Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ bir milyonuncu konut teslim töreninde yaptığı konuşmada, “Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla milletimizin ihtiyaçlarını gözeten çözümler getirdik. ‘Fiziki dönüşüm yetmez diyerek’; kentsel dönüşümü, kültürel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla birlikte tasarlayarak yepyeni bir anlayışla ele aldık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli illerde yapımı tamamlanan projelerin resmî açılışı ile Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) bir milyonuncu konutunun anahtar teslim törenine katıldı.
Ankara Sincan Saraycık TOKİ Konutları’ndaki konuşmasına tüm Sincanlıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerle birlikte Hacı Bayram-ı Veli’nin ve Yıldırım Beyazıd’ın şehrini, İstiklal Harbi’nin karargâhını, 81 şehrimizin mihmandarı gazi başkentimizi selamlıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün kollarımızı ülkemizin iki yanına açacağız. Kocaeli’den Konya’ya, Burdur’dan Kars’a, Denizli’den Diyarbakır’a ve Giresun’a kadar ülkemizin dört bir yanında inşası tamamlanan projelerimizin bugün resmî açılışını yapıyoruz. Kentsel dönüşümden tarımköye, sosyal konutlardan deprem dönüşümü ve afet konutlarına kadar pek çok eseri hizmete açıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tüm eserlerin hayırlı olmasını dileyen ve yatırımların kazandırılmasında emeği geçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nı, Toplu Konut İdaresi’ni, yüklenici firmaları, mühendisleri ve işçileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en büyük konut hamlesinin bir milyonuncu konutunun anahtarını da bu vesileyle teslim etmekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ projelerinden konut sahibi olan tüm vatandaşların huzurla, güvenle, ağız tadıyla ve esenlikle evlerinde oturmalarını temenni ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz ‘ahirette iman, dünyada mekân’ diyen, ev sahibi olmaya bu derece önem veren bir milletin mensuplarıyız. Tabii buradaki mekân dünya malının peşinden koşma değil hayatı idamenin asgari şartlarından birine kavuşma anlamındadır. İnsanoğlu dünyaya geldiği günden beri inanç ve ibadetin yanında güvenlik, gıda, konut gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmış, çabalamıştır. Medeniyetlerin somut göstergeleri olan şehirler, ibadet mekânları ve eğitim kurumlarının başını çektiği abide eserlerle tarihteki yerlerini almışlardır.”
“ANKARA’DA BÜTÜN GÜZEL ESERLERİ BİZ YAPTIK VE YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ecdadımız da hüküm sürdüğü her yerde bu imar ve inşa faaliyetini yürütmüş, zevk-i selim ürünü eserler ortaya koymuştur. Son devletimiz Cumhuriyeti kurduktan sonra kıt imkânlar ve sürekli artan ihtiyaçlar karşısında maalesef bir dönem bu hassasiyete yeteri kadar dikkat edilememiştir. Üstat Necip Fazıl bakın ne diyor; ‘Bizde şehir yöneticisi belediye reisi seçmekte kriter bedii idrak kıymetinden başka her şey olmuştur’ yani şehir yöneticisinin en büyük kriteri güzelliği bilmek, güzelliğin idrakine varmak olmalıdır. Yıllarca ülkemizde şehircilik hep bütçe, gelir, nizam, talimatname, kayıt kuyut üzerinden tartışılmış hepsi birden yerine getirildiği hâlde eser çirkin olmuş, şehirler öksüz kalmıştır. Ama şimdi ben şu eserlerimize bakıyorum, mimarından mühendisine, işçisine hepsinden Allah razı olsun. Ortaya muhteşem eserler çıktı. Şimdi buralarda oturacak ve oturan tüm kardeşlerime Allah mutluluklar versin diyorum. Rabbim mutluluğunuzu daim etsin diyorum.”
Yunus Emre’nin, “Ol imaret eylemez sen viran olmadıkça” ifadelerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz tüm gücümüzle çabalamadıkça ortaya imaretin çıkamayacağını söylüyor. Maalesef bu gerçeği ülkemizde yaşayarak gördük. Özellikle köyden şehre göçün yoğunlaştığı 1950’den sonra ülkemiz adeta çirkin bir yapılaşmanın esiri olmuş, şehirlerimiz gecekonduların kuşatmasına girmiştir ama şimdi ben Sincan’da bir başka yapılaşma görüyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Öyle ki 1970’lerin başına geldiğimizde İstanbul ve İzmir’in nüfusunun yarısı, Ankara nüfusunun yüzde 60’tan fazlası gecekondularda yaşayan insanlardan oluşuyordu. Tabii burada suçlu olan başını sokacak ev derdine düşen vatandaşımız değildir. Suçlu gelişmeleri öngörerek gerekli ve yeterli imar düzenlemelerini yapmayan, altyapıyı kurmayan vatandaşımıza öncülük etmeyen, destek vermeyen devrin yöneticileridir. Ülkenin en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığı bir dönemde ideal şehircilik örneklerini beklemiyor olsak da daha derli toplu ve planlı bir süreç elbette mümkündür. Şu Ankara’da hamdolsun toplu konut olarak bütün güzel eserleri biz yaptık, yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE’NİN KONUT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE SON 19 YIL KRİTİK ÖNEME SAHİPTİR”
Avrupa’da yaklaşık bir asır önce başlayan sosyal konut projelerinin insanı tüm ihtiyaçlarıyla kuşatan özelliğe sahip olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ecdadın bu meseleyi insan merkezli mahalle dokusuyla çözdüğünü söyledi.
Şehir nüfuslarındaki aşırı artışın bir süre sonra Türkiye’de de hızlı ve yaygın konut üretimini zorunlu hâle getirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sincan’daki kimi mahallelerin de önemli örneklerinden biri olduğu yapı kooperatifleri yoluyla kat edilen mesafe ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalmıştır. İstanbul Büyükşehir Başkanlığı görevine geldiğimde bu anlayışla hemen şehrin iki yakasına, iki örnek şehir kurmak için kolları sıvadık. Başbakanlık görevini devralır devralmaz da aynı seferberliği tüm ülkeye yaydık. Rahmetli Özal’ın kurduğu TOKİ’yi yeniden yapılandırarak, ülkemizin konut ve kamu binası üretim merkezi hâline getirdik. Ülkemizde 1964-1979 yılları arasında 250 bin binada 878 bin konut, 1980-2002 yılları arasında 1 milyon 65 bin binada 4 milyon konut, 2003-2019 döneminde ise 1 milyon 173 bin binada 11 milyon 320 bin konut üretilmiştir. Bu tablo da göstermektedir ki Türkiye’nin konut sorununun çözümünde son 19 yıl kritik öneme sahiptir.”
“MİLLETİMİZİ EN İLERİ ŞEHİRCİLİK HİZMETLERİNE KAVUŞTURDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu konut üretimindeki bu başarının gerisinde geniş bir vizyon, iyi bir hazırlık, azimli bir çalışma ve milletle kurdukları güçlü gönül bağının olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Nitekim ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde evvela hakkaniyete uygun planlama dedik. İstismarı durdurduk. Altyapısız ve ulaşımı sıkıntılı bir şehircilik olmaz dedik. Altyapı, otopark ve toplu ulaşımda İstanbul’dan başlayarak 81 ilimize çağ atlattık. Tek tip sıradanlaşmış uygulamaları kabul etmiyoruz dedik. Kentsel dönüşüm uygulamalarıyla milletimizin ihtiyaçlarını gözeten çözümler getirdik. Fiziki dönüşüm yetmez diyerek, kentsel dönüşümü, kültürel, ekonomik ve sosyal boyutlarıyla birlikte tasarlayarak yepyeni bir anlayışla ele aldık. Benzersiz şehirler dedik. Akıllı şehirler dedik. Her şehrin kendi dokusunu öne çıkarttık. Teknolojinin imkânlarını şehrin ve milletimizin emrine verdik. Sosyal belediyeciliğe, kimsesizlerin kimsesi olma anlamını yükleyerek belediyelerin görev alanını genişlettik. Erişilemeyen, hizmet götürülemeyen hiçbir kesim bırakmadık, bırakmayacağız. Sadece başını sokacak bir çatı, kesintisiz su, elektrik, yol arayan milletimizi en ileri şehircilik hizmetlerine kavuşturduk.”
Zamanın ruhu anlayışıyla vatandaşların her alanda hayat kalitesinin yükselmesi talebini karşılamanın gayreti içerisinde olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bugün de milletimiz yatay şehirleşme istiyor, değer üreten, medeniyetimizi yaşatan, çevreye saygılı şehirler istiyor. Şeffaf şehir yönetimi istiyor, şehri belediye başkanıyla birlikte yönetmek istiyor. Bu ihtiyaçlardan hareketle TOKİ, geçtiğimiz 19 yılda 81 ilimizin 922 ilçemizin tamamında şantiye kurmuş, konut ve kamu binası inşa etmiştir. Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 100 bin konut ve iş yeri ile stadyum, hastane, okul, öğrenci yurdu, kütüphane, cami, spor salonu ve kamu binalarından oluşan 24 binin üzerinde tesisi ülkemize kazandırdık. Bir başka ifadeyle 5 milyon vatandaşımızı sıcak bir yuvaya, milyonlarca insanımızı güvenle çalışacakları, eğitim görecekleri, ibadet edecekleri, spor yapacakları eserlere kavuşturduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bir milyonuncu konutun anahtar teslimini yapacaklarını anımsatarak, şöyle devam etti: “Anahtar teslimini yapacağımız kardeşimize TOKİ’nin inşa ettiği tüm konutlarda oturanlara evlerinin hayırlı olmasını diliyorum. Kimileri tutarsız eleştirilerle kara çalmaya çalışsa da TOKİ vasıtasıyla dünyada kimsenin başaramadığını biz gerçekleştirdik. Yaklaşık 200 milyar liralık yatırımla her kesimden insanımızı, şehit ve gazi ailelerimizi, engelli kardeşlerimizi ev sahibi yaptık. Birilerinin dilinden düşürmediği ancak hiçbir zaman başarmayı hayal dahi edemeyecekleri sosyal devlet anlayışı işte budur. Elde edilen bu netice büyük bir başarı olmanın yanında milletimizin devletine olan itimadının en güzel ispatıdır. Bu kapsamda son olarak 100 bin sosyal konut kampanyasını başlattık. Yatay mimari esaslı mahalle kültürünü yaşatan bir anlayışla yürüttüğümüz bu kampanyada, şu ana kadar 12 bin sosyal konutun yapımını tamamladık. Hâlen 76 bin sosyal konutun inşasına devam ediyoruz. Kentsel dönüşüm konut politikalarımızın bir diğer önemli başlığıdır. Geçtiğimiz 9 yılda ülkemizde kentsel dönüşüm projeleriyle 2,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Geçtiğimiz yıl 80 bin konutu dönüştürdük. Hâlihazırda 300 bin konutun dönüşümü de sürüyor. Kentsel dönüşüm amacıyla 61 ilde yürütülen 122 projede yatırım maliyeti 30 milyar lira olan 258 bin konut için kolları sıvadık. Bunların 10 binini teslim ettik, 63 binin yapımı sürüyor. Diğerleri ise proje aşamasında.”
Tüm il merkezlerine şehir otoparkları yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarım köy projeleri kapsamında 45 ayrı projede 7 bin konutun yapımını tamamladıklarını, illerin tamamında köy evlerinin inşaatının devam ettiğini söyledi.
“BİNA VE KONUT NİTELİKLERİNİ DE FEVKALADE YÜKSELTTİK”
Tarihinin en büyük deprem dönüşümünü yürüttükleri Elazığ’da Malatya ile 26 bin konutun üretimine başladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunların 14 bin 341’ini teslim ettik. Aynı şekilde İzmir’de yapmakta olduğumuz 5 bin konutun teslimlerini de yakında başlatıyoruz. Türkiye genelinde bitirdiğimiz afet konutu sayısı da 70 bindir. Millet Bahçeleri Projesiyle 81 ilde 81 milyon metrekare alanı ülkemize kazandırmak üzere yola çıkmıştık. Yaklaşık 1 ay önce 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde hizmete açtığımız 10 tane ile 76 millet bahçemizi tamamlamış olduk. Hâlen 264 millet bahçesiyle ilgili çalışmalarımız çeşitli aşamalarda devam ediyor. Bu millet bahçelerinden 200’ünü TOKİ, 4’ünü de Emlak Konut eliyle yapıyoruz. Amacımız bu projelerle Selçukludan Osmanlıya, Osmanlıdan Cumhuriyete şehircilik anlayışımızın tacı olan bahçe kültürünü yeniden ihya etmektir. İnsanı merkeze alan medeniyetimizin bize yüklediği bu sorumluluğu bihakkın yerine getirmek için çalışmayı sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında devlete ait en değerli alanları herhangi rant kaygısı gütmeksizin vatandaşların emrine verdiklerini söyledi.
“Bundan 25 yıl öncesine kadar şehirlerimizin en güzel alanlarının belediyelerin sosyal tesislerinin milletimize kapatıldığını hatırlarsak, millet bahçelerimizin önemi daha iyi ortaya çıkacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi önümüzde iki hedef var. Bir, kentsel dönüşüm kapsamında acilen dönüştürülmesi gereken 1,5 milyon konutun 300 binini Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız kendi eliyle yapmaktadır. İki, 2023 yılına kadar 81 ilimizde 340 millet bahçemizi tamamlayıp milletinizin hizmetine sunmaktır. İnşallah her iki hedefimize de ulaşarak, milletimize verdiğimiz sözü yerine getireceğiz” diye konuştu.
AK Parti döneminde milleti sadece konut sahibi yapmakla kalmadıklarını, bina ve konut niteliklerini de fevkalade yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık binaların çok daha geniş, ferah ve işlevsel ortak alanlara sahip olduğunu, konutların içindeki standartların da 20-30 yıl öncesine göre oldukça ileri seviyede olduğunu dile getirdi.
“İNSANIMIZA HUZURLA YAŞAYACAĞI BİR YUVA KAZANDIRIYORUZ”
Doğal gazdan internete kadar pek çok imkânla donanan evlerin, eskisine göre içinde yaşayanlara çok daha hizmet sunduğunu, hayatı çok daha kolaylaştırdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz sadece dört duvar yapmıyoruz. Sadece betondan, tuğladan ibaret binalar yapmıyoruz. Biz insanımıza huzurla yaşayacağı bir yuva kazandırıyoruz. Yaptığımız her konutla mutlu aileler, sağlıklı bireyler ve dolayısıyla huzurlu toplum hedefimize hizmet ediyoruz. Piyasa şartlarıyla konut almayacak olan vatandaşlarımıza ev sahibi olma imkânı sağlıyoruz. Evlatlarımızın sağlıklı, tabiatla iç içe ve güvenli yerleşim alanlarında büyümesini istiyoruz. Bunun için konut projelerimizi camisi, meydanı, okulu, çarşısı, parkı, yeşil alanı, bina cepheleri ve diğer özellikleriyle geleneksel mahalle kültürümüzü yaşatacak şekilde inşa ediyoruz. İşte bir taraftan Alparslan İlkokulu, öbür taraftan yeşil alanlar, diğer tarafta camimiz. Yaptığımız her binayı bulunduğumuz şehrin ve bölgenin iklimine, kültürüne, topoğrafyasına ve coğrafi özelliklerine göre projelendiriyoruz. Böylece her projede şehirlerimizi estetiğiyle, silüetiyle, tarihi dokusu ve kültürel alanlarıyla yaşayan mekânlar hâline getirerek geçmişle geleceği buluşturuyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin her şeyin en iyisine layık olduğuna yürekten inandıklarını vurguladı.
“Bu ülkede insanlara yıllardır iki anahtar, yani bir ev ve araba sözü verildi. Ama bu sözler tutulmadı” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz yönetime gelirken böyle sözler vermedik ama yaptıklarımızla bunu katbekat sağladık. İnşallah bundan sonra da aynı anlayışla milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İşte, hani söz var ya Ziya Paşa’nın ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ İşte buyurun eserler, biz eserlerimizle konuşuyoruz. İşte bu hizmetlerin devamı için 2023 seçimleri kritik öneme sahiptir. Sizlerden şimdiden 2023 için çalışmaya başlamanızı istiyorum. Hazır mıyız? İnşallah bu eşiği de başarıyla geçerek, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına hep birlikte yürüyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Açılışını yaptığımız eserlerin bir kez daha ülkemize şehirlerimize ve hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyor emeği geçenleri tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Kars’ın Sarıkamış, Diyarbakır’ın Sur, Giresun’un Bulancak, Denizli’nin Bozkurt, Kocaeli’nin Dilovası, Burdur’un Karamanlı ilçeleriyle canlı bağlantılar yapılarak TOKİ’nin yaptırdığı evlerin anahtarları hak sahiplerine teslim edildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, anahtarlarını teslim alan vatandaşlara evlerinde sağlıkla oturmaları temennisinde bulundu.
Bağlantıların ardından ise bir milyonuncu konutun sahibi aile üyeleri kürsüye davet edildi. Saraycık 1. Bölge 3 Etap’ta yapılan konutlarına kavuşma sevinci yaşayan aile üyeleri Mülazım Doğan, Güllü Doğan, Yasin Yiğit Doğan, Serdar Ekrem Doğan ve Batın Uğur Doğan, anahtarlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına bir tablo takdim etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın ardından Mustafa Ürün isimli vatandaşı ve ailesini de evinde ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Nahçıvan, tarih boyunca taşıdığı stratejik önemle, Azerbaycan’la ilişkilerimizde özel bir yere sahiptir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın temelinin atılması ve iki ülke arasında çeşitli alanlarda gerçekleşen anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçiminin ardından ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle birlikte haziran ayında Bakü’ye gerçekleştirdiğini hatırlatarak, bu defa da Türkiye’yi Türk dünyasına bağlayan Nahçıvan’da birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2008 yılındaki son ziyaretinden bu yana Nahçıvan’ın kaydettiği gelişmeyi gururla müşahede ettiğini anlatarak, Nahçıvan’ın bugün geldiği noktada büyük payı olan Azerbaycan’ın Umummilli Lideri Haydar Aliyev’i doğumunun 100. yılında bir kez daha rahmetle yâd ettiğini belirtti.
Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerinin dünyada eşi benzeri bulunmayan müstesna bir konumda olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “tek millet iki devlet” şiarı çerçevesinde ilişkileri ve işbirliğini her alanda güçlendirmek üzere çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le imzaladıkları Şuşa Beyannamesi’nin ilişkileri müttefiklik seviyesine yükselten bir dönüm noktası olduğunu dile getirerek, Nahçıvan’ın tarih boyunca taşıdığı stratejik önemle Azerbaycan’la ilişkilerde özel bir yere sahip olduğunu söyledi.
“DOĞAL GAZ HATTI AVRUPA’NIN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNE KATKI SAĞLAYACAK”
Nahçıvan’ın bugün de ekonomi, ulaştırma ve enerji hatları açısından büyük bir potansiyel barındırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölgesel ulaştırma hatlarının tesisiyle birlikte bu potansiyeli tam manasıyla hayata geçirme imkânına kavuşacağız. Hazar geçişli uluslararası doğu batı orta koridorun önemi koronavirüs salgını ve bölgemizde yaşanan savaşlar neticesinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Bu vesileyle biraz önce temelini attığımız Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Azerbaycan’la enerji alanındaki ortaklığımızı daha da derinleştireceği gibi Avrupa’nın enerji arz güvenliğine de katkı sağlayacaktır. Kars-Nahçıvan Demir Yolu Projesi’nin yanı sıra toplu konut ve elektrik enerjisiyle ilgili alan anlaşmalar az önce imzalandı. Böylece ulaştırma, lojistik ve enerji alanlarındaki ilişkilerimizi geliştirme irademizi tekrar ortaya koyduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycanlı kardeşlerine 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasına verdikleri güçlü destek için bir kez daha teşekkür ettiğini ifade ederek, “Varını yoğunu otomobilinin üzerine yükleyip milletimize yardım etmek için yola koyulan kardeşlerimizin samimiyetini hiçbir zaman unutmayacağız. Basın toplantımızın ardından modernizasyonunu gerçekleştirdiğimiz askerî bakım ve onarım fabrikasının açılışını yapacağız. Bu proje de savunma sanayi işbirliğimize ciddi katkılar sunacaktır” diye konuştu.
Son günlerde bölgede kritik gelişmelerin yaşandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından geçen üç yıla yakın süre boyunca defaatle dile getirdiği meşru ve haklı endişelerine gereken karşılığı maalesef bulamadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın kendi egemen topraklarında bir antiterör operasyonu gerçekleştirmek durumunda kaldığını belirterek, “Operasyonun son derece kısa bir süre içerisinde sivillerin haklarına azami hassasiyet gösterilerek başarıyla tamamlanması bizler için iftihar vesilesi olmuştur. Operasyon sırasında şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Nahçıvan’ın mümtaz şairi Mehmet Akif’in, yol ve dava arkadaşı merhum Hüseyin Cavit’in bir asır önce yaptığı şu duasının kabul olduğunu görmenin bahtiyarlığını yaşadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her beladan esirge yurdumuzu, kâmuran eyle şanlı ordumuzu. Muzaffer Azerbaycan ordusunu gerek tarihî başarısı gerekse sivillere yönelik sergilediği insani tavrı dolayısıyla canı gönülden tebrik ediyorum. Azerbaycanlı kardeşlerimiz, Türk milletinin adalet ve merhametini bir kez daha tüm dünyaya göstermişlerdir. Son zaferle birlikte bölgede kapsamlı bir normalleşme için yeni fırsat pencereleri açılmıştır. Bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ermenistan’ın kendisine uzatılan barış elini tutmasını ve artık samimi adımlar atmasını bekliyoruz. Her zaman vurguladığım gibi barışın kaybedeni olmaz. Bölgemizde barış, huzur ve refahın tesisi halklarımıza olan borcumuzdur. Biz bu borcu ifa etmek noktasında kararlıyız, samimiyiz. Temennimiz, muhataplarımızın da aynı samimiyeti göstermesidir.”
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi’ne İlişkin Niyet Protokolü”nü imzaladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile Azerbaycan Şehir Planlama ve Mimari Devlet Komitesi Başkanı Anar Guliyev, “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kahramanmaraş İlinde Konut Binaları, İlkokul, Anaokulu, Kültür Merkezi İnşaatına İlişkin İşbirliği Anlaşması”na imza attı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Enerji Bakanlığı arasında elektrik enerjisiyle ilgili mevcut işbirliğinin devamını içeren metin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov tarafından imzalandı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI ALİYEV, MODERNİZE EDİLEN NAHÇIVAN ASKERÎ KOMPLEKSİ’NİN AÇILIŞINI YAPTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ortak basın toplantısının ardından modernize edilen Nahçıvan Askerî Kompleksi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak çalışma ziyareti kapsamında Nahçıvan’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde resmî törenle karşılandı.
Tören alanına Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le birlikte geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada askerleri selamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in, tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke millî marşları çalındı.
Tören sonunda Meclis binasına geçen iki lider, baş başa görüşmelerini gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daveti üzerine günübirlik çalışma ziyaretinde bulunmak için gittiği Nahçıvan’a ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından Nahçıvan Havalimanı’nda karşılandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Nahçıvan Havalimanı’nda; Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Fuad Necefli, Nahçıvan Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Anar İbrahimov, Nahçıvan Valisi Mirsenani Seyidov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı ve Türkiye’nin Nahçıvan Başkonsolosu Asip Kaya ile ilgili yetkililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Nahçıvan ziyaretinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu eşlik ediyor.
Konuşmaların hemen akabinde Güney Afrika’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Ankara’da GÜNEY AFRİKA’dan Miras Günü ve Milli Gün Resepsiyonu.
Güney Afrika’nın Ankara Büyükelçisi Dipuo Bertha ABASDER LETSATSI DUBA’nın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otelde bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Mehmet Kemal BOZAY hazır bulundu.
Güney Afrika Miras ve Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Güney Afrika’nın Ankara Büyükelçisi Dipuo Bertha ABASDER LETSATSI DUBA’nın ev sahipliğinde, Güney Afrika’nın kültürel farklılıklarının ve birlikteliğinin birlikte kutlandığı “Ulusal Miras Günü” dolayısıyla Ankara Divan Otelde bir resepsiyon verildi.
Konuşmalardan önce Güney Afrika ve Türkiye’nin milli marşları seslendirildi.
Güney Afrika’nın Ulusal Miras Günü resepsiyonu Büyükelçi Dipuo Bertha ABASDER LETSATSI DUBA’nın konuşmasıyla başladı.
Güney Afrika Büyükelçisi , Dipuo Bertha ABASDER LETSATSI DUBA, resepsiyondaki konuşmasına, davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
DUBA, resepsiyonla, Ulusal Miras günü ve ertelenen Milli günü kutlamasını birarada kutladıklarını belirtti.
Büyükelçi DUBA, resepsiyonda yaptığı kısa konuşmasında öncelikle Kahramanmaraş merkezli depremde hayatını kaybedenler için davetlilere 1 dakikalık saygı duruşu çağrısında bulundu.
Saygı duruşundan sonra konuşmasına devam eden Güney Afrika Büyükelçisi DUBA, Büyükelçiliğin Şubat ayındaki Kahramanmaraş merkezli depremler dolayısıyla, Nisan ayındaki Ulusal Gün etkinliğini ertelediklerini ifade etti.
Bunun, Türkiye halkıyla dayanışmanın bir ifadesi olduğunu söyleyen Büyükelçi DUBA, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve halkına başsağlığı dileklerini iletmeye devam ettiklerini dile getirdi.
DUBA, Güney Afrika’nın Türkiye’nin Afrika ile ortak kalkınma ve refah arayışını övdüğünü anlatarak Türkiye’nin Güney Afrika için önemli bir yatırım ve ticaret ortağı olmaya devam ettiğini kaydetti.
Kahramanmaraş merkezli iki depremin dünyanın çok az yaşadığı bir büyüklükte olduğunun altını çizen Büyükelçi DUBA, Güney Afrika’nın Türkiye ile olan ilişkileri ve Türkiye’nin Afrika kıtasına olan saygısının bir göstergesi olarak, Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi aracılığıyla ve kıtasal düzeydeki iş birlikleri ile güçlendiğine de vurgu yaptı.
Büyükelçi DUBA, son on yılda yaklaşık 156 nokta 80 milyon dolarlık doğrudan sermaye yatırımıyla birçok projeye yatırım yaptıklarını geçen yıl ikili ticaretin ihracatta, Güney Afrika’nın lehine yüzde 18’lik bir artış meydana getirdiğini bildirdi.
DUBA, İki yıl önceye göre de bunun yüzde 50 artışla rekor seviyelere ulaştığını sözlerine ekledi.
Büyükelçi Dipuo Bertha LETSASHI ABESDER DUBA’dan sonra kürsüye Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Mehmet Kemal BOZAY geldi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Mehmet Kemal Bozay, Kahramanmaraş merkezli depremlerde Türkiye ile dayanışmalarından dolayı Güney Afrika’ya teşekkür etti.
Bakan Yardımcısı Bozay, Güney Afrika’nın Türkiye için Afrika’da önemli bir ortak olduğunun altını çizerek ticari ilişkilerin kazan-kazan ilkesine dayalı olarak geliştiğini ifade etti.
Dışişleri Bakan yardımcısı BOZAY, Afrika ile toplam ticaretimiz 2003 yılında 5 nokta 4 milyar dolarken, 2022 yılı sonunda yaklaşık 8 kat artarak 40,7 milyar dolara çıktığını söyledi.
BOZAY, 12-13 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirilecek Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu’nun ticaretin gelişmesi ve karşılıklı yatırımların daha üst düzeye taşınmasında gelecek adımlar için kendilerine sağlam bir platform sağlayacağını kaydetti.
Geçen yıl iki ülke arasındaki ticaret hacminin iki milyar doları aştığını hatırlatan Bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı BOZAY, Güney Afrika’da faaliyet gösteren Türk müteahhitlik firmalarının faaliyetleri ve başarılarının kendileri için gurur kaynağı olduğunu da hatırlatarak sözlerini sonlandırdı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Güney Afrika’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış Türk ve Güney Afrika mutfağından yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Güney Afrika Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular.
Konuşmaların hemen akabinde Güney Afrika’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Güney Afrika’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış Türk ve Güney Afrika mutfağından yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Güney Afrika Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular.
Resepsiyonda, davetliler daha sonra Güney Afrika ve dünya müziğinin sevilen melodilerinin eşliğinde dans ederek geceyi sonlandırmanın mutluluğu ile evlerinin yolunu tuttular.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin 5 gün boyunca 70’i aşkın dünyaca ünlü astronotu ağırlayacağını belirterek, etkinliğin Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın meyvelerini toplaması bakımından önemli olduğunu söyledi.
Uzay meraklılarının Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) gerçekleştirilecek zirvede bir araya geleceğini belirten Bakan Kacır, “Dünyada ün yapmış astronot ve kozmonotların da katılacağı etkinlik için Türkiye’nin seçilmesi, Milli Uzay Programı’nın meyvelerinin toplaması bakımından önemli. Bütün uzay meraklılarını bekliyoruz. Gençlerimizin, hayallerinin peşinden gitmesi, geleceğin uzay yolcularının onların arasından çıkacağını bilmeleri gerekiyor. Geleceğin Aziz Sancar’ları, milli teknolojinin genç neferleri arasından yetişiyor. Biz de gençlerimizi ve uzaya ilgi duyan milletimize her zaman söylediğimiz gibi sizlerle birlikteyiz, desteklerimizle her zaman yanınızdayız.” dedi.
MİLLİ UZAY PROGRAMI
Türkiye’nin, Milli Uzay Programı doğrultusunda uzaya dair gelecek vizyonunu ortaya koyduğunu dikkati çeken Bakan Kacır, “Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken uzay alanındaki yetkinliklerimizi daha da ileriye taşımak istiyoruz. Orta Vadeli Program’da da Milli Uzay Programı çerçevesinde izleyeceğimiz politikayı vurguladık. Program çerçevesinde, Türkiye’deki uydu geliştirme ve pazarlama faaliyetlerini koordine ederek, nano ve mikro uydu ile mega takım uydu gibi yeni teknolojik alanlarda AR-GE ve ürün geliştirme çalışmalarını gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı.
GUHEM’DE ULUSLARARASI DEV BULUŞMA
Türkiye’nin uzay havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi GUHEM, uluslararası dev etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. GUHEM ve Bursa Business School organizasyonuyla Bursa’ya gelecek 70’ten fazla astronot 5 gün boyunca birbirinden önemli etkinliklerde yer alacak.
25-29 EYLÜL’DE BURSA’DA
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) iş birliğinde, Bursa Büyükşehir Belediyesi destekleriyle hayata geçirilen GUHEM, Uzay Kaşifleri Derneği’nin (Association of Space Explorers- ASE) düzenlediği Planetary Congress’e ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 25-29 Eylül tarihlerinde Bursa’da gerçekleşecek kongrede uzayda yaptıkları çalışmalarla adını duyurmuş astronot ve kozmonotlar uzay farkındalığını artırmak için çalışmalarda bulunacak.
19 ÜLKEDEN 70’İN ÜZERİNDE ASTRONOT
Kongrede, Artemis II göreviyle Ay yörüngesine gidecek aracın pilotu Amerikalı Victor Grover’dan, iki görevde uzayda toplamda 191 gün kalmış Çinli Junlong Fei’ye, uzayda 747 gün geçiren Rus Kozmonot Sergei Andeev’den, Kanada eski Genel Valisi Astronot Julie Payette’e kadar 19 ülkeden 70’in üzerinde astronot ve uzay çalışmaları konusunda öncü isimler yer alacak.
Uzay konusunda dünyanın en prestijli isimlerini bir araya getirecek olan etkinliğin teknik oturumları, BTSO tarafından hayata geçirilen iş dünyasının eğitim ve gelişim merkezi Bursa Business School Uludağ Kampüsü’nde gerçekleştirilecek.
BİLGİ VE DENEYİMLERİNİ PAYLAŞACAKLAR
25 Eylül Pazartesi günü düzenlenecek açılış organizasyonunun ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TUA Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Türksat CEO’su Hüseyin Ertok, Plan-S CEO’su Tugay Güzel, TÜBİTAK Uzay Enstitü Müdür Yardımcısı Alime Yıldırım ve Delta V Genel Müdürü Arif Karabeyoğlu gibi önemli isimler teknik oturumlarda bilgi ve deneyimlerini paylaşacak.
TÜRKİYE’NİN İLK UZAY YOLCULARI KATILIYOR
Türkiye’nin ilk uzay yolcuları Alper Gezeravcı ve Tuva Atasever de etkinlikler kapsamında Türkiye’nin Gelecek Projeksiyonu oturumu kapsamında uzay meraklılarıyla buluşacak. Ayrıca Yeni Uzay Ekonomisi ile Yer Yörüngesi ve Ötesinde Çalışmalar oturumlarında da Michael Lopez Alegria, Thomas Marshburn, Fei Junlong, John D. Olivas, Anton Shkaplerov, Denis Matveev ve Sergey Korsakov gibi dünyaca ünlü astronotlar yer alacak.
KONGRENİN ANA TEMASI; “İSTİKBAL GÖKLERDEDİR”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Bursa’da gerçekleştirilecek bu büyük organizasyonun teması ise Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” sözünden yola çıkılarak belirlendi. Ülke açısından da tarihi bir kongre niteliğindeki bu eşsiz organizasyonda beş gün boyunca uzayla ilgili yapılacak teknik oturumların yanı sıra bilim ve toplum etkinlikleriyle, seminerler, söyleşiler ve çevrimiçi platformlarda öğrenci buluşmaları gibi birçok etkinlik düzenlenecek.
ASTRONOTLAR, VATANDAŞLARLA BİR ARAYA GELECEK
27 Eylül Çarşamba günü GUHEM’i ziyaret edecek astronotlar ayrıca ‘Bilim-Toplum’ etkinlikleri kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Osmangazi Salonu’nda vatandaşlar ve öğrenciler ile bir araya gelecek.
UZAY VE HAVACILIK ALANINDAKİ DEV ZİRVE
BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, etkinliğe ilişkin, “Bu dev zirve, gençlerimizin de uzay ve havacılık alanındaki farkındalıklarını artırmamız açısından büyük önem taşıyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ‘İstikbal Göklerdedir’ ana temasıyla ev sahipliği yapmaya hazırlandığımız kongrenin kentimiz ve ülkemiz adına şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.” dedi.
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.