Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya Akyazı Recep Tayyip Erdoğan Spor Kompleksi açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Afete hazırlık yanında diğer alanlarda da ülkemizi ve milletimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak adımlar atıyoruz” dedi.
Sakarya Akyazı Recep Tayyip Erdoğan Spor Kompleksi açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün 2 bayramı bir arada kutlayan çocukları selamlayarak, açılış töreni için geldiği Akyazı’da, yolların etrafının insanlarla dolu olmasının kendilerine duygulu anlar yaşattığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akyazı’da caddenin sağında ve solunda muhteşem bir katılım olmasının kendilerine bir şey gösterdiğini vurgulayarak, “Akyazı ne diyor biliyor musunuz? ‘Biz 14 Mayıs’a hazırız’ diyor. Sakarya ne diyor? ‘Biz gümbür gümbür akıyoruz, 14 Mayıs’a hazırız’ diyor” ifadelerini kullandı.
Açılışa katılan vatandaşlara, “İnşallah 14 Mayıs’ta bay bay Kemal’i gönderiyor musunuz? Onun buradaki uzantılarına gereğini yapıyor musunuz? Cumhur ittifakına Sakarya’da iş başında güvenle yola devam diyor musunuz?” sorularını soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan “evet” yanıtını aldı.
Bunun üzerine teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların Ramazan Bayramı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik etti.
“14 MAYIS’TA BUNLARA GEREKEN DERSİ VERMEMİZ LAZIM”
Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya Türküsü şiirinden “Sakarya saf çocuğu masum Anadolu’nun/Divanesi ikimiz kaldık, Allah yolunun” dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyleyse 14 Mayıs’ta bunlara gereken dersi vermemiz lazım. Ben Sakarya’nın bu dersi vereceğine inanıyorum. Gazi Mustafa Kemal’in çocuklarımıza adadığı bu önemli günün temsil ettiği Millî Mücadele ruhunu hiçbir zaman kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların “Dik dur eğilme, Sakarya seninle” şeklinde tezahüratta bulunması üzerine, “Bundan şüpheniz var mı? 21 sene değil, 40 yıl dik durduk, dikleşmedik ve bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik” dedi.
Kendi hikâyelerine, milleti sevmekle ülkeyi sevmekle vatanı sevmekle başladıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her günümüze, her haftamıza, her ayımıza her yılımıza bu aşkla, bu sevdayla başladık ve devam ettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imanın gereği olarak umutlarını asla yitirmediklerini söyledi. Mehmet Akif Ersoy’un “İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür/ İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür” dizelerini okuduktan sonra “Ne demek istediğimi anladınız değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vatandaşlar “Evet” yanıtını verdi.
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ VATANDAŞLARIMIZI ASLA YALNIZ BIRAKMADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesindeki vatandaşları asla yalnız bırakmadıklarını belirterek dün de Kahramanmaraş’ta, Nurdağı’nda olduğunu hatırlatıp orada konutların teslimini yaptıklarını anımsattı.
Bugüne kadar Cumhur İttifakı olarak 4-5 kez bölgeye gittiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak birilerinin de “turist” olarak gittiklerini, kendilerinin ise turist olarak değil, iş yapmaya gittiklerini ifade etti.
“Asrın felaketi”nde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’nın bu acıyı iyi bildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 24 sene önce, 17 Ağustos 1999’da Sakarya ile Marmara Bölgesini hemen hemen tamamında meydana gelen depremin acı hatıralarının yüreklerinde hâlâ taze olduğunu dile getirerek “Türkiye bugün 1999’a göre her bakımdan fersah fersah ileride bir ülke olarak 6 Şubat depremlerinin yaralarını daha hızlı sarıyor. Depremin 75’inci gününde ilk köy evlerini teslim etmeyi başaracak bir süratle çalıştık. İnşallah 650 bin yeni konut inşa ederek deprem şehirlerimizi tamamen ayağa kaldıracağız” diye konuştu.
“BU 7’Lİ MASA İYİCE DAĞITTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin tamamını depreme hazırlamak için kapsamlı kentsel dönüşüm projeleri yürüttüklerini anlatarak şöyle devam etti: “Muhtemel bir depremde, en büyük tehditle karşı karşıya olan İstanbul’dan başlayarak tarihî bir dönüşüm kampanyası başlatıyoruz. İstanbul’da riskli konutunu dönüştürmek isteyen vatandaşlarımıza, dönüşüm bedelinin yarısını hibe olarak veriyor, kalan yarısına da çok uygun şartlarda borçlanma imkânı getiriyoruz. İnşallah her yıl 300 bin konutu bu şekilde dönüştürerek, 5 yıl içinde İstanbul’daki riskli yapıların tümünü yenilemeyi hedefliyoruz. Ülkemizin tamamındaki riskli yapıları dönüştürecek çalışmaları da elbette ihmal etmiyoruz. Huzur olmadan, emniyet olmadan, istikrar olmadan, yatırım olmadan, üretim olmadan, kalkınma olmadan geleceğimize nasıl güvenle bakabiliriz? Bizim milletimize en büyük vaadimiz işte budur.”
“Bay bay Kemal’in bu tür vaatleri var mı? Hak getire. Bol bol yalan” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar getirecekmiş veya getirmiş. Eroin, esrar kaçakçılarının paralarını buraya getirecekmiş. Düşünebiliyor musunuz? Bay bay Kemal’in işi ya Kandil’deki teröristlerle, bu teröristlerin parlamentodaki uzantılarıyla. Sormak lazım bu CHP’li kardeşlerime, yahu bu adamın parlamento odasında niçin PKK’nın uzantılarıyla görüşüyor? Niçin genel merkezinde görüşemiyor? Acaba o kapalı kapılar arkasında ne görüştü, ne yaptı? Açıkla. Açıklayamaz. Ne diyorlar? Diyarbakır’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan Selo’yu çıkaracakmış. Ne diyor? Teröristbaşı Öcalan’ı çıkaracakmış. Bu ülke, terör devleti değildir. Türkiye asla bu terör örgütlerinin oyuncağı değildir. Peki, bay bay Kemal bunları söylerken bayan Meral ne söylüyor? Aykırı bir ifadesi var mı? ‘Ya ne diyorsun sen ortak?’ diyor mu? Bu 7’li masa iyice dağıttı. Şimdi, bu 7’li masayı benim Sakaryalı kardeşlerim Akyazılı kardeşlerim inanıyorum 14 Mayıs’ta da siz dağıtacaksınız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması esnasında alandaki vatandaşların ellerinde tuttukları “Yedi düvelli masa, sana vız gelir büyük usta”, “Çok az kaldı geliyor Millî Muharip Uçağı”, “Kazanan Türkiye, Togg’un varsa bas gaza” yazılı pankartları okudu.
Ardından sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mavi Vatan’ın bekçisi TCG Anadolu’yu bugün Sarayburnu’ndan Karadeniz’e uğurladıklarını hatırlatarak şunları kaydetti: “Son 1 hafta, 10 günde TCG Anadolu uçak gemimizi nereye uğurlayacağız, biliyor musunuz? İzmir’e. Şöyle 1 hafta-10 gün de İzmir’de kalmasında fayda var. Ne anlama geliyor, herhâlde anladınız değil mi? Fazla teferruatına girmeyeyim. İnşallah oradan farklı mesajlar vereceğiz TCG Anadolu’yla. TCG Anadolu’ya ‘maket gemi’ diyen bu 7’li masanın mensuplarına en güzel cevabı şu ana kadar bu gemimizi ziyaret eden 70 bin-80 bin kişi verdi. Bu insanlar durup dururken oraya gelmedi. Saatlerce kuyrukta beklediler. Neden? Bu muhteşem eseri görmek için.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkede bir toplu iğneyi yapamayan dönemlerden geldiklerini, şimdi İHA’ları, SİHA’ları, AKINCI’yı, Kızılelma’yı yaptıklarını anlatarak “Bu tabii bunları rahatsız edecek. Şimdi bugün, burayı bir tarih özdeşi hâline getirdik. Ne yapacağız? Arifiye’de bugün Altay tankımızı Silahlı Kuvvetlerimize teslim edeceğiz. Allah’a hamdolsun sonunda onu da yaptık. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme sözüyle bir kez daha karşınızdayız” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afete hazırlığın yanında diğer alanlarda da ülkeyi ve milleti Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak adımlar attıklarını belirtti.
TCG Anadolu’yu Karadeniz’e uğurladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta kendilerine görev verilmesi hâlinde bunun iki katı büyüklüğünde bir gemi daha yapacaklarını ve bunun görüşmelerini de belli ülkelerle yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece mavi denizlerde uçak gemilerinin çok daha farklı bulunacağını vurgulayarak, “Aynı şekilde denizaltılarımız öyle bulunacak” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sakarya’ya gelmeden önce 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle çocuklarla kabineyi topladıklarını anlattı.
“SAVUNMA SANAYİMİZİN ÖNEMLİ BİR PROJESİNİN YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİŞİNE ŞAHİTLİK EDECEĞİZ”
Sakarya’nın ülkenin önde gelen sanayi, ticaret ve tarım şehirlerinden biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimize bugüne kadar kazandırdığımız yatırım ne biliyor musunuz? 89 milyar liralık eser ve hizmeti bu anlayışla Sakarya’da hayata geçirdik. Bu buluşmamızda aynı zamanda Akyazı Spor Kompleksimizin resmî açılışını da yapıyoruz. Biraz sonra, az önce söyledim Arifiye’ye gidiyoruz. Savunma sanayimizin önemli bir projesinin yeni bir aşamaya geçişine şahitlik edeceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ilk yerli ve millî otomobili Togg’un geçen hafta piyasaya çıkışının sevincini hep birlikte yaşadıklarını vurgulayarak, Türk savunma sanayinin sembol eserlerinden TCG Anadolu gemisinin hizmete alınma gururunu milletle birlikte yaşadıklarını dile getirdi.
Zonguldak Filyos’taki Karadeniz gazının devreye alınması törenini “Sakarya” adıyla gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vesileyle bir ay boyunca konutlardaki tüm doğal gaz tüketiminin, bir yıl boyunca da mutfak ve su ısıtma amaçlı tüketimin ücretsiz olacağı müjdesinin bir kez daha millete hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz doğal gazını milletin emrine verdiklerini vurgulayarak şöyle devam etti: “Çalış senin de olsun ama bunların böyle bir derdi yok. Bunlar teröristlerle el ele, kol kola yürüyorlar. Onun için biz ne yaptık? Cudi’de bunları gömdük mü? Gabar’da bunları gömdük mü? Tendürek’te bunları gömdük mü? Bestler Deresi’nde bunları gömdük mü? Bilin ki biz olursak bu teröristleri bu mağaralarda gömmeye devam edeceğiz. Onun için işte devamlı birbirlerine söz veriyorlar, ‘Erdoğan gitmesi lazım.’ diyorlar. Çünkü Erdoğan giderse meydan boş kalacak. O zaman at oynatmaya başlayacaklar.”
Sosyal yardım programları kapsamında ihtiyaç sahibi ailelerin doğal gaz ve elektrik giderlerinin bir bölümünü zaten karşıladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz gazının sevincini tüm milletle paylaşmak için vatandaşların tamamına bir ay ve bir yıl süreyle bu imkânı sağladıklarını söyledi.
“EV KADINLARIMIZIN EMEKLİLİĞİNE, PRİMİNİN ÜÇTE BİRİNİ ÖDEYEREK DESTEK VERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin zenginliklerini, milletimizin her bir ferdinin günlük hayatına yansıtma kararlılığımızın bir diğer önemli işareti olarak şimdi ne kuruyoruz biliyor musunuz? Anneler, gençler; Aile ve Gençlik Bankasını kuruyoruz. Bu ne demek? ‘Kaynağını nereden bulacaksınız?’ diyenlere cevap. Bay bay Kemal tefecilerden buluyor, eroinmanlardan buluyor, esrarkeşlerden buluyor. Biz kaynağını Karadeniz gazı gibi ülkemizin doğal zenginliklerinden alacak bu bankayla ne mi yapacağız? Aile kurumunu güçlendirecek pek çok çalışmanın finansmanını buradan temin edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Norveç kendi doğal gazının, petrolünün belli bir oranını yüzde 25 gibi rezerv olarak kullanır ve gençliğine onu tahsis eder. Aynı benzerini de inşallah biz ülkemizde yapacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ev kadınlarımızın emekliliğine, priminin üçte birini ödeyerek destek vereceğiz. Böylece isteyen her ev hanımımız oldukça kolay şartlarda emekli olarak kendi gelirine sahip olma imkânına kavuşacak. Gençlerimizin eğitiminden istihdamına, iş kurmasından evlenmesine, hayata başlarken attığı her adımda yanında olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Alandaki vatandaşların açtığı, “İmam Şafi’ye sorulur: Fitne zamanı hak ehlini nasıl bulabiliriz? Cevap verir: Düşman oklarını takip edin, sizi hak ehline götürecektir” yazılı ve bazı terör örgütleriyle ülkelerin isimlerinin bulunduğu pankartı gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onu bir broşür hâline getirirseniz çok isabetli olur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin her seviyesinde burs imkânlarını genişleteceklerini anlatarak, “Üniversiteye yeni başlayan gençlerimize bir kez vergisiz cep telefonu ve bilgisayar alma hakkı tanıyacağız. Meslek öğrenerek hemen hayata atılmak isteyen gençlerimizin eğitimine ve işe başlamasına öncülük edeceğiz. Her haneden en az bir kişinin işe girmesini temin ederek gençlerimizin istihdamını kolaylaştıracağız. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimize hibe ve kredi desteği sağlayacağız. Evlenecek gençlerimizin gönül huzuruyla yuvalarını kurabilmeleri için 2 yılı ödemesiz 48 ay vadeli 150 bin lira faizsiz kredi vereceğiz” diye konuştu.
IMF İLE İLİŞKİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Parayı yönetmek, finansmanı yönetmek böyle olur bay bay Kemal. Tefecilerden para alarak değil. Eğer tefecilerden para alma yolunu biz deneseydik 2013’te bu bebecan var ya Davos’taydık. Davos’ta o zamanki IMF başkanıyla görüşme yapıyoruz. IMF başkanına dedim ki, ‘Sen bizden alacağını, taksitlerini alıyor musun?’ ‘Alıyorum’ dedi. Sene 2013. ‘Bak dedim, Türkiye’yi sen yönetemezsin. Türkiye’yi ben yönetirim. Bu ülkenin başbakanı benim. Sen de taksitlerini alırsın’ ve o zaman da Merkez Bankamızın döviz rezervi değerli kardeşlerim, 27,5 milyar dolar. Hamdolsun şimdi 122 milyar dolara çıktı. “
Başbakanlığı döneminde bir ara bu rakamın 135 milyar dolara kadar çıktığını Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu ne demektir? 2013. IMF Türkiye’ye bir daha gelmedi. Kapıyı kapattık. Peki bu CHP’nin sözcüsü, İYİ Parti’nin aynı şekilde bir tane Merkez Bankası’ndan gelme adamı var. Bunların ikisi ne dediler? İlla IMF’den hükûmet borçlanma yapmalı. Nerede yaptılar görüşmeleri? Otellerin gizli kapaklı arka kapılarında yaptılar. Peki, biz bunları dinledik mi? O günden bugüne biz IMF’den bir kuruş aldık mı? Onlar bize faizi arttırmayı hep telkin ettiler. Ben ise hep ‘Hayır biz faizi düşürmeye devam edeceğiz’ dedim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda enflasyonda bir sıkıntı olduğunu ama faizi 8,5’e düşürdüklerini, daha da düşüreceklerini söyledi.
“Geçmişte bunu yaptık. Geçmişte yaptığımıza göre bugün de yaparız, yarın da yapacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha binlerce başlıkla Türkiye Yüzyılı’nın inşasını milletle birlikte başaracaklarını dile getirdi.
Bunları söylerken günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen ekonomideki sıkıntıları da unutmadıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara düşürecek adımları kararlılıkla atmayı sürdürüyoruz. Bazı ürünlerde sıkıntılar yaşadık. Fahiş artışlar da oldu ama biz bunlara karşı da gereken tedbirleri alıyoruz, alacağız. Ve şunu çok açık, net söylüyorum: 14 Mayıs’tan sonra özellikle gıdada, bu çeşitli gıdalar olabilir, her türlü yanlış yola gidenlere yapacağımız yasal düzenlemelerle onlara da gereken dersi vereceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togg’u, TCG Anadolu’yu, Kızılelma’yı, İmece uydusunu önemsedikleri kadar manavdaki soğanı, domatesi, salatalığı, kasaptaki eti ve marketteki sütü de önemsediklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Ama diğerlerinden farklı olarak biz bunları birbirinden ayrı görmüyoruz. Her kim ben bunları yapmadan ‘Size ekmek vereceğim, para vereceğim.’ diyorsa emin olun bunlar yalan söylüyorlar. İşte bunlardan bir tanesi bay bay Kemal’dir. Hayatı yalan. Ülkemizi sanayisiyle, teknolojisiyle, tarımıyla, enerjisiyle büyütmeden, milletimizin sofrasına koyduğu ekmeği büyütemeyiz. Savunma sanayi başta olmak üzere her alanda yüksek teknolojiye dayalı tasarım ve üretim çalışmalarına bu derece önem vermemizin sebebi, ekmeğimizi büyütebilmemizin yolunun oradan geçmesidir. 21 yıl boyunca biz bunun için çalıştık, çabaladık, mücadele ettik, engel aştık, eser ve hizmet siyaseti yaptık.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’NIN İNŞASINI TÜM BU SIKINTILARI BİRER BİRER ÇÖZEREK BERABERCE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Göreve geldiklerinde Türkiye’de 25 olan havaalanlarının sayısını 58’e çıkardıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hastanelerimiz… Şu şehir hastaneleri, geçmişte bu tür şeyler var mıydı? Bay bay Kemal, SSK hastanelerinde genel müdürlük yaptı. Onun genel müdür olduğu dönemlerde Savaş Ay’ın hani o bir meşhur videosu vardı. Ah ah… O hastanelerin hâli neydi?” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir hastanelerine işaret ederek, şunları söyledi: “Dünyada Türkiye’ye akın akın gelenler var. Niye geliyorlar? Kaşımıza gözümüze değil, bu hastanelerimizin evet, hijyen ve gerçekten onları mutlu ediyor. Çam Sakurası’ndan tutun, Murat Dilmener, Feriha Öz, bütün bu hastaneler. Bütün bunların yanında işte daha yeni Kocaeli Şehir Hastanesinin açılışını da geçen hafta yaptık. O da muhteşem oldu. Ankara’da Bilkent var, öbür tarafta yine muhteşem aynı oda sayısında bir hastaneyi de yaptık. Şimdi önümüzde İzmir var, İzmir’i açacağız. Yani 20 vilayette bu hastaneler devam ediyor.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdürü olduğu dönemde hastanelerin durumuna ilişkin gazeteci Savaş Ay’ın programından bir kesitin gösterilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olay bu. Hâli görüyorsunuz. Sefalet, sefalet. Bay bay Kemal sen bu sefaletin temsilcisisin. Sen, işte bu hastaneleri bu hâle getiren kişisin. Buna 5 tane koyun verin, inan kaybeder gelir. Yok ya, yapamaz. Ülkenin ve milletin bu kutlu yürüyüşünü, günübirlik kazançları veya hırsları uğruna engellemeye çalışan fırsatçılara eyvallah etmeyeceğiz. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nın inşasını tüm bu sıkıntıları birer birer çözerek beraberce gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
“BUGÜN YİNE BİR SEÇİM ARİFESİNDEYİZ, YİNE BİR TERCİHLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara, “Şimdi sizlerle burada bir ahit yenileyelim mi?” diye seslenerek, “Sakarya, 14 Mayıs’ta çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor muyuz? Sakarya, 14 Mayıs’ta 21 yıllık kazanımlarımızı daha ileri taşımaya hazır mıyız? Sakarya, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın inşası için ‘Bismillah’ diyor muyuz? Sakarya, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için doğru adımlarla yola devam diyor muyuz? İşte benim gönlümün sultanı Sakarya bu. İşte benim gençliğimden beri sevdam olan Sakarya bu. Rabb’im hepinizden razı olsun” diye konuştu.
Türkiye’nin 14 Mayıs’ta sandık başına gideceğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aslında her seçim bir yol ayrımıdır. Hükûmete geldiğimiz 2002’den beri her seçimde milletimizle birlikte bu yol ayrımını yaşadık. Hatırlarsanız, milletimiz 2007 seçimlerinde vesayet ile millî irade arasında tercih yaptı. Milletimiz 2011 seçimlerinde 2023 hedeflerimiz ile eski Türkiye arasında bir tercihte bulundu. Milletimiz 2015 seçimlerinde PKK’nın vatanımızı bölme, FETÖ’nün ülkemizi ele geçirme saldırıları ile istiklalimiz ve istikbalimiz arasında bir tercihe yöneldi. Milletimiz 2018 seçimlerinde 15 Temmuz darbe girişimine cevabını yeni yönetim sistemimize sahip çıkarak verdi. Bugün yine bir seçim arifesindeyiz, yine bir tercihle karşı karşıyayız. Bir yanda depreminden Millî Teknoloji Hamlesi’ne, bölgesindeki egemenlik haklarından küresel, siyasi ve ekonomik güç olma hedefine tüm başlıklarıyla ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu var. Diğer yanda 7’li masanın ve onların en hararetli savunucuları hâline gelen PKK ve FETÖ elebaşılarının hayali olan emperyalistlerin boyunduruğundaki Türkiye özlemi var.”
“14 MAYIS’TA TERCİHİMİZİ DOĞRUDAN YANA YAPMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’ye ve onunla birlikte hareket eden diğer partilere gönül verenlere, “Kendinizin ve evladınızın geleceğini bu 7’li kavga masasına emanet eder misiniz? Ülkenizin güvenliğini, huzurunu, akıbetini, kendi deyimleriyle bu kumar masasına emanet eder misiniz?” diyerek seslendi.
Milletin tüm fertlerine de seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hanımlar, bakkala ekmek almak için göndermeye bile güvenemeyeceğiniz birine ülkeyi emanet eder misiniz? Beyler, dükkânınızı, atölyenizi, tezgahınızı 5 dakikalığına bırakamayacağınız birine ülkeyi emanet edebilir misiniz? Gençler, dersinize yardım etse verdiği bilgilerin doğruluğuna şüpheyle bakacağınız birine kendi geleceğinizi teslim edebilir misiniz? Ah benim çiftçi kardeşim, önüne 3 keçi katsanız akşama hepsini de kaybedip geleceğini bildiğiniz birine ülkenizin geleceğini teslim edebilir misiniz? İşveren kardeşim, kendi müessesenizde vasıfsız eleman olarak dahi çalıştırmayacağınız birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misiniz? Emekli kardeşim, oturduğun apartmana yönetici olarak seçmeyeceğin birine ülkenin geleceğini emanet edebilir misin? İşte bunun için 14 Mayıs’ta tercihimizi doğrudan yana yapmalıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz milletimizi deprem yıkıntılarının altından kurtarmakla uğraşırken, anlaşılan o ki kendi kendine gaza gelen bay bay Kemal bir ara ciddi ciddi ülkenin başına gelebileceğine inanmış. Sonra milletimizin ferasetinin farkına varınca, sandıkta bir kez daha hüsrana uğrayacağını anladı. Bu hırsla da milletimizi birbirine düşürmek için her gün yeni bir fitne ateşi yakmaya başladı” diye konuştu.
AK Parti’nin küresel güçlerin en yıkıcı silahı hâline gelen sapkın akımların karşısında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlar LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci, CHP, o da öyle. Fakat AK Parti bu işlerin tam karşısında. MHP tam karşısında. Bunun yanında Yeniden Refah öyle, Büyük Birlik öyle, HÜDA PAR öyle. Bizler Cumhur İttifakı olarak LGBT’nin tam manasıyla karşısındayız. Çünkü bizim için aile kutsaldır. Aileye toz konduramayız ama bunların öyle bir derdi yok. Onun için biz aile kurumumuza evelallah dokundurmayacağız.”
Muhalefeti eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar ne diyor utanmadan, sıkılmadan? Gelince Diyanet İşleri Başkanlığımızı kaldıracaklarmış. Benim milletim size ‘Yürü’ demez. Siz, Diyanet İşleri Başkanlığını nasıl kaldıracaksınız? Siz ne hayasızsınız?” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yahya Kemal Beyatlı’nın “26 Ağustos 1922” adlı şiirinin dizelerini okudu.
“Bay bay Kemal, bu milletin mayası sağlam ve 14 Mayıs’ta da sana gereken dersi Allah’ın izniyle verecek” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Milletimizin değerlerine sahip çıktığını ve bu yolda ilerleyemeyeceğini görünce kendini neye adadı? Cami, türbe gezmeye verdi. Bugüne kadar neredeydin ya? Şimdi cami, türbe dolaşıp duruyor. Neler söylüyor neler. Ardından kendini PKK’nın güdümünden kurtaramayan 7. ortağı HDP’den duyduğu utancı gizlemek için benim Kürt kardeşlerimi tahrik etmeye başladı. Benim Kürt kardeşlerim, Rabbimizin hükmü gereği ayrıma tabi tutulmadan bizim kardeşimizdir. Çünkü biz ancak ‘inananlar kardeştir’ hükmü gereğince birbirimizin kardeşiyiz. Avrupa ve Amerika’daki kimi hain çevrelerin yıllardır dillendirdiği sinsi iddiaları tekrarlayarak, bölücülerin ekmeğine yağ sürdü. Kürt kardeşlerimiz sicilini de çapını da okkasını da bildikleri bu zata itibar etmedikleri için bu hamlesinde karşılık bulamadı. Bunun üzerine daha tehlikeli, daha yakıcı bir başka fitne ateşiyle ortaya çıkarak mezhebi kimliğine vurgu yaptı. Hâlbuki kimse bu zata bugüne kadar inancını, mezhebini, meşrebini sormadı. Bu zatı kimse, bu kimlikleri üzerinden herhangi bir ithama da maruz bırakmadı. Tam tersine bu ülkede bürokrat oldu, genel müdür oldu, milletvekili oldu, parti genel başkanı oldu. Peki, öyleyse niçin yaşın 74’e geldikten sonra birdenbire mezhebi kimliğinle kamuoyunun huzuruna çıkma ihtiyacı duydun?”
“ŞİİLİK, ALEVİLİK, NE KARIŞTIRIYORSUN BUNLARI?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bugüne kadar hep ne dedik? Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok. Alevilik diye bir dinimiz yok. Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim dinimizin tek bir adı var, o da İslam’dır. Dini kimliğimizin tek bir adı var, o da Müslümanlık’tır. Bay bay Kemal sen buradan hareket et. Şiilik, Alevilik, ne karıştırıyorsun bunları? Kim sana bugüne kadar böyle bir şeyi sordu ki ama dert başka. Şimdi oradan bir istismarda. Ülkemizdeki her bir insanımızı bu anlayışla kucakladık. Hizmet ettik. Hatta bununla kalmadık. Ülkemizdeki gayrimüslim vatandaşlarımıza da biz sahip çıktık. Bu vatandaşlarımızın yıllarca ihmal edilen hak ve hukuklarını da en geniş şekilde kullanabilmelerine biz imkân sağladık” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, AK Parti döneminde geldiği demokrasi, hak, özgürlük sayesinde artık bu tartışmaların yeri ve gereğinin kalmadığını dile getirdi.
Buna karşılık bir başka ilkeli tavır ortaya koyduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam’ı terörle özdeşleştirmek, Müslümanlar’ı tezyif etmek, özellikle de Alevi kardeşlerimizi ‘Alisiz Alevilik’ gibi akımlarla bu büyük aileden kopartmak isteyenlere asla boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Batının dün Bektaşiler üzerinde oynadığı oyunu, bugün Alevi kardeşlerimiz üzerinde tekrarlama niyetini biliyoruz ve bu sinsi planı reddediyoruz” dedi.
“Hak” diyen, “Muhammed” diyen, “Ehlibeyt” diyen herkesin kardeşleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz aylarda kuruluşunu gerçekleştirdiğim Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile ülkemizdeki Alevi-Bektaşi kardeşlerimizin her meselelerine devlet nezdinde çözüm bulacağımızı söyledim. Kimsenin bu özbeöz kardeşlerimizi istismar ederek, millî birliğimize, bütünlüğümüze, ortak geleceğimize göz dikmesine izin vermeyeceğiz. Alevi kardeşlerimizi İslam’dan, ülkemizden ve milletimizden koparmayı amaçlayan fitne tüccarlarının kirli oyunlarına başta bay bay Kemal olmak üzere kimseyi alet ettirmeyeceğiz.”
“14 MAYIS’TA MİLLETİMİZLE BİRLİKTE BU HAKİKATİ BİR KEZ DAHA İSPATLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleriyle, darbeyle, sosyal kaosla, siyasi ve ekonomik tuzaklarla dize getiremedikleri Türkiye’yi, Suriyelileştirerek çökertme hesaplarını hep beraber bozacaklarını söyledi.
Milletin tarihten beri gelen zenginliğinin birer rengi olarak kabul edilen etnik ve mezhebi farklılıkları istismara yeltenen her beyanı, her tutumu böyle gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İnşallah böyle de görmeye devam edeceğiz. Bunun için gelin, yıllardır dilimizden düşürmediğimiz millî ahdimizi hep beraber en yüksek sesle tekrarlayalım. Hazır mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Kimse milletimizin birliğine, bayrağımızın sembolü olduğu istiklalimize, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin tekliğine göz dikemez. İnşallah 14 Mayıs’ta milletimizle birlikte, bu hakikati 7’li masaya da yedi düvele de bir kez daha ispatlayacağız. Rabbim hepinizden razı olsun. Açılışını yaptığımız Akyazı Spor Kompleksimizin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Törende, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da birer konuşma yaptı.
AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sahneye çıktığı sırada Sakaryaspor atkısı taktı.
Akyazı Belediye Başkanı Bilal Soykan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının ardından hediye takdim etti.
Büyük Birlik Partisi Akyazı İlçe Başkanı Naim Yolcu’nun oğlu Batuhan Yolcu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kendi çizdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karakalem portresini hediye etti. Batuhan Yolcu, 14 Mayıs’ta ilk oyunu kullanacağını belirterek, “İlk oyum Cumhur İttifakı’na, ilk oyum Cumhurbaşkanı Erdoğan’a” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocuklar için de makas isteyerek, Akyazı Spor Kompleksi’nin kurdele kesimini çocuklarla ve protokol üyeleriyle yaptı. Kurdele kesiminin ardından Sakarya milletvekili adayları tanıtıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı’nda yaptığı konuşmada, “Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik. Bu amaçla, 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını yakından takip ederek, destekleyerek, samimiyetle sahiplenerek hatta gerektiğinde mücadeleye bilfiil katılarak kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile Haliç Üniversitesi’nde düzenlenen Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Birleşmiş Milletler tarafından 24 yıl önce kabul edilen, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde gerçekleştirdikleri programın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de de her 25 Kasım gününün bu çerçevede düzenlenen çok sayıda etkinlikle idrak edildiğini kaydetti.
“Amacımız, erkeği ve kadınıyla milletimizin her bir ferdinin, kendi hayatında ve toplumda kadına yönelik şiddet konusunda bilinç sahibi olmasıdır” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, Türkiye bu hususta eskisiyle mukayese edilemeyecek derecede ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Her ne kadar, yaygınlaşan medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da bilhassa hanım kardeşlerimiz hakikati gayet iyi biliyor” diye ekledi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEYİ, AİLEYİ GÜÇLENDİRME MÜCADELEMİZİN AYRILMAZ BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ne kadar medya ve sosyal medya üzerinden yürütülen kasıtlı kampanyalarla bu başarıyı gölgelemek isteyenler varsa da bilhassa kadınların hakikati gayet iyi bildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi temel politikamız hâline getirdik. Bu amaçla 2011 yılında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızı kurduk. Bakanlığımızın her çalışmasını yakından takip ederek, destekleyerek, samimiyetle sahiplenerek, hatta gerektiğinde mücadeleye bilfiil katılarak kadınların yanında yer aldığımızı gösterdik. Bazıları bakanlığımızın adındaki aile kavramını öne sürerek, kadınlar için yaptığımız hizmetleri unutturmaya ve gölgelemeye çalışıyor.”
Ailenin kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, toplumu oluşturan o devasa yapının kilit taşı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile olmadan sadece birey olarak insanın varlığı eksik kalır. Ülkemizde aile kurumumuza yönelik saldırıların, kadınların haklarını savunmakla hiçbir ilgisinin olmadığının hepimiz farkındayız. Bu tür saldırıların gerisinde aileden başlayarak millî bünyemizi çökerterek, milletimizi var eden hasletleri ortadan kaldırma gayesi vardır. Huzurlu, güvenli, üyelerinin birbirine saygı duyduğu bir aile aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı en muhkem kalemizdir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına veya çocuğa yönelik şiddetin olduğu bir birlikteliğin her şeyden önce aile kavramının ruhuna ve özüne ters olduğunun ortada olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere; kadının şiddet gördüğü bir beraberliği temelinde karşılıklı şefkatin, merhametin ve hürmetin olduğu aile kavramıyla tanımlayabilir miyiz? Çocuğun fiziki veya psikolojik şiddete maruz kaldığı bir yapının sağlıklı bir aile olduğunu kim iddia edebilir? Bunu kim söyleyebilir? Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi aileyi yüceltme ve güçlendirme mücadelemizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yani aileye sahip çıkarak şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların tüm haklarının da korunmasını sağlamayı amaçlıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan başlayarak, Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız dönemindeki icraatlarımızla bu doğrultuda önemli bir dönüşümü gerçekleştirdiğimize inanıyorum.”
Bugünkü toplantının konusu olan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2024 Yılı Faaliyet Planı’nın bu dönüşümlerin sadece bir örneği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yıl içinde sayması saatler alacak nice reformu ve düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkede kadına yönelik şiddetle mücadelede en büyük devrimi 2012 yılında çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’yla yaptıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, marjinal grupların ve sapkın akımların istismar malzemesi hâline gelen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin, kadınların hakları ve onlara yönelik şiddetle mücadeleye en küçük bir olumsuz etkisinin olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda belli çevreler tarafından yürütülen tezviratın hiçbir temelinin ve dayanağının olmadığını vurgulayarak, “Çünkü mücadelenin asıl somut araçları, 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere hukukumuza derç ettiğimiz mevzuat ile zihinlerde gerçekleştirdiğimiz dönüşümdür. Bu kanun, kadın hakları ve ailenin korunması açısından spekülasyonlara kurban edilemeyecek kadar mühim bir kazanımdır. Bu kazanımların örselenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz” ifadesini kullandı.
Kanunun mahiyetinde ve uygulanmasında sorunlar varsa çözecek, eksikler varsa giderecek, daha da güçlendirilmesi gereken unsurlar varsa gereğini mutlaka yapacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla mevzuatı sürekli geliştirip yenilediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede 2006 yılında yayımladığımız çocuk ve kadınlara yönelik şiddete ve cinayetlere karşı alınacak tedbirlerle ilgili genelgeyi, bugün yayımladığımız yeni bir genelgeyle güncelledik. Yeni genelgemizle kurduğumuz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Kurulu’nun, Türkiye Yüzyılı’na yakışır faaliyetler yürüteceğine inanıyoruz” diye konuştu.
“2024 YILI FAALİYET PLANI, KADINA YÖNELİK ŞİDDET KONUSUNDAKİ GÜÇLÜ İRADEMİZİN SOMUT BİR İFADESİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün kamuoyuyla paylaştıkları 2024 Yılı Faaliyet Planı’nın, ilgili bakanlıkların ve kurumların katkılarıyla hazırlandığını aktardı.
Son faaliyet planının, adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu ve önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarında beş ana hedef üzerine inşa edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu plan, 66 alt hedefi ve 218 faaliyet başlığıyla kadına yönelik şiddet konusundaki güçlü irademizin somut bir ifadesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, planın detayları ve yapılacak faaliyetler hakkında salonda izlenen videoyu anımsatarak, “İnşallah planda belirlenen hususların etkin ve kuşatıcı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacağız. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamında faaliyet gösteren kadın konukevleri, ŞÖNİM’ler ve Sosyal Hizmet Merkezleriyle, şiddete maruz kalan kadınları devlet güvencesi altına alıyoruz” bilgisini paylaştı.
Kamu görevlileri ve vatandaşlardan oluşan 4 milyonun üzerinde kişiye verilen eğitimler ve seminerlerle “kadına yönelik şiddete karşı sıfır tolerans” ilkesinin altyapısını oluşturduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı için yürüttükleri çalışmaları kesintisiz bir şekilde sürdürdüklerini kaydetti.
Siyaset yolculuğunun her safhasını kadınlarla birlikte yürüyen bir kardeşleri olarak bugünlere siyaset mühendislikleriyle değil, onların hayır dualarıyla geldiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ve milletimizin hayrına hangi mücadeleye girdiysek kadınların desteğini daima yanımızda bulduk. Hayatımıza kastetmeye varan hain saldırıları siz kadınların desteğiyle püskürttük. Biliyorsunuz, 15 Temmuz menfur darbe girişiminde hayatları pahasına darbecilere direnen, tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okuyan milyonların en ön safında kadınlar vardı” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından çıkartıp, önce 2023 hedefleri, şimdi de Türkiye Yüzyılı aydınlığına çıkartanlar yine kadınlardır, Aybüke öğretmenlerdir” dedi.
“DİYARBAKIR ANNELERİ’Nİ YÜREKTEN SELAMLIYORUM”
Kıyafetleri yüzünden okul kapılarından, üniversite amfilerinden, iş hayatından, kamudan dışlanmaya çalışılan kadınların mücadelesinin, Türk demokrasi tarihinin en önemli sayfalarından biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyarbakır’da tuttukları evlat nöbetiyle terör örgütüne kâbuslar yaşatan kadınların hakkını asla ödeyemeyiz. Buradan bir kez daha bölücü terör örgütünün kanlı, kirli ve kalleş yüzünü direnişleriyle deşifre eden Diyarbakır Anneleri’ni yürekten selamlıyorum” diye konuştu.
Evinde, fabrikada, tarlada, kendi işinin başında, alın teriyle, emeğiyle fedakârca destan yazan kadınların başarılarıyla gurur duyduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maruz kaldıkları tüm ayrımcılıkların üstesinden gelerek hayatın her alanında isimlerini tarihe altın harflerle yazdıran kadınların her birini huzurlarınızda tebrik ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların bireysel özgürlüklerinden siyasi ve sosyal alandaki varlıklarına kadar her konuda gösterdikleri gayreti, bir lütuf veya imtiyaz değil, “hak mücadelesi” olarak gördüklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bizim gönül ve fikir dünyamızda kadın ve erkek, Allah’ın kulu olmakla da vatandaş olmakla da eşittir, biri diğerinden üstün değildir. Üstünlük gayrettedir, üretkenliktedir, ilimdedir, ahlaktadır, takvadadır, merhamettedir, erdemli olmaktadır. Bu anlayışla cinsiyetinin ötesinde insan sıfatıyla sahip olduğu hakları için çile çeken, mücadele veren, adeta canını dişine takan kadınların hep yanında yer aldık, almayı da sürdürüyoruz.”
Her konuda olduğu gibi bu hususta da eksiklikler ve aksaklıklar olabileceğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsi zaman içinde çözülebilir, düzeltilebilir, telafi edilebilir meselelerdir. Önemli olan hak mücadelesindeki samimiyettir. Kadınların hak taleplerinde onlara verdiğimiz destekte samimi olduğumuz için bugünlere geldik” düşüncesini dile getirdi.
3 Kasım seçimleriyle “Anadolu ihtilalini” kadınlarla birlikte başlattıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınlara hitaben sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk demokrasisini vesayetin karanlığından sizlerle birlikte çıkardık. Milletimizin iradesine vurulan prangaları sizlerle birlikte parçaladık. Terör örgütlerinin hain emellerini birlikte hüsrana uğrattık. Önümüze konan irili ufaklı bütün engelleri sizlerle birlikte aştık. Ne kadar çetin olursa olsun tüm zorlukların üstesinden sizlerle birlikte geldik. Hak ve hürriyetlerimize yönelik saldırıları birlikte savuşturduk. Türkiye’nin hedefleri doğrultusunda yürümesini sizlerle birlikte sağladık. Türkiye’nin son 21 yılda her alanda yazdığı başarı hikâyesinin kahramanı, toplumumuzun diğer kesimleriyle birlikte hiç şüphesiz kadınlardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin başarılarının üzerini örtmek, insanların umutlarını söndürmek, gençlerin hayallerine ket vurmak isteyen ve siyasetteki tek gayesi bu olan kötümser bir zihniyet olduğunu söyledi.
“Bu kafanın her konu gibi kadınların kazanımları hususunda da gerçeği ters yüz etmenin, pireyi deve yapmanın” peşinde olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin 21 yılda nereden nereye geldiğini kabul etmek istemeyenlerin iflahının mümkün olmadığını, pek çok hadisede yakinen tecrübe ettik. Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan bu kesimin amacı, demokratik yarışla ülke yönetimine gelmek değil, darbe ve vesayet yoluyla sorumsuz yetkili olarak keyiflerince hareket etmektir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu uğurda şimdiye kadar her şeyi yaptılar, her yolu denediler, her türlü omurgasızlığı, ilkesizliği sergilediler. Hatta ellerinde, yine söylüyorum, şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın, merhum Ayşenur Kalkan’ın, evlatlarını korumak için bombaların üzerine atlayan Hatice Belgin’in ve daha nice kadın kahramanımızın kanı onların ellerinde, ciğerlerinde kalmıştır. Oysa bu ülkede eli öpülecek kadın aranıyorsa, böyle bir saygıya layık olanlar herkesten önce vatanımız için canlarını ortaya koyan şehitlerimizin yiğit analarıdır, eşleridir, başımızın tacı öğretmenlerimizdir. 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarıyla darbecilere direnen demokrasi neferleridir.”
“KADINLAR DA HAKİKATLERİN FARKINDA OLDUĞU İÇİN YÜRÜTÜLEN İSTİSMAR FAALİYETLERİ ARTIK TABAN TUTAMIYOR”
“Bizim insanımız, basiret ve ferasetiyle temayüz etmiş bir millettir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kimin samimi olduğunu, kimin de meseleleri istismar ettiğini çok iyi gördüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin vicdan ve fikir terazisinde bunun değerlendirmesini çok iyi yaptığını belirterek, “Hamdolsun, milletimizin her bir ferdi gibi kadınlar da hakikatlerin farkında olduğu için yürütülen istismar faaliyetleri artık taban tutamıyor. Tüm hayatları kendileri gibi düşünmeyenleri ve davranmayanları yaşam biçimleri üzerinden tahkir etmekle geçenlerin yaşam tarzı yaygaraları komiktir. Hatta daha ötesi trajikomiktir” dedi.
Hiç uzağa gitmeden, Gazze’deki insani dramın bunun en çarpıcı örneği olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Farklı siyasi görüşten, inançtan, kökenden vatandaşlarımızın neredeyse tamamının ortaklaştığı bir meselede dahi bunlar sınıfta kaldılar. İstisnaları bir tarafa bırakırsak, bu çevrelerin haftalardır Gazze’de alçakça katledilen binlerce çocuk ve kadın için tek kelime ettikleri vaki değildir. Buna karşılık doğruluğu şüpheli kimi örnekler üzerinden zalimleri ve onların aparatlarını desteklemeyi maharet sayıyorlar” ifadelerini kullandı.
“HER ALANDA ÜLKEMİZİ HAK ETTİĞİ YERE GETİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin demokrasisine, hukukuna, kalkınmasına, istiklal ve istikbal mücadelesine bu kadar büyük darbeler vuran bu zihniyetin yol açtığı ağır maliyeti senelerce geri kalmışlık, faşist baskılar, zulüm olarak ödediklerini ifade ederek, şöyle konuştu: “Kalkınma ve demokrasi yolculuğuna beraber başladığımız ülkeler ilerlerken, sırf birilerinin ideolojik bağnazlıklarından dolayı Türkiye on yıllar boyunca kılık kıyafetle, okumak isteyen kadınların başörtüsüyle uğraştı. Lafa gelince kültürden, sanattan, ilerlemeden, bilimden bahsedenler, kızlarımızı kazandıkları üniversitelerin kapısından içeriye dahi sokmadılar. Kılık kıyafet özgürlüğünün iptali için Anayasa Mahkemesine koşanlar, başörtüsüne ‘bir metrekarelik bez parçası’ diyerek hareket edenler yine bu faşist zihniyetin mensuplarıydı.”
“KADINLARI EZEN, ONLARI HOR HAKİR GÖREN TAASSUPLA KARARLI BİR MÜCADELE YÜRÜTTÜK”
İleri demokrasiyi, insan hak ve hürriyetlerini, her alanda güçlü ekonomiyi millete ve Türkiye’ye çok gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Üreten, ihracat yapan, her alanda tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla ilerleyen bir Türkiye gerçeğinden rahatsız oldular. Ülkemizin bir daha böyle felaketlerle karşılaşmaması için yönetim sistemi değişikliği dâhil demokratik bir sistem içinde yapılabilecek her şeyi yaptık. Aynı şekilde gelenek göreneklerimizin arkasına saklanarak kadınları ezen, onları hor hakir gören taassupla da kararlı bir mücadele yürüttük. Önümüzdeki dönemde de reformlarımızı sürdürerek, ihtiyaç duyulan her alanda ülkemizi hak ettiği yere getirmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede kadınların taleplerine de önceliklerinin en başında yer verdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti: “Kadını dışlayan bir ülke de bir siyaset de bir program da sahip olduğu insan zenginliğinin yarısından vazgeçmiş demektir. Ne tarihimiz, ne medeniyetimiz, ne kültürümüz, ne gelenek göreneklerimiz böyle bir savrukluğa ve adaletsizliğe cevap verir. Biz bu anlayışla ne diyoruz Türkiye Yüzyılı, kadınların yüzyılı olacaktır. İnşallah 21 yılda verdiğimiz her imtihan gibi ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzu da hayata geçirecek, bu zaferin sevincini kadınlarla birlikte kutlayacağız. Kadını, erkeği, genci ve yaşlısıyla tam bir dayanışma içinde mücadele ederek, Allah’ın izniyle şiddetsiz bir Türkiye’yi sizlerle birlikte inşa edeceğiz.”
“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2024 Yılı Faaliyet Planı”nı, bu doğrultuda atılmış çok kıymetli bir adım olarak gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Planın titizlikle uygulanması noktasında, devletimizin tüm kurumlarıyla birlikte sivil toplum kuruluşlarımızın ve milletimizin her bir ferdinin gerekli hassasiyeti göstereceğine yürekten inanıyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak biz de planın başarısı için her türlü desteği vermekten geri durmayacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadınların hak ve hukuk mücadelesinde yanlarında yer alacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kalkınmasında, güçlenmesinde, aydınlık yarınların müjdecisi olan Türkiye Yüzyılı’nın inşasına yaptıkları katkılar için kadınlara teşekkür ederek, faaliyet planının hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim-öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmedik. Hükûmetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim-öğretimine ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim-öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün bu miktar 652 milyar liraya çıkmıştır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler” başlıklı 24 Kasım Öğretmenler Günü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün tüm öğretmenlere hayırlı olması temennisini dile getirerek, “Yurt içinde ve yurt dışında görev yapan öğretmenlerimize şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyor, minnet duygularımı ifade ediyorum. Görevi esnasında şehit edilenler başta olmak üzere, ebedi âleme irtihal etmiş tüm öğretmenlerimize Cenab-ı Mevla’dan rahmet niyaz ediyor, bu güzel buluşma münasebetiyle her birini şükranla yâd ediyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütü PKK tarafından altı yıl önce Batman’da şehit edilen öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’a ithafen hazırlanan sinema filminin gala gösterimini şehit öğretmenin ailesiyle gözyaşları içerisinde seyrettiklerini kaydederek, “TRT’nin emeği ve gayretiyle hayat bulan ‘Aybüke; Öğretmen Oldum Ben’ filmi, şehidimizin aziz hatırasına hürmeten bugün ülkemiz genelinde gösterime girdi. Henüz 22 yaşındayken öğrencilerinden alçakça kopartılan şehit Aybüke öğretmenin hayatını, umutlarını, mücadelesini sinemaya taşıyan bu özel filmi öğretmenlerimizle birlikte tüm gençlerimizin izlemesini tavsiye ediyorum. Uzun yıllar ülkeye hizmet edip milletimize karşı vazifelerini başarıyla yerine getirdikten sonra bugün emekliliğini yaşayan öğretmenlerimize de sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
Emeklilerin yükünün hafifletilmesine yönelik geçen ay bir defaya mahsus beş bin lira ödeme kararı aldıklarını ve bu kapsamda Meclis’ten geçen kanun teklifiyle 10 milyon 430 bin çalışmayan emeklinin hesabına ödemelerinin yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Açıkçası emeklilerimizin bir kısmının dışarıda bırakılması şahsen bizim de içimize sinmeyen, bizim de hakkaniyetli bulmadığımız bir durumdu. Dahası bunun çiftçi ve esnaf emeklilerimizin içinde yer aldığı diğer emeklilerimizde bir gönül kırgınlığına sebep olduğunu üzüntüyle müşahede ettik. Pazartesi günkü kabine toplantımızda Çalışma ve Maliye Bakanlarımıza gerekli düzenleme ve düzeltmelerin süratle yapılması talimatını verdim. Bakanlarımız hazırlıklarını bugün itibarıyla tamamladılar. İnşallah önümüzdeki hafta ilgili kanun teklifini Meclisimize sunacağız. İlk düzenlemeden yararlanamayan çiftçi ve Bağkur’lu esnaf emeklilerimiz başta olmak üzere 4 milyon 689 bin emeklimizin de tek seferlik beş bin lira ödeme imkânından faydalanmalarını sağlayacağız. Böylece 15 milyon 120 bin emeklimizin tamamına bir defaya mahsus beş bin liralık ödeme gerçekleştirmiş olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararın tüm emekliler için hayırlı olması temennisini dile getirerek, emeklilerin yanında olmayı sürdüreceklerini söyledi.
“CUMHURİYETİN 100. YIL DÖNÜMÜNÜ MUHTEŞEM BİR COŞKU VE GURURLA KUTLADIK”
Bu sene millet olarak tarihlerinin en önemli eşiklerinden birini daha aşmanın bahtiyarlığını yaşadıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilanının 100. yıl dönümünü hep birlikte muhteşem bir coşku, gurur ve heyecanla kutladıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de “100 Yılı İnşa Edenler, 100 Yılı İnşa Edecekler” teması altında 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü idrak ettiklerini anımsatarak, ülke genelinde bu tema çerçevesinde gerçekleştirilen çeşitli etkinlikleri maziyi hatırlama, istikbale yön verme açısından çok anlamlı bulduklarını belirtti.
“Nasıl bir ağaç toprağın derinliklerine uzanan kökleriyle yaşarsa, unutmayalım ki bir toplum da geçmişiyle kurduğu köprülerle ayakta kalır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemil Meriç’in bu gerçeği “Ağaç kökleriyle yaşar. İnsanlar da” ifadesiyle dile getirdiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çağın getirdiği sıkıntıları, problemleri, meydan okumaları ve yozlaşma tehditlerini milletlerin ancak kökleriyle bağlarını sağlam tutarak aşabileceklerini, diğer türlü rüzgârın önündeki kuru yaprak misali sağa sola savrulmaktan kurtulamayacaklarını ifade etti.
“Bir toplumu köklerine bağlayan ana damar, hiç şüphesiz eğitim öğretimdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Maarif davamızın öncülerinden rahmetli Nurettin Topçu, milletimizin beka mücadelesinde eğitimin oynadığı rolü bakınız nasıl anlatıyor; Millet ruhunu yapan maariftir. Maarifin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Maarife değer vermeyiş, millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Maarif hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arkasından gider. Şu hâlde millet, maarif demektir.”
“BÜTÇEDE ASLAN PAYINI DAİMA EĞİTİM ÖĞRETİME AYIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla 21 sene önce aziz milletin takdiriyle ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde önceliklerinin en başına eğitim öğretimi koyduklarını aktardı.
Türkiye’nin ekonomik ve siyasi şartları ne olursa olsun, eğitim öğretimin ikinci plana itilmesine müsaade etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Hükûmetlerimiz döneminde hazırlanan tüm bütçelerde aslan payını daima eğitim öğretime ayırdık. 2002 yılında toplam eğitim öğretim bütçemiz 10,3 milyar lirayken, bugün ne oldu biliyor musunuz? Bugün bu miktar, 652 milyar liraya çıkmıştır. Şu an Meclis’te görüşmeleri devam eden 2024 yılı bütçemizde, eğitim öğretime tahsis edilen tutar ise 1 trilyon 620 milyar liradır. Derslik sayımız, 343 binden aldık, 619 bine, okul sayımızı 50 binden 95 bine yükselttik. Öğretmen kadromuzu, yaptığımız 800 bin yeni atamayla tahkim ettik. 2023-2024 eğitim öğretim yılında, resmî-özel toplam 1 milyon 203 bin öğretmenimizle 19 milyon öğrencimize şu anda eğitim öğretim hizmeti sağlıyoruz.”
“OKULLAŞMA ORANLARIMIZ, TÜM KADEMELERDE CUMHURİYET TARİHİNİN ZİRVESİNE ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin altyapısına yaptıkları devasa yatırımların olumlu sonuçlarını çok geniş bir yelpazede gördüklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de derslik başına ilköğretimde 36, ortaöğretimde ise 30 öğrencinin düştüğüne dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim öğrencilik yıllarımda bizim sınıflardaki öğrenci sayısı 75’ti. Hele hele Anadolu’da bu rakam 100’lere ulaşıyordu. 80, 90,100, böyleydi. Ama şimdi biz bunu ne yaptık, işte görüldüğü gibi 30, 25, hele hele bazı yerlerde 15’e düşürdük. Çünkü kaliteli bir eğitim öğretimi başarmak kararındayız. Hamdolsun şu anda bunu da başardık, başarıyoruz. Bunu ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde 22’ye indirdik. Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız da aynı şekilde ilköğretimde 28’den 18’e, ortaöğretimde 28’den 12’ye geriledi. Bu oranlarla derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısında OECD ortalamasına yaklaştık. Bu Türkiye’nin geldiği konumu göstermesi bakımından çok önemli.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, okullaşma oranlarıyla ilgili verdiği bilgide, “Yine bu dönemde okullaşma oranlarımız eğitimin tüm kademelerinde Cumhuriyet tarihinin zirvesine ulaşmıştır. Farklı sebeplerle okula gidemeyen kız çocuklarımızın önündeki engelleri kaldıran biz olduk. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için şartlı eğitim yardımından pansiyon kapasitesinin ve bursların artırılmasına kadar birçok adım attık” diye konuştu.
“EĞİTİMDE DEMOKRATİK DÖNÜŞÜME İMZA ATTIK”
“Gençlerimiz hatırlamaz, öğretmenlerimizin ciddi bir kısmı biliyorum ki hatırlar. Yaşı 35 ve üstü olan kardeşlerimiz çok iyi hatırlayacaktır” diyerek, 20 sene önce okullar açılınca ailelerin en büyük sıkıntı kaynağının ders kitaplarını temin etmek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kırtasiye kırtasiye dolaşır, okul kitaplarını tedarik etmeye çalışırdık. Bazı kırtasiyeciler de bir hafta 10 gün sonraya bize randevu verirlerdi. Bunları yaşadık. Göreve geldiğimizin ilk senesinde biz dedik ki ‘Bu eziyete son vereceğiz’ Ders kitaplarını ücretsiz bir şekilde dağıtmaya başladık. Bugüne kadar yaklaşık 4 milyar ders kitabının dağıtımını gerçekleştirdik. 2023-24 eğitim öğretim yılında 171 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz olarak ulaştırdık. Bitmedi, okullarımızda 560 bin etkileşimli tahta kurduk. 2023 yılı sonuna kadar bu sayı inşallah 620 bine ulaşacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlarla birlikte katsayı adaletsizliğini kaldırarak, kesintisiz eğitim dayatmasını sonlandırarak, meslek liselerinin önünü açarak, imam hatip okullarının kapısına vurulan zincirleri kırarak, kılık kıyafetle ilgili yasaklara son vererek, Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerini yaygınlaştırarak, yaşayan diller ve lehçeler dersleriyle beşeri zenginliğimizin farkına vararak eğitimde çok kapsamlı bir demokratik dönüşüme imza attık.”
“HER YIL ORTALAMA 40 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI GERÇEKLEŞTİRDİK”
Bilhassa 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde muhalefet tarafından sürekli istismar edilen bir hususu açıklığa kavuşturmak istediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmet olarak sadece bütçede değil, atamalarda da önceliği hep eğitim öğretime verdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an kamuda görev yapan öğretmenlerin yüzde 80’i bizim iktidarlarımız döneminde atanmıştır. Her yıl ortalama 40 bin öğretmen ataması gerçekleştirdik. Mayıs ayında 45 bin öğretmenimizi daha öğrencileriyle buluşturduk. Bundan sonra da ihtiyaçlar ve imkânlar dâhilinde gerekeni yapacağız” diye konuştu.
Çocukların eğitiminden hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz eğitim öğretim konusunu doğrudan bekamızı ilgilendiren millî bir mesele olarak görüyor, her türlü siyasi hesabın üstünde tutuyoruz” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda her türlü ufuk açıcı tenkide ve yol gösterici teklife de açık olduklarının altını çizerek, atamalar yanında üzerinde hassasiyetle durdukları bir diğer hususun öğretmenlerin maaşları ve özlük haklarıyla ilgili iyileştirmeler olduğunu belirtti.
Bu konuda da zaman zaman gerçek olmayan çeşitli iddialara ve ithamlara rastladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Oysaki hükûmetlerimizin üstün niyeti ve karnesi apaçık ortadadır. 2002 yılında en düşük öğretmen maaşı ek dersler hariç 470 lirayken, bugün bu rakam 23 bin 900 liraya çıktı. Nereden nereye… Dolar bazında 2002 yılında kasım ayı itibarıyla bir öğretmen ek ders hariç 290 dolar kazanırken, bugün dolar bazında bunun yaklaşık üç katı maaş alıyor. Yani hem Türk Lirası hem de dolar olarak reel artış söz konusu” diye konuştu.
“HAYAT PAHALILIĞININ FARKINDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları söylerken her şeyin mükemmel olduğu iddiasında olmadığını ifade ederek, “Tüm dünyada enflasyonun son 70 yılın zirvelerini zorladığı bir ekonomik atmosferden bizim etkilenmememiz düşünülemez. Hayat pahalılığı ve büyük şehirlerimizdeki fahiş kira artışlarının ücretli çalışanlarımız üzerinde oluşturduğu baskının farkındayız” dedi.
Ev sahiplerinin insaf dışı uygulamalarını bir kenara koyamayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün bir vatandaşla olan diyaloğunu “Dedi ki ‘Kiracıyım’ ‘Ne ödüyorsun?’ dedim ‘Başkanım’ dedi, ‘Şu anda ev sahibi beni ciddi manada sıkıştırıyor. 2 bin 500 lira veriyordum. Şimdi kiramı 7 bin 500 liraya çıkardı. Ya verirsin ya evden çıkarsın’ diyor” sözleriyle anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, evin kirasını 2 bin 500’den 7 bin 500’e çıkarmanın insafa sığmadığını belirterek, şöyle devam etti: “Mecburen o ilçedeki belediye başkanımızı aradım. Ondan ricada bulunduk. Dedim ki ‘Ya uygun bir kiralık yer bul. Veyahut da bizim TOKİ’nin evleri varsa oradan kendisine bir imkân sağla’ Bu vicdan… Her şeyi devletten beklemek herhalde olacak bir şey değil. El ele vereceğiz, dayanışma hâlinde olacağız. Ama ben o ev sahibine, herhalde o da şimdi dinliyordur beni, ‘Sende vicdan var mı?’ diye sormak durumundayım. Bu kadar biz konut yapıyoruz. Bu yaptığımız konutlarla çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Ama insaf ya 2 bin 500’den 7 bin 500’e. Bu ne vicdandır?”
Fahiş fiyat balonunu söndürecek tedbirleri artık hayata geçireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomobil piyasasında alınan önlemlerin sonuçlarını gördük. Konut fiyatları ve kiralarda da dengelenme başladı. Yakında her ikisinin de piyasa gerçekleriyle uyumlu rakamlara geleceğine inanıyorum” diye konuştu.
“ÖĞRETMENLERİMİZE NE YAPSAK YETERSİZ KALACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öte yandan evlatlarımızı, dolayısıyla parlak yarınlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimize ne yapsak yetersiz kalacaktır. Bunu laf olsun diye değil, tüm kalbimle ifade ediyorum” dedi.
Öğretmenlere haklarının verilmesi noktasında hassasiyetlerinin en üst seviyede olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar öğretmenlerimizle aramıza kimseyi sokmadık. İnşallah bundan sonra da muhabbetimizin sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
60 yıllık bir hayalin ürünü olan Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla ilgili, Anayasa Mahkemesinin verdiği kararı da göz önünde bulundurarak gerekli düzenlemeleri yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesleğin niteliğini ve toplumsal statüsünü güçlendirecek şekilde kanun tekliflerini yakında tüm paydaşların dikkatine sunacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerin daha mutlu, huzurlu ve başarılı olmaları için mesleki gelişimlerinde ve özlük haklarında gerekli destekleri sağlayacaklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Lisans programlarından mesleki gelişime kadar tüm aşamaları Türkiye Yüzyılı’na uygun şekilde gözden geçirip yeni istihdam sistemini hayata geçireceğiz. Bu doğrultuda yükseköğretim programlarında öğrencilerin yetiştirilmesi, mesleğe kabul, adaylık, kariyer gelişimi ve mesleki gelişim ile öğretmenlik mesleği genel yeterlilikleri ilişkisini tesis edeceğiz.”
“ÖĞRETMENLERİMİZE YÖNELİK ŞİDDETİ ASLA MAZUR GÖREMEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en hassas oldukları konunun şiddet meselesi olduğunu vurgulayarak, “Bizim kültürümüzde öğretmene el kalkmaz. Öğretmenin eli öpülür” dedi.
Öğretmenlere yönelik şiddet eylemlerini asla mazur göremeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şayet bu konuda mevzuatla ilgili sıkıntı varsa çözecek, eğitimle ilgili bir sorun varsa üzerine kararlılıkla gideceğiz. Hükûmet olarak yapılması gereken her şeyi yapmak suretiyle zaman zaman medyaya da yansıyan üzüntü verici görüntülerin önüne geçeceğiz.”
6 Şubat’taki depremlere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybettiklerimizin acısı kor bir ateş gibi içimizde yanmaya devam ediyor. Daha 8 ay önce 50 bini aşkın canını toprağa vermiş bir millet olarak depremzede kardeşlerimiz bizimle aynı standarda kavuşmadan hiçbirimiz kendimizi huzurlu hissedemeyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin yeniden ayağa kaldırılmasının hükûmetlerinin birinci önceliği olduğunu vurguladı. Dün Malatya’da meydana gelen 5,2 ve 4,7 büyüklüğündeki depremlerin herkese deprem gerçeğini tekrar hatırlattığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm Malatyalı kardeşlerimize ‘geçmiş olsun’ dileklerimi iletiyorum. Rabbim ülkemizi her türlü afetten muhafaza buyursun diyorum” dedi.
“2024-2025 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞINDA 19 BİN 468 DERSLİĞİ DAHA HİZMETE AÇACAĞIZ”
Depremin şehirlerde açtığı yaraları sarmak amacıyla ilk günden beri yoğun çaba harcadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem öncesi 10 bin 977 okul, 119 bin 200 derslikle eğitim hizmetlerimizi sürdürdüğümüz bölgede depremde 969 okul, 12 bin 120 dersliğimiz hasar alarak kullanılamaz hâle geldi” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim kurumlarının fiziki altyapısını iyileştirmek için planladıkları okul ve derslik sayısına ilaveten deprem sonrası acil ihtiyaç duyulan yeni 2 bin 571 derslik açtıklarını kaydederek, “6 Şubat’tan bugüne bölgedeki 45 bin dersliğimizin bakım, onarım çalışmalarını tamamlayarak yavrularımızın hizmetine sunduk. 2024-2025 eğitim öğretim yılı başında inşallah 19 bin 468 dersliği daha hizmete açacağız” dedi.
Deprem konutları ve köy evlerinin yapımına devam ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşası tamamlanan toplam 46 bin konut ve köy evini yılbaşından önce hak sahiplerine teslim edeceklerini duyurdu.
Deprem bölgesinde öğrencilerin eğitimleri eksik kalmasın diye fedakârca çalışan öğretmenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah omuz omuza, gönül gönüle vererek bu zor günlerin üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyorum. Sizlerden, istikbalimizin teminatı olan evlatlarımıza en güzel şekilde sahip çıkmanızı özellikle istirham ediyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere çağrısını şu sözlerle sürdürdü: “Anaokulundan itibaren her bir öğrencimizin tarihiyle, medeniyetiyle, ecdadıyla, ezanı, vatanı, bayrağıyla barışık olarak yetişmesi, ebeveynlerle birlikte sizlerin de sorumluluğudur. Öğrencilerimize öz güven aşılayan, kendi kültürlerinin, kimliklerinin, kadim değerlerinin farkına varmalarını sağlayacak olan siz saygıdeğer hocalarımızsınız. Siz kıymetli öğretmenlerimizden, gençlerimize tarihiyle, vicdanıyla, mazlum ve mağdurlara kucak açmasıyla, mücadelesi ve zaferleriyle gerçekten büyük bir milletin mensupları olduklarını anlatmanızı bekliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittiği okullarda öğrencilere hep “Oku, düşün, uygula, neticelendir” tavsiyesinde bulunduğunu ifade ederek, “Bununla geleceği kucaklayacaksınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlere, “Bu düşüncelerle, nesillerimizi bugünlere taşıyan rehberliğiniz, müreffeh bir gelecek için gösterdiğiniz gayretiniz, milletimizi büyüten ve geliştiren o yılmaz azminiz, yurdumuzu sevgiyle sarıp sarmalayan şefkat dolu kalbiniz için her birinize şahsım, evlatlarım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum” sözleriyle tekrar teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Üzerimde emeği olan kendi öğretmenlerimi de ebediyete irtihal etmiş olanları rahmetle, hayatta olanları saygıyla anıyor, ellerinden öpüyor ve şükranla yâd ediyorum. Sizlerin aracılığıyla yurt dışında gerek Millî Eğitim Bakanlığımızda gerek özel okullarımızda gerekse Türkiye Maarif Vakfımıza bağlı okullarda görev yapan öğretmenlerimize selamlarımı gönderiyorum. Millî Eğitim Bakanımıza ve ekibine bu güzel buluşmaya vesile oldukları için ayrıca şahsım, ailem, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu duygularla bir kez daha 24 Kasım Öğretmenler Günü’nüzü tebrik ediyorum. ‘Türkiye Yüzyılı’nın inşasında görev alan siz kıymetli öğretmenlerimizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum.”
PROGRAMA 81 İLDEN ÖĞRETMENLER KATILDI
Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile 81 ilden gelen öğretmenler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Yücel Arzen Hacıoğulları yönetiminde 100 öğretmenden oluşan koro müzik dinletisi sunuldu.
Babasıyla koroyu yöneten 2. sınıf öğrencisi Ocak Hacıoğulları’nı Cumhurbaşkanı Erdoğan tebrik etti.
Programda “Türkiye’de Millî Eğitim’in dünü, bugünü ve yarını” konulu belgesel de izletildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Küresel ölçekte yaşanan tüm zorluklara ve sorunlara rağmen ihracatımız, yükseliş trendini hâlen devam ettiriyor. Son olarak ekim ayında yeni bir rekora daha imza attık. Ekim ayı ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 oranında artarak 22,9 milyar dolara çıktı. Böylece en yüksek ekim ayı ihracat değerine ulaşmanın sevincini yaşadık. Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız ise 254,8 milyar doları buldu” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni’ne katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında hafta kapsamındaki etkinliklerin ülke, millet ve iş dünyası için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilkini 2014 yılında takdim ettikleri İnovaLİG ödüllerini kazanan kişileri, kuruluşları ve firmaları canıgönülden tebrik ettiğini, İnovaLİG şampiyonları başta olmak üzere Türkiye’nin üretimine istihdamına ve ihracatına katkı yapan tüm şirketlerle gurur duyduğunu dile getirdi.
“İNOVALİG’DE 64 FARKLI ŞEHİRDEN İKİ BİN ÜÇ FİRMA SAYISINA ULAŞTIK”
İnovasyon geliştirme programına başvuran firmaların sayısının her yıl düzenli olarak artmasının İnovasyon kültürünün, iş dünyasında kök salmaya başladığını gösterdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2014 yılında 460 başvuruyla başladığımız İnovaLİG’de bu sene 64 farklı şehirden 2 bin 3 firma sayısına ulaştık. Bugüne kadar 89 farklı firmamıza ödül verdik. Geçen yıl ödül alan firmalarımızın toplam ihracatı 19 milyar dolara yaklaştı. Bu rakamın daha da artacağına inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk günden beri sahip çıktıkları Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerine ve İnovaLİG projesine bundan sonra da gereken desteği vereceklerini belirterek, “Her zaman söyledim, bugün tekrar vurgulamak istiyorum. Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam oluşturun, yeter ki siz bu ülkenin ürünlerini dünyanın dört bir yanına ulaştırın, yeter ki siz Türkiye’nin potansiyeline güvenmeye, inanmaya devam edin. Allah’ın izniyle sizi asla yalnız bırakmayız. Bugüne kadar hep bu anlayışla hareket ettik. Bu sene 30. yaşını kutlayan Türkiye İhracatçılar Meclisimizin çalışmalarına ve projelerine her zaman destek sağladık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2012’den beri salgın dönemi hariç Türkiye İnovasyon Haftası etkinliklerine bizzat katıldığını belirterek, fikirlere kulak verdiklerini, sorunlara çözüm aradıklarını, sevinçleri paylaştıklarını, başarılarla gurur duyduklarını kaydetti.
İhracatçıların neye ihtiyacı varsa gidermenin, beklentileri imkânlar dâhilinde karşılamanın, yurt içinde ve yurt dışında önünü açmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek ülkeye gelen devlet ve hükûmet başkanlarıyla yaptıkları görüşmelerde, gerekse yurt dışına gerçekleştirdikleri seyahatlerde öncelikli gündemin ihracatçıların meselesi olduğunu vurguladı.
Geçen haftaki Almanya ziyaretinde olduğu gibi salı günü Cezayir seyahatinde de ihracatçıların kendilerine ilettiği konuların ele alındığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, serbest ticaret anlaşmalarından tercihli ticaret anlaşmalarına, yatırımların karşılıklı teşvikinden çifte vergilendirmenin önlenmesine kadar teşvik edici her türlü hukuki altyapıyı kurduklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gümrük işlemlerinin süratli, etkin, sorunsuz ve en az maliyetle yapılması noktasında sürekli gelişim sağlandığını, bu alanda teknik kapasite bakımından dünyanın sayılı gümrük idareleri arasında yer alındığını söyledi.
İhracatçılara sağladıkları kolaylıkların başında hususi damgalı pasaport imkânının geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sizlerin vize beklemeden müşterilerinizle hızlı şekilde irtibat kurabilmeniz için 2017 yılında bu düzenlemeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda şimdiye kadar gerekli şartlara haiz 35 bin ihracatçımıza hususi damgalı pasaport verdik. Türk Eximbank’ın kayıtlı sermayesini 50 milyar liraya çıkartarak sizlere mali açıdan destek olduk. Eximbank 2022 sonu itibarıyla 19,6 milyar dolar kredi, 25,4 milyar dolar alacak sigortası olmak üzere toplam 45 milyar dolarlık destek sağladı. Ekim ayı sonu itibarıyla mal ve hizmet ihracatçısı firmalarımıza yaptığımız devlet yardımlarının toplam tutarı 8 milyar lirayı buldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların da aralarında olduğu ihracatçıların kendilerine sunulan tüm bu desteklerin hakkını verdiğini görmekten memnuniyet duyduklarını belirtti.
Özellikle ihracat hacminde, hep birlikte tarihî bir başarı hikâyesi yazdıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göreve geldiğimizde yılda sadece 36,1 milyar dolar ihracatı olan ülkemiz, geçen sene 254,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Türkiye bu artış oranıyla OECD ülkeleri arasında ihracatını en hızlı arttıran üçüncü ülke oldu. Küresel ölçekte yaşanan tüm zorluklara ve sorunlara rağmen ihracatımız yükseliş trendini hâlâ devam ettiriyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak ekim ayında yeni bir rekora daha imza atıldığını ifade ederek, “Ekim ayı ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,4 oranında artarak 22,9 milyar dolara çıktı. Böylece en yüksek ekim ayı ihracat değerine ulaşmanın sevincini yaşadık. Ekim ayı itibarıyla son 12 aylık ihracatımız ise 254,8 milyar doları buldu. Ayrıca yıllık cari dengede son iki ayda 7,3 milyar dolar iyileşme sağlandı” diye konuştu.
”Bittik, battık, mahvolduk” diyenlere aldırmadan çalıştıklarını, ter döktüklerini ve gayret ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun çabalarımızın meyvesini de rekor ihracat rakamlarına ulaşarak topladık. Bu başarıda emeği, alın teri ve katkısı olan siz ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. Bunlar sadece birer başlangıç. İnşallah çok daha fazlasını başaracağız. Orta Vadeli Program’da ve On İkinci Kalkınma Planı’nda belirlediğimiz ihracat hedeflerini mutlaka gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
“YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜN İHRACATINA ODAKLANMALIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada bir hususa dikkatleri özellikle tekrar çekmek istediğini vurgulayarak, “İhracatın rakam olarak artışı şüphesiz önemlidir. Ancak bizim Türkiye olarak bundan sonra üzerinde asıl yoğunlaşmamız gereken ihracattaki nitelik artışıdır. Rakamsal artışla birlikte bunun da ötesine geçerek yüksek katma değerli ürün ihracatına odaklanmamız şart. Esasında burada da son 21 yılda ciddi mesafe aldık. 2022’de yüzde 37 olan orta yüksek ve yüksek teknolojili ürün ihracatının imalat içindeki payı bu yılın ilk 10 ayında yüzde 40,3’e yükseldi. Artış eğiliminin devam etmesini son derece değerli buluyorum. Ama buna rağmen ortalama 1,2 veya 1,3 dolar civarında seyreden kilogram başına ihracatı açıkçası Türk ekonomisine yakıştıramıyorum” dedi.
Sadece yükte değil, pahada da ağır ürünlerle yelpazenin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun yolu da kuşkusuz ihracatımızdaki yüksek teknolojili ürünlerin payını arttırmaktan geçmektedir. Savunma sanayi alanında hamdolsun bunu başardık. Kilogram başına ortalama 57,5 doların üstünü yakaladık. İHA’larda bu rakam yaklaşık bin dolardır. İHA ve SİHA’larda elde ettiğimiz başarıları şimdi füze, gemi, zırhlı araç, kamera, hava savunma sistemleri ve elektronik harp sistemlerine teşmil etmek istiyoruz” diye konuştu.
“YENİ PROJELERLE İHRACATIMIZI ARTTIRACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, meramını daha iyi anlatmak için çarpıcı örnekler paylaşmak istediğini belirterek, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz, insansız hava araçlarında kullandığımız optik kameraları Kanada’dan tedarik ediyorduk. Suriye’nin kuzeyindeki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekâtlarımız sebebiyle Kanadalı firma ayak diremeye, çeşitli bahanelerle teslimatlarını yapmamaya başladı. Ardından Kanada hükûmetinin ambargo kararı geldi. Güya NATO’da beraber olduğumuz, terörle mücadelede köstek değil destek olmasını beklediğimiz müttefikimizin bu yaklaşımı karşısında biz de hemen ASELSAN’ı talimatlandırdık. ASELSAN o dönemde CATS kamerasından ayda 2-3 tane üretebiliyordu. Arkadaşlarımız tam bir seferberlik ruhuyla gece gündüz çalıştılar. Ayda 15-20 adet CATS kamerası üretip yerli İHA’larımıza sunmayı başardılar. Üretimiyle, tasarımıyla, yazılımıyla, sistem ve program mühendisliğiyle yerli ve millî kamera sistemini böylece ülkemize kazandırdık.”
Bugüne kadar 160 adet CATS sisteminden 60 tanesini yerli SİHA platformları ile birlikte yurt dışına ihraç ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi bununla kalmıyor, kameraların bir üst versiyonunu geliştiriyoruz. 80 kilometre mesafeden tank tespiti yapabilen bu kameramız şu an teknik özellikleri açısından dünyanın en iyi performansına sahip. ASELFLIR-500 adını verdiğimiz bu kamera sistemimizin Şubat 2024’ten itibaren seri üretimine geçmeyi planlıyoruz. Burada sadece kendi ihtiyacımızı karşılamakla kalmadık, aynı zamanda kilogram başına ihracat değeri 20 bin doları bulan bir ürüne sahip olduk. Şimdi geliyorum bir söze, ‘Kötü komşu hacet sahibi eder’ İşte bu hikmeti bir kez daha yaşayarak gördük.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ilk elektrikli aracı TOGG’un da benzer bir başarı hikâyesi olduğunu kaydederek, “TOGG’un fikir aşamasından üretimine ve satışına kadar tüm safhalarında bu sefer dışarıdan değil, içimizdeki muhalefetin çelmeleriyle karşılaştık. 60 yıl önce ‘Devrim Otomobili’ projesini boğmak için ne dedilerse, hangi bahaneleri uydurdularsa aynı sözler, aynı tezler, aynı yalanlarla TOGG’u hedef tahtasına koydular. ‘Türkler otomobil yapamaz’ dediler. ‘Bunun fabrikası yok’ iftirası attılar. Hatta işçilerimizin, mühendislerimizin, girişimcilerimizin emeğinin ürünü olan otomobillerin yurt dışından getirildiğini iddia edecek kadar kontrolü kaybettiler. Amerika’sından Avrupa’sına güya ileri teknoloji için ülke ülke dolaşırken zahmet edip, şöyle bir günlerini ayırıp hemen yanı başlarındaki TOGG Üretim Tesisini ziyaret dahi etmediler. Yollarımızı süsleyen 12 binden fazla araca rağmen TOGG’la ilgili yalanlarını ısrarla devam ettiriyorlar” dedi.
“Şimdi aynı hezeyanları beşinci nesil muharip savaş uçağımız Kaan için de dillendiriyorlar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Varsın onlar kendi kin ve haset çukurlarında debelenmeyi sürdürsün. Biz bunların hiçbirini nazarıdikkate almıyoruz. Biz işimize odaklanıyor, yeni projelerle ihracatımızı arttırmaya hem de ülkemizdeki inovasyon kültürünü güçlendirmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE YERİNDE SAYMAKLA YETİNECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR VE OLAMAZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kilogram başına ihracat ortalamasında savunmayla birlikte hazır giyim, deri ve makine gibi sektörlerde de fena gitmediğini belirterek, şöyle devam etti: “Ama önümüzde hâlen yürümemiz gereken uzun bir yol, aşmamız gereken engeller olduğunun da farkındayız. Çünkü Türkiye yerinde saymakla yetinecek bir ülke değildir ve olamaz. Bizim gibi varlığını mücadeleye borçlu bir ülke için yerinde saymak demek, geriye gitmek, kan kaybetmek demektir. Biz kan kaybeder miyiz? Ekonomide sürekli hedef büyütmemizin, savunmada sürekli çıtayı yükseltmemizin, ihracatta başkalarıyla değil kendimizle yarışmamızın, turizmde daha büyük hedeflere yelken açmamızın, diplomaside etkinliğimizi arttırmanın yollarını aramamızın, ezcümle her alanda hep daha güçlü, daha iyi, daha gelişmiş, daha bağımsız olma idealiyle hareket etmemizin yegâne sebebi işte budur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi alanlarda kendilerini henüz yeterli görmeseler de ihracatta elde ettikleri bu başarıların hiçbirinin tesadüf olmadığını söyledi.
“İNOVASYON MESELESİNE ÖNEM VERDİK”
2002’den beri her adımı belli bir plan ve vizyon doğrultusunda attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmet olarak ilk günden itibaren inovasyon meselesine çok büyük önem verdik. Zira inovasyon olmadan, özgün, kendi alanında çığır açan ürünler geliştirmeden ne yaparsak yapalım, hangi desteği verirsek verelim hedeflerimize tam manasıyla ulaşamayacağımızı biliyoruz” dedi.
Bu anlayışla teknoparkları yaygınlaştırdıklarını, üniversite-sanayi iş birliğini desteklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, araştırma-geliştirme çalışmalarını, bilimsel faaliyetleri, genç girişimcileri teşvik ederek Türkiye’de güçlü bir yenilikçilik ekosistemi kurduklarının altını çizdi.
Araştırma-geliştirme merkezi sayısını sıfırdan bin 298’e, tasarım merkezi sayısını yine sıfırdan 326’ya, Teknopark sayısını da ikiden 100’e çıkartarak yenilikçilik iddialarının temelsiz olmadığını gösterdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yenilikçiliğin mimarı ve taşıyıcısı olan TEKNOFEST gençliğinin yetişmesi için tüm imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız. Artık nitelikli, başarılı ve donanımlı gençlerimiz geleceklerini yurt dışında değil bu topraklarda görüyor, Türkiye’de arıyor” diye konuştu.
Küresel ölçekte faaliyet gösteren şirketlerin sayısı arttıkça Türkiye’nin, dünyanın birçok bölgesinden nitelikli insan kaynağını da cezbettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret ettikleri birçok firmada personel çeşitliliğine şahit olduklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönül ve kültür coğrafyamızdan gelen bilim adamlarını, araştırmacıları, iyi yetişmiş mühendisleri gördükçe ülkemizin inovasyon ekosistemi adına memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Bu durumun ne kendileri ne de gelişmiş ülkeler için yeni olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilimde, kültürde, sanatta, ticarette, eğitimde, hâsılı hayatın her alanında ilerlemek ancak beşeri zenginlik ve çeşitlilikle mümkündür” ifadesini kullandı.
Tarih boyunca İstanbul’dan Bağdat’a, Kahire’den Şam’a, Buhara’dan Kurtuba’ya kadar İslam medeniyetinin gözde şehirlerinin hep bu şekilde geliştiğini ve kalkındığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Batı’daki bilim merkezleri, kendi sakinlerinin yanı sıra dünyadan bilim ve sanat insanlarını cezbederek büyümüşlerdir. Dünyanın en başarılı üniversiteleri, en başarılı AR-GE merkezleri, üretim ve araştırma merkezleri, küresel ağa sahip uluslararası şirketleri, yerel insan kaynağı yanında başka membalardan beslenmektedir” dedi.
Bunun en somut örneğinin Silikon Vadisi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Silikon Vadisi’nde Amerikalılarla birlikte dünyanın yüzlerce ülkesinden başarılı araştırmacılar, girişimciler, bilim insanları çalışıyor. Kullandığımız telefonların kim bilir kaç milletten insanın emeğinin ürünü olduğunu tahmin bile edemeyiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun arabadan bilgisayara, telefon uygulamalarından kol saatlerine kadar hemen her şey için geçerli olduğunu vurguladı.
Şirketlerin, üniversitelerin ve araştırma merkezlerinin dışa açılmaktan ve uluslararası bir zemin oluşturmaktan asla korkmaması gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi içine kapatmayı, sınırlarına hapsetmeyi amaçlayan söylemleri kesinlikle iyi niyetli bulmuyoruz. Son dönemde beşinci kol elemanları tarafından körüklenen lümpen faşizm, büyük ve güçlü Türkiye yolundaki en büyük engellerden biridir çünkü faşizm sadece insanın ve insani hasletlerin değil aynı zamanda bilimin, sanatın, yenilikçiliğin, özgün ve özgür düşüncenin de hasmıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi dışında herkesi düşman gören bu hastalıklı zihniyetin toplumu ifsat etmesine, özellikle gençleri zehirlemesine fırsat vermeyeceklerinin altını çizerek, Türkiye’ye yatırım yapan, istihdam sağlayan, Türk ekonomisinin gelişmesi, güçlenmesi, hak ettiği düzeye gelmesi için katma değer üreten herkesi bağırlarına basmaya devam edeceklerini vurguladı.
Tıpkı tarihte ve bugün dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi renkliliği, farklılığı, çeşitliliği, kaliteyi, dünyanın neresinde olursa olsun bilgiyi bir zenginlik olarak görmenin ve bunu ekonomik anlamda kazanca dönüştürmenin kendileri için zorunluluk olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diğer türlü yerimizde sayar, rakiplerimiz ileri giderken biz irtifa kaybederiz. Türkiye’de bilim insanı, yatırımcı, turist ve öğrenci hareketliliğinin artması, ülkemizin ihracatı açısından da olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ülkemizin son yıllarda yurt dışında üstlendiği projelerin hem değer hem de miktar olarak yükselmesinin altında yatan sebeplerden biri de budur. Buna zarar verecek, ülkemizin imajını, yurt dışındaki algısını zedeleyecek provokasyonlara sizlerin de müsaade etmeyeceğine inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu milletin en büyük ilham ve güç kaynağının birliği, beraberliği ve kardeşliği olduğunu ifade ederek, “Türkiye Yüzyılı hedefiyle çıktığımız bu kutlu yolculukta menzile ulaşmak için daha fazla çalışmaktan başka bir seçeneğimiz bulunmuyor. Bugüne kadar ‘İman vardır, iman varsa imkân da vardır’ dedik” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nicelerinin üstesinden bu anlayışla geldik, nice badireler atlattık, nice saldırıyı püskürttük. Nice bize ‘Yapamazsınız’ diyenleri, bize sürekli karamsarlık aşılayanları, ‘Bu ülkeden bir şey olmaz’ diyenleri başarılarımızla sürekli hüsrana uğrattık. Ülkemizi yurt dışında kötüleyerek siyasi rant peşinde koşan muhterislerin heveslerini vatanımıza sahip çıkarak kursaklarında bıraktık. Bundan sonra da aynısını yapacağız” diye konuştu.
“MAZLUM VE MAĞDUR COĞRAFYALARA SIRTIMIZI DÖNMEYECEĞİZ”
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinin yaralarını süratle sararken hedeflerinden de asla kopmadıklarını ve kopmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bu dönemde millet olarak mazlum ve mağdur coğrafyalara sırtımızı dönmeyeceğiz. Balkanlar’a, Kafkaslar’a, Türk dünyasındaki soydaşlarımıza sahip çıkıyorsak 7 Ekim’den bu yana İsrail’in vahşi saldırıları altında can veren Gazzeli kardeşlerimizin derdiyle de aynı şekilde dertleneceğiz” dedi.
Tarihin hiçbir döneminde zulme rıza göstermediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün İsrail’in vahşetine ses çıkarmayanlar gibi soykırıma ve sömürüye bulaşmadık. İnsanımızın başını öne eğecek, utanacak, çekinecek, birileri tarafından önümüze konacak hiçbir bagajımız olmadı. Biz, bunların hiçbirine borçlu değiliz. Tam aksine alacaklıyız ve alnımız ak, başımız dik yürüdük. Gittiğimiz her ülkede şu hakikate her defasında şahit oluyoruz: Türkiye, zor zamanlarda sığınılacak güvenli yuva demektir. Türk ise özlenen, yolu gözlenendir. Ayak izinin olduğu her yerde hayırla, hasretle yâd edilendir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihin kendilerine yüklediği sorumluluk bilinciyle ya bir yol bulacaklarını ya da bir yol açacaklarını belirterek, “Ama ne suretle olursa olsun yolda kalanlardan olmayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Görüşleriyle, değerlendirmeleriyle, teklifleriyle, tenkitleriyle ve tecrübeleriyle Türkiye İnovasyon Haftası’nı zenginleştiren, bu etkinliğe katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Ödül verdiğimiz ve vereceğimiz firmaları tebrik ediyor, Ticaret Bakanlığımızı ve Türkiye İhracatçılar Meclisini kutluyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Batman’ın Kozluk ilçesinde 2017’de teröristlerin saldırısı sonucu 22 yaşında şehit olan öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın hayatını ve öğretmenlik azmini beyazperdeye taşıyan, “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galasına katıldı.
24 Kasım Öğretmenler Günü’nde sinemaseverlerle buluşacak “Aybüke; Öğretmen Oldum Ben!” filminin galası, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, filmi, eşi Emine Erdoğan, şehit öğretmen Aybüke Yalçın’ın annesi Zehra, babası Sadık, kardeşi Aybars Yalçın ve filmin oyuncularıyla birlikte izledi.
Filmin bitiminde eşi Emine Erdoğan ile sahneye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, şehit öğretmenin ailesi tarafından Aybüke Yalçın’ın kullandığı bağlama hediye edildi.
TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da Emine Erdoğan’a Aybüke Yalçın’ın simge fotoğrafında kullandığı sembolik kırmızı yazmayı ve minyatür bağlamayı takdim etti.
Ankara’da Marriott Oteldeki Resepsiyona Türkiye’yi temsilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK katıldı.
Birleşik Arap Emirlikleri Ankara Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al Dhaheri ev sahipliğinde Ankara’da düzenlenen resepsiyonda Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekili Mustafa Varank, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri, Elçilik görevlileri ve seçkin bir davetli topluluğu da hazır bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin “52’inci BİRLİK GÜNÜ” yıl dönümü Resepsiyonu, iki ülkenin milli marşlarının seslendirilmesi ile başladı.
Resepsiyonda, ilk konuşmacı olarak kürsüye Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI geldi.
Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI konuşmasında, Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerine yönelik, “Birleşik Arap Emirlikleri, dünyamızın karşı karşıya olduğu riskleri kontrol altına almak amacıyla dünya liderlerini ve uzmanlarını bir araya getirecek olan COP 28’inci oturumuna ev sahipliği yapmakta. Bu küresel konferans aracılığıyla Bİrleşik Arap Emşrlikleri, anlaşmaları somut gerçekliğe ve başarılara dönüştürerek sadece taahhütler değil, bu küresel etkinliğin sonucunun uygulanabilir mekanizmalar olmasına odaklanarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hızlandırmaya ve enerji alanındaki dönüşümlerin kapsamını genişletmeye öncelik vermekte. Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye aralarındaki toplam petrol dışı ticaret, 2021’e göre yüzde 40 artışla 2022’de yaklaşık 19 milyar dolara ulaşmış ve Türkiye Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en büyük 10 ticaret ortağı arasında en hızlı büyüyen partneri haline gelmiştir. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği son ziyarette, “Birleşik Arap Emirlikleti ile dost Türkiye arasında Yüksek Stratejik Komite’nin kurulmasının yanı sıra, 50 virgül 7 milyar dolar değerinde bir dizi mutabakat zaptı ve anlaşma da imzalanmıştır. Birleşik Arap Emirlikleri olarak biz, iki ülkenin liderliğinin istekleri doğrultusunda ikili ilişkileri geliştirmek ve iki dost halkın çıkarlarına hizmet etmek için çalışan tüm sektörlerde Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliğini geliştirmeyi ve deneyim alışverişinde bulunmayı dört gözle bekliyoruz.”şeklinde konuştu.
Birleşik Arap Emirlikleri Ankara Büyükelçisi Saeed Thani Hareb Al DHAHERI’nin konuşmasından sonra kürsüye Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK geldi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ilişkilerle ilgili şunları söyledi; “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde temmuzdaki ziyaretimizde Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi oluşturuldu. Çeşitli sektörlerde imzaladığımız 13 anlaşma ile yaklaşık 51 milyar dolarlık etkileyici bir işbirliği vizyonunu hayata geçirdik. Önümüzdeki dönemde enerji, savunma, yeşil ve dijital dönüşüm projeleri ile birlikte ortak geleceğimizi güçlü bir şekilde inşa edeceğimiz Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması ile de ticaret hacmimizi 5 yılda 25 milyar doların üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. Birleşik Arap Emirlikleri’nin “2050 NET SIFIR EMİSYON GİRİŞİMİNİ” ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın (COP) 28’incisine ev sahipliği yapma kararını geleceğe yönelik vizyoner adımlar olarak takdirle karşılıyoruz. Yenilenebilir enerjiye geçiş, karbon emisyonunun azaltımı, enerji kaynaklarını arttırma hedeflerimize ulaşmak için kararlılık göstermeliyiz. Bu bağlamda müteahhitlerimizin yenilenebilir enerji projelerinde iş birliği isteğini ortak hedeflerimizi desteklemede kritik bir adım olarak görüyoruz.”
Bakan Şimşek konuşmasında, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 günlük insani ara verilme kararına da değinerek “Bu insani aranın çatışmaların sona ermesi, adil kalıcı bir barış için, iki devletli çözüm sürecinin başlamasına katkıda bulunmasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
Ekselansları Saeed Thani Hareb Al DHAHERI ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in konuşmalarının hemen akabinde, Birleşik Arap Emirlikleri Folklor ekibi bir gösteri sundu.
Folklor ekibinin gösterisini takiben resepsiyonda KUM SANATI gösterisi vardı.
Folklor ekibi ve KUM SANATI gösterisinin akabinde Birleşik Arap Emirlikleri resepsiyonu için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Resepsiyonda BİRLİK GÜNÜ pastasını Ekselansları Saeed Thani Hateb Al DHAHERI İle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK birlikte kesti.
Pasta kesiminden sonra davetlilere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türk mutfağından yemeklerin ikramı yapıldı.
Birleşik Arab Emirlikleri Abu Dabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 6 Emirliğin bir araya gelmesiyle 1971 yılında kurulmuştur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tanzanya Büyükelçisi Iddi Seif Bakari’yi Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Bakari, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kamboçya Büyükelçisi Chea Sok’u Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti. Kabulde Büyükelçi Sok, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güven mektubunu sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.
Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.
Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”
“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”
Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”
Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.
“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”
“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.
Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.
Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.
Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.