Diplomat -Dünya

DÜNYA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgının olumsuz etkilerini önemli ölçüde ortadan kaldıracak normalleşme dönemine adım atıyoruz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Salgının sağlığımızla birlikte sosyal ve ekonomik hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerini de önemli ölçüde ortadan kaldıracak bir normalleşme dönemine adım atıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Milletvekilleriyle gruplar hâlinde gerçekleştirdikleri değerlendirme toplantılarına geçen hafta kaldıkları yerden tekrar başladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın bir grup milletvekili ile tekrar bir araya geleceklerini, böylece salgın öncesi başlatılan ve beş grup hâlinde planlanan toplantıların tamamlanmış olacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclisin açılmasıyla gruplar hâlindeki sohbet toplantılarına yeniden başlayacaklarını bildirerek, “AK Parti’nin en önemli vasıflarından biri olan istişare kültürünün örneği olarak gördüğüm bu toplantılarda söz alan her milletvekilimiz özgürce düşüncesini ifade ediyor. Arkadaşlarımızla, illerimizin sorunlarından ülke ve dünya politikalarına kadar her hususu samimiyetle görüşme, konuşma fırsatı buluyoruz” dedi.

Kendisi dâhil toplantılara katılan hemen herkesin üzerinde ittifak ettiği hususun “2023 seçimlerinin ülkenin kazanımlarının korunması ve geleceği bakımından giderek daha önemli hâle gelmesi” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünkü Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda da ifade ettim; Türkiye, 2023 yılına yaklaştıkça partimize ve ülkemize yönelik saldırıların giderek artacağı anlaşılıyor. Maalesef güya muhalefet sıfatıyla ortada dolaşan bir parti ve onunla aynı yolda yürüyenler, Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik bu kampanyaya büyük bir hevesle ortak olmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“SİYASETİ KİRLETEN BİR MÜSİLAJLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

“Elbette bu ülkede her dönemde iktidarla muhalefet partileri arasında çekişmeler, gerilimler, görüş farklılıkları yaşanmıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama bu defa karşımızda bambaşka bir fotoğraf vardır. Dışardan ve içeriden birtakım sözler aldığı anlaşılan CHP, giderek daha pervasız, yıkıcı ve ahlaksız bir şekilde bizi hedef alıyor; buna benzer bir görüntü vererek ülkenin demokrasisine, ekonomisine, geleceğine kast ediyor.

Bu arada, CHP’nin dışardan aldığı sözleri biz söylemiyoruz, bizzat kendileri zaten ikrar ediyorlar. Eskiden beri içeride bunların değirmenine su taşımayı kendilerine vazife addeden bir kesim hep olagelmiştir. Kıyılarımız nasıl müsilajın tehdidi altında oksijensiz kalma riski ile boğuşuyorsa siyasette de yerli ve millî her adımı yok etmeye çalışan, dahası siyaseti kirleten bir müsilajla karşı karşıyayız. CHP’nin başını çektiği bu siyasi müsilaj, her türlü iftirayı, yalanı, çarpıtmayı, küresel boyutu da olan büyük bir medya ve sosyal medya ağıyla milletimizin üzerine adeta yağmur gibi yağdırmaktadır. Dikkatinizi çekiyorum, burada sehven, yanlış bilgi verme değil, bilinçli ve kasıtlı bir iftira, yalan, çarpıtma hâli hatta stratejisi yürütülmektedir. Şayet, böyle değilse durum daha vahim demektir. Çünkü ortada klinik bir vaka söz konusudur. Bernard Shaw ‘Yalancının cezası, kendisine inanılmaması değil onun kimseye inanmamasıdır’ diyor. Başındaki zat başta olmak üzere CHP şürekâsına zaten kimsenin inandığı yok ama onlar da kimseye inanmadıkları bir ruh hâline sürüklenmişlerdir. Her ne sebeple olursa olsun, Türkiye, CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kalmaktadır. Bunun adı da bir yalan terörüdür. Bunlara göre, bu ülkedeki cumhurbaşkanından başlayarak bakanlarından, milletvekillerinden, bürokratlarından iş adamlarına kadar herkes; esnafından, çiftçisinden, gençlerine kadar her kesim taammüden vatanına ihanet etmektedir. Herkes yolsuzluk yapmaktadır. Herkes hırsızdır, herkes uyuşturucu kaçakçısıdır, herkes banka soyguncusudur, herkes satılmıştır, herkes yanlıştır, herkes kötüdür. Ülkesini aklına gelen her türlü aşağılık sıfatla itham edecek her tarafı suç kaynayan bir yer olarak gösterecek kadar kendini kaybetmiş bir ruh hâli ile karşı karşıyayız. Bizim bunca yalanı, bunca iftirayı, bunca ithamı büyük bir keyifle ve kendinden emin edayla ardı ardına sıralayan siyasetçi sıfatlı bu ruh hastasına ayıracak tek saniyemiz yoktur. Hukuk önünde hesap sorulacak hususların avukatlarımız vasıtasıyla elbette takipçisiyiz, takipçisi de olacağız. Diğer hususlarda ise diyoruz ki CHP Genel Başkanı artık siyasetin değil, tıp ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikatle bağını bu derece koparmış bir insana doktorlar herhâlde bir teşhis koyacaklardır, inşallah tedavisi de mevcuttur. Bize düşen ‘Allah şifa versin’ demekten ibarettir.”

“HİÇ KİMSEYE KÖKENİ, İNANCI, MEŞREBİ SEBEBİYLE EN KÜÇÜK BİR SINIRLAMA GETİRMEDİK”

“Yalan ve iftira meselesinde tek sorun CHP’nin başındaki zat olsa ‘mazurdur’ der geçeriz ama bu mesele medyada ve sosyal medyada giderek büyüyen bir sorun hâlini almıştır” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medyanın en önemli yayılma mecrası olduğunu, bu sorunun sadece Türkiye’yle de sınırlı olmadığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa’dan ABD’ye kadar demokrasiyle yönetilen her yerde bu sorun tartışılmakta ve çözüm yolları aranmaktadır. Hatta birçok ülke bu tehditle mücadele için çeşitli kanuni düzenlemelere gitmektedir” diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerin hayata geçirmeye başladıkları bu hukuki adımların benzerlerini artık kendilerinin de acilen gündemlerine almaları gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Üstelik ülkemizde bu sorun, geçmişi zaten darbe, vesayet, milletin değerlerine düşmanlık, yatırım karşıtlığı ile dolu olan bir zihniyetin elinde çok daha vahim hâle gelmektedir. Bu çarpık anlayış, hükûmetten özel sektöre, bürokrasiden, sivil toplum kuruluşlarına kadar her yerde sorumluluk sahiplerini şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamadıkları olumsuz bir iklime sürüklemektedir maalesef. Türkiye’yi 19 yıldır ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla yönetirken hiç kimseye kökeni, inancı, meşrebi sebebiyle en küçük bir sınırlama getirmedik. Zorlamada, tacizde, tarizde bulunmadık. Kendi hayal dünyalarında iktidar serabı görenler ise şimdiden yatırımcısından bankacısına, yargı mensubundan polisine, askerine önlerine kim gelirse herkesi tehdit etmeye başladılar. 6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz demi, haberiniz var. Bay Kemal öyle diyor. O diyorsa doğrudur. Muhalefetin 2023’le ilgili cüretinden cesaret alan kimi çevrelerin de galiz ifadelerle ülkeyi ve milleti ayakta tutan değerleri yıkmaktan, devri sabıktan söz ettiklerini işitiyoruz. Şunu unutun. Bunlar adeta bir yalan makinasıdır ve bu şekilde de bu yola devam edeceklerdir ama bir şeyi bilmeleri gerekiyor. Haziran 2023, Türkiye’nin seçim takvimidir. Cumhur İttifakı olarak kararımız, ilan ettiğimiz tarih budur. Bu iş öyle sıradan bir iş değildir. Aklınıza ne gelirse yapın, böyle bir şey yok.”

“SİYASET CİDDİYET VE KARARLILIK İSTER”

Siyasetin ciddiyet ve kararlılık istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yalanın egemen olduğu bir siyaset bizim kitabımızda yer almaz. Bunu böyle bilsinler. Rabbim, kendileri hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadıkları hâlde lümpen bir CHP iktidarında kendilerinden olmayan herkesi mahvetmekten, yıkmaktan, ortadan kaldırmaktan söz eden bu faşist zihniyetten ülkeyi muhafaza eylesin diyorum. Unutmayın ne demişti, ‘kimse belediyelerden çıkarılmayacak, atılmayacak. ‘Böyle demedi mi? dedi. Peki, o günden bugüne belediyelerden personeller atılmaya başlandı mı? Atılıyor. Hele hele AK Partili olduğu zaman ona zaten dayanması mümkün değil hemen kapıya koyuyorlar. Gerek belediyelerin yan kuruluşlarında gerekse memur statüsünde olanları da acımasızca kapıya koyuyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün bunlar bile hepimizin üzerindeki sorumluluğun ağırlığını göstermeye yeter de artar bile. Onun için kararlılıkla biz yolumuza devam edeceğiz. Hep birlikte unutmayın çok büyük bir vebal altındayız. Ülkemizi bu hastalıklı zihniyetin eline bırakmamak için çok daha fazla çalışacak, çok daha fazla mücadele edecek, çok daha fazla dikkatli olacağız. İşte bunun için girmedik ev, dokunmadık yürek, kazanmadık gönül bırakmayacağız diyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Biz, 19 yıldır ülkeyi eser ve hizmet siyasetiyle yönettik, yönetiyoruz. Bunlar ise daha ancak rüyasını gördükleri iktidarlarını yıkım siyaseti üzerine bina etmeye kalkıyorlar. Gerçi yıkım siyaseti CHP zihniyetinin genlerinde var. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu gerçeğin sayısız örneğini görüyoruz. Bu ülkede, Osmanlı’dan miras demiryolu projelerinin hepsini de Gazi Mustafa Kemal’den sonra CHP rafa kaldırmıştır. Bu ülkede girişimcilerin kendi kabiliyetleri ve sermayeleriyle kurdukları uçak fabrikalarının kapısına CHP kilit vurmuştur. Bu ülkede en büyük kalkınma projemiz olan GAP’a, Keban Barajı’nın inşasına CHP karşı çıkmıştır. Ekranları başında bizi izleyen milletime tekrar hatırlatıyorum Keban Barajı’na bile bunlar karşı çıkmıştır.”

Türkiye’de kabiliyetli mühendisler tarafından üretilen otomobillerin, geliştirilen motorların, yapılan nice güzel işlerin hepsinin de CHP tarafından sabote edildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkede vurulan her fabrika kazmasının önüne CHP dikilmiştir. Bu ülkede İstanbul Boğazı üzerinde gerdanlık gibi dizilen üç köprünün her birine de CHP karşı çıkmış, engellemek için elinden geleni yapmıştır. Bu ülkede yapılan ne kadar baraj, bölünmüş yol, otoyol, havalimanı, şehir hastanesi varsa velhasıl ne kadar kalkınma yatırımı varsa CHP hepsinin de önünü kesmeye çalışmıştır. Son olarak Kanal İstanbul için aynı takozluğu yapmaya çalışıyorlar. Hem de bu işi öylesine usul ve ahlak dışı bir üslupla yapıyorlar ki yeminli Türkiye düşmanları bile çıtayı böyle bir seviyeye indiremez” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin, iş insanlarından bankacılara ve bürokratlara kadar herkesi tehdit ettikleri yetmezmiş gibi yatırımlarını Türkiye’ye çekmek için uğraştıkları ülkelere bile parmak sallayacak kadar muvazeneyi yitirdiğini söyledi.

“Eğer kredi verecek olursanız, bunları ödemeyiz” dediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deutsche Bank’a tehdit sallıyorlar. ‘Ödemeyi kesinlikle yapmayız.’ Daha şimdiden… Devlet nedir, devlet yönetmek nedir, bunlardan haberleri bile yok” diye konuştu.

Bunların uluslararası tahkim mekanizmasından da haberleri olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde, kendilerinden önceki borçları devlet olmanın gereği ödediklerine işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bunlar devlet değil; zillet, zillet” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kişilerin iktidar olma sürecinin hayal bile olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu da bildikleri için atıyor. Tutarsa ne ala. Tutmazsa ‘Kendimizi aldatmış oluruz.’ diyor. Bunlar lafa gelince bizi ‘tek adamlık’ ile ‘hukuk tanımazlık’ ile ‘diktatörlük’ ile itham ederler ama kendileri sadece Kanal İstanbul konusundaki beyanlarıyla bile ne anayasa ne yasa ne teamül ne devlet adabı tanıdıklarını, millete zerre kadar saygılarının olmadığını açıkça ortaya koymaktadırlar. Uzaktan bakıldığında bu tablo CHP’nin tarihi boyunca ülkeye verdiği zararların uzun listesini de hatırlatan ibretlik bir görüntüdür. Yakından bakıldığında ise aynı durum, ülkenin ve milletin geleceği adına endişeye kapılmamıza yol açan bir vahamet tablosudur. Hâlbuki biz muhalefetle ülkenin önüne çıkardığı engellerin değil millete kazandıracağımız eserlerin, hizmetlerin, yatırımların atışmasını yapmak, kavgasını vermek isterdik.”

“ÇITAYI SÜREKLİ KENDİ ELİMİZDE YUKARIYA TAŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin Kanal İstanbul Projesi’ni gündeme getirdiğinde, onlardan İstanbul için çok daha büyük, çok daha cazip bir proje önermelerini beklediklerini ifade ederek “Mesela biz Üçüncü Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü dedik ve yaptık. Onlardan çok daha iddialı projeler ortaya koymalarını beklerdik. Mesela biz şehir hastaneleri dedik, hiçbir vatandaşımız sağlık sigortası sisteminin dışında kalmayacak, sağlık hizmetleri ücretsiz ve kaliteli olacak, dedik. Onlardan çok daha ilerisini duymak isterdik” diye konuştu.

Diğer taraftan ihracatı her ay yeni rekorlarla ileri taşıdıklarını, üretimi artırdıklarını, sanayiyi geliştirdiklerini, savunma sanayinde Türkiye’yi marka hâline getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlardan çok daha çarpıcı projeler ortaya koymalarını umardık” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şehre üniversite kazandırdıklarını, ilk ve orta öğretimde okulları baştan aşağı yenilediklerini, öğretmen kadrosunu güçlendirdiklerini dile getirerek şunları kaydetti: “Onlardan çok daha fazlasını taahhüt etmelerini beklerdik. Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkündür. Peki ne oldu? Karşımızda sadece oyundaki mızıkçı çocuklar gibi ‘Yaptırmayız da yaptırmayız.’ demekten başka laf da bilmeyen proje de üretmeyen bir CHP bulduk. İşte bunun için diyoruz ki biz 19 yıldır kendi kendimizle yarışıyoruz. Karşımızda bizimle demokrasi ve özgürlüklerde olduğu gibi eserde, hizmette, projede yarışacak kimse olmadığı için çıtayı sürekli kendi elimizde yukarıya taşıyoruz. Kanal İstanbul da bu örneklerden biridir. Türkiye, bugüne kadar bunca esere, bunca hizmete nasıl CHP’ye rağmen sahip olmuşsa, Kanal İstanbul Projesi’ne de aynı şekilde kavuşacaktır. Dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan İstanbul’un Boğaz trafiği ve depreme hazırlık gibi sorunlarının çözümüne ciddi katkı sağlayacak bu projeyi şehrin geleceğini kurtaracak bir eser olarak görüyoruz.”

Bu projede sadece bir kanal inşa etmekle kalmayacaklarını, aynı zamanda İstanbul’a ve Türkiye’ye limanıyla ihracatı, hayat alanlarıyla ülke insanını rahatlatacak yeni bir nefes borusu açtıklarını vurgulayan Erdoğan, proje hazırlık aşaması bilimin ve tekniğin ışığında titizlikle tamamlanan Kanal İstanbul’un ilk köprüsünün temelini attıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, altyapı deplase çalışmalarının ardından Kanal’ın kazısına süratle başlanacağını belirterek “Kanal’ın her iki tarafında inşa edilecek toplamda 500 bin kişilik şehirler, İstanbul’a ilave nüfus getirmek için değil, depreme hazırlık için kentsel dönüşüm çalışmalarında yaşanan sıkışıklığı giderme amaçlıdır” diye konuştu.

“KANAL İSTANBUL PROJESİ’Nİ TAM 11 YIL ÖNCE KAMUOYUNA AÇIKLADIK VE O GÜNDEN İTİBAREN TARTIŞTIK”

Vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP ve yandaşlarının Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin yalan kampanyalarına ve yalan terörüne aldanmamaları gerektiğini söyledi.

Kanal İstanbul’un uzunluğunun 45 kilometre, taban genişliğinin en dar yerinde 275 metre, derinliğinin ise 20,75 metre olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin şimdiden ülkeye hayırlı olmasını diledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimiz bu projeyi, 6 yıl içinde tamamlayarak hizmete sunmaktır. Türkiye’ye 19 yıldır kazandırdığımız eser ve hizmetleri, bu dünya çapında projeyle taçlandıracağımıza inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar milletin hayrına olmasına rağmen karşı çıkılan projeler ve Kanal İstanbul’a ilişkin videoyu göstererek “(Yaptırmayız da yaptırmayız) diye kendilerini paraladıkları proje işte bu” ifadesini kullandı.

İstanbul’a karşı sorumlulukları yerine getirmeyenlerin, Kanal İstanbul Projesi ile ilgili ileri geri konuşmalarının kendilerini komik duruma düşürmekten başka işe yaramayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şehrin depreme hazırlık çalışmalarından, kıyılarını istila eden müsilaja kadar hiçbir ciddi meselesinde dişe dokunur herhangi bir çabasını görmediklerimizin, Kanal İstanbul’a karşı kampanya yürütmesi zavallılık işaretidir. Neymiş efendim ‘Bu proje yeteri kadar tartışılmamış.’ Biz Kanal İstanbul Projesi’ni tam 11 yıl önce kamuoyuna açıkladık ve o günden itibaren tartıştık. Ne zaman ki milletvekilliğine aday olduk o zaman da dedik ki ‘Bizim çılgın projemiz Kanal İstanbul.’ Tabii bunların siyasette zamanı takip diye bir anlayışları yok. Neler oluyor, neler oldu bu ülkede, haberleri yok. Bunlar sadece dedikodu, sadece yalan üretsinler ve yalan terörüyle de milleti aldatmaya kalksınlar. Bunlara sormak lazım, bunca yıldır aklınız neredeydi? Aradan geçen 11 yılda tartışmadığınız, araştırmadığınız, düşünmediğiniz hangi meseleyi, diyelim ki projeyi bir yıl sonra başlatsak, bu arada neticeye bunu kavuşturacak mısınız, böyle bir şeyiniz mi var? Kendi tembelliklerine, iş bilmezliklerine, kifayetsizliklerine kılıf bulmak için ortaya attıkları her bahane, aslında ülkemiz için nasıl hiçbir hayalleri, hazırlıkları olmadığını gösteriyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan her şeyi gören, kafa ve gönül hanesine not eden milletin, vakti saati geldiğinde herkese hak ettiği muameleyi yapacağını söyledi.

Kanal İstanbul Projesi’nin en önemli özelliklerinden birinin kentsel değişim ve dönüşüm noktasında ciddi bir yükü alacak olması olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hemen bu projenin yanı başında Avcılar var. Avcılar’da çok ciddi deprem felaketleri geçirdik. Şimdi biz buradan vatandaşlarımıza ‘Size yerler hazırladık, buralara yerleşebilirsiniz.’ diyeceğiz ve gerekirse buralara taşıyacağız. Niye? İstiyoruz ki vatandaşımız çok daha güvenli yerlerde yaşamaya devam etsin ve bu tür sıkıntılı bölgelerden de vatandaşlarımızı çıkaralım. Biz bunları düşünüyoruz. Depreme dayanıklı yeni konutlar inşa etmek suretiyle de İstanbul’umuzda bu operasyonları yapıyoruz” diye konuştu.

Dünyanın her yerinde böylesine dev bir projenin, iktidarıyla muhalefetiyle ülkelerin millî gurur kaynağı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “CHP zihniyeti hep olduğu gibi eser ve hizmet düşmanlığı yaparak ülkenin ve milletin sevincini gölgelemenin peşinde. Milletimiz bu ufuksuz, çapsız, beceriksiz, ferasetsiz muhalefetin gerçek yüzünü geçmişteki acı tecrübeleriyle bildiği için söylenenlere itibar etmiyor. Kısa süreli koalisyon denemelerini bir kenara bırakacak olursak milletimizin yıllardır CHP’yi iktidardan uzak tutması boşuna değil. Ellerindeki üç beş belediyeyi dahi yönetmeyi beceremeyenlerin, ülkenin 81 vilayetinin ve 84 milyon vatandaşının tamamının sorumluluğunu üstlenemeyeceğini görmek için öyle çok da derin analizlere ihtiyaç yok. Bunun için CHP’nin başındaki zatın ülkenin 2 milyon 600 bin evladının üniversite sınavına gireceği günün arifesinde sergilediği ihanet bile başlı başına bir örnek olarak yeterlidir. Karşımızda ‘Katarlı öğrencilerin ülkemizde sınavsız tıp fakültesine gireceği’ yalanını hiç utanmadan, sıkılmadan, 2 milyon 600 bin öğrenciye ve ailelerine saygı duymadan tekrarlayacak kadar alçalabilen bir kafa bulunuyor. Bu ne densizlik, bu ne terbiyesizliktir.”

“KATAR İLE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMA MÜTEKABİLİYET ESASINA DAYALIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Düşünün, bir ülke ki aramızda ilişkilerimiz var. Dolayısıyla bu ülkenin bizimle olan bu ilişkilerini bir kenara koyup kalkıp diyorsunuz ki ‘Katarlı öğrenciler sınavsız olarak imtihana girecek.’ Ne oldu? Böyle bir şey oldu mu? Girdi mi? Tepeden tırnağa hepsi yalan. Zaten bunlar yalan dersini özellikle alıyorlar. Bunu yalnızca kendisi almakla kalmıyor, kendi yanındakilere de aynı dersi aldırtıyor. Yalan ve iftira bataklığına öylesine gömülmüş durumdalar ki önlerine gelen haberin doğruluğunu, yanlışlığını araştırmaya tenezzül etmiyorlar. Daha doğrusu önlerine konan bilginin doğruluğu, yanlışlığı bunları zerre kadar ilgilendirmiyor. Yeter ki bunlar, amaçlarına bir adım daha yaklaşsın, sonuçta isterse ülke yıkılsın, millet perişan olsun, gençlerimizin hayalleriyle oynansın. Hiç önemli değil. Hâlbuki ‘Katarlı gençler sınavsız tıp fakültelerine girecek’ denilen mesele, tamamı da dost ve kardeş 12 ülkeyle aramızda 1994’ten beri var olan askerî sağlık iş birliği protokolünün Katar ile de imzalanmasından ibaret. Sene 1994 ve bunca ülkeyle biz bu anlaşmaları yaptık. Bu, üniversite imtihanlarına giren öğrencilerle alakalı değil, sadece askerî öğrencilerle ilgili yapılan bir askerî personelle anlaşma. Her protokol gibi Katar ile yaptığımız anlaşma da mütekabiliyet esasına dayalıdır, yani karşılıklıdır. Bu çerçevede mesela geçtiğimiz haftalarda dört Azerbaycanlı ile beş Afganistanlı sağlık astsubayı, Gülhane Sağlık Meslek Yüksekokulu’ndan mezun olarak ülkelerine dönmüşlerdir. Diğer eğitim kurumlarıyla ilgili öğrenci alımı ise tamamı da sınavla olmak üzere eskiden beri uygulanan usullerle devam etmektedir.”

Tüm bu hakikatler gün gibi ortadayken ‘Katarlı öğrenciler sınavsız tıp fakültelerine alınıyor’ yalanıyla sınava giren öğrenciler ve ailelerinin moralini bozmanın kime, ne faydası olduğunu soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “CHP, böyle bir yalandan nasıl bir siyasi çıkar sağlamıştır? Kılıçdaroğlu yıllardır sürdürdüğü iftira listesine bir yenisini ekleyerek kendisi için nasıl bir siyasi neticeye ulaşmayı murat etmiştir? Aynı yalanı paylaşan medya ve sosyal medya mecraları milyonlarca insanın vebaline girdikleri için en küçük bir hicap duymuşlar mıdır? Bu soruları soruyoruz çünkü bizim böyle bir kepazeliği aklımıza, havsalamıza, vicdanımıza sığdırabilmemiz, anlayabilmemiz, kabullenebilmemiz mümkün değildir. Gerçekler ortaya çıktıktan, tüm kurumlar açıklamalarını yaptıktan sonra bile aynı yalanı inatla sürdüren bir partiye, bir siyasetçiye ülkenin ve milletin hangi kritik meselesi emanet edilebilir? ‘Yalancıdan yönetici olmaz.’ diyerek ortada dolaşanların, aslında kendilerini tarif ettiklerini iyi biliyoruz. Ülkemizin tüm gençlerinin, gördükleri her yerde Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yöneticilerinin yakalarına yapışıp bu rezilliğin hesabını soracaklarına inanıyorum. Üstelik Katar meselesi tek örnek de değildir. Ataşehir’deki bir kız yurdunda, binada çekimi yapılan belgesel için orada bulunan silah maketi görüntülerini, ‘Kız yurdu, silah deposu mu?’ diyerek aktaracak ve bunun peşinden gidecek kadar sefilleşenler de var.”

“MEYDANI YALAN VE İFTİRA TÜCCARLARINA BIRAKMAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra “CHP’nin yalanlarıyla ilgili kısa bir video izleyeceğiz” diyerek, “Kılıçdaroğlu’nun yalanları” başlıklı videoyu, partililere izlettirdi. Videoda, “Kılıçdaroğlu’nun, ülkede her güzel ve faydalı kalkınma hamlesine karşı CHP’nin yıllardır yürüttüğü yalan siyasetinin sözcüsü konumunda olduğu” ifade edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çarkçı Kemal’i dinlediniz. Allah rahmet eylesin, Savaş Ay ile yaptıkları mülakatı dinlediniz. Ne denli yalan söylediğini Savaş Ay, gayet güzel şekilde hem de kendisiyle dalga geçerek orada ortaya koydu. Bir diğer durum da A’dan Z’ye söylediği şeylerde bir söylediği, bir diğer söylediğini tutmuyor. Hep yalan, hep yalan. Böyle bir siyasetçi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde maalesef ne geldi ne de gelecek. Kılıçdaroğlu’na inanan kendi tabanı nereye kadar bu inanma sürecini devam ettirecek? Şunu bilmeleri lazım yani CHP’nin tarihi bu denli maalesef karanlık olmadı. Çünkü ülkeye bir katkıları olurdu ama şimdi böyle bir katkıları da söz konusu değil. Yaptıkları herhangi bir eser söz konusu değil. Düşünün artık herhangi bir yerde çeşmenin musluğunu açmaya gidiyor ve açılış töreni diye adını koyuyorlar. Bunların bir de özelliği var. Silahtarağa, oradaki arıtma tesisinin ‘temel atmama töreni.’ Bunlarla uğraşıyorlar. Bunlar da Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine yeni yeni giriyor. Bazı şeyleri de öğreniyoruz yani. ‘Temel atmama töreni.’ Bundan sonra daha çok şeyler öğreneceğiz.

Çok daha önemlisi müsilaj olayında da ortaya koydukları tezlerle birçok şeyi bu vesileyle öğreniyoruz. Bu tür meselelerde meselenin asla hakikati aramak, öğrenmek olmadığını yaşadığımız binlerce tecrübeyle biz bunları çok iyi biliyoruz. Şu anda İzmir’in durumu ortada. Ne yüzlerine çarpılan belgeler bilgiler ne mahkeme kararları ne de maşeri vicdanda uğradıkları mahkûmiyetler bunları yalanı ve iftirayı hayatlarının, siyasetlerinin, medyalarının merkezlerine yerleştirmekten alıkoyabildi. Meydanı bu yalan ve iftira tüccarlarına bırakmayacağız. Bıkmadan, usanmadan, dinlenmeden milletimize hakikatleri anlatacak ve siyasi hesap verme günü olan seçimler geldiğinde hak ettikleri şekilde hüsrana uğramalarını temin edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “CHP ve şürekâsı hakikatleri çarpıtmakla bu kadar uğraşırken kendi mensuplarının tam göbeğinde yer aldığı kepazeliklere ise dönüp bakmıyor bile” ifadesini kullandı.

CHP ile ilgili son dönemde onlarca tecavüz, taciz, hırsızlık ve yolsuzluk iddiasının dile getirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hangisiyle ilgili CHP’nin kayda değer bir işlem yaptığını veya nice yalanı dillerine dolayan medya mecralarının aynı hususların üzerine gittiğini gördünüz? Gerçi siyasette hangi partilerle ittifak içinde olduğunu bile söyleyemeyecek kadar şeffaflıktan, samimiyetten, hasbilikten uzak bir partiden söz ediyoruz. Bugüne kadar teröre karşı olduklarını bu Bay Kemal’den duydunuz mu? Terörle mücadeleye yönelik bir yaklaşımı kendisinden duydunuz mu? Böyle bir partiden herhangi bir hususta onurlu duruş beklemek, gökteki güneşi elle yakalamayı ummakla aynıdır” diye konuştu.

“TEK MUHATABIMIZ MİLLET”

CHP’li yöneticilerin ve belediye başkanlarının Çanakkale Asos’ta, Kaz Dağları’nın hemen eteğinde kaçak bir işletmenin açılış törenine katıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niçin katılırlar, biliyorsunuz. Detayına girmeme gerek yok. Kaz Dağlarıyla ilgili her konuda ortalığı birbirine katan medya mensuplarından, sanatçılardan, sözde sivil toplum kuruluşlarından bu konuda en küçük bir ses çıktı mı? Çıkmaz. Çünkü bunların derdi çevre, tabiat, ağaç değil. Hatta daha ileri giderek söylüyorum; bunların hiçbirinin derdi ülkenin ve milletin kazançları, kayıpları, istikbali de değildir. Bunların tek derdi AK Parti’ye ve hükümete zarar vermek, CHP’yi de parlatmaktan ibarettir” dedi.

Tek muhataplarının millet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vakit, siyasette savunmaya geçme, taarruza kalkma vaktidir” ifadesini kullandı.

Medya ve sosyal medyayı ihmal etmeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl zamanlarını, enerjilerini, dikkatlerini sahaya, doğrudan vatandaşla temasa vereceklerini belirtti.

“Hayat, sosyal medyadan ibaret olsaydı, sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın yörüngesi bir anda değişirdi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu mecraların kimlerin elinde olduğu, gerektiğinde hangi yönlendirmelerle siyasete, ekonomiye, toplumsal hayata müdahâle ettikleri ortadadır. Bize düşen; kendimizi medya mecralarının sahte gündemlerine kaptırmadan, ülkemizin ve milletimizin gerçeklerine yöneltmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla, bugüne kadar yaptıkları eser ve hizmetleri millete anlatacaklarını dile getirerek gelecek dönemde yapacaklarını, ülke ve millet için kurdukları hayalleri de milletle paylaşacaklarını kaydetti.

Her ay Millet Kütüphanesi’nde gençlerle bir araya geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün de doktora öğrencileriyle toplanıp onların sorularını cevapladığını anlattı.

AK Partili milletvekillerinden, Meclis’in yaz tatiline girmesiyle illerinde herkesle yakın temas kurmasını, yalanları çökertmesini, hakikat bayrağını yükseltmesini, vizyonlarını halka aktarmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahaya çıktığınızda, AK Parti’nin milletimiz nezdindeki kredisini, desteğini, muhabbetini çok daha iyi göreceğinizden şüpheniz olmasın” dedi.

Yeniden illeri ziyaret etmeye, milletle kucaklaşmaya, teşkilatlarla bir araya gelmeye başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Zonguldak ve Hatay’ı ziyaret ettiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü Sakarya’da olacağını belirterek “Arifiye’deki Palet Fabrikası’nı önce ziyaret edecek, orada Cuma’yı kıldıktan sonra diğer programlarımızı da icra edeceğiz. Birçok yalanı, iftirayı, Arifiye’deki Palet Fabrikası’nın Katar’a satılıp satılmadığını tekrar gerek orada çalışanlarımıza gerekse milletimize oradan anlatma fırsatını bulacağız” diye konuştu.

“MİLLETE RAĞMEN İKTİDAR PEŞİNDE KOŞANLARIN HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Bu ziyaretleri yoğun bir şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği bizim yanımızda olduğu sürece, CHP ve şürekâsı ne yaparsa yapsın sandığa gömülmeye mahkûmdur” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Geçtiğimiz günlerde yine bir emekli general çıktı; ‘Bunlar demokratik seçimlerle iktidarı terk etmez’ diyerek, güya milleti galeyana getirmeye çalıştı. Milletten umudu kesenlerin de millete rağmen iktidar peşinde koşanların da heveslerini kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz. Çünkü biz, milletin bağrından doğmuş olan AK Parti’yiz. Çünkü biz, milletle birlikte yol yürüyen Cumhur İttifakı’yız. Çünkü biz, bu ülkeye cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5 katını, 10 katını, 19 yılda kazandırarak, destan yazmış bir hükûmetiz. Cumhur İttifakı olarak çıktığımız bu yolda niye rahatsız oluyorsunuz? Terör örgütleriyle beraber olmadığımız için mi? Niye rahatsız oluyorsunuz? Kandil’den talimat bize gelmediği için mi? Niye rahatsız oluyorsunuz? Avrupa Birliği’nden parasal yardım, destek almadığımız için mi? Niye rahatsız oluyorsunuz? Amerika’da bir Dalton var, o Dalton’la dost olmadığımız için mi? Biz, bu milletin evlatlarıyla dostuz, beraberiz. Bu milletin evladıyla bu yola aynen devam edeceğiz. Evelallah, bu milletin evlatları, John’lara, George’lara yeter de artar bile. Biz, bu konuda kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ülkemizi 2023 hedeflerine de biz ulaştıracak, büyük ve güçlü Türkiye’yi biz kuracak, gençlerimize 2053 vizyonlarını da biz hediye edeceğiz.”

“NORMALLEŞME DÖNEMİNE ADIM ATIYORUZ”

Türkiye’nin salgın mücadelesinde yeni bir döneme girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısının ardından 1 Temmuz itibarıyla yürürlüğe girecek salgın tedbirleriyle ilgili kararların çerçevesini milletle paylaştıklarını, İçişleri Bakanlığı’nın da uygulama genelgesini yayınladığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgının, sağlığımızla birlikte sosyal ve ekonomik hayatımız üzerindeki olumsuz etkilerini de önemli ölçüde ortadan kaldıracak bir normalleşme dönemine adım atıyoruz” dedi.

Dünyadaki gelişmelerin, salgının öngörülemeyen neticelere yol açarak sürdüğüne işaret ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize düşen, sağlık hizmetlerinden gıda tedarikine, üretimden kamu güvenliğine kadar her hususta tüm senaryolara hazırlıklı olmaktır. Türkiye’nin bu bakımdan dünyada örnek gösterilen bir ülke olduğunu, akıl ve vicdan sahibi herkes kabul ediyor. Yarın başlayacak yeni dönemin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Vatandaşlarımdan yeni dönemde de tedbiri elden bırakmadan hayatlarını sürdürmelerini istirham ediyorum” diye konuştu.

“KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye’nin salgın sonrası döneme çok güçlü bir küresel aktör olarak girmesi için gerekli adımları attıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Mart’ta “İstiklalden istikbale” diyerek Türkiye’nin ekonomi reformları alanındaki yeni yol haritasını paylaştıklarını hatırlattı.

Bakanlıklar, ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının programın hayata geçirilmesi aşamasında da sıkı bir iş birliği içerisinde çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belirlediğimiz 154 eylemin yüzde 78’i bu sene tamamlanacak. Haziran ayı sonuna kadar süre koyduğumuz 35 eylem başlığından 31’i tamamlanmış durumda. Geriye kalan dört eylemden ikisinin teknik çalışmalarına nihai hâlini verdik. Kanunla hayata geçirilecek iki eylem içinse Yüce Meclis’imizin takdirini bekliyoruz. Yılın ilk yarısı için öngördüğümüz eylemleri başarıyla tamamladığımızı söyleyebilirim. Bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, haziran ayı boyunca uluslararası müsabakalarda Türkiye’ye madalya kazandıran sporculara teşekkür etti. Futbolda umutla başlanan Euro 2020’den erken ayrılmanın herkesi üzdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bundan sonraki turnuvalarda futboldan da güzel haberler bekliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokyo Olimpiyatları’na hazırlanan tüm sporculara başarılar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında, CHP’den ayrılarak AK Parti’ye katılan Osmaniye Düziçi Belediye Başkanı Alper Öner ile 10 belediye meclis üyesine rozetini taktı.

DİPLOMAT

“Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, terör örgütünün silah bırakmasıyla ilgili olarak, “Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, Kurtuluş Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da gerçekleştirilen AK Parti 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı.

İstişare toplantısının ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 vilayet ve 922 ilçenin her birinde AK Parti’nin büyümesi, güçlenmesi, zirvedeki yerini koruması için aşkla koşturan tüm dava ve yol arkadaşlarına selamlarını gönderdi.

Yurt dışında hareketlerini gururla temsil eden mensup ve gönüldaşlarına saygılarını gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Yüzyılı’nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakârca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. Rabbim, muhabbetimizi daim eylesin.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı Yiğit Bulut’u dün Hakka uğurladıklarını anımsattı. Bulut’un, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ikindi namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Kızılcahamam’daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada bu merasime katılacaklar. Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır durumdaydı ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader var. Temkinli olduğunu, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.”

Hizmeti yolculukları esnasında aralarından ayrılanlara Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Malumunuz, altı gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri esnasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabrıcemil diliyorum. Onlar Rabbimiz indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirlik müjdesine inşallah nail olurlar. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekânları inşallah cennet olsun.”

SREBRENİTSA SOYKIRIMI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 30. yıl dönümü olduğunu anımsattı.

“Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgâhına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna Hersek’in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Vefatından önce merhum Aliya’ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık, inşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz.

Ziyaret ettiğimde ‘Bu topraklar size emanet. Burası Evlad-ı Fatihan. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız’ demişti. O gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz. Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı’nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.”

Türk siyasetinde bir marka hâline gelen istişare toplantılarının 32’ncisini gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıyı, “Milletin Gücüyle Sınırları Aşan Liderlik” temasıyla yaptıklarını söyledi.

Bugün ve yarın düzenleyecekleri oturumlarda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler yapılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz. İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği, ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız, samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, böylece hakikatin ışığı doğacak” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi hareket olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan itibaren işlerin hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, millete danışarak yürütüldüğünü dile getirdi.

“MİLLETE EN GÜZEL ŞEKİLDE HİZMET ETMENİN GAYRETİNDE OLDUK”

Erdoğan, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin” emrini kendilerine rehber edindiklerine işaret ederek, şunları kaydetti: “Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi, yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz. Aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir. 32’nci toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız, daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.”

“ŞEHİTLERİMİZ, HER ZAMAN BAŞIMIZIN TACI OLACAK”

Bundan 41 yıl önce 14 Ağustos 1984’te Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütünün ilk eylemini yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik, dodkuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. 10 bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz, her zaman başımızın tacı olacak.”

“HUKUK VE MEŞRUİYET DIŞI MÜCADELE YÖNTEMLER, TERÖRÜ KÖRÜKLEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1984’teki ilk eyleminden sonra terörün Türkiye’de her geçen gün tırmandığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: “O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri ‘terörün kökünü’ kazıyacağını söyledi ama terör ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar, faili meçhuller, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri, terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu.”

Hataların bedelinin hep beraber ödendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi, Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hâle geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, dirliğine, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiklerinde terör meselesini çok boyutlu ele aldıklarını belirterek, şunları kaydetti: “Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün, Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda ‘sessiz devrim’ niteliğinde reformlar yaparken, dışarıda çok yoğun diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik, dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ’yü başta silahlı kuvvetlerimiz ve emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen, tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik. Irak sahasındaki harekâtlarımız ve Suriye’de gerçekleşen 8 Aralık devrimi, terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifak ortakları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tarihî çağrısıyla “Terörsüz Türkiye” projesini gerçekleştirmek için bir dizi adım attıklarını söyledi.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE PROJESİ; BİR MÜZAKERENİN, BİR PAZARLIĞIN, BİR AL VER SÜRECİNİN NETİCESİ DEĞİL”

Güvenlik birimlerinin, tam bir koordinasyon içinde çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettiklerini belirtti.

Terör örgütü PKK’nın, İmralı’nın çağrısıyla kongresini topladığını ve kendisini feshettiğini açıkladığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün de örgüt aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. Türkiye uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye’nin, güçlü Türkiye’nin, Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını ardına kadar aralanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün 1984’teki ilk eylemi sonrasında, Türkiye’nin terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurduğunu belirterek şunları kaydetti: “Dünyadaki örneklerine bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz Terörsüz Türkiye Projesi; bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. Ancak herkes şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye’nin başını öne asla eğdirmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye’nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte AK kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.”

“NE YAPIYORSAK TÜRKİYE İÇİN YAPIYORUZ”

MHP Genel Başkanı Bahçeli ve kadrosu ile beraber “Terörsüz Türkiye” için canlarını, kanlarını, bütün tecrübelerini, hayatlarını ortaya koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadıklarını söyledi.

Bugün de anlayışlarının, politikalarının, istikametlerinin ve çabalarının sadece Türkiye’nin hayrına olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye’nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, tedirgin olmasın, endişeye kapılmasın. Kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz. Ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz. İstiklalimiz için yapıyoruz. İstikbalimiz için yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün daha en başından itibaren karşıtlarıyla bir sektör, bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.

Terör eylemlerinden, terör tarafındakilerin nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenlerin de nemalandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün, milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. ‘Milliyetçiyiz’ diyorlar değil mi?. ‘Vatanseveriz’ diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar terör bitecek, göreceksiniz hepsi işsiz kalacak.”

“TÜRKİYE KAZANMIŞTIR, MİLLETİM KAZANMIŞTIR”

Terör biterken terör istismarının da bittiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükûmet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün, düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye’nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklerin tarih sahnesine dün çıkmış bir millet olmadığına, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde var olduklarına dikkati çekti.

Türklerin, 751 yılında Talas Savaşı’nda kitleler hâlinde İslam’la tanıştığını, Müslümanlıkla müşerref olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme’den, Medine-i Münevvere’den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi Türklerin ve Müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular” diye konuştu.

Selçuklu ordularının Bağdat, Şam ve Malazgirt’e ulaşırken orada Kürt ve Arap kardeşleriyle kaynaştıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi, Kudüs’ün Fethi, İstanbul’un Fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşları, zaferleridir. Binbir Gece Masalları’nın Bağdat’ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs’ü Selahaddin Eyyubi’nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir” ifadelerini kullandı.

Türkler, Kürtler ve Arapların ittifak yaptığında atlarının rüzgârının Çin denizinden Adriyatik’e serin esintiler yaydığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne birbirimizin yüreğine La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah hattını hep beraber kazıdık. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizde hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı. Çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı. Çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaş’ını kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs’ü yitirdik çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze’de, Filistin’de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.”

“BUGÜN TÜRK İLE KÜRT ARALARINDA ENGEL OLMAKSIZIN TEKRAR MUHABBETLE KUCAKLAŞIYOR”

Terörün nihai amacının Türkiye’yi bölmek olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da Türk ile Kürt’ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü, kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Bugün Malazgirt ruhu, Kudüs İttifakı, İstiklal Savaşı’nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız.” dedi.

Her meseleyi konuşarak çözeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ülkenin her bir vatandaşı ister Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir her bir vatandaşı devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye’yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor. Kürt kardeşim meselen mi var? Arada silah, şiddet, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayalım gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

DEM Parti heyetinin dün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının yürütülen çalışmalar açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi’yle ve Mithat Sancar’la bu hafta bir araya geldik, oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz bunları konuştuk. Demek oluyormuş, daha güzel şeyler olacak” değerlendirmesinde bulundu.

“SURİYE’DEKİ KÜRT KARDEŞİMİN DE HUZUR, EMNİYET İÇİNDE YAŞAMASI OLMAZSA OLMAZIMIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclis’in de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum; sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye’deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak’ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye’deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi de olduğuna dikkati çekerek, “Onlar da Suriye’de görüşmeler, toplantılar yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, bizler için de sevindiriciydi” dedi.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ESKİSİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLÜ OLACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmeti ile ve uluslararası ortaklarıyla çalışmayı sürdürdüklerini bildirdi.

Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inandıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz, derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah’ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musaffa edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz” diye konuştu.

El ele, gönül gönüle Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Terörün bitmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, unutmayın eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için refah için müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek, Türkiye demokrasiyle güçlenecek, Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz çok farklı bir Türkiye’ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum; biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız ama sular tersine akarsa da gereğini yaparız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin tedirgin olmaması gerektiğinin altını çizerek, “Türk düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak, acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah’ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, badireler atlattıklarına, tuzakları aşıp bugünlere geldiklerini belirterek, şunları kaydetti: “Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz. Şehit anaları, şehit babaları ellerinizden öpüyorum, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun, gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye’yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı, her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz.”

Bugün söylenmesi gerekeni Mehmet Akif Ersoy’un 104 yıl önce müjdelediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Marşı’nın “Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” dizelerini okudu.

“Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Millî İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder’e, farklı kulvarda olsak da millî meselelerde millî duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum. Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum.”

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıkladı! Genç Avukatlara 6 ay ödemesiz kredi müjdesi

Avatar

Published

on

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, genç avukatlara kendi bürolarını kurabilmeleri için 6 ay ödemesiz, sabit ve değişken faizli alternatifleri içeren kredi desteği sağlanacağını dile getirerek, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” dedi.

Bakan Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde, Türkiye Barolar Birliği, Vakıfbank ve Kredi Garanti Fonu desteğiyle düzenlenen “Avukatların Büro Kurma Giderlerinin Karşılanması İçin Finansman Desteği Sağlanmasına Dair İşbirliği Protokolü İmza Töreni”nde konuştu. Yargının üç sac ayağından birinin avukatlar olduğunu dile getiren Bakan Tunç, avukatların olmaması durumunda savunma hakkından, bağımsız ve tarafsız yargıdan bahsedilemeyeceğini söyledi.

İşbirliği protokolü için paydaşlarla kapsamlı istişareler gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Tunç, şöyle devam etti:

“Bugün imzalanacak protokolle 6 ay ödemesiz dönemli kredi seçeneklerinden, sabit ve değişken faizli alternatiflerden, piyasadaki faiz oranlarının altında ve teminatsız kredi koşullarından yararlanabilme imkanını bulacak genç meslektaşlarımız. İlk 5 yıl için bunlar belirlendi. 5 yıllık kıdeme sahip avukatlarımız yararlanabilecek. Ancak deprem bölgesinde böyle bir yaş sınırlaması yok. Deprem bölgesinden başvuran tüm meslektaşlarımız bundan faydalanabilecekler. Dolayısıyla orada herhangi bir sınırlama yok. Onlara pozitif ayrımcılık yapmak durumundayız.”

Bakan Tunç, destek paketinin ilk başta 3 milyar lira olarak belirlendiğini, talep doğrultusunda miktarın 5 milyar liraya yükseltildiğini bildirdi. Bakan Yılmaz Tunç, “Son 23 yılda tabii avukatlarımızla ilgili olarak yapılan savunma hakkını güçlendirmeye yönelik çok önemli çalışmaları gerçekleştirdik.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde önemli hedeflerin bulunduğunu belirten Bakan Yılmaz Tunç, “Ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılmasına, adalete erişimi kolaylaştırmaya yönelik önemli hedefler var. Hukuk ve idari yargı süreçlerinin etkinliğinin artırılması ve insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesiyle ilgili hedefler var.” dedi.

Avukatlık Kanunu’nun günün ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Adalet Bakanı Tunç, savunma makamını güçlendirecek adımları atacaklarını söyledi.

Bakan Tunç, kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik talepleri de değerlendireceklerine işaret ederek, “Zorunlu müdafilik ve vekillik ile diğer avukatlık hizmetlerinden alınan vergilerin azaltılmasıyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ile görüşmelerimiz devam edecek. Zorunlu müdafi ve vekillere yapılacak ödemelere ilişkin ilgili yönetmelik ve tarifede yer alan hükümlerin, verilen hizmetin niteliği gözetilerek yeniden ele alınması lazım. Bağlı çalışan avukatlar için mesleğin niteliğine uygun bir ücret rejiminin oluşturulması gibi önemli hususlar Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer aldı.” diye konuştu.

PROTOKOL İMZALANDI

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan da protokolle genç avukatların büro kurarken finansal olarak desteklenmesini, bu yolla vatandaşların adalete erişiminin kolaylaştırılmasını amaçladıklarını bildirdi. Büro kuracak avukatlara destek sağlanmasına ilişkin yasal düzenlemenin 2023’te yürürlüğe girdiğini anımsatan Sağkan, protokolle deprem bölgesindeki avukatlara da destek sağlanacağını ifade etti.

Konuşmaların ardından Bakan Tunç, TBB Başkanı Sağkan, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih ile Kredi Garanti Fonu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Erdoğan Özegen işbirliği protokolünü imzaladı.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

VATAN SİZE MİNNETTAR

Avatar

Published

on

“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır diliyorum. Tedavisi devam eden askerlerimize acil şifa temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” MEKANLARI CENNET OLSUN

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

Mehmet Ali Setencioğlu | Enerji Petrol Medya Ceo

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılandı.

Aile fotoğrafı çekiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı bir Gelecek için Yeni Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Vizyonu” temalı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne geçti.

GENÇ GAZETECİLER AZERBAYCAN

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’da

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Fuzuli Havalimanı’nda, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Amrullayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Agdam, Fuzuli ve Hocavend Özel Temsilcisi Emin Hüseyinov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün ve büyükelçilik personeli karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım eşlik ediyor.

Havalimanındaki karşılamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi’nin gerçekleştirileceği Hankendi şehrine hareket etti.

GENÇ GAZETECİLER AZERBAYCAN

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüştü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak üzere bulunduğu Vatikan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü.

Vatikan Apostolik Sarayı’nda gerçekleştirilen görüşmede, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, iklim değişikliğine karşı mücadele çabaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı mücadele ile ailenin toplumdaki varlığının önemi konuları ele alındı.

Kısa süre önce göreve seçilen Papa 14. Leo’yu tebrik eden Emine Erdoğan, bunun Hristiyan âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

GAZZE’DEKİ İNSANLIK DRAMI

Görüşmede, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan insanlık dramının üzerinde durulurken, Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısı yaptı.

Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini aktardı.

Emine Erdoğan, söz konusu bölgede yaşayan, kiliseleri ve cemaatleri sürekli tehdit altında bulunan Hristiyanların da artık huzur bulması gerektiğini de Papa’ya iletti.

Papa 14. Leo’nun ise Emine Erdoğan’a, Vatikan’ın uzun yıllardır Ortadoğu’daki çözümün bir parçası olma ilkesine göre hareket ettiğini söylerken ve Vatikan’ın da Filistin’de iki devletli çözümü ve barışı desteklediğini belirtti.

PAPA’YA “SIFIR ATIK” HAREKETİNE DESTEK DAVETİ

Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti.

Emine Erdoğan, kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden de Papa’ya bahsetti.

İklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Vatikan’la Türkiye arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını aktaran Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, bugün Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi.

İSLAM DÜŞMANLIĞI, IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI ÇABALARIN ORTAK İRADE ETRAFINDA BİRLEŞTİRİLMESİ ÇAĞRISI

İslam düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün endişe verici derecede artış gösterdiğine de dikkati çeken Emine Erdoğan, bu eğilimlerin sadece yöneldikleri hedef grup bakımından değil, toplumun tüm kesimleri için tehlike oluşturduğunu vurguladı.

Emine Erdoğan, bu konudaki çabaların ortak irade etrafında birleştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

Türkiye’nin farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı coğrafya olduğuna değinen Emine Erdoğan, Hristiyan toplulukların Türkiye’nin zengin mozaiğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini azınlık gruplarının sorunlarına özel hassasiyetle yaklaştığını da aktaran Emine Erdoğan, azınlık vakıflarının taşınmaz mülkleri konusunda yaşanan sorunların, mevzuat değişikliği yapılarak azınlıkların lehine çözüme kavuşturulduğunu belirtti.

Papa 14. Leo ise Emine Erdoğan’a, Orta Doğu’da çok fazla grubun Hristiyanların haklarına saygı duymadığını, Türkiye’de Hristiyanların ve başka azınlıkların haklarının korunmasının bir model oluşturduğunu belirtti. “Türkiye, bu açıdan Orta Doğu’da barış için önemli ses” ifadesini kullanan Papa, ilk yurt dışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye gerçekleştirmek isteğini aktarırken, Türkiye ile Vatikan’dan yetkililerin bunun üzerine çalıştığını ve kasım sonu için planlama yapıldığını söyledi.

Papa, bu yılın İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye, Hristiyanlar için önemli bir ülke ama aynı zamanda barışı inşa etme açısından önemli bir özgün köprü vazifesi görüyor ve önemli rol oynuyor” ifadelerini de kullandı.

Görüşmede ayrıca, Emine Erdoğan ve Papa, aile konularının da önemini ele aldı. Ailenin toplumsal huzurun anahtarı olduğu ve aslında bugün öne çıkan bireycilik, yalnızlık gibi birçok sorunda çözüm olabileceği üzerinde duruldu. İki inançta da ailenin önemli bir değer ve yere sahip olduğunun altı çizilirken, aile değerlerini ifsat etmek isteyen küresel tehditlere karşı tüm semavi dinlerin ortak duruş sergilemesi gerektiği vurgulandı.

Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüşmesine ilişkin sosyal medya platformlarındaki hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek ‘Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık’ programına katılmak üzere ziyaret ettiğim Vatikan’da, Katolik Dünyasının Ruhani Lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.

Paylaşımda, görüşmede gündeme gelen konulara da değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Görüşmemizde önceliğimiz, Gazze’de süregelen insanlık dramı oldu. Kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve insani yardımların eksiksiz ulaştırılabilmesi adına, Hristiyan dünyasının daha güçlü bir duruş sergilemesinin taşıdığı hayati öneme dair görüş paylaşımında bulunduk. Vatikan’ın, Filistin’de adil ve sürdürülebilir barışın temeli olan iki devletli çözümü desteklemesini memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Sayın Papa 14. Leo ile ayrıca küresel çevre hareketimizin temel taşlarından biri olan ‘Sıfır Atık’ yaklaşımını ele aldık. İklim krizinin, inanç ve coğrafya fark etmeksizin tüm insanlığın ortak meselesi olduğunda hemfikiriz. Bu çerçevede Türkiye ve Vatikan arasında iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu belirttim. Ortak çalışma alanlarımızı değerlendirdik. Nazik ev sahipliği için saygıdeğer Papa 14. Leo’ya şükranlarımı sunuyor, üstlendiği bu tarihi sorumluluğun Katolik âlemi ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.”

GENÇ GAZETECİLER İTALYA

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy’yi kabul etti

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.

Okumaya Devam edin

DÜNYA

Ticaret Bakanı Bolat: “Enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor

Avatar

Published

on

“Kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor” – “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir”

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Rusya’nın Türkiye için ticaret ve enerjide kilit öneme sahip olduğunu belirterek, “Damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” dedi.

Bakan Bolat, başkent Moskova’da düzenlenen Türk-Rus Ticari ve Ekonomik İşbirliğine Dair Hükümetlerarası Karma Komisyonu (KEK) 19. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.

Dünyanın pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizleri, gıda fiyatlarındaki artışlar, yüksek enflasyon ve Türkiye’de yaşanan iki yıkıcı depremle birlikte zorlu bir dönemden geçtiğini anlatan Bolat, “Bölgemizde de İsrail’in Filistin’e yönelik soykırımı, Hindistan-Pakistan savaşı ve ardından İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığı yaşandı.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin, tam merkezinde yer aldığı söz konusu krizlerden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle istikrarı korumayı başardığını belirten Bakan Bolat, “Böyle bir ortamda, Türkiye-Rusya ilişkileri de ilerlemeye devam etmekte.” dedi.

Ticaret Bakanı Bolat, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle ağır bir ticari ve mali ambargo altında bulunduğunu vurgulayarak, “Bizim açımızdan, kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor.” diye konuştu.

KEK toplantılarının ve bu toplantıların ardından varılan anlaşmaların, iki ülke ekonomik ilişkileri açısından temel oluşturduğunu anlatan Bakan Bolat, Moskova’da gerçekleştirilen KEK toplantısının ardından bir mutabakat zaptının da karşılıklı olarak imzalandığını kaydetti.

Mutabakat zaptının, ticaret, sanayi, tarım, hizmet sektörü, turizm, inşaat ve ulaşım gibi çok sayıda alanda önemli hükümler içerdiğini vurgulayan Ticaret Bakanı Bolat, “Artık biz hükümetlere ve çalışma ekiplerimize düşen görev de iş dünyası ile birlikte, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinde yeni ufuklar açmak ve mevcut sorunlar konusunda çözümler bulmaktır.” mesajını verdi.

Bakan Bolat, Türkiye’nin ihracat ve ithalat toplamında Rusya’nın ana ticaret ortağı konumunda bulunduğunu belirterek, “Enerjide toplam ithalatımızın yüzde 49’unu Rusya’dan yapıyoruz. Rusya’nın da Türkiye’ye yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 73’ünü enerji ürünleri oluşturuyor. Bu nedenle, damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Mavi Akım ve TürkAkım boru hatları ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) gibi projelerin enerji alanındaki işbirliğinin en önemli unsurları olduğunu anlatan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Akkuyu NGS’de ilk ünitenin bir yıl içinde tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

Akkuyu NGS’deki dört ünite tamamlandığında, Türkiye’nin enerji üretiminin yüzde 14’ünü karşılayacağına dikkati çeken Bakan Bolat, Rusya’nın projenin tamamlanması için gerekli çalışmaları yaptığını söyledi.

Türkiye’nin müteahhitlik alanında dünyadaki en büyük ortağının Rusya olduğunu vurgulayan Bakan Bolat, “Türk müteahhitler, dünyada yaptığı müteahhitlik işlerinin 103 milyar dolar ve 2 bin 200 projeyle beşte birini Rusya’da yaptı. Yine ortak yatırımlar ve karşılıklı yatırımlar söz konusu. Türk iş insanlarının Rusya’da 3,5 milyar dolarlık, Rus iş insanlarının Türkiye’de 7 milyar dolarlık yatırımları var.” bilgisini paylaştı.

Akkuyu NGS tamamlandığında, Rus yatırımlarının 37 milyar dolara ulaşacağının altını çizen Ticaret Bakanı Bolat, “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir.” diye konuştu.

Ulaştırma ve Türkiye’nin sebze ile meyve ihracatı alanlarında geçmişe kıyasla çok sayıda sorunun çözüldüğünü vurgulayan Bakan Bolat, şunları kaydetti:

“İki tarafın ticaret, gümrükler konusunda bazı istekleri oldu. Biz bu konuları zaten karşılıklı olarak çalışacağız. Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinin daha da gelişmesi için iki ülke de ve hükümetler de kararlı tutumunu devam ettirmektedir. Bu konuda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de bizlere ısrarla talimat verdiği gibi ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefine azim ve kararlılıkla çalışacağız.”

GENÇ GAZETECİLER RUSYA

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda yaptığı konuşmada, “Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ticaretin yönünün yeniden şekillendiği kritik bir dönemde tarihî bir organizasyona ev sahipliği yaptıklarını ve forum kapsamında 70 ülkeden temsilciyi Türkiye’de misafir etmenin bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.

İki gün boyunca yapacakları istişarelerin, alacakları kararların ve kuracakları dostlukların şimdiden hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah forum kapsamında sınır ötesi iş birliği imkânları, dijitalleşme adımları, altyapı yatırımları ve transit taşınma süreçlerinin uyumlaştırılması gibi pek çok konuyu görüşme fırsatı bulacaksınız. Şu anda yalnızca 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkeye ve yaklaşık 1,5 milyar insana doğrudan erişim sağlayan bir ülkenin misafirisiniz. Ekonomik bakımdan toplam 51 trilyon doları aşan gayrisafi yurt içi hasılaya sahip bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyorsunuz” diye konuştu.

Forumun, uluslararası toplantıdan öte Türkiye’nin ulaştırma vizyonunu ve liderlik kapasitesini tüm dünyaya gösteren önemli bir platform olacağına yürekten inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaştırma Bakanlığımız başta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere dünyanın dört bir yanından gelerek foruma katkı verecek siz değerli dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.

“ULAŞTIRMA YATIRIMLARI EKONOMİMİZİN İTİCİ GÜCÜ HÂLİNE GELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistik hatların öneminin her geçen gün daha da arttığına vurgu yaparak, “Bunun en açık örneğini Kovid salgını döneminde hep beraber yaşadık. Bölgemizde son dönemde yaşanan gerilimler, Hürmüz Boğazı’nda, hava sahalarında ortaya çıkan belirsizlikler, yeni ve güvenli ulaştırma güzergâhlarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı” ifadesini kullandı.

Tarihte olduğu gibi günümüzde de ulaşım imkânlarını geliştiren ülkelerin sadece refahına katkıda bulunmadığını, aynı zamanda kültürel ve bilimsel gelişimlerini de ilerlettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin özellikle son 22 yıldır kara, hava ve deniz yollarına ilave olarak iletişim ve enerji hatlarına yaptığı büyük yatırımların gerisindeki en temel motivasyon işte bu yaklaşımdır” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol medeniyettir” diyerek bu alanda gerçekten büyük bir yatırım seferberliğini başlattıklarına dikkati çekerek, “İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı kara yollarına, 64 milyar doları demir yollarına, 25 milyar doları hava yollarına, 4 milyar doları denizciliğe, 25 milyar doları ise haberleşme altyapısına harcandı. Bu yatırımların üretime etkisi ise 1 trilyon 65 milyar dolara tekabül ediyor. Ulaştırma yatırımlarımız sayesinde istihdamda da ciddi artışlar sağladık. Sanayiden ihracata, turizmden lojistik hizmetlerine kadar birçok sektör bu yatırımlardan olumlu etkilendi. Ulaştırma yatırımları âdeta ekonomimizin itici gücü hâline geldi” ifadelerini kullandı.

“6 BİN 101 KİLOMETREDEN DEVRALDIĞIMIZ BÖLÜNMÜŞ YOL MESAFEMİZ, 29 BİN 742 KİLOMETREYE ÇIKTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı rakamlar paylaşmak istediğini belirterek, “6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz, 29 bin 742 kilometreye çıktı. Sadece altı ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün bu sayı 77’ye yükseldi. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz, 3 bin 796 kilometreyi buldu. Kara yolu tünel sayımız 83’ten 513’e, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 790 kilometreye ulaştı” diye konuştu.

Köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 799 kilometreye yükselttiklerini ve Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman Nissibi, Elazığ Ağın, Tohma, Hasankeyf-2, 1915 Çanakkale köprülerini ülkeye kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bolu Dağı, Avrasya, Ilgaz, 15 Temmuz, İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Sahara, Pirinkayalar, Hasankeyf, Madal, Zigana tünellerini aziz milletimizin hizmetine verdik. İstanbul-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu gibi devasa yol projelerini hayata geçirdik. Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2 bin 251 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 2002 yılında 10 bin 948 kilometre olan demir yolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8 bin 46 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu ise 7 bin 274 kilometreye çıkardık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 bin 668 kilometre uzunluğundaki demir yollarını tamamen yenilediklerini belirtti.

“ULAŞTIRMAYA DAİR HER BAŞLIKTA DESTAN YAZDIK”

Hava yolunu halkın yolu hâline dönüştürdüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26’dan devraldıkları havalimanı sayısını 58’e, yurt dışı uçuş noktalarını ise 60’tan 353’e getirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Havalimanımız, Türkiye’nin vizyon projesi olarak göz dolduruyor. Yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı. Bir diğer çarpıcı rakam şudur. 2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı 8,5 milyon civarındayken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi. Bugün ülkemizdeki araç sayısı 32 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda yani ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık” diye konuştu.

Acı bir gerçeği vurgulamak mecburiyetinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak bu yatırımları yaparken muhalefetin ve marjinal örgütlerin engelleme çabalarıyla da mücadele ettiklerini dile getirdi.

“ENGELLERE TAKILMADAN PROJELERİMİZİ KARARLILIKLA HAYATA GEÇİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Boğazı’na üçüncü bir gerdanlık olarak taktıkları Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü sabote etmek için sokak olayları dâhil her yolun denendiğini söyleyerek, “İstanbul Havalimanı’yla ilgili akla ziyan bir sürü iftira attılar. Gün oldu, ‘Yol mu yiyeceğiz?’ dediler, gün oldu ‘Bunlar külliyen israf’ dediler, ‘Yeni yol yaparak trafik sorunu çözülmez’ dediler. Gün oldu, projeleri durdurmak için mahkeme kapılarında nöbet tuttular” diye konuştu.

Hızlı tren projelerinin de “göçü hızlandıracağı” iddiasıyla eleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Daha burada sayamayacağımız bir sürü iddia, iftira ve eleştiri ile ulaştırma yatırımlarımıza kara çaldılar. Hizmetlerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Aslında ne iş yaptılar ne hizmet ürettiler ne de bizim iş yapmamızı, hizmet üretmemizi, vatandaşımızı hak ettiği eserlerle buluşturmamızı istediler. İdeolojik konfor alanlarının dışına çıkmaya hiçbir zaman yanaşmadılar ama biz bunlara aldırmadık. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Engellere takılmadan projelerimizi kararlılıkla hayata geçirdik. Hemen hepsi kıvanç kaynağımız pek çok eseri, yatırımı, vizyon projesini hamdolsun ülkemizin kazanç hanesine başarıyla yazdırdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla birlikte, ülke ve komşuları, bölgeleri birbirine bağlayacak barış ve iş birliği yolları, koridorları, rotaları tesis ettiklerini kaydetti.

“ÂDETA TARİHÎ İPEK YOLU’NU YENİDEN HİZMETE ALIYORUZ”

Bu noktada iki büyük projenin stratejik anlam kazandığını gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki Orta Koridor’dur. Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ve 21 ülkeyi demir yolu ağıyla birbirine bağlayan Orta Koridor, deniz yoluna kıyasla 2 kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık 4 kat daha ekonomik taşıma imkânı sunuyor. Âdeta tarihî İpek Yolu’nu yeniden hizmete alıyoruz. Orta Koridor’un bel kemiğini teşkil eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı da faaliyete geçirdik. Bu muazzam projenin daha da geliştirilmesini, gerek ikili, gerek Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda ele almaya devam ediyoruz. Tüm bu girişimlerimizin yanı sıra Orta Koridor’u Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuşak ve yol girişimiyle uyumlaştırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzergâhın Avrupa ve Asya’yı güvenli bir şekilde birbirine bağlayacağını dile getirerek, “Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu’ndan yapılan taşımalar yaklaşık 45 gün sürerken Orta Koridor’da yatırımlarımız tamamlandığında bu süre 15 günün altına inecek. Orta Koridor’un demiryolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizdeki yıllık taşıma kapasitesi ise 6,5 milyon ton civarında. Mevcut yatırımlarımızla yıllık 6,5 milyon ton taşıma hacmi hedefliyoruz. Orta Koridor için yapımına devam ettiğimiz ve planladığımız projelerimizi hayata geçirdiğimizde toplam 114 milyar dolarlık üretim etkisi ve yıllık ortalama 144 bin kişiye istihdam sağlayacağımızı öngörüyoruz” diye konuştu.

“KALKINMA YOLU, BÖLGESEL İSTİKRAR VE REFAHIN ANAHTARIDIR”

Bir başka önem verdikleri projenin de “Kalkınma Yolu” olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ticari bir tasavvur olmanın ötesinde, bir barış projesi olan Kalkınma Yolu, kuzey-güney ekseninde coğrafyaları birbirine bağlarken, komşumuz Irak’ı merkez alan konumuyla bölgesel istikrar ve refahın anahtarıdır. Kalkınma Yolu, Basra Körfezi’nden başlayıp Ovaköy üzerinden ülkemize ve oradan Avrupa’ya uzanan çok modlu yapısıyla öne çıkıyor. Proje sayesinde Irak’ın Faw Limanı’na gelen yüklerin ülkemiz üzerinden Avrupa’ya açılması hedefleniyor. Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz. Projenin en büyük kazananı bizimle ve komşumuz Irak’la birlikte bölgemizdeki bütün kardeş ülkeler olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevredeki tüm ülkelerle ilişkileri kazan-kazan anlayışı temelinde ilerletirken, arada gönül köprüleri kurmaya da önem verdiklerini belirtti.

Barış ve huzurun tüm dünyaya egemen olmasının ancak insanlığın bir bütün hâlinde kalkınmasıyla mümkün olacağına inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu nedenle artık Türkiye’nin sadece jeopolitik konumundan değil, jeostratejik güven adası olma özelliğinden de söz ediyoruz. Bu iddiamızın altını ise ulaştırma yatırımlarımızla, insani yardımlarımızla, girişimci dış politikamızla dünyada takdir toplayan vicdanlı duruşumuzla ve bölge halklarının refahına yaptığımız katkılarla dolduruyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı, açık etsin diyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda katılımcılarla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek forumun ulaştırma sektöründe yeni ufukların açılmasına, yeni iş birliklerinin kurulmasına vesile olmasını dilediğini söyledi.

GENÇ GAZETECİLER TÜRKİYE

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Temmuz 2021
P S Ç P C C P
 1234
567891011
12131415161718
19202122232425
262728293031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT2 gün önce

“Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

DİPLOMAT4 gün önce

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıkladı! Genç Avukatlara 6 ay ödemesiz kredi müjdesi

DİPLOMAT7 gün önce

VATAN SİZE MİNNETTAR

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’da

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüştü

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy’yi kabul etti

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Bolat: “Enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz”

DİPLOMAT2 hafta önce

İyi ki varsın İsmail Aktaş

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile görüştü

DİPLOMAT3 hafta önce

“Orta Doğu’da barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor”

DİPLOMAT3 hafta önce

Emine Erdoğan, Hollanda Kraliçesi Cerruti’nin ev sahipliğinde lider eşleriyle bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Hollanda Kralı Alexander’ın NATO liderleri onuruna verdiği yemeğe katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

“Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek bizim asli vazifemizdir”

DİPLOMAT3 hafta önce

İyi ki Varsın Pınar Şen

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonunda tüm şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türkiye, tüm enerjisini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken hassas bir dönemden geçiyor”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden ülkemizi uzakta tutacağız”

DİPLOMAT4 hafta önce

Hayatımıza kattığınız güç, güven ve sevgi için tüm babalarımıza minnettarız. Babalar Günü’nüz kutlu olsun. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT1 ay önce

İyi ki Varsın Gamze Başak Ünal

DİPLOMAT1 ay önce

Endonezya, Türkiye’den 48 adet KAAN savaş uçağı alıyor

DİPLOMAT1 ay önce

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) yeni üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti

DİPLOMAT1 ay önce

Asım Kibar | Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun..

DİPLOMAT1 ay önce

Kurban Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Bayramınız mübarek olsun!. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kurban Bayramı mesajı

DİPLOMAT1 ay önce

“2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı, bugün 23,4 milyon hektara ulaştırdık”

GÜNDEM2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Galatasaray Spor Kulübü heyetini kabul etti

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Koltuğundan güç devşirerek hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz

DİPLOMAT2 ay önce

“Terörsüz Türkiye’yi yakın zamanda sağlam bir temelde yükselteceğiz”

GÜNDEM2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya Başbakanı Sanchez ile görüştü

DÜNYA2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan trajediler bizlere sınırlarımızın ötesini de düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyor”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Macaristan’da

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıl sonunda tüm şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız”

DİPLOMAT3 hafta önce

İyi ki Varsın Pınar Şen

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Hollanda Kralı Alexander’ın NATO liderleri onuruna verdiği yemeğe katıldı

DİPLOMAT4 hafta önce

“Bölgemizdeki krizlerin menfi etkilerinden ülkemizi uzakta tutacağız”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Türkiye, tüm enerjisini bekasına yönelik meselelere ayırması gereken hassas bir dönemden geçiyor”

DİPLOMAT2 hafta önce

Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüştü

DİPLOMAT3 hafta önce

Emine Erdoğan, Hollanda Kraliçesi Cerruti’nin ev sahipliğinde lider eşleriyle bir araya geldi

DİPLOMAT4 hafta önce

Hayatımıza kattığınız güç, güven ve sevgi için tüm babalarımıza minnettarız. Babalar Günü’nüz kutlu olsun. Genç Gazeteciler

DİPLOMAT2 hafta önce

İyi ki varsın İsmail Aktaş

DİPLOMAT3 hafta önce

“Kamu görevlilerimizi enflasyona ezdirmemek bizim asli vazifemizdir”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile görüştü

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngiltere Dışişleri Bakanı Lammy’yi kabul etti

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT3 hafta önce

“Orta Doğu’da barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz”

DİPLOMAT1 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Azerbaycan’da

DÜNYA2 hafta önce

Ticaret Bakanı Bolat: “Enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor

DİPLOMAT7 gün önce

VATAN SİZE MİNNETTAR

DİPLOMAT4 gün önce

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç açıkladı! Genç Avukatlara 6 ay ödemesiz kredi müjdesi

DİPLOMAT2 gün önce

“Bugün büyük ve güçlü Türkiye’nin şafağı söküyor”

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge