik. Üstelik herhangi bir yolcu garantisi olmayan proje ile yüklenici firmalardan 25 yıllık işletme süresi karşılığında KDV dâhil 8 milyar 555 milyon avroluk kira geliri elde edeceğiz” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE AKTİF HAVALİMANI SAYIMIMIZI 60’A ÇIKARACAĞIZ”

Yatırımcı şirketin kira bedelinin yüzde 25’lik kısmı olan 2 milyar 138 milyon 750 bin avronun da Mart 2022’de peşin ödediğini ve bu bedelin daha çalışmalar bitmeden devletin kasasına girdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylelikle, bu güzide proje, kamu kaynaklarının etkin kullanmanın ve kamu-özel sektör iş birliğinin en başarılı örneklerinden biri oldu. Bugün hizmete aldığımız yeni terminal binalarımızla artık Antalya Havalimanımız çok daha fazla sayıda yolcuya hizmet verecek. Antalya ise turizm potansiyelini çok daha yüksek bir seviyeye taşıyacaktır. Burada, şu hususu da dikkatinize getirmek arzusundayım, 4 saatlik uçuş süresiyle 67 ülkenin merkezinde bulunan Türkiye’nin bu avantajlı konumunun sunduğu imkân ve fırsatları en üst düzeye taşımak için son 23 yılda çok büyük yatırımlar gerçekleştirdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ şiarıyla ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük. Havacılık alanında, küresel ölçekte en üst lige yükselttik. 2002’den bu yana 26 olan aktif havalimanı sayımızı, 10 Ağustos 2024’te açılışını yaptığımız Çukurova Uluslararası Havalimanımızla birlikte 58’e çıkarttık. İstanbul Havalimanımız 2024’te 80,1 milyon yolcu ağırlayarak kendi kategorisinde Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci sırada yer aldı. Önümüzdeki dönemde aktif havalimanı sayımımızı, yapımları devam eden Yozgat ve Bayburt-Gümüşhane havalimanlarımızla 58’den 60’a çıkaracağız. Bakınız, biz sadece Türkiye için büyük hayaller kurmakta kalmıyor aynı zamanda bunları büyük hedeflere dönüştürüyoruz, sonra da bu hedefleri tek tek hayata geçiriyoruz.”

“85 MİLYON VATANDAŞIMIZ İÇİN ÇALIŞMAYA KARARLILIKLA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi, vicdanı ve iddialarıyla büyük bir milletin mensubu olmanın hakkını vermeye çalıştıklarını söyledi.

Milletin teveccühüne mazhar olmanın gayretinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesini başkalarına şikâyet edenler bu vizyonu anlayamaz. Yabancı basın kuruluşlarından medet umanlar bunu anlayamaz. Batı karşısında eğilip bükülenler, el pençe divan duranlar, bizim bu dik duruşumuzu anlayamaz. Boykot bahanesiyle kendi ekonomisine suikast teşebbüsünde bulunanlar bunu anlayamaz. Hırsları akıllarını esir alanlar, kibirlerinin siyasi ihtiraslarının esiri olanlar bizim neyin mücadelesini verdiğimizi asla ve asla anlayamaz. Biz onları kendi küçük dünyalarında, kendi küçük kavgalarıyla baş başa bırakıyor, her zaman olduğu gibi yine işimize bakıyoruz” diye konuştu.

Ülkeye yeni eserler kazandırmaya, Antalya Diplomasi Forumu’nda olduğu gibi Türkiye’nin itibarını arttırmaya devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vizyoner projelerle Antalya’nın turizm potansiyelini hak ettiği seviyelere getirmeye bakıyoruz. Çünkü biz bu millete güveniyoruz. Bu millete inanıyoruz. Doğru bildiğimiz istikamette yürürken milletimizin bize daima destek olacağını biliyoruz. Ülkemiz için çalışmaya, Türkiye için üretmeye, 85 milyon vatandaşımız için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Rabbim, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Yeni terminal binalarımızın, yeni yapılarımızın bir kez daha şehrimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirdeki temasları kapsamında Akdeniz Üniversitesi’ni ziyaret etti.

GENÇ GAZETECİLER ANTALYA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, “İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgemizin bu köklü tarihine uygun olarak, medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istiyoruz. Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın; kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ayrışan Dünyada Diplomasiyi Sahiplenmek” ana temasıyla NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen 4. Antalya Diplomasi Forumu’nun açılışında bir konuşma yaptı. Açılış programına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başladı. Antalya Diplomasi Forumu’nun 4’üncü buluşmasında devlet ve hükûmet başkanlarıyla bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine buradan savaşların, çatışmaların, ölümlerin acısını yüreklerinde taşıyan tüm mazlumları, ülkem ve milletim adına selamlıyor, kendilerine dayanışma mesajlarımızı gönderiyorum” ifadesini kullandı.

Dünyanın dört bir yanından foruma teşrif eden, her bir misafire teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 gün sürecek programların, dünya ve insanlık için, özellikle coğrafyadaki mazlum ve mağdurlar için hayırlara vesile olmasını diledi.

“GÜÇ YARIŞININ YERİNE KÜRESEL VİCDANI TERCİH ETTİĞİMİZİ HEP BİRLİKTE DÜNYAYA BİR KEZ DAHA İLAN EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomasinin nabzının attığı, global bir markaya dönüşen forumun 4’üncüsünü başarıyla tertip eden Dışişleri Bakanlığı ve Bakan Hakan Fidan ile mesai arkadaşlarını, organizasyona destek veren tüm kuruluşları tebrik etti, bakanlığı döneminde forumun hayata geçirilmesine öncülük eden Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu’nu da kutladı.

“Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek” temasıyla düzenlenen forum kapsamında icra edilecek panellerin ve görüşmelerin katılımcılara verimli bir ufuk turu yaptırmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada dış politika ve uluslararası ilişkiler alanında önde gelen etkinlikler arasında yerini alan foruma yönelik yoğun ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Bugün burada çatışmaların yerine diyaloğu, kutuplaşmanın yerine ortak aklı, güç yarışının yerine küresel vicdanı tercih ettiğimizi hep birlikte dünyaya bir kez daha ilan ediyoruz. Antalya’dan tüm dünyaya verdiğimiz bu barış ve dostluk mesajları, Antalya Diplomasi Forumu’nu muadillerine göre farklı bir yerde konumlandırıyor. Her yıl olduğu gibi 3 gün boyunca binlerce katılımcı, kritik bölgesel ve küresel konularda fikir alışverişinde bulunup çözüm önerilerini ele alacaklar. Küresel diplomasinin kalbi, 3 gün boyunca yine Antalya’da atacak” dedi.

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR, ÇÜNKÜ İNSANLIK BEŞTEN BÜYÜKTÜR”

Foruma yapacakları değerli katkılar için katılımcılara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İnsanlık, arka arkaya yeni teknolojik hamleler gerçekleştirirken uluslararası sistem çağa ayak uydurabilmesi noktasında aynı başarıyı sergileyemiyor. Terör, açlık, yoksulluk, ırkçılık, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve iklim krizi gibi tüm insanlığı ilgilendiren sorunlarla uğraştığımız bir dönemde uluslararası toplumun daha adil, daha vicdanlı politikalar geliştirmede maalesef yetersiz kaldığına şahit oluyoruz. Bu eksikliği, başta bölgemizde yaşanan çatışmalar ve gerilimler olmak üzere çok geniş bir alanda her gün hissediyoruz. Diplomasinin insani, girişimci ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür, çünkü insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken amacımız, böyle bir anlayışın hâkim kılınmasıdır. Türkiye, sahip olduğu tecrübe, tarihî, beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik dolayısıyla dünyaya bu mesajı en rahat verebilecek ülkelerdendir. Burada öncelikle bir hakikati dikkatinize getirmek arzusundayım. Biz sorunların uzağında, konforlu bir coğrafyada yer alan bir ülke değiliz. Stratejik önemi yüksek olduğu kadar, krizlere gebe bir ülkede bulunuyoruz. Bu tarih boyunca da hep böyleydi. İşgal girişimleri, Haçlı Seferleri, emperyalist oyunlar, karışıklık çıkarma, istikrarsızlık üretme teşebbüsleri çevremizde hiç eksik olmadı. 1. Dünya Savaşı’ndan, Soğuk Savaş’a kadar büyük güçler arasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı, en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yine burasıydı.”

“BİZ BU COĞRAFYANIN SADECE SAKİNLERİ DEĞİL AYNI ZAMANDA SAHİPLERİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de uluslararası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun, savaş, kriz ve gerilimin yine Türkiye’nin yakın çevresinde cereyan ettiğini vurgulayarak, “Şunu da iftiharla söylemek durumundayım; biz bu coğrafyanın sadece sakinleri değiliz, aynı zamanda sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız, bu topraklardayız. İnşallah daha nice asırlar boyunca yine burada olacağız” diye konuştu.

İnsanlık tarihiyle yaşıt olan bölgenin, bu köklü tarihine uygun olarak medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz artık çatışmanın değil uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın, kan, gözyaşı, acı ve gerilimin değil refahın ve istikrarın egemen olduğu bir bölge görmek, böyle bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza böyle bir dünya bırakmak istiyoruz. Elbette bunun kolay olmadığını biliyoruz” ifadesini kullandı.

“İSRAİL, FİLİSTİN HALKINA KARŞI APAÇIK BİR SOYKIRIM UYGULUYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışın, savaştan daha fazla emek istediğinin farkında olduklarını belirterek, kolayı değil her zaman zoru seçtiklerini, bugün de zor olanın tarafında bulunduklarını vurguladı.

Bu anlayışla Ukrayna, Sudan, Libya, Somali gibi yakın dostluk içinde olunan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için mücadele ediyorlarsa, Afrika ve Asya’da da ara buluculuk ve kolaylaştırıcılık gibi inisiyatiflerle sorumluluk üstlendiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Komşularımızla iyi ilişkiler tesis ederek, işbirliği imkânlarını, ticaret imkânlarını genişleterek, ayrıca çatışan taraflar arasında diyalog köprüleri kurarak ülkemizin etrafında bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmak çabasındayız. Şunu tüm samimiyetle bugün bir kez daha belirtmek isterim; bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yoktur. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle, yani insanlarla, yani canla ilgileniyoruz. Şunu unutmayalım, ‘zulüm ile abad olunmaz’ diyoruz. ‘Sömürü ve çatışma üzerine müreffeh bir gelecek inşa edilmez’ diyoruz.

Küresel vicdan ve adaleti en fazla yaralayan meselelerin başında malumunuz Filistin’deki, özellikle de Gazze’deki zulüm geliyor. İsrail, 1,5 senedir en temel insan haklarını hiçe sayarak, uluslararası hukuku ayaklar altına alarak, Filistin halkına karşı apaçık bir soykırım uyguluyor. Buna karşı sesimizi yükseltmek, bu zulme itiraz etmek, buna olabilecek en güçlü tepkiyi vermek bizim sadece kardeşlik değil aynı zamanda insanlık vazifemizdir, insanlığımızın bir gereğidir. Çünkü hepimiz bir kalp taşıyoruz. İsrail’in katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır.”

İsrail ordusunun birkaç gün önce Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde gazetecilerin kaldığı bir çadırı bombaladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu saldırıda 3 gazeteci hayatını kaybetti, yine 9’u medya mensubu 10 kişi ağır şekilde yaralandı. Şehit edilenlerin de biri Ahmet Mansur adında bir gazeteci. Saldırının ardından çadırın içinde diri diri yanan Ahmet Mansur’un görüntüleri bir yandan hepimizi dehşete düşürürken diğer taraftan İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarını da bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail yönetimi bugüne kadar 211 gazeteciyi katletti, öldürdü. Sadece bu sabah Han Yunus’ta aynı aileden 7’si çocuk, 10 kişi şehit oldu. Şimdi bunun adı barbarlık değilse, soruyorum nedir?” ifadesini kullandı.

İsrail’in işlediği savaş ve insanlık suçlarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail tarafından ambulansın içinde yaralılara yardıma giden sağlık personelinin infaz edildiğini, masum bebeklerin, çocukların, yıkıntılar arasında hayata tutunmaya çalışan kadınların acımasızca katledildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizi vicdanımıza koyalım ve şu soruyu lütfen kendimize soralım. Savaşta dahi olsa meşru bir devlet böyle hareket eder mi? Bunun adı devlet terörü değil midir? Onun için, İsrail terör devletidir. Başka bir ismi olamaz” diye konuştu.

“FİLİSTİN HALKININ KAHRAMANCA MÜCADELESİNİ KİMSE ‘TERÖRİZM’ YAFTASI VURARAK KARALAYAMAZ”

İsrail hükûmetinin, Filistin halkını topraklarından söküp atmaya, ikinci bir Nekbe felaketi yaşatmaya çalıştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan işlediği her suç hukuk önünde cevapsız kalan İsrail’in her seferinde daha kanlı, daha vicdansız saldırılara kalkıştığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in işgali karşısında meşru direniş haklarını kullanan Filistinlilere “terörist” diyerek katliamlarını meşrulaştırma peşinde olduklarını ifade ederek, “Filistin halkının işgal karşısındaki kahramanca mücadelesini kimse ‘terörizm’ yaftası vurarak karalayamaz” ifadesini kullandı.

Filistinlilerin 7 Ekim 2023’ten beri topraklarını savunduğunu ve insanlığın iftihar vesilesi olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tarih boyunca olduğu gibi bugün de Filistinlilerle tam bir dayanışma içinde hareket ettiğini vurguladı.

“ORTA DOĞUDA BARIŞ ANCAK, İSRAİL-FİLİSTİN MESELESİNİN İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜMÜ TEMELİNDE MÜMKÜNDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “500 sene önce topraklarından kovulan tüm o İsrail halkını, Yahudileri, kapımızı açarak biz bu topraklarda misafir ettik. O günkü Türkiye neyse bugünkü Türkiye de aynısıdır. Saldırıların başladığı günden bu yana 101 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini bölgedeki kardeş ülkelerin de desteğiyle Gazze’ye gönderdik. İnşallah bundan sonra da Gazzeli mazlumlara yardım elimizi uzatmaya devam edeceğiz. İsrail’in Gazze’deki devlet terörü devam ettikçe, ateşkes çabaları sabote edildikçe, masumların üzerine bomba yağdıkça bölgemize kalıcı barışın gelmesi oldukça zordur. Tekrar vurguluyorum. Orta doğu’da barış ancak İsrail-Filistin meselesinin iki devletli çözümü temelinde mümkündür. Bu da 1967 sınırları dahilinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür, egemen ve toprak bütünlüğüne haiz bir Filistin devletinin kurulmasına bağlıdır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası toplumun tüm üyelerini bir kez daha sorumluluk üstlenmeye, akan kanı durdurmaya, Filistin halkının yanında olmaya davet ediyorum.”

“SURİYENİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ KONUSUNDA, BÖLGEDE TÜM AKTÖRLERLE ANLAYIŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ”

İsrail’in özellikle Lübnan’a ve Suriye’ye yönelik saldırılarıyla bölgenin istikrarını doğrudan tehdit eden sorunlu bir ülkeye dönüşmekte olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in saldırılarının terör örgütü DEAŞ’la mücadele çabalarını da sekteye uğrattığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye’de etnik ve dini aidiyetleri kaşıyarak, ülkedeki azınlıkları hükûmete karşı kışkırtarak 8 Aralık devrimini dinamitlemeye çalışıyor. Bakın, Türkiye’nin bu konudaki tutumu gayet nettir. Biz komşumuz Suriye’de 14 yıl süren çatışma ve istikrarsızlığın yükünü en fazla çeken, bunun bedelini ödeyen ülkelerden biriyiz. 8 Aralık devrimiyle sadece Suriye’de değil, tüm bölgemizde kalıcı istikrarın tesisine yönelik yakalanan fırsatın heba edilmesine izin veremeyiz. Suriye’nin yeni bir istikrarsızlık girdabına sürüklenmesine göz yummayız. Toplam 911 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğumuz komşumuz Suriye’nin toprak bütünlüğünü, istikrarını ve güvenliğini kendimizden ayrı görmediğimizi, burada özellikle dile getirmek istiyorum. Suriye halkı acıya, zulme ve savaşa doymuştur. Suriyeli kardeşlerimize bunları tekrar yaşatma niyeti olanlar hesaplarını buna göre yapmalıdır. Soğukkanlılığımızı, sabrımızı, meseleleri diyalog yoluyla çözme tavrımızı kimse yanlış anlamamalı, yanlış yorumlamamalı, sükûnetimiz birilerini çok hatalı heveslere sürüklememelidir.”

Türkiye’nin dış politikada gizli niyetlerle, gizli ajandalarla değil, ilkelerle hareket eden bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bölge halkları için barış, istikrar, refah ve güven istediklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarının muhafazası noktasında Sayın Trump ve Putin başta olmak üzere bölgede nüfuz sahibi tüm aktörlerle anlayış birliği içindeyiz, çok yakın diyalog hâlindeyiz. Gerek bu anlayış birliği, gerek ülkemizin güvenlik planlamaları, gerekse Suriye hükûmetiyle aramızdaki mutabakatlar çerçevesinde gerekli bütün adımları atmayı kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.

Yeniden Asya Açılımı ile Asya ülkeleriyle siyasi temas ve istişareleri her geçen gün arttırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ortaklık politikasıyla da kazan-kazan yaklaşımıyla iş birliklerinin geliştiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney Kafkasya’da kalıcı istikrarın sağlanması için çabalarımız sürüyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de barış ve istikrarın devamını amaçlıyor, komşumuz Yunanistan’la olumlu atmosferlerin muhafazası için çalışıyoruz. Balkanlar’daki gelişmeleri çok yakından takip ediyor ve bölge ülkeleriyle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Orta Asya’daki kardeş cumhuriyetler dış politikamızdaki özel yerlerini her geçen gün daha da pekiştiriyor” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE OLMADAN AVRUPA GÜVENLİĞİNİN DÜŞÜNÜLEMEYECEĞİ BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ülkemizin yoğun çabalarıyla son yıllarda entegrasyon noktasında önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı bu işbirliğimizin güçlendirilmesine çok önemli katkılarda bulunuyor. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı son dönemde arttırdık. Adada, adalet tecelli edene kadar bunu sabırla sürdüreceğiz. Avrupa Atlantik güvenliğinin temeli olan NATO, Türk dış politikasının ve ülkemizin güvenliğinin yapı taşlarından biridir. NATO’nun geleceği ve Avrupa güvenlik mimarisine dair tartışmaların gündemde olduğu bugünlerde, Türkiye olmadan Avrupa güvenliğinin düşünülemeyeceği bir kez daha ortaya çıkmıştır. NATO’nun en büyük ikinci kara ordusuna komuta eden Türkiye, özellikle son yıllarda büyük atılım yaptığı savunma sanayisiyle Avrupa güvenliği için gelecekte de sorumluluk almaya hazırdır.”

“AVRUPA BİRLİĞİ TAM ÜYELİĞİ, ÜLKEMİZİN STRATEJİK HEDEFİDİR”

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) hedefinden uzaklaştığına dair iddia ve eleştirilerin bir geçerliliğinin olmadığını da dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB tam üyeliğinin hâlen Türkiye’nin stratejik hedefi olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ancak kimi zaman korkulardan, kimi zaman ön yargılardan, kimi zaman da Birliği içeriden esir almış aktörlerden dolayı Avrupa Birliği, üyelik sürecimizin ilerletilmesi hususunda gereken iradeyi sergileyemiyor. Daha doğru bir ifadeyle bugün kimi Avrupa ülkeleri bundan üç çeyrek asır önce Avrupa Birliği’ne hayat veren ufku, cesareti ve stratejik bakış açısını maalesef ortaya koyamıyor. Diyoruz ki, eğer Avrupa Birliği mevcut sınamaların üstesinden gelmek, yeniden yapılanan küresel sistemde hak ettiği şekilde temsil edilmek istiyorsa buna göre davranmalı, bagajlarından kurtulmalı ve Türkiye, tam üye olarak Birlik’teki sandalyesine bir an önce kavuşmalıdır. Biz üyelik sürecimizi ilerletme noktasında hazırız ve kararlıyız. Avrupa Birliği’nden de somut adımlar atmasını bekliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü bir savunma sanayisi olmadan güçlü bir dış politikanın uygulanamayacağını belirterek, Türkiye’nin bugünkü özgüvenini diğer adımlarıyla birlikte savunma sanayisi alanındaki atılımlarına borçlu olduğunu kaydetti.

“Bugün bu alanda yüzde 80 seviyesinde yerlilik oranına ulaştık. Böylece kendi göbeğimizi kendimiz keser duruma geldik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin silahlı, silahsız insansız hava araçları, gemiler, helikopterler, tanklar, roket ve füzelerin yanı sıra daha pek çok yetenekle kendi ihtiyaçlarını karşılamanın çok ötesine geçtiğini dile getirdi.

“ABD İLE 100 MİLYAR DOLARLIK TİCARET HEDEFİMİZE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ”

Savunma sanayisinde yıllık 10 milyar dolar ihracat hedefine her geçen yıl emin adımlarla yaklaşıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Dost ve kardeş ülkelerle savunma işbirliğimizi de giderek güçlendiriyoruz. Müttefikimiz ve stratejik ortağımız Amerika Birleşik Devletleri ile 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize büyük önem veriyoruz. Başkan Trump’ın ikinci döneminde kendisiyle olan yakın dostluğumuzun da katkısıyla Amerika’yla ilişkilerimizin her alanda serpileceğine inanıyorum. Köklü bir geçmişe sahip olduğumuz Rusya Federasyonu ile ilişkilerimiz, çok boyutlu bir zeminde günden güne gelişiyor. Ortak coğrafyayı paylaştığımız Rusya’yla işbirliğimizi karşılıklı menfaat ve saygı temelinde ilerletmekte kararlıyız. Dördüncü yılına gelen Rusya-Ukrayna Savaşı’nın adil ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasıyla sona erdirilmesi önceliğimiz olmaya devam ediyor. Karadeniz girişimi, esir takası ve İstanbul Süreci başta olmak üzere birçok adım attık. İlk günden beri muhafaza ettiğimiz dengeli ve proaktif tutumumuzu inşallah aynı şekilde sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile de ilişkileri geliştirmenin gayretinde olacaklarını belirterek, “Gümrük tarifeleri üzerinden kızışan ticari rekabetin yıkıcı hâle gelmemesi için elimizden geleni yapmaktayız. Şoklara karşı dirençli ekonomisiyle Türkiye, bu süreci sadece sorunsuz atlatmakla kalmayacak, Allah’ın izniyle yeni dönemin kazananlarından da biri olacaktır” dedi.

Türkiye’nin terörden kurtulduğunda ekonomide farklı bir ivme kazanacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizin 40 yılına, binlerce vatandaşının canına ve milyarlarca dolar kaynağına mal olan terör belasından da kurtulduğumuzda inşallah ekonomide çok farklı bir ivme yakalayacağız. Türkiye Yüzyılı ifadesinde anlamını bulan ülkümüze inşallah sizlerin de desteğiyle ulaşacağımızdan hiçbir şüphe duymuyoruz. Antalya Diplomasi Forumu’nun da bu vizyonumuzun gelecek nesillere ve tüm dost ülkelere anlatılmasına vesile olacağına inanıyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANTALYA

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Şubat 2020
P S Ç P C C P
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
242526272829  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT14 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT5 gün önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT7 gün önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT1 hafta önce

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısı düzenledi

DİPLOMAT2 hafta önce

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’yu karşıladı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı heyetini kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Mart Ayı Dış Ticaret Verilerini Açıkladı

DİPLOMAT4 hafta önce

Bayramlar; gönülleri birleştiren, kalpleri aydınlatan en güzel zamanlardır. Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Ramazan Bayramı mesajı

DİPLOMAT1 ay önce

“Türkiye olarak kardeş Filistin halkına gereken her türlü desteği vereceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

“2025 yılında, 18,5 milyar liralık kırsal kalkınma desteği vereceğiz”

DİPLOMAT1 ay önce

“Çanakkale’de sembolleşen ezelî ve ebedî kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacağız”

DİPLOMAT1 ay önce

Çanakkale, milletimizin bağımsızlık uğruna yazdığı bir destandır. | Genç Gazeteciler

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet himayesindeki çocuklarla iftar sofrasında bir araya geldi

DİPLOMAT1 ay önce

“Her alanda olduğu gibi, sağlıkta da şiddete asla müsamahamız yoktur”

DİPLOMAT2 ay önce

“AB, güç kaybının önüne geçmek istiyorsa bunu Türkiye’nin tam üyeliğiyle başarabilir”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya Başbakanı Tusk ile görüştü

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

DİPLOMAT2 ay önce

“Türkiye’yi, barış diplomasisinin merkez üslerinden biri hâline getiriyoruz”

DİPLOMAT2 ay önce

“Türkler, Araplar, Kürtler, Sünniler ve Aleviler olarak birbirimizin dostuyuz, kader ortağıyız”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü İftar Programı’nda konuştu

DİPLOMAT2 ay önce

8 Mart Dünya kadınlar günü kutlu olsun

DİPLOMAT2 ay önce

“Türkiye’nin 22 yıldır sürdürdüğü bağımsızlık mücadelesinde esnaflarımızı daima yanımızda bulduk”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iftar programında Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ve korucular ile bir araya geldi

DİPLOMAT2 ay önce

“Türkiye ve Azerbaycan barışın, huzurun ve refahın tarafındadır”

DİPLOMAT2 ay önce

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 ay önce

Emine Erdoğan, Kayseri Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi’nin açılış törenine katıldı

DİPLOMAT2 ay önce

İyi ki Varsın Uzman Eğitimci Arzu Çotul

DİPLOMAT2 hafta önce

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısı düzenledi

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto’yu karşıladı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Ramazan Bayramı mesajı

DİPLOMAT4 hafta önce

Bayramlar; gönülleri birleştiren, kalpleri aydınlatan en güzel zamanlardır. Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT5 gün önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT3 hafta önce

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Mart Ayı Dış Ticaret Verilerini Açıkladı

DİPLOMAT2 hafta önce

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Polis Teşkilatı heyetini kabul etti

DİPLOMAT1 hafta önce

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT7 gün önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DİPLOMAT3 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT14 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge