Rize’de sel felaketinden etkilenen bölgelerdeki incelemelerinin ardından Güneysu’da halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Selden zarar gören Güneysu başta olmak üzere tüm ilçe ve köylerimizi eskisinden daha güzel, güvenli ve konforlu bir şekilde imar edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize’de sel felaketinden etkilenen bölgelerde yaptığı incelemelerinin ardından, Güneysu’da halka hitap etti.
Alanda toplanan vatandaşların Kurban Bayramı’nı kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Rize hem Artvin’deki sel ve afetler sebebiyle buruk bir bayram geçirdiklerini, dün Artvin’in Arhavi ilçesinde yaşanan dere taşkını nedeniyle hasar oluştuğunu söyledi.
Geçen hafta meydana gelen sel felaketinin Güneysu ve Çayeli başta olmak üzere Rize genelinde çok ciddi tahribata yol açtığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, metrekareye Güneysu’da 214 kilogram, Çayeli Madenli’de 188 kilogram yağış düştüğünü, bu afet ve su baskınlarının sel ve heyelana sebep olduğunu belirtti.
“AFET HABERİNİ ALDIĞIMIZ ANDAN İTİBAREN DEVLETİMİZİN TÜM İMKÂNLARINI SEFERBER ETTİK”
Sele kapılan sekiz vatandaşın kaybolduğunu, beş kişinin de yaralandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kaybolan kardeşlerimizden altısının cansız bedenlerine ulaşılırken, diğer iki kardeşimizin bulunması için tüm birimlerimiz yoğun gayret gösteriyor. Murgul’da kayıp bir vatandaşımızı arama çalışmalarımız sürüyor. Yaralılarımızın hepsinin tedavileri tamamlanarak taburcu edildi. Arhavi’deki afette herhangi bir can kaybının yaşanmaması en büyük tesellimiz olmuştur. Bugüne kadar sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Sizlere ve sizlerin şahsında tüm Rizeli hemşerilerime bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Yine buradan Artvin ve Arhavi’deki kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Afet haberini aldığımız andan itibaren devletimizin tüm imkânlarını seferber ettik. Gerek bakanlarım, gerek milletvekili arkadaşlarım hepsi kurumlarla beraber arama kurtarma ve diğer çalışmaları yerinde koordine etmek üzere İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıklarımız hemen bölgeye geldiler.”
Diğer tüm kurumların süratle bölgeye intikalini sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine bu süreçte mücavir illerden UMKE ve 112 acil yardım ekiplerine bağlı 127 personel ve 39 araçtan oluşan toplam sekiz ekibi de ilimize sevk ettik. Şu ana kadar ilimizde 328’i arama kurtarma personeli olmak üzere toplam 2860 personel ve 705 araç görev yapmıştır. Afetten dolayı kapanan 426 yolun hemen tamamı ulaşıma açılmıştır. Afet bölgesinin tamamına su verilmekte olup içme suyunda, enerjide, haberleşmede, iletişimde herhangi bir sıkıntı yoktur” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çayeli’nin Madenli ve Büyükköy beldeleri ile Muradiye ve Güneysu’da içme suyu hatları, depoları ve kanalizasyon altyapılarında herhangi bir sıkıntı bulunmadığı bilgisini verdi.
“SEL FELAKETİNDEN ETKİLENEN VE AFET RİSKİ ALTINDAKİ YAPILAR İÇİN TOPLAM 550 KONUT İNŞA EDECEĞİZ”
Kızılay’ın selden etkilenen vatandaşlara evlerinin bulunduğu bölgede ve mahallelerde sıcak çorba, kumanya ve içecek ikram ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gerek AFAD, gerek Sosyal Yardımlaşma Vakfımız vasıtasıyla selden zarar gören kardeşlerimize, kira taşınma ve diğer ihtiyaçları ile ilgili gereken yardımlar yapılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda acil ihtiyaçlar için ilimize tahsis edilen 18 milyon liralık kaynaktan toplam 3 milyon lirası vatandaşlarımıza ulaştırılmıştır. Rize merkez, Çayeli, Güneysu ile 119 köyde binaların hasar tespitleri, 50 ayrı ekiple 7/24 esasına göre çalışılarak iki gün içinde onlar da tamamlanmıştır. Dört bölgede toplam 1207 bina ile 3 bin 118 bağımsız bölümün hasar tespit çalışmaları yapıldı. Bu binalardan ağır hasarlı acil yıkılması gereken ve yıkılmış olan 47 bina ve 99 bağımsız bölüm vardır. Rize’de dere güzergâhlarında yapılan çalışmalarda taşkın riski altında olduğu tespit edilen 665 yapı tespit edildi. Bir taraftan bu riskli bölgelerin hızlıca boşaltılmasını sağlarken, diğer taraftan da yaraların süratle sarılması için projelerimizi devreye alıyoruz. TOKİ Başkanlığı ile selden en çok etkilenen 4 ilçede proje çalışmalarını başlattık. Köylerde altında ahırı, deposu üzerinde konutu bulunan yöresel köy evlerimizi, merkezde ise zemin artı 3-4 katı geçmeyecek konutlarımızı inşa edeceğiz. İlk etapta Rize genelinde 15 Temmuz’daki sel felaketinden etkilenen ve afet riski altındaki yapılar için toplam 550 konut inşa edeceğiz, yine köylerde altında ahır olan 50 köy evini yapağız.”
Vatandaşların ihtiyacı doğrultusunda beş çay evi yapma kararı aldıklarını da aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bir sene içinde konutlarımızı tamamlayarak vatandaşlarımızı güvenli yuvalarına kavuşturacağız. Evleri taşkın riski altında olan vatandaşlarımızı da inşa edeceğimiz konuklarımıza taşıyacağız” dedi.
“RİZE VE ARTVİN’DEKİ KARDEŞLERİMİZİN YARALARINI EN KISA SÜREDE SARACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakında bölgeyi tekrar ziyaret edeceğini ve o gelişinde Salarha Tüneli’nin de açılışını yapacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vatandaşlarımız, Yağlıtaş ve Güneysu’da inşa ettiğimiz sosyal konutlardan da alabilecekler. Rize’mizde hayatı en kısa sürede normale döndürecek adımları atacağız. Selden etkilenen Rizeli ve Artvinli kardeşlerimiz müsterih olsun. Devletimiz tüm imkânlarıyla aracıyla, personeli ile kendilerinin yanındadır. Nasıl daha önce Trabzon Araklı’da, Giresun’da yaşanan sel felaketlerinin de yine Elazığ ve İzmir’de yaşadığımız depremlerde vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmadıysak inşallah Rize ve Artvin’deki kardeşlerimizin de yaralarını en kısa sürede saracağız. Selden zarar gören Güneysu başta olmak üzere tüm ilçe ve köylerimizi eskisinden daha güzel, güvenli ve konforlu bir şekilde imar edeceğiz. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin konutları nasıl bir güzellik arz ediyorsa diğerlerini de öyle yapacağız.”
Allah’ın dünyayı bir mizan, yani ölçü ve denge üzerine yarattığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ilahi ölçü korunduğu müddetçe insanın huzur, emniyet ve esenlik bulacağını, bu dengenin kaybolması durumunda ise felaket, sıkıntı ve zorlukların kaçınılmaz olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, denge bozulunca rahmet olarak görülen yağmurun tabiat için adeta bir afete dönüştüğünü dile getirerek, “Son yıllarda artan küresel ısınmayla beraber dünyadaki bu ilahi dengenin bozulmaya başladığına şahit oluyoruz. Hava olaylarının daha sert yaşanmasından iklim değişikliklerine, kuraklıktan afetlere kadar pek çok alanda bu bozulmanın etkilerini biz de hissediyoruz. Sadece ülkemizde değil, dünyanın hemen her bölgesinde, Almanya’sında, Belçika’sında, Fransa’sında son zamanlarda neler olduğunu herhâlde televizyonlardan izliyorsunuz. 20-25 öncesinin mevsimleri ile günümüzdeki mevsimler arasında dağlar kadar fark var. Ne yazlar eski yaz ne kışlar eski kış ne de baharlar eski bahar” diye konuştu.
Yüzyıllar içinde yaşanabilecek değişimlerin, 10-15 yıl gibi kısa bir sürede şimdi tecrübe edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna, insanın tamahkârlığının, hırsının, plan ve programsızlığının sonucu olan iş ve fiiller eklediğinde sorunun boyutunun daha da büyüdüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür durumlarda insanın bilerek ya da bilmeyerek çoğu zaman kendi felaketini bizzat kendi elleriyle hazırladığını, tabiatla uyum içinde bir hayat inşa etmek yerine ona tahakküm edilmeye çalışıldığında bunun bedelini insanın yanı sıra tüm canlıların ödediğini söyledi.
“İSTANBUL’DAN BUHARA’YA DÜNYANIN EN GÜZEL, TABİATLA EN UYUMLU ŞEHİRLERİNİ İNŞA ETMİŞ BİR MİLLETİZ”
Ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir ülkenin kendini tabii afetlerden tam manasıyla koruyamadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Almanya’dan Belçika’ya kadar Avrupa’da yaşanan sel felaketlerinin ağır sonuçlarını siz de gördünüz. İnsan tedbirlerle beraber tahribatı da büyüttüğü için tabiat karşısında giderek daha da korunaksız hâle geliyor. Bu kısır döngüyü ancak tabiatla kurduğumuz ilişki ve bakış açımızı değiştirerek kırabiliriz. Öncelikle diğer varlıkların da bizim gibi dünyada hakkı olduğunu kabul etmeliyiz. Ayrıca yaşadığımız çevre ile münasebetimizi tahakküm yerine uyum üzerine inşa etmeliyiz. Allah’ın bize verdiği nimetlerden en güzel şekilde istifade etmeye çalışırken aynı zamanda ona zarar vermenin değil, vermemenin yollarını aramalıyız. Esasen bu konuda millet olarak son derece geniş bir birikime de sahibiz. Biz İstanbul’dan Buhara’ya dünyanın en güzel, tabiatla en uyumlu şehirlerini inşa etmiş bir milletiz. Biz aynı zamanda, özellikle bir dönem düzensiz şehirleşme nedeniyle çok acılar çekmiş, plansızlığın, programsızlığın, öngörüsüzlüğün faturasını da çok ağır ödemiş bir ülkeyiz. Geçmişteki iyi örneklerin rehberliğinde, acı tecrübelerden ders çıkartarak artık kendimize yeni bir yol çizmemiz gerektiğine inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla son 19 yılda maziden atiye köprü kuracak pek çok müspet adım attıklarına işaret ederek, özellikle TOKİ eliyle hayata geçirdikleri projelerle ülkenin çarpık yapılaşmadan kaynaklı kronik sorunlarını en aza indirmeye çalıştıklarını anlattı.
“ÜLKEMİZİN EROZYONLA VE ÇARPIK KENTLEŞME İLE MÜCADELESİ ÖRNEK GÖSTERİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dikey mimari yerine yatay mimariyi teşvik ederek, şehirlerimize nefes aldırdık. Ne olur, şurada, şu yamaçlarda beş kat, 10 kat binalar yapmayın. Görüyorsunuz bu çaylıklar azot gübresi ile beraber toprağı ne yapıyor, eritiyor, eritiyor ve o bir balçığa dönüşüyor, o balçığa dönüştükten sonra da o binalar her an kayma ile karşı karşıya kalıyor. Yaylalarımızın, dere yataklarımızın, sahillerimizin, dağlarımızın, nehirlerimizin çarpık yapılar ve zihniyet tarafından istila edilmesine göz yummadık. Millet bahçeleri gibi yenilikçi projelerimizle insanlarımıza şehir içinde adeta vahalar oluşturduk. Ağaçlandırma seferberliğinden sıfır atık projelerimize, her alanda ortaya koyduğumuz özgün çalışmalarla Rabbimizin bize emaneti olan tabiata sahip çıktık. Bu konuda hamdolsun çok ciddi mesafe de kaydettik. Bugün vicdan ve izan sahibi herkes Türkiye’nin şehirleşme ve altyapıda elde ettiği başarılarını takdir ediyor. Ülkemizin erozyonla ve çarpık kentleşme ile mücadelesi dünyanın birçok bölgesinde örnek gösteriliyor. Aynı şekilde afetlere hazırlık ve afet yönetimi hususunda da kurumlarımızın kapasitesini ve etkinliğini artırdık. Ülkemizin neresinde yaşanırsa yaşansın vatandaşımız artık devletini hemen yanında buluyor.”
Her işte olduğu gibi çevre ve şehircilikte de sadece devletin kararlı olması, kararlı davranmasının sorunların çözümü için kâfi gelmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin yürüttüğü çalışmaların hedefine ulaşabilmesi için belediyelerden sivil vatandaşa, 7’den 77’ye, milletin tamamının bu süreci sahiplenmesi gerektiğini bildirdi.
Vatandaşlardan, devletin burada yürüteceği çalışmalara destek vermelerini beklediğini ifade eden Erdoğan, vatandaşların bu projelere güçlü destek vermesi, sahip çıkması hâlinde bir daha benzer acılar yaşanması ihtimalinin azalacağını, aksi hâlde bugün çekilen sıkıntıların katbekat fazlasını, gelecek nesillerin çekebileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’nin ve Güneysu’nun her konuda olduğu gibi bu meselede de örnek bir tavır sergileyeceğine inandığını belirterek, “Gerek Rize’de gerek Artvin’de gerekse Fındıklı ilçemizde yürütülen, Fındıklı’nın merkez mahalle, Arılı Vadisi ve köylerde, Ardeşen Tunca beldesi, dört mahalle ve köylerdeki yağış sonucu meydana gelen hasarlar tespit edildi ve köyler açıldı” diye konuştu.
Bütün çalışmaların yakından takip edildiğini, kısa sürede sonuçlandırılması için her türlü gayreti göstereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim Rize’mizi, Artvin’imizi, ülkemizin her köşesini bu tür felaketlerden muhafaza buyursun diyorum” ifadelerini kullandı.
Hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel felaketinden etkilenen Rize’deki incelemelerinin ardından AFAD merkezinde brifing aldı ve yakınlarını kaybeden ailelerle bir araya da geldi.
ARTVİN’İN ARHAVİ İLÇESİNDE İNCELEME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Artvin’in Arhavi ilçesinde sel felaketine ilişkin yürütülen çalışmaları helikopterle havadan inceledi ve Arhavi 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nu ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddetli yağış nedeniyle sel meydana gelen Arhavi’de, Yeni Cami’den vatandaşlara da hitap etti.
Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti (KKTC) seyahatinde, Arhavi’de meydana gelen sel felaketini oradan takip ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilçenin felaket karşısında çok anlamlı bir feraset, anlamlı bir sabır gösterdiğini ve felaketin boyutunun çok ileri derecede olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zarar tespit çalışmasının devam ettiğini belirterek, “Bu zarar tespitleriyle beraber, en kısa zamanda sizlere gerekli olan ödemeleri yapmak suretiyle inşallah bu zarar tespitinden sizleri kurtarmanın gayreti içerisinde olacağız” diye konuştu.
Hükûmetin bu tür olaylar karşısında herhangi bir sıkıntısının olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz çok daha büyük felaketlerin altından kalktık. Çok daha büyük felaketleri biliyorsunuz, Elazığ’da ve Van’da buralarla mukayese edilemez. Bu tür felaketleri orada telafi ettik, çözdük, hallettik ve burayı haydi haydi hallederiz. Yeter ki cana gelmesin. Tabii 6 kardeşimiz rahmetli oldu, 2 tane şu anda aranmakta olan kardeşlerimiz var bunları da arama çalışmalarımız devam ediyor. Dua edin, dua edelim inşallah onları da bir an önce bulalım” ifadesini kullandı.
“ÖDEMELERİ EN KISA ZAMANDA SİZLERE ULAŞTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arhavi’nin duruşunu canı gönülden alkışladığını belirterek, “Az önce İçişleri Bakanım da onu söyledi ‘İlk andan itibaren.’ dedi ‘Arhavi hep böyle dimdik durdu, en ufak bir burada çılgınlık göstermediler.’ dediler ki ‘sabır’ ve siz sabrettiniz. Sizin sabrettiğiniz bu yerde idarecileriniz olarak bize düşen nedir, biz de bu sabreden vatandaşlarımıza karşı ne gerekiyorsa elimizden geleni yapacağız. Konut noktasında sıkıntı varsa ki burada ona benzer önümüze pek ciddi bir fatura çıkmadı. Daha çok nakdi, o da esnaflarımızın sıkıntısı var, esnaflarımızın bu sıkıntılarını inşallah bir an önce gidererek esnaflarımızın tabii ekmek kapısı ve ekmek teknesi. İnşallah onları da bir an önce gidereceğiz. İçişleri Bakanım, AFAD hep birlikte bunu takip ederek ödemeleri en kısa zamanda inşallah yaparak sizlere ulaştıracağız” şeklinde konuştu.
Felaketin bir imtihan olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Sabretmek o da ayrı bir imtihandır, Arhavi bunu gösterdi. Şunu bilesiniz ki bu kardeşleriniz de bu tür felaketler karşısında biz pes etmeyiz. İmkânımız var, gücümüz var yani Türkiye eski Türkiye değil. Şu anda güçlü bir Türkiye var ve bu güçlü Türkiye inşallah esnafını darda ve yolda bırakmaz bunu böyle biliniz. Şu anda bakan arkadaşlarım yanımda, milletvekili arkadaşlarım yanımda, Valimiz ve Kaymakamımız, hepsi yanımda. Belediye başkanı hakeza hepsi yanımızda ve hep birlikte inşallah şöyle düze çıkana kadar bu işi halledeceğiz, bu işi bitireceğiz ve böylece de inşallah benim Arhavili kardeşlerim ‘Allah devletimizden razı olsun.’ diyene kadar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara teşekkür ettikten sonra hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyerek, “Şu anda aranmakta olan kardeşlerimize de Allah’tan niyazımız odur ki bu iki kardeşimizi de bir an önce bulmak suretiyle en azından ailelerine onlarında huzura kavuştuklarını hep beraber görelim istiyorum” dedi.
“Pençe-Kilit Harekatı bölgesinden gelen acı haberler yüreğimizi dağladı. Görev sırasında metan gazından etkilenerek şehit olan kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve silah arkadaşlarına sabır diliyorum. Tedavisi devam eden askerlerimize acil şifa temenni ediyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.” MEKANLARI CENNET OLSUN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın Hankendi şehrinde gerçekleştirilen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hankedi Kongre Merkezi’ne gelişinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından karşılandı.
Aile fotoğrafı çekiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer liderler, “Sürdürülebilir ve İklim Değişikliğine Dayanıklı bir Gelecek için Yeni Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Vizyonu” temalı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 17. Zirvesi’ne geçti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) 17. Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Azerbaycan’ın Fuzuli şehrine ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Fuzuli Havalimanı’nda, Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanı Emin Amrullayev, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Agdam, Fuzuli ve Hocavend Özel Temsilcisi Emin Hüseyinov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Birol Akgün ve büyükelçilik personeli karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım eşlik ediyor.
Havalimanındaki karşılamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle birlikte Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 17. Zirvesi’nin gerçekleştirileceği Hankendi şehrine hareket etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek “Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık” başlıklı etkinlikte konuşmak üzere bulunduğu Vatikan’da Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile görüştü.
Vatikan Apostolik Sarayı’nda gerçekleştirilen görüşmede, Gazze’de yaşanan insanlık dramı, iklim değişikliğine karşı mücadele çabaları, İslamofobi ve ırkçılığa karşı mücadele ile ailenin toplumdaki varlığının önemi konuları ele alındı.
Kısa süre önce göreve seçilen Papa 14. Leo’yu tebrik eden Emine Erdoğan, bunun Hristiyan âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni etti.
GAZZE’DEKİ İNSANLIK DRAMI
Görüşmede, İsrail saldırısı ve ablukası altındaki Gazze’de yaşanan insanlık dramının üzerinde durulurken, Emine Erdoğan, kalıcı ateşkes ve insani yardımların ulaştırılması için Papa’ya “Gazze konusunda Hristiyan dünyası daha gür sesle destek çıkmalı” çağrısı yaptı.
Emine Erdoğan, Filistin’de kalıcı ve sürdürülebilir barış için iki devletli çözümün bir an önce hayata geçirilmesinin ve Filistin Devleti’ni resmen tanıyan ülkelerin sayısının artmasının önemini aktardı.
Emine Erdoğan, söz konusu bölgede yaşayan, kiliseleri ve cemaatleri sürekli tehdit altında bulunan Hristiyanların da artık huzur bulması gerektiğini de Papa’ya iletti.
Papa 14. Leo’nun ise Emine Erdoğan’a, Vatikan’ın uzun yıllardır Ortadoğu’daki çözümün bir parçası olma ilkesine göre hareket ettiğini söylerken ve Vatikan’ın da Filistin’de iki devletli çözümü ve barışı desteklediğini belirtti.
PAPA’YA “SIFIR ATIK” HAREKETİNE DESTEK DAVETİ
Emine Erdoğan, uluslararası toplumun bugün pek çok hayati sınamayla karşı karşıya olduğunu belirterek, bunlardan birinin de iklim değişikliğiyle mücadele olduğuna işaret etti.
Emine Erdoğan, kendisinin de kişisel olarak öncelik verdiği iklim değişikliği konusunda Türkiye’de başlattıkları “Sıfır Atık” hareketinden de Papa’ya bahsetti.
İklim değişikliğiyle mücadele meselesinin, Vatikan’la Türkiye arasında güçlü iş birliği potansiyeli taşıdığına inandığını aktaran Emine Erdoğan, Papa 14. Leo’ya, bugün Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kurumsallaşan “Sıfır Atık” hareketine destek vermesinin önemli olduğunu söyledi.
İSLAM DÜŞMANLIĞI, IRKÇILIK VE HOŞGÖRÜSÜZLÜĞE KARŞI ÇABALARIN ORTAK İRADE ETRAFINDA BİRLEŞTİRİLMESİ ÇAĞRISI
İslam düşmanlığı, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün endişe verici derecede artış gösterdiğine de dikkati çeken Emine Erdoğan, bu eğilimlerin sadece yöneldikleri hedef grup bakımından değil, toplumun tüm kesimleri için tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Emine Erdoğan, bu konudaki çabaların ortak irade etrafında birleştirilmesi gerektiğini de ifade etti.
Türkiye’nin farklı inanç ve kültürlerin yüzyıllardır bir arada, barış içinde yaşadığı coğrafya olduğuna değinen Emine Erdoğan, Hristiyan toplulukların Türkiye’nin zengin mozaiğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dini azınlık gruplarının sorunlarına özel hassasiyetle yaklaştığını da aktaran Emine Erdoğan, azınlık vakıflarının taşınmaz mülkleri konusunda yaşanan sorunların, mevzuat değişikliği yapılarak azınlıkların lehine çözüme kavuşturulduğunu belirtti.
Papa 14. Leo ise Emine Erdoğan’a, Orta Doğu’da çok fazla grubun Hristiyanların haklarına saygı duymadığını, Türkiye’de Hristiyanların ve başka azınlıkların haklarının korunmasının bir model oluşturduğunu belirtti. “Türkiye, bu açıdan Orta Doğu’da barış için önemli ses” ifadesini kullanan Papa, ilk yurt dışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye gerçekleştirmek isteğini aktarırken, Türkiye ile Vatikan’dan yetkililerin bunun üzerine çalıştığını ve kasım sonu için planlama yapıldığını söyledi.
Papa, bu yılın İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Türkiye, Hristiyanlar için önemli bir ülke ama aynı zamanda barışı inşa etme açısından önemli bir özgün köprü vazifesi görüyor ve önemli rol oynuyor” ifadelerini de kullandı.
Görüşmede ayrıca, Emine Erdoğan ve Papa, aile konularının da önemini ele aldı. Ailenin toplumsal huzurun anahtarı olduğu ve aslında bugün öne çıkan bireycilik, yalnızlık gibi birçok sorunda çözüm olabileceği üzerinde duruldu. İki inançta da ailenin önemli bir değer ve yere sahip olduğunun altı çizilirken, aile değerlerini ifsat etmek isteyen küresel tehditlere karşı tüm semavi dinlerin ortak duruş sergilemesi gerektiği vurgulandı.
Emine Erdoğan, Papa 14. Leo ile görüşmesine ilişkin sosyal medya platformlarındaki hesaplarından yaptığı paylaşımda, “Papalık Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde gerçekleşecek ‘Kardeşlik Temelli Ekonomi: Etik Çoktaraflılık’ programına katılmak üzere ziyaret ettiğim Vatikan’da, Katolik Dünyasının Ruhani Lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo ile bir araya gelmekten memnuniyet duydum” ifadelerini kullandı.
Paylaşımda, görüşmede gündeme gelen konulara da değinen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Görüşmemizde önceliğimiz, Gazze’de süregelen insanlık dramı oldu. Kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve insani yardımların eksiksiz ulaştırılabilmesi adına, Hristiyan dünyasının daha güçlü bir duruş sergilemesinin taşıdığı hayati öneme dair görüş paylaşımında bulunduk. Vatikan’ın, Filistin’de adil ve sürdürülebilir barışın temeli olan iki devletli çözümü desteklemesini memnuniyetle karşıladığımı ifade ettim. Sayın Papa 14. Leo ile ayrıca küresel çevre hareketimizin temel taşlarından biri olan ‘Sıfır Atık’ yaklaşımını ele aldık. İklim krizinin, inanç ve coğrafya fark etmeksizin tüm insanlığın ortak meselesi olduğunda hemfikiriz. Bu çerçevede Türkiye ve Vatikan arasında iklim değişikliğiyle mücadelede güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu belirttim. Ortak çalışma alanlarımızı değerlendirdik. Nazik ev sahipliği için saygıdeğer Papa 14. Leo’ya şükranlarımı sunuyor, üstlendiği bu tarihi sorumluluğun Katolik âlemi ve tüm insanlık için hayırlı sonuçlar doğurmasını diliyorum.”
“Kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor” – “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Rusya’nın Türkiye için ticaret ve enerjide kilit öneme sahip olduğunu belirterek, “Damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” dedi.
Bakan Bolat, başkent Moskova’da düzenlenen Türk-Rus Ticari ve Ekonomik İşbirliğine Dair Hükümetlerarası Karma Komisyonu (KEK) 19. Dönem Toplantısı’nın ardından açıklamalarda bulundu.
Dünyanın pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizleri, gıda fiyatlarındaki artışlar, yüksek enflasyon ve Türkiye’de yaşanan iki yıkıcı depremle birlikte zorlu bir dönemden geçtiğini anlatan Bolat, “Bölgemizde de İsrail’in Filistin’e yönelik soykırımı, Hindistan-Pakistan savaşı ve ardından İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığı yaşandı.” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin, tam merkezinde yer aldığı söz konusu krizlerden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğiyle istikrarı korumayı başardığını belirten Bakan Bolat, “Böyle bir ortamda, Türkiye-Rusya ilişkileri de ilerlemeye devam etmekte.” dedi.
Ticaret Bakanı Bolat, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle ağır bir ticari ve mali ambargo altında bulunduğunu vurgulayarak, “Bizim açımızdan, kuzey komşumuz, enerjide en büyük ortağımız ve tedarikçimiz olması sebebiyle, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkileri büyük önem taşıyor.” diye konuştu.
KEK toplantılarının ve bu toplantıların ardından varılan anlaşmaların, iki ülke ekonomik ilişkileri açısından temel oluşturduğunu anlatan Bakan Bolat, Moskova’da gerçekleştirilen KEK toplantısının ardından bir mutabakat zaptının da karşılıklı olarak imzalandığını kaydetti.
Mutabakat zaptının, ticaret, sanayi, tarım, hizmet sektörü, turizm, inşaat ve ulaşım gibi çok sayıda alanda önemli hükümler içerdiğini vurgulayan Ticaret Bakanı Bolat, “Artık biz hükümetlere ve çalışma ekiplerimize düşen görev de iş dünyası ile birlikte, Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinde yeni ufuklar açmak ve mevcut sorunlar konusunda çözümler bulmaktır.” mesajını verdi.
Bakan Bolat, Türkiye’nin ihracat ve ithalat toplamında Rusya’nın ana ticaret ortağı konumunda bulunduğunu belirterek, “Enerjide toplam ithalatımızın yüzde 49’unu Rusya’dan yapıyoruz. Rusya’nın da Türkiye’ye yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 73’ünü enerji ürünleri oluşturuyor. Bu nedenle, damarlarımızdaki kan gibi ekonominin adeta hayat damarı olan enerji konusunda Türkiye-Rusya ilişkileri büyük önem taşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Mavi Akım ve TürkAkım boru hatları ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) gibi projelerin enerji alanındaki işbirliğinin en önemli unsurları olduğunu anlatan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Akkuyu NGS’de ilk ünitenin bir yıl içinde tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
Akkuyu NGS’deki dört ünite tamamlandığında, Türkiye’nin enerji üretiminin yüzde 14’ünü karşılayacağına dikkati çeken Bakan Bolat, Rusya’nın projenin tamamlanması için gerekli çalışmaları yaptığını söyledi.
Türkiye’nin müteahhitlik alanında dünyadaki en büyük ortağının Rusya olduğunu vurgulayan Bakan Bolat, “Türk müteahhitler, dünyada yaptığı müteahhitlik işlerinin 103 milyar dolar ve 2 bin 200 projeyle beşte birini Rusya’da yaptı. Yine ortak yatırımlar ve karşılıklı yatırımlar söz konusu. Türk iş insanlarının Rusya’da 3,5 milyar dolarlık, Rus iş insanlarının Türkiye’de 7 milyar dolarlık yatırımları var.” bilgisini paylaştı.
Akkuyu NGS tamamlandığında, Rus yatırımlarının 37 milyar dolara ulaşacağının altını çizen Ticaret Bakanı Bolat, “Ülkemiz açısından önem taşıyan, kültür ve turizm alanındaki yakınlaşmamızın en önemli göstergesi, Türkiye’ye yılda 7 milyona yakın Rus turistin gelmesidir.” diye konuştu.
Ulaştırma ve Türkiye’nin sebze ile meyve ihracatı alanlarında geçmişe kıyasla çok sayıda sorunun çözüldüğünü vurgulayan Bakan Bolat, şunları kaydetti:
“İki tarafın ticaret, gümrükler konusunda bazı istekleri oldu. Biz bu konuları zaten karşılıklı olarak çalışacağız. Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinin daha da gelişmesi için iki ülke de ve hükümetler de kararlı tutumunu devam ettirmektedir. Bu konuda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de bizlere ısrarla talimat verdiği gibi ticareti 100 milyar dolara çıkarma hedefine azim ve kararlılıkla çalışacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda yaptığı konuşmada, “Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ticaretin yönünün yeniden şekillendiği kritik bir dönemde tarihî bir organizasyona ev sahipliği yaptıklarını ve forum kapsamında 70 ülkeden temsilciyi Türkiye’de misafir etmenin bahtiyarlığını yaşadıklarını söyledi.
İki gün boyunca yapacakları istişarelerin, alacakları kararların ve kuracakları dostlukların şimdiden hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah forum kapsamında sınır ötesi iş birliği imkânları, dijitalleşme adımları, altyapı yatırımları ve transit taşınma süreçlerinin uyumlaştırılması gibi pek çok konuyu görüşme fırsatı bulacaksınız. Şu anda yalnızca 4 saatlik uçuş mesafesiyle 67 ülkeye ve yaklaşık 1,5 milyar insana doğrudan erişim sağlayan bir ülkenin misafirisiniz. Ekonomik bakımdan toplam 51 trilyon doları aşan gayrisafi yurt içi hasılaya sahip bir coğrafyanın tam merkezinde yer alıyorsunuz” diye konuştu.
Forumun, uluslararası toplantıdan öte Türkiye’nin ulaştırma vizyonunu ve liderlik kapasitesini tüm dünyaya gösteren önemli bir platform olacağına yürekten inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ulaştırma Bakanlığımız başta olmak üzere forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere dünyanın dört bir yanından gelerek foruma katkı verecek siz değerli dostlarımıza şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.
“ULAŞTIRMA YATIRIMLARI EKONOMİMİZİN İTİCİ GÜCÜ HÂLİNE GELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ekonomide insan ve mal dolaşımını sağlayan lojistik hatların öneminin her geçen gün daha da arttığına vurgu yaparak, “Bunun en açık örneğini Kovid salgını döneminde hep beraber yaşadık. Bölgemizde son dönemde yaşanan gerilimler, Hürmüz Boğazı’nda, hava sahalarında ortaya çıkan belirsizlikler, yeni ve güvenli ulaştırma güzergâhlarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlattı” ifadesini kullandı.
Tarihte olduğu gibi günümüzde de ulaşım imkânlarını geliştiren ülkelerin sadece refahına katkıda bulunmadığını, aynı zamanda kültürel ve bilimsel gelişimlerini de ilerlettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin özellikle son 22 yıldır kara, hava ve deniz yollarına ilave olarak iletişim ve enerji hatlarına yaptığı büyük yatırımların gerisindeki en temel motivasyon işte bu yaklaşımdır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yol medeniyettir” diyerek bu alanda gerçekten büyük bir yatırım seferberliğini başlattıklarına dikkati çekerek, “İktidarlarımız döneminde ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptık. Bu yatırımların 177 milyar dolarlık kısmı kara yollarına, 64 milyar doları demir yollarına, 25 milyar doları hava yollarına, 4 milyar doları denizciliğe, 25 milyar doları ise haberleşme altyapısına harcandı. Bu yatırımların üretime etkisi ise 1 trilyon 65 milyar dolara tekabül ediyor. Ulaştırma yatırımlarımız sayesinde istihdamda da ciddi artışlar sağladık. Sanayiden ihracata, turizmden lojistik hizmetlerine kadar birçok sektör bu yatırımlardan olumlu etkilendi. Ulaştırma yatırımları âdeta ekonomimizin itici gücü hâline geldi” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı rakamlar paylaşmak istediğini belirterek, “6 bin 101 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafemiz, 29 bin 742 kilometreye çıktı. Sadece altı ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün bu sayı 77’ye yükseldi. Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğumuz, 3 bin 796 kilometreyi buldu. Kara yolu tünel sayımız 83’ten 513’e, tünel uzunluğumuz 50 kilometreden 790 kilometreye ulaştı” diye konuştu.
Köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 799 kilometreye yükselttiklerini ve Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman Nissibi, Elazığ Ağın, Tohma, Hasankeyf-2, 1915 Çanakkale köprülerini ülkeye kazandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bolu Dağı, Avrasya, Ilgaz, 15 Temmuz, İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Sahara, Pirinkayalar, Hasankeyf, Madal, Zigana tünellerini aziz milletimizin hizmetine verdik. İstanbul-İzmir Otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu, Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Ankara-Niğde Otoyolu, Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu gibi devasa yol projelerini hayata geçirdik. Türkiye’yi hızlı trenle biz tanıştırdık. Toplam 2 bin 251 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı inşa ettik. 2002 yılında 10 bin 948 kilometre olan demir yolu ağımızı 13 bin 919 kilometreye, 2 bin 505 kilometre olan sinyalli hat uzunluğunu 8 bin 46 kilometreye, 2 bin 122 kilometre olan elektrikli hat uzunluğunu ise 7 bin 274 kilometreye çıkardık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 bin 668 kilometre uzunluğundaki demir yollarını tamamen yenilediklerini belirtti.
“ULAŞTIRMAYA DAİR HER BAŞLIKTA DESTAN YAZDIK”
Hava yolunu halkın yolu hâline dönüştürdüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26’dan devraldıkları havalimanı sayısını 58’e, yurt dışı uçuş noktalarını ise 60’tan 353’e getirdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Havalimanımız, Türkiye’nin vizyon projesi olarak göz dolduruyor. Yılın ilk 5 ayında 32 milyona yaklaşan yolcu sayısıyla kendi rekorunu kırdı. Bir diğer çarpıcı rakam şudur. 2002 yılında ülkemizdeki toplam araç sayısı 8,5 milyon civarındayken şehirler arasındaki ortalama hızımız saatte 40 kilometreydi. Bugün ülkemizdeki araç sayısı 32 milyonu geçmesine rağmen ortalama seyahat hızımız 90 kilometreye çıkmış durumda yani ulaştırmaya dair her başlıkta kelimenin tam manasıyla destan yazdık” diye konuştu.
Acı bir gerçeği vurgulamak mecburiyetinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak bu yatırımları yaparken muhalefetin ve marjinal örgütlerin engelleme çabalarıyla da mücadele ettiklerini dile getirdi.
“ENGELLERE TAKILMADAN PROJELERİMİZİ KARARLILIKLA HAYATA GEÇİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Boğazı’na üçüncü bir gerdanlık olarak taktıkları Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü sabote etmek için sokak olayları dâhil her yolun denendiğini söyleyerek, “İstanbul Havalimanı’yla ilgili akla ziyan bir sürü iftira attılar. Gün oldu, ‘Yol mu yiyeceğiz?’ dediler, gün oldu ‘Bunlar külliyen israf’ dediler, ‘Yeni yol yaparak trafik sorunu çözülmez’ dediler. Gün oldu, projeleri durdurmak için mahkeme kapılarında nöbet tuttular” diye konuştu.
Hızlı tren projelerinin de “göçü hızlandıracağı” iddiasıyla eleştirildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Daha burada sayamayacağımız bir sürü iddia, iftira ve eleştiri ile ulaştırma yatırımlarımıza kara çaldılar. Hizmetlerimizi dinamitlemeye çalıştılar. Aslında ne iş yaptılar ne hizmet ürettiler ne de bizim iş yapmamızı, hizmet üretmemizi, vatandaşımızı hak ettiği eserlerle buluşturmamızı istediler. İdeolojik konfor alanlarının dışına çıkmaya hiçbir zaman yanaşmadılar ama biz bunlara aldırmadık. Muhalefetin takoz siyasetine hiçbir zaman teslim olmadık. Engellere takılmadan projelerimizi kararlılıkla hayata geçirdik. Hemen hepsi kıvanç kaynağımız pek çok eseri, yatırımı, vizyon projesini hamdolsun ülkemizin kazanç hanesine başarıyla yazdırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlarla birlikte, ülke ve komşuları, bölgeleri birbirine bağlayacak barış ve iş birliği yolları, koridorları, rotaları tesis ettiklerini kaydetti.
Bu noktada iki büyük projenin stratejik anlam kazandığını gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan ilki Orta Koridor’dur. Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan ve 21 ülkeyi demir yolu ağıyla birbirine bağlayan Orta Koridor, deniz yoluna kıyasla 2 kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık 4 kat daha ekonomik taşıma imkânı sunuyor. Âdeta tarihî İpek Yolu’nu yeniden hizmete alıyoruz. Orta Koridor’un bel kemiğini teşkil eden Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’nı da faaliyete geçirdik. Bu muazzam projenin daha da geliştirilmesini, gerek ikili, gerek Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda ele almaya devam ediyoruz. Tüm bu girişimlerimizin yanı sıra Orta Koridor’u Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuşak ve yol girişimiyle uyumlaştırmaya yönelik çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güzergâhın Avrupa ve Asya’yı güvenli bir şekilde birbirine bağlayacağını dile getirerek, “Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu’ndan yapılan taşımalar yaklaşık 45 gün sürerken Orta Koridor’da yatırımlarımız tamamlandığında bu süre 15 günün altına inecek. Orta Koridor’un demiryolu üzerinden ticaret hacmi potansiyeli 75 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizdeki yıllık taşıma kapasitesi ise 6,5 milyon ton civarında. Mevcut yatırımlarımızla yıllık 6,5 milyon ton taşıma hacmi hedefliyoruz. Orta Koridor için yapımına devam ettiğimiz ve planladığımız projelerimizi hayata geçirdiğimizde toplam 114 milyar dolarlık üretim etkisi ve yıllık ortalama 144 bin kişiye istihdam sağlayacağımızı öngörüyoruz” diye konuştu.
“KALKINMA YOLU, BÖLGESEL İSTİKRAR VE REFAHIN ANAHTARIDIR”
Bir başka önem verdikleri projenin de “Kalkınma Yolu” olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ticari bir tasavvur olmanın ötesinde, bir barış projesi olan Kalkınma Yolu, kuzey-güney ekseninde coğrafyaları birbirine bağlarken, komşumuz Irak’ı merkez alan konumuyla bölgesel istikrar ve refahın anahtarıdır. Kalkınma Yolu, Basra Körfezi’nden başlayıp Ovaköy üzerinden ülkemize ve oradan Avrupa’ya uzanan çok modlu yapısıyla öne çıkıyor. Proje sayesinde Irak’ın Faw Limanı’na gelen yüklerin ülkemiz üzerinden Avrupa’ya açılması hedefleniyor. Kalkınma Yolu’nun 10 yıllık projeksiyonla üretime etkisi 50 milyar doları aşacak. İstihdama etkisinin ise yıllık ortalama 63 bin kişiyi bulması hesaplanıyor. Kalkınma Yolu’yla jeopolitik imkânlarımızı tüm bölgemizin faydalanacağı kapsamlı bir ekonomik avantaja dönüştüreceğiz. Projenin en büyük kazananı bizimle ve komşumuz Irak’la birlikte bölgemizdeki bütün kardeş ülkeler olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevredeki tüm ülkelerle ilişkileri kazan-kazan anlayışı temelinde ilerletirken, arada gönül köprüleri kurmaya da önem verdiklerini belirtti.
Barış ve huzurun tüm dünyaya egemen olmasının ancak insanlığın bir bütün hâlinde kalkınmasıyla mümkün olacağına inandıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bu nedenle artık Türkiye’nin sadece jeopolitik konumundan değil, jeostratejik güven adası olma özelliğinden de söz ediyoruz. Bu iddiamızın altını ise ulaştırma yatırımlarımızla, insani yardımlarımızla, girişimci dış politikamızla dünyada takdir toplayan vicdanlı duruşumuzla ve bölge halklarının refahına yaptığımız katkılarla dolduruyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı, açık etsin diyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu”nda katılımcılarla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek forumun ulaştırma sektöründe yeni ufukların açılmasına, yeni iş birliklerinin kurulmasına vesile olmasını dilediğini söyledi.
8,500 yıllık geçmişiyle tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış,tarihi, coğrafyası, kültürü, tüm folklorik özellikleri yanı sıra,verimli toprakları, sürekli gelişen sanayi bölgesi, 2008 yılında iç hat sivil hava trafiğine açılan havaalanı ve kültür merkezi olarak modernliği yakalayan özellikleriyle, Evliya Çelebi’ nin meşhur Seyahatname’sinde güzel sabah rüzgârının yansıması olan güzel insanlarından, tarihi eserlerinden övgüyle bahsettiği ,”Yolların ve Kültürlerin Kesiştiği Şehir” Merzifon
Ülkemizin,sanayi,bilişim,eğitim, moda, sağlık, iletişim, enerji, turizm, tarım, otomotiv ve enerji piyasalarında yer alan iş insanları, ülkemizde ve yurt dışında başarılı işlere imza atmış iş kadınları, akademisyen, rektör ve hocalarımız, yazarlarımız ve sivil toplum kuruluş başkanları ile birlikte platform başkan larımız ve yazarlarımızın bir arada yer aldıkları yazı dizimizde, TÜRSİP Türkiye Sanayici İş İnsanları Genel Başkanı ,Kamu Maliyesi Uzmanı Evli 2 Çocuk Babası İsmail Aktaş’ a yer verdim
01.05.1966 yılında Amasya’nın Merzifon ilçesinde dünyaya geldi. Madenci bir Baba, Yardımsever bir Cumhuriyet kadını olan Fatma Hanım’’ın iki çocuğundan birisi.
İsmail Aktaş,
Babam bir madenci idi; yerin altına girip emeğiyle çalışan bir insandı. Sokağı, çevresini ve havayı seven, bunlardan huzur bulan biriydi. Ağzından kötü bir kelime çıkmaz, aklında yanlış bir cümle barındırmazdı. Benim gözümde o bir kahramandı. Onun maden çıkaran elleri sayesinde okuyabildim. Babaların tecrübelerinden ve bilgeliğinden faydalanmayı bilmeliyiz. Onlara sevgimizi ve saygımızı fazlasıyla göstermeliyiz. Ne ekerseniz, onu biçersiniz. Bana dünyada en büyük yarın nedir deseler, “Babam” der ve susarım. “Babam giderse dağım gider. Atam gider, sırtım gider. Yolum gider, öpülecek elim gider. Canım gider, çocukluk yanım gider, bayram gider.” Sözleri adeta aile olmanın önemine vurgu yapıyor.
İlkokulu ve ortaokulu Merzifon Kayadüzü Köyü’nde tamamlamasının ardından, Lise eğitimini Ankara Maliye Meslek Lisesi’nde tamamladı. Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümünden mezun oldu.
İş nedeniyle İstanbul’a taşınan Merzifonlu bir aileden geliyor olması çokta göreceli olsa gerek. İlk iş deneyimine Bursa Defterdarlığı Uludağ Vergi Dairesinde göreve başladı . daha sonra İstanbul’da bir medikal firmada mali müşavir ve finans müdürü olarak devam etti.
6 ay, Almanya da Finans Kredi alanında Araştırma yapan İsmail Aktaş; Mercedes 404 Otobüslerin Türkiye’ye İthali konusunda çalışmalarını Metro Turizm’e aktardı. Sonrasında Metro Turizm Firmasında işe başladı.
Gençlik yıllarında ezilenlerin yanında oldum , haksızlıklara karşı durdum diyen İsmail Aktaş’ın insanları dinlemek, sorunlarına çözüm üretme çabaları yıllar buyunca süre geldi.
Bizim de bir sözümüz var: “Su akar, yolunu bulur.” Bizim suyumuz da İstanbul’a aktı ve burada çalışırken çevremize de ışık tutmamız gerektiğine inanarak sürekli proje üreten, teknolojiyi takip eden, okuyan ve araştıran birisi olarak, Bir çok Dernek ve siyasi aktiviteleri ile kendisi hep yol gösteren oldu.
İşte tamda bu noktada, TÜRSİP –Türkiye Sanayici İş İnsanları Platformu ön plana çıkıyor.
TÜRSİP Türkiye Sanayici İş İnsanları Platformu, Ulusal ve uluslararası platformlarda Türk sanayicisinin ve işadamlarının etkin rol üstlenebilmelerini ve örgütlülüklerini sağlayabilmek, Türk sanayisinin gelişmişlik düzeyini arttırmak adına kurulmuş bir platformdur.
TÜRSİP, kurulduğu tarihten bu güne sivil toplumun bileştirici gücü olma hedefini sağlayarak etkin ve geniş kapsamlı temsil yeteneği ve söz söyleme gücü elde etmiştir.Sahip olduğu bu güçle Türk Sanayisinin ve İşadamlarının, ülkemiz ile birlikte kalkınmasını sağlamak, sorunlarına çözüm üretmek, bilim ve teknolojinin ışığında gelişimini tesis etmek, verimliliklerini sağlamak, inovasyona özendirmek amacıyla araştırma, görüş ve değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmaktadır.
İsmail Aktaş sayısız projelerin de Mimarı …Çünkü Başarı Onu O Başarmayı Seviyor.
İlk olarak ,Türkiye’nin 1941’den bu yana faaliyet gösterdiği enerji alanında Türkiye’nin en geniş akaryakıt istasyon ağına sahip olup, aynı zamanda on binlerce kişiye istihdam sağlayan ve bölgesel bir güç olarak hareket eden dev bir enerji altyapı grubu Petrol Ofisi Filo Yönetimini gerçekleştirdi.
Kart kullanımının yaygın olmadığı bir dönemde, Petrol Ofisi Taşıt Tanıma Kartı projesini 2010 yılında hayata geçirdi. Bu kart, Türkiye genelindeki 1.950 istasyonda aynı anda %10 indirim sağlıyordu. Oldukça başarılı bir çalışma olan projesi ile bir çok araç sahibi bu kartı sahiplendi.
Yine Enerji Sektöründe 2 . projesi olarak bilinen, Shell ile TÖFED Kulüp Smart Çalışması ile İlklere imza attı.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu’na (TÖFED), Shell istasyonlarında %8 indirim sağlayan bir proje geliştirdi. 6 yıllık bir çalışmanın sonunda, 11 Temmuz 2008’de bu projeyi hayata geçirdi. Türkiye’nin sektörel anlamda ilk projesi olarak otobüs şoförlerini memnun etti. Bir depo yakıt kazancı sağladı, bu da şoförlerin bütçelerine ciddi bir katkı yaptı.
Ulaşım Sektöründe, övgüler ile söz edilen hayata geçirdiği diğer kapsamlı Projesi -Metro Turizm Esbank Çalışması
Metro Turizm için co-branded (ortak markalı) bir kredi kartı çalışması gerçekleştirdi. Bir yıllık bu çalışma sırasında kart yeni olmasına rağmen yoğun bir ilgi gördü. Kısa sürede birçok kişi kart sahibi oldu ve gündemde büyük bir yankı uyandırdı.
Kıymetli İsmail Aktaş’ ın şu sözleri yazı Dizimize katkı sağlamaktan öte değer katıyor.
“Şimdilerde, hızla ilerleyen teknolojik imkânların da etkisiyle iletişim çağını yaşarken dünyanın âdeta küçüldüğü başka bir tablo ile karşı karşıyayız.
Küreselleşmenin sonucu olarak, alışılmışın ötesinde çalkantılı bir geçiş döneminde, neredeyse ülkelerin sınırları ortadan kalkarken, bölgesel güç birliklerini ve global ekonominin kıyasıya rekabetini yaşıyoruz.
Tam da bu noktada , Kazakistan’dan Gürcistana , Sudan’dan Nijerya’ya . Fas’tan Mısır’a Almanya’dan Bulgaristan’a Yunanistan’dan Hollanda’ya Yerli Sanayicilerimizin Ürettiği ürünleri tanıtım amaçlı BTOBİ karşılıklı toplantılar gerçekleştirdi. Amacımız;
Ülkemizin Döviz açığını İhracat ile tamamlamaktır. Dedi. Bunu için Parolamız “5I” Kuralı ..
1-İstihsal
2-İstihdam
3-İhracaat
4- İthal İkamesi
5- İktisadi tam Bağımsızlık diyor.
Elbette değerlerimizden ödün vermeden, kazanımlarımızı yitirmeden, birlik ve beraberliğimizle yarınlar için çalışmamız gerektiğini biliyoruz diyor.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetimizin 102. yılına erişmiş olmanın mutluluğunu yaşarken üzerimizdeki sorumlulukların da farkındayız.
Gelecek Yarınlar için Birlik ve Beraberliğimizi Asla Bozmayacağız“
“İyi ki Varsın” yazı dizimde belirli aralıklarla, belirli zaman dilimlerinde karşılaştığımız, diyalog kurduğumuz, hayatımızın olmazsa olmazı değerlere yer verdim. Ama içlerinde öyle biri vardı ki işte kendisinin ne saati vardı ne de vakti.
Herhangi biri yeter ki bir sıkıntı düşmesin, içerisinde yardımsever kişiliği ağır basan, yeri asla doldurulamayan, hayata anlam katmasını bilen bildiren, girişimci ruhu, bilge kişiliği ve toplumun sevgisini tak dirini almış kimliği ile gelecek için daha birçok projenin hayata kazandırılmasına liderlik yapacak olan İsmail Aktaş’ a başarılı çalışmalarından dolayı kendilerine,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi’ne katılmak üzere bulunduğu Hollanda’nın Lahey kentinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi.
Görüşmede Türkiye ile ABD ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, enerji ve yatırım başta olmak üzere farklı alanlarda iki ülkenin büyük potansiyele sahip olduğunu, özellikle savunma sanayii alanındaki iş birliğinin ilerletilmesinin toplam 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefine ulaşılmasını kolaylaştıracağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’ın gayretleriyle İsrail-İran arasında sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını, bunun kalıcı olmasını temenni ettiğini, Gazze’deki insani trajedinin bir an önce sonlandırılmasında ve Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın barışçıl çözümünde yakın diyaloğun önemini vurguladı.
İki lider, NATO’nun önde gelen müttefikleri olarak, İttifakın caydırıcı gücünün pekiştirilmesi için atılacak adımların ehemmiyetine dikkat çekti.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.