Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeşil Vatan Kahramanları Görev Başında” programında yaptığı konuşmada, “2002’de 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı bugün 23,4 milyon hektara ulaştırdık. Ülkemizin toplam yüz ölçümünün tam %30’unu ormanlarla kapladık, süsledik, zenginleştirdik. 2002’den bugüne cennet vatanımızın dört bir yanına 7,5 milyardan fazla fidan diktik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, orman yangınlarıyla mücadelede kullanılacak hava ve kara araçlarının görev yerlerine uğurlandığı, “Yeşil Vatan Kahramanları Görev Başında” programına katıldı.
Etimesgut Havalimanı’nda gerçekleştiren programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman filosuna katılan yeni hava araçlarının görev yerlerine uğurlanacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeşil vatanın korunmasında, geliştirilmesinde, orman varlığının daha da zenginleştirilmesinde görev alanlara şükranlarını iletti.
Ağaçlandırma faaliyetlerinde bulunan ve geçen cuma vefat eden “Orman Dede” olarak da bilinen Rahim Demirbaş’a rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman yangınlarıyla, sellerle, tabii afetlerle mücadele ederken şehit düşenleri minnetle yad etti.
“ORMAN VARLIĞIMIZ BÜYÜK BİR TEHDİT VE TEHLİKE ALTINDADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık olarak giderek daha sancılı bir tabloyla karşı karşıya kalındığını dile getirerek, küresel ısınma, iklim krizi ve kuraklık gibi sorunların doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı her geçen gün artırdığını vurguladı.
Yer altı ve yer üstü kaynaklarının doğru politikayla etkin ve sürdürülebilir şekilde kullanılmasının, ülkeler için en temel önceliklerden birini teşkil ettiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Akdeniz kuşağında yer alan bir ülke olarak tüm bu sorunlarla elbette biz de yüz yüze geliyoruz. Özellikle son yıllardaki en büyük doğal zenginliklerimizden biri olan orman varlığımız büyük bir tehdit ve tehlike altındadır. Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve uzun süreli kuraklıklar, ormanlarımızın geleceği için ciddi riskler barındırıyor. Şu noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Son 10 yılda yanan ormanlarımızın genişliği bir önceki 10 yılda alevlere teslim olan ormanlarımızın toplam alanının iki katına ulaştı. Dünyamız 1880’den bu yana en sıcak 9 yılı geride bıraktı. 2024 senesi son 145 yılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçti. 23 Temmuz 2024’te son 145 yılın en sıcak gününü geçirdik.”
“ORMANIN YAKININDA, HATTA AÇIK ALANDA ÖZELLİKLE ATEŞ YAKMAMANIZ HAYATİ ÖNEMDEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık eskisinden çok daha büyük, çok daha yıkıcı orman yangınlarıyla mücadele edildiğine dikkati çekerek, bu yangınların yalnızca ağaçları değil, binlerce canlıyı, verimli toprakları ve hatta yerleşim yerlerini de yok ettiğini söyledi.
Ekonomik kayıpların, ekolojik dengenin aldığı hasarla çok daha uzun vadeli etkilere, zararlara yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Meteorolojik veriler, içinde bulunduğumuz 2025’in bir önceki yıla göre daha sıcak geçeceğini gösteriyor. Artık yaz aylarına girdiğimiz şu günlerde üç kritik noktanın altını çizmek istiyorum. Eğer hava sıcaklığı çok yüksekse, nem oranı çok düşükse ve hava rüzgârlı ise bırakın ormanı, ormanın yakınında, hatta açık alanda özellikle ateş yakmamanız hayati önemdedir. Böyle bir durumda ateş yakmak felakete davetiye çıkarmak demektir. Bunun da adı gaflet değilse açık söylüyorum, büyük bir ihanettir. 86 milyonun her birinin bu konuda azami dikkat göstermesini bekliyor, ‘Rabb’im ülkemizi her türlü afetten korusun’ diyorum.”
“2002’DEN BUGÜNE CENNET VATANIMIZIN DÖRT BİR YANINA 7,5 MİLYARDAN FAZLA FİDAN DİKTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaratılanı Yaradan’dan ötürü seven, tabiata sadece bu nazarla bakan bir kadro olarak, çevre ve doğa koruma çalışmalarında tarihî adımlar attıklarını söyledi.
Allah’ın emaneti olarak, dört elle sarıldıkları doğayı koruyup, çocuklara en güzel şekilde teslim etmek için var güçle çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Son 23 yılda Gök Vatan ve Mavi Vatan’daki başarılarımızı Yeşil Vatan’a yönelik yatırımlarımızla, projelerimizle, eserlerimizle taçlandırdık. 2002’de 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı bugün hamdolsun 23,4 milyon hektara ulaştırdık. Ülkemizin toplam yüzölçümünün tam yüzde 30’unu ormanlarla kapladık, süsledik, zenginleştirdik. 2002’den bugüne cennet vatanımızın dört bir yanına 7,5 milyardan fazla fidan diktik. Geleceğe Nefes temasıyla yürüttüğümüz ağaçlandırma kampanyalarıyla milyonlarca insanımızın fidan dikmesini sağladık. Yangında zarar gören yerlerin ağaçlandırılmasını bir sonraki yılın sonuna kadar mutlaka yapıyoruz.”
Hemen her yangın felaketi sonrası dolaşıma sokulan fotoğrafların birçoğunun dezenformasyona yönelik bir propaganda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dahası bu fotoğrafların hemen hiçbirinin Orman Genel Müdürlüğümüzün görev sahasıyla ilgisi de yoktur. Önemli bir kısmı sahil kesimindeki muhalefet belediyelerine ait olan çarpık, istilacı, çirkin yapılaşma projeleridir. Ne yazık ki orman teşkilatımıza mal edilerek çok ucuz bir karalama kampanyası yürütülmektedir. Bu tür kampanyaları çoğu zaman canları pahasına yangına müdahale eden orman kahramanlarımıza yapılmış birer hakaret olarak görüyorum. Orman teşkilatımızın emeklerine, fedakarlıklarına ve çalışmalarına gölge düşüren bu tür sorumsuzluklardan herkesi uzak durmaya çağırıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağaçlandırma faaliyetlerini kırsal kalkınma hamleleriyle desteklediklerini, daha da geliştirdiklerini dile getirdi.
Ceviz, badem, keçiboynuzu, lavanta ve defne gibi ürünlerle hem toprağı değerlendirdiklerini hem de köylerde yaşayan vatandaşlara yıllık 25 milyar lira tutarında ek gelir sunduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, odun dışı orman ürünlerinin üretimini artırdıklarını ifade etti.
Tıbbi aromatik bitkilerden reçine ve mantara kadar yüzlerce kalemde üretim gerçekleştirildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede bir yandan orman köylülerine destek olurken diğer yandan bölgesel kalkınmaya da ivme kazandırdıklarını aktardı.
Sıfır faizli kredi gibi önemli desteklerde bulunduklarını, birçok yeni imkân sunduklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Köyünde kalarak üretmek, toprağına sahip çıkmak isteyen her vatandaşımızın yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Son 21 yılda orman köylerinde yaşayan 285 bin 27 aileye ve 232 kooperatife 35 milyar lira büyüklüğünde kredi ve hibe desteği sağladık. Bu yıl 12 bin ailemize 2,6 milyar lira tutarında katkı veriyoruz. Son tarım şurasında Yeşil Vatan’ın tüm yönleriyle muhafaza edilip zenginleştirilmesini hedefleyen 5 karar aldık. Tarım ve Orman Bakanlığımız bu kararları çok yakın bir zamanda eylem planına dönüştürecek ve inşallah her birini uygulamaya alacak. Ormancılık faaliyetlerimizin altyapı ve kapasitesini güçlendirecek bu kararların uygulama süreçlerini biz de şahsen takip edeceğiz.”
“YANGINLARI ERKENDEN TESPİT EDİYOR VE ANINDA MÜDAHALE EDİYORUZ”
Son 23 yılda orman yangınlarıyla mücadelede çok önemli mesafeler kaydettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahip olunan teknoloji, insan kaynağı, ekipmanlarla, hava ve kara gücüyle bu alanda büyük başarılara imza attıklarının altını çizdi.
“2002’de 73 ton olan havadan su atma kapasitemizi bugün itibarıyla 27 uçak ve 105 helikopter ile toplam 438 tona yükselttik” bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yangınla mücadelede insansız hava aracı kullanımında Avrupa’da birinci, dünyada ikinci ülke konumundayız. 14 İHA ve 184’ü akıllı 776 gözetleme kulesinin yanı sıra yapay zekâ tabanlı sistemlerimizle yangınları erkenden tespit ediyor ve anında müdahale ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl 1 Mayıs’tan itibaren ülke genelinde 1600 noktada kara araçlarını, 58 noktada ise hava araçlarını konuşlandırmaya başladıklarını söyledi.
Arazözlerin, dozerlerin, ikmal araçlarının ve yer ekiplerinin en zorlu arazi şartlarında 7/24 göreve hazır vaziyette beklediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002’de yalnızca 637 arazöz ve su ikmal aracımız vardı. Bugün hamdolsun bu araçlarımızın sayısını 1786’ya çıkardık. 831 iş makinemiz arazide hizmet vermeye devam ediyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde envanterlerinde kayıtlı ilk müdahale aracının olmadığını dile getirerek, “Bugün filomuzdaki 2 bin 742 ilk müdahale aracıyla, orman kahramanlarımız yangınlara çok kısa sürede müdahale edebiliyor. Yangın vakalarında hava araçlarımızın daha hızlı su alması için 2002’den bugüne tam 4 bin 796 yangın, gölet ve havuzu inşa ettik” bilgisini paylaştı.
“25 BİN KARDEŞİMİZ YEŞİL VATAN’IN DÖRT BİR YANINDA CANSİPERANE BİR RUHLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRÜYOR”
Bu süreçte nitelikli insan kaynaklarını da genişlettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “2025’te Orman teşkilatımıza 8 bin 500 yeni personel kazandırdık. Mühendislerimizle, muhafaza memurlarımızla, işçi ve memurlarımızla 25 bin kardeşimiz Yeşil Vatan’ın dört bir yanında cansiperane bir ruhla çalışmayı sürdürüyor. Aynı şekilde 130 bini aşkın orman yangını gönüllümüz en çetin şartlarda Yeşil Vatan’ı müdafaa ediyor. Ormanlarımızı koruyan, bu uğurda gerektiğinde canlarını hiçe sayan Yeşil Vatan’ın emektarlarına şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman varlığının muhafazası noktasında sadece hükûmete görev düşmediğini vurgulayarak, yerel yönetimlerin de sorumluluklarını layıkıyla yerine getirmesi gerektiğini hatırlattı.
Son dönemde herkesin yüreğini yakan birçok felaketin yerel yönetimlerin sorumluluğundaki kırsal alanda başlayıp ormanlık alanlara sirayet ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu belediyede bu konuda olması gereken düzeyde bir bilincin, hazırlığın ve yatırımın mevcut olmadığını dile getirdi.
“MİLLETİMİZİN VERDİĞİ VERGİLERLE OLUŞTURULAN KAYNAKLARIN KEYFİ DEĞİL, ETKİN VE VERİMLİ HARCANMASI ŞARTTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütçe imkânlarının kısıtlılığı tezinin geçerli bir mazeretinin olmadığını aktararak, “Fuzuli harcama kalemlerinin büyüklüğüne baktığımızda çok net görebiliyoruz. Aynı durum depreme hazırlık ve diğer başlıklarda da söz konusudur. Reklama, konsere, eğlenceye veya geziye ayrılan tutarın deprem gibi, yangına müdahale gibi kritik kalemlerden katbekat fazla olmasının hiçbir açıklaması olamaz. Milletimizin çoluk çocuğunun boğazından keserek verdiği vergilerle oluşturulan kaynakların keyfi değil, etkin ve verimli harcanması şarttır” ifadesini kullandı.
Muhalif ve muvafık fark etmeksizin tüm belediyelerin bu hassasiyetle hareket etmesinin gerekli olduğuna inandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Millî güvenlik meselesi olarak gördüğümüz Yeşil Vatanımız için bundan sonra da kararlılıkla çalışmaya, orman varlığımızı en güçlü şekilde koruyup geliştirmeye devam edeceğiz. Ağaçlarımızı korumak, ormanlarımızı yaşatmak, gelecek kuşaklara nefes alan bir Türkiye bırakmak için aralıksız çalışmayı sürdüreceğiz. Rabb’im, hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Bu düşüncelerle filomuza kattığımız 27 yeni hava aracımızın ülkemiz için ve milletimiz için tekrar hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Yeşil Vatan’ın her bir karışında gece gündüz demeden fedakârca görev yapan kahramanlarımıza, tüm ekiplerimize Rabb’imden başarılar niyaz ediyorum. Törenimize teşrif eden her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum.”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Tabiatın Nefesi: Ormanların Öyküsü” isimli tablo hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatlarıyla ve Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İbrahim Hilmi Karslı’nın dualarıyla Yeşil Vatan kahramanları görev yerlerine uğurlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün neferlerimizi, gönüllülerimizi şu anda yola revan olmak üzere yolcu ediyoruz. Yolunuz, bahtınız açık olsun” dedi.
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyoruz Yüce Allah Milletimizi sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyoruz
Sevdiklerinizle birlikte sağlıklı, mutlu ve bereketli bir bayram geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız mübarek olsun!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Kurban Bayramı’nı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti: “Müşerref olduğumuz Kurban Bayramınızı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Bizleri bir bayrama daha kavuşturan Cenab-ı Allah’a sonsuz hamd olsun. Bu aziz ve mübarek günlerin ülkemiz, milletimiz, İslam âlemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
“BİRLİK RUHUMUZU TAZELEDİĞİMİZ BAYRAMLAR, AYNI ZAMANDA RIZAYI İLAHİYE AÇILAN BEREKET KAPILARIDIR”
Kestiğiniz kurbanların, ettiğiniz duaların, yaptığınız ibadetlerin Hak katında kabul, karin ve makbul olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Yüce Allah bizleri sağlık, huzur ve esenlik içinde idrak edeceğimiz; selim bir kalple şuuruna ereceğimiz daha nice bayramlara eriştirsin, diyorum.
Birlik ve beraberlik ruhumuzu tazelediğimiz, dayanışma ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirdiğimiz bayramlar, aynı zamanda rızayı ilahiye açılan birer bereket kapılarıdır. Millet olarak hep birlikte teneffüs ettiğimiz bayram iklimi, yardımlaşma ve muhabbet duygumuzun en üst düzeyde seyrettiği mümbit bir atmosferdir. 86 milyon vatandaşımızın her birinin bu atmosferi iyi değerlendireceğine; hayır ve hasenat faaliyetleriyle güzelleştireceğine yürekten inanıyorum.
Gazze’de ve işgal altındaki topraklarda destansı bir mücadele veren; İsrail’in bütün barbarlıkları karşısında vakur bir direniş sergileyen Filistinli kardeşlerimizi de ülkem ve milletim adına hürmetle selamlıyor, Kurban Bayramlarını yürekten tebrik ediyorum. Saldırılarda şehit düşen tüm Gazzeli kardeşlerimi rahmetle yâd ediyor; yaralılara acil şifalar diliyorum.
“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN FARKLI KÖŞELERİNDE SÜREGELEN İSTİKRARSIZLIKLARIN BİR AN ÖNCE SON BULMASINI TEMENNİ EDİYORUM”
Gazze, Sudan ve Somali başta olmak üzere, gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde süregelen istikrarsızlıkların bir an önce son bulmasını temenni ediyorum.
Türkiye olarak gerek Filistin’deki soykırımın durdurulması gerekse Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın adil bir barışla neticelenmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. 2 Haziran Pazartesi günü İstanbul’da yapılan toplantı, dördüncü yılına giren kuzeyimizdeki kanlı savaşın bitirilmesi yönünde tarihî bir adım olmuştur.
Komşumuz Suriye’de Yeni Yönetimin ülkenin millî birliği, toprak bütünlüğü ve sürdürülebilir kalkınması için verdiği mücadeleyi takdirle karşılıyoruz. Bölgedeki tüm kardeş ülkelerin de destekleriyle Suriye, inanıyoruz ki kalıcı huzura kavuşacak, eski ihtişamlı günlerine yeniden dönecektir.
Küresel piyasalardaki dalgalanmaların ülkemize etkisini asgariye indirecek ekonomi politikalarını kararlılıkla uyguluyoruz. Makroekonomik istikrar ve reform programının olumlu etkilerini enflasyon başta olmak üzere birçok alanda görüyoruz. Hayat pahalılığı başta olmak üzere, vatandaşlarımızın hayat standardını düşüren her türlü sorunla mücadelemiz sürüyor.
Aynı şekilde, Asrın Felaketinin açtığı yaraları süratle sarıyoruz. 201 bin konutumuzun anahtarını hak sahibi afetzedelerimize teslim ettik. 252 bin ilave yapı ile, inşallah yıl başına kadar toplam 453 bin konut ve iş yerinin anahtarlarını depremzede kardeşlerimize takdim edeceğiz.
“EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA VE GÜVENLİK ALANINDA ATTIĞIMIZ ADIMLARI ‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ SÜRECİMİZLE DAHA MUHKEM BİR ZEMİNE OTURTTUK”
Ekonomi, dış politika ve güvenlik alanında attığımız adımları ‘Terörsüz Türkiye’ sürecimizle daha muhkem bir zemine oturttuk. Örgütün kendini fesih ve silah bırakma kararı almasının ardından yeni bir aşamaya geçtik. Aziz milletimizin duası, siyaset kurumunun desteğiyle yakın bir zamanda yarım asırlık bir musibetten ülkemizi inşallah hep beraber kurtaracağız. Şu hususun altını da özellikle çizmek istiyorum: Şehitlerimizin ruhlarını muazzep edecek; şehit yakınlarımız ve gazilerimizi incitecek hiçbir girişime bugüne kadar müsaade etmedik; bundan sonra da asla müsaade etmeyiz. ‘Terörsüz Türkiye’ menziline suhuletle vardığımızda daha güçlü, çok daha müessir bir geleceği, öyle inanıyorum ki hep birlikte kucaklayacağız.
86 milyon olarak ebedi kardeşliğimizi ve iç cephemizi güçlendirdiğimiz bir dönemde, ana muhalefetin ‘kimseyle bayramlaşamayan parti’ hâline dönüşmesinden duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isterim. Temennimiz; yanlışta ısrarın bir an önce son bulması ve Türkiye’nin tüm renklerinin özellikle bayramlarda bir araya gelmeyi başarabilmesidir. Çünkü ülkemizin dört bir yanını süsleyen billboardlarda dediğimiz gibi; ‘adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’dir.
“YOLA ÇIKACAK TÜM VATANDAŞLARIMIZDAN TRAFİK KURALLARINA TİTİZLİKLE UYMALARINI İSTİRHAM EDİYORUM”
Bu düşüncelerle, Kurban Bayramı’nın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için bir kez daha hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tüm vatandaşlarımın, gönül coğrafyamızda ve dünyanın farklı ülkelerindeki her bir kardeşimin bayramını tekrar tebrik ediyorum. Rabbim, hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin dua ve ibadetlerini kabul eylesin, diyorum.
Yola çıkacak tüm vatandaşlarımızdan trafik kurallarına titizlikle uymalarını özellikle istirham ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyor; hepinize hayırlı bayramlar diliyorum. Kurban Bayramımız mübarek olsun. Kalın sağlıcakla…”
“Her vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit bir biçimde yararlanması en önemli önceliğimizdir”
Koltuğundan güç devşirerek hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”nde yaptığı konuşmada, “Kamunun yararı, diğer her şeyin üzerindedir. Her bir vatandaşımızın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanması bizim en temel önceliğimizdir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Etik Eğitimi ve Etik Eğitici Yetiştirilmesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.
Tüm kamu görevlilerinin Etik Günü’nü ve Etik Haftası’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yurt içinde ve dışında fedakârca hizmet eden kamu çalışanlarına teşekkür edip, vazifelerinde başarılar diledi.
Etik Haftası boyunca yapılacak çalışmaların, düzenlenecek etkinliklerin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İki güzide kurumumuz arasında imzalanan iş birliği protokolünü fevkalade anlamlı ve isabetli bulduğumu burada ifade etmek istiyorum. Eğitim ve farkındalık faaliyetlerinin düzenlenmesiyle nitelikli eğiticilerin yetiştirilmesini öngören bu protokol, kamuda etik bilincin yaygınlaştırılması noktasında önemli bir rol üstlenecektir. Protokolün her iki kurumumuz için de hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ediyor, kurul başkanımıza ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımıza bir kez daha şükranlarımı iletiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2004’te kamu hizmetlerinin kalitesini artırmak ve etik değerleri güçlendirmek amacıyla ihdas ettikleri Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun son dönemde etkin ve başarılı çalışmalar icra ettiğini belirterek, şunları söyledi: “Kurulumuz inceleme ve araştırma faaliyetleriyle, farklı kurum ve bakanlıklarımızla yaptığı iş birlikleriyle eğitim, seminer, konferans ve paneller marifetiyle ülkemizde etik bilincin yerleşmesine katkı sağlıyor. Kurulumuz tarafından geçtiğimiz yıl toplam 228 bin 922 kamu görevlisine etik merkezli eğitimler verildi. Değerlerin, ilkelerin, kural ve standartların tam anlamıyla benimsenmesi ve tatbik edilmesi için çeşitli faaliyetler düzenlendi. Bunları kamu hizmetlerinde etkinlik, verimlilik ve şeffaflık bakımından çok değerli gördüğümün bilinmesini isterim. Kurul Başkanımız Zerrin Hanım’a, Kurul Üyelerimize, Etik Kurulumuzun tüm mensuplarına emek ve gayretlerinden ötürü teşekkürlerimi iletiyorum. Kurul bünyesinde bugüne kadar başarılı görevler icra eden tüm üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Kamu Görevlileri Etik Kurulumuza bundan sonraki çalışmalarında Rabbimden muvaffakiyetler niyaz ediyorum. Cumhurbaşkanı olarak kendilerine gereken desteği her zaman vermeye inşallah güçlü bir şekilde devam edeceğiz.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneği olan bir devlet olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Devlet tecrübemiz 2 bin yılı aşan köklü bir geçmişe sahiptir. Bu geçmiş tüm safhaları ile tetkik edildiğinde karşımıza hep iki gerçeklik çıkmaktadır. Bunlardan ilki atalarımızın çok güçlü bir kurucu iradeye ve bağımsızlık ruhuna sahip olduğudur. Öyle ki tarihimizin en ümitsiz anlarında bile ecdadımız yüzyıllarca hüküm sürecek yeni devletler kurmayı başarmışlardır. ‘Devleti ebed müddet’ ifadesinde vücut bulan süreklilik ilkesinde şekillenen bu gelenek, milletimizin teşkilatlanma ve yeniden toparlanma hususunda ne denli mahir olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. İkinci hakikat ise devlet ve idare anlayışımızdaki insanı merkeze alan yaklaşımdır. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ ilkesi ‘halka hizmet, hakka hizmettir’ düsturu asırlardır yönetim anlayışımıza istikamet çizmiştir.”
“KAMUNUN YARARI DİĞER HER ŞEYİN ÜZERİNDEDİR”
“Tarihimizin semalarında göndere çektiğimiz tüm bayraklar iyiliğin, adaletin, refahın, huzurun, erdem ve inancın yeryüzündeki sembolleri olmuş” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleneği, örfü, töreyi, ahlakı maziden alıp atiye nakleden ruh işte bu millî bünyede, bu millî şuurda mahfuzdur. Bugün etik olarak nitelendirdiğimiz tüm vasıflar millî seciyemizde yine bu kavramlarla tebellür etmiştir. Devlet yönetimi ve kamu hizmetindeki istikrarın sağlanmasında bilgi, ahlak, ehliyet ve liyakate verilen önem hiç şüphesiz büyük rol oynamıştır. Nizamülmülk, ‘Siyasetname’ adlı eserinde 1000 yıl öteden bu hususu bakınız nasıl ifade ediyor. ‘Şahsiyetsiz, asaletsiz ve faziletsiz kişileri büyük işlere memur ettiğimiz zaman, bilginleri, asilleri ve faziletli kişileri kenara sürüp onları muattal yani işe yaramaz hâle getirmiş oluruz. Rabbimiz de Kur’an-ı Kerim’de ‘Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder’ buyurmuştur.”
Ehliyet, liyakat, adalet ve huzurun özellikle devlet işlerinde birbirini besleyen kardeş kavramlar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada verilen en küçük bir tavizin kartopu gibi gittikçe büyüyerek hangi zorluklara, yıkımlara yol açtığının tarih sayfalarında olduğunu anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevkii, konumu, unvanı ne olursa olsun devlet hizmetinde bulunan her bir kardeşime şunu hatırlatmak isterim; bu makamların her biri gelip geçidir. Bu görevler, bu yetkiler bize milletin emanetidir. Asıl olan halka samimiyetle hizmet ederek hakkın rızasını kazanmak, milletimizin hayır duasına mazhar olabilmektir. Kamunun yararı diğer her şeyin üzerindedir” ifadelerini kullandı.
“DEVLET DEMEK; VATANDAŞINA HİZMET EDEN MEKANİZMA DEMEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her bir vatandaşın kamu hizmetlerinden eşit, adil ve etkin bir şekilde yararlanmasının en temel önceliklerinden olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamda görevini ve yetkisini kötüye kullanan, milletin talep ve beklentilerine cevap veremeyen, çözümün değil sorunun bir parçası olan, devletin saygınlığına, itibarına, kerim devlet kimliğine halel getiren, kamunun mallarını ve kaynaklarını israf eden, beytülmale el uzatan kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayacağız” dedi.
“Koltuğundan güç devşirerek hizmet etmekle yükümlü olduğu vatandaşa zulmeden hiç kimseye müsamaha göstermeyiz. Devlet demek; düzen, nizam, intizam demektir. Devlet demek; vatandaşına hizmet eden mekanizma demektir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlette de toplumda da nizamı, yasalarla beraber vicdanın sağladığını, bir eylem veya işlemin yasalara uygun olmasının onun her zaman etik ve meşru olduğu anlamına gelmeyeceğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimsenin mevzuattaki boşluklardan faydalanarak “ben yaptım oldu” diyerek milletin tek bir ferdinin bile hak ve hukukunu çiğnemesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, millete kamu hizmetlerini ulaştırmakla görevli kamu personelinin bu noktalarda azami hassasiyet göstermesini beklediğini dile getirdi.
Kamunun yararını ilk planda tutan, hukuka ve etik davranış ilkelerine uyan, vatandaşın derdine derman olmak için uğraşan, üstün bir vazife şuuruyla çalışan her bir vatandaşın bu milletin başının üstünde yeri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu arkadaşlarımı tebrik ediyor. Rabbim kendilerinden razı olsun diyorum” diye konuştu.
“DEVLET MEKANİZMASININ DAHA SAĞLIKLI İŞLEMESİNİ SAĞLAMAK İÇİN TÜM ADIMLARI ATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insan odaklı bir devlet yönetiminin, insanlara hizmet etmeyi önceleyen bir idare açısından etik kaidelerin en az kanun hükümleri kadar önemli olduğunu söyledi.
Etik kuralların sadece kamu görevlilerinin riayet edecekleri düzenlemeleri hatta sınırlamaları ifade etmekte kalmadığını, aynı zamanda her kamu çalışanının işini hakkıyla yapmasını, devletine ve milletine hizmet etme şuuruyla hareket etmesini de sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu şuurun güçlendirilmesi için kamu idaresinde etik kuralları 2005’te belirleyerek uygulamaya aldık. Devlet mekanizmasının daha sağlıklı işlemesini sağlamak, devletin vatandaşımıza daha hızlı, verimli, nitelikli hizmet vermesini temin etmek için tüm adımları attık. Hamdolsun aradan geçen 20 yılda bu konuda ciddi bir bilgi birikimi ve uygulama örneği olmuştur. Arzu ettiğimiz devlet modelinin olgunlaştırılması noktasında büyük mesafeler kaydettiğimizi bugün memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bu sistemin kökleştirilmesinde büyük emekleri olan Kamu Görevlileri Etik Kurulunun bugüne kadarki çalışmalarını takdirle karşılıyorum.”
“Bizler yakın geçmişte bürokratik oligarşiden ‘bugün git yarın gel’ anlayışından, ‘hamili kart yakınımdır’ zihniyetinden çok çektik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini vatandaştan üstün gören, vatandaşla muhatap olmaktan imtina eden, burnundan kıl aldırmayan kibir abidelerinin millete yıllarca kan kusturduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ gibi ihanet çetelerinin, terör örgütlerinin türlü şebekelerin devlet kadrolarına sızarak milletimizin geleceğine kastettiği günleri yaşadık. Milletimizden aldığımız destekle tüm bu zorlukların, sınavların, darbe teşebbüslerinin üstesinden alnımızın akıyla gelmeyi başardık” açıklamasında bulundu.
Tavassuta ihtiyaç duymadan birinci sınıf hizmet alınmasını sağladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 yıllık iktidarları boyunca kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi, hizmet standartlarının yükseltilmesi, hizmete erişimin kolaylaştırılması için gece gündüz çalıştıklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Anayasa, yasa ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle kamuda verimliliği artırdık. Yeni kurumlar ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) gibi yeni mekanizmalar ihdas ederek hak arama ve bilgi edinme yollarını genişlettik. 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesinde başlattığımız devrim niteliğindeki beyaz masa uygulamasının daha modernini, CİMER ile tüm ülke genelinde hayata geçirmiş olduk. Vatandaşla devlet arasında köprü olan CİMER’e 2024’te 4 milyon 590 bin başvuru yapıldı. Katılımcı yönetim anlayışımızın simgesi olan CİMER ile aynı zamanda kamuoyunun da yakından takip ettiği birçok suç örgütü çökertildi. Millet ile devlet arasına örülmüş duvarları yıkarak siyasetin bürokratik kapasitesini güçlendirdik. Millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdık. Yıllarca vesayete ve bürokratik oligarşiye davetiye çıkaran siyasi istikrar eksiliğine çözüm bulduk. Temsilde adaleti, yönetimde istikrarı hamdolsun hâkim kıldık. Bundan sonra da aynı azimle, aynı kararlılıkla çalışmaya milletimize eser ve hizmet kazandırmaya inşallah devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi bilgili, vicdanlı, ahlaklı ve vizyon sahibi kamu personellerimizle tüm kurum ve kuruluşlarımızla tek tek hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul Programı’nda yaptığı konuşmada, “Eserlerimizle, hizmetlerimizle, projelerimizle bu gençliğin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadarki en büyük eserimizi, yani Terörsüz Türkiye’yi inşallah yakın zamanda çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfınca, Atatürk Kültür Merkezi’nde 4’üncüsü düzenlenen “Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” programında yaptığı konuşmada, yedi tepe üstünde zamanın gergef işlediği, denizle toprağın visale erdiği, gecesi sünbül, Türkçesi bülbül kokan İstanbul’da, “Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” sergisinde İstanbul sevdalısı dostlarıyla bir arada olmanın memnuniyetini yaşadığını söyledi.
Bütün ilçeleri, tüm semtleri, sokakları, caddeleri, tepeleri, minare ve kubbeleriyle göz bebeği İstanbul’u muhabbetle selamladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un tüm sakinlerine, tüm İstanbullu kardeşlerine, hemşehrilerinin her birine en derin saygılarını sunduğunu, özellikle de katılımcıların şahsında İstanbul’un bu müstesna kubbesinin altında, Türkiye’nin ve kültür coğrafyalarının dört bir yanındakilere ve kalbi kendileriyle atan gönüldaşlarının her birine selamlarını, sevgilerini gönderdiğini belirtti.
Necip Fazıl Kısakürek’in aziz hatırasına dört elle sarılarak bu kapsamlı sergiyi hayata geçiren Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfının tüm mensuplarına teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile ekibine, Halkbank ve Türk Telekom ailelerine, sergide emeği geçen herkese şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu önemli etkinliğin Türkiye’nin kültür sanat camiası, ilim, fikir ve edebiyat dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini belirterek, “Üstadın yalnızca şahsi hatırasını değil, fikri ve edebi külliyatı ile dava şuurunu da tüm ihtişamıyla bugünlere taşıyan vakfımızın her bir mensubunu tebrik ediyorum” dedi.
Yarın Necip Fazıl Kısakürek’in 42’nci ölüm yıl dönümünü idrak edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vefatının üzerinden 42 sene geçmesine rağmen eserleriyle, fikirleriyle, ufku ve mücadele azmiyle bugün bile kitlelere tesir eden, yön veren, yol gösteren üstat Necip Fazıl’ı bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. 2023’te ebediyete uğurladığımız ve bu kıymetli serginin ilk tohumlarını eken Mehmet Kısakürek’e de Cenabıallah’tan rahmet niyaz ediyorum. Mevla, hem Üstadımızın hem de mahdumlarının kabirlerini pür nur, mekânlarını inşallah cennet eylesin diyorum” diye konuştu.
“İSTANBUL, BİNLERCE YILLIK MEDENİYETİMİZİN KÖKLERİNİ İÇİNDE BARINDIRAN MUHTEŞEM VE MUAZZAM BİR ÇINARDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul gibi tarihiyle, kültürüyle, eşsiz tabii güzellikleriyle göz bebekleri olan nadide bir şehirde yaşamanın bahtiyarlığı içinde olduklarını vurgulayarak şunları ifade etti: “İstanbul, binlerce yıllık medeniyetimizin köklerini içinde barındıran muhteşem ve muazzam bir çınardır. İstanbul ile ne kadar iftihar etsek azdır. Böyle kadim bir şehrin sakini, hizmetkârı olmaktan şeref duyuyoruz. İstanbul’u farklı yönleriyle anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz. ‘Canım İstanbul’… Böyle bir sergiyi gerek teknik imkânları gerekse muhtevası bakımından son derece başarılı bulduğumu burada özellikle ifade etmek istiyorum. Yapay zekâ ve ses klonlama gibi pek çok dijital yeniliğin kullanıldığı sergiyle bir yandan Üstadın mısraları eşliğinde tarihî İstanbul manzaraları seyredilirken, diğer yandan maziye yakinen şahitlik edilecek.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sergiyi ziyaret eden vatandaşların hem Necip Fazıl Kısakürek hem de Mehmet Kısakürek’in hatıralarını ileri teknolojinin sunduğu imkânlarla kendi seslerinden dinleyebileceklerini, Kısakürek’e yöneltecekleri soruların yine Kısakürek’in kendi sesi ve kendine has üslubuyla cevaplanacağını söyledi.
Konuşmasında Kısakürek’in, “Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar, onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.” dizelerine yer veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mısraları İstanbul’a, zihnimize, kalbimize nakşeden Üstadın ve kıymetli oğullarının ruhu inşallah bu sergiyle bir kez daha şad-kam olacak diye ümit ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinlikte emeği geçenlere şükranlarını sunarak sürdürdüğü konuşmasında, “Şu gerçeği evvela sizlerle paylaşmak arzusundayım. Milletlerin kıymeti, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptıkları katkılar kadar sinesinden çıkardıkları yazarlarla, şairlerle, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Eserleriyle, düşünceleriyle, geleceğe bıraktıkları izlerle bu insanlar, aynı zamanda ‘necip olma’ hasletini yani asaleti de bünyelerinde taşır. Bu bakımdan asalet, yalnızca milletlere has bir vasıf değildir” ifadelerini kullandı.
Fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “İşte ‘Necip’ ismiyle müsemma olan Üstat, bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir. O, sindirilmiş, ürkütülmüş, bastırılmış, bilhassa tek parti döneminde faşizmin her türlüsüne muhatap olmuş bir milletin kendisine gelmesini, asaletini tekrar hatırlamasını, yeniden öz güven kazanmasını sağlamıştır. Merhum Necip Fazıl, şiirleriyle, nesirleriyle, tekmil eserleriyle daima ötelerin, ferdaların, bir anlamda Sidretü’l-müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve meselelere hâkimiyeti onu muasır ve muarızlarından hep farklı kılmıştır. Zekâsının keskinliğini, sözünün sarahatini kalemiyle, kelamıyla, dava ve iddiasıyla ortaya koydu. Şiirlerinde zaman ve mekânı, eşya ve insanla terkip etti, mistik bir ürpertiyle birleştirdi. Ferdi ve toplumu birbirinden hiçbir zaman ayırmadı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl’ın İstanbul’a bakışına ilişkin değerlendirmede bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üstadın nazarında cemiyetin rüyası olan şiir, duygu ve düşüncenin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan uyum içinde bir araya getirdiği sanatın adıydı. O ince olduğu kadar rafine, girift olduğu kadar naif bir dille geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi. Bu nokta-i nazar, Üstadın İstanbul’a bakışını da etkilemiştir. Kendisine Sultanu’ş Şuara ünvanının verildiği toplantıda tam 45 yıl önce şu cümleleri kurmuştur; ‘Yunus Emre’de mavera-i hasret, Fuzuli’de beşeri rikkat, Baki’de sultani haşmet, Nefi’de hamasi belagat, Nedim’de garami hassasiyet, Şeyh Galip’de bedii zarafet ve hepsinde, teker teker bu kıymetlerin hepsi, bunlar alaca karanlıkta İstanbul’a bakarken kubbe ve minare şeklindeki silüetlerini gördüğümüz devlerdir. Metafizik temel üstünde fizik, plastik ve ideolojik nakışlarını abideleştirmiş bir devlet-i ebet müddetin edebiyattaki işaretçileridir.’”
“Ona göre eser vermenin ilk şartı fikrin çilesini çekmekti. Çileye talip olmadan sahil-i selamete varılamaz, nefsin hırslarına gem vurulamaz, insanın anlam arayışı nihayet bulamazdı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Üstadın son nefesine kadar hep bunun kavgasını verdiğini, çilenin tıpkı mücadele gibi hayatından hiç eksik olmadığını dile getirdi.
“NECİP FAZIL’IN YETİŞMESİ İÇİN ÖMRÜNÜ VAKFETTİĞİ GENÇLİK, ZALİME YAVUZ, MAZLUMA YUNUS OLAN ÖZGÜVEN VE VİCDAN SAHİBİ BİR GENÇLİKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek’in “Çile” adlı şiirindeki “Akrep, nokta nokta ruhumu sokmuş/ Mevsimden mevsime girdim böylece/Gördüm ki, ateşte, cımbız da yokmuş/Fikir çilesinden büyük işkence.” dizelerini okuyarak, “Üstat Necip Fazıl, büyük bir şair ve mütefekkir olmanın yanı sıra büyük bir mefkûrenin mihmandarlığını, Büyük Doğu davasının sancaktarlığını yapan bir aksiyon adamıydı. Kurduğu cemiyetle Anadolu’yu adım adım gezdi. Gençlerle bir araya geldi. ‘Bir iman merkezi etrafında toplananlar.’ olarak tarif ettiği milletimizi ruh kökleriyle yeniden buluşturmak için ömrü boyunca çalıştı, didindi, cehdetti. Tabii bu kutlu yürüyüşte devrin kibir abidelerinin de radarına girdi” ifadelerini kullandı.
Kısakürek’in sayısız takibata uğradığını, zindanlara atıldığını, dergilerinin toplatıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fakat Üstat hiçbir zaman korkmadı, yılmadı, yeise kapılmadı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek’in, “Ön ve ard, sağ ve sol, bin yolda yol boyu bu yol. Emir: Öl, yahut ol. Ne bir harf ne kelam, Esselam, esselam” nidalarıyla istikametten bir an olsun ayrılmadığını belirterek, “Onun rahle-i tedrisinden geçen herkes, kendisinde köklü bir mazinin, yüklü bir medeniyetin, paha biçilmez bir mirasın mücevherlerini görmüştür. Onunla yoldaşlık edenler ilimle, bilgiyle, şuurla mücehhez olmuşlardır. Elbette bir dava adamı olarak Üstadın en büyük hayali, ‘Kim var?’ diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadan ‘Ben varım.’ diye ortaya çıkacak bir gençliğin yetişmesiydi” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek’in yetişmesi için ömrünü vakfettiği gençliğin, zalime Yavuz, mazluma Yunus olan, öz güven ve vicdan sahibi bir gençlik olduğunu söyledi.
Üstadın çektiği çilelerin hiçbirinin boşa gitmediğini, ektiği bütün tohumların çiçek açtığını, filiz verdiğini ve meyveye durduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk milletini kökünden koparmak isteyenler rahatsız olsalar da bugün diline, dinine, millî ve manevi değerlerine sahip çıkan bir gençlik var. Bugün tarihini bilen, köklerine inen, millî kimliğini tüm veçheleriyle idrak eden bir gençlik var. Bugün geçmişten aldığı ruh ve mirası geleceğe aktarma kararlılığına sahip, cesur ve vakur bir gençlik var. Türkiye Yüzyılı’nın kilometre taşları hamdolsun işte bu gençliğin azmiyle, eserleriyle, çalışmalarıyla ve vizyonuyla tek tek yerlerine oturtuluyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilimden kültür ve sanata, savunma sanayinden diplomasiye, sivil toplum ve iş dünyasından siyasete, gençliğin müessir ve muteber Türkiye’nin geleceğini inşa ettiğini aktararak, “Biz de eserlerimizle, hizmetlerimizle, projelerimizle bu gençliğin önündeki engelleri ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bugüne kadarki en büyük eserimizi yani Terörsüz Türkiye’yi yakın zamanda çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz. Tıpkı merhum Üstadımız gibi bu eseri de bu ülkenin gençlerine emanet edeceğiz. Huzurun, refahın, istikrarın olduğu aydınlık geleceğe hep beraber ilerleyeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum” ifadelerini kullandı.
”Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” sergisinin hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’tan, kendisini büyük bir tutkuyla bağlı olduğu İstanbul’a hizmet etmekten, aziz İstanbul için eser ve hizmet üretmekten alıkoymamasını dilediğini belirtti.
Necip Fazıl Kısakürek’in bir hatırasını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güzel bir hatırası var. O da hâkimin Üstada laf attığı bir anda, ‘Nedir bu, devamlı seninle böyle karşı karşıya mı olacağız?’ deyince Üstadın cevabı çok manidardır, ‘Siz burada hancı, ben de yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım’. Bu mesele han ve yolcu meselesi. Birileri hancı, bizler de yolcu oldukça biz bu hana çok uğrarız” dedi.
Sergiyi tertip eden Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfına, destekleyen Kültür ve Turizm Bakanlığına, Halkbank ve Türk Telekom’a, ayrıca Kısakürek’in aziz hatırasını, fikir ve sanat müktesebatını yaşatan, bugünlere taşıyan herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Sizlere merhum Üstadımızın bizim de duygularımıza tercüman olan şu eşsiz mısralarıyla veda etmek istiyorum, Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar/ Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar/ İçimde tüten bir şey, hava, renk, eda iklim/ O benim zaman mekân aşıp geçmiş sevgilim/ Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur/ Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur/ Denizle toprak yalnız onda ermiş visale/ Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale/ İstanbul benim canım/ Vatanım da vatanım/ İstanbul, İstanbul.”
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ”BİR ŞİİR BİR HAYAT CANIM İSTANBUL” SERGİSİNİ GEZDİ
“Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” sergisini de gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretçilere yapay zekâ destekli interaktif bir sistemle Necip Fazıl Kısakürek ile birebir sohbet etme imkânı sunan sistemi denedi.
Kısakürek’in sergide izlenime sunulan kişisel eşyasını inceleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek’in oğlu Osman Kısakürek’ten bilgi aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kısakürek’in makinesinden çıkan İstanbul fotoğraflarını da inceledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zirve için gittiği Varkert Bazar’da, Macaristan Başbakanı Viktor Orban karşıladı.
Macaristan Başbakanı Orban ile bir süre sohbet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir araya geldi. Görüşmeye Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev de katıldı.
Liderler, görüşmenin ardından zirvenin gerçekleştirildiği salona geçti.
Liderlerin konuşmalarının ardından ödül törenine geçildi. TDT Gayriresmî Zirvesi kapsamında, Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’a Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından “Ali Şir Nevai Uluslararası Ödülü” takdim edildi.
Takdim sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Macaristan Başbakanı Orban da platformda yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Macaristan Başbakanı Orban, Türk dünyasında bilimsel çalışmalara üstün katkılarından dolayı ödül alan Sancar’ı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmî Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Macaristan’ın başkenti Budapeşte’ye ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Macaristan İnşaat ve Ulaştırma Bakanı Janos Lazar, Protokol Genel Müdürü Anett Varga, Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis, Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu ve eşi Ekrem Ekşioğlu ile büyükelçilik personeli karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Macaristan ziyaretinde eşi Emine Erdoğan eşlik ediyor.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele hareketini başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yılı. Nice yıllar olması dileğiyle Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.”
Tarih boyunca toplumları ayakta tutan en büyük güç gençlik olmuştur. Hangi ülke genç kuşakların yetişmesine büyük önem vermişse daima ileriye gitmiş ve kalkınmıştır. Bu nedenle; gençlerimizi kendine güvenen, donanımlı, bilgili, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan, demokrasiye inanan, çalışkan ve üretken insanlar olarak yetiştirmek en önemli görevimizdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılın güçlü ve saygın Türkiye’si sizlerin omuzlarında yükselecektir.
19 Mayıs, yalnızca bir tarihten ibaret değildir. Bu gün, milletimizin bağımsızlık yolundaki ilk adımı, gençliğe duyulan güvenin en büyük göstergesidir. başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz tüm gençlerimizin bayramını kutluyoruz.
Bugün, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşımızı başlatmak üzere Samsun’a çıkışının 106. yıl dönümü. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum.
Gazi Mustafa Kemal’in Türk gençliğine armağan ettiği 19 Mayıs, ecdadımızın inançla azimle ve kararlılıkla başlattığı bağımsızlık mücadelesinin ilk adımının atıldığı tarihtir. Bizler de ecdadımızın kutsal bir emanet olarak bıraktığı vatana ve Cumhuriyete sahip çıkıyor, ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni her alanda ileriye taşıyacak ve yüceltecek adımlar atıyoruz.
Gençlerimizi yalnızca geleceğin mimarları olarak değil değişimin itici gücü olarak da görüyor; medeniyet mirasımızı yüreğinde taşıyan Türk gençliğinin enerjisi, azmi ve hayalleriyle yaşadığımız çağa “Türkiye Yüzyılı” damgasını vuracağına yürekten inanıyorum.
Türkiye’nin geleceğinin inşasında; gençlerimizin enerjisini heba edecek, kısır tartışmalarla ülkemizin kaynaklarını boşa sarf edecek hangi sorun varsa çözüyor ve onu kalıcı olarak yok ediyoruz. Gençlerimize barış ve huzur dolu, yüksek teknolojilerle donatılmış, müreffeh bir ülke bırakma sözümüzü yerine getirmek için bütün gücümüzle çalışıyoruz.
Bilimden sanata, spordan tarıma, diplomasiden nükleer teknolojilere kadar her alanda gençlerimizin potansiyellerini keşfetmeleri için onlara imkânlar sunuyor, büyük ve güçlü Türkiye idealimizi hayata geçirmek için gençlerimizle birlikte el ele, kol kola yürüyoruz.
Düşlerini hayata geçirmek için azimle çalışan ve asla pes etmeyerek ecdadından devraldığı medeniyet mirasını daha da yüceltmek isteyen her bir gencimizi sonuna kadar desteklemeye devam edeceğiz.
Güçlendikçe merkez ülke konumuna gelen ve attığımız adımlarla konumunu pekiştiren Türkiye’nin her başarısında gençlerimizin hakkını teslim ederek onlar için daha çok çalışma ve başarma azmimizi her zaman canlı tutacağız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan , 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı tekrar kutluyor, başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın bütün kahramanlarını saygıyla anıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Göktepe-3 kuyusundan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun, sahada 75 milyar metre küplük yeni doğal gaz keşfi yaptık” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler’deki İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında, sağlıkta büyük bir hamle gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturdukları bir diğer başlığın da enerji olduğunu söyledi. “Nükleer enerjiden hidroelektriğe, rüzgârdan jeotermale, güneş enerjisinden petrol ve doğal gaza kadar her alanda ciddi yatırımlar yaptık. Bu alanda ülkemizin gerçek potansiyelini açığa çıkarmanın gayretindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan ülkenin enerji köprüsü olma vasfını güçlendirirken, diğer taraftan enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye gayret ettiklerini belirterek, “Çevreci maskesi takan beşinci kol elemanlarının karşı çıkmasına rağmen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projemizle ülkemizi farklı bir lige taşıdık. Karadeniz ve Gabar’daki keşiflerimiz sayesinde enerjide yeni dönemin kapılarını açtık. Sakarya Gaz Sahası’ndaki keşfimiz, milletimiz için kelimenin tam anlamıyla dönüm noktası oldu” diye konuştu.
“Bulanlar ancak arayanlardır” şiarıyla sondaj çalışmalarını kararlılıkla devam ettirdiklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filomuzu yeni gemilerle takviye ettik. Kendi bölgemiz yanında yurt dışında da farklı iş birlikleri geliştirdik. Yani enerjide de bağımsızlığımızı kazanmak için içeride ve dışarıda yoğun mücadele içinde olduk. Şu anda sismik araştırma, sondaj gemilerimiz nerede biliyor musunuz? Ta Somali’de. Oralarda sondaj yapıyorlar. Bu mücadelenin meyvelerini toplamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
“DOĞAL GAZ KEŞFİMİZİN EKONOMİK DEĞERİ 30 MİLYAR DOLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Akdeniz’de 11, Karadeniz’de 38 sondaj yaptıklarına işaret ederek, şunları söyledi: “Yedinci nesil sondaj gemimiz Abdülhamid Han ile Göktepe-3 Kuyusu’nda 27 Mart’ta başlayan çalışmalarımız dün itibarıyla tamamlandı. 2 bin 154 metre su derinliğinde açılan 49 günlük sondaj log ve test operasyonları sonucunda 3 bin 500 metre derinlikte tamamlanan Göktepe-3 Kuyusu’ndan dün müjdeli bir haber aldık. Büyük titizlikle yürütülen çalışmalar neticesinde hamdolsun sahada 75 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi yaptık. Bu miktarla konutlarımızın ihtiyacını yaklaşık üç buçuk yıl boyunca tek başına karşılayacağız. Doğal gaz keşfimizin ekonomik değeri ise 30 milyar dolardır. Sahanın geliştirilmesinde Sakarya Projesi için yaptığımız yatırımlarla yüzer üretim platformunu kullanacağız. Dolayısıyla sahanın ekonomik katkısı çok daha büyük olacak. Yeni keşfimizin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”
Keşifte emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki döneme dair şunu da ifade etmek istiyorum. Karadeniz’deki üretimin ilk fazının tamamlandığının müjdesini vermiştik. Günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 4 milyon hanenin ihtiyacını Karadeniz’den karşılıyoruz. 2026 yılında ikinci fazla üretimi iki katına, 2028 yılında üçüncü fazla dört katına çıkarmayı hedefliyoruz. Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar durmadan, dinlenmeden, eleştirilere ve engellere aldırmadan yola devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.