Diplomat -Dünya

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapana kadar durmadan çalışacağız”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapana kadar durmadan çalışacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kayseri mitingine katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında Kayseri’yi ve Kayserilileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 ay sonra bir kez daha bu kenti görmenin bahtiyarlığı içinde olduğunu söyledi.

“Kayseri’yi görüp de gururlanmamak mümkün mü? Sizlerin şu sevdasını, şu aşkını görüp de duygulanmamak mümkün mü? Kayseri gibi yoldaşı, Kayserili gibi kardeşi olanın evelallah sırtı yere gelmez. Rabb’ime, şahsıma sizlerle yol yürümeyi nasip ettiği için bizlere Kayseri’ye ve Kayseriliye hizmet etme imkânı verdiği için hamdediyorum. Allah sizi nazardan, kem gözlerden korusun” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’yle ilgili bir de şiir okudu.

Yola çıkarken ilk mitingi yine Kayseri’de yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’yle yol arkadaşlıklarının farklı olduğunu dile getirdi.

“DEPREM KONUTLARININ İNŞASINA SÜRATLE BAŞLADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerini ve artçı sarsıntıları yakından hisseden Kayseri’ye geçmiş olsun dileklerini iletti.

Depremden sonra afetzedelerin en fazla göç ettiği illerin başında Kayseri’nin geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri Büyükşehir Belediyesine deprem bölgesinde büyük bir gayret ortaya koyduğu için teşekkür etti.

Kentin yaklaşık 50 bin depremzedeye en güzel şekilde ev sahipliği yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “millet olmanın, kaderi ve kederi bir olmanın ne manaya geldiğini gösteren” Kayseri halkına teşekkürlerini sundu.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile beraber tüm belediyeleri de tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’nin kardeş şehri Kahramanmaraş’a zor günlerinde destek verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın felaketini yaşamış, 50 bini aşkın insanımızı toprağa vermiş olsak da devlet millet el ele yaralarımızı sarıyoruz. Yıkık ve acil yıkılacak binaların enkazını kaldırdık. Deprem konutlarının inşasına süratle başladık. Durmuyoruz, çalışıyoruz. Toplam 837 bin 500 çadırın ve 100 bin konteynerin kurulumunu yaptık. İnşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısında 141 bin 300, temeli atılan konut ve köy evi sayısında ise 58 bin 630 rakamına ulaştık” diye konuştu.

“DEPREMİN İZLERİNİ TAMAMEN SİLİNCEYE KADAR SAHADA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Resmî rakamla Kayseri mitingine 135 bin kişinin katıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal, bak Kayseri ne diyor?” dedi.

“14 Mayıs’ta da bunlara bu cevabı verecek miyiz, buna hazır mıyız?” sorularına alandakilerin hep bir ağızdan verdiği “evet” cevabının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah sizlerden razı olsun” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şov ve istismar için deprem bölgesine gidenler, ne yazık ki onlar sırtını dönse dahi, biz depremin izlerini tamamen silinceye kadar sahada olmayı sürdüreceğiz. Depremzedelerimiz gönüllerini ferah tutsun, Allah’ın izniyle onları asla sahipsiz bırakmayacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde ve sellerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi ve “Rabb’im bizleri her türlü afetten, musibetten muhafaza eylesin diyorum” dedi.

“ÜLKEMİZİN EN BÜYÜK DEMOKRASİ VE KALKINMA HAMLELERİNE BERABER İMZA ATTIK”

“Bizim kumaşımız, milletimizin kumaşıdır. Bizim hamurumuzu milletimiz karmıştır. Bizim aşkımız, milletimizin aşkıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seyrani’nin “Aşkın ipliğiyle dikilen dikiş kıyamete kadar sökülmezmiş” dizelerini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “İşte biz de Kayseri’yle birbirimize o sökülmez aşkın ipiyle bağlıyız. Biz Kayseri’yle sadece yol arkadaşı değil, sizinle kader arkadaşıyız. 2002’den beri tüm mücadeleleri beraber verdik. Zorlukların üstesinden beraber geldik. Vesayet teşebbüslerine beraber direndik. Terör örgütlerinin saldırılarını beraber püskürttük. 15 Temmuz’da millî iradeyi beraber savunduk. Türkiye’ye son 20 yılda, önceki 80 yıldan daha fazla hizmeti beraber yaptık. Ülkemizin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlelerine beraber imza attık. Daha önce hayal dahi edilemeyen nice projeyi, nice muhteşem eseri beraber kazandırdık.”

“2013’TE IMF’Yİ BİR DAHA TÜRKİYE’YE UĞRAMAMAK ÜZERE GÖNDERDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bugün millî geliri yaklaşık 1 trilyon dolara ulaşan bir Türkiye varsa, yıllık 36 milyar yerine 255 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye varsa, tarımsal gayri safi hasılası 407 milyar lirayı geçen bir Türkiye varsa… Merkez Bankası rezervi 27,5 milyar dolardı, şimdi 115 milyar dolara ulaştı. IMF’ye borcumuz neydi hatırlayın, 23,5 milyar dolar. Şimdi burada bir şey söyleyeceğim. Davos’tayız, bebecan o zaman benim bakanım, IMF Başkanı’yla konuşuyoruz, IMF Başkanı diyor ki, böyle böyle siyaseten bizi idare edeceklermiş. Dedim ki ‘Siz alacaklarınızı tahsil ediyor musunuz?’, ‘Ediyoruz.’ ‘Ama Türkiye’nin Başbakanı benim, sen değilsin. Türkiye’nin siyasetine ben yön veririm ben.’ Tabii bebecan kızardı, bozardı, böyle şeylere alışık değiller. 2013’te IMF’yi bir daha Türkiye’ye uğramamak üzere gönderdik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “CHP’nin sözcüsü aynı zamanda Merkez Bankasında bir ara görev yapan kişi, bunlar beraber otellerin lobilerinde ne yaptılar, IMF ile görüştüler. Neymiş, IMF’den borç almamız lazımmış. Hadi oradan, bizim buna ihtiyacımız yok. 2013’ten beri bir kuruş almadık, ne oldu, ne kaybettik? Hiç. Onunla birlikte 27,5 milyar dolar olan Merkez Bankası rezervimiz de şu an itibarıyla 115 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde bir ara 135 milyar dolara da çıkmıştık. Yeniden o rakamları yakalayacağız. İstihdamını 32 milyon sınırına getiren, yıllık 51,5 milyon turist ağırlayan, turizm geliri her yıl artan bir Türkiye varsa, depreme rağmen emeklisini, işçisini, memurunu enflasyona ezdirmeyen ekonomisiyle bir Türkiye gerçeği varsa bunu sizlerle birlikte sırt sırta vererek başardık.”

“20 SENE ÖNCESİNİ HATIRLAYANLAR ÜLKEMİZİN NEREDEN NEREYE GELDİĞİNİ GÖRÜYOR”

Alandakilere, AK Parti’nin bugüne kadar Türkiye’ye kazandırdığı eser ve hizmetlerin videosunu izlettiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Detaya girsek saatler, günler sürecek tüm bu işleri beraber yaptık. Bu başarıda Tayyip Erdoğan kadar Kayserili sanayicinin, çiftçinin, tüccarın, ev hanımının, memurun, işçinin de alın teri var. Bu başarıda AK Parti kadar Türkiye ortak paydasında buluştuğumuz Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızın da katkısı var. Bu başarıda hangi siyasi görüşe, mezhebe, kökene mensup olursa olsun ‘önce ülkem’ diyen tüm vatandaşlarımızın emeği var. Bu başarıda son 21 yıldır dualarını ve desteklerini bizden esirgemeyen herkesin, tüm kardeşlerimizin payı var. Bu başarı sadece bizlerin değil 85 milyonun tamamının başarısıdır” ifadelerini kullandı.

14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin ardından eser ve hizmetlere yenilerini ekleyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapana kadar durmadan çalışacağız. Bunu da son 21 yıldır olduğu gibi yine hep birlikte gerçekleştireceğiz. Biliyorsunuz yurt dışında oy verme işleri 27 Nisan’da başladı, 9 Mayıs’a kadar devam ediyor. Yurt dışında çok ciddi sayıda Kayserili kardeşim var. Sandıklar kapanmadan mutlaka onlara ulaşmalıyız. Bu kritik dönemde, ana vatanlarına sahip çıkmalarını isteyeceğiz. Cumhurbaşkanlığında şahsımıza, milletvekilliğinde Cumhur İttifakı’na desteklerini talep edeceğiz. Bu meseleyi hâllettikten sonra 14 Mayıs’a kadar Kayseri’de çalışacağız. Buraya gelemeyen eşimizin, dostumuzun veya komşumuzun kapısını çalacağız. Benim selamımı söyleyecek, kırgınlık, kızgınlık, küskünlük varsa gönlünü alacak, Türkiye Yüzyılı için oyuna talip olduğumuzu söyleyeceğiz. 2002’den beri nasıl sandıktan önce işi bitirdiysek, 14 Mayıs’ta da aynısını yapacağız.”

Alandakilere yönelttiği, “Kayseri, 14 Mayıs’ta ‘durmak yok yola devam’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta ‘doğru adımlarla yola devam’ diyor muyuz? 14 Mayıs’ta ‘Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi’ diyor muyuz? Bunun için 14 Mayıs’a kadar kapı kapı dolaşıyor muyuz? Bu PKK’ya, HDP’ye, dağdakilere gereken cevabı 14 Mayıs’ta veriyor muyuz?” sorulara, “Evet” cevabını alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kale içeriden fethedilir. Kaleyi içeriden fethedecek olanlar kimler? Hanımlar, size inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, elini vicdanına koyan herkesin hizmet aşklarını takdir ettiğini belirterek, “20 sene öncesini hatırlayanlar ülkemizin nereden nereye geldiğini görüyor. Artık dünya standardında yollara, hastanelere, havalimanlarına, tünellere, görenlerin hayranlıkla baktığı köprülere sahibiz. Artık Avrupa’nın bile ötesinde bir sağlık sistemine, sosyal güvenlik sistemine, dijital altyapıya, elektronik devlete sahibiz. Artık kendi alanında dünyanın en gelişmiş teknolojileriyle donatılmış İHA’lara, SİHA’lara, Akıncı’lara Kızılelma’lara, ANKA’lara sahibiz” ifadelerini kullandı.

“SAYISIZ PROJEYİ DEVREYE ALDIK”

Türkiye’nin tüm imkânlarını günden güne geliştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “CHP’li kardeşlerimize sormak lazım, bu bay bay Kemal ne yaptı? CHP’li belediyelerde ne yaptınız? İzmir’de, İstanbul’da, Ankara’da ne yaptınız? Onlar musluk açar, musluk kapar. Bay bay Kemal ve ortakları, inanın elleriyle kalp işareti yapmaktan bile aciz. Biz sayısız projeyi devreye aldık. Eserlerimizle hamdolsun Türkiye’de ses verdik. Gençlere ulaşmanın, gençlerimizi gerçek anlamda sevmenin nasıl olacağını gösterdik. Donanmamızın amiral gemisi TGC Anadolu’yu ordumuza teslim ettik. İstanbul’da yüzlerce kişi TCG Anadolu’yu gezdi. Şimdi ardından İzmir’e gönderdik. Şu anda İzmir’de. İzmir’de de yüzlerce kişi şu anda TCG Anadolu’yu geziyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal, Kayseri’de ‘Katarlılara sattılar.’ yalanını attığı fabrikada yeni nesil Fırtına obüslerini ve Altay tankımızı ürettik. Adamın işi gücü yalan. CHP’li kardeşlerim de bu adamın bu yalanlarına uyuyor. Eser ortada. Ziya Paşa ne diyor? ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Şimdi bu hafta başında millî muharip uçağımız KAAN’ı hangardan çıkardık” şeklinde konuştu.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin yakıt çubuklarının gelmesiyle Türkiye’nin resmen nükleer güce sahip ülkeler ligine yükseldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhalefetin ‘fasa fiso’ dediği Karadeniz doğal gazını milletimizin evine kadar getirdik. Kayseri’nin kışı inşallah artık eskisi kadar meşakkatli geçmeyecek. Faturalar gelmiştir, bu ay doğal gaz ücretsiz. Bir sene boyunca da benim Kayserili vatandaşım 25 metreküp doğal gazı ücretsiz kullanacak. Bir yıl boyunca mutfaklarda inşallah bayram olacak? Özellikle hanım kardeşlerime hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Bitmedi, etrafımızda doğal gaz ve petrol fışkırırken yıllarca bundan mahrum kaldık. Emekliye, işçiye, memura, gençlere, kadınlarımıza harcayacağımız 100 milyarlarca doları maalesef yabancı ülkelere fatura olarak ödedik. Artık bu para başkalarına gitmeyecek, milletimizin cebinde kalacak.”

“SAPKIN AKIMLAR KARŞISINDA AİLE KURUMUNU GÜÇLENDİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Peki, bu parayla ne yapacağız? Bir müjde daha veriyorum. Aile ve Gençlik Bankası kuracağız ve buranın gelirinin belli bir miktarını bu bankada rezerv edeceğiz. Sapkın akımlar karşısında aile kurumunu güçlendireceğiz. Mesela ev hanımlarımızı, primlerinin üçte birini buradan ödeyip emekli ederek kendi gelirlerine kavuşturacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğe her adımlarında hibe ve kredi destekleriyle yanlarında olacağız. Kayserili gencimiz evlenmek istediği zaman gidecek 2 yılı ödemesiz, 48 ay vadeli, faizsiz 150 bin lira kredisini alacak düğününü yapacak. Kendi işini kurmak isteyen gençlerimiz, bir kısmı hibe, bir kısmı uygun şartlarda kredi olmak üzere belli bir kaynağı yanlarında bulacak. Aile ve Gençlik Bankamızın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cudi-Gabar bölgesinde keşfedilen petrol rezervine atıfta bulunarak, “Günlük 100 bin varil üretim kapasitesine sahip petrol rezervi bulduk. Kuyumuza, bölücü örgütün daha gencecikken alçakça katlettiği şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın ismini verdik. Karadeniz’deki doğal gazımızın kalitesi hamdolsun çok iyiydi. Gabar’daki petrolümüz de Kayseri’nin dillere destan üzüm pekmezi kıvamında. Gerçekten çok temiz, gravitesi iyi, ülkemizin günlük ihtiyacının onda birini karşılayacak önemli bir kaynağa sahip olduk” diye konuştu.

“MİLLETİMİZE VERECEK DAHA ÇOK MÜJDEMİZ VAR”

Kuaför, manav, bakkal, tesisatçı, pazarcı gibi küçük esnaflara da bir müjde vermek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küçük esnaflarımızın prim ödeme gün sayısını SSK’lılarla eşitleyerek 7 bin 200 güne indiriyoruz. Yeni dönemde yapacağımız ilk işlerden biri olacak bu çalışmadan inşallah 1 milyon küçük esnafımız faydalanacak. Tüm esnaf kardeşlerimize hayırlı olsun diyorum. Biz sadece eser ve hizmet siyaseti yapmıyoruz. Bizim ülkemize kazandıracak daha çok eserimiz, milletimize verecek daha çok müjdemiz var” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti hükûmetlerince 21 yılda yapılanların ve gelecek dönemdeki 5 yıllık hedeflerinin yer aldığı videoların yayınlanmasının ardından, şunları kaydetti: “Kardeşlerim sizlere 21 yıllık karnemizi gösterdik, 5 yıllık hedeflerimizi de söyledik. Bizim sözümüz öyle adı yalancı çobana çıkmış bay bay Kemal’in ‘sana söz’üne benzemez. Ne diyor? Sana söz. Ya sen bugüne kadar verdiğin sözün hangisini tuttun? İşçiler atılmayacak dedin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kapıya koydun, İzmir’de, belediyede işçileri kapıya koydun, Ankara’da kapıya koydun. Yahu hangi sözün? Sende doğruluk diye bir şey var mı? Dürüstlük diye bir şey var mı? Hayatın yalan hayatın. Şimdi gene yalan üstüne yalan.”

“21 YILDIR YAPTIKLARIMIZ 5 SENEDE YAPACAKLARIMIZIN TEMİNATIDIR”

“Biz söz verince unutmaz, onu takip eder, hayata geçirir sonra da millete hesap veririz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Son 21 yıldır yaptıklarımız 5 senede yapacaklarımızın teminatıdır. Diğer sözlerimizi nasıl tuttuysak sizlerin desteği ve duasıyla inşallah bunları da gerçekleştireceğiz. Karşımızdaki koalisyonun ise böyle bir derdi ve vizyonu yok. Vaat diye millete sıraladıklarına kendileri bile inanmıyor. Belediyelerindeki işçilerin maaşlarını taksit taksit anca ödüyorlar. Çıkmış bir de ’emekliye şunu vereceğim, memura bunu vereceğim’ diyor. Daha ağzı süt kokan torununu SGK’lı yapan birisi utanmadan millete hak, hukuk, adalet dersi veriyor. Ağzı süt kokan torununu sigortalı yapıyor ya. Kim, bay bay Kemal. Bize ve ailemize attığı iftiranın haddi hesabı yok. Sonra buralarda ahlaktan dürüstlükten, erdemden, kul hakkı yememekten bahsediyor. Şimdiye kadar istikrarlı olduğu tek konu var. Meydanlarda verdiği sözlerin hiçbirini tutmaması.”

“GÜÇLÜ AİLENİZ OLURSA GÜÇLÜ MİLLETİNİZ OLUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal’in partisini marjinal örgütlerin, mezhep fanatiklerinin, LGBT savunucularının, milletin inancına, orta çağ karanlığı diyen edepsizlerin manda ve himaye heveslerinin yuvası hâline dönüştürdüklerini” ifade ederek şunları söyledi: “CHP LGBT’cidir, İYİ Parti LGBT’cidir, HDP LGBT’cidir. Diğerlerinden aykırı bir şey duydunuz mu? Onlar da LGBT’ci. Ama LGBT, AK Parti’nin semtine uğrayamaz, MHP’nin semtine uğrayamaz, Cumhur İttifakı’nın semtine uğrayamaz. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Aile bizde kutsaldır. Güçlü aileniz olursa güçlü milletiniz olur. Eğer güçlü aile olmazsa çürük bir milletle karşı karşıya kalırsınız.”

Millet İttifakı’na yönelik, “Kayseri’ye gelince ne yapıyor bunlar? Milliyetçi maskesi takıyor. Van’a ve Ağrı’ya gidince bölücü örgütün uzantılarıyla kol kola miting düzenliyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Burada bayrak, vatan edebiyatı yapıyor, başka yerlere gidince ‘Selo’ya özgürlük’ diyor. Kim bu Selo? Diyarbakır’da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan ahlaksız. Şimdi kendisini ziyaret ediyorlar, ‘biz gelince Selo’ya özgürlük’ diyor bay bay Kemal. Benim milletim 14 Mayıs’ta size yol vermeyecek ve Cumhur İttifakı, AK Parti, Erdoğan, iş başında olduğu sürece de siz Selo’yu, meloyu çıkartamazsınız. Herkese duymak istediğini söyleyen, kelimenin tam anlamıyla bir nabza göre şerbet ittifakıdır bu koalisyon. Bu ittifakta ilke yok, kırmızıçizgi yok, hassasiyet yok, devletin ve milletin bekasına dair hiçbir duruş yok. Proje ve vizyon zaten yok. Peki, bunların yerine ne var? Bolca yalan var, palavra var, sahte gülüş var, maske var, renkten renge girme alışkanlığı var. Dün kara çaldığına, eleştirdiğine bugün sahip çıkma yüzsüzlüğü var. Tabii bir de bol bol bölücülere ve FETÖ’cülere verilmiş sözler var.”

“MİLLETİMİZE SORUMLULUĞUMUZUN GEREĞİ OLARAK BU MESELEYİ SONUNA KADAR TAKİP EDECEĞİZ”

“Amerika’daki hamburgercide yenen büyük lokmalar var, o lokmalar kimlerle paylaşıldı?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölücü örgütün uzantılarına verilmiş tehlikeli tavizler var. Her gün terör örgütünün bir elebaşı veya sözcüsü çıkıyor, bay bay Kemal için açıkça oy istiyor. Kardeşlerim şu Avrupa, Fransa’sı, Almanya’sı, İngiltere’si, acaba bu kardeşinize niye saldırıyor? Türkiye’yi sevdikleri için mi, Türkiye’de beklediklerini bulamadıkları için. İnşallah 14 Mayıs’ta bu sandıkları onlara, mezar etmeye var mıyız? FETÖ’cüler yurt dışında, bay bay Kemal’in parti delegesi gibi koşturuyor. Küresel güçlerin operasyon aygıtı olan dergiler zaten bunun için çalışıyor. Tüm bunlar ayan beyan ortadayken ne bay bay Kemal ne de ortakları bu kepazeliklere hiçbir tepki göstermiyor. Hadi bay bay Kemal’i anlıyoruz. Onun diyet borcu var, istese de konuşamaz. Koalisyonun milliyetçilik iddiasındaki ortağı Meral Hanım niye susuyor? Ha söyle bakalım. LGBT’yle ilgili ne söyledin bugüne kadar? Bir ona bir bana diyerek oy istediği adaylarının bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla ne pahasına anlaştığını niçin açıklamıyor? Yasin Börü ve 51 insanımızın katillerini azmettiren Selo’nun bay bay Kemal’e oy dilenmesinin sebeplerini niçin izah etmiyor? Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söyleyenlerden.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal önceki gün çıkmış, 10 yıl sonra, ’17-25 Aralık girişimindeki her şey montajdı’ diyor. Şimdi ben bu iftiracıya Kayseri’den soruyorum. Madem montaj olduğunu, iftira olduğunu bal gibi biliyordun, niçin bunları meydan meydan millete dinlettin? Madem yalan olduğunu, uydurma olduğunu biliyordun, niçin aylarca Meclis kürsüsünde o yalanlar üzerinde tepindin. Madem 17-25 Aralık’ın FETÖ’nün bir kumpası olduğunu biliyordun, bu darbe girişimine neden ortak oldun? Seni bu yalan ve iftira furyasına öncülük etmeye kim zorladı? Seni bu çamur siyasetine kim bulaştırdı? Hangi örgüt bulaştırdı? 15 Temmuz destanına ‘kontrollü darbe’ diyerek lekelemeni senden kimler istedi? Bay bay Kemal’in artık bu sorulara cevap verme vakti gelmiştir. Bay bay Kemal bu millete ve Türk siyasetine bir iyilik yapmak istiyorsa, çıkmalı üzerindeki şüphe bulutlarını cesaretle kaldırmalıdır. Şayet gerçekten helalleşmek istiyorsa önce buradan başlamalıdır. Biz ülkemize ve milletimize, sorumluluğumuzun gereği olarak bu meseleyi sonuna kadar takip edeceğiz.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde yaşananlarla bazı CHP ve HDP’lilerin terör örgütü PKK ve özerklik söylemlerinin yer aldığı görüntüleri izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’nin bu partilere milletvekilliği vermeyeceğini söyledi.

Terör örgütü PKK’yı ancak kendilerinin vuracağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve “yandaşlarının” “arkamızda PKK var” diyenlerle gezdiğini belirterek, Kayseri’nin, yerli ve millî duruşunu 14 Mayıs’ta yeniden göstereceğini ifade etti.

“SON 21 YILDA KAYSERİ’YE 83 MİLYAR LİRAYI AŞKIN YATIRIM YAPTIK”

Kayseri’nin lokomotif şehirlerden biri olduğunu, ne kadar güçlü ve müreffeh olursa Türkiye’nin de o derece güçlü ve müreffeh olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda Kayseri’ye 83 milyar lirayı aşkın yatırım yaptıklarını bildirdi.

Eğitimde, sporda, sosyal yardımlarda, sağlıkta şehre çağ atlattıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa ettikleri Kayseri Şehir Hastanesinin bölge için de önemli bir eser olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bay bay Kemal TOKİ’nin 22 yılda 500 bin konut yaptığını söylemiş. TOKİ, 18 bin 836 Kayseri’de olmak üzere, Türkiye genelinde 1,2 milyon konut inşa etti bay bay Kemal. Kayseri’de 2 bin 71 konutun yapımı sürüyor. Şimdi de İlk Evimle 4 bin 585 yeni konut yapıyor. İlk İş Yerimle 214 iş yeri inşa ediyor. İlk Arsamla altyapısı hazır 25 bin arsa veriyoruz. Şehrimizde riskli 4 bin 600 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik” dedi.

Kayseri’de 4 millet bahçesinden 2’sinin yapımının, 2’sinin ise projelendirme çalışmalarının devam ettiğini, 83 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol uzunluğunu 652 kilometreye çıkardıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşası devam eden yolların bir kısmını bu yıl, bir kısmını da gelecek yıl tamamlayacaklarını aktardı.

Kapadokya turizmine katkı sağlayacak Ürgüp-Soğanlı yolunu yatırım programına aldıkları bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, demir yollarında Kayseri’nin Yerköy üzerinden Ankara-Sivas yüksek hızlı tren hattına bağlanacağını, Kayseri Boğazköprü Lojistik Merkez Projesi’nin birinci etabının tamamlandığını, ikinci etabın yapımına başlandığını, gelecek yıl buranın da tamamlanacağını bildirdi.

“KAYSERİ’Yİ HER ALANDA İLERİYE TAŞIMAK BİZİM ASLİ GÖREVİMİZ”

Kayseri Havalimanı’na yapılan yeni iç ve dış hatlar terminal binasıyla apron inşasını bu yıl içinde tamamlayarak açmayı planladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tarım ve ormanda 3 bin dekar araziyi sulayacak Develi Köseler Barajı ile Sarız Fettahdere Barajı’nın inşası sürüyor. Sanayi ve teknolojide 2 teknopark 17 araştırma geliştirme merkezi ve tasarım merkezi kurduk. Yeni bir organize sanayi bölgesi daha kuracağız. Enerjide Felahiye, Özvatan, Pınarbaşı ve Sarız’a doğal gaz arzı sağlamayı planlıyoruz. Kayseri’yi her alanda ileriye taşımak bizim asli görevimiz ve bunu sürdüreceğiz. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. Ben, Kayseri’den yeni bir müjde bekliyorum. Ben, Kayseri’den bir rekor bekliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kandil’dekilerin milleti yok, bayrağı yok, ezanı yok, dini yok ama benim Kürt kardeşlerimi tenzih ederim. Bunlar Diyarbakır annelerinin yavrularını kaçıranlar değil mi? Hâlâ onları Kandil’de taciz edenler değil mi? Buradan haykıralım ki iyi duysun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının öncesinde, kürsüye eşi Emine Erdoğan ile çıkarak vatandaşları selamladı.

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’taki resmî temasları kapsamında, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile görüştü.


Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak’a resmî ziyareti kapsamında Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile Bağdat Sarayı’nda bir araya geldi.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ta

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Irak Bağdat

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunmak üzere gittiği Irak’ın başkenti Bağdat’a ulaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Bağdat Uluslararası Havalimanı’nda Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve diğer yetkililer resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Irak ziyaretinde; Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır eşlik ediyor.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Emine Erdoğan, Nijerya Devlet Başkanı’nın eşi Oluremi Tinubu ile görüştü

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu’nun eşi Oluremi Tinubu ile görüşme gerçekleştirdi.

Emine Erdoğan, daveti üzerine İstanbul’a gelen Oluremi Tinubu ile Vahdettin Köşkü’nde bir araya geldi. Oluremi Tinubu, görüşmede, Emine Erdoğan’a daveti ve ev sahipliği için teşekkür etti.

Emine Erdoğan, bir yıl önce göreve gelen Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu ile eşini tebrik etti.

Görüşmede, Nijerya’nın kültürüyle ve nüfusuyla çok zengin bir ülke olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, Nijerya’nın Türkiye için önemli bir dost ülke olduğunu vurgulayarak, Tinubu’nun döneminde ilişkilerin güçlenerek artacağına inandığını söyledi.

Türkiye’nin Afrikalı dost ve kardeş ülkelerle samimi ilişkiler kurduğunu kaydeden Emine Erdoğan, bu anlayışla Afrika ülkelerine her türlü desteği sağlayacaklarını ve çalışmalarında yanlarında olacaklarını vurguladı.

Oluremi Tinubu ise Emine Erdoğan’ın Afrika’ya olan özel ilgisi ve desteğinin bilindiğini, kendisinin de bunu yakından takip ettiğini dile getirdi.

Emine Erdoğan, Afrika ülkelerindeki kadınların el emeği ürünlerin satışa sunulduğu ve gelirinin Afrikalı kadınlara ulaştırıldığı “Afrika El Sanatları ve Kültür Evi” hakkında Oluremi Tinubu’ya bilgi verdi.

Nijerya’nın sahip olduğu yüzlerce farklı etnik grup ve diliyle büyük bir kültürel zenginlik taşıdığını anlatan Oluremi Tinubu, Afrika El Sanatları ve Kültür Evi projesi üzerinden bu zenginliğin tanıtılmasından memnuniyet duyacağını ifade etti.

Emine Erdoğan, görüşmede, Tinubu’ya Afrika üzerine kaleme alınan, “Afrika’ya Seyahatlerim”, “Afrika Atasözleri” ile hazırlıkları devam eden “Afrika Yemek Kitabı” yayınlarından da bahsetti.

Görüşmede, Emine Erdoğan’ın kıta ülkelerinden birinde doğmasa da yürekten Afrikalı olduğunu vurgulayan Oluremi Tinubu, Emine Erdoğan’ın Afrika’nın zengin kültürüne karşı özel ilgisinden dolayı memnuniyetini ve teşekkürlerini iletti.

Kadınların ve bilhassa gençlerin güçlendirilmesi üzerine hayata geçirilen projelerin karşılıklı anlatıldığı görüşmede iş birliği imkânları da ele alındı.

Oluremi Tinubu, bu kapsamda kadınların güçlendirilmesi ve sosyal yardımlar başta olmak üzere birçok alanda yürüttükleri çeşitli faaliyetlerle ilgili bilgi paylaşımında bulundu.

Eğitimin öneminin vurgulandığı görüşmede Oluremi Tinubu, Emine Erdoğan’ın en son Nijerya ziyaretinde açılışını yaptığı Yunus Emre Enstitüsü’nün bu kapsamda iyi olanaklar sunduğunu kaydetti.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

“Türkiye’ye Hoş Geldiniz”

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.

Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı

Avatar

Published

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bir Ramazan-ı Şerifi, bayramı geride bıraktık. Rahmet, bereket ve yardımlaşma ayı olan Ramazan-ı Şerifin manevi iklimini en güzel şekilde teneffüs etmek için hep birlikte gayret gösterdik. Ramazan Bayramı’nı da ruhuna uygun şekilde kırgınlıkları giderdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bir kardeşlik şölenine dönüştürdük.

Rabbimden bizleri sağlık ve huzur içinde daha nice Ramazan-ı Şeriflere ve bayramlara ulaştırmasını niyaz ediyorum.

İdari izinle birlikte dokuz güne çıkardığımız bayram tatili boyunca tüm Türkiye genelinde ciddi bir insan ve araç trafiği yaşandı, kara, hava ve demir yollarımızı kullanan kişi sayısı 120 milyonu geçti. Gerek yollarımızın kalitesi, gerekse emniyet birimlerimizin aldığı tedbirler sayesinde bu yoğun süreci geçmiş yıllara göre az bir kayıpla atlattık. Muhalefetten gelen eleştirilere rağmen hizmete aldığımız köprülerin ve otoyollarımızın trafiği ne kadar rahatlattığını bir kez daha görmüş olduk. Sadece Osman Gazi Köprümüzden 5 Nisan-14 Nisan arasında geçen araç sayısı 941 bini aştı. İstanbul Havalimanı’nda 2 milyon 213 bin yolcuya hizmet verildi. Antalya Havalimanımız 14 Nisan Pazar günü 11 bin 260 yolcuyla 2024’ün en yüksek rakamına ulaştı. Yüksek hızlı trenlerle 1 milyon insanımız seyahat etti. Benzer rakamlar diğer ulaştırma projelerimiz için de geçerlidir.

Kamu-özel iş birliğiyle devletin kasasından tek kuruş çıkmadan hayata geçirdiğimiz projelerimizin milletimizin hayatını kolaylaştırma yanında ülkemiz ekonomisine de katkı sağlamasından memnuniyet duyuyoruz.

ANTALYA’DAKİ TELEFERİK FACİASI

Bayramın üçüncü günü Antalya’da meydana gelen teleferik faciasıyla hepimizin yürekleri dağlanmıştır. Bir vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 17 vatandaşımızın yaralandığı bu elim kazada 174 insanımız da kabinlerde saatlerce mahsur kaldı. AFAD ve Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere devletimizin birimlerinin yoğun gayretleri neticesinde 23 saat süren bir tahliye operasyonuyla 174 vatandaşımızın tamamını burunları kanamadan kurtardık.

Kurtarma çalışmalarını gece-gündüz demeden büyük bir titizlikle sürdüren 2 bin 200’den fazla personelimizin her birine buradan teşekkür ediyorum.

Kurtarılan vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yaralılarımıza Rabbimden acil şifalar diliyorum.

“ANTALYA VE BEŞİKTAŞ’TAKİ CİNAYETLERİN FAİLLERİNİN YARGIYA HESAP VERMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”

Yaşanan olayla ilgili ihmali, kusuru ve sorumluluğu olanlara dair yargımız süratle harekete geçmiş, bilirkişi oluşturarak bir ön rapor hazırlanmıştır. Soruşturma kapsamında özellikle bu hattı işleten firma ile bakımdan sorumlu firma yetkililerinin aralarında yer aldığı beş kişi tutuklanmış, sekiz şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.

Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük. İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar. Bunun adı sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda ikiyüzlülüktür. Hiç kimse siyasi kimliğini öne sürerek sorumluları adaletten kaçıramaz. Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzerimize düşeni yapacağımızın bilinmesini özellikle istiyorum.

Birilerinin ihmali veya sorumluluğu dolayısıyla benzer acıların tekrar yaşanmaması için Çalışma, Turizm ve İçişleri bakanlıklarımız vasıtasıyla tedbirlerimizi ve denetimlerimizi daha da yoğunlaştıracağız.

Bu vesileyle, trafik kazalarında ve her iki faciada hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

“TÜRKİYE, BİR SEÇİMİ DAHA ANLININ AKIYLA DÜNYAYA ÖRNEK OLACAK BİR OLGUNLUKLA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR”

Yüksek Seçim Kurulu’nun 2 Ocak tarihli açıklamasıyla başlayan 31 Mart mahallî idareler seçim maratonunu hamdolsun suhuletle tamamladık. Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi, demokrasimizin kazanç hanesine yazılmıştır.

Bu başarı tablosunun oluşmasında hizmeti geçen her kademedeki kamu görevlilerini ve siyasi partilerimizi tekrar tebrik ediyorum.

Milletin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarına, meclis üyelerine ve muhtarlarımıza muvaffakiyetler temenni ediyorum.

Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladığımızı ifade etmek isterim. Yarınki grup toplantımızda seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde değerlendireceğiz.

Burada bir hususa değinmekte fayda görüyorum. Bir süredir istisnasız her seçim öncesinde tedavüle konulan son seçim propagandasının 31 Mart’la beraber tamamen safsatadan ibaret olduğu anlaşılmıştır. Türkiye, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha anlının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştirmiştir. 31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir. 31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir. Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum.

“14-28 MAYIS SEÇİMLERİYLE PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ TARTIŞMALARI KAPATILMIŞTIR”

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak son 21 yıldır olduğu gibi gelecekte de demokrasimizin standartlarını yükseltmeye devam edeceğiz. Bu irademizin yakın zamandaki en net tezahürü bugün yedinci yıl dönümünü idrak ettiğimiz 16 Nisan halk oylamasıdır. Türkiye, 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur. 16 Nisan halk oylaması modern dönem siyasi tarihimizin en büyük millî irade devrimlerinden biri olarak demokrasi mücadelemizde yerini almıştır.

14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmıştır. Siyaset kurumunun eskiye dönüş tartışmalarıyla vakit kaybetmek yerine, mevcut sistemin daha da iyileştirilmesine mesai harcamasının Türkiye için çok daha faydalı olacağına inanıyorum. Böyle bir adım atılması halinde uygulamadaki altı yıllık tecrübeler ışığında biz de bu sürece gerekli katkıyı sunmaktan memnuniyet duyarız.

“EKONOMİ, DEPREM, TERÖRLE MÜCADELE BAŞTA OLMAK ÜZERE ACİL SORUNLARIMIZA ODAKLANDIK”

Ülkemizin son 10 ayına damga vuran seçim gündeminin geride kalmasıyla birlikte tüm -özellikle bunu söylüyorum- seçim tarihi boyunca gidiş-gelişler artık asıl meselelere son verilme dönemidir. Ekonomi, güvenlik, deprem, hak ve özgürlükler ile terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklanmış bulunuyoruz. Kovid-19 salgınıyla başlayan, sonrasındaki gelişmelerle derinleşen küresel ekonomik kriz özellikle enflasyon boyutuyla halen devam ediyor. Üretim, istihdam, yatırım ve enflasyonu kontrol altına alma konusunda gelişmiş ekonomiler dâhil hemen herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye olarak yakın çevremizdeki gerilimlerin ve çatışmaların da etkisiyle bu olumsuzlukların yansımalarını maalesef biz de hissediyoruz. Bir taraftan her gün bir yenisi patlak veren bölgesel krizleri yönetirken, diğer taraftan da ekonomideki yol haritamıza sıkı sıkıya bağlı kalıyoruz.

Geçen sene uygulamaya koyduğumuz Orta Vadeli Programın müspet sonuçlarını görmeye başladık. 2023 yılını yüzde 4,5’luk büyüme oranıyla kapattık. Tarihimize ilk kez millî gelirde 1,1 trilyon doları, kişi başına düşen gelirse ise 13 bin doları aşmış olduk. Satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 11’inci ekonomisiyiz. 2024’ün ilk çeyreğine ait veriler net ihracatın büyümemize önemli katkı sağladığını ortaya koyuyor. 2024 yılının Ocak-Mart arasında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 3,6 oranında artışla 63,7 milyar dolara yükseldi. Mart ayı ihracatımız ise 22 milyar 578 milyon doları buldu. Bu rakamla en yüksek üçüncü Mart ayı ihracat değerine ulaştık. İthalatta Ağustos ayından bu yana aylık azalış trendi devam ediyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı bir önceki yılın aynı ayına göre 1,3 puan artışla yüzde 75’i yakaladı. İhracatın da pozitif etkisiyle büyüme oranımızın yılsonunda yüzde dörde yaklaşacağına inanıyoruz. Özellikle istihdam piyasamız güçlü bir ivme gösteriyor. Dün açıklanan Şubat ayı rakamlarına göre istihdam mevsim etkilerinden arındırıldığında yıllık bazda 1 milyon 156 bin artışla 32,4 milyona ulaştı. İşsizlik oranı ise, yüzde 8,7 olarak gerçekleşti. Tüm dünya gibi bizim de temel sorunumuz, hayat pahalılığıyla katmerleşen enflasyon baskısıdır.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Emeklilerimiz başta olmak üzere enflasyonun ücretli kesimde yol açtığı sıkıntıları yakinen biliyoruz. Bu konuda tavrımız palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek, kalıcı refah artışını sağlamaktır. Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız. Abuk sabuk vaatlerin adeta havada uçuştuğu 31 Mart seçim sürecinde maruz kaldığımız onca baskıya rağmen, seçim ekonomisi uygulamayarak milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu kararlı duruşumuzun Türkiye ve Türk ekonomisi için ne kadar kıymetli olduğunu inşallah zamanla hep birlikte daha da iyi göreceğiz. Yıllık enflasyonun senenin ikinci yarısından itibaren piyasa beklentileriyle de uyumlu bir şekilde düşüşe geçmesini bekliyoruz. Uyguladığımız politikaların etkisiyle cari açıkta daralma başladı. Ocak ayında yıllık cari açık geçen seneye kıyasla 15 milyar dolar azalarak 37,5 milyar dolara geriledi. Altın ve enerji hariç tutulduğunda 34,6 milyar dolarlık cari fazla gerçekleşti. Olağanüstü bir durum olmaması halinde sene sonunda cari açığın millî gelire oranla yüzde 2,5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. Kendi enerji kaynaklarımızı devreye aldıkça inşallah bu oranlar daha da iyileşecek.

Gabar petrolü ve Karadeniz doğal gazı keşiflerimizle uzun yıllar sonra bu sektörde ilk defa özgüven kazandık. Bayramın ikinci günü Gabar’daki petrol üretiminde günlük 40 bin varilin üzerine çıkmayı başardık. 2024 sonu hedefimiz günlük 100 bin varile ulaşmak, bunun için de gece-gündüz demeden çalışıyoruz. Van ve Hakkâri’deki yeni kuyularımızda yapacağımız keşiflerle üretim rakamlarını çok daha yukarılara taşıyacağız. Yeni dönemde Orta Vadeli Programımızı güçlendirecek adımlar atacağız. Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıklarını yaptı, inşallah çok yakında bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Orta Vadeli Programın güçlendirilmesinde üç temel önceliğimiz bulunuyor. Bunlar kamuda tasarrufları arttırmak, yatırımların öncelik haline getirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Türkiye’nin geleceği hep vurguladığım gibi; yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla şekillenecektir. Büyüme potansiyelimizi güçlendirmenin yolu verimliliği ve rekabeti arttırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde yakaladığımız ivmeyi diğer alanlara da teşmil ederek inşallah hedeflerimize ulaşacağız.

Dünya savaşların, çatışmaların, siyasi ve ekonomik krizlerin, sosyal çalkantıların kıskacında adeta kıvranırken hamdolsun Türkiye bölgesinin istikrar adası olma vasfını korumaktadır. Bunun gerisinde ise dış politikada takip ettiğimiz dengeli ve ilkeli siyaset ile savunma sanayii alanında elde ettiğimiz tarihî başarılar vardır. Gazze krizinin ilk gününden itibaren ateşin bölgeye yayılma riskine dikkat ettik. Bir taraftan akan kanın durması, diğer taraftan bölgeye insani yardımların ulaştırılması için çabalarken gerilimin daha fazla tırmanmaması için de her seviyede yoğun gayret gösterdik. Türkiye, bugün yola çıkan 3 bin 774 tonluk dokuzuncu iyilik gemisiyle birlikte Gazze’ye en fazla insani yardım yapan ülke konumunu perçinlemiştir. 7 Ekim’den sonra İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasına öncülük eden ülke Türkiye’dir. Bu hakikate rağmen hükûmetimiz maalesef çok haksız, insafsız, buram-buram fırsatçılık kokan ithamlara maruz kalmıştır. Özellikle böyle olmadığını bal gibi bildikleri halde jet yakıtı konusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne iftira atanları asla ve asla unutmayacağız. Türkiye, katliamların çok öncesinde İsrail’e askerî amaçla kullanılabilecek hiçbir malzemenin satışına izin vermemiştir. Zaman geçtikçe bu ahlaksız kampanyaların arkasında hangi hesapların ve odakların bulunduğu elbette ortaya çıkacaktır. Biz doğru bildiğimiz, hak bildiğimiz, ülkemiz ve bölgemiz için en hayırlı olan yolda yürümekten geri durmayacağız. 13 sene önce çatışmalar ilk başladığında Suriyeli komşularımıza nasıl kucak açtıysak, Ukrayna’daki savaştan kaçanlara nasıl sırtımızı dönmediysek, Irak’ta DEAŞ terörü estirdiğinde nasıl imkânlarımızı seferber ettiysek, Sudan’daki kardeş kavgasını bitirmek için nasıl kendimizi paraladıysak, Gazze krizinde de kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmeye devam edeceğiz.

“İRAN’LA YAŞANAN GERİLİMİN MÜSEBBİBİ NETANYAHU VE GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ YÖNETİMİDİR”

Son yedi aydır önüne geçmek için uğraştığımız tehlikelerin peyderpey gerçekleşmeye başladığını görüyoruz. Hafta sonu yaşanan hadiseler hem Batının çifte standartlı tutumunu, hem de tüm bölgeyi sarabilecek bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını göstermiştir. Son olayda problemin kaynağı doğru tespit edilmelidir. Sadece 13 Nisan gecesine bakarak bir değerlendirmede bulunmak hakkaniyetli, adaleti ve ilkeli bir tavır olmayacaktır. 7 Ekim’den bu yana İsrail Hükûmeti ateşi bölgeye yaymak için provokatif adımlar atmaktadır. İsrail’in uluslararası hukuku ve Viyana Sözleşmesi’ni çiğneyerek Şam’daki İran Büyükelçiliği’ni hedef alması bardağı taşıran son damla oldu. İsrail yönetiminin uluslararası teamülleri ayaklar altına alan hoyratlığına birkaç ülke dışında tepki veren çıkmadı. Aylardır İsrail’in saldırgan tutumuna ses çıkartmayanlar, İran’ın cevabı karşısında hemen kınama yarışına girdiler. Oysa burada öncelikle kınanması, telin edilmesi gereken Netanyahu’nun ta kendisidir. Gazze’de kadın, çocuk, bebek, sivil demeden 34 binden fazla masumu katleden, haber yapma dışında hiçbir gayesi olmayan basın mensuplarını öldüren, okulları, kiliseleri, camileri, mülteci kamplarını hatta yardım malzemesi almak için sıra bekleyen insanları bombalayan tam 193 gündür tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uygulayan tüm bunlarla birlikte kamuoyu baskısını azaltmak için her türlü şımarıklığı sergileyen Netanyahu’dan başkası değildir. Netanyahu siyasi ömrünü uzatmak adına hem kendi vatandaşlarının hem de tüm bölge halklarının canını tehlikeye atmaktadır. Şurası tartışmasız bir gerçektir: 13 Nisan gecesi yüreklerimizi ağzımıza getiren gerilimin birinci müsebbibi Netanyahu ve gözünü kan bürümüş yönetimidir. Bu gerçeği kabullenmeden yapılan açıklamaların tansiyonu düşürmek adına hiçbir fayda geçirmeyeceği kanaatindeyiz. Türkiye olarak özellikle son iki gündür Gazze’deki katliamların geri plana itilmemesi için temaslarımızı daha da artırdık.

Dışişleri Bakanımız Amerikalı, İranlı, İngiliz, Ürdünlü muhataplarıyla ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’yle görüştü. Bizim de dün Katar Emiri Şeyh Temim’le bir telefon görüşmemiz oldu. İnşallah telefon diplomasimize bu hafta boyunca devam edeceğiz. Tüm tarafların şu hakikatin idrakinde olması gerekiyor: Gerilimde sürekli el yükselterek hiçbir yere varılmaz. Ateşe körükle gitmenin de, Netanyahu yönetimini sürekli şımartmanın da hiç kimseye hayrı dokunmaz. Tüm aktörleri artık saldırılara son vermeye ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz. Gazze’de zulüm ve soykırım durmadıkça bölgemizin yeni gerilimlere gebe olduğu açıktır. 193 gündür ortada tek bir mağdur vardır o da mazlum Gazze halkıdır. İslam âlemi ve Arap Ligi başta olmak üzere sorumluluk sahibi herkes artık seslerini daha fazla yükseltmelidir. Biz bu amaçla tüm kapıları zorlamaya, elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz.

“SAVUNMA SANAYİNDE TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞINCAYA KADAR DURMADAN MÜCADELE EDECEĞİZ”

Son hadiselerde insansız hava araçları başta olmak üzere savunma sanayii alanındaki atılımlarımızın önemini bir kez daha gördük. Göreve geldiğimizde yüzde 80’ler düzeyinde olan dışa bağımlılığımızı bugün yüzde 20’lere indirmiş bulunuyoruz. Bundan yaklaşık 16-17 sene önce İsrail’den hangi zor şartlarda insansız hava araçları temin ettiğimizi o günleri hatırlayanlar çok iyi biliyor. Ciddi rakamlar ödeyerek bin bir nazla ülkemize satılan heronlar sürekli arızalanmaları sebebiyle tam manasıyla bize bir fayda sağlamadı. Sadece insansız hava araçlarında değil, tabanca dâhil her türlü silah ve mühimmatta başkalarına bağımlı olmanın sıkıntısını çok çektik. Öyle günler oldu ki ücretini peşin ödediğimiz silahlar bile teslim edilmedi. Suriye’ye yönelik harekâtlarımızda müttefiklerimizin ambargosuna maruz kaldık.

Burada şunu açık ve net ifade etmek isterim: Şayet biz kendi göbeğimizi kendimiz kesme iradesi göstermeseydik bugün aynı sorunları hâlen yaşıyor olurduk. 850’i aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle bu alanda kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık. TB-2 AKINCI, ANKA ve AKSUNGUR Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında beşinci nesil savaş uçağımız KAAN ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. KIZILELMA ve ANKA-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. Bundan on sene, on beş sene, yirmi sene önce tohumlarını serptiğimiz projelerin hamdolsun bugün meyvelerini toplamaya başladık. Türkiye’nin gurur kaynağı olan savunma şirketlerini ahlaksızca hedef alınmasının gerisinde işte bu eşsiz başarı hikâyesi vardır. Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor. Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor. Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

İyi ki Varsın

Avatar

Published

on

Hep söylenildiği gibi ona aşık olmak zor mudur sorusunun cevabının orada yaşayanlara sorulsa da, insanlık tarihinde 5000 yıllık geçmişinde, medeniyetlere beşiklik etmiş, sayısız müzesi, arkeolojik alan ve tarihi kalıntıları ,opera ,bale salonları, kendisine has mutfağı, şenlik ve festivalleri, Atatürk Orman Çiftliği, kaplıcaları ile dünyada 40 kardeş şehir unvanı ile 1920 yılından bu yana modern Türkiye’nin Başkenti Ankara

“İyi ki Varsın” yazı dizimizde başarıdan başarıya koşan, her başarısı ödüllerle taçlandırılan Diplomat Gürsel Demirok’ a yer verdik. Yukarıda bahse konu ettiğim Anadolu’nun en köklü yerleşim merkezi Ankara’ da 1945’de dünyaya geldi.
“İnsanların isimlerinin önündeki sıfatlardan ziyade geride bıraktıkları ile eserlerle, çalışmalar ile anılmalılar” der. Fenerbahçelidir. Denize , doğaya aşıktır. Yazmayı sever. Şu sıralarda da en büyük tutkusu yazmak. geriye bir şeyler bırakmak….adına tek kelime ile Yazmak olan ,Gürsel Demirok ;
Küçük yaşta babasını kaybetti. Darüşşafaka Lisesi’ni 1964 yılında bitirdi. Yaşamının en önemli noktalarından birisi Darüşşafaka’ yı anlatırken ;
İstanbul Fatih’te 120 yıl boyunca eğitim verdiği tarihî binasından 1994’te Maslak’a taşınan, on yaşında ailelerinden emanet aldığı çocukları; Atatürk ilkeleri doğrultusunda, yaşam boyu öğrenen, evrensel değerleri benimsemiş, özgüvenli, ülkesine ve topluma karşı sorumlu liderler olarak yetiştiren, günümüzde kız çocuklarının yetişmesi noktasında kapılarını açan. Türkiye’nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşlarından birisi diyerek ifade ediyor.
Eğitim yıllarında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinin ehemmiyetini ,1968 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduğunda daha da iyi anladı. Çünkü; Mülkiyeli olmaktan her zaman gurur duyuyor.
Pakistan’ın başkenti İslamabad Büyükelçiliğimizde görevli iken (1974) İslamabad da evlendi, BM Daimî Temsilciliğimizde görevli iken bir kızı, Atina Büyükelçilimizde görevli iken de bir oğlu oldu.

Osmanlı İmparatorluğu’ nda, dış işleri Reis-ül Küttap diye konu olan, ve günümüz de TC Dış İşleri Bakanlığı diye bahsedilen kuruma 1969’ da İşe başladı. Dışişleri Bakanlığı da hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Kendilerinin Diplomat olması onun her daim gurur kaynağı olmuştur.
BM Türkiye Daimi Temsilciliğinde görevli olduğu yıllarda (1974-1977) BM Genel Kurul u 4, Komite (Decolonisation Committee) Raportörlüğüne seçildi. Kuveyt ”in, Irak tarafından işgal edildiği tarihlerde, Kuveyt Büyükelçiliğimiz Müstaşarı idi.
1993-1997 yılları arasında Mainz Başkonsolosu olarak görev yaptı. Bu görevde iken girişimlerde bulunarak Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917 de Veliaht Vahdettin ile birlikte Almanya’ya yaptığı ziyaret anısına Türk heyetinin kaldığı görev bölgesindeki Bad Kreuznach Park Hotel ‘de 23 Nisan 1977 de Atatürk Salonu açılmasını ve ziyaret anısına otelin girişine bir yazıt konulmasını sağladı. Açılış görkemli bir törenle gerçekleştirildi. Otel bugün Türklerin etkinlikler düzenledikleri bir mekâna dönüştü.

1977 yılında Dışişleri Bakanlığı müşaviri olarak atandı. 1999 yılında bakanlık müşaviri iken, Başbakanlık İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Sekreterya Başkanı oldu. 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti döneminde hazırladığı ilerici insan hakları raporu AB Kopenhag Kriterlerinin karşılanmasına yönelik çalışmalar da referans belgesi olarak kullanıldı ve “Demirok Raporu “olarak anıldı.
2000-2004 yılları arasında Zürih Başkonsolosu olarak görev yaptı. Zürih Başkonsolosluğu binasında Park Hotel deki Atatürk Salonuna benzer bir Atatürk Salonu açtı. Salonda Kurtuluş savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarına ilişkin belge ve fotoğraflar yer almakta. Bu salonda da Türkleri buluşturan etkinlikler düzenlenmekte.2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’ın başdanışmanı oldu,
Mainz ve Zürih ‘te Başkonsolos iken vatandaşlarımızla birlikte olmağa, derneklerinin düzenledikleri etkinliklere katılmağa, çocuklarımızı okullarında ziyaret etmeğe, gençlerin sportif müsabakalarına katılmağa vs. büyük önem vermiştir. Hayatının en değerli anılarından biridir Başkonsolosluk yılları.

2005 yılında MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanı olarak atandı ve bu görevindeyken 2010 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı.
MGK Araştırma ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’na atanmış ilk sivil görevlidir. Atatürk’ün Almanya gezisi ve Avrupa’daki Türkler üzerine kitapları var. Halen gazeteler ve internet sitelerinde iç ve dış siyasi gelişmeler, insan hakları, milli güvenlik vs. konularda yazılar kaleme almakta.
Diplomat olmasını kaleme aldığında şu ifadeleri bizlerin görmemesi içten bile değil ;
“Dışişleri Bakanlığı, çırağından ustasına, küçüğünden büyüğüne Meslek Memurlarının oluşturduğu büyük bir ailedir. Ailenin her ferdi birbirini çok iyi tanır, eksiğini, fazlasını bilir. Bu yüzden, diplomatlar için kurumsal kimliğin önemi çok büyüktür.

Dünya tarihini ve ülkesinin tarihini çok iyi bilmelidir. Dünyadaki ve ülkesindeki gelişmeleri sürekli olarak ve yakından takip etmelidir. Her konuda söyleyecek birkaç sözü, bu çerçevede entellektüel derinliği bulunmalıdır. Sosyal ilişkilere önem veren, her düzeyde ve her kesimden insanla ilişki kurabilen bir kişiliğe sahip olmalıdır.
Gürsel Demirok; gizli hazinem diye bahsettiği anekdotunda;
Atatürkçü düşünceye, İnsan haklarına ve milli güvenliğe çok önem verir. “İnsan hakları ve milli güvenlik bir paranın iki yüzü gibidir. “Birbirini tamamlayan, birlikte bir anlam bir değer ifade eden”
“Milli Güvenlik , insan hakları, diplomasi gibi konularla ilgilenenlerin dağın ardını görebilmeliler” sözleri var
Ülkesine olan sevdası, tabiata olan sevgisi, muhteşem dehası, yardımsever ve hoşgörüye her daim iyimser bakışı, başarı,çalışma azmi, kararlılık ve ortak akılla iş görme gibi
vasıfları üzerinde toplayan, uluslararası ve yurt içi faaliyet alanlarında ülkemizi en üst düzeyde temsil eden ,baş konsolosluk ,daire başkanlıkları ,sekretarya başkanlığı gibi üst düzey çalışma faaliyetleri ile 21. asrın ekolü, sektörünün duayeni ve tartışılmaz Mülkiyeli Diplomatımız’ a

İyi ki Varsın Gürsel Demirok diyoruz .

Levent Kandemir

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Avatar

Published

on

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle hep birlikte çok çalışacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, tüm vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti.

“Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da ebedî azaptan kurtuluş olan bir ramazan ayını daha geride bırakarak hep birlikte bayrama vasıl olduk” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bayramın ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için barışa, huzura ve esenliğe vesile olmasını diliyorum. Bizleri sevdiklerimizle beraber, sağlık ve afiyet içerisinde bir bayrama daha kavuşturduğu için Rabbime hamdediyorum. 11 ayın sultanı olan Ramazan-ı Şerif’i Gazze’nin yanı sıra gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan acılar ve zulümler sebebiyle buruk karşıladık, buruk geçirdik.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLDUĞUMUZU GÖSTERDİK”

“Gazze, 7 Ekim’den beri sadece bizim değil, tüm insanlığın kalbinde, tüm insanlığın vicdanında kanayan bir yara oldu” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşta bile dokunulmaması gereken hastanelerin, okulların, kiliselerin, camilerin bilerek bombalandığı bir vahşet sahnesiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.

İsrail’in saldırıları sonucu 33 bin Filistinli şehit düşerken, 75 binden fazla Filistinlinin de yaralandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar niyaz ediyoruz. Türkiye olarak bugüne kadar bölgeye sevk ettiğimiz toplam 45 bin tonu aşan yardım malzemesiyle, bu zor günlerinde Filistin halkının yanında olduğumuzu gösterdik. İnşallah bundan sonra da Gazze’de akan kan duruncaya ve Filistinli kardeşlerimiz, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan özgür Filistin devletine kavuşuncaya kadar desteğimizi sürdüreceğiz” dedi.

“ASRIN FELAKETİNİN YARALARINI ASRIN BİRLİKTELİĞİNİ SERGİLEYEREK HIZLA SARIYORUZ”

Dış siyasette bu adımları atarken, gündemin ilk sırasında yer alan deprem bölgesini asla ihmal etmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Asrın felaketinin yaralarını asrın birlikteliğini sergileyerek hızla sarıyoruz. Şimdiye kadar 80 bine yakın afet konutunu ve köy evini tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. Her ay 15-20 bin konut inşa etmek suretiyle yıl sonunda bu sayıyı 200 bine ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu süreçte ayrıca riskli yapı stoku yüksek şehirlerimizin depreme karşı daha dayanıklı hâle getirilmesi için de çalışıyoruz.”

PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a vatanın birliğine, insanların huzuruna kasteden terör örgütlerine nefes aldırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör bataklığını kaynağında kurutma stratejimizi kararlılıkla uyguluyoruz” diye ekledi.

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONUMUZU HAYATA GEÇİRİNCEYE KADAR BİZE DURMAK YOK”

Ekonomi cephesinde hayat pahalılığı ve enflasyonla mücadelenin en hassas oldukları konu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tüm dünyayla birlikte millet olarak bizim de canımızı yakan bu meseleyi, Allah’ın izniyle, çözmekte kararlıyız. Uyguladığımız ekonomi programının olumlu etkilerini yılın ikinci yarısından itibaren daha net bir şekilde görebileceğiz. 31 Mart seçimlerinin suhuletle tamamlanmasıyla ortaya çıkan 4 yıllık seçimsiz dönemi, bu hedeflerimizi gerçekleştirmek için kullanacağız.”

“Türkiye’nin ortak vatanımız, demokrasimizin ortak değerimiz olduğunun bilinciyle, inşallah, hep birlikte çok çalışacağız, üreteceğiz, emek vereceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirinceye kadar bize durmak, dinlenmek, soluklanmak yok” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı: “Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu vesileyle bir kez daha 31 Mart seçimlerinde sandığa giderek iradesine sahip çıkan tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Rekabet seviyesi çok yüksek bir seçimden yeni çıkmış aziz milletimizden, bayramın manevi iklimini kırgınlıkları gidermek için fırsata çevirmelerini özellikle istirham ediyorum. Bayram ziyareti veya tatil amacıyla yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum. Rabbimden Ramazan Bayramı’nın gönüllerimize huzur, ülkemize esenlik, dünyamıza ve mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyor, sizleri bir kez daha muhabbetle selamlıyorum. Bayramınız mübarek olsun.”

Okumaya Devam edin

DİPLOMAT

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

Altın Lale’nin Onursal Başkanı ,Bülent Türker

Avatar

Published

on

Hollanda’nın Rotterdam kentinde yaşayan,1993 yılında Hürriyet Gazetesi ve Jeeyses Gençİş Adamlarının düzenlediği Türkiye’nin en başarılı gençleri yarışmasında insanlara ve Gönüllü Kuruluşlara Yardım dalında Türkiye’nin en başarılı genci ödülüne layık görülen
Hollanda da ve Kırklareli Vize de yaşayan Trakya’mızın altın çocuğu Bülent Türker
Hollanda Altın Lale ve arkadaşlarının da desteği ile tüm deprem bölgelerinde,
bayram öncesi binlerce çocuğa, ayakabı göndererek depremzede çocukları ve
ailelerini mutlu ettiler.
Bülent Türker yaptığı açıklamalarda ;
Afet iletişimi toplumların genelini etkileyen, bir gereklilikten ziyade zorunluluk olarak sosyal, politik ve etik yönleriyle ele alınması gereken bir kavramdır diyor ve ekliyor
Son zamanlarda yaşanan büyük krizlerin (yangın, deprem, salgın vb.) ardından insani yardım lojistiğinin önemi daha çok anlaşılmıştır. İnsani yardım lojistiğinin başarılı olabilmesi, mağdurların acil ihtiyaçlarının en kısa sürede ve en az kaynakla karşılanabilmesi ile bağlantılıdır. İnsani yardım lojistiğini etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve etkilerinin anlaşılması sürecin başarısı açısından önemlidir. Çalışmanın amacı Türkiye’de yaşanan afetlerde kayıpları en aza indirmek için gerçekleştirilen kurtarma müdahalelerinde ve yardım malzemelerin dağıtılmasında yardım operasyonları maliyetlerinin büyük bir kısmını oluşturan insani yardım lojistiğinin performansını etkileyen kritik başarı faktörlerinin belirlenmesidir. Diyor.
Altın Lale’nin Onursal Başkanı ,Bülent Türker’ yıllardır,tüm deprem
Bölgelerine gerçekleştirdiği seyahat ve yardım kampanyaları ile, afetzedelerin yaralarını sarmak adına, özelikle çocukların ihtiyacı olan ; tablet, leptop , mont , bot ve ayakkabı ile hijyen ve okul malzemelerinin dağıtımı ile onların gönüllerini fetih etmiştir.
Bülent Türker ;Biz ilk günden beri bölgeden ayrılmadık, kış aylarında yüzlerce soba ve battaniye, ayrıca bölgeye su desteğini verdik.
Milli Bayramlar başta olmak üzere, Özelikle içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayı ve sonrasında idrak edeceğimiz Ramazan Bayramında, ailelerimizin yanında olamaya devam ediyoruz .
Deprem bölgelerine desteğimiz devam ediyor. Her şehirde ekibimiz var.Minibüslerimiz Hatay ve Gaziantep’te her zaman servise hazır.
Bize büyük destek veren Altın Lale ekibi, Vedat Kement , İdris ve Hatice Bilginsoy
Aytekin Güç, Ahmet ve Hülya Kaya ,Abdullah Polat,Osman Çelik, ve hayırsever
dostlara teşekkür ederiz.

Deprem den bu yana 100. binden fazla insana desteğimiz oldu. Hatay ve diğer bölgeleri
Unutmadık, unutmayacağız.

Levent KANDEMİR

Okumaya Devam edin

REKLAMLAR
Mayıs 2023
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031  

Genç Diplomat

REKLAMLAR
DİPLOMAT15 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

DİPLOMAT15 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

DİPLOMAT17 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ta

DİPLOMAT3 gün önce

Emine Erdoğan, Nijerya Devlet Başkanı’nın eşi Oluremi Tinubu ile görüştü

DÜNYA4 gün önce

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

DİPLOMAT5 gün önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA6 gün önce

Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA6 gün önce

Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA6 gün önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

DİPLOMAT7 gün önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

DİPLOMAT1 hafta önce

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

DÜNYA1 hafta önce

Yürüyen Evler | Setencioğlu Tiny House

GÜNDEM2 hafta önce

Endonezya Büyükelçiliği’nden Ramazan Bayramı kutlaması.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

DİPLOMAT2 hafta önce

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

DÜNYA4 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Nedim Delibaş

DÜNYA4 hafta önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DİPLOMAT4 hafta önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

GÜNDEM1 ay önce

“Savunma sanayinde her gün yeni bir başarıya imza atıyoruz”

DİPLOMAT1 ay önce

“Türkiye’yi, Cumhuriyet tarihinin en güçlü siyasi, ekonomik, askerî, sosyal seviyesine çıkardık”

DÜNYA1 ay önce

“Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız”

DİPLOMAT1 ay önce

“Güçlü bir orduya sahip olmak, bizim için tercihten öte mecburiyettir”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü Töreni’ne katıldı

DİPLOMAT1 ay önce

İyi ki Varsın Fazilet Dikmen

DİPLOMAT1 ay önce

“Türkiye Yüzyılı güneşinin doğuşuna kimse mani olamayacaktır”

DİPLOMAT1 ay önce

“Gazze’deki katliamların tekrar etmemesi ve bölgenin ihyası için garantör olarak sorumluluk üstlenmeye hazırız”

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kore Cumhuriyeti Büyükelçisi Jeong Yeondoo’yu kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burundi Büyükelçisi Didace NTureka’yı kabul etti

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Büyükelçisi Theodoros Bizakis’i kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filipinler Büyükelçisi Henry S. Bensurto’yu kabul etti.

DİPLOMAT1 ay önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk Büyükelçisi Blerta Kadzadej’i kabul etti.

DİPLOMAT1 hafta önce

İyi ki Varsın Gürsel Demirok

DÜNYA4 hafta önce

İyi ki Varsın Bülent Türker

DÜNYA4 hafta önce

Dünden Bugüne Yarından Geleceğe Nedim Delibaş

DİPLOMAT2 hafta önce

Dostluk Kapısının Anahtarı, Bülent Türker

DİPLOMAT4 hafta önce

“Tüm renkleriyle, tüm farklılıklarıyla Türkiye’yi kucaklayan bir anlayışla 85 milyona aşkla hizmet ediyoruz”

DİPLOMAT2 hafta önce

“Kimsenin bizim öz güvenimizi örselemesine, hayallerimizle aramıza set çekmesine müsaade etmeyeceğiz”

DİPLOMAT3 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçimin galibi demokrasimizdir, millî iradedir”

DİPLOMAT4 hafta önce

“Ankara, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, kültür ve sanatıyla ülkemizin parlayan yıldızıdır”

DİPLOMAT7 gün önce

“Günü kurtarmak yerine, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlayacağız”

DÜNYA6 gün önce

Ruanda Büyükelçisi Charles Kayonga’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DÜNYA6 gün önce

Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ,Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

DİPLOMAT3 hafta önce

Enerjide Dışa Bağımlılığı Bitirdiğimizde Türkiye Daha Güçlü Olacak

DİPLOMAT5 gün önce

Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

GÜNDEM2 hafta önce

Endonezya Büyükelçiliği’nden Ramazan Bayramı kutlaması.

DİPLOMAT2 hafta önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı

DÜNYA1 hafta önce

Yürüyen Evler | Setencioğlu Tiny House

DÜNYA6 gün önce

“Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız”

DÜNYA4 gün önce

“Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir”

DİPLOMAT3 gün önce

Emine Erdoğan, Nijerya Devlet Başkanı’nın eşi Oluremi Tinubu ile görüştü

DİPLOMAT15 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Cumhurbaşkanı Reşid ile görüştü

DİPLOMAT15 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Başbakanı es-Sudani ile görüştü

DİPLOMAT17 saat önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’ta

REKLAMLAR
REKLAMLAR

Genç Diplomat

seers cmp badge