Diplomat -Dünya

DÜNYA

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ;Türkiye-Kore İş ve Yatırım Toplantısı’nda Konuştu

Avatar

Published

on

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye’nin Güney Kore ile dış ticaret açığının sürdürülebilir olmadığını belirterek, “Her iki ülkenin ticari ilişkilerini karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesiyle, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirebilmelerini sağlamak için Kore’den somut adımlar bekliyoruz.” dedi.

Bakan Pekcan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Kore Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ve iki ülkenin iş insanlarının iştirak ettiği Türkiye-Kore İş ve Yatırım Toplantısı’na video konferans yöntemiyle katıldı.

Küresel ekonominin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zor bir dönemden geçtiğini ifade eden Pekcan, bu olumsuz koşullara rağmen Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını ve dinamizmini gösterdiğini, ihracat kapasitesini ve performansını önemli düzeyde koruduğunu söyledi.

Pekcan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin geçen yıl 6,7 milyar dolar olduğu bilgisini vererek, Güney Kore ile ticaret hacmini artırmak istediklerini ancak ikili ticarette Türkiye aleyhine ciddi bir ticaret açığının söz konusu olduğunu bildirdi.

Güney Kore ile Serbest Ticaret Anlaşmasının (STA) 2013’te, Hizmet Ticareti ve Yatırım Anlaşmalarının ise 2018’de devreye girdiğini anımsatan Pekcan, şöyle konuştu:

“Bu anlaşmaları biz çok değerli buluyoruz. STA devreye girdiğinde Türkiye’nin ticaret ve yatırım ilişkileri açısından şu anki durumdan çok farklı beklentileri vardı. Kore 2019’da ithalatta Türkiye’nin 9’uncu büyük ortağı ancak ihracat yaptığımız ülkeler arasında 43’üncü sırada. STA’mız olmasına rağmen, Türkiye’nin toplam dış ticaret açığındaki en yüksek paya sahip ülkelerden biri. Türkiye’nin Kore ile olan dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Şu anki uluslararası ortamda STA’lar ve tercihli ticaret anlaşmaları sorgulanıyor ve ülkeler kendi yerli sanayilerini koruma gerekçesiyle farklı tedbirlere başvuruyor. Böyle bir ortamda inanıyoruz ki Kore ile dış ticaret açığı sürdürülebilir değil. Her iki ülkenin ticari ilişkilerini karşılıklı olarak kazan-kazan ilkesiyle, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirebilmelerini sağlamak için Kore’den somut adımlar bekliyoruz. Koreli firmalardan Türkiye’ye daha fazla yatırım ve Türkiye’den daha fazla alım yapmalarını bekliyoruz.”

Pekcan, Güney Kore’den sadece ticaret değil, yatırım olarak da yüksek beklentilerinin olduğunu ancak bunların henüz karşılanmadığını belirterek, STA’dan önce bu ülkeden Türkiye’ye toplam yatırımın 2012 yılına kadar 437 milyon dolar civarında olduğunu, STA’dan sonra ise 2013-2019 yıllarında toplam yatırım akışının aynı düzeyde kaldığını dile getirdi. Bakan Pekcan, ikili ekonomik ilişkileri derinleştirmek istediklerini bildirdi.

İhtisas serbest bölgelerine yatırım daveti

Türkiye’nin salgın sürecine rağmen dinamizmini koruduğuna ve küresel olarak en cazip yatırım destinasyonlarından biri olmaya devam ettiğine dikkati çeken Pekcan, yenilikçi, teknoloji odaklı, Ar-Ge yoğun ve katma değeri yüksek ürün ve hizmetle ilgili yatırımları teşvik ettiklerini söyledi.

Pekcan, Türkiye’nin teknolojik dönüşüm sürecini destekleyebilecek Kore yatırımlarıyla özellikle ilgilendiklerine işaret ederek, “Türkiye’de yakın zamanda yüksek teknoloji yatırımları çekmek için yeni teşviklerle donatılmış ‘İhtisas Serbest Bölge’ modelini başlattık. İlk ihtisas serbest bölge, halihazırda İstanbul’da belirlendi ve yeni yatırımcıları bekliyor.” ifadelerini kullandı.

Türk şirketlerinin Güney Kore şirketleriyle üçüncü ülkelerde iş birliğine ve ortak yatırımlara açık ve istekli olduğunu vurgulayan Pekcan, bunun özellikle yurt dışı müteahhitlik sektörleri ve inşaat projelerinde olduğu gibi diğer sektörlerde de yapılabileceğini anlattı.

“Ulusal para birimleriyle ticaret teşvik edilmeli”

Pekcan, ulusal para birimlerini kullanarak ticarete önem verdiklerine dikkati çekerek, “Firmalarımızı ikili ticarette mümkün olduğunca ulusal para birimlerini kullanmaya teşvik etmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Güney Kore’nin Türkiye’nin ekonomik ortağı olmasının yanı sıra dost ülkelerinden biri niteliğini taşıdığını belirten Pekcan, bu ülkeyle uzun vadeli yapıcı bir ekonomik ortaklık perspektifine sahip olmak istediklerini, bunun için de kolektif çalışmanın önem taşıdığını sözlerine ekledi.

DİPLOMAT

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun, sahada 75 milyar metre küplük yeni doğal gaz keşfi yaptık” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler’deki İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasında, sağlıkta büyük bir hamle gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturdukları bir diğer başlığın da enerji olduğunu söyledi. “Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgârdan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğal gaza kadar her alanda ciddi yatırımlar yaptık. Bu alanda ülkemizin gerçek potansiyelini açığa çıkarmanın gayretindeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan ülkenin enerji köprüsü olma vasfını güçlendirirken, diğer taraftan enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye gayret ettiklerini belirterek, “Çevreci maskesi takan beşinci kol elemanlarının karşı çıkmasına rağmen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projemizle ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Karadeniz ve Gabar’daki keşiflerimiz sayesinde enerjide yeni dönemin kapılarını açtık. Sakarya Gaz Sahası’ndaki keşfimiz, milletimiz için kelimenin tam anlamıyla dönüm noktası oldu” diye konuştu.

“Bulanlar ancak arayanlardır” şiarıyla sondaj çalışmalarını kararlılıkla devam ettirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filomuzu yeni gemilerle takviye ettik. Kendi bölgemiz yanında yurt dışında da farklı iş birlikleri geliştirdik. Yani enerjide de bağımsızlığımızı kazanmak için içeride ve dışarıda yoğun mücadele içinde olduk. Şu anda sismik araştırma, sondaj gemilerimiz nerede biliyor musunuz? Ta Somali’de. Oralarda sondaj yapıyorlar. Bu mücadelenin meyvelerini toplamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

“DOĞAL GAZ KEŞFİMİZİN EKONOMİK DEĞERİ 30 MİLYAR DOLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Akdeniz’de 11, Karadeniz’de 38 sondaj yaptıklarına işaret ederek, şunları söyledi: “Yedinci nesil sondaj gemimiz Abdülhamid Han ile Göktepe-3 Kuyusu’nda 27 Mart’ta başlayan çalışmalarımız dün itibarıyla tamamlandı. 2 bin 154 metre su derinliğinde açılan 49 günlük sondaj log ve test operasyonları sonucunda 3 bin 500 metre derinlikte tamamlanan Göktepe-3 Kuyusu’ndan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun sahada 75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık. Bu miktarla konutlarımızın ihtiyacını yaklaşık üç buçuk yıl boyunca tek başına karşılayacağız. Doğal gaz keşfimizin ekonomik değeri ise 30 milyar dolardır. Sahanın geliştirilmesinde Sakarya Projesi için yaptığımız yatırımlarla yüzer üretim platformunu kullanacağız. Dolayısıyla sahanın ekonomik katkısı çok daha büyük olacak. Yeni keşfimizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Keşifte emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki döneme dair şunu da ifade etmek istiyorum. Karadeniz’deki üretimin ilk fazının tamamlandığının müjdesini vermiştik. Günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 4 milyon hanenin ihtiyacını Karadeniz’den karşılıyoruz. 2026 yılında ikinci fazla üretimi iki katına, 2028 yılında üçüncü fazla dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden, eleştirilere ve engellere aldırmadan yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Sağlık hizmetlerinin her boyutunda büyük mesafe katettik”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Sağlık hizmetlerinin her boyutunda 22 sene öncesine kıyasla gerçekten büyük mesafe katettik. Bunu da çoğu zaman şehir hastanelerimiz gibi, sağlık yatırımlarını israf olarak gören müzmin muhalif zihniyete rağmen başardık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler’deki İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un yanı sıra Türkiye’nin 81 ilinde görev yapan sağlık çalışanlarına, sağlık hizmeti sunmak için gösterdikleri fedakârca gayret dolayısıyla teşekkür etti.

Konuşmasında, Yunus Emre’nin “Geldi Geçti Ömrüm Benim” şiirindeki “Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise, yarın anda karşı gele, Hak şarabın içmiş gibi” dizelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de insanımızı tekrar sağlığına kavuşturmak için gece gündüz demeden, özveriyle çalışan, çabalayan siz kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün resmî açılışı yapılan hastanenin İstanbul’a, Türkiye’ye ve millete hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Bu güzel eserin İstanbul’umuza kazandırılmasında emeği geçen Sağlık Bakanlığımız başta olmak üzere yüklenici firmamıza, işçilerimize, mimarlarımıza, mühendislerimize yürekten teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.

Hastanede görev yapan tüm sağlık personeline kolaylıklar ve başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’u modern sağlık tesisleriyle donatmaya devam ediyoruz. Biliyorsunuz bundan bir ay önce Bağcılar’da 400 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanemizi hizmete almıştık. Böylece Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanemizin yatak kapasitesini 900’e çıkardık. Bugün de bir başka muhteşem ve muazzam sağlık yatırımının resmî açılışını gerçekleştiriyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan hastanenin özelliklerine ilişkin şunları kaydetti: “İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanemiz toplam 102 bin 500 metrekare kapalı alana sahip. Hastanemizde altısı yoğun bakım olmak üzere toplam 705 yatak bulunuyor. Bu yatakların 657’si nitelikli yatak sınıfındadır. Hastanemizde 88 poliklinik odamız mevcut. 75’i uzman hekim olmak üzere toplam 160 hekimimiz ve 324 hemşiremiz, hastanemizde görev yapıyor. Eğitim araştırma hastanesi olan sağlık tesisimizde üçü eğitim kliniği olmak üzere toplam 19 klinikte sağlık hizmeti sunulacak. Ayrıca 36 yataklı palyatif bakım ünitesi, engelli spor salonu, GETAP merkezi, robotik rehabilitasyon ünitesi bulunan bu hastanemizde vatandaşlarımız birçok alanda özellikli sağlık hizmeti alacak. Toplam 570 araçlık otoparkıyla her ihtiyacın düşünüldüğü hastanemizin İstanbul’umuza, Bahçelievler’imize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında iktidar sorumluluğunu üstlenirken Türkiye’yi dört sütun üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini, bunların da eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet olduğunu ifade etiklerini söyledi.

“SAĞLIK, BİZDEN ÖNCE MİLLETİMİZİN EN FAZLA ŞİKÂYET ETTİĞİ ALANLARDAN BİRİYDİ”

Bugün geriye dönüp baktıklarında millete verdikleri sözü tutmuş olmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bu alanlarda değil, bir başlıkta Türkiye’yi hayal dahi edilemeyecek seviyelere getirdik. Sağlık, bizden önce milletimizin en fazla şikâyet ettiği alanlardan biriydi. Hatırlayın, gerek Sosyal Güvenlik Sistemi, gerek altyapı, gerek donanım noktasında sağlık sistemimiz adeta dökülüyordu. Sorunlar yumağı içinde kaybolmuş sağlık hizmetinin her iki tarafını da bizar eden, bıktıran, bunaltan karmaşık bir sistem vardı. Ne demek istediğimi yaşı özellikle 35, 40’ın üzerinde olan vatandaşlarım gayet iyi bilir. Doktorunu bulmanın ayrı, ilacını temin etmenin ayrı dert olduğu o günleri iliklerine kadar yaşamış bir kardeşinizim. Bu mağduriyeti tıpkı benim gibi Türkiye’de hemen her vatandaşım gayet iyi bilir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlam girenin bile hasta çıktığı o yapıyı reforme etmek, kimi yerlerde kökten değiştirmek için çok mücadele ettiklerini belirterek, “Türkiye bugün, bırakın hastanelerde sunulan hizmetleri, 2 milyon 840 binin üzerinde vatandaşına evde sağlık hizmeti verebilen bir ülke hâline geldi. Hekim ve hemşire sayısından, emar, tomografi, diyaliz gibi ultrasonografi gibi kritik araç gereçlere kadar her alanda çok büyük artışlara imza attık. Bakınız şurası da çok önemli. Eskiden bizim vatandaşlarımız yurt dışına sağlık hizmeti almaya gidiyordu. Şimdi ise yurt dışından, hatta dünyanın en zengin ülkelerinden milyonlarca kişi sağlık hizmeti almak için Türkiye’ye geliyor. Çam Sakura’ya geliyor” diye konuştu.

“SAĞLIK TURİZMİ, ÜLKEMİZİN DÜNYADA ÖNE ÇIKTIĞI ALANLARDAN BİRİ OLDU”

Sağlıkta kurdukları sistemin dünyanın pek çok ülkesi tarafından örnek alındığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle belli alanlarda Türkiye küresel bir destinasyona dönüştü. Sağlık turizmi, ülkemizin dünyada öne çıktığı alanlardan biri oldu. Hele hele burası, zira fizik tedavi imkânlarının en üst seviyede olduğu bu merkez, inanıyorum ki dünyanın birçok ülkesinden hastaların geldiği yer olacak. Türkiye sadece modern sağlık altyapısıyla değil, dünyanın en kapsamlı ve en düşük maliyetli genel sağlık sigortasıyla da takdir topluyor. İşsizinden öğrencisine kadar herkes bu sistemin kapsam alanı içine girdi. Sağlıkta daha burada sayamayacağımız nice gelişmenin en büyük şahidi, bizatihi milletimizin ta kendisidir” sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun İstanbul için de geçerli olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: “Şehrimizin yatak kapasitesini 19 bin 715’ten aldık, yüzde 56 artırarak 30 bin 726’ya yükselttik. Özel ve üniversite hastanelerini dâhil ettiğimizde toplam yatak kapasitemiz 45 bin 481’e çıkıyor. Kamu olarak yılsonunda toplam 10 bin 582 yatağı daha inşallah İstanbulluların istifadesine sunacağız. Planlama aşamasında ise 16 bin yatak kapasiteli 23 sağlık tesisimiz var. Bunları inşallah süratle İstanbullu kardeşlerimizin emrine vereceğiz. Bir diğer başarımız da birinci basamak sağlık hizmetlerinde 2002’de, İstanbul’da 217 sağlık ocağı bulunuyordu. Bu sağlık ocaklarında ise yalnızca 762 hekim çalışıyordu. Bugün İstanbul genelinde 1147 aile sağlığı merkezimiz var, buralarda çalışan aile hekimi sayımız ise 4 bin 264’e ulaştı. İstanbul genelindeki kamu uzman hekim mevcudumuz ise son 22 yılda 4 bin 141’den 9 bin 506’ya çıktı. Kamuda çalışan hemşire sayısı ise aynı şekilde 7 bin 104’ten 25 bin 570’e ulaştı.”

“SAĞLIK HİZMETLERİNİN KAPASİTESİNİ VE KALİTESİNİ YÜKSELTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Sağlık hizmetlerinin her boyutunda 22 sene öncesine kıyasla gerçekten büyük mesafe kat ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunu da çoğu zaman şehir hastanelerimiz gibi sağlık yatırımlarını israf olarak gören müzmin, muhalif zihniyete rağmen başardık. Sağlık tesislerinin yollarını yapmaktan aciz anlayışa, bu kadar hizmeti, yatırımı, eseri, tesisi milletimizin emrine amade kıldık. İşte bugün burada Kanuni Sultan Süleyman’ın o güzel ifadesiyle konuşuyorum: ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ Yani bir sağlıklı nefese devleti ne yapıyor? Feda ediyor. Böyle bir anlayıştan buraya geldik. Böyle bir şuur. Dünyanın en büyük mutluluğunu işte biz bununla yaşadık. Bununla yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edeceğiz. İnşallah attığımız bu adımlarla İstanbul’umuzda ve tüm Türkiye’de sağlık hizmetlerinin kapasitesini ve kalitesini yükseltmeye devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan her yatırımın, inşa edilen her tesisin, yapılan her keşfin kendilerini Türkiye Yüzyılı’na bir adım daha yaklaştırdığını aktardı.

Hastanenin İstanbul’a kazandırılmasında emeği geçenlere, sağlık çalışanlarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık hizmeti alacaklara Allah’tan şifa diledi.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu 6. Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı İskender Bey Meydanı’nın girişinde Arnavutluk Başbakanı Edi Rama tarafından karşılandı. Arnavutluk Başbakanı Rama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zirvenin oturumlarının yapılacağı Opera Binası’na kadar eşlik etti.

Açılış programının ardından liderler, aile fotoğrafının çekileceği alana geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler daha sonra günün anısına Avrupa Siyasi Topluluğu’nun logosunun bulunduğu panoyu imzaladı.

GENÇ GAZETECİLER ARNAVUTLUK TİRAN

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz ‘Terörsüz Türkiye’ girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz: ‘Terörsüz Türkiye’ en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) 2025 Yılı Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni’ne katıldı.

Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiğimiz TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Takdim Töreni, aslında bu ülkenin büyümesinin, kalkınmasının gizli kahramanlarına bir vefa borcudur. Bu sene de 73’ü Genel Kurul Delegesi, 25’i Oda ve Borsa Genel Sekreteri olmak üzere 98 kardeşimize plaketlerini takdim ediyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Delegesi olarak Birlik çatısı altında 10. 20. ve 30. yılını tamamlayan ve bundan dolayı da Şeref Belgesi almaya hak kazanan üyeleri tebrik ederek, “Bugün plaket alacak 98 kardeşimiz sadece TOBB’a hizmet etmedi, bu kardeşlerimiz bu ülkeye de gönül verdiler, vizyon kattılar. Bu milletin refahı, esenliği, huzuru için ter döktüler. Türk ekonomisinin güçlü potansiyeline inanmaktan hiç vazgeçmediler. Sadakatin yanı sıra gayretin, inancın yanı sıra fedakarlığın simgesi olan bu plaket ve belgelerin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Birliğimizin üyelerinin her birine ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, büyümesine yaptıkları katkı için ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.

“YILDA 36 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPABİLEN ÜLKEYİ, 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT YAPAN ÜLKE SINIFINA ÇIKARDIK”

TOBB camiasının Türkiye’nin son çeyrek asrına bizzat şahit olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türk ekonomisinin nereden nereye geldiğini en iyi sizler biliyorsunuz. 2002 sonrasında perçinlenen siyasi istikrar, özel sektörümüzün becerisi ve dinamizmiyle birleşince bugün her alanda ileriye giden bir Türkiye ortaya çıktı. Şurası bir gerçek ki 23’üncü yılına giren bu yolculuk süresince daima sizlerle dayanışma içinde olduk. Koordinasyon içinde hareket ettik. İhracat başta olmak üzere Türkiye’nin ekonominin her alanında yazdığı başarı hikayesine birlikte imza attık. Yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabilen bir ülkeyi 265 milyar dolar ihracat yapan ülke sınıfına biz çıkardık. Turizmde 13 milyon kişiden 61 milyon ziyaretçi sayısına beraber getirdik. İş dünyamızı, girişimcilerimizi, yatırımcılarımızı dünya pazarlarına sizlerle birlikte açtık. Yine bu dönemde ülkemizi, demokrasimizi ve ekonomimizi hedef alan nice saldırının, sıkıntının, badirenin üstesinden beraberce geldik. Yani 23 yılda ne yaptıysak birlikte yaptık, birlikte başardık. Bakın bugün TOBB’un 2 milyona yaklaşan üyesi var. Bu üyelerimiz, ülkemiz ihracatının yüzde 99’unu gerçekleştiriyor. Kayıtlı istihdamın yüzde 71’i sizlerin çatısı altında. Bu ülkede üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı sizler temsil ediyorsunuz. Biz de bu gerçekten hareketle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bütün genel kurullarında sizlerle bir araya gelmeye büyük önem verdik. Bakanlarımızla birlikte TOBB Türkiye Ekonomi Şuralarında yine sizlerle beraber olduk.”

“TÜRKİYE OTOMOBİL YAPAMAZ DİYENLERE EN GÜZEL CEVABI YOLLARIMIZI SÜSLEYEN ON BİNLERCE TOGG İLE VERDİNİZ”

TOBB ve oda-borsalar aracılığı ile iş dünyasınca kendilerinden talep edilen pek çok konuyu hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl biz sizlerin yanında olduysak, TOBB ailesi olarak siz de ülkemize ve milletimize hizmet mücadelemizde bizi asla yalnız bırakmadınız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 TOBB Genel Kurulunda yaptığı çağrıya karşılık verildiğini anımsatarak, “Türkiye’nin otomobili, TOGG’un hayata geçmesini sağladınız. ‘Türkiye otomobil yapamaz’ diyenlere, ‘arabayı burada üretmiyorlar, yurt dışından getiriyorlar’ diyenlere, ‘hani bunun fabrikası’ diyen kifayetsizlere en güzel cevabı yollarımızı süsleyen on binlerce TOGG ile verdiniz. 60 sene önce Devrim Otomobili Projemiz, eften püften sebeplerle sabote edilmişti ama devrin otomobilini hayata geçirmeyi biz başardık” ifadesini kullandı.

TOGG’un şu an yüzde 30 pazar payı ile yurt içinde lider konumunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “SUV’dan sonra sedan modeli de çıkarılıyor. İnşallah seneye yurt dışına ihracata başlayacak. Artık dünyanın farklı ülkelerindeki yollarda, köklü otomobil markalarıyla yan yana millî markamız TOGG’u da göreceğiz. Savunma sanayinde özellikle insansız hava araçlarında, biliyorsunuz küresel ölçekte ilk üçteyiz. Bir dönem olmadık bahaneler öne sürülerek ülkemize verilmeyen İHA, SİHA teknolojisinde şimdi dünyada parmakla gösterilen konuma geldik. Ürün almak için başkalarının kapısını çalan ülkeyken, hamdolsun artık kapısı çalınan bir ülke olduk. Aynı başarı hikayesini eğitim uçağımız Hürjet’le yakalamak istiyoruz. Dün İspanya’da Hürjet projemiz için önemli bir mutabakat imzaladık. Dikkat edin, İspanya diyorum, Çatladıkapı değil. Mutabakat neticesinde Airbus ve TUSAŞ, Hürjet’in İspanya Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girmesi için ortak çalışma yapacak. Savunma sanayi alanında yakaladığımız ihracat başarısını, TOGG’da da elde etmemiz pekâlâ mümkündür. Yeter ki biz kendimize güvenelim, özgüven sahibi olalım. Allah’ın izniyle gerisi zamanla gelecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB’un dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk 3 oda sisteminden biri hâline gelmesinden iftihar ettiğini söyledi.

“DEPREM BÖLGESİNİN İHYASI EN ÖNCELİKLİ GÜNDEMİMİZ OLMAYA DEVAM EDECEK”

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında TOBB’un bu milletin bir kurumu olduğunu bir kez daha göstermesinin ayrıca takdire şayan olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremzedeleri tekrar yuvalarına kavuşturmak için başlatılan konut kampanyasına özel sektörün en büyük desteğinin TOBB tarafından geldiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden imar ve ihyasına verdikleri destek için TOBB’a teşekkür ederek, “Ülkemiz ekonomisine 104 milyar doların üzerinde maliyeti olan bu büyük felaketin altından yüz akıyla kalkıyoruz. Afetin ikinci yıl dönümünde 201 bin konutun anahtarlarını teslim ettik” dedi.

Dünyanın en büyük şantiyesine çevrilen deprem bölgesinde inşaat çalışmalarının 7 gün 24 saat esasına göre yürüdüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonuna kadar kalan 252 bin konutu da tamamlayarak sene başında 453 bin konutun anahtarlarını hak sahiplerine teslim etmiş olacağız. Depremzede kardeşlerimiz güvenli, huzurlu ve modern evlerine girmeden hiçbirimiz rahata eremeyiz. Deprem bölgesinin ihyası en öncelikli gündemimiz olmaya devam edecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıl boyunca çok çalışarak 2023 yılı hedeflerine birlikte ulaştıklarını, şimdi ise gözlerini 2053’e diktiklerini belirterek, “Bunun için heyecanımızı her gün tazeliyor, yeniliyor, her zaman ileriye bakıyoruz. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanan bu ülkeye eser kazandırmanın heyecanını, sevincini ve elbette haklı kıvancını kalbimizin derinliklerinde hissediyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında TOBB’un bir delegesi, “Sayın Cumhurbaşkanım 40 yıldır akan kardeş kanının durmasına vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. Tarih sizi yazacak” diyerek, Yüksekova’nın il olmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de şu anda Yüksekovaların sayısı çok fazla. Hepsi il olmak için sıraya girdiler. Hepsi de ‘biz de il olmamız lazım’ diyorlar. Şu anda Yüksekova Havalimanı’na sahip ya” yanıtını verdi.

Türkiye ekonomisinin omurgasını temsil eden TOBB’u, Türkiye’nin en saygın kurumlarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonominin sağlıklı ve güvenli bir ortama kavuşmasında, giderek artan belirsizliklerin ortadan kaldırılmasında, iş dünyamızın tüm kesimlerinin önünü görebilmesinde, daha önemlisi Türk ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında sizlerin yapıcı, yol gösterici politikalar üretmesi bizim için büyük önem taşıyor. Bilhassa, Terörsüz Türkiye çabalarımızın menziline kazasız belasız ulaşmasında sizlerin desteği, dayanışması, katkısı kritik öneme sahiptir” dedi.

“TERÖR MESELESİ ÜZERİNDEN SİYASİ İSTİSMAR YAPANLAR OLDU”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 1984 yılından bugüne 41 yıl boyunca bölücü terörün kanlı eylemlerine sahne olduğunu hatırlatarak, bu süre zarfında terörle mücadelede 10 binden fazla güvenlik görevlisinin şehit verildiğini, 41 yıl boyunca 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini söyledi.

Terörün Türkiye’ye doğrudan ve dolaylı maliyetinin 2 trilyon doları bulduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum; terör sadece terör olarak kalmadı. Terör üzerinden maalesef değişik sektörler ortaya çıktı. Hani terör baronları diyoruz ya işte terörün varlığından, terör eylemlerinden örgüt kadar başkaları da şahsi rant elde ettiler” diye konuştu.

Silah tüccarları, zehir tacirleri, insan kaçakçıları, gençlerden beslenen illegal yapıların terörün bölgesinde ve gölgesinde işlerini büyüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Terör meselesi üzerinden siyasi istismar yapanlar oldu. Terör bataklığında kendi kirli fikirlerini, kirli emellerini yaymak isteyenler oldu. Türkiye dışarıdan şiddet eylemlerine maruz kalırken içeride bunu fırsata çevirmeye çalışan işte o terör baronlarının da istismarına maruz kaldı. Geçmişte bu meselenin çözümü için bilhassa merhum Özal döneminde çok cesur adımlar atıldı ama dışarıdan olduğu kadar içeriden yapılan sabotajlarla bu çözüm engellendi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bedeller ödediğini belirterek, binlerce annenin yüreğine kor bir ateşin düştüğünü, Türk-Kürt kardeşliğinin ağır yaralar aldığını söyledi.

“ADINA ‘SESSİZ DEVRİM’ DEDİĞİMİZ TARİHÎ ADIMLAR ATTIK”

Göreve geldikleri andan itibaren hem Türkiye’nin demokrasi açığını özellikle kapatmak hem de terör belasından Türkiye’yi ve Kürtleri kurtarmak için çok büyük emekler verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesinden vesayetle mücadeleye, adına ‘sessiz devrim’ dediğimiz tarihî nitelikte adımlar attık. Terör örgütünün beslenme alanlarını hamdolsun önemli ölçüde kuruttuk. Buradaki birçok kardeşim, ekranları başında bizi izleyen milyonlarca vatandaşımız bu uğurda gösterdiğimiz samimi gayretin en yakın şahididir. Biz bu süreçte şunu da gördük; terör örgütü kanlı eylemler yaparken dönem dönem içeride muhalefet, iktidarı yıpratmak için bu saldırıları acımasızca kullandı. Topluma korku salmak, milletin arasına nifak duvarları örmek, siyaseti terör sopasıyla hizaya sokmak için yıllarca bu eylemler istismar edildi. Terör belasından kurtulma umudu arttığında ise bunlar çözmesin de gerekirse terör devam etsin diyecek kadar vicdanını kaybedenler çıktı. Tıpkı yakın tarihte Edirne’yi düşmana karşı savunmak için yola çıkan merhum Enver Paşa’ya ‘Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin’ dedikleri gibi açık söylüyorum, bize de ‘terörü bu iktidar bitireceğine hiç bitmesin daha iyi’ diyenler çıktı. Bu tavra, 15 Temmuz gecesi 253 vatan evladını alçakça şehit eden FETÖ ile mücadelemizde de şahit olduk.”

“KANLA YAZILAN BİR İHANET SAYFASININ KAPANMASI NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR FIRSAT PENCERESİ ARALANIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin FETÖ’nün üzerine kararlılıkla gittikçe, ana muhalefet partisinin vekilleri, yetkilileri ve yöneticilerinin FETÖ’cülere kol kanat gerdiğini söyledi.

Şehitlerin naaşları dahi soğumadan 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” iftirası atanları hiçbir zaman unutmayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef bugün de aynı şebekenin hezeyanlarıyla karşılaşıyoruz. Bölücü örgüt çıkıyor kendini feshettiğini ve silah bırakacağını açıklıyor. Neredeyse yarım asırdır kanla yazılan bir ihanet sayfasının tamamen kapanması noktasında önemli bir fırsat penceresi aralanıyor” diye konuştu.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki vatandaşlar, “terör tehdidi altında yaşamaktan inşallah artık kurtuluyoruz” diyerek meydanlarda sevinç halayları çekerken, birilerinin adeta karalar bağladığı ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ellerindeki o kanlı sektörü, o istismar tezgahını kaybetmekten korkanlar neredeyse terör örgütüne yalvaracaklar, ‘ne olur bizi bırakıp gitme’ diye ağlayacaklar. İşte böyle derin bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. ‘Cumhur İttifakı bitireceğine terör hiç bitmesin, devam etsin’ diye yas tutanlar, ağıt tutanlar, ağlaşanlar var” değerlendirmelerinde bulundu.

“DEVLETİMİZ HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEZ”

“Bir defa şunu açık ve net tekrar söylemek isterim. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, büyük bir devlettir, kudretli bir devlettir. Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakın 40 yıl boyunca ağır bedeller ödenmiştir fakat Türkiye, geldiğimiz noktada bu meseleyi artık bir hal yoluna koymuştur. Devletimizin toprak bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliği, üniter yapımız, bayrağımız, resmî dilimiz asla tartışma konusu değildir. Ne yapılıyorsa ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ diyerek sembolleştirdiğimiz ilkelerimiz çerçevesinde yapılmaktadır. Cumhuriyetimizin temel niteliklerine dokunulmasına bu işin yaygarasını koparanlardan önce biz karşı çıkarız, biz itiraz ederiz. Yapıcı eleştirilere, tenkitlere, tekliflere sonuna kadar açığız. Bakın bundan da büyük memnuniyet duyarız ama Terörsüz Türkiye çabalarının zorlaştırılmasına iyi niyetli bakmayız.”

“ÜLKEMİZİN HUZURUNUN ÖNÜNDEKİ BİR ENGELİ DAHA ÇEKİP ALIYORUZ”

Kimsenin kaygı, endişe ve korku duymasına gerek olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile birlikte ne yaptıklarını çok iyi bildiklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimizin tüm kurumları, kadroları ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Büyük bir sabırla, kararlılıkla ve samimiyetle yürüttüğümüz Terörsüz Türkiye girişimimizle ülkemizin huzurunun, refahının, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki bir engeli daha inşallah çekip alıyoruz. Şundan emin olunuz, Terörsüz Türkiye en çok da Türkiye ekonomisini şaha kaldıracaktır. Menzile vardığımızda bundan en fazla TOBB camiası istifade edecektir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık yeni bir ligde top koşturmaya başlayacağını belirterek, “Onun için de Terörsüz Türkiye yürüyüşümüzde en çok da sizlere görev düşüyor. Bu salonda Anadolu var. Bu salonda Anadolu’nun emeği, alın teri, birikimi var. Sizler de omuz omuza verdiğinizde inşallah Türkiye bu meseleden çok daha hızlı çıkacaktır. Her birinize emekleriniz, gayretleriniz, fedakarlıklarınız, Türk ekonomisine kazandırdıklarınız için kalpten teşekkür ediyorum. Şeref belgesi ve plaket alacak tüm dostlarımı tebrik ediyorum” dedi.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından minyatür sanatıyla yapılan bir tablo takdim edildi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın, kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay Konferans Salonu’nda düzenlenen, “Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce yıllık devlet geleneklerinin en önemli prensibinin “devlet ebed müddet” olarak tarif ettikleri devamlılık olduğunu söyledi.

Devlet anlayışının bu devamlılığının, iki ilke üzerine bina edildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlardan ilki eşref-i mahlukat olan insana atfedilen önemdir. Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü işte bu hakikatin altını çizmektedir. İkincisi ise hiç şüphesiz, mülkün temeli olarak gördüğümüz adalettir. Çünkü bizim inancımızda varlık, adalet üzere yaratılmıştır. Bu yönüyle adalet, hikmeti ilahinin yeryüzünde tecelli etmesi, dirlik ve düzenin ancak bu ölçü ekseninde tesis edilmesidir. Adalet terazisindeki en küçük bir sapma, Allah muhafaza, tamiri de telafisi de mümkün olmayan yıkıcı sonuçları her zaman gebedir.”

“HUKUK DEVLETİNİN EN TEMEL İLKELERİNDEN BİRİ İDARENİN DENETİMİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın hak ve hukukunun korunup gözetilmesi, güçsüzün güçlüye asla ezdirilmemesinin son derece önemli olduğunu belirtti.

“Zor kapıdan girerse töre bacadan çıkar” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Divanu Lugati’t-Türk’te yer alan bu söz, toplumdaki nizam ve intizamın, adalete duyulan güvenin, kıyamet kopsa dahi adaletin tecelli etmesinin ancak ve ancak hukuk devletiyle sağlanabileceğini ifade eder. Hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri ise idarenin denetimi, yani idari eylem ve işlemlerin tamamının yargısal denetime açık olmasıdır. İşte, Danıştayımız tam 157 yıldır böylesine hayati bir görevi ifade etmektedir. İnceleme, danışma ve karar organı olarak idareyi yargı yoluyla denetlemekte, temyiz merci sıfatıyla kamu ile vatandaş arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturmaktadır. Diğer yüksek mahkemelerimiz gibi Anayasa ve kanunları uyulmasını, meri hukukun titizlikle uygulanmasını sağlamaktadır. Bu itibarla milletimiz adına karar verme sorumluluğunu yüksek bir vazife şuuruyla yerine getiren Danıştay Başkanlığımızın tüm mensuplarına bir kez daha teşekkür ediyorum.”

“HAKLIYA HAKKINI TESLİM EDEMEYEN HİÇBİR OTORİTE VARLIĞINI SÜRDÜREMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin ancak adaletle hükmettiği takdirde devlet olabileceğini dile getirdi.

Devletin alameti farikasının adalet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Haksızlığa yol veren, mağduriyetleri gideremeyen, haklıya hakkını teslim edemeyen hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Adalete olan inancın temelinden sarsıldığı bir ülkede ne yaparsanız yapın, huzuru, güveni, barışı, demokrasi ve istikrarı tesis edemezsiniz. Gerek adli gerekse idari yargıda görev yapan hâkim ve savcılarımız, milletimizin geleceği, huzuru ve esenliği adına çok önemli bir mesuliyeti yerine getirmektedir. İbn-i Haldun, ‘Basiret gözüyle bakan kimse adaletli ölçüyü bulur’ diyor. Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatleri doğrultusunda karar veren yargı mensuplarımızın bu bilinçle vazifelerini icra etmelerini bekliyoruz.”

“YARGININ BAĞIMSIZLIĞINA TARAFSIZLIK İLKESİNİ EKLEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan etkin, güçlü, hızlı ve erişilebilir bir adaletin hükûmetlerinin önceliklerinin en başında olduğunu, göreve geldikleri ilk günden beri hep bunun için çalıştıklarını vurguladı.

Yargı sisteminin güçlendirilmesi ve daha işlevsel bir zemine oturtulması için bugüne kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasa ve anayasa değişikliklerini reform ve strateji belgeleriyle desteklediklerini dile getirdi.

Adalet hizmetlerinin vatandaşlara en üst seviyede sunulması için tüm imkânları seferber ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Vesayet dönemlerinin acı bir hatırası olarak yıllarca insanımızı bizar eden üstünlerin hukukunu milletimizin de desteğiyle geride bıraktık, yerine hukukun üstünlüğü ilkesini bu ülkede egemen kıldık. Geçmişte, adalet dairesinin merkezi bazılarına daha yakındı. Hamdolsun biz bunu herkese eşit mesafeye getirmeyi başardık. Darbeleri ayakta alkışlayan yargı yerine, 15 Temmuz ihaneti sonrası olduğu gibi milletin iradesine kasteden darbecilere hak ettikleri hükmü giydiren adil ve demokratik bir yargı rejimini kurduk. Yargının bağımsızlığına tarafsızlık ilkesini ekledik. Hak arama yollarını alabildiğine genişlettik, yeni kurumlar ihdas ettik.”

“YAPANIN YANINA KAR KALIYOR TÜRÜ ÖN KABULLERİN TOPLUMDA YERLEŞMESİNE MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 23 yılda fiziki ve teknik altyapıdan temel hak ve özgürlüklere, temel kanun ve mevzuat değişikliklerinden ceza infaz sistemine, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden kurumsal değişikliklere, icra ve iflas sisteminden adli sicil işlemlerine, yargıda hedef sürelerden özlük haklarına çok geniş bir yelpazede adalet hizmetlerini günden güne geliştirdiklerini, iyileştirdiklerini ve tahkim ettiklerini belirtti.

Danıştayın üye sayılarını artırdıklarını, hâkim ihtiyacını karşıladıklarını ve yardımcı personel sorununu çözdüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştayı 2012’de yeni hizmet binasına, 2023’te yeni sosyal tesisine kavuşturduklarını söyledi.

İdari yargıdaki mahkeme sayısını yüzde 60 oranında artırarak önemli bir eşiği daha geride bıraktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 146 olan idari yargıdaki faal ilk derece mahkemelerinin sayısını 233’e yükselttiklerini aktardı.

Hataları asgari seviyeye indirecek ve temyiz mahkemelerindeki yığılmayı önleyecek şekilde istinaf incelemesi yapmak üzere bölge idare mahkemelerini 9 bölgede faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Danıştayın iş yükünü önemli ölçüde azaltırken uyuşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini temin ettiklerini kaydetti.

“VATANDAŞLARIMIZIN HAK VE HUKUKUNUN KORUNMASI NOKTASINDA KARARLIYIZ”

İdari yargı teşkilatını güçlendirmek için daha pek çok yeniliği, değişikliği ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini, 23 Ocak’ta açıkladıkları 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi ile tüm çalışmaları bir adım daha öteye taşıdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Son dönemde milletimizi en fazla rahatsız eden cezasızlık algısının önüne geçecek kapsamlı düzenlemeleri kamuoyumuzla paylaştık. Şu konuda son derece kararlıyız. ‘Yapanın yanına kar kalıyor’ türü ön kabullerin her ne sebeple olursa olsun toplumda yerleşmesine müsaade etmeyeceğiz. Hukuka, nizama, kanunlara uyan vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması noktasında kararlıyız. Bundan en küçük bir taviz vermeyeceğiz. Suç işleyenlerin, suçtan kibirlenenlerin, kendini yasadan, devletten üstün görenlerin tepelerine binmeye devam edeceğiz. Yine bu süreçte ortaya çıkan onca ihanetten sonra bile devlete, millete ve demokrasimize pusu kurmaktan vazgeçmeyen FETÖ ile mücadelemiz güçlenerek devam edecektir. ‘Su uyur ama FETÖ’nün sinsi hücreleri uyumaz’ gerçeği örgüte yapılan her operasyonla kendisini bir kez daha hatırlatıyor. FETÖ ile mücadelede yaşanacak herhangi bir zafiyetin Allah korusun ülkemize, özellikle de devletimize çok ağır bedelleri olacaktır.”

“YARGI MENSUPLARIMIZIN HEDEF GÖSTERİLMESİ, BÜYÜK BİR SORUMSUZLUKTUR”

Yargının, FETÖ’nün nasıl büyük bir tehdit, nasıl habis bir yapı olduğunu en iyi bilen devlet organlarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım ki tarih, ibret alınmazsa tekerrür eder. Yakın geçmişte yaşadığımız acıların ve ihanetlerin tekrarının önüne ancak akılla, dirayetle, tecrübeyle ve tarihten ibret alarak geçebiliriz. Diğer türlü milletimize, devletimize ve umudunu Türkiye’nin güçlenmesine bağlamış 100 milyonlarca mazluma karşı görevlerimizi ihmal etmiş oluruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda güvenlik ve istihbarat birimleri gibi yargının da gereken dikkat, teyakkuz ve hassasiyeti göstermeyi sürdüreceğine inandığının altını çizerek, şunları kaydetti: “Adaletin tecellisi için uğraşan yargı mensuplarımızın kimi zaman ailelerini ve çocuklarını da işin içine katarak hedef gösterilmesi, hele hele meydanlarda yuhalatılması yanlış olduğu kadar büyük bir sorumsuzluktur. Yargı mercilerinin baskı altına alınmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur. İster siyasetçi ister gazeteci olsun halkın huzuruna herkes, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hukukun sorunsuz işlemesine, suç varsa hesabının mutlaka sorulmasına yardımcı olmalıdır. Elbette nezaket kuralları korunarak eleştiriler yapılabilir ama eleştiri bahanesiyle kimse yargı mercilerine parmak sallayamaz.”

Bugüne kadar hükûmetin tasarrufları konusunda yargı organlarıyla aralarında ortaya çıkan görüş ayrılıklarında tavırlarının hep bu yönde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kararlarını tenkit etseler dahi yargı mensuplarını ve organlarını daima ayrı bir yerde tuttuklarını, güncel tartışmalarla ilgili aynı özeni gösterdiklerini söyledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NDA, TECRÜBESİNDEN EN FAZLA İSTİFADE EDECEĞİMİZ KURUMLARIMIZDAN BİRİ DANIŞTAYIMIZ OLACAKTIR”

Kamuoyunun gözünü ve kulağını çevirdiği herkesin aynı itinalı üslupla hareket etmesini ümit ve arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçinde bulunduğumuz 21. Asrı Türkiye Yüzyılı yapmak hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda birikiminden, tecrübesinden, vizyonundan ve rehberliğinden en fazla istifade edeceğimiz kurumlarımızdan biri Danıştayımız olacaktır. Özellikle iç kalemizin güçlendirilmesine yönelik attığımız adımlarda devletimizin tüm birimleri gibi sizlerin de desteğine güvendiğimizi, sizlerin de yapıcı katkılarınızı beklediğimizi vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Danıştayın 157. Kuruluş yıl dönümünün ülke, millet, hukuk ve yargı camiası için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile yüksek yargı kurumlarının başkanları ve davetliler katıldı.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

Avatar

Published

on

Başta aziz şehitlerimizin emanetleri olan annelerimiz olmak üzere evlatlarını vatanına, milletine ve insanlığa hizmet yolunda yetiştiren tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyoruz.

“Anneler toplumun vicdanıdır. Onların şefkati, duası ve fedakârlıkları hayatımıza anlam katar. Sevgi, merhamet ve mücadele duygularının kaynağı olan anneler, evlatlarına umut verir ve değer kazandırırlar. Sadece ailelerini değil, içinde yaşadıkları toplumu da şekillendirirler.

Dünyamızı şefkatiyle, sevgisiyle güzelleştiren annelerimiz. İyi ki varsınız.

Anneler Günü’nüz kutlu olsun.

Annelerimizin duası üzerimizden eksik olmasın.

GENÇ GAZETECİLER

Mehmet Ali Setencioğlu | Enerji Petrol Medya Ceo

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hükûmet olarak fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana, programa, tecrübeye ve iradeye hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Her gün bir yenisi patlak veren krizlere aldırmadan, soğukkanlı ve sabırlı bir şekilde yol alıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 28. Olağan Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Eylül 2021’den itibaren genel başkanlık görevini yürüten Mahmut Asmalı’nın görevini Burhan Özdemir’e devrettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asmalı’ya gayretleri ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti, Özdemir’e yüce Allah’tan muvaffakiyetler diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel kurulun hem MÜSİAD camiasının gücüne güç katması hem de Türkiye’nin büyüme ve kalkınmasına katkı sağlaması temennisinde bulunarak, “Burada öncelikle şu hususun bilinmesini isterim: 1999 yılında Pınarhisar’a gitmeden önce MÜSİAD’ın beni ilk fahri üye olarak kabul etmesinin anlamını, mesajını ve kıymetini her zaman şükranla hatırladım. 28 Şubat’ın kesif atmosferinin hâlen devam ettiği o günlerde MÜSİAD’ın gösterdiği dayanışmanın kalbimde hep müstesna yeri oldu. Sadece 28 Şubat döneminde değil, öncesinde ve sonrasında da MÜSİAD daima demokrasiden, adaletten, hukuktan ve özgürlüklerden yana güçlü duruş sergiledi” diye konuştu.

“MÜSİAD, ÜRETMEKTEN, İHRACATTAN, TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞMAKTAN ASLA VAZGEÇMEDİ”

Her türlü zorluğa, zorbalığa, baskıya, tehdide ve ayrımcılığa rağmen MÜSİAD mensuplarının hak ve özgürlüklerle birlikte ekonomide, sanayide, ihracatta ve hayır hasenat hizmetlerinde destan yazdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmiş dönemlerde sermayenin dahi renklere ayrıldığı, bazılarına öz, bazılarına üvey evlat muamelesi yapıldığı karanlık günlerde dahi MÜSİAD, üretmekten, ihracattan, bütün Türkiye için çalışmaktan asla vazgeçmedi” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD’ın 1990 yılından bugüne Türk ekonomisinin ilerlemesine, büyümesine, ihracatın, üretimin, istihdamın her yıl artmasına, Türkiye’nin cazibe merkezi olarak öne çıkmasına çok değerli katkılarda bulunduğunu, 35 yıldır duruşlarını ve samimiyetlerini muhafaza ettiklerini anlattı.

“Kazanırken çalışanlarınızdan başlayarak millete kazandırmayı, kanaat ve bereket kavramlarıyla ticaret yapmayı hiçbir zaman ihmal etmediniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sanayici ve iş adamlarımızı bir araya getirerek güç ve ülkü birliği yaparak sivil toplum alanında tarihî rol üstlendiniz. Her vesileyle söylüyorum. Türkiye’nin demokraside, diplomaside, savunmada, ticarette ve diğer pek çok alanda 23 yılda yazdığı başarı hikâyesinde en çok emeği olanlardan biri de MÜSİAD ailesidir. Bugün 2002 öncesine kıyasla çok daha güçlü, çok daha itibarlı bir Türkiye Cumhuriyeti varsa bunda MÜSİAD’ın 35 yıllık mücadelesinin önemli payı bulunuyor. Son 23 yılda millî iradeyi ve demokrasimizi hedef alan saldırıların boşa çıkartılmasında da MÜSİAD’ın kararlı desteği elbette yadsınamaz.”

MÜSİAD’a ülke ve millet olarak da minnet borçlu olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, derneğe ve üyelerine tam 35 yıldır büyük titizlikle sahip çıktıkları ilkeleri, Türkiye ekonomisine yaptıkları tarihî katkıları dolayısıyla teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece hudutlar içinde değil, dünyanın en ücra köşelerinde de milletin asaletini temsil eden, kardeşlik bayrağını gururla dalgalandıran MÜSİAD’ın ve üyelerinin muhabbetlerini daim eylemesini Allah’tan diledi.

Nice olmaz denileni başardıklarını, hayali gerçekleştirdiklerini, oyunu bozduklarını, kirli senaryoyu yırtıp attıklarını, engelin, badirenin, imkânsızlığın üstesinden geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sabrettik, mücadele ettik. Allah’ın yardımıyla başarıdan başarıya koştuk. Bundan sonra da her oyunu bozacak, her engeli biiznillah aşacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 35 yıldır MÜSİAD’la beraber yol yürümekten kıvanç duyduklarını, MÜSİAD’ın ülke, millet, demokrasi ve insanlık değerleri adına yürüttüğü mücadelesine her zaman destek olduklarını ve gelecekte de bir ve beraber olacaklarını söyledi.

“FIRTINALI SULARDA GEMİYİ LİMANA GÜVENLE ULAŞTIRACAK TECRÜBEYE SAHİBİZ”

Dünyanın sancılı olduğu kadar tarihî niteliği haiz değişimlerin yaşandığı kritik bir süreçten geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hayatımızı birçok alanda alt üst eden Kovid-19 salgınının sağlık boyutunu üç yıl önce hamdolsun geride bıraktık ancak salgının küresel ekonomide sebep olduğu depremin sarsıntıları hâlen devam ediyor. Ticarette artan korumacılık politikaları giderek güçlenmekte. Salgın döneminde son altmış, yetmiş yılın zirvelerine çıkan enflasyondaki direnç henüz kırılamadı. Enflasyon korkusu, gelişmiş ekonomiler dâhil dünyanın birçok ülkesinde ekonomi politikalarının temel belirleyici unsuruna dönüştü. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen restleşmelerin de olumsuz etkisiyle bir müddet daha belirsizlik atmosferinin devam edeceği anlaşılıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece ekonomide değil, uluslararası ilişkilerden siyasete ve toplumsal hareketlere kadar geniş bir yelpazede riskler ve tehditlerin giderek artığını kaydederek, “Görüyoruz ki, küresel ekonomi fırtınalı bir denizde ilerlemeye çalışıyor. Taşların yerine oturması ve suların sakinleşmesi biraz daha vakit alacaktır. Projeksiyonlarımızı buna göre yapmanın yakın gelecek için en akıllı tercih olacağına inanıyoruz. Hükûmet olarak, fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle ulaştıracak plana programa, tecrübeye ve iradeye hamdolsun ziyadesiyle sahibiz” diye konuştu.

“İSTİKRAR VE REFORM PROGRAMI İLE EKONOMİMİZİN TEMELLERİNİ GÜÇLENDİRDİK”

Her gün bir yenisi patlak veren krizlere aldırmadan soğukkanlı ve sabırlı bir şekilde yol aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Son derece rasyonel bir zeminde artısı ve eksisini hesap ederek kararlarımızı uyguluyoruz. Bundan iki sene önce hayata geçirdiğimiz istikrar ve reform programı ile ekonomimizin temellerini güçlendirdik. Dış kırılganlığımızı azalttık. Şoklara karşı mukavemetimizi arttırdık. Makro finansal istikrarı sağladık. Böylece kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir zemin oluşturduk. Programın en önemli hedeflerinden biri vatandaşımızı hayat pahalılığı derdinden temelli kurtarmaktır. Bu hedefe giden yolda son iki yılda çok ciddi mesafe kat ettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisanda son 40 ayın en düşük seviyesine ulaştık. İnşallah devamı da gelecek. Bir diğer önceliğimiz olan mali disiplinden de taviz vermiyoruz. Depremin yaralarını hızla sararken geçen yıl başlattığımız harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerini bu yıl da aynı kararlılıkla sürdürüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kayıt dışının uzun yıllardır Türkiye’nin kronik problemlerinin en üst sırasında yer aldığını vurgulayarak, “Kayıt dışılık her şeyden evvel haksız rekabettir. Devletin görevi, vergisini düzgün ve düzenli ödeyeni, hesabını, kitabını doğru tutanı, işini kurallara uygun yürüteni korumaktır. Kayıt dışıya göz yummak, bu kardeşlerimizin hakkını yedirmek olacaktır. Dolayısıyla kayıt dışıyla mücadeleden geri adım atamayız. Sizden bu konuda bizlere destek olmanızı bekliyoruz” dedi.

“KAPSAYICI BİR BÜYÜME HEDEFİYLE YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”

Dış dengede de tablonun olumlu olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Cari açığımız istikrarlı bir şekilde geriliyor, altın hariç tutulduğunda cari fazla veriyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş lehimize işliyor, hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. İstihdamda da tarihî seviyelerdeyiz. İşsizlik oranımız mart ayında yüzde 7,9’a geriledi. Erkeklerde de bu oran yüzde 6,5, kadınlarda ise yüzde 10,6. Bu rakamlar son 20 yılın en düşük seviyesine işaret etmektedir. Şunu da ifade etmekte fayda görüyorum. Gelişmelere bağlı olarak iç ve dış talepte geçici yavaşlamalar olabilir. Bunlar gayet doğaldır. Biz ne bunları göz ardı ediyoruz, ne de bunlara takılıp kalıyoruz. Kısa süreli dalgalanmaların ötesine geçen, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 1,5 aydır yaşanan dalgalanmalar karşısında başarılı bir sınav verdik. Programın şoklara, manipülatif saldırılara ve sabotaj girişimlerine ne denli dayanıklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Malum çevrelerin operasyonu ellerinde patladı çünkü bu haftadan itibaren rezervlerimiz yeniden artmaya başladı. Küresel belirsizliklerin azalmasıyla birlikte Türkiye’nin gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif yönde ayrıştığına hep birlikte şahit olacağız” dedi.

Yatırım, üretim, ihracat, istihdamla birlikte kaliteli büyüme ilkelerine bağlılıklarını koruduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu ilkeler çerçevesinde hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz. Çiftçimizin, esnafımızın, üreticimizin, ihracatçımızın kullandığı kredilerde finansman giderinin büyük kısmını devlet olarak biz üstleniyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerde ortalama her on liralık finansman giderinin 7 lirasını biz ödüyoruz. Esnafımızın ve ihracatçımızın kredilerinde de finansman giderinin yarısını biz karşılıyoruz. KOBİ’lerimiz için 15 farklı hazine destekli kefalet paketi yürürlükte. Burada 111 milyar liralık bir imkân var. Mart ayında bunun 50 milyar lirasını devreye aldık ve öncelikli olarak ihracatçı firmalarımıza yönlendirdik. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nı hayata geçirmiştik. Bu doğrultuda 284 stratejik ürün belirlemiş, toplamda 300 milyar liralık kaynak ayırmıştık. Bu ürünleri üretmek isteyen firmalarımıza, piyasa finansman maliyetinin üçte biri oranında son derece avantajlı yatırım kredisi sunuyoruz. Buradan MÜSİAD camiasına, bundan istifade etmesi çağrısı yapıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek teknolojide atılım yapmak için HIT-30 Yüksek Teknoloji Teşvik Programı’nı başlattıklarını, bu kapsamda sekiz öncelikli alanda yapılacak yatırımlara 2030’a kadar toplam 30 milyar dolarlık destek vereceklerini söyledi.

Şu anda batarya, elektrikli araç ve çip yatırımları için çağrılarının açık olduğunu, yakında biyoteknoloji, veri merkezli endüstriyel robotlar ve yeşil hidrojen alanlarında da yeni çağrılara çıkacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD ailesinin de mutlaka bu alanlarda olması gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar için de çok güçlü destekleri olduğunu aktararak, şöyle devam etti: “Bir defa şunun çok iyi anlaşılması lazım. İhracat sadece döviz geliri değildir, ihracat üretimdir, istihdamdır, refahtır. Firmalarımıza verdiğimiz günlük reeskont kredi limitini 13 kat artırdık, 300 milyon liradan 4 milyar liraya çıkardık. Eximbank’ın sermayesini dört kat yükselttik. Reeskont kredilerimizin finansman maliyeti de piyasanın çok altında, burada da finansman maliyetinin yarısını biz sübvanse ediyoruz. Sadece bu avantaj sayesinde 2024’te ihracatçılarımız 171 milyar lira ek maliyet ödemekten kurtuldu. Desteklerimiz mal ihracatıyla da sınırlı değil. Yazılım üreten de turizmde hizmet sunan da arkasında devletin desteğini hissediyor. Eximbank, 2024’te 18 bin ihracatçımıza tam 49 milyar dolarlık finansman sağladı. Bu firmaların yüzde 83’ü KOBİ’lerden oluşuyor. Yılın ilk dört ayında şimdiden 15,7 milyar doları kullandırdık. Şunu ifade etmek isterim ki kim üretmek istiyorsa, kim yatırım yapıyorsa, kim istihdam sağlıyorsa biz onun yanındayız. Yanında olmaya da devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde olduğu gibi bugün de hem iş yaptıklarını hem hizmet ettiklerini hem de karalama kampanyalarıyla mücadele ettiklerini söyledi.

“SİYASETİ MARJİNALLEŞTİRMEK BU ÜLKEYE YAPILACAK ÇOK BÜYÜK KÖTÜLÜK”

Muhalefet kanadında en azından millî meselelerde değişim görmeyi umdukça her seferinde büyük düş kırıklığı yaşadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin siyaseti centilmence rekabet yerine yıkıcı husumetle yürütme isteğinin aşılmaz bir duvar misali sürekli karşılarına çıktığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aktörler, isimler ve genel başkanlar değişse de bu zihniyette zerre miskal düzelme olmadığının altını çizerek, şu ifadeleri kullandı: “Durum öyle vahim ki bu ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor, kendi ülkesini yabancı basın kuruluşlarına, yabancı aktörlere, dergilere şikâyet ediyor. ‘İktidarı yıpratayım’ derken asıl Türkiye’ye, Türk ekonomisine zarar veriyor. Boykot çağrılarıyla yerli ve millî markalara zarar veriyor. Evine ekmek götüren işçi kardeşlerime zarar veriyor. Türk ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştıran ihracatçılarımıza zarar veriyor. Fabrika kurup, istihdam sağlayan sanayicilerimize zarar veriyor. Ülkemizin kalkınmasına, büyümesine, güçlenmesine destek olan iş dünyamıza zarar veriyor. Adı yolsuzlukla, rüşvetle, sahtecilikle anılan bir avuç muhterisi memnun etmek uğruna 85 milyonun tamamını hayal kırıklığına uğratıyor.

Sayın CHP Genel Başkanı kusura bakmasın ama bunun adı muhalefet değil, ekonomik tetikçiliktir, jurnalciliktir, ispiyonculuktur. Bizim CHP’lilerin birbirini jurnallemesiyle hiçbir sıkıntımız olamaz ama yalan ve iftiralarla Türkiye’yi jurnallemesine gözlerimizi kapatamayız. Hiç kimse ‘Muhalefet ediyorum’ bahanesiyle kendi ülkesini yabancılara şikâyet edemez, ekonomisini batırmaya çalışamaz, firmalarımızı hedef göstererek onlara zarar verme peşinde koşamaz. Kantarın topuzu kaçmıştır. Düzelme umudu da giderek azalmaktadır.”

Bir gerçeği tüm samimiyetiyle ifade etmek istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaseti marjinalleştirmenin bu ülkeye yapılacak çok büyük kötülük olduğunu, sivil siyaseti zehirli söylemlerle enfekte etmenin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını dile getirdi.

“Hükûmet yara alsın da Türkiye’ye ve Türk ekonomisine ne olursa olsun.’ anlayışı açık söylüyorum, hastalıklı zihniyetin işaretidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın, Türkiye bu toksik siyaset dilini 1960 öncesinden çok iyi bilir. Türkiye bu siyaset tarzını 12 Mart’tan, 12 Eylül’den, 28 Şubat döneminden çok iyi bilir. Türkiye bu sorumsuz ve sorunlu söylemleri, tüketmeyin çağrılarının zirveye çıktığı Gezi kalkışmasından çok iyi bilir. Bu demode üslubun ülkemize de siyaset kurumuna da bunun üzerinden siyasi kazanç elde etmeye çalışanlara da hiçbir faydası yoktur. CHP’nin süratle normalleşmesi şart. CHP’nin, iradesine vurulan vesayet prangalarını kırması gerekiyor. Sayın Genel Başkan’ın artık suç örgütünün boyunduruğundan kurtulup kendisini toparlaması, ülkenin gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Buradan herkesi, özellikle de muhalefet aktörlerini aklıselime, sükûnete, sorumlu dille siyaset yapmaya davet ediyorum. Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var. Türkiye’nin 86 milyon olarak müştereklerde buluşmaya ihtiyacı var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon bu kadar yükselmişken yangına körükle gitme yanlışından bir an önce dönülmesini temenni ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak, yeni görev üstlenen yönetim kuruluna başarılar diledi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Ödül alacak basın mensuplarını ve basın kuruluşlarını ayrı ayrı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizlerle birlikte burada olmasalar da gecesini gündüzüne katarak çalışan, kalemini ve kelamını halkın hizmetine sunan tüm medya mensuplarımıza şükranlarımı sunuyorum. Rabb’im emeklerinizi zayi etmesin. Son törenimizin ardından Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sadece görevini yaptığı için birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail’in Gazze’ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın, ülkemizdeki muhalefetin şikâyet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor. Her biri hakikat savunucusu olan bu kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, meslektaşlarına ve ailelerine başsağlığı temenni ediyorum.”

Özgür, sorumlu ve millî basının toplumun doğru bilgilendirilmesinin yanı sıra millî iradenin de en önemli destekçilerinden biri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu yıl 10’uncusunu düzenlediğimiz ve artık geleneksel hâle gelen bu toplantıları sadece marifet sahiplerini taltif ettiğimiz bir ödül töreni olarak görmüyoruz. Yalanın ve dezenformasyonun etrafı kuşattığı bir dönemde hak ve hakikat mücadelesine gönül vermiş medya mensuplarımızla dayanışmamızın bir simgesi olarak görüyoruz. Bu buluşmalar vesilesiyle aynı zamanda mücadele azmimizi perçinliyor, yol arkadaşlığımızı daha ileri taşıyoruz.”

“ANADOLU MEDYASI, ANADOLU KADAR BU TOPRAKLARA AİTTİR”

Yarım asırdır milletin huzurunda olan bir siyasetçi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “81 vilayetimizi hem de pek çok kez adeta karış karış gezdim. Toplumun tüm kesimleriyle bir araya geldim, hasbihal ettim. Halkın içinden gelen bir siyasetçi olarak şunu çok iyi biliyorum, sadece Ankara ve İstanbul’da değil, ülkemizin dört bir yanında canını dişine takarak çeşitli mecralarda çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Hakkın, hakikatin, adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının en yakın şahidiyim. Yalnızca ekonomik imkânsızlıklarla değil, mahalli medyamız çoğu zaman yerel dere beyleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Zaman zaman mahalli basın kuruluşlarının maruz kaldığı saldırılara, tehdit ve baskılara üzülerek tanıklık ediyoruz. Bir defa şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazılı ve görsel medyanın kılcal damarları durumunda olan sizlerin varlığı bilhassa günümüzde çok daha hayati ve değerli hâle gelmiştir. Bu çatı altında güç birliği yapan siz kardeşlerimiz halka ve halkın gerçek gündemine daha yakın vatandaşla etkileşime daha açık bir konumda yer alıyorsunuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasının varlığının ve ayakta kalmasının çok önem verdikleri bir konu olduğunu dile getirerek, “Dolayısıyla Anadolu’nun tertemiz vicdanını temsil eden siz medya mensuplarımızla bugün bir kez daha aynı havayı solumaktan duyduğu memnuniyeti ifade ediyorum” diye konuştu.

“MANŞETLERLE ÇARPIŞA ÇARPIŞA GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Programımız vesilesiyle görüyoruz ki hakikatin peşinde koşanlar, doğrunun izini sürenler, dördüncü kuvvet olmanın ağır yükünü taşımaya çalışanlar sadece haber yapmaz. Bu şuurla hareket edenler aynı zamanda tarihe not düşer, sessiz yığınların sesi olur, giderek kutuplaşan medya düzeninde özgün ve özgür bir duruş sergiler. Anadolu Yayıncılar Derneği toplam 320 mahallî ve bölgesel radyoyu, televizyonu, gazeteyi, dergiyi bir araya getirerek basın sektöründe işte böyle önemli bir boşluğu doldurmaktadır” ifadesini kullandı.

“Anadolu medyası varsa, milletin sesi vardır” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe inşallah demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir. Varlığınızı ve yerine getirdiğiniz vazifeyi çok değerli bulduğumu bir kere daha altını çizerek söylemek istiyorum. Rabb’imden her birinize üstün başarılar diliyorum. Değerli dostlar, bütün bunları meselelerin uzağında bir isim olarak söylemiyorum. Tam tersine siyasi hayatında defalarca medyanın gadrine uğramış, itibar suikastlarına maruz kalmış, vesayetçi ve tek sesli medya düzeninin sıkıntılarını iliklerine kadar hissetmiş bir kardeşiniz olarak dillendiriyorum. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bunu söylerken hamaset olsun diye değil, gerçeğin ta kendisi olduğu için ifade ediyoruz. Bundan 25-30 yıl öncesinin manşetlerine şöyle bir göz attığınızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini sizler de gayet net göreceksiniz. Bilhassa 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükûmete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu, vesayetçiler adına siyasetçilerin her gün pervasızca örselendiği, köşe yazarlarının jurnalcilik yapmayı gururla anlattığı o karanlık, o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz.”

“DEVLET VE MİLLET DÜŞMANLIĞI GAZETECİLİK FAALİYETİ GİBİ GÖSTERİLDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, eski imtiyazlı statülerini kaybedenlerin yine itiraz edeceğini bildiğini, ancak kim ne derse desin Türkiye’nin bugün 2002 öncesine göre daha özgür, zengin, mümbit ve hiç tartışmasız çok daha serbest bir medya ekosistemine sahip olduğunu belirtti.

Bu özgürlük ortamının çoğu zaman sorumsuzluk, kuralsızlık seviyesine kadar gittiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle milli güvenliğe dair konularda ülkedeki basın kuruluşlarının Batı’daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynattıklarını söyledi.

Batı’da bırakın açık açık yazmayı veya haber yapmayı, düşüncesinin bile imkânsız olduğu hususların gazetelerde kolaylıkla yazılabildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “MİT tırlarının durdurulmasından 17/25 Aralık darbe girişimine, Gezi olaylarından ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesine kadar bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Türkiye hem de çok ahlaksız bir şekilde teröre destek veren bir ülke gibi lanse edildi. FETÖ’nün, gazete ve televizyon kanalı kisvesiyle demokrasimize kastettiği nice operasyona maruz bırakıldık. Sırf hükûmete saldırıyor diye FETÖ tetikçilerinin ülkemizdeki belli çevreler tarafından nasıl korunduğunu, biz FETÖ ile kelle koltukta mücadele ederken muhalefetin örgüte nasıl sahip çıktığını da unutmadık. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler, dikkatinizi çekerim, aynı kesimlerdir. Değişen bir şey yok.”

“MİLLETE SAYGISI OLMAYANIN YAPTIĞI İŞE DE SAYGISI OLMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eline bir mikrofon bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşadıklarını ifade etti.

“Özellikle ‘sokak röportajı’ adı altında sokaklarda âdeta terör estirilmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Sorumlu yayıncılık ilkelerini zaten bir tarafta bıraktık, bunları gözeten ve uygulayanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Halkın nabzı ölçülmek, hissiyatına tercüme olmak yerine gerek provokatif sorularla gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. İtibar suikastleri ve hakaretler karşısında yargı harekete geçtiğinde ise bu sefer basın özgürlüğü denilerek yaygara kopartılıyor. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Nasıl, bir cübbe giyen hâkim savcı, avukat olmuyorsa nasıl bir üniforma giyen polis ve asker kabul edilmiyorsa, nasıl her steteskop takana doktor demiyorsak eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, üç beş tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz. Gazetecilik mesleğinin itibarına da zarar veren bu sorunun üzerine önce basın mensuplarımız, sonra da ilgili kurumlarımız mutlaka gitmelidir.”

“MEDYA SOPASIYLA SİYASET KURUMUNU VE MİLLETİ HİZAYA SOKMAYA ÇALIŞANLARA KARŞI DURUŞUMUZ NETTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk medyasındaki artan çeşitlilik ve renkliliğin vesayetçilerin gölgesine sığınarak güya gazetecilik yapanları rahatsız ettiğinin farkında olduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 40-50 günde yaşananlar, ellerine fırsat geçtiğinde bunların nasıl bir faşist rüzgâr estireceklerini bir kez daha göstermiştir. Onlara bugün şu atasözümüz tekrar hatırlatmak isterim: ‘Eskiye rağbet olsaydı bitpazarına nur yağardı.’ Kimse kusura bakmasın. Birileri hâlen kabullenmek istemese de yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bültenini aratmayan gazete çıkarılan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan, antidemokratik güç odaklarına sözcülük yapılan günler inşallah bir daha geri gelmemek üzere eskide kalmış, kötü bir anı olarak maziye karışmıştır. Dördüncü kuvvet olarak demokrasimize güç veren medyanın hükûmetimize muhalif de olsa başımızın üstünde yeri vardır. Gerçeklere ayna tutan, bize yol gösteren bir medyayla siyasi hayatımızın hiçbir döneminde sorunumuz olmadı, bugün de olamaz. Yapıcı eleştiri, yapıcı muhalefet bizim her zaman ülkemizde görmeyi arzu ettiğimiz bir durumdur. Ama eskiden olduğu gibi medya sopasıyla siyaset kurumunu ve milleti hizaya sokmaya çalışanlara karşı da duruşumuz gayet nettir. Özellikle yabancı güçlerin operasyon aygıtı olarak toplum mühendisliğine heveslenen medyaya ne saygı duyarız ne müsamaha gösteririz. Hukuk ve demokrasi içinde bunlarla mücadelemizi 23 senedir olduğu gibi aynı kararlılıkla sürdürürüz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yılda gerçekleştirdikleri sessiz devrimler neticesinde ülkedeki medya ekosisteminin zenginleşmesinden son derece memnun olduklarını, bunun korunması ve güçlendirilmesi gerektiğine inandıklarını belirtti.

“MEDYA EKOSİSTEMİNİN KALİTESİNİ ARTIRMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

İtirazlarının basın özgürlüğünün suistimal edilmesine olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’de basın özgürlüğü öne sürülerek yapılan haysiyet cellatlıklarının, yalan haberin, iftiranın, dezenformasyonun Batı dâhil dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu kadar sorumsuzca yapılması mümkün değildir. Hep beraber el ele verip bunu değiştirmek, medya ekosisteminin kalitesini artırmak mecburiyetindeyiz. Diğer türlü hem sosyal barışımız hem demokrasimiz hem de basınımızın itibarı ağır yara almaya devam edecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sessiz yığınların sesi olan Anadolu medyasının bu konuda da elini taşın altına koymasını bekliyorum. Halkın asıl sorunlarını karartıp kendi gündemlerini dayatmayı gazetecilik zannedenlere karşı verdiği, özellikle bu varlığını, ülkemiz için gerçek bir kazanç olarak görüyorum. Çünkü sizler, doğru haberin, ilkeli duruşun, bağımsız, dürüst ve ahlaklı yayıncılığın Anadolu’daki temsilcilerisiniz. Bu millet size güveniyor, size inanıyor, sizleri dikkatle takip ediyor. Kaleminizden çıkan her cümle, mikrofonunuzdan yükselen her söz işte bu güvenin bir nişanesi olarak dalga dalga topluma yayılıyor. Bugüne kadar Anadolu medyası olarak mesleki kaidelere ve etik kurallara uyma noktasında sergilediğiniz sorumlu ve örnek çalışmalarınızdan ötürü hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabb’im kaleminizi güçlü, niyetinizi halis, yolunuzu açık eylesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül kazananları tebrik etti, hakkın ve halkın hizmetinde olan tüm basın emekçilerine şükranlarını sundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Eylül 2020
P S Ç P C C P
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT2 dakika önce

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

DİPLOMAT30 dakika önce

“Sağlık hizmetlerinin her boyutunda büyük mesafe katettik”

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

DİPLOMAT6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT7 gün önce

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT1 hafta önce

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

“TEKNOFEST gençliğiyle nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“KKTC, garantör ülke Türkiye’nin desteği ile ilelebet payidar olacaktır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi Açılış Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye, küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir”

DİPLOMAT2 hafta önce

Vietnam Büyükelçisi Dang Thi Thu Ha Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Gürcistan Büyükelçisi Archil Kalandia Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA2 hafta önce

Ekvator Büyükelçisi Pedro Vintimilla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Brezilya Büyükelçisi Gilda Motta Santos Neves Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Belarus Büyükelçisi Anatoly Glaz Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

“İtalya ile savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya’da resmî törenle karşılandı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya’da

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT4 hafta önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT1 ay önce

“Filistin’i savunmak; insanlığı, barışı ve adaleti savunmaktır”

DİPLOMAT1 ay önce

“Ülkemizi, dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdük”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto ile ortak basın toplantısı düzenledi

DİPLOMAT1 ay önce

Endonezya Cumhurbaşkanı Subianto Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu

DİPLOMAT4 hafta önce

“Çocuklar bu ülkenin temeli, yarının umududur. Onlara göstereceğimiz sevgi, geleceğe yapılmış en değerli yatırımdır.” 23 Nisan bayramınız kutlu olsun!

DİPLOMAT2 hafta önce

Gürcistan Büyükelçisi Archil Kalandia Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhuriyet Yerleşkesi Açılış Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

Vietnam Büyükelçisi Dang Thi Thu Ha Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT 47. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

“TEKNOFEST gençliğiyle nice asırlar boyunca burada olmaya devam edeceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“KKTC, garantör ülke Türkiye’nin desteği ile ilelebet payidar olacaktır”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan İtalya’da

DİPLOMAT4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM 5. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu

DİPLOMAT2 hafta önce

“Türkiye, küresel enerji denkleminde stratejik bir yere sahiptir”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya’da resmî törenle karşılandı

DİPLOMAT2 hafta önce

Belarus Büyükelçisi Anatoly Glaz Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT6 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay’ın 157. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT5 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Rutte’yi kabul etti

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla işçi ve işveren temsilcilerini kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Zelanda Başbakanı Luxon ile bir araya geldi

DİPLOMAT4 hafta önce

“TÜRKSAT 6A ile Türkiye, kendi haberleşme uydusunu üretebilen 11 ülkeden biri konumuna yükseldi”

DİPLOMAT2 hafta önce

Brezilya Büyükelçisi Gilda Motta Santos Neves Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA2 hafta önce

Ekvator Büyükelçisi Pedro Vintimilla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

“İtalya ile savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Krizlere aldırmadan yol alıyoruz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin 63. Kuruluş Yıl Dönümü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT7 gün önce

Sevgisiyle yolumuzu aydınlatan Annelerimiz fedakârlığın, şefkatin ve merhametin en büyük timsalidir. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT3 hafta önce

“Ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından ödün vermeyeceğiz”

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi ve Plaket Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT30 dakika önce

“Sağlık hizmetlerinin her boyutunda büyük mesafe katettik”

DİPLOMAT2 dakika önce

“75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık”

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge