Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordu mitinginde yaptığı konuşmada, “Asırlar sonra devletimizi yeniden güçlü, ülkemizi yeniden mamur, milletimizi yeniden müreffeh hâle getirdik. Bunu da ülkemizin 81 ilinin tamamında gerçekleştirdik. Hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla, ülkemizin asırlık kayıplarını telafi ettik” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ordu mitingine katılarak bir konuşma yaptı.
Ordu Cumhuriyet Meydanı’ndaki pankartları okuyarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’den talimat alanlarla bir yere varılır mı? Biz talimatımızı önce Allah’tan sonra milletten alıyoruz. Evet, iki koyun verseler evin yolunu bulamaz andır galsın masası Ordu’dan oy alamaz. Yaklaşık 10 ay sonra bir kez daha Ordu’da olmanın, sizlerle hasret gidermenin memnuniyeti içindeyiz” ifadelerini kullandı.
Ordu’ya olan gönül bağının hiçbir şeyle değişemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, girdikleri her mücadelede yanlarında olan Ordu’nun vefasını, kadirşinaslığını asla unutamayacaklarını belirtti.
“BİRİLERİ TÜRKİYE’NİN KUYUSUNU KAZMANIN PEŞİNDE”
Ordu’nun, bölgesinin parlayan yıldızı olmanın yanında Türkiye Yüzyılı hedefleriyle birlikte gerçekleştirecekleri yol arkadaşları olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Biz Ordu ile birlikte Türkiye Yüzyılı yolunda ilerlerken birileri de Türkiye’nin kuyusunu kazmanın peşinde. Bunun için ne yapıyorlar? Kime ne demeleri gerekirse onu diyorlar. Talimatı veren neresi? Kandil. Kandil’e dönüp, ‘Selo’sundan Apo’suna hapisteki tüm PKK’lıları çıkartacağız.’ diyorlar. Bu Selo kim? Bu Selo, Diyarbakır’da 51 Kürt vatandaşımızın ölümüne neden olan kişi, terörist. Onu çıkaracaklarmış. Bay bay Kemal de bunun taahhüdünü veriyor. Söylesene bay bay Kemal, Meclis’te HDP’yle neler görüştün, neler konuştun? Söyle, söyleyemez. Kamudan ihraç edilen PKK’lıları devlete geri dolduracaklarmış. ‘Belediyeleri istediğiniz gibi kullanmanız için örgüte teslim edeceğiz’ diyor. ‘Ülkemizin güney sınırlarını Suriyelileştirerek kana ve ateşe boğmanıza izin vereceğiz’ diyorlar. ‘Suriye’deki askerlerimizi çekip orayı ülkemize rahatça saldırabilesiniz diye tamamen size bırakacağız’ diyorlar. Kendi mitinglerine katılıp Van’da ne dediler? ‘Dişe diş, kana kan intikam’ dediler. HDP mensuplarının, örgütün parmak işaretiyle selamlıyorlar. Eline her mikrofon alan HDP’linin, PKK’lının tehdit dolu açıklamalarına elleriyle ne yazık ki kalp işareti yaparak cevap veriyorlar. PKK’sından HDP’sine, bölücülerin nasıl cüretkar bir şekilde ortaya döküldüklerini görüyorsunuz değil mi? Bay bay Kemal’den almışlar sözü. Şimdiden silahlarını doldurmaya, molotoflarını hazırlamaya başlamışlar. Bu manzaradan en az bizim kadar CHP’ye gönül vermiş kardeşlerimizin de utandığına inanıyorum”
“TÜRKİYE’NİN HER ALANDA GÜÇLÜ BİR ALTYAPIYA SAHİP OLMASINDAN KİM RAHATSIZ OLUR?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece bu da değil öte yandan FETÖ’ye dönüp, Meclis’i, emniyet müdürlüğünü, köprüyü, Külliyeyi bombalayan 252 insanımızı şehit edenler dâhil ‘tüm mensuplarınızı cezaevinden salacağız’ diyorlar. ‘Yurt dışındaki elemanlarınızın geri dönmesini temin edeceğiz’ diyorlar. ‘Kamudan tasfiye edilen 100 binin üzerindeki elemanınızı yeniden devlete dolduracağız’ diyorlar. ‘Yeniden bu milletin evlatlarını, ailelerinden kopartasınız diye faaliyetlerinizi serbest bırakacağız’ diyorlar. ‘Ülkenin tüm kaynaklarını tekrar size açacağız’ diyorlar. Dışarıdaki ve içerideki FETÖ’cülerin heyecanını görüyorsunuz değil mi? Bay bay Kemal’den almışlar sözü. Şimdiden sinsi planlar yapmaya başlamışlar” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin vaatlerinde birbiriyle çelişen açıklamalarda bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Londra’daki tefecilere verdikleri söz konusunda ayakları birbirine dolaştı. Biri ‘300 milyar dolar’ diyor, öteki ‘Hemen gelmez 10 yıl sürer’ diyor. Beriki, ‘10 yıl çok, 5 yılda gelir’ diyor. Nasılsa yalan, istediğin rakamı söyle, istediğin vadeyi ver. Biz yüzlerce milyar dolar değerinde doğal gaz, onlarca milyar dolar değerinde petrol buluyoruz, nükleer santral yapıyoruz, güneş enerjisi santrali kuruyoruz, bunlar sevinmek yerine karalar bağlıyor” diye konuştu.
Bulunan doğal gazı, petrolü, nükleer santrali ve güneş enerjisi santrallerini ceplerine koyup götürmeyeceklerini, bunların hepsinin ülkenin değeri, milletin kazancı ve devletin karı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sağlıktan ulaşıma tüm yatırımlarda şahit oluyoruz. Aynı fotoğrafı dış politika alanında da görmek mümkün. Bu tabloya bakınca insanın aklına ister istemez şu soru geliyor; Türkiye’nin enerji bağımsızlığını elde etmesinden kim rahatsız olur? Türkiye’nin savunma sanayi alanında bağımsızlığını elde etmesinden kim rahatsız olur? Türkiye’nin her alanda güçlü bir altyapıya sahip olmasından kim rahatsız olur? Türkiye’nin siyasetiyle, ekonomisiyle, askerî gücüyle, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasından kim rahatsız olur? Terörü yenen, darbeyi püskürten, koronayı atlatan, depremin yıkıntıları altında kalmayan, ekonomisini ayakta tutan Türkiye’den kim rahatsız olur? Öyle ya bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, havasını solumuş hiçbir insan, özellikle bu milletin evlatları bundan rahatsız olmaması gerekir. Tabii biz biliyoruz bunlardan kim rahatsız olur? Üç kıta, yedi iklime yayılan Osmanlı’yı dört bir yanından hançerleyerek tarihe gömenler bu durumdan rahatsız olur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, alanda Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ileri gelen yöneticilerinin fotoğraflarının olduğu pankartı göstererek, şöyle devam etti: “Onlarla yürüdük bu yollarda, onlarla Cumhuriyete ulaştık. Onlarla bu vatan topraklarını vatan yaptık ama buna rağmen Çanakkale Savaşı’nda, Kut’ül Amare’de, Millî Mücadele’de, milletimizin bileğini bükemeyenler bu durumdan rahatsız olur. Cumhuriyet tarihi boyunca nice ayak oyunuyla bizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefimizden uzak tutanlar bu durumdan rahatsız olur. Rahmetli Menderes’in, rahmetli Özal’ın başlattığı atılımları akamete uğratmanın sevincini yaşayanlar bu durumdan rahatsız olur. Hepsinden önemlisi 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bizim önümüzü kesemedikleri için renkten renge girenler, bu durumdan rahatsız olur. Hiç kusura bakmasınlar bunları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz.”
Alandaki gençlere seçimlere 10 gün kaldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler, şu kalan 10 günde Ordu’nun gençlerini muhakkak sandığa götürmeniz lazım. İşi sıkı tutalım, sağlama alalım” dedi.
“KARŞIMIZA KURULAN MASANIN ETRAFINA KURULANLAR DA ÖYLE RASTGELE SEÇİLMİŞ DEĞİLLER”
Bir grup muhalefet partisinin karşılarına garip bir masayla çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Karşımıza kurulan masanın etrafına kurulanlar da öyle rastgele seçilmiş değiller. Bunların her biri, Türkiye’nin önünü kesme projesinde kendilerine farklı misyonlar verilerek belirlenmiş kişilerden oluşuyor. Bir tanesi Kuzey Irak’ta ve Suriye’de desteklenip semirtilen bölücü örgütün, ülkemiz üzerindeki emellerini gölgelemek için orada yer alıyor. Güya milliyetçi olduğunu söyleyen ama Kandil’den yapılan açıklamalara, PKK’lıların cüretkâr bir şekilde yürüttüğü kampanyalara ses çıkartmayan bu kişi bir ara masadan kalkmaya yeltendi. Sonra ne olduysa kolundan tutup masaya oturttular. O günden beri de kontrolsüz bir şekilde sağa sola yalpalayıp duruyor. Bir diğeri, Batı ülkelerinin geleceğini tehdit eden en büyük akım olan LGBT dayatmasını gölgelemek için masada yer alıyor. Sorsanız, ‘Millî Görüşüz’ derler ama milletimizin millî değerlerini dinamitleyen projelere seslerini çıkartmazlar. Cumhur İttifakı’ndan LGBT’ci olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci, diğerleri onlar da LGBT’ci.”
Kendilerinin, ailenin kutsiyetine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ailemize leke sürdürmeyiz. Tamamen bunların tabanları boşalmasına rağmen, cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, bakanlık, milletvekilliği sözleriyle bir avucu idare etmeye çalışıyorlar. Bizden gidenleri zaten ben saymıyorum, onların ne olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Onların masada da irapta da mahalli yok. Şimdi bakalım seçim sonunda onlara ne düşecek?” dedi.
“TERCİHİMİZİ HER BERABER TÜRKİYE YÜZYILI’NDAN YANA KULLANALIM”
“Masanın altındaki HDP’nin allem edilip kallem edilip masanın üzerine çıkartıldığını” ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onu dengelemek için de ilave iki belediye başkanını getirip masaya monte ettiler. Cumhuriyetin kurucu partisi olduğu iddiasındaki CHP’yi tüm bu tiyatronun başına geçirenler, aslında en büyük ızdırabı bu partiye gönül vermiş olanlara çektiriyor. Zaten bir tanesi ayrılıp, kendi partisini kurdu, kendi adaylığını ilan etti. Kalanlar seslerini çıkartsalar ‘hain’ damgasını yiyecekler. Seslerini çıkartmayıp, bay bay Kemal’in deyimiyle tıpış tıpış gidip oylarını verseler ülkeye kötülük edecekler. Aynı durum diğer partilerin tabanları için de geçerli. Hepsinin neticesini 14 Mayıs’ta göreceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu koalisyon masasının durumuna bir bakalım” diyerek, muhalefet partileriyle ilgili video izletti.
Videonun ardından meydandakilere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet durumu görüyorsunuz değil mi? Ama bunca eziyete hiç gerek yok. Bay bay Kemal’e oy vermek, hangi partiye gönül vermiş olursa olsun vacip kılınmış bir görev değil. Gelen bu seçimde tercihimizi her beraber Türkiye Yüzyılı’ndan yana kullanalım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ordululara 14 Mayıs seçimlerinde tercihlerini Türkiye Yüzyılı’ndan yana kullanma çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin ilk asrında vesayet, darbe, terör, koalisyon, ekonomik kriz, sosyal gerilim gibi nedenlerle altın kıymetindeki yılların kaybedildiğini söyleyerek, “Biz bu kısır döngüyü kırdık. Milletimizle birlikte bize dikilen deli gömleğini yırtıp attık. Asırlar sonra devletimizi yeniden güçlü, ülkemizi yeniden mamur, milletimizi yeniden müreffeh hâle getirdik. Bunu da ülkemizin 81 ilinin tamamında gerçekleştirdik” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla ülkenin asırlık kayıplarını telafi ettiklerini belirtti.
Daha sonra AK Parti tarafından yapılan eser ve hizmetlerin gösterildiği video yayımlandı. Videonun ardından konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “CHP’li komşulara falan sorun, ‘Bay bay Kemal acaba bu ülkeye ne yaptı? 10 tane büyükşehir belediyesi var, orada neler yaptılar? İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da ne yaptılar?’ Şimdi takmış peşine onları, dolaştırıyor. Yaptıkları bir şey yok. İstanbulluyum ve İstanbul’un büyükşehir belediye başkanlığını yaptım. CHP demek nedir? Çöp, çukur, çamur ve susuzluk. İstanbul’u Ordulu kardeşlerim iyi bilir. Çöpten, çukurdan, çamurdan, susuzluktan biz kurtardık.”
“ŞEHİRLERİMİZİN HER BİRİNİ EŞİ GÖRÜLMEMİŞ YATIRIMLARA KAVUŞTURDUK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı durumun Ordu için de geçerli olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu sahil yolu var mıydı? Samsun’dan Hopa’ya burayı yaptık mı? Ordu Havalimanı’nı yaptık mı? Ordu’ya bu yakışırdı, onun için de yaptık. Şimdi Ordu da Giresun da bu havalimanından istifade ediyor. Yaklaşık 1 milyona yakın yolcu buralardan taşındı. Çünkü biz yaparız, onlar konuşur. Sadece küresel düzeyde ses getiren projelerle uğraşmadık. Aynı zamanda şehirlerimizin her birini eşi benzeri görülmemiş yatırımlara kavuşturduk.”
Ordu’ya bugüne kadar 62 milyar liraya yakın kamu yatırımı yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eğitimde 3 bin 909 adet yeni derslik inşa ettik. Üniversitemizi şehrimize kazandırdık. Gençlik ve sporda 4 bin 791 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Biri stadyum olmak üzere dört adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, şehit yakınlarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize yaklaşık 6 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta 1045 yataklı 12 hastane ile birlikte 55 sağlık tesisi kazandırdık. Yapımına başladığımız 914 yataklı şehir hastanesini inşallah seneye tamamlıyoruz. Çevre ve şehircilikte TOKİ vasıtasıyla 5 bin 70 konut yaptık. Şimdi de ‘İlk Evim’ ile 2 bin 50 yeni konut inşa edecek, ‘İlk İş Yerim’ ile 30 iş yeri yapacak, ‘İlk Arsam’ ile 1.500 altyapısı hazır arsa vereceğiz.
Kentsel dönüşümde, şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 1768 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Ordu’daki dört millet bahçemizden üçünün yapımına başladık. Ulaştırmada 50 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 152 kilometreye çıkardık. Tüneller vasıtasıyla şehrimizdeki ulaşımı kolaylaştırdık. Yapımı süren yolların çoğunu bu sene bitiriyoruz. Bünyesinde altı adet çift tüp tünel, 11 adet çift köprü, beş adet tek köprü ve yedi adet farklı seviyeli kavşak bulunan Ordu Çevre Yolu’nun kalan kesimlerini de seneye tamamlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerindeki çok sayıda köprü ve tüneliyle Fatsa Çevre Yolu’nu da yatırım programına aldıklarını bildirerek, şunları söyledi: “Türkiye’nin ve Avrupa’nın ilk denize dolgulu havalimanını Ordu’ya kazandırdık. Tarım ve ormanda Korgan, Kumru, Kırtaş ve Çağlayan barajlarının yapımı sürüyor. Çiftçilerimize yaklaşık 5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayi ve teknolojide, şehrimize iki organize sanayi bölgesi, bir araştırma geliştirme merkezi kurduk. Enerjide Ordu, Fatsa, Gülyalı ve Ünye’ye doğal gaz getirdik. Akkuş, Aybastı, Çaybaşı, Gölköy, İkizce, Kabadüz, Korgan, Kumru, Perşembe ve Ulubey’i de en kısa sürede doğal gaza kavuşturacağız.”
“TÜRKİYE YÜZYILI’YLA ÜLKEMİZİ DAHA YUKARILARA TAŞIMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Ne kadar özetlerlerse özetlesinler yaptıklarının saymakla bitmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir de yapacaklarımız var. Seçim beyannamemizde önümüzdeki dönem için yüzlerce, binlerce yeni projeyi milletimizin takdirine sunduk. Biz, birileri gibi öyle aklımıza eseni söylemeyiz ama söylediğimiz her şeyi de yaparız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının bu bölümünde, gelecek dönemde yapacaklarının anlatıldığı videoyu izleterek, şunları kaydetti: “Birileri ülkemizi, onu bölmek isteyenlerin pençesine itiyor, biz Türkiye Yüzyılı’yla ülkemizi daha yukarılara taşımak için çalışıyoruz. Birileri elindekini, avucundakini de alarak ülkemizin siyasi ve ekonomik bağımsızlığına göz dikiyor, biz Türkiye Yüzyılı’yla daha büyük ve güçlü bir ülkenin hayalini kuruyoruz. Birileri önce altılı, sonra yedili, sonra dokuzlu, ardından 11’li, şimdi artık sayılarının kaça çıktığını bilmediğimiz bir masaya meze yapmak için uğraşıyor, biz Türkiye Yüzyılı’yla devletimizi güçlendirmenin, milletimizi zenginleştirmenin projelerini, programlarını yapıyoruz. Birileri milletimizi köken ve mezhep vurgusu üzerinden ayrıştırmaya dönük sinsi adımlar atıyor, biz 85 milyonun tamamını kucaklayan eserlerimizle hizmetlerimizle devrimlerimizle birliğin, beraberliğin, kardeşliğin peşinde koşuyoruz. Türkiye Yüzyılı, öyle kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklarla, sağa sola koltuk dağıtmakla, küresel odaklara selam vermekle inşa edilmez.”
Karadeniz’de doğal gazın çıkarıldığını ve ücretsiz evlere gelmeye başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi inşallah, bir yıl boyunca 25 metreküpü ücretsiz olmak üzere doğal gazımız evlere geliyor. Sizlerden tüm bu gerçekleri komşularınıza, akrabalarınıza ve özellikle de gençlerimize anlatmanızı istiyorum” diye konuştu.
Eğitim alanında yapılan yardımlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık okullardaki sıraların üzerinde kitapların ücretsiz olarak bulunduğunu dile getirdi.
“Biz teksir kâğıdıyla okuduk. Üst sınıflardaki ağabeylerimiz bize parayla vermezdi. Bu çileleri çektiğimiz için istedik ki artık sıraların üzerinde kuşe kâğıtla kitapları verelim. Elhamdülillah, bunu başardık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 76 olan üniversite sayısını da 208’e çıkardıklarını, üniversitesi olmayan kentin bulunmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta da şehir hastaneleri kurduklarını belirterek, “Ankara’da Etlik Hastanesi, Bilkent Hastanesi; İstanbul’da Çam ve Sakura Hastanesi, Murat Dilmener Hastanesi, Feriha Öz Hastanesi, bütün bunları Kovid döneminde hızla yaptık, bitirdik. Niye böyle önem verdik bu işe? ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik” ifadelerini kullandı.
14 Mayıs seçimlerine 10 günün kaldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu nedenle kapı kapı dolaşarak bir kez daha destan yazılmasını istedi.
Birilerinin, talimatı Kandil’den aldığını, Kandil’dekilerin Allah’ı, dini, kitabı, ezanı olmadığını, Kürtleri de istismar ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kürt kardeşlerimin dindar olanları var ama bunlarla mukayese edilmez. Bunlar, Diyarbakır annelerinin evlatlarını dağlara kaçırdılar, onları taciz ettiler. Şimdi diyorum ki gelin 14 Mayıs’ta hesaplaşalım” dedi.
BİR ADA DEVLETİ OLAN MALTA,BAĞIMSIZLIĞININ 59’uncu YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI.
Malta’nın Ankara Büyükelçisi Theresa CUAJAR’ın ’ın ev sahipliğinde, Ankara Divan Otel de bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Türkiye’yi temsilen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY hazır bulundu.
Malta Milli Günü resepsiyonuna, Ankara’da Büyükelçilikleri bulunan ülkelerin, Büyükelçileri, Askeri Ataşeleri ve çok sayıda seçkin bir davetli topluluğu da katıldı.
Malta Bağımzsızlık günü resepsiyonunda Eski Dışişleri bakanlarından Yaşar YAKIŞ da davetliler arasındaydı.
Malta Büyükelçisi Therasa CUTAJAR, resepsiyondaki konuşmasına, ülkesinin bağımsızlığını kazanmasının 59’uncu yıldönümünde davetlileri aralarında görmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek başladı.
Bu yılın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yılı olduğuna değinen Büyükelçi CUTAJAR, Türk halkına refah ve başarı diledi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Malta ile Türkiye arasında ilişkinin karşılıklı saygı, güven ve anlayışa dayalı olduğunu dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye ile Malta arasında ikili ilişkileri genişletme çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.
CUTAJAR, Dayanışma’nın Malta Dış politikasının önemli bir göstergesi olduğunu hatırlattı.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Kahramanmaraşlı merkezli depremlerde Malatya ve Hatay’a teknik yardım ve destek göndererek arama ve kurtarma çalışmalarına yardımcı olduğunu belirtti.
CUTAJAR, Malta’nın Libya’daki sel felaketi için de yardım sağladığına ve Fas’taki deprem için yardım sağlayacağına da dikkat çekti.
Büyükelçi CUTAJAR, Malta’nın Türkiye’nin stratejik ortağı olarak Avrupa Birliği ilişkilerine de verdiğini bildirdi.
Malta Büyükelçisi Theresa CUTAJAR, Küresel Barış ve güvenliği de geliştirmeyim hedeflediklerini dile getirdi.
Büyükelçi Theresa CUTAJAR’dan sonra kürsüye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY, konuşmasına öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Malta’nın 59’uncu yıldönümü kutlama mesajını ileterek başladı.
Bakan Mehmet Nuri Ersoy, Malta’nın güçlü iradesi ve kararlı duruşuyla Avrupa’nın ve Akdeniz’in yükselen değeri olduğunu tüm dünyaya göstereceğine inandığını söyledi.
Bakan ERSOY, Malta Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkilerini her alanda güçlendireceklerini de vurguladı.
Konuşmaların hemen akabinde Malta’nın 59’uncu bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış pastanın kesimi yapıldı.
Pasta kesiminden sonra davetliler, bir yandan Malta’nın Bağımsızlık yıldönümü için hazırlanmış yiyeceklerin tadını çıkarırken bir yandan da Malta Milli Günü atmosferinde aralarında sohbet etme fırsatı buldular
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Manhattan’daki Rockefeller Center’da Türkiye İş Kadınları Derneğinin (TİKAD) düzenlediği “Dünyaya Yön Veren Kadınlar” etkinliğine katılarak iş dünyası temsilcilerine ve kadın girişimcilerden oluşan davetli gurubuna hitap etti.
Emine Erdoğan, “Bizim medeniyetimizde, kadınlar ve erkekler beraberce, tarihin öznesi konumunda yer almışlardır. Fakat ne yazık ki üstlendikleri görevler, tarih yazımında ön plana çıkarılmadığından, yeterince bilinmez” dedi.
“Bizim topraklarımız, dünyanın bütün kadınlarına umut olacak destansı mücadelelerle doludur” diyen Emine Erdoğan, çevresine yön veren kadınların dünyaya duyurulmasını “çok önemsediğini” ifade etti.
Girişimci kadınların çoğunlukta olduğu topluluğa hitap eden Emine Erdoğan, “Rehber niteliğindeki kadınlarımızın her platformda, şehirlerimizde, okullarımızda anlatılması, gençlerimizin değerli rol modellerle tanışması açısından anlamlıdır” değerlendirmesini yaptı.
Emine Erdoğan, bu doğrultuda tarihte yer etmiş Tomris Hatun, Hindistan’da babası tarafından veliaht ilan edilerek Türk Devleti’nin başına geçen Raziye Sultan ve Hz. Ömer’in Medine Pazarını denetlemekle görevlendirdiği, dürüstlük abidesi Eş-Şifa gibi kadın yönetici ve girişimcilerden örnekler verdi.
Emine Erdoğan ayrıca, Osmanlı Devletinin kuruluşuna büyük katkıları olan Hayme Ana, İstiklal Savaşı’nda düşmana ve 15 Temmuz darbe girişiminde tanklara karşı direnen cesur kadınlara da değindi.
“KADINLAR, DAİMA, MEDENİYETİN VE KALKINMANIN ANA AKTÖRLERİDİR”
Kadınları haklarından mahrum bırakmanın, toplumsal gelişiminin önüne, “aşılmaz bariyerler örmek ile eşdeğer” olacağını ifade eden Emine Erdoğan, “Kadınlar, daima, medeniyetin ve kalkınmanın ana aktörleridir” diye konuştu.
Emine Erdoğan bu kapsamda, “Kadının; hukukta, eğitimde, üretimde, ticarette, sanatta ve sporda, ailede, kısacası her alanda eşit şartlarda var olabildiği toplumlar, güçlü ve dinamik toplumlardır” ifadelerini kullandı.
Osmanlı’da kadınların vakıf kurabilecek servete sahip olmasının ve yatırımlarının, tarihteki kadın girişimciliğinin boyutlarına örnek oluşturduğunu belirten Emine Erdoğan, “Gurur duyarak söylüyorum; günümüzün kadınları da tarihimizdeki kutlu örnekler kadar yürekli ve çalışkan insanlardır” dedi.
Emine Erdoğan, Türkiye’de son 21 yılda, “Haydi Kızlar Okula”, “Ana-Kız Okuldayız”, “7 Çok Geç”, “Okuma Yazma Seferberliği”, “Nerede Kalmıştık” gibi kampanyalarla, kız çocuklarının eğitim hakkından mahrum bırakılmalarının engellendiğini anımsattı.
Emine Erdoğan, Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) aracılığıyla kadınların üretime teşvik edildiğini belirterek, KOBİ kredilerinde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapıldığını vurguladı.
Emine Erdoğan, “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerimize doğru yol alırken, kadınlarımızın ekonomik gelişimin yardımcısı değil, öznesi olduğunun tüm toplum kesimlerinde anlaşılmasını, gönülden diliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yasal düzenlemelerin sanatta ve sporda “meyvelerini vermeye başladığına” değinen Emine Erdoğan, “Ülkemize getirilen ödüller, yayınlanan edebi eserlerimiz, yumuşak gücümüz sinema filmleri ve dizilerimiz, spordaki başarılarımız, hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu.
Emine Erdoğan, söz konusu başarıların tüm kadınlara ilham olmasını dilerken, ülkenin kadim bir millet ve devlet geleneğinden aldığı güçle Türkiye Yüzyılı vizyonuna emin ve kararlı adımlarla yürüdüğüne işaret etti.
Emine Erdoğan, konuşmasını, “İlk olma niteliği taşıyan seçme ve seçilme hakkımızdan, kadın başbakanımıza ve bakanlarımıza dek, bütün başarı hikâyelerimizi, hatırlamalı ve hatırlatmalıyız” diye tamamladı.
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI GÖKTAŞ: “KADİM TÜRK KÜLTÜRÜ KADINA VERDİĞİ DEĞERLE BİLİNMEKTEDİR”
New York’taki TİKAD etkinliğinde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da “Ülkemiz kurulduğu günden bu yana güçlü kadınların ülkesi olmuştur. Kadim Türk kültürü kadına verdiği değer ile bilinmektedir” dedi.
“2002’de iktidara geldiğimizde Meclis’te kadınların temsil oranı yüzde 14 civarındayken bugün yüzde 18’in üzerine çıkmış durumda” diyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, AK Parti’nin, TBMM’de kadın milletvekili sayısının artmasında en büyük paya sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldi.
Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında bulunduğu New York’ta, Jill Biden’ın ev sahipliğindeki davette lider eşleriyle buluştu.
Smithsonian Tasarım Müzesi’nde gerçekleşen davette Biden, lider eşlerine müzeyi gezdirerek tanıttı. Lider eşleri davette çevre, kültür, eğitim gibi konularda bilgi paylaşımında bulundu. Davet sonunda lider eşleri ev sahipliği için Biden’a teşekkür etti.
Emine Erdoğan, davetin ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı:
“Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu kapsamında ziyaret ettiğimiz New York’ta, Amerika Devlet Başkanı’nın eşi Jill Biden’ın ev sahipliğinde lider eşleri ile bir araya geldik. Çevre, kültür, eğitim başta olmak üzere pek çok konu hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Samimi ve içten ev sahiplikleri için Bayan Biden’a teşekkür ediyorum.”
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, devlet başkanı eşleri, uluslararası kuruluş temsilcileri ve seçkin bir davetli grubunun katıldığı programda sosyal refahın adil dağılımı hakkında konuşma yaptı.
Tarihte, Anadolu’da ayrım yapılmaksızın insanların hizmetine sunulan ve refahın paylaşılmasına aracılık eden kervansaray, han, aşevi ve hamamların varlığına değinen Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Varisi olduğu köklü miras çerçevesinde devletimiz, bugün de dünyanın vicdanı olmayı sürdürmektedir. Halkımızın hayırseverliği de sosyal denge ve barışın korunmasında büyük rol oynamıştır. Hakkaniyet ilkesi, daima bu uygulamaların merkezinde yer almıştır.”
Emine Erdoğan, Türkiye’nin, Osmanlı’dan Darüleytam, Darülaceze, Darüşşafaka, Kızılay gibi güçlü dayanışma kurumlarını miras aldığını ve “sosyal devlet geleneğini, daha ileri düzeylere taşımayı başardığını” belirtti.
“ÜLKEMİZ, MİLLÎ GELİRİNE ORANLA EN FAZLA YARDIM YAPAN ÜLKE DURUMUNDADIR”
Emine Erdoğan, “Yeryüzündeki hiçbir acıya bigâne kalamayan Türk insanı sayesinde, ülkemiz, millî gelirine oranla, en fazla yardım yapan ülke durumundadır. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Maarif Vakfı, AFAD, Kızılay gibi kurumlarımız, kardeşlik köprüleri kurmaya devam etmektedirler” dedi.
Türkiye’nin insanlığı “tek bir aile” olarak gördüğünü söyleyen Emine Erdoğan, “Ülkemiz, kendi vatandaşı gibi, sığınmacılara, mültecilere ve bütün mazlumlara şefkat elini uzatmaya devam edecektir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, Türkiye’nin sosyal devlet anlayışını önceleyen konuşmasında, “Sosyal güvenlik ve sosyal adalet kavramı dünya genelinde, en fazla sanayi dönemine kadar geri giderken, Türk devletlerinde, kadim zamanlara uzanır. Kıtaların, toplumların sömürgeleştirildiği çağda, gönüller fetheden atalarımız, engin coğrafyalarda, hâlen saygıyla yâd edilmelerine vesile olan şaheserler bırakmışlardır” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremlerinde gösterilen dayanışmaya değinen Emine Erdoğan, “Kalbinizle yaptığınız her şey size geri dönecektir sözünün anlamını, 6 Şubat depremlerinde bir kez daha idrak ettiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın dört bir yanındaki dostlarımız, şehirlerimiz harabeye dönerken, gönül mabetlerimiz yıkılmasın diye, seferber oldular” şeklinde konuştu.
“Türkiye, hep birlikte daha iyiye yürüyen sosyal bir devlettir” diyen Emine Erdoğan, ayrıca, yaşlılar, engelli vatandaşlar ve çocukları korumak için çıkarılan kanunlardan bahsetti ve bu tür yardımlara bütçeden ayrılan payın 2002’den bu yana 4 kat arttığına değindi.
Emine Erdoğan, salgın sürecinde Türkiye’nin, ihtiyacı olan bütün ülkelere maske, hijyen kiti ve Turkovac aşısını, patentsiz ve bedelsiz olarak gelir düzeyine bakmaksızın ulaştırdığını hatırlatarak, “Dayanışma geleneğimiz sayesinde bugün pek çok ülke ‘bizler yardım yapmayı Türklerden öğrendik’ diyebilmektedir” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, katıldığı etkinliği gerçekleştiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına teşekkür ederek, Bakanlığın kurulduğu 2011 yılından bu yana, sosyal adalet adına, çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.
Arnavutluk, Ekvador, Seyşeller devlet liderlerinin eşlerinin katıldığı programda ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı Genel Sekreter Yardımcısı Navid Hanif, BAE Toplumsal Kalkınma Bakanı Shamma bint Suhail Faris Al Mazrui ve Sırbistan Aile Refahı ve Demografi Bakanı Darjia Kisic Tepavcevic de birer konuşma yaptı.
Öte yandan, Emine Erdoğan ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, program çerçevesinde hazırlanan fotoğraf sergisi ve tanıtım videosu aracılığıyla, Türkiye’nin ülke içi ve dışında yaşanan doğal afetlere yaptığı yardımlarla ilgili bilgileri davetlilere anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York kentinde, Malezya Başbakanı Enver İbrahim ile Türkevi’nde görüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu kapsamında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Yahudi Toplumu Çatı Kuruluşları Temsilcilerini Türkevi’nde kabul etti.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) New York şehrinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikili temasları kapsamında Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Türkevi’nde bir araya geldi.
Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurul toplantıları kapsamında New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Anadolu’nun en eski dokuma ürünlerini misafir ettiği devlet başkanları eşlerine tanıttı.
Emine Erdoğan, New York Türkevi’nde, Millî Eğitim Bakanlığı Olgunlaşma Enstitülerinde üretilen el emeği tekstil ürünlerinin sergilendiği programda, diğer ülkelerin lider eşlerine ve seçkin yabancı davetlilere hitap etti.
“Türkiye’nin Dokuma Atlası” etkinliğinin, “Anadolu’nun eşsiz kültür hazinelerini, insanlığın evrensel mirasına katmak amacıyla” düzenlendiğini belirten Emine Erdoğan, dünyada ulaşılan en eski dokumanın Anadolu’da bulunduğu ve günümüzden 9 bin yıl öncesine tarihlendiği bilgisini paylaştı.
En eski dokuma örneğinin Çatalhöyük’teki kazılarda bulunduğunu kaydeden Emine Erdoğan, “Bir zamanlar evlerdeki tezgâhlarda dokunan sanat, bugün dünya müzelerinde, Rönesans tablolarında görsel bir şölen sunmaya devam ediyor” dedi.
Anadolu’nun çeşitli yörelerine özel “paha biçilemeyen” Türk kumaşlarının beğeniye sunulduğu sergide el yapımı tekstil ürünlerini misafirlerine tek tek tanıtan Emine Erdoğan, Batılıların brokar dedikleri, kemha dokumanın “en nadide örneklerinin” çok daha erken tarihlerde Bursa ve Amasra’da dokunmaya başlandığını ifade etti.
Emine Erdoğan, Osmanlı döneminde, kaliteli kumaşların renk ve desenlerinin peşine düşen ajanların olduğunu, dünyanın ilk tüketici kanunlarının İstanbul’da çıkarıldığını söyleyerek “Keten, ipek, yün, pamuklu ipliklerden, doğal boyalarla renklendirilerek dokunan kumaşlarımız, yalnız dayanıklılığıyla değil, sağlığı korumasıyla da değer kazanmıştır” dedi.
“Endüstriyel kumaşlar, kullan at toplumuna hitap ettikleri için kalıcı olmak gibi bir kaygıları bulunmuyor” diyen Emine Erdoğan, Türklerin tarihte, “nanoteknolojinin icadından binlerce yıl önce”, hiçbir sentetik içerik kullanmadan, su geçirmeyen kıl çadırlar dokuyabildiğini belirtti.
Emine Erdoğan, “Türkistan’dan Akdeniz’e kadar, farklı iklimlere uyumlu dokumalarımız, muhteşem bir çeşitlilik gösterirken, zaman içinde, maalesef, bu güzelliklerden de mahrum kaldık. Günümüzde kullanılan kimyasal boyalarla birlikte; bitki köklerinden, denizlerden, minerallerden elde edilen renklerin ölümsüzlüğünü de kaybettik” diye konuştu.
Emine Erdoğan, geleneksel malzeme ve üretim yöntemleriyle kadim boyama tekniklerini günümüze uyarlamanın, çevre kirliliğini azaltmak anlamına geleceğini vurguladı.
“TEKSTİL SEKTÖRÜMÜZ DÜNYA PAZARLARINDA ÖNEMLİ BİR AKTÖR DURUMUNDADIR”
Türk tekstil sektörünün başarılarına işaret eden Emine Erdoğan, “Tekstil sektörümüz hâlihazırda dünya pazarlarında önemli bir aktör durumundadır. Türkiye Yüzyılı’nda, küresel pazarlara sunduğumuz geleneksel dokumalarımızın, tekstil sektörümüzü daha da güçlendirmesini hedefliyoruz” dedi.
Emine Erdoğan, Türk tekstil ustalarının, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında, Yaşayan İnsan Hazineleri Envanterine kayıtlı olduğunu söyledi.
Emine Erdoğan, davetlilerin hayranlıkla incelediği Türkiye Dokuma Atlası Projesi için, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Olgunlaşma Enstitülerine, proje paydaşı İstanbul Tekstil Hammaddeleri İhracatçılar Birliğine, destekleri dolayısıyla Ticaret Bakanlığına ve Türk Hava Yolları’na teşekkür etti.
ABD moda dünyasının seçkin isimlerinin katıldığı etkinlikte, Kenya, Sırbistan, Arnavutluk, Hırvatistan, Kuzey Makedonya liderlerinin eşleri de hazır bulundu.
Sergilenen ürünlerden etkilenen lider eşleri, Türk tekstil sektörüne övgülerini dile getirirken Emine Erdoğan’a Türkiye Dokuma Atlası Projesi’ne katkılarından dolayı teşekkürlerini sundu.
Programa ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.