Diplomat -Dünya

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi büyüttük, güçlendirdik, milletimizi güvenli, huzurlu bir hayata kavuşturduk”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul mitinginde yaptığı konuşmada, “Tek tek anlatsak günlerce bitmeyecek eser ve hizmetle ülkemizi büyüttük, güçlendirdik, milletimizi güvenli, huzurlu bir hayata kavuşturduk” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul mitinginde vatandaşlara hitap etti.

Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen Büyük İstanbul Mitingi’nde eşi Emine Erdoğan ile beraber sahneye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da doğduğunu, büyüdüğünü, belediye başkanlığı yaptığını, buradan başbakanlığa ve cumhurbaşkanlığına yürüdüğünü belirterek, bu yürüyüşü vatandaşlarla yaptıklarını, tekrar vatandaşlarla aynı yollarda olduklarını söyledi.

Mitinge katılanları selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ne muhteşem bir ihtişam. Yollar bir başka zengin, gelemiyorlar. Ve İstanbul bugün haykırıyor. 14 Mayıs’ta birilerini emekliye sevk edeceğiz. Onların kim olduğunu biliyorsunuz, dün Maltepe’deymişler. Evet, şimdi resmî rakamı getirdiler bana, resmî rakam 1 milyon 700 bin” diye konuştu.

“İSTANBUL’U AŞKLA SEVDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte şimdi İstanbul ayağa kalktı. İstanbul, senin her bir sokağını, semtini, mahalleni, tepeni ayrı ayrı selamlıyorum. Bu şehrin her bir insanını ayrı ayrı selamlıyorum. Şairin dediği gibi ‘İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar?’ Sade bir semtini bile sevmenin ömre bedel olduğu İstanbul’u biz de doğumdan bu yana aşkla sevdik. Burada doğduk, burada büyüdük, buranın hizmetkârı olduk. İstanbul’u dünyada saygın bir şehri hâline getirdik. İstanbul sadece kendi sınırlarından orada yaşayanlardan ibaret bir şehir değildir. Ülkemizin diğer 80 vilayetinin tüm ilçeleri ve köyleriyle tamamından gelip burada hayat kuran kardeşlerimiz var. Bunun için İstanbul Türkiye’dir, İstanbul aynı zamanda gönül sınırları Türkiye’yi de aşan bir büyük insan zenginliğinin adıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Balkanlar’dan Kafkaslar’a, Kırım’dan Kerkük’e, Batı Trakya’dan Türkistan’a dört bir taraftan özbeöz kardeşlerinin şehri olduğunu, bütün dünya önlerine serilse ve “Yerle gök arasında nerede yaşamak istersiniz?” diye sorulduğu takdirde cevaplarının “İstanbul” olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Aldığımız her nefesinde tarifsiz bir huzur ve mutluluk bulduğumuz tek yer İstanbul’dur. Burası ortasından deniz geçen şehirdir. Burası tarih boyunca insanlığın hep göz bebeği olarak kalmayı başarmış şehirdir. Burası her köşesinde ayrı bir eda ile yükselen camileriyle medeniyetimizin şahikası şehirdir. Burası Fatih’in fethiyle birlikte ebedi vatanımıza kattığımız ve bir daha asla vazgeçmeyeceğimiz şehirdir. Burası kökenine, inancına, meşrebine, hiçbir farklılığına bakmadan herkesi kucaklayıp bağrına basan şehir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un bir başka olduğunu, İstanbul’un bu farklılığının şehre farklı bir şekilde hizmetkâr olmaya sevk ettiğini, kentin şairlerin anlata anlata, ressamların çize çize, şarkıcıların söyleye söyleye bitiremediği şehir olduğunu dile getirdi.

Doğduğu günden bu yana bu şehirde yaşadığı ve 30 yıldır hizmet ettiği için Allah’a şükreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize İstanbul’daki her bir fertle bu şehrin güzelliklerini paylaşma imkânı veren Rabbime hamt ediyorum. Bize bugün burada sizlerle birlikte olmayı nasip eden Rabbime hamt ediyorum. Bugün burada İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde sevginize, coşkunuza, ahde vefanıza, kadirşinaslığınıza, azminiz ve iradenizle bizlerle birlikte olduğunuz için her birinize şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nın kendileri için sadece eskiden gelip geçtikleri, seyahatlerini gerçekleştirdikleri bir yer olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeşilköy’deki bu alan önceki asrın başlarında ülkemizin havacılık alanındaki teknoloji hamlesinin başladığı ve sonra tek parti CHP’si tarafından bitirildiği yerdir. Maalesef, maalesef bunların bu ülkede dikili taşı yok, dikili ağacı yok. İşte onun için benim milletim 14 Mayıs’ta bunlara gereken cevabı sandıklarda verecektir. Evet, Türkiye sana sen bize emanetsin diyorlar. Kardeşlerim biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz, bu terör örgütleriyle beraber gezen dolaşan Kılıçdaroğlu’na biz bu vatanı böldürtmeyeceğiz.”

Vecihi Hürkuş’un gayretlerini gömdükleri Atatürk Havalimanı’na şimdi de TEKNOFEST’i gömmek istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gömdürmeyeceğiz değil mi? İHA’ları, SİHA’ları, akıncıları evet hep beraber inşallah bunlara gömdürmeyeceğiz ve bir de bunlarla birlikte inşallah savunma sanayinde ülkemizi ayağa kaldıracağız. Burasının bir diğer önemli özelliği de 15 Temmuz destanını İstanbullularla birlikte yazdığımız yerdir. Biliyorsunuz bu kardeşinizi, FETÖ’cüler ailesiyle birlikte öldürmeye geldiler ve gece buraya indik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi gecesi FETÖ’cüler tarafından tankların arasından kaçırılarak Bakırköy Belediyesi’ne gittiğini aktardı.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI DA MİLLETLE BERABER KURACAĞIZ”

Kılıçdaroğlu’nun orada kahvesini yudumladığını ve olanları seyrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bunda yalan bol. Ne dedi? ‘Benim haberim olsaydı ben de beklerdim.’ Hayatı yalan. Dürüstlük diye bir şey bunda yok. Ama ona ihtiyacımız yoktu, on binler buradaydı. Milletim bizimle beraberdi. Millî iradenin şahlanışı olan 15 Temmuz destanından rahatsızlık duyanlar, buradan her geçtiklerinde adeta aynı hezimeti tekrar yaşıyorlar” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki vatandaşlara şöyle seslendi: “İnşallah onların bu kâbuslarını da hiç bitirmeyeceğiz. Buna hazır mıyız? Gümbür gümbür sandıklara gidiyor muyuz? Bütün yakınlarımızı, dostlarımızı sandıklara götürüyor muyuz? Ben size inanıyorum. Siz İstanbul’sunuz. İstanbul ‘evet’ derse bu iş biter. İstanbul ‘Birilerini emekli edeceğiz’ derse bu iş biter. Benim size inancım tam. Ve biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Eğer siz ‘tamam’ derseniz bu iş bitmiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilk asrının demokrasi ve kalkınma eksiklerini beraberce telafi ettikleri gibi Türkiye Yüzyılı’nı da milletle beraber kuracaklarını belirterek, şöyle devam etti: “Şimdi buradan öyle bir ses verin ki yürekler titresin, gönüller coşsun, kalplerin atışı hızlansın. Hazır mıyız? Şimdi buradan öyle bir ses verin ki ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından duyulsun. Hani o Avrupa’nın gazeteleri, dergileri var ya onlar şimdi burayı izliyorlar. Acaba Atatürk Havalimanı’nda ne oluyor? İşte burada, cevabı siz vereceksiniz siz. Bu mübarek ülkenin, bu kutlu devletin üzerinde karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün. Öyle bir ses verin ki 14 Mayıs’ta sandıktan çıkacak sonucun müjdecisi olsun. Hazır mıyız? İstanbul, 14 Mayıs’ta fethinden 570 yıl sonra bu şehrin Türkiye Yüzyılı heyecanıyla buluşturuyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta bu ülkenin ve bu şehrin kazanımlarına sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta evlatlarının geleceğine sahip çıkıyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için ‘Bismillah’ diyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta tercihini doğrudan yana kullanıyor musun?”

Seçim döneminde gittikleri her şehirde havalimanından miting meydanına kadar attıkları her adımda milletin sevgisine ve coşkusuna şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri mitinginde 135 bin, Mersin mitinginde ise 80 bin kişi olduğunu, her şeyden önce yol kenarlarının ve heyecanın muhteşem olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepsi kararı vermişti. Caddelerdeki, meydanlardaki bu tablo bize, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak 21 yıldır hizmet verdiğimiz milletimizle aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi” dedi.

“BİZ MİLLETE EFENDİ OLMAYA DEĞİL, HİZMETKÂR OLMAYA GELDİK”

Bir önceki gün Erzurum’da olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dadaşlar bizim otobüsün adeta önünü kestiler, yürütmüyorlar. Fakat alana bir geldik, maşallah, orada da 130 bin kişi. Dadaş bu Dadaş? O yürü demezse yürüyemezsin ve onlarla beraber alana yürüdük. Alandaki coşku yine bir başkaydı” değerlendirmesini yaptı.

Bugün İstanbul’un hepsinden bir başka güzel olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Muhteşem mi muhteşem. İstanbul bugün kendine yakışanı, kendi evladını, ona hizmetkâr olanı çok iyi tanıdığı için biliyor. Buraya, bu kardeşinizi belediye başkanı yaptığınızda İstanbul’un hâli neydi? Susuz. Çöp, çukur, çamur. Buralarda İstanbul’u bu kardeşiniz kurtardı mı? İstanbul’u susuzluktan kurtardık mı? Çöp dağlarından kurtardık mı? Hatırlayın. Ümraniye’de çöp dağları vardı ve çöp dağları patladı, 39 kardeşimiz orada öldü. Ey bay bay Kemal, ya sen bunların hesabını nasıl vereceksin ya? Ya sizin geçmişiniz bozuk, geçmişiniz bozuk. Peki, biz orayı ne yaptık? Spor tesisleriyle donattık. Niye? Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Şimdi oralar spor tesisleriyle donatıldı. Ve İstanbul’un doğal gazı 50 bin eve girmişti. Biz 1 milyon 250 bin eve çıkardık. Biz buyuz, farkımız bu. Şimdi bunu milletimize siz anlatacaksınız. Ne diyor şair? ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.’ Şimdi ben koşuyorum. İnanıyorum ki siz de benimle beraber koşuyorsunuz.”

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER HİZMETE KARA ÇALDILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye başkanlığından beri bir prensibi olduğunu, yapmayacağı şeyi söylemediğini dile getirdi. Söyledikleri her şeyi de Allah’ın izniyle yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin ve milletin meseleleri konusunda en küçük bir sorumluluk hissetmeyenlerin böyle bir derdi olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, onun için de ülkeye kazandırdıkları her esere takoz koyulduğuna işaret ederek, “Milletimize verdiğimiz her hizmete kara çaldılar. Türkiye’nin her kazanımından rahatsızlık duydular hatta bunu açıkça söylemekten de çekinmediler. Bu hükûmet, dünyanın en doğru şeyini de yapsa ne diyorlar? ‘Biz yine karşı çıkacağız.’ Bunun için biz sözümüzü hep milletimize söylüyoruz. Eser ve hizmet yarışımızı da muhalefetle değil kendi kendimizle yapıyoruz. Şimdi isterseniz ülkemize bugüne kadar kazandırdıklarımızı şöyle kısaca bir hatırlayalım” diye konuştu.

AK Parti’nin 21 yılda ülkeye kazandırdıklarının yer aldığı videonun izlenmesinin ardından sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Gördüğünüz gibi tek tek anlatsak günlerce bitmeyecek eser ve hizmetle ülkemizi güçlendirdi, milletimizi güvenli, huzurlu bir hayata kavuşturduk. Yürümekle bu yol bitmez. Yapacağımız çok şey var. Tabii ki sorunlar da var. Ama önce nereden nereye geldiğimizi görmemiz lazım. Bir ülke düşünün, asırlardır istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor. Bir yönetici düşünün, iş başına geldiği günden beri hizmet üretmek için engel üstüne engel aşmak zorunda kalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başladığımızda bizi bu şehre hizmetten alıkoymak için neler yaptılar, neler. Biz yılmadık, teslim olmadık, mücadeleyi bırakmadık. Hamdolsun. İstanbul’u sadece CHP’nin çöpünden, çukurundan, çamurundan kurtarmakla kalmadık aynı zamanda bu şehri sahip olduğu avantajları, altyapı ve üstyapı yatırımlarıyla zenginleştirerek, dünyanın gıptayla baktığı bir merkez hâline getirdik. Şimdi ben İstanbul’a soruyorum Haliç ne idi? Kokudan yanından geçilebiliyor muydu?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9,5 kilometre ötedeki Alibeyköy taş ocağına Haliç’in bütün dip çamurlarını pompa sistemiyle naklettiklerinin altını çizerek, orayı şu anda çocuklar için bir oyun parkı hâline getirdiklerini belirtti.

Haliç’in kokudan temizlendiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eskiden mezbahaların olduğu bir yerdi Sütlüce. Oraya Haliç Kongre Merkezi’nin adımını attık. Başlattım, rahmetli Kadir Bey tamamladı. Orada şimdi kongreler yapıyoruz. Nereden, nereye? Böyle bir eser kazandırdık. Boğazın suyunu Haliç’e bağladık. Neyle? Tünel sistemiyle. Bu suyla birlikte Haliç’teki o kirli su temizlendi. Bizden sonra da İstanbul’un başındaki adam maalesef rezil etti. Şimdi de İstanbul’u sel bastığı zaman, bunun gittiği yer belli, ya yurt dışı ya Bodrum. Buralarda hayatı geçiriyor. O da yetmiyor, şimdi de bay bay Kemal ona bir talimat vermiş. ‘Sen niye İstanbul’da duruyorsun, çık Van’a git. Van’da da PKK’lılarla anlaşmışlar. Onların işaretini yapıyorlar. Ya Ekrem, sen Trabzonlusun. İstanbul’a hizmetkâr olmak varken, senin oralarda ne işin var? 2024’te ona da gereken dersi vermeye hazır mıyız?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un bunlardan çok çektiğini belirterek, “Ankara çok çekti, yeter. İzmir çok çekti, yeter Bunların hepsine birden ders verip, bunları emekliye sevk ediyor muyuz?” dedi.

Vesayetin ayak oyunlarını bozan tarihin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdiklerini, vesayeti yendiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu defa da kendimizi PKK ve FETÖ terör örgütlerinin saldırılarıyla darbe teşebbüsleriyle, ülkemizi yıkma girişimleriyle karşı karşıya bulduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarında İstanbul’un sokaklarına, “Zulüm 1453’te başladı” yazıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Bunlar kim? İşte CHP yandaşları. Bunlar duvarlara yazdılar. Benim Başbakanlık ofisimin karşısına rahmetli anneciğime hakaretler ettiler. Maalesef ne elde ettiler? Bunlar Dolmabahçe’de Atik Valide Camisi’ne bira şişeleriyle girdiler mi? Bira şişeleriyle bizim mabedimizi kirlettiler mi? Loderlerle tüneller açmaya kalktılar. Bedelini ağır ödediler ve ödeyecekler. Öyle mi? Biz girdik, biraları devirdik. Bay bay Kemal istediğin kadar, fıçı dolusu iç, hiçbir şey seni iflah etmez. Benim milletim ayyaşa, sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz. Yapacağımız çok iş var. Bu yolda yürüyecek çok mesafemiz var. ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazanların mesajı açık değil mi? Montaj olduğunu bildikleri hâlde 17-25’te FETÖ ihanet çetesinin kaset kumpaslarına dört elle sarılanların mesajı açık değil mi? 15 Temmuz gecesi millet darbeye direnirken, tankların arasından süzülüp gidenlerin mesajı açık değil mi? Suriye’yi yerle bir eden kan ve ateş çemberini ülkemize taşımak için terör örgütleriyle kol kola girenlerin mesajı açık değil midir? Ekonomik tetikçilerin tuzaklarına, ‘tüketmeyin’ ülke batsın diyerek, destek olanların mesajı açık değil mi?”

“21 YILDA MİLLÎ GELİRİ ÜÇ KAT ARTTIRDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’de yaptığımız sondajlara, Karadeniz’de bulduğumuz gaza, Gabar’da çıkardığımız petrole gönlü razı olmayanların mesajı açık değil mi?” diye sorarak, şöyle konuştu: “Soruyorum size, bunların ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği ve beraberliği, devletimizin gücü ve bekası gibi bir gayesi olabilir mi? Kendi ülkesini gidip dışarıya şikayet edenlerden, bu milletin hayrına herhangi bir düşünce ve eylem sadır olabilir mi? Amerika’da ‘Benzin istasyonuna gittim’ deyip malum restoranda kimlerle görüştün bay bay Kemal söylesene. FETÖ’cülerle ülkemizin savunma sanayinde kat ettiği mesafeyi kendi varlıklarına tehdit olarak görenler, bu toprakların evladı olabilir mi? Şimdi biz tüm bunlara rağmen ülkemize 21 yılda biraz önce özetini seyrettiğimiz eser ve hizmetleri kazandırdık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yılda ülkede millî geliri üç kat artırdıklarını vurgulayarak, “21 yılda nüfusumuza eklen 21 milyona iş ve aş sağladık. Evet, 21 yılda 10,5 milyon yeni konut yaparak ailelerimizi yuvaya kavuşturduk. 21 yılda 14,5 milyon yeni otomobil satışıyla insanlarımızı yeni araçlarının keyfiyle buluşturduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilde açtıkları okullarla, üniversitelerle, hastanelerle yaptıkları yollarla, tünellerle, köprülerle, havalimanlarıyla, tren hatlarıyla milletin tamamının hayat kalitesini yükselttiklerini söyledi.

“ÜLKEMİZİN SAHİP OLDUĞU İMKÂNLARI EN DOĞRU ŞEKİLDE DEĞERLENDİREBİLECEĞİMİZİ BİLİYORUZ”

Bunları yeterli görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde ardı ardına patlayan küresel krizlerin ülkeye yansımalarından kaynaklanan sıkıntıları da bildiklerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem felaketlerinin üzerine binmesiyle kimi alanlardaki sıkıntıların da arttığının farkında olduklarını kaydederek, şöyle konuştu: “Emin olun konut ve gıda fiyatları başta olmak üzere çarşı, pazardaki hayat pahalılığını yok saymıyoruz. Kimi açgözlülükten, kimi mevsim şartlarından kaynaklanan bu meseleleri yakından takip ediyoruz. Zamanla tüm bunların hâl yoluna girdiğini muhakkak göreceğiz. Ülkemizin ve milletimizin bugüne kadarki her sıkıntısını nasıl çözdüysek, bunların da üstesinden biz geleceğiz. Çünkü biz çözümün eriyiz. Çünkü biz ülkemizin sahip olduğu imkânları en doğru şekilde değerlendirebileceğimizi biliyoruz. Çünkü biz milletimize hizmeti, ibadet mertebesinde gören bir siyaset anlayışına sahibiz.”

Bunun için de 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini, seçim beyannamelerinde yüzlerce ve binlerce başlıkta ifade ettikleri projelerin hepsini de hayata geçireceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek döneme yönelik ülkeye kazandırılacak eser ve hizmetlere ilişkin gösterilen videonun ardından konuşmasında şunları söyledi: “Nasıl? 14 Mayıs’ı milat yapmaya hazır mıyız? Görüyorsunuz gümbür gümbür eserlerimizle, her şeyimizle bu yoldayız. Bizde laf yok, icraat var. Bizde kuru söz yok, program var, proje var, taahhüt var. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs’ta sadece sizin sandığa gitmeniz yetmez. Çevrenizde, seçimdeki tercihi konusunda kafası karışık en az bir eşinizi, dostunuzu, akrabanızı da ikna ederek sandığa götüreceksiniz. Ben size inanıyorum. Siz bunu yaparsınız. Bunu hep birlikte başardığımızda 15 Mayıs’a ‘Türkiye Yüzyılı’ muştusuyla ‘merhaba’ diyeceğiz.”

Şu anda emniyetten bilgileri aldığını, hâlâ herkesin yolda olduğunu ve gelmekte zorlandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Atatürk Havalimanı yetmiyor. Bu, bir şeyi gösteriyor. Diyor ki 14 Mayıs’ta biz bu işi Allah’ın izniyle bitireceğiz. Buna var mıyız? Kararlı mıyız? Mesele yok” diye konuştu.

“SÜREKLİ YENİ İMTİHANLARLA SINANAN BİR ÜLKE VE MİLLETİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim biz sürekli yeni imtihanlarla sınanan bir ülke ve milletiz. Yaşadığımız afetler de bu imtihanlardan biridir. Ülkemizde kader bağımız, imkânlarıyla birlikte mihnetlerini de kabullenmemizi gerektiriyor. Biliyorsunuz Türkiye 6 Şubat’ta tarihinin en çok can kaybına ve en ağır yıkımına yol açan bir depremle karşı karşıya kaldı ve çok insanımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Yaralılarımıza Rabbim şifalar versin” ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde üç ayda yıkıntıları kaldırdıklarını, yeni konutların inşasına başladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta bayramda ilk köy evlerini teslim ettik. 100 bin konteynerin kurulumu bitti, inşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısı 142 bini, temeli atılan konut sayısı ise 59 bini buldu. Bay Kemal, sen İzmir milletvekiliydin galiba. Peki, İzmir milletvekili olarak İzmir’de, o afetlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ne yaptı? Yaptığınız bir şey var mı, yok. Yine İzmir’de konutları biz yaptık, biz. Buradan tekrar ben İzmirli kardeşlerime de sesleniyorum, bunlara 14 Mayıs’ta İzmir’de de gereken cevabı dersi vermeye hazır mısınız?” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 319 bini bir yıl içinde teslim edilecek şekilde, 650 bin yeni konutla şehirleri ayağa kaldırmak için harıl harıl çalıştıklarını vurguladı.

Bu vesileyle dün akşam saatlerinde Hatay’da meydana gelen elim trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir taraftan deprem, bir taraftan da bu asker uğurlamasında maalesef onların arasına giren kamyonla 12 kardeşimiz şehit oldu. Bunun yanında yaralılar var. Allah şifalar versin” ifadelerini kullandı.

“İNSANLARIMIZIN HER BİRİYLE TEKER TEKER KUCAKLAŞMAK BİZİ YORMAZ”

Son aylarda önceliği hep deprem yaralarının sarılmasına, depremde yıkılan yerlerin ihyasına verdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları belirtti: “Bunun için şehirlerimizin bir kısmına çok arzu etmeme rağmen aktarmalı gidiyoruz. İnşallah seçimden sonra hepsini tek tek yeniden gezeceğiz. Sadece Cumhurbaşkanlığımız süresince Cumhur İttifakı olarak buraları ziyaret ettik, ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. İnşallah seçimden sonra İstanbul ve Ankara dışındaki 79 vilayetimizin her birini bir kez daha ziyaret ederek teşekkürlerimizi milletime bizzat ifade edeceğiz. Ülkemizi karış karış gezmek, insanlarımızın her biriyle teker teker kucaklaşmak bizi yormaz. Tam tersine bize güç verir, enerji verir, heyecan verir, daha çok çalışma azmi verir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un her zaman olduğu gibi bu felakette de depremzede kardeşlerine kucak açıp vefasını gösterdiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu depremin ülkemize maliyeti ne biliyor musunuz, 100 milyar doların üzerinde. Kovid salgınından Rusya-Ukrayna savaşına kadar pek çok küresel krizin sonuçlarıyla uğraşan ülkemiz, deprem yükünü de omuzladı. Kur, döviz, faiz sarmalı üzerinden ekonomimizi yıkma tehditleri savuranları da unutmayın. Biz tüm bu sorunlarımızın çözümü için gereken kaynağı küresel tefecilerden borç dilenmede değil, ülkemizin kendi imkânlarında arıyoruz. Şimdi ne diyor bay bay Kemal? 300 milyar dolar Londra’dan alacakmış. Ya bay bay Kemal avucunu yalarsın ya. Senin gibilerine bu tefeciler para vermez. Onlar kime para vereceğini çok iyi bilir. Bunlar var ya bir garipler. Çok enteresan. Biliyorsunuz, bir IMF var. Davos’tayız. O zaman ‘Bebecan’ da benim yanımda. Gittik ve IMF’in başkanına dedim ki ‘Siz alacağınızı bizden tahsil ediyor musunuz?’ ‘Ediyoruz’ dedi. ‘Ama siyaseten gelip Türkiye’yi yönetmek sana düşmez. Türkiye’yi ben yönetirim.’ dedim. O zaman başbakanım. Ne oldu? 2013, IMF’ye olan borcu tamamen bitirdik. Ondan sonra da 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. Sıfırladık, iş bitti. Şimdi bizim IMF ile ilişkimiz yok başka. O zaman Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi, 27.5 milyar dolar. Peki, şimdi Merkez Bankamızın döviz rezervi ne? 115 milyar dolar.”

Başbakanlığı döneminde döviz rezervinin bir ara 135 milyar dolara kadar çıktığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi yeniden onu da yakalayacaklarını, daha da ileri taşıyacaklarını söyledi.

“YATIRIM ARTARSA İSTİHDAM DA ARTACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben yalnız şunu söyleyeyim. Dünyada herkes faizi yükseltirken biz ne yapıyoruz? Faizi düşürüyoruz. Niye faizi düşürüyoruz? İstiyoruz ki yatırımcı gelsin, yatırımını yapsın ve bankalarımız da öncelikle kamu bankaları bunlara gerekli krediyi versin. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla da inşallah Türkiye’nin rakamları patlasın. Yapar mıyız bunu? Ne kadar yatırım artarsa istihdam da o kadar artacaktır” ifadelerini kullandı.

Son dönemde bu doğrultuda tarihî öneme sahip adımlar attıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şimdi Karadeniz gazıyla yüzlerce milyar dolarlık bir kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Gabar petrolüyle onlarca milyar dolarlık bir kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Akkuyu Nükleer Santrali ile Karapınar Güneş Enerjisi Santrali ile barajlarla onlarca milyar dolarlık kaynağı milletimizin emrine sunduk mu? Sonuçlandırdığımız savunma sanayi projelerimizle yine onlarca milyar dolarlık kaynakları milletimizin emrine sunduk mu? Sadece son birkaç ayda açıkladığımız savunma sanayi projelerinin önümüzdeki 10 yılda ihracat potansiyeli 65 milyar doları buluyor. Üretime giren her yeni sanayi tesisi, açılan her yeni tesis, her yeni işletme, istihdam olarak, üretim olarak, ihracat olarak bizim kazanç hanemize yazılıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarlarının ilk dönemlerinde, tüm güçlerini altyapıdaki asırlık ihmalleri ve eksiklikleri gidermek için kullandıklarını kaydetti.

Göreve geldiklerinde Türkiye’yi dört temel taş üzerinde yükselteceklerini söylediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Daha sonra yetmez dedik. Ulaşım, özellikle tarım ve bunun yanında değerli kardeşlerim diplomasi. Bunları geliştirdik. Her alanda altyapı eksiklerimizi gidermeye devam ettik. Önümüzdeki dönemde sadece enerji ve savunma gibi alanlardaki çalışmalarımızda elde edeceğimiz 100 milyar doların üzerindeki kaynağı ne yapacağız biliyor musunuz? Bu kaynağı çalışanıyla, emeklisiyle, kadınıyla, genciyle, ülkemizin tüm vatandaşlarının refahını yükseltmek için kullanacağız” dedi.

“TOKİ’NİN ÜLKE GENELİNDE BAŞLATTIĞI PROJELER BİTTİKÇE KONUT FİYATLARINDAKİ ŞİŞKİNLİK AZALACAKTIR”

Bu doğrultuda pek çok önemli düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eskiden 66 lira olan emeklilerimizin en düşük maaşlarını 7 bin 500 liraya yükselttik. 66 lira nereye, 7 bin 500 nereye? İnşallah seçimden hemen sonra 7 bin 500 lira üzerindeki emekli maaşlarıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. Aynı şekilde asgari ücreti dolar bazında bile üç buçuk kat arttırarak 8 bin 500 liranın üzerine çıkardık. Gelişmelere göre, bu rakamı da tekrar gözden geçireceğiz. Memurlarımızın maaşlarına, temmuzda sadece enflasyon farkı eklemekle kalmayacak, refah payı artışı da yapacağız. Şu anda bakanımızın sendikalarla yaptığı görüşmelerin neticesini salı günü inşallah kamuoyuna açıklayacağım. Ve bunu açıklayarak inanıyorum ki işçilerimiz de önümüzdeki döneme çok daha farklı girecek.”

“TOKİ’nin deprem bölgesinde, İstanbul başta üzere ülke genelinde başlattığı projeler bittikçe konut fiyatlarındaki şişkinlik azalacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yarısı Bizden Kampanyası” ile yeni rezerv alanlarla destekledikleri kentsel dönüşüm projelerini, özel konut inşaatlarını da hızlandırdıklarını kaydetti.

Tüm bu gelişmelerin kiraları makul bir düzeye çekeceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi birilerinin niye enerji projelerimize, niye savunma sanayi atılımlarımıza, niye TOKİ inşaatlarımıza karşı çıktığını anlıyorsunuz değil mi? Birilerinin niçin ulaşım projelerimizi, kentsel dönüşüm çabalarımızı baltalamak istediğini anlıyorsunuz değil mi? Bizlerin yıllardır nasıl bir zihniyetle mücadele ettiğini görüyorsunuz değil mi? Çünkü bunlar Türkiye’nin belini doğrultmasını istemiyor. Çünkü bunlar milletimizin güvenliğini ve refahını istemiyor. Çünkü bunlar ülkemizin istikrarsızlığından, milletimizin sefaletinden, devletimizin zayıflığından besleniyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar meydanı kendi ikballerini Türkiye’nin zafiyetinde arayanlara bırakmadıklarını, bundan sonra da bırakmayacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Kardeşlerim bunlar derken sanmayın ki karşımızdaki artık yedili mi, dokuzlu mu, 11’li mi olduğu iyice karışan masadan bahsediyorum. Masanın üstünde kimler var, altında kimler var, hepsi birbirine karışmış. Bizimle asıl derdi olanlar tek parti faşizminin temsilcileriyle, onların mağdurlarını, baba katiliyle, baban bir safta misali bir araya getirenlerdir. Ne diyorlar? Tayyip Erdoğan gitmeli. Küresel kampanya başlatanlar, bölücülerin temsilcileriyle, kendini milliyetçi olarak tanıtanları aynı kaba doldurup kaynatanlardır. ‘Türkiye’de yönetim değişmeli’ manşetleri atanlar, kendini güya Millî Görüşçü olarak pazarlayanlarla LGBT’cileri aynı safta buluşturanlardır. Kardeşlerim şöyle bir diyalog kuralım: CHP, LGBT’ci mi? HDP, LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi? Masada bulunan o diğerleri bu LGBT’cilere ‘hayır’ diyor mu? AK Parti asla LGBT’ci olmadı, olmaz. MHP asla LGBT’ci olmadı, olmaz. Cumhur İttifakı’nın diğer mensupları asla LGBT’ci olmaz, olmayacak. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Ailemiz de kutsaldır. Onun için bu LGBT’cileri sandığa gömmeye var mıyız?”

“DURMAK YOK, DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”

Bunların talimatı Kandil’den aldığını, kapalı kapılar ardında görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Konuşmaları orada yapıyorlar. Maalesef bu senaryoda herkes kendisine verilen rolü oynarken tabanlarındaki hassasiyetleri umursamıyor bile. CHP’ye gönül veren, İYİ Parti’ye, özellikle gönül veren diğerlerine, bunlara gönül veren yöneticilere rağmen HDP’ye oy veren vatandaşlarımın küresel emperyalizmin bu dayatmasından rahatsız olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin yönetimine talip olsun diye kurulan masanın nereye vardığını eminim onlar da içleri acıyarak seyrediyor” ifadelerini kullandı.

“İsterseniz şimdi de bu koalisyon masasında oturanlara bir bakalım” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde yaşananların, Kılıçdaroğlu’nun HDP’lilerle bir araya geldiği görüşmelerin, HDP’li yönetici ve vekillerin yaptığı açıklamaların yer aldığı bir videoyu mitingdekilere izletti.

Video izlendiği sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay Kemal’in SSK’nın başında olduğu hastaneler. Şimdi bizim Çam Sakura’mız nasıl, havalimanındaki Murat Dilmeler Hastanemiz nasıl? Aramızdaki fark bu. Ne diyor, ‘Sırtımızı HDP’ye dayıyoruz, PKK’ya dayıyoruz’. Şu anda bay bay Kemal, bunlarla beraber. Omuz omuza PKK’lılarla beraber yürüyor. Benim millî ve yerli olan vatandaşım bunlara oy verir mi? Bay bay Kemal, sırtını kime dayamış, Kandil’dekilere dayamış. Ya bunlar terörist. 14 Mayıs bunun karar günü olacaktır. Durmak yok, daha çok çalışacağız. Bu tabloyu görüyorsunuz. Bu tablo da her türlü oyun var ama bunlara en büyük oyunu Allah’ın izniyle haftaya pazar günü milletim yapacak. Bu tabloda yerlilik, millilik yok. Herkes var. Bir tek milletimizin kendisi yok. Aslına bakılırsa oyunu kuranların hesabı çok basit. Biz iyi olursak onlar kötüye gidecek. Biz kötüye gidersek onlara gün doğacak. Sorun bu oyunu sahneleyen içimizdekilerin acziyeti ve gafletidir.” diye konuştu.

“HİÇBİR GENCİMİZ GELECEK KAYGISI ÇEKMEYECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs’ta mesele şu parti, bu aday meselesi değildir. Mesele Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk asrındaki kazanımlarına sahip çıkma, önümüzdeki dönem için de Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme meselesidir” değerlendirmesini yaptı.

Bir faninin erişebileceği tüm makamlara gelmiş birisi olarak, gece gündüz mücadele vermelerinin nedeninin bu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık onların zamanlarının misafiri olduğumuz gençlerimize teslim edeceğimiz istiklal ve istikbal bayrağına halel gelmemesi için çalışıyoruz. Gençlerimizle her fırsatta bir araya geldiğimiz için neler istediklerini, neler beklediklerini gayet iyi biliyorum. Müsterih olsunlar. Hayata geçirdiğimiz ve geçirmekte olduğumuz projeler sayesinde bu ülkede hiçbir gencimiz gelecek kaygısı çekmeyecek. Her gencimizin iş bulabilmesi, kendi işini kurabilmesi, üretimde yer alabilmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayii ve Togg gibi teknoloji yatırımların, ulaşımdan enerjiye her alanda ardı ardına verilen müjdelerin gençlerin geleceğine yakılmış birer ışık olduğunu söyledi.

Kaynağını doğal gaz ve petrol gelirlerinden alacak Aile ve Gençlik Bankası kuracaklarını duyuran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu banka ile sadece eşi ve çocuklarıyla birlikte ailelerinin tüm yükünü omuzlayan ev hanımlarının emekliliklerine destek olmakla kalmayacaklarını, gençlere de pek çok konuda maddi katkı vereceklerini belirtti.

Türkiye’de her hanede en az bir çalışanın olmasını temin edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu da gençlerimize istihdamda öncelik tanıyacağımız anlamına geliyor. İkinci olarak, hiçbir ailenin gelir seviyesinin belirli bir rakamın altına düşmemesini sağlayacağız. Bu da gençlerimiz eğitim hayatlarında sıkıntı çekmeyecek, gözleri geride kalmayacak demektir. Üçüncü olarak, kendi işini kuracak gençlerimize ister teknoloji alanında olsun ister tarım, hiç fark etmez hibe desteğinde bulunacağız. Dördüncü olarak, evlenmek isteyen gençlerimize 150 bin lira faizsiz, ilk iki yılı ödemesiz dört yıl vadeli kredi vereceğiz. Beşinci olarak, eğitimde kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen her gencimize yurt içinde ve yurt dışında bu imkânı sağlayacağız. Altıncı olarak, üniversiteye giren her gencimize özel tüketim vergisiz bir cep telefonu ve bir bilgisayar alma hakkı tanıyacağız. Yedinci olarak, mesleki eğitimi, sigorta ve ücret destekleriyle cazip kılarak bir an önce hayata atılmak isteyen gençlerimize destek olacağız.”

Dokuzuncu olarak spor yapan gençlerin kendilerini geliştirebilmeleri için her adımda yanında olacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, esnek çalışma sistemini de yaygınlaştırarak, gençlere hem kendilerine zaman ayırabilecekleri hem gelir elde edebilecekleri alternatifler sunacaklarını ifade etti.

Gençlere “Türkiye Yüzyılı”nın inşası için çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençlerimize diyeceğim şudur: Gelin, gelecek kaygısı olmayan Türkiye Yüzyılı’nı beraber kuralım. Gelin, bireysel özgürlüklerin en geniş şekilde kullanılabileceği Türkiye Yüzyılı’nı beraber kuralım. Gelin, adalet duygusunu zedeleyecek hiçbir uygulamaya geçit verilmeyecek Türkiye Yüzyılı’nı beraber kuralım. Gelin, bugüne kadar ülkemize sağladığımız kazanımların zaten içine doğan sizlerle daha iyisini, daha fazlasını, daha güzelini Türkiye Yüzyılı ile beraber gerçekleştirelim. Ama bunun için 14 Mayıs’ta gençlerimizin tercihlerini doğrudan yana kullanmaları şart” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserleri, hizmetleri ve yatırımları ile konuşan bir iktidar olduklarının altını çizerek, “İstanbul söz konusu olduğunda anlatılacak o kadar şey var ki hangi birinden başlasak bilemiyorum. Son 21 yılda sadece kamu yatırımlarıyla İstanbul’un emrine ne verdik biliyor musunuz? 812 milyar liralık bir kaynak verdik. Biz verdik bunu. Bay bay Kemal, senin belediyen İstanbul’da, İzmir’de, Ankara’da ne yaptı? Biz zaten resmi rakamları göndermesek zaten yapacakları hiçbir şey yok” dedi.

Eğitime 41 bin yeni derslik kazandırdıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaklaşık 1,5 milyon üniversite öğrencisinin öğrenim gördüğü, 40 bin akademisyenin görev yaptığı İstanbul’a 37 üniversite kurduk. Gençlik ve sporda 28 bin 242 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Farklı branşlarda 184 adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda şehrimizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 30 milyar lira kaynak aktardık. Sağlıkta 18 bin yatak kapasiteli hastanelerle birlikte 178 sağlık tesisi yaptık. Çam Sakura’dan, Murat Dilmener’den memnun musunuz? Öbür tarafta Asya yakasındaki şehir hastanelerimizden memnun musunuz?” şeklinde konuştu.

Öğrencilik döneminde teksir kâğıtlarıyla hazırlanan kitaplarla okuduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların daha iyi ortam ve imkânlarla eğitim alabilmesi için çalıştıklarına dikkati çekti.

“AMACIMIZ; BEŞ YIL İÇİNDE İSTANBUL’DAKİ 1,5 MİLYON RİSKLİ YAPIYI TAMAMEN YENİLEMEK”

Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin ihalesinin yapıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yakında inşasına çıkıyoruz. Çevre ve şehircilikte, TOKİ vasıtasıyla 204 bin konutu hak sahiplerine teslim ettik, 13 bin 137 konutun yapımı sürüyor. Şimdi de ‘İlk Evim’ ile 50 bin yeni konut inşa edecek, ‘İlk Arsam’ ile 50 bin altyapısı hazır arsa vereceğiz. Kentsel dönüşümde şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 438 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştik. Yarısı Bizden kampanyası ile kentsel dönüşüme girecek evlerin maliyetinin yarısını karşılayacağız. Amacımız bu şekilde her yıl 300 bin konut yaparak beş yıl içinde İstanbul’daki 1,5 milyon riskli yapıyı tamamen yenilemektir. 1,5 milyon yapıyı üç bölüm hâlinde planlıyoruz. Birinci ve ikinci 500 binlik projeleri şehrin iki yakasındaki rezerv alanlarımızda hayata geçireceğiz. Bu rezerv alanların bir bölümü de Kanal İstanbul Projesi etrafında yer alacak. Üçüncü 500 binlik dilimi yerinde dönüşümle gerçekleştireceğiz. Böylece şehrin bina ve insan yoğunluğu çok fazla olan yerlerini seyreltecek, rahatlatacağız. İlk yılda 200 bini yerinde, 100 bini rezerv konut olmak üzere 300 bin konut için başlattığımız kampanyaya çok büyük ilgi var. İnşallah bu şekilde hedefimize ulaşarak İstanbul’u en kısa sürede depreme hazır hâle getireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu Yakası’nda İstanbul Finans Merkezi’ni kurduklarını ve ilk etabını hizmete açtıklarını söyledi.

İstanbul’da 18 milyon metrekare büyüklüğünde 48 millet bahçesi projesinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan bir tanesi de burada, 15’ini tamamladık. Şüphesiz en büyük millet bahçemiz burası olacak. Ulaştırmada 350 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini toplamda 794 kilometreye çıkardık. İstanbul-İzmir Otoyolu’nu, Kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamlayıp hizmete sunduk mu?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceden İstanbul’dan İzmir’e 7,5 saatte gidildiğini belirterek, şöyle devam etti: “Şimdi üç saatte. Nereden nereye? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Osmangazi Köprüsü’nü, Avrasya Tüneli’ni hizmete aldık mı? İstanbul’un Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas ile olan bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladık. Dünyanın en derin batırma tüp tüneli olan Marmaray’ı yaptık mı? Asya ve Avrupa’yı denizin altından birleştirdik. Şimdi de Büyük İstanbul Tüneli Projemizi hayata geçiriyoruz. Bu proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek üçüncü tünel olacak. Büyük İstanbul Tüneli ile günde 6,5 milyon vatandaşımızın kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacağız.”

İstanbul’a 1994 yılında belediye başkanı olduğunda 17 kilometre hafif raylı sistem bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, metro hattının ise bulunmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarda bulundukları ve belediyelerin kendilerinde olduğu dönemde toplam 230 kilometre hafif raylı sistem ve metro hattını İstanbul’a kazandırdıklarını söyledi.

Aynı dönemde İstanbul için toplam 1.100 kilometre raylı sistem hattı projesi hazırladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye yönetimin değiştiği 2019 yılı Haziran ayına kadar yaklaşık 135 kilometre uzunluğundaki raylı sistem hatlarının inşaatına başladıklarını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşaatına başlanan Mecidiyeköy-Mahmutbey metro ve Eminönü-Alibeyköy tramvay hattında yüzde 95, Dudullu-Bostancı hattında ise yüzde 70 fiziki ilerleme kaydettiklerine dikkati çekerek, “Yeni belediye yönetimi bu 1100 kilometrelik raylı sistem projesinden bir metre dahi yeni metro hattı inşaatına başlamadı, yapmazlar, yapamazlar. Ulaştırma Bakanlığımızın yaptığı Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi metrosunu geçtiğimiz aylarda hizmete açtık. Bu belediye ne iş yapar? Bir de bir şeyler yapsın, yok” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı-Pendik Metrosu’nu da geçen yıl hizmete açtıklarını, aynı şekilde İstanbul Havalimanı-Gayrettepe Metrosu’nu da yıl içinde hizmete sunduklarını anımsattı.

Bugün İstanbul genelinde inşası süren 144 kilometrelik raylı sistem hattı inşaatının 56 kilometreden fazlasının bakanlıkça yürütüldüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Maalesef kendisine, inşaatına başlanmış olarak teslim edilen metroları dahi yapamayan bir belediye yönetimiyle karşı karşıyayız. Biz İstanbul’a hizmeti kesintisiz sürdürmekte kararlıyız. Bakanlığımızın yaptığı İstanbul Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı Metrosu’nu, Yenikapı-İncirli-Sefaköy Metrosu’nu, Halkalı-İstanbul Yeni Havalimanı raylı sistem bağlantısını bu yıl bitiriyoruz. Altunizade-Bosna Bulvarı raylı sistemini seneye tamamlıyoruz. Gebze-Yavuz Sultan Selim Köprüsü-Havalimanı-Halkalı hızlı tren hattı ihale aşamasına geldi. Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projemizin yapımı etaplar hâlinde devam ediyor.”

Bir de havalimanı meselesinin olduğunu, İstanbul’a dünyanın en prestijli havalimanını kazandırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl İstanbul Havalimanı’nın yolcu trafiğinin 64 milyonu bulduğunu, İstanbul’un gurur abidesi bu havalimanının kapasitesini etap etap 120 milyona çıkaracaklarını bildirdi.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NIN YÜKSELİŞİNİN LOKOMOTİFİ İSTANBUL OLACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bünyesinde pek çok hizmet birimi barındıran Haliç Yat Limanı ve kompleksinin yapımının sürdüğünü kaydederek, şunları söyledi: “İstanbul’a yepyeni bir soluk ve kimlik kazandıracak bu projenin birinci etabını bu yıl tamamlayıp hizmete sunuyoruz. Çamlıca Televizyon ve Radyo Kulesi tıpkı Çamlıca Camii gibi artık şehrimizin sembollerinden biri hâline geldi. Yeni Atatürk Kültür Merkezi binasını inşa ederek İstanbul’a ve dünyaya kültür sanat hizmetleri sunacak abidevi bir eser ortaya çıkardık. Bunun yanında Taksim Camii’ni inşa ettik. Rami Kışlası’nı kütüphane yanında pek çok faaliyetin de yapılabileceği bir kültür merkezine dönüştürdük. Ayasofya’yı yeniden camiye dönüştürerek Fatih’in emanetine sahip çıktık. Dediğim gibi söyleyecek çok şey var. Yüzlerce, binlerce eserle İstanbul’u Türkiye Yüzyılı’na hazırlıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın yükselişinin lokomotifi de yine neresi olacak? İstanbul olacak, İstanbul. Bunun için çok çalışacağız.”

Alandaki vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi İstanbul, hazır mıyız? Öyle bir haykıralım ki tüm Türkiye duysun. Tamam ve durmuyoruz. Haftaya pazar günü sandığa gidene kadar çok çalışıyoruz. Tamam, durmak yok. Şimdi Kandil’dekilerin dini var mı? Kitabı var mı? Bunların ezanı var mı? İşte bay bay Kemal, onları arkasına almış, ne diyor? ‘Haydi, haydi, haydi’ Bay Bay Kemal, sen onlarla beraber ‘Haydi’ demeye devam et. Benim milletim de size haftaya pazar ne diyecek? Ben size inanıyorum. Size güveniyorum. Sandıkları patlatacağınıza da inanıyorum. Biz milliyiz, biz yerliyiz ve biz vatanseveriz. Bunlara da vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Kaldıralım elleri. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada “Sadece yasakları ve baskıları kaldırmakla kalmadık. ‘Kadının olmadığı bir toplumun yarısı eksiktir’ şiarıyla kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık. 2004 yılında Anayasaya kadın ve erkek eşitliğini güvence altına alan düzenlemeyi ekleyerek yeni bir dönemi başlattık” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, Ankara Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.

AK Parti’nin kurulduğu günden beri zorlu, çetin, engebeli fakat bir o kadar da şerefli, önemli, hasbi bir yolda sabırla yürüdüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeyrek asra yaklaşan bu yolculuklarının her bir kilometresini, her bir adımını millete hizmet aşkı ve sevdasıyla katlettiklerini söyledi.

Türkiye’nin yedi bölgesine, 81 vilayetine, 783 bin kilometrekarenin her bir karışına, 85 milyon vatandaşın her birine hizmetleriyle ulaşmanın, her bir insanın gönlüne taht kurmanın çabası içinde olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kutlu mücadelelerinin mihmandarlığını her zaman kadınların yaptığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Ekim’de başlayan kongre sürecini bir bayrak yarışı anlayışıyla gerçekleştirdiklerini ifade ederek, şöyle konuştu: “Emektarlarımızın deneyimini, gençlerimizin dinamizmi ile harmanlayarak yeni yüzlerle kadrolarımızı güçlendirerek kongre sürecimizi yönetiyoruz. Muhalefet, kurultayları tasfiye aracı olarak kullanırken, biz ise yenileniyor, tazeleniyor, kardeşliğimizi daha da perçinliyoruz. Ne büyük bahtiyarlık ki bizim kongrelerimizde yumruklar değil, yürekler konuşuyor. Kongrelerimizde sadece teşkilat mensuplarımız değil, aynı zamanda gönüller buluşuyor, kalpler kucaklaşıyor. Hiçbir kargaşanın, düzensizliğin, saygısızlığın yaşanmadığı, sandalyelerin ve hakaretlerin havada uçuşmadığı, bugün burada olduğu gibi bir şölen havasında kongrelerimizi teker teker tamamlıyoruz.”

Geçen hafta AK Parti Gençlik Kolları’nın 7. Olağan Kongresi’ni büyük bir coşkuyla yaptıklarını ve 4 yıl sonra orada nöbet değişimine gittiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de Kadın Kolları Başkanlığında görev ve kan değişiminin yaşandığını aktardı.

Kadın Kolları Başkanlığını dört yıl yapan Düzce Milletvekili Ayşe Keşir’e emekleri, gayretleri ve fedakârlıkları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ayşe Hanım ve ekibi, iş hayatından kadına yönelik şiddetle mücadeleye, afetlerden sosyal politikalara kadar geniş bir yelpazede geride iz bırakan projelere imza attılar. Kendilerini bir kez daha şahsım, ailem, partim adına tebrik ediyorum. Başkan olarak mesuliyeti son derece ağır bir vazifeyi üstlenen İstanbul Milletvekilimiz Tuğba Işık Ercan kardeşime de yüce Mevla’dan üstün muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Tuğba Hanım da İstanbul teşkilatlarımızda yetişmiş, geçmiş dönemde Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeliğimizi yapmış, bu hareketin içinden gelen bir kardeşimizdir. Tuğba Hanım’ın teslim aldığı bayrağı her alanda çok daha yukarılara taşıyacağına inancım ve itimadım tamdır.”

“BİZİM MÜCADELEMİZ ŞAHSİ İKBAL, KİŞİSEL KARİYER MÜCADELESİ DEĞİLDİR”

“Bizim mücadelemiz şahsi ikbal, kişisel kariyer mücadelesi değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatına şu sözlerle seslendi: “En tepeden, en ücra birimine kadar hepimiz görevimiz ne olursa olsun ülkeye ve millete hizmet davasının neferleriyiz. Kadın kollarıyla, gençlik kollarıyla, ana kademesiyle bir bütün olarak Türkiye’yi yüceltmenin, demokrasimizi güçlendirmenin, milletimizi asırlık hayalleriyle buluşturmanın samimi mücadelesini veriyoruz. Dikkatinizi çekerim, biz kısa mesafe koşucusu değiliz. Biz pazara kadar yol arkadaşlığı yapan insanlardan da değiliz. Her birimiz sonunda Hakk’ın rızası ve halkın duası olan uzun ve yorucu bir maratonun koşucularıyız. İnşallah bu yolda da enerjimizi, sabrımızı, heyecanımızı ve direncimizi asla kaybetmeden ipi göğüsleyene kadar durmadan koşacağız. Şunu lütfen unutmayınız değerli arkadaşlarım; millete hizmet yolunda kırılmak, darılmak, küsmek, yarıştan kopmak gibi bir lükse şahsım dâhil hiçbirimiz sahip değiliz. Bugüne kadar böyle yanlış bir anlayışı kapımıza yaklaştırmadık. İnşallah bundan sonra da bu tür marazları bünyemize sirayet ettirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin kadın kolları, gençlik kolları, il ve ilçe teşkilatlarında görevlerini devreden tüm yol arkadaşlarından razı ve minnettar olduğunu, zor zamanlardan itibaren bu davaya omuz verenlerin haklarını ödeyemeyeceklerinin bilincinde olduğunu kaydetti.

Kadın kollarında görev yapan ama vefat eden yol ve dava arkadaşlarına da Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük ve Güçlü Türkiye” idealine sevdalı partililerin aziz hatıralarını ilanihaye yaşatacaklarını ve onları daima şükranla yâd edeceklerini, gerçekleştirmek için özveriyle çalıştıkları hedefleri emanet bilerek, hatıralarıyla birlikte emanetlerine de sımsıkı sahip çıkacaklarını dile getirdi.

“ÜLKEMİZİN ERİŞTİĞİ SEVİYELERDE KADINLARIN ÇOK BÜYÜK PAYI VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıl öncesine kıyasla her alanda bambaşka bir Türkiye’den gururla bahsediliyorsa, bunda AK Partili kadınların çok büyük emeği ve fedakârlığı olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: “Ülkemizin bugün eriştiği seviyelerde siz kadınların çok büyük payı var. Türkiye’nin ekonomiden üretime, hak ve hürriyetlerden demokrasiye elde ettiği eşsiz kazanımlarda sizlerin çok büyük katkıları var. El ele verdik, Türkiye’nin çehresini değiştirdik, zorlukların üstesinden beraberce geldik. Millî iradeyi hedef alan saldırıları birlikte püskürttük. Huzurumuza ve güvenliğimize kastedenleri birlikte boşa çıkardık. Demokrasinin, adaletin, kalkınmanın, refahın yolunu sizlerle birlikte açtık. Tahriklere, provokasyonlara, iftiralara, karalamalara, kışkırtmalara prim vermeden kardeşliğimizi birlikte savunduk. Hayal denilen, imkânsız görülen nice reformlara yine birlikte imza attık. Zulmün, baskının ve yasakların ufkumuzu kararttığı eski günlerden 2025 yılının güçlü, itibarlı, müreffeh Türkiye’sine yine beraber ulaştık.”

Yola çıkarken “kadınlar için siyaset” değil, “kadınlarla siyaset” dediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu söze bugüne kadar sadık kaldıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yılı aşan hükûmetleri döneminde Türkiye’nin her meselesinde kadınların kanaatlerini almaya özel önem verdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “AK Parti Kadın Kollarımız da maşallah siyasete yalnızca nezaket değil aynı zamanda seviye getirdi, kalite ve nitelik kazandırdı. Siyasette kadınlara yönelik ön yargıların kırılmasına sizler vesile oldunuz. Türkiye’de siyasi partilerde bir zihniyet değişimine sizler öncülük ettiniz. Hani şair diyor ya ‘Cihan ara cihan içindedir arayı bilmezler, o mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler.’ Birileri, bilmeseler veya bilseler dahi kabul etmek istemeseler de bu ülkede yıllarca kadının adı yoktu. Kadınlar çoğu zaman siyasette bir vitrin malzemesi olarak görülüyordu. Kılık kıyafetlerinden dolayı seçilme hakları gasp ediliyordu. Başörtülerinden ötürü okuma, üniversite eğitimi görme, kamuda ve özel sektörde çalışma hakları kısıtlanıyordu. Ey CHP, unutma, üniversitelerin kapısında ikna odalarını kuranlar sizdiniz, siz. Şimdi çıkmış bunlar bize kadın haklarından bahsediyor. Siz kadın haklarını yakalamak için daha çok fırın ekmek yersiniz.”

Eline kına yakıp dualarla ve gözyaşlarıyla asker eyledikleri evlatlarının yemin törenini tel örgüler arkasında seyretmek zorunda kalan kadınların, bu ülkenin çok acı bir gerçeği olduğu ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üniversite kapılarının önlerinde kurulan o ikna odalarında psikolojik işkenceye maruz kalan genç kızlar bu ülkenin vahim bir gerçeğiydi. Üniversitesini birincilikle bitirdiği hâlde mezuniyet törenine alınmayan öğrenciler, bu ülkenin bir gerçeğiydi. Sırf başörtülü diye milletin Meclis’inden zorla çıkartılan, Gazi Meclis’inin kürsüsünden tehdit edilen kadınlar, bu ülkenin bir gerçeğiydi. 28 Şubat’ta vesayet odaklarına yaranmak için gazete köşelerinden iffetine dil uzatılan kadınlar bu ülkenin bir gerçeğiydi” diye konuştu.

“’HAYDİ KIZLAR OKULA’ KAMPANYAMIZ İLE YÜZ BİNLERCE KIZ ÇOCUĞUMUZU EĞİTİM HAYATINA KAZANDIRDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkede yokluk, yoksulluk ve yasakların tüm yükünü senelerce kadınların çektiğini, en büyük bedeli kadınların ödediğini belirterek, şunları kaydetti: “Eski Türkiye’nin kahırla, acıyla, zorluklarla ve sıkıntılarla geçen karanlık ikliminde uzun yıllar belki en fazla horlanan kadınlar olmuştu. Ey CHP, hemen çarşaflı bir bayanı alıp yakasına partinizin rozetini takmak suretiyle ‘İşte biz bak kadınların yanındayız’ diyen maalesef sahte cambazlar siz değil miydiniz? Hamdolsun, ülkemize, milletimize ve demokrasimize yakışmayan tüm bu kötü manzaralara sizlerle birlikte son verdik. Sadece yasak ve baskıları kaldırmakla kalmadık, ‘Kadının olmadığı bir toplumun yarısı eksiktir’ şiarıyla kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık. 2004 yılında Anayasa’ya kadın ve erkek eşitliğini güvence altına alan düzenlemeyi ekleyerek yeni bir dönemi başlattık. Eğitimde kız çocuklarımızın okullaşma oranını biz artırdık. ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyamız ile yüz binlerce kız çocuğumuzu eğitim hayatına kazandırdık. Nitekim rakamlar çabalarımızın meyve verdiğini ispat etmektedir. Bakınız, 2002’de üniversitelerde kız öğrenci oranı sadece yüzde 13 iken bugün yüzde 53’ün üzerine çıktı. Ey Özgür Bey, biz buraya durup dururken gelmedik ya ter döktük, ter, yüreğimizi koyduk, yüreğimizi. Böylece kimin yasaklarla ve baskılarla kadınları eve hapsettiği, kimin de kadınları özgürleştirdiği ortaya çıkmış oldu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden önce siyasette bir “dolgu unsuru” olarak bakılan kadınların, hak ettiği yeri almaya, hak ettikleri değeri görmeye AK Parti ile başladığını belirtti.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), yerel yönetimlerde, iş dünyasında, sivil toplumda kadınların güçlü bir şekilde temsil edilmesini kendilerinin sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefetin engelleyici tutumuna ve yasakları savunan faşizan tavrına rağmen bunları başardık.” ifadelerini kullandı.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIĞA İHANETTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada kadınların artık her alanda kendilerini gösterdiğini, karar mekanizmalarında çok güçlü biçimde yerlerini aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “İstihdam sayılarına baktığımızda, son 22 yılda yaşanan sessiz devrimi net bir şekilde görebiliyoruz. İş gücüne katılım oranı yüzde 27,9’dan yüzde 37’ye yükseldi. Kadın istihdam oranı ise yüzde 25,3 iken şimdi yüzde 33’e yaklaştı. Kadınlar yalnızca eğitim ve iş hayatında değil, siyasette de büyük atılımlar gerçekleştirdi. Meclis’teki kadın milletvekili oranını yüzde 4,1’den yüzde 20’ye biz taşıdık Özgür Bey.

Kadına yönelik şiddetle mücadele, taviz vermediğimiz bir başka alandı. Bizi bu konuda haksızca eleştirenlerin bilmediği husus şudur, 2005’teki kapsamlı Türk Ceza Kanunu düzenlemesine kadar mevzuatımızda kadına yönelik şiddet suç olarak tanımlı bile değildi. Kadına karşı şiddeti nitelikli suç hâline bizim iktidarlarımız getirmiştir. Unutmayın, kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir. Bu anlayışla, 2012’de yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanun’la başka hiçbir sözleşmeye, belgeye veya dışarıdan müdahaleye ihtiyaç duyulmayacak bir kapsayıcılıkta kadınların korunmasını temin ettik.”

ŞÖNİM, kadın konukevi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamalardan, aile içi şiddetin resen takip edilen suçlar arasına alınmasına kadar birçok başlıkta muhalefetin gündeminde bile olmayan devrim niteliğinde adımlar attıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan eşit ve adil bir şekilde istifade etmeleri için üzerlerine ne düşüyorsa samimiyetle yapmaya çalıştıklarını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların karşılaştığı zorlukları bildiklerinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bilhassa son seçimlerde muhalefete geçen bazı mahallî idarelerden ciddi şikâyetler alıyor, medyada son derece vahim haberlerle karşılaşıyoruz. Özellikle muhalefetin yönettiği kimi belediyelerde 28 Şubat döneminden hatırladığımız ayrımcı politikalar tekrar hayata geçirilmek isteniyor. Toplumumuzun mütedeyyin kesimlerinin hayat tarzı ve hassasiyetlerine gerekli saygı maalesef gösterilmiyor. Burada da daha önceki dönemlerde olduğu gibi hedefe yine kadınlar konuyor. Buram buram rövanşizm kokan marjinal bir siyasetin muhalefet eliyle ilk etapta yerel yönetimler üzerinden hortlatılmaya çalışılması ülkemiz demokrasisi adına utanç ve endişe vericidir. Bunların hepsi yakın takibimizdedir.”

“BİRİLERİ HÂLEN KABULLENMEKTE ZORLANSA DA DÜN, DÜNDE KALMIŞTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ideolojik bağnazlıklarla insanların yaşam tarzına, inanç ve kültür değerlerine müdahale edilmesine asla izin vermeyeceklerinin altını çizerek, şöyle konuştu: Bilhassa kadınların uzun yıllara sâri çetin mücadeleler neticesinde elde ettikleri kazanımların ister yerel yönetimler olsun, ister özel sektör olsun 3-5 faşist tarafından gasp edilmesine tolerans göstermeyiz. Şunun da bilinmesini isterim, Türkiye vesayet virüsünü içlerinden atamayan kifayetsiz muhterislere boyun eğemez. Devri sabık peşinde koşanlara eyvallah etmeyiz. Güncel kimi siyasi tartışmaları öne sürerek, bu milletin kahir ekseriyetinin tahrik ve tahkir edilmesine sessiz kalmayız. Bazı gerçeklerin artık çok iyi anlaşılması lazım, birileri halen kabullenmekte zorlansa da dün, dünde kalmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Türkiye’nin kötü alışkanlıklarının, eski Türkiye’de kaldığını vurgulayarak, “Kerameti kendinden menkul azgın azınlığın çığırtkanlık yaparak sessiz çoğunluğu sindirdiği, susturduğu günler artık geride kalmıştır. Vesayet odakları adına konuşan tetikçi kalemlerin millete ve sivil siyasete ayar verdiği günler bir daha gelmemek üzere geride kalmıştır” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tapusunun, Türk milletinin üzerinde olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu vatanın, devletin, belediyelerin ve diğer kurumların yegâne sahibi bir avuç seçkin değil, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, muhafazakârı, seküleri ile 85 milyonun tamamıdır. Yaşanan onca hezimete rağmen bunu hazmetmekte zorlananlar varsa, eninde sonunda bu hakikatlerle yüzleşmek mecburiyetinde kalacaklardır. Biz iktidar ve ittifak olarak, yasakçı, baskıcı, kibirli ve rövanşist zihniyetle mücadelemizi, demokrasi ve hukuk zemininde kararlılıkla sürdüreceğiz. Millete hizmet süreklilik ister, adanmışlık ister, aşk ve azim ister. Bunun için ilk günden beri ‘aşk ile koşan yorulmaz’ diyoruz. Bunun için kısa vadeli hesaplarla değil önümüzdeki çeyrek asra, yarım asra mührümüzü vuracak geniş bir vizyonla hareket ediyoruz. Planlarımızı, projeksiyonlarımızı yine buna göre yapıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, dış politikada usta bir satranç oyuncusu gibi yaptıkları stratejik hamlelerle bölgede ve dünyada anahtar konuma gelmeye başladığını söyledi.

“Tarihimizden, kültürümüzden, kadim devlet geleneğimizden tevarüs ettiğimiz zengin birikimle ülkemizi, özlemini duyduğu güç ve ağırlığa hızla kavuşturuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dün, önemli bir misafirimizi Ankara’mızda ağırladık. Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara ve heyeti, tarihi bir kavşakta ülkemize çok kritik bir ziyarette bulundu. Güvenlikten yeniden inşa faaliyetlerine, ticaretten ulaştırmaya, ekonomiden beşeri ilişkilere, birçok konuyu kendisiyle değerlendirdik. İki komşu ülke olarak, geleceğimize yön verecek mühim kararlar aldık. Öncesinde Arap dünyasının lider ülkelerinden Mısır’ın Dışişleri Bakanı’nı külliyemizde kabul ettik. Geçen hafta Hamas yöneticilerinden Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame’ye çok önemli konuklarımız vardı. Bu akşam Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde bir araya geleceğiz. Yarın depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle Adıyaman’dayız. Önümüzdeki hafta Malezya, Endonezya ve Pakistan’ı kapsayan bir Asya seyahatine çıkacağız. Yine bu arada bir süredir bekleyen telefon görüşmelerimiz, kabullerimiz, farklı seviyede temaslarımız olacak.”

“TÜRKİYE YÜZYILI ÜLKÜMÜZÜN İNŞASI İÇİN ÇOK YOĞUN BİR GÜNDEMLE ÇALIŞACAĞIZ”

Ocak ayı ihracat rakamının 21 milyar 164 milyon dolarla rekor kırdığını, son 12 ay yıllıklandırılmış ihracatın da 263 milyar dolara yükseldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma ve havacılık sanayisi ihracatının ise ocak ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artışla 383 milyon dolar olduğuna dikkati çekti.

Türkiye’nin şimdilik en uzun menzilli füzesi olan Tayfun Füzesi’nin test atışının tam isabetle ve başarıyla gerçekleştirildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İstismarcılarla aramızdaki derin zihniyet ve samimiyet farkını böylece bir kez daha ortaya koyduk. Yani Türkiye Yüzyılı ülkümüzün inşası için çok yoğun bir gündemle yurt içinde ve yurt dışında canla, başla çalışıyoruz ve çalışacağız. Muhalefetin nelerle uğraştığına ise inanın artık bakmak bile istemiyoruz. Bırakın dünyayı, bölgemizde olup bitenlerden dahi haberleri yok. Küresel gelişmeleri, krizleri ve hadiseleri zaten takip etmiyorlar. Koltuk kavgasına, parti içi iktidar mücadelesine kendilerini öyle kaptırdılar ki üçüncü cihan harbi patlak verse umurlarında olmaz. Bir ara kırmızı kartla bazı şeyler yapmayı denediler ama onu da her işleri gibi yine ellerine, yüzlerine bulaştırdılar. Daha sonra anladık ki aslında kartları birbirine gösteriyorlarmış. A şehrinin belediye başkanı B şehrinin belediye başkanına, eski genel başkan yeni genel başkana, bunların holiganları ise medyada ve sosyal medyada birbirlerine sürekli kart gösteriyorlar. Bunların, iş yapmak, eser üretmek, hizmet etmek gibi bir derdi yok. Şimdi de elinde askerin, polisin bir sürü milliyetperver vatan evladının kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganlarıyla kendilerini avutuyorlar. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu partiyi, döndüler dolaştılar, marjinal sol yapıların maskotu, oyuncağı, payandası haline getirdiler. 23 Nisan müsameresi gibi meclis kürsüsünden slogan atıyor. Ne diyorlar? Kart devrimciler misali birbirleriyle sloganla buluşuyorlar. Öyle bir siyasi parti ki ortalıkla ne kadar başıboş gezen küfürbaz, marjinal ve tembel varsa hepsini paratoner gibi kendisine çekiyor. Muhatap alıp cevap versek inanın bize yazık. Cevap vermesek millete ve memlekete yazık.”

“ÜLKEMİZİ YUKARI ÇIKARMANIN DERDİNDE OLACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’li vatandaşların, zaten uzun zaman önce bunlardan umudu kestiği için trajediye varan bu rezilliklerin artık onları eskisi kadar etkilemediğini ifade etti.

Bunların perişan hallerini gördükçe Bekri Mustafa’nın meşhur hikâyesini bir kez daha hatırladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “İstanbul’un kenar mahallesinde yaşayan ve her gece zil zurna sarhoş gezen Bekri Mustafa, Küçük Ayasofya Cami’nin önünden geçiyormuş. Musalla taşında bir cenaze varmış fakat mevta namazını kıldıracak kimse olmadığı için mahalleli epeydir orada bekliyormuş. Başında kavuğu ve sırtında cübbesiyle Bekri Mustafa’yı gören mahalleli, hemen yakasına yapışmış ve cenaze namazını kıldırmasını söylemiş. Her ne kadar Bekri Mustafa, ‘ya ben hoca değilim’ dese de cemaatin ısrarına engel olamamış. Namazı müteakip Bekri Mustafa, tabutun kapağını hafifçe aralayıp mevtanın kulağına bir şeyler fısıldamış. Ardından da cemaate dönüp ‘hadi artık götürüp defnedin’ demiş. Cemaatten biri kendisine yanaşıp cenazenin kulağına ne söylediğini sorduğunda, Bekri Mustafa’nın cevabı şu olmuş, ‘öteki dünyaya gittiğinde buraların ahvalini sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin, onlar durumu anlar’ demiş. CHP Genel Başkanı ile sağı ve solundakilerin durumu da tam böyle. Gülsek mi, ağlasak mı? Hiç muhatap almasak mı? İnanın biz de şaşırdık, milletimiz de şaşırdı. Varsın onlar kırmızı ve sarı kartlarla oyun oynamaya devam etsinler. Varsın onlar sol terör örgütlerinin jargonuyla konuşmayı sürdürsünler. Varsın onlar siyasi kariyerleri dışında her şeye gözlerini kapatsınlar. Biz şu anlamlı şiire ilham veren ruhla çalışacak, koşturacak ülkemizi her gün bir seviyeye daha özellikle yukarı çıkarmanın derdinde olacağız.”

“MİLLETİMİZLE MUHABBETİMİZİ DAHA DA ARTIRACAĞIZ”

“Kurulduk çelik yay gibi akarız. Deli çay gibi buluttan çıkan ay gibi bir gün geri geleceğiz” diyerek hedeflerine doğru koşar adım gideceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizle muhabbetimizi, daha da artıracağız. Daha fazla hanenin kapısını çalacak, daha fazla gönüle gireceğiz. Bugüne kadar yaptığımız gibi evleri yine içeriden fethedeceğiz. Unutmayın, kale içeriden fethedilir. Bu süreçte, şunu hiçbir zaman unutmamanızı sizlerden rica ediyorum. AK Parti Kadın Kollarımız, 5 milyon 694 bin üyesiyle dünyanın en büyük sivil toplum hareketidir. Hepiniz üye sayısı itibarıyla işte bu devasa ailenin fertlerisiniz. Kadın Kolları olarak sizler bu partinin birinci sınıf mensuplarısınız. Sizler, sadece AK Parti’nin üyeleri değil, aynı zamanda kalpleri Türkiye aşkıyla çarpan hizmet gönüllülerisiniz. Ben sizlere güveniyorum. Sizlere sonuna kadar inanıyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi yol ve mücadele arkadaşları verdiği için bir kez daha hamdediyorum. Bu düşüncelerle kadın kolları kongremizin bir kez daha partimiz için, davamız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum, görevi devreden hanım kardeşlerime hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyor, görevi devralan arkadaşlarıma başarılar diliyor, her birinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum” ifadesini kullandı.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik”

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik. 2025 senesini yine bu anlayışla ‘Aile Yılı’ olarak ilan ettik” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.

Vefatının birinci yıl dönümünde yazar Alev Alatlı’yı rahmet ve şükranla yâd ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alatlı’nın Türkiye’nin son asırda yetiştirdiği en üretken, en cesur ve en hakikatperver kadın münevverlerinden biri olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye merkezli düşüncenin ölçülerinden olan Alatlı’ya Allah’tan rahmet diledi.

“KADINLARI DIŞLAYAN HİÇBİR SİYASİ HAREKETİN HEDEFLERİNE ULAŞABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

AK Parti’nin kuruluşundan bugüne İstanbul kadın kollarında görev yapan her kadına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü kongreyle birlikte göreve başlayacaklara başarılar dilerken, görevi devredecek olanlara ise emeklerinden ötürü teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman söylediğim üzere kadınları dışlayan hiçbir teşebbüs gibi hiçbir siyasi hareketin de muvaffak olabilmesi, hedeflerine ulaşabilmesi mümkün değildir. Biz de partimizi bir erdemliler hareketi olarak kurarken ana kademe yanında kadınlarımıza ve gençlerimize özel önem verdik. Teşkilatlarımızı ve tüm faaliyetlerimizi bu üçlü yapı esasına göre yürüttük” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Kongresi’ni yaparak yeni ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye Yüzyılı yürüyüşlerine güç kattıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Şubat’ta gerçekleştirilecek AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Kongresi’nde de yeni bir ekip ve yeni bir heyecanla Türkiye’deki tüm kadınlara ulaşacak bir seferberlik başlatacaklarını kaydetti.

“TÜRKİYE YÜZYILI YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN HAZIRLIKLARINI BİR ÜST SEVİYEYE ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat 2023’teki büyük depremin ikinci yıl dönümünde Adıyaman’da olacağını ve 7 Şubat’ta İstanbul İl Teşkilatı’nın kongresini yaparak yoğun bir maratona daha son noktayı koyacaklarını belirterek, “Büyük kongremizi 23 Şubat’ta tam bir demokrasi şöleni atmosferini inşa ederek Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzün hazırlıklarını bir üst seviyeye çıkartacağız” diye konuştu.

AK Parti’nin kadın ve gençlik teşkilatlanmasının diğer partilere örnek olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlar da aynı istikamette bir gayrete girmişlerdir. Gerçi hiçbir taklit, aslının yerini tutamaz derler ama kadınlar ve gençlerimiz adına bu gelişmeden gayet memnun olduğumuzu belirtmek isterim. Peki, biz kadın teşkilatlanmamıza, kadınlara yönelik çalışmalarımıza niçin bu kadar önem veriyoruz? ‘Erkeği eğitirsen bir kişi, kadını eğitirsen bir aileyi ve oradan da tüm toplumu eğitirsin’ diye bir söz vardır. Atalarda ‘Er bozulursa aile bozulur, kadın bozulursa millet bozulur’ diyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Göründüğü gibi ne tarafa bakarsanız bakın, kadının aileden başlayarak tüm toplumu, tüm insanlığı nasıl etkilediğinin işaretlerini görüyorsunuz. Erkeğin ailenin direği olduğu ifadesinin devamı kadının da ailenin temeli olduğu gerçeğidir. Siyaseti bu çarpıcı fotoğrafın dışında tutmak mümkün değildir. Erkeği ve çocuklarıyla bütün bir ailenin gönlünü fethetmenin onlara kendimizi anlatmanın ve ihtiyacınız olan desteği almanın yolu kadınlara ulaşmaktan geçiyor.”

“SİYASETTE HER ŞEYİN BİR PARÇA ETKİSİ VARDIR AMA EN BÜYÜK AMİL ÇALIŞMAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin hanelere ağırlıklı olarak kadın üzerinden girerek seçimlerde yüzde 50’leri bulan oy oranlarını yakaladığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim. Şayet bugün oylarımız arzu ettiğimiz seviyelerde değilse kadınlara yeteri kadar etkin şekilde ulaşamıyor, kendimizi anlatamıyor, haneleri içeriden fethedemiyoruz demektir. Çünkü bu fethi ancak kadınlarımız yapabilir” diye konuştu.

AK Parti’yi hak ettiği yere kadınların taşıyabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biliyorsunuz 2028 seçimlerinde yeniden yüzde 50 oy oranına ulaşmak istiyoruz. Bu hedefin tutturulmasında sizden beklentimiz büyüktür. Şunu asla unutmamalıyız, siyasette her şeyin bir parça etkisi vardır ama en büyük amil çalışmaktır. Siz bakmayın bizdeki muhalefetin hiç çalışmadan yiyip, içip sırtüstü yatarak ‘Armut piş, ağzıma düş’ mantığıyla iktidar beklediğine. Görüyorsunuz, 22 yılı aşkın süredir bekliyorlar. Bu kafayla giderlerse daha 22 yıl da beklerler, 222 yıl da beklerler. Milletimiz ülkenin kaderini bu kifayetsiz muhterislere asla bırakmaz. Kadınlar evlatlarının geleceğini bu iş bilmezlere kesinlikle emanet etmez. Kendi aralarında tepişmekten fırsat bulup ülkenin meselelerine kafa yormadıkça, akıllı uslu çözümlerle milletin huzuruna çıkmadıkça bunlar ancak 23 Nisan müsameresi tadında iktidarcılık oynarlar.”

“BİZ BUGÜNLERE HEP BERABER ÇOK ÇALIŞARAK GELDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin “Çalışan dağları aşar, çalışmayan düz ovada şaşar.” sözünü aktararak, “Rabb’imiz de bizlere erkek olsun, kadın olsun, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceği müjdesini veriyor. Biz bugünlere erkeğiyle, kadınıyla, genciyle yaşlısıyla hep beraber çok çalışarak, emek vererek, ter dökerek, kafa patlatarak, her zemin ve şartta mücadeleyi diri tutarak geldik” diye konuştu.

Yarın da aynı kararlılık, aynı hazırlık ve aynı dinamizmle milletin huzuruna çıkmak zorunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aksi takdirde tıpkı geçen yılki mahallî seçimlerde olduğu gibi bu kifayetsizlere mahkûm ettikleri için kendilerini milletin ve tarihin affetmeyeceğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerlerindeki vebalin çok büyük, omuzlarındaki yükün gerçekten çok ağır olduğuna değinerek, “Biz de bu yükün ve vebalin mehabetine uygun bir samimiyetle çalışarak şükran borcunun ötesinde can borcumuzun da olduğu milletimize aşkla hizmet edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar kendilerini yarı yolda bırakmayan, her mücadele yanlarında olan kadınlara inandıklarını ve güvendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin amiral gemisi İstanbul’un her alanda olduğu gibi bu hususta da diğer 80 vilayete örnek olacağına inandığını söyledi.

“KÜRESEL KÜLTÜRÜN BARONLARI TARAFINDAN LGBT SAPKINLIĞI BİRÇOK ALANDA TEŞVİK EDİLMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, günümüzde dünyada ve Türkiye’de üzerinde en karanlık projelerin uygulanmaya çalışıldığı, en fazla ezilen, en çok örselenen kesimin kadınlar olduğuna dikkati çekerek, “Batı’daki kadın hareketleri kökleri binlerce yıl öncesine kadar uzanan ve kadını yok sayan anlayışa tepki olarak doğmuştur. Kadınların asırlara sâri hak ve özgürlük mücadelesi ise kapitalizmin acımasız çarkları arasında öğütülerek onları meta hâline getirmiştir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonra işin daha tehlikeli bir mecraya yöneldiğine ve aile kurumunu hedef aldığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geldiğimiz noktada durum cinsiyetsizleştirme sinsiliği altında erkekleri de içine alan bir cinnete doğru evrilmeye başlamıştır. Küresel kültürün baronları tarafından LGBT sapkınlığı birçok alanda teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Çocuk istismarını da meşrulaştıracak kadar arsızlaşan bu sapkınlığa itiraz etmek, birçok Batı ülkesinde neredeyse imkânsızdır. Sinemadan modaya, dijital mecralardan edebiyata, siyasetten sivil topluma geniş bir yelpazede hayatımıza zerk edilmek istenen bu cinnetten milletimizi uzak tutmamız şarttır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin günden güne iyice zıvanadan çıkan bu sapkınlıkla mücadelenin bayraktarlarından biri olmaya devam edeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Esasen bizim inancımız da kültürümüz de hatta dilimiz de böylesi bir cinsiyetçi ayrıma kesinlikle uygun değildir. Bizde kadın daima ailenin ve toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmiş, öyle muamele görmüş, kadına daima hürmet edilmiştir. Dikkat ederseniz birçok türkümüzde kadın ve erkeğe dair ifadeler cinsiyetçi ayrımı içermeyen sadece insanı işaret eden kelimelerdir. Türkçemizdeki adam ve kadın kavramları da asla cinsiyetçi bir ayrımı değil, sadece ve sadece cinsiyet farkını belirtir.”

“NÜFUSUMUZUN 2035’TEN İTİBAREN DÜŞÜŞE GEÇMEYE BAŞLAYACAĞI SİMÜLASYONLARLA KARŞILAŞIYORUZ”

“Kimi yanlış uygulamalardan hareketle milletimizi fıtratına aykırı bir parantezin içine hapsetmek isteyenlerin derdi kadınlar değil doğrudan millî ve manevi varlığımızdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Küresel rüzgârlara kapılarak aile kurumunu yıkmakla kalmayıp erkek ve kadın arasındaki çizgiyi ortadan kaldırmak bizi çağdaş yapmaz. Sadece emperyalistlerin, küreselcilerin oyuncağı yapar. İşte görüyorsunuz, evlilik oranları hızla düşerken boşanma oranları aynı hızla artıyor. Gençlerimizin çocuk sahibi olma iştiyakı öylesine azaldı ki artık nüfusumuzun 2035’ten itibaren düşüşe geçmeye başlayacağı 2100’de de 65 milyona gerileyeceği simülasyonlarla karşılaşıyoruz. Tehlikeyi görmek için bundan daha çarpıcı örnek aramaya gerek var mı? Dünyada maruz kaldıkları yoğun baskı ve propagandanın etkisiyle bu tür akımlara yol veren ülkeler artık tehlikeyi gördükleri için birer birer tedbir almaya başladılar. Erkeği erkek, kadını kadın, ikisini birden de insan olarak koruyup kollamak bizim de önümüzdeki dönemde uygulayacağımız politikaların ana eksenini oluşturmaktadır.”

“AİLE KURUMUNU GÜÇLENDİRMEK İÇİN YENİ POLİTİKALARI DEVREYE ALACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Türkiye Yüzyılı vizyonunun odağına “güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye” ilkesini yerleştirdiklerini dile getirdi.

2025 senesini yine bu anlayışla “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evlatlarımızın doğumundan, eğitiminin tüm safhalarına, iş sahibi olmasından, evliliğine ve çocuklarının korunmasına kadar hayatlarının her safhasında, desteklerimizle yanlarında olacağız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin zihin ve beden sağlığına yönelik her türlü tehdide karşı tavizsiz bir mücadele yürüteceğiz. Erkeği, kadını ve çocuğuyla aile kurumunu güçlendirmek için yeni politikaları devreye alacağız” ifadelerini kullandı.

“ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN DOĞRUSUNU YAPMAKTAN GERİ DURMAYACAĞIZ”

Aile büyüklerinin ömürlerinin sonbaharını öncelikle evlatlarıyla birlikte, bu mümkün değilse kendileri için hazırlanan huzurlu ortamlarda geçirmeleri için ne gerekiyorsa yapacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Milletimizin hiçbir ferdini tüm mecralarda yükselen küresel ahlaki tehditlere karşı korumasız, yalnız, çaresiz bırakmayacağız. Dünyayı sadece kendi zehirli söylemlerinden çizdikleri kirli şablonlardan, dayattıkları çarpık çerçevelerden ibaret görenler elbette bu yaklaşıma itiraz edeceklerdir. Bakanlığımızın adındaki ‘aile’ ifadesinden rahatsız olan marjinaller şüphesiz bizi ve gayretlerimizi hedef alacaklardır. Kadın haklarını dillerine pelesenk edip çoğu çocuk ve kadın 50 bin Gazzeli mazlumun katledilmesine 471 gün boyunca sessiz kalanlar, sırf aileye, kadına, çocuğa sahip çıktığımız için bizi eleştireceklerdir. Sadece itiraz etmekle de kalmayıp küresel seviyede verilen desteklerle sivriltilmiş ellerindeki tüm okları bize yönelteceklerdir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz bunları asla kulak asmayacak, çığırtkanlıkları ve tehditleri karşısında kesinlikle geri adım atmayacağız. Bunların yüzlerindeki maskeyi indirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kadın, aile ve nüfus politikalarımızın toplumla, hayatın gerçekleriyle ve milletin değerleriyle bağı kopmuş, sesi çok çıkan ama halkta hiçbir karşılığı olmayan marjinal yapılar tarafından sabote edilmesine izin vermeyeceğiz. Tıpkı muhalefetin tepkilerine rağmen sürdürdüğümüz ‘en az 3 çocuk’ çağrımızda olduğu gibi burada da ülkemiz ve milletimiz için en doğrusunu yapmaktan geri durmayacağız.”

“MİLLETİMİZDEN GEREKEN DESTEĞİ ALDIĞIMIZDA ZAFERLE ÇIKAMADIĞIMIZ HİÇBİR MÜCADELEMİZ OLMADI”

Salondaki kadınlardan, bu hakikatleri ülkedeki yaklaşık 43 milyon kadınının her birine anlatmasını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizden gereken desteği aldığımızda, Allah’ın izniyle, zaferle çıkamadığımız hiçbir mücadelemiz olmadı. Bu mücadeleyi de aynı anlayışla yürütecek, millî ve manevi yapımızı aile kurumumuzu hepsinden önemlisi Türkiye’nin kadınlarını küresel şer ittifakının sinsi tuzakları karşısında muhafaza ve müdafaa edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin beceriksizliğinin yanında ne istediği ve amaçladığı belli olmayan nihilist bir kesim olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: “Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki yeminli düşmanları, bunların en büyük destekçisi. Hepsinin ortak hedefi iktidarı yani bizi devirmek. Gerçi bunların devrilen yönetimin yerine neyin konulacağı konusunda bir fikirleri yok ama iktidarın değişmesi konusunda hemfikirler. Ama muhalefet ve beraber yol yürüdüğü kimliksiz kesimler tamamen kendi tembellikleri, küçük hesapları sebebiyle milletten bekledikleri desteği alamıyorlar. İktidar değiştirip bizi yıkamadıkça azgınlaşıyorlar, çirkefleşiyorlar, seviyeyi her seferinde biraz daha aşağı çekiyorlar. Ne söylem ne politika ne eylem seviyesinde bizimle boy ölçüşemeyince, kamu görevlilerine, hâkim savcılarımıza, hatta bizatihi milletin kendisine saldırmaya, hakaret etmeye başladılar. Şehirlerine hizmetle mükellef oldukları kurumları, parası ve personeliyle yaptıkları trajikomik şovların malzemesi haline getirdiler. Hırsları boylarını öylesine aşıyor ki artık gizlemekte zorlanıyorlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin kendi partilerindeki garip ve kirli ayak oyunlarını Türkiye siyasetinin temel meselesi gibi göstermeye kalkacak kadar gerçeklerden kopmuş hâlde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızda Türkiye’nin ana muhalefet partisi mi yoksa sirk çadırı mı var inanın belli değil. Hâllerine baktıkça gülsek mi ağlasak mı bilemiyoruz. Genel başkanı elinde kırmızı kartla ortada dolanıyor, eski genel başkan ona sarı kart göstererek oyuna girmeye çalışıyor. İnanın sorun, ‘Kırmızı kart ne işe yarar’ bilmez. Sorun ‘Sarı kart ne işe yarar’ onu da bilmez. Belediyecilik hizmetleri bakımından sürekli irtifa kaybeden başkanlar ortada fol yok yumurta yokken meçhul bir adaylık peşinde koşuyor. Her tarafından yolsuzluk, hırsızlık, arsızlık, taciz fışkıran teşkilatlarındaki kokuşma ayyuka çıkmış durumda, ama sorsanız ilkeli siyaset ve etkili muhalefet yapıyorlar. Sosyal medya gazıyla bindirilmiş kıtaların tezahüratları eşliğinde koltuk rüyası görenleri uyandırmak için en etkili ilaç sandıktır diyorlar. Bunun için hep birlikte 2028 Cumhurbaşkanlığı ve 2029 Mahallî İdareler Seçimleri’ne çok sıkı hazırlanmak mecburiyetindeyiz.”

“ÖNEMLİ OLAN TÖKEZLEMEK DEĞİL, HEMEN TOPARLANIP ÇOK DAHA GÜÇLÜ ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDEBİLMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, oyuna gelmeyeceklerini, seçimlerin ne zaman yapılacağını gayet iyi bildiklerini, en küçük bir zafiyetin, rehavetin, gerilemenin kendilerine en büyük maliyetler doğurabileceğini hep birlikte gördüklerini dile getirdi.

Geçen yılki mahallî idareler seçimlerinde arzu ettikleri neticeleri alamayışlarının tek sebebinin bu tablo olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstişare kültürünü, kurumsal yapımızın genlerine nakşetmiş bir parti olarak gerektiğinde kendi öz eleştirimizi yapmaktan çekinmeyeceğiz. Önemli olan tökezlemek değil, hemen toparlanıp çok daha kararlı ve güçlü şekilde yoluna devam edebilmektir” dedi.

İlk safhayı atlattıklarını, artık vites yükseltme vakti olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana kademesi, kadın ve gençlik kollarıyla tüm teşkilatımızı yeni bir heyecanla ayağa kaldırdığına inandığımız il kongrelerimizi tamamlamak üzereyiz. Bu güzel tabloyu büyük kongremizde taçlandırarak vites yükseltme aşamasına geçiyoruz. Üçlü bir sacayağı olarak gördüğüm bu teşkilat yapısı vasıtasıyla 11,5 milyona yakın üyemizi tam manasıyla harekete geçirdiğimizde evvelallah önümüzde kimse duramaz” değerlendirmesinde bulundu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Yurt dışıyla birlikte 65 milyonu bulan seçmenlerimizin her birinin gönlünü kazanmak, desteğini almak için çok yönlü bir çalışma yürüteceğiz. Küresel ve bölgesel etkinliğimizi artırırken bir yandan da insanımızın bizar olduğu hepimizin malumu sorunların çözümünü hızlandıracağız. Buna paralel olarak, yapacağımız güçlü bir vizyonu, kapsamlı bir programı, iddialı projeleri içeren iyi bir hazırlıkla milletimizin karşısına çıkacağız. Böylece eser ve hizmet siyasetimizin çıtasını sizlerle birlikte çok daha yükseğe taşıyacağız. ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ diyerek yeni dönemimizin ve yürüteceğimiz bilinçli, planlı, programlı, kuşatıcı, hasbi, harbi çalışmaların şimdiden hayırlara tebdil olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul İl Kadın Kolları 7. Olağan Kongresi’nin hayırlı olmasını temenni ederek, yönetimde görev alacaklara başarılar diledi.

GENÇ GAZETECİLER İSTANBUL

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez. Türk yargısı 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp atmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen, Adli Yargı Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile İdari Yargı Hâkimleri Kura Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasına, bugünkü kura merasimiyle yeni görev yerleri belirlenecek bin 75 hâkim ve savcı adayını tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve yeni başlayacak hâkim ve savcı adayıyla adalet teşkilatındaki hâkim ve cumhuriyet savcılarının toplam mevcudunun 25 bin 695’e çıktığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece ülkenin dört bir yanında adalet hizmetlerinin hızlı, etkin ve sürdürülebilir şekilde ifası yolunda güçlü bir adım daha atıldığını söyledi.

“İNANÇ VE KÜLTÜR DEĞERLERİMİZDE DÜNYANIN ADALET VE ÖLÇÜ İLE KAİM OLDUĞUNU BİZLERE TELKİN EDİYOR”

Adaletin haklıyla haksızı ayırmak, haklıya hakkını teslim etmek, ölçü ve nizama kayıtsız, şartsız riayet etmek anlamına geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim hem millî hem de manevi bünyemizde ölçü ve adalet tıpkı vücuttaki kanı deveran ettiren kalp gibi hayati rol üstlenir. İnanç ve kültür değerlerimizde dünyanın adalet ve ölçü ile kaim olduğunu bizlere telkin ediyor” dedi.

“Herhangi bir konuda hakemlik yaptığınız zaman adil olun” buyruğunun meselenin çerçevesini de net bir şekilde çizdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih ve kimliğimiz her bir dalını aşkla, dirayetle, hamiyetle süslediğimiz adalet çınarının üç kıta yedi iklime kök salmasıyla teşekkül etmiştir. Millet olarak yalnızca güçlü, muktedir ve müreffeh zamanlarımızda değil, en derin krizlerle, en çetin zorluklarla boğuştuğumuz günlerde bile adalet pusulasından şaşmamış bir müktesebatın sahipleriyiz. Zihin haritamızda zulüm ile adaletin bir arada bulunduğu tek bir nokta dahi yoktur” diye konuştu.

“Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur” diyen Yunus Emre’nin, “Adalet nedir? Ağaçlara su vermek”, “Zulüm nedir? Dikenleri sulamak” diyen Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin mirasçıları olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaleti diğer her şeyden üstün gören, onu devletin temeline yerleştiren bir geleneğin bugünkü temsilcisi olduklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri bu ifadelerimizi hamaset olarak algılayabilir. Birileri bunlara dudak bükerek, küçümseyerek bakabilir. Ama bu asırlar boyu süzülüp bizlere ulaşan muhteşem ve muazzam bir birikimden bahsettiğimiz gerçeğini değiştirmez. Elleriyle gözlerini kapatan sadece kendini karanlığa mahkûm eder” şeklinde konuştu.

Kutadgu Bilig’in müellifi Yusuf Has Hacip’in bin yıl öteden yankılanan akıl ve hikmet dolu sesiyle bu hakikati dile getiren isimlerden yalnızca biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ona göre devlet gümüş bir taht gibidir. Devleti güçlü kılan üç sabit ve müstakil ayaktan biri ise adalettir. O gümüş tahta oturan yöneticinin bir elinde bıçak, sağ yanında şeker, sol yanında ise Hint otu vardır. Bunların hikmetini gelin Kutadgu Bilig’teki hükümdarın dilinden Yusuf Has Hacib’in şu beyitlerinden dinleyelim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’Üç ayak üzerinde olan hiçbir şey bir tarafa meyletmez. Her üçü düz durdukça taht sallanmaz. Eğer üç ayaktan biri yana yatarsa diğer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. Ey becerikli insan, elimdeki bu bıçak biçen ve kesen bir alettir. Ben işleri bıçak gibi keser, atarım. Hak arayan kişinin işini uzatmam. Şekere gelince o, zulme uğrayarak benim kapıma gelen ve adaleti bende bulan insan içindir. O insan benden şeker gibi tatlı ayrılır. Sevinir ve yüzü güler. Zehir gibi acı olan bu Hint otunu ise zorbalar ve doğruluktan kaçanlar içer. Benim bu kanunum hangi memlekete erişse o memleket baştan başa taşlık ve kayalık dahi olsa hep düzene girer.”

“DEMOKRASİMİZE ASLA YAKIŞMAYAN ALIŞKANLIKLAR ARTIK ESKİDE KALMIŞTIR”

Çağları aşan bu sözlerde tebellüğ eden hak ve adalet kavramlarının kendileri için vazgeçilmez olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milleti adına karar verecek olan genç yargı mensuplarından da meslek hayatında bu hassasiyetle çalışmalarını beklediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuksuzlukları bir bıçak gibi kesip atmalı, gerektiğinde şekeri, gerektiğinde ise Hint otunu vermekten bir an olsun imtina etmemelisiniz. Unutmayın, adalet kapısına varıp da hakkını alamayan, boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi kırık ayrılan her bir vatandaşımızın vebali hem bu dünyada hem de ahirette Allah muhafaza hepimizin üzerindedir. Bir dönem tek parti faşizminin 27 Mayıs’tan itibaren darbeci zihniyetin bu vesayet odaklarının etkisinde kalan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. Huzuruna gelen vatandaşa tepeden bakan, adalet yerine çözümsüzlük dağıtan yargı eski Türkiye’nin yargısıdır. 28 Şubat’ta olduğu gibi darbecilere alkış tutan, belli kesimlere imtiyaz tanıyan, ideolojik kamplara ayrılmış yargı, eski Türkiye’nin yargısıdır. Bizde yarım asrı bulan millete hizmet yolculuğumuzda bu yargı anlayışıyla hem de defalarca yüzleştik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Okuduğumuz bir şiirden ötürü hapse atılmamızdan, partimizin kapatılma davasına kadar pek çok kez bu zihniyetin gadrine uğradık. Demokrasimize asla yakışmayan bu gelenek, anlayış ve alışkanlıklar artık eskide kalmıştır. Bir daha o günlere Allah’ın izniyle geri dönüş olmayacaktır. Şurası da bir başka gerçektir, bugün yargı süreçlerine müdahale etmeye çalışan malum çevreler işte bu eski Türkiye’nin hayalini kurmakta, eski Türkiye’nin kendilerine sağladığı imtiyazları korumaya çalışmaktadır. Hukukun dışında oluşturulan ayrıcalıklı alanda siyaset yapmak, gazetecilik yapmak, bu alanda istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar” diye ekledi.

“KİMSE KENDİSİNİ HUKUKUN ÜSTÜNDE, ERİŞİM ALANI DIŞINDA GÖREMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı çevrelerin en temel hukuk kaidelerini ihlal etmeyi kendilerine hak gördüklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı: “İnsanların mahremine girmekten, kişisel haklarını gasbetmekten, malına, mülküne, onuruna el uzatmaktan çekinmiyorlar. Hukukun üstünlüğü ilkesinin kendilerini bağlamadığını düşünüyorlar. Kimi zaman konumları, kimi zaman meslekleri, kimi zaman da statüleri itibarıyla Anayasa ve yasaları çiğneyebileceklerini zannediyorlar. Ama yargının kapsama alanı dışında olmadıkları gerçeğiyle günden güne daha fazla yüzleşiyor, bunu kabul etmek zorunda kalıyorlar. ‘Ben istediğimi yapar, istediğimi tehdit ederim. Kimse bana dokunamaz’ hoyratlığı hakikatin sert duvarına eninde sonunda çarpacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de kimsenin layüsel olmadığını vurgulayarak, “Kimse kendisini hukukun üstünde, erişim alanı dışında göremez. Hukuk başka bir şey, kanun başka bir şey. Biz hukuku kanunun üstünde gören bir milletiz. Olaya buradan bakacağız. Kanunu insanoğlu istediği gibi yazar, çizer, yapar. Ama hukuk o değil. Hukuk, hakkı, haklı olana teslim etmektir. Bunu yapacağız. Daha önce de farklı vesilelerle ifade ettim, nezaket kuralları içinde kalmak şartıyla yargının tasarruflarını tenkit edebilirsiniz. Verilen her kararı haklı bulmak, isabetli bulmak, kayıtsız, şartsız doğru kabul etmek zorunda da değilsiniz. İtirazlarınızı yine kanuni yollardan yapar, eleştirilerinizi yine üslubunca dile getirirsiniz” diye konuştu.

Geçmişte mahkemelerin ve yüksek yargı organlarının bazı kararlarını kendilerinin de eleştirdiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Rezervlerimizi ifade ettik. Doğru bulmadığımız yönlerini kamuoyumuzla açıkça paylaştık. Hatta şahsımıza ve partimize yönelik aleni hukuksuzluklar karşısında bile mücadelemizi yine hukuk zemininde verdik. Yargıya parmak sallama, yargıyı itibarsız hâle getirme, görevini yapan hukuk insanlarını tehdit etme yoluna asla gitmedik. Bugün de aynı tavrımızı muhafaza ediyoruz. Hepimiz yargının görevini layıkıyla, hakkaniyetle, uygun şekilde yerine getirebilmesi için gereken desteği vermekle mükellefiz. Yargıya intikal etmiş süreçlerin siyasi malzeme hâline getirilmesi, hâkim ve savcılarımızın baskı altına alınması, bilhassa ailesi ve çocukları üzerinden hedefe konulması, sorumsuzluğun daniskasıdır. Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir. Türk milleti adına karar verenlere ise kimse ayar veremez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk yargısının, 15 Temmuz gecesi korku duvarlarını yıkıp attığını belirterek, herkesin özellikle de siyasi figürlerin özenli, sorumlu ve dikkatli bir dil kullanması gerektiği kanaatinde olduklarını söyledi.

Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi için çabalarken vefat eden tüm şehitlere, adalet teşkilatının tüm mensuplarına Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanında kimi zaman hayatlarını riske atma pahasına cansiparane görev yapan adalet teşkilatı mensuplarına da ülke ve millet adına teşekkürlerini iletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıllık iktidarları boyunca hukuk ve yargı sistemini insana hizmet eden işlevsel bir yapıya kavuşturmak amacıyla çok önemli reformları ve uygulamaları devreye aldıklarını, zamanın gerisinde kalan, güncel ihtiyaçları karşılamayan mevzuat hükümlerini gözden geçirdiklerini anlattı.

Pek çok temel kanunu yenilediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hak arama yollarını açık ve işler tutarken, sisteme yeni kurumlar kazandırdıklarını, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruyla hak ve özgürlüklerin hukuki himayesini genişlettiklerini, kamu denetçiliğiyle idarenin demokratik denetimini başlattıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ceza infaz sisteminden alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine, özlük haklarından yargıda hedef sürelerin yeniden belirlenmesine kadar geniş kapsamlı birçok yeniliği hayata geçirdiklerini belirterek, mevcut binaların fiziki ve teknik altyapısını tamamen yenilediklerini ifade etti.

Ağır iş yükü baskısı altındaki mahkemeler teşkilatını güçlendirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, istinaf yargısıyla iki dereceli yargılamadan üç dereceli yargılamaya geçtiklerini belirtti.

“GÜVEN VEREN BİR ADALET SİSTEMİNİN İNŞASI İÇİN NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN GAYRETİNDEYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı mensubu ve personel sayılarını artırdıklarına işaret ederek, “Adliye teşkilatımıza sirayet eden FETÖ virüsünü attığımız kararlı adımlarla bünyeden önemli ölçüde temizledik ve temizliyoruz. Milletimizin talepleri ve değişen şartlara göre adalet sistemimizi sürekli güncelliyor, eksiklerini gideriyor, tıkanan noktaları açıyoruz. Güven veren bir adalet sisteminin inşası için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın gayretindeyiz” diye konuştu.

Geçen hafta 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni tanıttıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni yargı reformuyla adil ve makul sürede yargılanma hakkı başta olmak üzere, kurumsal yapının güçlendirilmesi ve süreçlerin yeniden yapılandırılması, insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi, ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması, hukuk ve idari yargılama süreçlerinin daha müyessir hâle getirilmesi ve adalete erişimin kolaylaştırılması hususlarında yeni yol haritamızı belirledik” dedi.

Adalet hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye dönük yeni tedbirleri devreye aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin, ülke, millet ve adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını diledi.

“VİCDANLARI RAHATLATAN BİR KARAR VERMEK KADAR, VİCDANI RAHAT KARAR VERMEK DE HAYATİ ÖNEME SAHİPTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her konuda olduğu gibi adalet dairesinin pürüzsüz işleyişinde de aslolanın insan olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Adalet, insan içindir, ancak ve ancak insanla kaimdir. Türk milleti adına karar verirken birikimi, tecrübesi, müktesebatı yanında, hukukçunun mihmandarlarından bir diğeri de temiz vicdandır. Vicdanları rahatlatan bir karar vermek kadar, vicdanı rahat karar vermek de hayati öneme sahiptir. Bu konuda yaşanan ihmallerin bedelini geçmişte ödemiş bir ülkeyiz. Pusula olarak aklı ve vicdanı kendilerine yetmeyenlerin adalete güveni nasıl tahrip ettiklerini 17/25 Aralık başta olmak üzere birçok kez gördük.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yargıyı ideolojik, örgütsel ve ekonomik çıkarlarına alet edenler, hem adaleti araçsallaştırırlar hem de kendi varlık nedenlerine yabancılaştırırlar. Buradaki genç hâkim ve savcılarımızın, vebali son derece ağır bir görevi icra ederken bunu her zaman akıllarında tutmalarını bekliyorum. İnanıyorum ki her biriniz zorluklar karşısında yılmadan, hukukun ve vicdanın sesi dışında hiçbir sese aldırmadan vazifenizi yapacaksınız. Gelecekte vereceğiniz kararlarla, ihtilafları sizler çözeceksiniz. Davalı tarafların adalet beklentisini karşılayacağınıza, vicdanları teskin edeceğinize, her dosyanın aynı zamanda bir insan olduğunu asla unutmayacağınıza yürekten inanıyorum” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görev yerleri belli olacak bin 75 hâkim ve savcıya vazifelerinde muvaffakiyetler diledi.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Hayatın her alanında gençlerimize güveniyoruz ve destek oluyoruz”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Gençlerimizin rahatça yaşayıp, kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye’yi yine siz gençlerimizle birlikte inşa ediyoruz. Hayatın her alanında gençlerimize güveniyoruz ve destek oluyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Gençlik Kolları 7. Olağan Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Sınırlar içerisinde ve dışında vatan savunması yapan tüm genç güvenlik güçlerini muhabbetle selamladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in devlet terörüne teslim olmayan Filistin ve Gazze’nin yiğit gençlerini, Baas zulmüne destansı bir zaferle son veren Suriye’nin devrimci gençlerini AK Gençlik adına selamladı.

Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında toprağa düşen tüm kahramanları, tüm gençleri bir kez daha rahmetle yâd eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlerin kurşunlarına göğüslerini siper eden Abdullah Tayyip Olçok’a, Mahir Ayabakan’a, Mutlucan Kılıç’a ve diğer tüm genç şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

“SİZLER BU MİLLETİN İSTİKBALİSİNİZ, AYDINLIK YARINLARISINIZ”

Abdurrahim Karakoç’un “Gençliğe Mesaj” şiirini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sevgili gençler; işte sizin yolunuz, gayeniz, hedefiniz, ufkunuz budur. Sizin ufkunuz, Hoca Ahmet Yesevi’nin ufkudur. Sizin ufkunuz Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş-ı Veli’nin ufkudur. Sizin ufkunuz Bilge Kağanların, Alparslanların ufkudur. Sizin ufkunuz, ‘ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni’ diyen Fatih Sultan Mehmet’in, dünyayı dize getiren Yavuz Sultan Selim’in ufkudur. Sizin ufkunuz bilgeliği siyasetnamelere sığmayan, hepsini bugün rahmetle andığımız büyük devlet adamlarının ufkudur. Sizin ufkunuz, istiklal ve istikbal yiğitlerinin, şehitlerin, gazilerin ufkudur. Sizin ufkunuz Kuvayımilliye’nin ufkudur. Sizin ufkunuz bu toprakları yurt kılan Anadolu alplerinin, Anadolu erenlerinin, Anadolu ahilerinin, Anadolu bacılarının ufkudur. Sizin ufkunuz bu coğrafyayı nakış nakış işleyen, kardeşlik hamuru ile yoğuran ediplerimizin, âlimlerimizin, ariflerimizin ufkudur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere hitaben, “Mehmet Akif’in, ‘Asım’ın Nesli’ hayali size tecelli ediyor. Üstat Necip Fazıl’ın ‘İdeal Gençlik Rüyası’ sizinle tabir ediliyor. Merhum Sezai Karakoç’un ‘Diriliş Nesli’ sizde vücut buluyor” ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti: “Ömrünü İ’la-yi Kelimetullah’a adamış dava adamlarımızın hayali sizde gerçeğe dönüşüyor. Hepiniz Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız. Hepiniz Fatih’in İstanbul’u fethettiği ruhta ve inançta olmalısınız. Unutmayın, her biriniz başlı başına birer Türkiye’siniz. Sizler bu milletin istikbalisiniz, aydınlık yarınlarısınız. Sizler ezilenlerin kurtuluş umudu, hür dünyanın gür sesisiniz. Sizler sadece Türkiye’nin geleceği değil, zulüm ve karanlığa boğulan dünyanın diriliş neferlerisiniz. Siz büyük bir ülkenin gençlerisiniz. Siz büyük bir medeniyetin mirasçılarısınız. Siz vicdanı, asaleti ve duruşuyla büyük bir milletin evlatlarısınız. Her birinizi yürekten selamlıyorum, her birinizi tek tek tebrik ediyorum.”

Kendisine AK Gençlik gibi vefalı, gayretli, mücadeleci yol ve dava arkadaşları bahşettiği için Allah’a şükreden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitiren AK Parti Ankara Gençlik Kolları Yönetim Kurulu Üyesi Betül Önderoğlu’na rahmet diledi.

Bugün gençlik kollarında bir bayrak değişiminin yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlik kolları başkanlığı görevini 4 yıl boyunca başarıyla yürüten İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın hem partide hem de gençlik kolları bünyesinde önemli vazifeler icra ettiğini aktararak, İnan’ı üstün hizmet ve gayretlerinden ötürü tebrik etti.

Gençlik kolları başkanlığı vazifesini devralan Yusuf İbiş’i de tebrik eden ve bu görevi layıkıyla yerine getireceğine yürekten inandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş dönemlerde gençlik kolları başkanlığını yapmış kişileri de tek tek sayarak takdir ve tebriklerini iletti.

“GENÇLERİMİZE YENİ UFUKLAR ÇİZEN REFORMLARI, PROJELERİ, YATIRIMLARI HAYATA GEÇİRDİK”

“14 Ağustos 2001’de milletimizin talebi ve duasıyla yola çıkarken refikimiz gençlerimizdir dedik. 3 Kasım 2002’de sessizlerin sesi, kimsesizlerin kimsesi olarak iktidara gelirken gençlerimizin başımızın üstünde yeri vardır dedik” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatları ve iktidarları boyunca daima gençlerle yol yürüdüklerini, onlara yoldaşlık ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojiden sağlığa, adaletten diplomasiye, sosyal politikalardan tarıma tüm alanlarda sessiz devrimlere imza atarken gençleri hep ilk planda tuttuklarını aktararak, milletin ötelenmiş, örselenmiş ve ümitleri kırılmış gençlerini hak ettikleri ülkeye, hak ettikleri iklime bir an önce kavuşturmanın mücadelesini verdiklerini kaydetti.

Eski Türkiye’nin kirli oyunlarına gençlerin alet edilmesine, onların canı ve heyecanı üzerinden siyaset yapılmasına da müsaade etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “22 yılda gerçekten zor günler yaşadık, çok ciddi adaletsizliklere maruz kaldık. Vesayetin ve hukuksuzluğun her türlüsüne bizzat şahit olduk. Ama hiçbir zaman demokrasiden, meşruiyetten, millî iradenin tayin ettiği çizgiden sapmadık. Gençlerimizi sokağa çağıranlardan olmadık, gençlerimizi tahkir ve tahrik edenlerden olmadık. Hiçbir ayrım gözetmeden gençlerimizin tamamına sahip çıkmaya çalıştık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Eğitimde, siyasette, bürokraside, sivil toplum ve iş dünyasında aklınıza gelebilecek her alanda gençlerimizin önünü açan, gençlerimize yeni ufuklar çizen reformları, projeleri, yatırımları hayata geçirdik. Kılık kıyafet yasağı vardı, kaldırdık. Kat sayı adaletsizliği vardı, son verdik. Üniversitelerin kapısının önünde ikna odaları kurulmuştu, yıkıp attık. Kamuda başörtüsüyle çalışmak yasaktı, önünü açtık. Tabelalar, klavyeler, diller üzerinde baskı vardı, sona erdirdik.”

“MİLLETİMİZİN YARINLARINI SİZ GENÇLERİMİZLE BİRLİKTE ŞEKİLLENDİRİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin rahatça yaşayıp kendilerini özgürce ifade edebildikleri bir Türkiye’yi yine gençlerle birlikte inşa ettiklerinin altını çizdi.

Hayatın her alanında gençlere güvendiklerini ve destek olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere “vitrin malzemesi” olarak bakanlardan gelen tüm itirazlara rağmen, seçilme yaşını önce 30’dan 25’e devamında ise 18’e indirerek siyasetin gençleşmesini sağladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birileri ‘gençler yapamaz, gençler hâlledemez’ derken biz tam aksine ‘bu işi ancak gençler kotarır, gençler yapar’ diyerek politikalarımızın merkezine bu ülkenin evlatlarını yerleştirdik. Üstat Necip Fazıl’ın ‘bir iman merkezi etrafında toplananlar’ ifadesiyle tarif ettiği milletimizin yarınlarını, yine siz gençlerimizle birlikte şekillendiriyoruz. Bir okul olarak gördüğümüz gençlik kollarımızda, bu ülke ve bu millete sevdalı, istiklal ve istikbaline aşkla bağlı, bilgili, kültürlü, ahlaklı, erdemli ve donanımlı bir gençlik yetişiyor. ‘Kim var’ diye seslenildiğinde sağına soluna bakınmadan fert fert ‘ben varım’ cevabını veren, ‘benim olmadığım yerde kimse yoktur’ diyen, dava ahlakına sahip bir gençlik gümbür gümbür geliyor.”

“GENÇLERİMİZ İÇİN TÜM İMKÂNLARIMIZI SEFERBER ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, millî iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis’teki en genç 5 milletvekilinden 4’ünün AK Parti saflarında milleti temsil ettiğini, gençler için çalıştığını, didindiğini, gençlerin taleplerine tercüman olduğunu belirtti.

1 milyona yakın üyesiyle AK Parti Gençlik Kolları Teşkilatı’nın, bugün Birleşmiş Milletlere kayıtlı 37 devletin nüfusunu geride bıraktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu sayı, Türkiye’deki birçok siyasi partinin toplam üye sayısından daha fazladır. Sadece son 4 yıl içinde partimizin gençlik kollarına tam 700 bin gencimiz üye oldu. ‘Millete hizmet davasında ben de varım’ dedi. AK Parti Gençlik Kolları, hamdolsun kalbi ülkesi ve milleti için çarpan gençleri bir araya getirerek büyük ve güçlü Türkiye idealimize güç veriyor. Şu hakikati altını çizerek bugün bir kez daha haykırmak istiyorum; bu gençlik, İstanbul’un duvarlarını ‘Zulüm 1453’te başladı’ yazılarıyla kirleten köksüz, ruhsuz, şuursuz bir gençlik değildir. Bu gençlik, 3-5 ağacın yeri değiştirildi diye sokakları yakıp yıkan, esnafın malını, mülkünü yağmalayan vandal bir gençlik değildir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gençliğin, askere kurşun, polise molotof, taş, şişe atan kandırılmış bir gençlik olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti: “Bu gençlik, 78 canımızı kaybettiğimiz kara bir günün ertesinde ailelerimizin acılarıyla dalga geçen vicdansız bir gençlik hiç değildir. Bu gençlik, yüreği kendi devletine, kendi halkına kinle, nefretle, öfkeyle dolu bir gençlik de değildir. Tam tersine bu gençlik, 1453’ü baş tacı eden bir gençliktir. Bu gençlik, fetih ruhuna, Fatih Sultan Mehmet’e sahip çıkan bir gençliktir. Bu gençlik, bayrağına âşık, vatanına âşık, istiklaline ve istikbaline âşık millî bir gençliktir.”

Yarınları gönül huzuruyla teslim edebilecekleri bu gençliği şu an karşısında gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yetişmesi için ömrümü vakfettiğim böyle bir gençliğin, önü kesilmeyen bir çağlayan misali doludizgin geldiğini görmenin gururunu yaşıyorum” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasında rol olan, Türkiye Yüzyılı hedeflerine doğru bir an olsun durmadan, dinlenmeden, güçlü adımlarla ilerleyen tüm gençlere teşekkür ederek, “Rabbim sizi korusun, her türlü şerden muhafaza eylesin” dedi.

Sadece hak ve özgürlükler alanında değil, diğer başlıklarda da daima gençlerin yanında olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “22 yıl boyunca bir yandan ülkemizi her alanda büyütüp kalkındırırken, diğer yandan da gençlerimiz için tüm imkânlarımızı seferber ettik. 2002 yılında ülkemizde sadece 76 üniversite vardı. 132 yeni üniversite açarak üniversite sayımızı 208’e çıkardık. Göreve geldiğimizde gençlik merkezlerimizin sayısı sadece 9’du, bugün bu sayı 522’ye ulaştı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190’dan aldık 862’ye çıkardık. Bir milyona yaklaşan yatak kapasitesine sahip konforlu, güvenli ve modern yurtlarımızı öğrencilerimizin hizmetine sunduk. 2002’de lisans öğrencilerine 45, yüksek lisans öğrencilerine 90, doktora öğrencilerine ise 135 lira tutarında burs ve öğrenim kredisi veriliyordu. Bugün lisans öğrencilerimize 3 bin lira, yüksek lisans öğrencilerimize 6 bin lira, doktora öğrencilerimize ise 9 bin lira burs ve kredi desteği sağlıyoruz.”

“TÜRKİYE GENÇLERİN GAYRETLERİYLE DESTANLAR YAZACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 yıl önce üniversitelerdeki toplam akademik personel sayısının 70 bin olduğunu, bugün bu sayının 184 bini aştığını belirtti.

Yükseköğretim kurumlarının kapılarını dünyanın farklı ülkelerinden gelen uluslararası öğrencilere ardına kadar açtıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002’de uluslararası öğrenci sayımız 15 bin 505 iken şu anda dünyanın 190’ı aşkın ülkesinden 340 bine yakın misafir öğrencimiz bulunuyor. Uluslararası öğrencilerin bir ülkenin yumuşak gücü için ne manaya geldiğini son dönemde Suriye’de yaşananlar bizlere tekrar hatırlatıyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de eğitim gören misafir öğrencilerin şu an bakan, üst düzey bürokrat, siyasetçi, iş adamı, akademisyen olarak kendi halklarına hizmet ettiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Şayet, bu konuda ırkçı lümpenlerin dediklerine prim verseydik Suriye’den Afrika’ya kadar birçok yerde işte bu gönül elçilerimizden mahrum kalırdık. Ama biz kendisi dışında herkese kin ve nefret besleyen bu başıbozuk güruha rağmen eğitimde uluslararası öğrenci hareketliliğini destekledik. Bunlar sadece birer başlangıç. Bu politikamızın olumlu sonuçlarını inşallah ilerde ekonomiden ticarete, diplomasiden beşeri ilişkilere kadar her alanda daha net göreceğiz. Birileri hâlen anlayamasa da bakın bundan 5 yıl, 10 yıl, 20 yıl sonra küresel ölçekte çok farklı bir Türkiye’yi konuşuyor olacağız. Gençlerimizin imkânlarını genişlettiğimiz bir diğer alan spordur. Gençlik ve spor tesislerinin sayısı 2002’de sadece bin 575’ti. Yeni futbol sahaları, atletizm pistleri, yarı ve tam olimpik yüzme havuzları, spor salonları, stadyumlar ve gençlik merkezleri inşa ederek bu sayıyı 4 bin 456’ya yükselttik.”

Yerli ve millî teknoloji hamlesi TEKONOFEST’i hayata geçirerek, lise ve üniversite çağındaki gençleri yeni ürünler ve projeler geliştirmeleri için teşvik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiindeki 3 bin 500’ü aşkın firmada çalışan genç mühendisleri gördükçe göğsünün kabardığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün millî muharip uçağımız KAAN’dan, insansız hava araçlarına birçok stratejik projede gençlerimiz öncü roller üstleniyor. İnşallah bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Türk savunma sanayii, sizlerin omuzları üzerinde yükselecek. Türkiye gençlerin gayretleriyle inşallah destanlar yazacak. İçinde bulunduğumuz asır Allah’ın iziyle Türkiye Yüzyılı olacaktır. Bundan en küçük bir şüphe duymuyorum. Kalbimle buna inanıyorum” diye konuştu.

“85 MİLYONUN TAMAMININ KAZANDIĞI BİR İKLİMİ ÜLKEMİZDE VE ÖTESİNDE TESİS EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde sözünü verdikleri Aile ve Gençlik Fonu uygulamasını geçen yıl deprem bölgesinde başlattıklarını, 13 Ocak’taki Aile Yılı Tanıtım Programı’nda da fonu tüm şehirlere yaygınlaştırdıklarını anımsattı.

Söz konusu uygulamayla yuva kuracak gençlere 48 ay vadeli ve 2 yıl geri ödemesiz olmak üzere 150 bin lira faizsiz kredi desteği sunduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bununla birlikte tüm dünyada veba gibi yayılan LGBT sapkınlığına karşı da gençlerimize yönelik koruyucu tedbirleri devreye alıyoruz. Sigara, alkol, tütün, uyuşturucu başta olmak üzere gençlerimizin sağlığını ve geleceğini tehdit eden zararlı alışkanlıklarla mücadelemiz sürüyor. Dijitalleşme ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte artan sanal kumar ve bahis sorununun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Pek çok gencimizin hayatını karartan, huzurunu kaçıran, hatta canına mal olan bu belanın kökünü kazıyıncaya kadar durmayacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kırk yıldır ülkemizin ve milletimizin kanını sülük gibi emen terör illetiyle mücadelemiz çok boyutlu bir şekilde devam ediyor. Bu ülkenin gençlerini kimi zaman zorla, kimi zaman kandırarak, dağa kaçıran terör baronları için yolun sonu görülmüştür. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Gençlerimizin her ne sebeple olursa olsun terörün vahşi dişleri arasında kaybolup gitmesine müsaade etmeyeceğiz. Emperyalistlerin başımıza sardığı bu belayı def edecek, kırk yıllık oyunlarını bozacak, bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğimizden güç ve ilham alarak aydınlık yarınlarımızı beraberce inşa edeceğiz. Sadece belli kesimlerin değil Türk, Kürt, Arap demeden 85 milyonun tamamının kazandığı bir iklimi ülkemizde ve ötesinde tesis edeceğiz.”

“KARDEŞLİĞİ BİRLİKTE YÜCELTECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerinin yan yana, huzur, barış ve kardeşlik içinde yaşadığı geleceklerine güvenle baktığı bir Türkiye için çalışmaya devam edeceklerini, bu mücadeleyi gençlerle beraber yürüteceklerini vurguladı.

“Engelleri birlikte aşacağız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kirli senaryoları birlikte yırtıp atacağız. Saldırıları birlikte göğüsleyeceğiz. Kardeşliği birlikte yücelteceğiz. Türkiye’yi birlikte büyüteceğiz. İstikbalin aydınlık günlerine birlikte yürüyeceğiz. Başkaları ayırmaya, bölmeye çalışsa da biz bu ülkenin gençlerini işte bugün bu salonda olduğu gibi birleştirmenin, kucaklaştırmanın, aynı ortak paydada buluşturmanın gayretinde olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah ömür verdiği, gençler de arkasında durduğu müddetçe Türkiye’ye ve millete aşkla, şevkle, fedakârca hizmet etmeyi sürdüreceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aşkınızdan, coşkunuzdan, sevdanızdan ötürü her birinizi yürekten tebrik ediyor, hepinizin gözlerinden öpüyorum. Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, gücümüzü ve kardeşliğimizi daim eylesin. Bir bayram havasında gerçekleştirdiğimiz Gençlik Kolları Kongremizin bir kez daha partimiz için, davamız için ülkemiz ve gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

Kongrede görevi devreden partililere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve yeni gelen partililere de başarı dileğinde bulundu.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

İyi ki Varsın Doç. Dr. Zeliha TEKİN

İyi ki Varsın

Avatar

Published

on

“İyi ki Varsın” yazı dizimde, lisans eğitimini ülkemizde tamamlayarak, yurtdışındaki kariyer eğitimi ile akademik başarılarını, TÜBİTAK ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 81 İle 81 Akademik Danışman Programı kapsamında Muş Ticaret ve Sanayi Odasının Akademik Danışmanlığını yürütmüş ve INSO AWARDS’ın dünyanın her yerinde mühendislik, bilim ve teknoloji alanında çalışan araştırmacılara verdiği “En İyi Araştırmacı” ödülünün sahibi olan ve isminden gururla bahsettiren bir değerden, Doç. Dr. Zeliha TEKİN ‘den bahsedeceğim.

1976 yılında İstanbul’da dünyaya geldi, Orta okul ve liseyi dışardan bitirmesinin ardından, 1998 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Yalvaç MYO’da Pazarlama Bölümü ve sırası ile 2005 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler; Haliç Üniversitesi İşletme ve Psikoloji Yandal (Burslu) bölümlerinden mezun olmuştur.

2008 yılında Haliç Üniversitesi’nde İşletme Tezli Yüksek Lisans programını tamamlamıştır. 2009-2010 öğretim yılında bir vakıf üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmış, 2010 senesinde dil öğrenimi için bir sene İrlanda’da yaşamış Irish College of English’e gitmiştir. 2013 senesinde Haliç Üniversitesinde İşletme doktora programına başlamış ve 2015 yılında 2214 TÜBİTAK Doktora Sırası Araştırma Bursunu kazanarak İngiltere’de The University of Manchester (Manchester Business School) Manchester Institute of Innovation Research’da inovasyon ve bilgi yönetimi üzerine araştırmalar yapmış ve inovasyon politikaları, ürün geliştirme, proje yönetimi, enerji verimliliği, iklim değişikliği ve girişimcilik gibi konularda eğitim seminerleri ve programlarına katılmıştır.

2016’ yılında Türkiye’ye dönüş yapan TEKİN , doktorasını tamamlayarak , aynı yıl Muş Alparslan Üniversitesi’nde çalışmaya başlamıştır. 2017 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) 81 İle 81 Akademik Danışman Programı kapsamında Muş Ticaret ve Sanayi Odasının Akademik Danışmanlığını yürütmüş yine aynı kapsamda “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Tabanlı Türkiye Sanayi Envanteri Bilgi Sisteminin Oluşturulması” projesinde araştırmacı olarak yer almıştır. 2017 yılında ayrıca “Muş İlinin Kadın Girişimci Potansiyelinin İncelenmesi” adlı bilimsel araştırma projesinin yürütücülüğünü yapmış, 2018 yılında da “Muş İlinin Kayıtlı İstihdamının Desteklenmesi İçin Güç Birliği” projesinin ve “100 Köy 100 Proje Fikri” projesinin eğitmeni olmuştur.

Dr. Tekin bölüm başkanlığı, Sürekli Eğitim Merkezi Müdür Yardımcılığı gibi idari görevlerde bulunmuş, 2018’de Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Kurucu Müdürlüğüne atanmıştır. Dr. Tekin, 2018 yılından bu yana Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığının Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi çalışmalarında uzman olarak görevlendirilmiş, 2019 yılında KOSGEB Destek Programlarının her türlü sürecinde Ar-Ge ve İnovasyon uzmanı olarak yer almış, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından TEKMER Desteği Programı kapsamında yetkilendirilmiştir.

2019 yılında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Kamu-Üniversite-Sanayi-İşbirliği (KÜSİ) Çalışma Grubu üyesi olarak seçilmiş ve KÜSİ Muş İl temsilciliği yapmıştır. KÜSİ temsilciliği sürecinde Muş ilindeki tekstil ve tarım makineleri firmalarını ve Muş Şeker Fabrikasını KOSGEB İl Müdürü ile birlikte ziyaret ederek firmaların sorunları dinlenmiş ve bu sorunların çözümü noktasında firmalara mentorlük desteği vermiştir. Dr. Tekin, 2020 yılında Türkiye Üniversite Liderlik İyileştirme Programı (TULİP) bünyesindeki 81 ilden başvurunun yapıldığı Yükseköğretimde Kadın Liderliğini Geliştirme ve Güçlendirme Eğitim ve Mentorlük Programına seçilerek Muş Alparslan Üniversitesini temsil etmiştir.

2020 yılında “Yönetim ve Strateji” bilim alanında doçent unvanı alan Tekin, Muş Alparslan Üniversitesi Kariyer Merkezi Müdürlüğü ve İ.İ.B.F Dekan Yardımcılığı görevlerini yürütmüştür. 2022 yılından beri Muş Çalışma ve İş Kurumu İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu üyesi olan Tekin’in inovasyon, Endüstri 4.0, kadın girişimciliği, etik, kariyer yönetimi, zaman yönetimi konularında pek çok akademik çalışması (kitap bölümü, makale, bildiri) bulunmaktadır. Tekin ayrıca, çeşitli kongre ve akademik dergilerde hakem, yayın ve bilim kurullarında yer almış üniversiteler, liseler, kurum-kuruluşlar ve işletmelerde gamification/eğlenerek öğrenme tekniğini uygulayarak inovasyon, motivasyon, toplam kalite yönetimi, proje yönetimi, endüstri 4.0, girişimcilik, sosyal girişimcilik, kadın girişimciliği, kadın kooperatifçiliği, yeni ürün geliştirme, etik, kariyer planlama, kariyer yönetimi ve zaman yönetimi konularında eğitim ve seminerler vermiştir. Tekin, Yaratıcı Girişimcilik Eğitim Programının Türkiye’deki (Creative Entrepreneurship Education Program) sertifikalı eğitmenleri arasındadır. Türkiye Yazarlar Birliği üyesi olan Tekin, “Başkent Haber” gazetesinin köşe yazarıdır ve “Şiire Yön Veren Akademisyen Şairler” Antolojisinin şairlerindendir.

2022 Ocak ayında INSO AWARDS’ın dünyanın her yerinde mühendislik, bilim ve teknoloji alanında çalışan araştırmacılara verdiği “En İyi Araştırmacı” ödülünün sahibidir. Tekin, İstanbul Üniversitesi Açıktan ve Uzaktan Eğitim Fakültesinde Tarih Bölümü son sınıf öğrencisidir. Toplumsal katkı perspektifinden hareketle 2021 yılından bu yana Muş ilindeki işletmelere ve çiftçilere mentörlük ve danışmanlık desteği sunan Tekin’in mentörlüğünde üç markalaşma çalışması yürütülmüş, yüzlerce kadına girişimcilik eğitimleri verilmiş ve kooperatifleşme yolunda önemli adımlar atılmıştır. Tekin halen Muş Alparslan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.


Zeliha Tekin’in Yayımlanmış Kitapları
İşletmelerde Bilgi, İnovasyon ve Yeni Ürün Geliştirme Yönetimi, Ekin Yayıncılık (2018)
İş ve İşletme Etiği, Dora Yayıncılık (2020)
Oyunlaştırılmış Yaparak Öğrenme İle Girişimcilik: Kitap 1 Girişimciliğin Temeli, Detay Yayıncılık (2021)
Başarı Perspektifinden Masallarla Kariyer ve Girişimcilik Yolculuğu, Dora Yayıncılık (2022)
Bingöl’den Kanada’ya Bir Girişimcinin Başarı Hikayesi, Scala Yayıncılık (2022)
Metaverse Ortaminda Stem Eğitimi: İnovason Perspektifinden (2022)
Metaverse 10, Scala Yayıncılık (2022)
Sen Değiş Ki Dünya Değişsin, Paradigma Akademi (2022)
Göç, Afet Yönetimi ve İnsani Yardım, Scala Yayıncılık (2023)
Cehennet, Scala Yayıncılık (2023)
İşletmelerde Enerji Yönetimi ve İklim Değişikliği ile Mücadele, Paradigma Akademi (2023)
Küresel İklim Değişikliği-Yönetim ve Strateji Bağlamında-Paradigma Akademi (2023)
İşletmelerde Enerji Yönetimi ve İklim Değişikliği ile Mücadele, Paradigma Akademi (2023)
Nasıl Bakarsan Öyle Görürsün, Serencam (2024)

Zeliha Tekin, hayatın dönemeçlerinde edindiği deneyimlerle dolu bir yolculuğun içinde ilerlemeye devam ediyor. Her zorluğun ardından daha da güçlenmiş, her başarı daha büyük hedeflerin peşinden koşmasını sağlıyor ona.

Aradan geçen süreçte kazandığı bilgi birikimi ve tecrübeleriyle yarınlar için kurguladığı hedeflerin ana hatları netleşti. Ancak Tekin için bu sadece iş dünyasında başarı elde etmekten ibaret değil. Onun için önemli olan, değerlerini hayata geçirmek ve topluma katkı sağlamak.
En büyük hayali;
Çoğuna göre var mıymış, yok muymuş belli olmayan Muş, bir varmış bir yokmuş gibi geliyor bana… dediği Muş’ ta kapsamlı bir çok projeyi hayata geçirmek. Çoğu insana göre bu ilin en büyük özelliği, her yere uzak olması… O nedenle kelime şakalarını “Burası uzak Muş” gibi devam ettirebilirim diyor ve devam ediyor.

Doğu’yu bir Holding haline getirip, şirketler grubunu burada görmek istiyorum Bugün tarihi Dünya mirasında eserlerin standartları yakalamış olmalarına rağmen, yörenin insanlarına Kültür Mirası standartlarında bir çalışma ortamı sunmak istiyor.

Zeliha Tekin’in eğitime verdiği önem de göz ardı edilemez. Türkiye’nin bir çok bölgesinde; okul, kütüphane ve akıl-zeka oyunları sınıfı gibi sosyal sorumluluk projeleri, onun eğitim alanındaki önemli hedeflerinin sadece bir parçası. Her çocuğun eşit eğitim hakkına sahip olmasını arzulayan Tekin , bu projeleri çoğaltarak daha fazla insanımıza ulaşmayı amaçlıyor.
Onun için sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam da oldukça önemli. Bu değerlerin hepsini bir arada hayata geçirmek için kararlılıkla çalışıyor, geleceği için büyük umutlar besliyor.

Şimdiler de , geçmişin izlerini hatırlarken gülümsemesi kaçınılmaz gibi ..O zorlu anıları, onu bugünkü başarılı Akademisyen kimliğine taşıyan değerli taşlardı. Her zorluk, onun için bir büyüme fırsatı olmuştu. Hani yazı Dizimiz olan “Dünden Bugüne Yarından Geleceğe “ isimli çalışmamıza adeta ışık tutuyor.

Ve bugün, o güçlü duruşuyla, hayatın her türlü zorluğunun üstesinden gelebilecek bir azimle dolu olduğunu biliyoruz. Geçmişten aldığı dersler, onu sonuç odaklı bir şekilde hareket etmeye yönlendirmiş, her zorlukla karşılaştığında daha da güçlenmesini sağlamıştır.

Ülkesine olan sevdası, girişimci ruhu, vefalı ve uzlaşmacı bilge kişiliği, yurtiçi ve yurtdışındaki sayısız hizmetleri, uzmanlık kariyerinde yaratıcılık özelliği ile toplumun sevgisini, saygınlığını ve takdirini almış şahsiyeti ile 21. Yüzyıl Bilişim Dünyasında, alanında, insanlık adına faydalı çoğu kapsamlı projeleri, hayata kazandıracağını biliyoruz. Onun ülkemizde ve yurtdışında büyük ihtimamla ve mücadele ile yaptığı akademisyen ruhunun devamlılığı adına,


İyi ki Varsın Zeliha Tekin diyorum .
Levent Kandemir

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: Genc-gazeteciler-Turkiye-3.gif

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günler artık geride kalmıştır”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Üstünlerin hukukunun egemen olduğu vesayetçi yapıdan hukukun üstünlüğünü referans alan adil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır. Siyasi ve ideolojik kimlikleriyle, ekonomik statüleri sebebiyle bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günlere artık geride kalmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yargı Reformu Stratejisi Tanıtım Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve Türk milletine başsağlığı dileyerek, tedavisi devam eden 10 yaralıya da acil şifalar niyaz etti.

Ülkenin dört bir yanında fedakârca görev yapan adalet teşkilatı mensuplarına selamlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dördüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ülke, millet ve adalet teşkilatı için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Adalet Bakanlığı başta olmak üzere fikir, görüş, öneri ve eleştirileriyle belgenin hazırlanmasına katkıda bulunan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her fırsatta hatırlattığımız gibi bizler adaleti mülkün, yani devletin temeli olarak gören bir geleneğin mirasçılarıyız. Sultan Birinci Murat, Evrenos Bey’e tevcih ettiği sancak beyliğinin beratına ‘Cümlenin ser çeşmesi adalettir’ yazdırarak, adaletin devlet idaresindeki ehemmiyetini izah ve izhar etmiştir. Adalet, hem millî hem de manevi yapımızda, diğer her türlü hasletin onun etrafında ve ona göre şekillendiği bir mihver hükmünde olmuştur” ifadesini kullandı.

“TOPLUMUN ADALETE OLAN İNANCININ SARSILMAMASI BİZİM İÇİN HER TÜRLÜ MÜLAHAZANIN ÜZERİNDEDİR”

Tarih ve medeniyetin merkezinde adaletin yer aldığı devirlerin birbirini takip etmesiyle bugüne ulaşmış bir iftihar tablosu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Toplum yaşantımız, kişisel hayatımız ve değer müktesebatımız gibi devlet tasavvurumuz da asırlar boyunca adalet mihengine vurduğumuz fikir ve faaliyetlerle şekillenmiş, hak ve hukuka göre tekemmül etmiştir. Bin yıldır hakla, hukukla, hakikatle yoğurduğumuz bu topraklar en doğusundan en batısına iyilik ve erdem tohumlarıyla yeşerttiğimiz gönül coğrafyamız, yüksek adalet şuurumuzun en yakın şahididir. Böyle köklü ve zengin bir birikimin rehberliğinde, adalet hizmetlerinin en üst seviyede vatandaşlarımıza sunulması için yoğun gayret gösteriyoruz.

Şurası bir gerçek ki, adalet sistemimizin tüm unsurlarıyla güçlü, hızlı ve etkin bir şekilde işlemesi, milletimizin her bir ferdini yakından ilgilendiriyor. Hâkim ve savcılarımız başta olmak üzere, adalet teşkilatımızın her bir mensubunun kılı kırk yaran bir titizlikle, yüksek bir vazife şuuruyla hareket etmesine bu bakımdan büyük önem veriyoruz. Adalet hizmetlerinin etkinliği kadar adaletin gecikmeksizin, vaktinde tecelli etmesinin de önemini her fırsatta vurguluyoruz. Şunun bilinmesini isterim; Türk milleti adına karar veren yargı makamının itibarına halel gelmemesi ve toplumun adalete olan inancının sarsılmaması, bizim için her türlü mülahazanın üzerindedir.”

“ADİL BİR YARGI SİSTEMİNE GEÇİŞ SAĞLANMIŞTIR”

Göreve geldikleri 2002’den beri bu konuda büyük hassasiyet gösterdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adliye binalarımızın, sunulan hizmetin mehabetine uygun hâle getirilmesinden personel sayısına, mevzuattan dijitalleşmeye kadar geniş bir alanda çok sayıda adım attık” dedi.

Yargının bağımsızlığı ilkesine “tarafsızlığı” ilkesini de ekleyerek, hâkim ve savcıların görevlerini layıkıyla yerine getirebilmelerinin önünü açtıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski Türkiye’nin imtiyazlı çevreleri bunu hâlen hazmetmekte zorlansa da üstünlerin hukukunun egemen olduğu vesayetçi yapıdan hukukun üstünlüğünü referans alan adil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır” ifadesini kullandı.

“Siyasi ve ideolojik kimlikleri ile ekonomik statüleri sebebiyle bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günler artık geride kaldı” ifadesini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Darbecileri alkışlayan yargı yerine darbecilerden millet adına hesap soran, mağdurların hak ve hukukunu savunan yargı pratiğinin yerleşmesini, Türk demokrasisi adına önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Türk yargısının bu vasfını, inşallah gelecekte daha da güçlendireceğiz. Hangi yanlış algıdan kaynaklanırsa kaynaklansın, hukuk karşısında kendini dokunulmaz görenler, şu gerçeği er ya da geç kabullenecekler, hiç kimse hukukun üstünde değildir, layüsel değildir, imtiyazlı değildir. Suç işleyenler, suçta kibirlenenler, hukuka kastedenler, kim olursa olsun, yaptıklarının hesabını bağımsız Türk mahkemelerine vermek zorundadır.

Dolayısıyla kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Geçmişte yargı mensuplarını hain terör saldırılarında kaybetmiş bir ülke olarak, hâkim ve savcılarımız ile ailelerinin hedef gösterilmesini asla tasvip etmiyoruz. Daha önce de ifade ettim, yargı kararlarını doğru bulur veya bulmazsınız. Hatta mahkeme kararlarını, gerekli nezaketi göstererek, eleştirebilirsiniz. Ama bu ülkenin ana muhalefet partisi de olsanız, çıkıp kameralar önünde hukuk insanlarına, hem de çok yakışıksız, çok pervasız biçimde tehdit savuramazsınız. Buna biz de izin vermeyiz, hedef hâline getirilen yargımız da izin vermez. Devam eden yargı süreçleriyle ilgili herkesten sorumlu, sakin ve siyaseten dürüst bir tutum beklediğimizi bugün tekrar vurgulamak istiyorum.”

2015 ve 2019 yıllarında hazırlanan iki yeni Strateji Belgesi’yle reform çalışmalarına ivme kazandırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüncü Yargı Reformu Stratejisi’nin uygulama döneminin, 2024 yılı itibarıyla sona erdiğini ifade etti.

Bugün 2025-2029 dönemini kapsayan 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle milletin huzurunda olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Öncelikle şu hususun altını net bir şekilde çizmek durumundayım, sürekliliğe dayanan bir anlayışla köklü kurumsal değişiklikleri hayata geçirdiğimiz Yargı Reformu Stratejileri, birbirini tamamlar niteliktedir. Yeni reform belgemiz, bugüne kadarki gelişmelerin değerlendirilmesi ve sistemin ihtiyaç duyduğu yeniliklerin belirlenmesi suretiyle oluşturulmuştur. Dolayısıyla bu belgemiz de az önce ifade ettiğim üzere, diğer reform belgelerimizin devamı ve tamamlayıcısı durumundadır.”

“DÖNÜŞÜMÜ HIZLANDIRMAYI HEDEFLİYORUZ”

Yeni Yargı Reformu Stratejisi’yle adaletin etkinliğine ve yargı mekanizmalarının ihtiyaçlarına yönelik yeni politikaları belirlediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 45 hedef ve 264 faaliyetin yer aldığı 4. Strateji Belgesi’yle, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını daha da güçlendirmeyi amaçladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini daha da kuvvetlendirmeyi, yargılamaların zamanında ve makul sürede tamamlanmasını, çözüm merkezli ve öngörülebilir bir adalet sistemi oluşturmayı, yargılama usullerini sadeleştirerek verimliliği artırmayı, yargıya ilişkin güven ve memnuniyeti daha da yükseltmeyi, onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını yaygınlaştırmayı, ceza adaleti sisteminin etkinlik ve caydırıcılığını tahkim etmeyi ve adalet hizmetleriyle adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Yargı Reformu Stratejisi’nin en önemli önceliklerinden birinin, makul sürede yargılanma hakkı güvencelerinin artırılması olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda yargılama usullerine, teşkilat yapısına, insan kaynaklarına ve teknik altyapıya ilişkin birçok çalışma alanı tespit ettiklerini belirtti.

Geçtiğimiz dönemlerde adil yargılanma hakkının etkin bir şekilde korunması noktasında önemli reformları devreye aldıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ve bilgi edinme hakkı gibi yenilikleri mevzuata eklediklerini hatırlattı.

“MAĞDUR ODAKLI YENİ POLİTİKALARI UYGULAMAYA ALIYORUZ”

Kamu Denetçiliği Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni birimler ihdas ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle hak arama yollarını daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini bildirdi.

Mağdurların yeterli güvenceye sahip olduğu telafi edici bir adalet sisteminin oluşturulması hususunun üzerinde de önemle durduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Adalete güvenin tam olarak tesis edilmesi için ceza adaleti sisteminde mağdur odaklı yeni politikaları uygulamaya alıyoruz. Uyuşmazlıkların önlenmesi ve mahkemeye taşınmadan kaynağında çözülmesi, yargının iş yükünün azaltılmasında büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede dava öncesi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kapsamının genişletilmesini öncelikli politika olarak belirledik. Strateji belgemizle bu yöntemlerin sistem içindeki yerini güçlendiriyor, toplum genelinde müzakere kültürünü geliştirmeyi hedefliyoruz. ‘Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi’ vizyonu ile hazırladığımız yeni strateji belgesiyle, etkin ve hızlı işleyen bir adalet sistemi inşa edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk amacının kurumsal yapının güçlendirilmesi ve süreçlerin yeniden yapılandırılması olduğunu belirterek, “Bu çerçevede uzlaştırıcı, birleştirici, özgürlükçü, toplumun tüm kesimlerini kuşatan yeni ve sivil bir anayasa çalışmalarımıza hız vereceğiz. İnsan hakları alanındaki kurumsal kapasitemizi güçlendirecek, hazırlayacağımız yeni İnsan Hakları Eylem Planı ile hak ve özgürlüklerin daha etkin korunmasını sağlayacağız” dedi.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi bireysel hak arama kurumlarının, kurumsal yapısını ve uluslararası kuruluşlarla uyumluluklarını güçlendireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İfade ve basın özgürlüğü ile kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin standartları yükseltecek, yeni hak arama yollarını çeşitli tedbir ve uygulamalarla tahkim edeceğiz. Makul sürede yargılanma hakkının temini için mahkemeler teşkilatının organizasyon yapısını tekrar tanzim edeceğiz. Ceza mahkemelerinin görev alanlarını yeniden düzenleyecek, ihtiyaç duyulan yerlerde yeni adliyeler kuracak, mahkeme sayılarını artıracak ve tek hâkimle çalışan bazı mahkemelerin heyet hâlinde çalışmalarını temin edeceğiz. Temyiz kanun yolunun etkinliğine yönelik yeni düzenlemelerle temyiz incelemelerinin altı ay içerisinde sonuçlandırılmasını hedefliyoruz. Bunun için Yargıtay ve Danıştay kanunlarında yer alan daire ve üye sayılarını iş yüküyle orantılı olacak şekilde yeniden belirleyeceğiz. Temyiz incelemeleri gibi istinaf incelemelerinin de altı ay içinde neticelendirilmesine yönelik düzenlemeler yapacağız.”

“YENİ İHTİSAS MAHKEMELERİ KURULACAK”

İstinaf mahkemelerindeki daire ve hâkim sayılarını, iş yüküne uygun ve uzmanlaşmayı sağlayacak şekilde arttıracaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk derece mahkemelerinde uzun süren davaların istinaf mahkemelerinde öncelikle inceleneceğini ve bazı davalarda istinaf incelemesi olmadan doğrudan temyiz incelemesi yapılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihtisaslaşmaya ilişkin uygulamalar geliştirerek süreçlerin daha etkin ve hızlı tamamlanmasını sağlayacaklarını belirterek, “Önümüzdeki dönemde hâkimlerimiz meslek hayatları boyunca hukuk ve ceza hâkimi olarak sınıflandırılacak, çevre, sağlık, sigorta, trafik ve iş kazalarından kaynaklanan dava türleri için yeni ihtisas mahkemeleri kurulacaktır” dedi.

Savunmanın güçlendirilmesi ve avukatların adli süreçlere daha etkin katılabilmesi için Avukatlık Kanunu’nu güncellemeyi, savunma kurumunu daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerin ve yapı kooperatiflerinin avukat bulundurma zorunluluğunun genişletilmesi ve belirli davalarda avukatla temsil mecburiyetinin getirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Stajyer avukatlarımıza staj başlangıç desteği sağlayacak ve mesleklerine ekonomik kaygılardan uzak bir şekilde hazırlanmalarını temin edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin niteliğine uygun yeni bir ücret rejiminin oluşturulmasının da yapılacak çalışmalar arasında olduğunu belirtti.

Yargılamaların daha kısa sürede tamamlanması için ilk derece ceza ve hukuk yargılamalarında hedef sürelerinin kısaltılacağını, istinaf kanun yolu aşamasındaki hedef sürelerinin de yeniden belirleneceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Keza yeni düzenlemelerle duruşmaların 2 aydan fazla ertelenmemesini ve bazı uyuşmazlıkların da duruşma yapılmaksızın çözülmesini sağlayacağız. Bozma kararı verilen dosyaların öncelikle ve ivedilikle görülmesi ise bir diğer hedefimizdir” ifadelerini kullandı.

“ADALET HİZMETLERİNDE YAPAY ZEKÂ UYGULAMALARINDAN İSTİFADE EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yargı bilişim sistemini güncel teknolojiler doğrultusunda geliştirmekte kararlı olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Dijital çözüm platformları, çevrim içi uyuşmazlık ve elektronik çözüm yöntemlerini devreye alacak, adalet hizmetlerinde yapay zekâ uygulamalarından istifade edeceğiz. Yargılamaların hedef süre içinde tamamlanması için adli ve idari yargı adalet komisyonlarını da yeniden yapılandırmayı hedefliyoruz. Komisyonlarımıza adalet dairelerinin işleyişine matuf tespit ve çözüm önerilerini içeren rapor hazırlama görevini tevdi edeceğiz. Adalet Komisyonu Başkanlarımıza da yargılamaların hedef sürede tamamlanmasına yönelik yeni vazifeler vereceğiz. Yeni dönemde performans ve verimliliği artırmak için önleyici teftiş uygulamaları da geliştireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teftiş kurullarının, başta uzun süren yargılamalar olmak üzere, yargıya ilişkin sorunları anlık olarak takip edeceğini belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bilirkişilikten kaynaklanan sorunların giderilmesi adına mevzuat düzenlemeleri yapacak ve idari tedbirler alacağız. Yine tebligat işlemlerinde hataların azaltılması ve tebligatların hızlı yapılması için çeşitli tedbir ve uygulamaları hayata geçireceğiz. Bu kapsamda sade ve kolay bir tebligat usulü belirleyecek, tüm kamu görevlileri için elektronik tebligat alma zorunluluğu getireceğiz. Noterliklerin görev tanımlarını, yargının iş yükünü azaltacak şekilde tekrar düzenleyeceğiz. Noterlik Kanunu’nu yenileyecek, hukuk fakültesi mezunlarının görev alacağı yeni bir müessese olarak noter yardımcılığını sisteme kazandıracağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni strateji belgesinin ikinci amacının, insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi olduğunu belirtti.

Gelecek süreçte insan kaynaklarını daha nitelikli hâle getirmek ve hukuk eğitiminin kalitesini artırmak için fakültelere girişte aranan başarı sıralamasını aşamalı şekilde yükselteceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk fakültelerinin açılma kriterlerini gözden geçirecek, müfredatta çeşitli iyileştirmeler yapacaklarını söyledi.

Hukuk fakültesinde okuyan öğrencilere Adalet Bakanlığı başarı bursu vererek eğitimlerinde destek olacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesleki niteliklerin artırılması için hâkim ve savcı yardımcılığı sürecini yeniden yapılandıracak ve hizmet içi eğitimleri güçlendireceğiz. Hâkim ve cumhuriyet savcısıyla personel sayısının iş yüküyle orantılı bir düzeyde olmasını sağlayarak, yeni uzmanlık kadroları ihdas edeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâkim ve cumhuriyet savcılarının nakil, terfi ve disiplinlerine ilişkin hükümlerini tekrar düzenleyeceklerini, nakil işlemlerini coğrafi teminat çerçevesinde gerçekleştirecek atama ve nakil mevzuatında yer alan bölge sistemini yeniden ele alacaklarını bildirdi.

Personel eğitim merkezlerine yenilerini ekleyerek eğitim alan personel sayısını artıracaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Memurları Kanunu’nda adalet hizmetleri sınıfı oluşturmayı ve bu suretle adalet teşkilatı personeline mahsus yeni düzenlemeler yapabilmeyi hedeflediklerini vurguladı.

“CEZA ADALETİ SİSTEMİNİ, HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZAYA ALTERNATİF YENİ YAPTIRIM TÜRLERİYLE ZENGİNLEŞTİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kariyer imkânlarını geliştirmek amacıyla adalet personeline özgü uzman katiplik ünvanının ihdasının yine gündemlerinde yer aldığını söyledi.

Strateji belgesinin üçüncü amacının, ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başta adil yargılanma hakkı olmak üzere hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine uygun bir şekilde suç, yaptırım ve infaz dengesini toplumsal ihtiyaçlar çerçevesinde düzenleyeceğiz. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların kapsamının genişletilmesiyle adli para cezası miktarlarının yeniden belirlenmesi önceliklerimiz arasındadır. Ceza adaleti sistemini, hürriyeti bağlayıcı cezaya alternatif yeni yaptırım türleriyle zenginleştireceğiz.

Bu doğrultuda psikolojik rahatsızlığı olanların ve madde bağımlılarının rehabilite olmadan toplumsal hayata katılmalarını engelleyecek tedbirler alacağız. Trafikte işlenen suçların yanı sıra trafik güvenliğini tehlikeye atan kişilere yönelik de caydırıcı önlemler alacağız. Böylece milletimizde ciddi şikayetlere yol açan ve yargıya olan inancı zedeleyen bir sorunu daha çözüme kavuşturmuş olacağız. Saldırı amacıyla araçlarından inen sürücüleri, ehliyetlerine el konulması da dahil, müstakil yaptırımlara tabi tutacağız. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla vücut dokunulmazlığına, hürriyete ve çevreye karşı işlenen suçların cezalarını artırıyoruz.”

“UZLAŞTIRMA KURUMUNUN VERİMLİLİĞİNİ ARTIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında zaruret dışında olay yerinin terk edilmesini de ayrı bir suç olarak düzenleyeceklerini söyledi.

Vatandaşların bizar olduğu bir sıkıntıya daha çözüm bulduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nişan, düğün, asker uğurlaması gibi, kişilerin toplu olarak bulunduğu etkinliklerde silahla ateş edilmesi vakalarına dönük cezaları önemli ölçüde ağırlaştırıyoruz. Telafi edici adalet anlayışına uygun düzenlemelerin yanı sıra uzlaştırma kurumunun verimliliğini artıracağız. Lekelenmeme hakkı kapsamında, adli sicil sistemini yeniden yapılandıracağız” açıklamasını yaptı.

Adli sicil kayıtlarının silinme sürelerini kısaltacaklarını, ceza mahkumiyetlerinin adli sicile kaydedilmesinde çocuklar lehine farklı düzenlemelere gideceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların adli süreçlerde korunmasına yönelik mekanizmaları daha da güçlendireceklerini ve çocuklar için onarıcı adalet uygulamalarını devreye alacaklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesini geliştireceklerini ve meslek edindirme programlarıyla iş yurtları üretim miktarını yükselteceklerini kaydetti.

“BOŞANMA VE NAFAKA USULLERİNE KADAR GENİŞ YELPAZEDE YENİ REFORMLAR YAPMAYI PLANLIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni strateji belgesinin dördüncü amacının, hukuk ve idari yargılama süreçlerinin etkinliğinin artırılması olduğunu vurguladı.

Değer ve tutarı belirli bir miktarın altındaki talep ve davaların sadeleştirilmesi, hızlı bir yargılama usulüyle çözümlenmesi için çeşitli düzenlemeler yapmayı hedeflediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun yanında bono evraklarının kayıt altında üretilmesini sağlayarak vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini güçlendirmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yılı “Aile Yılı” olarak ilan ettiklerini, aile kurumunun korunması için yıl boyunca önemli çalışmalar yapacaklarını ilan ettiklerini anımsatarak, yeni strateji belgesi doğrultusunda aile hukukunda uygulamadan doğan sorunların giderilmesine yönelik birçok tedbiri hayata geçireceklerini söyledi.

Aile arabuluculuğunu sisteme entegre ederek anlaşmazlıkların mahkeme sürecinden önce çözüme ulaştırılmasını arzu ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aile mahkemelerinin kuruluş ve yargılama usulünden çocukların menfaatlerini gözeten boşanma ve nafaka usullerine kadar geniş bir yelpazede yeni reformlar yapmayı planlıyoruz. Diğer taraftan, idari yargılama usulünün sadeleştirilmesine dönük önemli çalışmalar gerçekleştireceğiz. İdarenin taraf olduğu tam yargı davalarında sulh müessesesine başvuruyu zorunlu kılacak ve dosyaların tekemmül sürecini kısaltacak düzenlemeleri inşallah hayata geçireceğiz. İcra ve iflas sistemini alacaklı ve borçlu arasındaki hassas dengeyi ön plana alacak şekilde, kanun değişikliği de dahil olmak üzere, yeniden dizayn etmek de bu süreçteki temel önceliklerimizden biridir.”

“SEÇMELİ OLARAK OKUTULAN HUKUK VE ADALET DERSLERİNİ LİSELERE DE TEŞMİL EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin beşinci ve son amacının, adalete erişimin kolaylaştırılması olduğunu, evvelemirde, kadın haklarına ilişkin yeni uygulamalar geliştirerek, şiddet mağduru kadınların adli süreçlere erişimini en kısa yoldan temin etmeye çalışacaklarını ifade etti.

Adli süreçlerde şiddet mağduru kadınların daha fazla korunmasının birinci öncelikleri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma bürolarını ülke sathında yaygınlaştıracak, buralarda görev alacak cumhuriyet savcılarının da uzmanlaşmalarını sağlayacağız” dedi.

Yaşlı ve engellilerin adalete erişimlerini kolaylaştıran tedbirler alarak mobil bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerinin önünü açacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşlı ve engelli dostu, erişilebilir ve yeterli sosyal alanların bulunduğu adli hizmet binalarını inşa etmeye, yenilemeye devam edeceklerini bildirdi.

Doğal afetlerden sonra yargı faaliyetlerinin kesintiye uğramaması için Türkiye genelinde belirlenen doğal afet ve acil durum merkezleri kuracaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Son olarak, hâlihazırda 6’ncı ve 7’nci sınıflarda seçmeli olarak okutulan hukuk ve adalet derslerini liselere de teşmil edeceğiz. Böylelikle erken yaşlardan itibaren adalet anlayışını benimsemiş fertlerden oluşan bilinçli bir toplum inşasına katkı vereceğiz. Görüldüğü üzere çok geniş bir yelpazede, doğrudan vatandaşlarımızın hayatına dokunan yenilikler, uygulamalar ve düzenlemelerle adalet hizmetlerinin kalitesini artırmayı amaçlıyoruz. Rabb’im yar ve yardımcımız olsun, diyorum. 4’üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ülkemiz, milletimiz, hukuk ve adalet teşkilatımız için bir kez daha hayırlara vesile olmasını diliyorum. Belgenin hazırlanmasında emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

TÜRKİYE’YE HOŞ GELDİNİZ

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Robert Fico’yu Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine gelişinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından resmî törenle karşılandı. İki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, tören kıtasını selamladı.

Türkiye ve Slovakya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Emine Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Luvsandorj ile bir araya geldi

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh’un eşi Bolortsetseg Luvsandorj ile bir araya geldi.

Emine Erdoğan, Bolortsetseg Luvsandorj ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni ziyaret etti. İkili, ilk olarak Cihannüma Salonu’na geçti.

Kütüphanenin Moğolistan bölümündeki kitapları inceleyen lider eşleri, burada fotoğraf çektirdi.

Emine Erdoğan, Luvsandorj’a Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Moğolca’ya çevrilen, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” ile Mevlana’nın, “Mesnevi” eserinin İngilizce tercümesini, Luvsandorj da Emine Erdoğan’a Moğolistan kültürünü yansıtan plak ve kitaplar armağan etti.

Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi’ne geçen lider eşlerini, Cumhurbaşkanlığı kreşindeki çocuklar karşıladı. Emine Erdoğan ve Luvsandorj, burada çocukların geleneksel el sanatları çalışmalarını inceledi.

Çocuklar, ebru sanatıyla yaptıkları lale figürlü eserleri Emine Erdoğan ve Luvsandorj’a hediye etti. Hediyeleri alan lider eşleri, çocuklara teşekkür ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.

“ANADOLUDAKİLER” SERGİSİNE ZİYARET

Daha sonra lider eşleri, Emine Erdoğan’ın himayesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “Anadolu’daki Bereket, Birikim ve Beceri” sloganıyla hayata geçirilen “Anadoludakiler” sergisini ziyaret etti.

Sergide yer alan Ankara bindallı, Trakya gelin ve Erzincan gelin gibi yöresel kıyafetleri yakından inceleyen Emine Erdoğan ve Luvsandorj, kullanılan kumaş ve motiflere ilişkin bilgi aldı.

Pamuklu dokuma üzerine tahta baskıyı deneyimleyen Emine Erdoğan ve Luvsandorj, ipek kumaş üzerine çeşitli ağaç yaprakları kullanılarak yapılan ekolojik baskı tekniğine ilişkin bilgi aldı, tekniğin uygulanma şeklini gördü.

Anadolu’nun gıda ve tekstil gibi çeşitli alanlardan kültürel mirasını gözler önüne seren sergi, 31 Ocak’a kadar ziyaret edilebilecek.

LUVSANDORJ, “KÜRESEL SIFIR ATIK İYİ NİYET BEYANI”NI İMZALADI

Emine Erdoğan ve Luvsandorj, serginin ardından Ankara Olgunlaşma Enstitüsünce hazırlanan ve Ankara keçisi tiftiğinden üretilen sof kumaşlarıyla dikilmiş kıyafetlerin sergilendiği “Sof Kumaşı Defilesi”ni izledi.

Defile sırasında Olgunlaşma Enstitüsü yetkilileri sof kumaşı ve defileye ilişkin bilgi verdi.

Program sonrası Luvsandorj, ilk imzacısı Cumhurbaşkanı Erdoğan olan, “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”nı imzaladı.

“BU ZİYARETLER, ÜLKELERİMİZ ARASINDAKİ DOSTLUK KÖPRÜLERİNİ GÜÇLENDİRECEK”

Emine Erdoğan, programın ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları ifade etti: “Resmî ziyaret kapsamında ülkemizde bulunan Moğolistan Devlet Başkanı’nın değerli eşi Bolortsetseg Luvsandorj Hanımefendi ile Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde bir araya gelmekten memnuniyet duydum. Ülkemizin dünyaya açılan kapısı kütüphanemizi tanıtma ve Moğolistan kitaplığındaki nadide eserleri inceleme fırsatı bulduk. Ankara Olgunlaşma Enstitümüz tarafından üretilen Anadolu’nun zarafetini ve tarihini taşıyan Sof Kumaşı Defilesi ile geleneksel dokumalarımızın güzelliğine birlikte tanıklık ettik. Ardından Anadoludakiler sergimizi gezerek geçmişten geleceğe taşınan bilgi, birikim ve beceriyi paylaştık. Gönülden inanıyorum ki kültür ve sanatla harmanlanan bu ziyaretler, ülkelerimiz arasındaki dostluk köprülerini daha da güçlendirecek.”

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh birlikte ortak basın toplantısı düzenledi

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh ile gerçekleştirdikleri ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Moğolistan ile ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacak kararlar aldık. Stratejik ortaklık tesisine yönelik ortak bildiriyi az önce huzurlarınızda imzaladık. Bu ortaklığın ülkelerimize, ata yurdumuz olan Orta Asya’ya ve dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaa Khurelsukh, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından, ortak basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, “Bugün değerli dostumla ilişkilerimizi daha ileriye taşıyacak kararlar aldık. Stratejik ortaklık tesisine yönelik ortak bildiriyi, az önce huzurlarınızda imzaladık. Bu ortaklığın ülkelerimize, ata yurdumuz olan Orta Asya’ya ve dünyaya hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bugün ayrıca bakanlıklarımız ve kurumlarımız arasında; eğitim, çevre, gençlik ve spor, enerji, ulaştırma gibi muhtelif alanlarda belgeler imzalandı. Bütün bu belgeler, ilişkilerimizin ahdi zeminini güçlendirecek ve mevcut iş birliğimizi ileri noktalara taşıyacaktır” ifadelerini kullandı

GENÇ GAZETECİLER ANKARA

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Mayıs 2023
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT20 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık”

DİPLOMAT3 gün önce

“Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik”

DÜNYA5 gün önce

Çağdaş Demirağ ; Zülfikarlar Holding Enerji Grup Başkanı oldu

DİPLOMAT7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir”

DÜNYA1 hafta önce

İyi ki Varsın Adem Çinkılıç

DİPLOMAT1 hafta önce

“Hayatın her alanında gençlerimize güveniyoruz ve destek oluyoruz”

DİPLOMAT2 hafta önce

İyi ki Varsın Doç. Dr. Zeliha TEKİN

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günler artık geride kalmıştır”

DİPLOMAT2 hafta önce

Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: GENC-gazeteciler-Mersin-3.jpg
DÜNYA3 hafta önce

“Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın rüzgârı esiyor, refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor”

DİPLOMAT3 hafta önce

Emine Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Luvsandorj ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh birlikte ortak basın toplantısı düzenledi

DİPLOMAT3 hafta önce

Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile yapımızı korumak, tahkim etmek hepimizin görevidir”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

DİPLOMAT1 ay önce

“2024 yılı ihracat rakamlarında Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze sakinlerini ziyaret etti

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yeni yıl mesajı

DİPLOMAT1 ay önce

İyi ki Varsın Servet YILDIZ

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomiye Değer Katanlar 49. Ödül Töreni’nde konuştu

DİPLOMAT1 ay önce

İyi ki Varsın Zehra Doğan

DÜNYA1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştü

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Büyükelçisi Abdülaziz Ahmed al Adwani’yi kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hindistan Büyükelçisi Muktesh Kumar Pardeshi’yi kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sierra Leone Büyükelçisi Francess Virginia Anderson’u kabul etti

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomi programımızın olumlu etkilerini önümüzdeki dönemde daha fazla göreceğiz”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni anayasa Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, D-8 Teşkilatı 11. Zirve Toplantısı’na katıldı

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Mısır’da

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim ile görüştü

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, ortak basın toplantısı düzenlendi.

DÜNYA2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı von der Leyen ile görüştü

DÜNYA2 ay önce

YERLİ VE MİLLİ LOKOMOTİF İÇİN 3 YENİ FABRİKA

DİPLOMAT2 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi hiç olmadığı kadar huzurlu, müreffeh ve güzel günler bekliyor”

DÜNYA1 hafta önce

İyi ki Varsın Adem Çinkılıç

DÜNYA4 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonda düşüş trendi 2025 senesinde daha da hızlanacak”

DİPLOMAT2 hafta önce

İyi ki Varsın Doç. Dr. Zeliha TEKİN

DİPLOMAT4 hafta önce

“Devlet anlayışımızın öznesi insandır”

DİPLOMAT3 hafta önce

Emine Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı’nın eşi Luvsandorj ile bir araya geldi

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile yapımızı korumak, tahkim etmek hepimizin görevidir”

DİPLOMAT3 hafta önce

Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğolistan Cumhurbaşkanı Khurelsukh birlikte ortak basın toplantısı düzenledi

Bu görselin Alt özniteliği boş. Dosya adı: GENC-gazeteciler-Mersin-3.jpg
DÜNYA3 hafta önce

“Coğrafyamızda kardeşliğin, barışın rüzgârı esiyor, refahın egemen olacağı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor”

DİPLOMAT2 hafta önce

Slovak Cumhuriyeti Başbakanı Fico Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günler artık geride kalmıştır”

DİPLOMAT7 gün önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk yargısı sadece ve sadece Türk milleti adına karar verir”

DİPLOMAT1 hafta önce

“Hayatın her alanında gençlerimize güveniyoruz ve destek oluyoruz”

DÜNYA5 gün önce

Çağdaş Demirağ ; Zülfikarlar Holding Enerji Grup Başkanı oldu

DİPLOMAT3 gün önce

“Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun odağına, ‘güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ilkesini yerleştirdik”

DİPLOMAT20 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınların haklarını genişleten, fırsat eşitliğini sağlayan birçok adım attık”

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge